TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 6 E



Benzer belgeler
Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

GLİKOJEN METABOLİZMASI

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 24 ARALIK MART 2019)

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

DÖNEM II DERS YILI SİNDİRİM VE METABOLİZMA DERS KURULU ( 25 ARALIK 02 MART 2018)

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

Sonradan Kazandırılan Bağışıklık

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II TIP 2030 SİNDİRİM ve METABOLİZMA DERS KURULU

İnsan Fibroblastları. Hücre İskeleti

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217)

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

Hücre reseptörleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2030 SİNDİRİM ve METABOLİZMA DERS KURULU

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

Prof. Dr. Taner Dağcı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

Özofagus Mide Histolojisi

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

Solunum Sistemi Fizyolojisi

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

Merkezi Sinir Sistemi İlaçları

Hastalıkların Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler. Enfeksiyon Hastalıklarının Genel Belirtileri. Enfeksiyon Hastalıklarında Görülen Ateş Tipleri

OKSİJENLİ SOLUNUM

MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

HÜCRELERARASI İLETİŞİM

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

Hücre İskeleti. Prof.Dr. Alp Can Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalı

55.Aşağıdaki yapılardan hangisi, bakteriyal konjugasyonda rol alır? Referans: e-tus İpucu Serisi Mikrobiyoloji Ders Notları Sayfa:

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

BĠYOKĠMYA DOÇ. DR. MEHMET KARACA

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

1-Tanım: Mikrop dünyası ve mikroorganizmaların sınıflandırılmasının öğretilmesi.

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (Sonbahar Dönemi) TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ 25 EYLÜL 2016 PAZAR SABAH

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (İlkbahar Dönemi) TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ 10 NİSAN 2016 PAZAR SABAH

11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

Transkript:

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1. V. angularis dallarının dağıldığı bölgelerdeki bir enfeksiyon aşağıdaki hangi venöz yapıda tromboza yol açabilir? 1 C A) Sinus sigmoideus B) Sinus petrosus inferior C) Sinus cavernosus D) Sinus sphenoidalis E) Confluens sinuum 2. Vagina carotica nın arka komşuluğunda bulunan yapı aşağıdakilerden hangisidir? 2 D A) N. vagus B) A. carotis interna C) Tonsilla palatina D) Truncus sympathicus E) Ductus thoracicus 3. Aşağıdaki kaslardan hangisi inspirasyona yardımcıdır? 3 E A) Mm. intercostales interni B) M. serratus posterior inferior C) M. transversus thoracis D) Mm. subcostales E) Mm. levatores costarum 4. Fissura horizontalis in izdüşümünü tarife eden ifade aşağıdakilerden hangisidir? 4 A A) Sağ linea axillaris mediana da 4. kostadan başlayıp öne doğru takip eder B) Sağ m. erector spinae lateralinde 6. kostadan başlayıp öne doğru takip eder C) Sol linea axillaris mediana da 4. kostadan başlayıp öne doğru takip eder D) Sağ linea axillaris mediana da 6. kostadan başlayıp öne doğru takip eder E) Sağ tarafta m. erector spinae lateralinde 4. kostadan başlayıp öne doğru takip eder 5. Karında planum transpyloricum hangi vertebra hizasındadır? 5 B A) L4 B) L1 C) T12 D) L3 E) S2 6. Eksternal hemoroidlerin ağrısını hangi sinir alır? 6 E A) N. splanchnicus minus B) N. splanchnicus sacralis C) N. genitofemoralis D) N. ilioinguinalis E) N. pudendus 7. İnguinal herni ameliyatında kanal ön duvarındaki m. obliquus abdominis kasına ulaşmak için hangi yapıları geçmek gerekir? I. Fascia transversalis II. Colles fasyası III. Camper fasyası IV. Scarpa fasyası A) Yalnız I B) Yalnız IV C) Yalnız III ve IV D) Yalnız II, III, IV E) Hepsi 7 C 8. Erkekte rectum ön yüzü ile komşu olmayan organ aşağıdakilerden hangisidir? 8 E A) Mesane B) Prostat C) Vesicula seminalis D) Ductus deferens E) Ductus ejaculatorius 9. Foramen infrapiriforme den geçmeyen oluşum aşağıdakilerden hangisidir? 9 D A) N. gluteus inferior B) N. pudendus C) N. ischiadicus D) N. scrotales anterior E) N. cutaneus femoris posterior 10. Aşağıdaki hangi iki kasın siniri aynıdır? 10 B A) M. supraspinatus-m. subscapularis B) M. subscapularis-m. teres major C) M. supraspinatus-m. teres minor D) M. teres major-m. teres minor E) M. infraspinatus-m. teres minor 2

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 11. Parmak üzerinde yüklemeyen ve aşil tendon refleksi kaybolan hastada hangi sinir zedelenmiştir? 11 B A) N. femoralis B) N. tibialis C) N. fibularis profundus D) N. fibularis brevis E) N. saphenus 12. Hastada sol vücut tüm yarımında spastik paralizi varsa hasar nerededir? 12 C A) Sol tractus corticospinalis anterior B) Sağ tractus corticospinalis lateralis C) Sağ tractus corticospinalis D) Sol tractus corticospinalis E) Sağ tractus corticospinalis anterior 13. Trigeminal sinir lezyonlarında aşağıdakilerden hangisi beklenmez? 13 B A) Kornea refleksi kaybı B) Göz kapağı düşmesi C) Çenenin öne hareketlerinde kayma D) Yüzde anestezi E) Aksırma refleksi kaybı 14. Aşağıdaki hangi cerebellum çekirdeği hareketlerin planlaması ve zamanlaması ile ilgilidir? 14 A A) Nucleus dentatus B) Nucleus emboliformis C) Nucleus fastigii D) Nucleus globosus E) Nucleus interpositus 15. HCG salınımı yaparak gebelik teşhisinin konulmasını sağlayan hücre grubu aşağıdakilerden hangisidir? A) Zigot B) Epiblast C) Hipoblast D) Sitotrofoblast E) Sinsityotrofoblast 15 E İmplantasyonun başlamasından hemen sonra gelişen ilk olay embriyoblast ve trofoblastların ayrılmasıdır. Hem trofoblastlar hem de embriyoblastlar farkedilebilen iki tabakaya ayrılır; Trofoblastlar; Sitotrofoblastlar; Yassı tek çekirdekli hücrelerdir, embriyoyu kuşatırlar, mitoz yetenekleri vardır, sinsityotrofoblastların kaynaklarıdır, iç tabaka olarak bilinir. Sinsityotrofoblastlar; Daha kübik, çok çekirdekli hücrelerdir, uzantıları ve enzimleri sayesinde invazyonu sağlarlar, mitoz yetenekleri yoktur, dış tabaka olarak bilinir. Sinsityotrofoblastlar HCG salınımından ve gebelik teşhisinden sorumludur. Embriyoblastlar Epiblast; Yüksek silindirik hücrelerdir.ileride endoderm, mezoderm ve ektodermi oluşturacaktır. Ayrıca amniyoblastları oluşturacak ve amniyon boşluğunu çevreleyecektir. Hipoblast; Küçük kübik hücrelerdir. İlkel endoderm olarak bilinir. Ayrıca primer vitellus kesesini çevreleyecektir. 16. Aşağıdakilerden hangisi Allantois ile ilgili yanlıştır? A) Erken dönemde göbek kordonunun yapısına katılır B) Bukkofaringeal membranın oluşumuna katılır C) Mesanenin oluşumuna katılır D) Mesane oluştuktan sonra urakus olarak kalır E) Erişkinde ligamentum umblikale mediananın oluşumunda rol alır 16 B Allantois 16. günde Vitellus kesesinin göbek kordonuna bakan tarafından oluşur. Allantoisin Görevleri; Mesanenin oluşumuna katılır Mesane oluştuktan sonra mesaneyi göbek kordonuna bağlayan fibröz bir doku olan Urakus olarak kalır Erişkinde urakus; Ligamentum umblikale mediana olarak adlandırılır Vitellustan kaynaklandığı için kan yapımında görevlidir Kloakayı oluşturur. Erken dönemde göbek kordonununu yapısına katılır 17. Aşağıdakilerden hangisi Nöron akson ve dendritlerinde bulunan ara filamandır? A) GFAP B) Periferin C) Nörofilaman D) Vimentin E) Nestin 17 C Ara Filamanlar hücre iskeletinin yapısından bulunan 10 nm kalınlığında ipliksi protein grubudur. İçerisinde birçok çeşit olması ile hücre türünü belirlemede kullanılır. Tüm hücre iskelet elemanları içerisinde en sağlam hücre iskelet filamanı Ara filamanlardır. 3

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER Ara Filamanlar Filaman Asidik, nötral ya da bazik Keratinler Vimentin Desmin Glial Fibriler Asidik Protein Periferin Nörofilamanlar Alfa-İnterneksin Nükleer Lamin (A,B ve C) Nestin Bulunduğu Önemli Yerler Epitel Hücresi (desmozom ve hemdesmozom yapısında) (karsinomlarda) Mezenşim kökenli hücrelerde (sarkomlarda) Kas hücrelerinde Astrositler ve Schwann hücreleri Periferik sinir sistemi nöronları Akson ve dendritlerde Medulla spinalis, Optik sinir Çekirdek zarı ( iç zarda) MSS kök hücrelerde 18. Erişkin tipi diş pulpasında en çok bulunan bağ dokusu tipi aşağıdakilerden hangisidir? A) Mezenkimal bağ dokusu B) Müköz bağ dokusu C) Retiküler bağ dokusu D) Sıkı bağ dokusu E) Gevşek bağ dokusu 18 B Bağ dokuları embriyonik dönemde oluşan mezenkimal bağ dokusundan köken alır. İçerisinde bulunan hücre tipleri ve ekstraselüller madde oranı değiştikçe farklı bağ dokularından bahsedilir. Erişkin tipi bağ dokular sıkı, gevşek ve retiküler bağ dokusu olarak üçe ayrılmasına rağmen erişkin diş pulpası müköz bağ dokusu olarak kalması açısından eşsizdir. Embriyonik dönemde ise göbek bağının yapısını oluşturan wharton jölesi ve doğum sonrası göbek bağında bulunan bağ dokusu yine müközdür. Erişkin tipi bağ dokularının içerisinde bol kan damarı ve sinir içerecek şekilde yaygın yerleşimli bağ dokusu ara bağ dokusu olarak bilinen gevşek bağ dokusudur. Bağ Dokusu Tipi 1. Mezenkimal Bağ Dokusu 2. Müköz Bağ Dokusu 3. Gevşek Bağ Dokusu 4. Sıkı Bağ Dokusu 5. Retiküler Bağ Dokusu Bağ Dokusu Tipleri Önemli Özelliği Embriyonel dönemde görülür Yapısında bolca Hyaluronik asit bulunur Lifler çok azdır Diğer destek ve bağ dokuları buradan oluşur Mezenkimal ve erişkin bağ dokusu arası geçiştir Tip 1 ve Tip 3 kollajen ile hyaluronik asit bulundurur Postnatal göbek bağında ve diş pulpasında görülür Fibroblastlar çoktur Wharton jölesi olarakta adlandırılır Ara bağ dokusu olarakta adlandırılır. Diğer bağ dokuları ve dokuların arasını doldurur Gevşekliğinden dolayı arasında kan, sinir dokusu çoktur Deride Stratum papillarede, submukozada ve seroza bulunur Az sayıda hücre çok kollajen lif bulundurur Mekanik stres olan yerlerde çokca görülür ve koruyucudur Tendonlarda paralel dizilen kollajen vardır Diş periodontiumunda dikey dizilen lifler şeklindedir (sharpey lifleri) Fasiya ve aponevrozlarda hem paralel hem dikey bulunur Retiküler liflerin çok olduğu yerlerde bulunur Kemik iliği ve lenfoid dokuda sıktır 19. Sarkoplazmik retikulum içerisinde kalsiyum depolanmasını sağlayan molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Kalmodulin B) Fibronektin C) Laminin D) Kalsekestrin E) Kalbindin 19 D Kasılma için mutlak gerekli olan Kalsiyum iyonu vücutta çok dar sınırlarda tutulması gereken bir iyondur. Çünkü açıkta olduğu an bir iş yapar (Salgılama, kasılma, hareket,...). Kalsiyum hücrelere dışarıdan voltaj bağımlı ya da ligand bağımlı kanallardan girer. Hücre içine girince Kalsiyum Bağlayıcı Proteinlere (CaBP) bağlanarak, iş göreceği zamana kadar depo edilir. Önemli Kalsiyum Bağlayıcı Proteinler; Kalmodulin; 4 adet kalsiyum bağlar. Hücre içi protein kinaz aktivasyonunda rol alır. Kalsekestrin; 50 ye yakın kalsiyum bağlayıcı bölge içerir. Sarkoplazmik retikulum içerisinde en fazla bulunan CaBP dir. Kalretusilin; Yine sarkoplazmik retikulum kalsiyum bağlayıcıdır. Ancak kalretusilinin T lenfosit baskılama, GER den salınanacak proteinlerin katlanması (Şaperon), perforinlerin Por oluşturmasının inhibisyonu gibi etkileri vardır. Kalbindin; Sindirim kanalı ve böbreklerden kalsiyum emiliminde ayrıca nöronal fonksiyonlarda görev alan bir proteindir. 20. Aşağıdakilerden hangisi beyaz kas lifleri için yanlıştır? A) Hızlı kasılırlar B) Çabuk yorulurlar C) Anaerobik solunumu daha çok kullanırlar D) Bol miyoglobin içerirler E) Hızlı, büyük sinir lifleriyle innerve olurlar 20 D İnsan vücudunda 3 çeşit kas lifi tipi vardır. Her kas lifinin birbirinden farklı metabolik ve fonksiyonel özellikleri bulunur. Kasların hepsi aerobik ve anaerobik enerji kaynaklarını kullanır ancak bazı lifler bir enerji kaynağını diğerine göre daha fazla kullanır. Sınıflandırma bu enerji kaynağına göredir. Çizgili Kas Lifi Çeşitleri Tip 1 lifler Aerobik Lifler Yavaş lifler Kırmızı Lifler Yavaş, küçük sinir lifleriyle innerve olur Daha küçük kas lifleri içerir, damarı fazladır Miyoglobin ve mitokondrisi fazladır Glikolitik enzimleri az, oksidatif enzimleri çoktur. Aerobik solunumu tercih eder Yavaş kasılıp, yavaş gevşerler Daha az kuvvet üretir Enerji verimi yüksektir Zor yorulur Miyozin ATPaz aktivitesi yavaştır En iyi örneği postür kaslarıdır Tip 2 lifler Anaerobik lifler Hızlı lifler Beyaz Lifler Hızlı, büyük sinir lifleriyle innerve olur Daha büyük kas lifleri içerir. Damarı azdır Miyoglobini ve mitokondrisi az Glikolitik enzimleri fazla, anaerobik solunumu tercih eder Hızlı kasılıp, hızlı gevşer Daha büyük kuvvet üretir Enerji verimi düşüktür Kolay yorulur Miyozin ATPaz aktivitesi hızlıdır En iyi örneği göz kapaklarıdır 4

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 21. İskelet kasında aktin moleküllerini Z çizgisine bağlayan ve aktin boyunun düzenlenmesini sağlayan stabilize edici protein aşağıdakilerden hangisidir? A) Titin B) Aktinin C) Nebulin D) C-protein E) Meromezin 21 C İskelet kasında stabiliteyi sağlayan proteinler; Alfa-Aktinin; Aktin molekülünü Z çizgisine bağlayan proteindir. Titin; Çok büyük bir protein olan titin; Bir ucu ile Z çizgisine tutunurken, bir ucu ile Miyozin kuyuklarının birleştiği M çizgisine bağlanır. Bu bağlanma sırasında miyozin molekülüne çeşitli noktalardan bağlanarak; Miyozinin sarkomerdeki santral pozisyonunu sağlar. Titin elastik bir proteindir. Sarkomerin aşırı gerilmesini önler. Nebülin; I bantında aktin moleküllerini bağlayan ve aktin boyunun düzenlenmesini sağlayan proteindir. Nebülinin ATPaz aktivitesini azaltarak kasılmayı önleyici etkisi vardır. Desmin, Plektin, Kristalin; Desmin temel olarak farklı miyofibrilleri birbirine ve hücre zarına bağlar. Böylece miyofibrillerin stabilizasyonunu sağlar. Plektin komşu desminleri birbirine bağlayarak desminin stablizasyonunu sağlar. Kristalin ise bir heat shock proteindir ve Desmini çeşitli hasarlara karşı korur. Distrofin; Aktin molükülünü hücre membranında bulunan Beta-distroglikana bağlar. Beta-Distroglikan bir transmembran proteindir. Sarkomer stablizasyonuna yardımcı olur. Duchene müsküler distrofisinde; distrofin yokluğundan dolayı kas dokusunda dejenerasyon olur. Miyomezin; M çizgilerinde bulunan proteindir. Miyozin kuyruklarını birbirine bağlar. C-Protein; Miyozini M çizgisine tuttrur. 22. Kalp döngüsünde tüm kapakların kapalı olduğu diyastolik dönem hangisidir? A) İzovolümetrik gevşeme B) Hızlı doluş C) Atriyal sistol D) İzovolümetrik kasılma E) Sinoatriyal düğümden uyarı çıkışı 22 A Kalp Döngüsü; Bir kalp atımının başlangıcından bir sonraki atım başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. Yani bir diyasto ve bir sistol dönemlerini içerir. Kalp 0.35 sn sistol yapar, 0.55 sn diyastol yapar. Yani kalp döngüsünün %40 ı sistolde geçer. Kalp hızının artması diyastol süresini daha çok kısaltır. Bir kişide (220 -YAŞ) dan daha hızlı kalpte ventriküler doluş belirgin bozulur. Ventriküler Diyastol 3 dönemden oluşur; İzovolümterik gevşeme dönemi Hızlı doluş dönemi Atriyal sistol dönemi Ventriküler Sistol 2 dönemden oluşur; İzovolümetrik kontraksiyon Ejeksiyon İsovolümetrik sistol ve diyastol dönemlerinde hacim değişimi olamaması için tüm kapaklar kapalı kalmak zorundadır. 23. Koku epiteline ait hücrelerden hangisi yoğun lipofuksin içeren hücredir? A) Bipolar nöronlar B) Bowman bezi epiteli C) Clara hücreleri D) Sustentakular hücreler E) Titrek tüylü prizmatik hücreler 23 D Koku epitelinin yapısında 3 farklı hücre görülür; Koku Hücreleri; Bipolar nöronlardır. Yüzeye bakan kısımlarında hareketsiz stereosilyalar vardır. Koku veren maddeler hücrenin apikal aksonunda bulunan stereosilyalarda reseptör potansiyeli oluşturur ve bu uyarı hücrenin bazal kısmından çıkan diğer koluyla (miyelinsiz aksonlardır) bulbus olfaktoryusa iletilir. Koku talamusa uğramayan tek duyudur. Bazal Hücreler; Bazalde yerleşmiş kübik hücrelerdir. Farklanmamış kök hücre oldukları kabul edilir. Sustentaküler Hücreler (Destek hücreleri); Bipolar nöronlara destek sağlayan tabanı dar, tepesi geniş ve mikrovillüslü hücrelerdir. Sitoplazmalarında bulunan lipofuksin pigmenti nedeniyle koku epiteline sarı renk verirler. Koku epitelinin bazal laminasında özel bir salgı bezi bulunur; Bowmann Bezleri; Salgıladığı mukus ile epitelin yüzeyini ıslatır ve kokunun alınmasını sağlar. 24. Eosinofil granüllerinde en fazla bulunan ve larvasidal etki gösteren protein aşağıdakilerden hangisidir? A) Major Basic protein B) Eosinofilik katyonik protein C) Peroksidaz D) SRS-A E) Eosinofil Kemotaktik Faktör 24 A Eosinofiller; Miyeloid seriye ait özellikle paraziter enfestasyonlarda rol alan hücrelerdir (şistozomiyazis ve trişinozis vd.). Zayıf fagositik aktiviteleri vardır. Kemotaksi yapar. Diyapedezle dokuya çıkar ancak geri dolaşıma dönmez. Allerjik hastalıklarda rol alır. Sekonder (özgül) granüllerinde; Major Basic protein, Eosinofilik katyonik protein ve Peroksidaz içerirler. 5

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER Eosinofillerin paraziter enfestasyonlardaki rolleri; Modifiye lizozomlarından hidrolitik enzimler salgılar Reaktif oksijen türevleri sentezler (peroksidaz içerdiklerinden) Major Basic Protein (Ana Temel Protein) denilen larvasidal polipeptidler sentezler. En çok bulunan granül proteinidir. Eosinofillerin allerjik reaksiyonlardaki rolleri; Bazofillerin ve Mast hücrelerinin salgıladığı Eosinofil Kemotaktik Faktör e yanıt vererek kemotaksi yapar. Bazofiller ve Mast hücrelerinden salınan birtakım inflamatuvar maddeleri detoksifiye eder. (Eosinofilik katyonik protein; heparini yok eder) Allerjen-antikor komplekslerini fagosite ederek lokal inflamatuvar yanıtın yayılmasını önler. (SRS-A aktivitesini inhibe eder) 25. Kalpte depolarizasyonun ilerlemesi sırasında ventriküllerin ilk depolarize olan bölümü aşağıdakilerden hangisidir? A) İnterventirküler septumun sol üst yanı B) İnterventriküler septumun sağ üst yanı C) Apeks D) Sol ventrikül serbest kenarı E) Pulmoner konus çevresi 25 A Kalp kası hücreleri aralarında bulunan interkale diskler sayesinde birbirine seri ve parallel bağlanmış fonksiyonel bir bütünlük gösterir. Buna fonksiyonel sinsityum denir. SA düğümden çıkan uyarı AV düğüme ulaştıktan sonra ventriküllere geçer. Ventrikül kasında depolarizasyon endokarddan epikarda doğrudur. Önce interventriküler septumun sol üst kısmı depolarize olur ardından orta bölümde sağ kısmı olur. Uyarı daha sonra apekse ulaşır. Daha sonra her iki ventrikül eş zamanlı depolarize olur. En son depolarize olan bölümler; Sol ventrikül posterobasal bölümü, interventriküler septumun en üst kısmı ve pulmoner konus çevresidir. Repolarizasyon ise tam tersidir. Depolarize olan son yer ilk önce repolarize olur. Yani Epikarddan endokarda doğrudur. 26. Normal bir inspirasyon ile birlikte bunun üzerinde zorlu bir inspirasyonla alınabilen hacimlerin toplamı aşağıdakilerden hangisidir? A) Total akciğer kapasitesi - Residüel volüm Ekspirasyon yedek volümü B) Total akciğer kapasitesi + Fonksiyonel residüel kapasite C) Soluk volümü + ekspirasyon yedek volümü D) İnspirasyon kapasitesi + Fonksiyonel residüel kapasite E) Residüel volüm + inspirasyon kapasitesi 26 A Soruda tüm statik spirometreyi bilmeniz amaçlanmıştır. Normal solunum volumü olan soluk volümü üstüne zorla alınabilen hava miktarı inspirasyon yedek volümünün toplamı inspirasyon kapasitesini vermektedir. İnspirasyon kapasitesi spirogramda toplam akciğer volümünden ekspirasyon yedek volümü ve rezidüel volümün çıkarılması ile bulunabilir. Solunum Fonksiyon Testleri; Spirometre adlı cihazla yapılan hava hacim ölçümüdür. İki şekilde yapılır; Statik Testler Dinamik Testler Hacimler Ölçüm Açıklama Miktar Soluk Hacmi (tidal volüm) (SV - TV) İnsipirasyon Yedek Hacmi (İRV) Ekspirasyon Yedek Hacmi (ERV) Artık Hacmi (Rezidüel Volüm) (RV) Sakin solunumda alınıp verilen hava miktarı Soluk hacmi üzerine çok zorlu solunumla alınabilen hava miktarı Soluk hacmi üzerine çok zorlu solunumla verilebilen hava miktarı Çok zorlu ekspirasyonla verilen havadan sonra solunum sistemi içerisinde kalan hava hacmi, solumalar arasında alveolleri açık tutması önemlidir. 500 ml 3000 ml 1200 ml 1200 ml 27. Aşağıdakilerden hangisi GFR yi arttırır? A) Egzersiz B) Soğuk C) Kan kaybı D) Nefron sayısında azalma E) Prostoglandin E 27 E Glomerül Filtrasyon Hızı (GFR) Bir dakikada glomerüler kapillerden Bowman kapsülüne filtre olan sıvı hacmidir. Şu formülle hesaplanır. GFR = Kf X Net Filtrasyon Basıncı GFR erkeklerde 125 ml/ dk dır. Bu günde 180 litre ultrafiltrat oluşturuluyor demektir. GFR yi Arttıran Nedenler Neden Mekanizma Anjiyotensin II Efferent arteriyolü daraltır Nitrik Oksit (NO) Vazodilatasyon yapar Prostoglandin E Afferent arteriyolde dilatasyon yapar Bradikinin Düşük dozlarda afferent arteriyolde dilatasyon ancak yüksek dozlarda vazokonstriksiyon yapar Diğer nedenler Hipertermi, Hipertansiyon GFR yi Azaltan Nedenler Neden Mekanizma Adrenalin Afferent arteriyolü daraltır, Efferentide daraltır Noradrenalin Afferent arteriyolü daraltır, Efferentide daraltır Endotelin Afferent arteriyolü daraltır, Efferentide daraltır Diğer nedenler Kan basıncının 60 mmhg altına inmesi Ağrı Ereksiyon Egzersiz Soğuk Kan kaybı Nefron sayısında azalma 6

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 28. Gastrointestinal sistem hareketleri ile ilgili olarak hangisinin oluşumunda hem enterik hem otonomik hem de merkezi sinir sistemi rol alır? A) Mukozal hareket ile besin karıştırılması refleksi B) Enterokolik refleks C) Kolonoileal refleks D) Gastrokolik refleks E) Defekasyon refleksi 28 E Sindirim sistemini oluşturan kanal genelde aynı histolojik yapıya sahiptir. İçten dışa doğru dört katmandır. Tunika Mukoza Tunika Submukoza Tunika Muskularis Tunika Seroza (Adventisya) Sindirim kanalı duvarında bulunan meissner ve auerbach pleksusu, lokal bir sinir sistemi organizasyonu oluşturur. Bu sinir sistemi lokal olarak sindirim bezleri ve düz kaslarda sonlanan lifler oluştururken aynı zamanda sinidirim sisteminin diğer bölümleri arasında bulunan sinir lifleri arasında bağlantılar kurar. Bu sistemin bir diğer özelliği ise sindirim kanalını innerve eden otonom sinir sistemi ile de bağlantılar kurmasıdır. Enterik sinir sistemi üç tip refleks ağıyla sindirim sistemi üzerinde düzenleyici etkiler gösterir. Lokal refleksler; Sadece enterik sinir sistemini kullanarak besinlerin lokal karıştırılmasında ve enzimlerle harmanlanmasında iş görür. Kısa refleksler: Kanal duvarında bulunan reseptörlerden gelen uyarılar lokal olarak sinapslarda işlenerek effektör organlara iletilir. Gastrokolik refleks, enterogastrik refleks, kolonoileal refleks gibi... Gastrokolik reflekste; Mideden çıkan kısa uyarılar, kolon pasajını hızlandırır Enterogastrik refleks; ince barsaklar ve kolondan çıkan uyarıların mide sekresyonve hareketini inhibe etmesidir. Kolonoileal refleks: Kolondan çıkan uyarıların ileum boşalmasını inhibe etmesidir. Uzun refleksler: Reseptörlerden çıkan uyarılar merkezi sinir sistemine iletilir, orada işlenerek otonom sinir sistemi ile effektör organlar üzerinde etki gösterir. Bu refleks arkında hem enterik hem otonomik hem de merkezi sinir sistemi rol alır. Mide ağırsının sindirim kanal hareketlerini sempatik sinir sistemi üzerinden inhibe etmesi Defekasyon refleksi 29. Aşağıdakilerden hangisi gastrin reseptörü üzerinde mide asit salgısını arttırır? A) H2 histamin reseptörü B) M3 musakarinik reseptör C) GABA reseptörleri D) Glisin reseptörleri E) CCKb reseptörleri 29 E Mide Asit Salgısının Düzenlenmesi Pariyetal hücreyi direk uyararak mide asit salgısını düzenleyen nörotransmitter ve hormonlar; Asetilkolin; Vagus ucundan parasempatik etki ile salınır. Tüm mide bez hücrelerini uyararak salgılarını arttırır. Pariyetal hücrede muskarinik M3 reseptörünü uyarır. İkincil haberci olarak Gq üzerinden İP3 ve kalsiyumu kullanır. Asit salınımını belirgin arttırır. Atropin ile bu etki engellenebilir. Histamin; Gastrik bezlerin derinindeki enterokromaffin hücrelerden salınır. H2 reseptörü üzerinden pariyetal hücreyi uyarır. İkincli haberci olaral Gs üzerinden camp kullanır. Simetidin ile bu etki engellenebilir. Histamin salınımını en kuvvetli uyaran gastrindir. Gastrin; Antral G hücrelerinden salınır. CCKb reseptörü üzerinden pariyetal hücreyi uyarır. İkincil haberci olarak Gq üzerinden İP3 ve kalsiyum kullanır. Gastrin in bir başka etkisi ise enterokramaffin hücrelerini direk uyararak aşırı histamin salınımına neden olmasıdır. Pentagastrin sentetik analoğudur. Aynı etkilere sahiptir. Gastrin aynı zamanda gastrik motiliteyi ve pilor pompa aktivitesini arttırır. 30. Günlük beslenmeyi düzenleyen merkezler içerisinde beslenme refleksinin oluşumunda rol alan merkez aşağıdakilerden hangisidir? A) Limbik sistem B) Hipotalamus C) Hipokampüs D) Parahipokampal girus E) Mamiller cisim 30 E Beslenme: Günlük beslenme sırasında alınan besinlerden Karbonhidratların %98 i, Yağın yüzde %94 ü, proteinlerin ise %93 ü emilir. En fazla enerji veren besin kaynağı yağlardır. Günlük beslenmeyi düzenleyen ana organ Hipotalamustur. Hipotalamusta bulunan Lateral Nukleuslar; Açlık (Beslenme merkezi) Ventromedial Nukleuslar; Tokluk merkezidir Ayrıca Paraventriküler, Dorsomedial ve Arkuat nukleuslarda besin alımını düzenler. Mamiller cisim ise beslenme reflekslerini düzenler. 7

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 31. Aşağıdaki hormonlardan hangisinin reseptörü hücre içerisindedir? A) Dopamin B) Noradrenalin C) Adrenalin D) DHEA E) Seratonin 31 D Endokrin organlar; hormon salgılayan, özel bir hücresel yapı özelliği gösteren (Kordonlar ya da kitleler şekilde hücre toplulukları, zengin retiküler lifler, zengin kan damarları) organlardır. Hormonlar; kan içerisine salınarak uzaktaki bir dokuda kendilerine uygun reseptörlerine bağlanarak, hedef hücreleri uyaran ve hücrelerde belirli değişiklikler yapan kimyasal maddelerdir. Hormonlar enerji üretmezler, yapıtaşı veya besin olarak kullanılamazlar. Temel işlevleri sinir sistemi ile beraber hücre işlevlerini düzenlemektir. Hormonlar ve Kimyasal Sınıflandırma Kimyasal yapı Örnekleri Reseptör Yerleşimi Protein ve Polipeptit Steroid Tirozin aminoasiti türevleri Hipotalamik hormonlar Hipofiz hormonları Pankreas Hormonları Parathormon Kalsitonin Gastrin, Sekretin IGF Adrenal korteks hormonları Over hormonları Testis hormonları Plasental Hormonlar D vitamini Retinoik Asit T3 ve T4 Adrenal Medulla Hormonları Dopamin Reseptörler hücre membranındadır. Hücre içinde fonksiyon göstermek için ikincil haberciler kullanır. Yağda çözündükleri için hücre membranını geçebilir. Reseptörleri sitoplazma ya da çekirdektedir. T3 ve T4 çok küçük olduğu için reseptörü çekirdektedir. Ancak diğerlerinin reseptörü yine hücre membranındadır ve ikincil haberci kullanmak zorundadır. Şıklara bakıldığında sadece DHEA nun lipit yapıda olduğu görülmektedir. Lipit yapıda hormonlar rahatlıkla hücre membranını geçebildikleri için reseptörleri membranda değil hücre içerisindedir. 32. Aşağıdakilerden hangisi büyüme hormonunun somatomedin C üzerinden indirekt etkisi değildir? A) İnsülin benzeri etki B) Anti-lipolitik etki C) Proteaz aktivitesi artışı D) Kemikte boyuna uzama E) Kıkırdak gelişimi 32 C Büyüme Hormonu (Somatotropin, STH): Büyüme Hormonu, Somatotrop hücrelerden salınan türe özgü bir hormondur. Büyüme hormonu hücrelerde JAK2-STATs yolunu kullanarak etki gösterir. Somatotrop hücreler adenohipofizde en fazla yer kaplayan kromofil hücreler olduğundan, hipofiz bezi hasarlanmalarında görülen ilk bozukluk büyüme hormonu eksikliğine bağlıdır. Hipotalamustan salınan GHRH, büyüme hormonu salınımını arttırırken, Somatostatin (GHIH) büyüme hormonu salınımını azaltır. Büyüme hormonu üzerinde kontrole sahip üçüncü hormon temel olarak mideden ve hipotalamustan salınan Ghrelin dir. Ghrelin belirgin bir büyüme hormonu salgılatıcıdır. Büyüme hormonununu prepubertal dönemde fazla salınımı Gigantizme neden olurken, postpubertal fazla salınımı akromegali ye neden olur. Aynı şekilde azlığıda nanizm ya da hipofizer cücelik oluşturur. Somatomedinler (Insulin Like Growth Factors): Karaciğerden salınan peptit yapıda maddelerdir. Bugün için bilinen 2 tipi vardır. Bunlarda İGF-1 olarak bilinen Somatomedin C dir. Bir de İGF-2 vardır. Somatomedin C salınımını büyüme hormonu ile ilişkilidir. Kanda proteinlere sıkı bağlanır, bu nedenle dokuya salınımımı yavaş olur. Somatomedinler özellikle Kemik ve Kıkırdağa etkili büyüme faktörleridir. Yarılanma ömürleri büyüme hormonuna göre daha uzun olduğundan büyüme hormonunun uzun süreli etkilerinden sorumludur. Büyüme Hormonunun Somatomedin C üzerinden indirekt etkileri; İnsülin benzeri etki Anti-lipolitik etki Protein sentezi artışı Kemikte boyuna uzama (Epifiziyel etki) 33. Aşağıdaki hormonlardan hangisinin reseptörü, etkisini enzimatik aktivitesi ile gösterir? A) Kalsitriol B) Progesteron C) Tiroid hormonları D) Lüteinizan hormon E) Retinoik asit 33 D Protein peptid yapılı hormonların reseptörleri plazma membranına bağlı bulunurlar ve enzimatik aktiviteye sahiptirler (tirozin kinaz, adenilat siklaz birer enzimatik aktivitedir). Steroid hormonların ve tiroid hormonlarının reseptörleri hücre içindedir ve enzim aktivitesine sahip değillerdir. A vitamininin retinoik asit formu etkisi açısından steroid hormonlara çok benzer. 8

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 34. Birden fazla proteinin bir araya gelerek oluşturduğu aktif protein yapısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Sekonder yapı B) Tersiyer yapı C) Quarterner yapı D) Süpersekonder yapı E) Primer yapı 34 C Birden fazla proteinin zincirin bir araya gelerek oluşturduğu, aktiviteye sahip son protein yaoısı quarterner yapıdır. 35. Aşağıdaki membran lipitlerinden hangisi yapısında birden fazla gliserol bulundurur? A) Kardiyolipin B) Fosfatidil etanolamin C) Lesitin D) Plazmalojen E) Fosfatidil serin 35 A Kardiyolipin hem iki fosfatidat molekülünün bir gliserolü ortak kullanmasıyla oluşur (difosfatidil gliserol) hem de yapısında üç adet gliserolle membran lipitleri içinde en çok gliserol içerendir. 37. Protein zincirindeki aminoasit diziliminin farklı olması sebebiyle, 2,3-bisfosfogliserata düşük ilgi gösteren ve oksijeni hemoglobin A dan daha yüksek afinite ile bağlayan hemoglobin aşağıdakilerden hangisidir? A) Hemoglobin S B) Hemoglobin C C) Hemoglobin A2 D) Hemoglobin F E) Glikozile hemoglobin 37 D Hemoglobin F, beta zincirinde 2,3-BPG ın bağlanacağı bölgede lizin ve serin amino asitleri içerir, bu dizilim hemoglobin A da lizin histidin şeklindedir. Lizin-serin bağlantısının, lizin-histidin bağlantısına göre daha zayıf olması nedeniyle 2,3-BPG Hb F e daha zayıf bağlanır ve çabuk kopar. Bu yüzden eğrisi HbA nın solundadır, yani oksijene ilgisi daha fazladır. 38. Yapılan plazma protein elektroforezinde aşağıdaki görüntü elde edilen hastanın olası klinik tanısı aşağıdakilerden hangisidir? 36. Aşağıdaki aminoasitlerden hangisinin öncülü essansiyel bir amino asittir? A) Tirozin B) Triptofan C) Sistein D) Metiyonin E) Alanin 36 A Tirozin sentezlemek için essansiyel bir aminoasit olan fenilalaninin dışardan diyetle alınması gerekir. Aksi takdirde tirozin essansiyel konuma geçer. A) Karaciğer sirozu B) Nefrotik sendrom C) Monoklonal gamopati D) Kronik hastalık anemisi E) Akut enflamatuar cevap 38 A Şekil beta ve gama arasındaki bölgede sert iniş çıkış çizgisinin kaybolduğu bir beta-gama köprüleşmedir. Siroz hastalarının elektroforezinde tipik bir görüntüdür. 9

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 39. I- Enzim kinetik eğrileri hiperboliktir II- Allosterik efektörlerinin bağlantı bölgeleri aktif bölgeden farklıdır III- Pozitif allosterik etkiden kasıt enzimin Km değerini azaltmaktır IV- Efektörleri substratlarına yapısal benzerlik gösterirler V- İhtiyaca göre reaksiyonu iki yönede katalizleyebilme özellikleri vardır Allosterik enzimlerin genel özellikleri için yukarıdaki önermelerden hangileri doğrudur? A) II-III-V B) II-IV-V C) III-V D) II-IV E) II-III 39 E Allosterik enzimler metabolizmayı düzenleyen en önemli enzim grubudur ve genel özellikleri allosterik bir protein olan hemoglobin üzerinden açıklanmıştır. Birden fazla protein zincirinden oluşan, birden fazla substratla etkileşebilecek aktif bölgeye sahip olan, kinetik eğrileri sigmoidal olan enzimlerdir. Substratlarına kooperativite gösterirler, allosterik efektörlerinin bağlanacağı farklı bölgeler içerirler. Efektörleri substrata hiçbir yapısal benzerlik göstermez ve tek yönlü olmaları en önemli özellikleridir. Allosterik efektörler genellikle bir enzimin Km değerini veya reaksiyonun Vmax değerini değiştirerek etki gösterirler. Hız artışından kasıt Km değerini düşürmek (substrata ilgiyi arttırmak), hız azaltmaktan kasıt Km değerini yükseltmektir (substrata ilgiyi azaltmak). 40. Sağlıklı bir erişkinde aşağıdaki LDH izoformlarından hangisi kanda diğerlerinden daha fazladır? A) LDH1 B) LDH2 C) LDH3 D) LDH4 E) LDH5 40 B Sağlıklı bir erişkinde turnover hızı en yüksek hücre eritrosittir, LDH2 ise eritrositte baskın LDH izoformudur. LDH1 kalp kası, LDH2 eritrosit, LDH3 akciğer-böbrek, LDH4 kas ve LDH5 ise karaciğerde baskın LDH izoformlarıdır. 41. Mitokondride CO (kabonmonoksit) varlığında aşağıdakilerden hangisi görülür? A) Mitokondrial NADH konsantrasyonunda artma B) Oksidasyonda artma C) Oksijenin suya indirgenmesinde artma D) Membran potansiyelinde artma E) Süksinat fumarat yükseltgenmesinde artma 41 A CO, elektron transport zincirini kompleks IV düzeyinden inhibe ederek, önce oksidasyonu ardından fosforilasyonu ve ATP sentezini durdurur. Oksidasyon duracağı için oksijenin suya indirgenmesi azalır. Oksidasyonun durması aynı zamanda membran potansiyelini, yani elektiriksel gradiyenti ortadan kaldırır. ETZ si bloke olan bir mitokondride krebs döngüsüde bloke olur ve bu yüzden süksinat fumarat yükseltgenmesi azalır. Oksidasyonun durması sebebiyle, matrikste NAD + tükenirken NADH miktarları çok artar. 42. Aşağıdaki düzenleyici enzimlerden hangisinin aktivitesi bir protein kinaz tarafından fosforile edilince artar? A) Fosfofruktokinaz-I B) Glikojen sentaz C) Glukoz-6-fosfataz D) Asetil-KoA karboksilaz E) Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz 42 C Glukagon hormonu etkisini adenilat siklaz reseptörünü aktive ederek, camp ikinci habercisini arttırarak ve hücre içinde protein kinaz A yı aktive ederek etki gösterir. Protein kinaz A etkisini fosforilasyonlarla gösterir. Bu fosforilasyon glukagon etkisi altında çalışan üç ana metabolik yolak (glukoneogenez, glikojenoliz ve lipoliz) allosterik enzimlerini aktive ederken, insülin altında çalışan yolakların (glikoliz, glikojenez, lipogenez, pentoz fosfat yolu, kolesterol biyosentezi) allosterik enzimlerini baskılar. Glukoz-6-fosfataz glukoneogenezin ve glikojenolizin allosterik enzimidir. 10

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 43. Aşağıdakilerden hangisinin sitrik asit döngüsü ile kimyasal oksidasyon veya sentez ilişkisi sebebiyle bir bağlantısı yoktur? A) Oksidatif fosforilasyon B) Pentoz fosfat yolu C) Transaminasyon reaksiyonları D) Kolesterol biyosentezi E) Porfirin sentezi 43 B Sitrik asit döngüsü (Krebs döngüsü veya trikarboksilik asit döngüsü), yapım ve yıkım için önemli bir metabolik kavşaktır. Oksidatif fosforilasyon ve ATP sentezi için indirhenmiş ekivalan sağlar, transaminasyon reaksiyonları ve amino asit yapım ve yıkımı için gereklidir. Endojen tüm lipitlerin (yağ asitleri ve kolesterol) sentezi için karbon sağlar. Pürin ve pirimidin halkalarının sentezi için en büyük karbon çıkışı yine TCA ara elemanları üzerindendir. Hem (porfirin) halkası sentezi glisin ve süksinil-koa denen ara TCA elemanı üzerinden gerçekleşir. 45 A HMY asıl olarak iki amaca sahiptir; NADPH sentezi ve nükleotidler için gerekli olan riboz-5-fosfat sentezi. NADPH başlıca dört farklı yerde kullanılır; 1- radikallerin suya indirgenmesi için glutatyon peroksidazın kofaktörü olarak, 2- kolesterol ve yağ asidi biyosentezleri gibi indirgen biyosentezler de indirgen güç olarak, 3- ksenobiyotik metabolizması sırasında sitokrom P450 nin kullanması için, 4- lökositlerde H 2 O 2 ve HOCl (hipokloroz asit) yapabilmek için NADPH oksidaz enzimin kullanabilmesi için. Yolağın giriş substratı glukoz-6-fosfat, son ürünü yine glukoz-6-fosfattır. Arada oluşan riboz-5-fosfatlar ya nükleotid sentezi için kullanılır veya kullanılmazsa glukoz-6-fosfat üzerinden tekrar glikolize dahil edilir. 44. Aşağıdaki glikojen depo hastalıklarının hangisinde iskelet kasında glikojen fosforilaz eksiktir? A) Mc-Ardle hastalığı B) Von-Gierke hastalığı C) Pompe hastalığı D) Cori-Forbes hastalığı E) Anderson hastalığı 44 A Mc-Ardle da kasta glikojen fosforilaz eksiktir. 45. Heksozmonofosfat yolu için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Ksenobiyotik metabolizması için asidik şeker sağlar B) İndirgen biyosentez reaksiyonları için NADPH üretilir C) Radikallerin suya çevrilebilmesi için indirgen güç sağlar D) Pürin sentezi için gerekli riboz-5-fosfat üretilir E) Pentozların glikolize dahil edilebilmesini sağlar 46. Aşağıdakilerden hangisi endüstriyel şeker sukrozun aşırı tüketiminin bir klinik sonucu değildir? A) Ürik asit artışı B) Karaciğerde trigliserit sentezinin artışı C) Kan LDL düzeyinin artışı D) Endojen lipit sentezlerinin artışı E) Hiperinsülinemi 46 E Sukroz glukoz + früktozdan oluşan bir disakkarittir. Organizmaya glukozla birlikte alınan fruktoz, karaciğerde glukoz varlığında hekzokinaz enziminin glukozla ilgilenmesi sebebiyle kendi kinazı fruktokinaz ile metabolizmaya dahil olur. Böylece glikolize ana allosterik enzim fosfofruktokinaz-i in altından girdiği için hızlı ve kontrolsüz girer. Karaciğerde sitozole kontrolsüz asetil-koa çıkışı yaratacağı için endojen lipit sentezlerini arttırır. Yağ asiti sentezi dolayısı ile triaçilgliserol sentezi artar, kolesterol sentezi artar, karaciğerden VLDL çıkışı artar, LDL dönüşümü artar. Fazla fruktozlu diyet, kan lipitlerini ve dislipidemilere eğilimi arttırır. Ürik asit düzeyleri artabilir, yatkın bireylerde gut semptomlarını tetikleyebilir. 11

