PROSTAT KARSİNOMUNDA PATOLOJİK EVRE VE GRADE İLE ANJİOGENETİK AKTİVİTENİN İLİŞKİSİ

Benzer belgeler
Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

10. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ Nisan 2012, Antalya

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Dr.Bahar Müezzinoğlu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

PROSTAT KANSERİNDE YENİ DERECELENDİRME SİSTEMİ. Prof. Dr. Işın Kılıçaslan İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

TANISAL BİYOPSİ VE RADİKAL PROSTATEKTOMİ MATERYALLERİNDE BELİRLENEN GLEASON SKORLARININ UYUMU

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

KANSERİNİN HİSTOPATOLOJİK ÖLÇÜTLERİ İLE NEOANJİYOJENEZİS İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Cebinizdeki Görüntü Analizi. Ki67 Proliferasyon İndeksini Belirlemek İçin Pratik Ve Basit Uygulama. Dr. Haldun Umudum Ufuk Üniversitesi, Ankara

ENDOMETRİAL HİPERPLAZİ VE KARSİNOMUNDA NÜKLEUS BOYUTUNUN KARŞILAŞTIRMALI MORFOMETRİK ANALİZİ. Dr. Ayşe Nur Uğur Kılınç. Dr.

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

Prostat İğne Biyopsisi Öncesi Hormonal Değerlendirme ile Lokal İleri Prostat Kanseri Arasındaki İlişki

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

Radikal Prostatektomi Yapılan Hasta Verilerinin Partin Tabloları İle Uyumluluğunun Araştırılması

PROSTAT ADENOKARSİNOMLARINDA MAMMALIAN TARGET OF RAPAMYCIN (mtor) YOLAĞININ PROGNOZA ETKİSİ

PROF.DR. KADİR BAYKAL GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ ÜROLOJİ KLİNİĞİ

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Prostat Tümörlerinde WHO 2016 Sınıflandırması DR. BORA GÜREL KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

KANSERİNİN HİSTOPATOLOJİK ÖLÇÜTLERİ İLE NEOANJİYOGENEZİS İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

MİDE KANSERİNDE P53 EKSPRESYONUNUN PROGNOSTİK ÖNEMİ: META- ANALİZ

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Prostat kanseri nedeniyle radikal prostatektomi uygulanan hastalarda nüks ve sağkalımı etkileyen faktörler

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomlarının EGFR Mutasyon Analizinde Real-Time PCR Yöntemi ile Mutasyona Spesifik İmmünohistokimyanın Karşılaştırılması

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Radikal Prostatektomi Sonrası Yüksek Riskli Grupta RT: Erken mi Geç mi? Dr Şefik İğdem

Prostat iğne biopsilerinde adenokarsinom sitomorfolojik tanı bulguları ve prognostik önemi

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

Transrektal Prostat ne Biyopsi ve Radikal Prostatektomi Spesmenlerinde Gleason Skorlar n n Karfl laflt r lmas

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

LOKALİZE PROSTAT KANSERLİ HASTALARDA PELVİK LENFADENEKTOMİNİN DEĞERİ THE VALUE OF PELVIC LYMPHADENECTOMY IN PATIENTS WITH LOCALIZED PROSTATE CANCER

PROSTAT İĞNE BİYOPSİSİ VE RADİKAL PROSTATEKTOMİLERDEKİ GLEASON SKORLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Ürotelyal Karsinomlu 191 Olgunun Radikal Sistektomi Materyalinde Histopatolojik İnceleme

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

CORRELATION of CLINICAL and HISTOPATHOLOGICAL PARAMETERS to SURVIVAL and NECK METASTASIS in LARYNGEAL SQUAMOUS CELL CARCINOMA

Comparison between needle biopsy and radical prostatectomy samples in assessing Gleason score and modified Gleason score in prostatic adenocarcinomas


MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

Dr. Bahar Müezzinoğlu. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

Mide Rezeksiyon Materyallerine Yaklaşım, Evreleme ve Raporlama

Dr. Filiz FİLİZ. T.C.S.B. Nusaybin Devlet Hastanesi

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

TİROİD PAPİLER MİKROKARSİNOMLARDA SANTRAL LENF NODU METASTAZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

Tiroid Patolojisi Slayt Semineri

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

Kökten Tedavi Sonrası PSA Nüksü. Dr. M. Gökhan Toktaş İstanbul Eğitim ve Arş. Hastanesi Üroloji Kliniği

GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA ÖĞRENİM HEDEFİ. Mesane ve üreterin normal ve patolojik özelliklerini belirler

RA Hastalık Aktivitesinin İzleminde Yeni Biyobelirteçler Var mı? Dr. Gonca Karabulut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

Meme kanser cerrahisinde sentinel lenf nodunu değerlendirmede intraoperatif sitolojinin tanı değeri

Organa Sınırlı Prostat Kanserinde Aktif İzlem. Prof. Dr. Tarık Esen Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

Radikal prostatektomi spesmenlerindeki MMP-2 nin, MMP-9 un ve TIMP-1 in immünohistokimyasal ekspresyonlarının prognostik değeri

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Yeni Üroloji Dergisi - The New Journal of Urology 2018; 13 (3): 38-43

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

KOLON ADENOKARSİNOMLARINDA TÜMÖR-STROMA ORANI, TÜMÖR KÖK HÜCRELERİ İLE ENTROPİNİN İLİŞKİSİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ. Yasemin Çakır DEÜTF Tıbbi Patoloji AD

Kolon Karsinomlarında Lenfanjiyogenezis in Klinikopatolojik Parametrelerle Karşılaştırılması

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I HÜCRE BİLİMLERİ 2 KOMİTESİ. İmmunohistokimya teknikleri ve Kullanım Alanları. Doç.Dr.

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Predictive and prognostic factors in locally advanced breast cancer: effect of intratumoral FOXP3+ Tregs

OLGU SUNUMU. Araştırma Gör. Dr. N. Volkan Demircan

AMELİYAT SONRASI TAKİP/ NÜKSTE NE YAPALIM? Dr. Meral Mert

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastaz ( PBAM) Sistemik Tedavinin Yeri. o Dr. Mehmet Aliustaoğlu

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

RADİKAL PROSTATEKTOMİ SONRASI PATOLOJİK EVRENİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE SERBEST/TOTAL PSA ORANININ ETKİNLİĞİ

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

TÜRK ÜROLOJİ DERNEĞİ KUZEY MARMARA ŞUBESİ AYLIK BİLİMSEL TOPLANTI OLGU SUNUMU

Dünya da ve Türkiye de Erken Evre Meme Kanseri İnsidansı ve Farklılıkları

İĞNE BİYOPSİSİNDE MİNİMAL KARSİNOM-ASAP AYRIMI. Prof.Dr. Ayhan ÖZCAN GATA Patoloji AD, Ankara

RİSK GRUPLARINA GÖRE TEDAVİ

Olgularla Lenfoma ve Myelomada PET/BT Agresif NHL. Doç. Dr. Metin Halaç İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ PATOLOJİ ANABİLİM DALI

PTEN geni; 10. kromozomda (10q23.3) lokalize tümör. Mide adenokarsinomlar nda PTEN ekspresyonu ve prognostik parametrelerle iliflkisi

Transkript:

