Yazılı/Sözlü Gelenek İlişkisi ve Bir Fıkra Hakkında Bazı Düşünceler Abdulselam ARVAS 1. Written/Oral Tradition Relation and Some Thoughts about a Joke



Benzer belgeler
Metin Edebi Metin nedir?

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

II) Hikâye Dışı düzlemi

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KARADENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN

HALK BİLİMİ ÇALIŞMALARINDA METİN (TEXT), DOKU (TEXTURE), SOSYAL ÇEVRE VE ŞARTLAR (KONTEKS) İLİŞKİSİNİN ÖNEMİ*

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu:

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Doç. Dr. Özkul Çobanoğlu, Türk Halk Kültüründe Memoratlar ve Halk İnançları, Ankara 2003, Akçağ Yay. 288 s.

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

ÖZGEÇMİŞ. : :gungorelda@hotmail.com

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (18 Aralık Ġubat 2018)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kazak Köroğlu Anlatmaları (Anlatıcılara Bağlı Bazı Özellikler Üzerine) * Metin Arıkan **

Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

TAHİR İLE ZÜHRE TÜRÜ. On the Genre of Tahir and Zühre Narratives in Kosova ÖZET

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ. Tel: GENEL BİLGİLER. Lisans Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği, 1990

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Dil olgusu :DEĞİŞMEYENLER Dil dışı olgu : DEĞİŞENLER ARABA. Aynı değişimi soyut olarak şöyle formülleştirebiliriz:

ÖZEL BİLGE OKULLARI 2. SINIFLAR NİSAN AYI BÜLTENİ

TRK Türk Dili I

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Sunum Teknikleri Eğitimine HOŞ GELDİNİZ. Program. Neler bilmem gerekir?

Bundan sonra Sabahlatan da hayatın çeşitli alanlarına dair eğitim serileri bulunacak. Bunlara da bu İspanyolca eğitim makalesi ile başlıyoruz.

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

TÜRK EDEBİYATI DERSİ ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İLKOKULU 1/. SINIFI GÖRSEL SANATLAR YILLIK PLANI

Tel: / e-posta:

Ders Adı : TÜRK HALK EDEBİYATI III Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Kültür Merkezi Mavi Salon. Prof. Dr. Mustafa ALİŞARLI Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KEPEZ İZMİRLİOĞULLARI ORTAOKULU 7. SINIF İNGİLİZCE DERS İŞLEME YOL HARİTASI

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

Türk Dili 2 El Kitabı

DİN EĞİTİMİ - 7. Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI.

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Mayıs Haziran 2013) Sayın Velimiz, 13 Mayıs Haziran 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Çocuğunuz ne kadar zeki?

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı Salahaddin BEKKİ İletişim Bilgileri AEÜ Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Adres Bölümü Bağbaşı Yerleşkesi KIRŞEHİR

KIRGIZ MİLLETİNE AİT <KIRKKIZ> EFSANESİ

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PLANI(BEP) NEDİR?

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

KIBRIS TÜRK HALK MASALLARI ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARININ İNCELENMESİ

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

2016 EYLÜL MUSTAFAKEMALPAŞA / BURSA T.C. MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİL VE ANLATIM DERSLERİ UYGULAMA SINAVI YÖNERGESİ

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÇORUM İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME KİTAP KAPAĞI İLLÜSTRASYONU. 15 Kız Orta düzey

REKLAM VE REKLAM YAZARLIĞI VİZE SORU VE CEVAPLARI

1) O, bu işin. Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir?

