Torakal Omurga Cerrahisi Sonrası Gelişen Rabdomiyoliz: İki Pediatrik Olgu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi



Benzer belgeler
MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

CRUSH SENDROMU VE MARMARA DEPREMİ NİN ÖĞRETTİKLERİ

CRUSH SENDROMU ŞAKAYA GELMEZ. Atatürk Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Uzm. Dr. Alpaslan ÜNLÜ 2017

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Kalp cerrahisi sonrası yüksek laktat nedenleri HEPATORENAL SENDROM MU?

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Pediatrik Ekstremite Travmaları. Doç Dr. Onur POLAT Acil Tıp Anabilim Dalı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Olgu Tartışması. Doç. Dr. Bülent ERDUR PAUTF Acil Tıp AD DENİZLİ Haziran 2012 ATOK

AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Oksijen Uygulama Yöntemleri. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Oksijen Uygulama Yöntemleri. Oksijen Uygulama Yöntemleri

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

DİZ ARTROSKOPİSİNDE SPİNAL ANESTEZİ ALTINDA TURNİKE UYGULANMASININ HEMODİNAMİK VE METABOLİK ETKİLERİ(*)

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

FOKAL SEGMENTAL GLOMERÜLOSKLEROZ (FSGS) VAKA SUNUMU ÖZGE ÖZEROĞLU

Kan Transfüzyonu. Emre Çamcı. Anesteziyoloji AD

BBCS da Tedavi Seçenekleri. Cerrahi yöntemler. Dr. Cumhur KILINÇER. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR

Koroner Arter Bypass BR.HLİ.90

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

ZOR HASTA YAKLAŞIM GÜLDEN ÇELİK

NUMUNELERİN SAKLANMA KRİTERLERİ TALİMATI

Hayvan Isırma/sokmaları OLGU

Diyaliz hastalarında serebrovasküler olay:önleme ve tedavi. Nurol Arık

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Doç. Dr. Selçuk SELÇUK İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Özgeçmiş: Özellik yok Alışkanlıklar: Alkol, sigara, madde kullanımı yok

İNTRAOPERATİF GELİŞEN HİPOTANSİYONDA VOLÜM TEDAVİSİ veya VAZOPRESSOR. Doç. Dr. Necati GÖKMEN DEÜTF Anesteziyoloji AD, İZMİR

Nilgün Çakar, Z.Birsin Özçakar, Fatih Özaltın, Mustafa Koyun, Banu Çelikel Acar, Elif Bahat, Bora Gülhan, Emine Korkmaz, Ayşe Yurt, Songül Yılmaz,

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

KADAVRADAN ORGAN ALINMASI. Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

HİBRİT TEDAVİLER. Dr. Aykut SİFİL Dokuz Eylül Üniversitesi

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar

LAPAROSKOPİDE KOMPLİKASYONLAR. FATİH ATUĞ İstanbul Bilim Üniversitesi

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

ATS mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt

BÖLÜM 19 Yaralanma, zehirlenme ve dış nedenlerin bazı diğer sonuçları (S00-T98) Kafa yaralanmaları (S00-S09) Yüzeysel kafa yaralanması Başın açık

Ameliyat Sırası Hasta Bakımı

International Guidelines for Management of Severe Sepsis and Septic Shock: Dr. Merve Gü eş Öza dı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI

EZİLME ( CRUSH ) SENDROMU

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

Decubitus Prophylaxis Üstün Tedavi

PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Postpartum Kanamalarda Medikal Tedavi

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı

Kronik böbrek yetmezliğine sahip olan her hasta böbrek nakli için aday olabilmektedir.

