Hipofiz Sapı Kesilme Sendromu: Üç Olgu Sunumu

Benzer belgeler
Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

ERİŞKİN DÖNEME GEÇİŞ REHBERİ

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

Hipofiz gelişimi. Hipofiz ektodermden gelişir.adenohipofiz Rathke kesesinden,nörohipofiz ise infindubulumdan gelişir.

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Cinsel Kimlik Bozuklukları

Konjenital hipotiroidi. Yrd. Doç. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi

Konjenital hipotiroidi. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi

TALASEMİ MAJORLU HASTALARDA BÜYÜME VE GELİŞME SORUNLARI

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.

MENOPOZ. Menopoz nedir?

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

Adrenal Yetmezlik. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer

MİKSÖDEM. Yrd. Doç. Dr. Mücahit GÜNAYDIN Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Konjenital hipotiroidi. Uzm. Dr. İhsan ESEN Firat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi

Yenidoğan ve Sütçocukluğunda Tiroid Fonksiyon Bozuklukları. Prof. Dr. Z. Alev Özön

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

GEBELİKTE PROLAKTİNOMA

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

Postpartum/Sessiz Tiroidit. Dr. Ersin Akarsu Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD

Adolesanlarda Polikistik Over Sendromu tanısında Anti Müllerien Hormon (AMH) ve İnsülin Like Peptit -3 (INSL3) ün tanısal değeri

Tanım. Tiroid hormon yetersizliği veya etkisizliği sonucu gelişen klinik tablodur Çorlu/Tekirdağ 2

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Konjenital Hipotiroidizm. Prof. Dr. NESİBE ANDIRAN

T.C. HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI ÇOCUK ENDOKRĠNOLOJĠ BĠLĠM DALI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Mehmet Sait Doğan, Selim Doğanay, Gonca Koç, Süreyya Burcu Görkem, Abdulhakim Coşkun

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI. Ders adı : Endokrin çevre bozucular ve tarama programı

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI

Hipofiz beyin tabanında burnun arkasında optik sinirlerin altında yer alan küçük bir bezdir.

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

KISMİ APOPLEKSİ VE NEKROZ İLE BİRLİKTE SEYREDEN BÜYÜME HORMONU ADENOMU

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI. Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Ders Kurulu

Büyüme sorunlarına yaklaşım. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

ENDOKRİNOLOJİ HİPOTALAMUS

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

PROLAKTİNOMAYA YAKLAŞIM

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

GROWTH HORMON. Klinik Laboratuvar Testleri

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem III - 6. Ders Kurulu. Endokrin Sistem. Eğitim Programı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 09 Nisan :34 - Son Güncelleme Perşembe, 09 Nisan :06

Hipotiroidi ve Tiroiditler. Prof. Dr. Özer Açbay

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

DÖNEM III DERS KURULU 4 GASTROİNTESTİNAL SİSTEM VE ENDOKRİN SİSTEM. DÖNEM III KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Kamil Hakan DOĞAN

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

YAPISAL BÜYÜME VE ERGENLİK GECİKMESİ. Seri No.10

MULTİVİTAMİN PREPARATI KULLANIMINA İKİNCİL GELİŞEN D VİTAMİNİ İNTOKSİKASYONU: 3 OLGU SUNUMU

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU

Çocuk Endokrinolojisi Örnek Sorular

İntern Dr. Özkan ERARSLAN ADRENAL YETERSİZLİK. ADDİSON HASTALIĞI, BÖBREKÜSTÜ BEZ YETERSİZLİĞİ, SÜRRENAL YETMEZLİK Ekim 2013

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

ADH Anti Diüretik Hormon

Cushing Sendromu: İki Olgu. Prof. Dr. Ayşe Çıkım Sertkaya İnönü Üniversitesi İç Hastalıkları AD, Endokrinoloji ve Metabolizma BD

Konjenital adrenal hiperplazi. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

HİPOGONADOTROPİK HİPOGONADİZMDE ÜREME TEDAVİSİ VE SONRASINDAKİ SÜREÇ. Önemli Not : Bu yazı bilgilendirme ve yol gösterme amaçlıdır.

