Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The Changes Of Pleistocene Sea Level: Gilindire Cave (Aydıncık-İçel) Lütfi Nazik Ahi Evran Üniversitesi,Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Kırşehir-Türkiye
Alp-Himalaya Dağ Kuşağı üzerinde bulunan Türkiye; kendi içinde jeolojik bütünlüğü olan, çevresindeki birimlerden yapısal dokonaklarla ayrılan Tektonik Birlikler den meydana gelmiştir. Bu birlikler değişik araştırmacılar tarafından farklı adlarla tanımlanmışlardır.
Batıdan doğuya belirgin kuşaklar halinde uzanan bu tektonik birlikler ve bu temel üzerine gelen veya onlar arasındaki geniş çökel havzalarında bulunan post-tektonik örtü birimlerinin 2/5 i çözünmeye uygun karbonat, sülfat ve klorürlü kayalardan meydana gelmiştir.
Deniz düzeyinin 100-150 metre altından başlayarak 3500-4000 metre yüksekliklere kadar çıkan çözünebilir kayalar üzerinde, birincil (kökensel) ve ikincil (şekillendirici) faktörlerin denetiminde meydana gelen erimeler sonucu; uzunlukları kilometrelerce, derinlikleri ise yüzlerce metrelere ulaşan çok sayıda mağara gelişmiştir.
Sayılarının 20 000 den fazla olabileceği tahmin edilen ve genel olarak Pliyosen den beri gelişim gösteren (çok dönemli) ve erimenin yanı sıra fiziksel aşındırmanın da etkili olduğu (çok kökenli) bu mağaralar, ülkemizin her tarafına eşit oranda dağılmamıştır.
Ülkemizdeki mağaraların yoğunluk ve dağılımlarında; bölgesel jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik ve iklim özellikleri belirleyici olmuştur. Mağara yoğunluğu ve büyüklükleri açısından Türkiye nin en başta gelen bölgesini Toros Dağları Karst Bölgesi nin Orta Toroslar karst alanı oluşturur.
Karbonatlı kayaların büyük kalınlık ve yanal yayılıma sahip olduğu Orta Toroslar karst alanında; deniz düzeyinin 150 metre altından başlayarak 3500 metrelere çıkan yükseklikler arasında çok sayıda mağara gelişmiştir. Bu mağaralar çoğunlukla Jura ve Kretase ile Miyosen kireçtaşları içinde gelişmişlerdir.
Ülkemizin en uzun ve en derin mağaraları Orta Toros karst alanında gelişmiştir
GİLİNDİRE MAĞARASI Türkiye de deniz kenarında bulunan ve deniz düzeyi değişimlerini karakterize eden şekil ve yapıları olan, çok dönemliçok kökenli bir mağara
Aydıncık Gilindire Mağarası, Orta Toroslar karst alanının güneyini oluşturan alçalım veya denizel boğulma alanında yer alır. Aydıncık Gilindire Mağarası
Mağaraya İçel e bağlı Aydıncık ilçesinden denizden motorla veya karadan da herhangi bir araçla gidilebilinmektedir Gilindire Mağarası Mağara Girişi AYDINCIK
Gilindire Mağarası yakın çevresi, otokton Geyikdağı Birliği nin temelini oluşturan Kambriyen yaşlı dolomitik kireçtaşı ve kireçtaşlarından meydana gelmiştir. Deniz kıyısında, çoğu yerde dik yalıyarlar oluşturan, KD-GB yönlü faylarla parçalanan ve kendi içinde tektonik dilimlenmeler gösteren bu kayaların üzerinde
Mağaranın gelişiminde, bir birini kesen KD-GB ve KB-GD yönlü faylar etkili olmuştur. Mağaranın uzanımı bu fayların doğrultularına uygunluk gösterir. Mağaranın şekillenmesi ve damlataşların gelişimleri ise; tabaka doğrultusu ve dalımı ile çatlak sistemleri belirleyici olmuştur.
Karasal ve denizel etken ve süreçlerin birlikte etkileşim alanında bulunan mağaranın yakın çevresi, Pliyosen ve Pleyistosen jeomorfik reliyef sistemlerine ait şekillerden meydana gelmiştir.
Dik bir falezin üst kesiminde gelişen mağaranın, giriş ağzı denizden 46 m yukarıda yer alır. Toplam uzunluğu 555 m olan mağara birbirine bağlı üç bölümden meydana gelmiştir: Giriş, Damlataşlar ve Göllü Salonlar
Bütünüyle fosilleşen Giriş Bölümü, girişten itibaren +22 m yüksekliğe kadar çıkar. Faya bağlı olarak dar ve yüksek tavanlı galeri ve odacıklardan oluşan bu bölümde damlataş oluşumları azdır.