İst. Tıp Fak. Mecmuası 62:3,1999 PROSTAT KARSİNOMUNDA PATOLOJİK EVRE VE GRADE İLE ANJİOGENETİK AKTİVİTENİN İLİŞKİSİ Işın KILIÇASLAN*, Mine G. GÜLLÜOĞLU*, Faruk ÖZCAN**, Tank ESEN**, Afife KAYA*, Veli UYSAL* ÖZET Bu çalışmada Anabilim Dalımızda incelenmiş ve random olarak seçilmiş 63 radikal prostatektomi materyalinde tümör mikrodamar yoğunluğunun patolojik evre parametreleri ve grade ile korelasyonu araştırıldı. İmmünohistokimyasal yöntemle anti-cd34 antikoru kullanılarak işaretlenen mikrodamarlar cn sık oldukları bölgede 5 büyük büyütme alanında sayılıp, ortalama değer alınarak anjiogenez indeksi (Aİ) belirlendi. Kapsül invazyonu görülen vakalarda (n-47) Aî ortalaması 58.4+20.01, kapsül negatif vakalarda (n=16) 52.3±29.9 olarak belirlendi (p=0.02). Vezikula seminalis invazyonu gösteren 15 vakada 66.1+18.5 olarak saptanan Aİ ortalaması, invazyon olmayan 48 vakada 54.0+23.5 olarak saptandı (p=0.048). Sonuç olarak Aİ ile kapsül invazyonu arasında anlamlı bir ilişki olduğu, vezikula seminalis invazyonu ile Aİ arasındaki korelasyonun ise sımrda anlamlı olduğu belirlendi. Diğer taraftan cerrahi sınır ve lenf ganglionu pozitivitesinin Aİ'dcn bağımsız olduğu sonucuna varıldı. Gîcason skoru 6 ve altında olan grup ile 7 ve üstünde olan gıubun anjiogenetik aktiviteleri arasında korelasyon saptanmadı. Değişik çalışmalarda evre ve grade ile Aİ arasında ilişki saptanırken, bu yönde çelişkili sonuçlar elde eden çalışmalar da vardır. Birçok çalışmada ise Aİ ile radikal prostatektomi sonrası progresyon arasında korelasyon saptanmıştır. Bu grubu içeren hastaların prognozlan ile İlişki bu ön çalışmanın devamı niteliğinde sürdürül inektedir. Anahtar Kelimeler: Prostat karsinomu, angiogenezis. SUMMARY The relationship between the tumor angiogenesis, pathologic stage and the tumor grade in prostate carcinoma. In this rescarch, the correlation belween the tumor mierovessel density and the parameters of the pathologic stage and grade of the prostate carcinoma was İnvestigated on 63 radical prostateetomy materials examined and reported in our department. The tumoral microvessels vvere immunohistochemically highlighted using anti-cd34 antibody, and counted in 5 high power field in which they were most intense. We determined the angiogenesis index (Aİ) by taken their mean values. The mean Aİ value was 58.4+20.1 in tumors with capsule invasion (n=47), and 52.3+29.3 in tumors without capsuîe invasion (n=16) (p-0.02). In 15 cases with seminal vesicie invasion, the mean Aİ value was 66.1+18.5 vvhereas İn 48 cases without invasion the mean was 54.0+23.5 (p=0.048). We conelude that there is a significant relation betvveen the angiogenesis and the capsule İnvasion of the tumor. We found a quiet significance betvveen the Aİ and the seminal vesicle invasion. The both surgical margin positivity and the lymph node positivity vvere found to be independent from the Aİ. There vvas no correlation betvveen the mean Aİ values of the group vvhich had a Gleason score of 6 and under and that of the group having a Gleason score of 7 and above. It has been rcvealed that the mean Aİ value correlated wifh the tumor grade and the tumor stage İn various researeh. Hovvever there arc others reporting conflicting rcsults on the samc ground. On the other hand, many authors have found that there vvas a correlation betvveen the Aİ and tumor progression after radical prostateetomy. This preliminary study İs being follovved by a nevv one in vvhich the relationship betvveen the Aİ and the survival of the same patient popıılation is further investigated. Key VVords: Prostate carcinoma, angiogenesis. Mecmuaya Geldiği Tarih: 24.06.1999 * İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Patoloji AnabÜimDalı, Çapa, İslanbıd ** İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Faküitesi, Üroloji Anabilim DaEı, Çapa, İstanbul 325