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

CUSHİNG SENDROMLU GEBEYE YAKLAŞIM. Dr HULUSİ ATMACA Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim DalıSAMSUN

29 Ekim 2015, Perşembe

BÜYÜME VE GELİŞİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

GEBELİKTE HİPOTİROİDİ TANI VE TEDAVİSİ

Hipotalamus hormonları. Leptin 1/30/2012 HİPOFİZ ÖN LOP HORMONLARI. Growth hormon : Büyüme hormonu Somatotropin

Tiroid Bezi Sorunları

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı. Arş.Gör.Dr.Derya KARAMAN Doç.Dr.Filiz Mine ÇİZMECİOĞLU JONES

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ

E2 (ESTRADIPL) Normal Değerler: Erkek: <62 pg/ml Kadın:

KONJENİTAL HİPOTİROİDİSM

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

SAĞLIKLI ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE BÜYÜMENİN İZLENMESİ. Prof. Dr. Filiz Orhon

igro'nun arkasındaki bilim

T.C. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM & ÖĞRETİM YILI DÖNEM II

TIBBI TERMİNOLOJİ ÖZET ÜNİTE

KONJENİTAL ADRENAL HİPERPLAZİ. Seri No. 6

Büyüme Hormonu Eksikliğinin Tanı Kriterleri Yeniden Değerlendirilmelidir

KLİNİĞİMİZDE TANISI KONMUŞ HOLOPROSENSEFALİLİ FETUSLARIN SONUÇLARI

Büyüme sorunlarına yaklaşım. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi

Büyüme sorunlarına yaklaşım. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi

İnsidental Medüller Tiroid Kanserinde Ne Yapalım

Transkript:

Hipofiz Sapı Kesilme Sendromu: Üç Olgu Sunumu Elif KILIÇ KAN, a Gülçin CENGİZ ECEMİŞ, a Çiğdem TURA BAHADIR, a Hulusi ATMACA a a Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Samsun Ge liş Ta ri hi/re ce i ved: 26.03.2013 Ka bul Ta ri hi/ac cep ted: 12.09.2013 Bu çalışma, ENEA 2012 (15. Avrupa Nöroendokrin Kongresi) (12-15 Eylül 2012, Viyana) de poster olarak sunulmuştur. Ya zış ma Ad re si/cor res pon den ce: Elif KILIÇ KAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD, Samsun, TÜRKİYE/TURKEY elifkilickan@yahoo.com ÖZET Hipofiz sapı kesilme sendromu (PSIS), pitüiter bezin konjenital bir anomalisi olup, pitüiter yetmezliğe neden olur. Genellikle pitüiter stalk yokluğu, pitüiter apoplazi ve ektopik yerleşimli posterior hipofiz ile karakterizedir. Klinik olarak ortaya çıkışı hormonal eksikliklerin derecesine bağlıdır. Teşhisten klinik bulgular ve stimülasyon testine yetersiz büyüme hormonu (BH) yanıtı ve diğer ön hipofiz hormonlarının eksiklikleri ile şüphelenilir. Bu hastalar genellikle kısa boy ile başvurup yanlışlıkla idiyopatik pitüiter yetmezlik tanısı almaktadırlar. Tedavi özellikle BH, tiroksin, hidrokortizon ve pubertede seks steroidleri gibi eksik hormonların yerine konması şeklindedir. Zamanında teşhis ve tedavi ile prognozu iyidir. Anahtar Kelimeler: Hipopitüitarizm; cücelik, hipofizer ABSTRACT Pituitary stalk interruption syndrome (PSIS) is a congenital abnormality of the pituitary that is responsible for pituitary deficiency and is usually characterized by the absence of pituitary stalk, pituitary hypoplasia, and ectopic posterior pituitary. Clinically, presentation will depend on the extent of the hormonal deficiencies. Clinical suspicion of this syndrome is based on laboratory tests of low growth hormone level and low levels of other anterior piuitary hormones. Usually, such patients present with short stature and are misdiagnosed as idiopathic pituitary deficiency. Treatment is based on replacement of deficient hormones, particularly GH, thyroxine, hydrocortisone and, at puberty, sex steroids. The prognosis is good if there is timely diagnosis and treatment. Key Words: Hypopituitarism; dwarfism, pituitary :112-6 Cop yright 2014 by Tür ki ye Kli nik le ri ipofiz sapı kesilme sendromu (PSIS), pitüiter yetmezlikten sorumlu olan konjenital bir anomalidir. Sıklıkla çok ince veya kesilmiş bir pitüiter stalk, ektopik yerleşimli veya olmayan posterior hipofiz ve ön hipofizin hipoplazisi veya aplazisi ile karakterize olan bir triadı bulunmaktadır. Prevalansı bilinmemektedir. Ancak günümüze kadar tam triadı karşılayan ya da karşılamayan 1000 kadar olgu bildirilmiştir. Klinik olarak izole büyüme hormonu (BH) eksikliği veya çoklu ön hipofiz hormon eksikliği gözlenir. Teşhis edildiği yaşa bağlı olarak sıklıkla neonatal hipoglisemi, uzamış fizyolojik sarılık, mikropenis, kriptorşidizm ve kısa boy ile ortaya çıkabilir.¹ Semptomatik PSIS için ortalama tanı yaşı dört-dokuz olarak rapor edilmiş olup, tanıda önemli bir gecikme olduğu gözlenmektedir. 2,3 Konjenital BH eksikliği insidansı 1/4000-1/10 000 olup, kalıcı BH eksikliği 112

