TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN GAZETELERİN İNCELENMESİ (CUMHURİYET, HÜRRİYET, SABAH)



Benzer belgeler
Prof. Dr. Mirjana Teodosiyeviç, Turski Jezik u Svakodnevnoj Komunikatsiji, Beograd, 2004, 327 s. Günlük Konuşmada Türkçe

gösteren gösterilen biçim anlam

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

5. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu:

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Metin Edebi Metin nedir?

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

AHMET TURAN SİNAN, TÜRKÇENİN DEYİM VARLIĞI, KUBBEALTI YAYINCILIK, MALATYA 2001, 516 S.

1. BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE

SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

T.C. HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ Sosyal Bilimler Enstitüsü

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 6. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Mayıs Haziran 2013) Sayın Velimiz, 13 Mayıs Haziran 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler

DERS BĠLGĠLERĠ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

7. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

TERİMLERİN GENEL DİLE YANSIMASINA DAİR BAZI GÖZLEMLER

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TÜRKÇE

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Editör Salih Gülerer. Çocuk Edebiyatı. Yazarlar Fatma Şükran Elgeren Hülya Yolasığmazoğlu Mustafa Bilgen Orhan Özdemir Safiye Akdeniz

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 6. SINIFLAR FEN BİLİMLERİ DERSİ İL GENELİ I. ORTAK YAZILI SINAVI BELİRTKE TABLOSU

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

7. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türk Dili I El Kitabı

DERS BİLGİLERİ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

Türk Toplumunda Adlar ve Soyadları (Sosyo-Kültürel ve Dilbilimsel Bir Yaklaşım) 1

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

CÜMLENİN ÖGELERİ YÜKLEM / ÖZNE

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz.

İngilizce Hazırlık Programında Gruplar ve Tanımları

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

KURUMSAL REKLAMIN ANLATTIKLARI. Prof. Dr. Müge ELDEN Araş. Gör. Sinem YEYGEL

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

TÜRK DİLİ 1. Ayşe Serpil BAYTAŞ

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

DİL VE İLETİŞİM. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

TÜRKÇE ANABİLİM DALI TÜRKÇE EĞİTİMİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Öğretim Üyesinin Adı: Yrd. Doç. Dr. Milena Yordanova

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

İÇİNDEKİLER SÖZEL BÖLÜM... 1

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKÇE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ DERS SAATİ

KAFKAS ÜNIVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESI SLAV DİLLERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DERSLERİN İÇERİĞİ I.

Metin: Toplumsal Davranış: El Öpme Edimindeki Göstergelerin Çözümlenesi, Göstergebilime Giriş, Fatma Erkman Akerson, Bilge Kültür Sanat, 2016

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

GENEL İNGİLİZCE PROGRAMI AVRUPA DİL PORTFOLYOSU

Dilek Ergönenç Akbaba * 1

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Temel Kavramlar Bilgi :

BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR II YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok sözcükten oluşmuş anlatım birimidir.

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK HALKBİLİMİ ANABİLİM DALI

ZAMBAK 7.Sınıf Din Kültürü Konu Başlıkları

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR PROGRAMI

ZfWT Vol 10, No. 2 (2018) 281-

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2. SINIF EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 1. KDS KONU BAŞLIKLARI

KIŞ WINTER 2011 SAYI NUMBER 3 SAYFA PAGE ÖZET

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

Ekolojik Tasarımlar ve Sanat

Matematik Ve Felsefe

Transkript:

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DİLBİLİM (TÜRKÇENİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ) ANABİLİM DALI TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN GAZETELERİN İNCELENMESİ (CUMHURİYET, HÜRRİYET, SABAH) Yüksek Lisans Tezi Sevil HASIRCI Ankara-2008

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DİLBİLİM (TÜRKÇENİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ) ANABİLİM DALI TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN GAZETELERİN İNCELENMESİ (CUMHURİYET, HÜRRİYET, SABAH) Yüksek Lisans Tezi Sevil HASIRCI Tez Danışmanı Prof.Dr.Cahit KAVCAR Ankara-2008

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...v TEZDE KULLANILAN KISALTMALAR...vii GİRİŞ 1. Problem 1 2. Amaç.6 3. Önem...7 4. Sayıltılar 8 5. Sınırlılıklar 8 6.Tanımlar.9 7. Yöntem...10 7.1 Araştırmanın Modeli.10 7.2 Evren ve Örneklem...11 7.3 Verilerin Toplanması 11 7.4 Verilerin Çözümlenmesi...11 BÖLÜM I KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1 Sözvarlığı Nedir?...13 1.2 Sözvarlığının İçerdiği Ögeler...15 1.2.1 Temel Sözvarlığı.15 1.2.2 Deyimler...17 1.2.3 İkilemeler.20 i

1.2.4 Kalıp (İlişki) Sözler...22 1.2.5 Atasözleri....25 1.2.6 Terimler...28 1.2.7 Kalıplaşmış Sözler...30 1.2.8 Çeviri Sözcükler..30 1.2.9 Yabancı Sözcükler...31 1.3 Konuyla İlgili Çalışmalar.32 BÖLÜM II TÜRKİYE DE GAZETECİLİK VE İNCELENEN GAZETELER 2.1 Türkiye de Gazeteciliğe Kısa Bir Bakış...36 2.2 İncelenen Gazeteler...37 2.2.1 Cumhuriyet Gazetesi..37 2.2.2 Hürriyet Gazetesi...39 2.2.3 Sabah Gazetesi..40 BÖLÜM III GAZETELERİN İNCELENMESİ 3.1 TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN 3.1.1 Deyimler.41 3.1.2 İkilemeler.203 31.3 Kalıp Sözler...261 3.1.4 Atasözleri.272 3.1.5 Terimler 275 ii

