Dürtüsellik, içgüdüsel dürtülerin artması veya bu dürtülere karşı koyacak benlik gücünün

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Dürtüsellik, içgüdüsel dürtülerin artması veya bu dürtülere karşı koyacak benlik gücünün"

Transkript

1 60 DÜRTÜ KONTROL BOZUKLUKLARINDA İLAÇ TEDAVİSİ Dr. Lut TAMAM* Dürtüsellik, içgüdüsel dürtülerin artması veya bu dürtülere karşı koyacak benlik gücünün azalması sonucunda ortaya çıkan ve giderek yükselen gerilimi azaltmak amacıyla kişinin olumsuz sonuçlarını gözetmeksizin bir eylem yapma eğilimi olarak tanımlanabilir. Bipolar bozukluk, şizofreni, duygulanım bozuklukları bağımlılık ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi pek çok psikiyatrik bozukluğun bir belirtisi olarak klinik uygulamalarda karşılaşılabilmektedir. Bu bozukluklarla açıklanamayan bir kısım dürtü bozukluğu, DSM-IV-TR de Başka Yerde Sınıflandırılmamış Dürtü Kontrol Bozuklukları olarak gruplandırılmıştır. DSM-IV-TR ye göre bu grupta yer alan bozukluklar; piromani, aralıklı patlayıcı bozukluk, patolojik kumar oynama, kleptomani ve trikotillomanidir. Bu beş bozukluk dışında yer alan ve dürtüsellik gösteren diğer bozukluklar başka türlü adlandırılamayan dürtü kontrol bozuklukları başlığı altında birleştirilmiştir. Dürtü kontrol bozuklukları oldukça karmaşık hastalıklar olduğu için kesin bir tedavi henüz ortaya konabilmiş değildir. Buna paralel olarak olarak dürtü kontrol bozukluklarının tedavisinde uygulanabilecek onaylanmış kesin bir ilaç tedavi protokolü ve ortak bir kararla ortaya konmuş bilişsel ve davranışçı kılavuzlar bulunmamaktadır. Farmakoterapi açısından görülen bu kısıtlılık bu hastalıkların tedavisine yönelik olarak yürütülmüş ya da yürütülmekte olan az sayıda klinik araştırma bulunmasından kaynaklanmaktadır. Yapılan ilaç çalışmalarının büyük bir kısmı patolojik kumar oynama bozukluğu olan hastalar üzerinde yürütülmüştür, diğer bozukluklarla yürütülen ilaç çalışmaları nispeten daha az sayıdadır ya da hiç yoktur. Bu bölümde DSM_IV-TR de Başka Yerde Sınıflandırılmamış Dürtü Kontrol Bozuklukları başlığı altında yer alan beş temel bozuklukla ilgili yapılmış ilaç çalışmaları, olgu sunumları ele alınıp tartışılmıştır Patolojik Kumar Oynama Patolojik kumar oynama etiyoloji ve nozoloji olarak halen birçok belirsizliği taşıyan bir bozukluktur. Obsesif kompulsif spektrum, affektif spektrum ve alışkanlık spektrumu hem farklı özelliklere sahip hem de benzerlikleri olan ve bir yönleri ile patolojik kumar oynama ile örtüşen yanları olan bozuklukları içermektedirler. Patolojik kumar oynama seyrinde eştanı olarak görülen birçok bozukluk kendilerine has özellikleri ile hem klinik gidişi hem de tedavi planlanmasını etkilemekte olduğundan patolo- * Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı 1089

2 jik kumar oynama olgularının tedavisinin planlanmasında göz önüne alınmalıdır. Bu noktadan yola çıkarak, seçici serotonin gerialım inhibitörleri (SSGİ) ve diğer antidepresanlar, opioid antagonistleri ve duygudurum düzenleyicileri patolojik kumar oynamadaki etkililikleri açısından en çok araştırılan ilaç grupları olmuşlardır Antidepresanlar SSGİ ler Patolojik kumar oynamanın tedavisinde ilk denenen ilaçlardan biri fluvoksamindir. Olası erken dönem plasebo etkisini gidermek üzere, 8 haftalık tek kör plasebo uygulaması ardından 8 haftalık tek kör fluvoksamin (ortalama 220 mg/gün) tedavisi uygulanan patolojik kumar oynama tanılı 10 hastadan, yedisinin çalışmayı tamamladığı, kumar davranışına ilişkin ölçek puanlarında %25 ten daha fazla düşme sağladığı saptanmıştır. Bu bulguya dayanarak fluvoksaminin kumar dürtüsünü azaltmada etkili olabileceği ileri sürülmüştür (Hollander ve ark. 1998). Aynı grubun daha sonra yaptıkları plasebo kontrollü, çift-kör ve çapraz geçişli bir araştırmada ise denekler iki gruba ayrılmıştır. Sekiz hafta süre ile ilk gruba fluvoksamin, ikinci gruba plasebo verilmiş, ikinci sekiz haftalık dönemde ise fluvoksamin alan grup plasebo ile plasebo alan grup ise fluvoksamin ile devam etmiştir. Ortalama 195 mg/gün dozda fluvoksaminin patolojik kumar oynamada etkili olduğu bildirilmiş ve daha uzun süreli ve paralel grup desenli çalışmalara gereksinim olduğu ileri sürülmüştür (Hollander ve ark. 2000). Altı ay süreli, çift kör, plasebo kontrollü bir başka çalışmada ise 200 mg/gün fluvoksamin uygulamasının yalnızca genç erkek hastalarda kumar için para ve zaman harcanması üzerinde etkili olduğu bildirilmiştir (Blanco ve ark. 2002). Son dönemde yayımlanan bir araştırmada ise 12 haftalık kısa dönem çalışmalarda