SGK Verilerine Göre Türkiye de Yapılan Spinal Cerrahi Operasyonlarının Analizi

29 Ekim 2015, Perşembe

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

SSS ENFEKSİYONLARI OLGU SUNUMLARI. Dr. Hande Aydemir Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları A.D

Dr.Süleyman Sami ÇAKIR Okmeydanı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları

Transkript:

Olgu Sunumu Torakal Omurga Cerrahisi Sonrası Gelişen Rabdomiyoliz: İki Pediatrik Olgu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi Rhabdomyolysis After Thoracal Spine Surgery: Two Pediatric Cases and a Review of the Literature Rıza YILMAZ 1, Süheyla APAYDIN 2, Nurperi GAZİOĞLU 3 1 Uzman Dr., Adli Tıp Uzmanı, Adli Tıp Kurumu, İSTANBUL 2 Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Dahiliye Ana Bilim Dalı İSTANBUL 3 Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Ana Bilim Dalı İSTANBUL İletişim Adresi: Rıza YILMAZ Adres: PK 16, Şirinevler Postanesi, Bahçelievler/İSTANBUL E-mail: dr_riza_yilmaz@yahoo.com ÖZET Skolyoz nedeni ile yapılan cerrahi operasyonlar sonrası erken dönem rabdomiyolize bağlı ölüm olguları değerlendirilmiş olup, cerrahi sonrası olası rabdomiyoliz nedenleri ve cerrahi ile ilgisi olmayan rabdomiyoliz olgularının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Rabdomiyoliz; koyu renkli idrar, kas ağrısı ve zehirlenme olgularında ya da nöbet sonrası uzun süreli kas kasılmaları sonucunda gelişen güçsüzlük gibi başlangıç bulguları ile karakterize klinik bir tablodur. Rabdomiyoliz ve miyoglobinüri ayrıca yüzüstü ya da litotomi pozisyonunda uygulanan uzun süreli cerrahi prosedürler sonrasında da bildirilmiştir. Daha önce üç kez vertebral skolyoz için opere edilmiş serebral palsili 16 yaşındaki erkek çocuk, Harrington rodu ile skolyoz düzeltilmesi amacıyla hastaneye yatırılmıştır (Olgu 1). Diğer olgu ise 6 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrası skolyoz gelişen 12 yaşındaki bir kız çocuğudur. Her iki olguya da otopsi yapılmış olup, ölüm nedeninin tespiti için mahkeme tarafından dosyalar Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Adli Tıp Kurumunda tıbbi belgeler ve otopsi kayıtlarının gözden geçirilmesi suretiyle olguların değerlendirilmesi yapılmıştır. Adli Tıp Kurumu Adalet Bakanlığına bağlı resmi tıbbi bilirkişi kuruluşudur. Her iki olgu da komplikasyonsuz geçen cerrahi işlemi takiben hemodinamik açıdan stabil olarak operasyon masasından yüzüstü pozisyonda yoğun bakıma alınmış, ancak yapılan tedavilere rağmen kaybedilmişlerdir. Otopside, ilk olguda akut tübüler nekroz ve akciğer ödemi, ikinci olguda ise beyin ve böbreklerde belirgin konjesyon saptanmıştır. Rabdomiyoliz birden fazla nedene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Yüzüstü pozisyonda yatmaya bağlı kasların hipoperfüzyonu yanı sıra birinci olguda olduğu gibi operasyon sırasında kan kaybı sonucunda gelişen sistemik hipotansiyon ve kasların iskemik hasarlanması rabdomiyolize neden olabilir. Aslında, akut böbrek yetmezliği bütün rabdomiyoliz olgularında kaçınılmaz bir sonuç değildir. Uygun ve yeterli sıvı ve destek tedavisi rabdomiyolizin akut böbrek yetmezliğine gitmesini önleyebilir. Anahtar Kelimeler: Omurga cerrahisi, prone pozisyonu, rabdomiyoliz 2009; yıl: 84 sayı: 2 (59-63) 59

