I. KEMOTERAPİ ALAN HASTADA ve SİZDE GÖRÜLEBİLECEK FİZİKSEL YAKINMALAR



Benzer belgeler
Kemoterapi Hastalarında Tedavi Uyumunun Arttırılmasında Eczacı Danışmanlığı

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, DOCETAXEL TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir.

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

DOĞUM SONU EVDE BAKIM (ANNE EĞİTİMİ) Hazırlayan: Aysun Çakır Acıbadem Kadıköy Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi

BİLGİ - PDF DOSYASI OLARAK İNDİRİLEBİLİR. Günlük yaşam

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

DENGELİ BESLENME NEDİR?

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

DİYABET DİYETİ * Diabet diyeti, yeterli ve dengeli beslenme temeline dayanmaktadır. Size önerilen miktarlardaki yiyecekler günlük protein,

Sağlıklı bir hamilelik için izlenmesi gereken 10 adım

EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ. Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

Gerçek yaşam, minik minik değişiklikleri hayata geçirmeyi başardığınızda yaşanmaya başlanır. - Leo Tolstoy

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

Gebelikte Beslenme Vitaminler

NE YİYECEĞİNİZİ PLANLAYIN! YENİ BİR YAŞAM İÇİN

KOLOREKTAL CERRAHİ EĞİTİM REHBERİ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KONSTİPASYON (KABIZLIK)

ALANYA BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONT.MD YETERLİ VE DOĞRU BESLENME KURALLARI

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

Stepping On. Seans Altı. Mola. Altinci Seans Broşürü. Güven oluşturmak ve düşmeleri azaltmak. 1. Bugünün seans tanıtımı.

YAŞLILIKTA BESLENME VE SAĞLIK. MERSİN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ Züleyha KAPLAN Beslenme ve Diyet Uzmanı

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

DiYABET VE BESLENME N M.-

Adı Soyadı :. Numarası :.

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1. YETERLİ ve DENGELİ BESLENME. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ

Yeterli ve Dengeli Beslen!

SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ

Emzirme dönemindeki beslenmeniz en az hamilelikte beslenmenize dikkat etmeniz kadar önemlidir.

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

ADIM ADIM TEMİZLİK İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBE 2008

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

Diyabette Beslenme. Diyabet

CANLILAR VE YAŞAM BEŞ DUYUMUZ DUYU ORGANLARI VE GÖREVLERİ

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

Diyabet ve egzersiz TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

SAĞLIKLI RENKLENİN SUNUM ÖZETİ

Anket I. Sarkopenide Yaşam Kalitesi Son zamanlarda aşağıdakilerde bir azalma hissediyor musunuz? Kaslarınızda ağrı var mı?

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

ADIM ADIM TEMİZLİK İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBE 2008

ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER

Böbrek Hastalıklarında BESLENME. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

KANSERDE BESLENME. Önce-esnasında-sonra

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

Kilomdan ben mi memnun değilim çevremde ki kişiler mi?psikolojik olarak yaşam şeklimi değiştirmeye hazır mıyım?

Serinlemek isterken kilo almayın!

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURULUŞLARI BESLENME ve DİYET BİRİMİ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA BESLENME KILAVUZU FR-HYE

BESLENME SORUNLARI VE İŞTAHSIZLIK

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Tip 2 Diyabet Hastaları için. Beslenme Kılavuzu*

B1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısı, sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan kaygıdır.

KOAH VE EGZERSİZ KOAH TA EGZERSİZ TAVSİYELERİ

Vücudumuzda oluşan tümör hücrelerini yok etmek için uygulanan ilaç tedavisine kemoterapi denir.

Yrd. Doç. Dr. NAİLE ALANKAYA

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir tablet 1 mg ketotifene eşdeğer bazda mg ketotifen hidrojen fumarat içerir.

MADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA

9. Sigarayı bırakma zamanı

BESLENME VE UYKU DÜZENİNİN SINAV İÇİN ÖNEMİ

4.Sınıf Fen Bilimleri

Sağlıklı Büyüyelim! Sağlıklı olmak ve sağlıklı büyümek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz.

İki dilim baklavaya yarım litre su

Hemoroid (Basur) Nedir?

TEMEL KARBONHİDRAT SAYIMI

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

ŞİKAYETİNİZ Mİ VAR??? Yemek sonrası şişkinlik hissediyorum... Yemeklerden sonra hazımsızlık hissediyorum...

7. ÜNİTE - Beslenme İlkelerini Fiziksel Aktivite Programına Uygulamak. Bölüm -5- Beslenme ve sindirim ile ilgili kavramlar

DÜŞÜK KAN ŞEKERİNİN BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

Yasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum

ÇINLAMA KONUSUNDA EN SIK RASTLANAN SORULAR

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

1 gr yağ: 9 kilokalori, 1 gr protein ve karbonhidrat: 4 kilokalori, 1 gr alkol 7 kilokalori verir.

Transkript:

I. KEMOTERAPİ ALAN HASTADA ve SİZDE GÖRÜLEBİLECEK FİZİKSEL YAKINMALAR Aşağıda görülebilecek yakınmalar hastalarınızda görülebilecek yakınmalardır. Bazen bireylerde; - Enfeksiyon - Kanamaya yatkınlık - Kansızlık - Yorgunluk - Kilo kaybı - İştahsızlık - Tat alma ve koku hissinde değişimler - Ağız yaraları (aft - stomatit) - Bulantı ve kusma - Kabızlık - İshal - Aşırı beslenme - Saç kaybı - Kaşıntı - Cinsel fonksiyonlarda bozukluk - Keyifsizlik, üzüntü hali - İdrar değişiklikleri - Ağrı - Uykusuzluk - Öz bakımda eksiklik gibi belirtilerden bir veya birkaç tanesi görülebilir ve şiddeti bireyden bireye göre değişebilir. Bakım verdiğiniz sürede sizde - Yorgunluk 1

- Keyifsizlik, üzüntü hali - Kilo kaybı - Kabızlık - İshal - Aşırı beslenme - Ağrı - Uykusuzluk - Öz bakımda eksiklik - Beden sağlığının korunmasında yetersizlik gibi yakınmalardan bir veya birkaç tanesi görülebilir. Aşağıda sizde ve bakım verdiğiniz bireyde oluşabilecek yakınmaların azaltılmasına yönelik önerilerimiz yer almaktadır: KEMOTERAPİ Kemoterapi; normalden fazla bir oranda hızla çoğalan anormal hücrelerin büyüme ve çoğalmalarını durdurmayı veya tamamen yok etmeyi amaçlayan, doğal ya da yapay maddelerden oluşan ilaçlar ile yapılan tedavilerin tümünü içine alan bir tedavi yöntemidir. 2

Hastanız 1. KEMOTERAPİDEN 24 SAAT ÖNCE a. Bol sıvı almalı. b. Hafif yemek yemeli. c. Gece iyi uyumalı. 2. KEMOTERAPİ GÜNÜ a. Hasta sakin bir odaya alınmalı. b. Beklerken rahat bir pozisyon alması sağlanmalı. c. Tedaviye gelirken hafif yiyecekler yemesi sağlanmalı. ENFEKSİYON Tedaviye bağlı olarak dolaşımdaki beyaz küre (lökosit) değerlerinde ortaya çıkabilecek düşüklüğe bağlıdır. Hastanızın beyaz küre (lökosit) değerlerinin düşük olup olmadığı doktorunuz tarafından söylenecektir. Hastanızın enfeksiyona olan yatkınlığını azaltmak veya en aza indirgemek için aşağıda verilen önerileri uygulamaya çalışınız. 3

