İnflamatuvar barsak hastalıkları aktivitesi ile serum neopterin düzeyi arasındaki ilişki

Benzer belgeler

İNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE YENİ MOLEKÜLLER. Dr.Hülya Över Hamzaoğlu Acıbadem Fulya Hastanesi Crohn ve Kolit Merkezi

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

Epstein-Barr virüs enfeksiyonlarında trombosit parametrelerinin değerlendirilmesi

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

Inflamatuvar barsak hastalıklarının aktivite tayininde endoskopik aktivite indeksleri ile laboratuvar parametreleri arasındaki ilişki

İBH da osteoporoz. Dr. Ahmet TEZEL Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İBH Okulu Mayıs 2013

RA Hastalık Aktivitesinin İzleminde Yeni Biyobelirteçler Var mı? Dr. Gonca Karabulut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

Anemia and serum erythropoietin levels in patients with inflammatory bowel disease

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

GİRİŞ. Erhan TATAR 1, Cem ÇEKİÇ 2, Serkan İPEK 2, Sezgin VATANSEVER 2, Serdal DEMİR 2, Firdevs TOPAL 2, Dilek ERSİL SOYSAL 1, Belkıs ÜNSAL 2

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

İnflamatuar Barsak Hastalıklarının Aktivasyonunda İnflamasyon ile Hemogram Parametrelerinin İlişkisi

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

D.Ü. TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM II HASTALIKLARIN BİYOLOJİK TEMELLERİ DERS KURULU

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Sadık Yurttutan, Ramazan Özdemir, Fuat Emre Canpolat, Mehmet Yekta Öncel, Hatice Germen Ünverdi, Bülent Uysal,Ömer Erdeve, Uğur Dilmen Zekai Tahir

GLUTEN SENSİTİF ENTEROPATİ(ÇÖLYAK HASTALIĞI) TANISINDA NON- İNVAZİV TANI TESTLERİ İLE İNVAZİV TANI TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

Immu SİTAFEREZ ADSORBER

Bruselloz tanılı hastalarda komplikasyonları öngörmede nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve lenfosit/monosit oranının değeri

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

Adolesanlarda Polikistik Over Sendromu tanısında Anti Müllerien Hormon (AMH) ve İnsülin Like Peptit -3 (INSL3) ün tanısal değeri

Ders Yılı Dönem-II Hastalıkların Biyolojik Temeli Ders Kurulu

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

GENÇ BADMiNTON OYUNCULARıNIN MÜSABAKA ORTAMINDA GÖZLENEN LAKTATVE KALP ATIM HIZI DEGERLERi

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

D.Ü. TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM II HASTALIKLARIN BİYOLOJİK TEMELLERİ DERS KURULU

Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi

TEŞEKKÜR. Çalışmalarımızda bize hep yardımcı olan Başkent Üniversitesi Adana Hastanesi Biyokimya Bölümünden Biyokimya uzmanı Rüksan Anarat a,

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

Geniş tanımlama ile parazitler: Maizels J Biol 2009, 8:62

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Correlation of histopathological criteria with clinical presentation in Inflammatory Bowel Disease

İMMİNOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS TANITIM TABLOSU

AKADEMİK TAKVİM Ders Kurulu Başkanı: Prof.Dr. Sevtap Arıkan (Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji) Ders Kurulu 207 Akademik Yılın 34.

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

Dr.Hülya Över Hamzaoğlu Acıbadem Fulya Hastanesi Crohn ve Kolit Merkezi

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

Hücresel İmmünite Dicle Güç

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

BİLİŞSEL GELİŞİM GERİLİĞİ VE OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA SERUM PROGRANULİN DÜZEYLERİ

Cisplatine Bağlı Akut Böbrek Yetersizliğinde İnterleukin-33 ün Rolü. Uzm. Dr. Kültigin Türkmen S.Ü.M.T.F Nefroloji B.D

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

İLTİHABİ BAĞIRSAK HASTALIKLARI

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

Karaciğer Sirozunda Dinamik Tiyol-Disülfid Dengesinin Araştırılması

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

ROMATİZMAL HASTALIKLARDA SİTOKİN HEDEFLİ TEDAVİLER

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2050 HASTALIKLARIN TEMELLERİ ve TEDAVİLERİNE GİRİŞ DERS KURULU

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır?

Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Hepatit B de atipik serolojik profiller HBeAg-antiHBe pozitifliği. Dr. H. Şener Barut Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve KM AD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Olgu Sunumu Crohn Hastalığı. Prof. Dr. Orhan ÖZGÜR KTÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD Trabzon 1

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı?

ANCA SAPTANMASI VE TANI KRİTERLERİ DR. NİLGÜN KAŞİFOĞLU

Erkan ALATAŞ 1, Banuhan ŞAHIN 2 *, Sevgi ÖZKAN 3, Metin AKBULUT 4

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

İBH OKULU Prof. Dr. Orhan Sezgin Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD

Serum β2-mikroglobulin düzeylerinin inflamatuvar barsak hastalıklarının aktivitesini belirlemekteki değeri

Transkript:

AKADEMİK GASTROENTEROLOJİ DERGİSİ, 2007; 6 (2): 56-61 ÖZGÜN ARAŞTIRMA İnflamatuvar barsak hastalıkları aktivitesi ile serum neopterin düzeyi arasındaki ilişki Relationship between serum neopterin levels and inflammatory bowel diseases activity İbrahim ERTUĞRUL 1, Ömer Faruk YOLCU 1, Salih CESUR 2, Ülkü DAĞLI 1, Ömer BAŞAR 1, İlhami YÜKSEL 1, Başak ÇAKAL 1, Yasemin Ö. ÖZİN 1, Mehmet İBİŞ 1, Hilmi ATASEVEN 1, Bilge TUNÇ 1, Aysel ÜLKER 1, Nurgül ŞAŞMAZ 1 Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi, Gastroenteroloji Kliniği 1, Ankara Ankara Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği 2, Ankara Giriş ve amaç: İnflamatuvar barsak hastal klar aktivasyon ve remisyon ile giden ve etiyolojisi bilinmeyen kronik intestinal hastal klard r. Aktiviteyi belirlemek inflamatuvar barsak hastal ğ nda tedavinin düzenlenmesi ve prognozu göstermesi aç s ndan büyük önem taş r. Aktiviteyi belirlemek için halen ortak bir konsensus oluşmam şt r. Neopterin interferon-gamman n stimülasyonu ile monositmakrofajlardan sal nan düşük molekül ağ rl kl bir üründür, in vivo hücresel aktivasyon derecesi hakk nda fikir verir. Bu çal şmada crohn hastal ğ ve ülseratif kolit hastalar nda hastal k aktivitesi ile serum neopterin düzeyi aras ndaki ilişkinin varl ğ n araşt rmay amaçlad k. Gereç ve yöntem: Hastanemiz İnflamatuvar Barsak Hastal ğ Polikliniği nde takip edilen 61 ülseratif kolit (21 kad n, 40 erkek) ve 27 crohn hastal ğ (9 kad n, 18 erkek) toplam 88 inflamatuvar barsak hastal ğ olan hasta ve 52 sağl kl birey (22 kad n, 30 erkek) çal şmaya dahil edildi. Serum neopterin düzeyleri ELISA yöntemiyle ölçüldü. Serum neopterin düzeyi 10 nmol/l üzeri değerler pozitif kabul edildi. Başka bir sistemik infeksiyonu ve malignitesi olan hastalar çal şma kapsam na al nmad. İstatistiksel değerlendirmede One-Way ANOVA, Pearson correlation analysis test, Fisher exact test, Mann Whitney-U test and student s test kullan larak yap ld. p<0.05 olan değerler istatistiksel olarak anlaml kabul edildi. Bulgular: Ülseratif kolit hastalar n n 32 si (%52.5) aktif, 29 u (%47.5) remisyonda idi. Crohn hastal ğ olan hastalar n 11 i (%40.7) aktif, 16 (%59.3) remisyonda idi. Yaş ortalamas ülseratif kolitte 42.1 ± 12.9 y l, crohn hastal ğ nda 42.8 ± 12.8 y l, kontrol grubunda ise 40.1 ± 12.9 y l idi. Ortalama hastal k süresi ülseratif kolitte 51.2 ay, crohn hastal ğ nda 60.3 ay idi. Bu çal şmada aktif