Benzer belgeler
Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri


MALÝ TATÝL 1 TEMMUZ-20 TEMMUZ 2015 Cumartesi, 04 Temmuz 2015

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Gelir Vergisi Kesintisi

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

CEZANIN ERTELENMESİ VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARLARI. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

6111 Sayýlý Yasa Kapsamýnda Kdv Arttýrýmýnda Bulunmak Ýsteyen Mükellefleri Bekleyen Süpriz Salý, 01 Mart 2011

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?


Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Gelir Vergisi Hadleri

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

Yat, Kotra Ve Her Türlü Motorlu Özel Tekneler Ýçin Geçerli Olan KDV Ve ÖTV Ora

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi


Adli para cezası, Mükerrirlere özgü infaz rejimi, Kuruma giriş, Hükümlülerin Gözlem ve sınıflandırılması, Hükümlülerin Gruplandırılması

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Belediye Meclisinin. Bilgi Edinme ve Denetim

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Simge Özer Pýnarbaþý

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

ANAYASA MAHKEMESÝ NÝN ÝPTAL KARARINDAN SONRA PARA CEZALARINA ÝLÝÞKÝN UYUÞMAZLIKLARIN ÇÖZÜM YERÝ HAKKINDA DÜÞÜNCELER

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý

: Av. Funda Kahveci - Ayný adreste


Motorlu Taþýtlar Vergisi Oranlarý

2007/82 Nolu SGK GENELGESÝ(Fatura Bedellerinin Ödenmesinde Karþýlaþýlan Sorunlar) Cuma, 26 Ekim 2007

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

MEVZUAT ASGARÝ GEÇÝM ÝNDÝRÝMÝ GELÝR VERGÝSÝ GENEL TEBLÝÐÝ (SERÝ NO: 265) (R.Gazete: 14 Aralýk )

Torba Kanunda Yer Alan Bazý Alacaklarýn Yeniden Yapýlandýrýlmasýna Ýliþkin Bilgi Notlarý

Motorlu Taþýtlar Vergisi Tutarlarý

ünite1 Sosyal Bilgiler

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

m3/saat AISI

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar



mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI


Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

4857 SAYILI YENÝ ÝÞ KANUNU AÇISINDAN ÝÞÇÝNÝN YILLIK ÜCRETLÝ ÝZNÝ HAKKINDA DÜÞÜNCELER Erdoðan ÇUBUKCU*

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

Harcirahlar. Sirküler. Sirküler Numarasý : Elit /32. Harcirahlar

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Staja Baþlama Deneme Testleri 2 Gönderen : abana - 18/12/ :44

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri


17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Türkiye Muhasebe Standartlarý Sorularý Gönderen : abana - 02/03/ :03

Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi

Kanguru Matematik Türkiye 2015

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

Transkript:

Çankaya Üniversitesi Sayý: 19 Ekim 2004 ISSN 1304-9836 www.cankaya.edu.tr

Ýçindekiler Yeni Türk Ceza Kanunu Üzerine 3 AB Komisyonu: Evet, Ama... 15 Türk Bütçe Sisteminde Yeni Bir Uygulama 19 Vitray Sanatý 22 Vakýf Üniversiteleri ÖSS 1998-2004 Analizi 24 Öðretim Üyesi: Prof. Dr. Turgut Önen 27 Mezun: Adnan Özgüner Erdursun 28 Bölüm: Bilgisayar Mühendisliði 30 Lig Baþlarken 31 Þirket: Doðadan Gýda Ürünleri A.Þ. 33 Akademik Takvim 35 Haberler 37 Çankaya Üniversitesi adýna Sahibi: Rektör Prof. Dr. Ziya Aktaþ Yayýn Kurulu Prof. Dr. Nahit Töre Prof. Dr. Aysu Aryel Erden Prof. Dr. Ziya B. Güvenç Yrd. Doç. Dr. Nüzhet Akýn Dr. Mustafa Tören Yücel Yakup Sarýcan Nurin Terzi Gülþen Çulhaoðlu Halil Özkan Editör Yakup Sarýcan ysarican@cankaya.edu.tr Tasarým ve Baský Tasarým Plus Ýletiþim Hizmetleri Çankaya Üniversitesi Rektörlüðü Öðretmenler Cad. No: 14 100. Yýl 06530 Ankara Tel: 0312 284 45 00 Faks: 0312 285 96 31 www.cankaya.edu.tr Çankaya Üniversitesi Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmýþtýr. Dergide yayýnlanan yazýlar kaynak gösterilerek kullanýlabilir. Ýmzalý yazýlardaki görüþler yazarlarýna aittir. Üç ayda bir yayýmlanýr.

Baþyazý Prof. Dr. Ziya AKTAÞ Çankaya Üniversitesi Rektörü Yeni Bir Yýla Baþlarken Size ilk defa Merhaba! deyiþimin üstünden neredeyse bir yýl geçti. Baþarýlý bir akademik yýlýn ardýndan baþarýlý bir yeni yýl umut ve dileklerimizle yeni yýla baþlýyoruz. Bu yýlki üniversite giriþ sýnavlarý sonunda sekiz yüze yakýn yeni gencimiz Üniversitemize katýldý. Bölümlerimizin çoðunun giriþ taban puanlarýnda 50 hâttâ 60 puana kadar varabilen artýþlar gerçekleþti. Bu sayýmýzda Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürümüz Yakup Sarýcan ýn yaptýðý bir Analiz çalýþmasýný bulacaksýnýz. Yýllara Göre Doluluk Oranlarýnýn 26.sayfada verilen 2004 yýlý sonuçlarýna baktýðýnýz zaman mutlu olacaksýnýz. Orada Çankaya Üniversitesi dördüncü sýrada gibi görünüyor. Ama, TOBB ETÜ gibi Çankaya Üniversitesinin üçte biri sayýda öðrenci alan, ücretini ödeyen öðrenciden daha çok öðrenciye burs veren ve TOBB un parasal gücüne dayalý olarak yeni açýlan bir üniversiteyi saymazsanýz, diðer iki üniversite, Koç ve Sabancý ile Çankaya Üniversitesi'nin puanlarý ayný: %97. Aradaki fark sadece kesirlerde. Gördüðünüz gibi Üniversitemiz, Çankaya Üniversitesi, artýk baþa güreþiyor... Bu baþarýda en büyük pay akademik ve idari personelimizin özverili çalýþmalarýdýr. Onlara ve bu çalýþmalarýmýzda bize destek ve güven veren Mütevelli Heyetimiz Baþkan ve üyelerine içten teþekkürü mutlu bir görev bilirim. Bilgi ve Bilgi Toplumu sözcüklerini bizlerden sýk sýk duyuyorsunuz. Eðitim programlarýmýzda ve araþtýrma çalýþmalarýmýzda da buna yer veriyoruz, daha çok yer vereceðiz. Çünkü bunlar, arasýna katýlacaðýmýz Avrupa Birliði nin ve tüm geliþmiþ ülkelerin güncel konularý ve hedefleri. Bu baðlamda Avrupa Üniversiteler Birliði ne üyelik için baþvurduk. Nihai karar Ekim ayý, bu ay sonunda bize bildirilecek. AB nin Erasmus Programý kapsamýnda öðretim elemaný deðiþimine bu yarý yýlda, öðrenci deðiþimine de Bahar yarýyýlýnda baþlayacaðýz. AKTS (Avrupa Kredi Transfer Sistemi, ECTS) çalýþmalarýmýzý bitirmek üzereyiz. Ekim ayý sonundan önce Ulusal Ajans a gönderebileceðiz. Sadece AB üyesi ülkelerin üniversiteleri ile deðil, çeþitli Amerikan üniversiteleri ile de öðrenci ve akademisyen deðiþimi ve ortak araþtýrma yapabilmek amacýyla iliþkiler kurmaya ve geliþtirmeye çalýþýyoruz. yanýnda Yurdumuza ve Halkýmýza yararlý olacak hizmetleri gözetmek de vizyon ve misyonumuzun önemli bir parçasýdýr. Eskiþehir Yolu üzerindeki Karayollarý Parký nýn karþýsýna gelen alanda Üniversitemizin satýn almýþ bulunduðu 288 dönüm arazinin yanýnda Hazine den kiralamýþ olduðumuz 166 dönüm alanýmýz daha var. Böylece toplam 454 dönüm kampus alanýmýz olmuþtur. Kampus alaný ile ilgili revizyon nazým imar plan teklifimiz Ankara Büyükþehir Belediyesi Ýmar Komisyonu tarafýndan onaylandýktan sonra Belediye Meclisi tarafýndan da uygun görülmüþtür. Böylece, burada, mevcut yerleþkemizde bulunan 30 bin metrekare kullaným alanýný 350 bin metrekare kullaným alaný olan bir kampusa dönüþtürmek yönünde gerekli ve kararlý adýmlarý atýyoruz. Bu çalýþmalarý çok yakýndan izlediði ve hýzlandýrdýðý için de Mütevelli Heyet Baþkanýmýz Sayýn Sýtký ALP e bir kere daha teþekkürlerimizi ve þükranlarýmýzý sunarým. Geçtiðimiz dönem Üniversitemizin tüm fakülte ve bölümlerinde verilmekte olan derslerle ilgili deðerlendirme formlarýný tüm üniversitemizde uygulamaya baþladýk. Böylece öðrencilerimizin görüþlerini de akademik kararlarýmýza yansýtmaya özen gösteriyoruz. Bir kurum ve kuruluþta Toplam Kalite Yönetimi dediðimiz çaðdaþ yönetim yaklaþýmýnýn özü bireyler arasýndaki sevgi ve saygýyý yerleþtirip sürdürmenin yanýnda, tüm kesimlerde çalýþmakta olan bireylerin görüþ ve önerilerine deðer vermektir. Bizler Çankaya Üniversitesi nde de bunu gerçekleþtirmeye çalýþýyoruz. Üniversite yaþamý sadece ders deðil; sadece ders olmamalý. Öðrencilerimizin dersle birlikte sanatla, sporla, sosyal olaylarla ve güncel konularla da ilgilenmelerini istiyor ve bekliyoruz. Üniversitemizdeki yirminin üzerindeki Öðrenci Topluluðu ile de onlara bu olanaðý vermek istiyoruz. Bu amaçla Kültür Hizmetleri Birimini iþler hale getiriyoruz. Ayrýca bir de Kariyer Planlama Birimimizi kurup, çalýþtýrmaya baþladýk. Hepinizin Þeker Bayramýný ve þimdiden Yeni Yýlýný kutluyor, mutlu, saðlýklý ve baþarýlý bir akademik yeni yýl diliyorum. Bir yandan derslerimizi ve akademik programlarýmýzý gözden geçirip, yeniden düzenlerken, diðer yandan da dersliklerimizi, laboratuvarlarýmýzý daha çaðdaþ, daha güncel bir hale getirmeye çalýþýyoruz. Ýnanýnýz, Çankaya Üniversitesi nde, yaptýðýmýz iþi en iyi yapmaya çalýþmanýn 1

Editörden... Kamuoyunu uzun süre meþgul eden, herkes tarafýndan çok tartýþýlan ve Avrupa Birliði nin Ýlerleme Raporunun olumlu çýkmasý için ön koþul olduðunu belirttiði yeni Türk Ceza Kanununu bu sayýmýzda kapak konusu olarak ele aldýk. Yeni TCK, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Sosyolojisi ve Hukuk Felsefesi Anabilim Dalý Baþkaný Dr. Mustafa Tören Yücel tarafýndan incelendi ve yorumlandý. Ýkinci kapak konumuzu ise, Avrupa Birliði Ýlerleme Raporuna ayýrdýk. Hala üzerinde çok tartýþýlan bu raporu üniversitemiz Uluslararasý Ticaret Bölümü öðretim üyesi Prof. Dr. Nahit Töre yorumladý. Bu sayýmýzda ayrýca, üniversitemizin Ýktisat Bölümü öðretim üyesi Prof. Dr. Üstün Dikeç in Türk Bütçe Sisteminde Yeni Bir Uygulama: Analitik Bütçe Sýnýflandýrmasý, öðretim görevlisi Tekin Koçan ýn Vitray Sanatý makalelerine ve Vakýf Üniversiteleri ÖSS 1998-2004 Analizine yer verdik. 18. sayýmýzdan itibaren dergimizde yeptýðýmýz yenilikler için çok olumlu eleþtiriler aldýk. Hem tasarým, hem de içerik anlamýnda dergimiz çok beðenildi. Bu da bizlere, siz deðerli okurlarýmýza sürekli olarak daha iyisini sunma þevki verdi. Dergimizi hep birlikte geliþtirmeye devam edeceðiz. Cumhuriyet ve Þeker Bayramýnýzý kutluyor, þimdiden iyi seneler diliyoruz. Yakup Sarýcan ysarican@cankaya.edu.tr 2

Kapak Konusu Mustafa T. YÜCEL, LLM, JSD Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Sosyolojisi ve Hukuk Felsefesi Ana Bilim Dalý Baþkaný YENÝ TÜRK CEZA KANUNU ÜZERÝNE 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu üzerine mimari yapýsý bakýmýndan Birinci Kitabý ndaki Genel Hükümler de yer alan düzenlemelere ait incelemeye bu özet yazýmýzda yer verilmiþtir. Kanunun Temel Ýlkeler ve Tanýmlar bölümünün 1. maddesinde ceza kanununun amacýna yer verilmiþtir. Þöyle ki; Ceza Kanununun amacý MADDE 1- (1) Ceza Kanunun amacý, kiþi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliðini, hukuk devletini, kamu saðlýðýný ve çevreyi, toplum barýþýný korumak, suç iþlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacýn gerçekleþtirilmesi için, ceza sorumluluðunun temel esaslarý ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiþtir. Metinde birden çok amaç yer almasýna karþýn tek amaçtan söz edilmesi, Türk dili ile uyumsuzluðu ötesinde ceza hukuku öðretisinde yer alan kavram paketlerine örneðin hukuk devleti ne yer verilmesine karþýlýk gelecek elli yýla damgasýný vuracak yeni Kanunda özgün ve milli nitelikte yeni felsefi bir yaklaþýmýn yakalanmadýðý belirtilebilir. Ceza hukukunda oluþan saðduyu da göz ardý edilmekte; suç yaratan ceza kanunu için amaç olarak suçlarýn önlenmesine deðinilmektedir. Bu amaç, ancak cezalarýn infazý hakkýndaki kanunun amacý olabilir. Öte yandan, genelde ceza kanunlarýnda kasuistik olarak amaç sýralamasýna yer verilmemektedir. En temel soru, mevcut ceza hukukunun iþleyiþi üzerine ne türden dogmatik/ampirik-sosyolojik araþtýrmalar yeni bir Türk Ceza Kanununa iþaret etmektedir. Sorun 4616 sayýlý Af Kanunu ile 647 sayýlý Cezalarýn Ýnfazý Hakkýndaki Kanunun gereði gibi uygulanmamasýndan kaynaklanan ve ceza yaptýrýmlarýnýn etkisizliðine/adaletsizliðine ve bazý suç tanýmlarýna yeni bir format verme gereðine odaklanan kamuoyu tepkisi göz ardý edilerek, suç tanýmlarýný tümden deðiþtiren total bir düzenlemeye gidilmesinin ne derece rasyonel olduðudur. Kanunda yer alan yaptýrýmlar sistemindeki hükümlerin, yazarýn da katkýda bulunduðu Cezalarýn Ýnfazý Hakkýndaki Kanunla getirilen ilkeler doðrultusunda olduðu açýklýkla belirtilebilir. Yalnýz soruna salt ceza kanunu (suçlar ve ceza yaptýrýmlarýyla) penceresinden bakmak ceza hukuku ile toplumsal normlar arasýndaki iliþkiyi yadsýmak olacaktýr. Araþtýrmalarýn önerdiði üzere, kiþilerin hukuka uyarlý davranýþ sergilemelerinde cezai yaptýrým tehdidinin rolü az; buna karþýn (1) hukuka karþý geldiklerinde bulunduklarý sosyal grubun tepkisi ile (2) kiþilerin kendilerini doðru þey yapmak isteyen ahlaki varlýk olarak görmelerinin etkisi ise daha fazladýr. Bu nedenle, soruna kriminolojik olduðu kadar ceza usul enstrümanlarýyla da yaklaþmak ve ultima-ratio ilkesine odaklanmak önem kazanmaktadýr. Bu konuda temel sorun, Ceza kanununun aþaðýda belirtilen amaca etkili bir þekilde nasýl hizmet edebileceðidir? Bu etkinliðe iþaret eden göstergeler nelerdir? Bu konuda yukarda anýlan tespit çalýþmalarý yapýldý mý? Böyle bir tespit yapýlmadý ise, yeni bir dogmatik enstrümana gereksinme duyulmasýný nasýl açýklayacaksýnýz? Yoksa yaratýlmak istenilen bir illüzyon mu? Veya daha kesin çizgilerle ceza adaletinin þimdiye kadar yarattýðý da bir illüzyon olup, toplum için yeni bir illüzyon yaratýlarak eskisi ile ikame edilmesi mi amaçlanmaktadýr? Diðer bir anlatýmla yeni bir sosyal psikoloji oyunu mu sahnelenmek istenmektedir? Gerçekte kanunlar de facto etkinlik açýsýndan, onlara uymamayý alýþkanlýk haline getirenlerin yüzüne beton gibi patlamalýdýr; diðer bir anlatýmla suç iþleyen yakalanmalý, yakalanan mahkum olmalý, mahkum olan cezasýný çekmelidir. Yeni kanunla bu iþlev daha mý etkin bir þekilde yerine getirilebilecektir!? T.C.K. da yaptýrýmlara özgü benimsenen ilkelere deðinilmemiþ ise de, ceza bilimi baðlamýnda þu ilkelere yer verilmektedir: 1. Halkýn korunmasý, 2. Suç faillerinin cezalandýrýlmasý: Yaptýrýmýn suçlara uyarlý olmasýnýn saðlanmasý(oranlýlýk ilkesi), 3. Potansiyel faillerin suç iþlemekten kaçýnmalarý, 3

Kapak Konusu varsayým geçerli deðildir. Önemli olan alýnacak sosyoekonomik tedbirlerle bu etkiyi olabildiðinde hükümlü kiþiye indirgemek siyaseti benimsenmelidir. Öte yandan, tüzel kiþiler hakkýnda ceza yaptýrýmý uygulanamaz mantýðýný da anlamak kolay deðildir. Avrupa Birliði Hukuku ile Alman Hukukunda da bu yol benimsenmiþ ve tüzel kiþilere karþý cezai nitelik taþýmayan para yaptýrýmlarý ön görülmüþtür. 4 4. Suçlularýn bazý hallerde toplumdan uzaklaþtýrýlarak yeni suç iþlemekten alýkonulmalarý(nötrleþtirme/incapacitation), 5. Suçlularýn iyileþtirilmesi kadar maðdur zararýnýn giderilmesidir. Ceza normlarý ile mahkemelere, belli koþullar yerine getirilmediðinde takip edecekleri eylemler vaz edilmektedir (örneðin hükmedilecek ceza yaptýrýmlarý). Bu nedenle, normlarýn düzenlenmesinde anlaþýlýr olmasý/açýklýk ilkesi de temel ilkeler arasýnda yer almalýdýr. Fazlaca yorum gerektirici terim ve kavramlardan kaçýnýlmasý gerekirken, Kanunda bunun göz ardý edildiði görülmektedir. Ceza hukukunun amacý; sulh ve güven içinde adil bir toplum olmak yolunda katkýda bulunmak üzere, bireye ve topluma ciddi zarar veren veya tehdit içeren davranýþlara karþý (yasaklama ve yaptýrýmlarý içeren) normlar ve usullerle, dürüst yargýlama ilkelerine uyarlýk içinde uygun bir þekilde baþ edebilmeyi saðlamaktýr. Kanunda yeni bir kavram olan bilinçli taksir muhtemelen bu iþlevi görecektir(!?). Ceza sorumluluðunun þahsiliði MADDE 20- (1) Ceza sorumluluðu þahsidir. Kimse baþkasýnýn fiilinden dolayý sorumlu tutulamaz. Kusur ilkesi Türk Ceza Hukukunun önemli bir unsurudur. (2) Tüzel kiþiler hakkýnda ceza yaptýrýmý uygulanamaz. Ancak, suç dolayýsýyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliðindeki yaptýrýmlar saklýdýr. Ceza sorumluluðu þahsidir demekle þahsi mi olmaktadýr? Suçlunun ailesi ve yakýnlarýna vaki etki nedeniyle bu Ceza Siyasetinin Eleþtirisi Ülkelere özgü geliþtirilen ceza siyaseti eleþtiriden yoksun deðildir. Örneðin, Ýngiltere'de ekseri bilginlerce, siyasetin insicamsýz ve irrasyonel olduðu belirtilmiþtir: King ve Morgan (1980) Hükümetin cezaevlerine bakýþ açýsýnýn bütünlükten ve eþgüdümden yoksun olduðu eleþtirisini getirirken, Rutherford (1984) cezaevi krizinin ana nedeni olarak; hürriyeti baðlayýcý cezaya baþvuru konusunda, ana ilkelerin olmayýþýna deðinmiþ, Ashworth (1983) ceza siyasetinin geliþigüzel ve eþgüdümden yoksun olduðu eleþtirisini getirmiþtir. Tarihsel analizlerde bulunan David Garland ve Victor Bailey (1987) ise ceza siyasetinin insicamsýz olduðunu belirtmiþlerdir. Ayný türde eleþtiriler Türk ceza sistemi için de geçerlidir. 1965 yýlýna kadar süregelen sistemde cezalarýn aðýrlýðý ve zaman içerisinde (özellikle 1953 deðiþikliði ile) daha da aðýrlaþtýrýlmasý egemen olmuþ (Gölçüklü); yasa koyucu, suçlarý korkutma yoluyla önlemek istemiþtir (Lopez Rey). Penolojik gerçekler ise bu beklentinin sonuç vermediðini göstermektedir. Kanunda aðýrlaþan yaptýrýmlar nedeniyle ayný ceza siyasetinin benimsendiði görülmektedir. Adalet istatistiklerine göre, ceza adaleti sisteminde faili meçhul dava sayýsý, zamanaþýmý ile düþme ve aþýnma olgusunun kabarýklýðý ile ceza adaleti mekanizmasýnýn etkin olmadýðý görülmektedir. Öte yandan sisteme giren iþ yükü bakýmýndan kolluk güçlerinin de facto filtreleme yapmalarý aksine Cumhuriyet Savcýlýklarý evresinde yeterli kanýt ölçütü dýþýnda eleme iþlemine elveren enstrümanlarýn olmayýþý veya kolaycý yaklaþýmla açýlan kamu davalarý

Kapak Konusu özellikle metropol ceza mahkemeleri iþ yükünde enflasyona sebebiyet verdiðine ve sistemin hantallaþtýðýna tanýk olunmaktadýr. Bu hantal sistemle en mükemmel ceza kanunu dahi istenilen etkinliðe kavuþamayacaktýr. Belli bir kanunun etkili olmamasýnýn nedenleri arasýnda; Sosyal yaþam ve alanlarý hakkýnda bölük börçük bilgi sahibi olmak bu durum, adli kararlardaki isabetsizliðin olgusal belirsizlikten kaynaklanmasý gibi. Yasa koyucu tarafýndan kabul edilen olgularýn gerçek olgulardan farklý olabileceði hiçbir zaman göz ardý edilmemelidir. Yasalarý etkisiz yapan bu türden uyumsuzluklar, gözlemlerdeki hatalar veya yasa koyucunun elde ettiði bilginin seçiminden kaynaklanabilmektedir. Kuþkusuz, olgusal saptamadaki hatalar, hiçte istenilen türden deðildir. Kuþkusuz, uygulamada, bu kusurlar dýþlanamaz. Bu düþünceler ýþýðýnda Yeni Türk Ceza Tasarýlarýnýn (1989/1997/2004) oluþturulmasý sürecinde yapýlan tartýþmalarýn niteliði düþündürücü gelmektedir. Bir örnek olarak hâkimlerce cezalarýn nasýl saptandýðýna (belirlendiðine) deðinmek istiyorum. Yürürlükteki TCK 29. maddenin son fýkrasý ve 1997 yýlý Tasarýsýndaki 79. madde düzenlemesi oldukça iyi formüle edilmiþ iken, yenisini biçimlendirmenin mantýðý algýlanamamýþtýr. Temel cezanýn saptanmasýnda yer alan faktörler arasýnda Fransa Ceza Kanunundaki kamu düzenini sarsma derecesi ne yer verilmediðinden, belli bir suçta, örneðin, kapkaç suç olgusundaki artýþ nedeniyle cezanýn alt sýnýrý üstünde bir ceza verilemeyecektir. Bu sakýncayý gidermek üzere anýlan fýkraya sekizinci faktör olarak kamu düzenini sarma derecesi (importance du trauble social) eklenmelidir. Genelde cezalarýn, özelde temel cezalarýn tespiti konusu Komisyonlarda görüþülürken cezanýn amaçlarý hakkýnda oldukça farklýlýk gösteren felsefi görüþler karþýsýnda nasýl bir yol takip edilmesi gerektiði acaba tartýþýldý mý? Tartýþýlsaydý, üyelerden bazýlarýnca, suçlunun hak ettiði cezayý görmesi (just desserts/ödetmeci ceza) -suçlu davranýþýn þiddeti itibariyle derecelendirilmesine dayalýyaklaþýmýn benimsenmesi istenecekti. Þimdiye dek suçlarýn þiddet itibariyle derecelendirilmesine elveren rasyonel bir sistem üzerinde görüþ birliðinin saðlanmadýðý göz önüne alýndýðýnda ise, farklý suçlarýn derecelendirilmesi hakkýnda Komisyon üyelerinin farklý görüþ sahibi olmasý kaçýnýlmaz olacaktý. Komisyonun diðer üyelerince önleme modelinin (deterrence) kullanýlmasý dile getirildiðinde ise, bu yaklaþýma özgü esaslý sorunlarýn olduðu; deðiþik ceza yaptýrýmlarý ile suçlarýn önlenmesini iliþkilendiren ampirik kanýtlar olmadýðý gibi Komisyon üyelerinin, önlemenin cezalandýrmanýn amaçlarýný saðlayabi- leceði konusunda görüþ birliðine varmasý ihtimali de çok zayýf olacaktý. Öte yandan, önlemeye dayalý yaklaþýmýn hak ettiði cezayý almasý yaklaþýmýndan daha geçerli olacaðý da henüz kesinlik kazanmamýþtýr. Ýþte bu belirsizlikler ortamýnda, hükmedilen cezalarda haklý görülemeyecek türde farklýlýklarý gidermek üzere bir görüþ birliði ve rasyonelliðe elverecek bir sistem getirilemeyeceðinden mevcut uygulamayý yasallaþtýrma yoluna baþvurulmuþtur, kanýsýndayým. Mevcudu korumak yerine rasyonel bir sistem oluþturma yolu seçilemez miydi? Yapmak isteseler de, acaba bunu normlaþtýrabilme ve ayný ölçüde uygulayabilme olanaðý olacak mýydý? Þimdi yukarda da deðinilen cezanýn amaçlarýný bir kere daha yenileyelim: Cezanýn amaçlarýndan önleme, nötrleþtirme, iyileþtirme ve hak ettiði cezayý vermeden ilk üçü açýkça yararcý nitelikte gelecekteki iþlenecek suçlarý önlemeyi hedeflerken; geçmiþte iþlenmiþ bir eyleme hak edilen cezanýn verilmesi, gelecekteki suçlarý önleyip önlemeyeceðine bakýlmaksýzýn bizatihi deðerli bir son olarak görülmektedir. Geleneksel uygulama bu dört amacýn her birini göz önüne alan bir ceza yaptýrýmý oluþturulmasýdýr. Gerçek ise þudur, yaptýrýma özgü - gelecekteki suçlardan arýnmaya yönelik yararcý- alternatif amaçlarýn, suçlunun hak ettiði cezayý görmesi amacý ile uyumlaþtýrýlmayacaðýdýr. Cezanýn bireyselleþtirilmesi sürecindeki adli takdirin sadece ceza mekanizmasýnda katý genel hukuk kurallarýnca 5