etkililiği gösterilmiş olan fluvoksamin, topiramat, bupropion ve naltrekson uzun dönemde nüks oranları açısından karşılaştırılmış, üç aylık bir sürdürüm tedavisi ardından tedavilerin kesilmesinden sonra altıncı ayda yapılan değerlendirmede fluvoksamin grubunda % 50, topiramat grubunda %33, bupropion grubunda %38.8, naltrekson grubunda ise % 40 oranında nüks görüldüğü bildirilmiştir (Dannon ve ark. 2007). Araştırmalar fluvoksaminin patolojik kumar oynamada hem akut ve kronik dönemde tedavide hem de nüks oranlarının düşürülmesinde etkili olduğunu göstermektedir. Diğer bir SSGİ olan sertralinin patolojik kumar oynamada etkili olduğunu gösteren ilk olgu sunumunda patolojik kumar oynama tanılı 49 yaşındaki bir erkek hastaya 8 hafta süre ile 100 mg/ gün sertralin verildiği, dördüncü hafta sonunda kumar oynama sıklığında ve kumar oynamaya ilişkin obsesif düşüncelerde azalma, iş, günlük yaşam ve sosyal ilişkilerinde düzelme sağlandığı bildirilmiştir (Meroni ve ark. 2004). Sertralinin patolojik kumar oynama üzerindeki etkililiğini araştırmaya yönelik 6 aylık, esnek doz, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmada ise mg/gün sertralinin plasebodan farklı bir etkisi bulunmadığı bildirilmiştir (Saiz-Ruiz ve ark. 2005). Paroksetinin patolojik kumar oynama tedavisindeki etkililiğini araştırmaya yönelik 8 haftalık randomize, çift-kör, plasebo kontrollü bir araştırmada 60 mg/gün paroksetinin kumar oynama davranışı üzerinde etkili olduğu bildirilmiştir (Kim ve ark. 2002). 16 haftalık, çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü bir başka çalışmada ise mg/gün paroksetinin kumar davranışına ilişkin ölçeklere göre plasebodan daha etkili olduğu ancak farkın istatistiksel olarak anlamlı düzeye ulaşmadığı bildirilmiştir (Grant ve ark. 2003). 1090

3 Oniki haftalık açık etiketli bir çalışmada ortalama 34.7 mg/gün sitalopramın kumar oynanan gün sayısı, kaybedilen para miktarı, kumar davranışına ilişkin zihinsel uğraşlar ve kumar oynama dürtüsü ve eşlik eden depresyon üzerinde etkili olduğu ve yaşam kalitesinde düzelme sağladığı bildirilmiş, bu etkilerin sitalopramın antidepresan özelliğinden bağımsız olduğu ileri sürülmüştür (Zimmerman ve ark. 2002). Anksiyetenin eşlik ettiği patolojik kumar oynama olgularında essitalopramın etkililiğine yönelik olarak gerçekleştirilen 12 haftalık, açık etiketli bir araştırmada ortalama 25.4 mg/gün dozda essitalopramın hem kumar davranışı ve anksiyete belirtileri üzerinde hem de psikososyal işlevsellik ve yaşam kalitesi üzerinde etkili olduğu bildirilmiş ancak daha geniş, daha uzun süreli, çift kör ve plasebo kontrollü çalışmalara gereksinim olduğu ileri sürülmüştür (Grant ve Potenza 2006). On haftalık, açık etiketli bir başka çalışmada ise 30 mg/gün essitalopramın kumar davranışı ve duygudurum değişkenleri üzerinde etkili olduğu bildirilmiştir (Black ve ark. 2007) Diğer antidepresanlar Orta derecede norepinefrin, zayıf dopamin gerialım inhibitörü olan bupropion davranışsal uyarıcı etkisi olan bir antidepresandır (Nomikos ve ark. 1992). İlk kez 2004 yılında Black bupropionun; yapısal olarak psikostimülanlara benzemesi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda etkili olduğunun gösterilmesi ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun patolojik kumar oynama ile %20 düzeyinde eştanı özelliği göstermesi nedeni ile patolojik kumar oynama olgularında da etkili olabileceği öngörüsü ile bir çalışma yürütmüştür. Bu açık etiketli, 8 haftalık bir araştırmada bupropionun patolojik kumar oynama tedavisinde etkili olabileceğini, bu etkinin dürtüselliği azaltma, dikkat kaydırma yeteneğinde iyileşme sağlama ve kumar davranışına direnebilme yeteneğini arttırma şeklinde ortaya çıktığını ileri sürmüştür (Black 2004). Daha sonra bupropionun (en yüksek doz 450 mg/gün) kumar oynama davranışı üzerindeki etkililiği gösterilmiş olan naltrekson (en yüksek doz 150 mg/gün) ile patolojik kumar oynama tedavisindeki etkisi için karşılaştırıldığı randomize, aktif ilaç karşılaştırmalı, paralel grup desenli, tek kör uygulamalı 12 haftalık bir araştırmada, yavaş salınımlı bupropionun patolojik kumar oynama tedavisinde naltrekson kadar etkili olduğu bildirilmiştir (Dannon ve ark 2005). Son dönemde yayımlanan bir olgu sunumunda da 40 yıl gibi uzun süreli kumar oynama öyküsü olan ve toplam para kaybı 400 bin doların üzerinde olan 61 yaşında bir erkek hastanın 200 mg/gün yavaş salınımlı bupropion ile 8 ay boyunca hem kumar davranışı hem de nikotin bağımlılığın tedavi edildiği bildirilmiştir (Padala ve ark. 