KEÇİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BÜTÜNSEL YAKLAŞIM



Benzer belgeler
Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

T.C. Kalkınma Bakanlığı

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

BVKAE

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım

TÜRKİYE DE ve DÜNYA DA HAYVANSAL ÜRETİM. Prof. Dr. Numan AKMAN A.Ü. Ziraat Fakültesi

Türkiye Keçi Sütü Üretimi ve Keçi Sütünün Özellikleri. Özgül Anitaş Saadet Bingöl Ercan Mevliyaoğulları. Ç.Ü.Z.F, Zootekni Bölümü, Balcalı, Adana

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

BULDAN HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL STRATEJİLERİ EYLEM PLANI

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

Dünyada ve Türkiye de Endüstriyel Süt İşleme

SAĞLIKLI HAYVANSAL ÜRETİM

TÜRKİYE DE SIĞIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Koyun ve keçi sütü ve ürünlerinin üretiminde karşılaşılan temel sorunlar ile muhtemel çözüm önerileri

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

>BİLGİ. Fransa da Büyükbaş hayvancılık. Durumu.

Tarım Sektörü. Erdinç Ersoy, Kıdemsiz Tarım Sektörü Uzmanı

Sağlıklı Tarım Politikası

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

EKO-GASTRONOMİ. Arş. Gör. Reha KILIÇHAN Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi

ÖNSÖZ. Dr. Ahmet ALTIPARMAK Antalya Valisi BAKA Yönetim Kurulu Başkanı. Tuncay ENGİN BAKA Genel Sekreteri

1. KIRMIZI ET SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER a. Kırmızı Et Sektörü Pazar Analizi

Conjugated Linoleic Acid

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

TARIM EKONOMİSİ. Prof. Dr. Göksel Armağan 2017

GELENEKSEL GIDA VE DİĞER TEMEL KAVRAMLAR

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

KÜRESELLEŞEN DÜNYADA COĞRAFİ İŞARETLER

İÇİNDEKİLER KIRMIZI ET, SÜT VE YEM SEKTÖRÜ ANALİZİ Kırmızı Et Sektöründeki Gelişmeler Yem Sektörü Pazar Analizi... 21

Enerji ve İklim Haritası

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

KIRMIZI ET SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. Dr. Ahmet YÜCESAN Ulusal Kırmızı Et Konseyi Bşk. İSTANBUL 2014

3. ULUSLARARASI BİYOSİDAL KONGRESİ

Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Yardım Projesi

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

KÜRESELLEŞME STRATEJİLERİ İÇERİSİNDE TÜRKİYE SÜT SEKTÖRÜ NE YAPACAK?

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

TÜRKİYE SÜT SEKTÖR İSTATİSTİKLERİ ÖZET RAPORU

Gıda Piyasalarının Değişen Dinamikleri. Türkiye Tarım/Gıda Sanayii nin Rekabet Gücü

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

Kimya Sektöründe Sürdürülebilirlik Çalışmaları. 3 Mayıs 2016

KÜRESELLEŞEN DÜNYADA COĞRAFİ İŞARETLER

Proje alanı, süresi ve bütçesi

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

Fao Gıda Fiyat Endeksi

21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III. 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda. 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim:

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA DEVEKUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ

Trakya Kalkınma Ajansı. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Gıda Güvenliği, GDO lar ve Sağlıklı Beslenme. Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami TANER (Ph.D.)

KUZEY DOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT (SWOT) ANALİZİ(2012)

AÇLIĞIN ÖNLENMESĠ ve GIDA GÜVENCESĠNĠN SAĞLANMASI

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

Tarım ve Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

TARIM EKONOMİSİ ve İŞLETMECİLİĞİ. Dr. Osman Orkan Özer

GIDA GÜVENLİĞİ VE YENİ TARIM POLİTİKASINA İLİŞKİN ÖNERİLER

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI BÖLÜM SEÇMELİ DERSLERİ

4.GIDA GÜVENLİĞİ KONGRESİ KAPANIŞ BİLDİRGESİ

MEVZUATLAR KANUNLAR. TEBLİĞ, TALİMAT ve KARARLAR YÖNETMELİKLER KANUNLAR. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu

SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012


KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

AMASYA KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ VE SORUNLARI

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Fao Gıda Fiyat Endeksi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM ve BİTKİ KORUMA

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı

TÜRKİYE DE SÜT HAYVANCILIĞI POLİTİKALARI

Transkript:

KEÇİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BÜTÜNSEL YAKLAŞIM Doç.Dr. Dilek ARSOY Yakın Doğu Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Zootekni ve Hayvan Besleme Bölümü, Zootekni AD-KIBRIS Bu makale, modern konvansiyonel hayvancılık sisteminde görülen olumsuz sonuçları ekoloji, ekonomi, üretim, sağlık ve tüketim konularında ortaya koyar. Bu sonuçların giderilmesi ve çiflikten çatala sağlıklı gıda anlayışı içerisinde, hayvan keçi yetiştiriciliğinde ve keçiden elde edilen gıda ürünlerinde bütünsel yönetim ve slow food yaklaşımı (alternatif gıda ağları) ile alternatif bir keçi yetiştiriciliği ve gıda tasarımı ortaya koymaya çalışır. Modern Konvansiyonel Hayvancılık Sistemi ve Getirdiği Sonuçlar Hayvansal ve bitkisel ürünlerin ve gıdanın üretiminde, sanayi modellerinin taklit edilerek yapılan üretim, uzun vadede sürdürülemez ve kısa vadede gittikçe doğal olmaktan ve sağlıktan uzaklaşan bir üretim şekli olmaktadır. Bu kapsamda, hayvan yetiştiriciliğinde ve gıdanın elde edilişi ve tüketilmesinde; Geleneksel sistem; Koyun ve özellikle keçi yetiştiriciliği geleneksel yapısını hali hazırda korumaktadır. Konvansiyonel tarımsal işler kapsamında ise gelişmiş ülkeler diye tanımlanan ülkeler, ellerinde yaratmış oldukları artı değerleri gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerdeki üreticilere, küresel firmalar aracılığı ile modern tarımsal yaklaşım çerçevesinde kitlesel olarak üretir ve satarlar. Bugün Türkiye de sığır yetiştiriciliğinde uygulanan yöntem yerli ırk hayvanların yetiştirildiği küçük aile işletmeleri hariç tamamıyla bu durumdadır. Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde ise sistem sığır kadar sınaî tarım araçlarına ve sistemine bağlı değildir, ancak ciddi baskı altındadır. İleri tarım işleri diye nitelenen kavram ise gıda ile ilgili büyüyen çevresel ve toplumsal sorunlara modern tarım- gıda anlayışı açısından organik, biyoorganik çözümler sunarak sanayinin büründüğü en ilginç biçimlerin tarımdaki ifadesidir ki üretici ve tüketici açısından konvansiyonel üretimin bütün özellikle ekonomik olumsuzluklarını içerir. Sertifikalandırma, garantili üretim süreçlerinde üretilmiştir etiketleri de bu anlayışın hukuksal temsilidir. Gıda temin ve tüketim sistemlerinde; 1.Üretici ve tüketici arasındaki mesafe açılmış güven kaybolmuştur. Sığır eti ve sütündeki durum budur. 2. Üretimin ve arzın yeri, birçok ürünün kalitesi ve doğası üzerindeki etkisini zamanla yitirmiştir ve metalaştırmıştır (Roep & Wiskerke 2006) (Ör:kola ve süt reklamları) 3. Malların ve hizmetlerin mübadele edilebilir ve yer değiştirebilir olması rekabete ve belirli küresel grupların daha fazla yerel ya da küçük grupların ise tükenmeye doğru gitmelerine yol açmaktadır (Marsden 2006). Sonuç olarak; 1.Çiftçi aile gelirleri azalmış, parakendecinin payı artmıştır (Hoste et al 2004). 2.Çevresel kirlenme ve ekolojik bozulmayla yer altı sularına nitrit, nitrat, havaya amonyak ve metan, ilaç kalıntıları, topraktaki fosfat doyumu, karbon sorunları vd (Goodlass et al 2003) gerçekleşmektedir. Aynı zamanda biyolojik çeşitlilik ve varyasyonda dramatik biçimde azalmaktadır. Türkiye de tavukçuluk ve bitkisel tohum kesinlikle bu durumdadır. Sığırcılık ise bu bağlamda doyuma ulaşmak üzeredir. TAGEM tarafından yürütülen gen kaynaklarını koruma projeleri bu nedenlere dayanmaktadır. Elimizde kalan yegâne kaynak hali hazırda koyun ve keçidir. 3. Yüksek verim için özel olarak modern ya da genetik teknikler kullanılarak üretilmiş ve standartlaştırılmış bitki ve hayvan ırklarının yetiştirilmesi ile birlikte taze ürünlerin organoleptik kalitesi ve çeşitliliği de çok büyük bir kayba uğramıştır ve katkı maddeleri oranı artmıştır. 4. Üretici ve tüketici arasındaki mesafenin gitgide açılması sonucunda güvensizlik ve belirsizliğin artışı da beraberinde gelmekte ve gıda panikleri