BİREYSEL EĞİTİM PLANI KURUM ADI : ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI : SINIFI NO : PROGRAMA BAŞLAMA TARİHİ : PROGRAMIN BİTİŞ TARİHİ : ÖĞRENCİ YAŞI :

Yazılı Ödeviniz Hakkında Kendinize Sormanız Gereken Bazı Sorular

Adi ortaklıkların transfer fiyatlandırması mevzuatı açısından değerlendirilmesi

DIPLÔME NATIONAL DU BREVET ÉPREUVE DE TURC TOUTES SÉRIES SESSION 2012

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

1. EGiyi-M,... KONGRESi.

TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

Transkript:

Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 3(1): 111-118 Yazılı/Sözlü Gelenek İlişkisi ve Bir Fıkra Hakkında Bazı Düşünceler Abdulselam ARVAS 1 Özet Bu makalede, sözlü kaynaklardan derlenen bir fıkra metninin yazılı/sözlü gelenekteki yeri üzerinde durulmaktadır. Öncelikle yazılı/sözlü gelenek ilişkisine yönelik bazı örnekler verilmiştir. Daha sonra varyant ile versiyon kavramları açıklanarak çalışmadaki çerçevesi belirlenmiştir. Bundan hareketle de fıkranın varyantları, derlenen şahıslara göre adlandırılarak metinler değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sözlü anlatı, Yazılı anlatı, Gelenek, Fıkra Written/Oral Tradition Relation and Some Thoughts about a Joke Abstract This article focuses on the text of a joke compiled from oral sources. First, written/oral tradition, some examples are given about the relationship. Then, the variant and version of the framework of the concepts explaining the study were determined. This motion; joke s variants, compiled by the people named the texts were evaluated. Key Words: Oral narrative, Written narrative, Tradition, Joke 1 Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Çankırı- TÜRKİYE E-posta: karapapag@hotmail.com 111

Giriş Sözlü anlatıların geçmişi çok eski bir geleneğe dayanmaktadır. Hatta beşeriyetin ilk dönemlerinde yazı olmadığı için sözlü ürünlerin insanlık tarihiyle paralel bir geçmişi olduğu söylenebilir. İnsanın ortaya çıkışından itibaren basit bir takım sözlü ürünleri vardı. (Aslan, 2008: 12) düşüncesi de değişik araştırmacılar tarafından sıkça vurgulanan bir husustur. Bu düşünceden hareketle bütün milletlerin sözlü gelenek ürünleri olmuştur denebilir. Ancak tarihin belli aşamalarından sonra yazıyla tanışan her millet kendi yazılı geleneğini oluşturmaya başlamıştır. Her ne kadar yazılı geleneğin oluşması sözlü geleneği zayıflatmışsa da onu ortadan tamamen kaldıramamıştır. Bu husus her millette farklı düzeylerde ortaya çıkmıştır. Yazılı ve Sözlü Gelenek İlişkine Yönelik Bazı Örnekler Yazının icadından sonra sözlü geleneğin tahtı sallanmaya başlamış ve bir müddet sonra da bu gelenek, tahtını yazılı geleneğe bırakmak zorunda kalmıştır. 2 Buna karşın sözlü ve yazılı ürünler arasında etkileşim oluşmaya ve yazılı gelenek ile sözlü gelenek birbirini beslemeye başlamıştır. Örneğin halk hikâyeleri ve âşıklar üzerine inceleme yapan bir araştırmacı, halk hikâyelerinin sözlü kültür ürünü olduğunu ama yazılı kültürün etkisiyle tasnif edilen hikâyelerin de bulunduğunu belirtmekte ve şu örneği vermektedir: Posoflu Âşık Müdâmî nin tasnif ettiği hikâyelerden Öksüz Vezir ve Seyfizülyezen, yazılı kaynaklardan okuyup/okuyanlardan dinleyip etkilenerek oluşturulmuşlardır. (Durbilmez, 2004: 350). Benzer şekilde Posoflu Âşık Müdamî, yazılı kaynaklardaki Ali Şir Nevayî nin hayatından yola çıkarak Gül ile Ali Şir adlı bir halk hikâyesi meydana getirmiştir (Boratav, 1946: 229-247). Türkmen in söylediğine göre bu halk hikâyesi şöyle oluşmuştur: Boratav, Kars ta askerlik yaparken Âşık Müdâmî de yanında er olarak bulunmaktadır. Gül ile Ali Şir in metnini Âşık a okur ve bundan bir halk hikâyesi tasnif etmesini ister. Müdâmî de iki gün gibi kısa bir sürede bu konuyu bir halk hikâyesi haline getirir (Türkmen, 2002: 29). Bunlar sözlü geleneğin yazılı gelenekten yararlandığını gösteren örneklerdir. Yazılı geleneğin sözlü gelenekten istifade ettiğinin de örnekleri hayli fazladır ama burada bir misalden bahsetmek istiyoruz. Cengiz Aytmatov, sadece Kırgız Türklerinin değil aynı zamanda dünyanın en uzun destanı olan Manas Destanı ndan yararlanarak Gün Olur Asra Bedel adlı meşhur romanını yazmıştır. Bilindiği üzere romanda vurgulanan temel konu, mankurt kavramından hareketle bir toplumun kendi kültürüne yabancılaşmasıdır. 2 Bu satırların yazarı, Walter J. Ong un Sözlü ve Yazılı Kültür (2010) isimli eserindeki bilgilerden hareketle bu ifadeyi kullanmıştır. 112

