ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cil 3, Sayı 6, 2007, ss. 8 88. TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ Arş.Gör. Erman ERBAYKAL Balıkesir Üniversiesi Bandırma İİBF İkisa Bölümü eerbaykal@yahoo.com ÖZET Türkiye de cari açığın nedenselliği ile ilgili yapılan arışmaların eksenin de ekonomik büyüme ve döviz kuru değişkenleri bulunmakadır. Ancak bu iki değişkenin cari açığın nedeni olduğuna dair görüşler oraya aılmasına rağmen aralarındaki nedensellik ilişkisi ampirik olarak oraya konulmamışır. Bu çalışmada Türkiye nin 987:0 2006:03 dönemlerine ai GSYİH, reel efekif döviz kuru ve cari işlemler dengesi verileri kullanılarak cari açığın nedensellik boyuu incelenmeye çalışılmışır. Toda ve Yamamoo (995) nedensellik analizi çerçevesinde bulunan es sonuçlarına göre hem ekonomik büyüme hem de döviz kuru cari açığın nedenidir. Diğer arafan cari açıkan ekonomik büyümeye ve döviz kuruna doğru ise beklendiği gibi bir nedensellik bulunmamışır. Anahar Kelimeler: Cari İşlemler Dengesi, Ekonomik Büyüme, Döviz Kuru, Nedensellik Analizi DO ECONOMIC GROWTH AND FOREIGN EXCHANGE RATES HAVE EFFECTS ON THE CURRENT DEFICIT IN TURKEY? A CAUSALITY ANALYSIS ABSTRACT Economic growh and exchange rae variables are discussed along wih he causaliy of curren accoun defici in Turkey. However, alhough hese wo variables are considered as he reasons of curren accoun defici, he causaliy relaionship beween hem could no be displayed empirically. In his sudy, we ried o examine he causaliy dimension of curren accoun defici using he daa of Turkey s GDP, real effecive exchange rae and curren accoun balance for he period beween 987:0 and 2006:03. According o he es resuls obained in he framework of Toda and Yamamoo (995) causaliy analysis, here exiss one way causaliy from boh economic growh and exchange rae o curren accoun defici. On he oher hand, he expeced causaliy relaionship from curren accoun defici o economic growh and exchange rae could no be found. Keywords: Curren Accoun Balance, Economic Growh, Exchange Rae, Causaliy Analysis
82 Erman ERBAYKAL.GİRİŞ Son yıllarda özellikle gelişmeke olan ülkelerde cari açık ile ilgili arışmalar hızla armış ve bu konuda birçok çalışma yapılmışır. Bu çalışmalara bakıldığında oraya çıkan en önemli sonuç, cari açığın ülkeden ülkeye farklılık göserdiği ve o ülkenin ekonomisinin kırılganlığı ve krize yakınlığı ile ilişkili olduğudur. Aynı cari açık oranlarına sahip ülkelerde, cari açığın farklı sonuçlar doğurduğu görülmüşür. Düşük cari açık oranlarına sahip olan ülkelerde bu durumun krizle sonuçlanmasına rağmen bazı ülkelerin sisemaik bir şekilde yüksek cari açıklarla ekonomilerini sürdürdüğü gözlenmekedir. Cari açık ile ilgili yapılan ampirik çalışmaları iki şekilde sınıflandırmak mümkündür. Bunlardan birincisi cari açığın sürdürülebilirliği ikincisi ise belirleyicileri ve nedensellik boyuudur. Cari açık ile ilgili yapılan arışmaların ekseninde daha çok cari açığın sürdürülebilirliği yer almakadır. Türkiye de de çok arışılan cari açık, genellikle