Kriz sistemin ürünüdür, faturas n sömürenler ödesin!



Benzer belgeler
İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Yeniflemeyen Zarlar B:

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Ard fl k Say lar n Toplam

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

Kuruluşumuz. Ocak 2011

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uluslararas Bilimsel Çal flma S n rlar n Geniflletiyor

STRATEJ K V ZYON BELGES

TOPLUMSAL ETK NL KLER

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

İŞ CİNAYETLERİNE KARŞI MÜCADELE GÜNÜ

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TMS 19 ÇALIfiANLARA SA LANAN FAYDALAR. Yrd. Doç. Dr. Volkan DEM R Galatasaray Üniversitesi Muhasebe-Finansman Anabilim Dal Ö retim Üyesi

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Cumhuriyet Halk Partisi

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

skandinav mesleki güvenlik ortam anketi

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

AR& GE BÜLTEN. Enflasyonla Mücadelede En Zorlu Süreç Başlıyor

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

YÖNET M KURULU RAPORU

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Araştırma Notu 15/177

DÖVİZ. Döviz Kurları / Pariteler DÖVİZ PİYASASI GÖRÜNÜMÜ VERİ GÜNDEMİ. Ekonomik Notlar Makro Görünüm Teknik Görünüm

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri Seri İlanlar Firma Rehberi. Güncel Ekonomi Siyaset Spor Dünya Sağlık Teknoloji Magazin Bölgesel Avrupa Eğlence

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

umhurbaflkan iken, Kendi ste iyle Kimya Ö rencisi Oldu

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif


Àëìàçáåê Àòàìáàåâ: "Ãåíïðîêóðàòóðà áîðåòñÿ ñ êîððóïöèåé, ðàçðóøàþùåé ãîñóäàðñòâî"

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim

BASINDA TEKS F. TÜRK YE TEKST L, ÖRME VE G Y M SANAY fiç LER SEND KASI ve TEKST L SEKTÖRÜ ( )

55 Atatürk ün. Son Y llar. Atatürk ün Dünyas Cengiz Önal

B ilindi i üzere; Gelir Vergisi Kanunu na 4444 say l Kanun la1 eklenen Geçici

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

29 Ekim coflkusu Ekim Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek

01/01/ /09/2009 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

ÖNSÖZ Bu kitap, muhtelif dinlere mensup baz insanlar n, slam dini hakk ndaki eksik ve yanl fl düflünceleri nedeniyle kaleme al nm flt r. Muhtelif zama

Çocuklar için sa l kl bir dünya

Araştırma Notu 11/113

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

1/3 Nerde ya da Kaos a Girifl

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

MKB'de fllem Gören Anonim fiirketlerin Kendi Paylar n Sat n Almalar Hakk nda Sermaye Piyasas Kurulu Düzenlemesi Hakk nda

PARASAL GÖSTERGELER KRED LER N DA ILIMI* (B N TL.)

Transkript:

Kriz sistemin ürünüdür, faturas n sömürenler ödesin! Baflbakan Ecevit in Cumhurbaflkan Sezer ile yaflanan sürtüflmeyi bas na aç klamas krizi tetikledi. Dergimizin 14. say s n n yay nlanmas ndan sonraki dönemde Kuzey Kürdistan-Türkiye de gündemi belirleyen esas sorun Türk hakim s n flar n n ekonomik krizi oldu. 19 fiubat 2001 tarihinde yap lmas planlanan MGK toplant s, Cumhurbaflkan Sezer ile Baflbakan Ecevit aras ndaki sürtüflme nedeniyle; bafllamadan biten ve içerde ne konufluldu u toplant n n hemen ard ndan bizzat Baflbakan a z ndan aç klanan ilk MGK toplant s olarak tarihe geçti MGK toplant s n n bafllamadan bitmesinin ertesinde Baflbakan Ecevit in Cumhurbaflkan Sezer ile yaflanan sürtüflmeyi bas na aç klamas sonras nda borsada ve mali piyasalarda bir kriz meydana geldi. Borsa/mali kriz reel sektörde de yaflanan gerileme e ilimiyle birleflti ve TC, tarihinin en belirgin ve derin ekonomik krizlerinden birini yaflamaya bafllad. Parasal alanda Kas m 2000 de kendini aç kça gösteren kriz, siyasi nedenlerle ve suni müdahalelerle ancak fiubat a kadar geciktirilebildi. Sezer-Ece- STÊRKA BOLfiEWÎK 3 HEJMAR 15 GÛLAN 2001

KR Zº vit sürtüflmesi, zaten kap ya dayanan krizin patlamas için sadece barda tafl ran son damla rolünü oynad. Mali kriz, 20 fiubat ta döviz stoklar iyice eriyen Merkez Bankas n n, döviz taleplerini karfl lamayaca n aç klamas, kamu bankalar n n da yükümlülüklerini yerine getirecek kadar TL stokuna sahip olmamas, Merkez Bankas n n da bu bankalara servis yapmamas sonucu daha da derinleflti. Merkez Bankas n n döviz taleplerini karfl lam yoruz aç klamas, gerçekte sabit kur ve devlet garantisinin ortadan kalkt n n aç klamas idi. 20 fiubat akflam borsan n iki günlük de er kayb % 35 lere vard. ki günde Merkez Bankas ve di er bankalardan çekilen döviz miktar 7,5 milyar dolara vard. Repo gecelik faizi % 7500 e kadar ç kt. Hükümet, 19 fiubat ta sapma olmadan sürdürülece i sözünü verdi i ekonomik program n iflas n, 23 fiubat ta sabit kurdan vazgeçildi ini, kurlar n dalgalanmaya b rak ld n aç klayarak resmen ilan etti. Kas m 2000 de IMF nin talep etti i devalüasyon oran % 20 iken, 19 fiubat 2001 de patlak veren kriz sonras nda, kurlar n dalgalanmaya b rak lmas yla ad konmayan devalüasyon oran % 40 aflt. Kurlar n dalgalanmas yla k sa sürede dolar 660 binden 1.300.000 e f rlad ve krizin sakinleflmesi yle birlikte dolar kuru 1.150.000 düzeyinde tutulmaya çal fl ld. fiubat ay nda patlak veren bu krizle IMF markal bir ekonomik program daha fiyaskoyla sonuçland. Andaki hükümetin 2001 y l nda enflasyonu % 20 lere çekme amaçlar n n gerçekleflemeyece i, bizzat hükümet aç klamas ve yeni hedef ilan yla kabul edilmek zorunda kal nm flt r. çine düflülen krizden kurtulmak için baflvurulan kaynak yine uluslararas emperyalist sistemin önde gelen kurumlar oldu: IMF ve Dünya Bankas. IMF kendisinin dayatt ekonomik program n iflas n n nedenini Türk hükümetinin sözkonusu program gerekti i gibi uygulamamas olarak göstermeye, kendisini temize ç karmaya çal flt. TC ye dayat lacak yeni ekonomik program n IMF ve Dünya Bankas n n iste- i, emperyalist büyük güçlerin iste i do rultusunda uygulanmas için bir müfettifl arand ve bulundu: Kemal Dervifl! Kemal Dervifl in seçilmesinin bir nedeni Dervifl in emperyalistlerin memurlu unu yapmada baflar l oldu unu ispat etmifl olmas iken; di er nedeni de Türkiye de, emperyalistlerin program n uygulayacak kiflinin, siyasette y pranmam fl, kullan lmam fl olmas, di er bir deyimle Türkiye de flu ya da bu pisli e bulaflmam fl olmas d r. Kemal Dervifl, Dünya Bankas kinci Baflkanl görevinden, TC nin hazineden sorumlu, genelde ekonomiden sorumlu devlet bakanl na atand. Kuflkusuz bu atanma, Baflbakan Ecevit in Dervifl le daha önceki y llarda birlikte çal flm fl olmas, s k iliflkilere sahip olmalar ; Ecevit in Baflbakan s fat yla Dervifl i Ankara ya davet etmesi ve Dervifl in de iyi bir vatansever olarak Türkiye nin içinde bulundu u krizden ç kmas için çal flmay kabul etti i vb. hikayelerle kamuoyundan gizlenmeye çal fl ld, Dervifl kitlelere bir kurtar c olarak sunuldu. Ve bir Dervifl furyas bafllad! Bakanl k görevine atand ktan sonra Dervifl, ilk ifl olarak ABD ve Almanya y ziyaret etti, IMF ve Dünya Bankas yetkilileriyle yo un görüflmelerde bulundu. TBMM çal flmalar nda ve Türkiye de milletvekillerin, bakanlar n çal flma biçimlerinde al fl k olmad klar bir disiplin ve tempoyla iflini yürüten Dervifl, kitlelerin gözünde de bir kurtar c olarak görünmeye bafllad. Dervifl, Türkiye nin ekonomik krizden ç kmas için IMF ve Dünya Bankas ile s k iliflki içinde ve onlar n yönlendirmesiyle yo un çal flmalar sonras nda bir ekonomik program haz rlad. Sözkonusu program 14 Nisan 2001 tarihinde kamuoyuna aç kland. Dervifl in ekonomik program olarak da adland r - lan bu program, gerçekte IMF ve Dünya Bankas n n program d r. Emperyalistlerin ve Türkiye nin büyük burjuvazisinin aç k deste ini almas, bu program n gerçekte kimin ç karlar n temsil etti ini de göstermektedir. Dervifl in IMF ve Dünya Bankas yetkilileriyle görüflmelerinden sonra 15 günde 15 yasa diye dile getirilen ve Türkiye yi emperyalizme daha fazla ba ml k lan, emperyalistlerin daha rahat at oynatmalar n n yolunu açacak olan yasalar, hükümet içinde belli çeliflkilere, krizlere yol açsa da sonuçta tek tek yürürlü- e girmektedir. IMF-Dünya Bankas -Dervifl in ekonomik program gerçekte emperyalistlerin ç karlar n n savunuldu u program oldu u gibi, bu program ayn zamanda Türkiye de emperyalizme ba ml kapitalizmin geliflmesinin önündeki engellerin kald r lmas n n da program d r. Bu program, burjuvazi aç s ndan üstten s n f mücadelesinin sertlefltirilmesidir! flçilerin, emekçilerin bu program savunma, bu programa sahip ç kma diye bir tavr olamaz, olmamal d r! flçiler, emekçiler, hakim s n flar n biraz daha difli- STÊRKA BOLfiEWÎK 4 HEJMAR 15 GÛLAN 2001