Aytmatov, manasçı Sayakbay Karalayev ile görüşen ve ondan Manas Destanı nı dinleyen bir yazardır. Hatta Rusya dan Kırgızistan a yaptığı bir gezide yanında bulunan bir Rus yetkiliye Karalayev i tanıtmış ve Karalayev den Manas Destanı nı dinlemişlerdir. Rus yetkili, Aytmatov a Tarihimiz yok, diyorsunuz. İşte, sizin tarihiniz bu adam, anlattığı bu destandır demiş 3. Dolayısıyla Aytmatov un sadece Manas Destanı nı dinlemediği, aynı zamanda destanı çok iyi bilen bir yazar olduğu da ortaya çıkmaktadır. Aytmatov un romanını yazarken çıkış noktası Manas Destanı nda geçen mankurt kelimesi olmuş ve bu kelimeyi estetik bir çerçeve içinde işleyerek bütün dünyaca kabul gören bir kavrama dönüştürmüştür. Bazı ürünlerin ise sözlü ve yazılı kaynaklar vasıtasıyla sözlü geleneğe girdiği ve yayıldığı bilinmektedir. Kırgız Adabiyatı Tarıhı adlı eserin birinci cildinde şu bilgiler yer almaktadır: Togolok Moldo, Ümöt Moldo gibi yetenekli adamlar, Cusupbek Şaykul İslamov tarafından eski Çağataycadan Kazakçaya çevrilerek basılan kıssaları okumuşlar ve Isak Şaybekov Sal-sal, Zarkum kıssalarını çevirip el yazması şeklinde halka dağıtmıştır. (2004: 610). Arapların Kız Darıyka adlı poeması da önce Kazakçaya çevrilmiş, daha sonra basılı olarak Kırgızlar arasında yayılmış (2004: 614) ve Kırgız destancılık geleneğine karışmıştır. Sözlü Gelenekten Derlenen Fıkranın Varyantları Sözlü gelenek ile yazılı geleneğin etkileşimi hususunda pek çok örnekler mevcuttur ve sadece bunlar üzerine münferit makaleler kaleme almak mümkündür. Ancak konuyu daha somut bir mecraya çekmek için sözlü gelenekten derlenen bir örnekten bahsetmenin isabetli olacağı kanaatindeyiz. Dolayısıyla yazılı/sözlü gelenek ilişkisine yukarıda verilen örneklerden hareketle tarafımızdan derlenen bir fıkranın varyantları tanıtılacak ve bunun hakkında bazı değerlendirmeler yapılacaktır; ama fıkranın yapısı tartışma konusu edilmeyecek ve bunun üzerinde durulmayacaktır. Bunun yerine fıkranın varyantlarına ve anlatıcıdan kaynaklı fıkralardaki değişimlere değinmek düşüncesindeyiz. Ancak fıkranın varyantlarını tanıtmadan önce bu kavram üzerinde ve onunla bağlantılı olarak da versiyon kavramı ve bunların Türkçe karşılıkları üzerinde kısaca durmak yararlı olacaktır. Bu kavramları açıklayıp çerçevelerini belirledikten sonra fıkranın varyantlarını değerlendirmek daha isabetli olacaktır. Türkiye deki araştırmacıların çoğu, bu kavramların bizatihi kendisini açıklamaktan ziyade metinleri değerlendirirken bu terimleri kullanmışlardır. Hatta bazı araştırmacılar bu kelimeler yerine rivayet 3 Bu satırların yazarı, söz konusu olayı 2011 yılında Manasçı Zamirbek ten dinlemiştir. 113

