DAVRANIŞ BİLİMLERİ DEĞERLER VE İNANÇLAR

Benzer belgeler
AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

MÜHENDİSLİK ETİĞİ Emin Direkçi

Doç. Dr. Tülin ŞENER

Liderlik Yaklaşımları ve Spor Yönetimi İlişkisi. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları

Tutum ve Tutum Ölçekleri

HUKUKA GİRİŞ ve HUKUKTA YÖNTEM

Davranışı başlatma Davranışların şiddet ve enerji düzeyini saptama Davranışlara yön verme Devamlılık sağlama

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünite Toplumsal İletişim GELENEK-GÖRENEKLER / DİNİ ve AHLAKİ KURALLAR 20. Hafta ( / 02 / 2014 )

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI FELSEFE

Grup sosyalleşmesi. Küçük grupların gelişimindeki beş evre: (Tuckman, 1965):

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Bilim ve Araştırma. ar Tonta. H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DEĞER TERCİHLERİ (*)

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI - TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM YETERLİLİKLER ÇERÇEVESİ İLE PROGRAM YETERLİLİKLERİ İLİŞKİSİ

TTI TriMetrix. Kişisel Yetenekler Versiyonu

ETİK.

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

HUKUK FELSEFESİNİN TEMEL SORUNLARI

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

???? Doç.Dr.Hacer HARLAK

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı

10/22/2015. Kültürün Tanımı. Kültürel Ürünler, Kurallar ve Davranışları. Kültürün Tanımı

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

HUKUK VE HUKUK BİLİMİ ÜZERİNE

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

çocuk ve çocuk resminin gelişim aşamalarını öğrenir.

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Liderlik Teorileri. Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

@BaltasBilgievi

KARİYER GELİŞİMİ VE MESLEKİ REHBERLİK

Bilimsel Araştırma Yöntemleri AHMET SALİH ŞİMŞEK (DR)

kavramının inşa edilmesi

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYAL PSİKOLOJİ

TED ÜNİVERSİTESİ İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI TYYÇ PROGRAM YETERLİLİKLERİ

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

Lions un Evrensel Hedefleri nin dayandığı en temel kavramlardan birisi Lions un Evrensel Vizyonu dur.

Transkript:

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DEĞERLER VE İNANÇLAR Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

* Türkçe sözlükte inanç, bir düşünceye gönülden bağlı olma durumu, Bir şeyi güvenle doğru sayma tutumudur. *Bu anlamda inanç, yeterince gerekçesi bulunmayan, kesin olmayan bir şeyi doğru sayma; akıl yoluyla genel geçer bir doğrulama yapmadan, başkasının tanıklığı üzerine kurulmuş kanıtları, hiç bir kuşku duymaksızın onaylamadır. *Öznel olarak yeterli olan, ama nesnel olarak yeterli olmayan gerekçelerden ötürü bir şeyi doğru sayma olarak da tanımlanmaktadır. 2

* İnanç insanların kendi iç dünyalarıyla ilgili kanaatlerinin devamlılık gösteren yönüdür. *İnanç veya iman sürekli duygular, kanaatler ve yargılar ağıdır. *Sürekli duygular ağı, bireyin yaşamı devam ettiği sürece edindiği bilgileri, kanaatlerini ve imanını kapsar. *İnançlar bireyin tutumları ile doğrudan bağlantılıdır. Çünkü tutumlar, genellikle inançların bir yönüne bağlı olarak ortaya çıkar ve inançlardan etkilenir. 3

* İnanç, insana benlik kazandıran, onu özel bir varlık yapan psikolojik, zihinsel, duygusal ve insan olma özelliğini kazandıran yargılar bütünüdür. *İnançlar içsel dünyamızın, kalbimizin, ruhumuzun ve psikolojimizin ihtiyacıdır. *İnanç aynı zamanda bir manevî tatmin aracıdır. *İnsanlar inançlarını düşünceleri, yargıları, kanaatleri ve ideolojileri ve davranışlarıyla görünür kılarlar. 4

* İnanç bir şeyin öyle olduğuna ilişkin belirli nedenlere indirgenemeyen peşin kabuldür. Bir düşünceye gönülden bağlı olma, birine duyulan güven, inanma duygusu, bir şeyi güvenle doğru sayma tutumu, bir şeyi doğru sayma veya akıl yoluyla genel geçer bir doğrulama yapmadan, başkasının tanıklığı üzerine kurulmuş kanıtları, hiçbir kuşku duymaksızın onaylamadır. *Bireyin kendi dünyasının herhangi bir yönüne ilişkin algı ve zihinsel yapılanmasının, tek boyutlu olarak örgütlenmesi, bir olgu veya olayın irdelenmeksizin olduğu gibi kabul edilmesidir. *Kısaca, bir konu ile ilgili olarak, bireyin zihinsel yapılanmasının tümüdür. 5

*İnanç, inanan insanın sahip olduğu yargının objektif açıdan yetersiz olduğunun bilincinde olarak inanç nesnesini doğru saymadır. *İnanç teorik açıdan kanıtlanamaz veya bu yolla sahip olunan yargıları destekleyecek herhangi bir delil gösterilemez. *Bu özelliği ile inanç bilmeden ayrılır. *Eğer bir yargı sübjektif olarak yeterli olup objektif açıdan yeterli görülmüyorsa buna inanç (belief) denir. *Hem objektif hem de sübjektif açıdan yeterli ise bilgi (knowledge) denir. 6

*İnanç, inanan insanın sahip olduğu yargının objektif açıdan yetersiz olduğunun bilincinde olarak inanç nesnesini doğru saymadır. *İnanç teorik açıdan kanıtlanamaz veya bu yolla sahip olunan yargıları destekleyecek herhangi bir delil gösterilemez. *Bu özelliği ile inanç bilmeden ayrılır. *Eğer bir yargı sübjektif olarak yeterli olup objektif açıdan yeterli görülmüyorsa buna inanç (belief) denir. *Hem objektif hem de sübjektif açıdan yeterli ise bilgi (knowledge) denir. 7

*İnanç, kanaat veya zan değildir. Zan zihnin bir şey için kesin olarak var veya yok diyemediği inanç türüdür. *Kanaat ise insanın herhangi bir konudaki bilgisidir. İnanç konusu kişi açısından mutlak bir şeydir ve artık inandığı şey konusunda şüphesi yoktur. *İnanç veya iman, deneysel olarak ele alınamayan, sınanamayan ve olgusal olmayan bir özelliğe sahiptir. İnanç konusu somut deliller ile yani bilimsel yöntemlerle ispat edilemez. İşte bu durumda devreye iman girer. İman ile birlikte kişi kendisi açısından sübjektif bir kesinlik duygusuna sahip olur. Bu durumda kişi içinde hissettiği ama somut olarak karşı karşıya gelemediği inanç objesinin varlığını kabul eder. İşte bu sorgusuz kabul etme durumuna 8 iman veya inanç denir.

*İnanç; *Faydacı inanç *Spekülâtif-dogmatik inanç ve *Ahlâkî-pratik inanç şeklinde incelenebilir. 9

*Pragmatik inanç: Kant a göre, bir şeyi kendimize amaç edindiğimizde, ona ulaşmanın koşullarını araştırırız. Kimsenin bizi amacımıza ulaştıracak başka bir koşul bilmediğini kesin olarak biliyor isek, bu zorunluluk kesinlik kazanır. Kant bunu şöyle bir örnekle açıklamaktadır: Bir doktor risk altında bulunan bir hastasına belli bir tedavi yöntemi uygulamak zorundadır; fakat hastalığın ne olduğunu tam olarak bilememektedir. Hastalığın belirtilerine bakarak, kendisince örneğin verem teşhisi koyar. Ancak onun bu inancı, kendi yargısı içinde bile ihtimalden öte bir anlam içermez. İhtimale dayalı inançlar, yine de belirli amaçları gerçekleştirmeye yaradıkları için pratik bir değeri vardır ve bu nedenle bu tür inançlara pragmatik inanç denir. 10

*Kuramsal inanç: Kafamızda oluşan soruları çözmek her zaman kolay değildir. Bazen kendisi hakkında herhangi bir eylem plânı geliştiremediğimiz, bu nedenle yargımızın salt teorik olduğu olaylar ve olgular hakkında, yine de zihinsel olarak bir şeyler tasarlayabiliriz. Örneğin; Aristo nun yer çekimi hakkında, Platon unun nesneler ve idealar dünyası hakkındaki varsayımları. *Bu varsayımlar söz konusu filozofların hem bilgilerini, hem de kuramsal inançlarını oluşturmaktaydı. Eğer meselenin hakikatini kavrayabileceğimiz bir araç mevcutsa, deney veya gözlem gibi olanaklarımız var ise veya bilgimiz deney sonrası bilgi ise, bu kez zaten inancımızdan değil, bilgimizden yani teorik yargılardan söz ediyoruz demektir. Ancak bu teorik yargılar aynı zamanda söz 11 konusu teoriye inananda bir tür inanca dönüşür.

*Ahlâkî inanç: Ahlâk yasası Tanrı nın varlığını zorunlu kılar. Kant bu konuda şöyle demektedir: Tanrı ya ve öteki dünyaya olan inancım ahlâkî tabiatımla öyle iç içedir ki, ikinciyi kaybetmenin birincinin benden koparılmasıyla aynı anlama geldiğine inanıyorum. Kant a göre, ahlâkî inanç diğer inanç türlerinden farklıdır. Bu inanç türünde her hâlükârda ahlâk yasası na göre hareket etmek zorunludur. Bu tür bir inançta amaç şüpheden uzak bir şekilde yaşamaktır. Bu amacın diğer bütün amaçlarla uyumlu olmasının tek koşulu Tanrı nın ve gelecek bir dünyanın varlığı na inanmaktır. 12

* Değerler, tutumlar ve davranış hakkındaki inançlardır. Ölçütler veya hükümler olan değerler, sosyal yaşamın sürdürülmesinde rol oynayan standartlar olarak işlev görür. Değerler, bireylerin herhangi bir nesneye karşı bilişsel bir tavrından ziyade, davranışsal tavır ve yönelimiyle ilgilidir. Bu yönüyle tutumlar, bireyin davranışları ile doğrudan ilgilidir. İnsan, değerler sayesinde iyinin ve kötünün ayrıtına varır. Ancak bu öznel bir değerlendirmedir ve sadece bireyin kendisi içindir. Değerler sayesinde birey, seçim yapabilir ve bir davranışta bulunur. Değerler, toplumda kabul görmüş ve genelleşmiş doğrulara göre şekillendiği için bireyleri toplumsal doğrulara yönlendirir. 13

* Farklı değer türlerinden bahsedilebilir. Bunlar; *Ekonomik meselelere, genelde finans ve para işlerine duyulan ilgi olan ekonomik değerler, *Güzel sanatlara, tiyatroya, müziğe vs. duyulan ilgi ile ilgili estetik değerler, *Kişinin diğer insanlarla kurduğu ilişkileri düzenleyen sosyal değerler, *Siyasal yapılar ve iktidar düzenlemeleriyle ilgili siyasi değerler *İnsanların dinsel inançlarıyla ve bunları düzenleyen İlâhî yasalar ve teolojiyle, ilgili değerler ise dinsel değerler olarak sınıflandırılmaktadır. 14

* Değerler en çok tartışılan kavramların başında gelir. Bugün sosyal bilimciler değerlerin önemli bir sosyal olgu olduğunu ve bilimsel inceleme ve analize konu edilmesinin önemli olduğunu ileri sürmektedirler. *İnsanların iş ve özel yaşamında, tutum ve davranışlarına ölçüt olması bakımından değerlere ihtiyaç duydukları yönünde genel bir kanı vardır. *İnsan sosyal bir varlıktır ve değeri diğer varlıklarla kurduğu ilişkiler sonucunda üretir. Çevresinde olup bitenler hakkında edindiği bilgileri kullanırken elde ettiği sonuçlar, insana iş ve yaşam değerleri kazandırır. 15

