ÜRİNER SİSTEM TAŞ HASTALIKLARI; CERRAHİ VE MEDİKAL TEDAVİSİ



Benzer belgeler
Üriner Sistem Taş Hastalığında Metabolik Değerlendirmede Kullandığım Algoritmler

ÜROLOJİK TAŞ HASTALIKLARI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 16 Kasım 2018 Cuma. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 22 Mayıs 2018 Salı. Dr.

Üriner Sistem Taş Hastalığında Metabolik Değerlendirme ve Tedavi

Pediatrik PNL ve üreteroskopideki son yenilikler. Dr. Ali Güneş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Birinci Basamakta Ürolojik Aciller. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

Üriner Sistem Taşları. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı

Çocuk Ürolojisinde Tanı Yöntemleri. Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

ÇOCUKLUK ÇAĞI ÜRĠNER SĠSTEM TAġ HASTALIĞI

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Üriner enfeksiyon ve Vezikoüreteral reflü

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Konu 10-11: Yaşlılığa Bağlı Üriner Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılıkta Sık Görülen Üriner Sistem Hastalıkları

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

İşeme Eğitimi Olmayan Çocukta İdrar Yolu Enfeksiyonu ve VUR

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Vitaminlerin yararları nedendir?

BÖBREK TAŞLARI Böbrek taşları hakkında merak edilen soruları Prof. Dr. Haluk Akpınar yanıtlıyor.

Araş. Gör. Dr. Duygu Köse

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

Dr.Süleyman Sami ÇAKIR Okmeydanı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği

Vaka Takdimleri. Prof.Dr. Kemal SARICA. Yeditepe Üniveristesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

CERRAHİ Üreteropelvik Bileşke Darlığı (UPD) Abdurrahman Önen FEBPS, FAAP-U, FEAPU

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

MERKEZİMİZDE SİSTİNÜRİ TANISIYLA İZLENEN ÇOCUK HASTALARIN UZUN DÖNEM RENAL SONUÇLARI

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Dr. Derya SEYMAN. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

24 Ekim 2014/Antalya 1

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

ÇOCUKLARDA ÜRİNER SİSTEM TAŞ HASTALIĞI. Dr. Alev Yılmaz 2014

Omurga-Omurilik Cerrahisi

PEDİATRİK URETEROSKOPİK GİRİŞİMLERDE ZOR OLGULAR

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

ÇOCUK TAŞ HASTALIĞINDA EAU KILAVUZLARI

Taş Hastalığında Medikal Tedavi (ne kadar etkili?)

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Ca; Ca+2; Serum calcium; Ca++; Calcium blood test:

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

Ders Yılı Dönem-V Üroloji Staj Programı

Üriner Diversiyonlar ve Seçim Kriterleri. Dr. Gökhan Toktaş İstanbul Eğt. ve Arş. Hastanesi Üroloji Kl.

Komplikasyonların önlenmesine, erken evrede tanınmasına, tedavi edilmesine, böbrek fonksiyonunun en üst düzeyde sürdürülmesine yöneliktir.

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Ercefuryl Oral Süspansiyon

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

Gebelik ve Ürolitiyazis. Cenk ACAR Türkiye ESRU Oturumu Türk Üroloji Derneği-İstanbul

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

LAPAROSKOPİK ÜRETEROLİTOTOMİ Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Genel anestezi kullanılır. Taşın konumuna göre gövdenin yan bölümünde 3 veya 4 adet 1

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Mesane Kanseri Olgu Tartışmaları Dr. Sümer Baltacı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

ÜROGENİTAL TRAVMALAR. Yard.Doç.Dr Haluk Söylemez

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

her hakki saklidir onderyaman.com

İnfant mikrolitiyazisi Prof. Dr. Zübeyde Gündüz ERÜ Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Gebelikte Beslenme Vitaminler

ÜRİNER SİSTEM TAŞ HASTALIĞI. Dr. Haluk SÖYLEMEZ Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi Üroloji AD.

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

Süt sığırı işletmelerinde gizli tehdit Hipokalsemi, Jac Bergman, DVM, 28 Ekim 2017

Persistan veya Rekürren Hiperparatiroidism TANI. Doç. Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

Transkript:

ÜRİNER SİSTEM TAŞ HASTALIKLARI; CERRAHİ VE MEDİKAL TEDAVİSİ Yrd. Doç. Dr. Haluk SÖYLEMEZ Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi Üroloji AD. GİRİŞ: Üriner sistem taş hastalıkları antik çağdan beri insanoğlunun başına bela olmuştur. M.Ö.4800 yıllara ait Mısır daki mumyalarda tespit edilen mesane ve böbrek taşları bilinen en erken örneklerdir. Üriner sistem taş hastalığı prevalansı tahminen %2-3 dür. Hayat boyu görülme sıklığı ise %1-15 dir. Tedavisiz tekrarlama oranı ise; 5-10 yıl için %50, 20 yıl için ise %75 dir. Ürolojide üriner enfeksiyonlar ve prostat hastalıklarından sonra en sık görülen 3. hastalıktır. EPİDEMİYOLOJİ: 1- Kalıtım: Böbrek taşı hastalarının %25 inde aile hikayesi vardır. Ayrıca, böbrek taşı oluşumuna sebep olan bir çok hastalık herediterdir (Örn: Ailesel renal tübüler asidoz). 2- Cinsiyet: Erkeklerde 3 kat daha fazla görülür. Sistünüri ya da Kronik üriner sistem enfeksiyonlarının sebep olduğu taş hastalığı kadınlarda daha fazla görülür. 3- Soy: Amerika yerlilerinde, Afrikalı ve Amerikalı zencilerde ve gerçek İsrail doğumlularda göreceli olarak nadir görüldüğü bildirilmiş ve öncelikli olarak Asya kökenlilerde ve beyazlarda daha fazladır. 4- Yaş: Üriner sistem taşları en sık 20-40 yaşları arasında görülür. 5- Coğrafya: Sıcak, kurak veya kuru iklimlerde (dağlar, çöl, tropikal) taş insidansı daha fazladır. Coğrafyanın üriner taş insidansına ve oluşan taşın cinsine etkisi vardır. Bireysel taş oluşumu ise esas olarak bireysel eğilime bağlıdır. 6- İklim: Coğrafyanın taş oluşumuna etkisi ısı yoluyladır. Dolayısıyla yaz mevsiminde taş insidansı yüksek bulunur. Yüksek sıcaklık terlemeyi artırarak, konsantre idrara sebep olabilir. Bu da üriner kristalizasyonu tetikleyebilir. Bir diğer görüş de güneş ışınlarına maruz kalındığında D vit. üretiminin ve idrar kalsiyum salınımının arttığı yönündedir. 7- Meslek: Sedanter mesleği olanlarda taş insidansı yüksek bulunmuştur. Taş insidansı, profesyonel ve yönetici grubunda normalden daha fazla, fiziksel olarak çalışanlarda ise daha az bulunmuştur.

8- BMI / Kilo: Taş insidansı Vücut Kitle İndexi ile doğru orantılıdir. 9- Sıvı alımı: Literatürdeki yaygın bir görüş de, taş oluşumunu artırıcı faktörlerin eşlik ettiği hastalarda artmış su alımının ve artmış idrar atılımının üriner taş insidansını azalttığıdır. Kısacası ürines sistem taş hastalığı; Genetik Metabolik - Çevresel faktörlerin sorumlu olduğu multifaktöriyel bir hastalıktır PATOFİZYOLOJİ: 1- Süpersaturasyon, Kristalizasyon ve Agregasyon Taş oluşum mekanizmasında esas olay süpersaturasyondur. Suya tuz eklendiğinde partiküller belirli bir konsantrasyona kadar su içinde doyuncaya kadar çözünürler, bundan sonra çözünme mümkün değildir. Bu noktada su tuzla satüre olmuştur ve daha fazla tuz eklendiğinde partiküller suda kristalleşir. Taş oluşumunun temeli taşın oluşacağı bölgedeki kristallerin presipitasyonudur İdrardaki kristallerin presipitasyonu için idrarın süpersatüre olması gerekir 2- Promoterler: taş oluşumunu indükleyen etmenler aşağıdaki gibi sıralanabilir. - Anormal renal morfoloji - İdrar akım bozukluğu (obstrüksiyon, reflü vb) - Üriner sistem infeksiyonu - Sistemik metabolik anomaliler - Predispozan genetik faktörler Bu faktörlerin hastada bulunması, taş oluşmasına neden olan unsurların ekskresyonunda artmaya,kristallerin agregasyonuna ve retansiyonuna neden olur. 3- Kristalizasyon inhibitörleri: idrar kristal oluşumunu engelleyen kimyaslallar tespit edilmiştir; İyonlar: sitrat, magnezyum, pirofosfat, sülfat, florid Eser elementler: çinko, kalay Glikozaminoglikanlar Glikoproteinler: nefrokalsin, Tamm-Horsfall proteini, üropontin, β 2 -mikroglobulin, Magnezyum, sitrat, pirofosfat, nefrokalsin ; Kalsiyum fosfat kristallerinin oluşumunu inhibe ederler

