KURTULUÞ CEPHESÝ DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM II ERÝÞ YAYINLARI



Benzer belgeler
FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10



KURTULUÞ CEPHESÝ. Nihayet Enflasyon Düþtü, Kriz Bitti! aþist MHP nin Küçük-Burjuva Aydýnlarýna Bir Anlam Verilemeyen Tehdidi

KURTULUÞ CEPHESÝ. Her zaman olduðu gibi: Kaybeden yok! Kazanan Türkiye! Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrýyooor! IM ye Verilen Niyet Mektubu

VII PARA VE BANKA 105

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

ÜRETÝM. Bu bölümde ekonominin temel sektörlerindeki üretim geliþmelerine ana hatlarý itibariyle yer verilmektedir. Tablo III-2

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

KURTULUÞ CEPHESÝ DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM ERÝÞ YAYINLARI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

KURTULUÞ CEPHESÝ. Psiko-Ekonomistler. Yalan Söyleyin, Mutlaka Ýnanan Çýkar! -II. Yeni [19.] Stand-by Anlaþmasý ve [Son] Niyet Mektubu

Kanguru Matematik Türkiye 2015

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

Fiskomar. Baþarý Hikayesi


01 Kasým 2018

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

Büyüme, İstihdam, Vasıflar ve Kadın İşgücü

Kanguru Matematik Türkiye 2017


GLOBAL GAP STANDARTLARINDA ÜRETÝM YAPIYORUZ.

KURTULUÞ CEPHESÝ. Dünya Ekonomisinde Durgunluk. Güçlü Ekonomiye Geçiþ Programý (!)

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

KURTULUÞ CEPHESÝ. Laik-þeriatçý Kamplaþmasý, Askeri Darbe, Demokrasi vs. Cumhuriyet in 80. Yýlýnda Türkiye Ekonomisi. Seçimler Üzerine Che Guevara

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Gelir Vergisi Kesintisi

KURTULUÞ CEPHESÝ. Tehdit Altýnda Türkiye. Ýç Pazarýn Yeniden Paylaþýmý. Türkiye Laik Kalacak Ama Nasýl? Laikliðin Tarihsel Evrimi ve Þeriatçýlýk

TKHP-C/HDÖ REVÝZYONÝZMÝN REVÝZYONU ERÝÞ YAYINLARI. THKP-C/HDÖ Revizyonizmin Revizyonu

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

Kanguru Matematik Türkiye 2015

16,000 15,000 14,000 13,000 12,000 11,000 10,000 9,000 8, Erdemir Isdemir in bedelli sermaye artõrõmõna

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2012, No: 33

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

KURTULUÞ CEPHESÝ. Enflasyon, Deflasyon, Yapýsal Uyum, Döviz Çýpasý, Kemal Derviþ, vs. Ne Oldu? Alternatifi Olmayan Tek Ekonomi-Politika

ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ


KURTULUÞ CEPHESÝ. Ne Oluyor Bu Memlekete? ... Ve Genelkurmay Baþkaný Konuþtu: 1=5, 2=25, 3=125, 4=625 ise 5 nedir?

KURTULUÞ CEPHESÝ. Türkiye de Demokratik Devrim Diye, Toprak Devrimi Diye Bir Sorun Yoktur. Ýthalat Patlamasýndan aþist-mafya Cumhuriyetine


3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

mmo bülteni mart 2005/sayý

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83


GÖSTERGELER YABANCI HAREKETİ:

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BÜTÇE TEKLİFLERİ

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Modüler Proses Sistemleri

KURTULUÞ CEPHESÝ. Milli Krizin Geliþme Dinamikleri ve Solda Özerkleþme Eðilimleri. eodal Tacirlere Politik-Ticaret Dersleri

Martta, ilk iki ayın toplamından daha fazla döviz geldi. (Milyon Dolar) Ocak Şubat Mart Ocak- Ocakvar.

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Birleþme ve satýn alma raporu: Küresel büyüme beklentileri. Uluslararasý Raporlar 2011

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi


ÜÇ AYLIK EKONOMÝK RAPOR

Türkiye Ekonomisi 2004

11,500 11,000 10,500 10,000 9, Türkşeker in özelleştirme stratejisi imzada

HAZÝRAN 2005 * 2004 YILI DEÐERLENDÝRMESÝ * YARI YIL DEÐERLENDÝRMESÝ VE BEKLENTÝLER * EKONOMÝNÝN GÜÇLENDÝRÝLMESÝ ÝÇÝN MÜSÝAD IN ÇÖZÜM ÖNERÝLERÝ

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Haziran 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

VII PARA, BANKA VE MALÝ PÝYASALAR

Kýsa Çalýþma ve Kýsa Çalýþma Ödeneði

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 2015 YILINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME


ÝÇÝNDEKÝLER BÝRÝNCÝ BÖLÜM TÜRKÝYE EKONOMÝSÝ. Sayfa TÜRKÝYE EKONOMÝSÝNÝN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 3

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme


ünite1 Sosyal Bilgiler



5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2008 Dönemi. Faaliyet Raporu

Kanguru Matematik Türkiye 2017


KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

HER 100 LİRALIK ANAPARA ÖDEMESİNE KARŞILIK 120 LİRA BORÇLANDIK (MİLYAR TL) Ödeme Borçlanma Borç çevirme oranı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

PROJEKSİYON. DOLAR ARTIŞI ve DIŞ BORÇ:

Transkript:

DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM II ERÝÞ YAYINLARI

BÝRÝNCÝ BASKI

DÜNYADA VE TÜRKÝYE DE EKONOMÝK BUNALIM II [KURTULUÞ CEPHESÝ DERGÝSÝ]

Bu derlemedeki yazýlar, Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik Mücadelede Kurtuluþ Cephesi dergisinin 2003-Haziran 2006 tarihleri arasýnda yayýnlanmýþ olan 71-91. sayýlarýndan alýnmýþtýr. Eriþ Yayýnlarý tarafýndan düzenlenmiþtir. Haziran 2006. erisyay@kurtuluscephesi.com http://www.kurtuluscephesi.com http://www.kurtuluscephesi.org http://www.kurtuluscephesi.net

