CLINICAL TOXICOLOGY. Archives of ISSN: 2148-5313. CİLT 1 Sayı: 2 - EYLÜL 2014 www.tfd.org.tr/ktcg

Benzer belgeler
Tarımda Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin Ekolojik, Sosyal ve Ekonomik Etkileri

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

GMO GDO. Halime Nebioğu. İstanbul Üniversitesi

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş

Modern Bitki Biyoteknolojisi

Organik Tarım ve Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar

Biyoteknolojinin Bitkisel Üretimde Kullanımı

Neden GDO ya İhtiyaç Duyuyoruz?

Bir yandan bu katkı maddelerinin bulunmadığı yiyecekleri. Sağlıklı Olmanın Yolu, Doğal Beslenmeden Geçiyor. Derleyen: Mustafa Koç

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ BİTKİLER HAYVAN BESLEMEDE KULLANILABİLİR Mİ? Doç.Dr. Ali Vaiz GARİPOĞLU SAMSUN-2016 alivaizgaripoglu.com

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş

Değişen Dünya ve GDOlar

Doğaya Meydan Okuma mı? Doğa ile İşbirliği mi?

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA YEM SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ, BEKLENTİLER, FIRSATLAR. Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü Genel Sekreter

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

GIDA BİYOTEKNOLOJİSİNDE GÜVENLİK GIDA BİYOTEKNOLOJİSİNDE UYGULAMALARI. Neslihan ATLIHAN

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

HAYVAN BESLEMEDE BİYOTEKNOLOJİ PROF.DR. SAKİNE YALÇIN

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş

Developing of Transgenic Production in the World and The Economic Effects of Proble to Using of Bt Seed on Corn Farming in Çukurova Region

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.)

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ. Araş. Gör. Dr. Öğünç MERAL

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

GDO lar ve GIDA GÜVENLİĞİ

Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır.

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Glifosat içerikli herbisitlerin gelin böceği (afidlerin predatörü) gibi yararlı böcekleri öldürdüğü bildirilmektedir.

Modern Bitki Biyoteknolojisi

Canlıların enerji kazanabilmeleri için beslenmeye gereksinimleri vardır.

Biyoteknolojinin Tarihçesi

1. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir. 2. Yine bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaça eş kağıt üretilebilir.

Prof. Dr. Birol Akgün - Selçuk Üniversitesi, İİBF - k.edu.tr

KARMA YEM SANAYİ ve GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR (GDO)

Prof.Dr.İlkay DELLAL

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR - 3

BARDAK MISIRCILAR BİZE GDO MU SATIYOR?

19. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Biranın bozulmasına neden olan bir etmenin LOUİS PASTEUR ün çalışmaları ile tanımlanması,

Mardin İlinde Üretilen Mısır Nişastasının Spesifikasyon Değerlerine Uygunluğunun Belirlenmesi - doi: / IAU.

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER (GDO) ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME. Mahmut ARIKAN

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

Sağlıklı Tarım Politikası

GDM 402 YAĞ TEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. Aziz TEKİN

GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI

Gıda Mühendisliğine Giriş. Ders-2

ıda olarak tüketilen tarım ürünlerinden biyoyakıt üretilebilir mi?

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

ADIM ADIM YGS LYS. 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) Tarım ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri *

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

İYİ TARIM UYGULAMALARI ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK

zeytinist

TÜRKİYE DE BİYOGÜVENLİK KONUSUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER VE UYGULAMALAR

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

Hayvancılıkta Biyoteknoloji. Prof. Dr. Fatin CEDDEN

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Yanlış Bilinenler

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIMSAL AR-GE PROJE DESTEKLERİ

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

formeo Dyt. Elvan Odabaşı

BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜNDE İTHALATA BAĞIMLILIK SÜRÜYOR

ENDÜSTRİYEL BİYOTEKNOLOJİ

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

GDO NUN ÜRETİM AMAÇLARI

KÜRESELLEŞEN DÜNYADA COĞRAFİ İŞARETLER

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

GAMBİYA ÜLKE RAPORU. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Afrika Koordinatörlüğü

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

MBG 112 BİYOLOJİ II BİTKİLERDE ÜREME VE BİYOTEKNOLOJİ YRD. DOÇ. DR. YELDA ÖZDEN. Döl almaşı

MISIR SEKTÖR RAPORU 2016

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Ekmek, buğday ununa; su, tuz, maya (Saccharomyces cerevisiae) gerektiğinde şeker, enzimler, enzim kaynağı olarak malt unu, vital gluten ve izin

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU

Türkiye Bitkisel Yağlar Ticaret Dengesi

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR. Araş. Gör. Dr. Süleyman Utku UZUN Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

ANTEP FISTIĞI DÜNYA ÜRETİMİ

Transkript:

1 CİLT 1 Sayı: 2 - EYLÜL 2014 www.tfd.org.tr/ktcg Archives of ISSN: 2148-5313 EDİTÖRLER KURULU Prof. Dr. Sedef Gidener Yrd.Doç. Dr. Burak Cem Soner Yrd. Doç. Dr. Ömer Demir CLINICAL TOXICOLOGY Editörden Prof. Dr. Sedef Gidener...28 Derleme Makale GDO GERÇEĞİ Prof. Dr. Rengin ERDAL...29-31 Derleme Makale TARIMDA GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLERİN EKOLOJİK, SOSYAL VE EKONOMİK ETKİLERİ Prof. Dr. Tayfun Özkaya...32-36 Tasarım ve Düzenleme: Dr.Burak Cem Soner