3.1.6 Kalıplaşmış Sözler 298 3.2 GAZETELERDEKİ SÖZCÜKLERİN KAYNAĞI AÇISINDAN.299 3.2.1 Cumhuriyet Gazetesi 3.2.1.1 Türkçe Kökenli Ögeler..300 3.2.1.2 Yabancı Kökenli Ögeler...318 3.2.1.3 Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler 326 3.2.2 Hürriyet Gazetesi 3.2.2.1 Türkçe Kökenli Ögeler.332 3.2.2.2 Yabancı Kökenli Ögeler...347 3.2.2.3 Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler 356 3.2.3 Sabah Gazetesi 3.2.3.1 Türkçe Kökenli Ögeler 361 3.2.3.2 Yabancı Kökenli Ögeler...376 3.2.3.3 Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler 384 3.3 TÜRK DİL KURUMU NUN TÜRKÇE SÖZLÜK ÜNDE YER ALMAYAN SÖZ DEĞERLERİ..389 3.4 ÖMER ASIM AKSOY UN DEYİMLER SÖZLÜĞÜ NDE YER ALMAYAN DEYİMLER...405 iii

BÖLÜM IV GENEL DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİLER 4.1 GENEL DEĞERLENDİRME 4.1.1 Türkçenin Sözvarlığı Açısından Gazetelerin Değerlendirilmesi 442 4.1.1.1 Deyimler 443 4.1.1.2 İkilemeler...447 4.1.1.3 Kalıp Sözler...448 4.1.1.4 Atasözleri...449 4.1.1.5 Terimler.450 4.1.1.6 Kalıplaşmış Sözler.451 4.1.2 Sözcük Kökeni Açısından Gazetelerin Değerlendirilmesi...451 4.1.3 Türk Dil Kurumu nun Türkçe Sözlük ünde Yer Almayan Söz Değerleri Açısından Değerlendirilmesi.461 4.1.4 Ömer Asım Aksoy un Deyimler Sözlüğü nde Yer Almayan Deyimler Açısından Değerlendirilmesi 462 4.2 SONUÇ VE ÖNERİLER..463 KAYNAKÇA...468 Web Adresleri...473 ÖZET...474 ABSTRACT.475 iv

ÖNSÖZ Okula ilk başladığımızda, gördüğümüz her yazıyı okuma isteği içerisinde olur, elimize geçen gazete parçasını heceleyerek okumaya çalışır, başardığımızda da mutlu oluruz. O yaşlarda hissettiğimiz gazete kokusu, yaşamımızın her anına yayılır. Çünkü o, evimize ekmekle beraber giren bir haber taşıyıcısıdır. Bu haberleri yaşamımızın bir parçası hâline getiren ise onun dilidir. Bundan dolayı gazetelerin dili incelenmiş ve etkili anlatımında rol oynayan dilsel ögeler olan sözvarlığı ögeleri ele alınmıştır. Bu çalışmanın, gazete metinlerini gerek sözcük kökeni gerekse sözvarlığı açısından ortaya koyarak günlük yaşamımızdaki dilsel kullanımın belirlenmesinde katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Araştırmanın birinci bölümünde sözvarlığı kavramı tanıtılarak sözvarlığı ögelerine yer verilmiştir. İkinci bölümünde, incelenen üç gazete olan Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazeteleri ile ilgili kısaca bilgi verilmiştir. Araştırmanın üçüncü bölümü, dört başlık adı altında ele alınmış, ilk başlıkta gazete metinleri içerisinde yer alan sözvarlığı ögeleri abecesel sırayla verilmiştir. Yinelenen ögeler ise, sayfa sayısı ve sıklıklarına göre belirtilmiştir. Ögenin ilk olarak geçtiği tümce, örnek kullanım olarak gösterilmiştir. İkinci başlıkta, her bir gazetenin metninde geçen sözlüksel birimler, Türkçe Kökenli Ögeler, Yabancı Kökenli Ögeler, Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler adı altında abecesel sırayla, sıklıkları göz önünde bulundurularak ele alınmıştır. Üçüncü başlıkta Türk Dil Kurumu nun 2005 yılı basılı sözlüğünde yer almayan sözlüksel birimlere, dördüncü başlıkta ise Ömer Asım Aksoy un Deyimler Sözlüğü nde yer almayan ögelere yer verilmiştir. Dördüncü v

bölümde genel değerlendirme yapılarak sonuç ve öneriler dile getirlmiş, gazete dilinin etkileyici, vurgulu ve merak uyandırıcı anlatımında sözvarlığı ögelerinin önemli bir işlevi olduğu saptanmıştır. Araştırmanın ilk adımından sonuna kadar bana hep destek olan, zamanını benden esirgemeyen, sabrı, hoşgörüsü, babacanlığıyla beni her zaman sevgi dolu karşılayan, değerli hocam, tez danışmanım Prof.Dr.Cahit KAVCAR a, yüksek lisansım süresince benden desteğini esirgemeyen Prof.Dr.Önder GÖÇGÜN e, eleştirileri ve düşünceleri ile yol gösteren Doç.Dr.Nurettin ÖZTÜRK e, her sıkıntılı anımı paylaşan Arş.Gör.Yasemin ASLAN a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca değerli annem-babam Nuray-Mustafa HASIRCI ya, ablalarım Feride ATASEVEN ile Sibel ÖLÇER e, teyzem Tülay KORUK a beni hiçbir zaman yalnız, çaresiz ve umutsuz bırakmadıkları için çok teşekkür ederim. Sevil HASIRCI, Mayıs 2008 vi

TEZDE KULLANILAN KISALTMALAR a) Diller Alm.:Almanca Ar. : Arapça Bulg.: Bulgarca Çin.: Çince Erm.: Ermenice Far.: Farsça Fr.: Fransızca İng.: İngilizce Mac.:Macarca Moğ.:Moğolca İtal.: İtalyanca Kür.: Kürtçe Lat.: Latince Rume.:Rumence Rus.:Rusça Soğd.: Soğdça Tr.: Türkçe Yun.: Yunanca vii

b) Diğer İsimler A.P: Ali Püsküllüoğlu H.E: Hasan Eren K.D.A: Konuşan Deyimler ve Atasözleri M.B.T.S : Misalli Büyük Türkçe Sözlük M.H: Mehmet Hengirmen M.N.Ö: Mustafa Nihat Özön N.E: Neşe Emecan Ö.A.A:Ömer Asım Aksoy S.N: Sevan Nişanyan TDK: Türk Dil Kurumu T.DE.SZ: Türkçe Deyimler Sözlüğü Cum.: Cumhuriyet Hür.: Hürriyet Sab.:Sabah Şub.:Şubat (a.): Atasözü (d.): Deyim (i.): İkileme (k.s): Kalıp Söz (t.): Terim viii

GİRİŞ 1. PROBLEM Bu araştırmanın konusu; Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin 2007 yılı Şubat ayında çıkan sayılarını inceleyerek yazılı basının Türkçe kökenli sözlüksel birimleri ne oranda kullandığı ve sözvarlığının içerdiği atasözleri, deyimler, kalıp sözler, terimler, ikilemeler gibi temel ögelerden ne kadar yararlandığı sorularına yanıt aramaktır. Yüzyıllardır insanları hayvanlardan ayıran temel özelliklerin neler olduğu tartışılmış ve bu özellikler arasında bulunan düşünme ve konuşma yeteneklerinin öncelikli olduğu sonucuna varılmıştır. Düşündüğünü konuşmayla yansıtan insan, dili sayesinde toplumsallığını kazanmış ve bu da insanı, iletişimin temel etkeni olan dilin ne olduğu konusuna yönlendirmiştir. Dilin ne olduğu ve nasıl tanımlanacağı konusunda pek çok görüş ortaya konulmuştur. Tanrı tarafından hazır olarak sunulan bir mucize mi, doğadaki seslerin öykünmesi mi, akılla var olan bir ürün mü derken dilin; insanı, insan yapan etken olduğu anlaşılmış, dili bir yandan anlamaya çalışırken bir yandan da çeşitli yönleriyle tanımlama yoluna gidilmiştir. İnsanın yürümesi kadar doğal olan dil, Düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü, çok gelişmiş bir dizgedir (Aksan, 2003b, c. 1, s. 55). 1

Dil yetisinin toplumsal, uzlaşımsal bir ürünü ve göstergeler dizgesi (Saussure,1998) olan dil, J.V.Vendryes e göre; insanın gereksinimlerine göre kurduğu ve geliştirdiği toplumsal bir kurumdur (Vendryes,2001:14). Dilin niteliklerini belli başlıklar altında toplayan Doğan Günay a göre; 1- Dil, belli bir grup içinde konuşulur, yani tek bir kişiye ait dil yoktur. Bu da dil denen olgunun kurallarını, birden çok kişinin bilmesi demektir. 2-Dil, iletişim amacıyla vardır. İletişim kavramının tanımı dikkate alındığında iletişim içindeki insanların sayısı milyonları bulmaktadır. 3-Dil, toplumsal bir olgudur. 4- Dil, bir kavram ya da anlamsal bir içerikle ( gösterilen), bir sessel imgeden oluşan (gösteren), gösterge dediğimiz saymaca ve uzlaşımsal nesnelerin kullanıldığı bir dizgedir. Yukarıda verilen tanımlar dilin daha çok kimler tarafından oluşturulduğu ve nasıl konuşulduğu yönündeki açıklamaları içermektedir. Son tanımlamada ise, dilin kendi iç yapısı açıklanmaktadır. 5- Kendisi olmadığı halde kendisi yerine kullanılan göstergeler dizgesi dili oluşturur. İşte bu özellik de dilin kolay bir iletişim aracı olmasını sağlar (Günay, 2004:13-14). Bu tanım ve nitelemelerin yanı sıra dil, bir düşünme aracıdır ve insanın düşüncelerinin açığa çıkmasında bir kanal vazifesi görür. Dili kültürel boyutuyla ele alarak dil felsefesini kuran Wilhelm von Humboldt a göre dil, aslında düşüncenin gerçekleşmesidir. Dilin asıl olan yanı, düşüncenin kendini bir gerçekleştirme koşulu olmasıdır (Akarsu, 1998: 38). 2