Prostat Karsinomuııda Patolo jik Evre ve Grade ile Anjiogenetİk Aktivitenin İlişkisi GİRİŞ Erkeklerde en sık rastlanan malign tümör olan prostat karsinomunun insidansı yaşla birlikte artmaktadır. Gerek toplum nüfusunun yaşlanması gerekse her geçen gün biraz daha gelişen tarama yöntemleri sayesinde, bu tümör çok erken evrelerde de saptanmaya başlamıştır. Tanı veya tedavi sonrası çoğu hastada tümör progresyonu gözlenmezken, bir grup hastada ise hızlı ve erken progresyon görülmektedir. Bu farklılıkları açıklayabilmek için denenen prognostik parametrelerden biri de anjiogenetik aktivitedir. Anjiogenetİk aktivitenin özellikle evreleme ve prognoz ile ilişkisi ve bu parametrelerin iğne biyopsilerinde de kullanılarak tedaviyi yönlendirmeye katkısı belirlenmeye çalışılmaktadır ( 4 > 8 >. Çalışmamızda anjiogenetik aktivitenin histolojik grade ve radikal prostatektomide saptanan patolojik evre parametreleri ile ilişkisi araştınîmaktadır. MATERYAL ve METOD 1995-1998 yılları arasında incelemeleri anabilim dalımızda yapılmış radikal prostatektomi materyalleri arasmdan randomize olarak seçilen 63 vaka çalışma kapsamına alındı. Çalışmaya dahil edilen vakaların, daha önceden rutin incelemesi yapılmış olan Hematoksilen-Eozin boyalı preparatlan arşivden çıkarılarak 40X ve 100X büyütmelerde yeniden incelendi. Tümördeki damar yoğunluğunun en fazla olduğu gözlemlenen dokuları içeren parafin bloklar, arşivden çıkarılarak, poly-l-lizin ile kaplı lamlara 3-4 mikron kalınlığında kesitler alındı. Deparafinizasyon ve dehidratasyonun ardından, antijen unmasking amacıyla ph6 sitrat solüsyonu içerisinde 2 dakika süreyle 1 atm basınçta kaynatılan kesitler, daha sonra dokudaki endojen peroksidaz aktivitesini inhibe etmek amacıyla % 3 hidrojen peroksit 326 ile 20 dakika işlemden geçirildi. Bu kesitler endotel hücre belirleyicisi olan anticd34 monoklonal antikoru (QB-End/10; Nova- Castra Lab, Newcastle, İngiltere) ile i/25 diiusyonda, oda sıcaklığında, 1 saat süreyle inkübe edildi. 25 dakikalık sekonder antikor, biotinlenmiş keçi anti-fare immunglobulin (UltraVision, Lab Vision Corp, Union City, CA, ABD) ve 25 dakikalık peroksidaz konjuge streptavidin (UltraVision Streptavidin/HRP, Lab Vision Corp. Union City, CA, ABD) inkübasyonunun ardından, kesitler AEC (3-amino 9-etİlkarbazol) kromojen sistemi (LabVision Corp, ünion City, CA, ABD) ile renklendirildi. Tüm aşamalar arasında kesitler PBS (phosphate-buffered şaline) solüsyonu ile yıkandı. Zıt boya olarak Mayer Hematoksilen kullanıldı. Damarlar anticd34 monoklonal antikoru ile immuhistokimyasal olarak işaretlendikten sonra, kesitlerin geneli 40X ve 100X büyütmeleri ile incelenerek en fazla damar içeren tümör alanları (sıcak noktalar) belirlendi. Bu bölgelerde bulunan damarlar 400X büyütme ile 5 alanda sayıldı. Çift başlı mikroskop ile iki araştırmacı (IK, MGG) tarafından aynı anda yapılan sayım sırasında lümen varlığına bakılmaksızın pozitif boyanma gösteren hücreler ve hücre toplulukları değerlendirildi. Daha sonra her alanın sayım sonucu toplanarak ortalama değer alındı. Bu değer anjiogenez indeksi (Aİ) olarak kabul edildi. İnceleme Olympus BH-2 model çift başlı mikroskop ile yapıldı. Bu modelde bir büyük büyütme alanı (1 BBA=40X objektif + 10X oküleı-400x) 0.2 mm 2 'ye eşittir. Toplam 5 BBA'ndaki damarlar sayıldığından değerlendirme 1 mm 2 'lik bir bölgede yapılmıştır. BULGULAR Yaş ortalaması 65.5 olan 63 hastanm yaş dağılımı 49 ile 84 arasında değişmekteydi. 63 vakanın tamamı değerlendirildiğinde, 20.1 ile 117.6 arasında değişen Aİ'nin ortalaması