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 47. I- Hücre içinde LCAT ı aktifler II- HMG-KoA redüktaz enzimini inhibe eder III- LDL reseptör sayısında azalmaya yol açar IV- Hücre içine kolesterolün esterleşip depolanması görülür LDL nin reseptör aracılı endositozla hücre içine alınması sonrası hücrede gerçekleşen olaylar için hangileri doğrudur? A) I-III B) II-IV C) I-II-IV D) II-III-IV E) I-II-IV 47 D Hücre içine girdikten sonra lizozomal olarak parçalanan LDL, üç farklı etkiye sebep olur. 1-ACAT aktifler ve hücre içine depolanır, 2- HMG-KoA redüktaz ı allosterik olarak inhibe eder ve 3- LDL reseptörlerinin sayısını azaltır. 48. Aşağıdaki moleküllerden hangisinin endojen sentezi sırasında karbonlar asetil-koa tarafından sağlanmaz? A) Dolikol B) Deoksikolik asit C) Beta-hidroksibütirik asit D) Oleik asit E) Sialik asit 48 E Endojen sentezlerde asetil-koa dan karbon alarak sentezlenen üç ana sentez vardır. Kolesterol sentezi, yağ asitlerinin sentezi ve keton sentezi. Kolesterol sentezi sırasında ara madde farnezilden yapılan dolikol ve ubikinon (KoQ) da karbonlarını asetil-koa dan alır. Kolesterolden sentezlediğimiz, kalsitriol, steroid hormonlar ve safra asitleri de karbonlarını asetil-koa dan almış olurlar. 49. Aşağıdakilerden hangisi sekonder safra asididir? A) Litokolik asit B) Kolik asit C) Kenodeoksikolik asit D) Glikokenodeoksikolik asit E) Taurokolik asit 49 A Primer safra asitleri; kolik ve kenodeoksikolik asittir. Karaciğerde glisin ve taurin konjugasyonu iler safra tuzları oluşur; glikokolik asit, glikokenodeoksikolik asit, taurokolik asit, taurokenodeoksikolik asit. Barsakta bakteriler primer safra asitlerinden sekonder safra asitlerini oluşturur; deoksikolik asit ve litokolik asit. 50. Hem molekülünün yıkımı ve organizmadan uzaklaştırılması sırasında hangisinin görevi yoktur? A) Hem oksijenaz B) UDP-glukronik asit C) Ligandin D) Sitokrom P450 E) Biliverdin redüktaz 50 D Hem oksijenaz ve biliverdin redüktaz enzimleri ile hem halkasından indirek bilirubin oluşur. Karaciğere alınan bilirubine UDP-glukronil transferaz enzimiyle, UDP-glukronik asit konjuge edilir, direk bilirubin oluşur ve arkasından safraya atılır. Karaciğerde giren bilirubini bağlayan protein ise ligandindir. 51. Hiperamonyemili bir hastada hangisinin kan amonyak seviyesini düşürmede bir etkisi yoktur? A) Glutamin verilmesi B) Fenilasetat verilmesi C) Benzoat verilmesi D) Arginin verilmesi E) Oral neomisin verilmesi 51 A Fenilasetat ve benzoat hiperamonyeminin medikal tedavisinde kullanılan farmakolojik ajanlardır. Arginin N-asetil glutamat yapımını ve dolaylı olarak karbamoil fosfat sentaz I enzimin aktive ederek üre döngüsünü arttırır. Oral neomisin GİS de bakterilerin oluşturacağı amonyak miktarını azaltarak dış amonyak girişini baskılar. Glutamini zaten yüksek olan sirotik hastaya ayrıca glutamin verilmesinin bir anlamı yoktur. 12

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 52. DNA sentezi sırasında prekursor olarak kullanılan 2 deoksiribonükleotidlerin oluşumu sırasında aşağıdakilerden hangisinin rolü yoktur? A) Tioredoksin B) dgtp C) Selenyum D) Tioredoksin redüktaz E) NADPH 52 B Ribonükleotidleri 2 -deoksiribonükleotidlere indirgeyen enzim ribonükleotid redüktazdır ve tioredoksin redüktaz, tioredoksin molekülü, NADPH tan oluşan bir komplekstir. Tioredoksin redüktaz aynı zamanda selenosistein içeren bir enzimdir. 53. Aşağıdaki enzimlerden hangisi DNA replikasyonu sırasında kullanılmaz? A) DNA helikaz B) DNA ligaz C) RNA primaz D) Topoizomeraz E) Restriksiyon endonükleaz 53 E Replikasyon çatalında DNA helikaz sekonder yapıyı açan, DNA polimeazlar polimerizasyonu yapan, RNA primaz primeri hazırlayan, DNA ligaz okazaki fragmanlarını işleniş sırasında birleştiren, topoizomeraz helikazın önünde burkulma gerginliğini test eden enzimlerdir. Restriksiyon endonükleazlar insanda bulunmaz, bakterilerden elde edilen laboratuvar şartlarında kullanılan, belli bölgeleri tanıyan ve kesen enzimlerdir. 54. Aşağıdaki hangisi B12 vitamininin besinlerde bulunan koenzim formlarının öncülüdür? A) Metilkobalamin B) Adenozilkobalamin C) Hidroksikobalamin D) Aquakobalamin E) Siyanokobalamin 54 C Kobalamin formlarından; Aquakobalamin vücuttaki depo, siyanokobalamin ticari şekli, metil ve deoksiadenozilkobalaminler koenzim fonksiyonuna sahip formlar, hidroksikobalamin ise koenzim formlarının dokudaki öncülüdür. 55. Yenidoğan döneminde ve 50 yaş üzerinde en sık bakteriyel menejit etkenleri aşağıdakilerden hangileridir? Yenidoğan 50 yaş üzeri erişkinde A) S.agalactiae, S.pneumoniae, kapsüllü E.coli kapsüllü E.coli B) S.agalactiae, kapsüllü S.pneumoniae, Listeria E.coli monocytogenes C) S.epidermidis, S.aureus, Enterococcus S.pyojenes feacalis D) S.agalactiae, Listeria N.meningitidis, monocytogenes S. saprophytticus E) N.menengitidis, H. influenzae, S.epidermidis H. İnfluenzae 55 B Yenidoğanda en sık menejit etkenleri sırasıyla; 1. B grubu streptokok (S.agalactiae), 2. Kapsüllü E.coli kökenleri 3. Listeria monocytogenes dir. Altmış beş yaş üzeri erişkinlerde en sık menenjit etkenleri ise sırasıyla ; S.pneumoniae (pnömokoklar), Listeria monocytogenes ve Neisseria menejitidis dir. Menenjit etkenleri ve yaşa göre dağılımları Tablo da gösterilmiştir. Tablo. Menenjit etkenleri ve yaşa göre dağılımları 0-1 ay 1-3 ay 3 ay-15 yaş 15-50 yaş 50 yaş ve üzeri B grubu B grubu H.influenzae S. S. pneumoniae streptokoklar (S. streptokoklar pneumoniae agalactiae) (S. agalactiae) Kapsüllü (k) E.coli Listeria monocytogenes k E.coli Streptococcus (S.) pneumoniae Neisseria (N.) menengitidis S. pneumoniae N.menegitidis Listeria monocytogenes N.menengitidis Gram nagatif basiller (E.coli vb.) 56. Siştosomiyazis tedavisinde kullanılabilecek ilk tercih ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Prazikuantel B) Mebendazol C) Metronidazol D) Paramomisin E) Niklozamid 56 A Prazikuantel tremadod (Schistosoma türleri, Fasciola hepatica vb.) ilk tercih antiparaziter ilaçtır. Niklozamid ise sestod (Taenia saginata, Taenia solium, Diphylobortium latum, Hymenolepis nana vb.) tedavisinde ilk tercih antiparaziter ilaçtır. Metronidazol antiprotozoal (Entamoeba histolytica, Giardia intestinalis, Trichomonas vaginalis vb.) ve antianaerobik (Bacteroides fragilis, Clostridium türleri vb.) etkili bir kemoterapötik bir ilaçtır. Mebendazol ve Albendazol sestod enfeksiyonu olan Echinococcus granulosis tedavisinde, mebendazol ayrıca nematod (yuvarlak solucan) olan Ascaris lumbricoides, Enterobius vermicularis ve kancalı kurt (Ancylostoma duodenale ve Necator americanus) tedavisinde kullanılabilir. 13

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 57. Karın ağrısı, ateş, bulantı-kusma, diyaliz sıvısında bulanıklaşma yakınmaları ile acil servise müracat eden periton diyalizi hastasında periton sıvısının incelemesinde 1000 lökosit/mm3, Gram boyamasında Gram (+) kok görülüyor. Kültürde üreyen etkenin katalaz pozitif, koagülaz negatif, novabiosine duyarlı, oksasilin ve sefoksitine duyarlı, olduğu rapor ediliyor. Bu hastada en olası etken ve en uygun tedavi seçeneği aşağıdakilerden hangisidir? Olası etken En uygun tedavi A) Staphylococcus Sefazolin epidermidis B) Staphylococcus Linezolid aureus C) Staphylococcus Siprofloksasin saprophyticus D) Enterococcus faecium Vankomisin E) Enterococcus faecalis Kinopristin/dalfopristin 57 A Soruda kronik ayaktan periton diyalizi hastasında Staphylococcus epidermidis e bağlı olarak gelişen peritonit tanımlanmaktadır. S.epidermidis cilt florasında en fazla bulunan fakültatif anaerob bakteri olup, kateter, protez ve şant enfeksiyonlarına en sık neden olan bakteridir. Staphylococcus epidermidis katalaz pozitif, koagülaz negatif, novabiosine duyarlıdır. S. Saprophyticus ise katalaz pozitif, koagülaz negatif, novabiosin dirençlidir ve sıklıkla balayı sistitine neden olur. Soruda izole edilen suş oksasilin ve sefoksitine duyarlı olduğundan metisiline duyarlı S. Epidermidis dir. Metisiline duyarlı stafilokok efeksiyonlarının tedavisinde penisilin türevi beta-laktam betalaktamaz inhibitörü antibiyotiklerden olan ampisilin-sulbaktam veya 1.kuşak sefalosporinlerden sefazolin kullanılabilir. Peritonit tedavisinde sefazolin intraperitoneal veya i.v. yolla uygulanabilir. Metisiline dirençli stafilokoklara bağlı peritonit tedavisinde ise vankomisin kullanılır. 58. Seri pasajlar sonrasında canlı bakteriden hazırlanan attenue bakteri aşısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Kolera B) Tetanoz C) H.influenzae D) Meningokok E) BCG 58 E Soruda Mycobacterium bovis den elde edilen ve canlı attenue aşı olan BCG aşısı tanımlanmaktadır. Kolera aşısı ölü bakteri aşısı, tetanoz aşısı ekzotoksinden hazırlanan toksoid aşı, H.influenzae ve meningokok aşıları ise bakteri kapsül yapısından hazırlanan polisakkarit aşılardır. Aşılar ve özellikleri Tablo da gösterilmiştir. Viral aşılar Canlı (AttenüE) Aşıları Virüs Kızamık (Measles) - IG Kızamıkçık (Rubella) Kabakulak (Mumps) Çiçek (Vaksinia) Suçiçeği (VarisellA) - IG Sarı humma Adenovirüs (Oral) Rotavirüs (Oral) Polio (Oral polio aşısı- Sabin) Aşı Bakteri Canlı (Attenüe) Aşıları İnaktif (ölü) Aşılar İnaktif (Ölü) Aşılar Polio (SalK- Killed - IM) Hepatit A- IG İnfluenza Kuduz- IG Tick- borne ensefaliti Japon ensefaliti Rekombinan (Subünit içeren) Aşılar Borrellia burgdorferi- Lyme hastalığı (OspA proteini) BCG Şarbon (Mycobacterium (Bacillus bovis) anthracis) Tularemi Kolera Tifo (Oral) (Vibrio Kolera (Oral) cholera) Veba (Yersinia pestis) Tifüs (Rickettsia prowazekii) Q ateşi (Coxiella burnetii) B. pertusis (ölü ve hücresiz toksoid aşısı var) Rekombinan (Subünit içeren) Aşılar - Hepatit B (Sadece HBsAg içerir)- IG - Hepatit E (Kapsid proteini) - Human Papilloma virüs: 6, 11, 16, 18. serotiplerin L1 ve L2 proteini (Kapsid proteini) Kapsüler polisakkarit aşılar -Streptococcus pneumoniae - Haemophilus influenzae tip b - Neisseria meningitidis (A, C, Y ve W135) - Salmonella typhi (Vi polisakkarit) Toksoid aşılar Difteri Boğmaca Tetanoz 59. AIDS li hastada en sık retinit etkeni olan virüs aşağıdakilerden hangisidir? A) HHV-8 B) EBV C) CMV D) HSV-Tip 1 E) Varicella zoster 59 C AIDS li hastada retinit etkeni olan virüs CMV dür. CMV enfeksiyonlarının tedavisinde Gansiklovir kullanılır. CMV retiniti tedavisinde fomivirsen (sentetik tek iplikli DNA molekülü) intravitreal olarak kullanılabilir. İmmün Yetmezliklilerde Görülen Sitomegalovirüs Enfeksiyonları: Aktif enfeksiyon genellikle immün süpresyonun üst düzeye ulaştığı 1-4 ay arasında veya AIDS lilerde CD4 T lenfosit sayısının < 100 düştüğü durumlarda görülür. - Retinit: AIDS li hastalarda retinitin en sık etkenidir ve kötü prognoz belirtisidir. Ayrıca AIDs te en sık görülen CMV enfeksiyonudur. Retinada pamuk şeklinde eksuda, perivasküler hemoraji ve nekrotizan bir retinit tablosu vardır. Hızla ilerleyerek görme kaybına neden olur. - Pnömoni: Özellikle kemik iliği ve böbrek nakli yapılanlarda en sık görülen viral pnömoni etkenidir. - Ösofajit: Özellikle AIDS li hastalarda kandida ösefajitine benzer ösofajiit yapar. 14

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 - Enterit: AIDs lilerde viral gastroenteritlerin ve ağır seyirli hemorajik gastroenteritin en sık etkenidir. Kolonoskopide yama tarzında tutulum ve histolojide inklüzyon cisimleri görülür. Sıklıkla mortal seyreder. - Hemorajik ventriküloensefalit 60. Ağrılı genital ülser ve lenfadenopatiye neden olan mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? A) Haemophilus ducreyi B) Chlamydia trachomatis L1-L3 serotipleri C) Treponema pallidum D) Chlamydia trachomatis D-K serotipleri E) Klebsiella (Calymmatobacterium) granulomatis 60 A Haemophilus ducreyi ve Herpes simpleks tip 2 (Herpes genitalis) ağrılı genital ülsere neden olan etkenlerdir. Haemophilus ducreyi üremesi için besiyerinde sadece X faktörüne (hematin) ihtiyaç duyar. Genital ülserden yapılan Gram boyamada balık sürüsü şeklinde görülür. Herpes genitalis tanısında Tzank testi kullanılabilir. Lezyondan yapılan boyamada görülür. Genital ülsere neden olan ve cinsel ilişkiyle bulaşan etkenler Özellik Sifiliz Herpes Şankroid Yumuşak şankr Etken Treponema pallidum HSV-2 veya HSV-1 Haemophylus ducrei do cry Lenfogranüloma venereum Chlamydophila trachomatis Ülser Ağrısız Ağrılı Ağrılı Ağrısız Ağrısız LAP Sert Yumuşak Yumuşak (Ağrısız) (ağrılı) (ağrılı) Özellik Karanlık alan mikroskobisi İntranüklear inklüzyon ve vezikül Gr (-), X faktörüne ihtiyaç Sert (Ağrılı) Oluk belirtisi İntrastoplazmik inklüzyon, McCoy hücre kültürü Granüloma inguinale Klebsiella granülomatis (Donovanozis) Yok (Pseudobubon) Makrofajların içinde Donovan cisimleri Tedavi Benzatin penisilin Asiklovir N. gonorrhae genital ülsere neden olmaz Eritromisin Trimetoprim/ sulfametaksazol (SXT) Tetrasiklin Tetrasiklin SXT 61. Kloramfenikol hangi mekanizma ile ribozomda protein sentezini inhibe eder? A) Ribozom 50 S ünitesine bağlanarak peptidil transferaz inhibisyonu B) Ribozom 50 S ünitesine bağlanarak protein sentezi başlanğıç (inisiasyon) safhasında inhibisyon yapar C) Ribozom 30 S ünitesine bağlanarak protein sentezi başlanğıç (inisiasyon) safhasında inhibisyon yapar D) Aminoaçil t RNA bağlanmasını engellerler E) Hedef bölge değişikliği ribozom 50 S ünitesinde (23s rrna )metilasyon 61 A Kloramfenikol Ribozom 50 S ünitesine bağlanarak peptidil transferaz inhibisyonu yaparak etki eder. Protein sentezini inhibe eden antibiyotikler ve etki ve direnç mekanizmaları Tablo da gösterilmiştir. Protein sentezini inhibe eden antibiyotikler ve etki ve direnç mekanizmaları T Protein sentez inhibitörleri Aminoglikozitler (Bakterisidal) Tetrasiklinler Makrolitler, Linkozamitler ve Streptograminler Kloramfenikol 30S rrna ya bağlanarak inisiasyon kompleksinin oluşumunu inhibe eder. 30S rrna ya bağlanarak trna nın okunmasını engeller 50S rrna ya bağlanarak translokasyonu inhibe ederler. 50S rrna ya bağlanarak peptidil transferaz enzim inhibisyonu - En önemli mekanizma İlacı modifiye eden enzim sentezidir. (asetilasyon, adenilasyon ve fosforilasyon enzimleri). -Hedef bölge değişikliği -Membran geçirgenliğinde azalma Aktif eflüks sistemi Hedef bölge değişikliği 50S (23S rrna metilasyonu) İlacı modifiye eden enzim sentezi (asetiltransferaz) Anaerob mikroorganizmalara etkisizdir. BOS a geçişi kötüdür. En geniş spektrumlu antibiyotik İntrasellüler bakterilere en etkili antibiyotikler makrolitler. 15

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 62. Aşağıdaki bakterilerden hangisinin ekzotoksini enteronörotoksin olup ökaryot hücrelerde 60S ribozoma bağlanarak protein sentezini inhibe eden ve çocuklarda konvülzyon ve yüksek ateşle karakterize invazif (inflamatuvar) ishale neden olur? A) Shigella dysenteriae tip 1 B) Streptococcus pyogenes C) Clostridium tetani D) EHEC (E.coli O157: H7) E) Clostridium tetani 62 A Soruda Shigella dysenteriae tip 1 in ekzotoksininin özellikleri tanımlanmaktadır. Shigella dysenteriae tip 1 in ekzotoksini enteronörotoksin özelliktedir. Özellikle küçük çocuklarda yüksek ateş, konvülzyon ve kanlı ishalle seyirli bir klinik tabloya neden olabilir. Ekzotoksini ökaryot hücrelerde 60S (28 S) ribozoma bağlanarak protein sentezini inhibe eder, benzer özelliği EHEC enterotoksini de gösterir. EHEC hamburger vb. hayvansal et ürünleriyle ilişkili besin zehirlenmesine neden olur. Shigella türleri ise sadece insanlarda hastalık yapar, zoonotik enfeksiyon etkeni değildir. PROTEİN SENTEZİNİ İNHİBE EDEREK ETKİ GÖSTEREN TOKSİNLER 60S (28S) rrna ya etkiyle EF2 inhibisyonu ile EHEC (E. coli 0157:H7) Shigella dysanteria tip-1 Corynebacterium diphtheriae Pseudomonas aeruginosa (Eksotoksin) HÜS Basilli Dizanteri Difteri Doku hasarı 63. Aşağıdaki virüslerden hangisi damlacık yoluyla bulaşmaz? A) Adenovirüs B) SARS- Coronavirüs C) Sitomegalovirüs (CMV) D) H5N1 (kuş gribi) E) Batı Nil virüsü 63 E Batı (West) Nil virüsü sivrisinek (en sık Culex cinsi sivrisineklerle) ısırması sonrası deriden bulaşır, solunum yoluyla bulaşmaz. Benzer şekilde Sarı humma virüsü de artrapodun ısırması sonucu deriden bulaşır. Parainfluenza, adenovirüs, H5N1 (Kuş gribi) ve SARS-Coronavirüs solunum yoluyla bulaşan virüslerdir. Damlacık yoluyla bulaşan virüsler ve cerrahi maske ile damlacık izolasyonu gerektiren enfeksiyonlar: İnfluenza, adenovirüs, RSV, kabakulak, kızamıkçık, Parvovirüs B19 Solunum yoluyla bulaşan ve solunum izolasyonu (N95 veya FFP3 maske)gerektiren enfeksiyonlar: Kızamık (Rubeola), yaygın Suçiçeği (Varisella zoster), yayma pozitif akciğer tüberkülozu, SARS (Coronavirüs), viral hemorajik ateşler (Lassa ateşi, Ebola, Marburg,Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (özellikle burun tamponu vb. uygulamalarda ) Kan ve kan ürünlerinin transfüzyonu ile bulaşan virüsler: HBV,HCV, HIV, Parvovirüs B19, EBV, CMV, HTLV-1 ve HTLV-2, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Batı (West) Nil virüs* Ciltten (deri) bulaşan virüsler: Kuduz(Rabies), Sarı humma, Batı (West) Nil virüs*, Deng, tatarcık humması (Sandlyfly fever ), ayrıca HIV, HBV, HCV ciltten perkütan yolla (hastanın kan örneği içeren iğnesinin batması ile) bulaşabilir. Cinsel yolla bulaşan virüsler: Papilloma virüs (HPV), Molloscum contagiosum, HIV, HBV, HCV 64. Enfektif endokardit tanısı konulan 35 yaşındaki erkek hastadan 30 dakika arayla alınan kan kültüründe koyun kanlı agar besiyerinde gama hemoliz oluşturan, katalaz negatif, PYR testi pozitif, safra ve %6.5 NaCl de üreyen Gram (+) kok saptanıyor. Bu hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) S.aureus B) Streptoccoccus bovis C) Streptococcus agalactiae D) Streptococcus pyogenes E) Enterococus türleri 64 E Soruda Enterococcus türlerine bağlı endokardit tanımlanmaktadır. Enterokoklar koyun kanlı agar besiyerinde gama hemoliz oluşturan, katalaz negatif, PYR testi pozitif, safra ve %6.5 NaCl de üreyen Gram (+) koklardır. Streptcoccus bovis ile enterokokların ayrımında %6.5 NaCl de üreme testi yapılır. Enterokoklar %6.5 NaCl de ürerken, S.bovir üremez, her iki bakteride eskülini hidrolize eder. Enterokok D Yok (Gama), Eskülin hidrolizi (+) ve %6.5 alfa, beta NaCI de ürer, PYR (+) S. bovis D Yok (Gama), Eskülin hidrolizi (+) ve %6.5 alfa NaCI de üremez 65. EHEC in Labil ve stabil toksininin etki mekanizmaları aşağıdakilerden hangisidir? Labil toksin Stabil toksin A) Asetil kolin artışı Süperantijen etkisi B) Adenilat siklaz uyarımı Guanilat siklaz uyarımı ile ile c AMP artışı c GMP artışı C) Süperantijen etkisi Tip II ekzotoksin (sitotoksin) etkisi D) İnhibitör transmitter Adenilat siklaz uyarımı ile salınımının c AMP artışı engellenmesi E) Guanilat siklaz Adenilat siklaz uyarımı ile aktivasyonu ile c AMP artışı c GMP artışı 16