Nefrokalsin, glikozaminoglikanlar, RNA fragmanları, sitrat ve pirofosfat ; Kalsiyum oksalat kristallerinin oluşmasına engel olurlar 4- Taş Oluşumunda Metabolik Risk Faktörleri A. HİPERKALSİÜRİ: Artmış idrar kalsiyum atılımı ve kalsiyum okzalat taşları arasında doğrudan ilişki vardır. Ancak kalsiyum okzalat taşı olan tüm hastaların %30-60 ında serum kalsiyum düzeyi artmadan, idrar kalsiyum atılımında artış vardır. a- Absorptif Hiperkalsiüri: Primer problem kalsiyumun artmış intestinal absorbsiyonudur. Vit D ye İntestinal cevap artmıştır. Serum Ca u yüksektir. Paratiroid fonksiyonları depresedir. İdrar Ca seviyeleri yüksektir. Tedavi: Diet, Sıvı, Ortofosfatlar, Sellüloz fosfat b- Renal Hiperkalsiüri: Temel sorun renal kalsiyum kaçağıdır. Hipokalsemi, PTH artmıştır, Vit-D3 seviyesi yüksektir. Kemiklerden Ca rezorpsiyonu olur, GIS ten Ca absorpsiyonu artmıştır Tedavi:Tiazid diüretikler c- Resorbtif Hiperkalsüri d- İdiyopatik Hiperkalsüri B. HİPERKALSEMİK NEFROLİTİAZİS: Çeşitli hastalıklara bağlı gelişebilir; Hiperparatiroidi, Çeşitli metabolik hastalıklar, Malign hastalıklar, Granülomatöz hastalıklar, Hipertiroidi C. HİPEROKZALÜRİ: Hiperoksalürinin Kalsiyum-Okzalat nefrolitiazisi ile ilişkisi 3 farklı klinik tablodadır; - Primer hiperoksalüri, nadir görülen genetik bir bozukluk olup, okzalatın artmış karaciğer üretimi sonucu oluşur. Tedavi: Yüksek doz piridoksin, hidrasyon, okzalatlı gıda kısıtlaması. - Enterik hiperokzalüri, kısa barsak sendromu ve malabsorbsiyonu olan hastalarda izlenir. Tedavi:Sıvı,Okzalat ve yağdan fakir diet,yüksek doz Ca ve Al ihtiva eden antiasitler - rekküren idiyopatik Kalsiyum-Okzalat taşı olan grup ise hafif hiperoksalüri ya da eritrositler tarafından artmış okzalat transportu sonucu oluşur. D. HİPERÜRİKOZÜRİ: Ürik asit taşlarına neden olur. Temel sebebi diyetle birlikte aşırı derecede pürin alımıdır. Asidik idrar ve idrar miktarının az olması taş oluşumunda risk faktörüdür

Hiperürisemi yapan nedenler Gut (Proteinden zengin diet) Kemoterapi, Kr Dehidratasyon, İlestomili hastalar,kr Diare Hiperürisemisiz hiperürikozüri, Tiazid ve salisilatlar Tedavi: Temel olarak diyetteki pürin miktarının kısıtlanması nefrolitiazis oluşumunu engellediği düşünülür. Bunun için kırmızı et ve balık az tüketilmelidir. Bunun yanı sıra idrar ph sını 7 seviyesinde tutmak, Allopürinol ve sıvı alımı tedavide faydalıdır. E. ÜRİNER ENFEKSİYON: Enfeksiyon taşlarına (Strüvit) neden olur. Bu taşın yapısında magnezyum amonyum ve fosfat. karbonat ile karışmış bir şekilde bulunur. Taşın oluşumu üreaz (üreyi parçalayan) üreten bakterilerle (Proteus,Pseudomonas,Klebiella;Stafilokok.Providencia) idrarın enfekte olmasıdır. Bakteriler tarafından meydana gelen fazla miktardaki ürenin, amonyaklı idrar, alkalileştirme ve taş oluşumuna sebep olduğu anlaşılmıştır. Strüvit taşlarının çoğu staghorn (geyik boynuzu) yapısında olup böbrek toplayıcı sistemini doldurabilir. Etyolojide; üriner diversiyon, Kr kateter drenajı, spinal kord yaralanmaları, nörojen mesane gibi kronik enfeksiyona neden olan durumlar yatar. Tedavi: Enfeksiyon taşlarında kür sağlamanın yolu komplet olarak taşların çıkarılmasıdır. İrrigasyon ve Kemolizis (Hemasidrin), idrarın asit ph yapılması, enfeksiyon tedavisi, Üreaz inhibitörleri, varsa yabancı cisim çıkarılır. F. SİSTİNÜRİ Sistin,Orntin,Lizin,argininin tübüler reabsorpsiyonu bozuktur. Otozomal resesif bir hastalıktır ve üriner sistem taşlarının %1 ini oluşturur. Genellikle sarımtırak ve cilalı bir görünüşü vardır ve çok sayıda, büyük ve staghorn formu oluşturabilecek taşlardır. Asit idrar ph sında oluşur. Radyografide semiopaktır. Anamnezde, 30 Y altında taş rekürrensi ve DÜS te dansite azlığı şüphe ettirici faktördür Tedavi: Et, kümes hayvanları, balık ve süt ürünlerinde bol bulunan bir esansiyel aminoasit olan methioninden fakir diyet, idrar ph 7.5 ve üzerine çıkarılması, bol sıvı alımı ve farmakolojik ajanlardan (D-penicilamin,alfa merkaptopropiyonilglisin) yararlanılabilir.