cari açığın belli bir eşik değeri aşması halinde kriz yaraacağı varsayımı üzerinedir. Bu varsayımın oraya çıkmasının emel nedeni ise, 994 ve 200 yıllarında Türkiye nin önemli sayılabilecek krizler yaşaması ve bu krizlerde cari açığın milli gelire oranının %3.5- %4 seviyelerine ulaşmış olmasıdır. Bu nedenle de cari açığın sürdürülebilirliği için bu seviyeler eşik değer olarak kabul edilmişir. Ancak, Milesi vd. (996) kalıcı cari açıklara belirli bir eşiğin ek başına sürdürülebilirliğin değerlendirilmesi için yeerli bir ölçü olmadığını ve cari açık büyüklüğünün döviz kuru poliikası ve açıklık oranı, asarruf ve yaırım düzeyleri ve finansal sisemin sağlıklılığı gibi yapısal fakörlerle değerlendirilmesi gerekiğini belirmişlerdir. Edwards (200) yapığı çalışmasında, makroekonomik değişkenlerle devamlı ekileşim halinde olan cari denge için sürdürülebilir bir eşik oranı hesaplamanın çok zor ve yanılıcı olacağını belirmişir. Türkiye gibi ağır ekonomik krizler yaşayan Meksika ve Doğu Asya ülkelerinde de krizlerin eikleyicisi olarak cari açık göserilse de, cari açığın belirli bir eşik değeri aşıkan sonra krize neden olduğu konusunda orak bir görüş bulunmamakadır. Cari açığın nedensellik boyuuna bakığımızda ekonomik büyüme ve döviz kuru değişkenlerinin öne çıkığı görülmekedir. Bu konuda yapılan arışmalar daha çok hangisinin cari açık üzerinde daha fazla ekili olduğu yönündedir. Ekonomik büyümenin cari açık üzerinde daha fazla ekili olduğunu savunan görüşe göre, cari açığın nedeni büyümeden kaynaklanan alep arışıdır. Diğer görüşe göre ise, aşırı değerlenmiş ulusal paradır. Türkiye de de arışmalar bu eksende yapılmakadır. Yaşanan 200 krizinden sonra yüksek ekonomik büyümelerin sağlanması cari açığın nedenidir şeklindeki görüşü savunanların yanında kısa vadeli sermaye harekelerinin döviz kuru üzerinde belirleyici olduğunu ve kurun gecikmeli olarak cari açığı belirlediği görüşü de savunulmakadır. Kasman vd. (2005) yapıkları çalışmada Türkiye de bu iki değişkenden hangisinin cari açık üzerinde daha fazla ekili olduğunu araşırmışlar ve aşırı değerli TL nin cari açık üzerindeki ekisinin ekonomik büyümeye göre daha fazla olduğunu espi emişlerdir. Bu çalışmada, Türkiye deki cari açığın nedensellik boyuu incelenecek, ekonomik büyüme ve döviz kurunun cari açık üzerinde ekili olup olmadığı Toda ve Yamamoo (995) nedensellik analizi ile oraya konulmaya çalışılacakır. Çalışma
ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cil 3, Sayı 6, 2007 83 dör bölümden oluşmakadır. Birinci bölümde konuya bir giriş yapıldıkan sonra ikinci bölümde meodoloji, model ve veri sei anıılmışır. Üçüncü bölümde ampirik sonuçlara yer verilmiş ve son bölüm olan dördüncü bölümde de çalışmanın sonuç ve değerlendirme kısmı yer almakadır. 2. METODOLOJİ, MODEL VE VERİ SETİ Seriler arasındaki nedensellik ilişkisi Granger (969) arafından gelişirilen nedensellik esi ile sınanmaya başlanmışır. Bu nedensellik esinin kullanılmaya başlandığı dönemlerde durağanlık kavramı önemli olmadığından üm seriler düzey halleriyle modellenmişlerdir. Daha sonra serilerin durağanlık düzeyleri incelendiğinde birçok makroekonomik serinin düzeyde durağan olmadığı oraya çıkmışır. Granger ve Newbold (974) durağan olmayan zaman serileriyle çalışılması halinde sahe regresyon problemiyle karşılaşılabileceğini gösermişir. Bu durumda regresyon analiziyle elde edilen sonuç gerçek ilişkiyi yansımaz. Çünkü bu es isaisikleri sandar dağılıma sahip olmadıklarından geçerliliklerini yiirmekedirler. Durağan olmayan zaman serileriyle yapılan regresyon analizleri, sadece bu seriler arasında bir eşbüünleşme ilişkisi varsa gerçek ilişkiyi yansıabilir (Gujarai, 999: 726). Bu soruna çözüm olarak Engle ve Granger (987) arafından gelişirilen haa düzelme modeli (VEC) nedensellik sınamalarında yaygın olarak uygulanmaya başlamışır. Düzeyde durağan olmayan ancak aynı derecede farkı alındığında durağan hale gelen seriler arasında eşbüünleşme olması durumunda, gelişirilen bu yönem ile nedensellik sınaması yapılabilmekedir. Kısılı bir VAR modeli olan haa düzelme modelinde nedenselliğin sınanmasında F esi kullanılmaka ancak serilerin eşbüünleşik olması durumunda bu es isaisiği sandar dağılıma uymadığı için geçerli olmayabilmekedir. (bkz. Toda ve Yamamoo, 995; Giles ve Mizra, 998; Giles ve Williams, 999). Ayrıca Engle ve Granger (987) arafından gelişirilen bu nedensellik sınamasında aralarında nedensellik ilişkisi araşırılacak olan serilerin eşbüünleşik olması şarı, bu esi eşbüünleşme eslerine bağımlı hale geirmişir. Toda ve Yamamoo (995) arafından gelişirilen gecikmesi arırılmış VAR yönemiyle nedensellik sınamasında ise seriler arasındaki eşbüünleşme ilişkisi önemli olmamakla birlike sadece modeli doğru belirlemek ve modeldeki değişkenlerin maksimum büünleşme derecesini bilmek yeerli olmakadır. Bu çalışmada seriler arasındaki nedensellik ilişkisini belirlemek için Toda ve Yamamoo (995) arafından gelişirilen gecikmesi arırılmış VAR yöneminden faydalanılmışır. Bu çalışmada kullanılan model şu şekildedir: CA µ = α 0 + αly + α 2LDK + () CA cari işlemler dengesini, LY 87 yılı sabi fiyalarıyla gayri safi yuriçi hasıla serisinin doğal logarimasını ve LDK reel efekif döviz kuru endeksinin doğal logarimasını gösermekedir. α 0, α, α 2, ahmin edilecek paramereleri µ ise haa erimini ifade emekedir. Çalışmada kullanılan bu değişkenler 987:0 2006:03 dönemlerine ai ramo seas yönemi ile mevsimselliken arındırılmış üçer aylık gözlemlerden oluşmakadır. GSYİH ve efekif döviz kuru serileri Türkiye
84 Erman ERBAYKAL Cumhuriye Merkez Bankası nın elekronik veri dağıım siseminden (EVDS), cari işlemler dengesi Uluslar arası Para Fonu (IMF) in Uluslararası Finansal İsaisikler veri abanından emin edilmişir. Cari işlemler dengesi milyon ABD doları şeklinde modelde kullanılmışır. Grafik de çalışmada kullanılan cari işlemler dengesi serisinin grafiği yer almakadır. Grafik : Türkiye nin Cari İşlemler Dengesi 4000 2000 0-2000 -4000-6000 -8000-0000 -2000 88 90 92 94 96 98 00 02 04 06 CA Grafik den de görüldüğü gibi Türkiye nin cari işlemler dengesi 200 krizine kadar inişli çıkışlı bir seyir izlemişir. Ancak 200 krizinden sonra cari işlemler dengesi açık vermeye başlamış ve bu cari açık hızla ararak devam emişir. Grafik 2 de GSYİH ve Reel efekif döviz kuru serileri yer almakadır. Grafik 2: Türkiye nin GSYİH ve YTL Dönüşümlü Döviz Kuru Serileri 0.6 5.2 0.5 5. 0.4 0.3 0.2 0. 0.0 5.0 4.9 4.8 4.7 9.9 4.6 9.8 4.5 9.7 88 90 92 94 96 98 00 02 04 4.4 88 90 92 94 96 98 00 02 04 LY LDK 3. AMPİRİK SONUÇLAR Toda ve Yamamoo (995), VAR modeline serilerin maksimum büünleşme derecesi kadar fazladan gecikme eklenerek yapılacak WALD hipoez sınamasının
ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cil 3, Sayı 6, 2007 85 Ki-kare ( 2 χ ) dağılımına sahip olacağını ifade emişlerdir. Toda ve Yamamoo (995) yaklaşımı değişken seviyelerinde sandar bir VAR modeline uyar ve dolayısıyla serilerin büünleşme derecelerinin yanlış belirlenmesi ihimalinden kaynaklanan riskleri en aza indirir (Mavroas ve Kelly, 200). CA (cari işlemler dengesi), LY( GSYİH) ve LDK( efekif döviz kuru) serilerinden oluşan üç değişkenli VAR modeli aşağıdaki şekilde oluşurulmuşur. CA = α icai + β i LYi + φ i LDK i + µ (2) LY = α 2 i LYi + β 2iCAi + φ2i LDK i + µ (3) α 3 i LDK i + β 3iCAi + φ3i LYi + µ LDK = (4) k VAR modelindeki gecikme sayısını, d max ise modele giren değişkenlerin maksimum büünleşme derecesini ifade emekedir. Bu yaklaşımın emel düşüncesi, VAR modelindeki gecikme sayısını modele giren değişkenlerin maksimum büünleşme derecesi kadar arırmakır. Denklem (2) de LY ile CA arasındaki nedensellik ilişkisini es emek için emel hipoez i k için β i =0 şeklinde kurulur. Eğer emel hipoezi re edemezsek ekonomik büyüme cari açığın nedeni değildir. Aynı şekilde yine denklem (2) de LDK ile CA arasındaki nedensellik ilişkisini es emek için emel hipoez i k için φ i =0 şeklinde kurulur ve yine emel hipoezi re edemezsek bu sefer döviz kuru cari açığın nedeni değildir. Denklem (3) e bakığımızda ise emel hipoez i k için β 2i =0 şeklinde kurulur. Temel hipoez re edilemezse cari açık ekonomik büyümenin nedeni değildir. Son olarak denklem (4) de emel hipoez i k için β 3i =0 şeklinde kurulur ve eğer yine emel hipoezi re edemezsek cari açık döviz kurunun nedeni değildir. Diğer denklemler içinde emel hipoezler aynı şekilde kurularak nedensellik sınaması yapılmakadır. Toda ve Yamamoo (995) nedensellik sınamasına başlamadan önce modelde yer alan değişkenlerin maksimum büünleşme derecesini bulmak gerekmekedir. Bunun için Dickey ve Fuller (98) arafından gelişirilen Genişleilmiş Dickey- Fuller (ADF) ve Phillips ve Perron (988) arafından gelişirilen birim kök eslerinden faydalanılmışır. Dickey ve Fuller (98) a göre haa erimlerinin beyaz gürülü (whie noise) olduğu yani; ardışık bağımsızlık, normal dağılım ve sabi varyansa sahip olduğu kabul edilmekedir. Phillips ve Perron (988) ise Dickey ve Fuller (98) esinin ersine haa erimleri arasında zayıf bağımlılığa ve heerojenliğe izin vermekedir(kular, 2000: 70). Her iki ese de gecikme uzunluklarının belirlenmesi için Akaike bilgi krierinden yararlanılmışır.