28 EDİTÖRDEN Genetik mühendisliğinin rekombinant DNA teknolojisi kullanarak yaptığı müdahalelerle kalıtımsal değişikliğe uğrattığı organizmalar günümüzde, İngilizce de GMO. (genetically modified organism, Türkçe de G.D.O. (genetiği değiştirilmiş organizmalar) kısaltılmış adıyla ifade edilmektedir. Bu yolla ilk kez 1973 de bir bakteri yaratılmıştır. Bu olay bilimciler topluluğunda bu tür genetik uygulamaların potansiyel tehlikeleri olduğu konusunda kaygılara neden olmuş ve konu Pacific Grove daki (Kaliforniya) Asilomar Konferansı nda tartışmalara yol açmıştır. Rekombinant DNA teknolojisini kullanan ilk şirket, 1978 de escherichia coli bakterisinin genetik manipülasyon yoluyla, insülin üreten bir türünü yarattığını açıklamıştır. Günümüzde bu yolla yaratılan bitkilere transjenik bitkiler denmektedir. Yeryüzünde G.D.O. kullanılarak yapılan tarımdaki artış gelişmiş ülkelerde daha hızlı bir ivme ile gün geçtikçe artmaktadır. G.D.O. (genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar) uygulamalarına karşı olanların şu sorusu tartışmaya değerdir. Atomu keşfetmiş, ardından atom bombasını icat etmiş insanoğlu bilimsel buluşları her zaman insanlığın yararına kullanmadığına göre, genetik mühendisliği ve biyoteknolojideki buluşların daima insanlığın yararına kullanıldığını ve kullanılacağını, örneğin bir biyolojik savaşta asla insanlığın zararına kullanılmayacağını kim garanti edebilir? Sevgi ile, sağlık ile ve güzelliklerle kalın.

29 Derleme Archives of CLINICAL TOXICOLOGY www.tfd.org.tr/ktcg GDO GERÇEĞİ Prof. Dr. Rengin Erdal Başkent Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ANKARA Bugün ANTİ GDO cular sağlık alanında güvenle kullandığımız, yaşam kurtaran, ömrü uzatan birçok temel ilacın GD ürün olduğunu saklamakta çok başarılılar. İnsulin, interferonlar, interleukinler, hibrid antibiyotikler, büyüme hormonları, vitaminler, kök hücreler vb GDO ürünlerdir. Gen teknolojisi kullanılarak elde edilen transgenik ürünlerin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olası olumsuz etkileri uzun süredir tartışılmaktadır. Tartışmaların uzama nedeni bilgi boşluğu denilen kavrama dayanmaktadır. Toplumlar GDO lar konusunda olumsuz haber bombardımanı altındadır. Anti GDO kampanyaları o kadar etkindir ki, bu kampanyalara bilimsel gerçeklerle karşı çıkanlar üzerinde yoğun şekilde bir mahalle baskısı oluşturulmaktadır. GDO, gen teknolojisi kullanılarak izole edilen genler üzerinde değişiklikler yapıldıktan sonra izole edildikleri canlıya veya farklı bir canlıya aktarıldıktan sonra ortaya çıkan yeni canlıya verilen isimdir. GDO: Genetiği değiştirilmiş organizma; GD: Transgenik orgbugün ANTİ GDO cular sağlık alanında güvenle kullandığımız, yaşam kurtaran, ömrü uzatan birçok temel ilacın GD ürün olduğunu saklamakta çok başarılılar. İnsulin, interferonlar, interleukinler, hibrid antibiyotikler, büyüme hormonları, vitaminler, kök hücreler vb GDO ürünlerdir. Gen teknolojisi kullanılarak elde edilen transgenik ürünlerin insan sağlığı İletişim:Prof. Dr. Rengin Erdal. Tüm telif hakları TFD ye aittir. ISSN: 2148-5313 ve çevre üzerindeki olası olumsuz etkileri uzun süredir tartışılmaktadır. Tartışmaların uzama nedeni bilgi boşluğu denilen kavrama dayanmaktadır. Toplumlar GDO lar konusunda olumsuz haber bombardımanı altındadır. Anti GDO kampanyaları o kadar etkindir ki, bu kampanyalara bilimsel gerçeklerle karşı çıkanlar üzerinde yoğun şekilde bir mahalle baskısı oluşturulmaktadır. GDO, gen teknolojisi kullanılarak izole edilen genler üzerinde değişiklikler yapıldıktan sonra izole edildikleri canlıya veya farklı bir canlıya aktarıldıktan sonra ortaya çıkan yeni canlıya verilen isimdir. GDO: Genetiği değiştirilmiş organizma; GD: Transgenik organizma, genetiği değiştirilmiş ürünlerdir. Bu ürünler biyomühendislik organizmaları olarak adlandırılırken bu organizmalara aktarılan genler transgen olarak tanımlanır. GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALARIN POTANSİYEL FAYDALARI 1. Besin kalitesinin artırılması a. Protein kalitesi artar: Proteinin metiyonin ve lisin içeriği artırılarak ürünlerin esansiyel amino asit içeriklerinde artış sağlanır. Örneğin: Çiftlik hayvanlarının besinlerindeki amino asit miktarının artışı da et, süt ve yün üretimlerini artırır. b. Karbonhidrat içerikleri artar: Örneğin: Ketçap, domates sosu yapmak için gıda işlemede domateslere yoğun içerik kazandırılır. c. Nişasta içerikleri artar: Örneğin: Kızartma işlemi sırasında daha az yağ çeken pişirme süresi ve maliyeti azaltılmış patates üretilir.

