Benzer belgeler
KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

ÝÇÝNDEKÝLER TABLOLAR LÝSTESÝ GRAFÝKLER LÝSTESÝ GÝRÝÞ BÝRÝNCÝ BÖLÜM: SOSYAL GÜVENLÝK SÝSTEMÝNÝN FÝNANSMAN PROBLEMÝ VE SONUÇLARI

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

Gelir Vergisi Kesintisi

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

2007/82 Nolu SGK GENELGESÝ(Fatura Bedellerinin Ödenmesinde Karþýlaþýlan Sorunlar) Cuma, 26 Ekim 2007

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

Kýsa Çalýþma ve Kýsa Çalýþma Ödeneði

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BÜTÇE TEKLİFLERİ

Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE KURUMLAR: Niceliksel ve Niteliksel Yetersizlik

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

Motorlu Taþýtlar Vergisi Tutarlarý

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Çevre Temizlik Vergisi Oranlarý

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO : 2007/ KARAR NO : 2007/770 KARAR TARÝHÝ :


Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

DÝSK, KESK, TMMOB VE TTB'DEN GSS'NÝN ÝKÝNCÝ YILINDA ORTAK AÇIKLAMA

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI


Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý


Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

6111 Sayýlý Yasa Kapsamýnda Kdv Arttýrýmýnda Bulunmak Ýsteyen Mükellefleri Bekleyen Süpriz Salý, 01 Mart 2011

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

Seri Numaralý Kdv Genel Tebliði

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


ÝÇÝNDEKÝLER GÝRÝÞ 1. TEK DÜZEN HESAP PLANI


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI


Bir gasp hikayesi. Yaklaþýk 4.5 katrilyon lira (4.5 milyar YTL) ek ilaç maliyeti bekliyoruz.

5779 Sayýlý Kanunun Getirdikleri

MEVZUAT ASGARÝ GEÇÝM ÝNDÝRÝMÝ GELÝR VERGÝSÝ GENEL TEBLÝÐÝ (SERÝ NO: 265) (R.Gazete: 14 Aralýk )

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ. Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Malullük,Yaþlýlýk,Ölüm Sigortalarý Prim Oranlarýnýn Ýþveren Hissesinden 5 Puan

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154



TABLO-2 A GRUBU KADROLARA PERSONEL ALIMINA ÝLÝÞKÝN BAZI BÝLGÝLER

Motorlu Taþýtlar Vergisi Oranlarý

Harcirahlar. Sirküler. Sirküler Numarasý : Elit /32. Harcirahlar


SOSYAL GÜVENLÝK REFORMU'NUN GELÝR DAÐILIMI ÜZERÝNDE ETKÝSÝ Yakup SÜNGÜ*

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3


7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Haziran 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu


30 SORULUK DENEME TESTÝ Gönderen : abana - 10/11/ :26

TÜRKÝYE'DE ÝÞGÜCÜ PÝYASASI, SORUNLAR VE POLÝTÝKALAR Doç. Dr. Faruk SAPANCALI*

Kanguru Matematik Türkiye 2015

SOSYAL GÜVENLÝK REFORMU MU YOKSA SOSYAL GÜVENLÝK ÇIKMAZI MI?

03 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE AK PARTİ EKONOMİ İCRAATLARI SAYI 11

Transkript:

SOSYAL SÝGORTALAR ve GENEL SAÐLIK SÝGORTASI (SSGSS) YASASININ II. UYGULAMA YILINDA SAÐLIK ve SOSYAL GÜVENLÝK RAPORU 2010, Ankara

SOSYAL SÝGORTALAR ve GENEL SAÐLIK SÝGORTASI (SSGSS) YASASININ II. UYGULAMA YILINDA SAÐLIK ve SOSYAL GÜVENLÝK RAPORU 2010, ANKARA Hazýrlayan Cahide SARI 1

2

GÝRÝÞ: Pek çok ülkede olduðu gibi Türkiye de de saðlýk hizmetlerinin reform ve dönüþüm adý altýnda özelleþtirilmesi, ticarileþtirilmesi ve saðlýk/sosyal güvenlik alanýnýn rant alaný haline getirilmesinde epey yol alýnmýþtýr. Bu alandaki dönüþüm temel olarak küresel finans piyasasýnýn neoliberal ideoloji doðrultusunda kusursuz biçimde iþlemesi için sorunlu alanlarýn yeniden yapýlandýrýlmasýna dayanmaktadýr. Saðlýk ve sosyal güvenlik alanýnda neoliberal reform ve dönüþüm, baþta çalýþma hayatýnýn kuralsýzlaþtýrýlmasý olmak üzere, saðlýk hizmetlerinin özelleþtirilmesi, hastalarýn müþteri konumuna getirilmesi ve saðlýk hizmetlerinin kamusal finansmaný yerine rekabetçi ve piyasa güçlerine dayanan bir finansman biçiminin yerleþtirilmesidir. Bu yýkým programlarýnýn yarattýðý en önemli tahribat saðlýðýn bir hak olmaktan çýkarýlmasýdýr. Toplumsal bilince de bu yönde müdahaleler söz konusudur. Neolibaral politikalarý benimseyen ülkelerde saðlýk hizmetinin daha iyi, daha kaliteli, daha ucuz olduðuna ve yoksullarýn da daha etkin bir biçimde saðlýk hizmetine eriþimlerinin arttýðýna dair kanýt bulunmamaktadýr. AKP hükümeti, 2002 yýlýnda iktidara gelirken saðlýk alanýna yönelik vaatlerde bulunmuþtu. Açýklanan hükümet programýnda "ulaþýlabilir, kapsamlý, kaliteli bir saðlýk hizmeti sunumu" için çerçeve bir yol haritasý çizilerek devletin herkesin temel saðlýk ihtiyacýný, gerekirse özel sektörle iþbirliði yaparak yerine getireceði açýkça belirtilmiþti. Türkiye, genel yönetim harcamalarý içinde saðlýða ayýrdýðý pay bakýmýndan AB ortalamasýna epey yaklaþmýþ durumda. Ancak kiþi baþý harcamalarda, özellikle de koruyucu saðlýk harcamalarýnda Türkiye'nin sýrasý bu ülkelerin oldukça gerisinde kalýyor. Dönüþüm sürecinde saðlýða harcanan yüklü paraya karþýn Türkiye'nin saðlýk düzeyi halen kötü bir durumdadýr. Çünkü sistem kamudan özel sektöre kaynak aktarýmý üzerine kuruludur. Ekonomik Ýþbirliði ve Kalkýnma Örgütü`nün hazýrladýðý Bir Bakýþta Bölgeler 2009 Raporu na göre Türkiye, OECD ülkeleri arasýnda kentlerinin nüfusu en fazla artan ülke oldu. Türkiye son on yýlda kent 3

