Toplumsal Cinsiyet ve Kadının Üreme Sağlığı



Benzer belgeler
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2008: 7(3)

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

M2 S1. Üreme Sağlığı. Tanım, Üreme Hakları, Bütüncül Yaklaşım. Doç. Dr. Günay SAKA 12 Mayıs 2011

DÜŞÜKLER VE ÖLÜ DOĞUMLAR 6

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

15-49 YAŞ EVLİ KADINLARIN ÜREME SAĞLIĞINI KORUYUCU TUTUMLARININ BELİRLENMESİ*

İnönü Üniversitesi Öğrencilerinin Üreme Sağlığı Konularında Bilgi Düzeyleri ve Hizmetten Beklentileri

KADININ AİLEDE KARAR VERMEYE ETKİSİ

Fırat Tıp Dergisi 2009;14(4):

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

ERKEKLERİN AİLE PLANLAMASINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE DAVRANIŞLARI. Yılmaz DEPE*, Ayten Şentürk ERENEL**

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

DOĞURGANLIĞI BELİRLEYEN DİĞER ARA DEĞİŞKENLER 7

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

Turgut Özal Tıp Merkezinde Çalışan Evli Kadınların Doğurganlık Özellikleri ve Gebeliği Önleyici Yöntem Kullanımları +

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Şanlıurfa İlinde Kadınların Aile Planlamasına İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi

ENGELLİ KADINLARIN DOĞURGANLIK ÖZELLİKLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİNİN ANNENİN PRENATAL UYUMUNA ETKİSİ

SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL OF HEALTH SCIENCES Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN AİLE HEKİMLİĞİ KONUSUNDA BİLGİ DURUMLARININ SAPTANMASI *

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Gelişimsel Endişeler ve Kaçırılmış Fırsatlar. Tuba Çelen Yoldaş, Elif Nursel Özmert, Yıldırım Beyazıt, Bilge Tanrıkulu, Hasan Yetim, Banu Çakır

GEBELERİN BİTKİSEL ÜRÜN TÜKETİM VE SIKLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

KADINLARIN SEZARYEN SONRASI SEÇTĠKLERĠ AĠLE PLANLAMASI YÖNTEMLERĠ VE BU YÖNTEMLERĠ SEÇME NEDENLERĠNĠN DAĞILIMI *

Niğde Doğumevi'nde Doğum Yapan Kadınların Aile Planlaması Konusundaki Bilgi Tutum ve Davranışları

TNSA-2003 Bölge Toplantısı-VII DOĞURGANLIK AİLE PLANLAMASI DOĞURGANLIK TERCİHLERİ

Van il merkezinde evlenme başvurusunda bulunan çiftlerin kontrasepsiyon bilgi durumları

TEŞEKKÜR. Araştırmacı bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkılarından dolayı aşağıda adı geçen kişi ve kuruluşlara içtenlikle teşekkür eder.

Fırat Tıp Dergisi 2009;14(2):

Normal ve Sezaryen Doğum Yapan Kadınların Doğum Konfor Düzeyine Göre Karşılaştırılması

KADINLARIN PAP-SMEAR TESTİ BİLGİ VE TUTUMLARININ

Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Tercihleri ve Etkileyen Faktörler

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

Şanlıurfa il merkezinde Suriyeli mülteci kadınların üreme ve ruh sağlığı ihtiyaçları; Suriyeli mültecilerin sağlığını geliştirme modeli

Knowledge, Attitude and Behavior of Midwives and Nurses Working Primary Health Services on Family Planning ARAŞTIRMA MAKALESİ

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

KADINLARIN GEBELİKTEN ÖNCE KULLANDIĞI VE DOĞUM SONRASI DÖNEMDE KULLANMAYI TERCİH ETTİĞİ KONTRASEPTİF YÖNTEMLER

YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

BEBEK ve ÇOCUK ÖLÜMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: TÜRKİYE NÜFUS ve SAĞLIK ARAŞTIRMASI, 1993 ve 1998

AMELİYATHANE HEMŞİRELERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ (SYBD) BELİRLENMESİ *

TOPLUM HEKİMLİĞİ BÜLTENİ Cilt 28, Sayı 1, Ocak-Nisan 2009

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Döküm Fabrikası İşçilerinin

Hastaların Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyeti

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMŞİRELERİN HASTALARA VERDİKLERİ EĞİTİMLERİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

Türkiye de Kadınların Sağlığı

BİR İLDEKİ BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İŞ KAZASI GEÇİRME DURUMLARI VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Hatice Oltuluoğlu 1, Mürüvvet Başer 2

Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin İnternet Kullanımına Yönelik Görüşleri*

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

KADINLAR AÇISINDAN SAVUNMASIZLIK/ÖRSELENEBİLİRLİK. Prof. Dr. Şevkat BAHAR ÖZVARIŞ

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

Manisa 4 no lu Sağlık Ocağı Bölgesinde yaş Kadın İzlem Kartı Tutarlılığı ve Tutarlılığı Etkileyen Öğeler

TNSA-2008 in Sonuçları

Mevsimlik Tarım İşçilerinin ve Ailelerinin İhtiyaçlarının Belirlenmesi Araştırması 2011 Harran Üniversitesi-UNFPA

NÜFUS SAYIMLARI NÜFUS VE SAĞLIK Birleşmiş Milletlerin Tanımına Göre Demografi (Nüfusbilim)

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

TOPLUMSAL CĠNSĠYET GEBELĠK DOĞUM SÜRECĠ

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN GEBELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Hemşirelerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi

Üniversite Öğrencilerinin Sağlık Medya Okuryazarlığı Düzeyleri

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

Eğitim Fakültesi Birinci Sınıf Öğrencilerinin Cinsel Yaşamlarına İlişkin Yaklaşımlarının Belirlenmesi

ERZURUM İL MERKEZİNDEKİ HASTANELERDE DÜŞÜK TANISI KONULAN KADINLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ*

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

BİR SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE BEBEKLERİN UYKU POZİSYONLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER*

Türkiye de Kadınların İç Göç Örüntüsü ve İç Göç Nedenleri

ÖZET Türkiye de kadın ve üreme sağlığına ilişkin çalışmalar öncelikle temel sağlık hizmetleri kapsamında ele alınmaktadır.

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

MANİSA KENT MERKEZİNDE YAŞAYAN YAŞ GRUBU KADINLAR VE EŞLERİ ARASINDA SİGARA İÇME BOYUTU VE BUNU ETKİLEYEN SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

Prof.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Isparta, Türkiye

S A H A A R A Ş T I R M A S I

Türkiye nin Çocuk İhmali: Son 5 Yıldaki Bebek Ölümleri ve Koruyucu Hizmetlerden Yararlanmamada Eşitsizlikler

Dr. Nilgün Çöl Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Sosyal Pediatri BD.

Transkript:

Araştırma/Research Article TAF Prev Med Bull 010; 9(4):333-34 Toplumsal Cinsiyet ve Kadının Üreme Sağlığı [Gender and Women's Reproductive Health] ÖZET AMAÇ: Üreme haklarından eşitlik hakkı na göre hiç kimse, cinsel ve üreme yaşamında, sağlık bakımı ya da sağlık hizmetlerinden yararlanmada ırk, renk, cinsiyet ya da cinsel tercih, medeni durum, aile konumu, yaş, dil, din, siyasi ya da diğer görüşler, ulusal ya da sosyal köken nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamaz. Bu bağlamda, üreme sağlığına yönelik hizmet veren sağlık personeli, bireylere eşit olarak hizmet verme ve eşitlik haklarını kullanabilmelerini sağlamadan sorumludur. Bu çalışma ile Jinekoloji Polikliniğine başvuran üreme çağındaki kadınlarda, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının üreme sağlığı ve hizmetlerinden faydalanmasına etkisinin belirlenmesi hedeflenmiştir. YÖNTEM: Çalışma, 1 Şubat 007 30 Nisan 007 tarihleri arasında Ankara nın iki büyük eğitim ve araştırma hastanesinin Jinekoloji polikliniğine muayene için başvuranlardan rastgele seçilen, 15 49 yaş, evli 50 kadın üzerinde yürütülmüştür. İlgili verilerin toplanmasında literatür araştırmasında toplumsal cinsiyet ayrımcılığını gösterebileceği düşünülen soruların yer aldığı ve araştırmacılar tarafından geliştirilen Veri Toplama Formu kullanılmıştır. BULGULAR: Kadınların %5.0 si ilkokul mezunudur. Kadınların eğitim seviyesi ile erkeklerin (kocası) eğitim seviyesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu, kadınların daha düşük eğitim aldıkları (χ²=34.31, ) görülmüştür. Çalışmada lise ve üzeri eğitim alan, çalışan ve aile içi kararlarda söz hakkı olan kadınların daha yüksek oranda son gebeliklerinde doğum öncesi bakım aldıkları ve son doğumlarını daha yüksek oranda sağlık kuruluşunda, bir sağlık personeli ile yaptıkları, jinekolojik bir rahatsızlık durumunda rahatlıkla sağlık kuruluşuna başvurdukları ve daha az oranda sağlık kuruluşuna başvurmak için eşlerinden izin alma gerekliliği duydukları belirlenmiştir (p<0.05). SONUÇ: Toplumsal cinsiyet ayrımcılığından kadınların üreme sağlığı durumlarının olumsuz etkilendiği ve hizmetlerden faydalanma da engellere neden olduğu değerlendirilmektedir. SUMMARY AIM: According to the rights to equality in reproductive and sexual rights, no persons should be discriminated against their sexual and reproductive lives, in their access to health care and/or services on the grounds of race, sex, sexual orientation, marital status, family position, age, language, religion, political, or other opinion; national or social origin, property, birth, or other status In this context, health professionals devoted to reproductive health are responsible for the provision of services to individuals equally and should maintain equality rights. The aim of this study is to determine the effects of gender on the reproductive health of women and utilization of reproductive health services. METHODS: The study population consisted of 50 married women at their reproductive ages of 15 to 49, who applied to the obstetrics and gynecology service of a university hospital and a gynecology clinic of a training hospital dedicated to obstetrics and gynecology between 1 February 007 and 30 April 007. The data collection form was developed by researchers after evaluation of the relevant literature which relevance of gender discrimination could show where the questions. RESULTS: 5% of Women have graduated from primary school. Education levels of women with men (her husband) between level of education is statistically significant difference, and women were receive less education than men (her husband) (χ²=34.31, ). The study was determined that women who received training secondary school and above, worked and decision maker to domestic that they get prenatal care of a high percentage and deliver their babies in the hospital with the aid of a health care professional, and they go to medical center from gynecological problems and they need to obtain permission from their husbands in order to seek aid at a medical center of a low percentage (p<0.05). CONCLUSION: Women's reproductive health, gender discrimination status negatively affected and the obstacles caused by the utilization of services is evaluated. *0- Mart 008, 1. Kadın Sağlığı Kongre sinde poster bildiri olarak sunulmuştur. Gönül Şahiner, Aygül Akyüz GATA HYO, Kadın Hastalıkları ve Doğum Hemşireliği BD, Ankara. Anahtar Kelimeler: Toplumsal Cinsiyet, Üreme Sağlığı, Kadın Sağlığı. Key Words: Gender, Reproductive Health, Women Health. Sorumlu yazar/ Corresponding author: Gönül ŞAHİNER GATA HYO, Kadın Hastalıkları ve Doğum Hemşireliği BD, Ankara, Türkiye. f.gonul@yahoo.com GİRİŞ Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Üreme Sağlığını; üreme sistemi işlevleri ve sürecine ilişkin bütün alanlarda yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali ve aynı zamanda insanların doyurucu ve güvenli cinsel yaşamları, üreme yetenekleri olması ve bu yeteneği kullanıp-kullanmayacakları, ne zaman, ne sıklıkta kullanacakları konusunda karar verme www.korhek.org 333

özgürlükleri olması şeklinde tanımlamıştır. Buna göre üreme sağlığı ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halini ve karar verme özgürlüğünü içermektedir. Ancak dünyanın her yerinde birçok kadın, insan cinselliği ve sağlık konusunda bilgi düzeylerinin yetersiz olması, eğitimsizlik, uygun olmayan ya da yetersiz üreme sağlığı hizmetleri, ayrımcı toplumsal uygulamalar, kız çocuklarına ve kadınlara karşı ayrımcılık ve kadına karşı şiddet gibi toplumsal cinsiyetin getirdiği bir çok nedenlerden dolayı üreme sağlığına erişememekte ve üreme sağlığı hakkını kullanamamaktadır. Oysa üreme sağlığı kadınlar için özel, hatta yaşamlarını doğrudan etkileyen bir önem taşımaktadır (1-6). Üreme haklarından eşitlik hakkı na göre hiç kimse, cinsel ve üreme yaşamında, sağlık bakımı ya da sağlık hizmetlerinden yararlanmada ırk, renk, cinsiyet ya da cinsel tercih, medeni durum, aile konumu, yaş, dil, din, siyasi ya da diğer görüşler, ulusal ya da sosyal köken nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamaz (). Kadınlar bugün hala üreme sağlığı hizmetlerinden, sağlık yardımı almaya karar vermede, sağlık yardımına ulaşmada ve sağlık yardımı almada gecikme engelleri nedeniyle yeterince faydalanamamaktadır. Bunda kadının yaşam koşullarının elverişsizliği, ekonomik gücünün olmaması veya kararlarda söz hakkının olmaması gibi nedenlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Üreme sağlığı hizmetlerinin sunumunda herkese hizmet götürebilme prensibi açısından bakıldığında, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının hizmet alımını olumsuz etkileyen bu alanlardan hangisine ve ne ölçüde etki ettiğinin tanımlanması oldukça önemlidir. Bu çalışma ile toplumsal cinsiyet ayrımcılığının kadının üreme sağlığı durumuna ve üreme sağlığı hizmetlerinden faydalanmasına olan etkisini belirlemek amaçlanmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM Bu araştırma, Ankara ilinde bir üniversite hastanesinin kadın hastalıkları ve doğum kliniği ile kadın hastalıkları ve doğuma yönelik hizmet veren özel dal eğitim hastanesinin Jinekoloji Polikliniğine başvuran, 15 49 yaş, evli kadınlarda, 1 Şubat 007 30 Nisan 007 tarihleri arasında kesitsel olarak uygulanmıştır. Bu iki hastane farklı sosyoekonomik düzeydeki gruplara hizmet verdiğinden geniş bir hasta perspektifine sahiptir. Her iki birim için ayrı olmak üzere, çalışmanın yapılabilmesi için resmi izin ve etik kurul onayları alınmıştır. Anket formları yüz yüze görüşme tekniği ile araştırmacı tarafından doldurulmuştur. Veri toplama süresi her kadın için ortalama 0 dakika sürmüştür. Araştırmanın yapıldığı süre içerisinde özel dal hastanesi ve üniversite hastanesinin jinekoloji poliklinik odasında muayene olmak üzere bekleyenlerden, araştırma kriterlerine uygun, ilk 10 kadın ile görüşülmüş ve bu süre sonunda üniversite hastanesinden 100, özel dal hastanesinden 150 olmak üzere toplam 50 kadın araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma kapsamına alınma kriterleri; 15 49 yaş grubunda olma, Evli olma, Araştırmaya katılmaya istekli olmadır. (Katılımcılara, çalışmanın amaç ve yöntemi, veri toplama formunun ne kadar sürede doldurulacağı hakkında açıklama yapılarak onayları alınmıştır). Kadınların tanıtıcı özellikleri ile üreme sağlığı durumları ve hizmetlerinden faydalanmalarına yönelik verilerin toplanmasında Veri Toplama Formu kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından ilgili literatürlerden yararlanılarak geliştirilmiş veri toplama formunda; kadınların ve eşlerinin yaşı, eğitim ve çalışma durumları, ilk evlenme ve ilk cinsel ilişki yaşı gibi sosyodemografik bilgilerini, kadınların eşleri ve evlilikleri hakkındaki düşüncelerini, obstetrik ve jinekolojik öyküleri ve üreme sağlığı hizmetlerinden faydalanma durumlarını içeren 3 soru yer almaktadır. Araştırmada elde edilen verilerin değerlendirilmesinde SPSS 15.0 paket programı kullanılmıştır. Verilerin dağılımlarını göstermek için sayı ve yüzdelikler; tanımlayıcı verilerin istatistiksel karşılaştırılması için χ² testi, sayısal verilerin istatistiksel analizleri için pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Tüm analizler için yanılma düzeyi 0.05 olarak belirlenmiştir. BULGULAR Araştırma kapsamına giren kadınların ve eşlerinin demografik özellikleri Tablo 1 de gösterilmiştir. Ayrıca kadınların eğitim seviyesi ile erkeklerin (kocası) eğitim seviyesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu, kadınların daha düşük eğitim aldıkları (χ²=34.31, ), ancak kadınların eğitimi ile erkeklerinki arasında da pozitif yönde korelasyon olduğu görülmüştür (r=0.663; ). 334 www.korhek.org

Tablo 1. Kadınların ve eşlerinin demografik özellikleri Kadın (n=50) Eş (n=50) n % n % Yaş 19 yaş ve altı 3 1. 1 0.4 0-4 35 14.0 3 1. 5-9 5 0.8 46 18.4 30-39 110 44.0 108 43. 40-49 50 0.0 78 31. 50-59 - - 14 5.6 Ort±SD 3.98±7.3 36.78±7.61 İlk cinsel ilişki ve ilk evlenme yaşı 19 yaş ve altı 14 56.8 - - 0-4 81 3.4 - - 5-9 3 9. - - 30-34 4 1.6 - - Ort±SD 19.5±3.43 Eğitim durumu* Okur-yazar 13 5. 4 1.6 İlkokul mezunu 130 5.0 90 36.0 Ortaokul mezunu 34 13.6 5 10.0 Lise ve üzeri 73 9. 131 5.4 Çalışma durumu Çalışmıyor 03 81. 3 1. Çalışıyor 47 18.8 47 98.8 *; χ²=34.31 Tablo. Kadının eğitim durumu ile üreme sağlığına ilişkin bazı göstergelerin karşılaştırılması Kadının eğitim durumu Okur-yazar İlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise ve üzeri χ²/ p n=50 n %* n %* n %* n %* Son gebelikte doğum öncesi bakım alma durumu Hiç almamış 4 16.7 45 34.6 6 17.6.7 Sadece 1 defa 5 4.9 6 0.0 1.9 1 1.4 χ²=5.878-4 defa 1.9 7 5.4 6 17.6 4 5.5 5 ve üzeri 3 17.6 5 40.0 1 61.8 66 90.4 Son gebeliğin planlanma durumu Planlı değil 7 53.8 77 59. 14 41. 34 46.6 χ²=5. Planlı 6 46. 53 40.8 0 58.8 39 53.4 p>0.05 Son doğumun yapıldığı yer Sağlık kuruluşu 6 4.1 100 76.9 34 100 7 98.6 Ev 7 17.0 30 3.1 - - 1 1.4 Jinekoljik rahatsızlıktan dolayı sağlık kuruluşuna kolaylıkla gitme durumu Gitmez 5 35.6 3 4.6 4 11.8 7 9.6 Gider 8 9.4 98 75.4 30 88. 66 90.4 Sağlık kuruluşuna gitmek için eşinden izin alma gerekliliği Yok 4 35.7 36 7.7 16 47.1 54 74.0 Var 9 17.8 94 7.3 18 5.9 19 6.0 Kadının cinsel hayatına ilişkin düşüncesi Mutlu bir cinsel hayatı yok 9 69. 46 35.4 7 0.6 1 16.4 Mutlu bir cinsel hayatı var 4 30.8 84 64.6 7 79.4 61 83.6 Kontraseptif yöntem kullanma durumu Etkisi sınırlı kontraseptif yöntem 5 41.6 50 41.7 8 9.6 14 1. Etkin kontraseptif yöntem 7 58.4 70 58.3 19 70.4 5 78.8 *sütun yüzdesi alınmıştır. χ²=38.376 χ²=1.003 p=0.017 χ²=49.74 χ²=18.940 p=0.001 χ²=9.135 p>0.05 www.korhek.org 335

Tablo 3. Erkeğin eğitim durumu ile kadının üreme sağlığına ilişkin bazı göstergelerin karşılaştırılması Erkeğin Eğitim Durumu Okur-yazar İlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise ve üzeri χ²/ p n=50 n %* n %* n %* n %* Son gebelikte doğum öncesi bakım alma durumu Hiç almamış - 16.7 39 43.3 10 40.0 8 6.1 Sadece 1 defa 1 4.9 1 3.3 8.0 9 6.9-4 defa - 34.6 6 6.7 8.0 10 7.6 5 ve üzeri 3 17.6 4 6.7 11 44.0 104 79.4 Son gebeliğin planlanma durumu Planlı değil 50.0 61 67.8 11 44.0 58 44.3 Planlı 50.0 9 3. 14 56.0 73 55.7 Son doğumun yapıldığı yer Sağlık kuruluşu 4 4.1 57 63.3 3 9.0 18 97.7 Ev - 17.0 33 36.7 8.0 3.3 Jinekoljik rahatsızlığından dolayı sağlık kuruluşuna gitme durumu Gitmez 1 35.6 3 35.6 8.0 13 9.9 Gider 3 9.4 58 64.4 3 9.0 118 90.1 Sağlık kuruluşuna gitmek için eşinden izin alma gerekliliği Yok 35.7 18 0.0 14 56.0 76 58.0 Var 17.8 7 80.0 11 44.0 55 4.0 Kadının cinsel hayatına ilişkin düşüncesi Mutlu bir cinsel hayatı yok 1 5.0 40 44.4 8 3.0 5 19.1 Mutlu bir cinsel hayatı var 3 75.0 50 55.6 17 68.0 106 80.9 Kontraseptif yöntem kullanma durumu Etkin - - 49 59.0 16 69.6 83 71.6 Etki derecesi sınırlı 3 100 34 41.0 7 30.4 33 8.4 χ²=8.447 χ²=14.654 p<0.05 χ²=5.64 χ²=4.919 χ²=36.553 χ²=17.194 p<0.05 χ²=9.985 p=0.041 Tablo de lise ve üzeri bir okul mezunu olan kadınların son gebeliklerinde daha yüksek oranda doğum öncesi bakım aldıkları (χ²=5.878, ), son doğumlarını bir sağlık kuruluşunda yaptıkları (χ²=38.376, ), jinekolojik bir rahatsızlık durumunda daha yüksek oranda jinekolojik muayeneye gittikleri (χ²=1.003, p<0.05) ve gitmek için eşlerinden izin alma gerekliliği duymadıkları (χ²=49.74, ) belirlenmiştir. Aynı zamanda bu kadınlar, mutlu bir cinsel yaşamları olduğunu (χ²=18.940, p=0.001) düşünmektedir. Buna karşın kadınların eğitim durumu ile son gebeliklerini planlama (χ²=5., p>0.05) ve etkili kontraseptif yöntem kullanma (χ²=9.135, p>0.05) durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (Tablo ). Tablo 3 de lise ve üzeri bir okul mezunu olan erkeklerin eşlerinin son gebeliklerinde daha yüksek oranda doğum öncesi bakım aldıkları (χ²=5.878, ), son gebeliklerini planladıkları (χ²=14.654, p<0.05) ve bu gebeliklerini bir sağlık kuruluşunda doğum ile sonlandırdıkları (χ²=38.376, ) belirlenmiştir. Ayrıca eğitim düzeyi yüksek olan erkeklerin eşlerinin jinekolojik bir rahatsızlık durumunda daha yüksek oranda rahatlıkla jinekolojik muayeneye gittikleri (χ²=1.003, p<0.05) ve izin alma gerekliliği duymadıkları (χ²=49.74, ), mutlu bir cinsel yaşamları olduğunu düşündükleri (χ²=18.940, p=0.001) belirlenmiştir (Tablo 3). 336 www.korhek.org

Tablo 4. Kadının çalışma durumu ile üreme sağlığı durumunun karşılaştırılması TAF Preventive Medicine Bulletin, 010: 9(4) Kadının çalışma durumu n=50 Çalışmıyor Çalışıyor χ²/ p n %* n %* Son gebelikte doğum öncesi bakım DÖB alma durumu Hiç almamış 49 4.1 8 17.0 Sadece 1 defa 33 16.3 - - -4 defa 15 7.4 3 6.4 5 ve üzeri 106 5. 36 76.6 χ²=1.535 p=0.006 Son doğumun yapıldığı yer Sağlık kuruluşu 173 85. 39 83.0 Ev 30 14.8 8 17.0 χ²=0.149 p>0.05 Jinekoljik rahatsızlığından dolayı sağlık kuruluşuna gitme durumu Gitmez 41 0. 7 14.9 Gider 16 79.8 40 85.1 χ²=0.69 p>0.05 Sağlık kuruluşuna gitmek için eşinden izin alma gerekliliği Yok 76 37.4 34 7.3 Var 17 6.6 13 7.7 χ²=18.867 Kontraseptif yöntem kullanma durumu Etki derecesi sınırlı 70 37.8 7 17.5 Etkin 115 6. 33 8.5 χ²=6.043 p=0.014 Tablo 4 de çalışan kadınların son gebeliklerinde daha yüksek oranda doğum öncesi bakım aldıkları (χ²=1.535, p<0.05), jinekolojik bir rahatsızlık durumunda sağlık kuruluşuna başvurmak için eşlerinden izin alma gerekliliği duymadıkları (χ²=18.867, p<0.05) ve etkin kontraseptif yöntem kullandıkları (χ²=6.043, p<0.05) belirlenmiştir (Tablo 4). Buna karşın kadınların çalışma durumu ile son doğumun yapıldığı yer (χ²=0.149, p>0.05) ve jinekolojik bir rahatsızlıktan dolayı rahatlıkla sağlık kuruluşuna gitme (χ²=0.69, p>0.05) durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (Tablo 4). Tablo 5 de aile içi kararlarda eşleri ile beraber karar veren kadınların son gebeliklerinde daha yüksek oranda doğum öncesi bakım aldıkları (χ²=49.438, ), planlı olarak gebe kaldıkları (χ²=1.869, ) ve bu gebeliklerini bir sağlık kuruluşunda doğum ile sonlandırdıkları (χ²=.336, ) belirlenmiştir. Ayrıca jinekolojik bir rahatsızlık durumunda daha yüksek oranda rahatlıkla jinekolojik muayeneye gittikleri (χ²=1.06, p<0.05) ve sağlık kuruluşuna gitmek için eşlerinden izin alma gerekliliği duymadıkları (χ²=34.536, ), mutlu bir cinsel yaşamları olduğunu düşündükleri (χ²=8.855, p=0.001) belirlenmiştir (Tablo 5). Tablo 6 da kadınların eşlerinin %78,0 ının evlilikleri süresince herhangi bir kontraseptif yöntem kullandığı, kullanılan yöntemin en yüksek oranda (%60,0) geri çekme ve (%3,3) kondom olduğu görülmektedir. Eşleri erkeğe yönelik bir yöntemle korunurken, kadınların %0,0 si en az bir defa istenmeyen bir gebelik yaşamıştır. Kadınlar eşlerinin en yüksek oranda sürekli kadın korunduğu için kendisinin korunmayı gerekli görmemesi (%5,7) sebebiyle bir yöntem kullanmadıklarını belirtmişlerdir. Kadınların %80.8 i ise eşlerinin gebeliği önleyici bir yöntem kullanmasını istemektedir (Tablo 6). www.korhek.org 337

Tablo 5. Ailede kararlarında etkili olan kişi ile kadının üreme sağlığı durumunun karşılaştırılması Aile kararlarında etkili olan kişi Eş Aile büyükleri Kendi Eş ile beraber χ²/ p n=50 n %* n %* n %* n %* Son gebelikte doğum öncesi bakım alma durumu Hiç almamış 44 30.3 5 45.5 1 14.3 7 8.0 Sadece 1 defa 9 0.0 - - - - 4 4.6-4 defa 10 6.9 18. - - 6 6.9 5 ve üzeri 6 4.8 4 36.4 6 85.7 70 80.5 Son gebeliğin planlanma durumu Planlı değil 9 63.4 1 9.1 4 57.1 35 40. Planlı 53 36.6 10 90.9 3 4.9 5 59.8 Son doğumun yapıldığı yer Sağlık kuruluşu 111 76.6 10 90.9 7 100 84 96.6 Ev 34 3.4 1 9.1 - - 3 3.4 Jinekoljik rahatsızlığından dolayı sağlık kuruluşuna gitme durumu Gitmez 37 5.5 5 45.5 - - 6 6.9 Gider 108 74.5 6 54.5 7 100 81 93.1 Sağlık kuruluşuna gitmek için eşinden izin alma gerekliliği Yok 4 9.0 18. 5 71.4 61 70.1 Var 103 71.0 9 81.8 8.6 6 9.9 Kadının cinsel hayatına ilişkin düşüncesi Mutlu bir cinsel hayatı yok 60 41.4 - - 8.6 1 13.8 Mutlu bir cinsel hayatı var 85 58.6 11 100 5 71.4 75 86. χ²=49.438 χ²=1.869 χ²=.336 χ²=1.06 χ²=34.536 χ²=8.855 Tablo 6. Kadınların eşlerinin kontraseptif yöntem kullanımına ilişkin bulgular n=50 n % Evlilik süresince erkeğin herhangi bir yöntem kullanma durumu Kullanmamış 55.0 Kullanmış 195 78.0 Erkeğin kullandığı yöntemler n=195 Geri çekme 117 60.0 Kondom 63 3.3 Geri çekme + Kondom 15 7.7 Erkeğin kullandığı yöntemle korunurken yaşanan istenmeyen gebelik sayısı n=195 Yok 107 54.9 1 50 0.0 7 10.8 3 ve daha fazla 11 4.4 Erkeğin korunmama nedeni n=55 Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratması 4 43.6 Sürekli kadın korunduğu için gerekli görmemesi 9 5.7 Korunma yöntemlerini bilmemesi 3.6 Kadının erkeğin yöntem kullanmasına ilişkin tercihi n=50 Kullanmasını istemiyor 48 19. Kullanmasını istiyor 0 80.8 338 www.korhek.org

Tablo 7. Kadınların evlenmeden önce sahip olmayı planladığı çocuk ve yaşayan çocuk sayısı (n=50) Kadınların evlendiğinde sahip olmayı planladığı çocuk sayısı Kız çocuk 1 Erkek çocuk 1 Cinsiyeti önemli değil 1 3 ve üzeri n % Böyle bir plan yapmamış 88 35. Yaşayan çocuk sayısı Kız çocuk 1 3 ve üzeri Erkek çocuk 1 3 ve üzeri Toplam yaşayan çocuk sayısı 1 3 4 ve üzeri 8 18 86 1 10 17 5 10 64 13 116 53 16 57 111 51 31 3.8 7. 34.4 4.8 4.0 50.8 10.0 48.0 5.6 5. 46.4 1. 6.4.8 44.4 0.4 1.4 Ayrıca eğitim seviyesi yüksek olan erkeklerin daha yüksek oranda kondom kullandıkları (χ²=6.794, ) ve bu yöntemle korunurken kadının yaşadığı istenmeyen gebelik sayısı ile negatif bir korelasyon olduğu (r=-0.9, p=0.03) belirlenmiştir. Aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Tablo 7 te kadınların %50.8 inin evlendiklerinde iki çocuk sahibi olmayı planladığı ve şu anda %44.4 ünün yaşayan iki çocuğu olduğu görülmektedir. Kadınların %34.4 ünün evlendiklerinde en az bir erkek, %3.8 inin ise en az bir kız çocuğa sahip olmak istedikleri saptanmıştır (Tablo 7). Kadınların evlendiklerinde sahip olmayı planladıkları çocuk sayısı ile sahip oldukları çocuk sayısı arasında pozitif bir korelasyon olduğu belirlenmiştir (r=0.64, p=0.001). Cinsiyet açısından baktığımızda, sahip olmayı düşündükleri erkek çocuk sayısı ile şu anda yaşayan erkek çocuk sayısı arasında pozitif yönde bir korelasyon varken (r=0.49, ), planlanan kız çocuk sayısı ile sahip olunan kız çocuk sayısı arasında bir korelasyonun olmadığı görülmüştür (r=0.043, p=0.715). Ayrıca kadınların eğitim düzeyi ile erkek çocuğa sahip olma isteği arasında negatif yönde bir korelasyon olduğu belirlenmiştir (r=-0.77, p=0.006). Aynı zamanda kadının eğitim seviyesi ile gebelik sayısı (r=-0.71, ) ve yaşayan çocuk sayısı (r=-0.313, ) arasında negatif yönde bir korelasyon olduğu saptanmıştır. TARTIŞMA Belirli bir yörede yaşayan bir nüfusun sağlık alanındaki ihtiyaçları saptanırken bu nüfusun özellikleri önemlidir. Bireyin yaş, cins, ırk gibi özellikleri yanında; evlilik durumu, yaşam koşulları, aile yapısı, barınma koşulları, gelir ve eğitim düzeyi, çalışma durumu gibi sosyal sistem içindeki durumunu yansıtan ve değişebilen nitelikleri de sağlık gereksinimlerini belirleyen önemli verilerdir (7). Kadın ve erkeklerde okuryazarlık oranları arasındaki fark, cinsiyet eşitsizliğinin en belirgin göstergelerinden birisidir. Toplumumuzda halen kadın-erkek arasındaki eğitim farkı kapanmamış olup, bizim çalışma bulgularımızda da yansımaları görülmüştür. Kadınlar, eşlerine göre daha az oranda eğitimden yararlanmaktadırlar. Bunun yanı sıra çalışmada erkeklerin eğitim seviyesi ile kadınların eğitim seviyesi arasında pozitif yönde bir korelasyon www.korhek.org 339

olduğu görülmüştür. Bu sonuç evlenme sırasında kadın ile erkeğin eğitim seviyelerinin birbirine uyumlu seçildiğini, ancak yine toplumsal cinsiyet ayrımcılığının bir göstergesi olarak kadının eğitiminin erkeğinkinden düşük ya da en azından eşit seyrettiğini göstermektedir. Kadının eğitim düzeyi, yaşadığı yerleşim yeri, çalışma durumu, gelir miktarı sağlık hizmetlerinden yararlanmanın en önemli belirleyicilerindendir (8). Çalışmamızda lise ve üzeri eğitim alan ve çalışan kadınların daha yüksek oranda son gebeliklerinde doğum öncesi bakım aldıkları ve son doğumlarını daha yüksek oranda sağlık kuruluşunda, bir sağlık personeli ile yaptıkları, jinekolojik bir rahatsızlık durumunda rahatlıkla sağlık kuruluşuna başvurdukları ve daha az oranda sağlık kuruluşuna başvurmak için eşlerinden izin alma gerekliliği duydukları belirlenmiştir. Aynı zamanda çalışan kadınların daha yükse oranda etkin kontraseptif yöntem kullandıkları görülmüştür. 003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına (TNSA) göre en az lise eğitimi almış kadınların neredeyse tamamı doğum öncesi bakım almışken ilkokulu bitirmemiş olanların yalnızca yarısı doğum öncesi bakım almıştır ve eğitimi yüksek olan kadınların bir sağlık kuruluşunda doğum yapma oranı daha yüksektir (9,10). Bulgularımız literatür bulguları ile uyumludur (11,1). Toplumun kadına ve kadının kendine biçtiği öncelikli rolün eş-anne ve bunun doğal sonucu olarak ev hanımlığı olması (13) düşüncesi kadının eğitimden yeterince faydalanamamasına ve çalışma yaşamında yer alamamasına neden olmaktadır. Bu durum, kadının ekonomik olarak eşe bağımlı olmasına ve sağlık hizmetlerinden faydalanmada ailede otorite olarak kabul edilen eşlerinden izin alma gerekliliği duymalarına neden olduğunu düşündürmektedir. Kadının üreme sağlığına ilişkin hizmetleri almada gecikmesi, kadın vücudunun mahrem olarak kabul edilmesi, erkek doktora gitmekten utanılması gibi yine toplumsal cinsiyet ayrımcılığının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Kadın tedavi olmaktansa katlanmayı tercih etmektedir. Sağlık hizmetinden yararlanamaması, kadının erken dönemde önlenebilecek veya tedavi edilebilecek sağlık sorunlarının tedavisinin gecikmesine, ileri dönem komplikasyonların gelişmesine, üreme sağlığı açısından yaşam kalitesinin bozulmasına neden olacaktır. Üreme sağlığı kavramı, hem kadının hem de erkeğin gereksinimlerini içerdiği için kadınların olduğu kadar erkeklerin de statü ve rolleri üreme sağlığında önemlidir. Erkeklerin ideal aile büyüklüğü, cinsiyet tercihleri, aile planlaması yöntemlerini kullanma gibi konulardaki bilgi ve tutumları kadının doğurganlık davranışında belirleyici olmaktadır (6). Araştırma kapsamındaki kadınların beşte biri (%) eşlerinin evliliği süresince herhangi bir kontraseptif yöntem kullanmadığını belirtmiştir. Yöntem kullananlar ise en yüksek oranda geri çekme yöntemi ile korunmuşlardır. Eşleri bu yöntemle korunurken kadınların yarısına yakını en az bir defa istenmeyen gebelik yaşamıştır. Ayrıca eğitim seviyesi yüksek olan erkekler daha yüksek oranda etkin kontraseptif yöntem (kondom) kullanmış ve bu yöntemle korunurken, kadın daha az sayıda istenmeyen bir gebelik yaşamıştır. Çalışmada eğitim seviyesi yüksek olan erkeklerin eşlerinin son gebeliklerinin daha yüksek oranda planlı olduğu, bu gebeliklerinde daha fazla sayıda doğum öncesi bakım aldıkları ve doğumu bir sağlık kuruluşunda gerçekleştirdikleri saptanmıştır. Yine erkeklerin eğitim seviyesinin yüksek olmasının kadınların jinekolojik muayeneye gitme durumları ve sağlık kuruluşuna giderken eşlerinden izin alma gerekliliği duymaları ve cinsel yaşamlarında mutlu olma durumları üzerinde olumlu etkileri olduğu belirlenmiştir. Bu durum erkeğin eğitim durumunun kadının üreme sağlığı üzerinde etkili olduğunu ve kadının üreme sağlığını olumlu olarak etkilediğini düşündürmektedir. Kadının toplumsal ve aile içi statüsünü gösteren önemli göstergelerden biri de kadının aile içi kararlarda söz hakkıdır. Bu çalışmada kadınlar ailede önemli kararlar alınırken büyük oranda erkeğin (eşin) son sözü söylediğini belirtmişlerdir. Çalışmamıza benzer şekilde Erci nin çalışmasında kadınların aile içi karar vermedeki oranlarının erkeklerinkinden düşük olduğu saptanmıştır (14). Kadının sağlık bakımına ulaşmasında kültürel değerlerin etkisi de bulunmaktadır. Çalışmada ailede son sözün erkek tarafından söylendiğini belirten kadınlar da son gebeliklerinde daha az sayıda doğum öncesi bakım aldıkları, bu gebeliklerini planlamadıkları ve daha düşük oranda son doğumlarını bir sağlık kuruluşunda yaptıkları belirlenmiştir. Aynı zamanda bu kadınların, jinekolojik bir rahatsızlık durumunda rahatlıkla bir sağlık kuruluşuna başvuramadıkları ve sağlık kuruluşuna gitmek için daha yüksek oranda eşlerinden izin alma gerekliliği duydukları saptanmıştır. Bu durum aile içinde etkin söz hakkına sahip olmayan kadının aynı zamanda kendi sağlığı üzerinde de söz hakkının olmadığını göstermektedir. Dünya Nüfus ve Kalkınma Konferansında, cinsel sağlık, ana-çocuk sağlığı kavramından cinsel sağlık ve üreme sağlığı kavramına geçişte özellikle üzerinde durulan bir konu olmuştur. Cinsel sağlık, cinsel açıdan bedensel, duygusal ve toplumsal tam iyilik hali olup, kadın-erkek, genç-yaşlı bütün insanlar için temel bir hak olarak tanımlanmaktadır. 340 www.korhek.org

Her kadının cinselliğini mutlu ve doyurucu, güvenli bir şekilde yaşama hakkı vardır (6,15). Bu çalışmada kadınların büyük çoğunluğu erken yaşta ilk cinsel deneyimlerini yaşamış olup, mutlu bir cinsel yaşamlarının olduğunu düşünmektedirler. Cinsel sorunlar bir kadın için diğer sağlık sorunlarından farklı anlamlar taşır. Çünkü kadının cinsel sağlığı, kadınlık rolü ile ilişkilidir (16). Çalışmamızda toplumsal konumun kadının cinsel yaşamı üzerinde etkili olduğu, lise ve üzeri eğitimi olan, ailede son sözün kadın ve erkek tarafından söylendiği ailede yaşayan kadınlar, cinsel yaşamlarında mutlu olduklarını düşünmektedirler. Mutlu bir cinsel yaşamı olmadığını düşünen kadınlar ise yüksek oranda eşleri ile cinsel sorun ve isteklerini konuşmada zorlandıklarını belirtmişlerdir. Bu durum toplumumuzda cinsellikle ilgili konuların hala mahrem ve tabu olma özelliğini koruduğunu ve özellikle kadınların cinselliklerini özgürce yaşayamadıkları gibi, toplumsal baskı nedeniyle bu konularla ilgili eşleriyle dahi konuşamadıklarını göstermektedir. Erkek çocuk isteği pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, ülkemizde de doğurganlığı etkileyen bir faktördür. Aynı zamanda kız çocuklarına yapılan ayrımcılığın bir göstergesidir. Araştırmamızda evlendiklerinde en az bir erkek çocuk isteyen kadınların oranı en az bir kız çocuk isteyenlerin oranından daha fazladır. Cinsiyet açısından planlanan çocuk sayıları karşılaştırıldığında, kadınların planladıkları sayıda erkek çocuğa ulaşabilmek için gerektiğinde daha fazla sayıda doğum yapmayı göze aldıkları görülmüştür. Yavan ın çalışmasında da gelecekte çocuk isteyen kadınlar içinde erkek çocuk isteyenlerin oranı, kız çocuk isteyenlerin oranından daha yüksek bulunmuştur (17). Kadınının statüsü de erkek çocuk isteğinde etkilidir. Literatürde, eğitim düzeyi düşük olan kadınlarda, erkek çocuğu tercih edenlerin oranının eğitim düzeyi yüksek olanlara göre daha fazla olduğu belirtilmiştir (18). Literatüre benzer şekilde bu çalışmada da eğitim düzeyi düşük olan kadınların, daha fazla sayıda erkek çocuğa sahip olmak istedikleri belirlenmiştir. Bu durum bize tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kız çocuklarına karşı cinsiyet ayrımcılığının devam ettiğini ve kadının erkek çocuk sahibi olabilmek için doğurganlığının arttığını düşündürmektedir. SONUÇ Kadının ve eşinin eğitim durumunun, çalışma yaşamına katılımının, aile içi kararlarda söz hakkına sahip olma durumunun, kadının üreme sağlığı ve hizmetlerinden faydalanma durumu üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. KAYNAKLAR 1. Coşkun A. Gebelik ve Üreme Sağlığı Danışmanlığı, 5. Uluslararası Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Kongre Kitabı, Nisan 007. p.140-143.. Akyüz A, Şahiner G, Bakır B. Marital Violence: Is it a Factor Affecting the Reproductive Health Status of Women?. 008; 3:437-445. 3. Özvarış ŞB. Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Sağlık, Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED). 007; 16:3-4. 4. Özcebe H. Cinsel Sağlık Eğitimi, 5. Uluslararası Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması Kongre Kitabı. Nisan 007. p.16. 5. Murphy PA. Reproductive health in the 1st century: Two steps forward? Journal of Midwifery and Womens Health. 006;51(6):395 396. 6. Özvarış ŞB, Ertan AE. Üreme Sağlığında Yaşam Boyu Yaklaşım, Toplumsal Cinsiyet Sağlık ve Kadın Kitabı. I. Baskı, Hacettepe Üniversitesi Yayınları. 003. p.113-14. 7. Coşkun A, Şahin NH, Kızılkaya N, Yıldız A. Kuştepe Mahallesi Kadınlarının Demografik Özellikleri İle Üreme Sağlığı Sorunlarını Belirleyen Epidemiolojik Bir Çalışma. Sağlık ve Toplum. 000;10(3):-30. 8. Taşkın L. Uluslar Arası Sözleşmeler Işığında Kadının Durumu. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi.004;8 ():16-. 9. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA), 003. 10. Sönmez Y. Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri, Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED). 007;16(1):9-1. 11. Ergin F, Başar P, Karahasanoğlu B, Beşer E. Güvenli Olmayan Doğumlar ve Doğum Sonrası Evde Bakım Hizmetlerinin Değerlendirilmesi. TAF Prev Med Bull. 005;4(6):31-39. 1. Mete S. Jinekolojik Muayeneye Gelen Kadınlarda Oluşan Anksiyeteye Hemşirelik Yaklaşımının Etkisi, C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi.1998; ():1-8. 13. Güven R. Çalışma Yaşamı ve Kadın Sağlığı, Aktüel Tıp Dergisi, Kadın Sağlığı Özel Sayısı.001;6(1):73-77. www.korhek.org 341

14. Erci B. Women s Efficiency in Decision Making and Their Perception of Their Status in the Family, Public Health Nursing. 003;0(1):65-70. 15. Akın A. Aile planlamasından Üreme Sağlığına Geçiş, Aktüel Tıp Dergisi, Kadın Sağlığı Özel Sayısı. 001;6(1):4-8. 16. Kadın Cinselliği ve Rahatsızlık Veren Bir Deneyim Olarak Jinekolojik Muayene, http://www.etkilrşim.org/makaleler, (Erişim Tarihi 8.06.009). 17. Yavan T. Şırnak İlinde Yaşayan 15-49 Yaş Grubu Evli Kadınların Demografik Özellikleri ve Üreme Sağlığı Sorunlarının Saptanması, Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 000. 18. Özvarış ŞB. Doğurganlığın Düzenlenmesi, Sağlık ve Toplum Dergisi.1998;8(3-4): 45-48. 34 www.korhek.org