Rıza YILMAZ ve ark. ABSTRACT Two cases of early death from rhabdomyolysis after surgery for scoliosis will be reported. To analyse possible causes of rhabdomyolysis after spine surgery and compare two cases of rhabdomyolysis with other cases of rhabdomyolysis reported in the literature. Rhabdomyolysis has been described as a clinical syndrome initially characterized by darker urine, muscle pain, and weakness due to prolonged muscle compression, as in intoxicated patients or after a seizure. Rhabdomyolysis and myoglobinuria have also been reported to be due to prolonged surgical procedures performed in prone and lithotomy positions. A sixteen-year-old boy with cerebral palsy who had three previous operations for vertebral scoliosis (Case 1) was admitted to hospital for correction of the Harrigton s rote and a twelve-year-old girl (Case 2) presented with scoliosis after a car-accident she had had six years before. The two cases underwent post-mortem examinations. The court requested from The Council of Forensic Medicine that the cause of mortality of these cases should be reevaluated based on medical records and autopsy reports of the cases. The Council of Forensic Medicine is an official organ of the Ministry of Justice and the official expert in forensic medicine in Turkey. After an unremarkable surgery, these patients were hemodynamically unstable when transferred from the operating table to the supine position despite the treatment, they were dead. At autopsy, there was acute tubular necrosis and acute pulmonary edema in Case 1 and severe vascular congestion in the brain and kidneys in Case 2. The etiology of rhabdomyolysis might be multifactorial. Besides muscle hypoperfusion related to the prone position, ischemic injury of muscles and systemic hypotension due to hemorrhage in the operations, especially in Case 1, might have contributed to rhabdomyolysis. In fact, acute renal failure was not an inevitable consequence in each case of rhabdomyolysis. Appropriate hydration and support treatment could have prevented acute renal failure in rhabdomyolysis. Key Words: Spine surgery, prone position, rhabdomyolysis GİRİŞ Rabdomiyoliz büyük felâketler, depremler ve endüstriyel kazalar gibi ciddi kas yaralanmalarına neden olan olayların ardından görülen ve başlangıcında koyu renkli idrar, kas ağrısı ve zayıflıkla karakterize olan bir klinik sendromdur. Ancak rabdomiyoliz, aynı zamanda ilaç kötüye kullanımı, nöbetler, sıcak çarpması, viral enfeksiyonlar ve metabolik hastalıklar gibi travmatik olmayan olaylarda da meydana gelebilir (1). 1999 yılında Türkiye nin Marmara Bölgesi nde meydana gelmiş olan depremin ardından çok sayıda rabdomiyoliz olgusu görülmüştür. Epileptik hastalarda bir nöbet sonrasında ve entoksikasyonlarda uzun süre aynı pozisyonda hareketsiz kalmak, crush yaralanmaları ve kompartman sendromuna neden olabilir ve buna bağlı oluşan iskemi ve sonrasındaki reperfüzyon hasarı rabdomiyoliz ve miyoglobinüriyle sonuçlanabilir (2). Bazı cerrahi hastalarının uzun süre aynı pozisyonda kalmalarının da rabdomiyolize neden olduğu bildirilmiştir ve bu durum özellikle litotomi pozisyonunda kalış süresi uzamış hastalarda görülmüştür (3). OLGU SUNUMLARI Olgu 1 Serebral palsi tanısı alan 16 yaşındaki erkek çocuk hasta, vertebral kolondaki Harrington rodunun düzeltilmesi için hastaneye getirilmiştir. Öncesinde vertebral skolyoz için üç ameliyat geçirmiş olan olgunun fizik muayenesinde ek bir anomali saptanmamış ve kan biyokimyası ameliyat öncesinde normal olarak bulunmuştur (Tablo 1). 10 Kasım 2005 tarihinde posterior füzyon kullanılarak internal fiksasyon uygulanmış ve torakal ve üst lomber 60 2009