Hastanızın beyaz küre (lökosit) değerleri düşük ise onu enfeksiyondan korumak için; * Yemek hazırlarken ve yemeklerden önce, yemeklerden ve tuvaletten sonra ellerini yıkaması için hastanıza gerekli uyarıları verin, * Evde kalıp veya sıvı sabun yerine toz sabun veya küçük sabun parçaları kullanın, *Bütün durgun su kaynaklarında mikrop üreyebileceği için; - Evdeki çiçek vazolarında kullanılan her bir litre su için bir çay kaşığı çamaşır suyu, - Solunum gereçlerinde kullanılan her bir litre su için bir çay kaşığı sirke kullanın. Olası enfeksiyon kaynaklarından hastanızı korumak için * Uçuk, grip gibi bulaşıcı hastalığı olan kişilerle beraber olmaktan kaçının, * Hastanın bulunduğu ortamda ev hayvanlarının bulunmamasını sağlayın, * Hastanın bulunduğu ortamda çiçekler ve ev bitkilerinin bakımından sakının, * Sigara içiyorsa bırakmasını sağlayın, * İlaçları önerildiği gibi kullanmasını ve yan etkilerini gözlemesini sağlayın. 4

Hastanızın beslenmesinde dikkat etmeniz gereken kurallar * Kabuksuz meyveler, çiğ sebzeler, soğuk et dilimleri (salam, sosis...), çiğ köfte, çiğ pastırma gibi çiğ et ürünlerinden, kaymaksız süt veya yeterli temizlenmeyen süt kullanımından kaçının, * Lökositlerin düşük olduğu dönemlerde taze sebze meyve, açıkta satılan gıda kullanımından kaçının ve gerekirse de haşlayarak tüketin, * Meyvelerin kesilip, doğrandıktan sonra hemen tüketilmesine özen gösterin, * Yiyeceklerin iyi pişirilmesini sağlayın (düdüklü tencerede), * Asitli ve baharatlı yiyecek tüketimi ağız mukozasında tahrişe neden olabileceği için sakının, * Herhangi bir engel olmadığı belirtilmişse, günde en az 2 3 litre (10 15 su bardağı su) sıvı alımı sağlayın. HASTADA GÖRÜLEN TÜM OLASI BULGULAR YÖNÜNDEN HASTAYI İZLEYİN, GÖZLEYİN VE KAYIT TUTUN. 5

KANAMAYA YATKINLIK Tedaviye bağlı olarak; dolaşımdaki kan pulcukları (trombosit) değerlerinde düşüş olması ile ortaya çıkan bir durumdur. Hastanızın trombosit değerlerinin düşük olduğu doktorunuz tarafından söylenmişse kanamaya olan yatkınlığını azaltmak veya en aza indirgemek için aşağıdaki önerileri uygulamaya çalışınız: Hastanızın deri bütünlüğünün korunması için * Elektrikli traş makinesi kullanmasını, * Tırnak bakımı için bir tırnak törpüsü kullanmasını, * Dar giysilerden, kaba kumaşlardan, naylonlu giysilerden kaçınmasını * Sıcak banyolardan ve güneşte kalmaktan kaçınmasını Hastanızın ağız bütünlüğünü koruması için * Asitli, baharatlı, aşırı sıcak ve soğuk, sert gıdalar tüketmekten kaçınmasını, * Dudaklarının çatlamaması için vazelin veya kakao yağı ile nemlendirmesini, * Küçük bir diş fırçasını ılık suda yumuşattıktan sonra dişetlerini temizlemesini, * Ağız boşluğunu temizlemek için tahriş etmeyen önerilen gargaraları, yumuşak bir hareketle kullanmasını 6

Hastanızın mide ve bağırsak sisteminin bütünlüğünün korunması için * Sakıncası yoksa günde 2-3 litre (10-15 su bardağı) sıvı içmesini * Kabız kalmamaya özen göstermesini, * Gerekirse doktorun önerisi ile dışkı yumuşatıcılar kullanmasını, * Rektal bölgeyi ilgilendiren girişimlerden kaçınmasını (lavman, fitil, rektal dereceler<) 7

Hastanızın solunum yollarının bütünlüğünün korunması için * Kuvvetli sümkürmekten ve hapşırmaktan kaçınmasını, * Burnunu tahriş edecek girişimlerden kaçınmasına DİKKAT EDİN. Genel olarak hastanızın * Fiziksel yaralanma olasılığı yüksek ve yorucu olan aktivitelerden kaçınmasını, * İhtiyaç duyduğunda çevresindeki kişilerden yardım almasını, * Eğilirken uygun pozisyon almasını ve ağır yükler kaldırmaktan kaçınmasını, * Eğer kullanıyorsa alkol ve tütün alımından kaçınmasını, * Aktivite, dinlenme ve uyku dönemlerini planlamasını, * Kanama olasılığını artıracak ilaçların (aspirin ve türevleri) kullanımından kaçınmasını, 8

* İstenmeyen kanama, enfeksiyon, ateş durumlarında kolaylıkla ulaşabileceği doktor veya hemşirenin telefonunu bilmesini ve öğrenmesini, * Sağlık hizmeti veren kuruluşlara nasıl ulaşacağını bilmesini KANSIZLIK Kandaki alyuvarların (eritrositlerin) azalması kansızlık (anemi) olarak adlandırılır. Bu durum halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, baş dönmesi ve nefes darlığına neden olabilir. Hastanızda kansızlık (anemi) olduğu doktorunuz tarafından söylendiği takdirde kansızlık bulgularını azaltmak veya en aza indirgemek için aşağıda size verilen önerileri uygulamaya çalışınız: * Hastanızın kansızlık belirti ve bulgularını (nefes kesintisi, solgunluk, çarpıntı, baş dönmesi gibi) öğrenmesini, 9

* Enerji tüketimini en aza indirgemek için hareketlerindeki öncelikleri saptamasını, * Herhangi bir aktivite yaparken örneğin yürürken belirli aralıklarla dinlenme dönemleri saptamasını, * Yeşil yapraklı sebzeler ve meyveyle beslenmesini arttırarak besinlerden alınan demirden vücudunun yararlanmasını, * Eğer sakıncası yoksa pekmez, kırmızı et ve karaciğer gibi demir açısından zengin gıdalar almasını, * Doktor önerisine göre; verilen demir ilaçlarını düzenli almasını, * Dengeli bir diyet sürdüremiyorsa doktor ve diyet uzmanının önerisine göre besin ilaveleri almasını, * Gerek duyduğu durumlarda yardım almasını 10