İletişimin ve düşünmenin aracı olan dil, belli kurallar çerçevesinde değişen ve gelişen doğal bir varlık olmakla birlikte toplumsal birliği de sağlayan bir uzlaşma noktasıdır. Bir ulusun dilinden o ulusun kültürüne ulaşılabileceğini, kültürle dilin karşılıklı etkilenmelerinin o dilin dünya tablosuna yansıyacağını belirten Humboldt, Ulusun dili ruhudur; ruhu da dili (Akarsu,1998) derken Mario Pei, The Story of Language (1978) adlı yapıtında, dil tüm insan paylaşımcılığının temelidir,onsuz uygarlık olanaksızdır, dil bir insan topluluğunun hem aracı hem de ürünüdür,der (Akt.Ve. Kılıç, 2002:40). Dil, yalnızca toplumun kültürünü yansıtmakla yetinmez, o toplum içerisinde birlik ve beraberliği de sağlar. Aynı dili konuşan toplum içerisindeki bireylerin arasında sevgi, saygı, birliktelik duygularını pekiştirir. Dil, bir ülke bütünlüğünün bayrak gibi simgesi olma özeliğini taşır. Dil aynı zamanda bir ulusun yarattığı ve benimsediği değerleri, tarih boyunca geçirdiği değişme ve gelişmeleri de yansıtır. Aksan (2003b, c. 1, s. 65) a göre, bir ulusun yaşayış biçimi, inançları, gelenekleri, dünya görüşü, çeşitli nitelikleri ve hatta tarih boyunca bu toplumda meydana gelen çeşitli olaylar üzerinde hiçbir bilgimiz olmasa bile yalnızca dilbilim incelemeleriyle bu dilin sözvarlığının, söz hazinesinin derinliğine inerek bütün bu konularda çok değerli bilgiler ve güvenilir ipuçları edinebiliriz. Dilbilimin bu bilgileri ve ipuçlarını edinmemizi sağlayan dalı ise sözcükbilimdir. Sözcükbilim, bir dildeki sözlüksel birimleri, başka bir deyişle, anlambirimlerin sözlükbirim niteliği taşıyanlarıyla, dilbilgisel olmayan ve 3

sözlükbirimler gibi işlem gören çeşitli birleşimleri dilbilim yöntemleriyle inceleyen, bu arada sözlük yapımının kuramsal sorunlarını da ele alan bir dilbilim dalıdır (Kıran,2002:236). Sözcükbilimcilerin bir dilin sözvarlığına ilişkin bilmek istedikleri temel konular şunlardır: 1. Bir dilin sözvarlığının güncel veya geçmişteki durumu. 2. Dilde yeni sözcükler, yeni anlatımlar, sözcük oluşum süreçlerinin üretkenliği. 3. Yeni bir sözcüğün tutunma derecesi, kullanım yaygınlığı ve sıklığı. 4. Belirli bir toplumsal grup, yaş grubu, alt kültür veya meslek tarafından kullanılan kısıtlı sözvarlıkları. 5. Sözcüklerin kökeni, tarihi, doğuşu, ölümü. 6. Sözcüklerin anlamları, sözlüksel çerçeveleri, girdikleri dilbilgisel yapılar, kısıtlandıkları durumsal bağlamlar veya tipik olarak göründükleri bağlamlar (www. linguistics. humanity. ankara. edu. tr, 2006). XX. yüzyılda Saussure den başlayarak dilbilimde dizge anlayışının yerleşmesinden sonra öteki alanlarda olduğu gibi sözcükbilimde de yapısalcılık etkisini göstermiştir (Aksan, 2003b, c. 3, s. 13). Bu etkinin yanı sıra sözcükleri ve sözvarlığının öteki ögelerini teker teker incelemek, bir toplumun kültürü, yaşamı ve tarihi konusunda önemli ipuçları sağlamaktadır. Çünkü sözcükbilimin araştırma konusu olan sözvarlığı, aynı zamanda bir dilin kimlik kartıdır. Sözvarlığı içinde yer alan her bir öge, o dile ait bir niteliği ortaya çıkarır. 4

Bir toplumun yaşam biçimi, teknik, bilimsel, kültürel, siyasal değişimleri diline yansır ve bu da sözvarlığının incelenmesiyle ortaya çıkar. Çünkü sözvarlığı dilin her bir döneminden bir motif sunar. Bir dilin sözvarlığı gerçekte iki bölümde incelenebilir: a- Tarihsel sözvarlığı b- Kullanımdaki (güncel) sözvarlığı (Çotuksöken, 2002: 34) Dilin güncel sözvarlığını ortaya koyabilmek için yararlanabilecek en iyi yazılı belge, gazetedir. Çünkü gazeteler, yazıldığı dönemdeki olayları anlatmakla kalmaz, o dönemin dil kullanımına tanıklık etmemizi sağlar. 2007 yılı gazetelerini incelemek, hem yazılı basın dilinin hem de günümüzdeki dil kullanımının nasıl olduğunu görmemizi sağlayacaktır. Gazete dili, herhangi bir yazılı metindeki dilden farklıdır. Çünkü bir edebî eserin dili, yazarının bireysel kullanımını; gazete dili ise dönemin dil kullanımını yansıtır. Edebî eserde bir yazara ait dilsel kullanım, gazetede birden çok yazara ait bir dilsel kullanım söz konusudur. Her bir metin (siyaset, ekonomi, spor, magazin, ) ayrı bir yazar tarafından ele alınırken gazete metinlerinin aralarında bir dilsel bütünlük olması gerekir. Bu yüzden gazete dili genellik niteliği taşır. Gazetelerde, haberi hızlı ve etkileyici bir yolla iletmek amacında olan gazete yazarı, metin başlığıyla okuyucunun ilgisini çeker. Metin içerisinde de bu ilgiyi sürdürebilmek, olayın dikkat çekici yönlerini vurgulamak için sözvarlığı ögelerinden yararlanır. 5