Kapak Konusu 6 mümkün olan dereceden fazla suçlular arasýnda ayrým oluþturabilme giriþimi olarak algýlanmalýdýr. Ne var ki, Kanunda bu kavramýn dejenere edildiðine tanýk olunmaktadýr. Cezalar gibi güvenlik tedbirleri de Kanunda þöyle sýralanmýþtýr: Bir akýl hastanesinde tedavi altýna alýnma, Alkol veya uyuþturucu baðýmlýlar merkezinde zorunlu tedavi, Davranýþ gözetimi, Sürücü ehliyetinin geri alýnmasý, Bir mesleðin icrasýndan men. Kanunda yer alan kiþilere özgü bu iyileþtirme ve güvenlik tedbirleri iki gruba ayrýlmaktadýr: 1) Hürriyeti baðlayýcý ceza ile hükmedilen güvenlik tedbirleri, 2) Hürriyeti baðlayýcý ceza olmaksýzýn hükmedilen güvenlik tedbirleridir. Güvenlik tedbirleri açýsýndan endeternminan bir süre konmasý insan haklarý açýsýndan sakýncalý görülmekte; buna ait düzenlemelerin ileride Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi riski oluþmaktadýr. Akýl hastalýðý MADDE 32- (1) Akýl hastalýðý nedeniyle, iþlediði fiilin hukukî anlam ve sonuçlarýný algýlayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranýþlarýný yönlendirme yeteneði önemli derecede azalmýþ olan(alman Ceza Kanununda hareket etme kabiliyetine sahip bulunmayan bir kimse) kiþiye ceza verilmez. Ancak, bu kiþiler hakkýnda güvenlik tedbirine hükmolunur. Akýl hastalarýna özgü güvenlik tedbirleri MADDE 58- (1). Fiili iþlediði sýrada akýl hastasý olan kiþi hakkýnda, koruma ve tedavi amaçlý olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkýnda güvenlik tedbirine hükmedilen akýl hastalarý, yüksek güvenlikli saðlýk kurumlarýnda koruma ve tedavi altýna alýnýrlar. Bu fýkrada görüleceði üzere, güvenlik tedbirinin süresi açýsýndan asgari bir süre öngörülmemesi toplum açýsýndan riskli bir düzenleme görünümündedir. Unutulmamalýdýr ki, bu kapsamdaki bir þizofrenin saðlýk kurulunca düzenlenen raporda toplum açýsýndan tehlikeliliðinin ortadan kalktýðýnýn veya önemli ölçüde azaldýðýnýn belirtilmesi üzerine ertesi gün mahkemece salýverilmesi mümkün olmaktadýr. Ýngiltere de kurala ismi verilen M Naughten, akýl hastanesindeki yirminci yýlýnda öldü. Gerçekte, akýl hastalarýnýn tretman merkezlerinde hiç kimseye tehlikeli olmayacaðý belirleninceye kadar kurumda kalmasý benimsenerek, tehlikenin önemli derecede azalmasý halinde salýverilme olasýlýðý kanunda yer almamalýydý. Önerdiðimiz yaklaþým benimsendiðinde, güvenli akýl hastanesinde kalýþ süresi bazýlarý için müebbet olabilecektir. Azaltýlmýþ cezai sorumluluk bakýmýndan getirilen düzenleme ise þöyledir: (2) Birinci fýkrada yazýlý derecede olmamakla birlikte iþlediði fiille ilgili olarak davranýþlarýný yönlendirme yeteneði azalmýþ olan kiþiye (Alman Ceza Kanununda ehemmiyetli derecede azalmýþsa), aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasý yerine yirmi beþ yýl, müebbet hapis cezasý yerine yirmi yýl hapis cezasý verilir. Diðer hâllerde verilecek ceza, altýda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Özetle, ceza kanunlarýnýn toplumu koruma iþlevi, cezalarýn genel önleme etkisinden çok akýl hastalýðý veya zayýflýðý sebebiyle ceza sorumluluðu tamamen veya kýsmen kaldýrýlacak suç faillerine uygulanacak yaptýrýmýn özel önleme etkisi þeklinde kendini göstermektedir. Bu baðlamda, þimdiye dek açýlýmý yapýlan teorik/normatif yaklaþým sorgulanarak, gerçekte sanýðýn suçu iþleyip iþlemediði/suçlu olup olmadýðý saptanarak; bu saptama sonrasý yaptýrým ve tretman türünün (akýl hastanesi mi, cezaevi mi, yoksa her ikisin birlikte olacaðýnýn) belirlenmesi yaklaþýmý özellikle ülkemize özgü çoðu sorunlarý giderebilecek nitelikte görülmektedir.

Kapak Konusu Kanunda, alkol ve uyuþturucu madde baðýmlýlarý için iyileþtirme ve güvenlik tedbiri olarak zorunlu tedavi ön görülmüþtür. Kanunun 58. madde (7). bendine göre Suç iþleyen alkol veya uyuþturucu madde baðýmlýsý kiþilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol veya uyuþturucu madde baðýmlýlarýna özgü saðlýk kuruluþunda tedavi altýna alýnmasýna karar verilir. Bu kiþilerin tedavisi, alkol veya uyuþturucu madde baðýmlýlýðýndan kurtulmalarýna kadar devam eder. Bu tür tretmanýn yalnýzca kurumla sýnýrlandýrýlmayýp; gözetimli ayakta tedavi de (ambulatory tretmaný) içermesi; sürenin akýl hastalarýna özgü güvenlik tedbirinde olduðu gibi gayrý muayyen süreli olmasý karþýsýnda suiistimali önleyici nitelikte güvencelere kavuþturulmasý gerekmektedir. Ceza Yaptýrýmlarýnda Farklýlýk Ceza yaptýrýmlarý uygulamasý ile hükmedilen hürriyeti baðlayýcý ceza süresi bakýmýndan ülkeler arasýnda farklýlýklar olduðu gibi, ayný ülkedeki mahkemeler arasýnda da farklýlýklara tanýk olunmaktadýr. Bu tür ülke içi karþýlaþtýrmalar; Kanada, Avustralya, ABD, Ýngiltere ile Türkiye için yapýlmýþ olup; Ýngiltere de otuz sulh ceza mahkemesini kapsayan çalýþmada; bir mahkemenin, önüne gelen suçlularýn yüzde 46 sýný para cezasýna mahkum ettiði, diðerinde para cezasý uygulamasýnýn yüzde 76 ya ulaþtýðý; hürriyeti baðlayýcý ceza uygulamasýnda ise, mahkemeler arasýndaki deðiþimin yüzde 3 ile yüzde 19 arasýnda olduðu saptanmýþtýr. Ne var ki, anýlan mahkemeler- de yýllar itibariyle bir deðiþime tanýk olunmamýþtýr. Türkiye de ceza uygulamasý bakýmýndan mahkemeler arasýnda görülen farklýlýða ise, özellikle kýsa süreli hürriyeti baðlayýcý cezaya seçenek ceza ve tedbirlerin uygulanmasýnda tanýk olunmuþtur. Para cezasý Avrupa da en popüler bir yaptýrým olup; Almanya, Avusturya, Finlandiya ve Ýngiltere de tüm yaptýrýmlarýn yüzde 70 inden fazlasý para cezalarýndan oluþmaktadýr.. Toplumda iþlenen suçlar bakýmýndan sabýkalý kiþilerin büyük bir pay oluþturduklarý yadsýnamaz. Nitekim, Almanya da adli sicil veri tabaný üzerinde yapýlan bir araþtýrmada, 1980 yýlý içinde adli sicil kaydý oluþturulan hükümlülerden yüzde 53.2 sinin 1981-1985 döneminde bir kaydýnýn daha oluþtuðu ve bunlarýn yüzde 17.8 inin para cezasýna, yüzde 35.4 ünün ise hürriyeti baðlayýcý cezaya mahkûm edildikleri saptanmýþtýr (Karl-Heinz Gross). 1 Haziran 2000 tarihi itibariyle ülkemiz Adli Sicil veri tabaný taramasýnda 1994 yýlýnda hakkýnda ceza fiþi oluþturulan 480.289 hükümlüden yüzde 19.5 inin (94.074) 1994-1999 yýllarýnda birden çok suç iþlediði ve ortalama suç sayýsýnýn 2 olduðu saptanmýþ; bunlarýn yüzde 6.7 si hapis ve para cezasýna, yüzde 52.6 sý para cezasýna ve yüzde 40.5 i de hürriyeti baðlayýcý cezaya mahkûm edildiði görülmüþtür. Bu veriler de göstermektedir ki, zorunlu olmadýkça hürriyeti baðlayýcý cezaya hükmedilmemelidir. Bu penolojik gerçeðe karþýn tarihsel bir karþýlaþtýrma yapmak üzere ceza kanunundaki yaptýrýmlarýn sayýsal konumu bakýmýndan aþaðýdaki tabloya bakýldýðýnda 5237 sayýlý Kanunda hapis cezalarýnda artýþ; para cezasýnda azalma görülmektedir. Yaptýrým Türü 1965 % 1995 % 2004 % Hapis 340 353 284 Aðýr Hapis 160 70.08 163 70.83 Að.M.H 25 77.6 Müebbet aðýr hapis 13 16 18 Ýdam 38 5.19 16 2.133 - Para cezasý 181 24.75 203 27.03 94 22.4 Yaptýrýmlara Özgü Alt ve Üst Sýnýrlar Kanunda özel hükümler bölümünde yer alan suçlar bakýmýndan yaptýrýmlara özgü alt ve üst sýnýrlara yer verilmiþtir. Cezalarýn alt ve üst sýnýrlarý yaptýrýmýn bireyselleþtirilmesine olanak vermek üzere düzenlenmiþ olup; yurtta iþlenen suçlarýn artýþ göstermesine karþýsýnda temel cezanýn artýrýlmasýna olanak veren bu düzenlemede alt-üst sýnýr arasýndaki aralýðýn niceliði bakýmýndan Kanuna bakýldýðýnda 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 13 yýllýk farklarýn olduðu görülmektedir. Suçlarýn toplumsal risk ve ciddiyet 7