YAPISINA GÖRE TAŞLAR Organik Taşlar: Ürik Asit,Sistin,Ksantin İnorganik Taşlar: Kalsiyum-Okzalat, Mg Amonyum fosfat, Mikst, Sülfonamid, Fenazopiridin TAŞ TİPLERİNİN SIKLIĞI Ca okzalat, fosfat veya her ikisi %70-80 Strüvit (Enfeksiyon) %10-15 Ürik Asit %5-10 Sistin %1 Diğer (Ksantin, Silikat, İndinavir, Tiramteren) %1

TANI ANAMNEZ 1. Özgeçmişi: a) İlk şikayeti mi? b) Mükerrer taş hikayesi varsa; oluşum sıklığı,düşürdüğü taş sayısı ve uygulanan yöntemler 2. AileÖyküsü; Yakın akrabalarda taş öyüküsü 3. Yaşadığı iklim ya da ortam: Özellikle tropikal ve Akdeniz ülkeleri gibi sıcak ülkelerde yaşayanlar ya da devamlı sıcak ortamda çalışanlar devamlı terleme sonucu sıvı kaybından dolayı 24 saatlik idrar volümleri düşük olduğu için süpersatüre idrar çıkarırlar,bu açıdan risk faktörü taşırlar. 4. Günlük sıvı alımı, diyet ve alkol alışkanlığı önemlidir. Düşük sıvı alımı, proteinden veya yeşil sebze,kakao,kola gibi gıdalardan, ya da karbonhidrattan zengin tek taraflı beslenme,aşırı tuz tüketimi kalsiyum taşı açısından; protein ve alkol alımı ürik asit taşı açısından riskli bir beslenme şeklidir. Bunun aksine örneğin balık yağından zengin beslendikleri için eskimolarda taş hastalığı görülmemektedir. 5. Renal tübüler asidozis, gut hastalığı, kronik ince barsak hastalığı gibi metabolik hastalıkları olup olmadığı; 6. Hemipleji, parapleji gibi immobilizasyona sebep olan bir hastalığı var mı. Zira bu grup hastalarda rezorbtif hiperkalsiüri söz konusudur. 7. Ailede sistinüri, ksantinüri gibi genetik bir hastalık var mı? 8. Rekürren enfeksiyona neden olan bir hastalık veya durum var mı? Bütün bunlar sorulmalıdır. Bunların sorulmasının diğer bir sebebi, girişimsel tedavi sonrası koruyucu tedaviyi planlamaktır. SEMPTOMLAR Ağrı: Üriner sistem taşlarının toplayıcı sistemi tıkaması nedeni ile renal veya üreteral kolik şeklinde ortaya çıkarlar. Hematüri: Gross veya mikroskopik olarak karşımıza çıkabilir. Özellikle kaliks içindeki taşlar hematüriye neden olabilir. Enfeksiyon Bulguları, Bulantı Kusma, Sık idrara çıkma, sürekli idrar hissi, kesik kesik idrar yapma şikayetleri taşın yerine göre ortaya çıkabilir. - Proksimal Üreter Taşlarında: Üreteral kolik, testise vuran ağrı, - Distal Üreter taşlarında; üreteral kolik, Erkekte skrotuma kadında labia ya vuran ağrı ve Vezikal irritasyon bulguları vardır.