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 65 B EHEC (E.coli O157: H7) LT ni Adenilat siklaz uyarımı ile c AMP artışı yaparak, EHEC-ST ni ise Guanilat siklaz enzimi uyarımı ile c GMP artışı yaparak etki eder. Ekzotoksin tipleri ve özellikleri Tablo da gösterilmiştir. Toksinler ve etki mekanizmaları GRUP MEKANİZMA ETKEN HASTALIK ADP RİBOZİLASYONU Adenilat siklaz Bordetella pertusis ekzotoksini (Gs protein) Boğmaca (A-B toksin) aktivasyonu V. cholera enterotoksini (Gs protein) Kolera ETEC-LT (ısıya duyarlı toksini) (Gi protein) Turist diyaresi Bacillus anthracis in anthrax toksini (ödem faktörü) Şarbon Bacillus cereus ısıya duyarlı enterotoksini (HLET) Besin zehirlenmesi EF2 inhibisyonu Difteri toksini Difteri (protein sentez inhibisyonu) Aynı zamanda sitotoksin (Corynebacterium diphtheriae) Pseudomonas aeruginosa (Eksotoksin A) Doku hasarı SÜPER ANTİJEN Poliklonal Toksik şok sendromu toksini (TSST-1) Toksik şok sendromu T- lenfosit aktivasyonu Streptokokal eritrojenik toksin Kızıl (hücrelerin yaklaşık %20 si) Stafilokokal enterotoksin (ısıya dirençli) Besin zehirlenmesi NÖROTOKSİN (A-B toksin) Proteaz PROTEİN SENTEZİNİ İNHİBE EDEREK ETKİ GÖSTEREN TOKSİNLER Guanilat siklaz aktivasyonu Bacillus cereus enterotoksini (ısıya dirençli) Besin zehirlenmesi C. perfringens enterotoksini (tip A) Besin zehirlenmesi Asetil kolin salınımının Clostridium botulinum Botulismus inhibisyonu (Falsk paralizi) Glisin ve GABA salınımının Clostridium tetani Tetanus inhibisyonu (Spastik paralizi) 60S (28S) rrna ya etkiyle EHEC (E. coli 0157:H7) HÜS Shigella dysanteria tip-1 Basilli Dizanteri EF2 inhibisyonu ile Corynebacterium diphtheriae Difteri Pseudomonas aeruginosa (Eksotoksin A) Doku hasarı cgmp nin artması ETEC- ST (ısıya dirençli toksini) Turist diyaresi SİTOTOKSİN Hücre hasarı Clostridium difficile toksin B (Aktin flamanlarını depolimerize eder) Clostridium perfringens alfa toksin (lesitinaz) Pseudomembranöz enterokolit Gazlı gangren 66. Spaulding sınıflandırmasına göre yarı kritik aletler (endoskop, bronkoskop vb.) için en uygun dezenfektan aşağıdakilerden hangisidir? A) Perasetik asit B) Kuater ner amonyum bileşiği C) Klorheksidin-alkol bileşimi D) Fenolik bileşikler E) İyodoform bileşikler 66 A Spaulding sınıflandırmasına göre yarı kritik aletler (endoskop, bronkoskop vb.) için en uygun dezenfektan yüksek düzey (sporosidal) dezenfektandır. Yüksek düzey dezenfektanlar; gluteraldehit, perasetik asit, hidrojen peroksit, ortofitalaldehid, ve klordioksit yer alır. Seçeneklerde yer alan kuaterner amonyum bileşiği düşük düzey dezenfektandır. Klorheksidin-alkol bileşiği el antiseptiğidir (dezenfektan değildir). Fenolik bileşikler orta düzey dezenfektandır. Dezenfektanlar ve özellikleri Tablo da gösterilmiştir. Dezenfektanlar Dezenfektanlar Bakteri Virüs Fungus Sporlu Bakteri M. tbc Kullanım alanı Aldehitler (Gluteraldehit vb) YD + + + + + Endoskop ve solunum aletleri Klorin (sodyum hipoklorid vb) YD + + + + + Kritik aletler ve yüzey dezenfeksiy Hidrojen peroksid YD + + + + + Kontak lens ve cerrahi implantlar Fenolik bileşikler OD (Heksaklorofen, kresol vb.) + +/- + - + Bazı sabunlarda heksaklorofen bulunur Quarterner amonyum bileşikleri (katyonik DD deterjanlar, benzalkonyum klorid vb) +/- +/- +/- - - Gıda ve yüzey dezenfeksiyonu YD: Yüksek düzey dezenfektan, OD: Orta düzey dezenfektan, DD: Düşük düzey dezenfektan 17

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 67. Aşağıdakilerden hangisi canlı virüs aşısı değildir? A) Sabin aşısı B) Kuduz aşısı C) Adenovirüs aşısı D) Varisella zoster aşısı E) Sarı humma aşısı 67 B Kuduz aşısı inaktive virüs aşısıdır. Seçeneklerde yer alan diğer viüs aşıları inaktive (ölü) virüs aşılarıdır. İnaktive aşılar S-al-i-k olarak ezberlenebilir (Salk- HAV-influenza ve kuduz (rabies) Virüs aşıları Tablo da gösterilmiştir. Virüs aşıları Virüs Canlı (AttenüE) Aşıları Kızamık (Measles) - IG Kızamıkçık (Rubella) Kabakulak (Mumps) Çiçek (Vaksinia) Suçiçeği (Varisella) - IG Sarı humma Adenovirüs (Oral) Rotavirüs (Oral) Polio (Oral polio aşısı- Sabin) İnaktif (Ölü) Aşılar Polio (SalK- IM) Hepatit A- IG İnfluenza Kuduz- IG Tick- borne ensefaliti Japon ensefaliti Rekombinan (Subünit içeren) Aşılar - Hepatit B (Sadece HBsAg içerir)- IG - Hepatit E (Kapsid proteini) - Human Papilloma virüs: 6, 11, 16, 18. serotiplerin L1 ve L2 proteini (Kapsid proteini) 68. Öksürük, balgam, ateş, plevra ağrısı ile başvuran hastada akciğerlerde krepitan raller saptanıyor. Yapılan balgam incelemesinde Gram negatif kokobasil görüyor. Balgam örneğinin X ve Y faktörleri içeren çukulata agar besiyerinde üreyen bakterinin Quellung testi ile kapsül yapısı olduğu saptanıyor. Bu hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Streptococcus pneumoniae B) Haemophilus ducreyi C) Moraxella catarrhalis D) Klebsiella pneumoniae E) Haemophilus influenzae tip B 68 E Soruda Haemophilus influenzae ya bağlı olarak gelişen pnömoni tablosu tanımlanmaktadır. Haemophilus influenzae tip B Gram negatif kokobasil olup, X (hematin) ve V (nikotin amid dinükleotid: NAD)faktörlerini içeren çukulata agar besiyerinde ürer. Polisakkarit (poli ribitol fosfat) yapıdaki kapsülü Quellung testi (kapsül şişme reaksiyonu) ile gösterilebilir. Bu test hem erken tanıda hem de kapsüllü kökenlerin serotiplendirilmesinde kullanılır. 69. Mikroaglütinasyon testi ile tanı konulan zoonotik spiroket enfeksiyonu aşağıdakilerde hangisidir? A) Yersiniyoz B) Tularemi C) Listeriyoz D) Lejyonelloz E) Leptospiroz 69 E Seçeneklerde yer alan Yersiniyoz, Tularemi, Listeriyoz ve Leptospiroz zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) enfeksiyonlardır. Lejyonelloz ise sıklıkla otellerdeki su sistemleri (su başlıkları vb.) ve klimalardan aerosollerin solunması yoluyla bulaşır, zoonotik enfeksiyon değildir. Seçeneklerde yer alan etkenlerden sadece Leptospiroz enfeksiyonu spiroket enfeksiyonu olup, tanısında en sık mikroaglütinasyon testi kullanılır. Diğer zoonotik enfeksiyon etkenleri (yersiniyoz, tularemi ve listeriyoz) spiroket grubunda yer almaz. 70. Tonsillofarenjit nedeniyle penisilin kullanan hastada semptomlarında gerileme olmuyor. Servikal bölgede lenfadenopati saptanıyor. Tonsiller membrandan alınan sürüntü örneğinin potasyum tellürit besiyerine ekimi sonrasında üreyen tek tip koloniden yapılan Gram boyamada Çini harflerini andıran Gram pozitif basil görülüyor. Bu hastada kesin tanı için aşağıdaki hangi test yapılmalıdır? A) ELEK testi B) PYR testi C) CAMP testi D) Basitrasin disk testi E) Optokin disk testi 70 A Soruda Corynebacterium diphteriae ya bağlı gelişen farenks difterisi tanımlanmaktadır. Farenks difterisinde tonsillerde kaldırılınca kanayan psödomembranlar görülür. Corynebacterium diphteriae için seçiic besiyerleri Löffler besiyeri ve potasyum tellürit besiyeridir. Etken bakteri Gram boyamada Çin harfleri şeklinde görülür. Metakromatik granülleri Albert veya Neisser boyasıyla boyanabilir. Kültürde etkenin üremesi kesin tanı koydurmaz, mutlaka etkenin toksin oluşturduğunun ELEK testi, EIA testi veya polimeraz zincir reaksiyonu ile toksin geninin gösterilmesi gerekir. Tedavide antitoksin tedavisi (tetanoz antitoksini) uygulanır. 71. Entamoeba histolyticaya bağlı karaciğer apsesi ile Echinococcus granulosis in (kist hidatik) neden olduğu karaciğer tutulumunu ayırt etmekte en yararlı tanı testi aşağıdakilerden hangisidir? A) Eozinofil sayısının tespiti B) Gaita incelemesi C) Casoni deri testi D) Weinberg kompleman fiksasyon testi E) İndirekt hemaglütinasyon testi 71 E İndirekt hemaglütinasyon testi Entamoeba histolyticaya bağlı karaciğer apsesi ile Echinococcus granulosis in (kist hidatik) neden olduğu karaciğer tutulumunu ayırt etmekte en yararlı serolojik testtir. Casoni deri testi, Weinberg kompleman fiksasyon testi kist hidatik tanısında kullanılır. 18

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 Paraziter enfeksiyonlarda genellikle (Kala-Azar ve Giardia intestinalis enfeksiyonları hariç) eozinofil sayısı artar (eozinofili). Gaita incelemesi ile E. histolytica ya bağlı amipli dizanteride kist ve trofozoit formları görülebilir. Gaita incelemesinin kist hidatik tanısında yeri yoktur. Kist hidatikte karaciğerdeki lezyondan alınan biyopsi materyalinde protoskoleks, germinal membran (çimlenme zarı), hidatik kist ve hidatik kum görülebilir. 72. Akciğerlerde tutulum yaparak eozinofilik pnömoniye neden nematod ve trematod çifti aşağıdakilerden hangisidir? A) Giardia intestinalis- Trichuris trichura B) Ascaris lumbricoides -Paragonimus westermani C) Fasciola hepatica -Necator americanus D) Dicrocoelium denticulatum-ascaris lumbricoides E) Clonorchis sinensis - Ancylostoma duodenale 72 - B Ascaris lumbricoides nematodu (yuvarlak solucan) nun larva formları akciğerde Tip 1 aşırı duyarlılık reaksiyonları içerisinde yer alan Löffler pnömonisine (eozninofilik pnömoni ) neden olur. Trematodlar (yapraksı solucanlar) dan Paragonimus westermani erişkin formu akciğerde bulunan tek trematoddur. Çiğ yengeçten metaserkaryalarının alınmasıyla bulaşarak akciğerlerde eozinofilik pnömoni, tüberkülozla karışabilen kavitasyon gibi bulgulara neden olabilir. Eozinofilik Pnömoni (astım benzeri şikayetler) Askaris lubricoides Kancalı Kurtlar-- Penetrasyon- Dermatit Strongyloides stercoralis-- Penetrasyon- Dermatit Erişkin formu toprakta yaşayan tek parazit Paragonimus westermani--- Erişkin formu akciğerde yaşayan tek parazit PARAGONİMUS WESTERMANİ Birden fazla ara konağı vardır. Metaserkarya içeren az pişmiş yengeçlerin yenmesiyle bulaşır. Gastrointestinal sisteme gelen yumurtalar diyafragmadan penetre olarak akciğere gelir. Erişkin formu akciğere yerleşen tek parazittir. Gögüs ağrısı, paslı balgam, akciğerde kavitasyon ve sekonder bakteriyel enfeksiyona neden olabilir. Larvanın SSS invazyonuna bağlı olarak serebral paragoniyazis meydana gelebilir. Tanı: Gaitada ve balgamda kapaklı yumurtalar gösterilebilir. 73. Febril nötropenik bir çocuk hastadan alınan kan kültüründe Sabaroud-Dextroz agar besiyerinde besiyerinde kırmızı renk oluşturan, mikroskopik incelemede muz şeklinde makrokonidi ve septalı yapılar görülüyor en olası enfeksiyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Mukormikozis B) Aspergillus C) Fusariyoz D) Penisillöz E) Kromoblastomikoz 73 C Soruda Fusraium türlerinin özellikleri tanımlanmıştır. Fusarium türleri febril nötropenik hastalarda kan kültüründen izole edilebilir. Hyalohifomikoz: Bu grupta Penicillium, Fusarium ve Scedosporium bulunur. Bu etkenler toprakta bulunan sporların inhalasyonuyla bulaşır. Penicillosis marneffei: RES i tutan dimorfik bir mantardır (Histoplasmaya benzer). 25 o C de besiyerinde yaygın pigment (mavi, kırmızı) yapar. Tomucuklanarak değil ikiye bölünerek çoğalır. Özellikle Asyalı AIDS li hastalarda ortası nekrotik papüler lezyonlar ve dissemine enfeksiyon oluşturur. Mikoloji laboratuvarlarında en sık rastlanan kontaminant mantarlardan biridir. Penisillosis kuşkusu varsa ampirik tedavi hemen başlanmalıdır. Fusarium Solani ve Scedosporium apiospermum (Pseudallesheria boydii): 450 açıyla dallanan septalı hif yaptıkları için aspergillusla karışır. Fusarium un makrokonidyası fusiform yada muz şeklindedir ve kırmızı pigment oluşturur. Pseudallesheria da ise armut şeklinde sporlar vardır ve amfoterisin B ye dirençlidir. Maya ve küf mantarlarının önemli özellikleri Tablo da gösterilmiştir. Bazı mantarların önemli özellikleri Maya Hif Özellik Kapsül Sferül (endosporlarla dolu kese) İtrasellüler (makrofaj içinde) Pseudohif Geniş (8-15 μm) tek tomurcuk ve çift zon Bir çok noktadan tomurcuklanan Septasız hif ve 90 o açıyla dallanma Septalı hif Dematisiyöz Septa Mantar Crptococcus neoformans Rhodotorula (Karotenoid pigment: pembe- kırmızı koloniler) Coccidioides immitis Rhinosporidium seeberi (mukozal polip oluşumu ve musikarmin ile boyanma) Histoplasma capsulatum (Dimorfik) Penicillum marnefii (Dimorfik, 25 o C de kırmızı pigment) Candida spp. Saccharomyces Blastomyces dermatidis Paracoccidioides brasiliensis Mucor, Rizopus, Absidia Aspergillus spp. Fusarium solani (fusiform yada muz şeklinde makrokonidia ve kırmızı pigment) Dermatofitler Hortaea werneckii (tinea nigra), Exophiala spp, 19