Endocrinology and Metabolic Diseases Kılıç Kan et al. veya hipofiz yetmezliği sebeplerinden olan PSIS tanısı için bu grup hastaların dikkatli değerlendirilmesi gerekir. Bu yazıda, üç olgu örneği ile PSIS tartışılması amaçlanmıştır. OLGU SUNUMLARI OLGU 1 Otuz sekiz yaşında erkek hastada askere gitmeden önce boy kısalığı tespit edilmiş. Kemik yaşının geri olduğu söylenerek askere alınmamış. İki yıl önce maluliyet raporu için başvurduğunda hastada panhipopituatirizm tespit edilerek tedavisi prednizolon 5 mg/gün, levotiroksin 100 mcg/gün ve değişen dozlarda intramusküler testosteron olarak düzenlenmiş. Hastanın sorgulamasında geç yürüdüğü, testosteron tedavisi öncesi vücudunda kıllanma, sesinde kalınlaşma, ereksiyon ve ejekülasyon olmadığı ve boyunun yaşıtlarına göre hep kısa olduğu öğrenildi. Poliüri ve polidpsi yakınması yoktu. Fizik incelemede boy: 154 cm, kilo: 54 kg, aksiller kıllanması normal ve pubik kıllanması Tanner evre: 4 olarak tespit edildi. Laboratuvar incelemede tedavi altında st4: 1,14 ng/dl (0,93-1,7), TSH: 0,13 µiu/ml (0,27-4,2), FSH: 0,11 mu/ml (1,5-12,4), LH<0,07 mu/ml (1,7-8,6), total testosteron: 15 ng/ml (1,66-8,11), serbest testosteron: 110 pg/ml (8,69-54,69), IGF- 1<25 ng/ml (105-275), BH: 0,207 ng/ml (0,06-5), Prolaktin: 58,65 ng/ml tespit edildi. Ön el bilek grafisinde epifizlerin kapalı olduğu ve kemik mineral dansitometrisinde femur total Z skoru: -1,5, L2-L4 Z skoru: -4,1 saptandı. Hastanın hipofiz manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sinde hipofiz boyutları yaşa göre küçük, nörohipofiz ektopik yerleşimli olup stalk distali görüntülenemedi (Resim 1). Öyküsünde muhtemelen gecikmiş tanılı çoklu ön hipofiz hormon yetmezliği olan hastada hipofiz MRG de nörohipofizin ektopik yerleşimli olması ve infindibuler stalkın seçilememesi nedeni ile hasta hipofiz sapı kesilme sendromu olarak kabul edildi. Hasta levotiroksin, prednizolon ve testosteron replasmanları ile takibe alındı. OLGU 2 Yirmi yaşında erkek hasta yedi yaşında iken büyüme geriliği ile pediatrik endokrinoloji tarafından RESİM 1: Olgu 1 in hipofiz manyetik rezonans görüntüsü. Stalk 1/3 distali görüntülenememiş olup, hipofiz bezi boyutları yaşa göre küçük. değerlendirilmiş. Miadında makat gelişi doğan hastanın boyu akranlarına göre kısa seyrediyormuş. Hastada santral hipotiroidi tanısı konularak levotiroksin tedavisi başlanmış. İki yıl tiroid hormon replasmanı ile takip edilen hastanın dokuz yaşındaki değerlendirmesinde boy:112 cm (3P:120 cm), kilo: 18,5 kg, kulaç boyu: 108 cm, boy yaşı: 5 yaş ile uyumlu bulunmuş. Bazal büyüme hormonu: 0,65 ng/ml (0-10), total testosteron <20 ng/dl (286-1511), serbest testosteron<0,07 pg/ml (13-40) bulunan hastada priming sonrası klonidin ile BH uyarı testi yapılmış ve pik BH yanıtı 0,89 ng/ml tespit edilmiş. Dokuz yaş üç aylık iken BH tedavisi başlanmış. Altıbuçuk yıl BH tedavisi sonrası toplam 49 cm uzama olan hastaya, 13 yaş 9 aylık iken ACTH testi sonrasında yetersiz kortizol yanıtı olması üzerine hidrokortizon tedavisi başlanmış. On dört yaş dokuz aylık iken testosteron 50 mg/28 günde başlanarak progresif olarak testosteron dozu 250 mg/28 günde bire çıkılmış. Yirmi yaşına kadar pediatrik endokrinoloji tarafından hipofizer yetmezlik tanısı ile takipte olan hasta, erişkin endokrinoloji tarafından değerlendirildi. Hastanın polüri ve polidipsi yakınması yoktu. Fizik muayenesinde boy: 169 cm, kilo: 77 kg, beden kitle indeksi (BKİ): 27,5 kg/m², bel çevresi: 91 cm, aksiller kıllanması normal ve pubik kıllanması Tanner evre: 5, uzatıl- 113

