Ekonomide 2015 Verileri: Durgunluktan Daralmaya



Benzer belgeler
Türkiye ekonomisi 2012 yılında net ihracatın ve kamu sektörünün katkısıyla %2.2 büyüdü.

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GSYH büyümesi 3. çeyrekte %1.6 ile beklentilerin altında kaldı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İhracat azaldı, Merkez Bankası faiz indirdi

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Dış Ticaret Verileri Bülteni

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Ana Metal. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Mart

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Şubat 2012

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

Ekonomi Bülteni. 23 Ocak 2017, Sayı: 4. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ekim 2011, No:9


Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Enflasyon arttı, ihracat yavaşlıyor

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Ekonomi Bülteni. 18 Kasım 2013, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

internet adreslerinden

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Aralık 2013

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

BÜYÜMENİN ÖNCÜ GÖSTERGELERİ: GÜVEN ENDEKSLERİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 4.5 ve MB borçlanma faiz oranıda yüzde 3.5 ile sabit tutulmuştur.

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Temmuz 2017, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

AR& GE BÜLTEN. Dünya Ekonomisi Ne Durumda. Dolayısıyla ülkemiz ekonomisi, dünya ekonomisindeki büyüme-gelişme konjonktürüne daha duyarlı hale geldi.

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2013, No: 52

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜVEN ENDEKSLERİ. Güven Endeksleri (puan) 64,4 SANAYİ SEKTÖRÜ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

Mart. Ocak. Reel Kesim İyimserliğini Koruyor. Tüketici Güveni Nisan da İyileşti MAYIS. Kapasite Kullanım Oranı %78,4 e Yükseldi

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

Transkript:

Ekonomide 2015 Verileri: Durgunluktan Daralmaya Türkiye ekonomisinde 2012 yılından bu yana gördüğümüz durgunlaşma eğiliminin, 2015 yılının ortasına geldiğimiz bugünlerde derinleştiğini gözlemliyoruz. Fakat daha önemli bir gelişme var: 2015 in ilk dönemine ilişkin veriler, bölgemizdeki gelişmeler ve küresel ekonominin gidişatı, yakın geleceğe dönük daralma öngörüsünde bulunmamıza yol açıyor. Bilindiği gibi ekonomide daralma veya çok yavaş büyüme, durgunlaşmayla karşılaştırıldığında, politik sahnede ve toplumsal gelişmeler üzerinde daha şiddetli etkiler üretiyor. 2015 in ilk döneminde ekonomik büyümenin iki ana kaynağı olan dış talep (ihracat) ve iç talep ciddi bir düşüş gösterdi. Bu düşüşün kalıcı olacağına dair güçlü işaretler var. - İhracat TÜİK ve Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) verilerine göre, bu yıl Mayıs ayında ihracat, 2014 ün aynı ayına göre % 19 geriledi. Ocak-Mayıs 2015 döneminde ise gerileme % 8,3 oldu. İhracatın gerilemesinin üç temel nedeninden bahsedebiliriz. Birincisi, Euro/dolar paritesi Euro nun aleyhine gerilediği için dolar bazında hesaplanan ihracat rakamları olduğundan daha düşük gözüküyor. Fakat döviz dengesi (cari açık) açısından baktığımızda sonuç değişmiyor, çünkü ithalatın büyük bölümünü dolar üzerinden yapılıyor. İkinci neden, Avrupa pazarında kayda değer bir canlanma olmaması. Ayrıca Ortadoğu pazarının bir yandan iç savaşlar nedeniyle daralması; diğer yandan ise AKP nin başarısız Ortadoğu politikası sonucunda Körfez ülkelerine geçiş güzergâhı olan Mısır ın, Türkiye nin mal sevkiyatına zorluk çıkarması. Özellikle İŞİD in etkinliği yüzünden Irak ta ve Irak Kürdistanı pazarında ciddi bir daralma yaşanıyor. 1 Üçüncü neden daha uzun vadeli sonuçlar üretecek nitelikte: İran ve bazı Güneydoğu Asya ülkeleri Türkiye nin düşük/orta teknoloji düzeyini aşamayan çimento, demir-çelik gibi ihraç ürünleriyle rekabet etmeye başladılar ve daha ucuz emek maliyetleriyle yer yer üstünlük sağlıyorlar. Örneğin İran ın, Irak taki çimento pazarını Türkiyeli firmalar aleyhine ele geçirdiği söyleniyor. 2 - İç Talep, Yatırımlar ve Sanayi Üretimi Türkiye ekonomisi 2015 in ilk çeyreğinde beklentileri aşarak % 2,3 oranında büyüdü. (2104 yılında ise büyüme oranı % 2,9 olmuştu). Bununla birlikte büyümenin kalitesi düşüktü ve bu yüzden haklı olarak sürdürülebilir olmadığı yorumlarına yol açtı. Bilindiği gibi GSYH deki büyüme iki türlü hesaplanıyor: üretim yöntemi ve harcamalar yöntemi Üretim yöntemine göre durum şöyle:

Tablo 1-2015 1. Çeyrek Büyümesi Sektörlere göre Sektörler Büyüme oranı GSYH içindeki payı Tarım 2,7 4,6 Sanayi 0,0 33,2 İmalat sanayi 0,8 25,5 Hizmetler 4,1 62,7 İnşaat -3,5 30 3 Toplam GSMH büyümesi 2,3 100 Kaynak: TÜİK 2015 in ilk üç ayında Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörleri olan sanayi, özellikle imalat sanayi ve inşaat çok kötü bir performans gösterdi. Yüzde 2,3 lük büyüme esas olarak hizmetler sektöründen (temelde al-sat dediğimiz ticaretten) kaynaklandı. Sanayi, 2014 ün ilk çeyreğine göre hiç büyümezken, imalat sanayi sadece binde sekiz oranında büyüdü. Pek çok sektörü harekete geçiren inşaat ise uzun süreden bu yana ilk kez küçüldü (% -3,5). Bu durum, harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH kalemlerine de yansıdı. Yatırım harcamalarını gösteren gayrisafi sabit sermaye oluşumunda hiç artış olmadı (% 0). Sadece özel sektörün yatırım harcamaları % 1,9 gibi düşük bir oranda arttı. İhracatta gerileme olduğu için de ihracatın büyümeye katkısı eksi oldu (% - 0,3). Buna karşın, devletin nihai tüketim harcamaları mal ve hizmet alımları ılımlı bir artış göstererek büyümeye bir ölçüde katkı sundu (% 2,5). Ekonomik büyümeyi asıl sağlayan ise oldukça yüksek çıkan hanehalklarının tüketimindeki artış oldu (% 4,5). Peki uzun süredir gelir düzeyi ve tüketim harcamaları düşük seyreden halkımız ne oldu da birden bire yüksek harcama yapmaya karar verdi? Bu sorunun yanıtını, Dünya gazetesindeki 11 Haziran tarihli makalesinde Güngör Uras verdi. İç tüketim büyük ölçüde lüks ve ithal otomobil satışlarından kaynaklanmıştı: Otomobili alımlarına yapılan harcamaları kapsayan ulaştırma ve haberleşme kalemindeki artış, ilk çeyrekte büyümeye tek başına yaklaşık 2,1 puan katkı yaptı. [ ] Ocak-mart döneminde Türkiye genelinde otomobil satışları yüzde 42, hafif ticari araç satışları yüzde 78 arttı. İthal otomobil satışlarındaki olağanüstü artış büyük olasılıkla döviz kurlarının hızlı yükselmesi karşısında otomobil talebinin öne çekilmesinden kaynaklandı. - İlk Çeyrekten Bu Yana Veriler Nasıl Seyrediyor? Nisan ayında sanayi üretimi, Mart ayına göre artış hiç göstermedi (% 0,0). Öncü göstergelerden imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) 2015 Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında, 2014 ün aynı aylarına göre hemen hemen aynı düzeyde kaldı. Reel ekonomi güven endeksi (RKGE) Mart ta 103,5 düzeyindeyken, Nisan da 107,9 a ve Mayıs ta 109,0 a