FİZİK MUAYENE Fizik muayenede perküsyonla lomber hassasiyet, palpasyonla hidronefrotik bir böbreğin ya da perinefritik bir absenin palpe edilmesi altında bir böbrek veya üreter taşını düşündürebilir. Üriner sistemde enfeksiyon varsa enfeksiyon bulguları, taş üretrada lokalize olursa glob vezikale bulgusu alınabilir. Fizik muayenede kullanılan bazı terimler; KVAH: Kostovertebral Açı Hassasiyeti ÜTH: Üreter Trase Hassasiyeti SPH: Suprapubik Hassasiyet LABORATUAR İdrar tetkiki: İdrar analizinde mikroskopik veya makroskopik hematüri; eğer enfeksiyonu varsa pyüri de görülür. Kristalüri açısından bakıldığı takdirde; taze idrarda sedimentte ürik asid, sistin ya da strüvit kristallerinin görülmesi eğer klinik semptomlar da varsa, aynı cins taş varlığı açısından anlamlı bir bulgu olarak kabul edilebilir. Bunun aksine, kalsiyum oksalat ya da fosfat taşı olanlarda aynı tip kristal çoğu kere görülmediği gibi, aksine taş olmayan kişilerde de zaman zaman rastlanabilir. ph açısından bakıldığında ürik asid ya da sistin taşı olanlarda 5.5 veya altında, strüvit ve kalsiyum fosfat taşı olanlarda 7 veya üstündedir. İdrar analizinde pyüri görülen hastalarda idrar kültürü ve üreme olduğu takdirde antibiyogram yapılmalıdır. İdrar kültüründe Proteus ve Klebsiella gibi üreyi parçalayan bakterilerin saptanması halinde olası taş cinsi strüvit ya da kalsiyum fosfat yapısındadır. Kan Tetkiki: Ayrıca böbreklerin fonksiyonunu değerlendirebilmek için kanda üre, kreatinin, ateş varlığında lökosit sayımı, CRP tayinleri yapılır. RADYOLOJİ Direkt Üriner Sistem Grafisi (DÜSG): Böbrek-üreter-mesane radyografileri incelemenin başlangıcında yapılan ilk rutin radyografilerdir. DÜSG de çoğu taşlar görülür (opaktır). %90 opak: Ca-Fosfat, Ca-oxalat, Mg-amonyum-Fosfat, Sistin (Semiopak) %10 Non-Opak: Ürik Asit, Ksantin taşları, Matrix taşları Abdominal Ultrasonografi (USG): Non-invaziv bir yöntem olma, hastanın radyasyona maruz kalmaması ve radyolüsent taşları göstermesi gibi avantajları yanında dezavantajları da vardır. Üreterin pelvise yakın bölümüyle alt ucu arasındaki büyük bir bölümünde lokalize olan taşları çoğu kere saptamayabilir Intravenöz Piyelografi (IVP): Üriner sistemin anatomik yapısı ve fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir. Taşların lokalizasyonu hakkında bilgi verir ve Non-opak taşların dolma defekti şeklinde görülmesine olanak sağlar. Ancak bazı kontraendikasyonları vardır;

1- Kan Kreatinini yüksek olan hastalar, 2- Kontrast maddeye karşı allerjisi olanlar, 3- Tip 2 diabeti olup da metformin türevi ilaç kullananlar Bilgisayarlı Tomografi (BT): Üriner sistem taşlarının tanısında günümüzde giderek kullanımı artan diğer bir yöntem de BT dir. Özellikle acil servise başvuran hastalarda erken sonuç verebilmesi ve üreter taşlarını barsak gazlarından etkilenmeden göstermesi, kontrast madde kullanımı gerekmemesi önemli avantajlarıdır. Renal Sintigrafi: Böbreğin fonksiyonel anatomisi (DMSA) ve glomerüler filtrasyon hızı (DTPA-MAG3) hakkında bilgi almak amacıyla kullanılır. ÜRİNER SİSTEM TAŞLARININ YOL AÇTIĞI KOMPLİKASYONLAR Hidronefroz Enfeksiyon Parankim Hasarı---- Böbrek yetmezliği Hipertansiyon Ksantogranülomatöz Piyelonefrit Skuamöz Hücreli Karsinom

TEDAVİ MEDİKAL TEDAVİ Medikal Tedavi İlkeleri: Taş hastalığnın medikal tedavisinde 2 amaç vardır; 1-akut epizodu tedavi etmek, 2- taş rekkürrensini veya yeni taş oluşumunu engellemek. Akut taş epizodunun tedavisinde medikal yaklaşım, taşın giderilmesinden daha çok semptomları gidermek için kullanılır. Taşın giderilmesi için daha çok işlemsel ve ya cerrahi tedaviye gereksinim vardır. Taşın giderimesi veya düşürülmesi için bazı medikal tedaviler denense de kullanımı ve başarısı net değildir. Tek istisna ürik asit taşı olan hastalarda medikal tedavi ile taşın erimesinin çok başarılı olduğudur. Semptomatik medikal tedavi ise; Hidrasyon, Analjezi-Antiinflamatuar-Antispazmotik, gerekirse antiemetik ve laksatif, enfeksiyon varsa antibiotik seçeneklerini barındırır. Taş rekürrensini ve ya yeni taş oluşumunu engellemek için kimlere medikal tedavi verilmelidir? Zira taş olan hastaların 10-20 yılda taş rekkürrens oranları %25 den %75 e kadar çıkmaktadır. Ancak ilk kez taşı olan her hastaya uzun süreli önleyici tedavi vermek hem maliyet, hem hasta uyumu açısından uygun olmadığı gibi taş oluşmayacak hastalara da gereksiz ilaç yüklemek anlamına gelecektir. Dolayısıyla ilk kez taşı olan hastalarda metabolik inceleme rutin olarak yapılmaz. Fakat idrar analizi, idrar kültürü, serum ürik asit, kalsiyum, elektrolitler ve kreatinin konsantrasyonu gibi biyokimyasal tetkikler ve taş analizi yapmak yeterlidir. Eğer taş hastalığı bir yıl içinde tekrarlar ise metabolik değerlendirme yapılır. Metabolik değerlendirme ise yukarıda sayılan rutin tetkiklerin yanı sıra 24 saatlik idrar biriktirerek bakılacak volüm,na,ca,kr,ürik asit,sitrat,okzalat,mg gibi parametreleri kapsar. Önleyici İlaç Tedavisinde Sorunlar Hiçbiri nükse karşı yeterince etkili değil Çalışmalar prospektif ve randomize değil İlaç dozu ve süresi kesin değil Maliyet? Uzun süreli ilaç alımında hasta uyumunun zor oluşu. Medikal tedavinin sağladığı katkılar: Cerrahi ve girişimsel tedavi maliyetlerini azaltmak Kolikleri önlemek