tetiklenmektedir. BSE (Deli Dana) ve FMD (Şap) krizleri, LSD, zoonozlar et sanayi ve modern üretim üzerinde büyük şaibeye yol açmıştır (Vuylsteke et al 2004). Etiket ve belge yoluyla sisteme güven oluşturulmaya çalışılmaktadır. 5. Obezlik ve metabolik sorunlar kaygı verici boyuttadır (beslenme yetersizliği, şeker hastalığı-kalp ve kanser vakalarının hızla artışı). Modern Konvansiyonel Üretime Karşı Alternatif Gıda Ağları 1.Hipermodern gıda coğrafyası; Tarım-gıda modernleşme sürecinin hızlanması olarak tanımlanır ve modern konvansiyonel üretimin çıkmazlarını işgücünden tasarruf ederek, işlevsel gıdalar yaratarak, kalite güvence sistemleri uygulayarak ve hiper modern makineler kullanarak çözmeye çalışır (Scrinis 2007). 2.Alternatif gıda coğrafyası (bütünsel ve bölgesel);üretim ve tüketim arasındaki mesafenin kısalmasına, yerel koşullara özgü hayvan cins ve ırklarının kullanılmasına, çevresel sürdürülebilirliğin artmasına, sağlıklı gıda üretiminin sağlanmasına ve tüketiciler açısından kalite ve güven unsurunun oluşmasına neden olur. Alternatif gıda coğrafyası bütünleşmiş ve bölgesel gıda yönetim tarzını içerir (Sonnino and Marsden 2006). Alternatif Gıda Ağları giderek daha fazla kendine yer edinmeye ve tüketici tarafından tercih edilir olmaya başlamıştır (Morgan at all 2006). Bu yaklaşımda Almanya da bulunan TEGUT (300 şubesi ve yıllık cirosu 1 milyar Euro' u aşan bir aile şirketi) RHÖNGUT et ürünleri firması pazar paylarını birleşmeler ve rekabetle artırmaya çalışan diğer süpermarket zincirlerinin aksine ayrıksı, yüksek kalitede ürünlere yönelmiştir (Schaer et al 2006). Türkiye de ise bir dondurma şirketi bu konuda çok iyi bir örnektir. Yerel bir dondurma tarzını keçi sütü ve yerel salep üretimi ile birleştirerek tam da geleneksel, üreticiyi destekleyen, istihdam alanı yaratan ve yerel bir ürünü marka haline getirebilen bir sistemi tamamen geleneksel, el yordamı ile kurmuştur. Keçi sütü konusundaki gelişimde bu dondurma şirketi ciddi itici rol oynamıştır. Türkiye de çok da aşina olduğumuz ve aslında geleneksel olarak sürdürdüğümüz ancak bunu bir teori ve sisteme dahil etmediğimiz köylü pazarları, mezatlar, açık kasaplar, kendin pişir kendin ye konseptleri, köy kahvaltıları gibi modern konvansiyonel üretimde ortadan kaldırılmaya çalışılan yerel geleneksel sistemlerin tamamını saymak mümkündür. Alternatif gıda coğrafyasının önemli bir ayağı da kentsel gıda stratejileridir. Bu stratejinin özelliği gıdayla doğrudan veya dolaylı ilgili, insan sağlığında iyileşme, çevre kalitesini artırma, yaşam kalitesini artırma, istihdam, sosyal adalet, bütünlük, sağlıklı ve koruyucu üretim politikalarını içine alan hedeflerin birbiriyle bütünleşmesini içerir (Friedman 2007). Türkiye de Buğday Ekolojik Yaşam Derneği, TA TU TA ekolojik çiftlik, Analı kuzulu projesi, Perma kültür, Tohum Takas ağı, ekolojik pazarlar, yerel panayırlar gibi bir dizi projeler yürütülmektedir. Hayvancılıkta Alternatif Gıda Ağları Kapsamında Bütünsel Yönetim/Slow food Bütün çiftlik hayvan türlerinin yetiştirilmesinde kullanılabilen ekolojik döngülerin ve üretim süreçlerinin basit, akıllı ve verimli biçimde kullanılması ile elde edilen hayvansal ürünleri, üretim ve tüketim zinciri içerisinde sağlıklı, güvenli, karlı, toplumsal ve yerel sorumlulukları taşıyan bir sistem bütünü olarak yönetebiliriz. İfade etmeye çalıştığımız hayvansal üretimdeki bütünsel yönetim süreci; 1.Konvansiyonel hayvancılığın yarattığı ekonomik, sosyolojik ve ekolojik sorunları ve maliyetleri taşımayan 2.Uygulandığı meraları ıslah eden; toprak ve flora ile faunanın kalite ve miktarını arttırırken biyolojik çeşitliliği de koruyan ve artıran 3.Küçük ve orta ölçekte ekonomik katma değer yaratan 4.Gelişmiş bir altyapıya ihtiyaç duymaması ve düşük yatırım ve işletim maliyetleriyle, farklı yerel dinamiklerde uygulanabilen 5.İnsan kaynaklı iklim değişikliklerinin başlıca nedenlerinden biri olan konvansiyonel hayvancılığın aksine karbon