* Değerler, grup veya toplumun, kişilerin, sosyal kategorilerin örüntülerin, hedeflerin ve diğer sosyokültürel nesnelerin anlam ölçütleridir. *Değerler, insanın tüm tutum ve davranışlarında, amaç ve eylemlerinde nesneye karşı takındığı tavırla ilgilidir. *Örneğin bir kimse dürüst olmaya çalışıyorsa bu tavrı onun dürüstlüğü bir değer olarak görmesi nedeniyledir. *Bu yönüyle değerler, kişinin iş ve özel yaşamının düzenleyici ölçütleri olarak kabul edilebilir; zira doğruluğu ve dürüstlüğü değer olarak algılamak, kişiyi doğru ve dürüst olmaya iter. 16

* İnsanoğlu bir canlı olarak fizik dünyada, fakat bir insan olarak metafizik dünyada yaşar. İnsanın içinde yaşadığı bu metafizik dünya ahlâk ve değerler dünyasıdır. *Etrafımızı çevreleyen fizik nesnelerin bizden bağımsız olarak mevcut olduklarını ve bizim de bu nesneler dünyası içinde yaşadığımızı teorik olarak kabul edebiliriz. Fakat bu tür nesneler bizim için birtakım değerlerle birlikte anlam taşırlar. *Değerlerle ilgisi olmayan hiçbir insan tutumu ve davranışı söz konusu değildir. 17

* Değerler insanlar veya gruplar tarafından, toplumsal yaşamda rehber olması için neyin istenen, uygun, güzel, iyi veya kötü olduğu yönünde kültürel olarak tanımlanmış standartlardır. *Robin Williams a göre; başarı, disiplinli çalışma, ahlâkı değerlere bağlılık, insancıllık, pratiklik, kendini geliştirme, iyi bir yaşam tarzı, eşitlik, özgürlük, uyumlu olmak, akılcılık, milliyetçilik, demokrasi, saygı ve grupla çalışmaya inanç birer değerdir. 18

*Değer kavramı bazen, yaşam biçimleri arasında tercihler, bazen insanın dünyadaki yeri ile ilgili temel sayıltılar, bazen herhangi bir ihtiyacın, tutumun ya da arzunun hedefi, bazen kültürel değer ve sosyal değer gibi farklı şekillerde algılanmaktadır. *Değerler, toplumun devamlılığını sağlamak için bütünsel yaklaşıma dayalı olarak bireyler tarafından kabul görmüş ve yazılı olmayan temel ahlâk ve inançlardır. 19

* Değerler ve ahlâkî standartlar kişiler arası davranışları düzenlemede güvenilir rehberler veya standartlardır ve bu standartlar gelenekten, inançtan, mantıksal çıkarımdan, kültürel etkileşimden ve biçimsel düzenlemelerden oluşur. Standartlar davranışları düzenleyen, iyi veya kötü değerlemesi yapmaya elverişli evrensel ilkelerdir. *Değerler bireyleri ve toplumları birbirinden ayıran temel yapıtaşlarıdır. *Değerler iyi ve kötü ayrımını yapmaya elverişli alternatifler arasında tercih ve yargılama yapmaya yarayan ölçütlerdir. *Değerler olanı değil, olması arzulanan durumu temsil eden normatif ilkelerden oluşur. *Değerler, tutum ve davranışları yargılamada temel ölçüt sağlayan ve bir grubun üyelerinin güçlü duygusal bağlarıyla oluşmuş soyut, davranış ilkeleridir. 20