YORGUNLUK Yorgunluk; çoğu kez hastalığa, hastalığın tedavisine, kansızlığa bağlı olarak gelişebilir. Tedaviye bağlı olarak gelişen yorgunluk tedavi planı bittiğinde kademeli olarak azalır. Sizde ortaya çıkan yorgunluk nedenleri ise daha farklıdır. Sevdiğiniz birinin kanser tanısı almasıyla beraber, sizin de hayattaki rolünüz değişir ve daha önce uğraşmak zorunda olmadığınız için nasıl yapılacağını bilmediğiniz birçok günlük işle karşı karşıya kalırsınız. Ev, hastane veya parasal işlerle uğraşmak ve hepsini bir anda yüklenmek zorunda kalmak oldukça zor ve yorucudur. Bunların hepsinin aynı mükemmellikte yürümesi imkânsızdır. Bu nedenle asla suçluluk duyup neden başaramıyorum duygusuna kapılmamalısınız. Bunun yerine işleri önem sırasına koymak, tek bir işe odaklanıp sırası geldikçe diğerlerine bakmak ve diğer aile bireylerinden yardım almak sizi rahatlatır. Hastanızda ve sizde oluşan yorgunluğu azaltmak için aşağıda size verilen önerileri uygulamaya çalışınız: Hastanız ve sizin günlük yaşam içinde dikkat etmeniz gereken kurallar; * Yorgunluğun günlük yaşamınız üzerine olan etkilerine ilişkin duygularınızı ifade edin, * Yorulduğunuz zaman dinlenin, * Alışılmış yaşam biçiminizi koruyun, ancak aktiviteleri enerji düzeyinize göre ayarlayın, * Aktiviteler arasında bir öncelik sırası belirleyin, * Aktivitelerinizde en çok hoşlandığınız aktivitelere yer verin, * Etkili baş etme becerilerini (paylaşma, gevşeme teknikleri...) öğrenin, 11

Özellikle hastanızın * Tedavisinden önce ve sonra kendisine dinlenme dönemleri ayırmasını, * Sabahları geç kalkmasını ve geceleri olabildiğince erken yatmasını Hastanız ve siz enerjinizi etkin bir şekilde kullanmanın yollarını öğrenin; * Çalışırken kullanabileceğiniz objeleri ulaşılabilir konumda yerleştirin, * Atlama-sıçrama veya uzanma, gidip gelme ve merdiven inip çıkma gibi aktiviteleri azaltın, * Güç işleri bütün haftadaki günlere yayın, * Günlük ev işlerini ailedeki veya çevrenizdeki başka kişilere yöneltin veya başka işlerle takas edin, * Alışılmış dinlenme ve uyku dönemlerini mutlaka koruyun, * Akşam belli bir saatten sonra kafein içeren besin ve yiyeceklerin alımından kaçının, * Yardım almak için toplumsal hizmetlerden (yakın akraba çevresi, yemek servisi, temizlik hizmetleri...) yararlanın, * Sorumluluklarınızın bir kısmını yakın akraba çevresi veya dostlarınızla paylaşmaktan kaçınmayın, 12

* Yakın çevrenizde size yardımcı olmak isteyip te ne yapacaklarına karar veremeyenler olabilir. Bu nedenle iş bölümü düzenlemesi yapın. KİLO KAYBI Yetersiz besin alımına, hastalığa ve tedavinin yan etkilerine bağlı olarak gelişebilir. Bireyden bireye göre şiddeti değişebilir. Hastanızda ve sizde oluşan kilo kaybını önlemek için aşağıdaki önerileri dikkate alınız. Hastanızın * Günlük olarak kilo takibi yapmasını (aynı saatte ve aynı giysi ile), * Vitamin, mineraller ve özellikle demir ile proteinden zengin gıdalarla beslenmesini, * Toplam kalorisinin %50'sini karbonhidratlardan ve %30'unu ise yağlardan %20 sini proteinlerden almasını, * Yanında sürekli su bulundurması ve sakıncası yoksa bol sıvı almaya devam etmesini, * Az az ve sık sık yemek yemesini, * Bulantı nedeniyle yemek yiyemiyorsa buna yönelik önlem almasını, * Evde çok ve değişik çeşit yemek bulundurarak yeme olasılığını arttırmayı, * İştahının sıklıkla en fazla olduğu sabah öğününü günün en büyük öğünü olarak yapmasını, * İştahını artıracak uygulamalarda (sohbet etmek, müzik dinlemek..) bulunmayı denemesini 13

Siz * Günlük olarak kilonuzu tartın, * Besinlerin koku ve tadını değiştirmek için çeşitli baharatlar kullanın, * Yemek öncesi dinlenin, * Besinleri yemeden önce ve sonra dişlerinizi fırçalayın, * Az ve sık aralarla yemek yiyin, * Hastanıza ait hoşlanmadığınız işlemleri yemek öncesi yapılmayacak şekilde planlayın, * Yemek yerken hoş ve sizi rahatsız etmeyecek bir ortam TAT ALMA ve KOKU HİSSİNDE DEĞİŞİMLER Tat değişimleri; hastalığa, tedaviye, sosyal ve duygusal faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Tedavi sonrası düzeleceğini bilmelisiniz. 14

Tat alma bozukluklarını önlemek için hastanızın * Tedaviden 1 2 saat önce veya tedaviden 3 saat sonraya kadar yemek yememesini, * Tedavi sonrası tedavi öncesindekilerle aynı olan veya sevdiği yiyecekleri yemesini, * Tedavi öncesinde ve tedavi sırasında eğer şeker hastası değilse hoş aromalı şekerler veya kraker yemesini Siz ise yemek yaparken * Fesleğen, kekik, biberiye, defneyaprağı gibi lezzet verici öğelerle yiyecekleri tatlandırmayı, * Ekşi besinler daha lezzetli gelebileceğinden, portakallı kek veya limonatayı DENEYİN. Ağız mukozasının kurumasını önlemek için hastanızın; * Gün boyunca su ve meyve suları almasını, * Dudaklarını nemlendirmesini, * Şekerleme veya pastil emmesini, * Isı kaynaklarının yanına su koymasını veya nemlendiriciler kullanarak havayı nemlendirmesini 15

* Ağızda yara oluşumunu olabildiğince ÖNLEYİN. Bunu önlemek için hastanızın * Dişlerini mutlaka her yemek sonrası ve yatmadan önce küçük ve yumuşak bir fırçayla fırçalamasını, * Alkol ve sigaradan uzak durmasını, * Ağız mukozasına zarar veren ekşi ve asitli, çok sıcak içecekler ile kuru ve sert yiyeceklerden (kraker, tost, ekmek kabuğu v.b) uzak durmasını, * Bol bol sıvı almasını, * Yemeklerden sonra ve yatmadan önce bir su bardağına bir çay kaşığı karbonat (yemek sodası) koyarak, bununla ağzını düzenli olarak çalkalamasını, * Doktoru tarafından ağız yaraları için önerilen gargaraları düzenli olarak kullanmasını 16

Yemek yerken tat hissini arttırmak için * Her öğünde hastanıza farklı görünüm ve türde yiyecekler hazırlayın, * Yemek yenilen ortamı çiçekler veya müzik ile güzelleştirin, * Sevdiği yiyecekleri sürekli bulundurun, * Yiyecekleri iyi çiğnemesi için hastanıza arada uyarılar verin. Hastanız ağzında acı veya metalik bir tat hissediyorsa * Yiyeceklerin uygun porselen tabaklarda yenmesini sağlayın, * Nane ve dondurma yemesini ve şekersiz sakız çiğnemesini önerin. Hastanızın ağzındaki hoş olmayan tadı azaltmak veya geçirmek için * Ağızda kötü tat oluşturan yiyecekler yerine hoşlandığı yiyecekleri almasını 17

* Tat duyusunu etkileyeceğinden çevredeki hoş olmayan kokuları KONTROL ALTINA ALIN. AĞIZ YARALARI (AFT - STOMATİT) Kemoterapide kullanılan ilaçların yan etkisine bağlı olarak ağızda evre evre gelişen iltihabi bir durumdur. Kemoterapi alımından 7 10 gün sonra başlar ve 3 4 hafta içinde geçer. Bu durumu en aza indirgemek için aşağıdakileri uygulayınız. * Tedavi öncesi diş kontrolünü yaptırın ve tedavi başlamadan en az 14 gün önce diş sorunlarının çözümünü * Diş protezi kullanıyorsa ağzına iyice oturup oturmadığını kontrol edin ve protezin her yemek sonrası çıkarılarak temizlenmesini, * Hastanızın her gün ağzını bir ayna karşısında günde en az bir kez renk, nemlilik, beyaz veya kırmızı lekelerin varlığı yönünden gözlemesini, * Ağzında hissettiği yanma, ağrı gibi bulgular yönünden dikkatli olmasını 18 ÖNERİN.

* Özellikle B ve C vitaminleri gibi vitamin ve ayrıca proteinden zengin bir diyetle beslenmesini, * Alkol ve tütün kullanımından kaçınmasını, * Soğuk veya oda sıcaklığındaki besinleri kullanmasını Hastanızın günlük beslenmesinde dikkat etmeniz gereken kurallar aşağıda belirtilmiştir; * Fazla sıcak, soğuk, baharatlı veya asitli, sert veya pürtüklü yiyecekleri yemekten kaçınmasını, * Katı yiyecekleri tadına uygun sıvılarla sulandırarak lokmayı kolay yutmasını, * Protein, vitamin ve demirden zengin yiyeceklerle beslenmesini, * Dengeli beslenemiyorsa dışarıdan besin ilaveleri (Ensure, Prosure, Forticare, Oral İmpact v.b...) almasını, * Akşam belli bir saatten sonra kafein içeren besin ve yiyeceklerin (kahve, kola...) alımından kaçınmasını, 19

* Öğünlerde az miktarlarda yemesini ve sık aralarla (günde beş-altı öğün) beslenmesini Hastanız ağız bakımını yaparken * Günde en azından dört kez, her yemekten sonraki 30 dakika içerisinde ve gece yatarken ağız bakımı yapmasını, * Dişlerini yumuşak naylon-kıllı bir diş fırçası ile fırçalamasını, * Fırçalama işlemi öncesi, fırçanın yumuşamasını sağlamak için ılık suda ıslatılmasını, * Fırçalama işlemi bittikten sonra fırçayı iyice yıkamasını, kapalı bir saklama kabında saklamasını, * Dişleri fluorid içeren bir diş macunu ile veya karbonatlı (yemek sodası) su ile fırçalamasını 20 * Fırçalama sırasında ve sonrasında aşağıda önerilen sıvılardan birini kullanarak ağzını iyice çalkalamasını sağlayın: - Tuzlu su (500 ml de 1 çay kaşığı) - Karbonatlı (yemek sodası) su (500 ml de yarım çay kaşığı)

- Tuz (1 çay kaşığı), kabartma sodası (yarım çay kaşığı) ve su (500 ml) karışımı Hastanızın * Ağız temizliği amacı ile ağzında yara yoksa limon suyu veya gliserin içeren sıvılar kullanmasını, * Sadece yumuşak besinlerle beslenmeyip, uygun sertlikte besinler yiyerek çiğneme fonksiyonunu sürdürmesini, * Diş protezi kullanıyorsa tam olarak oturup oturmadığını kontrol etmesi ve protezleri günlük hazırlanan bir solüsyon içinde saklamasını, * Sakıncası yoksa günde 2 3 litre (10-15 su bardağı) sıvı içmesini 21

BULANTI ve KUSMA Bulantı ve kusma tedaviye bağlı olarak gelişen bir bulgudur. Tedavi sonrası oluşabilecek bulantı ve kusma çoğunlukla kemoterapiden sonraki ilk 1 6 saat, bazen de tedavi sonrası 12 24 saat sonrasında ortaya çıkabilir. Hastanızdaki bulantı şikayetlerini azaltmak için * Sıvı bir diyet uygulamasını, * Bulantı dönemlerinde yumuşak yiyecekler (patates, elma püresi<) yemesini, * Tatlı, yağlı, çok tuzlu, baharatlı veya ağır kokulu yiyeceklerden kaçınmasını, * Eğer ağzında yara yoksa bulantıyı bastırmak için limonlu, ekşi yiyecekler yemeyi denemesini, * Şeker hastalığı yoksa meyve aromalı şekerler yemesini (Örn: sert ve yumuşak naneli şekerler veya ekşi şekerler vs<) 22

Genel olarak hastanızın * Bulantısını başlatabilecek uyarılardan, görüntü, ses veya kokulardan kaçınmasını, * Aşırı bulantı dönemlerinde uyumasını, * Sabah uyandığında bulantı hissediyorsa, ilk önce önerilen bulantı kesici ilacı kullanmasını, daha sonra kalkmadan önce 30 60 dakika yatakta dinlenmesini, * Sürekli kusma durumunda 4 8 saatlik süre içinde bir şeyler yemekten kaçınmasını, * Son kusmadan sonraki 2 3 saat içinde büyük miktarlarda sıvı almaktan kaçınmasını ve daha sonra kola, açık çay, gazoz gibi içecekler almasını, * Bulantı dönemlerinde sevdiği yiyecekleri almaktan kaçınmasını, * Bulantı ve kusma ilaçlara rağmen sürüyor ve sıvı alımına engel oluşturuyorsa doktorunuzla temasını 23

Bulantı ve kusmayı azaltmak için hastanızın dikkatini başka yöne çeken etkinliklerden yararlanmasını sağlayın * Müzik dinlemek * Televizyon izlemek * Kitap okumak * Hobileri ile uğraşmak * Dayanabileceği türden egzersizleri yapmak gibi< Kemoterapi sonrası yapılan AYAK MASAJI bulantı ve kusmayı baskılamaktadır. Bunun için; * Masaj yaparken kapalı ve loş bir ortamı tercih ediniz, * Mümkünse kendi yatağınızı seçiniz ve rahat bir pozisyon alınız, * Masaja başlamadan önce ellerinizi ısıtınız, * Ellerinizi bitkisel içerikli olan bir masaj yağı ile yağlayınız, * Masajı saat yelkovanı yönünde ve saat yelkovanına ters yönde yapınız, * Masajı parmaklarınızla küçük dairevi hareketler şeklinde parmaklar bitişik bir durumda derin ve yüzeyel kasları, ayak bileği ve ayak parmaklarını da içine alacak şekilde uygulayınız, 24

* Masaj yaparken her iki eli de kullanarak ayağı kavrayınız ve sıkıştırma, yükseltme gibi ritmik hareketlerde bulununuz, * Ayak masajını her ayak için 5 dakika olmak üzere toplam 10 dakika süre içinde bitiriniz, * Masaj sonrasında hastanın rahatlayıp rahatlamadığını not ediniz. KABIZLIK Kabızlık hastalığa, tedavide kullanılan bazı ilaçlara, diyetle yeterli miktarda lif ve sıvı alınamamasına veya psikolojik faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Kabızlık, dışkılama sıklığının azalması, sert dışkılama ve ağrılı-rahatsız edici dışkılama olarak tanımlanmaktadır. Kabızlığı önlemek için * Boşaltım için yeterli zaman ayırmasını, * Her öğünde meyve suyu içilmesi veya meyve (üzüm, hurma, erik...) yemesini, * Dışkılamayı denemeden önce sıcak içecekler içip, gevşeme egzersizleri yapmasını, * Öğünleri hep aynı zamanda yemesini, * Herhangi bir sakıncası yoksa günde 8 10 bardak veya daha fazla sıvı içmesini, * Boşaltımını alışılan ortamda yapmasını, * Günlük besinlerle alınan posalı yiyecek (kuru baklagiller, komposto, kepek ekmeği, patlamış mısır, kabuklu ve çekirdekli çiğ meyveler, kuru üzüm, hurma) miktarını arttırmasını, 25

* Kabızlığa neden olacak katı gıda alımından kaçınmasını, * Kahve alımını günde 2 fincanla sınırlamasını, * Fiziksel aktivitenin arttırılmasını, * Boşaltım yaparken uygun pozisyon alması (yarı çömelir pozisyon) ve karnın alt bölümüne masaj yapmasını, * Gerekli ise doktorun önerisine göre dışkı yumuşatıcılar kullanılmasını İSHAL İshal hastalığa, uygulanılan tedaviye, enfeksiyona, strese, alınan besin ilavelerine, çeşitli sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak gelişebilir. İshalin nedeni kemoterapi ilaçlarının bağırsakta oluşturduğu hasar sonucu mikroplara karşı azalan dirençtir. İshal bulgularını azaltmak veya en aza indirgemek için aşağıda size verilen önerileri uygulamaya çalışınız: * Dışkılama sayısını takip edip, kaydediniz. * Dışkının rengini ve biçimini, kan ve sümüksü yapı içerip içermediğini kontrol edip, doktorunuza haber veriniz. * Kilo takibi yaparak, kilo kayıplarını doktorunuza iletiniz. * Naylon yerine pamuklu iç çamaşır kullanmayı tercih ediniz. 26

Bakım verdiğiniz kişi ve siz, protein ve kaloriden yana zengin bir diyetle beslenin; * Süzme peynir, krem peynir veya hafif işlenmiş peynir, * Yumurta (sahanda olmayacak), * Az yağlı kaynatılmış süt, yoğurt, * Balık, tavuk, yumuşayıncaya kadar pişirilmiş ızgara veya rosto, biftek, et suyu, * Makarna, pilav, beyaz ekmek, rafine un, kaynatılmış veya ezilmiş patates * Kaynatılmış hafif sebzeler, havuç, bezelye, patates, kabak gibi yiyeceklerden oluşmuş öğünlerin planlanmasını * Besinleri uygun koşullarda hazırlanması, pişirilmesi ve saklanılması gibi konulara gerekli önemin verilmesini, * Güçsüzlük ve yorgunluk gibi belirtiler görüldüğünde potasyum içeren (patates, avokado, muz, turunçgiller...) gıdaların alınmasını, * Her gün en azından 2 3 lt sıvı alınması ve bu ihtiyacın sadece sudan değil, açık çay, maden suyu ve meyve sularından da faydalanarak ( elma, nar<) giderilmesini, 27

* Küçük ve sık öğünlerle beslenilmesini, * Her dışkılamadan sonra ılık su ve sabunla taharet alınıp, kurulamasını, * Anüs çevresinde yara, kızarıklık veya çatlak fark edilmesi halinde doktorunuza bildirilmesini, * Gerekirse doktor önerisine göre uygun ilaçların kulanımını AŞIRI BESLENME DURUMUNDA YAPILACAKLAR Yiyecek alışkanlıklarınızı sorgulayın * Tükettiğiniz besin miktarının ve tiplerini belirleyin; size uygun olmayanları olabildiğince diyetinizden çıkarın, Yemek yerken * Ne zaman, nerede ve niçin yediğinizin, * Yemeden önceki duygularınızın, * Yemek yerken başka bir şeyle ilgilenme durumunuzun 28 FARKINA VARIN.

* Uygun yemek yeme davranışı geliştirin. * Evde yemek için özel bir ortam yaratın. * Televizyon seyrederken, okurken veya herhangi bir aktivite yaparken yemek yemeyin. * Yemekten önce bir bardak su için. * Yemeklerde küçük tabaklar kullanın. * Yavaş yavaş yiyin ve uygun şekilde çiğneyin, * Yemek aralarında çiğnenmesi gereken (elma, havuç) besinlere YER VERİN. SAÇ KAYBI (Alopesi) Kemoterapötik ilaçlar; saçların zayıf ve kolay kırılmasına, dökülmesine neden olur. Saç dökülmesi her zaman olmayan ancak sıklıkla görülen bir durumdur. Genellikle geçici bir durumdur. Saçın tekrar uzaması, tedavi bitiminden hemen sonra başlar. Ancak saç renginde ve yapısında değişiklikler görülebilir. Saçlarla birlikte vücudunuzun diğer tüylü bölgelerinde de dökülmeler görülebilir. Tedavi sonrası gelişebilecek saç kaybını azaltmak veya tekrar büyüme başladığında saçı korumak için aşağıdaki önerileri uygulayınız: 29

Hastanızın * Saçlarını 3 veya 5 günde bir yıkamasını, * Saçı yıkarken cildi tahriş etmeyen bir şampuan (bebe şampuanı) kullanmasını, * Fazla şampuan kullanımından kaçınmasını, * Şampuanlamanın ardından saça, saç kremi uygulaması ve bol suyla durulamasını, * Saçı aşırı fırçalama ve taramadan kaçınmasını, * Saçı atkuyruğu şeklinde gergin toplamamasını Hastanızın * Saçının doğal olarak kurumasını ve elektrikli saç makinesi kullanımını azaltmasını, * Saçın kırılganlığını arttıran saç spreyleri, saç bantları ve tokaları, saç boyaları ve kalıcı solüsyonların kullanımından kaçınmasını * Uyurken saçların karışmasını önlemek için saten yastık kılıfı ve saç filesi kullanmasını ÖNERİN. * Saç kaybını gizlemek için şapka, peruk, eşarp kullanması için CESARETLENDİRİN. * Peruk kullanmayı düşünüyorsa peruğunu saç kaybından önce seçmesini, * Kaş ve kirpiklerinin dökülmesi hastayı rahatsız ediyorsa kaş kalemi ve takma kirpik kullanmasını ÖNERİN. 30

KAŞINTI Hastalığın kendisine, cildin tahrişine, su alımının azalmasına ve tedavide kullanılan ilaçlara bağlı olarak gelişebilir. Tedavi sonrası gelişebilecek kaşıntının daha ileri boyutta cilt bütünlüğünü bozmaması için aşağıdaki önerileri uygulayınız. Hastanızın, * Kaşınan bölgesini tırnakları ile kaşımasının tehlikelerini anlatın ve önleyin, * El tırnaklarını kısa kesmesini, * Bol, hafif ve pamuklu giysiler ve gecelikler tercih etmesini, * Terlemeye neden olacak aktivitelerden kaçınmasını, * Yumuşak ve alerjik etkisi az olan deterjanlar kullanmasını, * Dikkatini başka yöne çekmesini, * Odanın nemliliğini artırmasını, oda ısısını serin olarak tutmasını, * Günlük olarak 2 3 lt sıvı kullanmasını, * Ilık ve soğuk kompresler kullanmasını, * Cilt kuruluğunu önlemek için banyo yağları ve cildi yağlı tutan kremler kullanmasını 31

* Gerekirse doktor istemine göre kaşıntıyı giderici ilaçlar kullanmasını CİNSEL FONKSİYONLARDA BOZUKLUK Cinsel aktivitelerde; hormon düzeyindeki değişikliklere, yorgunluğa ve diğer rahatsız edici belirtilere (bulantı, kusma, ağrı, ishal) bağlı olarak değişiklikler oluşabilir. Erkek hastalarda * Hormon üretimindeki azalmaya bağlı olarak sperm yapımında azalma, * Cinsel ilişkiye girememe, cinsel isteksizlik ve yorgunluk gibi yakınmalar olabilir. Kadın hastalarda * Düzensiz adet görme, vajinal kuruluk, sıcak basması gibi yakınmalar oluşabilir. * Kadın hastalara - İlaç tedavisi aldığı süre boyunca hamile kalmamasını, - Mutlaka doktor önerisi ile kendisine uygun gebelikten koruyucu önlem kullanmasını, - Cinsel ilişki sırasında sürtünmeyi azaltmak için su bazlı yağlı kremler kullanmasını ÖNERİN. 32

Eşler arasındaki iletişimin son derece önemli bir unsuru olan cinsel birlikteliğin hastalık ve tedavi sırasında da sürdürülebiliyor olmasının yollarını aramak gereklidir. Bazen her iki taraf ta bu konuyu konuşmaya çekindiği için aslında hiçbir sorun yokken cinselliğin yaşanması engellenebilir. Hasta yakını olarak burada daha büyük yük sizin omuzlarınızdadır. Sevdiğiniz kişiyi bu konuda yüreklendirmek ve yaşanan sorunlara birlikte çözüm arayarak cinsel yaşamınızı yeniden düzenlemeye gayret etmelisiniz. Cinsel birleşmenin eşinize zarar vermesi ya da size herhangi bir hastalık bulaşması söz konusu değildir. Eşinizle duygularınızı, endişelerinizi ve ne hissettiğinizi konuşmak cinsel yaşamın düzenlenmesinde yardımcı olabilir. Konuşmamak düş kırıklığı, yanlış anlaşılma ve karmaşaya neden olabilir. Kadın ve erkek eşiyle açık ve dürüst bir iletişim kurmalı Gerektiğinde uzman kişilerden danışmanlık almalıdırlar. Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri, sevdiğiniz kişi kemoterapi uygulaması sonrasında geçici dönem kan değerlerinde düşüklük yaşayabilir ve bu dönemde yaşanan cinsel birleşmeler kanama açısından risk yaratabilir. Doktorunuz bu durumdan sizi haberdar edecektir. İkinci önemli nokta, kişilerin kemoterapi alırken gebe kalınmaması gerektiğinden, cinsel ilişki sırasında mutlaka prezervatif (kılıf) takılması gerekliliğidir. İDRAR DEĞİŞİKLİKLERİ İlaçlara bağlı böbrek fonksiyonlarının etkilenmesi ile meydana gelir. Bazı ilaçların verilmesinden birkaç saat sonra idrarda renk değişikliği oluşabilir. İdrardaki renk değişiklikleri ilaçlarla ilişkili olabileceği gibi idrar yollarından kanamaya da işaret edebilir. Bu sebeple, bu tip durumlarda doktorunuza haber vermeniz gerekmektedir. Bunu önlemek için; 33

Hastanızın * İlaç tedavisi aldığı gün bol sıvı almasın, * Sık idrara çıkma, idrarda kan görülmesi gibi belirtiler yönünden idrarını gözlemesini ve varolan durumlarda doktora haber vermesini AĞRI Ağrı hastanızın en çok korktuğu, sizi de bu nedenle en fazla endişelendiren belirtilerin başında gelir. Sizde ve hastanızda oluşan ağrıyı azaltmak için aşağıda verilen önerileri uygulayınız; Hastanız ve siz * Ağrınızın nedenini fark edin, * Ağrıyı azaltan ve arttıran faktörleri belirleyin, * Ağrı kesicilerin tam ve uygun dozda alındığından emin olun, * Hastanızda yeni gelişen, şiddetli ve tedaviye yanıtsız ağrıları mutlaka doktorunuza haber verin, 34

* Hastanızın gün içindeki ağrı ataklarının sayısını kaydedip, doktorunuza haber verin, * Aile üyeleri ile kendi kaygılarınızı tartışın, * Gün boyunca kendinize dinlenme dönemleri ayırın, * Geceleri kesintisiz uyumaya çalışın, * Ani oluşan ağrının dindirilmesinde dikkati dağıtıcı yöntemler (müzik dinleme, sayı sayma<) kullanın, * Ağrıyı azaltan teknikler (sırt masajı, sıcak banyo<) uygulayın, * Yoga, meditasyon veya hipnoz gibi yöntemler ağrıyı tek başına çözmez, ancak zihin boşaltmada bunları da kullanın, * Gerekirse doktor önerisiyle çeşitli tipte uygun analjezikler KULLANIN. UYKUSUZLUK Sizde ve hastanızda oluşan uykusuzluğu azaltmak için aşağıda size verilen önerileri dikkate alınız * Çevrenizdeki gürültüyü azaltın, * Yapmanız gereken işlemleri, uyku döneminde iken en az sayıda rahatsızlık verecek şeklinde düzenleyin, * Geceleri idrara çok çıkıyorsanız, gece vakti sıvı alımını kısıtlayın ve yatmadan önce idrarınızı yapın, 35

* Gündüzleri aktivite programı düzenleyin, * Gündüz uykunuz fazla ise süre ve miktarını sınırlayın (örn: günde 1 saat), * Kafeinli içeceklerin alımından kaçının, * Alışageldiğiniz uyku öncesi davranışları (okuma, banyo, duş<) devam ettirin, * Rahat bir uyku için gereken tüm imkânları KULLANIN. ÖZ BAKIMDA EKSİKLİK Kanser tanısı sıklıkla bir ailevi mesele oluşturur ve tanıyla birlikte hasta yakınlarını da zor ve karmaşık bir süreç beklemektedir. Tüm bu zorlu işlerin üstesinden gelirken, hasta yakınları genellikle kendi ihtiyaçlarını unutur ya da erteler. Ancak bu durum bir süre sonra tükenme tablosu yaratır ve sevdiğiniz kişiye en çok destek olmanız gereken noktada enerjinizi yeterince toplayamamanıza neden olur. Kendi fiziksel iyilik halinizin devamını sağlamak aslında çoğu kez çok da kısa olmayan bu yaşam deneyimini daha yararlı hale getirmenize yardımcı olur. Sizin iyilik halinizin devamı, sevdiğiniz kişinin tam destek ve bakım alabilmesi için gerek ve şarttır. 36