ve remisyondaki ülseratif kolit hastalar nda serum neopterin düzeyleri aras nda anlaml bir ilişki bulundu (p=0.041). Ülseratif kolit hastalar nda klinik durumlardan kanl d şk lama, mukuslu d şk lama ve yüksek ateş ile serum neopterin düzeyi aras nda ve ayr ca endoskopik aktivite indeksi ile serum neopterin düzeyi aras nda istatistiksel olarak anlaml bir ilişki bulundu (s ras yla p=0.04, p=0.023, p=0.021, p=0.033). Crohn hastal ğ nda ise aktivasyon ile serum neopterin düzeyi aras nda istatistiksel olarak anlaml bir ilişkiye rastlanmad (p=0.549). Sonuç: Sonuç olarak bu bulgular serum neopterin düzeyinin ülseratif kolit hastalar nda hastal k aktivitesini gösteren biyokimyasal bir parametre olarak kullan labileceğini göstermektedir. Background/aims: The etiology of inflammatory bowel diseases, chronic intestinal diseases characterized by remissions and activation periods, is still unknown. Identification of the active period is important because it guides the therapy and point outs the prognosis. To date, there is still a lack of agreement on determining the active state. Neopterin is produced in monocytes/macrophages primarily upon stimulation with interferon-gamma. It is a marker associated with cell-mediated immunity. The aim of this study was to investigate the role of serum neopterin levels in Crohn s disease and ulcerative colitis disease activity. Materials and methods: Sixty-one patients with ulcerative colitis (21 female, 40 male) and 27 patients with Crohn s disease (9 female, 18 male) who were followed up at Türkiye Yüksek İhtisas Hospital were enrolled into the study. Fiftytwo healthy controls (22 female, 30 male) were also enrolled. Neopterin is measured by enzyme-linked immunosorbent assay. Serum levels >10 nmol/l are regarded as elevated. Patients with malignancy and systemic infectious diseases were not included in the study. For statistical analysis, one-way ANOVA, Pearson correlation analysis test, Fisher s exact test, Mann-Whitney U test and Student s test were used. Significance was established at p<0.05. Results: In the ulcerative colitis group, 32 (52.5%) patients were active and 29 (47.5%) were inactive. In the Crohn s disease group, 11 (40.7%) patients were active and 16 (59.3%) were inactive. The mean ages of patients with ulcerative colitis, Crohn s disease and healthy controls were 42.1 ± 12.9, 42.8 ± 12.8 and 40.1 ± 12.9, respectively. Neopterin levels were significantly increased in patients with active ulcerative colitis compared with those in remission (p=0.041). A statistically significant increase was found in three of the clinical activity parameters: stools with blood and mucus, fever, and endoscopic activity index (p=0.04, p=0.023, p=0.021, p=0.033, respectively). No similar correlation was observed in the Crohn s disease group (p=0.549). Conclusions: We suggest using serum neopterin levels as an additional marker to the traditional activity markers in active ulcerative colitis. Key words: Neopterin, inflammatory bowel diseases, Crohn s disease, ulcerative colitis Anahtar sözcükler: Neopterin, inflamatuvar barsak hastal ğ, crohn hastal ğ, ülseratif kolit Makale Geliş Tarihi: 09.05.2007 Makale Kabul Tarihi: 31.07.2007