Bu çalışmayla, gazetelerin sözvarlığından yararlanma oranı ortaya konmaya çalışılacaktır. Böylece gün içerisinde yaşanılan olayları etkileyici bir sunuşla gözler önüne seren gazetelerdeki sözvarlığı etkeni belirlenecektir. Problem tümcesi: Türkçenin sözvarlığı açısından incelendiğinde, örneklem alınan günlük gazetelerde nasıl bir görünüm ortaya çıkmaktadır? Alt problemler: 1. Gazeteler, sözvarlığının temel ögeleri olan atasözleri, deyimler, ikilemeler, kalıp sözler ve terimlerden ne kadar yararlanmaktadır? 2. Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerindeki Türkçe kökenli, Yabancı kökenli ve Yabancı kökenli olup Türkçeleştirilmeye çalışılmış sözlüksel birimlerin kullanım oranı nedir? 3. TDK nin Türkçe Sözlük ünde yer almayan ama gazete metinlerinde karşılaşılan sözlüksel birim var mıdır? 2. AMAÇ Bu araştırmanın iki amacı vardır: 1. Türkçenin sözvarlığı açısından Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerini incelemek. Bu çerçevede araştırmanın kapsamını oluşturan gazetelerdeki tüm haber metinleri incelenerek gazetelerin sözvarlığına ulaşılmaya çalışılmıştır. 2. Gazetelerdeki, yerli ve yabancı dilsel ögelerin kullanımını belirlemek. Bu amaçla gazetedeki metinlerin her bir ögesi, Türkçe Kökenli Ögeler, Yabancı 6

Kökenli Ögeler ve Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler adlı sınıflandırmaya göre abecesel bir biçimde sıralanmıştır. Böylece günümüz yazılı basınının anadili kullanımı yüzdelik oranlarla belirlenmeye çalışılmıştır. 3. ÖNEM Gazeteler, dönemin siyasal, sosyal, ekonomik, teknik her türlü özelliğini en iyi yansıtan yazılı belgelerden birisidir. Bu açıdan, ister art zamanlı ister eş zamanlı olsun, belirlenen dönemin diliyle ilgili yapılacak herhangi bir çalışmada gazeteler önemli bir rol oynarlar. Aksan (2005c:132) a göre gazete haber dili, gazetelerin yayımlandığı dönemdeki dil kullanımını yansıtmaktadır. Yerli ve yabancı sözcüklerin oranının saptanması, eğer derinliğine girişilirse, kullanım sıklıklarının belirlenmesi bakımından bu metinler sağlam veriler oluşturmaktadır. Romanlar, öyküler, bilimsel yapıtlar, gazetelerdeki köşe yazıları genel olarak yazarlarının dil konusundaki kişisel tutumlarını yansıttığı için, bunların yerine gazete haber dili, halka seslenen, ortak dil kullanımını gösteren metinler olarak yazılan dilin özelliklerini daha belirgin biçimde göstermesi nedeniyle bu çalışmalar yeğlenmektedir (Aksan, 2007:167). Sözvarlığı açısından yapılacak bu çalışmayla gazetelerde hem Türkçe ve yabancı kökenli sözlüksel birimlerin kullanım oranı; hem de deyim, atasözü, ikileme, kalıp söz, terim gibi sözvarlığının içerdiği temel ögelerden ne kadar yararlanıldığı belirlenecektir. 7

Gazetelerde, deyim, ikileme, kalıp söz, terim, atasözü, kalıplaşmış söz gibi sözvarlığın temel ögelerinin ne oranda kullanıldığının belirlendiği bu ilk çalışmayla, gazetelerin dil kullanımı üzerine çalışma yapacak araştırmacılara katkı sağlanacağı umulmaktadır. Çünkü gazete dili ile ilgili daha önceki yapılan çalışmalarda gazetelerin Türkçe kökenli veya yabancı kökenli sözcük kullanma oranı üzerinde durulmuştur. Bu çalışma sadece sözcüklerle sınırlı kalmamış, sözvarlığının diğer ögeleri açısından da gazeteleri ele almıştır. 4. SAYILTILAR Araştırmada şu sayıltıları öne sürmek mümkündür: 1. Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazeteleri, yazılı basının günümüzde Türkçe kökenli ögeleri ne oranda kullandığını ortaya koyma açısından yeterlidir. 2. Bu üç gazeteden yola çıkarak gazetelerin, Türkçenin sözvarlığının temel ögelerinden (deyimler, atasözleri, ikilemeler, kalıp sözler, terimler vb. ) hangisini daha çok kullandığını belirlemek olasıdır. 3. Gazetelerdeki her bir sözlüksel birimin incelenmesiyle TDK Türkçe Sözlük ünde yer almayan ögelere ulaşılabilir. 5. SINIRLILIKLAR Bu araştırma; 1. Gazetelerin bir aylık ( Şubat 2007) sayılarının ilk sayfalarındaki haber metinleri ve onların arka sayfalardaki devamı ile, 8

2. Sözcük kökeni açısından incelemede ise gazetelerin 3 günlük sayıları ile, 3. Metinlerde yer alan özel adlar, unvanlar ve kuruluş adlarının inceleme dışı bırakılması ile sınırlı tutulmuştur. 6. TANIMLAR Sözcükbilim (Leksikoloji) :Dilin sözvarlığını, yani sözcüklerini, türetmede görev alan biçimbirimlerini, bileşik sözcük, deyim, atasözü, kalıplaşmış söz gibi ögelerini inceleyen, bu ögelerin kökenlerini, oluşumlarını araştırarak biçim ve anlam açısından gelişmelerini saptayan bir dilbilim dalıdır. (Aksan, 2003b, c. 3, s. 13) Sözvarlığı: Bir dilin sözvarlığı denince, yalnızca o dilin sözcükleri değil, deyimlerin, kalıp sözlerin, atasözlerinin, terimlerinin ve çeşitli anlatım kalıplarının oluşturduğu bütün anlaşılır. Sözvarlığı yalnızca bir dilde birtakım seslerin bir araya gelmesiyle kurulmuş simgeler, kodlar ya da dilbilimdeki terimiyle göstergeler olarak değil, aynı zamanda o dili konuşan toplumun kavramlar dünyası, maddi ve manevi kültürün yansıtıcısı, dünya görüşünün bir kesiti olarak düşünülmelidir. (Aksan, 2000:7 ) Sözcük:Bağımsız biçimbirim adı verilen sözcükler, belli bir kavramı kendi başlarına söze dönüştürebilmekte olan anlamlı birimlerdir. (Aksan, 2003a:39) Dilbilimciler sözcük yerine genellikle daha değişik terimler kullanmakta, onun yerine gösterge (belirti, simge) ya da söz ögesi (lexéme, lexeme, Lexem) gibi değişik adlarla anılmaktadır. İlk kez Amerikan dilbilimcisi B. L. Whorf un ortaya attığı lexeme terimi, çeşitli akımların çerçevesi içinde kullanılmıştır. Üretimsel dilbilimde 9