nötr /negatif bir etki yaratarak iklim değişimleriyle mücadele eden (Duru 2011) 6.Yatırım ve işletmenin büyük sermaye grupları tarafından yönlendirildiği, ileri tarım işleri kapsamında zorunlu ve aracı şirketlere bağlı sertifikalandırmanın olduğu, maliyeti yüksek organik mücadele yöntemlerinin kullanıldığı Organik hayvancılığa alternatif olabilen 7.Hayvansal üretim açısından doğa dostu doğal ürünler sunabilen 8.Özel olarak bu sistemle yetiştiriciliği yapılan hayvanlardan elde edilen ekolojik ürünleri güvence altına alan ve geleneksel mirası koruyarak örgütlü bir biçime dönüştüren 9.Küçük ve orta ölçekli işletmelerin en az girdi ile maksimum gelir elde edebileceği ve büyük oranda kendi başlarına ya da kooperatif, üretici birlikleri ve kolektif köy sürüleri vasıtasıyla ortak paylaşım yoluyla yapabilecekleri bir yetiştirme ve yönetim sürecidir. Günümüzde hayvancılıkta en büyük sorun nedir diye sorduğumuzda girdiler ve çıktılar arasında ekonomik, verim ve sağlık açısından farktır diyebiliriz. Şu anda bu farkın en küçük olduğu yetiştiricilik küçükbaş hatta keçi yetiştiriciliğidir. Bu yetiştiricilik biçimi ise üreticiyi kalkındıracak ve tüketiciyi ekonomik ve sağlıkla ilgili konularda ikna edebilecek bir yetiştiricilik modelidir. Bütünsel yönetimde otlatma Yirminci yüzyılın ortalarına kadar yerleşik toplumlar meralarını ortak kullanarak, yaylacılık yaparak, otlama mevsiminde ortak sürüleme yaparak hayvancılığı devam ettirdiler. Hali hazırda özellikle koyun ve özellikle keçicilikte bu durum Türkiye'de devam etmekte ancak süt keçiciliğinin form değiştirmesiyle birlikte yavaş yavaş süt inekçiliğinde yaşanan sürece giriş yapılmak istenmekte ve bu dinamik zorlanmaktadır. 20.yüzyılda yaşanan büyük nüfus artışı, daralan meralar, aşırı otlatma kırsaldaki demografik yapının bozulması, sulak alanların kuruması, su ve toprak kirliliği ile meraların ekolojik dengesi bozuldu. Meralar hem toplam yüz ölçümü hem de verim anlamında çöküşe geçmeye başladı ve modern klasik kalkınmacı ön kabullerin olduğu "feedlot" olması gereken olgu olarak sunuldu ve bu sistem içerisinde zamanla oluşan olumsuzluklar hayvan refahı kavramının çıkmasına neden oldu. Hâlbuki modern hayvancılık sisteminin yarattığı gizli ekonomik maliyet ve ekolojik yıkım göz ardı edildi ve düşük fosil yakıt fiyatları nedeniyle sürdürülebilirlikten son derece uzak olduğu özellikle şu anda süt inekçiliğinde (1 kg süte fiyatı ile 1.3 kg süt yemi alınabilmekte, sütün ortalama maliyeti 1,106 TL, Ulusal süt konseyi, 2014) ve sığır besiciliğinde ortaya çıktı (İşletme giderlerinin %55-65 kadarını yem maliyeti,%10 enerji,%10-15 işçilik, %2-4 ilaç, aşı, veteriner giderleri) Bugün Türkiye de yüksek seyreden özellikle et fiyatları ve süt fiyatları bu durumun önemli bir göstergesidir. Entansif yetiştirme sistemlerinde karlılığı enerji (petrol üretim zirveleri), (Hopkins 2008) üzerinden hesapladığımızda zarar kaçınılmazdır. (İthal besin hammaddeleri, ithal hayvanlar, makineleşmiş tarımdan elde edilen yem hammaddeleri, gübre yönetimi vs) Sonuçta bu kadar mekanize olduğu halde karşımıza sağlık açısından güvenliği tartışılan hastalıklar (domuz gribi, kuş gribi, BSE, Scrapi, vektör kaynaklı hastalıklar, Schmallenberg, Histophilus enf, Tüberküloz vd.) söz konusudur. Ekstansif ve bütüncül mera yönetimi sisteminde ve doğal çevre koşullarının bilindiği durumlarda ise enfeksiyonların insidansının ve bazı nematodların azaltılabileceği (Brundson,1980;Sellers 1982), hayvan hastalıklarının doğal tarihinde hastalık insidansının hiçbir şey yapmaksızın ya da konakçı parazit ilişkisinin çevresel düzenlenmesi suretiyle azaltılabileceği (Thrusfield, 1986) hastalıkların kontrolü ve eradikasyonu içinde değerlendirilmektedir. "Bütünlükçü mera yönetim"i tüm sistemi basit, akılcı sistemi optimize eden uygulamaları ile modern konvansiyonel ya da hiper modern sistemlere bir alternatif olarak çıkmaktadır. Bu sistemin önde gelen uygulayıcısı ve araştırıcısı Zimbabweli bir biyolog, çevreci olan Allan Savory ve Savory Enstitüsüdür. Sistemin yola çıktığı ana tema; bugünkü hayvancılığı M.Ö.15000 yıl öncesindekine benzer şekilde yaparsak hem meraları ıslah eder hem de ekonomik ve katma değeri yüksek bir hayvancılık yapmış oluruz. Kabaca sistem o

bölgedeki mikro ve makro eko-döngü değişkenlerine (bitki örtüsü çeşidi, toprağın yapısı, iklim, coğrafya, hâkim rüzgârlar, yükseltiler, yön vd) bağlı olarak bölümlenmiş meralarda olabilecek en fazla hayvan ve en sık dönüşüm aralığı ile (mümkünse 1 gün) uygulanan bir mera yönetimidir ve 3 (biyolojik izleme, finansal plan, toprak ve hayvan yönetimi) ana bileşeni vardır. Sistem tarihsel süreçte yaşanan " sık sürüler ve hızlı hareket " etme koşullarını günümüze uyarlamaktan geçer. Hayvanlar bölünmüş parsellerde sıkışık bir şekilde bulunduğunda hızla ve ayrım yapmadan otlar. Gün sonunda gübre organik madde olarak toprakta kalır, otlanmayan otlar basılarak toprağa geri döner, otlanan bitkilerin aynı boyda olan kökleri beslenmediğinden organik olarak toprağa karışır ve aynı zamanda yeni bir kök ve gövde oluşumu ile döngü devam eder. Bu arada çorak kalmış parsellerin ıslahı için ise sürü güçlü bir alanda otlatılıp dışkılama için çorak parsele de alınabilir. Sistem İsveç de, Amerika da, Zimbabwe de, Avustralya da özellikle sığır yetiştiriciliğinde kullanılmaya başlayan bir sistem ve çiftçiler kendilerine "Carbon Farmers" adını veriyorlar ki sistemin en önemli özelliği karbonu toprağa gömmek. Kısaca iklim değişikliği ile mücadele ediyor ve bunu 1.konvansiyonel ya da feed lot tipi hayvancılığı mera hayvancılığı ile ikame ederek yapıyor. 2.Yeryüzünde karbonun en çok bulunduğu yer olan üst toprağın miktarını ve içeriğini ekolojik döngülerle artırarak karbon depolanmasını gerçekleştiriyor. Günümüzde bilinen gerçek modern-konvansiyonel tip hayvancılığın iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olduğu (Dolaylı; tarımsal üretim, Doğrudan ise yığılı dışkıların nitro oksit üretmesi ve hayvanların doğalarına uygun olmayan yemleme nedeniyle çıkan metan gazı ). FAO (2006)'nun açıklamasına göre dünyada toplam küresel sera gazı salınımlarının %18'i modern konvansiyonel hayvancılıktan oluşuyor ve buna hayvancılık amaçlı toprak değişimlerini ( ormanların yok edilerek hayvan yemi amaçlı dikim) de katarsak oranın %27 gibi çok yükseldiği görülüyor. Örneğin Türkiye'de toplam ekilebilir arazi içerisinde yem bitkileri ekimi 2012 yılı itibariyle % 9,2'dir ve 2003 den bu yana her yıl artarak devam etmiştir. Yıllık kaba yem ihtiyacı 55 milyon ton olup bunun 45,684.682 milyon tonu büyükbaş, 9,403.646 milyon tonu küçükbaşlar içindir (Çelik, 2013).BMY şu anda 12 milyon hektarlık bir alanda uygulanıyor ve dönüm başına yaklaşık 450 kg canlı hayvan varlığını doyurabilecek bir biokütle taşıyor (Savory Institute 2015). Gerçek şu ki Türkiye' de (süt keçiciliğinin bir bölümü hariç) ve az gelişmiş ülkelerde keçi yetiştiriciliğinde bütüncül yönetim geleneksel bir şekilde yaşanıyor, ancak akıllı yöntemler ile tasarım değişikliğine ihtiyaç duyuyor. Yetiştirme sisteminde yapılacak akılcı tasarım beraberinde elde edilen ürünün de ekolojik, doğal ve sağlıklı olmasıyla sonuçlanıyor ki bu da tüketicinin talebini artırarak üreticinin karını yükseltiyor. Slow food (Yavaş gıda) Şu anda küçükbaş hayvancılık üretiminde ve ürünlerindeki hizmet ve deneyim, görülmeye ve kullanılmaya değer ilginçlikle ve yeni toplumsal dinamikleri gözeterek ortaya çıkması gerekir. Slow food kavramı, duyumsal deneyimin kaynaklandığı bilgi ve örgütlenme biçimleri ile birlikte özellikleri olan ürünlerin güvence altına alınmasını ve değerlendirilmesini içerir ve kültürel çeşitliliği ve ekolojik üretimi de beraberinde getirir. Slow food kapsamında hayvansal üretimde gıda kalitesi ve güvenliği, insani sürdürülebilir sağlıklı gıda kaynaklarının üretilmesi kapsamında hayvan ve insan sağlığını korumayı ve doğayı gözetmeyi savunur. Bu konu, hayvansal üretimde kullanılan hayvan türüne, ırkına, beslenmesine ve yönetim biçimine bağlı olarak en az stresle doğal yaşamına uygun hayvan refahı ve immuniteyi içermektedir. Aynı zamanda refah kapsamında en yakın mezbahaya nakli, kesim koşullarını, koruyucu hekimlik faaliyetlerini ve koruyucu sürü sağlığı programlarının uygulanmasını kapsar.