ÝÇÝNDEKÝLER 9 Spekülasyon ve Manipülasyon Ekonomisinden Þeriat Ekonomisine mi? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 70, Kasým-Aralýk 2002 23 Koþun! Menkul Kýymetler Borsasý Kazandýrýyor! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 70, Kasým-Aralýk 2002 26 Borsa Yatýrýmcýlarý nýn Yüzü Ne Zaman Gülecek? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 74, Temmuz-Aðustos 2003 32 AKP Mehteraný Eþliðinde 8,5 Milyar Dolarlýk Baðdat Seferi KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 75, Eylül-Ekim 2003 41 Medyatik Ekonominin Anatomisi (Eksi Enflasyon Rakamlarýna Nasýl Ulaþýldý?) KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 75, Eylül-Ekim 2003 59 Borsa Yatýrýmcýlarý nýn Yüzü Gülerken... KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 75, Eylül-Ekim 2003 67 Cumhuriyet in 80. Yýlýnda Türkiye Ekonomisi KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 77, Ocak-Þubat 2004 79 Haydi! ÝMKB ye Gidelim! [ Üç taksitte 1 kilo domates ] KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 77, Ocak-Þubat 2004 85 Nerede Kalmýþtýk? [Piyasalarda Þenlik Var!] KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 79, Mayýs-Haziran 2004 92 Yaz Sýcaðýnda Ekonomi [Tüccarlar Arasý Savaþ ve Barýþ] KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 80, Temmuz-Aðustos 2004 97 Dolarýn Mehter Yürüyüþü KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 81, Eylül-Ekim 2004 107 Soros un Paralarý, Babacan ýn Þehzadesi, AKP nin Zina sý ve 1,9 Dolarlýk Yaþam KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 81, Eylül-Ekim 2004 113 Piyasalarýn AKP Sevgisi Nereden Ýleri Geliyor? KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 82, Kasým-Aralýk 2004 120 Baðdat taki Hurmalar Psiko-Ekonomi KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 83, Ocak-Þubat 2005 128 Büyümede Dünya Rekoru KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 84, Mart-Nisan 2005 Dünyada ve Türkiye de 5

134 ÝMKB, IM, YTL, TCMB, RTE vs. KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 84, Mart-Nisan 2005 142 eodal Tacirlere Politik-Ticaret Dersleri KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 85, Mayýs-Haziran 2005 151 Ýþte Oligarþi ve AKP Zenginleri! 100 Milyar Dolarlýk 100 Ýþbirlikçi KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 87, Eylül-Ekim 2005 156 ýrsatlar Ülkesi Türkiye! [ eodal-tacirler Türkiye yi Nasýl Pazarlýyor?] KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 88, Kasým-Aralýk 2005 162 Borsa Rekordan Rekora Koþarken KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 88, Kasým-Aralýk 2005 168 Kuþ Gribi: Köy Tavuðunun Sonu Unakýtanlarýn Vurgunu KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 89, Ocak-Þubat 2006 171 Yalan Söyleyin, Mutlaka Ýnanan Çýkar! KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 90, Mart-Nisan 2006 177 Ekonomide Balans Ayarý mý? [Ekonomik Krizin Ayak sesleri] KURTULUÞ CEPHESÝ, Sayý: 91, Mayýs-Haziran 2006 181 Konu ve Adlar Endeksi 6 Dünyada ve Türkiye de

DÜNYADA EKONOMÝK BUNALIM

Spekülasyon ve Manipülasyon Ekonomisinden Þeriat Ekonomisine mi? KURTULUÞ CEPHESÝ Sayý: 70, Kasým-Aralýk 2002 20 Kasým günü Hürriyet gazetesinin ekonomi sayfasýnda verilen bu haber þöyle devam etmektedir: 3 Kasým seçimlerinden tek baþýna iktidar çýkacaðý beklentisi ile seçimden önce olumlu sinyal vermeye baþlayan seçimden sonra da hýzla düzelen faiz, kur ve borsa verileri gibi imalat sanayi üretimi de canlanma iþareti verdi. Ýmalat sanayi kapasite kullanýmý oraný Ekim ayýnda yüzde 80.6 ya yükseldi. En son Ekim 2000 de yüzde 81.3 olan kapasite kullanýmý 23 aydýr yüzde 80 in altýnda seyrediyordu. Böylece bir anlamda fabrika çarklarý, Kasým 2000 krizini de geride býrakmýþ oldu. Benzer haberler tüm medya da manþetlere taþýnýrken, ekonominin düzlüðe çýktýðý ya da en azýndan çýkmaya baþladýðý yönündeki yorumlar birbiri ardýna gelmeye baþladý. DÝE nin 19 Kasým günü açýkladýðý kapasite kullaným oranlarý verilerinden yola çýkarak yapýlan haber-yorumlarda, bir yandan krizin aþýldýðý deðerlendirmeleri yapýlýrken, diðer yandan tam kapasite çalýþmaya yakýnda geçileceði beklentisi yayýlmaya çalýþýlýyordu. Dünyada ve Türkiye de 9

Hürriyet gazetesinin yazdýðý gibi, seçim öncesi olumlu sinyaller veren ekonomi, seçimden sonra hýzla düzelen faiz, kur ve borsa verileri ile canlanma iþaretleri vermiþ olduðundan, kapasite kullaným oranlarý verilerinin açýklamasý iþaretlerin gerçekliði olarak sunulmaktadýr. Seçim öncesinde Bülent Ecevit in ekonominin olumlu sinyaller verdiði, büyümeye geçildiði ve böylece IM politikalarýnýn olumlu sonuçlarýnýn alýnmaya baþlandýðý yönündeki açýklamalarý medya da fazlaca yer almazken, ayný sözler AKP hükümeti için medya tarafýndan söylenmeye baþlanmýþtýr. Burada, medya nýn AKP nin mecliste büyük bir çoðunluk elde ederek tek baþýna iktidar olmasý karþýsýnda gösterdiði dalkavukluk fazlaca etkili olmasa da, dalkavukluðun ekonomik verilerle desteklenmesi birþeylerin düzeleceði umutlarýný yaratmaya baþlamýþtýr. Öyle ki, pek çok kiþi, bu yayýnlar karþýsýnda, AKP iktidarýnýn (en hafif deyimle) iþleri düzelteceði ni düþünür olmuþtur. Herkesin bildiði ve kent küçük-burjuvazinin nefes nefese izlediði gibi, seçim sonrasýnda AKP nin tek baþýna iktidar olmasýyla birlikte, borsa endeksi þahlanmýþ ve coþmuþ tur. 10.000 lerde seyreden ÝMKB-100 endeksi 15 Kasým itibariyle 13.597 lere yükselmiþtir. (%14). Öte yandan faiz oranlarý iniþe geçmiþ ve AKP iktidarý (Tayyip Erdoðan) bir gecede 100 milyon dolar kazandýrmýþtýr! Kur (dolar) da, benzer biçimde iniþe geçmiþ ve 15 Kasým günü 1.612.000 TL. olmuþtur. Ýþte kapasite kullaným oranlarýnýn açýklanmasý, tüm bu olumlu sinyaller e inanmayanlarý inandýrmaya yetmiþtir. Tüm bunlarýn gösterdiði gerçek ise, ekonominin tümüyle spekülasyon ve manipülasyona dayandýrýlmýþ olduðudur. Her türden spekülasyon ve manipülasyon yapýlabilinmesi için kamu kuruluþlarý ellerinden geleni yapmayý sürdürmüþlerdir. Bunun sonucu ise, kapasite kullaným oranlarýnda görüleceði gibi, ülke, dünya ve ekonomi gerçekleri ile hiçbir iliþkisi olmayan veriler ortalýkta uçuþmaya baþlamýþtýr.* * Daha önceki bir yazýmýzda ülkemizdeki istatistik verilerin durumunu þöyle ortaya koymuþtuk: IM bile Türkiye deki istatistik sistemini zayýf bulduðunu açýklamýþtýr. IM tarafýndan hazýrlanan Türkiye de Veri Toplama ve Yayýmlama Sistemlerinin Ýyileþtirilmesine Yönelik Rapor da, özellikle milli gelir hesaplamasýnda 1987 yerine 1996 yýlýnýn baz alýnmasýný isteyen IM, enflasyon rakamlarý konusunda sadece hane halký tüketimi ne iliþkin verilerin daha ayrýntýlý olarak saptanmasýný istemiþtir. IM, enflasyon hesaplamasýndaki mevcut durumdan fazlaca rahatsýz görünmemektedir. Bunun nedeni de, bu hesaplama yöntemiyle istenildiðinde istenilen seviyede bir enflasyon rakamýnýn ellerinin altýnda bulunmasýdýr. Bu yolla, halký kandýrmanýn daha kolay olduðunu düþünmektedirler. (Kurtuluþ Cephesi, Sayý: 67, Mayýs-Haziran 2002) 10 Dünyada ve Türkiye de