* Değerler insanların bireysel ve iş yaşantıların ölçütlerini oluşturur. Bir davranışı öbürüne tercih etmenin arkasında yatan temel nedenleri gösterir. Bu yönüyle, değerler davranışların kaynağı olduğu gibi, aynı zamanda ölçütleridir. Belirli bir davranışı oluşturmada etkin olan değer, onun nasıl olduğuna da karar verir ve kişinin veya sosyal grubun kabul ettiği standartlar, inançlar veya moral ilkeleri ortaya koyar. *Değerler bir bakıma ömür boyu sürecek bağlılıkların, tavır alışların ve davranışların ölçütlerini oluşturur. Değerler aynı zamanda benliğin algılanmasında da önemli yer tutar; insanlar kendilerini değer sistemleri çerçevesinde algılar, değerlerine göre tanımlarlar. Bu yönüyle değer, bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğu hak kındaki ortak (evrensel) inançtır 21

* Değerler bireysel ve toplumsal olarak paylaşılan, benimsenen, onanmış ve uzlaşılmış genel inançlar olmaları nedeniyle bu özelliklerinden dolayı inanç kavramıyla çoğu kez karıştırılır. *Değerler ölçüt veya standart ortaya koyarken, inançlar daha çok ilke koyucu olarak işlev görür. *Anlam yakınlığına rağmen, değer kavramı inanç kavramından farklıdır ve kişinin tutum ve davranışlarını, toplumun kültürünü oluşturan diğer unsurlarla birlikte ayrı bir faktör olarak işlev görür. 22

*Schwartz ve Bilsky, değerlerin özelliklerini aşağıdaki gibi belirlemişlerdir: *Değerler inançlardır. Ancak, değerler inançlar gibi tümüyle nesnel, duygulardan arındırılmış değildirler; etkinlik kazandıklarında duygularla iç içedirler. *Değerler amaç ve hedefler gösterirler. Değerler, bireyin özellikle normatif amaçlarıyla (eşitlik gibi) ve bu amaçlara ulaşmada etkili olan davranış biçimleriyle (hakkaniyet, yardımseverlik gibi) ilişkilidirler. 23

*Değerler, özgül eylem ve olgular değillerdir. Belli bir değerler sistemine sahip olanlar, bunları belli bir alanda değil, yaşamın her alanında gösterirler. Örneğin, itaatkârlık veya sadakat değeri sadece kişinin özel yaşamını değil, iş ve aile yaşamını da düzenler. *Değerler standartlardır. Değerler ve inançlar iç içe geçmişlerdir. Davranışların arkasında tutumlar olduğu gibi, tutumların arkasında da inançlar ve değerler vardır. *Değerlerin öncelikleri vardır. Değerler taşıdıkları öneme göre kendi aralarında sıralanırlar. Sıralanmış bir değerler kümesi, değer önceliklerini belirleyen bir sistem oluşturur. 24

*Değerler; bireysel değerler ve iş değerleri olmak üzere iki başlıkta ele alınabilir. *Bireysel değerler genel olarak; teorik, ekonomik, estetik, sosyal, politik, dinsel değerler olmak üzere altı boyutta ele alınmaktadır. *Bireysel değerlerde; gerçeği arayış, bilgi vb. teorik, finansal kazanımlar ekonomik; biçim ve uyum konusunda deneyimler ve tercihler estetik, başkalarıyla genel ve özel ilişkiler sosyal; güç, etki liderlik vb. politik, evreni açıklama, dünyayı algılama vb. dinsel değerleri içermektedir. 25

*İş Değerleri ise; gerçek ve ikincil olmak üzere, işin doğası ve işin sonuçlarıyla ilgili değerlerdir. *İşin doğası ile ilgili birincil (gerçek) değerler zor veya ilginç bir işi benimseme, işte yeni bilgi ve beceri kazanma, tüm potansiyeli ortaya koyma, sorumluluk alma ve bağımsızlık, yaratıcı olabilme vb. gibi değerlerden oluşmaktadır. *İşin sonuçlarıyla ilgili ikincil değerler ise işin para, statü ve güven gibi ekonomik, sosyal, getiriler sağlanması ve aileye, hobilere zaman ayırma imkanı vermesi gibi tercihleri ifade eder. 26