Hastaneye yatışı azaltmak Mevcut taşı yok etmek(üa,sistin,struvit) ESWL yanıtını artırmak Yeni taş oluşumunu engellemek? Taş oluşumunu Engellemenin Genel Kriterleri; 1- Hidrasyon: Tarihsel bilgiler ve deneysel veriler fazla miktarda sıvı almanın taş oluşumunu engellemede etkili olduğunu kuvvetle ileri sürmektedir. Alınan sıvı ile doğru orantılı olarak kalsiyum fosfat, kalsiyum okzalat ve monosodyum ürat saturasyonu azalır ve kalsiyum okzalat kristalizasyonu eşiği artar. Suyun mineral içeriği ile taş insidansı arasında bir ilişki vardır. Suyun sertlik derecesi ile ilgili yapılan çalışmalar ise çelişkilidir. Doğru orantılı olduğu ile ilgili yayınlar olduğu gibi suyun sertlik derecesi ile taş oluşumu arasında ters orantı olduğunu bildirenler de vardır. Taş hastalığı olanlarda alınacak sıvı miktarını standardize etmek zordur. Mesleki duruna ve günlük yaşama göre farklılıklar olabileceğinden idrar çıkım miktarını belirlemek daha doğrudur. Kısacası taş hastalığı bulunanlar, günlük idrar çıkım miktarını 3000 ml veya daha fazla olacak şekilde ayarlamalıdırlar. 2- Diyet: Kalsiyum okzalat taş oluşumu patogenezinde diyetin rolü olduğu düşünülen çalışmalar yapılmışsa da kesin kanıt sunulamamıştır. Yapılacak diyet abartılmamalıdır ancak bazı öneriler sunulabilir; Protein: Proteinler normal birisinde bile idrarda kalsiyum, okzalat ve ürik asit atılımını ve matematiksel olarak hesaplandığında taş oluşumunu arttırır. Kırmızı et fazla tüketilmemelidir. Kalsiyum: Normal kişilerde ağızdan alınan kalsiyumun %10 dan azı idrarla atılır. Diyette kalsiyum kısıtlaması özellikle hiperkasiüresi olanlarda idrarda kalsiyum atılımını azaltabilir. Böylelikle rekürren taş oluşumuna engel olunabilir. Bu konuda yapılan çalışmalar tartışmalı olup, diyette bulunan kalsiyum dan daha çok kalsiyum takviyesi alanlarda riskin arttığı yönündedir. Sodyum: Diyette sodyum artışı natriürezis ile sonuçlanır. Natriürezis ise kasiürezise sebep olur. Rekürren taş hastalğı olanlar kontrol grubuna göre daha fazla sodyum tüketmezler