30 Erdal R/ Archives of Clinical Toxicology 2014; 1 (2):29-31 2. Sağlığa yönelik yararlarının artırılması a. Anti-oksidant ve vitamin içeriklerinin artırılması: Örneğin: Karatenoidler, flavanoidler, Vit A, C ve E miktarları artırılarak kanser ve diğer kronik hastalık oranlarında azalma sağlanır. b. Doymamış yağ asidi düzeylerinin artırılması: Örneğin: Kanola, soya, ayçiçeği ve yer fıstığı bitkilerinde doymamış yağ asidi düzeyini artırmak için bu teknoloji kullanılmaktadır. Besin değeri artırılmış ürünler yetersiz beslenmeyi azaltmaya yardım edecektir ve gelişmekte olan ülkelerin temel besin ihtiyaçlarını karşılamayı sağlayacaktır. 3. Meyve ve sebzelerin raf ömürlerinin uzatılması ve organoleptik kalitelerinin artırılması Ürünlerin raf ömürlerinin uzatılması: Üretici ve satıcı için taşıma depolama işlenmeyi kolaylaştırır. Tüketici açısından: Ürünün uzun süre bozulmadan kullanılabilmesini sağlar. Ürünlere koku, lezzet, yumuşaklık/sertlik derecesi gibi yüksek kalitede organoleptik özellikler kazandırılarak tüketici memnuniyetini artırır. 4. Bitkisel ve hayvansal ürün veriminin artırılması: Hızla artmakta olan dünya nüfusunun 2025 yılı itibarıyla 8 milyarı geçmesi ve bu artışın %95 inin gelişmekte olan ülkelerde oluşması beklenmektedir Türkiye için öngörülen nüfus 87 milyondur. Artan nüfusu beslemek için tarım alanı açılması amacıyla tropik yağmur ormanlarının yok edilmesi, suların kirletilmesi, toprakların çoraklaştırılması ve ekilebilir alanların artırılması çözüm değildir. Geleneksel yöntemlerle birim alandan biyolojik verim artışında sınırlara gelindiği düşünüldüğünde yeni teknolojilerin kullanılması kaçınılmaz görünmektedir. NOBEL ÖDÜLLÜ bitki ıslahçısı Norman Borlaug (Borlaug 2003) buğday, mısır gibi tahıl ürünlerinin %80 artırılması gerektiğini söylemektedir. 5. Yenilebilir aşı ve ilaç üretimi: Olgunlaştığı zaman çiğ olarak tüketilen muz gibi bazı tropikal ürünler; hepatit, kuduz, dizanteri, kolera ve ishal ile gelişmekte olan ülkelerde yaygın olan diğer bağırsak enfeksiyonlarına karşı kullanılabilen proteinleri üretmek için genetik olarak değiştirilebilmektedir 6. Bio fabrikalar ve endüstriyel üretim için ham madde materyali olarak kullanımı: Genetiği değiştirilmiş organizmalar, ilaç endüstrisinde kullanılan vitaminler, monoklonal antikorlar, aşılar, antikanserojen bileşikler, anti-oksidantlar, plastikler, fiberler, polyesterler, afyonlu ilaçlar/uyku ilaçları, interferon, insan kan proteinleri ve karotenoid üretmek için kullanılmaktadır. Bu gün ANTİ GDO cular sağlık alanında güvenle kullandığımız, yaşam kurtaran, ömrü uzatan birçok temel ilacın GD ürün olduğunu saklamakta çok başarılılar. GDO lar aynı zamanda gıda endüstrisinde kullanılan protein, enzim, stabilizatör, kıvam artırıcı, emülgatör, tatlandırıcı, koruyucu, renklendirici ve tat verici gibi gıda karışımları üretmek için de kullanılmaktadır. Örneğin bu gün ülkemizde üretilen yoğurtların %100, peynirlerin %80 inde mayalamada kullanılan kimozin, rennin gibi gıda enzimleri GD ürünlerdir. Gen aktarım teknolojisi ile gıda, ilaç ve biyoteknoloji endüstrisinde kullanılan maddelerin üretimi geleneksel işlemlere göre çok daha avantajlıdır. Çünkü yeni teknoloji ile arzu edilen bir ürün, fazla miktarda, çok daha ucuz, nakil ve depolama işlemleri daha uygun olarak üretilebilir 7. Çevresel faydaları: GDO bitki üretiminin artması sonucu kimyasal gübre kullanımı çok azalmaktadır. Transgenik bitkilerin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olası olumsuz etkileri uzun süredir tartışılmaktadır. Bir transgenetik bitkinin ticari üretimine ancak bilimsel çalışmalar tamamlandıktan ve bu bitkinin geleneksel eşdeğerinden daha fazla bir risk taşımadığına karar verildikten sonra izin verilmektedir. GDO lu ürünlerin tamamı 1. Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), Amerikan Tarım Bakanlığı (USDA/ APHIS), Çevre Koruma Dairesi (EPA) tarafından bilimsel olarak çok kapsamlı bir biçimde incelemektedir. 13 AB üyesi ülkeden gelen 65 bilim insanının katılımıyla 3.5 yıl süren ve 11.5 milyon Euro harcanarak yürütülen