Kılıç Kan ve ark. mış penis boyu: 6-7 cm, sağ/sol testis volumleri: 6/6 ml bulundu. Laboratuvar değerlendirmesinde st4:0,5 ng/dl (0,93-1,7), TSH: 4,6 µiu/ml (0,51-4,3), IGF-1: 78 ng/ml (143-424), prolaktin: 9,3 ng/ml (4,04-15,2), total testosteron: 1,63 ng/ml (2,8-8), serbest testosteron: 4,8 pg/ml (8,69-54,69) olarak bulundu. Epilepsi tanısı olan hastaya insülin tolerans tesi uygulanmadı. L-Dopa testi sonrası yeterli BH piki sağlanamadı. El bilek grafisinde epifiz plakları kapalı idi. Hipofiz MRG sinde sella kavitesinin küçük olduğu ve içerisinde hipofiz glandın özellikle orta ve sağ kesimde izlenmediği ancak sol tarafta yaklaşık en kalın yerinde 3 mm ye ulaştığı, optik kiazma komşuluğunda stalkın izlenmekte olup 2/3 distal kesiminin koronal ve sagittal kesitlerde ayırt edilemediği görüldü (Resim 2). Makat doğum öyküsü olması, çoklu ön hipofizer hormon yetmezliği olması ve stalkın bütünüyle ayırt edilememesi neticesinde hasta hipofiz sapı kesilme sendromu olarak takibe alındı ve tedavisi hidrokortizon, levotiroksin ve testosteron replasmanı şeklinde düzenlendi. Ayrıca çocukluktan erişkin döneme geçiş olarak tanımlanan transizyonel faz da BH tedavisi başlandı ve hasta takibe alındı. OLGU 3 Kırk sekiz yaşında erkek hastaya, ilk kez 12 yaşında yaşıtlarına göre kısa olduğunu fark ederek yaptığı başvurusunda hipofizer yetmezlik olduğu söylenmiş. Hasta altı yıl prednizolon, sekiz yıl testosteron, 20 yıl düzenli levotiroksin ve net hatırlayamadığı süre ve dozda büyüme hormonu tedavisi almış. On beş yıl tedavisiz kalan hasta, kilo RESİM 2: Olgu 2 nin hipofiz manyetik rezonans görüntüsü. Sella kavitesi küçük, hipofiz gland özellikle orta ve sağ kesimde izlenmiyor. Optik kiazma komşuluğunda stalk izlenmekte olup 2/3 distal kesimi ayırt edilememektedir.. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları RESİM 3: Olgu 3 ün hipofiz manyetik rezonans görüntüsü. İnfindibüler stalk gözlenmemekte. alma şikâyeti ile bir yıl önce değerlendirildi. Fizik muayenesinde boy: 170 cm, kilo: 133 kg, BKİ: 46 kg/m², kulaç boyu: 170 cm idi. Hasta onay vermediği için genital muayene yapılamadı. Hastanın polüri ve polidipsi şikâyeti bulunmamaktaydı. Laboratuvar değerlendirmede st4: 0,5 ng/dl (0,93-1,7), TSH: 3,4 µiu/ml (0,27-4,2), prolaktin: 24,6 ng/ml, FSH: 0,18 mu/ml (1,5-12,4), LH: 0,1 mu/ml (1,7-8,6), total testosteron: 0,12 ng/ml (1,66-8,11), serbest testosteron: 0,62 pg/ml (8,69-54,69), BH: <0,05 ng/ml, IGF-1 <25 ng/ml (107-267) tespit edildi. İnsülin tolerans testi sonrası yeterli kortizol ve BH (<0,05 ng/ml) yanıtı olmadı. Hipofiz MRG de infindibüler stalk gözlenmedi (Resim 3). Panhipopitüitarizm ve MRG bulgusu ile hastaya PSIS tanısı ile prednizolon, levotiroksin ve testosteron replasman tedavileri başlanarak hasta takibe alındı. Hastanın büyüme hormonu yetersiz olmasına rağmen final boyunun normal olması daha önce aldığı büyüme hormonu tedavisine bağlandı. TARTIŞMA İdiyopatik BH eksikliği olan hastalarda MRG ile hipotalamik-pitüiter bölgede anatomik bir anormallik tespit edilmesi kalıcı BH yetmezliği için diagnostik bir belirteçtir. Pitüiter stalkın ve posterior lob sinyalininin gözlenmemesi PSIS ı düşündürür. 4 PSIS patogenezi açık değildir. Ailesel 114

