Üstün zekâlı, üstün yetenekli çocuklar



Benzer belgeler
Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

P.Y. Tanı Süreci: Temmuz 2014 doğumlu P. nin 2,5 yaşını geçmesine rağmen konuşmaması, yerinde sallanması ailenin çocuğunda bir şeylerin yolunda

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Rutinler temamız kapsamında sabah sporu yaptık, grup sohbetleri ile paylaşımlarda bulunduk. Sabah sporunda reçel yaptık, hayali reçellerimizi

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim

Jamie Foxx J

Mavi Pupa Montessori Anaokulu nun Sevgili Anne ve Babaları,

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

2 NİSAN OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ Farklı olduğumu biliyorum ama yetersiz değilim.

A. A. A. Tanı Süreci: Haziran 2015 doğumlu A. nın 18. Aya gelindiğinde var olan kelimeleri kullanmayı bırakmış olması ailenin ilk dikkatini çeken

Eğitsel Oyun Projesi Raporu. Otizm Kavram Öğretimi Mustafa UZUN

70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Bu hafta Aile İçi İletişimde Nezaket konusuna değindik. Aile yaşantılarımıza ilişkin nezaket örneklerini, drama yöntemi ile uyguladık.

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ

Öğrenciler 2 yıllık çalışma sürecinde;

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ÖĞRENCİ GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME RAPORU

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

4. SINIF - 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

Özel Amerikan Robert Lisesi Eğitim Yılı. Çocuk İnceleme Merkezi Değerlendirme Anketi

İngilizce nasıl öğrenilir?

Eğitim, sevgi Özel Önsöz Anaokulu

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

Çocuk Dergiciliği Alanında Türkiye den İki Örnek Bilim Çocuk ve Meraklı Minik

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

Beynin Temelleri BEYNİN TEMELLERİ 1: BEYNİN İÇİNDE NE VAR?

Çocuğun yeteneğini keşfetme ve geliştirmenin yolları

sosyal ve zihinsel olarak sağlıklı gelişmeleri için hayati önem taşımaktadır. çocuklar için mükemmel yeteneklere dönüşebilir ve çoğalarak

PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 1. Sayı / Ekim - Kasım 2016 EKİM AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ KASIM AYI 3. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ. sayfa. 2 de. sayfa.

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 Eylül- 19 Ekim 2018)

ETKILI SUNUM SıRLARı

İLKOKUL 3. ve 4. SINIFLAR SOMPO JAPAN ZEKA OYUNLARI TURNUVASI YÖNERGE KİTAPÇIĞI

YARATICI ÖĞRENCİ GÜNLERİ Her Öğrenci Yaratıcıdır

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

ÖĞRENCİ GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME RAPORU

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitaplar ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

Pepee den Önce Pepee den Sonra P.Ö- P.S

Demans ve Alzheimer Nedir?

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

SANAT ATÖLYEMİZ ATÖLYEDE NELER OLUYOR? Renk çalışmaları, Üç Boyutlu Çalışmalar ve Otoportre Çalışmaları

Çocuklarınıza, sahip oldukları dahi çekirdeğinin büyümesi için ortam hazırlıyoruz

Hashtag ile ilgili bilmeniz gereken herşey Ne zaman hashtag yapmalıyım, nasıl hashtag oluşturmalıyım? HASHTAG KULLANIM REHBERİ

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARI ANLAMAK

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (19 Aralık Şubat 2017)

Bir okuldan fazlası. Bir okuldan fazlası HER ALANDA KALİTELİ VE GÜVENLİ EĞİTİMİN MERKEZİ. ANAOKULU VE KREŞLER İLKOKULLAR ORTAOKULLAR

ÖĞRENCİ GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME RAPORU

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Gelin, Yarışın; Fikriniz Saklı Kalmasın...

GELİN MESLEK SEÇELİM Güven Derman > guvenderman@gmail.com

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül Ekim 2014 )

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

10 Mayıs 2009 tarihinde uygulanan Pep-r Gelişimsel Ölçeği Değerlendirme Sonuçları: Kronolojik Yaş : 3 yaş 9 ay

lkokul Eğitim Koordinatörü

MENTAL ARİTMETİK EĞİTİM KİTABI ABAKÜS+MATİK ÖĞRENCİ ÖĞRETMEN VE VELİLER İÇİN ALTIN NOKTA YAYINEVİ İZMİR BAKİ YERLİ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

9. Sigarayı bırakma zamanı

Minti Monti. B u İşte Bir Tuha flık V. Sonbahar 2014 Sayı:15 ISNN: X. Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir

Evet evet yanlış duymadınız, Haydi matematik oynayalım... Bugünlerde. birçok çocuğun ağzından dökülen cümle bu, diğer birçok çocuğun aksine bu

GENÇ YETENEKLERİN KEŞFEDİLMESİ

Zorbalık Türleri Nelerdir?

ÇOKLU ZEKA. Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Servisi

Eğitsel Oyun Projesi Raporu

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

yayın no: 147 SİVRİ ZEKA - 2

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (22 Ekim-14 Aralık 2012)

HAZIRLIK SINIFLARI 2. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

HAYAT BİLGİSİ Hayat Bilgisine Yolculuk TÜRKÇE Karşılaştırma Cümleler Konu Tarama Testini Akıllı Türkçe Atölyem Ayın kitabı: KÜTÜPHANE

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Sevgili Öğrencilerimiz,

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

YARI FİNAL SINAVI YÖNERGESİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Üstün Zekalılar ve Özel Yetenekliler ÖZEL EĞİTİM. Kasım 2010

Bebeklikten Ergenliğe Gelişimsel Psikopatoloji (PSY 319) Ders Detayları

BAŞKA BİR OKUL MÜMKÜN DERNEĞİ DEMOKRATİK EKSEN DEĞERLENDİRME FORMU

@BaltasBilgievi

Transkript:

TRZekaVakfi @ZekaVakfi Sayı Temmuz Türkiye Zeka Vakfı adına sahibi Emrehan Halıcı. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nihal Sandıkcı. TZV Yayın Koordinatörü Fatih Keleş. Sorular Emrehan Halıcı. Yayın Kurulu Zeki Çatal Ali Rıza Güvenlik Dr.Şeref Oğuz Nihal Sandıkcı Gizem Sakarya. Katkıda Bulunanlar Ahmet Emre Çoban Yılmaz Ekici Yasemin Esen Sedat Eser Timur Karaçay Hasan Yurtoğlu M.Emin Barsbey Murat Şahin. Grafik Tasarım ve Mizanpaj Atıl Kurttekin Yunus Emre Baştabak. Baskı Semih Ofset Ltd.Şti.. Yönetim Adresi Türkiye Zeka Vakfı ODTÜ Halıcı Yazılımevi, Teknokent ODTÜ Ankara Telefon. Abonelik ve Reklam Meral Ayduğan. Dağıtım Dünya Dağıtım YEREL SÜRELİ YAYIN, ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR Üstün zekâlı, üstün yetenekli çocuklar Üyeleri arasında vakıf başkanımız ve CHP Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı nın da olduğu TBMM Üstün Yetenekli Çocukların Keşfi, Eğitimleriyle İlgili Sorunların Tespiti ve Ülkemizin Gelişimine Katkı Sağlayacak Etkin İstihdamlarının Sağlanması amacıyla kurulan meclis araştırması komisyonu yaklaşık üç aydır mühim çalışmalara imza atıyor. AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara nın başkanı olduğu komisyon şimdiye kadar bilim sanat merkezleri, fen ve anadolu liseleri, üniversiteler, özel okullar gibi ilgili pek çok kurumu ziyaret etti, konunun uzmanlarından bilgi aldı. Komisyon çok yakında raporunu kamuoyuyla paylaşacak. Çalışmalar sona yaklaşırken, uzun yıllardır bu konulara dikkat çekmeye çalışan Emrehan Halıcı, komisyonun ülkemizde bu alandaki belirsizliklerin ve eksiklerin çözümüne büyük faydası olacağına olan inancını dile getiriyor. Halıcı nın konuyla ilgili görüş ve dileklerini paylaşmanın gerekli olduğunu düşünüyorum ve bunları üç başlıkta özetliyorum; - Üstün zekâlı, üstün yetenekli çocukları tespit etmek ve onların daha iyi eğitilmesi için her türlü olanağı seferber etmek, - Sadece üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocukları tespit edip, onlar için özel eğitim ortamlarının yaratılmasını değil, bütün öğrencilerin merak etme, soru sorma, sorgulama, eleştirel ve bilimsel düşünme alışkanlıklarını benimseyeceği, öğrenmeyi teşvik eden eğitim ortamlarının oluşturulmasını hedeflemek, - Bununla da yetinmeyerek, bütün insanlarımızın zekâlarını ve yeteneklerini daha iyi kullanabilecekleri ortamları yaygınlaştıran yaklaşımları hayata geçirmek, bunun bir kampanyaya dönüştürülmesini sağlamak. Zekânın iyi değerlendirilmesi ve geliştirilmesi konusunu gündeme getiren bir sivil toplum kuruluşu olarak çalışmalardan ve gelişmelerden memnunuz ve takipteyiz İçeride ne var? da dört dalda Oscar ödülü kazanan Yagmur Adam ğ filmini bilmeyenimiz yoktur. Dustin Hoffman ın canlandırmış olduğu otizmli Raymund karakteri, yaşından itibaren kendisine okunan tüm kitapları aklında tutabiliyor ama yaşına kadar yürümüyor. O dönemde kafasını sayılara ve aritmetiğe takıyor. Sarı rehberdeki bütün telefon numaralarını ezbere biliyor. Araba plakalarındaki sayıları topluyor. Filme konu olan gerçek kişi; Kim Peek ten söz ediyoruz. Ağır düzeyde zihinsel ve gelişimsel yetersizliklerine karşın pek çok insanda bulunmayan olağanüstü zihinsel becerilere sahip kişilerin bu durumu savant sendromu olarak adlandırılıyor. Otizm Spektrumu içerisinde onda bir oranında rastlanan savant olgusunu bu sayımızda dosya konusu yaptık. Hem ülkemizden hem dışarıdan dikkat çekici profilleri de dosyaya eklemeyi unutmadık. Tanrım! Bana Neler Oluyor? atlattıktan sonra pek çok yetişkinin neredeyse tamamen hafızasından sildiği bir dönemi, ergenlik zamanlarını konu ediyor. - yaş arasının o hiç bitmeyecek sandığı belalı zamanları bir de psikologumuz Gizem Sakarya nın merceğinden eğlenceli haliyle- görelim. Eisntein ın Ulasabileceginiz ş ğ hiçbir şseyi ezberlemeyin. sözüyle yakından ilişkili ve sağlaması niteliğinde bir araştırmayı Oyun Merdiveni köşesinin sahibi Sedat Eser bizlerle paylaşıyor. İnternet ve arama motorları üzerinden bilgiyi arama, bulma, özümseme yollarımızı ve sonuçlarını tartışan güncel bir araştırmayı özetleyen Eser, bu sayıdan itibaren köşesinde buna benzer yazılara da yer verecek. Uzak Doğu kökenli Go oyununu Mehmet Barsbey den öğrenmeye çalışıyoruz. Go nun seçkinlerin mi kitlelerin mi oyunu olduğu konusuna felsefi bir bakış atan Barsbey, köşesinde oyunla ilgili dikkat çekici gelişmelere de yer veriyor. Random dance ekolünün kurucusu olan Wayne McGregor sezgisellik ve doğaçlamadan türeyen yaratıcı enerjiyi, bütünlüklü bir koreografi yapıtına dönüştürmeye yönelik deneyler, atölye çalışmaları gerçekleştiriyor. İşin içinde yaratıcı zihin olunca dikkatimizi celbetti, Dans ve Yaratıcı Biliş başlığıyla McGregor un bu enteresan deneyine yer verdik. İçeride pek çok zekâ oyunu var. Sadece boş değil dolu zamanlarınız için de yararlı bir uğraş olan zekâ, matematik ve mantık oyunları Her zaman söylediğimizi tekrar etmek isterim; zekâ oyunları ve benzeri zihinsel faaliyetler gündelik rutinlere karşı yeni ve yaratıcı bir düşünme ve anlama denemesi için kışkırtıcıdır. Büyük çoğunluk için tatili de beraberinde getiren yaz aylarında, söz konusu denemelere daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Sevgiler, saygılar Nihal Sandıkcı

Haberler Konu İsimler Olaylar Kavramlar Bulmaca Vadisi Oyun İçinde Oyun Oyun Merdiveni Köşeler Amiral Battı Masalar Apartmanlar Çiçekler Anagram Topla Topla Sudoku Oklar Ok Parçaları Ayda Bir Fenerler Artı Eksi (Sayı) & Artı Eksi (Sözcük) Siyah ve Beyaz Sayı Blokları Yirmidokuz Harf Hedef Tahtası Tamamla Eksik Harfler Duvar Sözcük Yerleştir Küp Bloklar Sözcük İçinde Sözcük Domino Harf Kutusu Altıgen Mozaik Bulmaca Sözlükleri Kaplar Bulmaca Oluştur Harfmatik Sayı Bilmecesi Güncel Puan Tablosu Karedeki Dörtgenler Yol Kutu Sil Cevaplar

Zekâ Tek Başına Başarılı Olmaya Yetmiyor, Peki, ama neden? Bill Gates, Steve Jobs ve diğerleri gibi hem çok zeki hem de çok başarılı insanlar tanıyoruz. Peki, ama zeki oldukları halde, bazı insanlar neden başarılı olamıyor? Psikolog Robert Sternberg, Başarılı Zekâ kavramı üzerinde özellikle duruyor. Sternberg, Yüksek IQ ya sahip olmak yeterli değildir. Başarılı insan, güçlü yanlarını fark edip onları tanıyarak, onlardan fayda sağlama yoluna gitmelidir; fakat aynı zamanda güçsüz yanlarını da bilmeli, onları dengelemeye çalışmalı veya giderme yolları aramalıdır. diyor. Çünkü çok boyutlu bir kavram olduğu bilinen zekânın, diğer iki formu da başarı konusunda oldukça önemli. Bunlar; sosyal zekâ ve duygusal zekâ (Emotional Quotes-EQ) dır. The Big Bang Theory adlı Amerikan komedi dizisini takip edenler bilecektir, orada oldukça yüksek IQ lu bilim adamlarının yaşamları konu ediliyor. Yalnız, bu iki üstün zekâlı bilim adamının sosyal zekâsı ve sosyal becerisi yok denecek kadar az. Ayrıca kendi garip davranışları hakkındaki farkındalıkları da çok az. Diğer taraftan ve sıklıkla çok zeki insanların duygusal zekâdan da yoksun oldukları düşünülüyor. Hırslarına kurban olabiliyor ya da duygusal patlamalarını kontrol etme konusunda başarısız olabiliyorlar. Oysa Sternberg, yaratıcı zekânın pek çok alanda insanları oldukça başarılı kıldığından söz eder. Yaratıcı zekâ, olanların dışında iyi bir fikir ortaya atma, bir şey üretebilme, yaratabilme becerisi olarak tanımlanır. Kısaca, zekânın pek çok formu bulunur ve hiçbiri tek başına başarılı olmak için yeterli değildir. En önemli nokta, güçlü yanlarımız ile güçsüzlüklerimizin de farkında olup onları nasıl dengeleyeceğimizi bilmektir. Facebook ve Beynimiz Facebook un milyondan fazla kullanıcısı bulunuyor. Burada bir Facebook çılgınlığı olduğunu, herhangi bir psikiyatrisin söylemesine gerek yok. Acaba bu çılgınlığın beyin kimyasallarıyla bir ilişkisi olabilir mi? Araştırmacıların bazıları Facebook ile birlikte beyinde hoşa giden, olumlu duygulanımları harekete geçiren dopamin salgısı arasında bir ilişki olduğunu söylüyor. Güzel bir yemek yediğimizde, para kazandığımızda salgılanan dopamin, çekici bir yüz gördüğümüzde de aynı yollardan geçiyor. Sonuçta hepimiz, arkadaşlarımızı kendi sayfamızda hoş karşılamak için Facebook a en beğendiğimiz resimlerimizi yüklüyor; profil fotoğrafımız için dikkatli seçimler yapıyoruz. Elbette bazı olumsuz anılar da paylaşıma açılıyor, fakat asıl hedefin gizliden- diğerlerinin oksitosin hormonlarını (sevgi hormanlarını) uyarmak olduğu söyleniyor. Böyle zamanlarda destek görüyor olmak, stres hormonu olan kortizolun etkisini de azaltıyor. Facebook salgılanan dopamini yeterli görmediği zamanlarda, arttırmak istercesine her daim bir yenilik daha sunuyor. Yenilenen her oyunun bu amaca hizmet ettiği söyleniyor. Biraz daha derinlere inildiğinde, beyindeki ayna nöronların da bu aşamada rol oynadığı görülüyor. Birinin duygularını ifade ettiğini ya da hoşumuza giden bir aktivite içinde olduğunu gördüğümüzde ayna nöronlar ateşleniyor. Şöyle ki, birini gülümserken gördüğümüzde ayna nöronlarımız bizim de gülümsememizi sağlıyor, nedenini bilmediğimiz halde. Sonuçta, duygular bulaşıcıdır ve galiba Facebook bu konunun en kolay işleneceği yuva gibi duruyor. Bir Yudum Su, Daha Akıllı Yapar Mı? Bir dahaki sınav için yanınıza yedek kaleminizle birlikte bir şişe de su almayı unutmayın! Su içmek, sınav ya da test sonuçlarımızı olumlu olarak arttırabilir. Bu yılın () Nisan ayında üniversite öğrencileriyle yapılmış bir çalışmada, öğrencilerin daha önceki notları da göz önünde bulundurularak, sınavda yanına su alan ve almayanların başarılı olma durumu değerlendirilmiş. Peki, nasıl oluyor da, su içmek sınav sonuçlarını arttırabiliyor? Su vücudumuzdaki her hücre, doku ve organ için oldukça gereklidir; elbette beyin için de... İlk olarak; su içmek bilişsel fonksiyonlar üzerinde doğrudan fizyolojik bir etkiye sahiptir denilebiliyor. Araştırmalar gösteriyor ki, yüksek sıcaklıkta ve egzersiz sırasında oluşan dehidrasyon (vücudun ihtiyacından daha az suya sahip olması durumu) sonucu zihinsel beceriler tepe taklak olabiliyor. Saunadan çıktıktan ya da maraton koşusundan hemen sonra, bir sınava girmeden önce su içmenin, kişiye yardımcı olabileceğinden bahsediliyor. Yetişkinlerle yapılan çalışmada, sıvı alımının kısıtlanması sonucu beden ağırlığının yüzde ini kaybetmenin yanında konsantrasyon ve atiklikte de azalma gözlenmiş. Okul çocuklarıyla yapılan çalışmalar biraz daha kısıtlı. Ancak bu sınırlı çalışmalarda da benzer sonuçlara ulaşılıyor; ekstra su içmek dikkati ve hafızayı güçlendiriyor. Sınav esnasında su içmenin kişiyi rahatlatabileceği, bu yolla kaygının bir parça azalabileceği de bulgular arasında. Bir an için dikkati dağıtıyormuş gibi görünen şey, aslında, kaygılı düşüncelerin zincirini kırıyor ve göreve daha kolay odaklanmayı sağlıyor. Su içmenin zihinsel aktiviteyi güçlendirebileceğine ilişkin inanç bile aslında bireylere yardımcı olabiliyor; burada bahsedilen plasebo etkisi. Plasebo etki, farmokolojik olarak etkisiz bir ilacın, deva getireceği inanıcıyla alınmasının olumlu etki yaratmasını ifade etmektedir. Plasebo etkinin önemi pek çok araştırmada vurgulanmıştır.