Erdal R/ Archives of Clinical Toxicology 2014; 1 (2):29-31 31 ENTRANSFOOD Projesi, halen üretilip tüketilmekte olan genetiği değiştirilmiş ürünlerin, insan sağlığı açısından klasik yöntemlerle elde edilen ürünlerden daha tehlikeli olmadığını ortaya koymuştur (Kuiper ve ark. 2004). ENTRANSFOOD Projesi hakkındaki bilgilerin tamamı; Gıda ve Kimyasal Toksikoloji dergisinin Temmuz 2004 te yayınlanan özel sayısında (Food and Chemical Toxicology Journal 42(7) ve Avrupa Komisyonu tarafından yine 2004 yılında yayınlanan AB de GD ürünler: gıda güvenliği, değerlendirme, yönetmelikler ve kamuoyunun endişeleri ( Genetically modified crpos in the EU: food safety assessment, regulation, and public concerns ) başlıklı raporda bulunabilir. Halen biyoteknolojik yöntemlerle üretilen transgenik ürünlerin %99 u ABD, Arjantin, Kanada, Brezilya ve Çin de yetiştirilmektedir. Ekim alanı 1996 da 1.7 milyon hektara, 2003 de 67.7 milyon hektara, 2007 de 114 milyon hektara ulaşmıştır. AB deki sert tutum nedeniyle 2004 de İspanya ve Romanya da 50 bin hektar olan ekim alanına Almanya da 50 bin hektar üretimle katılmıştır. interlökinler, hibrit antibiyotikler, büyüme hormonları, kök hücreler vb.) GD ürün olduğu gerçeğini saklamakta çok başarılılar. ABD de üretilen transgenik ürünler yine bu ülkede insan gıdası ve/veya hayvan yemi olarak tüketilmektedir. 1994-1997 yılları arasında mısır ve soya olarak tüketilmeye başlanan GDO lar daha sonra kanola ve pamuk olarak piyasaya sürülmüştür. Avrupa pazarı 10-12 yıldır bu ürünlerle tanışık olup 23 ülkede izinli olarak GDO tarımı yapılıyor. Toplumdaki bilgi eksikliğine örnek olarak Avrupa Birliği ülkelerinde 2005 yılında yapılan Eurobarometer çalışması sonuçlar gösterilebilir Anketi cevaplayanların%41 i geleneksel ürünün DNA içermediğini, buna karşın GDO nun DNA içerdiğini, %54 ünün ise GDO lu gıda yiyenlerde genlerinin değişebileceğine inanmaktadır. Bu gün ne yazık ki ANTİ GDO cular sağlık alanında güvenle kullandığımız, yaşam kurtaran, ömrü uzatan birçok temel ilacın (örneğin: insulin, interferonlar,

32 Archives of CLINICAL TOXICOLOGY www.tfd.org.tr/ktcg Derleme Tarımda Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerin Ekolojik, Sosyal ve Ekonomik Etkileri Prof. Dr. Tayfun Özkaya Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Bornova, İzmir GDO açlık sorununu çözer mi, çözmez mi? Çok net bir şey var ki, GDO lu tohumların çoğunluğu aslında biyo-yakıt yapmak üzere üretiliyorlar. Mısırdan biyoyakıtlar yapılıyor (metanol) ve arabalarda kullanılıyor. Bunun temel nedeni ABD nin petrole olan bağımlılığını hiç olmazsa bir miktar azalma konusundaki çabasıdır. Şu biliniyor ki, bir depo biyo-yakıt elde etmek istiyorsanız bunun için (mısır vs kullanılıyor) bir insanın bir yıllık yiyeceği miktarda tarım ürünü kullanmak zorundasınız. Bu demektir ki, bir insanı bir yıl boyunca aç bırakarak bir depo yakıt elde ediyorsunuz. Siz eğer her hafta bir depo yakıt kullanıyorsanız yılda 52 insanı aç bırakıyorsunuz. Amerika nın nüfusunu düşünelim. Eğer biyo-yakıt kullanımı artarsa GDO yüzünden dünyada açların sayısı çoğalacak. Örneğin Monsanto, GDO lu biyo-yakıtlar üzerine çalışıyor. Çok daha enteresan bir şey var. Bu mısırları üretmek için Brezilya da yağmur ormanları katlediliyor. Ormanları kesiyorlar ve mısır ekiyorlar. Bu sanırım yeter Bunun açlığa çözüm olmayacağı, açlığı derinleştireceği kesin. Şimdi bu grafiğe bakalım: Ekim alanına göre GDO Uygulamaları Her ikisine dayanıklılık7% 1% Virüslere dayanıklılık Böceklere dayanıklılık 19% 73% Ot öldürücü ilaca (herbisit) dirençli Kaynak: James C. 2001, ISAAA (International Service for the Acquisition of Agri-biotech Applications) İletişim:Prof. Dr. Tayfun Özkaya Tüm telif hakları TFD ye aittir. ISSN: 2148-5313

33 Ozkaya T/ Archives of Clinical Toxicology 2014; 1 (2):32-36 Bu grafik şunu gösteriyor. Dünyada GDO ekim alanlarına göre GDO uygulamaları hangi konularda yapılıyor? Ot öldürücü ilaçlara (herbisit) dayanıklılık gösteren uygulamalar tüm GDO ekiliş alanının %73 ünü kapsıyor. Bu istatistikler GDO yu desteklemek üzere oluşturulan ISAAA adlı kuruluşun yayınından alınmıştır. Herbisit ne işe yarar? Ot öldürücü ilacı attığınız zaman ana bitki de, yabancı ot da ölebilir. Ama ana bitkinin içine öyle bir gen katılıyor ki, herbisiti attığınız zaman ana bitki ayakta kalıyor, yabani otlar ölüyor. Bu insanlara çok güzel gibi görünüyor ama bunun birçok sakıncaları da var. Bu ot öldürücüleri kanserojen. Toprağı öldürüyor, çevreyi bozuyor. Ayrıca bir süre sonra yabancı otlarda direnç geliştiği gibi herbisit kullanımı artıyor, ek olarak daha da zararlı herbisitler kullanılıyor. GDO lu bu üründe kullanılan herbisit tohumu satan aynı şirkete ait. Amaç aynı zamanda herbisit satışını arttırmak. İkinci dilimde göreceksiniz % 19 uygulama ise bazı böceklere dayanıklılık sağlıyor. Bt geni denilen ve bakteriden alınan bir gen bitkinin genetik yapısına katılıyor ve güya bunlar böceklere karşı bir korunma sağlıyor. % 7 uygulamada ise her ikisine de dayanıklılık gösteriyor. Yani hem Bt, hem de ot öldürücülere dayanıklılık gösterecek genlere sahiptir. % 1 den az uygulamada ise virüslere dayanıklılığı olanlar var. Demek ki, birinci kategori ile üçüncüyü toplarsak % 80 oranlarında yapılan bu iş, aslında ot öldürücülere dayanıklılık kazandırmak için yapılmaktadır. Peki, bu ot öldürücüleri kim satmaktadır? Yine bu tohum firmaları satmaktadır. Yani olay aslında ot öldürücülerini pazarlamak için yapılan bir oyundur. Aşağıdaki grafiğin sol tarafında dünyanın en büyük 10 tohum firması var. Sağ tarafında ise dünyanın en büyük tarım ilaçları satan firmaları var. Bunların 5 tanesinin aynı firmalar olduğunu görüyorsunuz. Bunlar öyle bir ürün üretiyorlar ki, (mısır veya pamuk) bu ürün adını ilaçtan (herbisit) alıyor. Olay apaçık ortadadır. GDO şirketleri üç yönden kazanıyorlar. Birincisi tohum fiyatları çok artıyor. GDO lu tohum fiyatları muazzam bir artış gösteriyor. ABD de GDO lu soya tohum fiyatları 2006-2008 yılları arasında % 50 arttı. Bunlar pahalı tohumlar Tohum Firmaları % Tar.ilaç Fir. % İkincisi kullandıkları ot öldürücü (herbisit) fiyatları Dünyada arttı. Monsanto+Delta 20 2006- Pine 2008 yılları arasında 2 Bayer yıldan kısa bir 17 tohum ve süre içinde Syngenta ot Dupont öldürücü Roundup ın 12 fiyatı % 134 artıyor. Üçüncü ilaçlarında bir BASF nokta Syngenta herbisit (uygun 8 marka) kullanımı arttı. Firmanın ürettiği Groupe tohuma 4uygun herbisit Dow kullanmadığınızda 10 işe yaramıyor. Limagrain Uygun marka Monsanto herbisit kullanımı 9 (bunun Land O lakes 3 etkin maddesi glyphosate) 1994-2005 arasında 15 kat KWS AG 3 Dupont 6 arttı. Bunu üreten şirketler kârlarını anormal bir şekilde Bayer Crop 2 Koor 4 büyütüyorlar. Science Sumitomo 4 Peki, GDO lu ürünler verimi artırıyor mu? Takii 2 Amerika nın meşhur gıda Nufarm ve ilaç kuruluşu 3 Sakata 2 FDA ve çevre koruma kuruluşu EPA nın Arysta uzmanı Sherman 2 DLF Trifolium 2 şunu söylüyor; verimi artıran hiçbir 10 Firma GDO top. ürünü 84 10 Firma Toplamı 57 yok. Aynı şekilde susuzluğa dayanıklı, gübre kirlenmesini önleyici bir tek GDO lu ürün yok. Ayrıca ABD Tarım Bakanlığı GDO lu hiçbir ürünün verimi arttırmadığını açıklamıştır. Ama zaman zaman GDO yu savunanlar altın pirinç var, şu var, bu var diye, dünyayı kurtaracak şeyler söylüyorlar. Bunların hiç biri piyasaya sürülmüş değil. GDO lu ürünlerin tarım ilacı kullanımını azaldığı iddiası var. Aslında böyle bir şey yok. Özellikle herbisit kullanımı artıyor. Uygulamaların %80 i herbisite direnci arttırmak üzere tasarlanmıştır. Büyük ölçüde herbisite direnci arttırmak üzere planlanan bir teknoloji nasıl olur da ilaç tüketimini düşürür? Böyle bir şey mantık olarak söz konusu olamaz. Dr. Benbroock ABD Tarım Bakanlığının 1996 ile 2004 arasındaki tarım ilacı kullanımı verileri üzerinde büyük bir çalışma yürütmüştür. Bu dokuz yıllık dönemde GDO lu soya, mısır, pamuğun kabul edilmesi ile 122 milyon libre daha fazla tarım ilacının kullanıldığını ortaya koymuştur. Benbrook böcek öldürücülerde 16 milyon librelik küçük bir düşüşe karşılık, herbisit dayanıklılığı olan GDO ürünler nedeniyle 138 milyon libre daha fazla herbisit kullanıldığını belirlemiştir. Ayrıca etkin maddesi glyphosate denilen ot ilacına karşı 2000 yılından sonra yabancı otlar büyük bir direnç göstermeye başlamışlardır. Elimizde çok büyük listeler var. 20 ye yakın otta hangi yıllarda, ne direnci olduğu raporlarda var. Üstelik o büyük şirket; Monsanto da açıklamalarında 17 12 tarım tekelleşme