Kapasite Kullaným Oraný* Ýmalat Sanayi Üretim Deðeri Aðýrlýklý (Yýllýk %) (Üçüncü çeyrek.%) Devlet Özel Toplam Devlet Özel Toplam 1978 70.6 60.2 61.6 1979 67.7 56.0 56.9 1980 59.6 54.3 55.2 1981 60.6 55.7 56.7 1982 67.2 58.0 59.4 1983 67.5 59.3 60.3 1984 79.3 73.3 74.3 1985 73.8 69.3 70.3 1986 72.5 69.1 70.0 1987 80.7 76.8 78.2 82.2 76.7 78.7 1988** 77.5 73.5 74.8 76.4 72.2 73.6 1989 72.4 72.8 72.8 69.8 73.2 72.0 1990 74.1 75.7 75.2 72.2 75.6 74.5 1991 76.8 72.6 74.0 79.0 72.4 74.8 1992 77.8 75.7 76.4 81.0 75.6 77.5 1993 79.2 79.8 79.6 80.4 81.1 80.9 1994 78.3 70.8 72.9 80.8 69.9 73.0 1995 80.5 77.9 78.6 81.4 79.2 79.8 1996 82.1 76.5 78.0 80.4 77.1 78.1 1997 81.3 78.7 79.4 81.9 80.5 80.9 1998 81.0 74.5 76.5 84.5 74.4 77.3 1999 78.9 69.8 72.3 75.9 69.8 71.6 2000 79.8 74.4 75.9 77.3 76.3 76.6 2001 82.0 66.9 71.1 80.3 67.4 71.1 2002 85.6 73.5 77.5 2002 Ekim 87.5 76.1 80.6 * Kaynak: DÝE ** 1988 den sonra yeni seri kullanýlmýþtýr. DÝE nin verilerine göre, 1987 yýlýnýn üçüncü çeyreðinde kapasite kullaným oraný %78,7 iken, 1994 krizi döneminde %73 ve 2001 krizinde %71,1 olmuþtur. Ayný verilerde kamu kesimindeki kapasite kullaným oranýnýn en düþük olduðu yýllar 1988-1990 ve 1999-2000 yýlý gözükmektedir. 1987-2002 arasýnda özel sektörün kapasite kullaným oranýnýn %70 lerin altýna 1994 ve 2001 yýlýnda düþtüðü görülmektedir. Ancak 1978-1988 yýllarý arasýndaki kapasite kullaným oranlarýna bakýldýðýnda 1984 ve 1987 dýþýnda %70 lerin üstüne çýkýlmamýþtýr. 1988 yýlýnda DÝE nin yeni seri ye geçiþiyle birlikte kapasite kullanýmýnýn %70 lerin altýna düþmediði görünmektedir. Ýþte spekülasyon ve manipülasyon ekonomisinin baþlangýç noktasý da burada ortaya çýkmaktadýr. 18 Aðustos 1998 tarihli Hürriyet gazetesinde þu haber yer almýþtýr: Dünyada ve Türkiye de 11

Kapasite kullanýmý yükseliyor Ýmalat sanayiinin, kapasite kullaným oraný yeniden yükselmeye baþladý. DÝE Temmuz ayý imalat sanayi eðilim anketi sonuçlarýný açýkladý. Buna göre, Haziran ayýnda yüzde 78.4 e gerileyen kapasite kullaným oraný, Temmuz da yeniden yükselerek yüzde 80.9 düzeyine çýktý. Kapasite kullanýmý geçen yýlýn Temmuz ayýnda da yüzde 80.8 düzeyinde gerçekleþmiþti. Ýmalat sanayi iþyerlerinin tam kapasite ile çalýþamama nedenleri içinde iç pazarda talep yetersizliðinin payý yükseldi. Geçen yýl yüzde 53.3 olan iç pazardaki talep yetersizliðinin tam kapasite ile çalýþamama nedenleri içindeki payý bu yýl yüzde 55.7 ye çýktý. Dýþ pazardaki talep yetersizliðinin payý ise yüzde 17.8 den yüzde 15.4 e düþtü. 19 Kasým 2002 tarihli Milliyet gazetesinin haberi ise þöyledir: Kapasite kullanýmý 23 ay sonra yeniden yüzde 80 in üstüne çýktý En son Kasým 2000 de yüzde 81.6 ile yüzde 80 in üstünü gören kapasite kullaným oraný, 23 ay aradan sonra, ekimde yeniden yüzde 80 i geçerek yüzde 80.6 ya çýktý Ýmalat sanayinde kapasite kullaným oraný 23 ay aradan sonra ilk kez bu yýl ekim ayýnda yüzde 80 in üzerine çýkarak, yüzde 80.6 olarak gerçekleþti. Ekimde ortalama kapasite kullanýmý kamu sektöründe yüzde 87.5 e kadar çýkarken, özelde yüzde 76.1 de kaldý. Tam kapasite ile çalýþamama nedenlerinin baþýnda yüzde 59.5 le iç talepteki yetersizlik geldi. 19 Kasým 2002 tarihli DÝE açýklamasýnda tam kapasite çalýþamama nedenleri ise þöyle sýralanmýþtýr: Ýç pazarda talep yetersizliði %59,5; dýþ pazarda talep yetersizliði %11,3; mali imkansýzlýðý %2,2; yerli mallarda hammadde yetersizliði %2,7; iþçilerle ilgili meseleler %2,4; ithal mallarda hammadde yetersizliði %1,3. Görüleceði gibi, 1998 yýlýnýn Temmuz ayýnda tam kapasite çalýþamama nedeni olarak gösterilen iç pazarda talep yetersizliði %55,7 iken, Ekim 2002 de %59,5 olmuþtur. Dýþ pazarda talep ye- Tam kapasite ile çalýþamama nedenleri (%) 2002 Tem. Aðus. Eylül Ekim Ýç pazarda talep yetersizliði 49.6 47.9 59,0 59,5 Dýþ pazarda talep yetersizliði 18.6 21.3 10,0 11,3 Mali imkansýzlýðý 2.8 2.5 2,1 2,2 Yerli mallarda hammadde yetersizliði 4.2 5.2 3,1 2,7 Ýþçilerle ilgili meseleler 2.1 1.8 2,5 2,4 Ýthal mallarda hammadde yetersizliði 1.2 1.1 1,0 1,3 12 Dünyada ve Türkiye de