nizi s k n, fedakârl k yap n, daha sonra hep birlikte düze ç kaca z vb. masallar na aldanmamal d r. Bu program n iflçiler, emekçiler aç s ndan gerçek anlam daha yo un sömürü, daha fazla yoksulluktur! Krizin patlamas yla sözkonusu program n aç kland - dönemde bile iflçilerin, emekçilerin yaflam standard % 35 civar nda kötüleflmifltir. flçilerin, emekçilerin sat n alma gücü, ücretleri de bu oranda düflmüfltür. Program n uygulanmaya bafllanmas yla iflçilerin, emekçilerin durumu daha da kötüleflecektir. En basitinde, 18 fiubat 2001 tarihinde bir iflçinin alabildi i iki ekmek bir ekme e düflecektir. Di er bir deyiflle açl k düzeyi bir kat daha artacakt r! Bu programa karfl direnmek, mücadele etmek en baflta iflçilerin ve tüm emekçilerin en do al hakk ve görevidir! Görev, krizlerin sömürücü kapitalist sistemin ayr lmaz yol arkadafllar oldu unu, krizsiz kapitalizmin olmayaca gerçe ini bilince ç kararak; Krizin yükünü biz tafl mak zorunda de iliz!, Krizin yükünü, krizden kazananlar, sömürücü s n flar tafl s n! diyerek krizin kayna olan sömürü sistemine karfl mücadeleyi yükseltmektir! Krizin yükünün iflçilerin, emekçilerin s rt na y k lmas na karfl, daha fazla yoksullaflmaya, iflsizli e, açl - a karfl mücadele, yaln zca krizin andaki sonuçlar - na karfl de il; iflçiler ve tüm emekçiler için yoksullu- un, iflsizli in, açl n kayna olan sömürü sistemini, kapitalizmi yerlebir etmek; krizin kayna n kurutmak; iflçilerin, emekçilerin kendi iktidarlar n kurmak, sosyalizmi kurmak için yürütülmelidir! Tüm detay tart flmalar n bir kenara b rakt m zda, andaki krizden ve onun sonuçlar ndan ç kar lacak en önemli ders: Bir bütün olarak kapitalist-emperyalist sistemi y kmaya yönelik isyan örgütlemek, onun için haz rlanmak ve örgütlenmektir! EKONOM K KR Z N S YASETE YANSIMASI Hakim s n flar aras nda hem dincilerle laikler aras nda, hem de liberallerle tutucular aras ndaki çeliflmeler giderek sertlefliyor. fieriata karfl olan egemen kanat, hem do rudan islami sermayeyi yok etmek, hem de siyasi islam n legal partileflmesini ortadan kald rmak, bunu beceremedi i yerde de bölmek-parçalamak için sald r yor. Mücadele tabii ki sadece bunlar aras nda olmuyor. Ayn zamanda genel olarak askeri yönetim istemeyenlerle ordu aras nda da mücadele sürüyor. Fakat bu mücadeleler, andaki ekonomik krizin patlamas ndan önce de vard. Bu ba lamda hakim s - n flar içindeki bu mücadeleler do rudan ekonomik krizin yans mas olan mücadeleler de ildir. 19 fiubat 2001 tarihinde bafllamadan biten MGK toplant s nda yaflanan Sezer-Ecevit sürtüflmesi sonras nda, hükümet taraf n n ve sivil bürokratlar n MGK toplant s n terketmesiyle; devletin tepesindeki en üst iki kurumun temsilcilerinin MGK toplant s nda bile yanyana olamayacaklar bir durumun yafland n ortaya koydu. Böylece Sezer-Ecevit sürtüflmesiyle hakim s n flar n bir siyasi kriz içinde olduklar da görüldü. Gerek Baflbakan Ecevit in ve hükümetin, gerekse de Cumhurbaflkan Sezer in istifalar n n gündeme gelebilece i bir durum yafland. Siyasi krizin daha da derinleflmesini engellemek için MGK Genel Sekreteri Orgeneral Asparuk müdahalede bulundu ve hükümete Hükümetten ayr lman z istemiyoruz! direktifini lütfen! iletti Orgeneral Cumhur Asparuk un direktifinin muhatab hükümet, Bakanlar Kurulu ad na yapt aç klamada Cumhurbaflkan Sezer i suçlayarak hükümetin iflbafl nda oldu unu kamuoyuna aç klad. Sezer-Ecevit sürtüflmesi sonucu gerçekleflmeyen MGK fiubat 2001 toplant s yine askeri yetkililerin müdahalesiyle 26 fiubat ta gerçekleflti. Sezer e bir hafta önce atefl püskürten Ecevit, her fley yolunda, uzlafl lmayacak birfley yok diyerek sevincini gösteriyordu Bir hafta önce MGK toplant s hakk nda kendisi bilgi vermemifl gibi, gazetecilerin toplant da neler konufluldu vb. sorular na Ecevit, büyük bir yüzsüzlükle; Biliyorsunuz, MGK da konuflulanlar aç klanmaz! diye cevap veriyordu! Devletin zirvesindeki çeliflki böylece giderilmeye çal fl l rken, muhalefet partileri ekonomik krizden ç k - fl n yolu olarak hükümetin istifa etmesi, milli mutaba- STÊRKA BOLfiEWÎK 5 HEJMAR 15 GÛLAN 2001

KR Zº kat hükümeti kurularak seçimlere gidilmesi gerekti- ini yüksek sesle dillendirmeye çal flt lar. Türkiye burjuvazisinin en önemli örgütlerinden olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i (TOBB), 10 Nisan da Ankara da yapt Genel Kurulu nda hükümetin istifa etmesini, parti ve seçim kanununun de ifltirilmesini ve k sa bir sürede seçimlere gidilmesini talep etti. Bu arada, TC tarihinde bugüne kadar sistemin en temel dayanaklar ndan biri olan esnaf ve sanatkarlar (siz kent küçük burjuvazisi diye okuyun) büyük kitleler halinde izinsiz ve militan gösterilerle, kendi s - n f varl klar n ciddi bir flekilde tehdit eden krize ve onun sorumlusu olarak gördüklerine tepkilerini, öfkelerini dile getirdiler. Bu eylemlerde de en çok at lan slogan, Hükümet istifa! slogan yd. Türkiye burjuvazisinin bir di er önemli örgütü TÜ- S AD ise, anda hükümetin istifa etmesinin, ekonomik krize bir de siyasi krizi ekleyece i gerekçesiyle do ru ve gerekli olmad n, fakat hükümette gerekli revizyonlar n acilen yap lmas gerekti ini aç klad. Tüm bu geliflmeler, son y llarda kurulan dengelerin art k bozuldu unu, son y llar n en istikrarl hükümetinin zor durumda oldu unu göstermektedir. Öyle bir zorluk ki, egemenler uzun vade aç s ndan siyasette yeni unsurlar n gerekli oldu unu tart fl yorlar. Ekonomik krizden ç k fl n kurtar c s olarak görülen ve IMF/Dünya Bankas n n müfettifli Dervifl in baflar l olmas durumunda, Türkiye de siyasette bir alternatif olabilece inin hesaplar yap l yor. Fakat hakim s n flar n hesab n yapt klar ve Kuzey Kürdistan-Türkiye iflçi ve emekçileri aç s ndan daha önemli olan hesaplar da yapmaktad rlar. Ekonomik krizden ç kmak için haz rlanan program iflçilere, emekçilere daha fazla yük, çekilemez yükler getirmektedir. Bir program n propagandas, ilan edilmesi, o program n uygulanmas ndan çok daha kolayd r. Hakim s n flar Nisan ay bafllar nda yaflanan esnaf ve sanatkarlar n eylemlerine benzer, hatta daha ilerisine geçecek eylemlerin, mücadelelerin iflçiler, emekçiler taraf ndan yürütülebilme ihtimaline karfl ; bu mücadeleleri engellemek için yollar-yöntemler üzerine de tart flmaktad r. Bu tart flmada öne ç kan sorunlardan biri Anayasa n n 119. maddesinin uygulanmas d r. Sözkonusu madde: Tabii afet, tehlikeli salg n hastal k veya a r ekonomik bunal m hallerinde, Cumhurbaflkanl baflkanl nda toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi alt ay geçmemek üzere ola anüstü hal ilan edebilir. diyor. (abç) Anayasa daki bu maddenin tart fl lmas, gerçekte iflçi ve emekçilere uslu durun, aksi halde ola anüstü hal ilan ederiz demekten baflka bir anlama gelmiyor. Bu madde iflçi ve emekçi hareketi üzerinde demoklesin k l c gibi salland r l yor! Hatta baz lar 24 Ocak 1980 kararlar n n uygulanmas için de baflvurulan12 Eylül 1980 askeri cuntas n hat rlatarak, ekonomik program n uygulanmas na engel olunmamas uyar (!)s nda bulunmaktad rlar Kuflkusuz egemenlerin büyük bölümünün tercihi program ola an hal içinde gerçeklefltirmekten yanad r ve do rudan askeri cuntaya ise baflvurulacak bir alternatif olarak yaklafl lmamaktad r. Fakat, iflçi ve emekçi hareketinin ekonomik program n uygulanmas önünde engel olmas durumunda, sivil hükümet korunarak Anayasa n n 119. maddesine göre ola anüstü hal ilan edilerek, hareketin bast r lmas planlanmaktad r fllerin buraya var p varmayaca n birlikte görece iz. Fakat bunun tart fl lmas bile burjuvazinin siyasi krizinin boyutunu ve bu krizi aflmada faflist sald r lar n daha da yo unlaflmas n n mümkün oldu unu; iflçilerin, emekçilerin buna haz rl kl olmas gerekti ini gösteriyor. KR ZE PKK N N ÇÖZÜMÜ Hakim s n flar içine düfltükleri krizden ç kmak için iflçi ve emekçilerin s rt na daha fazla yük yüklemeye devam ederken, de iflik kesimlerin temsilcilerinin de iflik çözüm önerileri de kamuoyuna sunulmakta ve hükümete ak l verilmektedir. Son günlerde yeni bir bar fl ad m atmakta oldu unu aç klayan PKK yöneticileri de TC ye krizden ç kman n yollar n göstermeye çal flt lar, çal fl yorlar. PKK nin demokratikleflme ad na TC ye sundu u öneriler, PKK nin gerçekte sistem içi siyasetten dönülmez biçimde ilerledi ini, sisteme entegre olmaya can att n, fakat anda Türk hakim s n flar taraf ndan kabul görmedi ini bir kez daha göstermektedir. PKK Baflkanl k Konseyi üyesi Osman Öcalan çözüm olarak flunu öneriyor: Hastal ktan kurtulmak için iki yol var; mevcut parlamento yenilenmelidir. yeni bir seçim olmal d r. Bu parlamento savafl parlamentosudur ve demokrasiyi gelifltiremez. (Özgür Politika, 15 Nisan 2001) Yeni seçimlerin parlamentoyu yenilemek anlam na geldi i ve gerçekte önerilenin iki de il, bir yol oldu- unun fark nda olmayan Osman Öcalan, aç kça sorunun çözümünü sistem içinde görmektedir. Bu tav rla Osman Öcalan, asl nda hükümetin istifa etmesi ve erken seçime gidilmesini isteyen burjuva parti ve kesimlerin tavr n n ötesine geçmemektedir. Bu arada Demokrasi Konferans, ya da Demokratik Blok ad alt nda birleflme ve bu temelde krize çözüm bulma önerileri de de iflik biçimlerde dillendirilmeye baflland. Demokrasi Konferans önerisini yineleyen PKK Baflkanl k Konseyi üyesi Murat Karay lan n tak nd tav r, Osman Öcalan n yukar daki tavr n tamamlar nitelikte bir tav r oldu. STÊRKA BOLfiEWÎK 6 HEJMAR 15 GÛLAN 2001