konu DAHİ OTİZMLİLER Koca bir telefon rehberini, okuduğu on binlerce kitabı aklında tutup, bunlarla ilgili her şeyi hatırlayabilen birinin, tek başına banyo yapamaması ya da saçlarını bile tarayamaması mümkün mü? Bir tabakta kaç adet bezelye tanesi olduğunu ya da yere düşen kibrit kutusundan kaç adet kibrit çöpünün saçıldığını tek bakışta söyleyen biri; yaşına kadar yürümemiş olabilir mi? Peki ya, yüzlerce yıl sonraki bir tarihin hangi güne geleceğini anında bilen, herhangi bir sayının karekökünü hesap makinesi kullanmadan bulabilen biri, gömlek düğmelerini iliklemek kadar basit bir işlemde başarısız olabilir mi? Evet, ağır düzeyde zihinsel ve gelişimsel yetersizliklerine karşın pek çok insanda bulunmayan olağanüstü zihinsel becerileri olan böyle kişiler olabiliyor. Bu duruma Savant Sendromu adı veriliyor. Savant Sendromu Nedir? Zeka seviyeleri normalin altında olmasına rağmen bir veya birden çok alanda aşırı derecede bilgi sahibi olma ile kendini gösteren; yaklaşık yarısının Otizm Spektrumu içerisinde yer aldığı, diğer yarısının da zeka geriliği, merkezi sinir sistemi hastalıkları ve yaralanmalardan ileri geldiği bilinen bir sendromdur. Çoğu insanda bulunmayan yetilere sahip bu bireylerin savant becerileri doğuştan ya da sonradan edinilmiş olabiliyor. Edinsel olanlarda, kafa travması ve merkezi sinir sisteminde hasar gözlenebiliyor. İlk savant olgusu te Alman Psikolog Gnothi Sauton tarafından tanımlanan, sıra dışı bir hesaplama yeteneği olan Jedediah Buxton dur. de de tane savant olgusunun öyküsü tanımlanıyor. de bu sayı e çıkıyor. Son veriler olağanüstü savant ların sayısının civarında olduğunu gösteriyor.

konu Savant Olguları Hangi Alanlarda Yetenekli? Müzik becerisi (Piyano çalma,beste yapma) Sanatsal beceriler (Çizme, boyama ya da şekil verme) Takvim hesaplama becerisi Matematik becerisi (Çok hızlı hesaplama) Mekanik ya da mekânsal beceriler (Harita, yön bulma) Cansız nesnelere karşı aşırı bağlanma gösterebilirler. Otizmli çocuklar dönen eşyaları saatlerce izleyebilirler. Aynılığın korunmasına karşı bir saplantıları bulunur. Sürekli aynı şeyleri yemek, aynı şeyleri giymek vb. Savant bireylerde özgül becerilerinden bağımsız olarak olağanüstü bir bellek saptanmıştır. Bu olağanüstü bellek işlevlerinin ezberden öte ardalanda çok daha organize bir sistemin olduğundan bahsedilir. Sahip oldukları bellek dipsiz bir kuyu gibi, sonu ya da sınırı yok. Hard diske bir yazılım kopyalamak gibi deniyor bu beceriler için fakat onlardaki sistem hiçbir şekilde çökmüyor. Savant olgularının, Otizm Spektrumu içerisinde azımsanmayacak derecede olduğu bulgusundan hareketle otizm hakkındaki bildiklerimizi tazelemeden geçmeyelim Otizmli Bireyler... Otizmliler insanları objelerden ayıramazlar. Bu da insanların duygu ve düşüncelere sahip olduklarını kavramalarını engeller; aynı zamanda sözlü ve sözel olmayan iletişimde büyük bozukluklar yaşarlar. Dünyayı kontrol edilemez ve tehlikeli olarak görebilen otizmlilerin kendilerini rahatlatmak adına yaptıkları kısıtlanmış, yinelenen davranış örüntüleri bulunur. Otizmli çocukların çoğunda zihinsel sorunlar bulunduğu bilinir; büyük çoğunluğunun (%-) zeka testlerinde puanın altında kaldıkları görülmektedir. Otizmli Bireyler... Bebeklik Döneminde Otizmli bebeklerin en erken dönemden itibaren anne babayla bağ kuramadıkları bilinir. Genelde anne babalar, çocuklarının kendilerine gereksinimi olmadığını düşünürler. Öpülmeye, kucaklanmaya, dokunulmaya kayıtsız kalırlar veya gösterilen ilgiye karşı aşırı tepki verebilirler. Bebeklik dönemindeki en önemli belirti bebeğin kimseyle göz kontağı kurmuyor olmasıdır. Okul Döneminde Okul dönemindeki otizmli çocuklar akranlarıyla ilişki kuramaz. Tercihleri tek başlarına yapacakları işlerden yanadır. Dil gelişimlerinde de belirgin bozukluklar görülür. Konuşma dili ya gelişmez ya da oldukça geç gelişir. Dili bir iletişim aracı olarak görmezler. Başkalarının başlattığı konuşmalara tepki vermez, konuşmayı kendileri başlatmazlar. Otizmli çocuklar kendilerini uyaran davranışlar sergilerler. Stereotipik olarak nitelendirilen el çırpma, dönme gibi duyumsal geribildirimden başka özelliği olmayan hareketler çocukların doğru etkinlikleri yapmalarına engel olur. Kendini yaralama, başını vurma, ısırma da sık görülen ve oldukça tehlikeli olan davranışları arasındadır. Otizmli çocukların duyguları da olaylardan bağımsız olabilir. Korktuklarında ya da canları yandığında gülebilir; beklenmedik durumlarda korkabilirler. Otizm tanısının konulabilmesi için; İletişim ve toplumsal gelişim alanlarında bozukluğun olması Yineleyici, sınırlayıcı ilgi ve davranışların olması Bu alandaki bozuklukların aydan önce görülmesi gerekmektedir. Dikkat dikkat dikkat edin ki Erken tanı ile üç yaşın ardından gerekli olan özenli ve düzenli bakım bir an önce başlayabilsin; Çocuklarınız kendilerine kurdukları izole dünyada yalnız kalmasın; Etkili önemler alınsın, belirtilerde iyileşme gözlenebilsin ve daha hızlı gelişim sağlanabilsin.

konu Peki, kim bu Otizmli Savantlar? Gerçek Yağmur Adam Kim Peek Kim Peek te (-) doğuştan gelen bir gelişim bozukluğu vardır. Doktorları, beyinde iki yarı küreyi birleştiren corpus collsumunda ve beyinciğinde büyük hasar olduğunu söyler. Bunca olumsuz duruma rağmen, Peek in babası, Kim in - aylıktan beri ona okunan tüm kitapları ilk seferinde aklında tutabildiğinden ve aynı kitapları tekrar okutmadığından bahsediyor. yaşına kadar yürümemiş olan Kim, o dönemde sayılara ve aritmetiğe kafasını takıyor; telefon numaralarını aklında tutabiliyor; araba plakalarındaki sayıları topluyordu. Bunların yanında, şaşırtıcı olacak ki, Kim Peek in yapılan zeka testinden vasat bir sonuç elde ettiği bilinir. Bu nasıl bir görsel hafıza dedirten Stephen Wiltshire Stephen Londra doğumlu. Onun oldukça sessiz, kimseyle ilişki kurmayan bir çocuk olduğundan bahsediliyor. Kendisine yaşında otizm tanısı konuyor. İlk kelimesini yaşında söylüyor. İlginç olan bu kelime, kağıt (paper). Stephen, tam olarak yaşında konuşmayı öğreniyor. Stephen ın resme olan yeteneği ilk olarak yaşında keşfediliyor. Bu da yaşına kadar tam olarak konuşmamış bir çocuğun resimle iletişim kurduğunun bir göstergesi. İlginç bir görsel hafızaya sahip olan Wiltshire, yaşayan kamera olarak ünleniyor. Kısa bir süre içerisinde gördüklerini gerçeğe en yakın haliyle resmedebilen Otizmli dahi, özellikle Londra yı ve klasik Amerikan arabalarını resmediyor. Bir zaman sonra pek az rastlanan bir gelişme daha olur Peek in hayatında. Hikayesi, film yapılacaktır. Bu filmle Peek in hikayesinin geri kalanı da değişecektir. yılındaki Fragment of Genius belgeselinde Wiltshire ın, helikopterle şehrin üzerinde dolaştırıldıktan sonra, tarihi yer ve binayı aslına uygun olarak resmettiği görülmüş İzlemeyen kalmasın diye Yağmur Adam (Rain Man), Film, birbirlerinin varlığından haberi olmayan iki kardeşin başından geçenleri anlatıyor. İlginç olan bu kardeşlerinden birinin dahi otizmli olması. Dustin Hoffman ın canlandırdığı otizmli Raymund karakterinde Kim Peek ten esinlenildiği biliniyor. Hoffman rolü için yaptığı hazırlık aşamasında de Peek ile tanışıyor ve bu görüşme sırasında Peek in özelliklerini ona anlatan babasına Ben belki bir yıldız olabilirim ama siz kesin cennettensiniz. dediği biliniyor. da dalda Oscar ödülü kazanan Yağmur Adam filmi, Dustin Hoffman a En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü kazandırmıştır.

konu Bir sıradışı yetenek de kendi ülkemizden Bugra ğ Çankır Ülkemizde müzik alanındaki eşsiz yeteneklerden biri olan Buğra, henüz yaşında. O da yaşındayken otizm tanısı almış. Doğadaki aklınıza gelebilecek tüm sesleri notalara dökebilen Buğra, Mozart ve Bach gibi dünyaca ünlü müzisyenlerin sahip olduğu bir müzik kulağına sahip. yaşına kadar herhangi bir formal müzik eğitimi almamasına rağmen, ebeveynleri böylesi bir çalışmanın Buğra nın yaşamını zenginleştirebileceğini düşünüyor ve özel bir öğretmenden ders almasına karar veriyorlar. Okuduk öğrendik, bir de izleyip görelim diyenlere... Fox Broadcasting Company yapımı dizisi TOUCH, yaşındaki otizmli bir çocuğun sayılar aracılığıyla babasıyla kurduğu iletişimi konu alıyor. Birlikte çalıştığı müzik öğretmeninin bilgi ve deneyimini bir bilgisayar gibi kendi sistemine yükleyen Buğra nın öğretmeninin, üç dört ay sonra, Buğra ya öğretebileceğim daha fazla bir şey yok, o bir harika. dediği biliniyor. Onun daha ileri düzey bir eğitim almasını öneriyor. Bir sonraki müzik öğretmeniyle haftada ila saat arasında çalışarak kendini oldukça geliştirdiği görülen Buğra, resitaller verebiliyor. Harika bir belleğe ve şaşırtıcı hesaplama yeteneğine de sahip olduğu bilinen; verdiği resitallerle adından hayranlıkla söz ettiren bu genç dahi, otizmli bir birey olarak aldığı eğitimle kat ettiği yolu görmemizi sağlıyor. Sonuç... Zeka seviyeleri ortalamanın altında olup da bu denli ilginç zihinsel yetiye sahip insanların bilim dünyasını şaşkına çevirmeleri kaçınılmaz. Araştırmacılar gizemlerini halen koruyan sendromu keşfetmeye çalışırken oldukça çetrefilli yollarda dolaşmak zorunda kalıyorlar. Ebeveynlere düşen görev de oldukça büyük. Yapılması gereken en önemli şey; erken müdahale şansını kaçırmamak. Özenli, ilgili, dikkatli ve bilinçli olunduğu takdirde yaşanan zorlukların üstesinden gelinebilir. de Birleşmiş Milletler tarafından Nisan tarihi Otizm Farkındalık Günü olarak ilan edildi. Takvimlerinizde yer alması dileğiyle... ABD yapımı filmde Jonny Depp ve Leonardo Di Caprio başrolleri paylaşıyor. Leonardo Di Caprio nun otizmli çocuğu canlandırdığı performansı izlenmeye değer. ABD yapımı film, gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanmış. Biyografi ve dram türünde olan filmde otizmli bir kadının etkileyici hikâyesi anlatılıyor. Kaynakça: Ateş, G. (). Otizm in Kaderine Hükmeden Başarı Öyküleri. Ankara: Yorum Matbaacılık. Bodur,Ş.,Soysal,Ş.(). Otizmin Erken Tanısı ve Önemi. Sted.,(), -. Durukan,İ., Türkbay, T. (). Savant Sendromu ve Nöropsikolojik Özellikleri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar.,(), - Yorbık, Ö. Ve ark. (). Asperger Sendromu ve Yüksek Fonksiyonlu Otizmin Tanısal Ayrımı. Klinik Psikiyatri.,-. http://www.wisconsinmedicalsociety.org http://www.stephenwiltshire.co.uk/news.aspx