nüfuslarý en fazla artan, bölgeleri arasýnda en derin uçurumlar bulunan, en fazla cinayetin iþlendiði, kiþi baþýna düþen doktor sayýsý en az olan` gibi ölçümlerde de en üstte ya da üst sýralarda yer aldý. IMF, DB, DTÖ ve AKP Hükümetinin Gerçek Amacý; Kamunun sermayenin ihtiyaçlarý doðrultusunda yeniden yapýlandýrýlmasý Devletin saðlýk ve sosyal güvenlik alanýnda çekilmesi Vatandaþýn yükümlülüklerinin artýrýlmasý-hizmetin daraltýlmasý Kamusal sistemden kaçýþ-özel sigortacýlýðýn teþvik edilmesi Esnek ve iþ güvencesiz istihdam biçimlerinin yaygýnlaþtýrýlmasýdýr. Saðlýk ve saðlýk hizmetleri, bir ürün/çýktý olarak ele alýndýðýnda saðlýðýn; ekonomik, politik ve sosyal yönleri olan kompleks bir toplumsal süreç içinde belirlendiði gerçeði atlanmýþ olur. Saðlýðýn, doðasýna uygun olmayan biçimde böylesi ele alýnýþý kaçýnýlmaz biçimde saðlýðý metalaþtýrmaktadýr. Saðlýðý bir hak olarak deðil de bir meta olarak kavramsallaþtýran bu programlar, sosyal devleti tamamen ortadan kaldýrarak piyasa mekanizmasýný toplumsal alanýn merkezine yerleþtirmektedir. Sonrasýnda da bütün hizmetler piyasanýn öncelikleri ve ihtiyaçlarý doðrultusunda þekillendirilmekte, toplumsal ihtiyaçlarýmýz yok sayýlmaktadýr. Saðlýk harcamalarýnýn bütçeden, yani ödediðimiz vergilerden karþýlanmamasý, piyasacý bir mantýkla ele alýnmasý kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Ücret ve diðer gelirlerimizin içinde oldukça büyük bir yekûnu oluþturan vergiler, karþýlýðýnda kamusal hizmet alýmý mümkün olduðunda meþrudur. Ödediðimiz vergiler yanýnda, saðlýk ve sosyal güvenlik hizmetleri için prim ödemek ve bir de üstüne cepten ödeme yapmak, devlet- toplum iliþkisinin geldiði vahim durumu gözler önüne sermektedir. 4 Saðlýðý ve bütün kamusal gereksinimleri metalaþtýran bu anlayýþ karþýsýnda, saðlýðýn bir hak olarak yeniden tanýmlanmasý acil bir ihtiyaçtýr. Saðlýðýn her þeyden önce toplumsal bir ihtiyaç olduðu göz önünde bulundurulduðunda, bu ihtiyacýn yeterli düzeyde karþýlanamamasý durumunda bunun faturasýný bütün toplum ödeyecektir.

I) SOSYAL GÜVENLÝK KURUMU Genel Saðlýk Sigortasý (GSS) sistemi, tüm yurttaþlarý sosyal güvenlik þemsiyesi altýna alma iddiasýyla gündeme getirilmiþ olmakla birlikte, temel teminat paketini dar tutarak, katký paylarýný getirerek/arttýrarak yurttaþlarý hizmetler karþýlýðýnda cepten ödeme yapmaya ve özel saðlýk sigortalarýna mecbur býrakmýþtýr. 2010 yýlý için SGK prim gelirlerinin 2009 yýlýna oranla yüzde 16,5 artarak 66 milyar 37 milyon TL`ye çýkacaðý beklenmekteydi. SGK`nun 2009 yýlý bütçe gelirlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasýla`ya oraný yüzde 7,63 iken bu rakam 2010 yýlýnda yüzde 8.13 olarak hedefleniyor ve bu hedefe göre giderlerin 76 milyar 203 milyon TL`sinin sigorta ödemelerinden, 32 milyar 842 milyon TL`sinin saðlýk ödemelerinden, 174 milyon TL`sinin ise yatýrým harcamalarýndan oluþacaðý düþünülüyordu. 2010 yýlýnda hem kamu emekçilerinin saðlýk harcamalarýnýn hem de yeþil kart sahiplerinin saðlýk harcamalarýnýn SGK üzerinden gerçekleþtirileceði belirtilmiþti. 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren kamu emekçileri kapsama dahil edilmiþ, yeþil kartlýlarýn ve hiçbir güvencesi olmayanlarýn GSS kapsamýna alýnmasý Ekim 2010 tarihine býrakýlmýþtý. Ancak yeni yapýlan düzenleme ile yeþil kartlýlarýn durumu 2 yýl ertelenerek 2012 yýlýna býrakýldý. Bu düzenlemede unutulduðu söylenen hiçbir sosyal güvencesi olmayanlarýn da ayný tarihe kadar ertelenmesi için meclisin açýlmasý ile yasal düzenleme yapýlacaðý SGK tarafýndan duyuruldu. AKP hükümeti GSS nin asýl can yakýcý uygulamalarýný sürekli ertelemekte ve seçim sonrasýna býrakmaktadýr. Devlet Planlama Teþkilatý nýn Genel Ekonomik Hedefler ve Yatýrýmlar 2010 Raporu na göre, 2009 yýlýnda SGK nýn 30 milyar 955 milyon TL açýk vermesi öngörülmüþtü. Kurumun gelirlerinin yýlsonunda 72 milyar 225 milyon TL`ye giderlerinin de 103 milyar 180 milyon TL ye ulaþmasý beklenmekteydi. 5