Endocrinology and Metabolic Diseases formlarının olması ve ilişkili olduğu malformasyonlar antenatal orijinli olduğunu düşündürmektedir. Pitüiter bez gelişimi adenohipofiz ve nörohipofiz birleşmesini içeren kompleks bir süreci içermektedir. Tüm bu süreçler erken embriyogenez döneminde transkripsiyon faktörlerince iyi organize edilir. Patogenez için önerilen hipotezlerden biri, travmatik hipotezdir. Makat doğum esnasında stalkın kesilmesi neticesinde proksimal aksonların hipertrofisi ve ardından reorganizasyonunun ektopik posterior hipofize neden olduğu öne sürülmüştür. Elli bir PSIS hastasının alındığı bir çalışmada, dört olgunun ailesel olması, 10 erkek hastada mikrofallus ve/veya 21 hastada ilişkili malformasyonların gözlenmesi ve 15 hastanın makat geliş veya sezaryen ile doğması ve neonatal hipoksi yaşamaları antenatal orijini desteklemiştir. 1 Triulzi ve ark. çoklu pitüiter hormon yetmezliği olan hastalarda makat doğum ve ilişkili santral sinir sistemi malformasyonlarını daha sık raporlamışlardır. 5 Ancak doğum şekli ve neonatal hipogliseminin PSIS nedeni olmaktan çok hipotalamik-pitüiter anormallik sonucu olan hormonal yetmezlikten kaynaklanan uterus içi hipotoninin direkt veya indirekt sonucu oluştuğu da öne sürülmektedir. Olgu 2 de de makat gelişi ile doğum mevcut olması bu hipotezi desteklemektedir. PSIS ile birlikte görülebilen septooptik displazi, mikroftalmi, korpus callozum agenezisi gibi malformasyonların ve ailesel formların olması etiyolojide genetik defektlerin rol alabileceğini düşündürmüştür. Bununla ilgili olarak pitüiter transkripsiyonel faktörleri kodlayan HESX1, LHX4, PIT-1, SOX-3 gibi genler çalışılmıştır. Seksen üç PSIS hastasının alındığı bir çalışmada <%5 oranında ailesel PSIS olgusunda HESX-1 ve LHX4 mutasyonu saptanmış. Aynı çalışmada ekstrapitüiter malformasyonu olan subgrupta daha ciddi seviyede hormonal bozuklukların ve MRG bulgularının olduğu gözlenmiştir. 6 Yetmiş iki hastanın alındığı bir başka çalışmada da anjiogenezis ve nöral migrasyonda rol alan prokinetisin 2 yolağı çalışıldığında ikisi ailesel dört olguda PROKR2 mutasyonu tespit edilmiştir. 