34 Ozkaya T/ Archives of Clinical Toxicology 2014; 1 (2):32-36 bunu kabul ediyor. Yani diyor ki ot direnci vardır. Hatta ve hatta açıklamalarında tekrar sürüm yaparak otları alma tavsiyesinde bulunuyor. Bu açıklamalarda bu işlemlerin yapılması gereken tarihler var. Ayrıca başka ot ilaçlarının da kullanılması öngörülüyor. Mesela 2002 2005 arasında glyphosate a ilaveten çok daha fazla zararlı olan ve etkin maddelerinin isimleri 2 4 D, atrazin, acetachlor, metalachlor/s-metalachlor olan herbisitlerin de uygulanması gerektiğini söylüyorlar. Bunu firmanın kendisi söylüyor. Monsanto 13 Eylül 2005 de yayınladığı basın bülteninde herhangi bir herbisit toleranslı ürününü eken çiftçilerin çimlenme öncesi roundup ot öldürücüsü yanında başka ot öldürücülerini de kullanmaları gerektiğini salık vermiştir. Amerika Birleşik Devletleri nde 2002-2005 arasında mısırda atrazin kullanımı % 12 artıyor. Gene mısırda gylphosate kullanımı da 5 kat artıyor. Çünkü dayanıklılık ortaya çıkıyor. Evrim ile yabancı otlar kendilerini geliştiriyorlar. Bu dayanıklılık geliştiren bitkiler Arjantin de, Brezilya da her yerde ortaya çıktı. Dolayısıyla ilaç kullanımını azalması söz konusu değildir. Glyphosate in başka bir ilacın yerini aldığı söyleniyordu. Bu da kesinlikle doğru değil. Neden illaki yabani otu ilaçla öldürmek gibi bir çaba var? Çok basit, çünkü şirket satacak mal istiyor. Hâlbuki agroekoloji bilimi ilaç kullanmadan, başka tekniklerle otların yok edilebileceğini söylüyor. Otların zararlarını azaltmanın çok yolu vardır, ancak en basit şekilde otlar çapa yaparak yok edilir. Herbisit kullanımı dışında diğer bütün yöntemler az veya çok işgücü kullanımını gerektirmektedir. Dolayısıyla bu ilaçların girmesi işçinin çıkması anlamına geliyor. Tarımdaki şirketlerin daha da büyümesi anlamına geliyor. ABD, Brezilya da dev tarım işletmeleri herbisiteri tercih ediyorlar. Bu ilaçların çeşitli kanserojen etkileri olduğu kesin. Dediğim gibi büyük bir tehlike söz konusu, o zaman neden bunun kullanımını savunuyoruz? Başka yöntemler de var. Glyphosate in zararları konusunda epeyce bir çalışma yapılmıştır. Friends of Erath tarafından hazırlanan bir eserde bu etkiler bir araya getirilmiştir. Şirketlerin göz ve cilt için düşük düzeyde tahriş dışında insan sağlığına bir zararı olmadığı iddialarına karşı bağımsız araştırma bulguları değişik ülkelerde glyphosate in en çok zehirlenme olaylarına yol açan ilaçların içinde olduğunu göstemektedir. Gene şirketlerin ilacın su ve toprakta çabucak inaktive olduğuna dair iddialara karşı araştırmalar topraklarda ve sedimentlerde çok dirençli olduğunu göstermektedir. Bunlara daha başka etkiler de eklenebilir. Eserde bunlar ayrıntılı olarak dokümante edilmiştir. Peki, neden GDO ekiliyor? Amerika da, Brezilya da, Arjantin de hatta Hindistan da Bu ülkelerin sayısı çok fazla değil ama bu ekim yapılıyor. Sebep aslında şu: Büyük işletmeler işçiyi sevmiyor. İlacı seviyorlar. Bir örnek verelim; Gustave Grobocopatel denilen bir işletme var. 80.800 dekar büyüklüğünde korkunç bir işletme Bu işletme sahibinin açıklamaları; GDO lu olmayan soyadan daha fazla verim alındığı halde işçi tasarrufu nedeniyle GDO lu herbisite dayanıklı soya ektikleri yönündedir. Çünkü işçi kullanmıyor, onun yerine herbisit kullanarak bu olayı bitiriyor. Hâlbuki yabancı otun zarar vermesini engelleyecek birçok agroekolojik yöntem var. Çapa bunlardan sadece birisidir. Bazı yerlerde yabancı ot dediğimiz şeyler yenmektedir. Büyük işletmeler işçiyi dışlayarak zehirleri seviyorlar. Ama bunun yanında herbisitlerin kanser yaptığı da unutulmamalıdır. İkinci bir nokta daha var. Latin Amerika ve Amerika da köylü tarımı ortadan kalkmış durumda, buralarda tarım büyük işletmeler tarafından yapılmaktadır. Brezilya da toprak büyüklüğü Belçika nın yüz ölçümü kadar olan işletmeler var. Bu insanlar işçi sevmiyorlar. Dolayısıyla her şeyi ilaçla yapmak istiyorlar. Bunun sonu ne oluyor? Brezilya da ve Arjantin de gördüğümüz sefalet manzaraları ortaya çıkıyor. İnsanlar şehirlere sürülüyorlar. Orada tuvaleti bile olmayan yerlerde yaşamak zorunda kalıyorlar. GDO nun yayıldığı ülkelerde aynı zamanda şunlar da olmaktadır; GDO lu olmayan tohum bulmak zorlaşmaya başlıyor. Hindistan da devlet GDO yu destekliyor. Devlet kendi ürettiği GDO lu olmayan tohumların üretimini kısıyor.