2007). Ancak gerçekleştirilen randomize, çift-kör, plasebo kontrollü, esnek doz uygulamalı (75 mg/gün-375 mg/gün) 12 haftalık bir diğer araştırmada ise hem bupropionun hem de plasebonun patolojik kumar oynama üzerinde etkili olduğu, bupropionun plasebodan anlamlı bir fark sağlamadığı bildirilmiş, yüksek plasebo oranlarının dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüştür (Black ve ark. 2007) Opioid antagonistleri İlk kez 1998 yılında Crockford ve el-guebaly 13 yıllık alkol bağımlısı iken son 9 ayında ağır kumar davranışı geliştiren 49 yaşında bir erkek olguda 50 mg/gün naltreksonun özellikle aşerme davranışı üzerinde etkili olduğunu bildirmişlerdir (Crockford ve el-guebaly 1998) yılında yayımlanan ilk açık etiketli, naltreksonun kısa dönemdeki etkililiği ve emniyetini değerlendirmeye yöne- 1091

4 lik altı haftalık araştırmada ortalama 157 mg/gün naltreksonun patolojik kumar oynama üzerinde etkili olduğu, etkinin ilk dört hafta içinde ortaya çıktığı ancak kontrollü çalışmalara gereksinim olduğu bildirilmiştir (Kim ve Grant 2001). Aynı yazar grubunun gerçekleştirdikleri naltreksonun patolojik kumar oynama davranışı üzerindeki etkilerini araştırmaya yönelik 11 haftalık, çift-kör, plasebo kontrollü ilk çalışmada, ortalama 188 mg/gün naltreksonun hem dikkati kumar davranışından diğer olağan sosyal alanlara (çocuklar, eş, iş ve diğer önemli yaşam olayları) kaydırabilme yeteneği üzerinde hem kumar oynama dürtüsünü hem de kumar oynama davranışı ile sağlanan öznel haz duygusunu azaltmada etkili olduğu bildirilmiştir (Kim ve ark. 2001). Naltreksonun patolojik kumar oynama üzerindeki etkililiğine ilişkin olarak gerçekleştirilen plasebo kontrollü ve çift kör bir araştırmada denekler 50 mg/gün, 100 mg/gün, 150 mg/gün naltrekson veya plasebo gruplarına ayrılmış; 18 haftalık tedavi uygulaması sonucunda naltreksonun her üç dozda da kumar davranışına ilişkin ölçek puanları, kumar oynama dürtüsü ve kumar davranışı açısından plasebodan anlamlı olarak farklı olduğu, 50 mg/gün naltrekson dozunun yüksek dozlar kadar etkili olduğu bildirilmiştir (Grant ve ark. 2008). Naltrekson tedavisindeki en önemli sorun karaciğer toksisitesine neden olabilmesidir. Nalmefen hidroklorid ise karaciğer toksisitesine neden olmaksızın etki gösteren uzun etkili opioid antagonistidir. Nalmefenin patolojik kumar oynama üzerindeki etkililiğine ilişkin çok merkezli, randomize, çift kör, plasebo kontrollü br araştırmada denekler 25 mg/gün, 50 mg/gün, 100 mg/ gün nalmefen ve plasebo gruplarına ayrılmışlar, 16 haftalık tedavi sonucu hem 25 mg/gün hem de 50 mg/gün nalmefenin plasebodan üstün olduğu, nalmefenin patolojik kumar oynama nın akut tedavi döneminde etkili olduğu bildirilmiştir (Grant ve ark. 2006). Opioid antagonisti tedavisi bir çok patolojik kumar oynama tanılı hastada iyi sonuç vermesine karşın, olumlu sonuç alınamayan olgularda bulunmaktadır. Patolojik kumar oynamada nalmefen ve naltrekson tedavisine iyi sonuç alınmasının yordayıcılarını belirlemeye yönelik bir araştırmada yukarıda söz edilen iki etkinlik çalışması analiz edilmiştir (Grant ve ark. 2006, Grant ve ark. 2008). Analiz sonucunda alkole ilişkin aile öyküsü bulunması, kuvvetli kumar oynama dürtüsü olması iyi tedavi sonucu ile ilişki bulunurken genç hastalar daha çok plasebo yanıtı ile ilişkili olarak belirlenmiştir (Grant ve ark. 2008) Duygudurum Düzenleyicileri Patolojik kumar oynamada bipolar bozukluk eş tanısının sık olarak görülmesi duygudurum düzenleyicilerin patolojik kumar oynama tedavisinde gündeme gelmesine neden olmuştur. Duygudurum düzenleyicilerin patolojik kumar oynamadaki etkinliğine ilişkin olarak yayımlanan ilk olgu sunumunda karbamazepinin 30 aylık bir tedavi sürecinde klinik yarar sağladığı bildirilmiştir (Haller ve Hinterhuber 1994). Bipolar bozukluk eş tanısı olmayan patolojik kumar oynama tanılı hastalar üzerinde yapılmış 14 haftalık tek kör karşılaştırmalı bir çalışmada ise lityum ve valproat karşılaştırılmış, lityum alanların % 60.9 unda, valproat alanların ise % 68.9 unda klinik global izlenim ölçeği ile belirlenmiş iyilik durumu sağlandığı bildirilmiştir (Pallanti ve ark. 2002). Bipolar spektrum bozukluklarının eşlik ettiği bir grup patolojik kumar oynama hastasında lityumun kumar dürtüsü ve affektif değişkenlik üzerine olan etkilerinin araştırıldığı 10 haftalık randomize, çift-kör, plasebo kontrollü bir çalışmada lityumun hem kumar oynama davranışı hem de affektif değişkenlik üzerinde plasebodan anlamlı düzeyde farklı olduğu bildirilmiş, pa- 1092