SGK`nýn 8 Aylýk Dönemde Bütçe Açýðý 19,6 Milyar TL Oldu! Hatýrlanacaðý üzere 1980 li yýllarla birlikte kayýt dýþý kesimin giderek büyümesi, prim alacaklarýnýn tahsil edilememesi ve toplanan primlerle oluþan havuzdan kaynaklarýn ucuz kredi olarak sermayeye aktarýlmasý ile birlikte sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn finansman dengesi bozulmuþtu. 2000 li yýllarda ise bozulan dengeyi gidermek için devlet bütçesinden yapýlan transferler sosyal güvenlik reformunun alt yapýsýný hazýrlayacak biçimde propaganda amaçlý kullanýlmýþtýr. Bu katkýnýn devlete olan yükü sürekli gündemde tutulmuþ ve yükün engellenmesinin tek yolunun sosyal güvenlik sisteminin piyasa koþullarýna göre düzenlenmesi olduðu belirtilmiþtir. 26 Nisan 2005 tarihinde IMF ye sunulan niyet mektubunda sosyal güvenlik sistemine %4,5 lik bütçe desteðinin %1 e düþürülmesinin temel hedef olduðu belirtilerek sosyal güvenlik reformunun meclisten geçirileceði sözü verilmiþtir. SGK`nýn 2009 Ocak-Aðustos döneminde gelirleri 50 milyar 680 milyon TL, giderleri 69 milyar 577 milyon TL, kurumun bütçe açýðý ise 19 milyar 571 milyon TL olarak gerçekleþmiþti. 2010 yýlýnda ise yalnýzca ilk sekiz aydaki kurum bütçe açýðý, 2009 yýlý yýllýk bütçe açýðýna eþittir. SGK nýn 2010 yýlý bütçe açýðýnýn yýlsonuna kadar 31,7 milyar TL'ye ulaþabileceði belirtilmektedir. Tasarruf tedbirleri adý altýnda memurlar ve yeþil kartlýlarýn saðlýk harcamalarýnda yüzde 30'a varan düþüþ gerçekleþtirilmesine karþýn SGK nýn saðlýk giderleri yine de hýzla týrmanmaktadýr. SSK ve Bað- Kur lular ile emeklilerin saðlýk harcamalarý yýlýn ilk 5 ayýnda geçen yýlýn ayný dönemine göre 1,2 milyar lira artmýþtýr. 2009'da saðlýk harcamasý aylýk ortalama 2,3 milyar lira olarak gerçekleþirken, 2010 yýlý için bu rakam aylýk ortalama 2,5 milyar TL'ye yükselmiþtir. Anýlan dönemde tedavi giderleri için harcanan rakam 7,5 milyar olurken, ilaca 5,1 milyar TL harcanmýþtýr. Devlet hastaneleri 4,1 milyarlýk harcama yaparken üniversite hastaneleri 1,3, özel hastaneler ise SGK'na 1,9 milyar liralýk tedavi faturasý göndermiþtir. 6

Tedavi harcamalarýnýn, hastane türlerine göre ayrýmý çarpýcý bir tablo sunmaktadýr. Tedavi harcamalarý içinde özel hastanelerin payý hýzlý bir yükseliþ gösterirken, üniversite hastanelerinde ise düþüþ yaþanmaktadýr. Devlet hastanelerinin toplam SGK tedavi harcamalarý içindeki payý 2001-2008 arasýnda %65,9 dan %52,5 a ayný dönemde üniversite hastanelerinin payý %18,3 den %16,1 e gerilerken, bu dönemin en kazançlýsý özel hastaneler olmuþ ve paylarý %15,8 den %31,4 e yükselmiþtir. Türkiye'de 820 kamu, 420 özel hastane faaliyet gösteriyor. Türkiye'deki saðlýk hizmetinin yüzde 30'unu karþýlayan özel hastaneler 10 milyar TL'lik bir sektörü oluþturuyor. 2006'da saðlýkta dönüþüm programý nýn bir ayaðý olarak SGK'lý hasta kabulüne baþlayan özel hastanelerin, 2003'de yüzde 8 olan toplam saðlýk hizmetlerindeki payý bugün yüzde 30 seviyelerindedir. 2006 yýlýnda yüzde 80'i Ýstanbul'da olmak üzere 250 özel hastane bulunurken, 2009 yýlýnda bu rakam 420'ye yükselmiþtir. Bazý hastaneler zincirleþirken, sektör dýþýndan saðlýk alanýna yatýrýmcýlarda artýþ olmuþtur. Saðlýk kuruluþlarýna müracaat ve saðlýk harcamalarý artýyor! Hekim baþýna düþen muayene sayýsý 1999'da yýlda 4.008'ken, 2009'da 12.042 ye yükselmiþtir. Hastanelerde de 1999-2009 arasý yapýlan muayene sayýsý %250 kat artmýþtýr. Bu arada acil servis hizmetlerinde 7