ancak sodyuma karşı daha hassas hale gelirler. Dolayısıyla diyette aşırı sodyum alımından kaçınılmalıdır. Okzalat: idrardaki okzalat atılımındaki küçük bir yükselme, kalsiyum okzalat süpersaturasyonunu idrarda kalsiyum atılımında çok artış olmuş kadar etkiler. Okzalat, karaciğerdeki metabolik ürünlerden, askorbatın değişiminden ve az bir kısmı da yiyeceklerden gelir. Normal kişilerde fazla miktarda askorbik asitin yiyecekle alınması okzalatın idrarla atılımını artırmaz. Ancak rekürren taşı olanlarda özelikle idrar okzalat seviyeleri yüksekse, fazla miktarda Vitamin C kullanımından sakınmaları tedbir olarak söylenebilir. Fosfat: Fosfattan fakir diyet strüvit taşlarından korunmak için kullanılmıştır. Ancak bu taşlarda esas etkenin üreaz + bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlar olduğu düşünülürse, fosfat fakir diyetin çok yarar sağlamayacağı anlaşılır. Lif: Taş hastalığı olanların diyet alışkanlıklarında liften fakir olduğu görülmüştür. Zira, lif ve onun komponentleri barsakta kalsiyumu bağlar ve kalsiyumun emilimini azaltır. Diyete buğday, soya ya da pirinç kepeği eklenmesiyle taş rekürrensinin düştüğü bilidirilmiştir. Özetle; Hidrasyon ve diyet abartılmamalıdır İdrar miktarı günlük 3 litrenin üzerinde tutulmalıdır. Et tüketimi günlük 225 gramı geçmemelidir. Beyaz ekmek yerine buğday ekmeği ve doğal lifli tahıl ürünleri kullanılmalıdır Okzalattan zengin yiecekler (yağlı tohumlar, çikolata, çay, kahve, kakao, yeşil yapraklı sebzeler, domates, patates, bamya, incir, kırmızı erik, çilek, böğürtlen, mısır, kuş üzümü) ve tuz kısıtlanmalıdır. Günde 3 bardaktan fazla süt tüketilmemelidir. Bu önerilerin kardiyovasküler kökenli hastalıkları önlemede ve genel vücut sağlığını iyileştirmede de yardımcı olduğu anlatılmalıdır.

CERRAHİ TEDAVİ AMAÇ Tüm taşları almak Anatomik bozuklukları düzeltmek Üriner Enfeksiyonun eradikasyonu Yeniden Taş oluşumunu Engellemek Böbrek Dokusunun Korunması Cerrahi veya manüplatif tedavi endikasyonları; Tedaviye Dirençli Enfeksiyon İlerleyici renal hasara yol açan obstrüksiyon Şiddetli bulantı-kusma Şiddetli ağrı Yineleyen Gros Hematüri Sosyal Nedenler Cerrahi ve ya Manuplatif tedavi seçenekleri; - Açık cerrahi seçenekleri - Vücut dışı şok dalgaları ile taş kırma (ESWL-SWL) - Endoskopik taş ameliyatlar - Laparoskopik taş ameliyatları Taş ve taş cerrahisi tıbbın çok eski zamanlarından beri bilinen alanlarından biridir. Milattan önce dahi mesane taşları için uygulanan açık cerrahi seçenekleri veya üretaral taş çıkarma işlemleri yapılmaktaydı. Son 30 yıla kadar neredeyse bütün taşlar için açık cerrahinin çeşitli seçenekleri uygulanırken teknolojideki gelişmeler bu alışkanlıkları neredeyse tamamen değiştirmiştir. Taş cerrahisinin minimal invaziv yöne kayması, fiberoptikler, görüntüleme teknolojisi, taş kırma (ultrasonik, elektrohidrolik, lazer) cihazlarının gelişimi, flouroskopinin gelişimi ile paralel olmuştur. Özellikle 1980 lerin başında ESWL nin gelişimi, açık taş cerrahisini keskin bir bıçak gibi azaltmıştır. Ancak daha sonraları bütün taşların ESWL ile kırılamayacağı, tüş yüküne ve cinsine göre sınırlamalar getirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu farkındalıkla eş zamanlı olarak endoüroloji alanındaki gelişmeler açık taş cerrahisini tekrar popüler hale getirmekten uzak tutmuştur. Son 10 yılda üroloji alanında kullanımı artan Laparoskopik cerrahi tekniği ise taş cerrahisinde de kullanılmaya başlamış ve o da