5 tolojik kumar oynamada bipolar spektrum tablolarının eşlik ettiği alt grupları belirlemenin önemi vurgulanmıştır (Hollander ve ark. 2005). Hem GABAerjik hem de antiglutamaterjik etkileri olan topiramatın patolojik kumar oynama olgularındaki etkililiğinin fluvoksamin ile karşılaştırmalı olarak incelendiği 12 haftalık tek kör desenli bir çalışmada 200 mg/gün topiramatın ve 200 mg/gün fluvoksaminin tek başlarına kullanıldıklarında etkili olduğu bildirilmiştir (Dannon ve ark. 2005) Antipsikotikler Patolojik kumar oynama nın etiyolojisinde serotonerjik ve dopaminerjik sisteme ilişkin kanıtlar tedavide atipik antipsikotikleri gündeme getirmiştir. Olanzapinin bipolar bozukluktaki etkinliği bu bozukluk ile benzer şekilde dürtü denetimi bozukluğu görülen patolojik kumar oynamada da olanzapin etkinliğinin araştırılma yolunu açmıştır. Çift-kör, plasebo kontrollü ve sabit doz uygulamalı, yedi haftalık bir araştırmada 10 mg/gün doza kadar olanzapinin temel kumar tipi video poker olan bir grup patolojik kumar oynama tanılı hastada etkili olmadığı bildirilmiştir (Fong ve ark 2008). Benzer şekilde bu hastalarda olanzapin etkililiğini değerlendirmeye yönelik olarak tasarlanmış, 12 haftalık, randomize, çift-kör, plasebo kontrollü, 2,5 mg/gün ve 15 mg/gün şeklinde esnek doz uygulamalı bir araştırmada da olanzapinin kısa dönemde plasebodan farklı olmadığı bildirilmiştir (McElroy ve ark 2008). Görece seçici D 2 antagonisti olan haloperidolün slot makinesi ile kumar oynayanlarda üzerindeki etkilerinin sağlıklı kontroller ile karşılaştırıldığı bir araştırmada haloperidolün kumar davranışının sağladığı hazza ilişkin duyguları arttırdığı, kumar oynama arzusu üzerinde bir etkiye sahip olmadığı bildirilmiştir. Yazarlar kısmi D 2 blokajının kumarın ödüle yönelik güdüleyici etkilerini arttırmasının ilk bakışta şaşırtıcı olduğunu, ancak bu sonucun daha önceden beyin görüntüleme çalışmaları ile yayımlanan D 2 reseptör aktivitesi ne kadar düşükse uyarıcı ilaçlardan alınan haz duygusunun o derece yüksek olduğu bilgisi ile uyumlu olduğunu ileri sürmüşlerdir (Volkow ve ark. 1999, Zack ve Poulos 2007) Aralıklı Patlayıcı Bozukluk Aralıklı patlayıcı bozukluk hastalarına yönelik farmakolojik tedavilerde kontrollü çalışma bulunmamaktadır. Dürtüsel ve agresif davranışın tedavisine yönelik kaynaklarda, duygudurum düzenleyicileri, fenitoin, selektif serotonin gerialım inhibitörleri (SSGİ), monoamin oksidaz inhibitörlerinin (MAOİ), beta reseptör blokörleri, 2 agonistleri ve antipsikotiklerin yararlı olduğu bildirilmiştir (Gulli ve Nafser 2002, Tamam 2008). Son dönemlerde agresyonun farmakoterapisinde SSGİ ve duygudurum düzenleyicileri ilk sıra tedavi ajanları olarak kabul edilmektedirler. Başta fluoksetin ve sertralin olmak üzere SSGİ ler ile yapılan tedavilerin hem agresyon hem de dürtüselliği azalttığı, aralıklı patlayıcı bozukluk ve dürtüsel agresyonun tedavisinde işe yaradığı bildirilmiştir (Coccaro ve Kavoussi 1997, Feder 1999). Sitalopramla yapılan bir açık uçlu çalışmada dürtüsel agresyon gösteren aralıklı patlayıcı bozukluk ya da B grubu kişilik bozukluğu tanısı almış 8 hastanın agresyon ve irritabilitelerinde azalma saptanmıştır (Reist ve ark. 2003). Bir diğer olgu serisinde ise aralıklı patlayıcı bozukluk tanılı 10 has- 1093

6 tanın 5 inin antidepresan monoterapisine (venlafaksin ya da sertralin) olumlu yanıt verirken, 10 hastanın 7 si lityum ya da valproata yanıt vermiştir (McElroy ve ark. 1998). Soloff ve arkadaşları (1986) borderline ya da şizotipal kişilik bozukluğu tanısı almış hastalarda amitriptilin tedavisiyle affektif belirtilerin düzeldiğini, fakat kimi hastalarda dürtüsellik ve agresyonda aksine kötüleşme olduğunu bildirmiş, bu durumu trisiklik antidepresanların noradrenerjik etkilerine bağlamışlardır. Hollander ve arkadaşları (2008) klinisyenlerin çift etkili serotonin noradrenalin gerialım inhibitörlerini (SNRI lar) dürtüsel hastalarda kullanırken çok dikkatli olmalarını önermiştir. Diğer antidepresanlardan MAOİ lerinin de (tranilsipromin ve fenelzin) agresif hastaların tedavisinde olumlu etkileri olduğu bildirilmiştir. Sınır kişilik bozukluğu olan hastalarda yapılan iki kontrollü çalışmada (Soloff ve ark. 1993, Cowdry ve Gardner 1988) tranilsipromin ve fenelzinin dürtüsel agresyonun azalmasında yardımcı olduğu belirlenmiştir. Aralıklı patlayıcı bozukluk belirtilerinden özellikle agresyonun tedavisinde duygudurum düzenleyicileri etkin biçimde kullanılmaktadır. Duygudurum düzenleyicileri arasında lityum, sodyum valproat ve karbamazepinin çeşitli bozukluklarda görülen agresyonda