Maksillektomi uygulanan hastalarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi

Benzer belgeler
MAKSİLLER SİNÜS TÜMÖRLERİ

Oral kavite skuamöz hücreli kanserlerinde evreleme ile perinöral, vasküler ve ekstrakapsüler invazyon bulgularının ilişkisi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Larenks kanserinin preoperatif, intraoperatif ve postoperatif evrelemelerinin karşılaştırılması

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

MAKSİLLER SİNÜS KİTLELERİNE YAKLAŞIM

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

Santral Sinir Sistemi Rabdoid Teratoid Tümörü Radyoterapisi. Dr. Ayşe Hiçsönmez AÜTF Radyasyon Onkolojisi Nisan 2013

Adenoid Kistik Karsinomlar. Dr. Murat Çaloğlu Trakya Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Ab.D., Edirne

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Radikal Prostatektomi Sonrası Yüksek Riskli Grupta RT: Erken mi Geç mi? Dr Şefik İğdem

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNDE ONKOLOJİK TEDAVİ. Prof. Dr. Evin Büyükünal Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları. ABD Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

Lokal İleri Baş Boyun Kanserinde İndüksiyon Tedavisi mi? Eşzamanlı Kemoradyoterapi mi?

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Cerrahi Dışı Tedaviler

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

LOKAL ILERI REKTUM TÜMÖRLERINDE

İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

İnverted papillomlu olgularda endonazal endoskopik ve kombine yaklaşım sonuçları

DİLDE EPİDERMOİD KANSERLERDE YAŞ, CİNSİYET, SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ PROGNOZA ETKİLERİ

Kemik metastazlarında reirradiasyon

KANSER TEDAVİSİ SIRASINDA VERİLEN EĞİTİMİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ. Doç. Dr. Özgül Karayurt Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

Sfenoetmoidal Bölgede Renal Hücreli Kanser Metastazı: Olgu Sunumu*

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Ümmügül Üyetürk Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Tıp Fakültesi,İç Hastalıkları AD, Tıbbi Onkoloji BD, BOLU

Nazal kavite ve paranazal sinüs kanserli materyallerin raporlanmasında: CAP protokolleri. Dr. Ünsal Han, 2012 SB Ankara Dışkapı YB EAH

Malign paranazal sinüs tümörlerinin tanısında bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

Parotis Bezi Tümörü Nedeniyle Ameliyat Edilen Olguların Cerrahi ve Histopatolojik Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

Dr. Talha Müezzinoğlu

Glottik Tümörlerin Tedavisinde Vertikal ve Suprakrikoid Parsiyel Larenjektomi

FARKLI IN-VIVO DOZİMETRİ TEKNİKLERİ İLE FARKLI IMRT TEKNİKLERİNDE İNTEGRAL DOZ TAYİNİ

LARENKS KANSERİ OLGULARIMIZIN RETROSPEKTİF ANALİZİ

2. MUĞLA MULTİDİSİPLİNER ONKOLOJİK ARAŞTIRMALAR SEMPOZYUMU. ""Her Yönü ile Kanserde Tartışmalı Konular"" (MORE 2018) 05 Ekim 2018 CUMA

Larenks kanserlerinde tümör yerleşimine göre invazyon derinliği ve tümör çapının değerlendirilmesi

Nöronavigasyon sistemi eşliğinde yapılan cerrahi tedavi sonuçlarımız

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Paranazal Sinüslerde İnverted Papillom Zemininde Gelişmiş Bilateral Yassı Hücreli Karsinomun Bilateral Lateral Rinotomi Yaklaşımı ile Tedavisi

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

REKTUM KANSERİNDE NEO / ADJUVAN RADYOTERAPİ. Ethem Nezih Oral İstanbul Üniversitesi İTF Rad Onk AD

PANKREAS KANSERLERİNDE

Serviks Kanserinde Fertilite Koruyucu Tedavi

Evre III KHDAK nde Radyoterapi

THE ETIOLOGICAL ROLE OF SMOKING IN HEAD AND NECK TUMORS

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

HODGKIN DIŞI LENFOMA

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

Tl VE T2 LARENGEAL KARSİNOMALARDA CERRAHİ VE KÜRATİF RADYOTERAPİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Dr. Zeynep Özsaran. E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi AD

Mide Tümörleri Sempozyumu

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

İnverted Papillomada Cerrahi Tedavi Yaklaşımları

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Rektum Kanseri Lokal Tümör Eksizyonu Radikal Bir Girişim midir?

Sinonazal inverted papillom: Tek merkeze ait 38 olgunun değerlendirilmesi

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ

Beyin tümörü, beyni oluşturan üç bölgeden birinden -beyin, beyincik ve beyin sapıkaynaklanabilir.

OLGU. 57 yaşında Sağ memede son 10 ayda hızla büyüyen kitle

TONSİL KANSERİNDE KLİVUS METASTAZI CLIVUS METHASTASIS OF TONSILLER CARCINOMA Baş Boyun Cerrahisi

Trakeanın Malign Hastalıklarında Onkolojik Tedavi

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Nazal Septumda Dev Pleomorfik Adenom: Bir Vaka Sunumu Huge Pleomorphic Adenoma in the Nasal Septum ; A Case Report Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları

DİL KANSERİ: 88 HASTANIN DENEYİMİ

Prostat Kanserinde Yaşam Kalitesi. Dr. Hakan Gemalmaz ADÜTF Üroloji AD. Üroonkoloji Derneği

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

OVER KAYNAKLI MALİGN MİKST MÜLLERİAN TÜMÖRLERDE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

Transkript:

Kulak Burun Boğaz Uygulamaları 2014;2(1):28-32 doi: 10.5606/kbbu.2014.97269 Özgün Makale / Original Article Maksillektomi uygulanan hastalarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi Assessment of quality of life in patients undergoing maxillectomy Güven Yıldırım, Tolgar Lütfi Kumral, Yavuz Uyar, Güler Berkiten, Ziya Saltürk, Mehmet Önder Doğan, Muzaffer İnan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği, İstanbul, Türkiye Amaç: Bu çalışmada paranazal sinüs tümörlerine cerrahi yaklaşım ve hastaların ameliyat sonrası yaşam kaliteleri değerlendirildi. Hastalar ve Yöntemler: Ocak 2006 - Aralık 2013 tarihleri arasında maksilla tümörü nedeniyle ameliyat edilen 17 hasta (7 erkek, 10 kadın; ort. yaş 59.3±13.9 yıl; dağılım 31-86 yıl) çalışmaya alındı. Maksilla tümör cerrahisi sonrası patolojik tanı kondu. Ameliyat sonrası parsiyel ve total maksillektomi yapılan hastaların yaşam kalitesini sorgulamak amacıyla Kısa Form 36 (KF-36) anketi uygulandı ve kendi içinde karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların 14 üne (%82.4) parsiyel maksillektomi, üçüne (%17.6) total maksillektomi yapıldı. Yaşam kalitesi KF-36 anketine göre, parsiyel maksillektomi olan hastaların hem anketin fiziksel hem de mental sağlık bileşenleri, total maksillektomi olanlara kıyasla, anlamlı derece yüksek idi (p<0.05). Sonuç: Paranazal sinüs tümörlerinin tedavi protokolleri olguya göre planlanmalıdır. Cerrah, konservatif tedavi parsiyel maksillektomi hastalarının yaşam kalitesini iyileştirdiği için, mümkün olduğu kadar konservatif olmalıdır. Anahtar Sözcükler: Yaşam kalitesi anketi; paranazal sinüs tümörü; cerrahi. Objectives: This study aims to evaluate the surgical approach to the paranasal sinus tumors and postoperative quality of life of the patients. Patients and Methods: Between January 2006 and December 2013, 17 patients (7 males, 10 females; mean age 59.3±13.9 years; range 31 to 86 years) who underwent surgery for maxillary tumors were included in this study. Pathological diagnosis after maxilla tumor surgery were made. After surgery, the Short Form-36 (SF-36) questionnaire was applied to the patients who underwent partial or total maxillectomy and were compared between each other. Results: Fourteen of the patients (82.4%) had partial maxillectomy, while three (17.6%) had total maxillectomy. According to the quality of life SF-36 questionnaire, both physical and mental health components of the questionnaire of the partial maxillectomy patients were significantly higher than those with total maxillectomy (p<0.05). Conclusion: The treatment protocols of paranasal sinus tumors should be tailored individually. Surgeon should be conservative as much as possible, since conservative treatment improves the quality of life of patients with partial maxillectomy. Key Words: Life quality questionnaire; paranasal sinus tumor; surgery. Paranazal sinüs (PNS) kanserleri nadir görülen ve tanısı genellikle ileri evrelerde konulan hastalıklardır. Tüm vücut tümörlerinin %0.2-0.8 ini ve tüm baş-boyun tümörlerinin %3 ünü oluştururlar. [1,2] Paranazal sinüs tümörlerinin %80 i mukozadan kaynaklanmakta ve bunların büyük çoğunluğunu da epidermoid karsinomlar oluşturmaktadır. [1] Seromusinöz bezlerden kaynaklanan tümörlerin %10-15 kadarı adenokarsinomlar, adenoid kistik karsinomlar, mukoepidermoid karsinomlar ve asinik hücreli karsinomlar olarak görülmektedir. Kalan %4-6 kadarını da daha nadir rastlanan PNS lerin epitelyal olmayan tümörleri oluşturur. Bunlar; sarkomlar ve lenfomalar, mukozal ve submukozal melanositlerden kaynaklanan malign melanomlardır. [3] Geliş tarihi: 15 Ocak 2014 Kabul tarihi: 05 Mart 2014 İletişim adresi: Dr. Tolgar Lütfi Kumral. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği, 34403 Okmeydanı, Şişli, İstanbul, Türkiye. Tel: 0212-314 55 55 e-posta: tolgins@hotmail.com 2014 İstanbul KBB-BBC Uzmanları Derneği Yayın Organı

Yıldırım ve ark. Maksillektomi uygulanan hastalarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi 29 Erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha fazla görüldüğü ve en sık 50 yaş üzerinde ortaya çıktığı bildirilmiştir. [2,4] Nadir görülmeleri ve sinüs içerisinde uzun süre semptom vermeden büyümeleri nedeni ile tanıda sıklıkla geç kalınır. Hastalarda en sık görülen semptomlar burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve burun kanamasıdır. Tanı ortalama 6-8 ay arasında konur ve maksiller sinüs malign kitlelerinin ancak %25 i boşluk içerisinde iken tanılanabilir. [5,6] Paranazal sinüs tümörlerinde tedavi protokolleri; tümörün evresi, histolojik tipi, hastanın yaşı ve genel durumuna göre planlanmalıdır. Günümüzde en etkili tedavi yöntemi ameliyat öncesi veya ameliyat sonrası radyoterapi ve radikal bir cerrahi girişim ile mümkün olmaktadır. [4,7] Yapılacak tedavi seçimi hastanın bundan sonraki yaşam kalitesini çok değiştirmektedir. Bu çalışmamızda PNS tümörü tanısı ile cerrahi planlanan hastaların tedavi seçenekleri ve cerrahisi sonrası yaşam kaliteleri değerlendirildi. HASTALAR VE YÖNTEMLER Ocak 2006 - Aralık 2013 tarihleri arasında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği nde maksilla tümörü nedeniyle ameliyat edilen 17 hasta (7 erkek, 10 kadın; ort. yaş 59.3±13.9 yıl; dağılım 31-86 yıl) çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalara yapılacak işlemler hakkında bilgi verildi ve bilgilendirilmiş onam formları alındı. Çalışmaya dahil edilmeme kriteri olarak hastaların ameliyatı kabul etmemesi dışında bir kriter yoktu. Hastalar total maksillektomi yapılanlar (n=3; %17.6) ve total dışında her türlü parsiyel maksillektomi yapılanlar (n=14; %82.4) olarak iki gruba ayrıldı. Bu hastaların ameliyat sonrası patolojik tanıları ve yaşam kalitesi ölçekleri kaydedildi. Patolojik değerlendirmede histolojik tanıları, perinöral invazyon ve perivasküler invazyon bildirildi. Bu çalışmada yaşam kalitesi ölçeği kısa form 36 (KF-36) anketi ile değerlendirildi. Kısa form-36 nın en önemli özelliği kendini değerlendirme ölçeği olmasıdır. Ölçek 36 maddeden oluşmakta ve bunlar sekiz boyutun ölçümünü sağlamaktadır; fiziksel fonksiyon, sosyal fonksiyon, fiziksel fonksiyonlara bağlı rol kısıtlılıkları, emosyonel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları, mental sağlık, enerji/vitalite, ağrı ve sağlığın genel algılanması. Her boyut için toplam puan 0-100 arasında değişmektedir. Bu sekiz ölçüm fiziksel bileşen özet ve mental bileşen olarak özet iki ana grup altında puanlanarak özetlenir. Bu çalışmada KF-36 anketi ameliyat öncesi ve ameliyattan üç ay sonra maksillektomi geçiren hastalara uygulandı ve karşılaştırıldı. İstatistiksel analiz Hastaların verileri Windows için SPSS 17.0 versiyon (SPSS Inc., Chicago, Illinois, USA) paket programı ile analiz edildi. Tanımlayıcı istatistiklerin yanında iki grup arasındaki farkı değerlendirmek için Mann-Whitney U testi kullanıldı. Ameliyat sonrası KF-36 anketinin fiziksel ve mental bileşenlerinin özet ortalamaları arasındaki farka bakıldı. İstatistiksel olarak p<0.05 anlamlı fark olarak değerlendirildi. BULGULAR Tüm hastalara ameliyat sonrası histopatolojik inceleme yapıldı. Tüm hastaların %23.5 i (n=4) skuamöz hücreli karsinom, %35.6 sı (n=6) bazal hücreli adenokarsinom, %17.6 sı (n=3) adenoid kistik karsinom, %5.9 u (n=1) transizyonel hücreli karsinom, %5.9 u (n=1) plazmositoma, %5.9 u (n=1) yuvarlak hücreli malign karsinom ve %5.9 u (n=1) anaplastik karsinom olarak saptandı (Tablo 1). Ameliyat sonrası patolojik tanılarda iki hastada perinöral invazyon, bir hastada vasküler invazyon vardı. Bu hastalara ameliyat sonrası radyoterapi verildi. Sekiz yıllık takiplerde üç hasta öldü (%17.6), 14 hasta (%82.4) halen sağ ve takip altındadır ancak bu hastaların ikisi nüks nedeniyle tekrar ameliyat edildi ve takiplerinde nüks izlenmedi. Ameliyat sonrası üçüncü ayda uygulanan KF-36 anketine göre parsiyel maksillektomi ve total maksillektomi yapılan hastalar arasında anlamlı bir fark vardı (p<0.05) (Tablo 2). Kısa form-36 anketinde hem fiziksel bileşen hem de mental bileşen özet sonuçları parsiyel maksillektomi grubunda yüksek bulundu. Bu da parsiyel maksillektomi grubunda yaşam kalitesinin yüksek olduğunu göstermektedir. TARTIŞMA Paranazal sinüs tümörleri, bu bölgenin tüm hastalıkları gibi başlangıçta burun tıkanıklığı, burun akıntısı, yüzde ağrı, baş ağrısı ve burun kanaması gibi spesifik olmayan bulgular göstermesinden dolayı nadir görülen malign tümör tanısı öncelikle akla getirilmemekte ve bir süre değişik tedaviler uygulanmaktadır. Bu nedenle PNS kanserlerinin %70 inin T 3 veya T 4 evrede tanı konduğu ve olguların ancak %25 kadarında erken tanının mümkün olabildiği belirtilmiştir. [1] İki ayrı çalışmada tanı konulduğunda olguların sırasıyla %84 ve %96.4 ünün T 3 ve T 4 olduğu bildirilmiştir. [7,8] Bazen nadir olarak ileri evrelere kadar semptom vermeyen hastalara da rastlanabilir. Lundy [9] erken dönemde semptom vermeyen maksilla tümörü oranını %12 olarak bildirmiştir. Paranazal sinüs tümörlerinde prognozu etkileyen faktörlerin başında diğer bütün

30 Praxis of ORL Tablo 1 Maksillektomi yapılan hastaların patolojik tanıları Parsiyel maksillektomi Total maksillektomi Toplam Sayı Yüzde Sayı Yüzde Sayı Yüzde Transizyonel hücreli karsinom 1 7.1 0 0 1 5.9 Skuamöz hücreli karsinom 3 21.4 1 33.3 4 23.5 Plazmositom 1 7.1 0 0 1 5.9 Anaplastik karsinom 1 7.1 0 0 1 5.9 Bazal hücreli adenokarsinom 5 35.7 1 33.3 6 35.6 Adenoid kistik karsinom 2 14.3 1 33.3 3 17.6 Yuvarlak hücreli malign karsinom 1 7.1 0 0 1 5.9 Toplam 14 100 3 100 17 100 tümörlerde olduğu gibi erken tanı gelmektedir. Bu nedenle altı haftayı geçen, kronik sinonazal yakınmaları olan hastalarda endonazal endoskopik muayene ve kraniyal sinirleri de içine alan komple baş ve boyun muayenesi yapılmalıdır. Paranazal sinüs tümörlerin %80 ini epidermoid karsinomlar, %10-15 kadarını adenokarsinomlar, adenoid kistik karsinomlar, mukoepidermoid karsinomlar ve asinik hücreli karsinomlar oluştururken kalan %4-6 kadarını sarkomlar, lenfomalar ve malign melanomlar oluşturur. Bizim hastalarımızda da %23.5 i skuamöz hücreli karsinom, %35.6 sı bazal hücreli adenokarsinom, %17.6 sı adenoid kistik karsinom, %5.9 u transizyonel hücreli karsinom, %5.9 u plazmositoma, %5.9 u yuvarlak hücreli malign karsinom ve %5.9 u anaplastik karsinom olarak saptandı (Tablo 1). Çalışmamızda hasta sayısı az olduğundan elde edilen sonuçlar literatür ile farklılık gösterdi. [8,9] Yine ameliyat öncesinde tanı konulan hastaların üçü T 1, dokuzu T 2, beşi ise T 3 olarak saptandı. Bu da tümörlerin literatüre kıyasla daha erken tanındığını ortaya koymaktadır. Bunun gerekçesi olarak kliniğimizde sinonazal semptomlarla başvuran hastaya muayene sonrasında herhangi bir kitle görülmese bile kısa bir medikal tedavi sonrasında muhakkak yardımcı görüntüleme yöntemlerini uygulamamız gösterilebilir. Bu sayede sinonazal tümörlerden erken bir zamanda şüphelenip biyopsi ile kesin tanıya gidilebilmektedir. Orbital apeks, infratemporal fossa, arka etmoid sinüsler, pterigoid plate, kribriform plate ve sfenoid sinüslerin değerlendirilmesinde bilgisayarlı tomografi gerekirken, pterigoid kas, oküler kaslar, periorbital doku, beyin parenkimi, optik sinir, karotis arter, kavernöz sinüs ve prevertebral fasyanın tutulumunun değerlendirilmesinde manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tercih edilmelidir. Biz hastalarımızda önce bilgisayarlı tomografiyi tercih ederken tümörden şüphelendiğimizde MRG yi de ilave ettik. Bu sayede tümörün yerleşim yeri ve yayılımı ortaya konularak tümör evrelemesi gerçekleştirildi. Maksilla tümörlerinde tedavi sadece cerrahi, cerrahi + radyoterapi ve sadece radyoterapi veya kemoterapi şeklindedir. Tümör boyut ve yerleşim yerine göre değişmekle birlikte geniş katılımlı çalışmalar incelendiğinde PNS tümörlerde cerrahi ve radyoterapi en iyi sağkalım süresini sağlar. [10,11] Geniş cerrahi sınırlar ile güvenli olarak çıkarılabilecek olan küçük ve sınırlı tümörlerde sadece cerrahi tedavi endikasyonu vardır. Bunların dışındaki tüm olgularda, tedavi için cerrahi ve radyoterapi önerilmektedir. [10,11] Maksiller sinüs kanserlerinde primer kemoterapinin değeri tartışmalıdır. Lenforetiküler lezyonlarda ve bazı sarkomlarda, kemoterapi adjuvan veya palyatif amaçlı kullanılır. [11,12] Tablo 2 Kısa form-36 yaşam kalitesi sorgulama anketine göre fiziksel ve mental bileşenlerin özet değerlerinin ortalamaları arasındaki fark Parsiyel maksilletomi Total maksillektomi Kısa form-36 Ort±SS Medyan Ort±SS Medyan p Fiziksel bileşen özet 32.85±4.75 32.25 24.03±0.93 24.30 0.017 Mental bileşen özet 33.64±4.64 34.05 25.03±0.64 25.30 0.008 Ort±SS: Ortalama ± standart sapma; Mann Whitney U test, p<0.05.

Yıldırım ve ark. Maksillektomi uygulanan hastalarda yaşam kalitesinin değerlendirilmesi 31 Perinöral ve perivasküler invazyonun lokal rekürensi artırarak prognozu kötü etkilediğini gösteren çalışmalar da yayınlanmıştır. [13,14] Literatürde beş yıllık sağkalım oranı sadece radyoterapi için yaklaşık %15, cerrahi ve radyoterapi için %35-64 olarak bildirilmiştir. [7,15] Radyoterapinin ameliyat öncesi mi yoksa ameliyat sonrası mı daha etkili olduğu konusu halen tartışmalıdır. Ameliyat sonrası radyoterapi uygulanan hastalarda beş yıllık sağkalım süresi %35 iken ameliyattan önce radyoterapi uygulanması halinde bu oran %28 e kadar düşmektedir. [1,7] Bazı yazarlar ameliyat öncesi radyoterapiyi bir kurtarma tedavisi olarak görseler de tümör kontrolüne üstünlüğü açısından ameliyat öncesi veya ameliyat sonrası radyoterapi arasındaki farklılık henüz belirlenmemiştir. [11,16] Primer radyasyonun esas amacı tümörü küçültüp bu sayede cerrahi rezeksiyonun daha az kapsamlı yapılmasına imkan vererek göz gibi bazı yaşamsal yapıların korunmasını sağlamaktadır. [17] Ameliyat öncesi uygulanan radyoterapinin kitlenin küçülmesini sağladığı, kanamayı, nekrozu ve enfeksiyonu azalttığı, böylece cerrahi işlemi kolaylaştırdığı ve başarıyı artırdığı bildirilmiştir. [18] Bizim çalışmamızda da hastalarımızda tümörün evresine göre parsiyel cerrahi uygulandı. Bunun için erken evrede yakalanan tümörlere parsiyel cerrahi uygulanırken daha ileri evredeki tümörlere de primer radyoterapi uygulanıp sonrasında parsiyel cerrahi gerçekleştirildi ve yakın takibe alındı. Ancak çok ileri evrede parsiyel cerrahinin yetersiz olacağı düşünülen hastalara total maksillektomi gerçekleştirildi. Maksillektomi uyguladığımız hastaların ameliyat sonrasında yaşam kalitesini değerlendirmek için KF-36 anketi uyguladık. Kısa form 36 yaşam kalite sorgulama anketleri arasında en yaygın olarak kullanılandır. Kısa sürede yapılabilir ve sağlık durumunun olumsuz yanlarını olduğu kadar olumlu yanlarını da göstermektedir. Puanları 0 ila 100 arasındadır ve yüksek puan iyi sağlık durumunu göstermektedir. Her alt ölçek için ayrı puanlar elde edilir ve sonuçları fiziksel bileşen ile mental bileşen özeti olacak şekilde iki ayrı ana bölümde puanlanır. [19] Bu çalışmada parsiyel maksillektomi olan hastaların hem fiziksel hem de mental sağlık bileşenleri total maksillektomi olanlara göre anlamlı derece yüksek bulundu (p<0.05) (Tablo 2). Liu ve ark. [20] radikal maksillektomi uygulanan hastalarda 12. ve 18. aylarda yapılan yaşam kalitesi sorgulamasında anksiyete ve depresyonu konservatif cerrahiye göre daha fazla bulmuşlardır. Kumar ve ark. [21] ise yaptıkları çalışmalarında ameliyat sonrası kullanılan obturatorların yaşam kalitesini artırdığını göstermiş ve cerrahi uygulanan hastalara obturatoru önermişlerdir. Buna rağmen Morimata ve ark. [22] ile Depprich ve ark. [23] maksillektomi geçiren hastalarda ameliyat sonrası protez uygulamasının yaşam kalitesini değiştirmediğini bildirmişlerdir. Biz ise tüm hastalarımızda önce geçici, sonra kalıcı obturatoru uyguladık. Bunun da hastalardaki mental açıdan yaşam kalitesini yükselttiğini gözlemledik. Ayrıca beslenmedeki zorluklar ve hava yolundaki sorunlardan dolayı fiziksel komponentte de anlamlı düşmeler gözlemledik. Bu da hastaların cerrahi sonuçları açısından mümkün olduğu kadar parsiyel maksillektomiyi tercih etmemiz gerektiğini göstermektedir. Sonuç olarak, paranazal sinüs tümörlerinin tedavisi karmaşık olduğundan, tedavi protokolleri olguya göre planlanmalıdır. Günümüzde en etkili tedavi yöntemi ameliyat öncesi veya ameliyat sonrası radyoterapi ve yeterli cerrahi girişim ile mümkün olmaktadır. Parsiyel maksillektomi uygulanan olguların yaşam kalitesi değerlendirmeleri daha iyi olduğundan bu olgularda onkolojik prensipler de göz önünde bulundurularak konservatif tedavi ilk planda düşünülmelidir. Ancak tüm olgular ameliyat sonrası dönemde nüksler açısından yakın takip edilmelidir. Parsiyel cerrahiye göre total maksillektomi uygulanmasında obturator kullanılması bir avantaj sağlasa bile yine de mental ve fiziksel açıdan yaşam kalitesini düşürmektedir. Çıkar çakışması beyanı Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını beyan etmişlerdir. Finansman Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir. KAYNAKLAR 1. Karcı B, Günhan Ö, Bilgen C, Aras E, Öner K, Övül İ. Paranasal sinüslerin malign tümörleri. Kulak Burun Bogaz Ihtis Derg 2001;8:146-51. 2. Tüz M, Turhan N, Turanlı M, Çetin O, Taşel M. Maksiller sinüs tümörlerinde cerrahi ve kombine edilmiş tedavi yöntemleri. SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi 1999;6:23-6. 3. Brandwein MS, Rothstein A, Lawson W, Bodian C, Urken ML. Sinonasal melanoma. A clinicopathologic study of 25 cases and literature meta-analysis. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1997;123:290-6. 4. Lund VJ, Howard DJ, Harding L, Wei WI. Management options and survival in malignant melanoma of the sinonasal mucosa. Laryngoscope 1999;109:208-11. 5. Perzin KH, Cantor JO, Johannessen JV. Acinic cell

32 Praxis of ORL carcinoma arising in nasal cavity: report of a case with ultrastructural observations. Cancer 1981;47:1818-22. 6. Calderón-Garcidueñas L, Delgado R, Calderón- Garcidueñas A, Meneses A, Ruiz LM, De La Garza J, et al. Malignant neoplasms of the nasal cavity and paranasal sinuses: a series of 256 patients in Mexico City and Monterrey. Is air pollution the missing link? Otolaryngol Head Neck Surg 2000;122:499-508. 7. Curran AJ, Gullane PJ, Waldron J, Irish J, Brown D, O Sullivan B, et al. Surgical salvage after failed radiation for paranasal sinus malignancy. Laryngoscope 1998;108:1618-22. 8. Svane-Knudsen V, Jørgensen KE, Hansen O, Lindgren A, Marker P. Cancer of the nasal cavity and paranasal sinuses: a series of 115 patients. Rhinology 1998;36:12-4. 9. Lund VJ. Malignant tumours of the nasal cavity and paranasal sinuses. ORL J Otorhinolaryngol Relat Spec 1983;45:1-12. 10. Hayashi T, Nonaka S, Bandoh N, Kobayashi Y, Imada M, Harabuchi Y. Treatment outcome of maxillary sinus squamous cell carcinoma. Cancer 2001;92:1495-503. 11. Brasnu D, Laccourreye O, Bassot V, Laccourreye L, Naudo P, Roux FX. Cisplatin-based neoadjuvant chemotherapy and combined resection for ethmoid sinus adenocarcinoma reaching and/or invading the skull base.arch Otolaryngol Head Neck Surg 1996;122:765-8. 12. Osguthorpe JD. Sinus neoplasia. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1994;120:19-25. 13. Sano D, Myers JN. Metastasis of squamous cell carcinoma of the oral tongue. Cancer Metastasis Rev 2007;26:645-62. 14. Hoşal AS, Unal OF, Ayhan A. Possible prognostic value of histopathologic parameters in patients with carcinoma of the oral tongue. Eur Arch Otorhinolaryngol 1998;255:216-9. 15. Carrau RL, Segas J, Nuss DW, Snyderman CH, Janecka IP, Myers EN, et al. Squamous cell carcinoma of the sinonasal tract invading the orbit. Laryngoscope 1999;109:230-5. 16. Bhattacharyya N, Thornton AF, Joseph MP, Goodman ML, Amrein PC. Successful treatment of esthesioneuroblastoma and neuroendocrine carcinoma with combined chemotherapy and proton radiation. Results in 9 cases. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1997;123:34-40. 17. Claus F, Boterberg T, Ost P, Huys J, Vermeersch H, Braems S, et al. Postoperative radiotherapy for adenocarcinoma of the ethmoid sinuses: treatment results for 47 patients. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2002;54:1089-94. 18. Moss WT. Radiation therapy for tumors of the nasal cavity and paranasal sinuses. In: Thawley SE, Panje WR, Batsakis JG, Lindberg RD, editors. Comprehensive management of head and neck tumors. Philadelphia: W.B. Saunders; 1987. p. 344-52. 19. Ware JE Jr, Sherbourne CD. The MOS 36-item short-form health survey (SF-36). I. Conceptual framework and item selection. Med Care 1992;30:473-83. 20. Liu L, Liu D, Guo Q, Shen B. Quality of life in advanced maxillary sinus cancer after radical versus conservative maxillectomy. J Craniofac Surg 2013;24:1368-72. 21. Kumar P, Alvi HA, Rao J, Singh BP, Jurel SK, Kumar L, et al. Assessment of the quality of life in maxillectomy patients: A longitudinal study. J Adv Prosthodont 2013;5:29-35. 22. Morimata J, Otomaru T, Murase M, Haraguchi M, Sumita Y, Taniguchi H. Investigation of factor affecting healthrelated quality of life in head and neck cancer patients. Gerodontology 2013;30:194-200. 23. Depprich R, Naujoks C, Lind D, Ommerborn M, Meyer U, Kübler NR, et al. Evaluation of the quality of life of patients with maxillofacial defects after prosthodontic therapy with obturator prostheses. Int J Oral Maxillofac Surg 2011;40:71-9.