Keçi Yetiştiriciliği ve Bütünsel yönetim/slow food Bu kapsamda, bütünsel sürü yönetimi ve slow food kapsamında değerlendirilebilecek hayvansal ürünler tüm çiftlik hayvanlarını kapsayan bir süreçtir. Ancak burada özellikle keçi yetiştiriciliğinde bu süreci tanımlamak ve devreye sokmak Türkiye de keçi yetiştiriciliğinin hali hazırda bütünsel yönetime çok uygun altyapı taşımasından dolayıdır. Bütünsel sürü yönetimi keçi yetiştiriciliğin amacı olan süt ve özellikle et olarak elde edilen hayvansal ürünlerin gıda olarak ağlarının güçlendirilmesinde, yerel, küçük orta ölçekli işletmelerin doğa dostu üretim yaparak insan gıdası olarak kullanılan hayvansal ürünlerin son kullanıcı olan insana ve üreticiye sağlıklı ve ekonomik olarak kazandırılmasını amaçlar. Dünyada hayvan varlığında son 7 yılda keçi ve manda sayısı, sığır ve domuza oranla daha hızlı artmış, koyun varlığı ise pek değişmemiştir. Dünyada toplam 1,5 milyar baş sığır, 195 milyon baş manda, 1 milyar baş koyun, 920 milyon baş keçi bulunmaktadır (FAO STAT, 2012).Türkiye de ise 2013 yılı itibariyle yaklaşık 12.5 milyon baş sığır, 29 milyon baş koyun, 9.5 milyon baş keçi bulunmakta olup, keçide AB keçi varlığının % 41 ile bölgede 1. sıradadır. Kırmızı et üretim miktarları keçi eti 12.840 ton, koyun eti 36.525 ton, sığır eti ise 352.886 tondur (TUİK 2014 verileri). Türkiye toplam süt üretimi 2013 yılında 18 milyon tondur. Üretilen bu sütün % 91,4 ünü inek sütü, % 6 sını koyun sütü, % 2,3 ünü keçi sütü ve % 0,3 ünü ise manda sütü oluşturmaktadır ( T.C.Kalkınma Bakanlığı Özel İhtisas komisyonu Raporu 2014) GTHB verilerine göre toplam kırmızı et üretiminde ithalatın payı 2010'da yüzde 8, 2011 yılında yüzde 7 olmuştur. Kırmızı et tüketiminde ise, ithalatın payı 2010 da yüzde 15, 2011'de yüzde 22 dir ( T.C.Kalkınma Bakanlığı Özel İhtisas Komisyonu Raporu 2014). Kırmızı et üretim ve tüketimi içerisinde keçi etinin payının yükseltilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Keçi eti ve sütünün diğer hayvansal ürünlere göre özellikle slow food kapsamında ele aldığımızda önemli avantajları bulunmaktadır. Şimdiye kadar keçi üzerinde yürütülen politikalar özellikle kıl keçi ve melezlerinin azaltılması yönünde olmuştur. Oysa kaliteli et ve sütteki açığın en sağlıklı ve ekonomik kapatma şekillerinden biri keçi yetiştiriciliği olmalıdır. Ayrıca Türkiye'de bütüncül yönetim kapsamında dayanıklı kıl keçi ve melezlerinin yetiştiriciliğinin bu sisteme entegre edilmesi çok önemlidir. Yetiştirme sistemi açısından bütüncül otlatma sistemine oldukça yakın bir şekilde ekolojik üretimden söz etmek mümkündür. Hatta kıl keçisi ve melezlerinin yetiştiriciliğinde tamamen serbest otlama sistemi varlığını korumaktadır. Bu da modern konvansiyonel hayvan yetiştiriciliğinin getirdiği olumsuzlukları taşımadığı anlamına gelmekte ancak durum yeteri kadar talep oluşturacak girişimlerden yoksun bulunmaktadır. Keçi sütünün yararlılıkları ve diğer sütler ile olan farkları kısaca; keçi sütü inek sütüne oranla %13 daha fazla kalsiyum, %25 daha fazla Vitamin B6, % 47 daha fazla Vitamin A, %134 daha fazla potasyum içerir ( Luke and Keith 1992). Keçi sütü yağının yaklaşık % 99'u trigliseritlerden oluşur. Keçi sütünün, kısa zincirli yağ asitlerince zengin olması özellikle sindirim yeteneği henüz gelişmemiş bebeklerin beslenmesinde keçi sütünden yararlanılmasını ya da keçi sütünden üretilmiş bebek mamalarının kullanımını esas kılmıştır. Keçi sütünde yağ taneciklerinin çapının küçük olması, sindirimini kolaylaştırır. Ayrıca keçi sütü proteinlerinden alfa-s1 kazein içeriğinin düşük olması sebebiyle de yumuşak bir pıhtı oluşturarak mide - barsak (gastro-intestinal) sağlığının korunmasına yardımcıdır. Ayrıca inek sütünden farklı olarak keçi sütü aglütinin içermez. Böylece keçi sütündeki yağ inek sütündeki gibi topaklanmaz, üstte birikmez. Bu da sindirimi ve absorbsiyonu kolaylaştırmaktadır. Yani keçi sütü doğal homojenize bir süttür. Keçi sütü Konjuge Linoleik Asit (CLA) dediğimiz bir yağ asidince de oldukça zengindir. Bu asit vücudumuz tarafından üretilmeyen, dışarıdan alınması gereken (esansiyel) yağ asitlerinden biridir. Bu asit yağların vücutta depolanmasına yardım