etkili olduğunu gösteren plasebo kontrollü çalışmalar bulunmaktadır. Bir plasebo kontrollü çift-kör çalışmada ise, fenitoin kullanan hastalarda, tedavi öncesine ve plaseboya göre daha az sayıda agresif patlamaların olduğu bildirilmiştir. Links ve arkadaşları (1990) borderline kişilik bozukluğu olan hastaların öfke düzeylerinde lityum tedavisi ile desipramin ve plaseboya göre çok daha belirgin düzelmeler olduğunu bulmuşlardır. Hapiste yatmakta olan 66 mahkumun dahil edildiği çift kör plasebo kontrollü bir çalışmada (Sheard ve ark. 1976), lityum alan mahkumların saldırgan davranışlarının belirgin biçimde azaldığı saptanmış ve lityumun psikozla ilişkili olmayan dürtüsel agresif davranışın tedavisinde yararlı bir tedavi olduğu belirtilmiştir. Literatürde yapılmış çok sayıda çalışmada valproatın çeşitli psikiyatrik bozukluklarda dürtüsellik, dürtüsel agresyon ve düşmanlık gibi davranışsal kontrolün yitirildiği belirtilerin tedavisinde işe yaradığını gösteren veriler elde edilmiştir (Olvera 2002). Valproat tedavisi, sınır kişilik bozukluğu başta olmak üzere kişilik bozukluğu olan hastalarda irritabilite ve agresyon belirtilerinde belirgin düzelmelere neden olur (Hollander ve ark. 2005, Kavoussi ve Coccaro1998). Bunun dışında, valproat travmatik beyin zedelenmesi sonrasında ortaya çıkan kişilik değişimi ve dürtü kontrol bozukluklarında, öfke patlamalarında, post-travmatik stres bozukluğunda ve yaşlılarda görülen ajitasyonlarda da belirgin düzelmelere yol açtığı bildirilmiştir (Olvera 2002, Coccaro ve Danehy 2006). Bu konuda yapılan geniş ölçekli, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmada Hollander ve arkadaşları (2003) valproat ın aralıklı patlayıcı bozukluk da dahil olmak üzere çeşitli psikiyatrik hastalıklarda dürtüsel agresyonu azaltmadaki etkinlik ve güvenirliğini araştırmıştır. Bu çalışmada örneklem 3 farklı hastalık grubundan (aralıklı patlayıcı bozukluk, post-travmatik stres bozukluğu ve B Kümesi kişilik bozukluğu olan) oluşmuştur. Çalışma sonucunda valproatın (bu çalışmada divalproeks kullanılmıştır) B grubu kişilik bozukluğu olan (borderline, antisosyal v.b.) hastalarda dürtüsel agresyonu belirgin biçimde azalttığı ancak aynı etkinin diğer iki grup hastada görülmediği belirlenmiştir. Bir diğer duygudurum düzenleyicisi olan karbamazepinin de çeşitli psikiyatrik bozukluklarda agresyonu azalttığı bildirilmiştir (Olvera 2002). Karbamazepinin özellikle altta yatan organik bir bozukluğa bağlı şiddetli öfke patlamaları olan, agresif hastalarda olumlu etki gösterdiği ve agresyonu azalttığı saptanmıştır. Bir çalışmasında Mattes (1990) öfke patlamaları olan bir grup hastanın 1094

7 tedavisinde karbamazepin ile propranololü karşılaştırmıştır. Bu çalışmanın sonucunda genel olarak hem karbamazepinin hem de propranololün eşit düzeyde etkin olduğu sonucuna varılmış, karbamazepinin aralıklı patlayıcı bozukluk olan hastalarda daha çok etkin olduğu, propranololün ise DEHB olan hastalarda daha etkin olduğu bulunmuştur. Mattes daha sonra dürtüsel agresyonun tedavisinde okskarbazepin ve levatiracetamın etkinliklerini çift kör plasebo kontrollü çalışmalarla araştırmış; okskarbazepinin (Mattes 2005) erişkinlerdeki dürtüsel agresyonun tedavisinde etkin olduğunu, ancak levatirasetamın etkin olmadığını (Mattes 2008) bildirmiştir. Beta blokörlerin (pindolol, propranolol) ise genellikle kafa travması, menenjit gibi beyin zedelenmeleri ve organik nedenler sonucu görülen agresyon ve öfkeyi engellemede etkili olduğu saptanmıştır ( Jenkins ve Maruta 1987). Bunun dışında propranolol ün özellikle yüksek dozlarda kronik psikotik bozukluğu ve mental retardasyonu olan hastalarda etkin olduğunu bildiren çalışmalar da bulunmaktadır. Bununla birlikte organik nedenlerin önde olmadığı aralıklı patlayıcı bozukluk gibi hastalıklarda beta blokörlerin ne derece etkin olabileceği hala sorgulanmaktadır (Olvera 2002). 