tersizliði ise, sýrasýyla %17,8 ve %11,3 olmaktadýr. Bunlarýn somut anlamý ise, gerek 1998 Temmuz ayýnda, gerekse Ekim 2002 de iþverenler in DÝE nin düzenlediði iktisadi yönelim anketi ne verdikleri yanýtlarýn bir ve ayný olduðudur. Arada görülen küçük yüzde farklýlýklarý bu gerçeði deðiþtirmemektedir. Diðer yandan 1998 yýlýnda ekonomik kriz le ilgili hiçbir uyarý ya da haberin yer almadýðý da gözönüne alýnýrsa, ortaya çýkan sonuç, DÝE nin iktisadi yönelim anketleri ne göre yayýnlanan verilerin hiçbir deðere sahip olmadýðýdýr. Zaten DÝE nin iktisadi yönelim anketi sýnýrlý sayýda iþverenle yapýlmakta ve çoðu durumda iþyerindeki herhangi bir kiþi tarafýndan yanýtlanmaktadýr. (DÝE nin 19 Kasým tarihinde açýkladýðý Ekim 2002 ye iliþkin veriler 835 iþyeri nden derlenmiþken, 20 Kasým tarihinde açýkladýðý üç aylýk veriler 2199 iþyeri ne iliþkindir.) DÝE nin açýkladýðý kapasite kullanýmýna iliþkin verilerdeki çeliþkiler bunlarla sýnýrlý deðildir. Yukarda ifade ettiðimiz gibi, DÝE nin iktisadi yönelim anketi nde yer alan tam kapasite ile çalýþamama nedenleri ne verilen yanýtlarda da açýk bir farklýlýk bulunmaktadýr. 19 Kasým 2002 günü açýklanan Ekim ayý verilerinde tam kapasite ile çalýþamama nedenleri nin baþýnda gelen iç pazarda talep yetersizliði %59,5 iken, bir gün sonra açýklanan üç aylýk kapasite kullaným oranlarý verisinde bu oran %46,8 görünmektedir. Ayný þekilde dýþ pazarda talep yetersizliði Ekim ayý için %11,3 olarak açýklanýrken, üç aylýk verilerde %21,8 olarak açýklanmýþtýr. Bunlarýn ekonomik anlamý ise, Temmuz-Aðustos aylarýnda iç pazarda önemli bir talep ortaya çýktýðý, ancak Eylül ayýnda bu talebin büyük ölçüde düþtüðüdür. Diðer yandan, Temmuz-Aðustos döneminde ihracatta önemli bir sýkýntý görülürken, Eylül ayýnda bunlarýn ortadan kalktýðý, bir baþka deyiþle, dýþ pazarlarda önemli bir geliþme olduðu görülmektedir. Diðer yandan, üretimde ve ihracatta önemli artýþlar olduðuna iliþkin istatistik veriler birbiri ardýna yayýnlanmaktadýr. Ve elbette bu verilerden çýkartýlan sonuç ise, ekonominin düzlüðe çýkmaya baþladýðý þeklinde olmaktadýr. Oysa ki, DÝE nin yayýnlamýþ olduðu iktisadi yönelim anketi ne dayanýlarak düzenlenen yeni serim kapasite kullaným verileri bile, ekonominin hiç de düzlüðe çýkmadýðýný göstermektedir. Eðer bir ülkede, iþveren lerin %59,5 lik bir kesimi iç talep yetersizliðinden, dolayýsýyla mallarýný satamamaktan söz ediyorsa, varolan gerçek, halkýn alým gücünün artmadýðýdýr. Bu durumda, üretimde meydana geldiði söylenen artýþlar, ya ihracata ya da stoklara yönelik olmak zorundadýr. Ýlk sekiz aylýk verilere bakýldýðýnda bir önceki yýlýn ayný dönemine göre ihracattaki artýþ miktarý 1,364 milyar dolar (%6,7) olmuþtur. 2001 yýlýna göre ihracatta meydana gelen bu artýþ da aðýrlýklý olarak Dünyada ve Türkiye de 13