7 Bizim olgularımızda ekstra pitüiter malformasyon ve bilinen aile öyküsü yoktu. Hastalara olası genetik defekt açısından inceleme yapılamadı. Teşhisten klinik bulgular ve Kılıç Kan et al. uyarı testine yetersiz BH yanıtı alınması ve düşük IGF-1 değeri ile şüphelenilir. Çoklu ön hipofiz hormon eksiklikleri literatürde %64,7-92,7 arasında bulunmuştur. 8,9 Bizim her üç olgumuzda çoklu hormon eksikliği olan hastalardı. Pitüiter stalk lezyonlarında prolaktinin dopaminerjik inhibisyonu kesintiye uğradığından hiperprolaktinemi sıklıkla gözlenmektedir. Yapılan bir çalışmada 55 PSIS hastasında hiperprolaktinemi % 36,4, 27 hastanın alındığı başka bir çalışmada yalnızca iki hastada hiperprolaktinemi raporlanmıştır. 9,10 Bizimde bir olgumuzda prolaktin düzeyi yaklaşık iki kat yüksek bulundu. Hiperprolaktinemi görülme sıklığındaki bu belirgin farklılık dopaminerjik yolağın heterojen etkilenme düzeyinden kaynaklanabilir. Ön hipofiz ve arka hipofizin fizyogenetiği ve kanlanmaları farklı kaynaklardan olmaktadır. PSIS hastalarında hipofiz ve hipotalamus bağlantısında bozukluk olup bu durum anterior hipofizin az gelişmesine ve hipotalamusun hipofizer fossaya girmesine engel olmaktadır. Ancak klinik olarak posterior hipofiz fonksiyon bozukluğu nadir görülmektedir. Çalışmalarda hiç diabetes insipidus olgusu gösterilememiş olup, bir çalışmada hastaların % 8,3 ünde polidipsi ve poliüri olduğu tespit edilmiştir. 11 Biz de literatürle uyumlu olarak hiçbir olguda diabetes insipidus a rastlamadık. Geç çocukluk döneminde PSIS ı düşündüren bulgular içerisinde kısa boy, azalmış büyüme hızı, hipotansiyon, nöbetler ve azalmış entellektüel kapasite sayılabilir. Yapılan bir çalışmada PSIS tanısının ortalama 3,6 yaşta konulduğu ve tanının 2,3 yıl geciktiği belirtilmiştir. 12 Bizim de her üç olgumuzun başvurusu, kısa boy ve gelişme geriliği ile olmuştur. Ancak tanı yaşları sırasıyla 36, 7 ve 12 yaş olup, tanıda önemli bir gecikme mevcuttu. MRG ile üçüncü ventrikülün infindibüler kalıntı bölgesinde hiperintens nodül şeklinde posterior hipofizin ektopik şekilde gözlenmesi tanıyı desteklemektedir. Hipofiz sapı kesilme sendromu tanısı sonrasında BH eksikliğinin kalıcı olduğu düşünülerek bundan sonra yapılması gereken izole ya da diğer hormon eksiklikleri ile birlikte olup olmadığının tespit edilmesidir. Bu durum özellikle transizyonel fazda BH tedavisi açısından hastaların değerlendirilmesinde önem kazanır. Herhangi bir nedene bağlı olarak 115