2 agonisti klonidin ile 17 ergen üzerinde yapılan açık uçlu bir çalışmada insanlara ve mallara karşı agresyonu belirgin ölçüde azalttığı gözlenmiştir (Kemph ve ark. 1993). Daha sonraki süreçte klonidinin diğer ilaçlarla birlikte verildiği durumlarda ani çocuk ölümlerine yol açtığı şeklindeki bildirimler, sedasyon, düşük kan basıncı, depresyonda artış olması gibi yan etkileri ve çoklu doz kullanım zorunluluğu gibi nedenlerden dolayı ilacın kullanımı kısıtlanmıştır. Agresyonun kısa dönemde tedavisinde haloperidol, trifluoperazin ve flupentiksol gibi klasik antipsikotiklerin etkin olduğu bildirilmiştir. Ancak ekstrapiramidal yan etkiler, bilişsel işlevlerdeki bozukluklar ve sedasyon gibi riskler nedeniyle uzun dönemli kullanımlarına yönelik çekinceler mevcuttur. Bu yan etkilerin nispeten az görüldüğü atipik antipsikotiklerin agresyonun uzun dönemli tedavisinde kullanılabileceği düşünülmektedir. Literatürde olanzapin, risperidon ve klozapinin agresif hastalarda etkin biçimde kullanıldığını bildiren çalışmalar bulunmaktadır (Zanarini ve Frankenburg 2001, Coccaro 2003b). Antianksiyete ilaçları da bu hastalarda anksiyeteyi azaltmak için kullanılabilir. Ancak benzodiazepinlerin bazı olgularda tersine öfke patlamalarına neden olduğu bildirilmiş, ve bu nedenle düşük dozlarda gerektikçe kullanılmaları önerilmiştir. Çeşitli araştırıcılar (Coccaro 2003b), aralıklı patlayıcı bozukluk tedavi sürecinde öncelikli olarak bipolar bozukluk öyküsünün olup olmadığını sorgulanmasını önermektedirler. Bipolar öyküsünün olmaması ve hastaların şiddetli agresyon bulunmadığı durumlarda, hastalara öncelikle SSGİ başlanması, aksi halde ilk tercih olarak duygudurum düzenleyicilerin başlanması önerilmektedir. Psikotik belirti gösteren şizofreni ya da bipolar bozukluk hastalarında atipik antipsikotikler de kullanılabilir. Coccaro (2000), başlanan SSGİ ya da duygudurum düzenleyici tedavinin etkinliğini ortalama 3 ay içinde göstereceğini, ilaç kesilir kesilmez belirtilerin yeniden ortaya çıkabileceğini bildirmiştir. Bu nedenlerle antiagresyon tedavisine alınan ve ilaçlara yanıt veren hastaların çok uzun bir süre bazen ömür boyu bu tedaviyi sürdürmesi önerilmektedir Kleptomani Diğer dürtü kontrol bozukluklarında olduğu gibi kleptomanide de SSGİ lerin etkili olabileceği düşüncesi ortaya konmuş ama etkinlikleri ve yaygın kullanımı üzerinde bir fikir birliğine varılamamıştır. Bugün için kleptomani tedavisinde hem SSGİ ler ve hem de diğer farmakolojik ajan- 1095

8 ların kullanımı ile ilgili çift kör çalışmalar halen yapılamamıştır. Bu bilgilerin yanında kleptomaninin başlangıçta obsesif kompulsif bozukluğun bir formu olduğu düşüncesi ile başlangıçtaki tedavi yaklaşımları SSGİ ler olmuştur. Kleptomaninin tedavisinde SSGİ kullanımı başlangıçta olgu sunumları ile literatüre girmiş ve olumlu tedavi yanıtı bildirileri ile fluoksetin, paroksetin ve fluvoksamin gibi SSGİ ler kleptomanide tek başına kullanılmıştır (Grant ve Potenza 2004, Hocaoğlu ve Kandemir 2004). Kleptomanide SSGİ kullanımı ile ilgili bildiriler olumsuz tedavi yanıtlarını da ortaya koymuştur ve bu tedavi yaklaşımı tartışmalı hale gelmiştir. McElroy ve arkadaşları (1991) 20 hastalık bir olgu serisinde iki olgunun fluoksetine iyi yanıt vermesinin yanında yedi hastanın fluoksetine yanıt vermediğini bildirmişlerdir. Diğer bir olgu serisinde, 15 hastadan sekizinin fluoksetin kullandığı bunlardan ikisinin orta derecede tedaviye yanıt vermesine karşın 6 sında herhangi bir düzelme olmadığı ve diğer yandan geriye kalan 7 hastanın paroksetin, sitalopram ve fluvoksamin kullanmasına rağmen hastalarda bir değişme saptanamadığı bildirilmiştir (Grant ve Kim 2002c). Bu bulguların tersine paroksetinle (Kraus 1999) ve fluoksetinle (Lepkifker ve ark. 1999) tedaviye yanıt veren olgular bildirilmiştir. İlginç olarak değerlendirilebilecek tezat başka bir durum da SSGİ ler ile tedavi olan üç depresyon hastasında kleptomanik davranışın ortaya çıkmasıdır (Kindler ve ark. 1997). Literatürde essitalopramın kleptomanide etkinliğini araştıran açık etiketli bir çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmada 20 olgu essitalopram ile tedavi edilmişlerdir. Olguların %79 unda çalma davranışında düzelme bildirilmiştir. Bu çalışmada tedaviye yanıt verenler araştırmaya tedavileri ilaç veya plasebo olacak şekilde devam etmiştir. Bu devam sürecindeki çift kör dönemde ilaç alanların %43 ünün ve plasebo alanların %50 sinin tedaviye yanıtsızlık gösterdiği saptanmıştır. Bu oranlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamış ve gerçek bir ilaç etkisi gösterilememiştir (Koran ve ark. 2007). SSGİ ler dışında trisiklik ve tetrasiklik ilaçların da kullanımı ile ilgili olgu sunumları literatürde yer almaktadır. Trazodona yanıt veren ve vermeyen olgular, imipramine yanıtsız fakat desipramine yanıt veren olgular ve nortriptiline yanıt veren bir olgu literatürde yer almaktadır. Diğer yandan kombinasyonlar da denenmiştir. İmipramin ve lityum kombinasyonu ve fluoksetin ve lityum kombinasyonları ile başarılı yanıtlar bildirilmiştir (McElroy ve ark. 1991). Amitriptilin ile perfenazin kombinasyonunun ve manik özelliği de olan bir hastada valproat ile fluvoksamin kombinasyonlarının