isimler, olaylar, kavramlar Dans ve Yaratıcı Biliş Wayne McGregor Dans ve Yaratıcı Biliş [Wayne McGregor kendini uluslararası ölçekte kabul ettirmiş bir İngiliz koreograf. Dünyanın dört bir yanındaki sahnelerde onlarca özgün ve uyarlama eser için yaptığı koreografilerin yanı sıra, Harry Potter ve Ateş Kadehi filminin mutfağında da, estetik direktörü olarak görev almış. Modern dans içinde gün geçtikçe yaygınlık kazanan random-dance -Türkçeye rastgele dans şeklinde aktarabiliriz- ekolünün de kurucusu olan McGregor, profesyonel çalışmalarının yanı sıra, Londra daki stüdyosunda her yaştan dansçıyla bir araya gelerek sezgisellik ve doğaçlamadan türeyen yaratıcı enerjiyi, bütünlüklü bir koreografi yapıtına dönüştürmeye yönelik deneyler, atölye çalışmaları gerçekleştiriyor. McGregor un bu çalışmalarından etkilenen bir antropolojik araştırma grubu, birkaç ay süreyle söz konusu atölye çalışmaları üzerinde gözlemlerde bulunuyor. Bir yandan koreograf - dansçı arasındaki iletişime odaklanmış olan bu gözlemlerin diğer bir temel boyutunu da, koreografinin oluşum sürecinde üretilen ve yalnızca sözcüklerle değil, hareketlerle, bakışlarla ve her şeyden önemlisi ortak bir tahayyül evreninin içine girmekle gelişen etkileşimi çözümlemeye yönelik sorgulamalar oluşturuyor. Biz de burada, Wayne McGregor un dans stüdyolarında gerçekleştirilen bu araştırmaya ilişkin olarak araştırma ekibinin koordinatörüyle yapılan mülakattan bir parçayı sunuyoruz.] (Barry Jagoda için yapılan mülakattan bir parça) Tam olarak neleri gözlemliyorsunuz? Wayne ve dansçıların gelmesiyle, dakika dakika programlanmış günümüz başlıyor. Dansçılar ısınırken Wayne le bir saatlik bir söyleşi yapıyorum. O sırada öğrenciler de geliyor. En az iki öğrenciden oluşan ekiplere birer dansçı tahsis ediyoruz ve kısa bir merhabalaşmanın ardından ilk dans seansıyla birlikte öğrenciler ekiplerindeki dansçıyı gözlemlemeye ve ayrıntılı etnografik notlarını çıkarmaya başlıyorlar. Gözlemlerinin yanı sıra Wayne e ya da Odette e sormayı düşündükleri şeyleri de not ediyorlar. Ayrıca dansçıların konuşmaları, çevreleriyle kurdukları iletişim de gözlemlenip kaydediliyor. En iyi etnograflarımız, bu türden gözlemler yapıp gözlemlerini kâgıda ğ aktarma yetilerini San Diego hayvanat bahçesinde ve Vahsi ş Hayvan parkında, primatlar üzerinden gelistirdiler. ş Öğle yemeğinden sonraki ikinci seansta da aynı prosedürü işletmeye devam ediyoruz. Bir yandan da yüksek çözünürlüklü kameramızla çekimler yapıyoruz. Öğrencilerden sekizini, doğrudan pisti izlemeleri için görevlendirdik; bir öğrenci de Wayne e odaklanmış durumda. Bu arada yalnızca görüntüleri değil sesleri de kaydediyoruz. Wayne in ve diğerlerinin söylediklerini alabilmek için bastonla uzatılmış bir mikrofonumuz var. Kimi zaman müziğin biraz yüksek geldiği de olmuyor değil. İkinci seans biter bitmez, öğrenciler ikişerli gruplar hâlinde dansçıları ayrı odalara alıyorlar. Bu odalarda ise, siyah bir ekranın önündeki küçük bir dans pistine odaklanmış dört yüksek çözünürlüklü kamera kullanıyoruz. İlk iki oturumda dansçılara koreograf tarafından verilen komutları not etmek için büyük çaba sarf ediliyor ve bu sayede öğrenciler, dansçılarla odalarda yaptıkları özel görüşmelerde onlardan komutları nasıl yerine getirdiklerini, zihinlerinde nelerin canlandığını ve neden belirli hareketleri tercih ettiklerini bir kez daha göstermelerini isteyebiliyorlar. Biz bütün bunları da ayrıca videoya alıyoruz ve buradan topladığımız veriler, normal seanslardaki tavırları anlayabilmemize katkı sağlıyor. Ben bu esnada Wayne le bir konuşma daha yapıyorum; kimi zaman Wayne in koreografi asistanı Odette le de söyleşi yaptığımız oluyor. Dansçılarla haftada bir daha uzun seanslar düzenleyebiliyoruz ve bu seanslarda onlardan kendi notlarının, kimi zamanda profesyonel geçmişlerinin üzerinden geçmelerini talep edebiliyoruz. Şu ana kadar herhangi bir sonuç elde edebildiniz mi? Araştırmanın daha ilk gününden sonuçlar almaya başladık -ki aslına bakarsanız, birkaç ay geçmeden belli sonuçlar elde etmeyi ummuyorduk. Odaklandığımız temel alanlardan biri, verilen talimatlar, yani Wayne in dansçılardan yapmalarını istediği şeyler Hangi talimatlar, nasıl işe yarıyor? Wayne her bir dansçının ona sundukları üzerinde nasıl çalışıyor, ne gibi değişiklikler yapıyor ve sunulanları ne şekilde büyük resimle uyumlu hâle getiriyor? Tekil düzeyde gördükleri, koreografinin son hâlini almasında ne gibi ara girdiler sağlıyor? Odette ve Wayne, nasıl oluyor da aynı anda hem her bir dansçının yaptıklarını hem de dansçıların bir araya gelmesiyle oluşan bütünlüğün o karmaşık hareketlerini hatırlamayı beceriyorlar? Dansçılar nasıl yaratıcı düşünme pratiğinin basit birer nesnesi olarak kullanılabiliyorlar? Koreografik düşünmenin ne türden bir doğası var? Böyle bir evrende, problem çözme teknikleri ne yollarla işlerlik kazanıyor? İnanıyorum ki, bütün bu konulara ilişkin, şimdiden birçok dikkat çekici şeyi öğrenmiş durumdayız.

isimler, olaylar, kavramlar Daha geniş, genel bir anlam atfedebileceğimiz bulgularınız var mı? Elbette, dansın sınırlarının dışına taşan, çok daha genel nitelikte keşiflerimiz oluyor. Sözgelimi talimatlar, evrensel ölçekte geniş bir ilgi alanına karşılık geliyor aslında: Fabrikalarda işçilere sunulan talimatlar, IKEA gibi demonte ürünlerin yanında gelen montaj talimatları, laboratuarlarda ya da sınavlarda öğrencilerin uyması gereken talimatlar Koreograflar, talimatta bulunurken diğer insanlara kıyasla çok daha fazla enstrümana başvuruyorlar. Bir defa sürekli olarak elleri kolları hareket hâlinde; tabii bir yandan da konuşuyorlar, ahenkli ve fonetik sesler çıkarıyorlar, vuuuaaa-ka-daaaa gibi Dansçıların doğrudan bedenlerine de temas ediyorlar. Bu türden enstrümanların, belirli bir talimatın doğru olarak uygulanmasında nasıl farklı işlevler üstlendiğine ilişkin daha önce çok fazla çalışma yapıldığını söyleyemeyiz. Öğrendiğimiz diğer bir şey de, belleğin nasıl olup da bütün bir dans ekibine yayılabildiği. Koreograf belirli hareketlere, danslara kimi adlar koyuyor, yeni tabirler oluşturuyor, fakat bu, dansçıların ürettikleri çözümlerin -ya da kısmi çözümlerin- belleğe alınması önünde bir engel teşkil etmiyor. Aradan belirli bir zaman geçse de, koreograf aynı çözümleri, kendi oluşturduğu tabirlere bel bağlayarak talep edebiliyor. Devamında ise insanların bireysel düzeyde belirli bir tabiri, o tabirin farklı çağrışımları üzerinden belleklerine aldığını görüyoruz: kimileri tabirin gerektirdiği hareketi hatırlıyor, kimileri gerektirdiği duyarlılığı ya da canlılığı Kimileri ise parmaklarının diğer bir dansçının bedeni üzerinde alması gereken konumu ayrıntılarıyla hatırlayabiliyor. Bu yolla da ekip söz konusu tabiri bir bütün olarak yeniden üretiyor. Geriye, bu sanatsal ürünün izleyicinin zihninde nasıl bir anlam kazanacağı sorusu kalıyor. Bu da, bakarsanız, dansın kendisinden çok daha genel bir alana karşılık geliyor, zira esasında herhangi bir alandaki yaratıcı bir çabanın o alanın uzmanı olmayan bir başka kişi tarafından da anlaşılabilir hâle gelmesi burada söz konusu olan Pekâlâ, sizin koreograf ya da dansçılar üzerinde herhangi bir etkiniz olmuş mudur? Konuşmalarımızda fark ettik ki, koreograf bizim varlığımızın, talimatlarının dansçılarda karşılığını bulma düzeyini kayda değer ölçüde artırdığına inanıyor ve aslında bu da onu, işinin genel anlamını yeniden yorumlama çabasıyla yüz yüze getirmiş. Onlarca saat talimatların doğası, çeşitliliği ve imgelemle kurduğu ilişki üzerine konuştuktan sonra, Wayne in bizatihi kendisi de talimatlarına karşı daha hassas hâle gelmiş ve verdiği bir komutun anlamına ilişkin dansçılarla arasında geçen sürüncemeli tartışmalara da daha hoşgörüyle yaklaşır olmuş. Ayrıca tahayyüle ilişkin daha fazla enstrümanın ya da modalitenin de -bedensel his, işitsel ya da zihinsel his, hatta damak tadı- farkına varmaya başlamış. Şimdi de bir imgelemin ya da tasvirin canlılığı ile kontrol edilebilirliği arasındaki ilişki, yani psikoloji literatüründeki klasikleşmiş bir ayrım üzerinde duruyor. Sizin kendi araştırma alanlarınız neler? Ben öncelikle etkileşimi anlamaya çalışıyorum. Bizler, geçmişte kalan psikolojik kuramın vaaz ettiğinin aksine, çevremizle çok daha sıkı sıkıya bütünleşmiş bir durumdayız. Herhangi bir sosyal karşılaşmada, bilgisayar oyunlarında, sporda, hatta yemek yaparken mutfakta etkileşimin ne kadar çabuk gerçekleştiğini düşünün. Bu dinamik etkileşimlerin doğasını anlamamızı sağlayacak kuramlar geliştirdikçe, mutfak, araba ya da derslik gibi yaşam alanlarına ilişkin daha iyi tasarımlar da yapabileceğiz. Bunun önemi günden güne artıyor, zira teknolojideki baskın eğilim, dijital unsurları fiziksel dünyaya zerk etme yönünde ve bu eğilim, dış dünyanın etkileşim olanaklarını da çeşitlendiriyor. Şu halde ilgi alanımın bir bölümünü de, dış dünyamızı nasıl bir yandan zihnin yapısıyla uyumlu bir yandan da deneyimler açısından zengin hâle getirebileceğimiz sorusunun oluşturduğunu da söylemeliyim. Çeviri: Ahmet Emre Çoban