eden LPL enziminin çalışmasına engel olur ve vücutta depolanan yağ miktarının azaltılmasına yardımcı olur (Woodford 2007). Keçi, özelikle de oğlak eti birçok Avrupa ülkesinde (Fransa ve İspanya ve Güney Amerika), Cabritos, Kuzey Avrupa da Chevon, adı verilen 1 aylık yaştaki süt oğlakları pazarda dana ve kuzu etinden 2-3 kat yüksek fiyatla satılmaktadır. Karkas ağırlığı 10-12 kg. olan oğlaklardan elde edilen bu etin yağ içeriği de oldukça düşüktür (Clegg 2010). Keçi etinde %27,8 protein, % 9.22 yağ bulunmakta, koyun ve sığır etine oranla yağ içeriği %50-65 düzeyinde daha düşüktür. Keçi etinde B1, B2 ve B3 vitamin miktarı diğer etlere nazaran daha yüksektir. Keçi, doymamış yağ asitlerinin zenginliği, doymuş yağların azlığı bakımından önemli ve sağlıklı bir protein kaynağıdır. Keçi eti daha doğrusu oğlak eti tüketiminin hak ettiği yeri bulması önemlidir, bunun yegâne yolu tüketiciye etin özelliklerinin doğru aktarılması gelir. Keçi sütünde ve etinde bulunan caprylic asit özellikle son yıllarda kanser tedavilerinde supplement olarak kullanılmaktadır. Çalışmalar CLA nın plazma kolesterol seviyesini düzenlediğini bildirmişlerdir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar CLA nın antikarsinojenik etkisi olduğunu göstermiştir. CLA nın insan metabolizması üzerine bilinen etkileri birçok çeşit kanser hücresi üzerine anti-proliferatif ve pro-apoptotoik etkisi olduğudur. Bu da CLA yı kanser tedavisinde muhtemel doğal terapotik ajan olması yönünden ilgi çekici hale getirir (Haug et all 2007). Sonuç Yetiştirilme ve pazarlama sistemleri açısından keçi değerlendirildiğinde; Avrupa ve Amerika da özellikle çevreci ve etnik grupların farklı nedenlerle de olsa 1980 li yıllardan sonra keçi eti ve ürünlerine talepleri oluşmuş ve yıllar itibariyle artmaya devam etmektedir. Türkiye'de ise geleneksel olarak keçi eti, sütü ve peyniri tüketilmekte, ancak işlenmiş ya da modern gıda sistemlerinde satışı ve pazarlaması sütteki son yıllardaki gelişmeler hariç bulunmamaktadır. Özellikle son 10 yılı kapsayan süt keçisi yetiştiriciliğinin yaygınlaşması ve önemli bir aşama kaydetmesi nedeniyle özellikle erkek hayvanların daha iyi koşullarda değerlendirilmesi ve bununla ilgili yol haritası yapılması gereği bulunmaktadır. Bu yol haritasında, keçi yetiştiriciliğinin güçlü yanlarının (sağlık, doğal-ekolojik yetiştirmemakul/düşük maliyet, dayanıklı yerli ırklar ya da melezleri, dinsel-mezhepsel farklılığın olmaması) üreticiye ve tüketiciye ekonomi, kalite ve sağlık konularında daha fazla yarar sağlaması hedefine odaklanarak makalede belirtilmeye çalışılan şekilde bir yetiştiricilik ve gıda tasarımı yapılması uygun olacaktır. Türkiye de ve hali hazırda dünyada keçi yetiştiriciliği sosyo ekonomik ve coğrafi koşullardan kaynaklansa da çok büyük bir bölümü ekstansif yetiştiricilik şeklinde yapılmaktadır. Süt keçisinde ise sistem giderek modern konvansiyonel sisteme doğru zorlanmaktadır. Oysa keçi yetiştiriciliğinin özellikle günümüz sığır yetiştiriciliğinden ve bir miktar koyun yetiştiriciliğinden farkı ve en önemli güçlü yanı hali hazırda konvansiyonel hayvancılığı mera hayvancılığı ile ikame etmesi ve ekolojik döngülere uygun yetiştirilmesidir. Sistemin diğer bir güçlü yanı ise yetiştirme sisteminin bütünsel yetiştiriciliğe dönüşebilmesi ve ürünlerin slow food kapsamında değerlendirilebilir olmasıdır. Bu kapsamda; 1.Küresel düşün: AB sığır eti endüstrisi istikrarsız yem fiyatları, ekonomik çevre zorlukları ile rekabetçi bir döneme girmiştir. 2021 yılına kadar, büyükbaş hayvan eti fiyatının % 11, küçükbaş hayvan et fiyatının % 4 oranında yükseleceği öngörülmektedir (OECD FAO Tarım Öngörüleri Raporu, 2012-2021). Güçlü yanlar kapsamında ihracatla ilgili pazarın araştırılması. Düşük maliyet avantajını üretici ve tüketici yönünde pozitife dönüştür. 2.Keçi eti tüketiminde yerel tüketime ilişkin yeni tasarımlar yap ve bunun aracısız üretici örgütleri yoluyla kent tüketimine ulaşmasına ilişkin yapıyı kur.