İnflamatuvar barsak hastalığında neopterin düzeyi G R fi Gastrointestinal kanalda tekrarlayan immün aktivasyon ve inflamasyon ile karakterize olan inflamatuvar barsak hastalıkları (İBH), bugün için bilinmezliğini koruyan, genetik-immün-infeksiyöz faktörlerin tetiklediği kronik hastalıklar olarak tanımlanabilir (1). İBH da aktiviteyi belirlemek tedavinin düzenlenmesi ve prognozu göstermesi açısından büyük önem taşır. İBH da hastalık aktivitesini belirlemek için halen ortak bir konsensus oluşturulamamıştır. Ülseratif kolit (ÜK) ve Crohn hastalığı (CH) aktivasyon ve remisyonlarla seyreder. ÜK de aktivite klinik, laboratuvar, endoskopik ve histopatolojik bulgulara dayanılarak tayin edilmektedir. CH da hastalığın aktivite seyrini değerlendirmek güçtür. Crohn hastalığı aktivite indeksi (CDAI) hastalığın aktivitesinin değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir indekstir (2-4). İdeal olarak bir hastalığın belirteci o hastalığa spesifik olmalı, hastalığın aktivitesini yansıtmalı ve son olarak da klinik olarak şüphelenildiğinde kolaylıkla ölçülebilir olmalıdır. Neopterin (NP) seviyeleri, ucuz ve kolay bir yöntem olan ELISA (Enzim-Bağlı-İmmün Assay) ile ölçülebilmektedir. NP, pteridin sınıfına ait pyrazino (2,3-d) pirimidin bileşiği olup sadece canlı hücreler tarafından üretilir. Guanozin trifosfattan oluşan NP, lenfosit kaynaklı interferon-gamma etkisi altında stimüle makrofajlar tarafından oluşturulur. NP nin hücre aracılıklı immün reaksiyonların aktivasyonunda sensitif bir belirteç olduğu gösterilmiştir. Bu yüzden değişik vücut sıvılarında NP konsantrasyonunun belirlenmesi T lenfosit ve makrofajları içine alan çeşitli hastalıklarda tanısal değere sahiptir (5). Artmış NP konsantrasyonları yoğun monosit/makrofaj aktivitesinin görüldüğü hastalıklarda izlenir. Hücresel immünitenin aktivasyonuyla ilişkili viral enfeksiyonlar, transplantasyon komplikasyonları, tümörler ve otoimmün hastalıklar gibi çeşitli klinik durumlarda serum NP düzeyinde artış görüldüğü bilinmektedir. Vücut sıvılarında NP ölçümü hücresel immun yanıtın mevcut durumu hakkında bilgi sağlar ve sıklıkla hastalığın progresyonunu öngörmeye yardımcı olur. Farklı birçok hastalıkta yaklaşık 20 yıldır araştırılan bir molekül olmasına rağmen, NP nin İBH ile olan ilişkisi üzerine az sayıda çalışma bulunmaktadır (6-14). Bu çalışmada CH ve ÜK hastalarında hastalık aktivitesi ile serum NP düzeyi arasındaki ilişkinin olup olmadığını güncel literatürler eşliğinde araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışmaya hastanemiz İnflamatuvar Barsak Hastalığı Polikliniği nde takip edilen 61 ÜK, 27 CH olmak üzere toplam 88 hasta ve kontrol grubu olarak da 52 sağlıklı birey dahil edildi. ÜK hastalarının 21 i kadın, 40 ı erkek idi. CH ı olanların 9 u kadın 18 i erkek idi. Kontrol grubuna 22 kadın, 30 erkek sağlıklı birey çalışmaya alındı. ÜK hastalarının yaş ortalaması 42.1 ± 12.9 yıl, CH nın yaş ortalaması 42.8 ± 12.8 yıl idi. Kontrol grubunun yaş ortalaması ise 40.1 ± 12.9 yıl idi. Çalışmaya alınan tüm hastaların tanıları klinik, endoskopik, radyolojik ve histolojik olarak doğrulanmıştı. Hastalık lokalizasyonları kolonoskopi ve/veya radyolojik olarak (kolon grafisi, ince barsak pasaj grafisi) ile saptanıldı. Hastaların karın ağrısının olup olmadığını, ateş, kilo kaybı ve günlük dışkılaması (kanlı, mukuslu dışkılama olup olmaması, dışkının kıvamı) sorgulandı. Hemoglobin, lökosit, trombosit, C reaktif protein, sedimentasyon, fibrinojen, albumin düzeylerine bakıldı. Hastaların sol kolonoskopileri yapıldı. Endoskopik aktivite indeksleri kaydedildi. CH larına ayrıca tüm batın ultrasonografisi yapıldı. CH larının CDAI indeksleri hesaplandı. Başka bir sistemik infeksiyonu ve malignitesi olan hastalar çalışma kapsamına alınmadı. Hastanemiz İBH polikliniğinde takip edilen hastalardan muayeneden hemen sonra en az 5 ml venöz kan örnekleri alındı. Ayrıca sağlıklı kontrol grubundaki kişilerden de uygun şartlarda venöz kan örnekleri alındı. Kan örnekleri 10.000 rpm/dak ile 10 dakika santrifüj edilerek serumları elde edildi. Serumları ayrılıp çalışma gününe kadar -80 C de saklandı. Numunelerin toplanması ve saklanması aşamalarında ışıktan sürekli olarak korundu. NP düzeyleri üretici firmanın (IBL, Hamburg, Germany) önerileri doğrultusunda ELISA yöntemiyle ölçüldü. Numuneler Refik Saydam Hıfzısıhha Biyokimya Laboratuvarı nda çalışıldı. NP düzeyi 10 nmol/l üzeri değerler pozitif kabul edildi. İstatistiksel değerlendirme, SPSS versiyon 10.01'de One-Way ANOVA ve korelasyon testi, Pearson, Fisher exact test, Mann Whitney-U testi ve student s t testleri kullanılarak yapıldı. p<0.05 olan değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. AG 57

