Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı ve Romantik Yazın Kuramı



Benzer belgeler
Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Moses Mendelssohn: Aydınlanmak Ne Demektir?

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Matematik Ve Felsefe

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

EFD / JFL Edebiyat Fakültesi Dergisi/ Journal of Faculty of Letters Cilt/Volume 31 Sayı/Number 2 (Aralık/December 2014)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

ONUR BİLGE KULA. ISTANBUL BİLGİ ÜNİVERStfESI YAYINLARI

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Sanat eseri, temelinde uygulama olan ve gözle görülür olarak ortaya çıkan olgulardır. Daha geniş bir çerçeveden sanat toplumsal,

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

Sanatsal Güzel, Estetik Yargı ve Toplumsal Geçerlilik Mersin Üniversitesi, Mart 2011

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

Not. Aşağıdaki Kant la ilgili notlar Taylan Altuğ un Kant Estetiği (Payel Yayınları, 1989) başlıklı çalışması kullanılarak oluşturulmuştur.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM FELSEFENİN AMAÇLARI VE DEĞERLERİ 7

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Estetik (MTT194) Ders Detayları

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE DOKTORA PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kültür, Çok-kültür ve Ara-kültür

RESİM İŞ EĞİTİMİ haftalık ders sayısı 1, yıllık toplam 37 ders saati

FELSEFE + SANAT => SANAT FELSEFESI

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

Çağdaş Mimarlık Akımları (MMR 322) Ders Detayları

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Yakın Çağ da Hukuk. Jeremy Bentham bu dönemde doğal hukuk için "hayal gücünün ürünü" tanımını yapmıştır.

Yrd.Doç.Dr. BERFİN KART

İ ÇİNDEKİ LER 1. BÖLÜM

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

GROVE ART ONLINE GAZİ ÜNİVERSİTESİ MERKEZ KÜTÜPHANESİ

BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN GEORG JELLİNEK İN HAK VE DEVLET KURAMI

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

Sizin Fikriniz Sizin Projeniz

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE. Doç. Dr. Mutlu ERBAY

GÜZELLİK SEVDİRİR - SEVİLEN GÜZELDİR Mustafa Alagöz

FARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,

Üstün Zeka Kuramları. Renzuli-Gardner-Tannenbaum

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSİ (5 VE 6. SINIFLAR) Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

PATOLOJİ UZMANININ ETİK SORUMLULUKLARI ve YÜKÜMLÜLÜKLERİ

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI DERSİN TANIMI VE UYGULAMASI

Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94.

BİLGİ SİSTEMLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

III.Yarıyıl III RES 599 Yüksek Lisans Tezi Toplam

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

SOSYOLOJİK SORU SORMA VE YANITLAMA

DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE. 1 Dersin Adı: Kurumlar Sosyolojisi. 2 Dersin Kodu: SSY Dersin Türü: Zorunlu. 4 Dersin Seviyesi: Lisans

BESİM F. DELLALOĞLU 1965 te İstanbul da doğdu te Galatasaray Lisesi ni, 1990 da Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler

Yrd.Doç.Dr. CENGİZ İSKENDER ÖZKAN

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

Edebiyat Terimleri ve Akımları (ELIT 103) Ders Detayları

Yaratıcı Metin Yazarlığı (SGT 332) Ders Detayları

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

Müze eğitiminin amaçları nelerdir?

Modern Edebi Teori ve Eleştiri (ELIT 404) Ders Detayları

Kitap A dı Yayınevi. Wilhelm von Humbold Batı Düşüncesi İSAM Yayınları Husserl Say Yayınları Yayın Yılı Ahmet Cevizci

Endüstri Grafiği Tasarımı (SGT 324) Ders Detayları

Transkript:

EFD / JFL Edebiyat Fakültesi Dergisi / Journal of Faculty of Letters Cilt/Volume 26 Sayı/Number 1 (Haziran/June 2009) Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı ve Romantik Yazın Kuramı Hegel s First Systematic Program of German Idealism and Romantic Literary Theory Onur Bilge KULA * Öz Bu yazıda irdelenen Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı (1796 veya 1797) adlı yazısı, hem Hegel estetiğinin tarihsel-düşünsel evrimi, hem de romantik edebiyat akımının gelişimi bakımından önemlidir. Sözü edilen yazı, Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Friedrich Hölderlin, Friedrich Schlegel ve Friedrich Schelling arasında gelişen yoğun etkileşim sürecinde ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, bu yazının asıl yazarının kim olduğu konusu hala tartışmalıdır. Hegel, Hölderlin ve Schelling, anılan yazıyı sahiplenerek, toplu yapıtlarında yayımlamışlardır. Bununla birlikte, yazının Hegel e aidiyeti hakkında daha yaygın bir uzlaşı vardır.dizge Programı na göre, aklın en yüksek idesi, estetik/güzellik idesidir. Estetik ide bütün insanları birleştirebilir. Filozof, yazıncı kadar estetik duyarlılık taşımalıdır; çünkü, tinin felsefesi, estetik bir felsefedir. Estetik duyarlılık olmaksızın, düşünsel derinlik söz konusu olamaz. Tümel bir sanat olan edebiyat, diğer sanatlara göre, daha üstün bir değer taşır ve onları kapsar. Aydınların geniş halk kesimleriyle buluşabilmesi için ve halkın felsefi idelere ilgi duyması için, din ve mitoloji estetikleştirilmelidir ve akılcılaştırılmalıdır. Mitoloji felsefileşirken, felsefe de söylenleşmelidir. Aydınlanmışlar, halkı hor-görme, halk da yetkelerden/otoritelerden korkma alışkanlığını bırakmalıdır. Böylece, Aydınlanma nın ülküsü olan insanların genel eşitliği gerçekleştirilebilir. Anahtar Sözcükler: Hegel estetiği, Alman idealizmi, romantik akım, aydınlanma Abstract Hegel s First Systematic Program of German Idealism (1796 or 1797), which is the subject of this study, is important regarding both the historical and spiritual evolution and the development of the Romantic movement. The mentioned script is the result of a vivid interaction between Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Friedrich Hölderlin, Friedrich Schlegel and Friedrich Schelling. For this reason it is still under discussion who might be the actual author. Although Hegel, Hölderlin as well as Schelling claimed the authorship of the script * Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü, obkula@hacettepe.edu.tr 2009, Hacettepe University Faculty of Letters, All Rights Reserved 135

Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı ve Romantik Yazın Kuramı and published it in their complete works, there is a consensus that Hegel is the actual author. According to this Systematic Program, the highest idea is the idea of aesthetic beauty. The idea of the aesthetic can unite all mankind. Therefore the philosopher ought to be aesthetically sensitive on the level of the artist, since the philosophy of the spirit is an aesthetic philosophy. Literature, which is a universal form of art, has a higher standing than the other arts and includes them. In order to connect philosophy with the people and to vouchsafe the interest of the people in philosophy, religion and mythology have to be criticized and rationalized. While mythology ought to be philosophized, philosophy ought to become mythical. The enlightened parts of society ought to stop looking down upon the people, while the people have to stop fearing from authorities. Thus the ideal of the Enlightment concerning the general equality of mankind can become reality. Keywords: Hegel aesthetics, German idealism, Enlightenment, Romanticism Romantik akımın ortaya çıkmasıyla birlikte, Avrupa da edebiyat üzerine kuramsal düşünme ve irdelemeler, görülür ölçüde yoğunlaşmıştır. Aydınlanma deviniminin eleştirel değerlendirimine koşut olarak 1800 lü yılların hemen başında özellikle Almanya da düşün ve sanat yaşamında başatlaşan romantizm, felsefede ve edebiyatta canlı bir tartışma ortamı yaratır. Bu tartışma ortamında felsefe ve yazın ilişkisi yoğunlaşarak, karşılıklı etkileşime dönüşmüştür. Söz konusu etkileşim, kendisini en açık biçimde Alman idealizmi kapsamında geliştirilen ve dizge programı ya da dizge tasarımı olarak adlandırılan kuramsal bildirgelerde gösterir. Johann Gottfried Herder, Wilhelm ve Friedrich Schlegel Kardeşler, Hegel, Friedrich Schelling, Friedrich Hölderlin gibi kimi düşünür ve yazıncılar, felsefe-yazın ilişkisini ve etkileşimini kuramsallaştıran dizge programları geliştirirler. Söz konusu düşünür ve yazıncılar arasında yer alan Hegel, Schelling, Hölderlin ve hatta Schlegel Kardeşler oldukça yoğun bir işbirliği, ortak çalışma ya da en azından görüş alış verişi içinde felsefi ve yazınsal yaklaşımlarını tartışmaya açarlar. 18. yüzyılın sonu, 19. yüzyılın hemen başında Friedrich Hegel, Friedrich Schelling, Friedrich Schlegel ve Friedrich Hölderlin dörtlüsü, aralarında belli yaklaşım farkları olmakla birlikte, Aydınlanma nın kazanımlarını büyük ölçüde benimseyerek, yeni bir kuramsal yaklaşım geliştirmeye koyulurlar. Söz konusu yeni kuramsal yaklaşım, büyük ölçüde romantiğin düşünsel çıkış noktasını oluşturur. Dört Friedrich ler diye adlandırdığım bu düşünür ve yazıncılar, Aydınlanma nın ihmal ettiği bireysel öznelliğe ve metafizik öğelere de yer veren dizge programları geliştirir. Söz konusu dizge programları arasında düşünsel yoğunluğu nedeniyle özellikle biri öne çıkar. Öne çıkan bu program, Alman İdealizminin En eski Dizge Programı adını taşır. Anılan dizge programı, romantik yazın üretimini ve kuramını görülür ölçüde etkilediği gibi, kanımca, bugün bile güncelliğini koruyan öte-çağcıllık (post-modernizm) ile bağlantılandırılan modernite, modernizm, dinselleşme, ulusçuluk gibi kavramların felsefî-yazınsal kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle, söz konusu dizge programını ayrın- 136

Onur Bilge KULA tılı irdelemenin, Türkiye deki yazın-kuramsal ve felsefî tartışmayı boyutlandırabileceği kanısındayım. Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı 1 Etrafında Gelişen Tartışma Bu programatik yazının kim tarafından yazıldığı konusu belli bir süre tartışmalı kalmıştır. Bazı araştırmacılara göre, bu yazının içeriği asıl olarak Hölderlin tarafından belirlenmiştir. Hegel, Hölderlin in geliştirdiği düşünceleri, kendi eliyle yazıya dökmüştür. Bazı araştırmacılara göreyse, söz konusu yazı, Hegel, Friedrich Wilhelm Joseph Schelling ve Friedrich Hölderlin üçlüsü tarafından birlikte geliştirilmiş ve yazılmıştır. Söz konusu yazının asıl yazarlığına ilişkin tartışma bir yana, Hegel, Schelling ve Hölderlin üçlüsü arasında, özellikle de Hegel ve Hölderlin arasında dikkate değer bir ilişki ve etkileşim olduğu bilinmektedir. Hölderlin in Hegel e Sevgili Kardeşim diye hitap ettiği (10 Temmuz 1794, 26 Ocak 1795, 25 Kasım 1795 ve 4 Haziran 1799) mektupları, söz konusu yoğun düşünsel iletişim ve etkileşimi kanıtlamaktadır. Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı adlı yazısı, düşünsel derinliği ve yarattığı geniş etkiden dolayı, aynı zamanda felsefede ve yazında Alman romantizminin en eski dizge programı ya da romantiğin bildirgesi olarak da adlandırılabilir. Alman idealizmi anlatımı, büyük ölçüde Kant felsefesini içerir ve 1790-1830 yılları arasına denk düşen zaman dilimini kapsar. Alman idealizmi, yazın ile çok-yönlü ve çok-katmanlı bir etkileşim içinde olmuştur. Bu çok-katmanlı ve derin ilişki, edebiyatın felsefileşmesine ve felsefenin yazınsallaşmasına ortam hazırlamıştır. Hegel in Erken Dönem Yazıları arasında yer alan ve 1796 ya da 1797 de yazıldığı varsayılan Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı adlı yazısı toplam iki sayfadır. Alman İdealizminin Dizge Programı, Hegel estetiğinin, özellikle de Hegel in yazın kuramına yaklaşımının ve romantik yazın ve felsefe akımının özünün belirginleştirilebilmesi ve kavranabilmesi bakımından ilginç görüşler ve önermeler içermektedir. Dolayısıyla, Hegel in Dizge Programı nın içerik bakımından irdelenmesi, Hegel estetiği ve yazın kuramına ilgi duyan Türk yazın çevrelerinin işine de yarayabilir. Dizge Programı nın yazın ile ilgili bölümünün Türkçe çevirisi şöyle: Sözcüğün en üst Platon cu anlamıyla, herkesi birleştiren ide, güzellik idesidir. Kendi içinde her türlü ideyi kapsayan aklın en üst eyleminin, estetik eylem olduğu ve salt hakikat ve iyiliğin güzellik içinde kardeşleştikleri kanısındayım. Filozof, yazıncı/şair 1 Söz konusu yazı, ayrıca şu kaynaklarda Hegel in dışında, Hölderlin ve Hölderlin/Schelling tarafından yazılmış olarak gösterilmektedir. bak.: Friedrich HÖLDERLIN: Werke/Briefe/Dokumente ; (içinde); Winkler Verlag, München, 1969. s. 556-558 ve Friedrich HÖLDERLIN/Friedrich SCHELLING: Das aelteste Systemprogramm des deutschen Idealismus ; (içinde); Hans-Egon HASS: Strum und Drang/Klassik/Romantik II ; C. H. Beck, München, 1966, s. 1654-1656 Bu irdeleme kapsamında Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı adlı yazının kim tarafından yazıldığı tartışmasına girmeyi gerekli görmedim. Ancak yazı, yukarıda kimliği belirtilen Hegel in toplu yapıtlarının birinci cildinde yer aldığından, Hegel in yazarlığını temel aldım. 137

Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı ve Romantik Yazın Kuramı kadar estetik duyarlılık taşımalıdır. Estetik duyarlılığı olmayan insanlar, bizim sözde filozoflarımızdır. Tinin felsefesi, estetik bir felsefedir. Estetik duyarlılık olmaksızın, düşünsel derinlik olmaz. Böylece yazın, daha üst bir saygınlık kazanmaktadır; yazın/şiir, ilk başta neydiyse, sonunda da o olacaktır: İnsanlığın öğretmeni. Çünkü artık, felsefe, tarih yoktur; yazın sanatı, bütün diğer bilimlerden ve sanatlardan daha fazla yaşayacaktır. Aynı zamanda sıkça büyük (halk) yığınlarının duyusal bir dine sahip olması gerektiğini işitiyoruz. Salt büyük yığınlar değil, filozoflar da duyusal bir dini gereksinmektedir. Gereksindiğimiz şey, aklın ve yüreğin tek-tanrıcılığı ve imgelem gücünün ve sanatın çoktanrıcılığıdır. İlkin burada, bildiğim kadar, henüz hiç kimsenin aklına gelmeyen bir ideden söz edeceğim: Yeni bir mitolojiye sahip olmak zorundayız. Ancak bu mitoloji, idelerin hizmetinde olmalıdır; bu mitoloji, aklın mitolojisi olmak zorundadır. İdeleri estetikleştirmediğimiz, diyesi, onları söylenleştirmediğimiz (mitleştirmediğimiz) sürece, halk, idelere ilgi duymaz. Bunun tersi de doğrudur, mitoloji akılcılaş(tırıl)madığı sürece, filozof, mitolojiden utanmak zorundadır. Bu yüzden, artık aydınlanmışlar ve aydınlanmamışlar birbirlerine ellerini uzatmak zorundadır. Mitoloji, felsefileşmek, halk da akılcılaşmak; felsefe de filozofları duyarlılaştırmak için, söylenleşmek/mitolojileşmek zorundadır. Ancak böyle olduğu takdirde, aramızda ebedi birlik egemenleşir. Hor-gören bakış, halkın bilgeler/filozoflar ve keşişler önünde korkudan titremesi artık hiçbir zaman olmayacaktır. Ancak bundan sonra bütün güçlerin, hem tekil kişilerin, hem de bütün bireylerin her bakımdan eşit gelişmesini bekleyebiliriz. Artık hiçbir güç, baskı altına alınmayacaktır. Ancak bundan sonra ruhların genel özgürlüğü ve eşitliği yerleşir. Gökyüzünden gönderilen daha yüksek bir ruh, bu yeni dini bizim aramızda yaymalıdır. Bu yeni din, insanlığın en son ve en büyük yapıtı olacaktır. Alman İdealizminin ve Romantizminin Anahtar Metni Olan Dizge Programı Nasıl Yorumlanabilir? Hegel, estetik, dolayısıyla da yazın estetiği bakımından şu önemli belirlemeyi yapar: Sözcüğün Platon cu anlamıyla herkesi birleştiren ide, güzelin idesidir. Bir başka anlatımla, birleştirici ide, güzele ilişkin idedir. Aklın her türlü ideyi kapsadığı en yüksek eylemi, estetik eylemdir ve hakikat ve iyilik, güzellikte kardeşleşmişlerdir. Bu bağlamda Hegel estetiğinin ya da sanat felsefesinin odak noktalarından birinin ülkü (ideal) ve ide kavram çifti olduğunu vurgulamak gerekir. Hegel in estetik öğretisi uyarınca, ülkü ya da ideal, akıl idesinin gerçekleş(tir)imidir. Kant, güzelliği en geniş anlamıyla, ahlaksallığın simgesi olarak, bir başka anlatımla, insan özgürlüğünün görülürleşmesi olarak nitelendirir. 2 Hegel, Kant ı biraz daha geliştirerek, akıl idesini tarihsel etkinliği içinde güzellik olarak belirler. Ülkü yü, akıl 2 Kant estetiğine ilişkin ayrıntılı bilgi için: Onur Bilge KULA: Kant Estetiği ve Yazın Kuramı, Doruk Yayınları, İstanbul, 2008. 138

Onur Bilge KULA idesinin gerçekleştirimi olarak gören Hegel, bu belirlemesiyle, ülkü kavramını var-olan geçekliği değiştirmeye yönelik eylem ile bağlantılandırır. Düşünür, böylece felsefeye akıl idesinin gerçekleştirimi görevini, yazına da akıl idesinin gerçekleştirimi eylemini yazınsallaştırma ya da anlatılaştırma yükümlülüğünü yükler. Böylece, felsefe ve yazın, eylem kılavuzuna dönüşür. Filozof ile yazıncı arasındaki benzerlik, Hegel açısından yadsınamaz bir açıklıktadır. Düşünüre göre, filozof, en az şair/yazıncı kadar estetik güce sahip olmalıdır. Estetik duyarlılığı olmayanlar ancak sözde filozof olabilirler. Tinin felsefesi, estetik bir felsefedir. Estetik duyarlılık olmaksızın, düşünsel derinlik olamaz. Bu saptamalar, Hegel felsefesinin tözsel özünü ortaya koymaktadır. Hegel felsefesi, asıl olarak estetik felsefesidir. Tinin felsefesinin estetik bir felsefe olması nedeniyle, yazın, daha yüksek bir saygınlık kazanmaktadır. Bütün türleriyle birlikte yazın, başta olduğu gibi, sonda da halkın öğretmeni olacaktır. Artık, hiçbir felsefe ve hiçbir tarih yoktur. Kapsayıcı bir etkinlik ve felsefe olarak sadece yazın/anlatı sanatı vardır. Bu yüzden yazın, bütün bilimlerden daha fazla yaşayacaktır. Yazın kavramını nitelendiren bu belirleyimler, yazına bütün bilimlerden ve diğer sanat dallarından daha üst bir değer ve konum kazandırmaktadır. Bu yaklaşım, Alman romantik yazın kuramının en belirgin yönlerinden biridir. Romantiklerin tümel sanat yapıtı kavramı da bu kuramsal yaklaşımın ürünüdür. Hegel, sanat ya da estetik tasarımını, erken dönem romantizm, özellikle Friedrich Schlegel (1772-1829) ve doğal olarak Aydınlanma ülküsü bağlamında biçimlendirir. Aydınlanma nın sanat, insanı ve toplumu aydınlatmalıdır savı, Dizge Programı nda, yazın/şiir, her zaman halkın öğretmeni olacaktır! saptamasında somutlaşır. Böylece, biraz da romantik yazın anlayışına ters olarak, sanata ve yazına insanı sürekli olarak yetkinleştirme ve geliştirme görevi yüklenmektedir. Bu tutum, akılsal amaçlılık olarak kavramlaştırılmış ve yerleşmiştir. Ayrıca, büyük yığınların duyusal bir dine sahip olmaları gerektiği söyleminin yaygınlaştığını belirten Hegel e göre, salt büyük halk yığınları değil, filozof da duyusal bir dini gereksinmektedir. Gereksinilen duyusal din, aklın ve kalbin tek-tanrıcılığı, imgelem gücünün çok-tanrıcılığı ve sanattır. Bu duyusal din tanımı, özü gereği, tekil ve kural koyucu bir din olamaz. Nitekim, imgelem gücünün çok-tanrıcılığı kavramı da dinin sanata kural koyamayacağı düşüncesini pekiştirmek için kullanılmıştır. Görüleceği gibi, Hegel için söz konusu olan genel bir görüngü olarak dinin birey ve toplum yaşamında başatlaşması değil, aklın ve kalbin tek-tanrıcılığı, imgelem gücünün çok-tanrıcılığı ve sanat anlamında duyusal bir din anlayışının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır. Hegel, Schelling ve Hölderlin üçlüsünün, hem tekil olarak, hem de birlikte din ve din eleştirisi üzerinde çalıştığı bilinmektedir. Özellikle Fransız Devrimi nden sonra akıl ve özgürlük kavramlarının tarihsel olarak nasıl gerçekleşebileceği sorunu öne çıkmaya başlamıştır. Sanatın tarihsel işlevi de bu kapsamda değerlendirilir. Bu belirleme uyarınca, 139

Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı ve Romantik Yazın Kuramı Hegel, sanatı, dolayısıyla da yazını, din düzeyine yükseltmektedir. Sanat ve yazını, din ile eşdeğer tutmakta, hatta dinin estetikleştirilmesi gereğini vurgulamaktadır. Hegel, yepyeni bir ide diye nitelendirdiği şu saptamayı ekler: Yeni bir mitolojiye sahip olmak zorundayız. Ancak bu mitoloji, idelerin hizmetinde olmak zorundadır. Ayrıca, bu mitoloji, aklın mitolojisine dönüşmek zorundadır. Bu bağlamda her hangi bir yanlış anlamayı önlemek için, hemen belirtmek gerekir: Hegel, akıl idelerinin estetikleştirimi ya da estetikleştirilerek aktarımı ile söylenleştirme/ mitolojileştirme kavramlarını eş-anlamlı kullanır. Romantizmin özelliklerinden biri olan kendi geçmişine yöneliş kapsamında mitoloji kavramı da değer kazanmıştır. Sanat tarafından estetikleştirilen akıl ideleri, Hegel e, dolayısıyla da Hölderlin, Schelling ve Schlegel e göre, aynı zamanda din tarafından da mitolojik/söylensel olarak dünyayı ve insanı yorumlama ve anlamlandırma sürecinde edimselleştirilmelidir, bir başka deyişle, somutlaştırılmalıdır. Aklın mitolojisi, dünyayı ve insanı yorumlama ve anlamlandırmanın her yönden yetkinleşmesine ve kavranılabilirleştirilmesine katkı yapmalıdır. Böylece, akıl ideleri arasında yer alan bireyin özgürleşmesi ve özerkleşimi gibi kavramlar da toplumsal bilincin ve istencin bir parçası durumuna gelebilir. Görüleceği gibi, Hegel, sanat kuramı bağlamında somut bir din eleştirisini geliştirmeye uğraşır. Düşünür, bu bağlamda şu önermelerin altını çizer: İdeleri estetikleştirmediğimiz, diyesi, mitselleştirmediğimiz sürece, halk idelere ilgi duymaz. Ayrıca, mitoloji, akılcılaştırılmadığı sürece, filozof mitolojiden utanmalıdır. Bu belirleyime göre, halkın idelere ilgi duymasını sağlamak için, onun kavrayış yeterliliğinin tarihsel arka alanını oluşturan mitolojiyi, halkın geçmişinin ve günlük yaşamının gizemli yönlerini estetikleştirmek gerekir. Hegel in din eleştirisi, ideler estetikleştirilmediği, diyesi söylenleştirilmediği/mitselleştirilmediği sürece, halk söz konusu idelere ilgi duymaz söyleminde somut, dolayısıyla da kavranabilir olarak açığa çıkmaktadır. Bu bağlamda Aydınlanma ülküsünü geliştirerek sürdürmekle yükümlü olan filozofun görevi de akıl idelerinin somutlaştırımının ve kavranabilirleştirilmesinin aracı olan mitolojiyi akılcılaştırmaktır. Sanatın belirlenimi ve ülküsüyse, akıl idelerini yaşama geçirerek, somut gerçekliği değiştirmektir. Sanatın ve ülkünün tarihsel belirlenimi de burada yatmaktadır. Hegel, yukarıdaki saptamasından romantik kuramcılarca ve yazıncılarca da paylaşılan şu çıkarımı yapar. Artık aydınlanmışlar ve aydınlanmamışlar, birbirlerine ellerini uzatmalıdır. Hegel, aydınlanmışlar anlatımıyla hem Aydınlanma filozoflarını, hem de bu felsefeyi benimseyen ve yaşam tarzı durumuna getiren sade insanları; aydınlanmamışlar anlatımıyla da hem çeşitli gerekçelerle Aydınlanma ya karşı direnen seçkinleri, hem de Aydınlanma nın ilkeleri ve erekleri dışında yaşamlarını sürdüren geniş halk kitlelerini dile getirir. 140

Onur Bilge KULA Yeniden Dizge Programı na dönelim. Hegel in saptamasıyla, mitoloji, felsefileşmek, halk de akılcılaşmak zorundadır. Felsefeye gelince: Felsefecileri duyarlılaştırmak için, felsefe, söylenleşmek/mitleşmek zorundadır. Ancak sayılan bu iki koşul gerçekleştirdiğinde, toplumsal ve bireysel düzlemde ebedi birlik egemenleşebilir. Bu saptamalardan da anlaşılacağı üzere, Hegel, halkı kazanmak uğruna popülizm ya da halk yardakçılığı yapmaya kalkışmamaktadır. Halk ile bütünleşmenin yolu olarak mitolojinin, diyesi, halkın kolektif bilincinin akılcılaşmasını, aydınlanmacı söyleyişle, halkın kendi kendini aydınlatması koşulunu koymaktadır. Bütün bunlar gerçekleştikten sonra, Hegel in deyişiyle, artık hiçbir zaman aşağılayan bakış da, hiçbir zaman halkın bilgelerinin ve rahiplerinin önünde kör titremesi de olmamalıdır. Bir başka ve yalın bir anlatımla, artık aydınlanmışlar, halkı aşağılamayacak, halk da aydınlanmışların önünde korkudan titremeyecektir. Ancak böyle bir tutum yerleştikten sonra, bütün güçlerin, hem tekil insanın, hem de bütün bireylerin eşit gelişimi beklenebilir. Bundan böyle hiçbir güç, baskı altına alınmayacaktır. Ancak bundan sonra bütün ruhların genel özgürlüğü ve eşitliği başatlaşmaktadır. Hegel in nitelemesiyle, gökyüzünden gönderilen daha yüksek bir ruh, bu yeni dini kurumsallaştırmak zorundadır. Bu yeni din, insanlığın son en büyük yapıtı olacaktır. Bu açımlamalardan şöyle bir sav türetmek olanaklıdır: Hegel in anılan programatik yazısı, genel bir bakışla, aynı zamanda felsefe ve yazın bağlamında bir romantik bildirge, bir başka deyişle, bir romantizm bildirgesi olarak da nitelendirilebilir. Romantizm ile hala sürmekte olan modernizm ve post-modernizm tartışmalarına ufuk açıcı bir yaklaşım geliştirebilmek için, romantizmin ana savlarıyla Hegel in Dizge Programı ında dizgeleştirdiği düşüncelerini karşılaştırmak yararlı olabilir. Hegel in Dizge Programı nda geliştirdiği temel önermeleri ana-başlıklar olarak şöyle sıralanabilir: 1. Her türlü güç ve erk kaynağı olan kurum ve yapı, insanlık tarihinin gelişim sürecinde yaratılan insan ürünü dür. Bunlar, insan ürünü olmakla birlikte, insanın düşünsel gelişimini etkiler. Dolayısıyla, dış koşulların olumsuz etkilerinin eleştirisi, güncel söyleyişle, erk eleştirisi, özgürlük idesinin gelişmesi bakımından önemlidir. 2. Entelektüel dünya, diyesi, düşünürler ya da yazıncılar vb. özgürlüğü, Tanrı yı (dini) ve ölümsüzlüğü ya da kalıcılığı önce kendi içinde aramalıdır. 3. Birleştirici ide, güzellik idesidir. Bütün ideleri kapsayan aklın en yüksek eylemi, estetik eylemdir. Hakikat ve iyilik, güzellik içinde bireşimlenir. 4. Filozoflar da şair ya da yazıncıların taşıdığı, aynı estetik gücü ya da yeterliliği taşımalıdır. Tinin felsefesi, estetik bir felsefedir. Estetik duyarlılık, düşünsel derinliğin güvencesidir. 5. Mitoloji felsefileşmek, halk da akılcılaşmak zorundadır. Ancak, halk aşağılanmamalıdır. Aydınlanmışlar, halka açılmalı, halkı düşünsel tartışmaya katmalıdır. Böylece, 141

Hegel in Alman İdealizminin En Eski Dizge Programı ve Romantik Yazın Kuramı aydınlanmışlar ile aydınlanmamışlar, diyesi, halk bütünleşebilir ve ebedi birlik kurulabilir. 6. Bütün bireyler, eşit gelişim olanağına kavuşturulmalıdır. Hiç kimse baskı altına alınmamalıdır; genel özgürlük ve eşitlik ilkesi gerçekleştirilmelidir. İnsanlığın en son ve en üst yapıtı olan yeni bir din kurulmalıdır. Hegel, yukarıda irdelemeye çalıştığım Dizge Programı nda dile getirdiği düşünceleri toplam üç ciltten oluşan kapsamlı yapıtı Estetik Üzerine Dersler de her bakımdan dizgeleştirir. Söz konusu düşünsel sürekliliği örneklendirebilmek amacıyla, bir bölümü ele almak yararlı olabilir. Hegel Dizge Programı ndan yaklaşık 25 yıl sonra Estetik üzerine Dersler II 3 adlı yapıtında romantik sanat biçiminin çözünümü hakkında şu görüşleri dizgeleştirmiştir Romantik Sanat Biçiminin Çözü(nü)mü Klasik sanat ülküsünün çözünümü sonucunda ortaya çıkan romantik öğe, Hegel in belirlemesiyle, klasik sanatın bu çözünümünü iyice belirginleştirir. Romantik öğenin çözünümünde öncelikle sanatsal etkinliğin ele aldığı ve biçimlendirdiği malzemenin dışsallığı ve rastlantısallığı söz konusu edilir. Klasiğin plastik ile ilgili anlayışında öznel içsellik, dışsal ile öyle ilişkilenir ki, dışsal, içselin figürünü/biçimini özgür bırakır. İçselin kendi içine çekildiği romantikte ise, dış dünyanın bütün içeriği, kendi özgülüğü ve tikelliğine uygun olarak var-etme özgürlüğü kazanır. Buna karşın, gönlün öznel içselliği anlatının özsel öğesi durumuna geldiği takdirde, gönlün yavaşa yavaş alıştığı dış gerçekliğin ve tinsel dünyanın belli içeriği aynı rastlantısallık özelliğini taşır. Bu yüzden, romantik içsel(lik), kendisini binlerce konumda, koşulda, ilişkide, karışıklıkta ve çatışmada, doyumda, kısacası her durumda gösterir ; çünkü, aranan şey, nesnel, kendi başına ve kendisi için geçerli olan bir içerik değil, romantik içselin kendi öznel biçimlendirimidir; gönlün dışa-vuruş ve algılayış biçimidir. Dolayısıyla, romantik sanat tarzının anlatılarında/betimlemelerinde bütün yaşam alanlarının, görüngülerin, en büyük olanın, en küçük olanın, en değerli ve en değersiz olanın, töresel olanın, töre-dışı ve kötü olanın, diyesi, her şeyin yeri vardır. Bu tarzda sanat dünyasallaştığı ölçüde dünyanın sonluluklarına yerleşir; bu sonlulukları hoşlanır; onlara eksiksiz geçerlilik sağlar. Sanatçı bu dünyasal sonlulukları olduğu gibi betimlediğinde kendisini iyi hisseder. Örneğin, Shakespear in yapıtlarında benzer durumlar söz konusudur; çünkü bu yapıtlarda eylemler, bitimlilik bütünlüğü içinde gerçekleşir; rastlantısallıklar çevresine girerek, tekilleşir ve dağılır. En değerli bölgelerin ve en önemli ilgilerin yanı sıra, en önemsiz şeyler, kısacası, bütün durumlar geçerlilik taşır. 3 G. W. Friedrich HEGEL: Vorlesungen Über Die Aestetik II ; (Suhrkamp, Frankufurt am Main, 1980). Sözünü ettiğim bölüm, anılan kaynağın 220-223. sayfaları arasında yer alan Die Auflösung der romantischen Kunstform adlı bölümdür. 142

Onur Bilge KULA Hegel in bu belirlemeleri, Schlegel Kardeşler, Schelling, Hölderlin, Novalis, Jean Paul gibi romantik kuramcı ve yazarların savlarıyla büyük benzerlik taşımaktadır. Ayrıca, bu saptamalar, İsaiah Berlin in Romantikliğin Kökleri (YKY, İstanbul, 2007) adlı yapıtında romantiğin temel özellikleri olarak öne sürdüğü konular ve görüşlerle büyük ölçüde koşutluk göstermektedir. Hegel e göre, kısmen kendi içinde bir ağırlığı olan içeriği oluşturan, kısmen de özerk olarak anlatıya dönüşen şeylerin/durumların bu rastlantısallığı içinde romantik sanatın dağılması/ayrışması belirginleşir. Bir yanda ülkü açısından nesnel gerçeklik, kendisini düz-yazısal (prozaik) nesnellik olarak gösterir. Bir başka anlatımla, tanrısalı ve töreseli içeren alışılmış günlük yaşamın içeriği, kendi tözü içinde değil, değişebilirliği ve bitimli geçiciliği içinde kavranır. Öbür yanda, duyumsama ve görüşüyle, esprisinin gücüyle bütün gerçekliğin ustası durumuna yükselmeyi bilen öznellik, hiçbir şeyi alışılmış bütünlüğü ve geçerliliği içinde bırakmaz. Öznellik, bu alana giren her şeyi öznel düşüncenin, keyfin ve bilgeliğin/dâhiliğin kendisine verdiği biçim/figür ve konum ile duyumsama ve görü için çözünümlenebilir olmalarıyla doyum duyar. Bu bağlamda, Hegel in kanısınca, birincisi, betimleme tarzı, alışılmış şimdiyi/anı ve dışsal gerçekliği betimleme tarzına yaklaşan çeşitli sanat yapıtlarının ilkesinden söz etmek gerekir. Söz konusu ilke, genellikle doğaya öykünme olarak adlandırılabilir. İkincisi, modern sanatta büyük bir rol oynayan ve birçok şairin yapıtlarının temel tipini oluşturan öznel mizah söz konusudur. Üçüncüsü, modern zamanda sanatın kendisinden yola çıkarak etkinleşmek yeterliliği kazandığı konum söz konusu edilmelidir. Yukarıdaki açıklamalar, Dizge Programı ile romantik sanatın çözünümü arasındaki diyalektik ilişkiyi ortaya koymaktadır. Dizge Programı, romantik sanat tarzının düşünsel kökünü oluşturmaktadır. Romantik sanat tarzı, Dizge Programı nda dile getirilen erken dönem romantik birikimin, düşünsel ve estetik bakımdan yetkinleştirilmesi ve felsefi bir kurama dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan en üst sanat biçimidir. Kaynakça Hegel, G. W. F. (1983). Das älteste Systemprogramm des deutschen Idealismus: Frühe Schriften- Erken dönem yazıları; Band I, s. 234-235. Frankfurt am Main: Suhrkamp Verlag. 143