3.Sağlık avantajını kullan: Sağlıklı keçi eti, sütü ve yararlılıkları konusunda farkındalık yaratılması (sütte yapıldı ve yapılmakta). Çiftlikten çatala konseptinde keçiyi hak ettiği yere yerleştir. 4.Gastronomi kapsamına al: Keçi eti ile yapılan yemek kültürünün çoğaltılması, örneklenmesi ve medyanın da yardımıyla sunulması ve önemli restaurantların menülerine sokulması için tanıtımlar, projeler düzenle. Özel günler için oğlak etinin kullanılması için reklam tasarımı yapılmasını sağla, organoleptik dezavantajlarını (koku) sağlığa vurgu yaparak avantaj haline getir. Keçi peyniri ve şarap ikilisini dünyada olduğu gibi ön plana çıkar. 5.Slow food olarak değerlendir: Yerel kasaplarda ve büyük marketlerin ekolojik stantlarında az bulunan özel bir et olduğuna dair durumun yaratılması. Keçi eti ve sütünün ( süt, peynir, dondurma ve hatta süt reçeli, diğer süt ürünleri kapsamında son 10 yılda yol kat etmiştir) Gıda tasarımı ve tasarımcıları yoluyla klasik, geleneksel ve pek de önemsenmeyen keçi etine stratejik ve hizmet tasarımları uygulamak ve adetlerden, geleneklerden ve tarihten gelen eğilimlerle birleştirerek ve SLOW FOOD konseptinde tüketiciye sunmak (Şu anda benzer bir uygulamayı İzmir İli Koyun- Keçi Birliği başlatmış durumda). Çeşitli ülkelerle karşılaştırma yapıldığında Türkiye hayvancılığında girdi maliyetleri oldukça yüksektir ve günden güne de artmaktadır. Artan girdi maliyetlerine ek olarak; üretici-toplayıcı-besicitüccar-işleyici-toptancı-perakendeci ve tüketiciden oluşan pazarlama zincirinde, tüketici fiyatlarında üretici payının pek çok üründe giderek azalması, üretime verilen desteklerin aslında üretimden sonraki süreçlere aktığını göstermektedir. Özellikle keçi etinde bu durumu da dikkate alarak slow food kapsamında mümkün olduğu kadar yerel ve lezzet durakları oluşturmak suretiyle aracıları ortadan kaldırılarak yeni bir tasarım oluştur. 6.Yetiştirme sistemlerini, doğal ve ekolojik ve hayvan refahına uygunluğunu ön plana çıkar: Bütüncül yönetim avantajını kullan ve tanıt. Hayvan refahına mutlaka vurgu yap.iyi hayvancılık uygulamaları kapsamında bütüncül mera yönetiminin desteklenmesini sağla. Ekstansif yetiştiricilik ya da bütüncül yönetim yetiştiriciliğinde hayvanlarda (sığır, domuz, koyun tavuk ve keçi) insan sağlığını tehdit eden Salmonella, Campylobacter ve E.coli, influenza A virus gibi etkenlerin bulunma ve bulaşma riskinin daha az olduğu (Brown et all, 2009) konusunu tüketiciye anlat. Sürü sağlığı programlarını öncelikle koruyucu önlemler çerçevesinde ve biyogüvenlik kapsamında uygula. Yetiştirme uygulamalarını gıdayı etkileyebilen olumsuzluklar dışında uygulama (ör: koku bezi köreltmesi) Veteriner Hekim olarak birincil amacımız sağlıklı hayvan ve sağlıklı gıda yetiştiriciliğidir. Bugüne kadar entansif hayvan yetiştiriciliğinin getirmiş olduğu hastalık, stres ve yetiştirme hataları, metabolik hastalıklar vd. konusunda bilgi sahibiyiz ve bunları gidermek için önlemler alıyoruz. Açıklanmaya çalışılan sistemde ise kontrollü ekstansif yetiştiricilik olarak adlandırabileceğimiz bütüncül yönetim ve yavaş gıda kapsamında koruyucu sürü sağlığı yöntemlerini uygulamak ve gıdanın daha ekolojik ve sağlıklı elde edilmesini ve tanıtılmasını sağlamak adına Veteriner Hekimlere büyük rol düşmektedir. Ayrıca Veteriner Hekim olarak toplumsal dinamik, ekonomi ve tüketici eğilimleri konusunda farkındalığımızın oluşması ve buna ilişkin yetiştirme, sağlık, pazarlama konularında etkin ve belirleyici olabilmek çok önemlidir. Özellikle yükselen değer olan keçi sütü ve etinde Veteriner Hekimlerin bilgi ve deneyimi ile alternatif yöntemleri uygulayabilen üreticilerin elde ettikleri ürün değerli olduğunda hem kendileri hem de Veteriner Hekimler için ekonomik karlılık da beraberinde gelecektir. Kaynaklar 1.Brown-Brandl TM, Berry ED, Wells E. Arthur T & Nienaber JA (2009). Impacts of individual animal response to heat and handling stresses on Escherichia coli and E. coli O157:H7 fecal shedding by feedlot cattle. Foodborne Pathogens and Disease, 6: 855-864 2.Brundson R.V.(1980).Principles of Helminth Control.Veterinary Parasitology.6,185-252

3.Clegg M.E (2010). "Medium-chain triglycerides are advantageous in promoting weight loss although not beneficial to exercise performance". International Journal of Food Sciences and Nutrition 61 (7): 653 679 4.Çelik A (2013). Türkiye de Yem Bitkileri Desteklerinin Ekiliş ve Üretim Üzerine Etkisi.17 Eylül 2013. Ankara.Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 6.Food and Agriculture Organization of the United Nations (2012).The Statistics Division 5.Friedmann H (2007). Scaling up: Bringing public institutions and food service corporations into the project for a local, sustainable food system in Ontario, Agriculture and Human Values, 24(3), pp. 389 398 6.Goodlass G, Halberg N. & Verschuur G (2003). Input output accounting systems in the European community an appraisal of their usefulness in raising awareness of environmental problems, European Journal of Agronomy, 20(4), pp. 17 24 7.Haug A, Hostmark A, Harstad O (2007). Bovine milk in human nutrition- a reveiw. Lipits in health and disease.25:1-16 8.Hopkins R (2008).The Transition Handbook From Oil Dependency to local Resilience, Green Books 9.Hoste R, Bondt N. & Ingenbleek P T M (Ed.) (2004). Visie op de varkenskolom, Wetenschapswinkel Wageningen UR Rapport 207 (Wageningen: Wetenschapswinkel WUR) 10.Luke B and Keith L G (1992). Calcium requirements and the diets of women and children. The journel of reproductive medicine, 37(8):703-709 11.Manzini E (2011).Tarım, Gıda ve Tasarım. Dağılımlı Bir Ekonomide Yeni Gıda Ağları. Kırsal Kalkınmada Alternatif ve Yeni Yaklaşımlar. Yayın No:4.Kırsal Kalkınma Merkezi 12.Marsden T K (2006). Denial or diversity? Creating new spaces for sustainable development, Journal of Environmental Policy and Planning, 8(2), pp. 183 198 13.Morgan K, Marsden T K & Murdoch J (2006). Worlds of Food: Place, Power, and Provenance in the Food Chain (Oxford: Oxford University Press) 14.OECD FAO (2015). Tarım Öngörüleri Raporu, 2012-2021.www.oecd.org,(Erişim tarihi:01.03.2015) 15.Schaer B. Knickel K. & Strauch C (2006). Tegut supermarket and Rho ngut meat processing:regional embedding as a marketing strategy, in D. Roep & J. S. C. Wiskerke (Eds) Nourishing Networks: Fourteen Lessons about Creating Sustainable Food Supply Chains, pp.123 134 (Doetinchem: Reed Business Information) 16.Scrinis G (2007). From techno-corporate food to alternative agri-food movements, Local Global, 4, pp. 112 140 17.Roep D & Wiskerke J S C (2006). Nourishing Networks: Fourteen Lessons about Creating. Sustainable Food Supply Chains (Doetinchem: Reed Business Information). 18.Rostow W W(1960). The Stages of Economic Growth: A Non-Communist Manifesto, Cambridge Cambridge University Press 19.Sellers R F(1982). Eradication- local and national. In:The Control of Infectious Diseases in Farm Animals. British Veterinary Association Trust Project on the Future of Animal Health Control,London 20.Sonnino R. & Marsden T K (2006). Beyond the divide: Rethinking relationships between alternative and conventional food networks in Europe, Journal of Economic Geography, 6(2), pp.181 199 21.Thrusfield M (1986).Veterinary EpidemiologyThe Control of Diseases. Butterworth ve Co.Ltd. England 22.T.C.Kalkınma Bakanlığı Özel İhtisas Komisyonu Raporu (2014). Ankara 23.Türkiye İstatistik Kurumu (2014). Hayvancılık İstatistikleri 24.Vuylsteke A Vackier I, Verbeke W & Van Huylenbroeck G (2004). Desk Study on Consumer Behaviour Towards Sustainable Food Products Synthesis Report (SUS-CHAIN Deliverable 11) (Ghent: Ghent University,Dep. of Agricultural Economics) 25. Savory Institute (2015).Holistic Management.www.savoryinstitute.com 26.Woodford K (2007). Devil in the Milk: Illness, Health and Politics: A1 and A2 Milk. Wellington New Zealand: Craig Potton Publishing