yükseldikten sonra Haziran da yeniden 104,9 a düştü. 2014 yılında 100 ün epeyce altında, 78-68 bandında dolaşan tüketici güven endeksi yılı 67,7 ye düşerek kapatmıştı. 2015 de düşüş trendi devam etti; tüketici güven endeksi 68-64 bandının üzerine çıkamadı. - Sanayi Üretimi, Yatırımlar ve İç Talep Neden Düşüyor? Bu sorunun birkaç yanıtı olduğunu biliyoruz: Birincisi, iç gelişmeler. Gayet yakından tanık olduğumuz gibi, yılın ilk çeyreğine Tayyip Erdoğan-Merkez Bankası tartışması damgası vurdu. Ardından seçim belirsizliği başladı ve şimdilerde de koalisyon kurulabilecek mi, yoksa seçime mi gidilecek? kaygısından kaynaklanan başka bir belirsizlik hüküm sürüyor. 2015 in ilk yarısına hâkim olan ve daha da sürecek gibi görünen politik belirsizlik, ekonomide neredeyse her şeyi durma noktasına getirdi. Yine de şu soruyu sormakta fayda var: Küresel ve bölgesel olarak başka bir konjonktürde olsaydık politik belirsizlik yine bu kadar etkili olur muydu? Bir ölçüde etkili olacağını herkes kabul edecektir. Bununla birlikte, içinde bulunduğumuz durum derinleşmiş bir durgunluğa ve böyle devam ederse daralmaya işaret ediyor. Toplam sanayi ve imalat sanayi üretiminin, yatırımların yerinde sayması, lüks otomobil alımları gibi geçici yükselişler dışında iç talepte herhangi bir canlanma olmaması bizi yapısal durumu analiz etmeye sevk ediyor. - Türkiye Nasıl Büyüyordu ve Yabancı Kaynak Akışları Nasıl Yön Değiştirdi? Küresel krizin etkili olduğu kısa dönem dışında, Türkiye ekonomisi 2012 yılına kadar yüksek büyüme oranları tutturmuştu. 4 Ardından 2012 de büyüme oranı sert biçimde % 2,2 ye düştü; 2013 te % 4 büyüyebildi ve 2014 te ise büyüme oranı % 2,9 da kaldı. 2015 ilk çeyrek büyümesi de % 2,3 olarak gerçekleşti. Hemen herkesin üzerinde fikir birliğine vardığı gibi, ekonominin yüksek tempoda büyüdüğü yıllar aynı zamanda yurtdışından yoğun kaynak akımının olduğu yıllardı. Bu akım, doğrudan sermaye yatırımları, portföy yatırımları (yabancıların hisse senedi ve devlet bonosu/tahvili alması) ve gerek bankalar gerekse reel sektör şirketlerinin yurtdışından kredi alması biçiminde kendini gösteriyordu. Yoğun yabancı kaynak akışı ülke ekonomisinin büyümesine iki şekilde katkıda bulunuyordu: Türkiye ye bol miktarda döviz giriyor, bu nedenle döviz kurları düşük kalıyordu. Bu durumun ikili bir sonucu oluyordu. İlki, döviz kurları düşük olduğundan yurtiçindeki malların fiyatı fazla artmıyordu. Bu da iç pazarın canlılığına katkıda bulunuyordu. Diğer yandan yoğun yabancı kaynak akışı, döviz kurlarının uzun süre düşük düzeyde seyretmesini sağlayarak Türkiyeli bankalar ve şirketlerin borçlanmasını teşvik ediyordu.