Ozkaya T/ Archives of Clinical Toxicology 2014; 1 (2):32-36 35 Bazı yerlerde de yasaklıyor. Çiftçilerin tohum satışı yasalarla yasaklanıyor. Mesela ülkemizde de böyledir. Ülkemizde çiftçiler çıkan tohum yasasından sonra kendi tohumlarını satamazlar. Ancak değiştirebilirler. Bu müthiş bir hegemonya, müthiş bir baskı fakat biz buna alıştık. Artık bu normal gelmeye başlıyor. Bütün bunlar ilerleme adına yapılıyor. Daha iyi, daha verimli olsun deniyor. Köylüler sanki tohumlara bir hile katacaklar gibi düşünüyorlar. Tohum yasası köylüyü baskı altına alıyor, tohum ve fide satmasını yasaklıyor. GDO şirketleri başka bir şey daha yapıyor. Nedir o? Mesela Kanada da artık GDO lu olmayan kolza yetiştirmek imkânsız hale geldi. Çünkü GDO lu tohum tamamen bulaştı. Yetmiyor, GDO şirketleri, siz GDO lu bir şey yetiştirmek istemeseniz bile, komşunuzdan size bulaşıyorsa tohum çalmak suçu ile sizi mahkemeye verip, ağır cezalar ödetmeye çalışıyor. Böyle yüzlerce örnek var. Bunun sonucunda Kanada da, Amerika da çiftçiler artık GDO lu olmayan tohumları artık ekmekten vazgeçiyorlar. O ürünü terk edenler var. Ya ürünü terk ediyor, ya büyük şirketin boyunduruğunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. Ancak şirketlere karşı davaları kazanıp, şirketlere tazminat ödeten çiftçiler de var. Bunun sonucunda Hindistan da, pamukta büyük bir hegemonya yayıldı ve birçok çiftçi verim düşüklükleri nedeniyle intihar etti. Acaba dünyayı besleyebilecek başka seçenekler var mı? Yani biz GDO lara muhtaç mıyız? Entegre ürün yönetimi (ICM) veya entegre zararlı yönetimi (IPM) denilen bir yöntemle pamukta veya başka ürünlerde hiç ilaç atmadan üretim yapmak mümkün. Bunu kabaca böceği böceğe yedirmek diye tarif edelim. Ancak bakteri veya kültürel önlemler gibi başka uygulamalar da var. Entegre ürün yönetimi İzmir de pamukta da uygulanmış idi. Ancak çok küçük ölçülerde oldu. Hâlbuki başka ülkelerde örneğin Endonezya da milyonlarca çiftçi bu yöntemi başarı ile uyguluyor. Bu konuda yapılmış araştırmalar pamukta % 21 daha fazla verim alındığını gösteriyor. Bir başka uygulama da çek-it teknolojisi (push-pull technology) adını alıyor. Mısırlarda ekilen alanın dışına böcekleri çekici bir bitki yetiştiriyorsunuz, içine ise bu böceği ittirecek başka bitkiler yetiştiriyorsunuz. Mısırı kurtarıyorsunuz. Elimizde bir rapor var. 58 ülkeden 400 uzmanın yaptığı Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası nın desteklediği bir rapordur. Bu raporun hazırlanması 4 yıl sürüyor ve 2008 de tamamlanıyor. Bu raporun hazırlanmasında katkıda bulunanların arasında tanıdıklarım da var. Çözüm olarak şunu gösteriyorlar, diyorlar ki, ekolojik, düşük girdili, düşük masraflı tarım yöntemleri açlıkla mücadele için en iyi yöntemdir. GDO ürünleri açlık ve yoksullukla mücadelede çok az bir potansiyel gösteriyor. Bu çalışmanın başında GDO şirketleri bu raporu destekliyorlarmış, içinde yer almaya çalışıyorlarmış, sonunda bu raporun kendi isteklerini söylemeyeceği anlaşıldığında hepsi bu çalışmadan ayrılmışlar. Bu yaklaşık 600 sayfalık büyük bir rapor. Diğer yandan GDO dışı teknolojilerle daha başarılı ıslah yapılabiliyor. Bu katılımcı ıslah dediğimiz bir yaklaşım. Bu yaklaşımda bilim insanları, ıslahçılar çiftçilerle en başından itibaren, yani daha ıslah çalışması fikri ortaya çıkmadan önce birlikte çalışıyorlar. Bugünkü bütün kültür bitkilerini aslında çiftçiler tarafından geliştirilmiştir. Ayrıca Türkiye de Batı Akdeniz Araştırma Enstitüsü tarafından mısır, sap ve koçan kurduna karşı mısır tohumu geliştirilebilmiştir. Yani GDO tek çözüm değil. Ama ulusaşırı şirketler hızla yerel türlerin tohum kaynağını yok etmekteler. Tohum Yasası bunun en büyük nedenlerinden biridir. GDO lu şirketler biz bu işten vazgeçtik deseler bile başımızda çok büyük bir tehlike var. Yerel çeşitlerimizi kaybediyoruz. Hâlbuki bu yerel çeşitler üzerine İngiltere de ve Amerika da yapılmış araştırmalar, bunların bize büyük miktarda antioksidanlar sağladığını gösteriyor. Bu nedenden dolayı hem zehirli ilaçlar, hem de besleyici özelliğini yitirmiş şirket tohumları nedeniyle bütün ülkelerde ve ülkemizde kanser alabildiğine gidiyor. Bunun sebebi bu tarım sistemleridir.