Torakal Omurga Cerrahisi Sonrası Gelişen Rabdomiyoliz: İki Pediatrik Olgu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi Tablo 1. Birinci olguya ait laboratuvar sonuçları Hb g/dl Htc% CPK* LDH* AST* ALT* BUN# Cre# 10 Kasım 13.4 40.1 24 11 Kasım 9.5 27.6 28 11 Kasım 7.0 20.3 85.1 25 22.1 1.3 127 (ameliyattan 12 saat sonra) 12 Kasım 7.9 23.7 2670.62 2670 143 27 87.4 2.39 13 Kasım 5.8 17.8 1988.72 1879 85 24 73 3.29 128 CPK: Serum kreatin fosfokinaz, LDH: Laktat dehidrogenaz, AST: Aspartat aminotransferaz, ALT: Alanin aminotransferaz, BUN: Kan-üre nitrojen. *: IU; #: mg/dl. Na K 4.7 4.3 vertebra onarılmıştır. Ameliyat dört saat devam etmiştir. Kas gevşetici olarak atrakuryum kullanılmış ve anestezi fentanil ve tiyopental ile sağlanmıştır. Ameliyat sırasında kan basıncı 130/80 mmhg dan 100/60 mmhg ya düşmüş ve ameliyat sahasında yaklaşık 1500 ml kanama meydana gelmiştir. Ameliyat sırasında kanama için iki ünite tam kan transfüzyonu yapılmış ve 1000 cc izotonik sodyum klorür (NaCl) verilmiştir. Ameliyattan 12 saat sonra hasta kusmaya başlamış ve idrar rengi kırmızımsı kahverengi olmuştur. Kan transfüzyonuna bağlı akut hemolitik reaksiyon düşünülerek intravenöz (IV) yolla 5 L sıvı 10 saatte verilmiş ve 20 mg IV furosemid ve 5 mmol/l/dakika hızında bikarbonat infüzyonu yapılmıştır. Yapılan tedavilere karşın oligüri meydana gelmiş, bu nedenle hasta 11 Kasım da bir üniversite hastanesine sevkedilmiş ve akut böbrek yetmezliği tanısı konulmuştur (Tablo 1). Coombs testi negatif ve aynı zamanda haptoglobulin ve ankonjuge bilirubin düzeyleri normal bulunmuştur. 13 Kasım da akut böbrek yetmezliği (ABY) ilerlemiş ve hastanın diyaliz gereksinimi olmuştur. Bilateral nozokomiyal pnömoninin ardından akut respiratuar distres sendromu (ARDS) gelişince yoğun bakım ünitesinde sağlanan mekanik ventilasyon ve diyalize karşın hasta 24 Kasım da ABY ve ARDS nedeni ile kaybedilmiştir. Postmortem incelemeler akut tübüler nekroz ve akut pulmoner ödem olduğunu göstermiştir. Olgu 2 On iki yaşındaki kız çocuğu skolyozunun düzeltilmesi için hastaneye yatırılmıştır. Olgunun bir araba kazası nedeni ile altı yıldır skolyozu vardır. Fizik muayenesinde skolyoz dışında bir anomali saptanmamıştır ve ameliyat öncesi yapılan tam kan sayımı ve biyokimyasal incelemeleri normaldir (Tablo 2). 12 Temmuz da olguya genel anestezi için nitrojen dioksit verilerek üç buçuk saat süren bir ameliyata alınmıştır. Ameliyat boyunca kan basıncı stabildir ve beklenenden fazla kanama olmamıştır. 1000 ml multipl elektrolit solüsyonu ve bir ünite tam kan verilmiştir. Ameliyattan sonraki ikinci gün akut böbrek yetmezliği Tablo 2. İkinci olguya ait laboratuvar sonuçları Hb g/dl Htc% CPK* LDH* AST* ALT* BUN# Cre# Na K 11 Temmuz 12 Temmuz (ameliyattan sonra) 13 Temmuz 14 Temmuz 15 Temmuz 13.2 12.4 11.4 8.1 39.4 37.6 34.7 24.2 8050 26600 25800 1188 997 730 CPK: Serum kreatin fosfokinaz, LDH: Laktat dehidrogenaz, AST: Aspartat aminotransferaz, ALT: Alanin aminotransferaz, BUN: Kan-üre nitrojen. *: IU; #: mg/dl. 337 212 89 63 78 82 3.0 4.1 5.7 139 141 141 5.6 2009; yıl: 84 sayı: 2 (59-63) 61