Bankalar ve reel ekonomi şirketleri döviz kurları yükselmediği için kur riskine girmeden borçlanabildiler ve borçlarını çevirebildiler. Bu dönemde Türkiye özel sektörünün dış borçlanma düzeyi, gelişmekte olan ülkeler (GOP lar) arasında oransal olarak ilk sıralara tırmandı. Böylece yurtdışından düşük maliyetli kaynak temin edebilen bankalar, üretimi/yatırımları ve tüketimi finanse etmek üzere şirketlere ve tüketicilere bol bol kredi kullandırdı. Döviz kurlarının görece düşük kalınca, Merkez Bankası (MB) da döviz kurlarına müdahale etmek üzere faizleri arttırmak zorunda kalmadı. Bu sayede yurtiçi faiz seviyeleri görece düşük kaldı ve gerek şirketlerin gerekse tüketicilerin düşük faizle kredi kullanması kolaylaştı. Dönüm noktası, Mayıs 2013 oldu. 2000 li yıllar genel olarak dünyada kullanılabilir finansal kaynakların bol olduğu bir dönemdi. 2008 de buna bir de, Amerikan Merkez Bankası nın (FED) krizden çıkabilmek adına başlattığı varlık alım programı yoluyla piyasaya sürdüğü devasa likidite eklendi. FED, Amerikan bankalarına trilyonlarca dolar enjekte etmiş ve bu paranın büyük bölümü spekülatif yatırım amacıyla GOP lara ve tabii Türkiye ye de gelmişti. 2013 Mayıs ında FED varlık alımlarına son vereceğini duyurdu ve Ekim 2014 te varlık alımları durduruldu. Ardından FED in faizleri ne zaman yükselteceği beklenmeye başlandı. Bütün bu süreç boyunca küresel fon akışları yön değiştirdi ve GOP lardan gelişmiş kapitalist ülkelere dönmeye başladı. Artık Türkiye ye daha az yabancı kaynak geliyor, hatta yer yer net çıkışlar yaşanıyordu. Dolayısıyla, döviz kurları hızla yükselmeye başlıyordu. Fakat gelişmeler bununla sınırlı kalmadı: FED in, Avrupa Merkez Bankası nın (AMB) ve Japon Merkez Bankası nın (JMB) karşılıksız para basarak kredi kanallarını açma ve büyümeyi tekrar başlatma planları pek işe yaramadı. Küresel krizden çıkılamadı. Amerikan ekonomisi bir süre toparlanıyormuş gibi görünse de, ardından yeniden düşüşe geçiyor ve bu döngüyü aşamıyor izlenimi veriyor. Euro Bölgesi nin ciddi bir toparlanma içinde olduğunu söylemek zor. Japonya zaten uzun süredir deflasyon sürecinde. Yaptığı ithalat vasıtasıyla GOP ların büyümesini teşvik eden ve dünya ekonomisinin büyümesine çok önemli bir katkıda bulunan Çin de ise büyüme yavaşlıyor. 5 Bütün bu gelişmeler neticesinde küresel fonlar çok daha ihtiyatlı davranıyor ve yatırım yapacakları GOP ları seçerken riskten kaçınmaya çalışıyorlar. Türkiye ise gerek ekonomisinin dış şoklara karşı kırılganlığı (örneğin özel sektörün yüksek dış borcu) gerek iç politikadaki sıkışmışlığı, gerekse Ortadoğu nun kendisi için kazançlı bir pazar olmaktan çıkması nedeniyle yabancı sermayenin yatırım yapmaktan kaçındığı, hatta çıkış eğiliminde olduğu bir ülke görünümünde.

Yabancı sermaye akışına ilişkin 2015 ilk yarı verileri bu durumu gözler önüne seriyor. - Türkiye ye Yabancı Kaynak Girişindeki Yavaşlama ve Sermaye Çıkışları Aşağıda 2005 yılı ile 2015 Mayıs ı arasındaki yabancı sermaye girişlerinin evrimi gösteriliyor. Tablo 2 2005-2015 (MAYIS) ARASINDA YURTDIŞINDAN NET KAYNAK GİRİŞİNİN SEYRİ (Milyon dolar) YILLAR CARİ AÇIK NET FİNANSMAN YABANCILARIN PORTFÖY YATIRIMLARI (NET) 2005 21,449 42,685 11,646 2006 31,837 42,689 7,921 2007 37779 49,287 1,822 2008 40,192 34,761-4,168 2009 12,010 9,879 1,100 2010 45,312 60,099 14,206 2011 75,008 67,039 13,911 2012 48,535 71,068 22,958 2013 64,658 72,721 5,788 2014 46,504 42,431 2,681 2015 14,469 5,769-3,879 Kaynak: Merkez Bankası Yukarıdaki tabloda cari açık kalemi sadece gösterge olarak bulunuyor. Net finansman sütunu, o yıl Türkiye ye giren net yabancı sermayeyi gösteriyor. (Bu kalem kabaca, doğrudan yatırımlar + portföy yatırımları + yurtdışından kullanılan kredilerin toplamından oluşuyor). Son sütun ise yine bir gösterge olarak yabancı fonların net portföy yatırımlarını gösteriyor. (Bu kalem, yabancıların net hisse senedi + hazine bonosu/devlet tahvillerinin toplamından oluşuyor.) Küresel krizin etkili olduğu yıllar dışında (2008-2009), Türkiye ye cari açığın hayli üzerinde yabancı sermaye girişi var. Örneğin 2007 de cari açık 37,8 milyar dolar civarındayken, 49,3 milyar dolar civarında net sermaye girişi söz konusu. Yine 2013 de 64,6 milyar dolar cari açığa karşılık 72,7 milyar dolar sermaye girişi gerçekleşmiş. Bu genel eğilim 2014 te yukarıda saydığım sebepler yüzünden bozulmaya başlıyor. 2015 in ilk 5 ayında ise bozulma belirginleşiyor. 2015 te toplam yabancı sermaye girişi, cari açığın 8,7 milyar dolar altında. Cari açık ancak, yaklaşık 7 milyar dolar kayıt dışı döviz girişiyle ( net hata noksan kalemi) ve Merkez Bankası rezervlerinin 1,7 milyar dolar