Sözkonusu tav r flöyledir: Türkiye yi seven, sorunlar n çözümünde kendilerini sorumlu gören bütün güçlerin kat ld bir konferans düzenlenebilir. Ard ndan yeni bir seçimle, bir meclis ve hükümete gidilerek, çözüme gidilebilir. Burada yanl fl anlafl lmas n devrim yap ls n demiyoruz. (Yok, yok Biz sizi yanl fl anlam yoruz. Gayet do ru anl yor ve tam da devrim istemedi inizi söylüyoruz Bunu söyledi imiz için de zaten birçok yerde ajitasyon-propagandam za yasak koyuyorsunuz!!! / BN) Daha önce defalarca çerçevesini koydu umuz tarzda, cumhuriyetin demokratikleflmesi gerekiyor. (Özgür Politika, 30 Nisan 2001) Evet, Karay lan dan PKK nin devrim yap ls n demedi ini okuyor ve bu tespitin samimi bir aç klama oldu undan hiçbir kuflkumuzun olmad n ilan ediyoruz. Fakat sorun, samimi olup olmamaktan de il, içerikten kaynaklan yor. Karay lan n tespiti de gerçekten PKK nin devrim yap ls n diye bir siyasetinin olmad n n PKK nin yetkili a zlar ndan kabul edilmesidir. Bu, bizim için yeni bir fley de de ildir. Fakat, hâlâ PKK nin Kürt ulusunun özgürlü ü, Kürdistan n özgürlü ü ve hatta sosyalizm için mücadele etti ini düflünen kitleler bu gerçe in bilincinde de il ve bu gerçe e inanmak da istememektedir Sistem içi siyaseti savundu u için PKK yetkilileri TC nin ekonomik krizden nas l kurtulaca na kafa yormaktad rlar. Bunu yaparken TÜS AD gibi burjuvazinin en önemli örgütün kuyrukçulu unu yapmaktan geri kalmamaktad rlar. Osman Öcalan Medya TV ye yapt aç klamalarda aç kça TÜS AD desteklediklerini ilan etti Osman Öcalan ayn zamanda flunlar da söyledi: Bunlar n önerileri içinde, yeniden yap lanma ve stratejik de iflimin izlerini görebiliriz. TÜS AD, bu konuda bir programa sahiptir. Bu aç dan ilerici bir rolü var. Çünkü de iflim, kendi ç karlar ndan yanad r. Bunu gördü ü için mevcut sistemin de iflmesi gerekti- ine inan yor. Yetersizliklerine ra men olumlu görüyoruz. (Özgür Politika, 21 Nisan 2001) Öcalan, sözkonusu de iflimin TÜS AD n ç karlar ndan yana oldu unu do ru olarak tespit etmektedir. Fakat, Türkiye burjuvazisinin ç karlar ndan yana olan bu de iflimi desteklemektedir! Sorun da buradad r! Öcalan n bu tavr da PKK nin aç kça burjuvazinin bir bölümünün ç karlar n n savunuculu una soyundu unu göstermektedir. Öcalan burjuvazinin kendi ç kar na olan bir de iflimi savunmas n ilerici bir tav r olarak göstermektedir. De iflim, yeniden yap lanma vb. sihirli kavramlara kendini kapt ranlar, sorunu s n flarüstü göstermeye çal flanlar, gerçekte burjuvazinin egemenli inin sürmesine hizmet etmektedirler! Bu hizmetlerinde kusur etmemek için de demokrasi hareketi ad na burjuvazinin en