Kılıç Kan ve ark. boy kısalığı ve BH eksikliği tanısı ile tedavi alan çocukların transizyonel fazda BH eksikliği açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu dönemde BH tedavisi sonlandırılan çocuklar kalıcı hormon eksikliği açısından yeniden dinamik testlere tabi tutulur. 13 Hastalarda mevcut olan hipopituitarizm tablosuna yönelik replasmanları mutlaka yapılmalıdır. 14 Her üç olgumuzda da çoklu hormon yetmezliği mevcut olup, replasmanları yapılmaktadır. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Sonuç olarak PSIS, hipofiz yetmezliğinin çok nadir olmayan bir sebebini oluşturmaktadır. Ancak yeteri kadar tanınmadığından genellikle hastalar idiyopatik BH eksikliği veya hipofiz yetmezliği tanısı almakta çoğu zaman da tanı gecikmesine neden olmaktadır. Bu tür olgularda PSIS tanısının göz önünde bulundurulması ile özellikle çoklu hormon eksiklerinin etyopatogenezi aydınlatılabilir. Böylece ailelerin doğru bilgilendirilmesi ve hasta takiplerinin daha doğru yapılması sağlanabilir. 1. Pinto G, Netchine I, Sobrier ML, Brunelle F, Souberbielle JC, Brauner R. Pituitary stalk interruption syndrome: a clinical-biologicalgenetic assessment of its pathogenesis. J Clin Endocrinol Metab 1997;82(10):3450-4. 2. Tauber M, Chevrel J, Diene G, Moulin P, Jouret B, Oliver I, et al. Long-term evolution of endocrine disorders and effect of GH therapy in 35 patients with pituitary stalk interruption syndrome. Horm Res 2005;64(6):266-73. 3. Maghnie M, Strigazzi C, Tinelli C, Autelli M, Cisternino M, Loche S, et al. Growth hormone (GH) deficiency (GHD) of childhood onset: reassessment of GH status and evaluation of the predictive criteria for permanent GHD in young adults. J Clin Endocrinol Metab 1999;84(4):1324-8. 4. Argyropoulou M, Perignon F, Brauner R, Brunelle F. Magnetic resonance imaging in the diagnosis of growth hormone deficiency. J Pediatr 1992;120(6):886-91. 5. Triulzi F, Scotti G, di Natale B, Pellini C, Lukezic M, Scognamiglio M, et al. Evidence of KAYNAKLAR a congenital midline brain anomaly in pituitary dwarfs: a magnetic resonance imaging study in 101 patients. Pediatrics 1994;93(3):409-16. 6. Reynaud R, Albarel F, Saveanu A, Kaffel N, Castinetti F, Lecomte P, et al. Pituitary stalk interruption syndrome in 83 patients: novel HESX1 mutation and severe hormonal prognosis in malformative forms. Eur J Endocrinol 2011;164(4):457-65. 7. Reynaud R, Jayakody SA, Monnier C, Saveanu A, Bouligand J, Guedj AM, et al. PROKR2 variants in multiple hypopituitarism with pituitary stalk interruption. J Clin Endocrinol Metab 2012 ;97(6):E1068-73. 8. Arrigo T, De Luca F, Maghnie M, Blandino A, Lombardo F, Messina MF, et al. Relationships between neuroradiological and clinical features in apparently idiopathic hypopituitarism. Eur J Endocrinol 1998;139(1):84-8. 9. Guo Q, Yang Y, Mu Y, Lu J, Pan C, Dou J, et al. Pituitary stalk interruption syndrome in Chinese people: clinical characteristic analysis of 55 cases. PLoS One 2013;8(1):e53579. 10. Rottembourg D, Linglart A, Adamsbaum C, Lahlou N, Teinturier C, Bougnères P, et al. Gonadotrophic status in adolescents with pituitary stalk interruption syndrome. Clin Endocrinol (Oxf) 2008;69(1):105-11. 11. Fernandez-Rodriguez E, Quinteiro C, Barreiro J, Marazuela M, Pereiro I, Peinó R, et al. Pituitary stalk dysgenesis-induced hypopituitarism in adult patients: prevalence, evolution of hormone dysfunction and genetic analysis. Neuroendocrinology 2011;93(3):181-8. 12. Gascoin-Lachambre G, Brauner R, Duche L, Chalumeau M. Pituitary stalk interruption syndrome: diagnostic delay and sensitivity of the auxological criteria of the growth hormone research society. PLoS One 2011;6(1): e16367. 13. Geffner ME. Growth hormone replacement therapy: transition from adolescence to adulthood. J Clin Res Pediatr Endocrinol 2009;1(5):205-8. 14. Saygılı F, Zengi A. [Hypopituitarism]. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2006;2(37): 19-25. 116