Temmuz ayýnda gerçekleþmiþtir. Ayný dönemde ithalattaki artýþ miktarý ise 2,710 milyar dolardýr (%9,8). Ve Mart ayýndan itibaren ithalat ise sürekli büyümüþtür. Nisan ayýnda %32,3 olan ithalat artýþý, Aðustos ayýnda %19,4 olmuþtur. Sayýlarla ne kadar oynanýrsa oynansýn, ortada olan gerçek, iç talepteki daralmanýn devam ettiði ve dolarýn deðerinin düþmesine baðlý olarak ithalatýn yeniden arttýðýdýr. Bütün bunlar, ülke ekonomisinin bir önceki yýldan (2001) çok farklý durumda olmadýðýný göstermektedir. Medya nýn AKP nin tek baþýna iktidara gelmesi karþýsýnda gösterdiði dalkavukluk ve yaðcýlýk kullanýlabilir her türlü haberin öne çýkartýlmasýyla birlikte görülmektedir. Ýþte DÝE nin açýkladýðý kapasite kullaným oranlarý, böyle bir ortamda, bu amaçlarla öne çýkartýlmýþtýr. Yýllardýr benzer biçimde derlenen ve yayýnlanan verilerin birbirine benzer sonuçlarýyla fazlaca ilgilenilmemiþken, birden ortaya çýkan bu yoðun ilginin arka planýnda bu medyatik tutum bulunmaktadýr. Elbette medya nýn bu tutumu ne ilktir, ne de yenidir. Ancak kitlelerin yönlendirilmesinde her zaman etkin bir araç olan medya nýn bu yöntemi yine de alýcý bulmaktadýr. Günümüz koþullarýnda alýcý kitle, ayný zamanda yeni AKP iktidarýna baðlanma eðilimi içine sokulmuþtur. Ýþin en tehlikeli yaný da burada ortaya çýkmaktadýr. Dün IM programlarýnýn baþarýsý için kullanýlan veriler, bugün AKP için kullanýlmaktadýr. Birincisi ülkemizin daha fazla emperyalizme baðýmlý ve yoksullaþan bir ülke haline getirilmesine ne kadar hizmet etmiþ ise, ikincisi de tüketimin þeriat esaslarýna göre denetim altýna alýnmasýna ve þeriatçýlýðýn sosyal yaþamda etkin hale gelmesine o kadar hizmet edecektir. Klasik burjuva ekonomi-politiðinin talep enflasyonu na karþý iç talebin kýsýlmasý yöntemi ile tüketimin þeriat esaslarýna göre denetlenmesi bir ve ayný þeydir. Ýç talebin kýsýlmasý karþýsýnda, ara mallarý ithalatýndaki artýþa paralel olarak üretim canlandýrýlacak ve ihracata yönelik üretim (her zamanki gibi) yeniden gündemin birinci maddesi haline gelecektir. Bu ise, bir dönem TL nin aþýrý deðerlenmesine dayanarak ara mallarý ithalatýnýn artmasý demektir. Ve her zaman olduðu gibi, ihracatýn artýrýlabilinmesi için TL nin deðer yitirmesi peþinden gelecektir. Buraya kadar, IM programý ile AKP uygulamasý arasýnda bir çatýþký ortaya çýkmayacaktýr. Çatýþký, tekelleþememiþ sanayi ve ticaret burjuvazisinin yeterli ihracat yapamadýðý ve ara mallarý ithalatý yanýnda tüketim mallarý ithalatýnýn da artmasý karþýsýnda kendisi için gerekli iç talebin artýrýlmasý için devlet harcamalarýnýn artýrýlmasý noktasýnda ortaya çýkacaktýr. Medya nýn kapasite kullaným oranlarý üzerinden yaptýðý çýðýrtk- 14 Dünyada ve Türkiye de

anlýðýn üstünü örtmeye çalýþtýðý gerçeklerdir bunlar. Bugün için AKP nin açýk ve belirgin bir ekonomi politikasý ortalýkta bulunmamaktadýr. Bilinebilen ve görülebilen ise, sýnýfsal çýkarlarýnýn temsilcisi olduðu küçük ve orta sermaye kesimlerinin içinde bulunduklarý kriz koþullarýna göre hareket edecek olduklarýdýr. Ekonomide henüz hiçbir iyileþme ve geliþme mevcut deðilken yapýlan çýðýrtkanlýklara bakýldýðýnda, AKP nin ilk bir yýllýk acil hedefler uygulamasý sonucunda %100 lük ve daha da üstünde kapasite kullaným oranlarýyla karþýlaþmak fazlaca þaþýrtýcý olmayacaktýr. Tayyip Erdoðan ýn Avrupa seferi ne bakarak, AB ülkelerine yeni ihracat olanaklarý saðlanacaðýný bekleyenlerin de umduklarýný bulamayacaklarýný bugünden söylemek kahinlik olmayacaktýr. Dünya ekonomik bunalýmýnýn varlýðýný sürdürdüðü ve giderek deflasyon ve durgunluðun birlikte görülür hale geldiði bir dönemde, AB ülkelerine yönelik ihracatýn artýrýlmasý olanaksýzdýr. Tersine bu ülkelerden yapýlan ithalatta büyük bir artýþ ortaya çýkmasý daha büyük olasýlýktýr. Ýþte Tayyip Erdoðan ve þürekasýnýn Erbakan dan öðrendikleri de burada ortaya çýkmaktadýr. Erbakan, 28 Þubat post-modern darbesiyle sona eren kýsa baþbakanlýðý döneminde ilk yurtdýþý gezilerini islam ülkeleri ne yapmýþken, Tayyip Erdoðan batýya yapmýþtýr. Ve anýmsanacaðý gibi, Erbakan ýn Endonezya dan Libya ya kadar yaptýðý bu yurtdýþý gezisi büyük bir talihsizlik olmuþ ve kanlý ya da kansýz þeriatçýlýðýn ilk adýmlarý olarak kamuoyuna yansýmýþtýr. Oysa ki, Erbakan ýn bu davranýþýnýn temelinde, küçük ve orta sermaye kesimleri için yeni pazar ve kaynak bulma amacý bulunuyordu. Erbakan, bu pazar ve kaynaklarý AB ülkelerinden bulmanýn olanaksýz olduðunu bildiðinden, doðrudan bulacaðýný sandýðý islam kardeþleri ne gitmiþti. Tayyip Erdoðan ise, re-export bir ekonomi için, batý ile doðu arasýnda köprü olma söylemiyle batýya yönelirken, hem Erbakan gibi þeriatçýlýðýn ilk adýmlarý görünümünden kurtulmayý, hem de üretim kapasitesi düþmüþ küçük ve orta sermaye için kaynak bulmayý amaçlamýþtýr. Bu yolla, özellikle medya da köþe baþlarýný tutmuþ olan küçük-burjuvalarý da (bir süre için) kendisine yedeklemiþ olmaktadýr. Üreten bir ekonomi için (kapasite kullaným oranlarý bu anlamda kullanýlarak) pazar bulmak amacýyla Tayyip Erdoðan ýn ikinci büyük yurtdýþý seferi nin kardeþ islam ülkeleri ne olacaðý ise kesindir. Bunun da Erbakan ýn islam ortak pazarý söylemiyle gerçekleþtirileceði ise her türlü kuþkudan uzaktýr. Bu kez, Erbakan dan farklý olarak Tayyip Erdoðan ýn elinde batýdan istedik vermediler kozu da bulunacaðýndan, kardeþ islam ülkeleri seferinin daha büyük bir medyatik destekle gerçekleþme olasýlýðý bulunmaktadýr. Dünyada ve Türkiye de 15

