MESLEK SEÇİMİ VE TERCİHLER Ahmet Temur > atemur28@hotmail.com Bir ayakkabıcı, yazdığı şiirleri arkadaşı olan şaire göstererek düşüncelerini almak ister. Şiirleri okuyan şair, Dostum, sen ayakkabı tamir et, ama her zaman ayakkabı tamir et der. Giriş İnsanlar farklı yeteneklerle yaratılmışlardır. İnsanın kendisini bilmesi, kendisini tanıması ve buna göre hareket etmesi, başarısını artırmasında önemli bir faktördür. İnsanlar, kendi yetenekleri doğrultusunda hareket ederse ancak, Herkül güç ve kuvvetiyle iş görür, Fuzulî şiirler yazar, Fatih İstanbul u fetheder. Ülkemizde akademik eğitimi isteyen her öğrenci için meslek seçiminin önemli bir etabı, üniversite öncesi yapılan öğrenci seçme sınavı(öss) ve ÖSS nda alacağı puanlara göre yapacağı tercihlerdir. İyi bir gelecek umuduyla üniversiteye gitmek isteyen öğrenciler, bu yıl önemli bir şans yakaladı. Liselerin dört yıla çıkarılmasıyla bu yıl yaklaşık 500 bin daha az öğrencinin ÖSS na gireceği düşünüldü. Bu anlamda beklenen olmasa da ki, 500 bin yerine sadece 132 bin daha az öğrenci başvurdu- kontenjanların yüzde 25 arttırılmasıyla bu yıl ÖSS na girerek üniversiteye yerleşecekler için önemli bir avantaj oluştu. Tabi sınava girerken oluşan ve bireye bağlı olmayan bu durumlara ilaveten bireyin kişisel özellikleri, nitelikleri ve ilgi alanları onun tercihlerinde ve mesleki yöneliminde önemli bir yere sahiptir. Meslekler Öğrenen, akıl yürüten, problemlerini çözebilen, çevresini kendi istekleri doğrultusunda değiştirebilen ve aynı zamanda çevreyle uyumlu yaşayabilen bir varlık olarak insanın zaman içinde sosyal hayatın gereği olarak ihtiyaçları değişmiş ve çeşitlenmiştir. İnsanoğlu, ihtiyaçlarını karşılamak için ürettiklerini artırarak kazanç elde etmiş ve diğer ihtiyaçlarını bununla karşılama yoluna gitmiştir. Bunun sonucunda iş bölümü ve meslekler doğmuştur. Meslek, Türkçe de kapsamlı olarak kullanılmaktadır. Batıda ise, alınan eğitim düzeyine ve yapılan görevin niteliğine göre meslekler; a-uzman Meslekler (professions) b- Beceriye Dayalı Meslekler (vocations) olarak adlandırılırlar. Bireyler bir şeyler üretme, kapasitesini kullanma, geliştirme, çevresini değiştirme eğilimindedirler. Bu çalışmalarını sadece kendini geliştirmek, yeteneğini kullanmak ve vakit geçirmek için yapıyorlarsa buna özel uğraş (hobi) diyoruz. Meslekte ise birey, kendi doyumunun yanında başkalarının yararını ve karşılığında kazanç elde etmeyi amaçlamaktadır. Birey, uğraştığı meslekle hem gelir elde edip hem de kapasitesini kullanıp özünü gerçekleştirebiliyorsa bundan haz alır ve mutlu olur. Kişinin kapasitesini kullanarak bir şeyler üretmesi ve bundan haz duyması hayatının tüm kesitlerine olumlu yansımaktadır. Çalışma hayatındaki huzursuzluk ve doyumsuzluk kişinin psikolojik sağlığını tehdit eder. Çalışma hayatındaki mutsuzluğun en önemli nedeni ise kişinin seçtiği mesleğin niteliklerine uygun olmaması ya da yanlış bir meslek seçmiş olmasıdır. Birey, meslek seçimi yaparken fiziksel ve zihinsel yeteneklerinin yanında ilgi, istek, ekonomik durum, mesleki eğitimi başarma