sözcüğünü tercih etmiştir. 4 Ancak söz konusu kavramların bizatihi kendisine yönelik açıklamalarda bulunan araştırmacılarımız da vardır. Örneğin Metin Ekici, varyant ve versiyon kavramları için şunları söyler: Halk bilimi çalışmalarında çok sık kullanılan bu terimler, genellikle birbirine karıştırılmakta ve genellikle de bir metnin çeşitli anlatmaları karşılığı olarak varyant veya versiyon terimi kullanılmaktadır. Bir örnekle konuyu açıklamak gerekirse Köroğlu kollarının Anadolu ve diğer Türk boyları arasındaki anlatmaları için bilim adamları versiyon terimini tercih ederken, Anadolu da mevcut olan farklı anlatmalar için de varyant terimini tercih etmektedirler. (Ekici, 1998: 32). Metin Ekici, S. Thompson un bu kelimelerin birbirinin yerine kolaylıkla kullanılabileceğini ve bir kişinin aklına ilk gelen hangisi olursa onu kullanmayı tercih etmektedir. Diğer türlü bu ikisi arasında fark yoktur şeklinde açıklama yaptığını; ancak Alan Dundes in, Thompson un bu yaklaşımına karşı çıktığını ve varyantla versiyon arasında bazı farklar olması gerektiğini belirterek varyant olarak adlandırdığımız metinlerin birer versiyon olduğunu ifade etmektedir (Ekici, 1998: 32-33). M. Ekici, Öcal Oğuz un teklif ettiği eş metin terimini, versiyon karşılığı olarak kullanmanın daha doğru olacağını; Dundes in de üzerinde ısrarla durduğu eş metin den daha ileri seviyede farklılık arz eden metinleri karşılamak için kullanılan varyant terimi karşılığı olarak da çeşitleme nin kullanılmasının daha uygun olacağını belirtmektedir(ekici, 1998: 33). Öcal Oğuz ise varyant a karşılık olarak eş metin kavramını teklif etmekte ve kelimenin seçiminin daha isabetli olduğunu söylemektedir (Oğuz, 2000: 25-26). Ö. Oğuz, versiyon a karşılık olarak teklif ettiği benzer metin kavramını şöyle açıklamaktadır: Bilindiği üzere benzer kelimesi benzemek fiili ile aynı kökten gelmektedir. Benzer kelimesinin aşırı vurgulanması birbirinin tıpa tıp aynısıdır. Bu bakımdan versiyon terimi için benzer metin denilmesinin fazla zorlanmadan bilim çevrelerinde kabul göreceği düşüncesindeyiz. (Oğuz, 2000: 27). İki görüşte de Thomson un akla ilk gelen hangisiyse onun kullanılabileceği, aralarında bir farkın olmadığı ve Dundes in Thompson dan farklı düşündüğü, versiyonun yakın metinleri, varyantın ise uzak metinleri ifade ettiği hususu üzerinde durulmaktadır. Ekici, varyant ya da versiyon ların yer isminden ziyade anlatıcının adıyla anılması gerektiğini vurgulamakta, Dundes in görüşlerine katılarak yakın metni versiyon olarak değerlendirmekte ve Türkçe karşılığı olarak da eş metin kavramını teklif etmektedir. Varyant ın uzak metni ifade ettiğini ve Türkçe 4 Örneğin bk. Yıldırım 1983, Türkmen 1983. 114

karşılığının da çeşitleme olduğunu dile getirmektedir. Bu terimlerin Türkçelerini daha önce teklif eden Oğuz, Ekici den farklı olarak eş metin i varyant ın ve benzer metin i versiyon un karşılığı olarak kullanılabileceğini örneklerle izah etmektedir. Bu çalışmada; derlenen metinler, Anadolu ile sınırlı olduğu için, Oğuz un anlayışına uygun olarak varyant terimiyle kullanılacaktır. Ancak, varyantlar Ekici nin belirttiği düşünceden hareketle derlenen şahısların adıyla ifade edilecektir. Fıkra metinleri 5 aşağıdaki şekildedir. Şerafettin Çiftçi Varyantı (I. Varyant, Başlıksız) Bir köyde çok bilgili bir imam varmış ve halk tarafından pek sevilirmiş. Bir bayram günü imam köy cemaatine namaz kıldırırken gayri ihtiyari yel ir. Bundan dolayı cemaate mahcup olan imam utancından köyden gitmeye karar verir. Uzun bir süre köyden uzakta yaşayan imam bir gün köyünü özler ve başından geçen olayın unutulduğunu düşünerek köyü ziyaret etmek ister. Köyün girişine gelen imam bazı çocuklarla karşılaşır. Onlara yaşlarını sorunca çocuklar şöyle cevap verirler: Biz doğum tarihimizin hangi yıl olduğunu bilmiyoruz ama anne babalarımızın söylediğine göre imamın os..duğu yıl dünyaya gelmişiz. Bunun üzerine imam köye girmekten vazgeçer. Ahmet Arslan Varyantı (II. Varyant, İmamın Yel diği Yıl) Bir gün köyün imamı namaz kıldırırken dayanamayıp yel miş. İmam utancından köyü terk etmiş. Yıllar sonra bu olay unutulmuştur düşüncesiyle imam köyüne dönmeye karar verir. Köyün girişinde tarlada çalışan bir gence rastlar. Gence yaşını sorar. Genç de İmamın yel diği sene doğmuşum. diye yanıt verir. Olayın unutulmadığını anlayan imam köye girmekten vazgeçer. İlyas Sayar Varyantı (III. Varyant, Yaşanmış Fıkra) Bir gün bir köyde imam teravih namazını kıldırırken sesli bir şekilde gaz kaçırır. Utancından namazı yarıda bırakıp camiyi hatta köyü terk eder. Yıllar geçer fakat imamın aklı köydedir. Acaba benim hakkımda ne düşünürler, köyde ne oldu ne bitti diye. Sonunda dayanamaz köye gitmeye karar verir. Köye yakın bir çeşmede çocukları görür ve nasıl olsa beni tanımazlar diye çocuklara siz kaç yaşındasınız, ne zaman doğdunuz diye sorar. Çocuklardan biri İmam camide os..madan 2 ay önce doğmuşum. der. Kendi kendine nasıl olsa tanımazlar diye yola devam eder. Köye yakın bir alanda top oynayan çocukları görür. Çocuklara sorar: Kaç 5 Metinler, bu satırların yazarı tarafından okuyucunun anlaması için anlatıcının anlattığı şekilde değil, kısaltılarak ve cümleler düzeltilerek yazılmıştır. 115