bunun yerine, çoğunlukla sözcüksel(sözlüksel) birim (lexical item) geçer. (Aksan, 2003b, c. 3, s. 15) Neolojizm: Belli bir dönemde, bir dilin sözvarlığına katılan yeni birimlerdir. Bunların ortaya çıkması ise, aşağıdaki üç yolla olmaktadır: 1. Tamamen yeni bir sözcük yapımı (yeni bir yaratım, ses taklidi, dilin türetme olanaklarıyla yapılan türetimler, özel bir addan alınanlar, ölü ya da yaşayan bir dilden ödünçlemeler,) 2. Halen kullanılmakta olan bir sözcüğe, yeni bir anlam yüklenmesi, 3. Dilbilgisel kategorilerde oluşan değişiklikler (Örneğin, çok uzun bir zaman sıfat olarak kullanılan ideal sözcüğünün, 1830 dan sonra ad olarak kullanılmaya başlaması gibi) (Emecan, 1998: 22). Bochmann a göre bütün neolojizmlerde göz önünde bulundurulacak şey, daha önceden hiç bilinmeyen bir olguyu ya da bilinen bir olgunun hiç söz edilmemiş bir yanını, ister türetme yoluyla yaratarak, ister eğretilemeyle, ister ödünçlemeyle, ya da daha önceden var olan bir terimin deyişsel kullanımıyla dile getiren ve bir farkın varlığını ifade eden, mutlak bir kavramsal yenilik olması gerektiğidir.(akt.emecan, 1998:31) 7. YÖNTEM 7. 1. ARAŞTIRMANIN MODELİ Bu çalışma, üretilmiş bir yapı üzerinde tarama çerçevesinde betimsel bir çalışmadır. Var olan bir durumu, var olduğu biçimiyle betimlemeyi amaçlayan bu 10

yaklaşımda, ilişkisel bir türden tarama yapılarak gazete haber metinleri içinde yer alan sözvarlığı ögeleri incelenmiştir. 7. 2 EVREN VE ÖRNEKLEM Bu araştırmanın evrenini, Türkçe günlük gazeteler oluşturmaktadır. Örneklem kitlesini ise Türkçe günlük üç gazete olan Cumhuriyet, Hürriyet, Sabah gazetelerinin bir aylık sayıları oluşturmaktadır. 7. 3 VERİLERİN TOPLANMASI Veriler, gazete haber metinlerinin sözvarlığının çözümlenmesiyle elde edildi. Veri toplama aşamasında gazete haber metinlerinde yer alan sözvarlığına ait bütün ögeler (atasözleri, deyimler, kalıp sözler, ikilemeler, terimler) kendi içinde sınıflandırılarak abecesel sıraya göre işlenmiştir. Ayrıca Türkçe, Yabancı, Türkçeleşmiş Yabancı şeklinde hazırlanan bir sınıfsal çizelge çerçevesinde gazete haber metinleri içerisinde yer alan tüm ögeler, sınıflarına göre yerleştirilmiştir. 7. 4 VERİLERİN ÇÖZÜMLENMESİ Sözvarlığıyla ilgili temel ögeler sözlüksel alan çalışması yapılarak saptanmıştır. Bu amaçla iki çalışma yapılmıştır: 1- Gazete haber metinlerindeki her bir öge, Türkçe, Yabancı, Türkçeleşmiş Yabancı biçiminde hazırlanan bir sınıfsal çizelgeye yerleştirildikten 11

sonra elde edilen sonuçlara dayanılarak hangi sınıfın ne oranda kullanıldığı yüzdeliklere dayanılarak çıkarılmıştır. 2- Gazetelerin ilk sayfalarındaki haber metinlerinin tümü sözvarlığı düzleminde ele alınmış olup sözvarlığı içerisinde yer alan her bir ögeden ne kadar yararlanıldığı ortaya konulmuştur. 12

BÖLÜM I KAVRAMSAL ÇERÇEVE Bu bölümde araştırmanın konusuyla ilgili kavramlar hakkında bilgi verilmiş ve bu kavramlar tanıtılmıştır. Bu çerçevede sözvarlığı ve içerdiği ögeler üzerinde durulmuştur. 1. 1 Sözvarlığı Sözvarlığı (İng. vocabulary, Fr. vocabulaire, Alm. Wortschatz ve Wortbestand 1 ), bir dilin en büyük kalıtıdır. Dilin doğuşundan bugüne yüzyıllar boyunca işlenerek gelişir ve kuşaktan kuşağa geçerek her dönemden bir motif sunar. Bir dildeki sözlerin bütünü, söz hazinesi, söz dağarcığı, sözcük hazinesi, vokabüler, kelime hazinesi (TDK, 2005:1807) şeklinde tanımlanan sözvarlığını kelime hazinesi diye adlandıran Korkmaz (1992:100), bir dilin bütün kelimelerini; bir kişinin veya bir topluluğun söz dağarcığında yer alan kelimeler toplamını bu kavram altında toplarken Aksan (2006a:13), filoloji ve dilbilim çalışmalarında, bir dilin sözcükleri, terimleri, yabancı dillerden gelme ögeleri, atasözleri, deyimleri, insanlar arasındaki ilişkilerde kullanılması gelenek olmuş kalıp sözleri ve kalıplaşmış birtakım özdeyişleri, bir bütün olarak söz varlığı adı altında ele alır. Bir dilin çekirdeğini oluşturan temel sözvarlığı, belli bir durumu, olayı, insanların tutum ve davranışlarını gerçek veya mecaz anlamla belirten deyimler, bir ulusun bilgeliğini, yaşam deneyimlerini yansıtan, genel bir kural ya da öğüt içeren 1 Hengirmen, 1999:342 13