başarılı sonuçları bildirilmiştir fakat valproat ile klomipramin kombinasyonu ile tedavi başarısız olmuştur (Kmetz ve ark. 1997, Fishbain 1988). Opioid antagonistleri dürtüsellikle ilişkili bozukluklarda faydalı bulunmuştur. Madde bağımlılığı ve dürtü kontrol bozukluğu tanısı alan olgularda kullanılmaktadır. Bu nedenlerle, kleptomani farmakoterapisinde diğer önemli bir yaklaşım opioid antagonistleri olmaktadır. Kleptomaninin bağımlılık spektrumu ile olası ilişkisi tedavide opioid antagonistlerinin denenmesine yol açmıştır. Opioid antagonistlerinin dolaylı olarak dopamin sistemini etkileyerek etkinlik gösterdikleri ve kleptomanide gözlenen öznel haz ve istekleri etkilediği düşünülmektedir. Naltreksonun etkisinin ventral tegmental alan ve prefrontal kortekste dopamin salınınımını inhibe etmesi ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ventral tegmental alanın beynin ödül merkezi olduğu ve hayvan çalışmalarında bu alanın uyarılmasının öznel haz, dürtü ve aşerme ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur (Grant ve Kim 2002b). En sık kullanılan opioid antagonisti nalt- 1096

9 reksondur. Naltrekson uzun etkili Mü, Kappa ve Lambda reseptörlerinin yarışmalı opioid antagonistidir. Bir çalışmada içlerinden birinin kleptomanik olduğu 15 dürtü kontrol bozukluğu hastasında naltrekson günlük mg dozlarda dürtüleri engellemede başarılı olmuş ve iyi tolere edilmiştir (Kim 1998). Literatürde bu ilaç grubunun kleptomanideki etkinliğini gösteren olgu sunumları bulunmaktadır, naltreksona hem erişkinlerde ve hem de ergenlerde başarılı tedavi yanıtları bildirilmiştir (Grant ve Kim 2002a). Açık etiketli bir çalışmada kleptomanisi olan 10 hastanın sekizinin naltrekson tedavisi ile 12 haftalık süreçte çalma dürtülerinde anlamlı düzeyde azalma olduğu ve %20 sinin ise belirtilerde tam remisyon gösterdikleri bildirilmiştir (Grant ve Kim 2002b). Geriye dönük bir çalışmada üç yıl süre ile naltreksonun monoterapi olarak 17 kleptomanik hastanın dörtte üçünden fazlasının çalma dürtülerinde azalma olduğu ve % 41.1 inin çalmayı kestiği belirlenmiştir (Grant 2005). Dannon ve arkadaşları (1999) iki kleptomani tanısı almış olgunun tedavisinde naltreksonu başarı ile kullandıklarını rapor etmişlerdir. Her iki olguda da kleptomanik davranışın tedavisinin sağlandığı ve remisyon ile sonuçlandığı bildirilmiştir. Ayrıca hastalarda çok düşük bir yan etki profili gözlenmiştir. Bu olgular vasıtası ile yazarlar naltreksonun ventral tegmental alan-nükleus akumbens ve medial orbital frontal korteks devreleri arasında etki ederek dürtü kontrol bozukluklarında zorlanma belirtilerini azaltarak etki edebileceğini ayrıca naltreksonun ek olarak dürtü kontrol bozukluklarında görülen öznel haz alma yaşantısına yol açarak etkisini gösterdiği yorumuna gidilmiştir. Kleptomaninin farmakolojik tedavisi yukarıda bildirilen olgu sunumları ve az sayıdaki çalışmaların ışığında hala karmaşıklığını sürdürmektedir. Bu farmakolojik tedavi yaklaşımındaki zorluğun diğer bir nedeni de kleptomani belirtilerinde görülen klinik heterojenitedir. Dolayısı ile kleptomani farmakoterapisinde kleptomaninin alt tipinin belirlenmesi tedavi yaklaşımlarını da belirleyecektir. Kleptomaniye eşlik eden duygudurum semptomlarının varlığında mani ve depresyonla ilişkili kleptomani olgularında hastalar duygudurum düzenleyicileri ve antidepresanların kullanımından fayda görebilirler. Mağaza hırsızlığı için aşeren ve ailesinde madde kullanım bozukluğu öyküsü bulunanlarda opioid antagonisti olan naltrekson kullanılabilir. Diğer yandan kleptomani belirtileri dürtüsellik ve dikkat eksikliği ve /hiperaktivite bulguları ile birlikte seyredenlerde ise uyarıcılar etkili olabilir (Grant 2006) Trikotillomani Trikotillomani tedavisinde çok çeşitli ilaçlar kullanılmıştır. 7 randomize çalışmanın 6 sı kontrollüdür. Bu çalışmalar küçük örneklemli çalışmalardır. Olgu bildirimleri çoğunluktadır. Uzun dönemli takip verileri bulunmamaktadır. Hastaların kendi kendini değerlendirme ölçeklerine dayanmakta, tedaviyi ret ve bırakma ile ilgili bilgiler eksiktir. Randomize, kontrollü 6 çalışmanın 5 inde antidepresan ilaçların etkinliği araştırılmıştır. Ondört kadın hastayı içeren klomipramin ile desipraminin karşılaştırıldığı çift kör çapraz karşılaştırılmalı çalışmada saç yolma belirtisinin tek başına klomipramin kullanan grupta önemli oranda azaldığı belirtilmiştir (Swedo ve ark. 1989). Trikotillomani tedavisinde SSGİ lerin etkili olduğunu gösteren kanıtlar bulunmaktadır (Lancu ve ark.1996, Ravindran ve ark.1999, Stein ve ark.1997). Trikotillomaninin etiyolojisinde serotoninin rolünü ve OKB ile ilişkisini kısmen destekleyen çalışmalar vardır (Ferra ve ark.2006). Plasebo kontrollü çift kör bir çalışmada ise, fluoksetinin trikotillomaninin belirtile- 1097