(112 kapsamýnda) 2002-2009 arasýnda 5 katlýk bir artýþ söz konusudur 1. 1990 lý yýllardan itibaren devam eden muayene sayýsý artýþý 2003 yýlý sonrasýnda hýzlanmýþ ve 2009 yýlýnda 2003 teki rakamýn yaklaþýk üç katýna ulaþmýþtýr. Peki, bu deðiþim gerçekten anlamlý bir eriþim artýþýný mý ifade etmektedir? 2 Acil servise baþvurularýn toplam baþvurular içerisindeki payý yüzde 27 olup diðer ülkelere göre oldukça yüksek bir orandýr. 2003 sonrasýnda toplam baþvurular ile birlikte acil servis baþvurularýnýn artýþýnda da hýzlanma görülmüþtür. Örneðin 2010 yýlý ilk 4 aylýk veri incelendiðinde, 4 ay gibi kýsa bir dönemde kiþilerin tekrar tekrar acile baþvurduklarý, acil servislerin saðlýk ocaðý ya da poliklinik gibi kullanýldýðý ortaya çýkmaktadýr. Katký payý ödemek istemeyen ve bu paralarý ödeme gücü olmayan vatandaþlar, Katký payý alýnmayan tek birim olan acil servislere yýðýlmýþlardýr. 2005 yýlýnda acil servislere baþvuran hastalarýn yüzde 65 ini acil olmayan vakalar oluþtururken bu oran günümüzde yüzde 70 lere ulaþmýþtýr. 2002'de Türkiye'de 1 kiþi yýlda ortalama 2,2 kez hekime baþvururken 2009 yýlý sonunda bu oran 6,7'ye yükselmiþtir. 2009'da saðlýk kuruluþlarýna baþvuran 247 milyon hastanýn 234 milyonu ayakta tedavi olmuþ, 7,9 milyonu ise yatarak tedavi edilmiþtir. SGK, yatarak tedaviye 6,3 milyar TL, ayakta tedaviye ise 7,7 milyar lira ödeme yapmýþtýr. 2007 yýlýnda 270 milyon reçete yazýlýrken bu sayý 2008'de 302 milyona, 2009'da ise 327 milyona yükselmiþtir. Reçete tutarlarý yýllara göre 2007'de 11,3 milyar, 2008'de 13 milyar, 2009'da ise 16 milyar lira olurken, reçete baþýna maliyet 2007'de 41 TL, 2008'de 43 lira, 2009'da ise 48,9 lira olmuþtur. 2001 yýlýnda 4,5 milyar TL olan toplam saðlýk harcamalarý, 2009 yýlýnda 28,8 milyar liraya yükselmiþtir. 8 yýl içinde 6 kat artan saðlýk harcamalarýndaki yükseliþi önlemek adýna 2010 yýlý baþýnda global bütçe uygulamasýna geçme kararý alýnmýþtýr. Ancak 2010 yýlýnýn ilk 5 aylýk dönemine ait rakamlar global bütçeye raðmen saðlýk harcamalarýnýn hýz kesmediðini göstermektedir. 8 1 Saðlýk Bakaný nýn, TBMM'deki 2010 bütçe görüþmeleri sýrasýnda yaptýðý konuþmadan) 2 TEPAV ýn Muayene sayýsýndaki artýþ, anlamlý bir eriþim artýþýný mý ifade ediyor? raporundan, Eylül,2010

Saðlýk harcamalarýndaki artýþýn yaný sýra, bir bütün olarak Sosyal Güvenlik Kurumu nun gelir ve giderleri arasýndaki uçurum dikkatli bir biçimde ve acilen ele alýnmalýdýr. SSGSS yasasý hayata geçirilirken sosyal güvenliði bir kara delik olarak nitelendiren ve yeni sosyal güvenlik yasasýnýn tam da bu sorunun çözümüne yönelik hazýrlandýðýný iddia eden hükümetin, gerçeklerle yüzleþmesi gerekmektedir. Ýþsizliðin ve kayýt dýþý istihdamýn engellenmediði, güvencesiz çalýþmanýn yaygýnlaþtýrýldýðý, sosyal politika araçlarýnýn vahþi popülizme hizmet eder biçimde kullanýldýðý, yanlýþ ekonomik politikalarda ve en önemlisi de neoliberalizmde ýsrar edildiði sürece sosyal güvenlik sisteminin açýklarý da elbette büyümeye devam edecektir. Yeni sosyal güvenlik sistemi, bu sorunlara yanýt üretmeye yönelik bir çabanýn deðil, neoliberalizmin sözcülerinin eseridir. Dünya ekonomik ve finansal haritasýna el koyan ve bu alaný yeniden þekillendiren IMF, DB, DTÖ gibi ulus üstü kurumlarýn yaptýðý müdahalelerle haklarýmýza ve geleceðimize el koyulmaktadýr. Bu kurumlarýn, borç sarmalýndaki bütün üçüncü dünya ülkelerinin kamusal hizmetlerini özelleþtirmeler ve reform adý altýnda yýkým programlarý ile nasýl felce uðrattýðý artýk herkesin malumudur. II) 10 MÝLYON 55 BÝN KÝÞÝ SÝGORTASIZ ÇALIÞIYOR!.. ÝÞSÝZLÝK ARTIYOR!.. SGK nýn "2010 yýlý Haziran ayý sigortalý istatistiklerine" göre 72,5 milyon nüfusa sahip Türkiye'de sosyal güvencesi olan 69 milyon 158 bin kiþinin 10 milyona yakýnýný 'yeþil kart' sahipleri oluþturuyor. Türkiye'de sosyal güvenlik kapsamýnda aktif çalýþan kiþi sayýsý ise 15 milyon 714 bin 795. 9