atasözleri, insanların toplum yaşamlarında, belli bir durum için kullandıkları kalıp sözler (ilişki sözler), bilim, teknik, sanat ve zanaat alanlarının kavramları olan terimler, ünlü kişilerin belirli bir durum için söyledikleri genelleşmiş söz olan kalıplaşmış sözler, anadilimize büyük bir anlatım gücü kazandıran ikilemeler ve ayrıca yabancı ve çeviri sözcükler sözvarlığı içinde yer alır. Sözvarlığı, o dili konuşan toplumun kültürünü, anlayışını yansıtmakla kalmaz; toplumlar arasındaki farklılıkları gösterdiği gibi toplum içindeki yöresel farklılıkları da gözler önüne serer. Örneğin; Çok küçük ve önemsiz bir olay olduğunu belirtmek amacıyla kullanılan deyim, yörelerde farklılık gösterir. Karadeniz Bölgesi nde Fındık kabuğunu doldurmaz, Ege Bölgesi nde İncir çekirdeğini doldurmaz denirken Gaziantep yöresinde Fıstık kabuğunu doldurmaz şeklinde denmektedir. Aksan(2000:11) a göre bir dilin sözvarlığı, o dilin tarihine geniş ölçüde ışık tutmakta, yüzyıllar boyunca ortaya çıkan ses, biçim, sözdizimi ve anlam değişikliklerini yansıtmakta, hangi dillerin etkisiyle, ne türden değişimlerin gerçekleştiğini göstermektedir. Aksan ( 2000: 43-44 ve 2005b:46) en eski Türk dil ürünleri olan Köktürk yazıtlarından başlayarak Türkçenin sözvarlığının şu niteliklerini saptanmıştır: 1. Türkçenin türetme ve birleştirme yeteneği, ona çeşitli kavramları kolaylıkla oluşturma, ayrıntılara inen bir kavramlaştırma gücü vermiştir. Bu güç, en eski kaynaklar olan Köktürk metinlerinden bugüne, hiç eksilmeden süregelmektedir. 2. Türkler, çoğu zaman yabancı ögeleri kendi öz sözcüklerine yeğlemişlerdir. Bunun sonucunda birçok yerli ögenin kaybolup unutularak yabancılarının yerleştiği görülmüştür. 14

3. Kavramlaştırma sırasında Türkçe en çok somut nesnelere, doğaya dayanmakta, böylece kavramları daha canlı olarak dile getirmektedir. 4. Türkçe ikilemelerin kullanılışı, anlatıma güç veren bir yol olarak çok yaygındır. 5. Daha Köktürkçe döneminde Türkçe sözcüklerin geniş birçok anlamlılık gösterdikleri göze çarpmakta, bu durum, dilin bir yazı dili olarak çok daha eskilere uzandığına tanıklık etmektedir. 6. Türkçede dikkati çekecek ölçüde eş anlamlı sözcük vardır. 7. Türkçe, benzetmelere sık sık başvurur. 8. Türkçe, aynı zamanda bir ayrıntılı anlatım dili dir. Başka dillerden farklı olarak birçok kavramını kendi oluşturur. 9. Bugün Türkiye Türkçesi yazı dilinde unutulmuş, yitirilmiş birçok öge Türkçenin değişik lehçelerinde ve bugünkü Anadolu ağızlarında yaşamlarını sürdürmektedir. 1. 2 Sözvarlığının İçerdiği Ögeler 1.2.1 Temel Sözvarlığı Temel söz varlığı 2 ; insan organ adları, esas hareketleri ifade eden eylemler, öncelikli ihtiyacı karşılayan sözcükler, sayı isimleri, akrabalık isimleri gibi sözleri kapsamaktadır. İnsan için birinci derecede önemli olan ve zaman içinde dilde en az 2 Aksan (2000:26) a göre Alm. da Grundwortschatz, İng. de basic vocabulary, Fr. da vocabulaire essentiel kullanılmakta, Alm.da ayrıca kalıt(miras) sözcükler anlamına gelen Erbwörter terimine rastlanmaktadır. Hengirmen (1999:355) e göre İng. de basic vocabulary, Alm. da Grundbedeutung; Fr. da vocabulaire primitif terimi kullanılmaktadır. 15