*Değer ve Etik İlişkisi: Ahlâkî yargıların statüsünü analiz eden etik, aynı zamanda takınılan ahlâkî tutumların ne olması gerektiği üzerinde durur. *Etik bireylerin veya toplumların yaşamında iyi insan olmanın gerektirdiği özellikleri ve bireyin davranışlarını belirleyen ve sınırlayan kuralların neler olduğunu göstermesi bakımından işlevsellik kazanır ki bu durum aynı zamanda değerler için de geçerlidir. *Aslında her değer toplumun ve bireyin o değerle ilgili etik anlayışı çerçevesinde oluşur. 27

*Değerler ve İnançlar: Platon un ifadesiyle inanç sorgulama düzleminin dışına çıkarılmış bilgidir. Değerlerle inançlar çoğu kez birlikte düşünülür ve aralarında yakın bir ilişki vardır. *Değerler ortak iyi, ortak doğru ve güzel olanı gösterir. *Değerlerin temelinde yerine göre Kant ın ifade ettiği gibi ya görev anlayışına dayalı salt dini iman veya vahye dayalı kurumsal iman veya bunların farklı tezahür şekilleri olan ahlâkî inanç, kuramsal inanç veya pragmatik inanç vardır. 28

*Değerler ve Tutumlar: Tutum, bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir nesne, toplumsal konu, ya da olaya karşı deneyim, bilgi, duygu ve güdülerine dayanarak örgütlediği zihinsel, duygusal ve davranışsal ön eğilimdir. *Burada önemli olan nokta, bireyin sahip olduğu deneyimler, bilgi birikimi, duygular ve güdülerin nasıl bir örgütlenme içerisinde olduğudur. *Yani bireysel düzeydeki örgütlenme yapısıdır. Örgütleme belli değerlendirme süreçlerine bağlı olduğuna göre, bu süreçte deneyimler, bilgiler, duygular, güdüler, inançlar ve değerler etkili olur. 29

*Değerler ve Sosyal Normlar: Norm, düzgü, kural veya ölçü kelimeleriyle aynı anlama gelmektedir. *Norm kavramı insanların davranışlarını niteleyen ve onları sınırlayan davranış ölçütü anlamında kullanılmaktadır. *Kısaca insanların toplumsal bir düzlemde nasıl davranacağını düzenleyen kurallar bütünüdür. Norm bir davranışın olması gereken yönüyle ilgilendiği için normatif bir yönü vardır. *Bu yönüyle normların idealleri belirtmekle olduğunu kabul edebiliriz. *Normlar insanların toplumsal bir düzlemde nasıl davranmaları gerektiğini gösteren kurallar ve davranış ölçütleridir. 30

*Normlar davranış kuralları iken, değerler insan tutum ve davranışına yön veren ilkeler, ölçütler ve standartlardır. Dolayısıyla bu iki kavram arasında yakın bir anlam ilişkisi vardır. *Değerler yaşanmaya başlandığı zaman norma dönüşerek yaşam için kural koyucu bir ilke özelliği kazanır. Her normun temelinde mutlaka değerler vardır. Bunlar ya dinsel değerler, ya ahlâkî değerler veya başka bir değer sistemi olabilir. *Her norm mutlaka çeşitli değerlere dayanabilir. Örneğin bir kamu çalışanının rüşvet almaması hem bir kural hem de arkasında hak, hukuk, ahlâk gibi çeşitli değerlerin bulunduğu pekiştirilmiş bir davranıştır. 31

*Maslow un Değer Kuramı *Rokeach'ın Değer Yaklaşımı *Hofstede'nin Değer Yaklaşımı *Schwartz'ın Değerler Teorisi *Güngör'ün Değerler Teorisi 32