36 Ozkaya T/ Archives of Clinical Toxicology 2014; 1 (2):32-36 Diğer yandan GDO lu olan ve olmayan ürünler yan yana yaşayamıyorlar. GDO bulaşması söz konusu oluyor. Mesela Kanada da yağlık organik kolza üretimi tamamen yok olmuş vaziyettedir. Türkiye de en son bir Biyo-Güvenlik Yasası çıktı. GDO ya Hayır Platformu nun, Ziraat Mühendisleri Odası nın ve birçok insanın katkılarıyla ve çabalarıyla GDO lu ürünlerin üretimi Türkiye de yasaklandı, ancak ithalatı serbest durumdadır. Fakat bana kalırsa hem ithalatı, hem üretiminin yasaklanması gerekir. Bunun yarattığı birçok zarar var. Bir de hep şu söyleniyor yersiniz bunlar hazım olur gider. Yapılan araştırmalarda insanların bağırsaklarında milyarlarca faydalı bakteri olduğunu gösteriyor. Siz bize baktığınızda bir tek insan görüyorsunuz, bizim içimizde bizimle beraber simbiyoz (dayanışma) halinde yaşayan milyarca faydalı bakteri var. Bunlara bu genlerin geçtiği konusunda kesin kanıtlar var. Bitkilerden de toprak bakterilerine geçtiğine dair kesin bilgiler var. Bence Avrupa veya Amerika nın Gıda ve İlaç Örgütü açıklamalarına da güvenilmez. Bu ülkelerin bu kurumları çok iyidir demenin de bir anlamı yok. Mesela EFSA deli dana hastalığında sınıfta kalmıştır. Yıllarca deli dana yı küçümsediler, ondan sonra tedbir almaya başladılar. Prion denilen bakteri altı bir varlığı etlerle yiyorsunuz. Beyninize gidiyor ve orada çoğalmaya başlıyor. Sonra beyniniz süngere dönüyor. Biyoloji o kadar basit bir şey değil. yeriz gider, bunlardan kurtuluruz demek çok yanlıştır. KAYNAKLAR: 1. James C. 2001, ISAAA (International Service for the Acquisition of Agri-biotech Applications) 2. Friends of the Earth, 2009, Who Benefits the GM Crops-Feeding the Biotech Giants, not the Worlds Poor, Amsterdam, (http://www.foei.org/en/resources/publications/ food-sovereignty/2009/gmcrops2009full.pdf) 3. Dog Gurian Sherman, 2009, Failure to Yield, Evaluating the Performance of Genetically Enginered Crops, Union of Concerned Scientist, http://tiny.cc/eqzts 4. Fernandez-Cornejo, J. and D. Schimmelpfennig, February 2004. Have Seed Industry Changes Affected Research Effort? USDA s Economic Research Service, Amber Waves,:14-19. 5. C. Benbrook, 2004, Genetically Engineered Crops and Pesticide Use in the United States: the First Nine Years, BioTech InfoNet, Technical Paper no:7, Oct. 2004,. http:// www.biotech-info.net/full_version_first_nine.pdf 6. Friends of the Earth, 2009, Who Benefits the GM Crops-Feeding the Biotech Giants, not the Worlds Poor, Amsderdam, (http://www.foei.org/en/resources/publications/ food-sovereignty/2009/gmcrops2009full.pdf) s.21-22. 7. Monsanto, 13 Eylül 2005, Investigation Confirms Case of Glyphosate-Resistant Palmer Pigweed in Georgia, Monsanto pres release. 8. Friends of the Earth,2009, age,s.25. 9. David Buffin ve Topsy Jewell, 2001, Health and Environmental Impacts of Glyphosate: The Implications of Increased Use of Glyphosate in Association with Genetically Modified Crops, Friends of The Earth, 10. Grain, 2007, Bt cotton the facts behind the hype Seedling içinde, January,2007, http://www.grain.org/ seedling/?id=457 11. UNDP, FAO, UNEP, UNESCO, World Bank, WHO, GEF, 2009, International Assesment of Agricultural Knowledge, Science and Technology for Development, Washington, http://www.agassessment.org/