Gerek dünya ekonomik buhraný, gerekse islam ülkeleri nin emperyalizme baðýmlýlýðý, milli görüþ ün her türlü versiyonunun gerçekleþmesini olanaksýz kýlmaktadýr. Dolayýsýyla Tayyip Erdoðan ve þürekasý da, her zaman olduðu gibi, içe, iç pazara dönmek zorundadýr. Bir baþka deyiþle, küçük ve orta sermaye kesimleri için gerekli kaynaklar ve talep, iç pazardan karþýlanmak zorundadýr. Bu, adil düzen in ilk adýmý olarak, kredi kaynaklarýnýn küçük ve özellikle orta sermaye kesimlerine yönlendirilmesi demektir. Ama ortada üretken yatýrýmlar için gerekli para-sermaye bulunmamaktadýr. Ülkedeki kullanýlabilir tüm para-sermaye kaynaðý ise, devlet iç borçlanma senetleri ve vergiler yoluyla elde edilecek devlet gelirleri olarak vardýr. Devlet iç borçlanma yoluyla küçük ve orta burjuvaziye ek bir kaynak, yani reel faiz olanaðý saðlamak AKP nin acil hedefleri arasýnda olacaktýr. Bugüne kadar piyasa yapýcý bankalar aracýlýðýyla gerçekleþtirilen iç borçlanma, daha farklý araçlar kullanýlarak küçük ve orta sermaye kesimlerinin yararlanacaðý bir biçimde deðiþikliðe uðratýlacaktýr. Bu konuda bilinen yöntem ise, T. Özal ýn Emlak Bankasý aracýlýðýyla gerçekleþtirdiði karþýlýksýz kredi verme yöntemidir. Diðer bir deyiþle, kamu bankalarýnýn görev zararlarý bir kez daha büyük miktarlara ulaþacaktýr. Vergi yoluyla yeni kaynak ise, laik kesimlerin vergilendirilmesini öne çýkartacaktýr. Özellikle kent küçük-burjuvazisinin T. Özal döneminde baþlayan ithal mallara dayanan yeni tüketim alýþkanlýklarý AKP hükümetinin vergi uygulamalarýnýn odak noktasýný oluþturacaktýr. IM ve Kemal Derviþ in üstün gayretleri ile çýkartýlan ÖTV bu konuda yasal bir zemin oluþturmaktadýr. Diyebiliriz ki, Tayyip Erdoðan ýn AKP hükümeti, 1987-89 T. Özal uygulamalarýnýn ikinci versiyonu olarak ortaya çýkmaktadýr. ak- uk- on un yeniden canlandýrýlmasý da bu versiyonun birincisinin birebir taklidi olacaðýný göstermektedir. Nitekim AKP nin ilan ettiði acil eylem planý nda yeralan 15.000 km lik duble yol yapým çalýþmalarýna ilk altý ayda baþlanacak, Boðaz Demiryolu-Tüp Geçiþi ve Gebze-Halkalý banliyö hattý projeleri gibi yeni projeler devreye sokulacak, 6 ay içinde konut seferberliði baþlatýlacak sözleri de bu durumu yansýtmaktadýr. (Anýmsanacaðý gibi, T. Özal ýn üç büyük misyonu ve vizyonu olmuþtur: Boðaz Köprüsü nün satýþý ve 3. köprünün yapýlmasý; TEM otoyol inþaatý ve toplu konut.) Doðal olarak T. Özal ýn bu ikinci versiyonu, birincisi için medya da hiç sözü edilmeyen kaynak sorunuyla karþý karþýyadýr. Elbette ilk anda Özal vizyonu ile yap-iþlet yöntemi kullanýlacaðý ilan edilecek ve bu iþler için gerekli finansmanýn ihaleyi alan þirketler tarafýndan bulunacaðý ilan edilecektir. Ama vermeden almak Allah a mahsus olduðundan, ekonomide herþeyin bir karþýlýðý bulunmak 16 Dünyada ve Türkiye de

zorundadýr. Bu da, dýþ ve iç borçlanmanýn artýrýlmasýndan baþka bir þey deðildir. Ancak T. Özal ýn ikinci versiyonu olmak Tayyip Erdoðan ve þürekasý için fazlaca önemli deðildir. Onlarýn düþüncesine göre, Menderes, Demirel ve Özal ýn yaptýklarýnýn kitleler tarafýndan nasýl algýlandýðý önemlidir. Menderes iktidarýnýn nispi refah ý artýrýcý uygulamalarýnýn 1957 kriziyle, Demirel in tek baþýna iktidarýnýn 1970 devalüasyonu ile ve T. Özal ýn 200 milyar dolarý aþan iç ve dýþ borçla sonuçlanmýþ olmasýndan çok, seçmenler in gözünde görünüþleri önem taþýmaktadýr. Bu nedenle, bu uygulamalarla 10 yýllýk bir iktidar dönemini garantiye alacaklarýný ummaktadýrlar. Doðal olarak, böylesine garantilenecek on yýllýk bir AKP iktidarýnda, þer î esaslara uygun yasal düzenlemeler yapmanýn, devlet bürokrasisini þeriata uygun hale getirmenin ve sivil toplumu þeriata uygun bir yapýya dönüþtürmenin olanaklý olacaðý varsayýlmaktadýr. Bu nedenle, bu yönde atýlacak adýmlarýn aceleye getirilmemesi, yumuþak davranýþlar sergilenmesi ve tepkilerin tebessümle geçiþtirilmesi gündeme gelmektedir. Bu durumda þu sorular ortaya çýkmaktadýr: Cumhuriyet Türkiye sinde böylesine yumuþak geçiþli ya da Erbakan ýn deyiþiyle, kansýz bir biçimde þeriatçýlýða geçiþ olanaklý mýdýr? T. Özal ýn ikinci versiyonunu ekonomik olarak sergilemenin koþullarý var mýdýr? Ülke ekonomisi buna dayanabilir mi? Bu uygulamalar karþýsýnda oligarþinin ve emperyalizmin tavrý ne olacaktýr? Öncelikle unutulmamasý gereken, Kemal Derviþ in iddiasýnýn aksine, ekonomi ile politika birbirinden ayrýlmaz bir bütün oluþtururlar. Ekonomi-politika ya da politik ekonomi, devlete ve devlet çerçevesi içinde yaþayan tüm ulusa ait bir kavramdýr. Bu nedenle, AKP olayýnýn politik (þeriatçý) yaný ile ekonomik yaný bir bütün oluþturmaktadýr. Küçük ve orta sermaye kesimlerinin temsilcisi olarak atacaðý her adým, küçük ve orta burjuvazinin AKP ye verdiði desteðin sürmesine hizmet edecektir. Parlamentoda bir baþka sað partinin mevcut bulunmayýþý, ister istemez küçük ve orta burjuvazinin parçalanmýþlýðýnýn ikinci plana itileceði bir siyasal durum yaratmýþtýr. Bir dönem için, küçük ve orta sermaye kesimlerinin bölünmüþlüðünden beslenen siyasal engeller AKP nin karþýsýna çýkmayacaktýr. Ama en büyük sorun da burada yatmaktadýr. Küçük ve orta sermaye kesimleri (özellikle tekelleþememiþ sanayi ve ticaret sermayesi) homojen bir bütün oluþturmadýklarý için, deðiþik sektörlerde deðiþik iliþkiler içindedirler. Her kesimin üretim alaný, ayný zamanda ihtiyaç duyduklarý talebi belirlemektedir. Örneðin konfeksiyon sektöründe büyük bir alým gücüne sahip olan kent küçük-burjuvazisine yönelik üretim yapan kesimlerin çýkarlarý ile gelir düzeyi düþük kesimlere yönelik üretim yapan kesimlerin çýkarlarý belli bir yerden sonra birbiriyle çatýþmak durumundadýr. Dünyada ve Türkiye de 17