*Maslow a göre bütün organizmalar özerk bir yaşam sürmek peşindedirler. Ona göre ihtiyaçlar hiyerarşisi şeklinde ortaya çıkan ihtiyaç ve isteklerin arkasındaki temel motivasyon, insanın ihtiyaçlarının nelerden ibaret olduğunu gösterdiği gibi, insanın değerlerini de göstermektedir. İhtiyaçlar hiyerarşisinin basamaklarım oluşturan ihtiyaçlar, bütün insanlar için ortaktır. Bunların sadece derecesi değişebilir; ancak mahiyeti herkeste aynıdır. *Maslow, insanoğlunun ulaşmak istediği değerin kendini gerçekleştirmek sonra da kendini aşmak olduğu tezinden hareket etmektedir. Buna göre Maslow insanın hem fiziksel boyutu itibariyle potansiyelini göstermek, psikolojik manevî veya değer boyutu itibarîyle de kendini aşmak peşinde olduğunu ileri sürmektedir. 33

*Rokeach a göre değerler davranışın arkasındaki amacı ve niyeti gösterir. Dolayısıyla değerler insanın davranış biçimini ve yaşam tarzını ortaya koyar. Değerler aynı zamanda insanları ele veren temel standartlar ve Ölçütlerdir. *Bir insanın övünç duyduğu bir davranış onun övünç kaynağının ne ölçüde değerli olduğunu gösterdiği gibi, utandığı bir davranış ise utanç kaynağının onun değerler sistemindeki yerini gösterir. *Rokeach, a göre değerler, kısmen sabit ve değişmez, kısmen de değişebilen özellikler gösterir. Yaşam değerleri toplumsal düzenin sürekliliği, sosyal yapının kurulması ve devam ettirilmesi açısından değişmez özelliğe sahiptir. Diğer taraftan toplum organik bir yapıdır ve bu yönüyle toplumsal değerler de toplumsal ilerleme ve gelişmeye paralel olarak değişim gösterir 34

*Hofstede değerleri kültürler arası karşılaştırmalar yapmak suretiyle ele almaktadır. Hofstede ye, göre her insanın benzer durumlarda aynı davranışları göstermesine neden olan zihinsel program vardır ve farklı kültürlerde insanların benzer davranışlar göstermesi söz konusu zihinsel program sayesinde olmaktadır. *Hofstede ye göre yukarıda sözü edilen zihinsel program sayesinde insanlar benzer konularda benzer davranışlar göstermektedirler. 35

*Bireyin zihinsel programını ne kadar iyi bilirsek onunla ilgili öngörülerimiz o derece isabetli olur. *Hofstede nin burada zihinsel program olarak kodladığı şey, aslında onun davranış standartları veya ölçütleri yani değerlerdir. *Hofstede, ayrıca yaşam değerlerinin insan yaşamının çocukluk döneminde programlandığını ve rasyonel olmadığını ileri sürmektedir. *Aslında değer konusuna bu tarz bir yaklaşım oldukça tartışmalı sonuçlar doğurur. Bu tür bir önerme çocukluk dönemlerinde elde edilen tüm kazananların irrasyonel olduğu şeklinde yanlış bir tümevarıma neden olabilir. 36

*Schwartz, değerleri insan yaşamına yol gösteren ilkeler olarak görmektedir. Schwartz a göre değerlerin içerik ve yapıları bütün bireylerin her tür ihtiyaçları, koordine edilmiş sosyal etkileşimi ve toplumsal grupların devamlılığını ve sosyal kurumsal talepleri karşılamaktır. Bu değer grupları, amaçlarına göre aşağıdaki gibi sıralanabilir: *Güç: Sosyal statü sahibi olmak, otorite sahibi olmak, varlıklı olmak, toplumsal itibarı güçlendirmek. *Başarı: Amaç belirlemek, onları gerçekleştirmek, hedeflere ulaşmak, yetkin olmak, azim sahibi olmak, öz saygısı yüksek bir olmak. 37