Teknoloji Zihnimizi Tembelleştiriyor mu? Dijital dünya ve internetin hızla gelişmesi bilgi edinme şeklimizi de değiştirdi. Bazı arama motorlarının isimleri günlük hayatta aramak anlamında kullanır hale geldi. Columbia Üniversitesi nden psikolog Betsy Sparrow un başını çektiği ve Harvard Üniversitesi katkılı bir son araştırma bilgi edinme şeklimizin son detaylarını kurcalıyor. Araştırmada deneklere farklı sorular sorulmuş. Katılımcılara Bir devekusunun gözü beyninden büyüktür yazısı yazdırılıyor ve bazılarına bu bilginin bilgisayarda saklanılacağı söylenirken bazılarına da bilginin silineceği söyleniyor. Sonuç olarak bilgilerin silineceği söylenen katılımcılar yazılanları daha iyi hatırlamış. Tam olarak neleri gözlemliyorsunuz? Tracy Packiam Alloway in yaptığı araştırmada ise karşımıza dijital teknolojinin beynin çalışma şeklini değiştirdiği sonucu çıkıyor. İhtiyacımız olan tüm bilgilerin, bu kadar kolay ulaşılabilir bir biçimde elimizin altında olması aslında ilk bakışta göze hoş geliyor ancak uzun vadede düşündüğümüz zaman, bilgiye ulaşmanın yolunun doğru olup olmadığı tartışılıyor. Columbia Üniversitesi ndeki uzmanlar bunun insanların artık bilmedikleri bir şeyle karşılaştıklarında bunu internetten aratma refleksi geliştirmelerine bağlıyor. Deneyin bir diğer bölümü de hayli kayda değer sonuçları gözler önüne seriyor. Denekler, bilgisayarda yazdıkları basit bir cümlenin silinebileceği endişesini taşıyorsa bu cümledeki bilgiyi hatırlamak için daha çok çaba harcıyor. Ama örneğin bilgisayarda bir klasörde bu bilgiyi saklayabileceklerini biliyorlarsa unutma eğilimi gösteriyorlar. Uzmanlar, çalışmadan çıkan bir sonucu Bilgiyi değil, o bilgiyi nerede bulabileceğimizi aklımızda tutuyoruz diye özetliyor. Bir başka deyişle, internet arama motorlarına güvenen insanoğlu, hafızasını eskisi kadar zorlamıyor ve zihinler giderek tembelleşiyor. Einstein ın bir sözü var : Never memorize something that you can look up. Ulaşabileceğiniz hiçbir şeyi ezberlemeyin. Onun anlayışına göre bilim adamı olmak, bilgi taşıyıcısı olmak değildi ve insan kolayca ulaşabileceği bilgileri gerekli olmadıkça ezberlememeliydi. Yapılan araştırmalarının sonuçlarına göre insan beyni, interneti bir harici disk gibi görüyor. Yani insanlar, ellerinin altında mevcut bir bilgi kaynağı var gibi davrandıklarından, internette ki bilgilerin büyük kısmını önemsemeden okuyorlar. Bu olgu insanların, bilgileri hatırlayamamasına yol açıyor ve tekrar ulaşma ihtiyacı hissettiklerinde hemen arama motorları kullanmasına neden oluyor. İnternet bağlantısının kopması ile arkadaşların kaybedilmesi eşit tutuluyor. Kısacası internet ve arama motorları bizi tembelleştirmiyor; bilgi edinme ve hatırlama şeklimizi değiştiriyor. Ayrıca Betsy Sparrow un internetin hafıza üzerindeki etkilerini anlatan sesli dosyasına ulaşmak için: http://www.sciencemag.org/content////suppl/dc Yapılan deneylerin detaylı verileri için: http://www.wjh.harvard.edu/~wegner/pdfs/sparrow%et%al.%.pdf Kaynaklar: http://www.psychologytoday.com/blog/dont-delay//can-you-make-yourself-smarter-only-if-you-try http://news.columbia.edu/googlememory

ATMASYON LAKAP ÖZ SEMAH SİLİNMEK UR ACİL EKİM KİLO MANDAL OJE PES AKARSU AZAT DAM İÇİLİŞ KEL MAL AZALMAK BEN BOŞ BULAŞIK GİZ UR

+ ORAN - - --- O B U R + - + P O S T --- - S E R T + - + - + OKEY A Y N I + - + - + - - + O M U Z F R E N + + + ++- DOZER ++- - - Y A Z I N - ++- - - - M E T A L S A K L I ++ +-

GO: Kitlelerin Oyunu mu Seçkinlerin Oyunu mu? Eski Japon Tahta baskı resimleri seçkinleri Go oynarken tasfir ediyor. G o oyununun Uzak Doğu da tam bir fenomen olduğunu biliyoruz. Batı da herkes bu kutsal bilgiye sahip olmasa da Go, her Uzak Doğulu nun aşina olduğu bir oyun. M.Ö.. dolaylarında ortaya çıkan oyun önce Çin de daha sonra da Japonya ve Kore de yaygınlaşmış ve bu ülkelerin kültürlerinin, geleneklerinin bir parçası haline gelmiş.