86 Erman ERBAYKAL Tablo : ADF ve PP Birim Kök Teslerinin Sonuçları Değişkenler Genişleilmiş Dickey Fuller (ADF) Tesi Phillips Perron (PP) Tesi Düzey Hali Birinci Farkı Düzey Hali Birinci Farkı CA ()(c) -0.899(3) -8.08(6)* -.068(5) -8.09(2)* LY ()(c) -2.54(2) -6.27(4)* -2.77(3) -8.84(3)* LDK ()(c) -3.335(3) -8.204(4)* -3.465() -8.499(5)* Anlam Kriik Trend ve Sabi içerenler için () (c) Düzeyi Değer % -4.08-4,083-4.08-4,083 5 % -3.469-3.470-3.469-3.470 0 % -3.6-3.6-3.6-3.6 *% de anlamlılığı göserir. Paranez içindeki sayılar gecikme uzunluklarını gösermekedir. Tablo deki sonuçlara göre modelde yer alan üç değişkende hem ADF hem de PP birim kök eslerine göre birinci farkı alındığında durağan çıkmışır. Bu durumda modelde yer alan değişkenlerin maksimum büünleşme derecesi (d max =) olarak bulunmuşur. İkinci olarak VAR modelinde kullanılacak gecikme sayısının belirlenmesi gerekmekedir. Bunun için maksimum gecikme uzunluğu 2 olarak seçilmiş olup Likelihood Raio (LR), Final Predicion Error (FPE), Akaike (AIC), Schwarz (SC) ve Hannan Quinn (HQ) gibi kriik değerleri en küçük yapan gecikme uzunluğu belirlenmeye çalışılmışır. Tablo 2: VAR Modelinde Uygun Gecikme Uzunluğunun Belirlenmesi Gecikme Sayısı LR FPE AIC SC HQ 295.759.220 0.930.329*.088 2 5.407.373 0.942.639.27 3 7.608 3.0.079 2.074.472 4 43.228 7.678 0.536.830.047 5 22.655* 6.500* 0.356*.948 0.985* 6 3.02 8.60 0.562 2.453.309 7 0.32 8.729 0.600 2.790.466 8 9.962 9.357 0.630 3.8.63 9 7.52 0.627 0.705 3.492.806 0 9.637.348 0.702 3.788.92 7.090 3.035 0.753 4.37 2.09 2 0.589 3.283 0.66 4.344 2.6 *En düşük bilgi krierini sağlayan gecikme uzunluğunu gösermekedir.
ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cil 3, Sayı 6, 2007 87 Tablo 2 deki sonuçlara bakığımızda SC hariç üm kriik değerlerin 5 gecikmeye işare eiği görülmekedir. Böylelikle VAR modelinin gecikme sayısını da belirlediken sonra bu gecikme sayısına modele giren değişkenlerin maksimum büünleşme derecesi olan i ekleyerek k + dmax=(5+)=6.dereceden VAR modeli çerçevesinde nedensellik analizini yapılmışır. Oluşurulan VAR modeli SUR (Seemingly Unrelaed Regression) meoduyla ahmin edilerek Tablo 3 deki sonuçlara ulaşılmışır. Tablo 3: Nedensellik Analizi Sonuçları Sabi Sabi ve Doğrusal Nedensellik Yönü Trend 2 2 χ P değeri χ P değeri CA LY 7.40 0.92 7.842 0.78 LY CA 7.340 0.003* 9.682 0.00* LDK CA 2.004 0.034** 5.544 0.09** CA LDK 5.37 0.399 6.448 0.438 *%,**%5 anlamlılığı göserir. Tablo 3 deki sonuçlara sabili ve sabili doğrusal rendliye göre hem ekonomik büyüme hem de döviz kuru cari açığın birer nedenidir. Ekonomik büyüme % de anlamlı çıkarken döviz kuru %5 de anlamlı çıkmışır. Ancak cari açıkan hem ekonomik büyümeye, hem de döviz kuruna doğru ise bir nedenselliğe raslanmamışır. 