Türbanla baþlayan tesettür ile biçimlenen þeriatçý konfeksiyon üretimi ile çaðdaþ, batý modasýna uygun konfeksiyon üretimi uzun bir süre bir arada varolamaz. Her sermaye gibi, bu kesimlerde faaliyet gösteren sermaye de sürekli büyümek eðilimindedir. Bu ise pazarýn geniþlemesi demektir. Birinin pazarýndaki geniþleme (þeriat esaslarýna uygun tüketim mallarý üretimi), diðerinin pazarýnýn (batý tarzý) daralmasý pahasýna gerçekleþtirilebilir. Böylece þeriatçý-laikçi ayrýþmasý, küçük ve orta sermaye kesimlerinin ayrýþmasýný da beraberinde getirir. Diðer yandan yapýmýna hýzla baþlayacaklarýný ilan ettikleri 15.000 kilometrelik duble yol, TEM in dýþýnda kalan illere yönelik olacak ve bu illeri daha fazla iç pazara açacaktýr. Kütahya dan Erzurum a, Samsun dan Rize ye uzanan duble yol, buradaki geleneksel mallar üreten kesimlerin iç pazardan daha fazla pay almalarýna neden olurken, ayný pazarda faaliyet gösteren bir baþkasýnýn pazar yitirmesine neden olacaktýr. Öyle ki, bugün için belli oranda iç pazarda yer bulan Konya ve Kayseri küçük ve orta sermayesi bu geliþmeden en fazla zarar görecek kesimi oluþturmaktadýr. Laik kent küçük-burjuvazisine yönelik üretim yapan kesimlerin devreden çýkartýlmasýyla ortaya çýkacaðý düþünülebilecek pazarýn her kesime de yeterli olacaðý varsayýlsa bile, laik kent küçük-burjuvazisinin bu kesimlerin ürünlerine talepte bulunup bulunmayacaðý belirsizdir. Dolayýsýyla belirsiz ve muðlak bir pazar için yatýrým yapacak bir sermaye bulmak da, o derece hayalidir. Doðal olarak, her sermaye gibi, bu sermaye kesimleri de fiilen varolan pazar için ve bu pazardaki talebe uygun olarak yatýrým ve üretim yapmak durumundadýr. Bu nedenle, bir yandan pazarda aþýrý-üretim ortaya çýkacak, diðer yandan ise kendi aralarýnda rekabet savaþý baþ gösterecektir. Bugüne kadar, oligarþinin ve emperyalist ülkelerin tüketim mallarýnýn rekabeti ile yüzyüze olan bu kesimler, geliþmeye baðlý olarak kendi içlerinde çatýþmaya girmek durumunda kalacaklardýr. Kitlelerin tüketimi asgariye indirilemediði ve belli bir düzeyde sürekli ve sabit hale getirilemediði sürece, bu rekabet AKP nin parçalanmasýyla eþ sonuçlar üretecektir. Tekelleþememiþ ya da son kriz nedeniyle iflas etmiþ yahut iflas eþiðine gelmiþ sanayi ve ticaret sermayesi ise, geleneksel mallar üreten küçük ve orta sermaye kesimlerinden farklý olarak, iþbirlikçi tekelci burjuvazinin üretim alanlarýna el atmaksýzýn varolamayacaktýr. Otomotivden beyaz eþyaya kadar, aðýrlýklý olarak kent küçük-burjuvazisinin tükettiði mallar üretimindeki tekelleþme çabalarý, bir yandan siyasal iktidarýn desteðini gerekli kýlarken, diðer yandan kent küçük-burjuvazisinin tüketim gücünün varlýðýný ve sürekliliðini gerekli kýlar. Dolayýsýyla kent küçük-burjuvazisinin tüketimini þeriat esaslarýna uygun hale getirecek her uygulama, bu tekelleþememiþ 18 Dünyada ve Türkiye de