önemli örgütlerinden TÜS AD ile Kürt taraf n (gerçekte kendileri), Emek Platformu nu ve ad verilmeyen Kuzey Kürdistan-Türkiye solu nu birlefltirmek için Demokrasi Konferans önerisinde bulunmaktad rlar. Osman Öcalan n tavr flöyledir: En baflta Kürt taraf, TÜS AD, Emek Platformu ve solun de iflik kesimlerinin mücadelesi var. Bunlar bir manifesto etraf nda birlefltirmek temelinde bir demokrasi konferans olumlu olacakt r. Bunlar harekete geçirilirse bir kaç y l içinde oligarflik cumhuriyetin hastal klar ndan kurtulmak, muas r medeniyetler seviyesine ç k labilinecektir. Gün bunlar gerçeklefltirme günüdür. Tüm kayg lar bir tarafa b rak lmal d r. Bu durumda Kürt hareketi de temel güç oldu u kadar, öncü güç oldu unu da ortaya koymal d r. Nas l ki, kurtulufl savafl nda temel güç ise bu sefer de tarihi rolünü oynayacakt r. (ayn yerden) PKK Baflkanl k Konseyi üyesi Duran Kalkan ise sözkonusu konferansa kat lmas n istedikleri güçlerin isimlerini somut olarak da saymaktad r. TÜS AD, Emek Platformu ve Kürt taraf d fl nda, iflçi s n f, üretici sermaye kesimleri, de iflim isteyen askerlerin de kat lmas n isteyen Duran, ÖDP ve CHP d fl nda ANAP içinde de demokrasi isteyen çevrelerin varoldu unu tespit etmekte ve bunlar n da sözkonusu konferansa kat labilece ini savunmaktad r. Ayn düflünceler Abdullah Öcalan taraf ndan da dile getirildikten sonra, Özgür Politika gazetesi, 4 May s tarihli nüshas ndaki baflyaz s n n sonunda flveren ve iflçi temsilcileri ile siyasi parti ve sol hareketlerin ortak taleplerde buluflmalar gerekiyor. Demokrasi devrimi de o zaman gerçekleflir. tespitini yaparak herkese birleflmeyi önerdi. Abdullah Öcalan ise, sözkonusu aç klamada bir kez daha demokratik laik cumhuriyet olay na hizmet etmek istediklerini aç klad. Türk hakim s n flar n n, daha do rusu Türk devletinin PKK yetkililerinin tüm çabalar na ra men resmi bir yan t vermemesi ve PKK yi muhatap almamas sonucu, PKK yetkilileri daha geri düzeydeki taleplerde buluflmak için TC ye pazarl k önerilerine devam etmektedirler. Osman Öcalan May s ay bafl nda Medya TV de yapt aç klamada Türk devletine flu ça r da bulundu: Bizden ne isteniyorsa tart flmaya haz r z. Tehlikeli buldu unuz fleyleri tart flal m ve çözüm yollar gelifltirelim. Bunun için bir heyet gönderin diyoruz. Biz bu ça r y, Türkiye den korktu umuz için de il, halk n ve Türkiye nin zarar görmesini istemedi imiz için yap yoruz. (Özgür Politika, 6 May s 2001) Türk hakim s n flar n n krizden ç kma çabalar na PKK nin çözüm olarak önerdi i görüfller Türk hakim s n flar n n krizden ç kmas n sa lamasa da, STÊRKA BOLfiEWÎK 7 HEJMAR 15 GÛLAN 2001

KR Zº PKK nin burjuvazinin ç karlar n savunmaya soyundu u tavr n aç kça göstermektedir. Kürt ulusunun özgürlü ü, Kuzey Kürdistan n özgürlü ü, egemen Türk burjuvazisinin ç karlar n n savunulmas yla mümkün de ildir. Kuzey Kürdistanl iflçi ve emekçiler için sorun art k bu gerçe in görülmesi ve bu burjuva siyasetten kopulmas d r; bu ad m, ulusal bask dan kurtuluflun, Kürdistan n özgürlü ünün olmazsa olmaz ön koflullar ndan biridir. KR Z N GÖLGES NDE KALAN Kriz, reel ücretlerin neredeyse yar yar ya düflmesine yol açarken; yoksul milyonlara yeni milyon yoksullar n kat lmas n n yolunu düzledi. Kuzey Kürdistan-Türkiye de 4 kiflilik bir ailenin yoksulluk s n r en iyimser ölçüler al narak yap lan araflt rmaya göre, Nisan ay nda 721 milyon 917 bin; açl k s n r ise 252 milyon 398 bin e ç kt. Asgari ücretin 130 milyon civar nda oldu u koflullarda Türkiye de milyonlarca insan n açl k s n r n n alt nda yaflad aç kça görülür. Durumun böyle oldu u yerde kitleler kelimenin gerçek anlam nda ekmek derdine düflmüfltür Türk hakim s n flar bir yandan krizden en büyük vurgunu yaparak ç kmaya çabalarken, di er yandan da Kuzey Kürdistan-Türkiye de ekonomik krizin aylard r esas gündemi oluflturmas n, iflçi ve emekçilerden gizlemeye, ya da gizleyemedi i konular unutturmak için kulland, kullan yor. Örne in, Türkiye de hakim s n flar n kendi aralar ndaki dalaflmalar n, çete savafllar n n bir yans mas olan; ve Temiz Toplum yaratma, rüflvete, yolsuzlu- a son verme ad na yürütülen operasyonlar, ekonomik krizle gündemin geri plan na itildi Kriz döneminde bu operasyonlar de iflik biçimlerde sürdürülse de operasyonlar n gerçek içeri i kitlelerden gizlendi. Çetelerin birbirine karfl çat flmas, kitlelere yolsuzlu a karfl mücadele olarak sat l yor. Böylece, yolsuzlu un flu veya bu kesimin ifli olmad, bunun egemenlerin tümünün ifli oldu u; yolsuzlu un, rüflvetin, köfle dönmecili in kapitalist sistemin ürünü oldu u gerçe inin üstü örtülmeye çal fl ld, çal fl l yor. Unutturulmaya çal fl lan bir baflka fley de ikinci y l - n doldurmak üzere olan 17 A ustos 1999 depremi ve devam ndaki depremlerden zarar gören depremzedelerin durumudur. Depremin hemen ard nda devlet yetkilileri birbiriyle yar fl r biçimde depremzedelerin yaralar n n k sa bir sürede sar laca n ; Türk devletinin büyük bir devlet oldu unu ve bu yükün de alt nda kalkaca n vb. vb. palavralar n peflpefle dizdiler. Tüm verilen sözlerin palavra oldu u deprem sonras dönemde aç kça ortaya ç kt. Depremin üzerinde 21 ay geçmesine ra men hâlâ depremzedelerin önemli bir bölümü çad rkentlerde, kendi kurduklar derme çatma kulübelerde oturmaktad r. Kal c konutlar n, depremzedelerin tepkilerini dindirmek ve göz boyamak için de olsa çok az bitirilip teslim edildi. Binlerce insan hâlâ kal c konut bekliyor. Bu arada çad rkentlerde yaflayanlara yap lan yard mlar tek tek kesilmeye baflland. Prefabrik konutlarda kalanlardan kira, elektrik, su harcamalar al nmaya baflland vb. vb. Unutturulmaya çal fl lan bir baflka fley ise, gözalt nda kaybetmelerdir. Diyarbak r Emniyet Müdürü Gaffar Okkan n öldürülmesi sonras nda iki HADEP linin Silopi Jandarma lçe Komutanl nda kaybedilmesiyle yeniden kamuoyuna yans yan gözalt nda kaybetmeler, ekonomik krizin gündemi iflgal etmesiyle hemen hemen unutturuldu Faflist Türk devletinin kitlelerin gözünde teflhir olmamas için bunun unutturulmas, en az ndan unuttturulmaya çal fl lmas da anlafl - l rd r. Çünkü katilin kendisi, kaybettirenin kendisi iktidardad r. Katil bu devlettir! Suçlu ve sorumlu bu devlettir! Faflist Türk devleti 19 Aral k 2000 tarihinde cezaevlerindeki devrimci tutuklulara karfl gerçeklefltirdi i katliam sonras nda, açl k grevi ve ölüm oruçlar konusunu sistemli biçimde unutturmaya, kitleleri haber, bilgi almaktan al koymaya çal flt. Cezaevlerindeki geliflmeler hakk nda kamuoyunu haberdar etmeye çal flan sol, devrimci ve komünist bas na yasaklama, sansür vb. yollarla bask lar art r ld. Egemen s n flar n medyas nda ise bilinçli biçimde açl k grevleri ve ölüm oruçlar yok- STÊRKA BOLfiEWÎK 8 HEJMAR 15 GÛLAN 2001

mufl gibi davran ld, davran l yor. Ölüm oruçlar ve açl k grevleriyle ilgili uzun bir süre hemen hemen hiç bir haber verilmedi, yaz lmad. Ölüm oruçlar ve açl k grevlerine, devletin devrimci tutuklulara bask lar na karfl mücadeleye verilen destek, ne yaz k ki, devrimci örgütlerin kendi çevresi, tutuklu yak nlar n n örgütlü kesimi ve baz demokratik kitle kurulufllar ve ayd nlarla s n rl d r. Devlet, bu s n rl deste i de ortadan kald rmak için her türlü yola baflvurmaktad r. 19 fiubat tan sonra borsa/mali kriz derken genel olarak ekonomik krizin gündemi iflgal etmeye bafllamas yla açl k grevleri ve ölüm oruçlar daha da fazla geri plana itildi Devletin yaratmaya çal flt bu ölüm sessizli i 21 Mart 2001 tarihinde, Sincan F Tipi Cezaevi nde ölüm orucunu sürdüren Cengiz Soydafl n yaflam n yitirmesiyle birlikte parçalanmaya bafllad 21 Mart 2001 tarihinde Sincan F Tipi Cezaevi nde ölüm orucu eylemini sürdüren Cengiz Soydafl n yaflam n yitirmesinden sonra cezaevleri d fl nda ölen 4 kifliyle birlikte toplam 22 devrimci yaflam n yitirdi. Devletin 19 Aral k katliam nda katletti i, ölüm orucu eylemlerinde yitirdi imiz devrimcilerin say s bu makale yaz ld nda 54 e varm flt Burjuva medya, peflpefle gelen ölüm haberleriyle ölüm oruçlar hakk nda tav r tak nmaya zorland. Ölü say s n n artmas na paralel olarak tav r tak nanlar n say s nda da art fl oldu. Ölümlerin ve buna ba l olarak yeniden tepkilerin artmas sonucu Adalet Bakan H. Sami Türk, Terörle Mücadele Yasas n n (TMY) 16. maddesinin de- ifltirilmesi için yeniden iflbafl yapt 19 Nisan da yapt bas n toplant s nda H. Sami Türk, kamuoyuna kendisinin ve devletin elinden geleni yapt n, TMY - nin 16. maddesinin de ifltirilmesi için haz rlanan tasar n n Bakanlar Kurulu nun imzas na aç ld n ve yak n bir zamanda bu tasar n n meclise sunulaca n vb. aç klad. Sözkonusu tasar Bakanlar Kurulu ndan sonra mecliste de kabul edilip 5 May s 2001 tarihli Resmi Gazete de yay mlanarak yürürlü e girdi. Türk devletinin yetkilileri bu maddede yap lan de ifliklikleri cezaevleri sorununun çözümü, tecritin ortadan kald r ld ; art k açl k grevi ve ölüm oruçlar n n nedeninin ortadan kalkt vb. biçimde kitlelere empoze etmeye çal flmaktad r. Fakat durum tam tersidir. Bu maddedeki de ifliklikler, devrimci tutuklular n belli dönemlerde biraraya gelebilmeleri, spor, meslek kazand rma ve iflyurdu çal flmalar na kat labilmelerini mümkün k lma ba lam nda, 16. maddenin eskisine göre belli iyilefltirmeleri içerse de; gerçekte tecriti ortadan kald rmamaktad r. Bu de ifliklikle sözkonusu maddenin uygulanmas n cezaevi yetkililerinin keyfi tutumlar na göre uygulamalar n n yolu yasalaflt r lm flt r. K saca ifade edilirse hakim s n flar, F tipi cezaevine geri dönülmez biçimde geçildi ini, bunun giderek tüm Türkiye çap nda uygulanaca n ve bu konuda hiçbir taviz verilmeyece ini kesin biçimde savunmakta ve buna uygun davranmaktad r. TMY nin 16. maddesinde de ifliklik ise gerçekte kamuoyunun gözünü boyamak içindir. TMY nin 16. maddesinde de ifliklik, biz elimizden geleni yapt k diye kamuoyunu yan ltmak, devrimcilerin ölümünden sorumlu olduklar gerçe inin üstünü örtmek içindir. Devrimcilerin yaflamlar n yitirmelerinin sorumlusu ve suçlusu, katil bu devlettir! Kuzey Kürdistan-Türkiye de yaflayan de iflik ulus ve milliyetlerden iflçi ve emekçiler, faflist Türk devletinin, katil devletin bask lar na boyun e mek, ücretli kölelik sistemiyle yaflamak zorunda de ildir! flçiler, emekçiler bu sistemin ürünü olan krizlerle birlikte yaflamak, krizin yükünü tafl mak zorunda de ildir! Kurtulufl, emperyalizme ve onlar n iflbirlikçilerinin sistemine son vermektedir, devrimdedir! Kurtulufl, ücretli kölelik sisteminin ortadan kald r lmas, yerine iflçi ve emekçilerin devrimci demokratik iktidar n n kurulmas ndad r! Kurtulufl sosyalizmdedir! Bunun için de iflik ulus ve milliyetlerden iflçiler, emekçiler devrim mücadelesine at lmak zorundad r! 8 May s 2001 STÊRKA BOLfiEWÎK 9 HEJMAR 15 GÛLAN 2001