SGK nýn, "Sosyal Güvenlik Kapsamýnýn, Yeþil kart hariç, toplam il nüfusuna oraný" rakamlarý incelendiðinde Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgelerinde yaþayan halkýn en az yarýsýnýn sosyal güvencesinin tek kaynaðýnýn 'yeþil kart' olduðu ortaya çýkmaktadýr. Büyükþehirlerde de Güvencesiz Çalýþma Yaygýn! SGK nýn ' 2010 yýlý Haziran ayý sigortalý istatistikler bölümünün 'Sosyal güvenlik kapsamý dýþýnda kalan nüfus' kýsmý incelendiðinde, Büyükþehirlerde yaþayanlarýn azýmsanmayacak kýsmýnýn sosyal güvencesi olmadýðý ortaya çýkmaktadýr. Bu bölümde yer alan rakamlara göre, Ýstanbul'da 487.946 kiþinin, Ankara'da 408.592 kiþinin, Ýzmir'de 199.225 kiþinin, Mersin'de 155.579 kiþinin, Diyarbakýr'da 131.897 kiþinin, Antalya'da 116. 288 kiþinin hiç bir sosyal güvencesi bulunmamaktadýr. Ýþsizlik oranýnýn yüzde 11'e gerilediðinin ilan edildiði 2010 Mayýs ayýnda, istihdam edilen 23 milyon 55 bin kiþiden, 10 milyon 55 bininin kayýt dýþý alanda çalýþtýðý ortaya çýktýmýþtýr.. 10 TÜÝK verilerine göre 2010 Mayýs ayý itibariyle kayýt dýþý istihdam oraný geçen yýlýn ayný dönemine göre 1 puan azalýþla yüzde 43,6'ya gerilemesine karþýn kayýt dýþý çalýþan sayýsýnda 490 bin kiþilik artýþ yaþanmýþtýr.

Kadýn istihdamý Mayýs'ta geçen yýlýn ayný ayýna göre 0,1 puan ile yüzde 58,9'a gerilerken, son bir yýlda kayýt dýþý çalýþan kadýn sayýsýnda 368 bin kiþilik artýþ gerçekleþmiþtir. 6 milyon 682 bin kiþilik kadýn istihdamýnýn 3 milyon 934 binini, 16 milyon 373 bin erkek istihdamýnýn da 6 milyon 121 binini kayýt dýþý çalýþanlar oluþturmaktadýr. Yine bu dönemde iþveren olarak faaliyet gösteren 1 milyon 225 bin kiþinin yüzde 25,4'nün sosyal güvenlik kaydý olmadýðý belirtilmektedir. Kayýt dýþý kesim içinde en büyük grubu ücretsiz aile iþçileri oluþturmaktadýr. Normal bir istihdam olanaðý elde edemediði için mevcut konumda yer alan bu kiþilerin, ücretsiz aile iþçisi þeklinde tanýmlanmasý, Türkiye'deki iþsizliðin boyutlarýný küçük göstermeye hizmet etmektedir. Kayýt dýþý çalýþanlarýn 5 milyon 4 bini tarýmda, 5 milyon 51 bini ise tarým dýþý sektörlerde bulunuyor. TÜÝK Haziran ayý Hane Halký Ýþgücü Araþtýrmasý verilerine göre resmi iþsizlik oraný yalnýzca yüzde 10,5 olurken tarým dýþý iþsizlik yüzde 13,4, genç nüfusta iþsizlik oraný ise yüzde 19,1. DÝSK in Araþtýrma Enstitüsü ise, iþe baþlamaya hazýr olup iþ aramayanlar dahil edildiðinde geniþ tanýmlý iþsizlik rakamýnýn yüzde 16.4 oranla 4 milyon 608 bin olduðunu, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte iþsizlik oranýnýn yüzde 20 ye yükseldiðini ve iþsiz sayýsýnda da kriz öncesi döneme göre 454 bin kiþilik artýþ olduðunu ortaya koymaktadýr. 2004 yýlý verilerinde iþe baþlamaya hazýr olup son 3 aydýr, baþta umutsuzluk olmak üzere çeþitli nedenlerle iþ arama kanallarýndan birini kullanmayan ve bu nedenle iþsiz sayýlmayanlarýn sayýsý 1 milyon 100 bin iken bu rakam 2010 yýlýnýn Ocak ayýnda 2 milyon 228 bine yükselmiþtir. Buna ek olarak açýklanan resmi iþsizlik oranýnýn kriz öncesi dönemdeki resmi iþsizlik oranýnýn hala 1,5 puan üzerinde olduðu da atlanmamalýdýr. Yaratýlan istihdamýn yüzde 8,8 i eksik ve yetersiz olarak istihdam edilenlerden, yüzde 17 si ise geçici bir iþe baþlayanlardan oluþmuþtur. 11

Büyüme oranlarýnda kaydedilen artýþa karþýn gerçek iþsizlik rakamlarýnda ve kayýt dýþý çalýþma rakamlarýnda bu denli bir yükselme, hükümetin istihdam politikasý baþta olmak üzere, ekonomik ve sosyal politika açýsýndan sýnýfta kaldýðýnýn önemli bir iþareti olarak okunmalýdýr. 2001 krizi öncesinde yüzde 6,5 dolayýnda olan iþsizlik oraný, kriz sonrasýnda hýzla yüzde 10 ve üstüne çýkmýþ ve büyümede kaydedilen artýþa karþýn iþsizlik oraný hiçbir zaman eski düzeyine inmemiþtir. Ýthalata baðýmlýlýðý giderek artan, taþeronlaþtýrýlmýþ bir sanayi sektörünün gerekli istihdam artýþlarýný saðlayamamasý iþsizliðin giderek kronik (yapýsal) bir duruma sürüklenmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Sermaye kesimi bu sorunu daha çok esneklik daha çok güvencesizlikle aþma taraftarýdýr. Yani sermaye kesiminin çözümü esasýnda sorunun derinleþmesine hizmet etmektedir. Sosyal-Ýþ Sendikasý nýn yaptýrdýðý araþtýrmaya göre 1989-2008 yýllarý arasýnda; haftada 50 ila 59 saat arasýnda çalýþanlarýn oraný % 13,4'den % 17,7'ye, haftada 60 ila 71 saat arasýnda çalýþanlarýn oraný % 10,5'den % 19,3'e, haftada 72 saatten fazla çalýþanlarýn oraný ise % 5'den % 9,6'ya yükselmiþtir. Daha çok esnekliðin iþçi ve emekçiler açýsýndan anlamý uzun saatler boyunca ve güvencesiz iþlerde çalýþmaktýr. TÜSÝAD ýn son dönem dillendirdiði "verimlilik tabanlý büyüme" çalýþma saatlerinin uzatýlmasý, güvencenin ortadan kaldýrýlmasý, patronlar üzerindeki vergi ve sosyal güvenlikten kaynaklý yükün kaldýrýlmasý ya da hafifletilmesi, yani üretimde sonuna kadar faydalandýðý emek gücünün, maliyetinin topluma yýkýlmasý anlamýna gelmektedir. 12