yaşındasınız?. Yine çocuklardan biri İmamın camide os..duğu gün doğmuşum. der. İmam bakar ki os..duğu gün milat olmuştur. Köye girmekten vazgeçer. Varyantların Değerlendirilmesi Varyantlarda dikkat çeken hususlar şunlardır. Birincisi, fıkranın varyantları karşılaştırıldığında yaşanmış gerçek bir olay sonucu ortaya çıkmış izlenimi uyandırdığı ifade edilebilir. Varyantlarda ufak tefek farklılıkların oluştuğu söylenebilir. Mesela ilki Bir bayram günü imam köy cemaatine namaz kıldırırken, diğeri namaz kıldırırken diye anlatılırken, üçüncüsü ramazan ayında teravih namazı kıldırırken diye aktarılmıştır. Birinci ve üçüncü varyantlarda akla yatkın gelecek şekilde aktarma çabası göze çarpmaktadır. Çünkü bayram ile teravih namazları uzun sürmektedir ve bundan dolayı imam dayanamayıp gaz çıkarmıştır. Yani bu iki anlatım bir mantık silsilesini takip etmektedir. Genel itibariyle fıkranın giriş, gelişme ve sonuç kısımları aynı olmakla beraber fıkrada bazı farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin fıkranın II. ve III. varyantları bir gün, I. varyantı ise bir köyde kalıbıyla başlamıştır. Ayrıca I. ve III. varyantlarda imam köye dönerken çocuklarla II. varyantta ise bir gençle karşılaşmaktadır. Yine III. varyantta imam iki defa çocuklarla karşılaşıp yaşlarını sormaktadır. Oysa I. ve II. varyantlarda daha ilk soruda pes etmekte ve köye girmeden geri dönmektedir. Bundan başka I. ve III. varyantta os..ma, II. varyantta ise yel me kelimesi kullanılmıştır. Bunun sebebinin anlatıcılar ve anlatım ortamı olduğu tahmin edilebilir. İlk anlatıcı, uzun süredir 6 uygun ortamlarda bu fıkrayı anlattığı için istediği ekleme çıkarmaları yapabilmektedir. Bu varyantta güzel bir anlatım olduğunu ve dinleyici kitlesinin ilgiyle anlatımı dinlediğini belirtmekte yarar var. Üçüncü anlatıcı, fıkrayı okur-yazar birinden ve icra ortamında dinlemiştir. Dolayısıyla burada da anlatım ortamından dolayı kuru bir anlatım yoktur. Ayrıca fıkrayı anlattığında sebep-sonuç ilişkisine dikkat ederek aktarmaktadır. İkinci anlatıcı ise fıkrayı takvim yaprağından okumuş ve olduğu gibi aktarmıştır 7. Kısaca, anlatı (fıkra, hikâye, masal vs.) anlatan kişiye göre uzamakta, değişmekte ya da kısalmaktadır. Bu yüzden de varyant kavramı bir anlatıyı 6 Uzun süredir bu fıkranın değişik ortamlarda anlatıldığı bilgisi, kendisiyle yapılan konuşmalarda anlatıcının kendisi tarafından dile getirilmiştir. 7 İkinci anlatıcı, sadece bana anlattığı için tam manasıyla bir icra ortamının olmadığı söylenebilir. Bu yüzden II. varyant, I. ve III. varyanta göre biraz daha kısadır. Aslında bu örnekler, anlatıcıların yanı sıra farklı icraların da varyant kavramıyla bağlantılı olduğu düşüncesini akla getirmektedir. 116