değişen ögeler olan temel sözvarlığı, çekirdek sözcükler ya da kalıt sözcükler olarak da adlandırılmaktadır. Aksan (2000), temel sözvarlığının sınırı çizilirken insan odaklı olması gerektiğini ve bir dilin sözvarlığının hangi ögelerden oluştuğu üzerinde durulurken ilk anılması gerekenin temel sözvarlığı olduğunu belirtir. Temel sözvarlığı dilin özünü oluşturur. Dilde temel sözvarlığı ne kadar büyükse, dilin temel sınırı da o kadar büyüktür ve bu sınır içinde değişimin az oluşu dilin kararlılığını gösterir ki bu da temel sözvarlığının anlaşma aracı olma işlevini yerine getirmesini sağlar. Dildeki herhangi bir sözcüğün temel sözvarlığının bir üyesi olup olmadığı konusunda karar verebilmek için elde birtakım ölçütler vardır (Aksan, 2003b, c. 3, s. 18-19): 1. Sözcüğün, insanoğlunun yaşamında birinci derecede önemli kavramları yansıtmakta olması gerekir. (et-, iç-, ver-, göz, beş,. gibi) 2. Schmidt, Thorndike, Oehler gibi dilbilimciler bir sözcüğün yeni ögeleri, bileşik sözcükleri türetme değeri, yeni sözcükleri türetme gücü üzerinde durmaktadır. Başka dillerde önekler ve içeklerin de katılmasıyla kurulan ögelerin karşılığı olmak üzere Türkçede birtakım tamlamalar ve bileşik sözcüğe dönüşmüş bağdaştırmalar söz konusu edilmelidir. Türkçedeki dış ve alt sözcükleriyle yapılan dışsatım, dışişleri, altgeçit, altyapı gibi bağdaştırmaların bu özelliği gösterdiğini görürüz. 3. Kühn, bir sözcüğün temel sözvarlığından sayılması için gereken ölçütlerden biri olarak da onun anlatımbilim açısından yansızlığı nı söz konusu etmektedir. Bununla anlatılmak istenen, ögenin genel anlaşılırlığı, genel 16

kullanılırlığıdır; bir sözcüğü söyleyen ya da yazanın niteliğini ortaya koyan bölgesel, yaşa ilişkin, toplumsal ya da meslekle ilgili belirtilere karşı yansız oluşudur 4. Ölçütler arasında, bir sözcüğün çeşitli anlam aktarmalarıyla kullanım alanını genişletme gücü de söz konusu edilmekte, anlamlarının sayısı ne denli çoksa, sözcüğün konuşmadaki sıklığının o ölçüde fazla olduğuna değinilmektedir. Ayrıca bir sözcüğün temel sözvarlığından sayılması için onun çeşitli deyimler arasında, bu deyimlere temel olarak kullanılması gösteriliyor. Türkçedeki göz, el, yüz, iç, ekmek.. gibi ögeler, her iki ölçüt için de yeterli örnekler sayılabilir. 1.2.2 Deyimler Fransızcada phraséologie ve idiomatique, Almancada Phraseologie ve Idiomatik 3 adı verilen dalda ele alınan deyimler, gerçek veya mecaz anlamıyla, düşünceleri, davranışları, deneyimleri hoş bir edayla sunan dilin en önemli sözvarlığı ögelerinden biridir. Deyim ile ilgili çeşitli tanımlamalar yapılmaktadır. Hengirmen (2007:7) e göre genellikle gerçek anlamının dışında kullanılan, anlatımı daha güzel ve etkileyici yapan, toplum tarafından ortak olarak benimsenen kalıplaşmış söz olan deyimler, Aksoy (1988:52) a göre; bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümcedir. Aksan (2005b:91-92) a göre deyimler- bir başka ulusla olan kültür ilişkileri sonunda, ondan çevrilme, alınma değilse- bir dili konuşan toplumun dünya görüşünü, 3 Aksan, 2006a: 95 17

yaşam biçimini, çevre koşullarını, gelenek, görenek ve inançlarını, önem verdiği varlık ve kavramları, kısacası, maddi ve manevi kültürünü yansıtan, o toplumun düşünce biçimini, hatta nükte ve buluşlarını ortaya koyan, dilbilim açısından olduğu kadar yazın ve halkbilim açısından da önemli olan sözlerdir. Ayrıca bu ögeler her dilin iç yapısını, anlam özelliklerini de yansıtır. Aksoy (1988:498-508), deyimleri kuruluş ve anlamları açısından gösterdikleri niteliklere göre kümelemiştir. Buna göre; 1-Deyimlerin en önemli bölüğü; kavramları, değişmece (mecaz) yoluyla, anlatım güzelliği ve özgünlüğü içinde belirten kalıplaşmış sözcük öbekleri ya da tümcelerdir. Örneğin; Bir taşla iki kuş vurmak. 2-Kimi deyimlerin yan özelliği, iki yargılı ve uyak olmasıdır. Bunların bir bölüğünde anlamca gerekli olmayıp sadece uyak hatırı için getirilmiş bir parça vardır. Örneğin; Oğlan aldı oyuna gitti, çoban aldı koyuna gitti. 3-Kimi deyimlerin yan özelliği öykücük ya da konuşma biçiminde olmasıdır. Örneğin; -Adın ne? Mülayim Ağa. Sert olsan ne halt edersin? 4. Kimi deyimlerin yan özelliği, bir öyküye ya da bir olaya dayanmasıdır. Örneğin; Ahfeş in keçisi gibi başını sallamak. 5. Kimi deyimlerin yan özelliği âdetleri, inanışları, gelenekleri bildirmesidir. Örneğin; Ağzından yel alsın. 6-Kimi deyimler (anlatım güzelliği düşünülmeyerek) bir kavramı belirtmek için kurulan, kalıplaşmış söz topluluğudur. Örneğin; Âdet yerini bulsun diye. 7-Kimi deyimlerin bir özelliği, belli dilbilgisi kurallarıyla değil, özel biçimlerle kurulmuş olmasıdır. Örneğin; Aklı sıra. 8-Kimi deyimler, eksiltili anlatım biçimidir. Örneğin; Akşama sabaha. 18