Kıhçaslan I., Güllüoğlu M. G., Özcan F., Esen T., Kaya A., Uysal V. Resim 1. Anjiogenez indeksi ortalamanın altında olan bir vakaya ait örnek alan (Antİ CD34 antikoru xl25). Resim 2. Anjiogenez indeksi ortalamanın üstünde olan bir vakaya ait örnek alan (Anti CD 34 antikoru xî25). 56.89±22.92 idi. En sık rastlanan Gleason paterni 3 (n=54, % 85.7) olup, 5 ile 9 arasında değişen pateni skoru, vakaların 25'inde (% 39.68) 6 idi. Patern skorunun 41 (% 65) vakada 6 ve altında olduğu dikkati çekmekteydi. Bu grupta Aİ ortalaması 56.15+20.7 iken, patern skorunun 7 ve üzerinde olduğu 22 vakalık grupta Aİ ortalaması 60.09±26.1 idi. İki grup arasında angiogenetik aktivite açısından anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Aİ ortalaması, kapsül invazyonu saptanmış olan 47 vakada 58.4+20.1, kapsül pozitivitesi olmayan 16 vakada 52.3+29.9 olarak belirlendi (p=0.02). Cerrahi sınır pozitifliği 327

Prostat Karsinomunda Patolojik Evre ve Grade ile Anjiogenetİk Aktivitenin İlişkisi saptanan 16 vakada 61.5±19.5 olan Aİ ortalaması, cerrahi sınırları negatif olan 47 vakada 55.3±23.9 idi. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Vesiküla seminalis invazyonu belirlenen 15 vakada, 66.1+18.5 olan Aİ ortalaması, invazyon görülmeyen 48 vakada 54±23.5 olarak saptandı (p=0.48). Bu sonuç sınırda anlamlı kabul edildi. Aİ ortalaması, lenf gangliyonu metastazı gösteren 4 vakada 50.1+25.8 iken, metastazı olmayan 59 vakada 57.3±22.8 idi (p>0.05). TARTIŞMA Kanser nedeni ölümlerden sorumlu tümörler arasında ikinci sırada gelen prostat karsinomu erkeklerde en sık saptanan malign tümördür. Bu kadar önemli bir yerde bulunmakla birlikte, gerçekte çok daha sık oranlarda bulunduğu kabul edilmektedir. Otopsi serilerinde 80-89 yaş arasındaki kişilerde % 7i oranında prostat karsinomu belirlenmektedir C 5 * 8-11 ), Tümörlerin çoğu, tarama programları çerçevesinde erken dönemde insidental olarak belirlenmekte ve bu tümörlerin malignite potansiyeli kesin olarak bilinmemektedir. Bu vakalarda gereksiz tedavileri önlemek ve bazen çok agressif seyredebilen tümörleri ayırabilmek için yeni metodlara gerek duyulmaktadır. Patolojik evre mükemmel bir prognoz. göstergesi olmasına karşın preoperatif tam olarak değerlendirilememektedir. Özellikle ekstraprostatik yayılım, ancak radikal prostatektomi materyalinde belirlenebilmekte ve diğer görüntüleme yöntemleri bunu kesin olarak gösterememektedir. Malign potansiyeli saptayabilmek için değişik parametreler kullanılmaktadır. Ancak bunlar da tek tek hastalar için yeterli olamamaktadır. Tümör anjiogenezi yeni bir prognostik belirleyici olarak henüz deneme aşamasındadır. Tümör büyüme ve metastazı tümör angiogenezi ile ilişkilidir. Neovaskülarizasyon, tümör hücrelerinden, tümörle ilişkili inflamatuar hücrelerden ve ekstrasellüler matriksten salman faktörlerle uyarılmaktadır (2,7,8). İlk kez melanomlarla ilgili bir çalışmada anjogenezin metastaz ile ilişkisi vurgulanmıştır. Daha sonra meme karsinomlarında mikrodamar yoğunluğu ile metastaz sıklığı arasında korelasyon olduğu saptanmıştır. Bu çalışmaları mesane ve serviks ile ilgili olanlar izlemiştir ( n \ Çalışmamızda arşiv materyalimiz arasından random olarak seçilen 63 vaka değerlendirilmiştir. Vakalarda mikrodamar yoğunluğunun patolojik evre ve histolojik grade ile ilişkisi araştırılmıştır. Gleason sınıflaması kullanılan vakalarda Gleason skoru 2,3 ve 4 olanlar düşük, 5,6 ve 7 olanlar orta ve 8,9 ve 10 olanlar yüksek skorlu gruplar olarak değerlendirilmektedir. Ancak son yıllardaki çalışmalarda özellikle patern 4'ün de gözlendiği vakalardaprognozun-belirgin- biçimde kötüleştiği, bu nedenle skoru 7 olan vakaların ayrıca değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır W. Çalışmamızda bu nedenle vakaları skor 6 ve 6'nın altında olanlar (41 vaka) ile 7 ve 7'nin üzerinde olanlar (22 vaka) olarak iki grupta inceledik. Bu iki grubun anjiogenetik aktiviteleri arasında istatistiksel değerlendirmede anlamlı sonuç elde edilmedi. Bu sonucu, ilk grupta vakaların büyük çoğunluğunda skorun 6 olmasına, skoru 5'in altında hiçbir vakanın gruba alınmamış olmasına ve grupta skoru 8 ve 9 olan iki vaka bulunmasına bağlamaktayız. Wakui ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada da yüksek ve orta dereceli skoru olan metastatik vakalarda kemik iliğinde mikrodamar yoğunluğu arasında anlamlı farklılık saptanmamıştır 00). Metastatik olmayan vakalarda primer tümörde yüksek skor ile orta ve düşük skör arasında ise anlamlılık saptanmıştır. Bu nedenle düşük ve orta skorlu vakalarda yüksek mikrodamar yoğunluğunun metastaz için iyi bir gösterge