III) ÝÞSÝZLÝK FONU AMAÇ DIÞI KULLANILIYOR!... Ýþsizlik fonu kurulduðu tarihten itibaren gelirleri iþsizlikle mücadele ve iþsizlerin maðduriyetinin azaltýlmasý yerine devlet bütçesini yamamak için kullanýldý. Kuruluþtan bu yana toplam 13 milyar 26 milyon liralýk ödeme yapýldý. Bunun sadece 3,3 milyar liralýk bölümü iþsizlere yapýlan ödemelerden oluþtu. Geri kalan 9,7 milyar liralýk bölüm devlet kasasýna aktarýldý. Bir baþka ifadeyle, fon'dan iþçilere 1 lira ödenirken, devlete giden para 3 lirayý buldu. Böylece devlet, 2000 yýlýndan bu yana fona toplam 6 milyar 38 milyon liralýk katký payý öderken fondan 2007-2010 yýllarýnda 9,7 milyar lira aldý. Yani devlet, fona yaptýðý katkýnýn %50 daha fazlasýný fondan geri almýþ oldu. Rakamlarla Ýþsizlik Fonu GAP ve DAP gibi kalkýnma projelerinin finansmaný amacýyla nema gelirlerinin dörtte birinin bütçeye aktarýlmasý için yapýlan kanun deðiþikliðiyle 2008 yýlýnda fondan bütçeye 1,3 milyar lira kaynak aktarýldý. Geçen yýl yapýlan bir baþka yasa deðiþikliðiyle de nema gelirlerinin dörtte biri yerine dörtte üçünün devlet bütçesine aktarýlmasýna karar verildi ve bu uygulamanýn 2012 ye kadar bu þekilde devam edeceði duyuruldu. Böylece fondan bütçeye 2009 yýlýnda 4,1 milyar lira, bu yýlýn ilk yedi aylýk dönemde de 2,5 milyar lira kaynak aktarýmý yapýldý. Fon'un nema gelirlerinden GAP ve DAP gibi kalkýnma projeleri için bütçeye aktarýlan toplam kaynak tutarý 7 milyar 976 milyon liraya ulaþtý. 13

Ýþsizlik fonundaki kaynaklar kriz döneminde olmamýza karþýn emekçiler lehine deðil, sermaye lehine kullanýldý. Getirilen düzenlemeler emek maliyetini sadece genel bütçenin deðil Ýþsizlik Sigortasý Fonunun da üzerine yükledi. "Ýþ Garantili Meslek Edindirme Stajý" yaptýran iþverenlerin çalýþtýrdýðý iþçilerin maaþlarý ve sigortalarý bu fondan ödendi. Böylece sadece iþçinin sigorta primi ve vergisi deðil ücreti de genel bütçe üzerinden topluma, Ýþsizlik Sigortasý Fonu üzerinden ise emekçilerin sýrtýna yüklenmiþ oldu. Ýþsizlik Sigortasý Fonu'nda 2010 Temmuz sonu itibariyle 43,8 milyar lira mevcuttur. Eðer fondan vergi kesintisi ve GAP'a kaynak aktarýmý yapýlmasaydý fondaki paranýn en az 53,5 milyar liraya ulaþmasý bekleniyordu. Fondan devlete yapýlan kaynak aktarýmý nedeniyle fondaki anapara eridiðinden fonun faiz gelirleri de azalmaktadýr. IV) GELÝR DAÐILIMI ADALETSÝZLÝÐÝ ARTIYOR!... Toplumsal güvenliðin saðlanmasýnýn olmazsa olmaz koþullarýndan en önemlisi adil bir gelir daðýlýmýdýr. Adil bir gelir daðýlýmýndan ancak, herhangi bir ayrým gözetmeksizin bütün insanlarýn eðitim, saðlýk gibi temel insani hizmetlere, politik temsile, yani bir bütün olarak insanca yaþam koþullarýna ulaþmada eþitliði söz konusu ise bahsedilebilir. Bu bakýmdan gelir daðýlýmýnda adalet ayný zamanda birçok alanda fýrsat eþitliðinin saðlanmasý ile elde edilebilir. 14 Hane halký kullanýlabilir gelirine göre, en yoksul ile en zengin arasýndaki gelir farký 2005 yýlýnda 7,3 kat iken, 2007 de 8,1 olmuþtur. Uluslararasý düzeyde yapýlan çalýþmalarda bu farkýn 8 kat olmasý durumunda ülkede sosyal patlamalar yaþanabileceðine dikkat çekilmektedir.

Eþdeðer hane halký kullanýlabilir gelirlere göre oluþturulan yüzde 20'lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldýðý pay yüzde 46,7, en düþük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldýðý pay ise yüzde 5,8 dir. Ýstanbul ili, 11 bin 881 TL ile ortalama yýllýk eþdeðer hane halký kullanýlabilir geliri en yüksek il oldu. Ýstanbul u 9 bin 852 TL'lik ortalama gelir ile Doðu Marmara Bölgesi izledi. En düþük ortalamaya sahip bölge ise 4 bin 193 TL ile Güneydoðu Anadolu Bölgesi oldu. Nüfusun yüzde 16,7'si, yoksulluk riski altýnda. Kentsel ve kýrsal yerler için ayrý ayrý hesaplanan yoksulluk sýnýrlarýna göre, kentsel alanda yoksulluk oraný yüzde 15,2, kýrsal yerlerde yüzde 14,2 dir. V) ASGARÝ ÜCRET, SEFALET ÜCRETÝ!... Asgari ücret, iþçinin ve ailesinin ekonomik ve sosyal durumunun iyileþtirilmesi için önemli bir araç ve sosyal devlet olmanýn gereði olan bir uygulamadýr. Asgari ücretliler, iþçi statüsünde çalýþan nüfusun neredeyse yarýsýný oluþturmaktadýr. Bu nedenle asgari ücret düzeyi, halkýn genel anlamda refah düzeyini de doðrudan etkilemektedir. Yapýlan tanýmla, asgari ücretin iþçinin ailesinin ihtiyaçlarýný deðil, tek bir birey olarak iþçinin ihtiyaçlarýný esas aldýðý ortadadýr. Oysa asgari ücrete iliþkin 131 sayýlý ILO sözleþmesi, asgari ücret belirlenirken bir iþçinin ve ailesinin gereksinimlerinin karþýlanmasý ilkesinden hareket edilmesi gerektiðini ortaya koymaktadýr. Diðer yandan, asgari ücret düzeyi, bir iþçinin yalnýzca çalýþtýðý dönemdeki geçim þartlarýný deðil, emekli olduktan sonraki refah düzeyini de doðrudan belirlemektedir. Asgari ücret belirlenirken yalnýzca enflasyon oranýnýn dikkate alýnmasý, reel ücretlerde giderek artan ve belirginleþen kaybý dikkate almayý zorunlu kýlmaktadýr. Asgari ücret belirlenirken, enflasyonun yaný sýra, büyüme oraný, eðitim, saðlýk ve diðer kamu hizmetlerinin ticarileþmesinden kaynaklý artan kullanýcý fiyatlarý da dikkate alýnmalýdýr. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücreti belirlerken asgari ihtiyaçlar için yeterli bir satýn alma gücünü hesaba kattýðýný belirtse de, asgari ücret insanca yaþama olanak veren bir rakam olmaktan çok çalýþanýn 15

üretim faaliyetine devam etmesi ve onu kýt kanaat geçindirecek bir satýn alma gücünden baþka bir þey ifade etmemektedir. Asgari Ücret I. Dönem (01.01.2010-30.06.2010) 1 Ocak 2010'dan itibaren, 16 yaþýndan büyükler için brüt 729, net 576,57 lira, 16 yaþýný doldurmamýþ iþçiler için ise brüt 621, net 499,25 lira olarak belirlendi. Böylece 16 yaþýndan büyükler için belirlenen asgari ücretin iþverene maliyeti 885,74 lira oldu. Asgari Ücret II. Dönem (01.07.2010-31.12.2010) 1 Temmuz 2010'dan itibaren, 16 yaþýndan büyükler için brüt 760,50, net 599,12 lira, 16 yaþýný doldurmamýþ iþçiler için ise brüt 648, net 518,58 lira olarak belirlendi. VI) YEÞÝL KART UYGULAMASINA DEVAM!... Türkiye de SGK na aktif prim ödeyenlerin sayýsý Temmuz 2010 itibariyle 14 milyon 987 bini buluyor. Bunlarýn 435 bini çalýþmayýp, dýþarýdan gönüllü prim ödeyenlerden oluþuyor. Yeþil kartlý sayýsý ise 9 milyon 449 bin 734. 33 ilde yeþil kartlý sayýsý, bir iþi olup da SGK na prim ödeyenlerin sayýsýndan fazladýr. Saðlýk Bakaný Recep Akdað'ýn verdiði bilgiye göre, 17 Þubat 2010 tarihi itibariyle Türkiye genelinde aktif olarak kullanýlan yeþil kart sayýsý 9 milyon 541 bin 791. 16 Yeþil katlýlarýn bölgelere göre daðýlýmý ise; Doðu Anadolu Bölgesi yüzde 25,38, Güneydoðu Anadolu Bölgesi yüzde 24,87, Akdeniz Bölgesi yüzde 14,53, Ýç Anadolu Bölgesi yüzde 10,17, Karadeniz Bölgesi yüzde 9,76, Marmara Bölgesi yüzde 8,57 ve Ege yüzde 6,72 þeklindedir.

Bölgelere göre nüfus ve yeþil kart sayýlarý: Akdeniz Bölgesi: Nüfus, 9 milyon 752 bin. Yeþil kartlý sayýsý 1 milyon 390 bin Doðu Anadolu Bölgesi: Nüfus 5 milyon 252 bin. Yeþil kartlý sayýsý 2 milyon 215 bin Ege Bölgesi: Nüfus: 9 milyon 517 bin. Yeþil kartlý sayýsý 641 bin 766 Güneydoðu Anadolu Bölgesi: Nüfus 7 milyon 762 bin. Yeþil kartlý sayýsý 2 milyon 585 bin Ýç Anadolu Bölgesi: Nüfus, 11 milyon 687 bin. Yeþil kartlý sayýsý 971 bin 880 Karadeniz Bölgesi: Nüfus 7 milyon 535 bin. Yeþil kartlý sayýsý 932 bin 902 Marmara Bölgesi: Nüfus 21 milyon. Yeþil kartlý sayýsý 816 bin 941 5510 sayýlý yasadaki son düzenlemeye göre 1 Ekim 2010 tarihinde yeþil kart ortadan kaldýrýlacak ve SGK, aylýk kiþi baþýna düþen geliri asgari ücretin üçte birinden az olanlarýn genel saðlýk sigortasý (GSS) primlerini devlet ödeyecekti. Ancak yapýlan yeni bir düzenleme ile bu uygulama 1 Ocak 2012 gününe erteledi. Daha öncede ifade ettiðimiz gibi GSS nin can yakýcý uygulamalarý ertelenerek genel seçim sonrasýna býrakýlmaktadýr. 2828 sayýlý Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununa dayanarak bakýma muhtaç özürlü bireylere, evde bakým hizmeti verilmeye ilk olarak 2007 tarihinde baþlanmýþtýr. 2008 yýlýnda ayrýlan ödenek miktarý 145 milyon TL ve kapsamdaki nüfus 120.008 iken, 2009 yýlý Aralýk ayý itibariyle özürlü evde bakým hizmetinden yararlanan kiþi sayýsý 204.652 kiþi olmasýna karþýlýk harcama 909 Milyon TL dir. Yani kapsamdaki nüfus %100 civarýnda artmasýna raðmen harcama miktarý neredeyse %1000 artmýþtýr. 2010 yýlý için özürlü evde bakým hizmetinden yararlanan kiþi sayýsýnda artýþ olacaðý tahmin edilmekte olup, özürlü evde bakým hizmeti için ayrýlan ödenek miktarý 1.474 milyon TL dir. VII) PRÝMSÝZ ÖDEMELER KANUNU ÇIKARILMIYOR!... Ülkemizde iþsizlik sigortasýndaki devlet katkýsý dýþýnda, devletin sosyal güvenliðe yasal/düzenli bir katkýsý söz konusu deðildir. Türkiye deki primli sosyal güvenlik sistemi, tamamen çalýþanlardan ve çalýþanlar 17

adýna iþverenlerden yapýlan kesintilere dayalýdýr. Ancak 1990 lý yýllarýn ortalarýndan baþlayarak baþta SSK olmak üzere sosyal güvenlik kurumlarýnýn gelirleri çarçur edildiðinden, kurumlarýn mali sorunlarý hýzla artmýþ ve kurumlarýn gelir-gider dengesi büyük ölçüde yýpratýlmýþtýr. Bunun ardýndan bütçeden sosyal güvenlik sisteminin açýklarý için kaynak aktarýlmaya baþlanmýþtýr. Devletin sosyal sigortalarýn açýklarýnýn kapatýlmasý için ayýrdýðý kaynaklar; devletin sosyal güvenliðe ayýrdýðý kaynak olarak ifade edilmektedir. 1990 lý yýllara dek, nüfusun neredeyse %85 i, herhangi bir devlet katkýsý olmaksýzýn üç sosyal güvenlik sistemi üzerinden güvence altýnda bulunmaktaydý. Üç sosyal güvenlik kurumu (SSK, Emekli Sandýðý, Bað- Kur), devlet bütçesinden herhangi bir yardým almaksýzýn kendi baþýna ayakta durabiliyordu. Ancak yukarýda da belirttiðimiz gibi kurumlarýn kaynaklarý, siyasi istismara açýldýðý için zamanla sosyal güvenlik sisteminin açýklarý oluþmaya baþladý. Türkiye de primsiz sistemde (yoksullar ve muhtaçlara yönelik sosyal güvence ve yardýmlar, yeþil kart) çoklu bir kurumsal yapý mevcuttur. Primsiz sistemden faydalandýrýlma kriterleri kesinlikle net deðildir ve siyasi istismara da oldukça açýktýr. Yardýmlarýn miktarý da, yardýmý yapan kurumlarýn bütçe olanaklarý ile kýsýtlandýrýlmýþtýr. Yani ihtiyacýn somut ve net biçimde olmasý halinde bile, eðer kurum bütçesinde yeterli ödenek yoksa yardým yapýlmamaktadýr. Sadaka devletine devam edilecek! 18 Tüm bu sorunlara cevap olacaðý hedefi ile hazýrlanan ve sosyal yardýmlarý belediyeler ve daðýnýk kurum ve kuruluþlardan alýp, sadaka sistemini, sosyal yardým sistemi haline getirmesi beklenen "Primsiz Ödemeler Kanunu Tasarýsý seçim sonrasýna ertelenerek sümen altý edilmiþtir. Taslakta düzenlemenin amacý þu þekilde açýklanmaktadýr: Bu kanunun amacý; primsiz ödemeler ve sosyal yardýmlar alanýnda ulusal politikalarýn ve stratejilerin oluþturulmasý için ilkeleri belirlemek, bu maksatla bir veri tabaný hazýrlamak, sosyal sigorta sistemi ile çapraz kontrolünü saðlamak, primsiz ödemelere ve sosyal yardýma muhtaç kiþilerin nesnel kriterlerle tespitini saðlamak, primsiz sistemde objektif yararlanma ölçütlerine baðlý adil ve ulaþýlabilir kýlýnmasýný saðlamak olarak belirlenmiþtir (m.1).

Tasarý kesinlikle köklü bir reform tasarýsý deðildir ve gerçekten sadaka sistemini gerçek bir sosyal sistemi haline getirmekten oldukça uzaktýr. Bu tasarýyla yalnýzca primsiz sistemin devlete nakdi ödeme yükümlülüðü getiren bölümü, Sosyal Güvenlik Kurumu içerisinde kurulan bir Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüðü çatýsý altýnda yeniden teþkilatlandýrýlmaktadýr. Yani bugüne kadar Saðlýk Bakanlýðý, Emekli Sandýðý Genel Müdürlüðü, Milli Eðitim Bakanlýðý ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüðü tarafýndan muhtelif kanunlarla muhtaç özürlülere, yaþlýlara ve sair kimselere saðlanan nakdi yardým ve ödemeler bu tasarý Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüðü çatýsý altýnda birleþtirilmektedir. Bu alandaki sorunlarýn gerçekten çözülmesi için öncelikle, yoksullukla, iþsizlikle ve kayýt dýþýlýkla mücadele hedefine ek olarak yoksul, iþsiz ve dýþlanmýþ kesimlerin insanca yaþamasýna olanak vermeyi hedefleyen "Sosyal Yardýmlar ve Sosyal Hizmetler Kanunu" çýkarýlmalý ve yardým ve desteðe muhtaç kesimler, siyasi istismardan bir an önce kurtarýlmalýdýr. VIII) KAMU HASTANE BÝRLÝKLERÝ Kamu hastane birlikleri (KHB) yasa tasarýsý 26.03.2010 tarihinde Plan ve Bütçe komisyonundan geçerek, görüþülmek üzere TBMM ne havale edilmiþtir. Bu tasarý kanunlaþtýðý zaman öncelikle kamu hastane yönetimi ve hizmet sunumunda, daha sonra hastane çalýþanlarýnýn özlük haklarýnda köklü deðiþikliklere neden olacaktýr. 19