Mağaranın ilk oluşan bölümü olan Damlataşlar Salonu, girişe göre +22/-28 metreler arasında uzanır ve Ana Gale konumundadır. İçersi her tür ve renkte damlataşlarla yoğun şekilde kaplıdır. İri damlataş sütunları mağarayı çok sayıda salon ve odaya ayırmıştır.
Mağaranın en genç bölümü olan Göllü Salon, -46/-93 metreler arasında yer alır. Tatlı ve deniz suyunun üst üste tabaka oluşturduğu bu bölüm, Würm den günümüze gelişmiştir.
Deniz düzeyinden -50 metreye kadar dalış malzemeli olarak izlenebilen Göllü Salon çok kökenli oluşumu ile, mağaranın en ilginç ve en karakteristik şekillere sahip olan bölümdür. Burada göl kenarı, su üzeri ve su altına ait normal ve aykırı şekillerin en güzel örnekleri yer alır.
Gilindire Mağarası hidrolojik olarak üç bölümden meydana gelmiştir: Girişten Göllü Salon a kadar Havalandırma Bölgesi, yeraltı gölünün bulunduğu Doygun Zon ve iki bölge arasında bulunan Kısmi Oynama Bölgesi HAVALANDIRMA BÖLGESİ KISMİ OYNAMA BÖLGESİ DOYGUN ZON Nazik 2000 den
Gilindire Mağarası yeraltı gölünde yerinde yapılan fiziksel ve kimyasal ölçüm sonuçları Derinlik Sıcaklık ph EC Tuzluluk DO DO Redoks Potansiyeli (m) (C ) (us/cm) (ppt) (%Sat) (mg/l) (mv) 1.2 21.65 7.29 4334 2.4 86.6 6.81 424 5.6 21.64 7.26 9002 5.1 75.9 5.87 425 9.9 21.64 7.3 17012 10 69.6 5.22 429 11.3 21.64 7.31 20691 12.3 61.5 4.55 430 14.2 21.65 7.31 30923 19.2 46.2 3.28 435 17.7 21.65 7.32 41700 26.8 46.2 3.13 439 20 21.65 7.33 44831 29 48.9 3.27 440 25.3 21.66 7.35 48294 31.6 42.1 2.77 443 27 21.67 7.33 48419 31.7 43.5 2.87 446
Gilindire Mağarası, yaz ve kış aylarında fazla değişikliğe uğramayan sıcak ve nemli bir havaya sahiptir. Mağara ortalama 25 C sıcaklık ve %80 in üzerinde bağıl neme sahiptir. Buna karşılık Damlataşlar Salonu nun üst kesimleri 30 C sıcaklığı bulur. Mağara bu özelliği ile Türkiye nin en sıcak mağaralarının başında gelir. Mağaranın bu derecede nemli ve sıcak olması; değişik şekillerde ve yoğun mağara içi damlataşların gelişimine neden olmuştur.
Çok dönemli-çok kökenli gelişim özelliği gösteren şekil ve yapılara sahip olan Gilindire; Pliyosen den beri gelişim gösteren, fosil ve aktif bölümleri olan bir mağaradır. Pliyosen de yüzeye kapalı ve yatay olan mağara, Pleyistosen deniz düzeyi değişimlerine bağlı olarak dışa açılmış ve Würm deniz düzeyi alçalmasına bağlı olarak, mağara da kaynak gelişine doğru eğimlenerek alçalmış ve Göllü Salon oluşmaya başlamıştır. Monastriyen de ise denizel boğulmaya uğramıştır. Nazik 2000 den
MUTLAK KORUNMASI GEREKLİ BİR JEOSİT OLAN GİLİNDİRE MAĞARASI NEDEN ÖNEMLİ?
1- Kambriyen karbonatlı kayalarında gelişmiş, Türkiye de bilinen üç mağarasından biridir. Aynı zamanda farklı gelişim ortamlarını karakterize eden son derece çeşitli, farklı renkte ve ilginç damlataş oluşumları açısından en zengin mağaradır.
2- Karasal ve denizel etken ve süreçlerin denetiminde gelişmiş ve gelişimini hala sürdüren çok dönemli-çok kökenli bir mağaradır.
3- Pleyistosen deniz düzeyi değişimlerini karakterize eden şekil ve yapılara sahip en büyük mağaradır.
4- Türkiye nin en sıcak mağaralarının başında gelir.
5- Tatlı, karışım ve tuzlu su tabakalarından oluşan, derinliği 50 metreyi geçen büyük bir göle sahiptir.
6- Su altı, su kenarı, su üstü ve vadoz bölgelerde oluşmuş damlataşların bir arada bulunduğu, Türkiye de bilinen tek mağaradır.
7- Denizden ve karadan ulaşım imkanı olan bir mağaradır.
GİLİNDİRE MAĞARASI; BU ÖZELLİKLERİNDEN DOLAYI MUTLAK KORUNMASI GEREKEN BİR JEOLOJİK MİRAS UNSURUMUZDUR
SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER