Depresyonda biyolojik tedaviler, farmakoterapi, Depresyonun Biyolojik Tedavileri. Özet



Benzer belgeler
Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

ANTİDEPRESSAN İLAÇLAR. Prof. Dr. Alaattin Duran

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

ANTİDEPRESAN ve ANTİMANİK İLAÇLAR

DEPRENİL 50 mg 30 Tablet

Tetrasiklikler: Maprotilin ve Mianserin. Dr. Tunç ALKIN DEÜTF

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Geriyatrik Depresyon. Doç.Dr.E. Yusuf Sivrioğlu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Depresyonda Tedavi: Genel Ýlkeler ve Kullanýlan Antidepresan Ýlaçlar

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Farmakolojik Ajanların Uyku Üzerine Etkisi. Dr. Sinan Yetkin

Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır.

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Antidepresanlar. Trisiklik antidepresanlar Non-trisiklik antidepresanlar MAO inhibitörleri Lityum karbonat

Prof.Dr.Hüsnü ERKMEN Üsküdar Üniversitesi

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

Antidepresan ve antimanik ilaçlar

TOKSİDROMLAR. Dr. Hasan KILIÇ Malatya Devlet Hastanesi. 18. Acil Tıp Sempozyumu, Klinik Toksikoloji Kahramanmaraş, 2015

DEVA. FORMÜLÜ: Her film tablet 10 mg Sitalopram a eşdeğer Sitalopram hidrobromür içerir. Boyar madde: Titanyum dioksit ihtiva eder.

Bilindiði gibi genel toplumda depresyonun görülme

Ýnsanlýk tarihi kadar eski olan depresif bozukluðun. Depresyon Etiyolojisi. Özet

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

RELAXOL 40 mg FİLM TABLET

COPSAM 20 mg FİLM TABLET

Eslopram 20 mg 28 Çentikli Film Tablet

Uzm.Dr. Kayhan Bahalı. Çocuk Psikiyatri Birimi

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

SERALĠN 50 mg Çentikli Film Tablet

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010:

Dirençli Depresyonlarýn Tedavisi

CİTOLİXİN 40 mg FİLM TABLET

Depresyon ve Anksiyete Bozukluklarýnýn Birlikte Bulunmalarý ve Psikofarmakolojik Tedavi Yaklaþýmý

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Antipsikotik ilaçlar

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

ANTİDEPRESAN. Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ.

(trankilizan ilaçlar)

Farmakoloji bilgileri kullanılarak farmakoloji dışında yanıtlanabilecek olan toplam soru sayısı: 8

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI

ANTİDEPRESAN İLAÇLAR İLE MEYDANA GELEN ZEHİRLENMELER

WYETH İLAÇLARI A.Ş. Büyükdere Cad. No ,Maya Akar Center,Kat 9,34394,Esentepe-İstanbul Tel:(212) (6 hat) Fax:(212)

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Paroksetin ve Depresyon

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Genel Tıpta Anksiyete Bozuklukları. Dr. Selim Polat

Antidepresan Güçlendirme Tedavileri

CİTREX 40 mg Film Tablet Aralık Kısa Ürün Bilgisi

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Paxil TM CR 12.5mg Enterik Tablet

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Antidepresanlar ile Zehirlenmeler. John Fowler, MD, DABEM Kent Hastanesi, İzmir 26 Nisan 2014

Antidepresan İntoksikasyonları. Dr Özlem GÜNEYSEL Marmara Ü Acil Tıp AD

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Duloksetin: Farmakolojisi

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

1. Yağ depolanmasını engellemek (iştahı kesmek, yağ emilimini azaltmak)

Psikofarmakolojiye giriş

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

24 Antidepresanların Etki Düzenekleri ve Önemi

Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi, Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

Alkol ve Madde Kullanımında Zehirlenme

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

Yaþlýda depresyonun prevalansý, psikopatolojisi, etiyolojisi

Nörotransmitter. nörotransmitterler presinaptik. uçta sentezlenir. istisnası peptit transmitterlerdir ve bunlar nöron somasında sentezlenir.

ÜRÜN BİLGİSİ. 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ALZAMED hafif ve orta şiddette Alzheimer tipi demansın semptomatik tedavisinde endikedir.

Kronik ürtikerde güncel tedaviler

Duloksetin: Klinik Kullanýmý

DOÇ. DR. F SUN AKDEN Z

YOKSUNLUK SENDROMLARI. 3. ACİL TIP OKULU (ATOK) ACİLDE KLİNİK TOKSİKOLOJİ Haziran 2012 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 20 Mayıs Amfisi İZMİR

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

DEPRESYON TEDAV S NDE HASTAYA YAKLAfiIM, FARMAKOTERAP PRENS PLER, TR S KL K VE TETRAS KL K ANT DEPRESSANLAR, SSRI LAR VE SNRI LER

PRİMER NOKTURNAL ENUREZİS TEDAVİSİ

FAVERİN FİLM TABLET 50 mg

An*depresan İlaçlar. An*depresan İlaçlar ve Depresyon 27/02/15. Tarihçe. An*depresan İlaçlarla Tedavi Tanımlar

GTD bağlı DDB. Doç. Dr. Sermin Kesebir

BİTKİSEL İLAÇ ZEHİRLENMESİ

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Migren hastasının tedavi öncesi değerlendirimi

SEROTOP FİLM TABLET 100 mg

ESPLUS 20 mg FİLM TABLET

Transkript:

Depresyonun Biyolojik Tedavileri Doç. Dr. M. Emin CEYLAN*, Dr. Beril YAZAN* Özet Depresyon oldukça yaygýn, bireyi günlük yaþamýndan koparan ve zaman zaman tekrarlayýcý bir gidiþ göstererek yaþam boyu devam edebilen bir hastalýk olmasýna karþýn tedavi edilebilir bir bozukluktur. Bu yazýda pratisyen hekimler tarafýndan yeterince tanýnmadýðý için etkin bir biçimde tedavi edilemeyen depresyonun biyolojik tedavileri üzerinde durulacaktýr. Depresyonda biyolojik tedaviler, farmakoterapi, elektrokonvulsif terapi, fototerapi, uyku deprivasyonu olarak tanýmlanabilir. Fototerapi: Mevsimsel duygulaným bozukluðu düþünülen hastalarda günde iki saat parlak ýþýk tedavisi önerilmiþtir. Sonuçlar halen tartýþmalýdýr. Uyku Yoksunluðu Tedavisi: Depresif hastalarda 24 saat tam bir uyanýklýk saðlama ya da REM uykusunu ortadan kaldýrma þeklinde tedavi yaklaþýmlarý denenmiþtir. Kýsa sürede etki saðlamakla birlikte terapötik etki kalýcý olmamaktadýr. * Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi, IV. Psikiyatri Birimi, ÝSTANBUL Elektrokonvulsif Terapi (EKT): Depresyon tedavisinde halen en etkili yöntem olarak kabul edilmektedir (%80-90). Farmakoterapiden yarar görmeyen hastalarýn %50 si EKT den yarar görür, özellikle yaþlý, psikotik semptomlarý olan ve intihar riski yüksek hastalarda EKT en etkili tedavi seçeneðidir. Lityum kullanan hastalarda EKT sýrasýnda lityum kesilmelidir. EKT kontrendikasyonlarý; akut miyokard enfarktüsü, aktif akciðer infiltrasyonu, kafa içi yer kaplayan lezyonlar, kafa içi basýnç artmasý, son zamanlarda ortaya çýkmýþ karbonmonoksit zehirlenmesi olarak sayýlabilir. DEPRESYONDA FARMAKOTERAPÝ Depresyon, tedavi edildiði zaman çoðunlukla tam olarak düzelir. Hastalarýn önemli bir kýsmý birinci basamak saðlýk hizmetlerinde tedavi edilebilir. Depresyonun farmakoterapisine geçmeden önce bazý tanýmlarý öðrenmek tedavi stratejilerini anlamayý kolaylaþtýracaktýr. Maskeli Depresyon: Hasta, depresif bir duygu durumdan söz etmeyebilir, uykusuzluk, yorgunluk ve somatik þikayetleri olabilir. Bazen de huzursuzluk biçiminde bir duygulaným gözlenir. Klinisyen bu semptomlarýn arkasýnda bir major depresyon olduðunu anlayamazsa tedavi gecikir. Tedaviye Dirençli Depresyon: Uygun dozda tedaviye raðmen altý hafta içinde semptomlarda 60

DEPRESYONUN BÝYOLOJÝK TEDAVÝLERÝ belirgin deðiþiklik olmamasý durumunda tedaviye dirençli depresyondan söz edilebilir. Bu durumda öncelikle taný, uygulanan tedavinin dozu ve hastanýn ilaç uyumu gözden geçirilmelidir. Depresyonun Alt Tipleri: Önce klinisyen muayene anýndaki depresif epizodun manik/hipomanik epizodlarla giden iki uçlu duygulaným bozukluðunun depresif bir ataðý olup olmadýðýný ayýrt etmelidir. Bu ayýrým çoðunlukla hastanýn anamneziyle yapýlabilse de bazen çok zor olabilir. Bunun için aþaðýdaki ipuçlarý verilebilir. 1) Hasta ne kadar gençse iki uçlu duygulaným bozukluðu olma olasýlýðý o kadar yüksektir. 2) Ýki uçlu duygulaným bozukluðunda sýklýkla aile öyküsü vardýr. 3) Depresif epizoddan önce hipomanik bir dönemin olmasý iki uçlu duygulaným bozukluðu lehinedir. a) Melankolik (klasik) depresyon: Bu tip depresyonda derin bir disforik duygudurum, ahnedoni, suçluluk, deðersizlik, ümitsizlik duygularý, insomni, anoreksi ve kilo kaybý, psikomotor retardasyon veya ajitasyon vardýr. Daha geç yaþlarda baþlar (40 lý yaþlarýn ortasýnda) aile öykülerinde depresyona daha sýk rastlanýr. b) Atipik depresyon: Bu tip depresyonda hipersomni, hiperfaji, psikomotor ajitasyon ve anksiyeteli duygudurumu vardýr. Daha genç yaþlarda (20 li yaþlarda) baþlar. Atipik depresyonu olan hastalarda özellikle erkeklerde alkol, sedatif ve hipnotik ilaç kötüye kullanýmý sýktýr. c) Psikotik özellikli depresyon: Çoðunlukla duygudurum ile uyumlu sanrý ve varsanýlar eþlik eder. Distimi: Distimi, en az iki yýl süren anhedoni, endiþe, anksiyete, benlik saygýsýnda düþme ile giden kronik bir bozukluktur. Mevsimsel duygudurum bozukluklarý: Belli bir mevsimde tekrarlayan depresyon ataklarý görülür. Ýki mevsimde pik yapar: Sonbahar ve ilkbahar. Ýlkbaharda tekrarlayan depresyonlarda melankolik semptomlar baskýndýr, sonbaharda tekrarlayanlarda atipik semptomlar kliniðe hakimdir. Sekonder Depresyon Týbbi durumlar arasýnda en sýk hipotiroidizm, malabsorbsiyon, malign tümörler, kronik böbrek yetmezliði, demans, otoimmun bozukluklar (özellikle SLE), influenza, nörolojik bozukluklarla (Strok, tümör, Parkinson ve Huntington hastalýðý) birlikte görülür. Psikiyatrik bozukluklar arasýnda ise en sýk panik bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), yaygýn anksiyete bozukluðu ile birlikte bulunabilir. Ýlaçlar; reserpin, α-metildopa, psikostimülanlar (kokain, amfetamin), alkol. Sedatif-Hipnotik ilaçlarýn yoksunluðu da sekonder bir depresyona neden olabilir. Depresyonun uzun süreli tedavisinde aktif olarak ilaç kullanmýþ olsalar bile hastalar %20 oranýnda relaps gösterirler. Bu nedenle relapslarý önlemek için tedavinin kýsa tutulmamasý gerekir. Depresif semptomlarýn tamamen ortadan kalkmasýndan sonra tedaviye en az altý ay daha devam edilmelidir. Ama bu süre hastalýðýn yineleme sýklýðýna, hastanýn ilaca verdiði yanýt gibi etkenlere baðlý olarak uzayabilir. Psikiyatride uzun süreli tedavide üç aþama vardýr. Akut, idame ve koruyucu tedaviler. Akut tedavi; hastaya akut hecme sýrasýnda baþlanýp remisyonun baþýna kadar devam eden tedaviye verilen addýr. Akut hecme sýrasýndaki semptomlarýn bastýrýlmasý için yapýlýr. Ýdame tedavi ise; remisyon baþýndan tam iyileþmeye kadar süren tedavidir. Relapslar genellikle bu süreçte oluþur. Baskýlanan semptomlarýn tamamen kaybolmasýný, iyileþmeyi saðlar. Koruyucu tedavi; iyileþme dönemindeki tedavidir. Yeni bir hecmenin ortaya çýkmasýna engel olmak için yapýlýr. Yinelemeler (rekürrensler) bu tedavi sýrasýnda görülür. Ýdame tedavisinde önemli olan nokta, akut tedavide kullanýlan ilaca devam edilmesi ve ayný dozda verilmesidir. ANTÝDEPRESAN ÝLAÇLARIN SINIFLANDIRIL- MASI Depresyon tedavisinde kullanýlan ilaçlar etki mekanizmalarýna göre þöyle gruplandýrýlýrlar. 1) TRÝSÝKLÝK VE TETRASÝKLÝK ANTÝDEPRESAN- LAR (TSA) Trisiklik Antidepresanlar: Ýmipramin, desipramin, amitriptilin, nortriptilin, klomipramin, trimipramin, doksapin, protriptilin Tetrasiklik Antidepresanlar: Maprotilin ve mianserin Bu ilaçlarýn ortak özellikleri depresyonda belirgin iyileþme saðlamasýdýr. Etkinliði konusunda önceden 61

CEYLAN ME, YAZAN B. Tablo 1. TSA larýn biyokimyasal etkileri ve yarýlanma ömürleri Geri alým inhibisyonu Reseptör affinitesi Ýlaç NE 5-HT DA α1 α2 H1 M D2 t 1/2 Ýmipramin + + 0 ++ 0 + ++ 0 12 Desipramin +++ 0 0 + 0 0 + 0 18 Amitriptilin +/- ++ 0 +++ +/- ++++ ++++ 0 24 Nortriptilin ++ +/- 0 + 0 + ++ 0 28 Klomipramin + +++ 0 ++ 0 + ++ 0 24 Trimipramin + 0 0 ++ +/- +++ ++ + 24 Doksepin ++ + 0 ++ 0 +++ ++ 0 16 Protriptilin ++ 0 0 + 0 + ++ 0 74 Maprotilin ++ 0 0 + 0 ++ + 0 43 tahmin yapmak zordur (%60, %70 etkili). Baðýmlýlýk yapmazlar. Bu nedenle kötüye kullanýmlarý pek görülmez. Antidepresif etkiye karþý tolerans oluþturmamakla birlikte yan etkilere karþý tolerans geliþir. Etki Mekanizmalarý: Antidepresanlar, nöron kavþaklarýnda nöratransmitterlerin iþlevlerini deðiþtirme yolu ile etki göstermektedirler. TSA lar alýnmaya baþlandýktan sonra ilk günlerde noradrenerjik ve serotonerjik geri alýmý bloke ederler. Ama, bu etki antidepresan etki deðildir; çünkü, iyileþme ilaca baþlandýktan iki-üç hafta sonra ortaya çýkmaktadýr. Kronik kullanýmda ise β-α adrenerjik reseptör sayýlarý azalýr, α1 noradrenerjik reseptör sayýsý artar. Sonuçta nöron kavþaklarýnda noradrenalin ve serotonin iletimi artar. Tedaviye düþük dozlarda baþlanýr. Terapötik doza yavaþ yavaþ çýkýlýr. Etkinlik iki-dört hafta içinde görülür. En az altý hafta uygun dozda kullanmadan ilaç deðiþtirilmemelidir. TSA larýn, emilim, daðýlým, yýkýlým, atýlým özellikleri bireysel farklýlýk gösterir. Kan albuminine baðlanýrlar. Karaciðerde mikrozomal enzimlerle parçalanýr ve idrarla atýlýrlar. Trisikliklerin yarýlanma ömürleri 16-24 saat arasýnda deðiþir. Tetrasiklik olan maprotilinin yarýlanma ömrü 43, mianserinin ise 33 saattir. Endikasyonlarý: Major depresyon, OKB (içlerinde sadece klomipramin), enüresis (özellikle imipramin), panik bozukluk (en çok imipramin, nortriptilin), migren (amitriptilin), kemoterapide bulantý (nortriptilin) kronik aðrý (amitriptilin, desipramin) TSA larýn yan etkileri: 1. Kardiyovasküler sistem yan etkileri: Desipramin gibi sekonder amin TSA larda belirgin olan noradrenalin (NF) geri alým blokajýna baðlý olarak kalp hýzýnda 12, 20 atýmlýk artýþa neden olurlar. α1 noradrenerjik reseptör blokajýna baðlý olarak (tersiyer amin TSA larda daha belirgin) ortostik hipotansiyona neden olurlar. Bu etki nortriptilinde en azdýr. EKG de PR, QRS, QT aralýklarý uzar. Yapýlan araþtýrmalarda, QRS aralýðýnýn uzamasýnýn kýrmýzý kürelerdeki TSA metabolit miktarý ile doðru orantýlý olduðu saptanmýþtýr. Bu nedenle QRS aralýðý, TSA zehirlenmelerinde indeks olarak kullanýlabilir. TSA larýn hipotansif etkisi baþlangýçta çok rahatsýz edici olsa da birkaç haftada azalýr. Hastalara çabuk ayaða kalkmamalarý, yeterli tuz ve sývý almalarý önerilir. 2. Antikolinerjik yan etkiler: Bu yan etkiler muskarinik reseptörlerin blokajýna baðlýdýr. a) Çevresel antikolinerjik yan etkiler: Aðýz kuruluðu, ciltte kuruluk, terleme, görme bulanýklýðý, taþikardi, kabýzlýk, iþeme güçlüðü sýk görülür. Bu yan etkilerin çoðu iki-üç hafta içinde azalýr ya da tamamen kaybolur. Terleme, aðýz kurulðu ve kabýzlýk genellikle devam eder. Bu yan etkiler nedeni ile yaþlýlarda, prostat hipertrofisi ve dar açýlý glokomu olan hastalarda çok dikkatli olunmalý ya da hiç kullanýlmamalýdýr. b) Merkezi antikolinerjik yan etkiler: Bellek bozukluðu, bulantý, ajitasyon, konfüzyon olabilir. Yüksek dozda alýndýðýnda; ajitasyon, bilinç deðiþikliði, konfüzyon, yönelim, algý bozukluklarý ile giden deliryum, taþikardi, aritmi, midriyazis, ýþýk refleksinde azalma, idrar tutukluðu, ateþ, epileptik nöbetler ve ileusla giden merkezi antikolinerjik sendrom ortaya çýkabilir. Bu durumda ilaç hemen kesilmeli ve fizostigmin verilmelidir. 62

DEPRESYONUN BÝYOLOJÝK TEDAVÝLERÝ 3. Nöropsikiyatrik yan etkiler: TSA lar genellikle sedatif etkilidir, özellikle amitriptilin, trazodon, doksapin örnek verilebilir. Baþ aðrýsý sýk görülür. Tüm antidepresifler epileptik nöbet eþiðini düþürür. Nöbet eþiðini en çok düþüren TSA klomipramindir. Ýnce ve postüral tremor görülebilir, antikolinerjik ilaçlarla kötüleþir, tedavi için β-bloker vermek gereklidir. Antidepresif ilaçlarýn birden kesilmesi durumunda baþ aðrýsý, uyku bozukluðu, hipersavilasyon, bulantý, kusma, mide kramplarý, diare gibi yoksunluk belirtileri görülebilir. Ýlaç çok yavaþ ve kademeli olarak kesilmelidir. Psikiyatrik yönden ise antidepresifler bipolar hastalarda manik nöbetleri baþlatabilir, þizofren hastalarda psikotik semptomlarý kötüleþtirir, organik bozukluklarda konfüzyonu arttýrabilir. 4. Gastrointestinal yan etkiler: Midede yanma, bulantý, kusma yapabilirler. Çok nadir olarak karaciðerde kolestatik tipte ya da direkt toksik etkiye baðlý olarak sarýlýða neden olabilirler. Karaciðer hastalarýna verilmemeleri gerekir. 5. Kilo alýmý: TSA kullanýmý sýrasýnda çoðunlukla depresyon sýrasýnda verilen kilodan daha fazla kilo alýmý olmaktadýr. Bu etkinin antihistaminik ve olasýlýkla α reseptör blokajýna baðlý olduðu düþünülmekle birlikte TSA larýn neden olduðu karbonhidrat arayýþý ve metabolizmanýn yavaþlamasýnýn nedeni hala tam olarak anlaþýlmamýþtýr. 2) SELEKTÝF SEROTONÝN GERÝ ALIM ÝNHÝBÝ- TÖRLERÝ (SSRI) SSRI lar * Paroksetin * Sitalopram * Fluvoksamin * Sertralin * Fluoksetin Etki Mekanizmalarý: SSRI lar etkinliklerini 5-HT geri alýmýný inhibe ederek gösterirler. SSRI lar, genel olarak 5HT 1A ve 5-HT 2 reseptör yoðunluðunu dengeler. 5HT 1A baðlanma yerleri somatodendritik ve presinaptik oto reseptörler ve postsinaptik reseptörlerdir. Hipokampal bölgede bulunurlar, kronik antidepresan kullanýmýndan sonra duyarlýlýklarýnda azalma olur. 5-HT 2 reseptörleri hipokampus, korteks ve spinal kortta postsinaptik olarak yerleþmiþtir. Uyaranýn postsinaptik iletimini inhibe ederler. Major depresyonda 5-HT 2 baðlanma yerlerinde upregulation olduðu saptanmýþtýr. SSRI larýn belirgin noradrenerjik aktivitesi yoktur. Hayvan çalýþmalarýnda 5-HT sistemi, santral dopaminerjik sistem üzerinde tonik inhibitör etki göstermiþtir. Teorik olarak, SSRI larýn dopaminerjik iletimi azaltmalarý gerekir. Bazý çalýþmalarda, SSRI lar amfetamin, metilfenidat gibi dopaminerjik ajanlarýn hipermotilitesine neden olmuþlardýr. Sitalopram farelerde striatolimbik D1 reseptörlerinde down regülasyon yapmýþtýr. Fakat genelde SSRI larýn dopaminerjik sistem üzerine yan etikleri yoktur. Diðer antidepresanlara göre yarýlanma ömürleri uzundur. Ama baþka bir antidepresana geçerken dikkatli olmak gerekir. Örneðin; fluoksetinden monoaminoksidaz inhibitörlerine (MAOI) geçerken 5 hafta beklemek gerekir. Endikasyonlarý: Depresyon, OKB, panik bozukluk, yeme bozukluklarý, uyku bozukluklarý. Yan Etkileri: TSA lara göre yan etkileri çok azdýr. En sýk görülen yan etkiler; ajitasyon, uyku bozukluðu, tremor, cinsel iþlev bozukluklarý (özellikle anorgazmi) ve baþ aðrýsýdýr. Çok nadir olarak, artralji, lenfadenopati, antidiüretik sendrom, agranülositoz, hipoglisemi bildirilmiþtir. Çok nadir, fakat öldürücü olabilen bir yan etki merkezi serotonerjik sendromdur. Bu genellikle ikin- Tablo 2. SSRI larýn karþýlaþtýrýlmasý Fluoksetin Paroksetin Sertralin Sitalopram Fluvoksamin Kan proteinlerine baðlanma 94 95 99 80 77 Yarý ömür 24-72 20 25 33 15 Melabolit yarý ömür 7-15 gün - 66 st - - Standart doz (mg) 20-80 10-50 50-200 10-40 50-300 Yaþlý hastalarda t 1/2 - + + + - Böbrek hst. klerens +/- + +/- +/- +/- 63

CEYLAN ME, YAZAN B. ci bir serotonin arttýrýcý ajanla birlikte kullanýldýðýnda (özellikle MAOI) görülür. Karýn aðrýsý, diare, terleme, ateþ, taþikardi, kan basýncýnda artýþ, deliryum, miyokloni, irritabilite, hostilite, mizaç deðiþiklikleri görülür. Hiperpireksi, kardiovasküler þok ve ölüm olur. Bu durumda tedavide dantrolen kullanýlýr. 3) MONOAMÝNOKSÝDAZ ÝNHÝBÝTÖRLERÝ a) Ýrreversibl MAOI leri: Bu MAOI leri (fenelzin, izokarboksazid ve tranilsipromin) benzer etki mekanizmalarýna sahip olup, sinir uçlarýnda bulunan monoaminoksidaz enzimini irreversibl olarak inhibe ederler. Monoaminoksidaz enzimi, serotonin, noradrenalin ve dopamin katabolizmasýný regüle eden bir enzim olup, bloke edilmesi sonucu sinaptik aralýkta nörotransmitter birikimine yol açar. Bu durumda noradrenalin ve serotonin düzeyleri artar. Son yýllarda monoaminoksidazýn iki alt grubu belirlenmiþtir. MAO-A beyinde ve yoðunlukla lokus ceruleusta noradrenalin ve serotonin sinir uçlarýnýn bulunduðu bölgede bulunur. MAO-B ise beyinde dopaminerjik nöronlarda (özellikle dorsal rafe çekirdeklerinde) ve trombositlerde bulunur. Ýrreversibl MAO inhibitörleri nonselektif olarak her iki enzimi birlikte inhibe ederler. MAO-A enziminin inhibisyonu antidepresif etkiyi oluþtururken, MAO-B enziminin inhibisyonu ciddi yan etkilerden sorumludur. Yan etkisi ise tiramin içeren gýdalarla (süt, yoðurt, bira mayasý, kýrmýzý þarap vb.) alýndýðýnda hipertansif kriz ortaya çýkmasýdýr. Yüksek tansiyon, baþ aðrýsý, taþikardi ve çarpýntý gibi belirtilerle baþlayýp ölüm görülebilir. Türkiye de piyasada bu ilaç grubu bulunmamaktadýr. b) Reversibl MAOI leri (RIMA): Bu grup ilaçlar antidepresif etkiyi ortaya çýkaran MAO-A enzimini bloke ederken MAO-B yi etkilemezler. Bu nedenle hipertansif krize yol açmazlar. MONOAMÝNOKSÝDAZ ÝNHÝBÝTÖRLERÝ MAOI LERÝ Hidrazin selektif geri dönüþümlü fenelzin + - - isokarboksazid + - - tranilsipromin - - - deprenil - + (MAO-B) - moklobemid - + (MAO-A) + broferomin - + (MAO-A) - Türkiye de pisayada bulunan moklobemidin major depresyon ve atipik depresyonda, sosyal fobide etkin olduðu gösterilmiþtir. Etkinliði diðer antidepresiflere göre daha çabuk baþlar. Tedavinin kesilmesi ile enzim aktivitesi süratle normale döner. Plazma yarý ömrü 1.6 saat olup ortalama dozu 300-600 mg dýr. En yaygýn görülen yan etkiler: Aðýz kuruluðu, baþ dönmesi, sedasyon, bulantý ve cilt rahatsýzlýklarýdýr. Stimülan etkisi nedeni ile uykusuzluk huzursuzluk, anksiyete, ajitasyon ve agresivitenin yaný sýra bipolar hastalarda manik nöbet ortaya çýkabilir. Özel bir diyet uygulamaya gerek olmamakla birlikte hipertansif hastalarýn fazla miktarda tiraminden zengin gýdalar almamalarý ve ilacýn yemeklerle alýnmasý önerilmiþtir. Serotonerjik ilaçlarla birlikte kullanýldýðýnda serotonerjik sendroma yol açabilir. Karaciðer bozukluðu olan hastalarda doz yarý yarýya azaltýlmalýdýr. 4) DÝÐERLERÝ a) Trazodon: Kimyasal yapýsý diðer antidepresanlara benzemez. Düþük serotonin geri alým inhibisyonu ve noradrenalin, dopamin geri alýmýnda minimal etkileri vardýr. Serotonin reseptör antagonist etkisi vardýr. Aktif metaboliti olan MCPP, potent 5HT agonisti ve postsinaptik α1 noradrenerjik reseptör antagonistidir. Etkisinin erken baþlamasý (3-7 gün) özellikle insomni ve anksiyete yakýnmasý olan hastalarda kullanýmýna öncelik saðlar. En çok görülen yan etkileri, sedasyon, ortostatik hipotansiyon, baþ aðrýsý, uyuklama, bulantý, nadir olarak priapizmdir (uzun ve aðrýlý penis ereksiyonu). Günlük ortalama dozu 200-400 mg dýr. b) Amoksapin: Belirgin etkisi noradrenalin geri emilim inhibisyonu olup antikolinerjik etkisi zayýftýr. Dopamin reseptör aktivitesini de bloke edici etkisi nedeniyle antipsikotik etki gösterir ve bu nedenle psikotik ya da ajite depresyon vakalarýnda kullanýlabilir. Buna karþýlýk antidopaminerjik etki sonucu ekstrapiramidal sendrom, hiperprolaktinemi, kadýnlarda amenore, galaktore, erkeklerde cinsel bozukluklar ortaya çýkabilir. Bu nedenle kullanýmý oldukça kýsýtlýdýr. Günlük doz 200-400 mg dýr. c) Bupropion: Diðer antidepresiflerden daha seçici olarak dopamin geri emilimini inhibe eder. Ayrýca düþük oranda noradrenalin üzerine etkisi olup, serotonerjik ve antikolinerjik etkisi yoktur. Yan etki olarak anksiyete, huzursuzluk, tremor, uyku bozukluðu görülebilir. Stimülan etki nedeniyle anoreksia ve hafif ajitasyon ortaya çýkabilir. Epileptik nöbet riski 64

DEPRESYONUN BÝYOLOJÝK TEDAVÝLERÝ TSA lara göre fazladýr. 450 mg/gün üzerindeki dozlarda risk artar. Epileptik nöbet öyküsü, alkol, anksiyolitik ilaç kullanýmý ve býrakýlmasý, anormal EEG, epilepsi eþiðini düþüren diðer ilaçlarýn kullanýmý riski arttýrýr. d) Venlafaksin: Bisiklik bir bileþiktir. Venlafaksin ve metaboliti ODV, noradrenalin ve serotoninin geri alýmýný inhibe eder. Dopamin geri alýmýný çok daha zayýf olarak inhibe eder. Depresyonda etkinliði gösterilmiþtir. Anksiyete bozukluklarýnda kullanýmý için yeterli bilgi yoktur. En sýk görülen yan etkileri; asteni, terleme, bulantý, konstipasyon, anoreksi, somnolans, aðýz kurumasý, sersemlik hissi, sinirlilik, anksiyete, tremor bulanýk görme, ejekülasyon-orgazm bozukluðu, ereksiyon bozukluðudur. Bulantý, diyastolik hipertansiyon ve cinsel iþlev bozukluklarý doza baðlýdýr. Bulantý ve sersemlik hissi kullanmaya baþlandýktan bir süre sonra azalýr. ANTÝDEPRESAN SEÇÝMÝ Erken taný ve tedaviye baþlama, depresyon için çok önemlidir. Depresyon tanýsý konulmuþ hastanýn öyküsü ayrýntýlý bir þekilde alýnmalý, fizik muayenesi ve rutin laboratuvar tetkikleri yapýlmalýdýr. Kullandýðý ilaçlar öðrenilmelidir (Tablo 3-4). Hastada, depresyon yanýsýra baþka bir týbbi hastalýðýnýn varlýðýný bilmek antidepresan ilaç seçimini etkileyecektir (Tablo 5). Major depresyonda tüm antidepresanlar eþit etkinliktedir. Antidepresan ilaç seçimi; yan etkilere, týbbi hastalýk varlýðýna, aile öyküsüne, varsa daha önceki antidepresan cevabýna baðlýdýr. Semptom profilindeki deðiþiklikler ve depresyon alttiplerine göre de ilaç seçimi yapýlabilir. Semptom Profili: Anhedoni, sabah erken uyanma, suçluluk duygularý, psikomotor retardasyon, ilgi azalmasý gibi semptomlarla giden melankolik depresyon TSA lara daha iyi cevap verir. Uyku ve iþtah bozukluklarý antidepresan cevap için gösterge olarak kabul edilmezler. Kiþilik bozukluðu eþlik ederse TSA lara cevap azalýr. Depresyonun süresi uzadýkça ve yineleme sayýsý arttýkça tedaviye yanýt þansý azalýr. Distimi, týbbi bir durumun eþlik etmesi prognozu olumsuz yönde etkiler. Depresyon Alttipleri: Atipik depresyonda MAOI ve SSRI larýn TSA lara daha üstün olduðu gösterilmiþtir. Psikotik özellikli depresyonda antidepresan ilaçlar tek baþýna yeterli deðildir. Antipsikotik ilaçlarla kombine edilmelidir. EKT diðer bir tedavi seçeneði olabilir. Bipolar depresyon tedavisinde MAOI leri TSA lara göre daha etkilidir. Tüm antidepresanlar manik faza geçiþe neden olabilirler. En az manik faza geçiþe neden olan ilaç bupropiondur. Bipolar depresyon lityuma daha iyi yanýt verir. Dirençli vakalarda MAOI veya karbamazepin lityuma eklenebilir. Distimik bozukluk tedavisinde, antidepresan etkinlik major depresyona göre düþüktür. MAOI ve SSRI larýn daha etkin olduðuna dair çalýþmalar vardýr. Geriatrik depresyonda antidepresan ilaç seçerken kolinerjik ve kardiyovasküler yan etkileri az olan ilaçlar seçilmelidir. Desipramin, nortriptilin, SSRI ve bupropion tercih edilebilir. Genellikle düþük dozlarda kullanýlýr. Tablo 3. Depresif semptomlara neden olan ilaçlar Kötüye kullanýmý olan ilaçlar: Esrar Antihipertansif ilaçlar: Reserpin Amfetamin Propranolol Kokain Metildopa Opiatlar Guanetidin Alkol Klonidin Sedatif-hipnotikler Gastrointestinal: Cimetidin Stitoksik ajanlar Kortikosteroidler Oral kontraseptifler 65

CEYLAN ME, YAZAN B. Tablo 4. Depresif semptomlarla birlikte olabilen týbbi durumlar Endokrin bozukluklar: Hipotiroidizm Vitamin eksiklikleri: Folat Hipertiroidizm Vit B 12 Cushing Hastalýðý Piridoksin (B 6 ) Addison Hastalýðý Riboflavin (B 2 ) Hiperparatiroidizm Tiamin (B 1 ) Hipoparatiroidizm Demir Hipoglisemi Feokromasitoma Karsinoid sendrom Ovarian yetmezlik Testiküler yetmezlik Enfeksiyonlar: Sifiliz Nörolojik hastalýklar: Alzheimer hastalýðý Mononükleozis Multipl Skleroz Hepatit Parkinson hastalýðý AIDS Kafa travmasý Tüberküloz Narkolepsi Influenza Tümörler Ensefalit Wilson hastalýðý Lyme hastalýðý Kanser: Pankreas kanseri Kardiyovasküler hastalýklar: Kardiyomiyopati Akciðer kanseri Serebral iskemi Konjestif kalp yetm. Myokard enfarktüsü Tablo 5. Komorbid bozukluklarda ilaç seçimi Komorbid bozukluk Kardiyovasküler hastalýklar Konjestif kalp yetmezliði, iskemik kalp hast. Ýletim bozukluklarý, taþikardi, Ortostatik hipotansiyon Nörolojik bozukluklar Epilepsi Organik beyin sendromu Migren Parkinson hastalýðý Kronik aðrý Ýnme Gastrointestinal bozukluklar Peptik ülser Kronik daire Kronik konstipasyon Cinsel iþlev bozukluklarý Erektil bozukluk Anorgazmi Dar açýlý glokom Ýlaç seçimi Bu durumlar için SSRI lar seçilebilir (paroksetin, sertralin veya fluoksetin) veya bupropion seçilmelidir. TSA lardan en uygunu desipramin ve nortriptilindir. Desipramin, MAOI, SSRI, (bupropion, klomipramin ve maprotilin verilmemelidir) SSRI, bupropion, trazodon Amitriptilin, trazodon, amoksapin, doksepin Amitriptilin, doksepin, SSRI (amoksapin verilmemelidir) SSRI, amitriptilin, doksepin SSRI Doksepin, trimipramin Doksepin, trimipramin, amitriptilin SSRI, bupropion, trazodon Bupropion Bupropion, desipramin SSRI, bupropion, trazodon 66