Sizin kendinize bakım durumunuzda yetersizlik oluşmuşsa aşağıda size verilen önerileri uygulayınız. * Kendine bakımınızda azalmaya neden olan etkenleri belirleyin - Görsel yetersizlik, - Kavrama yetersizliği, - Zaman yetersizliği, - Motivasyonda yetersizlik, - Bilgi yetersizliği, - Sosyal destek yetersizliği * Duygularınızı ifade edin, * Kendinize bakmak için gün içinde fırsatlar yaratın, * Gerekirse sosyal destek gruplarından yardım alın. BEDENSEL SAĞLIĞIN KORUNMASINDA YETERSİZLİK * Her gün üç öğün yemek yiyin, * Eğer yemek yemeniz zor ise sağlıklı ve hafif gıdalar alın, * Düzenli olarak egzersiz yapın, 37

* Kahve, sigara, yiyecek, alkol veya başka ilaçlar kullanmayın, * Sağlıklı yaşam ile ilgili alışkanlıkları (spor, uygun beslenme vb.) yaşamınıza katın, * Çok stresli iseniz stresinizi nasıl azaltabileceğiniz konusun-da profesyonellerden destek alın ve TOPLANTILARA KATILIN. 38

II. KEMOTERAPİNİN HASTA ve BAKIM VERENDE OLUŞTURDUĞU PSİKOSOSYAL YAN ETKİLER Yaşamın akışını bozan ve kişinin var oluşuna ciddi bir tehdit getiren kanser tanısı, kuşkusuz herkesi sarsar. Kanser, başka hastalıkların aksine, sıklıkla sadece tanı almış kişiyi değil tüm aile bireylerini etkiler. Bu durumun ailevi bir sorun olması kaçınılmazdır, ancak bunun bir ailevi felaket e dönüşmesinin de engellenmesi gereklidir. Bu noktada iş, ağırlıklı olarak kanser hastasına bakım ve/veya destek vermekte olan siz, hasta yakınlarına düşmektedir. Bu süreç zorlu olup, uzun sürebilir, ancak sizlerin desteği ve yardımı ile sevdiğiniz kişilerin bu süreci daha kolay atlatmalarına neden olabilirsiniz. Bakım verdiğiniz süre içinde hastanızda tedaviye veya diğer etkenlere bağlı olarak; - korku, - kendini algılamada ve kişisel fikirlerde olan değişim, - güçsüzlük, - tanı ve tedaviyi yönetmede baş etme sorunları, - yaşam tarzında değişim, - iletişimde yetersizlik, - güvenilir bilgi bulma konusunda sıkıntı, - ailedeki çocukların kanserli ebeveyn ile ilişkisinde gelişebilecek sorunlar, - duygusal sağlığın korunmasında yetersizlik, - algılama değişikliği gibi sorunlar görülebilir. 39

Bakım verdiğiniz süre içinde sizde ise; - korku, - kendini algılamada ve kişisel fikirlerde olan değişim, - güçsüzlük, - tanı ve tedaviyi yönetmede baş etme sorunları, - yaşam tarzında değişim, - iletişimde yetersizlik, - güvenilir bilgi bulma konusunda sıkıntı, - üstlenilen sorumlulukların fazla gelmesi, - ailedeki çocukların kanserli ebeveyn ile ilişkisinde gelişebilecek sorunlar, - gereksinim duyulan desteği istemede sıkıntı, - algılama değişikliği gibi sorunlar oluşabilir. Kişilerin kanser tanısı aldıklarında, verdikleri tepkiler yaş, kültür ve eğitim düzeyi, kişilik özellikleri ile değişiklik gösterse de, öfke, endişe, korku, gerginlik, tanıyı inkâr etme ve ölüm korkusu gibi tepkiler sıklıkla ortaktır. Hasta yakınları ise hem sevdikleri kişinin yaşayabileceği değişiklikler, tehlikeler ve onu kaybetme korkusu nedeniyle gergindirler hem de ailede ortaya çıkan rol değişiklikleri, hastanın işlevlerini üstlenme, hastanın çalışamaması nedeniyle azalan gelir kaynakları ve hastalıkla artan giderleri karşılama gibi sorunlar nedeniyle yorgun ve tükenmiş olabilirler. Hasta yakınları olan sizler, hali hazırda zaten sevdiğiniz kişinin içinde bulunduğu zorlu ve ürkütücü durum nedeniyle üzgünsünüzdür, ancak diğer yandan hastalık nedeniyle değişen yeni hayat koşullarına uyum sağlamak zorundasınızdır. 40

Aşağıda sizde ve bakım verdiğiniz bireyde oluşabilecek yakınmaların azaltılmasına yönelik önerilerimiz yer almaktadır: KORKU (iç kaygısı, sıkıntı) Hastanızın * Sakin olmaya çalışmasını, * Tanı ve tedavisi hakkında yanıtlanmasını istediklerini gözden geçirip listelemesini, * Bu konular hakkında bilgi edinmeye çalışmasını, * Kendisini anlatırken basit ve direkt ifadeler kullanmasını, * İnkar, isyan ve öfke duygularını yaşamasını, * Yardım ihtiyacını ve öfkesini ifade etmesini, * Durumunu nasıl algıladığını açıkça belirtmesini, * Yakınları ve arkadaşları ile olabildiğince birlikte olmasını, * Çevresinde kendisini pozitif yönde etkileyebilecek bireylere endişelerini anlatmasını Ayrıca; * İç çatışmalarını ve ilgilerini, * Yaşamındaki önemli anılarını, anlatması için onu CESARETLENDİRİN. 41

Siz ise * Yavaş ve sakin olarak konuşun, * Hasta ile kişisel mesafenizi koruyun, * Hastalık ve gelecek endişesi korkuya neden olabileceği için; - Hastanın tanısı ve tedavisi hakkında, - Tanı işlemleri ve bunların beklenen sonuçları hakkında BİLGİ EDİNİN. * Kendinizi anlatırken basit ve direkt ifadeler kullanın (detaylardan kaçının), * Yardım gereksiniminizi ve öfkenizi ifade edin, * Gerçeği yansıtan tepkilerinizi gösterin, * Hastanızla değiştirilmesi gereken yönler hakkında konuşun, * Duygusal olarak rahat olabileceğiniz ortam yaratın * Kendinize uygun bir günlük program hazırlayın. 42

Hastanız ve siz stresinizi azaltmak için gevşeme egzersizleri öğrenin ve uygulayın * Uzağa/yukarı bakmak, * Solunumu kontrol ederek yavaş ve ritmik solumak, * Omuzları düşürmek, * Yavaş düşünmek, * Ses değiştirmek, * Kendine emirler vermek (mümkünse sesli olarak), * Kendi yüzünüzü buruşturmak, bakma ve yüz ifadesini değiştirmek, * Bakış açısını değiştirmek - durumu uzaktan izlemeyi hayal etmek, * Fiziksel aktivitelerinizi arttırmak, * Oyunlar oynamak v.b. GÜÇSÜZLÜK Hastanız kendini güçsüz hissediyorsa * Karşılıklı güven ortamı yaratın, * Bağımsızlığının kaybı, aile içi rolde oluşan kayıp, gelir kaybı gibi kayıplarını paylaşmasını, * Soru sormasını ve aklına soru geldikçe not almasını, 43