1 TTBT / T - 36 TEMEL BİLİMLER 74. Fungus (mantar) topuna en sık neden olan mantar aşağıdakilerden hangisidir? A) Aspergillus niger B) Aspergillus fumigatus C) Candida glabrata D) Candida albicans E) Fusarium solani 74 A Fungus (mantar) topuna ve otomikoza (ekstarnal otite) en sık neden olan mantar Aspergillus niger dir. Besiyerinde siyah renk koloniler oluşturur. Aspergillus türlerinden en sık izole edilen ise Aspergillus fumigatus dur. Aspergillus flavus ise aflatoksini (mitotoksin) ile hepatosellüler karsinomaya neden olabilir. Antijen sunan hücre (Makrofaj, doku makrofajları ( Langerhans hücresi, Kuffer hücresi vb.), monosit, B lenfosit) ile Th (CD4) lenfosit arasındaki etkileşim 75. Penisilin bağlayıcı protein-2a modifikasyonu ile metisiline direnç geliştiren bakteri aşağıdakilerden hangisidir? A) Listeria monocytogenes B) Staphylococcus aureus C) Moraxella catarrhalis D) E.coli E) Streptococcus pyojenes 75 B Staphylococcus aureus da penisilin bağlayıcı protein-2 a da modifikasyon sonucunda metisiline direnç gelişir. Bu dirençten sorumlu gen mec A geni olup, mec A geninin polimeraz zincir reaksiyonu ile gösterilmesi S.aureus da metisilin direncini saptamada altın standarttır. Stafilokoklarda metisilin direnci rutin laboratuvarda oksasilin ve sefoksitin diskleri kullanılarak araştırılır. 76. Aktive T lenfositlerinde bulunan aşağıdaki molekülerden hangisinin B7 ile etkileşimi sonuucnda T lenfosit aktivasyonunun negatif regülasyonu (inhibisyonu) sonucu anerji ortaya çıkması beklenir? A) Sitotoksik T lenfosit antijen- 4 (CTLA-4) B) CD 3 C) CD 22 D) ICAM-1 E) LFA-3 76 A Sekonder sinyal iletimi diğer adıyla kstimülatör etkileşim B7 ile CD28 arasında olur, Bu etkileşim sonucunda IL-2 (otokrin aktivatör) açığa çıkar. Bu etkileşim olmazsa periferik tolerans gelişir. B7 nin T lenfositlerinde bağlandığı CD28 molekülüne kostimülatör molekül adı verilir. Ayrıca sadece aktive T lenfositlerinde bulunan sitotoksik T lenfosit antijen- 4 (CTLA-4) nin B7 ile etkileşimi sonucunda T lenfosit aktivasyonunun negatif regülasyonu (inhibisyonu) yani anerji ortaya çıkar. Eğer CTLA-4 inhibisyon görevini yerine getiremezse yani B7 ye bağlanamazsa o taktirde devamlı uyarı sonucunda otoimmün hastalıklar görülür. 77. Akut inflamasyonda nötrofiller üzerindeki reseptörlerine bağlanarak nötrofillerin zedelenme alanına göçünde rol oynayan sitokin aşağıdakilerden hangisidir? A) IL-1 B) IL-2 C) IL-4 D) IL-8 E) IL-10 77 D IL-8 özellikle nötrofiller üzerine etkili kemotaktik bir sitokindir. Kemotaktik maddeler Solubl bakteriyal ürünler(özellikle N-formil methionin taşıyan peptidler) Kompleman sisteminden C5a Doku yıkım ürünleri Lökotrienlerden LTB4 Sitokinler: Kemokin ailesi (IL-8) 78. Pre-B hücrelerinin B hücrelerine dönüşemediği, erkek bebelerde tekrarlayan kapsüllü bakteri, enterovirüs ve G. lamblia infeksiyonları izlenen hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Bruton un X e bağlı agamaglobulinemisi B) Yaygın değişken immün yetmezlik C) IgA yetmezliği D) Hiper IgM sendronu E) Di-George sendromu 78 A Bruton un X e bağlı agamaglobulinemisi, Pro-B ve Pre-B hücrelerinin B hücrelere dönüşemediği Bruton Tirozin Kinaz (Btk) geninde mutasyonlar sonucu gelişen hastalıktır. X e bağlı geçer ve 20

TEMEL BİLİMLER 1 TTBT / T - 36 erkeklerde izlenir. S. pneumonniae, H. influenzae ve S. aerus başlıca etkenlerdir. Bunun dışında ekovirüs, poliovirüs ve koksakivirüs gibi enterovirüs infeksiyonları, G. lamblia persistan infeksiyonları görülebilir. Çocukların bir kısmında Ig tedavisi ile düzelen artrit görülebilir. Dolaşımda antikorlar, vücutta plazma hücreleri yoktur. Kİ de pre-b hücreleri izlenir. LN larının germinal merkezleri Peyer plakları, appendiks ve tonsiller az gelişmiş ya da rudimenterdir. PRİMER İMMÜN YETMEZLİK SENDROMLARI İzole IgA yetmezliği En sık görülen primer immün yetmezlik hastalığıdır. Serum ve sekretuar Ig A nın yokluğu ile karakterizedir. Tekrarlayan sinopulmoner infeksiyonlar ve diare görülür. SLE, RA gibi otoimmün hastalıklar eşlik edebilir. Yaygın değişken immün yetmezlik B hücrelerinin plazma hücrelerine dönüşmesinin bozulduğu hetorojen bir hastalık grubudur. Genel özelliği diffüz hipogammaglobulinemidir. Bazen yalnızca sadece IgG azalır. Plazma hücreleri yoktur fakat B hücreleri sayıca fazladır. Lenfoid foliküller hiperplaziktir. Tekrarlayan piyojenik ve viral enfeksiyonlar sıktır. Kliniği Bruton hastalığı ile karışır fakat bulgular 20-30 lu yaşlarda başlar. Otoimmun hastalık ve lenfoid tümör riski artmıştır. Şiddetli kombine immün yetmezlik En öldürücü kalıtsal immün yetmezlik formudur. İnfantlarda tekrarlayan ağır, hayatı tehdit eden viral, bakteriyel ve fungal (kandida) fırsatçı enfeksiyonları görülür. İL-7 reseptörleri kalıtsal defektif olduğu için stem hücreleri T lenfosite dönüşemez. Böylelikle hastalarda hem T hem de B hücre fonksiyonlarında yetmezlik görülür. İki formu vardır. X e bağlı tip (%50-60) : Erkeklerde daha sıktır. Genetik defekt sitokin reseptörlerinin common γ-chain (γc) subünitesindeki defekttir. Otozomal Resesif Tip: En sık görülen formu Adenozin Deaminaz (ADA) enzim eksikliğidir. Tedavi kemik iliği transplantasyonudur. Hiper IgM sendromu B hücresinin yüzeyindeki CD40 a bağlanan T hücre yüzey molekülü CD40 ligandında (CD154) mutasyon söz konusudur. En sık görülen T hücre bozukluğudur. X e bağlı geçiş gösterir. T hücreleri defektif olup, B hücrelerinin İgA, İgG, İgE antikorların yapımı için yeterince uyaramazlar. Böylece IgM ve IgD yüksekken İgA, İgG, İgE düşüktür. Aşırı IgM antikorları otoimmün hemolitik anemi, trombositopeni ve nötropeniye neden olabilir. Piyojenik infeksiyonlar sıktır. Özellikle Pneumocystis carinii enfeksiyonları sık görülür. Bruton Hastalığı (X e bağlı agammaglobulinemi) Kemik iliğinde pre-b lenfositlerden matür B hücresi oluşamaması sonucu gelişir. Lenf nodu ve dalakta germinal merkezler yoktur. (Lenfoid hipoplazi görülür ) Plazma hücresi yoktur, antikorların tümü serumda düşüktür. Erkek bebeklerde olur. Doğumdan sonra 6.aydan itibaren infeksiyon görülme sıklığı artar. Bakteriyel ve viral enfeksiyon sıklığı artmıştır. Wiskott-Aldrich sendromu Karakteristik olarak trombositopeni, ekzema ve immün yetmezlik izlenir. Timus normal görünümde fakat periferik lenfoid dokularda T hücre sayısı azalmış, parakortekste incelme görülür. Esasen hücresel immünitede defekt vardır fakat buna humoral immün yetmezlik de eşlik eder. Tedavisi kemik iliği transplantasyonudur. Di George sendromu Timus konjenital olarak hipoplazik veya ageneziktir. Dolaşımda T hücreleri bulunmaz. B ve plazma hücreleri ve Ig seviyeleri genellikle normaldir. 22. Kromozomda delesyon vardır. del (22q11) 3. ve 4. Faringeal yarıklarda gelişim kusuru sonucu dört önemli bulgu gelişir. 79. Aşağıdakilerden hangisi endotelin hemostaza etkilerinden biri değildir? A) Antitrombotik etki B) Trombotik etki C) Antikoagulan etki D) Fibrinolitik etki E) Sekonder hemostatik tıkaç 79 E ENDOTELİN HEMOSTAZA ETKİLERİ Antitrombotik etki: PGI2 VE NO salgısıyla gerçekleşir. Bu mediyatörler trombosit aktivasyonu ve agregasyonunu inhibe eder. Antikoagulan etki: Heparin benzeri molekül ve Trombomodülin yardımıyla antikoagulan etki sağlanır. Fibrinolitik etki: t-pa ile fibrinolitik etki sağlanır. Trombotik etki: Trombositler subendotelyal kollojene vwf aracılığıyla bağlanır. vwf endotel ve makrofajlarca yapılır ve plazma içinde dolaşır. Endotel hücreleri ayrıca bakteriyel endotoksinlerin ve sitokinlerin etkisiyle doku faktörleri sentezlerler. Ekstrinsik pıhtılaşma yolunu aktive ederler. Plazminojen aktivatör inhibitörünü sentezlerler. 21