burjuvazinin çýkarlarýna ters düþecektir. Bugün tekelci burjuvazinin içinde yer alan, ancak son ekonomik krizle iflas etme noktasýna gelmiþ olan Karamehmetlerin (Çukurova Holding) AKP ye verdiði medyatik destek ile Turkcell in tüketicisi kitle arasýnda açýk bir çeliþki bulunmaktadýr. Bunun anlamý ise, Karamehmetlerin AKP iktidarýnýn acil eylem planý çerçevesinde yapacaklarýyla elde etmeyi umduklarý, onlarýn medyatik desteðinin sýnýrýný belirlemektedir. (Bu da, bilineceði gibi, Pamukbank a el konulmasýyla ilgilidir.) Þeriatçý ya da islamcý olarak adlandýrýlan tekelleþememiþ sermaye kesimlerinin bir simgesi durumunda bulunan Ülker grubunun AKP ye verdikleri açýk destek gözönüne alýnýrsa, bu dönemde Ülker in tekelleþme hayallerinin gerçekleþeceðinden söz etmek olanaklýdýr. Þüphesiz Ülker in tekelleþmesi, ayný sektörde faaliyet gösteren tekellerin güç kaybetmesi ve hatta piyasadan çekilmesi anlamýna gelecektir. Bu açýdan, Ülker in tekelleþmesi, somutta Nestle den Milka ya kadar çokuluslu tekellerin pazar yitirmesi demektir. Nestle nin Ýsviçre, Milka nýn Alman tekeli olduklarý gözönüne alýndýðýnda, çatýþmanýn ulusal ölçekte deðil, uluslararasý ölçekte sonuçlar ortaya çýkartacaðý hemen görülecektir.* Diðer yandan ise, Ülker in bu sektörde tekel haline gelebilmesinin yolu, Nestle nin ürettiði tüm ürünlerde pazarý ele geçirmesine baðlýdýr. Bu da, Nestcafe nin Ülkercafe lehine piyasadan çekilmesini öngerektirir. Bu iliþki ve çeliþkiler içinde oligarþi dýþýndaki sömürücü sýnýflar arasýndaki ayrýþma ve bölünmelerin 3 Kasým seçimlerinde AKP etrafýnda birleþme yönündeki geliþiminin sürdürülebilinirliði de oldukça zordur. Özellikle tekelleþememiþ sanayi ve ticaret burjuvazisinin þeriatçýlýk temelinde sürdürdükleri siyasal iliþkileri, hem ekonomik, hem ideolojik açýdan hýzlý bir ayrýþma dinamiðine sahiptir. Al Baraka Türk, aisal inans ve Asya inans gibi faizsiz bankacýlýk adý altýnda baþlatýlan bankacýlýk iliþkilerinin baþlangýçta yarattýðý birlik, 2001 kriziyle birlikte ayrýþmaya yerini býrakmýþtýr. Yasal olarak özel finans kurumu olarak tanýmlanan, faizsiz bankacýlýk yaptýklarýný söyleyen þeriatçý kesimlerin finans kuruluþlarý, Albaraka Türk Özel inans Kurumu A.Þ. (1985), aisal inans Kurumu A.Þ. (1985), Kuveyt Türk Evkaf inans Kurumu A.Þ. (1989), Anadolu inans Kurumu A.Þ. (1991), Ýhlas inans Kurumu A.Þ. (1995) ve Asya inans Kurumu A.Þ. dir (1996). Kamuoyu tarafýndan çok fazla bilinmeyen bu ayrýþma, aisal inans ýn 1998 yýlýnda Kombassan Holding e dolaylý olarak satýþý ile baþlamýþtýr. Kombassan Holding in yasal nedenlerle bankacýlýk yapamaya- * Bu konuda Nestle ile Ülker arasýnda baþlayan benim çikolatamda daha fazla süt var üzerinde yükselen reklam savaþý ilk haberci durumundadýr. Dünyada ve Türkiye de 19

caðý açýða çýktýktan sonra aisal inans hisseleri Sabri Ülker e ait Ýsviçre deki Olfo SA aracýlýðýyla satýn alýnmýþ ve adý amily inans olarak deðiþtirilmiþtir. Bu iþlemler BDDK ya yanlýþ bilgi verilerek AKP - nin Maliye Bakaný Kemal Unakýtan tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir.* Özel finans kuruluþlarý ndan bir diðeri olan Asya inans 1996 yýlýnda kurulmuþtur. Yönetim kurulu baþkaný Ýhsan Kalkavan olmakla birlikte, asýl sahipleri ettullah Gülen ve Selçuk ve aruk Berksan dýr. Berksan kardeþler Asým Ülker in çocuklarýdýr. Asým Ülker, kardeþi Sabri Ülker le birlikte Ülker þirketinin kurucusudur. Soyadýný 1953 yýlýnda Berksan olarak deðiþtirmiþtir. Ülker kardeþlerin yollarý 1987 yýlýnda ayrýlmýþ ve Asým Ülker Berksan Kar Þirketler Grubu nu kurmuþtur.** Asya inans ýn diðer kurucularý ise, M. Emin Hasýrcýlar (ÝGS nin kurucusu, Hasýrcýlar Tekstil), Mustafa Kavurmacý (Aydýnlý Giyim), O. Gürbüz Özkara (Ýzmir, Türki cumhuriyetlere ihracat yapar), Tahsin Tekoðlu (tekstilci, Türkmenistan da fabrikasý var), A. Rýza Tanrýseven (sinemacý), Beyhan Nakipoðlu (Beca Holding), Turgut Aydýn (Aydýn Örme), Hüseyin Döðme (Londra Camping ve TIR þirketi sahibi), Sadýk Piþen (plastik sanayi), Naci Altýnbüken dir (sarraf). Yerli malý þeriatçý finans kuruluþlarýnýn en çok bilineni ise Ýhlas Holdign e aittir (Ýhlas inans). Bu üç yerli malý þeriatçý finans kuruluþunun da içinde yer aldýðý özel finans kuruluþlarý nýn ellerinde tuttuklarý mevduat miktarý 550.000 hesapta 2 milyar dolar civarýndadýr. Asli iþlevleri islamcý sermaye olarak medya da tanýmlanan kesimlere düþük faizli kredi temin etmektir. Üç yerli malý finans kuruluþunun kendilerine ait medya larý bulunmaktadýr. Ülker grubunun denetimindeki aisal inans ( amily inans) Kanal 7 ve Yeni Þafak, Ýhlas TGRT ve Türkiye gazetesi, Asya inans Samanyolu Tv ve Zaman gazetesi yoluyla kendi medya larýna sahiptirler. Bu yönüyle, bu üç finans kuruluþu ( islamcý banka ) tekelleþememiþ sanayi ve ticaret burjuvazi- * Tüm çaðdaþ (kravatlý, takým elbiseli) görünümlerine raðmen, yaptýklarý iþin niteliðini çok iyi bilmektedirler. 14 Nisan 2002 günlü Yeni Þafak gazetesinde amily inans Genel Müdürü Can Akýn Çaðlar, meslek dýþýnda yapmak isteyip de yapamadýðýnýz þeyler var mý? þeklindeki soruyu þöyle yanýtlamaktadýr: Ýstediðim iki þey vardý. Birincisi Boðaz da içkisiz bir balýk lokantasý. Ben yapamadým ama þu anda bir sürü var. Ýkincisi muhafazakar eðilimli insanlarýn bütün gününü orada geçirebileceði, içerisinde spor tesisi, yüzme havuzlarý, eðlence merkezleri falan olan, üyelikleri olan ve sadece üyelerin girebileceði bir kompleks, büyük bir klüp kurmak. Enka gibi böyle tesisler var ama muhafazakar kesime hitap eden bir yer yok. ** Asým Ülker Berksan ýn Kar Þirketler Grubu bünyesinde þu þirketler bulunmaktadýr: Kar Yatýrým, Arcon, Kar Gýda, Kafeda, Bolpat, Kar Et, Kar Gene, atih, Kar Tarým, Kar Yapý, Umde, Çamlýca Ýnþaat, Novaplast, Sing Mavi Boru, Altair, Topair, Top Service, Hezarfen, Kar Metal, Karberk, Kar Paket, Kar Poligon, orce, Atlas Air, Mavi Ay, Karlink, Mavi Boru, SB, Bisco, Karimpex, Kar Sing, Çamlýca Vakfý. 20 Dünyada ve Türkiye de