* Mümkün olan en kısa sürede kendi bakımına katılmasını, * Yapılan işlemler, tedavi ve sonuçları hakkında bilgilenmesini, * Kendisinin değerli ve güçlü yönlerini çevresindekilere göstermesini, * Durumundaki olumlu değişimleri görmezden gelmemesini, * Ev içi aktivitelerde kendi inisiyatifini kullanmaya devam etmesini, * Kendi özel tercihlerini size bildirmesini ve bunu bakımında uygulanmasını, * Mahremiyetine özen gösterilmesini Hastanızın bakımını sürdürürken siz kendinizi güçsüz hissediyorsanız * Mümkün olduğu kadar çevrenizi kontrol altına almaya çalışın, * Bakım verdiğiniz kişi ile kararlarınızı paylaşın ve onayını alın, * Hastanızın yapabileceği aktiviteleri yapmasını sağlayın, onu gereksiz yere sınırlamayın (çünkü fazla enerji kaybı sizi güçsüz bırakacaktır), * Kendinize ait düşüncelerinizi açıklayın, 44

* Kendi kişisel güçlerinizi ve değerli yönlerinizi bakım verdiğiniz kişiye anlatmaktan sakınmayın, * Sizinle aynı deneyimi yaşamakta olan hasta yakınlarıyla bir araya gelin ve sorunlarınızı paylaşın, * Düşündüklerinizi kağıda dökün, * Hastanın durumu, tedavisi ve sonuçları hakkında doktorundan bilgi edinin, * Bakım verdiğiniz kişideki olumlu değişiklikleri ve ilerlemeyi günlük olarak takip edin, TANI ve TEDAVİYİ YÖNETMEDE BAŞETME SORUNLARI Hastanız tanı ve tedavi sürecine uyumda etkisiz baş etme davranışı gösteriyorsa; * Bunu etkileyen faktörlerin kendine göre önemini belirlemesini sağlayın: - Güvensizlik, - Bilgi eksikliği, - Kaynak eksikliği v.s< 45

Bunlarla baş etmede etkisizse * Endişelerini paylaşmasını, * Güçlü yönlerini tanımasını, * Geçmişte başarılı bir şekilde çözümlediği problemleri hatırlamasını, * Benzer deneyimden geçmiş kişilerin başarı öykülerini dinlemesini, * Destek gruplarına katılmasını, * Öğrenmesini etkileyen faktörleri belirlemesini (durumun ciddiyeti, maddi durum, geçmişteki deneyimler, duygusal durum<) * Sağlık personeli ile iletişim kurmasını, * Yaşamının diğer yönlerindeki stresi azaltmasını, * Sağlıklı alışkanlıklara bağlılığını arttırmasını, * Kendini duygusal yönden destekleyen aktivitelere yönelmesini, - Meditasyon, - Evde film izlemek, - Müzik dinlemek, - Doğa yürüyüşü yapmak, 46

- Şiir okumak * Gevşeme egzersizleri uygulamasını ÖNERİN ve UYGULAMASINI SİZ hastanızın tanı ve tedavisini kabullenmede güçlük çekiyorsanız; * Hastanın bulunduğu evreye göre bireyin bakımında yardımcı olabilecek bilgi içerikleri ve miktarlarını belirleyin, * Hastanın tanısı ve tedavileri konusunda bilgilenin, * Yaşadığınız duyguların karmaşıklığını ifade edin, * Bireyin tanısı ve tedavisi konusundaki sorularınızı doktorunuz ile tartışın, * Yaşamınızın diğer yönlerindeki stresi azaltın, * Arada bir kendinizi şımartın: iyi bir uyku, sıcak bir duş, bir dostla yapılan kısa bir sohbet ya da 10 dakikalık bir yürüyüş< * Suçluluk duygusundan kurtulun, kendinize mutlaka dinlenme ve yenilenme zamanı ayırın ve kendinizi tazeleyin, 47

* Sağlıklı alışkanlıklara bağlılığınızı arttırın; - 7 8 saat uyumak, - Kahvaltı etmek, - Günlük egzersizler (en az 30 dakika hızlı yürüyüş) yapmak, - Alkol almamak veya kısıtlamak, - Yağ ve kafein alımını kısıtlamak, * Durumunuzu anlayacak ve sizi etkin şekilde yönlendirebilecek kişilerle dayanışmaya girin. * Gerekirse uzman bir kişiden yardım alın. Hastanız ve siz * Eğer öfkeliyseniz - Sakin olmaya çalışın, - Kendinize sessiz-sakin bir çevre sağlayın, - Öfkenizin nedeninin farkına varın ve bu duygularınızın sorumluluğunu alın, - Hayal kırıklığı yaşıyorsanız, bunu takip eden davranışınızın farkına varın, - Öfkenizin sorunu çözüp çözmediğinin farkına varın. * Öfkenizi kontrol etmek için - Solunum kontrolü, - Omuzların düşürülmesi, 48

- Yavaş düşünme, - Ses değiştirme, - Egzersiz, - Yoga, - Bakış açısını değiştirme, - Dikkati başka yöne çekme gibi rahatlama tekniklerini öğrenin ve her gün bu teknikleri 15 20 dakika uygulayın. KENDİNİ ALGILAMADA ve KİŞİSEL FİKİRLERDE OLAN DEĞİŞİM Hastanızın kendisini algılaması değişmişse; * Kendisini nasıl algıladığını ve düşüncelerini ifade etmesini, * Tanısı, tedavisi, iyileşme süreci ve hastalık gidişatı hakkında sorular sormasını, * Bakım veren kişiyle ilgili yanlış algılamalarını açıklamasını, * Not defteri tutmasını ve günlük duygusal değişimlerini not etmesini, * Güvenli bir çevre oluşturmasını, 49

* Günlük aktivitelere mümkün olduğunca katılmasını, * Mahremiyetine özen göstermesini, * Aynı deneyimleri paylaşan kişilerle iletişimini arttırmasını, * Aile ve akrabalarla görüşmeler yapıp, mektup yazmasını Sizin tedavi sürecinde kendinize ait algılamalarınız değişmişse * Kendi görüntünüzle ilgili değişime ait endişelerinizi tanımlayın, * Bu endişelerinizi uygun kişilerle paylaşın, * Diğer yönlerinizi ön plana çıkarın, * Sosyal etkileşiminizi (konu-komşu, eş-dost ziyaretleri...) arttırın, * Başkalarının yardımını kabul edin, * Hareketli olmaya çalışın, * Ailenizle uyumlu ilişkiler kurmaya çalışın, * Beklentilerinizi ailenin diğer üyeleri ile paylaşın, 50

* Alternatifleri inceleyip, ortaya çıkarın, * Gerekiyorsa uzman bir kişiden yardım alın. YAŞAM TARZINDA DEĞİŞİM Hastanız yaşam şeklinde oluşan değişikliğe uyum sağlamada güçlük çekiyorsa * Duygu ve düşüncelerini paylaşmasını, * Hastalığına uygun yaşam değişikliği davranışlarını geliştirmesini - Günde 7 8 saat uyuma, - Kahvaltı yapma, - Günlük egzersizler (en az 30 dakika hızlı yürüyüş) yapma, - Sigara ve alkol alımını bırakma, - Yağ ve kafein alımını kısıtlamak, - Tedavi şekline uyum sağlama gibi * Aile içinde oluşan rol değişikliğini aile üyeleri ile paylaşmasını, * Çocukları ve diğer aile üyeleri ile açık iletişim kurmasını, * Akrabaların kendisiyle ilgilenmesine fırsat vermesini 51