Kılıçaslan I., Güllüoğlu M. G., Özcan F., Esen T., Kaya A., Uysal V. olabileceği belirtilmiştir ( 10 >. Weidner ve arkadaşları ise Gleason skoru 4-5, 6-7 ve 8 9-10 olan gruplar arasında anlamlı farklılık saptamış ve mikrodamar ~ yoğunluğunun özellikle yüksek grade ile giderek arttığına dikkat çekmiştir. Gleason skoru metastaz ile korele olmakla birlikte, multivariate analizlerde Gleason skorunun metastaz için mikrodamar yoğunluğuna ek bir bilgi sağlamadığı belirtilmektedir ( n K Yine bir çalışmada ise tümör grade' i % 90 oranında organ sınırlı tümörü tanımlayabilirken, organ sınırlı olmayan tümörü % 53 oranında tanımlamaktadır. Mikrodamar yoğunluğu bu veriye eklendiğinde ise bu oran % 85' e ulaşmaktadır. Patolojik evre ile ilgili çalışmalarda organ sınırlı karsinomu olan ve organ sınırlı karsinomu olmayan gruplar arasında parametrelere mikrodamar yoğunluğu eklendikçe anlamlılık artmaktadır ( - 2 \ Silbermann ve ark'ın geniş bir seriyi içeren çalışmasında da Gleason skoru 5 ile 7 arasındaki gruplarda patolojik evreler ile anjiogenetik aktivite arasında korelasyon saptanmamıştır, ancak radikal prostatektomi sonrası progresyon ile ileri derecede anlamlılık belirlenmiştir ^. Çalışmamızda kapsül pozitifliği gösteren ve göstermeyen gruplar arasındaki anjiogenez indeksi karşılaştırmalarında anlamlı sonuç elde edildi. Vezikula seminalis invazyonu olan ve olmayan gruplar arasında ise sınırda anlamlılık saptandı. Cerrahi sınır pozitifliğinin değerlendirildiği grupta ise anlamlılık belirlenmedi. Bu sonucun, cerrahi sınır değerlendirilmesindeki yorum sorunlarından ve bir kısım vakada da uygulanan cerrahi teknikten kaynaklandığını düşünmekteyiz. Lenf gangliyonu pozitivitesi saptanan grubumuz çok küçük olması nedeniyle de bu grubun sonuçlarının tam olarak gerçeği yansıtmayacağı görüşündeyiz. Çalışmamızda HE boyalı tüm kesitler incelenerek mikrodamar yoğunluğunun en yüksek olduğu sıcak noktalar belirlenmiş ve bu alanları içeren bloklara immünhistokimyasal inceleme uygulanmıştır. Preoperatif bir gösterge olarak kullanılması planlanan bu yöntemde iğne biyopsisi ile örneklenen alanın en yoğun alanı içerip içermediği konusunda soru işaretleri uyanmaktadır. Tümörün ne kadar farklı diferansiyasyon alanları da içerdiği düşünüldüğünde kuşkular daha da artmaktadır. Ancak Brawer iğne biyopsisi sonuçları ile radikal prostatektomide saptanan sonuçların korele olduğunu belirtmektedir (1,2). Ayrıca değişik çalışmalarda kullanılan yöntemler farklıklar içermektedir (6). Kullanılan farklı antikorlar, image analysis veya manuel yöntemlerin kullanılması, farklı gözlemciler, kesit kalınlığı farkları, kullanılan değişik model mikroskoplar gibi faktörler standart sayılar ve sonuçlar verilmesini olanaksız hale getirmektedir. Bu nedenle aynı laboratuvarlar, aynı kişiler ve ekip ile o bölümün standardizasy onunu geliştirmesi önem taşımaktadır. Sonuç olarak; patolojik evrelemeye ek katkısı olabilecek bu parametrenin, özellikle vurgulanan prognostik katkısını kendi vakalarımızda gözlemlemek üzere, bu grubun sürvi ile ilgili sonuçları çalışmanın ikinci ayağı olarak devam etmektedir. KAYNAKLAR 1. Brawer MK, Deering RE, Brown M, Preston SD, Bigler SA: Predictors of pathologic stage in proslalic carcinoma. The role of ncovascularily. Cancer 73:678 (1994). 2. Brawer MK: Qiiantative microvessel density. A staging and prognostic marker for human prostatic carcinoma.cancer 78: 345 (1996). 3. Bigler S, Deering RE, Brawer MK: Comparison of microscopic vascularity in benign and malignant prostate tissue. Hum Palhol 24:220 (1993). 4. Desktmıkh N, Poster CS: Grading Prostate Cancer, Pathology of the Prostate, editörler: Foster CS, Bostwick DG, WB Saunders Comp, 1 Basım (1998) sf.191. 5. Gao X, Porter AT, Grignon DJ, Pontes JE, Honn KV: Diagnostic and prognostic markers for human prostate cancer. Prostate 31:264 (1997).

Prostat Karsinomunda Patolojik Evre ve Grade ile Anjiogenetİk Aktivitenin İlişkisi 6. Hansen S, Grabau DA, Rose C, Bak M, Sorensen FB: Angiogenesis in breast cancer: A comporative sludy of tlıe observer variability of melhods for dctermining microvcssel densily. Lab Invcst 78:1563 (1998). 7. Norby K: Angiogenesis: new aspects relating to its initiation andcontrol. APMIS 105:417 (1997). 8. Siegal JA and Brawer MK: Significance of Neovascularity in Human Prostate Carcinoma, Pathology of the Prostate, editörler: Foster CS, Bostwick DG, WB Saunders Comp. 1 Basım (1998) sf. 384. 9. Silbermann MA, Partin AW, Viltri RW, Epstcin Jl: Tumor angiogenisis correlates with progression after radical prostateetomy but not with pathologic stage in Gleason sum 5 to 7 adenocarcinoma of Ihe prostate. Cancer 79:772 (1997). 10. Wakui S, Furusalo M, Takaakı î, Sasaki H: Tumour angiogensis in prostatic carcinoma with and without bone marrow metastasis: A morphometric study. J Palhol 168:257 (1992). 11. Weidner N, Caı rol PR, Flax J, Blumenfeld W, Folkman J: Tümör angiogenesis correlates with metastasis in invasive prostate carcinoma. Ara J Pathoi 143:401 (1993).