ERTUĞRUL ve ark. Tablo 1. İBH ve kontrol grubunun demografik verileri Kontrol Ülseratif kolit Crohn hastal ğ Grubu (n = 61) (n = 27) (n = 52) Yaş (y l) 40.1±1.7 42.3±1.3 40.1±1.7 Cinsiyet Erkek %65.3 %65.6 %66.7 Kad n %34.7 %34.4 %33.3 Lokalizasyon %32.7 Pankolit %22.2 Kolit %31.1 Sol %59.3 İleokolit %36.1 Distal %18.5 İleit Hastal ğ n davran ş %66.7 İnflamatuvar %14.8 Stenozan %18.5 Penetran Aktif 32 (%52.5) 11 (%40.7) Remisyon 29 (%47.5) 16 (%59.3) Hastal k süresi (ay) 51.2 60.3 BULGULAR Hastalar ve kontrol grubunun demografik verileri Tablo 1 de belirtilmiştir. 88 İBH nın 74 ünde (%84.1) serum NP düzeyi negatif saptandı. 14 ünde (%15.9) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 52 Kontrol grubun 45 inde (%86.5) serum NP düzeyi negatif saptandı. 7 sinde (%13.5) serum NP düzeyi pozitif saptandı (x 2 =0.154; p=0.695). 61 ÜK hastasının 50 sinde (%82) serum NP düzeyi negatif saptandı. 11 inde (%18) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 27 CH olan hastanın 24 ü (%88.9) serum NP düzeyi negatif saptandı. 3 ünde (%11.1) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 52 kontrol grubun 45 inde (%86.5) serum NP düzeyi negatif saptandı. 7 sinde (%13.5) serum NP düzeyi pozitif saptandı (x 2 =0.857; p=0.652). Aktif ÜK hastalarında ortalama serum NP düzeyi 8.72 (±4.13) idi. Remisyonda ÜK hastalarında ise ortalama serum NP düzeyi 6.29 (±1.86) idi. Aktif ve remisyondaki ÜK hastalarında serum NP düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede fark bulundu (p=0.041) (Şekil 1). 61 ÜK hastasının 41 inde dışkıda kan yoktu. Bunların 5 inde (%12.2) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 20 sinde dışkıda kan vardı. Bunların 6 ında (%30) serum NP düzeyi pozitif saptandı (x 2 =2.88; p=0.04). 61 ÜK hastasının 42 sinde dışkıda mukus yoktu. Bunların 4 ünde (%9.5) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 18 inde dışkıda mukus vardı. Bunların 6 ında (%33.3) serum NP düzeyi pozitif saptandı (x 2 =5.14; p=0.023). 61 ÜK hastasının 54 ünde yüksek ateş yoktu. Bunların 7 sinde (%13) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 6 sında yüksek ateş vardı. Bunların 3 ünde (%50) serum NP düzeyi pozitif saptandı (x 2 =5.33; p=0.021). Kanlı dışkılama, mukuslu dışkılama ve yüksek ateş ile serum NP düzeyi arasında anlamlı bir ilişki mevcut. 61 ÜK hastasının 50 sinde karın ağrısı yoktu. Bunların 8 inde (%16) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 9 sında yüksek ateş vardı. Bunların 3 ünde (%33.3) serum NP düzeyi pozitif saptandı (x 2 =1.51; p=0.219) (Şekil 2). Vaka sayısının azlığından dolayı karın ağrısı ile serum NP düzeyi arasında istatistiki olarak anlamlı düzeye ulaşmadı. Vaka sayısı arttığında serum NP pozitifliği ile istatistiki anlamlılık artması beklenirdi. p=0.041 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0 ÜK Aktif ÜK Remisyon Şekil 1. Aktif ve remisyonda ÜK hastalar nda ortalama serum NP düzeyi Şekil 2. ÜK hastalar nda klinik semptomlarla serum NP düzeyi aras ndaki ilişki Serum NP düzeyi negatif olan ÜK hastalarında endoskopik aktivite indeks ortalaması 4.77 (±3.60) idi. Serum NP düzeyi pozitif olan ÜK hastalarında endoskopik aktivite indeks ortalaması 7.63 (±4.61) idi. ÜK hastalarında serum NP düze- AG 58