*Hazcılık: Yaşamdan zevk almak, mutluluk ve şenlik duyguları içinde olmak, fiziksel ve duygusal tatmin duymak. *Uyarılma: Cesur olmak, heyecanlı olmak, rutin veya monoton bir yaşam sürmemek. *Öz-Denetim: Özgür olmak, başkalarının kendi yaşamı üzerindeki denetimini kabul etmemek, kendi amaçlarını belirlemek ve bunları gerçekleştirmek, öz saygısı yüksek olmak. *Evrensellik: İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, eşitlik sosyal adalet, temel hak ve özgürlükler, savaş ve sömürüden uzak barış içinde bir dünyada erdemli bir yaşam sürmek, ayrıca açık fikirli olmak ve iç huzuru elde etmek. 38

*Yardımseverlik: Mutluluğun ancak diğer insanların mutluluğuyla birlikte mümkün olabileceğine inanmak, manevî bir yaşam sürmek, bağışlayıcı ve dürüst olmak, yardımsever ve güvenilir olmak, gerçek dostluklar kurmak, yaşamı gerçekten yaşamak, duygusal ve zihinsel olgunluk göstermek. *Geleneksellik: Hayatı kabullenmek, ılımlı olmak, dindar bir yaşam sürmek, alçak gönüllü olmak, geleneklere, mahremiyete ve özel haklara saygılı olmak. *Uyum: İtaatli olmak, büyüklere ve yaşlılara saygılı olmak, onlara değer vermek, nazik ve görgülü olmak, kendini denetleyebilmek, özdenetimi yüksek olmak. *Güvenlik: Ulusal güvenliğe ve çıkarlara karşı duyarlı olmak, milli bağlılık ve mensubiyet duygusu içinde olmak, iyiliğe karşılık vermek, ancak kötülüğü affetme büyüklüğü 39 göstermek, toplumsal düzen, aile güvenliği konusunda hassas olmak.

*Güngör e göre psikoloji değer problemini, felsefeden daha farklı bir biçimde ele alır. *Değerin önemi psikolojide, onun objektif bir esasa dayanıp dayanmamasına göre değil, insan davranışlarının yol göstericisi olup olmadığına göre belirlenir. *Değer bir inanç olmak bakımından, dünyamızın belli bir kısmıyla ilgili idrak, duygu ve bilgilerimizin bir bileşimidir. *Değer inancın spesifik bir türü olmak bakımından inançtan daha yüksek zihinsel bir organizasyondur. *Değer inançtan daha yukarıda olması nedeniyle sadece bir değil, organize olmuş birçok inancı 40 kapsar.

*Değerler kişilerin ve kurumların sosyal değerinin yargılanmasında hazır birer araç olarak kullanılırlar. Bireyin çevresindekilerinin gözünde nerede durduğunu bilmesine yardım ederler. *Değerler kişilerin dikkatini istenilir, yararlı ve önemli olarak görülen maddî kültür nesneleri üzerinde odaklaştırırlar. *Her toplumda ideal düşünme ve davranma yollan, değerler tarafından işaret edilir. Değerler sosyal olarak kabul edilebilir davranışın şemasını çizerler. Böylece kişiler hareket ve düşüncelerini en iyi hangi yolda gösterebileceklerini kavrayabilirler. *Değerler kişilerin sosyal rollerini seçmesinde ve gerçekleştirmesinde rehberlik eder. İlgi yaratır, cesaret verirler. Böylelikle kişiler çeşitli rollerin gerekliliklerinin ve beklentilerinin birtakım değerli hedefler doğrultusunda 41 işlemekte olduğunu kavramış

*Değerler sosyal kontrol ve baskı araçlarıdırlar. Kişileri törelere uymaya yöneltir, doğru şeyleri yapmaya isteklendirir. Değerler ayrıca onaylanmayan davranışları engeller, yasaklanmış örüntülerin neler olduğuna işaret eder ve sosyal normlara uymayan utanma ve suçluluk duygularının kolaylıkla anlaşılabilmesini sağlarlar. *Değerler dayanışma araçları olarak işlev görür. Nitekim gruplar yüksek düzeyde bazı değerlerin paylaşılması amacıyla oluşur. Kişiler aynı değerleri güden kişilere doğru çekimlenirler. Ortak değerler sosyal dayanışmayı yaratan ve sürekli kılan en önemli faktörlerdir. 42

43