Kapak Konusu 8 farklýlýklarý nedeniyle yaptýrýmsal farklýlýklarý doðal ise de, her suça özgü yaptýrýmýn alt-üst sýnýrlarý arasýndaki makasta beliren ve görünüþte mantýki bir açýklamasý olmayan bu yaklaþým bir eleþtiri odaðý oluþturmaktadýr. Örneðin bir suç için ön görülen iki yýllýk alt sýnýr ile onbeþ yýllýk üst sýnýr mantýki açýdan bir çeliþkinin ifadesi olmaktadýr. Öte yandan altý aya..., bir yýla..., iki yýla..., onbeþ yýla kadar þeklinde ön görülen yaptýrýmlarda belirlemelerin nasýl saptanabileceði de karanlýkta kalmaktadýr. Bu durumda hükmedilen ceza yaptýrýmlarýndaki eþitsizlik kaçýnýlmaz olacaktýr. Bu düzenlemedeki çarpýklýðý sergilemek üzere Kanunda özel hükümlerde yer alan suçlara ait ay/yýl olarak yaptýrým dilimleri daðlýmý ile özel hükümlerde kaç kez yer aldýðýna ait ayrýntýlý tablolara aþaðýda yer verilmiþtir. Min. Kaç kez Aralýðý Maks. 1-2 3 1 1-3 31 2 1-4 6 3 1-5 10 4 1-6 5 5 2-4 9 2 2-5 20 3 2-6 1 4 2-7 4 5 2-8 1 6 2-12 1 10 2-15 1 13 3-5 4 2 3-6 7 3 3-7 4 4 3-8 11 5 3-10 4 7 3-12 1 9 3-15 1 12 4-7 1 3 4-8 2 4 4-10 4 6 4-12 1 8 5-9 2 4 5-10 11 5 5-12 5 7 5-15 5 10 6-10 4 4 6-12 4 6 7-12 2 5 8-12 5 4 8-15 5 7 10-15 10 5 10-20 1 10 12-16 2 4 15-20 5 5 15-24 1 9 20-25 1 5 20-30 1 10 24-30 2 6 Tabloda alt-üst hadler arasýndaki makasýn büyük olduðu sütunlar bold lu olarak gösterilmiþtir. Min.- Kaç Aralýðý Maks. kez ay 1-3 1 2 1-6 3 5 4a-1y 2 8 4a-3y 2 32 6a-1y 8 6 6a-2y 28 18 6a-5y 1 54 9a-3y 1 27 Dilim/aralýk geniþliðine göre yoðunluk daðýlýmý Aralýk geniþliði Kanunda kaç (yýl) kez yer aldýðý 5 48 1a.-1y 3 11 1a-2y 1 23 2-6 a 4 4 2a-1y 6 10 3a-1y 15 9 3a-2y 7 21 2 44 3 34 4 30 7 14 6 11 10 8 1 3 9 2 12 1 13 1 8 1 Öte yandan Md. 190 da yer alan...on yýldan az olmamalý ve keza on beþ yýla kadar... ile Md. 170 te Etkin Piþmanlýktaki 1/3-2/3 ve Yaðma daki 1/6-1/3 aralýðýndaki oraný saptarken referans deðerin ne olacaðý belli olmadýðýndan uygulamada, yaptýrýmda farklýlýklar, eþitsizlikler kaçýnýlmaz olmaktadýr. Bu durumda cezalarýn suça göre deðil, hakime göre deðiþtiði kanýsý suçlular arasýnda oluþmakta ve ceza adaleti sistemine olan güven duygusu zayýflamaktadýr. Bu dilimlerin saptanmasýnda bilimsel bir tabanýnýn olmasý gerekir; en azýndan belli derecede verilen zararýn boyutu (ihlal edilen menfaat/yarar) ile suçlunun sorumluluk derecesine (kasten öldüren veya yaralayan sanýk taksirle ayný eylemlerde bulunandan daha aðýr þekilde cezalandýrmayý beklemesi) göre verilecek bir aðýrlýk puaný esas alýnabilir.

Kapak Konusu Sorumuz þöyle ki, Yasama Meclisi bu saptama iþleminde hangi ölçütleri kullandý? Hâkimin takdirine býrakýlan ve fakat referanstan yoksun bir düzenlemede þöyledir: Malýn deðerinin az olmasý MADDE 147- (1) Hýrsýzlýk suçunun konusunu oluþturan malýn deðerinin azlýðý nedeniyle, verilecek cezada indirim yapýlabileceði gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Yaðmadakinin aksine burada malýn deðeri az olmasý halinde ne kadar indirim yapýlacaðý belirtilmemiþtir. Öte yandan, malýn deðeri az olduðunda ilk soruþturma evresinde C. Savcýlýðýnca takipsizlik kararý verilmesi dava ekonomisi açýsýndan gerekli bir tedbir olarak belirmektedir. Nitekim mevcut ceza usulü kanununda buna yer verilmektedir. Madde 152(2) Yaðma suçunun konusunu oluþturan malýn deðerinin azlýðý nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarýya kadar indirilir. Deðer konusunda Yargýtay daireleri arasýndaki yukarda anýlan farklýlýðý gidermek açýsýndan ölçüye bir standart getirilmemesi bir sakýnca olarak belirmektedir. Ceza yaptýrýmlarý arasýnda yer alan etkili bir yaptýrým türü de para cezasýdýr. Bu yaptýrýmýn kiþinin mali durumuna uyarlý bir etkinlikte hükmedilmesini saðlamak, zengin ve fakir açýsýndan oranlý ve adil bir yoksunluk saðlamak üzere günlük para cezasý Kanunda hükme baðlanmýþtýr. Þöyle ki; Günlük para cezasý MADDE 52- (1) Adli para cezasý, beþ günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz (StGB, Section 40-beþ- üçyüzaltmýþ) günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayýsýnýn, bir gün karþýlýðý olarak takdir edilen miktar ile çarpýlmasý suretiyle hesaplanan meblaðýn hükümlü tarafýndan Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. 5-730 gün aralýðý çok fazladýr. Gün sayýsý 1-120 olabilir; yalnýz sanýk birden çok suçtan yargýlandýðýnda yukarý sýnýr 180 güne çýkartýlabilir. Ne var ki, özel hükümler kapsamýnda suçlara özgü yaptýrýmlarda Bin gün, bin beþ yüz gün, iki bin gün, üç bin gün, beþ bin gün, on bin gün, yirmi bin gün ile on bin güne kadar... ölçüler ön görülmüþtür. Soru, bu saptamalarýn mantýðý var mýdýr? Günlük miktar ne ye göre saptanacaktýr? Bu saptamada yer alacak ekonomik ve þahsi parametreler nelerdir? Nasýl saptanacak? Hâkiminin takdirine mi býrakýlacak? Býrakýlmayacaksa bunu saptamak için özel bir deðerlendirme birimine ihtiyaç olmayacak mý? Denetimli erteleme kurumunda olduðu gibi etkili bir uygulamanýn gerektirdiði örgütlenmenin parasal tutarý hesaplandý mý? Yoksa istim arkadan gelir düþüncesiyle Batý da 100 yýl önce uygulamaya koyulan kurumlarý fantezi olarak yasallaþtýrmak ötesinde bir iþlevi olmayacaðý göz ardý mý edilmektedir. Yok eðer, mali durum (net geliri) bakýmýndan kiþinin beyanýna itibar edilecekse, Finlandiya ceza kanununda olduðu gibi yanlýþ bir beyana özgü özel bir suç oluþmaya gerek yok mu? Bu konuya iliþkin Kanundaki normatif düzenleme aþaðýda sergilenmektedir: (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirasý olan bir gün karþýlýðý adli para cezasýnýn miktarý, kiþinin ekonomik ve diðer þahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir (StGB de 2 DM-10.000 DM). Yasa da bu miktarýn enflasyona artýþý için bir düzenleme getirilmediði görülmektedir! (3) Kararda, adli para cezasýnýn belirlenmesinde esas alýnan tam gün sayýsý ile bir gün karþýlýðý olarak takdir edilen miktar ayrý ayrý gösterilir. (4) Hâkim, ekonomik ve þahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kiþiye adli para cezasýný ödemesi için hükmün kesinleþme tarihinden itibaren bir yýldan fazla olmamak üzere mehil verebileceði gibi, bu cezanýn belirli taksitler halinde ödemesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yýlý geçemez ve taksit miktarý dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanýnda ödenmemesi hâlinde geri kalan kýsmýn tamamýnýn tahsil edileceði ve ödenmeyen adli para cezasýnýn hapse çevrileceði belirtilir. 9

Kapak Konusu 10 Kanunda suçlara özgü günlük para cezalarýnýn daðýlým ve aralýðý ise þöyledir: 1000 gün-2000 gün 3000 gün-5000 gün 10.000 gün-15.000 gün 20.000 gün - 328. madde de ise minimum yer verilmeyip, 10.000 güne kadar olacaðý hükme baðlanmýþtýr. Bu sayýsal görünümler oldukça abartýlý olup; yukarda belirtildiði üzere makul bir hadde çekilmesi gerekmektedir. Öte yandan, (suçlunun mali durumuna göre) günlük para cezasý Avrupa orijinli gözükmekte ise de, eski Türk Ceza uygulamasýna hiçte yabancý deðildir. Osmanlý da gani, orta halli, fakir ve çok fakir diye yapýlan sýnýflandýrmaya göre para cezasý için belirlenen oranlar ise 4:3:2 veya 8:4:2:1 veya 10:5:3 v.s. idi. Anýlan para cezasýndaki karanlýk delik, sanýðýn mali durumunun gerçekçi olarak saptanmasýdýr. Yukarýdaki düzenleme baðlamýnda hâkim para cezasýna hükmederken (birincisi, para cezasýna esas olacak gün sayýsýný; ikincisi, bir günlük birim için para cezasý miktarýný; ve üçüncüsü, mehil, taksit sayýsý ile taksitte ödenecek miktarýna ait olmak üzere) üç evreli bir takdir kullanacaktýr. Ödenmeyen adli para cezasýnýn hapse çevrileceði Kanunda belirtilmiþse de, yöntemine iþaret edilmemiþtir. Bu konuda Cezalarýn Ýnfazý Hakkýndaki 647 sayýlý Kanunun 5. madde hükmü ile kýrk yýllýk uygulamasýna iliþkin içtihat birikimi ile Kanunun referans kaynaklarýndan StGB Section 43 teki...bir günlük birim para cezasýna, bir günlük hürriyeti baðlayýcý ceza tekabül eder hükmü göz ardý edilmiþ bulunmaktadýr. Toplumlarda suç ve ceza anlayýþýnýn daha nesnel ve daha insancýl doðrultuda geliþmesi çaðýmýzda uygar nitelemesinin baþlýca þartý olmuþtur. G.B. Shaw un söylediði gibi; Bir insaný cezalandýrmak için ona kötülük etmeniz gerekir. Eðer, onu düzeltmek istiyorsanýz onun geliþmesine yardým etmelisiniz. Ve insanlar kendilerine kötülük edildiðinde geliþemezler. Cezalarýn þiddeti baðlamýnda pratikte göz önünde tutulmasý gereken bir sonuçta, oldukça aðýr cezalarýn yasalarda yer almasý halinde, hâkimlerin bu tür yaptýrýmlara hükmetme olgusunda bir azalma (discriminalisation) görülmesidir. Çoðu deðerlendirme çalýþmalarýnýn belgelediði diðer bir gerçekte, genç suçlulara hükmedilen aðýr cezalarýn, mükerrirlik oranlarý üzerinde aksi etki yaptýðý merkezindedir. Diðer bir sonuçta, Batý dünyasýnda suç oraný ile hükmedilen cezalarýn þiddeti arasýnda kesinlikle nedensel bir iliþkisi olmadýðý gibi ikisi arasýnda saptanabilir bir iliþki de olmadýðýdýr. Hapis cezasýnýn ertelenmesi MADDE 51- (1) Ýþlediði suçtan dolayý iki yýl veya daha az süreyle hapis cezasýna mahkûm edilen kiþinin cezasý ertelenebilir (StGB, Section 56). Bu sürenin üst sýnýrý, fiili iþlediði sýrada on sekiz yaþýný doldurmamýþ veya altmýþ beþ yaþýný bitirmiþ olan kiþiler bakýmýndan, üç yýldýr. Ancak, erteleme kararýnýn verilebilmesi için, kiþinin; a) Daha önce kasýtlý bir suçtan dolayý üç aydan fazla hapis cezasýna mahkum edilmemiþ olmasý, b) Suçu iþledikten sonra yargýlama sürecinde gösterdiði piþmanlýk dolayýsýyla tekrar suç iþlemeyeceði konusunda mahkemede bir kanaatin oluþmasý gerekir. (2) Cezanýn ertelenmesi, maðdurun veya kamunun uðradýðý zararýn, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesi koþuluna baðlý tutulabilir. Bu durumda, koþul gerçekleþinceye kadar cezanýn infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koþulun yerine getirilmesi halinde, hakim kararýyla hükümlü infaz kurumundan derhal salýverilir. Hapis ve ertelemeyi içeren bu yaptýrým türü, zararýn tamamen giderilmesine yönelik maðdur eksenli çok önemli bir

Kapak Konusu yeniliktir. Yalnýz, bunu salt zararýn giderilmesi amacýna inhisar etmek yerine, gerektiðinde, özel önleme amaçlý olarak kullanýlmasýna elverecek þekilde düzenlenmesi daha yerinde olurdu. (3) Cezasý ertelenen hükümlü hakkýnda, bir yýldan az, üç yýldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sýnýrý, mahkum olunan ceza süresinden az olamaz. (4) Denetim süresi içinde; a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eðitim programýna devam etmesine, b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak ayný meslek veya sanatý icra eden bir baþkasýnýn gözetimi altýnda ücret karþýlýðýnda çalýþtýrýlmasýna, c) On sekiz yaþýndan küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini saðlamak amacýyla, gerektiðinde barýnma imkaný da bulunan bir eðitim kurumuna devam etmesine mahkemece karar verilebilir. (5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kiþiyi görevlendirebilir. Bu kiþi, kötü alýþkanlýklardan kurtulmasýný ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öðütte bulunur; eðitim gördüðü kurum yetkilileri veya nezdinde çalýþtýðý kiþilerle görüþerek, istiþarelerde bulunur; hükümlünün davranýþlarý, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki geliþme hakkýnda üçer aylýk sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir. (6) Mahkeme, hükümlünün kiþiliðini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kiþi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir. (7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasýtlý bir suç iþlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarýsýna raðmen, uymamakta ýsrar etmesi halinde; ertelenen cezanýn kýsmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Bu fýkrada hâkime geniþ bir takdir verilmektedir: Neye göre kýsmen ve neye göre tamamen çektirilmesine karar verileceði konusunda referanslara yer verilmediði ve salt uzmanýn (periyodik) raporlarýna dayalý olacaðý için, uzmanýn niteliði önem kazanmaktadýr. Öte yandan, Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kiþiyi görevlendirebilir normu, bu kurumun (probation) uzun süre uygulanamayacaðý iþaretini vermektedir. (8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiði takdirde, ceza infaz edilmiþ sayýlýr. Bu fýkrada sözü edilen iyi hal kararý hangi ölçütlere göre saptanacaktýr? Denetim uzmanýnýn yargýsý mý esas alýnacaktýr, sorularýnýn yanýtý belirlenmelidir. Yukarýda fýkralara iliþkin olarak yapýlan kýsa açýklamalar sonrasý kurumunun esasýna bakýldýðýnda; denetimli ertelemenin (probation) koþullu olmasý, suçlularýn serbesti içerisinde topluma yeniden intibaký için isabetli bir kurum olarak belirmektedir. Bu kurum ceza mahkemelerinde görülen bir hizmet olup, hükümlülüðü saptanan kiþi hakkýnda psiko-sosyal bir anket yapýlmasýný ve yararlandýrýlacak hükümlünün toplumda denetimi ile tabi olacaðý hürriyetin koþullarýný içermektedir. Suçlu hakkýnda yapýlan anket, suçlunun öz geçmiþi ile karakteri hakkýnda bilgi toplamayý amaç edinmekte; uzmanýn rapor sonucunda vardýðý teþhis yargýsý hakime hükmedeceði yaptýrýmýn seçiminde yararlý olacaðý gibi hapis cezasýna mahkumiyet halinde kurumsal tretman için yararlý bir referans olabilir. Sistemdeki sanýk/hükümlü sayýsý göz önüne alýnarak probation un etkili bir uygulamaya kavuþabilmesi için aþaðýdaki öðelerin gerçekleþmesi gereklidir: 1. Rasyonel bir hukuki çerçeve, 2. Ceza yaptýrýmýnýn ankete dayalý olarak hükmolunmasý, 3. Hükümlülerin denetimi konusunda rasyonel ilkeler, 4. Nitelikli bir örgütlenme. 11

Kapak Konusu 12 Bu öðeler doðrultusunda probation hizmetlerinin ekonomik kazanýmlarý yanýnda yüksek bir iþletim bedeli olacaðý unutulmamalýdýr. Çocuk Mahkemelerinin Kuruluþu, Görev ve Yargýlama Usulleri Hakkýnda Kanunu ile ön görülmesine karþýn þimdiye dek gerçekleþtirilmemesi karþýsýnda bu konuda iyimser olmadýðýmý belirtmek isterim. Tehlike Hali-Suç Ýþleme Ýhtimali Toplumda iþlenen suçlarýn büyük bir yüzdesinin sabýkalý hükümlüler tarafýndan iþlenmesi göz önüne alýnarak mükerrirlik olgusunun önemi yadsýnamaz. Bu konuya ait Kanundaki düzenleme þöyledir: Madde 59(1) Önceden iþlenen suçtan dolayý verilen hüküm kesinleþtikten sonra yeni bir suçun iþlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanýr. Bunun için cezanýn infaz edilmiþ olmasý gerekmez. (2) Tekerrür hükümleri, önceden iþlenen suçtan dolayý, a) Beþ yýldan fazla süreyle hapis cezasýna mahkûmiyet halinde, bu cezanýn infaz edildiði tarihten itibaren beþ yýl, b) Beþ yýl veya daha az süreli hapis cezasýna mahkumiyet halinde, bu cezanýn infaz edildiði tarihten itibaren üç yýl, geçtikten sonra iþlenen suçlar dolayýsýyla uygulanmaz. Yukarýdaki a ve b bentlerinde beþ yýl/üç yýl ayrýmýndaki kriminolojik gerekçesinin ne olduðu anlaþýlamamýþtýr. Bu sürenin, her hükümlü için üç yýl ön görülmesi isabetli olacaktýr. Üç yýl suç iþlemeden varlýðýný sürdürmesi, sabýkalý hükümlü için yeterli görülmelidir. (3) Tekerrür halinde, sonraki suça iliþkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezasý ile adli para cezasý öngörülmüþse, hapis cezasýna hükmolunur. Birinci fýkrada tekerrür hükmünün uygulanmasý için cezanýn infaz edilmiþ olmasý gerekmez denilmesine karþýn, bu fýkrada takdirin kaldýrýlarak yasama organýnca ceza saptanmasý, cezalarýn bireyselleþtirilmesi ilkesine oldukça aykýrý gelmektedir. (4) Kastlý suçlarla taksirli suçlar ve sýrf askeri suçlarla diðer suçlar arasýnda tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yaðma, dolandýrýcýlýk, uyuþturucu madde imal ve ticareti ile parada veya kýymetli damgada sahtecilik suçlarý hariç olmak üzere; yabancý ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Hariç tutulan suçlar arasýnda, sapýklýk derecesindeki cinsel suçlara yer verilmemesi isabetli olmamýþtýr. (6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrýca, mükerrir hakkýnda cezanýn infazýndan sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanýr. Yeni bir yaptýrým türü kavramýna tanýk olduðumuz bu fýkrada, sözü edilen denetimli serbestlik tedbiri (parole) þartlý salýverilme sýrasýnda mý, yoksa bihakkýn tahliye sonrasý mý söz konusu olacaktýr? Birinci soruya olumlu yanýt verildiðinde, bu tedbire infaz hakimliðince karar verilmesinin yerinde olacaðý; yok eðer, ikinci soru baðlamýnda bir tedbir ise bunun hükümle birlikte olmasý için kanunilik ilkesi uyarýnca düzenlenmesi gerekmektedir. Nitekim, aþaðýdaki fýkra hükmünde ikinci yolun seçildiði görülmektedir. (7) Mahkumiyet kararýnda, hükümlü hakkýnda mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanýn infazýndan sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacaðý belirtilir. (9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanýn infazýndan sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kiþi veya örgüt mensubu suçlu hakkýnda da uygulanmasýna hükmedilir. Hiç kuþkusuz, bu gruptakiler tehlikelilik açýsýndan önem arz ettikleri için öncelikle bunlar hakkýnda denetimli serbest tedbiri ne baþvurulmasýnýn kesin buyuru olarak düzenlenmesinde isabet olduðu düþünülmekle beraber

Kapak Konusu iþlenmekte olan suçun ciddiyeti ve suçlunun kiþilik profili göz önüne alýnmaksýzýn bu sýfattaki her hükümlünün bu rejime tabi tutulmasýnýn kriminolojik geçerliliði olmadýðý gibi, Kanunda ön görülmesi gerekli uzman raporu ihtiyacý ile tutarsýzlýk içerisindedir. Nitekim, Kanada ceza sistemine göre tehlikeli suçlu þöyle düzenlenmiþtir: Kiþilere karþý zarar verici þiddet eylemlerinde bulunanlardan Müessir fiil veya öldürücü davranýþ biçimini itiyat edinenler, Cinsel dürtülerini kontrol edemeyenlerin zarar verme olasýlýðý, Ýþlediði suç o derece vahþice ki, gelecekte davranýþýný kontrol etmesinin olasýlýk dýþý olmasý. Öte yandan, tehlikeli suçlular bakýmýndan, tahliye sonrasý denetimli serbesti rejimin hükümle beraber saptanmasý ön görülmesine karþýn, bu konuda azami bir süreye Kanunda yer verilmemesi, kanunilik ilkesine aykýrý bulunmaktadýr. Bu düzenlemeler toplumun korunmasý amacýyla tasarlanmýþ gözüküyorsa da, biçimsellik ötesinde bir yarara hizmet etmesi konusunda ciddi kuþkularým olduðunu belirtmek isterim. Tehlike hali-suç iþleme ihtimaline anlamlý bir boyut kazandýrmak amacýyla konunun ayrýntýlý olarak irdelenmesinde yarar görülmüþtür. Psikiyatri uzmanlarý ve kriminologlarca, geniþ kapsamlý araþtýrmalara dayalý olarak kabul edilen husus, faillerin yeniden suç iþlemesini tahmin edebilmenin yüksek derecede kesinlikten yoksun olduðudur. Dünya Saðlýk Teþkilatý(WHO) koordinatörlüðünde gerçekleþtirilen bir projede altý ülkeye ait verilere dayalý olarak varýlan sonuçta, "tehlikelilik haline iliþkin tahminlerde bulunacak uzman kiþiler arasýndaki görüþ birliði derecesinin düþük olduðu; psikiyatri uzmanlarý arasýndaki bu uyum derecesinin ise psikiyatri uzmaný olmayan kiþiler arasýndakilere göre yüksek bulunmadýðýdýr. Nitekim, haklarýnda tahmin iþlemi yapýlan kiþilerin dörtte üçü bakýmýndan yüzde 50 sinden daha az bir miktarýnda mutabakat saðlanabilmiþtir. Bu durumda saðlýklý bir tahmin yapabilme yüzdesi hiçte yüksek deðildir. Sonuç Suçlarda artýþ veya hukukta/yargýlamada týkanma olduðunda elimizde tek çare þu müthiþ sözdür : Daha fazlasý. Nitekim, bazý suç türlerinde artýþ görüldüðünde cezalarý aðýrlaþtýrýyoruz; davalar arttýðýnda mahkeme/hâkim sayýsýný artýrýyoruz; cezaevleri nüfusu arttýðýnda yeni cezaevleri inþa ediyoruz; týpký yollarýmýz kalabalýklaþtýðýnda, daha fazla yol/alt geçit inþa edilmesi; kentlerimizde güvenlik sorun haline geldiðinde, daha fazla sayýda kolluk gücü için çaðrý yapýlmasý gibi. Ne var ki, daha fazlasý þimdiye dek sorunu çözmedi. Asýl sorun mahkeme deðil adalettir ve bu adaletin de yalnýzca Adalet Bakanlýðý nda olmadýðý bilinmelidir. Yine güvenlikte sorun, kolluk görevli sayýsý deðil güvenliktir. Ceza adaleti sistem analizinin belgelediði beraat, düþme (aþýnma) ve adli yanýlma oranlarýndaki çarpýcý oranlar kalite açýsýndan patolojik bir görüntü sergilemektedir. Bu istatistik görüntünün yýllarca süregelmesine karþýn Adalet Bakanlýðý ve Yüksek Yargýda gerekli irade tezahürüne tanýk olunamadý. Öte yandan, Beþ Yýllýk Kalkýnma Plan Stratejileri ve yýllýk kalkýnma programlarýnda þimdiye dek beraat/düþme/adli yanýlma için bir oran hedeflendiðine tanýk olamadým. Halkta bilinç yaratýlamadýðý için demokratik sistem de gerekli deðiþimi saðlayamadý. Ýþin trajik yaný ceza iþlerinde Yargýtay Ceza Dairelerince verilen bozma kararlarýndaki oraný yüzde 40 gözükmekte ise de, Yargýtay Baþsavcýsý Nuri Ok bu oranýn gerçekte yüzde 70 civarýnda olduðunu belirtmektedir. Ceza adaleti sisteminde her þey sanki suçlularý korumaya yöneliktir. Sistemde maðdurlar açýsýndan büyük bir 13

Kapak Konusu 14 haksýzlýk ve dengesizliðe tanýk olunmaktadýr. Bu durum isimlendirme açýsýndan Batý dünyasýnda daha da belirgin olmaktadýr: Ceza adaleti criminal justice (yoksa victim justice deðil) olarak adlandýrýlmaktadýr. Mevcut adli süreç maðdur u daha da maðdurlaþtýrýlmaktadýr; nerede ise maðdur suçlu konumuna getirilmektedir. Hüküm giyen suçlu eðitilmekte, çalýþtýrýlmakta/psikiyatrik tedaviye tabi tutulabilmekte; kendilerine af saðlamak üzere kader kurbaný etiketi yapýþtýrýlmakta; aflarla salýverilenler, özellikle cinsel sapýklar yeni kurbanlara doðru yelken açmaktadýrlar. Kanunda psiko-sosyal anketlerle suçlularýn öz geçmiþlerinin profili çýkarýlýrken, maðdurlara ne olduðu konusunda hiç bir araþtýrma yapýlmýyor. Cinayete kurban gidenler, sanki temizlendiler. Onlar maðdur potansiyelli kiþilerdi; cinayet olmasa baþka bir nedenle X olacaklardý-belki de yolda yürürken kafalarýna bir saksý düþerek veya geceleyin evlerine giren bir kamyonla can vereceklerdi. Öte yandan, zamanaþýmý ile takibattan kurtulan suçlulara karþýn maðdurlar yaþam boyu geçirdikleri travmanýn etkisine mahkum oluyorlar. Ýþte sistem çeþitli açýlardan fire vermektedir. Ýnsan haklarý bildirgelerinde sanýklarýn korunmasýna yönelik hükümler pozitif hukuka yansýmýþ iken, maðdurlarýn korunmasýna yönelik düzenleme daha yasalaþmamýþtýr. Ýlke, defa suç iþlediklerinde korunan suçlular salýverilme sonrasý yeniden suç iþlediklerinde (belli bir süre geçtikten sonra) sistem yine koruyuculuðunu sürdürmekte; zaman zaman cezai sorumluluk açýsýndan akýl hastalýðý devreye girerek (insanity defense) farazi açýklamalarla sanýðýn cezai sorumluluðu olmadýðý da hükme baðlanabilmektedir. Kuþkusuz, bu düzenleme de sorgulanarak, gerçekte sanýðýn suçu iþleyip iþlemediði/suçlu olup olmadýðý saptanmalý; bu saptama sonrasý yaptýrým ve tretman türü (akýl hastanesi mi, cezaevi mi, yoksa her ikisinin mi olacaðý) belirlenebilmelidir. Sorun, good ve evil in/iyi ve kötünün ayýrt edilmesi ve halkýn bilgilendirilmesi, çeliþkili durumlarýn giderilmesidir. Yoksa, ceza kanununa farklý anlamlar ve tonlar yükleyerek ceza adaleti sürecini iyice muðlak hale getirmek amaç olmamalýdýr. Yalnýz normatif çeliþkiler yanýnda sosyal psikoloji açýsýndan beliren çeliþkiler de sosyal güdülenmelerde þizofreniye neden olmaktadýr. Yukarýda sergilenen teze baþka açýdan bakýldýðýnda, toplum bir yandan, Ne bu rezalet caným, burasý nasýl bir ülke, güvenliði kalmadý, nereye baksanýz bir sorun, bir olay/bir cinayet diyor; öte yandan, cinayet iþleyenler omuzlara alýnarak, destek veriliyor; olasý affa moral destek vermek üzere onlarý kader kurbaný olarak isimlendiriyorlar. Veya kiþiler kendilerini güvenli/sonuç alabilecek þekilde güçlü hissetmediklerinden tepki gösteremiyor/itiraz etmiyor; kaderine razý oluyorlar. Kader kurbaný derken tüm toplumun kader kurbaný olma riski göz ardý ediliyor. Gerçekte ceza kanununa teoriler açýsýndan yeni bir felsefeyle yaklaþýlmak isteniyorsa, maðdur eksenine dayalý olarak yaklaþýlmalý; maðdurun daha fazla maðduriyetini önlemek için gerekli düzenlemeler yapýlmalýdýr. Hiç kuþkusuz, Kanunun bu doðrultudaki düzenlemeleri oldukça olumlu görülmektedir. Sonuç çýkarým olarak, toplumsal düzen ve kiþilerde güven duygusu yaratmak bakýmýndan temel sorunlarýn üzerine eðilmek yerine, iþin en kolay yaný olan ve fakat içerdiði yeni kurumlarla yüksek bedelli yeni bir ceza kanunu yaratmak iddiasý ile ortaya konulan bu 5237 sayýlý TCK toplumsal güvenliðin eskisinden daha iyi saðlanacaðý iddiasý sanal bir iddia olmaktan öteye geçemeyecektir. Öte yandan, lehde kanunun uygulanmasý gereði 78 yýllýk uygulamaya sahip 765 sayýlý TCK uzun bir süre yeni TCK ile birlikte varlýðýný sürdürecektir. Unutulmamalýdýr ki, yeni kanun tüm suçlarý yeniden formüle ederken, her suça özgü cezalar da deðiþtirilmiþtir. torenyucel@cankaya.edu.tr

Kapak Konusu Prof. Dr. Nahit Töre Çankaya Üniversitesi Uluslararasý Ticaret Bölümü Öðretim Üyesi AB KOMÝSYONU: EVET, AMA... Aralýk 2002 de Kopenhag da bir araya gelen AB Konseyi, Eðer, Aralýk 2004 teki AB Konseyi Komisyon raporu ve tavsiyesi üzerine Türkiye nin Kopenhag siyasi kriterlerini karþýladýðýna karar verilirse, Avrupa Birliði nin, Türkiye ile katýlým müzakerelerini geciktirmeksizin baþlatacaðýný ifade etti. Bu görüþ, Haziran 2004 te Brüksel de bir araya gelen AB Konseyi tarafýndan da teyit edildi. AB Komisyonu nun bu doðrultuda hazýrladýðý Türkiye Raporu, 6 Ekim 2004 tarihinde Türkiye 2004 Ýlerleme Raporu ve Etki Raporu ile birlikte açýklandý. Avrupa Komisyonu söz konusu raporunda, hazýrlýk aþamasýnda olan bir takým temel mevzuat çalýþmalarýnýn tamamlanmasý koþuluyla Türkiye ile müzakerelere baþlanmasý tavsiyesinde bulundu. Komisyon, müzakerelere baþlanmasý için üç ayaklý bir strateji yaklaþýmý öneriyor. Öncelikle, Türkiye deki reform sürecinin güçlenmesi ve desteklenmesi için daha etkin bir iþbirliði, ikinci olarak, Türkiye nin katýlýmýna özgü unsurlara göre uyarlanmýþ müzakereler ve son olarak da AB halklarý ile Türk halkýný bir araya getirecek güçlendirilmiþ bir siyasi ve kültürel diyalog. Katýlým sürecinin Türkiye deki reform sürecini ileriye götüreceði konusunda þüphesi olmayan Komisyon, katýlým müzakerelerinin doðasý gereði ucu açýk bir süreç olduðunun da altýný çiziyor. Tavsiye Kararý Türkiye, Katýlým Ortaklýðý Belgesinde öngörülen öncelikler doðrultusunda, son yýllarda özellikle anayasa ve mevzuat alanýnda yaptýðý kapsamlý deðiþikliklerle olmak üzere, siyasi reform sürecinde ciddi bir ilerleme kaydetmiþtir. Bununla birlikte, Dernekler Kanunu ve Ýstinaf Mahkemelerine iliþkin yasa henüz yürülüðe girmemiþtir. Üstelik, CMUK; Adli Kolluðu kuran mevzuat ve Ceza ve Tedbirlerin Ýnfazý hakkýndaki Kanun tasarýlarý henüz yasalaþmamýþtýr. Türkiye bu reformlarýn düzgün bir þekilde uygulanmasýný teminen ciddi çabalarda bulunmaktadýr. Buna raðmen, mevzuat ve uygulamanýn daha fazla geniþletilmesi ve pekiþtirilmesi gerekmektedir. Bu husus özellikle iþkence ve kötü muameleyle mücadelede izlenen sýfýr tolerans politikasý ile ifade özgürlüðü, din özgürlüðü, kadýn haklarý ve sendikal haklarla azýnlýk haklarý dahil ILO standartlarýna iliþkin hükümlerin uygulanmasý açýsýndan önemlidir. Reformlar yoluyla keydedilen ilerleme ýþýðýnda, Türkiye nin yukarýda ifade edilen taslak mevzuatý yürülüðe koymasý koþuluyla, Komisyon Türkiye nin siyasi kriterleri yeterli düzeyde karþýladýðý kanaatindedir ve katýlým müzakerelerinin baþlatýlmasýný tavsiye eder. Reform sürecinde, özellikle reformlarýn uygulanmasýnda geri dönüþün olmadýðý daha uzun bir süre zarfýnda teyit edilmelidir. Üç ayaklý bir strateji izlenmelidir. Stratejinin birinci ayaðý, Türkiye de özellikle Kopenhag siyasi kriterlerinin devamlýlýðýna iliþkin reform sürecinin güçlendirilmesi ve desteklenmesi için iþbirliðini kapsamaktadýr. Siyasi reform sürecinin devamlýlýðýný saðlamak ve geriye dönüþleri engellemek için AB, siyasi reformlarý yakýndan izlemeye devam etmelidir. Bu amaçla, reform sürecinin önceliklerini belirleyen gözden geçirilmiþ bir Katýlým Ortaklýðý Belgesi temel alýnacaktýr. 2005 sonundan baþlayarak her yýl siyasi reformlara iliþkin geliþmeler genel bir deðerlendirmeye tabi tutulacaktýr. Reformlarýn hýzý müzakerelerin ilerlemesi konusunda belirleyici unsur olacaktýr. Avrupa Birliði nin temellerini oluþturan özgürlük, demokrasi, insan haklarýna ve temel özgürlüklere saygý ve hukukun üstünlüðü ilkelerinin sürekli olarak ve ciddi bir þekilde ihlal edilmesi halinde, Komisyon müzakerelerin askýya alýnmasýný tavsiye edecektir. Konsey bu konudaki kararýný nitelikli çoðunluk oyuyla belirleyecektir. Stratejinini ikinci ayaðý, Türkiye ile sürdürülecek katýlým müzakerelerine belirli bir yaklaþým konusundadýr. Katýlým müzakereleri, kararlarýn oybirliðiyle ve tüm AB üyelerinin katýlýmýyla alýnacaðý bir Hükümetlerarasý Konferans çerçevesinde gerçekleþtirilecektir. Müzakere, karmaþýk süreçtir. Konsey, müzakerelerin her bölümüne iliþkin olarak, 15

Kapak Konusu 16 müzakerelerin geçici olarak kapatýlmasý ve -gerektiðindemüktesebatýn tatmin edici bir þekilde uygulanmasý dahil, müzakerelerin baþlatýlmasý için belli ölçütler tespit etmelidir. Bölümlerle ilgili müzakereler baþlamadan önce müktesebattan kaynaklanan yasal yükümlülükler yerine getirilmelidir. Uzun geçiþ dönemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bununla birlikte, yapýsal politikalar ve tarým gibi alanlarda özel düzenlemelere gerek duyulabilir ve iþçilerin serbest dolaþýmý için kalýcý tedbirler düþünülebilir. Türkiye nin Birliðe katýlýmýnýn mali ve kurumsal etkisi önemlidir. AB müzakereler tamamlanmadan önce 2014 sonrasý dönem için perspektifini belirlemek durumundadýr. Bununla birlikte, Komisyon müzakereler süresince, Antlaþma nýn ortak politika ve dayanýþma hedeflerini göz önünde bulundurarak, Birliðin yeni üyeleri özümseme ve entegrasyonu derinleþtirme kabiliyetini izleyecektir. Stratejinin üçüncü ayaðý, AB halklarý ile Türk halkýný bir araya getirecek önemli ölçüde güçlendirilmiþ bir siyasi ve kültürel diyalog öngörüyor. Bu diyalogda en önemli rolü AB nin desteðiyle sivil toplum üstlenmelidir. Komisyon diyaloðun ne þekilde destekleneceðine dair tavsiyelerde bulunacaktýr. Komisyonun müzakere sürecinin Türkiye deki reform sürecini ileriye götüreceði konusunda þüphesi yoktur. Bu süreç doðasý gereði ucu açýk bir süreçtir ve sonuçlarý önceden garanti edilemez. Müzakerelerin ve müteakip onay sürecinin sonucu ne olursa olsun, AB ve Türkiye arasýndaki iliþkiler Türkiye nin her zaman AB yapýlarýna tam anlamýyla baðlanmasýný temin etmelidir. Türkiye nin Birliðe katýlýmý, elli yýldýr süregelen Avrupa entegrasyonunu tehlikeye sokmadan, onu ileriye götürecek þekilde ayrýntýlý bir þekilde tasarlanmalýdýr. Etki Raporu Türkiye Ýlerleme Raporu ve yapýlan tavsiyeye paralel olarak Komisyon, Türkiye nin Birliðe Üyeliðinin Yaratabileceði Etkiler e iliþkin ayrýntýlý bir etki raporu da hazýrlamýþtýr. Bu rapora göre, Türkiye nin Birliðe üyeliði, her iki taraf için de zorluklar içerecektir. Ancak, iyi bir þekilde deðerlendirilmesi halinde bu süreç, her iki taraf açýsýndan olumlu sonuçlar doðuracaktýr. Katýlýma yönelik gerekli hazýrlýklar, önümüzdeki on yýla kadar uzanabilir. Bu süreç içinde AB deðiþirken Türkiye nin geçireceði deðiþim, daha da ciddi boyutta olacaktýr. AB müktesebatý, yani tüm AB politikalarý ve mevzuatý, 27 belki de daha da fazla üyeden oluþan AB nin ihtiyaçlarýna yanýt verecek þekilde daha da geliþecektir. Bu geliþim, Türkiye nin katýlýmýnýn yaratacaðý zorluklarý ve fýrsatlarý da göz önünde bulundurabilir. Etki Raporunda þu saptamalar yer alýyor: "Türkiye'nin katýlýmý, nüfusu, büyüklüðü, coðrafi konumu, ekonomi, güvenlik ve askeri potansiyeli nedeniyle önceki geniþlemelerden farklý olacak. Bu faktörler, Türkiye'ye bölgesel ve uluslararasý istikrara katkýda bulunma kapasitesi veriyor. Türkiye, halen radikal deðiþim sürecinden geçiyor. Mevcut deðiþim sürecinin sürmesi herkesin çýkarýna. Türkiye, nüfusunun çoðu Müslüman bir ülkenin özgürlük, demokrasi, insan haklarýna saygý ve hukuk üstünlüðü gibi temel ilkelerine uymasý konusunda önemli bir model oluþturur. Türkiye'nin katýlýmýnýn Türk ekonomisi üzerindeki etkisi olumlu ancak Türk ekonomisinin nispeten ufak boyutu ve katýlým öncesi ekonomik entegrasyonunun derecesi nedeniyle göreli olarak küçük olur. Müzakerelerin baþlamasý, Türkiye'nin makroekonomik istikrara ulaþma ile yatýrýmlarý, büyüme ve sosyal geliþmeyi teþvik etme çabalarýna yardýmcý olur. Bu koþullarda Türkiye'nin GSYÝH'sinin AB ortalamasýndan daha hýzlý büyümesi beklenebilir.