kendine sınırlı endikasyonlar dahilinde yer bulmuştur. Günümüzde açık taş cerrahisi bu teknolojik imkanlara ve becerilere sahip merkezlerde %1 in altına inmiştir. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalın da da şu anda dünyada mevcut olan bütün minimal invaziv taş cerrahisi operasyonları yapılmaktadır. Temel Prensip: Taş cerrahisinde uygun yönteme karar vermek için taşın yerine, taş boyutuna ve yüküne, hastanın genel durumuna (fiziksel yapı, yaş, komorbidite, semptomlar), taşın yapısına, radyoopak oluşuna, üriner sistemin durumuna, eldeki teknolojik imkanlara ve cerrahın becerisine bakılır. Böbrek Taşları Spontan: 0.5 cm den küçük taşlar spontan düşebilir ESWL: Yaklaşık %80 i bu yöntem ile kırılabilir. (Üst kaliks taşlarında bu oran daha yüksek iken alt kaliks taşlarında daha düşüktür). 2 cm den küçük taşlarda önerilir. Retrograt Intrarenal Cerrahi: (RIRC) Küçük kaliks taşlarında kullanılan flexibl aletlerin kullanıldığı günümüzde yeni sayılan minimal invazif bir tekniktir. Flexibl aletlerle üretradan mesaneye oradan üretere ve böbreğe gidilerek bu bölgelerdeki taşlar lazer yardımıyla kırılarak çıkarılır. Perkütan Nefrolitotomi: Taş temizleme başarısı %90 ın üzerindedir. Özellikle taş boyutunun büyük olduğu veya taş yükünün fazla olduğu vakalarda başarıyla uygulanabilir. Mikst Tedavi: Açık cerrahi planlanan staghorn taşı olan hastalarda, hastanın genel durumuna göre alternatif olarak düşünülebilir. PNL ve ESWL nin sırayla uygulanmasından ibarettir. Açık Cerrahi: Günümüzde çok az uygulanır. Yapılan işleme göre adlandırılır; Piyelolitotomi, Nefrolitotomi, Piyelonefrolitotomi, Anatrofik Nefrolitotomi, Nefrektomi, Parsiyel Nefrektomi gibi. Üreter Taşları Sponton düşme oranları : boyutuna göre; <4mm%90, 4-6mm%50, >6mm%20 Üst ve orta üreter taşları için; 1 cm den küçük taşlar için ESWL ilk seçenek olmalıdır. Daha büyüklerde ise diğer faktörlerde düşünülerek ESWL, PNL, URS veya Laparoskopik taş çıkarılması yapılabilir. Distal üreter taşları için; ESWL nin de başarılarından bahsedilse de genel kabul URS nin daha etkili olduğudur. Laparoskopik Cerrahi: Büyük boyutlu taşlarda, üreterin anatomik bozukluklarında, endoskopik olarak lümenden ulaşılamayan taşlarda açık cerrahiden önce düşünülecek yöntemdir.

Açık cerrahi: üreterolitotomi olarak adlandırılır. Mesane Taşları: Çoğunlukla erkekleri etkiler, risk faktörleri arasında; mesane çıkım obstruksiyonu (örn BPH), nörojen mesane, kronik bakteriüri, yabancı cisimler, mesane divertikülü ve nadiren üst üriner sistem taşı olarak sayılabliir. Sıklıkla hastanın işeme problemleri yaşamasıyla doktora başvurduğu anda tesadüfen saptanır. ESWL nin yeri oldukça sınırlıdır. Mesane içinde taş hareket edeceğinden ESWL de taşın odaklanması güçleşir. Aynı zamanda birçok hastanın zaten mesane çıkım problemi olduğu düşünülürse kırılan taşların düşürülmesinde de sorunlar yaşanacağı unutulmamalıdır. Endoskopik Sistolitotripsi: Çeşitli taş kırma cihazları ile mesane içine endoskopik olarak girilerek yapılır. Perkütan Sistolitotomi: üretrası dar olan veya darlık riski olanlarda, taş yükünün büyük olduğu durumlarda uygulanabilir. Açık Sistolitotomi: Tek başına uygulama alanı pek bulamasa da açık prostatektomi endikasyonu alan hastalarda eşlik eden mesane taşlar eş seanslı olarak alınır. ESWL KONTRAENDİKASYONLARI Rölatif KC fonksiyon bozukluğu Hipertansiyon Mutlak Gebelik Kanama Diatezi Antiagregat ilaç kullanımı GEBELİK VE TAŞ HASTALIĞI Hamile kadınlarda taş hastalığı oranı, genel poulasyondaki benzer yaş ve cins grubundan farklı değildir. Ancak hormonal değişimler üreterdeki peristaltizmi azaltır ve uterus basısına bağlı olarak gebelerde sağda fazla olmak üzere hidronefroz gelişir. Gebelerdeki renal koliğin çoğunluğunda sebep budur. Yeterince boşalamayan üriner sistem enfeksiyona zemin hazırlar bu yüzden gebeler bu yönde yakın takip edilmelidir. Radyasyon içeren tanı yöntemlerinin kullanımının çok sınırlı olması gebelerde taş tanı ve tedavisinde zorlukları beraberinde getirir. En önemli tanı aracı USG dir. İzlem: Birçok gebede tespit edilen semptom veya böbrek fonksiyonlarında bozulmaya sebep olmayan taşlar takip edilir. Doğum sonrası uygun tanı yöntemleri ışığında tedavi planlanır.

Spontan düşüş: Genel olarak gebelerde renal koliğe sebep olan taşların %50 den fazlası spontan düşer. Spontan düşmeyen, şiddetli ağrıya sebep olan, enfeksiyona veya hidronefroza yol açan taşlar için ek müdahaleler gerekir. Bunlar da minimal invazif den invazife doğru sıralanılarak yapılabilir. Double-j stent Perkütan Nefrostomi URS Açık cerrahi BAŞARILAR..