ihtimali gibi birçok etmeni de göz önünde bulundurmalıdır. Meslek, bireyin işinde başarılı olup olamayacağını, kimlerle iletişim ve etkileşim içinde olacağını, değer yargılarını, dünya görüşünü, yaşam tarzını, alışkanlıklarını hatta kimlerle evleneceğini etkileyen faktörlerin başında gelir. Meslek Seçimini Etkileyen Faktörler Meslek seçimi, karmaşık bir süreçtir. Bu sürece yetenekler, ilgiler, değerler, ihtiyaçlar gibi psikolojik, sosyo-ekonomik düzey ve cinsiyet gibi sosyal faktörler etkili olmaktadır.
Yetenek, herhangi bir davranışı, bilgi ve beceriyi öğrenebilmek için doğuştan sahip olunan potansiyel gücün, kapasitenin çevre ile etkileşim sonucu geliştirilmiş ve yeni öğrenmeler için hazır hale getirilmiş kısmını ifade eden bir kavramdır. Böylece bir kimsenin belli bir yaşa kadar geliştirdiği becerilere bakarak onun daha sonra göreceği eğitimden ne ölçüde yararlanabileceği hakkında bir tahminde bulunulabilir. Bir kimsenin yeteneği onun kalıtım yolu ile getirdiği potansiyel gücün, o güne kadar geliştirdiği kısmını; edindiği bilgi ve becerileri kapsamaktadır. Bir eğitim programında başarı, öğrenme gücü kadar, o güne kadar kazanılmış ve belli bir eğitim programına temel olacak bilgi ve becerileri de gerektirmektedir. Başarının gerçekleşmesinde alana karşı duyulan ilgi de önemli bir rol oynamaktadır. Başarı; yetenek, o güne kadar edinilmiş ön bilgi ve beceriler ile güdülenme üçlüsünün ortak etkileşimi sonucunda gerçekleşmektedir. Yetenek, öğrenme ortamlarından yararlanma gücü olarak da tanımlanmaktadır. Buna göre, bir kimsenin yetenek düzeyi ve alanı hakkında bilgi edinme ihtiyacı, o kişiyi bir eğitim programına yerleştirmede izlenecek yolu belirlemede önemlidir. Genel kültür, sosyal davranışlar, teknik ve her türlü meslek becerileri kazandıran çeşitli eğitim programlarından öğrencilerin ne ölçüde yararlanabileceklerini önceden kestirmek için onların yetenek düzeylerinin ve türlerinin bilinmesine ihtiyaç vardır. Bu da kişinin hem eğitimde hem de yaşamında mutlu olması için önemli bir koşulun yerine getirilmesi demektir. Bireylerin başarılı olabilmeleri için öncelikle belirli bir genel yeteneğe sahip olmaları gerekmektedir. Genel yetenek her konuda öğrenme için gerekli öğrenme gücünü ifade etmektedir. Genel yeteneğin meslek seçimindeki rolüne bakarsak her meslekte üyelerin aldıkları puanlar normal bir dağılım meydana getirmektedir. Bireyler, yetenek düzeyi yönünden farklı oldukları kadar yetenek türleri yönünden de farklılık göstermektedirler. Başarıya ulaşılmasında ve meslek seçiminde genel yeteneğin yanında özel yeteneklerin de bilinmesi ve ölçülmesi gerekmektedir. Ölçülebilen yeteneklerden bazıları şunlardır: Genel akademik yetenek: Soyut kavramları öğrenebilme, sembollerle akıl yürütebilme gücü. Sözel Yetenek: Sözcüklerin ve paragrafların anlamlarını, sözcüklerle ifade edilen kavramları anlama, fikirleri açık bir şekilde ifade edebilme gücü. Sayısal Yetenek: Sayısal ilişkileri görebilme, olguları matematiksel ilişkiler halinde ifade edebilme, aritmetik işlemleri çabuk ve doğru yapabilme gücü. Uzay ilişkilerini görebilme yeteneği: Cisimlerin uzayda hareket ettirildikleri takdirde alacakları şekilleri göz önünde canlandırabilme, bir cismin düzlem üzerindeki şeklin döndürüldüğünde alacağı biçimi tasarlayabilme gücü. Şekil ilişkilerini görebilme yeteneği: Cisimlerdeki veya grafiklerdeki küçük ayrıntıları algılayabilme, şekil ve gölgelerde görsel karşılaştırmalar yapabilme ve farkları görebilme gücü. Büro işleri yeteneği: Sözel ve sayısal materyaldeki küçük ayrıntıları algılama, tablolardaki, listelerdeki ve yazılardaki farkları algılama gücü. Göz el koordinasyonu: Gözü ve elleri eşgüdüm halinde kullanabilme, algılanan duruma çabuk ve doğru bir kararla, el ve kollarla tepkide bulunabilme gücü. Parmak becerisi: Parmakları ustalıkla hareket ettirebilme ve küçük objeler üzerinde çabuk ve düzgün bir biçimde işlem yapabilme. El becerisi: Elleri çabuk ve ustalıkla hareket ettirebilme. Bu yetenek parmak becerisinden daha kaba bir beceri olup, kolların hatta vücudun hareketini gerektirir. Meslekler için gerekli olan özel yetenekler konusunda o mesleği seçen bireyler arasında homojenlik varken meslek için çokta önemli olmayan özel bir yetenek konusunda heterojen bir dağılım görülmektedir. Örneğin, el-göz koordinasyonu pilotluk için önemli bir yetenektir. Bu yetenek için pilotlar arasında çok az bir fark olabilir. Buna karşılık sözel yetenek pilotluk için çok kritik bir yetenek olmadığı için seçimlerde çokta dikkate alınmadığından aralarında büyük farklar olabilmektedir. İş doyumu
Meslek seçiminde en önemli unsurların biri de gelecekte o meslekte mutlu olma ve haz duyma gelmektedir. Bir mesleği seçip o meslekte yeteneklerini kullanarak mesleki ve iş doyumuna ulaşabilmesi bireyin beklentilerine cevap bulmasına bağlıdır. Her davranışın gerisinde giderilmeye çalışılan bir ihtiyaç vardır. Aşağıda belirtilen alanlarda, bireyin beklentileri ile mesleğin ve işin sağladığı imkânların uygun olması halinde iş veya meslek doyumunun gerçekleştiği söylenebilir: o Mesleğin gerektirdiği faaliyetlerin, bireyin yetenek, bilgi ve becerileri ile tutarlı olması o Seçilen meslek faaliyetlerinin birey için ilgi çekici olması o Çalışma ortamının fiziksel olarak uygun olması o Sağlanan kazanç düzeyi o Kendini geliştirme olanağı o İş bulabilme imkânı o Çalışma ortamında insan ilişkilerinin iyi olması o Ödül ve takdir o Sağlanan güvence o Verilen yetki ve sorumluluk o Günlük çalışma süresi o Yarışma ve kendini gösterme imkânı Burada, sıralama önemli olmayıp zamana, ortama, duruma, ülkenin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik durumuna, bireyin ilgi, ihtiyaç ve algılarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yapılan araştırmalar profesyonel mesleklerde bulunanların daha çok iç kaynaklı (intrinsic) ödüllere yani işin ilgi çekici ve yeteneklerini geliştirici olmasına önem verirken, alt düzeydeki mesleklerde bulunanların ise dış kaynaklı (extrinsic) doyumlara yani para ve takdire daha önem verdiklerini göstermektedir. Psikolojinin davranışla ilgili temel ilkesine