4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Bu çalışmada, Türkiye de son yıllarda çok arışılan cari açık sorununun nedensellik boyuu incelenmişir. Bu konudaki görüşlerden biri cari açığın büyümenin yaraığı alep arışından kaynaklandığını savunurken, diğer bir görüş döviz kurunun cari açığın nedeni olduğu yönündedir. Türkiye de bu arışmalar yapılmasına karşın bu değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi ampirik olarak oraya konulmamışır. Bu nokadan harekele bu çalışma cari açık ile ekonomik büyüme ve döviz kuru arasında bir nedensellik ilişkisi olup olmadığını araşırmaya çalışmışır. Toda ve Yamamoo (995) analizi kullanılarak yapılan nedensellik sınamasında hem ekonomik büyümeden hem de döviz kurundan cari açığa doğru bir nedensellik espi edilmişir. Bu sonuç cari açığın nedenselliği için oraya aılan iki görüşünde geçerli olduğunu oraya koymakadır. Cari açık hem büyümeden kaynaklanan alep arışından ekilenmeke hem de sıcak para özelliğine sahip kısa vadeli sermaye harekelerinin belirlediği döviz kurundan ekilenmekedir. Bu sonuçlar ışığında Türkiye nin cari açık sorunuyla mücadele edebilmesi için yüksek ve isikrarsız ekonomik büyüme yerine sürdürülebilir ve isikrarlı bir ekonomik büyüme ivmesi kazanmasının yanında YTL nin aşırı değerlenmesine sebep olan sıcak para akımlarını konrol edici poliikalar uygulaması gerekiği söylenebilir. Poliika uygulayıcılarının makro ekonomik poliikaları belirlerken Türkiye ekonomisindeki kırılganlığın doğurduğu riskleri göz önünde bulundurmaları gerekmekedir.
88 Erman ERBAYKAL KAYNAKÇA Dickey, A. David ve Fuller A. Wayne (98), Likelihood Raio Saisics For Auoregressive Time Series Wih A Uni Roo, Economerica, Vol.49, No.4, pp. 057-072. Edwards, Sebasian (200), Does he Curren Accoun Maer?, NBER Working Paper No.8275. Engle E. Rober ve Clive W.J. Granger, (987), Co-Inegraion and Error Correcion Represenaion, Esimaion and Tesing, Economerica, Vol. 55, No.2, pp. 25-276. Giles, A. Judih ve Mizra Sadaf (998), Some Preesing Issues On Tesing For Granger Non-Causaliy, Economeric Working Papers, EWP994, Deparmen Of Economics, Universiy Of Vicoria, Canada. Giles, A. Judih ve Williams Cara (999), Expor-Led Growh: A Survey Of The Empirical Lieraure And Some Non-Causaliy Resuls, Economeric Working Paper EWP990, Deparmen Of Economics, Universiy Of Vicoria, Canada. Granger, W.J. Clive (969), Invesigaing Causal Relaions by Economeric Models and Cross-Specral Mehods, Economerica, Vol.37, No.3, pp.424-438. Granger, W.J. Clive ve Paul Newbold (974), Spurious Regressions In Economerics, Journal Of Economerics, Vol.2, No.2, pp.-20. Gujarai, N. Damador (999), Temel Ekonomeri, (Çev. Ü. Şenesen & G.G. Şenesen), Lieraür Yayınları, İsanbul. Kasman, Adnan, Evrim Turgulu ve Gonca Konyalı (2005), Cari Açık Büyümenin Mi Aşırı Değerli TL nin Mi Sonucudur?, İşleme Finans, Ağusos, ss.88. Kular, Aziz (2000), Ekonomerik Zaman Serileri, Gazi Kiapevi, Ankara. Mavroas, George ve Roger Kelly (200), Old Wine In New Bole: Tesing Causaliy Beween Savings And Growh, The Mancheser School Supplemen, pp. 97 05. Milesi, Ferrei, Maria Gian ve Razin Assaf (996), Curren Accoun Susainabiliy, Princeon Sudies in Inernaional Finance No:8. Phillips, C.B. Peer ve Pierre Perron (988), Tesing For a Uni Roo in Time Series Regression, Biomèrika, Vol.75, No.2, pp.336-346. Toda, Y. Hiro ve Taku Yamamoo (995), Saisical Inference In Vecor Auo regressions Wih Possibly Inegraed Process, Journal of Economerics, Vol.66, pp.225 250.