erimesiyle finanse edilebiliyor. Bu kadar yüksek kayıt dışı paranın, Türkiye nin selefi gruplara sağladığı desteğin bir parçası olarak Suudi Arabistan ve Katar kanalıyla ülkeye girmiş olması yüksek bir olasılık. Yabancı sermaye girişinde gözlenen bozulmayı, yabancıların portföy yatırımlarının seyrinden izleyebiliyoruz. 2010-2012 döneminde 14-23 milyar dolar arasında değişen (net) portföy yatırımları, 2013 de 5,8 milyar dolara; 2014 te ise 2,7 milyar dolara geriliyor. 2015 te ise tersine dönüyor ve ilk 5 ayda 3,9 milyar dolar çıkış yaşanıyor. - Yakın Geleceğe Dair Öngörüler Yabancı kaynak girişlerine ilişkin yukarıdaki eğilim devam ederse ki yakın gelecekte küresel ve bölgesel koşullarda ve yurtiçindeki köklü politik sorunlarda düzelme beklemek gerçekçi görünmüyor aşağıdaki öngörülerde bulunabileceğimizi düşünüyorum: Döviz arz ve talep dengesindeki bozulma eğilimi sürecek ve (FED in faiz arttırma beklentisi de eklendiğinde) döviz kurları yükselmeye devam edecek. Türkiye nin ihracatının düşmesi, buna karşın ithalatın belirli bir seviyenin altına gerilememesi, buna ek olarak özel sektörün yüksek dış borcu döviz talebini canlı tutacak. Dolayısıyla yabancı sermaye akımındaki bozulma, döviz kurlarını yükseltmeye devam edecek. Döviz kurlarında artışın sürdürmesi bir dizi sonucu beraberinde getirecek: İthalatın enflasyona katkısı, yani ithal malların fiyatının artmasının yurtiçi enflasyonu yükseltmesi, iç talebin daralmaya devam etmesine yol açacak. Döviz kurlarındaki artış eğilimi ve belirsizlik, bankaları ve özel sektör şirketlerini risk almamaya yöneltecek. Özel sektör ağırlıklı olarak mevcut borçlarını çevirmeye yoğunlaşacak ve yurtdışından daha az kredi alma eğilimi gösterecek. Daha az borçlanma, daha az yatırım ve daha az üretim olarak karşımıza çıkacak. Son olarak, döviz kurlarının artışı ve gıda üretiminde kronikleşen tarımsal/ekolojik kriz nedeniyle enflasyon trendi yukarı doğru olacak ve Merkez Bankası (normal koşullarda) enflasyonu dengelemek için faizleri arttırmaya zorlanacak. Bütün bunların gerçekleşmesi, Türkiye ekonomisinde 2012 de başlayan durgunlaşmanın daralmaya dönüşmesi anlamına gelir. Şunun da belirtilmesi gerekir ki % 2 civarında büyüme oranları, Türkiye gibi nüfus artışı yüksek bir ülkede pratikte daralma demektir. - Olası Daralmanın Politik Sonuçları Ekonominin daralmaya başlamasının politik sonuçlarını öngörmek zor değil. Halihazırda gelir düzeyinin düşük ve gelir dağılımının son derece bozuk olduğu bir ülkede ılımlı bir daralma dahi işsizliği arttırır ve insanların yaşam koşullarını zorlaştırmaya başlar.