aktaran kişilerin o anlatıyı kendi düşünce ve estetik süzgecinden geçirerek anlatması hadisesiyle birlikte izah edilmelidir. Bu bağlamda Ekici nin Her anlatmanın bir anlatıcısı vardır ve halk bilgisi ürünleri ister profesyonel olsun ister amatör olsun anlatıcılarından, yani sanatçılarından bağımsız olarak ele alınamaz. düşüncesi gayet anlamlıdır. (1998: 32) Bu açıdan bakılınca efsane, fıkra, hikâye veya masal gibi anlatılardan hangisi olursa olsun fark etmez, bunların bütün varyantlarını toplamak imkânsızdır. Dolayısıyla en doğru metin deyimi de boş bir düşüncedir. Çünkü anlatıyı her anlatan, kendi açısından doğru metni aktarmış olmaktadır. İlk varyantı anlatan Şerafettin Çiftçi nin eski bir imam olması, ikinci varyantı anlatan Ahmet Arslan ın fıkrayı takvim yaprağından okuması ve üçüncü varyantı anlatan İlyas Sayar ın İlahiyat Fakültesinde çalışan bir akademisyenden fıkrayı duyması, bu sözlü gelenek ürününün yazılı gelenekte ortaya çıktığını düşündürmektedir. Çünkü eski eğitim kurumları olan medreselerin ilk kaynakları yazılı kaynaklardır. Elbette, bu fıkra sözlü olarak da ortaya çıkmış olabilir; ama fıkranın çıkış yerinin medreseler/medreseliler olduğu da akla gelmektedir. Dolayısıyla bu fıkranın ilkin ya yaşanmış bir olay neticesi medreselerde sözlü olarak anlatıldığı ya da eski yazmalarda mevcut olup medreselerde eğitim gören kişilerce yayıldığı ihtimali üzerinde durulabilir. Böylece bu ürün, yazılı gelenekten sözlü geleneğe, oradan da yazılı geleneğe (takvim yaprağı) ve buradan tekrar sözlü geleneğe girmiştir. Kısaca fıkra, yazılı ve sözlü gelenek döngüsü içerisinde dolaşıp durmaya başlamıştır. Anlatıcılar hakkındaki bilgiler de bu hüküm için bir delil olarak kabul edilebilir. Sonuç Netice itibariyle yazılı ve sözlü gelenek birbirinden beslenmiş ve etkilenmiştir, denebilir. Bunun da yakın bir tarihte değil, yazının ortaya çıktığı andan itibaren gerçekleştiği tahmin edilebilir. Nitekim Cengiz Atymatov, Manas tan yararlanarak roman yazarken Âşık Müdamî, Ali ŞirNevayî hakkındaki yazılı bir metinden yola çıkarak halk hikâyesi oluşturabilmektedir. Tarafımızdan derlenen fıkranın da, gerek anlatıcılar gerek anlatılan ortam ve takvim yaprağında yer alması hususları göz önünde bulundurulunca, yazılı/sözlü gelenek döngüsünde oluşmuş eski bir anlatı olduğu ve bu iki döngü arasında yaşamaya devam ederek günümüze kadar geldiği düşüncesini akla getirmektedir. 117

KAYNAKÇA a) Yazılı kaynaklar Aslan, E. (2008). Türk Halk Edebiyatı, Maya Akademi Yayınları, Ankara. Boratav, P.N. (1946). Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, MEB Basımevi, Ankara. Durbilmez, B. (2004). Somut Olmayan Kültür Mirası: Halk Hikâyeciliği ve Kars Yöresi Âşıkları,Mitten Meddaha Türk Halk Anlatıları Uluslararası Sempozyum Bildirileri, Ankara. Ekici, M. (1998). Halk Bilimi çalışmalarında Metin (Text), Doku (Texture), Sosyal çevre ve Şartlar (Konteks) ilişkisinin Önemi, Milli Folklor Dergisi, 39: 25-34. Kırgız Adabiyatının Tarıhı-I (Haz. A. Akmataliyev, B. Kebekova vd.), Şam Basması, Bişkek 2004. Oğuz, M.Ö. (2000). Türk Dünyası Halk Biliminde Yöntem Sorunları, Akçağ Yay., Ankara. Ong, W.J. (2010). Sözlü ve Yazılı Kültür/Sözün Teknolojileşmesi, Metis Yayınları, İstanbul. Türkmen, F. (1983). Köroğlu nun Özbek ve Ermeni Varyantları, Köroğlu Semineri Bildirileri, Başbakanlık Basımevi, Ankara. Türkmen, F. (2002). Halk Edebiyatında Ali Şir Nevayi ile İlgili Yaratmalar, AKU Sosyal Bilimler Dergisi, C. IV Sayı: 1. Yıldırım, D. (1983). Köroğlu Destanının Orta-Asya Rivayetleri, Köroğlu Semineri Bildirileri, Başbakanlık Basımevi, Ankara. b) Sözlü Kaynaklar 8 Arslan Ahmet, Trabzon/Yomra, 10.24.1975, Öğretmen, Takvim yaprağından, 12.05.2006. Çiftçi Şerafettin, Van/Gevaş, 1950, Telekom Memuru, Değişik kişilerden, 19.11.2003. Sayar İlyas, Kırıkkale, 1975, Doktor, Arif Gezer den, 14.05.2006. 8 Kaynak kişiler; soyadı-adı, doğum yeri ve tarihi, mesleği, fıkrayı öğrendiği kişi ve derlendiği tarih şeklinde sıralanmıştır. 118