Rıza YILMAZ ve ark. gelişmiştir. Ameliyattan sonraki sekizinci gün hastanın solunumu ilerleyici bir şekilde bozulmuş ve yoğun bakım ünitesinde mekanik ventilasyona gereksinim duyulmuştur. 15 Temmuz da olgu ARDS nedeni ile kaybedilmiştir. Postmortem incelemeler ameliyat sahasında minimal kanama, akciğer ödemi ve peritoneal boşlukta sıvı olduğunu göstermiş ve aynı zamanda beyin ve böbreklerde ileri derecede vasküler konjesyon tespit edilmiştir. Diğer bulgular normal olarak saptanmıştır. BULGULAR Mahkeme, Adli Tıp Kurulundan, dosyada bulunan tıbbi kayıtlar ve otopsi raporları temel alınarak iki olgunun da ölüm nedenlerinin yeniden değerlendirilmesini istemiştir. Adli Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığına bağlı resmi tıbbi bilirkişi kuruluşudur. Adli Tıp Kurumunun görev ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Mahkemeler ve savcılıkların isteği üzerine, adli tıpla ilişkili bilimsel ve teknik konularda her yıl yaklaşık 85 bin rapor bu kurum tarafından düzenlenmektedir. Adli Tıp Kurumunda morg ve kimya gibi ihtisas daireleri ile otopsi, toksikolojik incelemeler, tıbbi ve adli kayıtların değerlendirildiği Birinci İhtisas Kurulu gibi toplam 6 adet kurul vardır. Birinci İhtisas Kurulunda 1 genel cerrah, 1 kalp-damar cerrahı, 1 beyin cerrahı, 1 jinekolog, 1 iç hastalıkları uzmanı, 1 kardiyolog, 1 patolog ve 3 adli tıp uzmanı bulunmaktadır. Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulunun yeniden değerlendirmesiyle, her iki olguda da spinal cerrahi sonrası rabdomiyoliz olduğu tespit edilmiştir. TARTIŞMA Spinal cerrahide, postoperatif dönemde rabdomiyoliz oluşmasının üç farklı durum ile ilişkisi olduğu bildirilmiştir; 1. Cerrahi sırasında supine olmayan pozisyon (prone, lateral ve litotomi varyasyonları), 2. Cerrahi süresince turnike kullanımı, 3. Özellikle daha önceden kas hastalığı olan çocuklarda suksametonyum uygulanması (4-5). İlk iki durumda kas hasarının ortak mekanizmasının vasküler oklüzyona bağlı iskemik bir doğası olduğu düşünülmektedir. Prone pozisyonda kaslarda oluşan iskemi, hem abdomen ve pelvisteki büyük damarların basısına hem de kaslar üzerindeki basınç nedeni ile oluşan hipoperfüzyona bağlı olabilir. Batındaki daha büyük damarların katılımı, daha önce bildirildiği gibi, serum kreatin fosfokinaz (CPK) düzeyinin yükselmesiyle ilişkili olan visseral hipoperfüzyonla sonuçlanabilir (6). Hastaları, kemik çıkıntıları üzerinde pozisyonlandırma çabalarına karşın, özellikle iliak kanat, sternum, protuberant abdomen üzerindeki basınç tam olarak kaldırılamamaktadır. Kapaksız pelvik venler aracılığı ile oluşan epidural kanamayı azaltmak için abdominal dekompresyon gereklidir (7). İskelet kasının iskemik ve reperfüze olabilecek alanları, jel pedlerle desteklenen iliak kanatlara rağmen abdominal duvarı ve kas değil, adipoz doku olduğu varsayılan fazlalık abdominal dokuyu; supine pozisyona geçene dek kan basıncında düşme olmamasına karşın işlem sırasında retrakte olan, ama kapatma sırasında gevşetilen paraspinal kasları; ve son olarak iyi desteklenmesine karşın uylukları kapsayabilir. Aşırı basınç uygulandığını düşündürecek herhangi bir deri reaksiyonu işlemden sonra saptanmamıştır; bu da hastaya Jackson masasında doğru olarak pozisyon verildiğini doğrulamaktadır (7). Uzamış cerrahi işlemler sırasında pozisyon verme ve olası hipoperfüzyon alanlarının daha ileri araştırması morbid obez hastalarda yapılmalıdır. Bu komplikasyon önlenebilir olmalıdır, ama çok obez hastalarda günümüzde mevcut olan ameliyat masalarının yeniden düzenlenmesini gerektirmektedir (7). Prabhu ve Samra, hastalara pozisyon vermek için kullanılmış olan jel pedlerle destekli Jackson çerçevesinin uyluklarda oluşturduğu basınç nedeni ile rabdomiyoliz gelişen iki olgu bildirmişlerdir (8). 62 2009

Torakal Omurga Cerrahisi Sonrası Gelişen Rabdomiyoliz: İki Pediatrik Olgu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi Literatürde, hastanın kan-üre nitrojen (BUN) ve kreatin düzeylerinin normal, bilirubinin yüksek olmaması ve aynı zamanda miyokardiyal hasarla uyumsuz olarak kreatinin fosfokinaz miyokardiyal band (CK-MB) ın da yükselmemesi nedeni ile prone pozisyonda batın içi organlardaki hipoperfüzyonun doğrulanmasının yapılamayabileceğini düşündürmektedir. SONUÇ Rabdomiyoliz her zaman klinik bulgu ve semptomlarla ortaya çıkmamasına karşın, genellikle miyoglobinüri ile tek bulgusu olabilecek ve genellikle fark edilmeyen CK de anormal bir yükselmeyle sonuçlanır (9). Ciddi hipoperfüzyon laktik asidoza ve bazen de yaşamı tehdit eden hiperkalemi ve akut böbrek yetmezliğine yol açabilir. Rabdomiyoliz olgularında tedavi hedefi, primer etiyolojinin kontrolünü sağlamak ve akut böbrek yetmezliğini önlemek olmalıdır (10,11). Olgularımızda, rabdomiyolizin etiyolojisi çok faktörlü olabilir. Prone pozisyona bağlı kas hipoperfüzyonunun yanında, kasların sistemik hasarı ve özellikle birinci olguda, ameliyat sırasındaki hemorajiye bağlı sistemik hipotansiyon rabdomiyolize katkıda bulunmuş olabilir. Akut böbrek yetmezliği her rabdomiyoliz olgusunda önlenemez bir sonuç değildir. Rabdomiyolizde uygun hidrasyon ve destek tedavisi akut böbrek yetmezliğini engelleyebilir. 6. Ziser A, Friedhoff RJ, Rose SH (1996). Prone position. The visceral hypoperfusion and rhabdomyolysis. Anesth Analg 82:412-5. 7. Foster MR (2003). Rhabdomyolysis in Lumbar Spine Surgery: a case report. Spine 15;28(14):E276-8. 8. Prabhu P, Samra S (2000). An Unusual Cause of Rhabdomyolysis Following Surgery in the Prone Position. J Neurosurg Anesthesiol. 12(4):359-63. 9. Grabow PA, Kaehny WD, Kelleher SP (1982). The spectrum of rhabdomyolysis. Medicine 61:141 52. 10. Better OS, Stein JH (1990). Early management of shock and prophylaxis of acute renal failure in traumatic rhabdomyolysis. N Engl J Med 322:825 9. 11. Ron D, Taitelman U, Michaelson M, et al (1984). Prevention of acute renal failure in traumatic rhabdomyolysis. Arch Intern Med 144:277 80. KAYNAKLAR: 1. Meyer-Betz F (1911). Beobachtungen an einem Eigentartigen mit Muskellahmungen ver bunden fall von Haemoglobinurie. Dtsch Ardı Klin 101:85. 2. Slater MS, Mullins RJ (1998). Rhabdomyolysis, myoglobinuric renal fajlure in trauma, surgical patients. A review. J Am Coll Surg 186:693-716. 3. Bildsten SA, Dmochowski RR, Spindel MR, et al (1994). The risk of rhabdomyolysis in acute renal failure with a patient in the exaggerated lithotomy position. J Urol 152:1970-2. 4. Targa L, Droghetti L, Caggese G, et al (1991). Rhabdomyolysis and operating position. Anaesthesia 46:141 3. 5. Williams JE, Tucker DB, Read JM (1983). Rhabdomyolysis- Myoglobinuria: Consequences of prolonged tourniquet. J Foot Surgery 22:52 6. 2009; yıl: 84 sayı: 2 (59-63) 63