Mehmet Emin Barsbey İstanbul Go Okulu kurucusu mehmet@gookulu.com siyah ve beyaz Bugün oyunun anavatanına yani Uzak Doğu ya baktığımızda iki ana eğilimden söz edebiliriz. Bunlardan ilki Go nun yeni nesil tarafından daha az oynanması tehlikesi. Bu eğilimi tersine çevirmek için Japonya da Hikaru No Go adlı anime serisiyle gençler cezbedilmeye çalışıldı. Kore de ise oyunun tutkunları, gençlerin bilgisayar oyunlarını ve diğer kolay eğlenceleri tercih etmesinden yakınmakta. Şüphesiz Uzak Doğu da oyun hala çok yaygın ama yeni kuşakların bu trendi sürdürüp sürdürmeyeceği belirsiz. Bu mütevazı teşhisimizi bugünün insanının davranış kalıplarıyla bağdaştırmaya çalışabiliriz. Malumunuz dünyamız gittikçe daha süratli bir hal alıyor. Sürekli olarak koşturma halindeyiz, hız hayatımızın hemen her alanında, sürekli online ve sürekli bir sosyalleşme halindeyiz. Go ise aksine üzerinde durulması, düşünülmesi ve zaman harcanması gereken bir konu. Go oynarken Taisha Josekisi ni bilmeden bu işe niye kalkıştım :( diye twit atmanız beklenmez. En naif şekliyle dahi oyun üzerinde az çok kafa patlatmanız ve bir parça olsun içinize kapanmanız gerekir. Oyunu tüketmek ise açık bir şekilde imkânsız! Ne kadar ihtiraslı ve çalışkan olursanız olun Bu işi de hallettik diyemezsiniz. Oyunda her zaman gelinebilecek daha iyi bir nokta var. Oyunun seviye skalasının derinliği de bunu gösteriyor. Go da usta oyuncuların birçoğunda aşina olduğumuz tevazu ve zaman zaman bizleri korkutan o gözleri patlak şaşkınlık hali de bundan kaynaklanmıyor mu? Tam da bu noktada diğer bir çelişkiye gelmiş oluyoruz. Go oynarken egonuzu yanınızda bulundurmamanız gerekiyor. Çünkü bu oyunda en iyi olmak mümkün değil, her zaman sizden iyi birileri olabilir. Uzun zaman üzerinde çalışıp en güvenilir taktik ya da düşünceyi de geliştiremezsiniz. Çünkü her iyi hamlenin içinde kötü bir hamle, her kötü hamlenin içinde de iyi bir hamle vardır. Go usta oyuncuları da şaşırmaya devam ediyor Diğer önemli bir gelişme ise oyunun profesyonel anlamda kat ettiği yol. Kore de son on beş yılda bir Go Fakültesi açıldı, saat Baduk (GO) yayını yapan TV kanalı yayına girdi, Go yayınlarının sayısı arttı ve profesyonel oyuncuların eğitiminde önemli aşama kaydedildi. Japonya da da Go yayını yapan kablolu TV kanalı açıldı. yıldır Japonya, başarıyla Dünya Amatör Go Şampiyonası nı düzenliyor. Çin de komünist dönemden sonra profesyonel oyuncular tekrar ön plana çıktı ve bugün zirvedeki en güçlü oyuncular çoğunlukla Çinli profesyoneller. Çinli genç oyuncuların bulduğu yeni josekilere yetişmek neredeyse imkânsız. yıl önce başlayan Go nun Batı daki macerası ise heyecan verici boyutlara ulaştı. İngilizce de Go yayınlarının sayısı ciddi şekilde arttı, her yıl hem Amerika da hem Avrupa da düzenlenen Go kongreleri mütevazı sınırlarını aştı ve bugün Avrupa profesyonel oyuncu sistemi gündeme gelmiş durumda. Tüm bu gelişmeler bize anlatıyor ki Go gittikçe daha çok insan tarafından oynanmıyor ancak yine de oyun hayranları tarafından daha yukarılara taşınıyor. Go her Korelinin oynadığı bir oyun olmasa da oynayanların daha donanımlı olduğu bir oyun. Profesyonel alanda ise Go eskiden olmadığı kadar güçlü. Profesyonel oyuncular ülkelerinde büyük bir saygınlık hatta ulusal kahraman statüsüne sahip. Lee Sedol, dünyanın en iyi Go oyuncularından biri. Hüküm kısmına gelecek olursak, Go twitter dünyasında hiçbir zaman kitleselleşmeyecek diyebiliriz. Ancak gittikçe daha derinleşecek ve tutkunları için imkânlar artacak. Go nun dilini herkes bilmeyecek (Sente? Gote? Ataari?) ama bilenler için daha büyüleyici bir hal alacak. Yavaşlayabilenler için Go güzelliklerini sunmaya devam edecek. Belki bir. yıl daha

K L Ü D A N S L Ğ B K T R M S A

BER DŞ HAK NDİ A IR KABA RA ÇO HA OR ŞANEL DA KL LAT MR

Küplerden oluşan xx lük bir bloktan bazı küpler çıkarılmıştır. Oluşan şeklin önden ve sağdan görünüşleri verildiğine göre üstten görünüşünü bulunuz. önden sağdan önden sağdan önden sağdan önden sağdan önden sağdan

sözcük içinde sözcük Soruda verilen dört sözcüğün birbiriyle aynı olan üçer harfi dışındaki harfleri silinmiştir. Eksik harfleri tamamlayarak sözcükleri bulunuz. Not: Birleşik sözcüklerin bitişik yazıldığı varsayılacaktır. (Örneğin YER ÇEKİMİ yerine YERÇEKİMİ ). _P A_Y PA_Y _ PA Y P _A Y_ OPERASYON PALYAÇO PANAYIR PİŞMANİYE D _ İ Ş D İ Ş D İ _ Ş _ D İ Ş _ A Ç _ I _ A Ç I A _ Ç _ I _ A _ Ç _ I K _ İ R K İ _ R K İ R K _ İ _ R _ P _ İ L P İ _ L _ P _ İ L _ P İ L

C K L İ L S İ L T İ E T K İ İ Z L A A M Ş A P Ş L S P K A İ N Ş M A A E A C R A I Ş I B K T R I M Y K A L Ü

kaplar Hacimleri aşağıda belirtilen üç adet kabınız var. Birinci kap tamamen dolu, diğer ikisi ise boş. Sadece bu kapları kullanarak ve en az dökme işlemi gerçekleştirerek hedefte belirlenen su miktarını nasıl elde edersiniz? / / / HEDEF: LİTRE (A,B,C) (,,) Başla (,,). A>C (,,). A>B (,,). C>A (,,). B>C (,,). C>A (,,) HEDEF: LİTRE (A,B,C)=(,,) Başla (,,) / / / HEDEF: LİTRE (A,B,C)=(,,) Başla (,,) / / / HEDEF: LİTRE (A,B,C)=(,,) Başla (,,) / / / HEDEF: LİTRE (A,B,C)=(,,) Başla (,,) / / /

bulmaca oluştur AYAK DEKAR DIŞ FAR IŞIK MAYA MEŞE SAF SAKIN ŞEN ARAMA ESAS ESER HELA HER LEHİM MAÇ RAHAT SİMA TAÇ AMA AMELE BAZEN ELA İMAM KABA KİLO LAZER NEY RAY AHALİ ANİ DEHA DUT İKİ MALAK UKALA TALAN ZAM ZEKA

E D A J C F C D H B C K G D H H H H H E J F E B C C G K H C K H B C G F H A H

den a kadar olan sayıları (birer kez kullanarak) boş karelere öyle yerleştirin ki, yatay ve düşey tüm eşitlikler gerçekleşsin. Çarpma ve bölme işlemlerinin toplama ve çıkarma işlemlerine göre önceliği olduğunu unutmayın. - - - -

güncel Soğan Tanrım! Bana NELER Oluyor? Çocukluktan yetişkinliğe geçiş sürecindeki ara dönem olarak nitelendirilen ergenlik dönemi, değişimin veya dönüşümün kilit noktasıdır. Bu değişimin ne zaman başlayacağı, neler getireceği ve ne zaman sona ereceği bireyden bireye farklılık gösterecektir. Fakat genel olarak başlangıcı ortalama yaş olarak kabul edilir ve li yaşların ilk yarısına kadar sürer. Hızlı bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal değişikliklerin olduğu bu dönemde, içerideki savaş yetmezmiş gibi dışarda da bir güruh insanla çatışma halinde olursunuz. Onlar sizin artık asi, hırçın, laf dinlemez ve başına buyruk olduğunuzdan yakınırken; siz de onların sizi yeterince anlayamadıklarından, sizin isteklerinizi karşılayamadıklarından yakınırsınız. Her geçen gün aynada gördüğün, deneyimlediğin küçük çaplı bir evrim söz konusu olur bu dönemde... Yüzün değişir, ellerin, bedenin... Daha kadınsı görünürsün ya da daha erkeksi. Yalnız ne tam kadınsındır ne de tam erkek. İsyanın en uzaklardan duyulur olur, sen farkına bile varamadan. Yetişkin bir kadın ya da erkek gibi davranmaya kalksan Dur! derler, Sen daha küçüksün. Diğer yandan da Koca kız/ erkek oldun artık, yapman gereken çok şey var.

güncel Artık isteklerin sadece kırmızı şekerler, çarpışan arabalar olmamaya başlar. Git gide artar sorumluluklar. Yeni bir lise ya da üniversite, dolayısıyla bir meslek seçmen beklenir. Oysa sen bunu düşüneceğine, yatağa uzanıp saatlerce, o gün sana güzel bakmış ya da gülümsemiş birini düşünmek istersin. Aklına türev, integral formülleri gelmez ama onun yüzünün her kıvrımının haritasını çıkarabilecek beceridesindir. O Sorumsuzsa, Sorumlu Kim? Sorumsuzlukla, yaşamı tanımamakla suçlanan ergenlerin henüz deneme-yanılma aşamasında olduklarını, kendi ilgi ve yeteneklerini tanımaya çalıştıklarını, kendi kendini kontrol edebilme yetilerinin olgunlaşması için zamana ihtiyacı olduklarını unutmamak gerekir. Farklı bir açıdan bakıldığında; kimilerine göre kriz, kimilerine göre çileli ve çekilmez görünen bu dönemin sorumlusu daha net görülecektir. Beyin büyüklüğünün - yaş itibariyle yetişkin bireyinkine oldukça yaklaştığı bilinirken, beynin işlevsel yapısı li yaşların sonuna kadar son sürat gelişmeye devam eder. Pek çok yönetsel işlevden sorumlu olan frontal korteksin halen gelişiyor olması; ergen bireyin aldığı kararlarda dalgalanmalar olmasına, davranışlarının sonuçlarını hesaplama konusundaki acemiliklerine, risk alma davranışlarının sıklaşmasına, duygusal patlamalarla kontrolün kaçmasına sebep olabilmektedir. Aynı zamanda ergen bireyin beyin gelişimi sırasında hücre bağlantılarını içeren gri maddenin toplamı azalırken ak madde artar. Bu demektir ki, ergenlik sonlarına doğru yeni bilgi ve beceri öğrenme kapasitesi yavaşça azalırken, var olan bilginin kullanımı hızlanacaktır. Gece Yatmak Bilmez, Sabah Kalkmak Bilmez Neden daha çok uyur ergen bireyler? Burada da sorumlu hormonlar. Melatonin hormonu, vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlayan, vücudun uyku ihtiyacı olduğunu bildiren hormondur. Yetişkinlerde Saat. sularında salgılanması beklenen hormon, ergen bireylerde daha geç saatlerde salgılanıyor. Saat. sularında da salgılamanın durması gerekirken yine ergen bireylerde daha geç duruyor. Bu sebeple de okul vakti, sabah saatleri bir eziyete dönüşüyor. Uykulu gözlerle dinlenen derslerin de -takdir edersiniz ki- pek bir faydası olmuyor. Anlamıyorum, Anlamıyorsun, Anlamıyor... Olağan bir diyalog: Anne/Baba: Herkes yapıyor, sen de yaparsın. Ergen Birey: Herkes yapıyor, demek ki sorun bende. gibi algılayabiliyor. Ergen bireyler, duyguları anlamada ve anlamlandırmada sorun yaşıyabiliyorlar. Bu yüzden de farklı tepkiler verebiliyorlar. Onlara göre her şeyi paylaşabildikleri, onları her türlü anlayan tek bir grup var: Arkadaşları. Yakın arkadaşlar bu dönemde altın değerindedir. Bunun yanında karşı cinse olan ilgi ve duygusal dünyadaki izdüşümleri inanılmayacak boyutlardadır. Her Kriz Döneminde Ergenlik Geri Gelir Üç musluk aynı anda açıldığında geniş bir havuzu doldurabilmeleri için ne kadar zaman gerektiğini eminim ki aranızda hesaplayamayacak yoktur. O halde ergenlerin de tecrübe havuzlarını üç değil, beş, altı belki de daha fazla kanaldan doldurmaya çalıştıklarını düşünürsek yine de belli bir zamana ihtiyaçları olacaklarını görebiliriz. Bu süre içerisinde olabildiğince onları suçlamadan, yargılamadan; sorumluluk almalarına destek olmanın, belli kararlar alabilmelerine olanak tanımaya çalışmanın, çizilen sınırlar hakkında görüşlerini alabilmenin iletişimi güçlendirdiği görülecektir. Son olarak, yetişkinlik dönemi tam anlamıyla arınmak mıdır ergenlikten, bir düşününüz derim. Zaman zaman herhangi bir kriz anında, önemli bir karar verirken ya da zor bir seçim yapmak gerektiğinde aynen ergenler gibi kendimizi tekrar tekrar sorgulamıyor muyuz? Aynen onlar gibi madden veya manen sakarlıklar yapmıyor muyuz? Biraz duygudaşlık, o zaman! Bunları Biliyor Muyuz? Türkiye de nüfusun % i olan, milyon - yaş arasındaki ergen yaşıyor (UNICEF ) - yaş arası kız çocukların % u evli (UNICEF ) - yaşında ergenlerin %, ü eğitim almıyor ve çalışmıyor (OECD ) - yaşındaki kadınların % i yaşının altındayken ilk çocuklarını dünyaya getirdi (UNICEF ) Her bebeğin i - yaş arası ergen tarafından dünyaya getiriliyor. (UNICEF ) http://www.tapv.org.tr/görünüm/, Parman, T. (). Ergenlik Ya Da Merhaba Hüzün. İstanbul: Bağlam Yayıncılık Gizem Sakarya / Psikolog-TZV

Sayfa Sayfa - renkli bulmaca sayı yap-boz saatler Sayfa - kayıp sayı Sayfa Resimde görüldüğü üzere saat birleşerek dijital saat olan. saatini oluşturuyor.

Sayfa Sayfa çiçekler anagram Sayfa HESAPLAMAK SANATORYUM ÖNEMSİZLİK EKOLOJİ DEPLASMAN ACEMİLİK ARZULAMAK BAŞIBOŞLUK BEZGİN ÇELİŞKİLİ AZALTMA DURAKSAMA Sayfa masalar Sayfa

ok parçaları a) Simit b) Uyarım c) Üstün d) Altın e) Fikir f) Dörtlü g) Çıkarım h) Karekök ı ) Tartı i) Karton k) Bölüşüm Sayfa Sayfa - Sayfa oklar A) D) B) E) C) F) Sayfa

Sayfa Sayfa SPOR OYUN DEKAR sayı blokları Sayfa Sayfa hedef tahtası Sayfa GERDANLIK U C P İ Z F K G T Ü V I Ş I J Ü Ç C P J M B A L E K A M R O E D N S S V Y U O G Ğ R Ç H Ö F T D Z B Y İ L Ğ H N Ş Ö BOZDURMAK OK x + x = OK x + x + x = OK x + x + x = OK x + x =

tamamla Sayfa OL TA ŞRA SO SİS Lİ İFA DE MEK A KIŞ LIK MEL TEM SİL PO ST ART YIL MAK TAKIŞMAK ARA AD Lİ SİSTEMLİ DER ORG AN DESTAN A VE BA NDO H UY AK RE ÇEL MEK KA SK EÇ KON UŞ AK GEN İŞ TAH EYL ÜL KÜ AZ MA HAL Lİ ME RAK BASKÜL UYUŞMA ÇELİŞME Sayfa DÜDÜKLÜ SAĞLANMA KABİLİYET ISMARLAMAK Sayfa Sayfa İKİ BERİKİ DİKİŞ HAKİKİ İKİNDİ HATA ÇORAP HATIR HARAP HAT KABAHAT RAP İMA RAPOR RAHAT ŞARAPNEL DAİMA KLİMA İMALAT MİMAR

küp bloklar Sayfa sözcük içinde sözcük Sayfa CİDDİLEŞME AÇLIK AKCİĞER PARTİKÜL DEĞİŞİMLİ APAÇIK ÇEKİMSER PİRZOLA DEMİRBAŞ HARÇLIK KARİKATÜR PSİKOLOG FİLDİŞİ KISKANÇLIK TAKSİMETRE TROPİKAL domino Sayfa Sayfa K L İ Ş Ş A A A C E L K İ M N Y R I S İ P L B R İ Z Ş A A M C L L A S M Ş K I İ T İ K A A I L K

Sayfa mozaik Sayfa P İ L O T A D İ D E F A İ ADE İ LE E T K E N AN D İ K K A T S BORU RE H A K İ K İ R E İ Ş N E T L İ K AY L İ N Ç K ADA K E L İ L E C E P SPORCU İ P K E Ş L İ İ Z E L M İ N İ A ÜN MAL İ YE ÇAKAL MOR M A N E V İ E K İ K İ A L A K A E L E K KASA bulmaca sözcükleri Sayfa GAR SES DO İ OYUK KEL YALAN GÜVE Mİ ZULÜM ELA ELEME KENDİ SAĞ T İ P İ K Kİ AT EŞ MUCİT DÜN AZMA İ İ L AĞA MUM LOŞ ORAK BUDAMA Nİ KAH BAR İ Z KÜME İLK İ Y İ AN I AHALİ K K EKİ L İ Ö AF ANA ANİ DERS ENAYİ KALEM ŞI RA HAYAL İ KİM kaplar Sayfa. A>C (,, ). A>B (,, ). C>A (,, ). B>C (,, ). C>A (,, ). A>B (,, ). B>C (,, ). C>A (,, ). B>C (,, ). A>B (,, ). A>C (,, ). C>B (,, ). A>C (,, ). C>B (,, ). B>A (,, ). A>C (,, ). C>B (,, ). A>C (,, ). C>B (,, ). B>A (,, ). C>B (,, ). A>C (,, )

bulmaca oluştur Sayfa D I Ş MEŞE SAKI N A YAK FAR HER ESAS L E H İ M ARAMA TAÇ KABA İMAM LAZER O ELA NEY DUT ZEKA AHALİ MALAK ANİ Sayfa Sayfa - - - - puan tablosu Sayfa A - B A - C A - D B - C B - D C - D A - B A - C A - D B - C B - D C - D A - B A - C A - D B - C B - D C - D A - B A - C A - D B - C B - D C - D

karedeki dörtgenler Sayfa Sayfa + - / + / - x + - + / x / + = x - - / x = x - - + - - + / - = = x = + = / - + - + + = - = / - + + + Sayfa