göre, bir davranış insanın ihtiyacını giderecek bir doyumla sonlanırsa davranışın yapılma sıklığı artar. Mesleki olarak beğenilen bir ürün ortaya koyan birey, içsel olarak mutlu olur ve aynı zamanda dışsal olarak ödüllendirilmesi de söz konusudur. İşin gerekleri ile bireyin yetenekleri arasında paralellik varsa iş doyumu daha yüksek olur. Bireyin yetenekleri, işin gereklerinin altında ise birey başarısızlık duygusu yaşayabilir veya tam tersi ise birey işten sıkılarak mutsuz olabilir. Ülkemizde yetenek ile mesleki seçim arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için yapılan ilk çalışma Uysal ın 1971 de Lise öğrencileri üzerinde yaptığı çalışmadır. Bu çalışmada, bireylerin özel yeteneklerinin yeterince farkında olmadıkları, farkında olsalar bile farklı nedenlerden dolayı yetenekleri doğrultusunda tercih yapmadıkları, yetenekleri doğrultusunda bilinçlenmeleri gerektiği gözlenmiştir. İlgi İnsanların niteliklerine uygun meslek seçimi yapmaları ve uygun işlere yerleşmeleri için her bireyin yeteneklerinin ölçülmesi kadar, işlerin gerektirdiği faaliyetleri yapmaktan hoşlanma derecesinin yani ilgilerinin de ölçülmesi gerekmektedir. Yetenekler, bir çalışma alanında başarılı olmak için gerekli nitelikler olduğu gibi ilgiler de bir çalışma alanında doyum sağlamak için gerekli niteliklerdir. İlgi, bir kimsenin bir kişiye, nesneye veya faaliyete karşı gösterdiği hoşlanma, hoşlanmama ya da kayıtsız kalma şeklindeki tepkisi olarak tanımlanmıştır. İlgi, bir kimsenin özel bir gayret sarfetmeksizin dikkat ettiği, gözlemlediği, üzerinde durup düşündüğü ve zevk alarak yaptığı işlerdir. İlgiler de kendi içinde çeşitlilik arz etmektedir. Bilim adamları bunları ayırarak ilgi envanterleri oluşturmuşlardır. Kuder ilgi Alanları Tercih Envanteri ile 10 çeşit ilgiyi ölçülmektedir. Bunlar: açık hava, hesap, mekanik, bilim, ikna, güzel sanatlar, müzik, edebiyat, sosyal hizmet ve büro işleri ilgileri gibi. Super ise çeşitli araştırmacıların ilgilerini şu başlıklar altında toplamıştır:
Bilimsel İlgi: Doğal ve toplumsal olayların neden ve nasıl olduğunu anlama, bilimsel bilgiye bir şeyler katma ve-veya bu bilgiyi uygulamaya koyma arzusunu ifade eder. Doktorlar, biyologlar, sosyologlar, fizikçiler bu ilgiye sahip kimselerdir. Teknik veya Maddi İlgi: Olayların neden ve nasıl olduğundan çok bilimsel ilkelerin uygulamaya nasıl dönüştürüleceği ile salt bilmek için bilme değil, bilginin ne işe yarayacağı konusu ile ilgilenmektir. Mühendisler ve teknisyenler bu tür ilgiye sahiptir. Sosyal Yardım İlgisi: Bu ilgi insanlarla, insan olarak ilgilenmeyi, onları anlamaya, geliştirmeye, sıkıntılarını azaltmaya çalışma isteğini ifade eder. Bu tür ilginin önemli olduğu meslekler öğretmenlik, sosyal hizmet, psikolojik danışmanlık vb. dir. Sistematik İlgi ya da İş Ayrıntıları İlgisi: İşleri tertipli düzenli yapmayı içerir. Kayıt tutma, dosyalama, yazıları belli bir sisteme göre sıraya koyma bu ilgi ile ilişkili işlerdendir. Muhasebeciler, büro memurları bur tür ilgiye sahiptir. İş Teması İlgisi: Bu ilgi insanları ikna etmekten ve bir ürünü, bir hizmeti satmaktan hoşlanırlar. Satış işleri, satış yönetimi gibi çalışmalar bu ilgi alanına uygundur. Edebiyat İlgisi: Düşüncelerini ifade edebilme ya da başkalarını kelimelerle etkileyebilme ilgisidir. Yazarlar, gazeteler bu tür ilgiye sahiptirler. Müzik ve Sanat İlgisi: İkisi de duyguların artistik yollarla ifadesi ile ilgili olan bu ilgi alanları aslında birbirinden farklı yeteneklere dayanmaktadır. Müzisyenler, ressamlar, sanatçılar, mimarlar vb.dir. İlgi envanterleri: - İlgilerin farkına varılmasını kolaylaştırır. - İlgi alanlarının mesleklerle bağlantısının kurulmasına ve bu yolla henüz bilinmeyen meslekleri tanımaya yardımcı olur. - İlgilerle yetenekler arasında bir tutarsızlık varsa bunun farkına varılmasına yardımcı olur. - Kişinin ifade ettiği ilgilerle ölçülen ilgiler birbirinden farklı ise bunun kaynağını bulmaya yardımcı olur. - İlgilerin meslek seçimindeki önemini anlamasına yardımcı olur. - İlgi kavramının mesleki doyum, başarı, özenti, yetenek kavramları ile ilişkisini görmesine yardımcı olur. - Kariyer planının gerçeklik düzeyini artırır. - Kariyer düşüncesini geliştirir, araştırma davranışını artırır. - İlgilerle meslek seçenekleri arasındaki ilişkinin görülmesini kolaylaştırır. İlgi ve Yetenek İlgi kişinin çevresi ile etkileşimi sonucu oluşur ve gelişir. Bir davranışın doyum ile sonuçlanması, kişinin bu davranışı ileride tekrarlama olasılığını artırır. Bir alanda ilginin oluşabilmesi için kişinin çevresi ile etkileşimde başarılı olması gerekir. Bu da yetenekle yakından ilgilidir. Yetenek kişinin bir alandaki girişimlerinin doyumla sonuçlanmasının en büyük etkenidir. İlgiler, yeteneklerin kullanım alanlarıdır. Güçlü bir yeteneğe dayanmayan ilgiler geçici bir heves olmaktan ileri gidemez. Bireyin ne kadar güçlü özel yetenekleri varsa o kadar güçlü ilgileri vardır. Bu ilgilerden bazılarını mesleki olarak uygulayan birey diğer ilgilerini ve yeteneklerini de meslek dışı faaliyetler (hobiler) olarak kullanır. Betz ve Hackett(1981) araştırmalarında, ilgilerin hem üniversitede bölüm seçiminde hem de meslek seçiminde yetenekle birlikte dikkate alındığında ileriki yıllarda başarı ve doyum için önemli bir gösterge olacağını söylemektedirler. İlgi, başarıya götürecek çok önemli bir etmendir. Ancak yetenek yoksa ilgi tek başına başarıya götüremez. Bireyde yetenek yoksa ilgiler, bir süre çevre desteği ile devam etse bile belli bir süre sonra sönecek veya başka bir alana kayacaktır.
İlgiler ölçülürken dikkat edilmesi gereken husus da bireyin ilgisinin temel dayanağının tespit edilmesidir. Birey, yeteneğini kullanarak doyuma ulaşmak mı yoksa mesleğin değişik boyutlarını düşünerek mi ilgi göstermektedir. Örneğin gelir getiren bir meslek veya hayranlık duyulan bir meslek olup olmamasına göre birey ilgi duyabilmektedir. Birey, çevresinden etkilenerek veya birilerini model alarak ya da doyurulmamış ihtiyaçlarını gidermek için bir mesleğe ilgi duyabilir. Birey bu duruma göre karar verirse belki de baskın yeteneği olan meslekleri değil de ikinci veya üçüncü derecedeki yeteneklerindeki meslekleri seçebilir. İlginin cinsiyetle de alakası vardır. Kültürler, bazı faaliyetleri erkeklere, bazılarını da kadınlara özgü saymaktadır. Kızlardan ve erkeklerden toplumun beklediği davranışların farklılığı küçük yaşlardan itibaren kendini göstermektedir. Bu nedenle meslek ilgilerini etkileyecek davranışların çok erken yaşlardan itibaren belirlendiği görülmektedir. Meslek seçiminde bireyin kendini nasıl gördüğü, çevrenin onu nasıl gördüğü, yetiştiği sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik çevre bireyi etkilemektedir. Yapılan araştırmalar, soyso-ekonomik düzeyi düşük ve daha çok kırsal kesimden gelen çocukların çoğunlukla dışsal odaklı meslekleri seçtiklerini yani para getiren ve iş garantisi olan mesleklere yöneldiklerini göstermiştir. Bunun yanında sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel düzeyi yüksek ailelerin çocuklarının ise içsel odaklı, yani yeteneklerini kullanabilecekleri mesleklere ilgi gösterdikleri, tercih ettikleri görülmektedir. Sonuç Özellikle ÖSS sonrası ortaya çıkan ve ömür boyu sahip olunacak mesleğin seçiminde birey, kendini tanıdığı oranda ve kendisi ile barışık bir seçim yaparak doğru kararlar vermelidir. Bireyin kendini tanıması, her alanda çok çeşitli yaşantılar geçirmesine bağlıdır. Akademik başarıya, çeşitli ölçme araçlarına ve gözlemlere dayalı tanımanın yanında bireyin yaşantılar yoluyla gerçeklerle yüzleşmesi yararlı olacaktır. Bu anlamda tercihler öncesi yapılacak meslek tanıtımlarında, meslekleri teorik olarak tanıtmanın yanında alanda/uygulamada tanıtmak da önemlidir. Burada işin nitelikleri ile bireyin yetenekleri, ilgileri, ihtiyaçları test edilmelidir. Bunların yanında, üniversitelerin ilgili bölümleri tercih edilmeden önce mümkünse gezilip görülmeli ve eğitim olanakları da incelenmelidir. Meslek seçimi bir anda olan biten bir şey olmayıp belli bir süreç gerektirmektedir. Bu süreçte anne babalar ve öğretmenler özellikle de rehber öğretmenler bireye rehberlik yapmalıdır. Bireyin kendini ve meslekleri tanımasına yardımcı olmalıdır. Yapılan araştırmalar, zeki çocukların daha erken yaşlarda yeteneklerinin farkına vardıklarını ve ilgilerinin daha erken belirginleştiğini göstermektedir. Onun için ilköğretimden itibaren hem bireyin ilgi ve yetenekleri açısından hem meslekleri tanımaları açısından öğrencilere yardımcı olunmalıdır. İnsanlar farklı yetenekler ve farklı ilgilere sahip olarak yaratılmışlardır. Peygamberimiz de Bir kimse ne için yaratılmışsa o şey ona kolaylaştırılmıştır diyerek insanların kendi yetenekleri doğrultusunda hareket etmesini salık vermiştir. İnsanın kendisini bilmesi, kendisini tanıması ve buna göre hareket etmesi, başarısını artırmasında ve hayat boyu mesleki ve iş doyumu sağlaması açısından önemlidir. Bireyin beklentileri ile mesleğin ve işin sağladığı imkânların uygun olması, iş veya meslek doyumunu sağlayarak mutlu yaşamasına da katkıda bulunacaktır. Kaynakça Prof. Dr. Yıldız Kuzgun, Meslek Danışmanlığı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara 2000.