İnflamatuvar barsak hastalığında neopterin düzeyi Endoskopik Aktivite ndeksi 8 7 6 5 4 3 2 1 0 Neopterin (-) ÜK Neopterin (+) ÜK Şekil 3. Serum NP düzeyi negatif ve pozitif olan ÜK hastalar nda endoskopik aktivite indeksinin karş laşt r lmas yi ile endoskopik aktivite indeksi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p=0.033) (Şekil 3). 27 CH olan hastanın 16 sı remisyonda idi. Bunların 1 inde (% 6.3) serum NP düzeyi pozitif saptandı. 11 i aktif idi. Bunların 2 inde (%18.2) serum NP düzeyi pozitif saptandı (p=0.549). CH da aktif ve remisyondaki hastalar arasında aktivite açısından serum NP düzeyi ile istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. TARTIfiMA Bu çalışmada aktif ve remisyondaki ÜK hastalarında serum NP düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulundu. ÜK hastalarında klinik durumlardan kanlı dışkılama, mukuslu dışkılama ve yüksek ateş ile serum NP düzeyi arasında ve ayrıca endoskopik aktivite indeksi ile serum NP düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu. CH da ise aktivasyon ile serum NP düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye rastlanmadı. Bu veriler göz önünde bulundurularak serum NP düzeyinin ÜK hastalarında hastalık aktivitesini gösteren biyokimyasal bir parametre olabileceği söylenebilir. İBH aktivasyonunu tespit etmede daha önce yapılan çalışmalardan Niederwieser ve arkadaşları tarafından 25 ÜK hastasında idrar NP düzeyine bakılmış. ÜK aktivasyonunda NP ekskresyonunun klinik izlemde kullanılabileceği, aktivasyonu gösteren parametre olabileceği vurgulanmıştır (6). Bu çalışmayı destekler şekilde, Tilg ve arkadaşlarının 52 İBH da, Forrest ve arkadaşlarının ise 12 İBH da hastalık aktivitesini göstermesi bakımından serumda NP düzeyi ile arasında anlamlı bir sonuç elde etmişlerdir (7, 8). Bunun aksine, Propst ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada 80 İBH hastasında serum NP düzeyine bakmışlar. CH aktivasyonunda serum NP düzeyi ile anlamlı bir ilişki saptanmış olmasına rağmen, ÜK de hastalık aktivitesi ile ilişkisiz olduğu saptanmıştır (9). Bizim çalışmamızda ise ÜK klinik ve endoskopik aktivitesi ile serum NP düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. Yaptığımız çalışmada CH da ise aktivasyon ile serum NP düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkiye saptanmadı. Bu çalışmamıza benzer olarak Konecny ve arkadaşları da 25 CH ında baktıkları serum NP düzeyi ile aktivasyon arasında anlamlı bir ilişki bulmamıştır (10). Fakat başka üç çalışmada ise biri idrar NP ekskresyonu diğer ikisi serum NP düzeylerinin hastalık aktivasyonu ile paralel olarak arttığı saptanmıştır (11-13). Reibnegger ve arkadaşlarının CDAI yerine basit üçlü aktivite indeksini önermişlerdir. 35 CH ında hastalık aktivasyonu açısından idrar NP ekskresyonu ölçülmüş. CH da klinik aktiviteyi kolayca ölçülebilen basit üçlü test "5 X (50 - Hct) + dışkılama sıklığı + (NP/10)" şeklinde formüle etmişlerdir. Böylece CDAI hesaplarken 8 parametre kullanmanın yerine sadece üç parametre kullanılarak basit bir şekilde klinik aktivitenin hesaplanabileceği önerilmiştir (14). NP, monosit ve makrofajlarından interferongamma aracılığıyla salınan, biyolojik fonksiyonu tam olarak anlaşılamamış, kendisine özgü bir reseptörü olmayan bir maddedir. Artmış NP konsantrasyonları yoğun monosit, makrofaj aktivitesinin görüldüğü hastalıklarda izlenmektedir. Yapılan çalışmalarda çeşitli klinik durumlarda vücut sıvılarında anormal NP konsantrasyonları olduğu gösterilmiştir. Vücut sıvılarında NP ölçümü hücresel immun yanıtın mevcut durumu hakkında bilgi sağlar ve sıklıkla hastalığın progresyonunu öngörmeye yardımcı olur. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda genetik, çevresel, immünolojik ve infeksiyöz nedenler üzerinde durulmuş ancak genel olarak CH ve ÜK hastalıkların etyolojisinin multifaktöriyel olduğu kanaati değişmemiştir. Spesifik olmayan immünsupressif ajanlarla terapötik cevapların alınması ve birçok inflamatuvar yolun aktivasyonu, bu hastalıkların etyopatogenezinde immünolojik faktörlerin rol oynadığına işaret etmektedir. Ancak hastalığı başlatan ve devam ettiren uyaranın ne olduğu halen spekülasyonların ötesine gidememiştir. AG 59

ERTUĞRUL ve ark. İBH da temel patofizyolojik mekanizmanın yardımcı T hücresi 1 (Th 1) ve yardımcı T hücresi 2 (Th 2) lenfositlerinin aktivasyonunda bir bozukluk ya da proinflamatuvar sitokinler ile antiinflamatuvar sitokinler arasındaki dengenin bozulması olduğu düşünülmektedir. Th 1 hücreleri inflamatuvar yanıtta abartılı olarak artar ve bu yanıtın süregenliğini sağlayan proinflamatuvar sitokinleri, Th2 hücreleri ise inflamasyonu azaltan antiinflamatuvar sitokinleri salgılarlar. CH da selektif olarak Th 1 lenfositler aktive olur. IL-2 ve interferon-gamma yapımını sağlar. ÜK da ise Th 2 lenfosit sitokinleri artar (15). Barsak epitelinin iltihabi olayları başlatmaktaki rolü; bir taraftan antijen sunan hücre olarak antijeni major histokompatibilite kompleksi aracılığıyla T hücrelerine sunmak, diğer taraftan da antijenler aracılığıyla uyarılan sitokin, kemokin ve diğer proinflamatuvar maddelerin meydana getirdiği inflamasyonu yaymaktır. İBH da barsak epitel hücresi antijen sunan hücre olarak görev yaptığında normal insanlardakinin aksine T hücre toleransı yerine T hücre aktivasyonu meydana gelmektedir. Aktive olmuş fagositik hücreler, lenfositler ve terminal kompleman fragmanları hücre nekrozuna yol açar. Matriks proteini hasar görür. Ödem gelişir. İnterferon-gamma, villöz atrofi ve kript hiperplazisi yapar. LTB4, trombosit aktive edici faktör ve bakteriyel ürünlerin uyarısı ile nötrofil ve makrofaj kaynaklı reaktif oksijen metabolitleri; protein, karbonhidrat, hyalüronik asit ve müsin degrade eder ve lipid peroksidasyonu yaparlar (16, 17). Aktif durumdaki T-helper hücrelerinden salınan interferon-gamma, makrofajların NP üretip, vücut sıvılarına bırakmalarına yol açmaktadır. NP konsantrasyonu ile bu hücrelerin hidrojen peroksit üretimi arasında da yakın ilişki bulunmaktadır. Böylece NP seviyesi ile, bağışıklık sisteminin aktivasyonu nedeniyle oluşan oksidatif stres değerlendirilebilmektedir. NP seviyesinin T-hücre proliferasyonundan 3 gün, antikor üretiminden de 1 hafta önce yükseldiği bilinmektedir. NP bu özellikleri nedeniyle, hem hücresel bağışıklık yanıtının değerlendirilmesine yardımcı olmakta, hem de bağışıklık sistemi ile ilişkili olan hastalıkların tanı ve takibinde kullanılabilmektedir (18). İBH olan hastalardaki serum ve/veya idrar NP düzeylerindeki artışına ait yukarıda belirttiğimiz birkaç çalışma mevcuttur. Ancak farklı birçok hastalıkta yaklaşık 20 yıldır araştırılan bir molekül olmasına rağmen, NP nin İBH ile olan ilişkisi üzerine yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Serum NP düzeyinin ÜK da hastalık aktivitesinin değerlendirilmesindeki gerçek rolünün ortaya konulması ve bu hastalarda gözlenen immün aktivasyonun mekanizmasının tam olarak anlaşılabilmesi için diğer biyokimyasal parametrelerle karşılaştırıldığı ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Sonuç olarak, aktif ÜK hastalarında serum NP düzeylerinin yüksek seyrettiği gözlenmiştir. Bu durum ÜK de hastalık aktivitesini belirlemede serum NP düzeyinin bir belirteç olabileceğini göstermektedir. Fakat CH da aktivasyon ile serum NP düzeyi arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. KAYNAKLAR 1. Hugot JP, Zouali H, Lesage S, et al. Etiology of the inflammatory bowel diseases. Int J Colorectal Dis 1999; 14: 2-9. 2. Rachmilewitz D. Coated mesalazine (5-aminoalicylic acid) versus sulphasalazine in the treatment of active ulcerative colitis: a randomised trial. BMJ 1989; 298: 82-6. 3. Truelove SC, Witts LJ. Cortisone in Ulcerative Colitis: Final Report on Therapeutic Trial. BMJ 1955; 2: 1041. 4. Best WR, Becktel JM, Singleton JW, et al. Development of a Crohn s disease activity index. National Cooperative Crohn s Disease Study. Gastroenterology 1976; 70: 439-44. 5. Hoffmann G, Wirleitner B, Fuchs D. Potential role of immune system activation-associated production of neopterin derivatives in humans. Inflamm Res. 2003; 52: 313-21. 6. Niederwieser D, Fuchs D, Hausen A, et al. Neopterin as a new biochemical marker in the clinical assessment of ulcerative colitis. Immunobiology 1985; 170: 320-26. 7. Tilg H, van Montfrans C, van den Ende A, et al. Treatment of Crohn's disease with recombinant human interleukin 10 induces the proinflammatory cytokine interferon gamma. Gut 2002; 50: 191-5. 8. Forrest CM, Youd P, Kennedy A, et al. Purine, kynurenine, neopterin and lipid peroxidation levels in inflammatory bowel disease. J Biomed Sci 2002; 9: 436-442. 9. Propst A, Propst T, Herold M, et al. Interleukin-1 receptor antagonist in differential diagnosis of inflammatory bowel diseases. Eur J Gastroenterol Hepatol 1995; 7: 1031-6. 10. Konecny M, Ehrmann J, Bartek J, et al. The level of neopterin in blood serum as one of the possible prognostic markers of Crohn's disease activity. Acta Univ Palacki Olomuc Fac Med 1996; 140: 47-8. 11. Judmaier G, Meyersbach P, Weiss G, et al. The role of neopterin in assessing disease activity in Crohn's disease: classification and regression trees. Am J Gastroenterol 1993; 88: 706-11. 12. Reimund JM, Arondel Y, Escalin G, et al. Immune activation and nutritional status in adult Crohn's disease patients. Dig Liver Dis 2005; 37: 424-31. 13. Reimund JM, Hirth C, Koehl C, Baumann R, Duclos B.Antioxidant and immune status in active Crohn's disease. A possible relationship. Clin Nutr 2000; 19: 43-8. AG 60

İnflamatuvar barsak hastalığında neopterin düzeyi 14. Reibnegger G, Bollbach R, Fuchs D, et al. A simple index relating clinical activity in Crohn's disease with T cell activation: hematocrit, frequency of liquid stools and urinary neopterin as parameters. Immunobiology 1986; 173: 1-11. 15. Iris Doton, Lloyd Mayer: Immunopathogenesis of inflammatory bowel disease. Current opinion in Gastroenterology 2002; 18: 421-7. 16. Grisham MB. Oxidants and free radicals in inflammatory bowel disease. Lancet 1994; 344: 859-61. 17. Williams JG, Hughes LE, Hallet MB. Toxic oxygen metabolyte production by circulating phagocytic cells in inflammatory bowel disease. Gut 1990; 31: 187-93. 18. Millner MM, Franthal W, Thalhammer GH, et al. Neopterin concentrations in cerebrospinal fluid and serum as an aid in differentiating central nervous system and peripheral infections in children. Clinical Chemistry 1998; 44: 161-7. AG 61