DEPRESYONUN BÝYOLOJÝK TEDAVÝLERÝ TEDAVÝYE DÝRENÇLÝ DEPRESYON Major depresyonu olan hastada bir antidepresan ilaçla en az altý hafta ve terapötik dozda tedaviye raðmen semptomlarda belirgin düzelme olmamasý dirençli bir depresyonun varlýðýný gösterir. Bu durumda üç seçenek vardýr: 1. Kullanýlan antidepresan ilacýn dozunu arttýrmak; Bu durumda ilacýn plazma seviyesini kontrol ederek dozunu artýrmak yararlý olabilir. 2. Antidepresan ilacý deðiþtirmek; Çoðunlukla baþka bir sýnýf antidepresan ilaç seçilir. 3. Kombine tedaviler denemek; a) Trisiklik antidepresanlar ve monoaminoksidaz inhibitörleri: Teorik olarak; TSA larýn biyojenik aminlerin geri alýmýný inhibe etmesi ve MAOI lerin biyojenik aminlerin metabolizmasýný yavaþlatmasý birleþince sinaptik aralýkta nörotransmitterlerde artýþ olacaktýr. Dirençli depresyonlarda, TSA-MAOI kombine tedavi çalýþmalarý kontrollü çalýþmalar deðildir. Buna karþýn açýk çalýþmalarda tedaviye cevabýn arttýðý saptanmýþtýr. b) Trisiklik antidepresanlar ve SSRI lar birlikte kullanýldýðýnda birbirlerine sinerjistik etkileri olduðu gösterilmiþtir. c) Lityum, antidepresan bir ilaçla kombine edildiðinde serotonerjik iletimi arttýrýr. Yapýlan araþtýrmalarda dirençli depresyonlarda lityum verilmesi hem akut tedaviye cevapta artýþ hem de relaps oranlarýnda düþmeye neden olmuþtur. Lityum kan düzeyi 0.5-0.8 meq/l seviyesinde tutulmalýdýr. d) Antidepresan ilaçlar ve tiroid hormonlarý: Triiodotironin (T3) eklenebilir. Günde 25 µg verilmesi önerilmektedir. Semptomlarda daha çabuk düzelme saptanmýþtýr. Kadýnlar erkeklere göre daha iyi cevap vermektedir. e) Östrojen: Kadýnlarda östrojen preparatlarýnýn tedaviye eklenmesi denenmiþtir. Sonuçlarý tartýþmalýdýr. Yararlanýlan ve Önerilen Kaynaklar 1. Amerikan Psikiyatri Birliði (1994) Mental Bozukluklarýn Tanýsal ve Sayýmsal El Kitabý, Dördüncü Baský (DSM IV), Washington DC., 1994, Çev. E. Köroðlu, Hekimler Yayýn Birliði, Ankara. 2. Post RM (1995) Mood disorders and somatic treatment, Comprehensive Textbook of Psychiatry, 6. Baský, Cilt 1, HI Kaplan, BJ Sadock (Ed), Baltimore, Williams & Wilkins. s.1152-1178. 3. Richelson E (1993) Review of antidepresants in the treatment of mood disorders. Current Psychiatric Treatment, DL Dunner, Pennsylvania, WB Saunders Company, s.232-239. 4. Prich RF, Potter WZ. (1993) Maintenance treatment for mood disorders. Current Psychiatric Treatment, DL Dunner (Ed), Pennsylvania, WB Saunders Company, s.255-260. 5. Gelder M, Gath D, Mayou R (1989) Oxford Textbook of Psyhiatry, s.654-665. 6. Schatzberg AF, Nemeroff CB (1995) Textbook of Psychopharmacolgy, Washington DC, American Psychiatric Press, s.141-215, 575-603. 7. Pande AC (1994) Pharmacotherapy of depressive disorders. Severe Depressive Disorders, J Grunhaus, JF Gredon (Ed), Washington DC, American Psyhiatric Press, s.243-269. 8. Bernstein JG (1995) Handbook of Drug Therapy in Psychiatry, 3rd ed, Vol. 1, Missouri, Mosb, s.112-149. 9. Öztürk O (1997) Ruh Saðlýðý ve Bozukluklarý, 7. Basým, Ankara, Hekimler Yayýn Birliði. 12. Quikin FM, Harrison W, Stewart JW et al. (1991) Response to phenelzine and imipramine in placebo nonresponders with atypical depression. Arch Gen Psychiatry, 48:319-323. 13. Fava M, Rosenbaum JF, Cohen L et al. (1992) High dose fluoxetine in the treatment of depressed patients nol responsive to a standart dose of fluoxetine. J Affect Disord, 25:229-234. 14. Kupfer DJ, Frank E, Perel JM et al. (1992) Five year outcome for maintenance therapics in the recurrent depression. Arch Gen Psychiatry, 49:769-773. 15. Austin MP, Souza FG, Goodwin GM (1991) Lithium augmentation in antidepressant-resistant patients: a quantitative analysis. Br J Psychiatry, 159:510-514. 16. Nierenberg AA, Price LH, Charney DS et al. (1990) After lihium augmentation: a retrospective follow-up of patients with antidepressant-refractory depression. J Affect Disord, 18:167-175. 67