Böyle baktığımızda, süregiden koalisyon kurma çabaları veya olası bir erken seçimde iş başına gelecek iktidar partisi (ya da partileri) için şunu söyleyebiliriz: İktidar ateşten gömlek haline gelecek ve hangi parti ya da partiler olursa olsun, iktidara gelen partiler 2000 lerde alışık olmadığımız ölçüde hızlı yıpranacaklar. Üstelik13 yıllık AKP döneminde hegemonik bir iktidar bloğu kurulmasını sağlayan klientalist rant dağıtma mekanizmaları çözülmeye başlayacak. Ya da şöyle diyebiliriz: Rant dağıtımının toplum tabanının bir kısmını da içine alacak şekilde genişlemesine tanık olmuştuk; bunun tepeye, seçkinlere doğru daralacağını, bu nedenle de giderek daha fazla toplumun gözüne batmaya başlayacağını söyleyebiliriz. İktidar partilerinin çok daha hızlı şekilde yıpranacağı ve politik krizin süreklileşme eğilimi göstereceği bir ortamda Kürt sorunu, demokratikleşme gündemi ve ekonomide köklü dönüşüm beklentisi ne olacak, bunu hep birlikte göreceğiz.

1 Türkiye nin AB pazarına ihracatı Ocak-Mayıs 2015 döneminde % 10,6 düştü. İslam ülkelerine yapılan ihracat ise aynı dönemde % 9,3 geriledi. Rakamlar şu makaleden alındı: Ömer Faruk Çolak, Dış Ticaretin Yapısal Sorunu, Dünya, 3.07.2015. 2 Irak ı İran a kaptıran çimentocu iç pazar için önlem bekliyor, Dünya, 1.06.2015. Link: http://www.dunya.com/guncel/iraki-irana-kaptiran-cimentocu-ic-pazar-icin-onlem-bekliyor- 263978h.htm. Haberde, Irak a 5 milyon ton ihracat yapan Türkiyeli firmaların ihracatının durma noktasına geldiği belirtiliyor. 3 İnşaatın GSYH içindeki payı klasik yaklaşıma göre çok daha düşüktür. Burada, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası nın Mart 2014 tarihli raporunda ileri sürülen daha gerçekçi bir yaklaşım benimsendi. Buna göre, inşaat sektörüne girdi sağlayan ve faaliyetlerini inşaata bağlı olarak devam ettiren diğer sektörler de hesaba katılmaktadır. 4 Bilindiği gibi AKP iktidarı altında Türkiye ekonomisi, küresel krizin patlak verdiği ve Dünya yı etkisi altına almaya başladığı 2008-2009 yılları dışında yüksek bir büyüme yakaladı: 2002 (% 7,8); 2003 (% 5,8); 2004 (% 8,2); 2005 (% 7,4); 2006 (% 5,3); 2007 (% 4,5); 2008 (% 1,1); 2009 (% - 4,7); 2010 (% 8,2); 2011 (% 8,5). Durgunlaşma konjonktürü 2012 de başladı. 5 Verilerle konuşacak olursak, 2014 ün 3. ve 4. çeyreklerinde sırasıyla % 5 ve % 2,2 büyüyen Amerikan ekonomisi 2015 in ilk çeyreğinde % 0,2 büyüdü. Dolayısıyla dur-kalk biçimindeki büyüme trendini aşamadı. Euro Bölgesi 2015 birinci çeyrek verileri ise şöyle: Bölge nin bütünü ancak % 0,4 büyüyebildi. Almanya beklenen performansı gösteremeyip sadece % 0,3 oranında büyüdü. Fransa nın büyüme oranı ise % 0,7 oldu. Üstelik bu zayıf büyüme, AMB nın 1,1 trilyon Euro luk parasal genişleme programına başlamasının ardından gerçekleşiyor. Çin de ise büyüme ilk çeyrekte yavaşlayarak % 7 ye düştü. Üstelik Çin Borsaları nda büyük bir balon oluştuğu söyleniyordu. Nitekim Haziran ortalarında balon patladı ve 6,5 trilyon dolar değerine ulaşan Çin hisse senedi piyasaları 2 trilyon doların üzerinde değer kaybetti.