10 rinin tedavisinde etkisiz olduğu sonucu elde edilmiştir ( Christenson ve ark.1991c). Fluoksetin dozunun 80mg /gün olarak düzenlendiği plasebo ile karşılaştırılmalı bir çalışmada da anlamlı farklılık saptanmamıştır (Streichenwein ve Thornby 1995). Bradford ve Gratzer (1995) sertralin tedavisi ile olumlu sonuçlar elde ettiklerini olgu sunumu biçimindeki çalışmalarında bildirmişlerdir. Stein ve arkadaşları da (1997) 14 trikotillomanili olgu ile yürüttükleri 12 haftalık açık izlem çalışmalarında 2 haftalık aralıklarla kademeli şekilde arttırarak 60 mg/ gün sitalopram tedavisi alan olgularda biri çalışma dışında kalan hasta dışında tümünde iyileşme elde etmişlerdir. Ancak randomize çift kör plasebo kontrollü bir çalışmada, 31 trikotillomanili olguda sertralinin plaseboya üstün olmadığı bildirilmiştir (Dougherty ve ark. 2006). Küçük örneklemli bir çalışmada essitalopramın trikotillomani tedavisinde etkili olabileceği belirtilmiştir (Gadde ve ark. 2007). Çalışmalarda kullanılan antidepresan dozların OKB tedavisine benzer şekilde antidepresan dozun 2-3 katı olduğu dikkat çekicidir. Trikotillomani tedavisinde lityumun etkili olduğundan söz edilmektedir yılında yapılan bir çalışmada 10 trikotillomani hastasına 2-14 ay süreyle mg/gün dozlarda lityum verilmiş, 8 hastanın saçlarını daha az kopardığı belirlenmiştir (Christenson ve ark.1991d). Topiramatın kullanıldığı açık pilot çalışmada etkili olduğu vurgulanmıştır( Lochner ve ark. 2006). Opioid antagonisti olan naltreksonun beyinde ilgili alanlarda endojen opioid reseptörlerine bağlanmayı önleyerek pozitif pekiştirmeyi azaltarak plasebodan üstün olduğu bildirilmiştir (Christenson ve ark. 1994b). Çocukluk dönemi başlangıçlı trikotillomaninin tedavisi ile ilgili olarak açık pilot bir çalışmada da naltreksonun etkili olduğu sonucu elde edilmiştir (De Sousa 2008). Birçok olgu çalışmasında antidepresanlara (SSGİ) düşük dozlarda atipik antipsikotiklerin (olanzapin, risperidon) eklenmesinin de yararlı olduğu bildirilmiştir (Epperson ve ark. 1999, Gabriel 2001, Şenturk ve Tanriverdi 2002, Pathak ve ark. 2004). SSGİ lere yanıt vermeyen bir hastada tedaviye bir dopamin blokörü olan pimozid eklemenin iyileşmeye neden olabileceği belirtilmiştir (Stein ve Hollander 1992). Haloperidolun trikotillomani tedavisinde etkili olduğu ifade edilmiştir (Van Ameringen ve ark. 1999). Khouzam ve ark.(2002) de atipik antipsikotik olan ketiapinin trikotillomanide kullanımı ve tedavi yanıtlarını araştırdıkları çalışmalarında mg/ gün ketiapin kullanımının trikotillomani belirtilerini kontrol etmede etkili olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Gupta ve Gupta (2000) da 3 trikotillomanili olgu ile yaptıkları çalışmalarında olanzapin kullanımı ile belirtilerin kontrol edildiğini belirtmişlerdir. Başka bir çalışmada da, olanzapin monoterapisinin yararlı olabileceği gösterilmiştir (Stewart ve Nejtek 2003). Atipik antipsikotiklerden aripiprazol ile yapılan bir çalışmada da trikotillomani tedavisinde kullanılabileceği belirtilmiştir ( Jefferys ve Burrows 2008). SSGİ lerin dışında trikotillomani tedavisinde venlafaksin ve duloksetin in etkinliğinin araştırılması gereklidir. Topikal steroidler, hidroksizin hidroklorür, antihistaminik özelliği olan anksiyolitikler de kullanılabilmektedir. 12 ergen olgunun 4 haftalık tedavisi sırasında kullanılan 30 mg/gün hidroksizin hidroklorürün etkili olduğu bildirilmiştir (Özcan ve ark. 2003). Opiod antagonistleri ve glutamaterjik ajanların araştırılması da yararlı olacaktır. Açık çalışmalarda farmakoterapi ile elde edilen tedavi başarısının uzun dönemde devam etmediğini gösteren veriler giderek artmaktadır (Bloch ve ark. 2007, Iancu ve ark.1996, Pollard ve ark. 1991). 1098

11 Trikotillomaninin psikofarmakolojik tedavi yaklaşımları ile ilgili son yıllarda çalışmaların sayısı giderek artmış olsa da, daha geniş olgu örnekleminin olduğu, uzun dönemli izlemleri içeren, kontrollü çalışmalara gereksinim duyulduğu gayet açıktır Piromani Piromanide ilaç tedavisi ile ilgili bilgiler çok sınırlıdır. Bu hastalarda eşlik eden diğer psikiyatrik hastalıkların tedavisi dışında özgül bir tedavi yöntemi henüz saptanmış değildir. Literatürde bu konu ile ilgili yapılmış kontrollü herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Elimizdeki bulgular daha çok olgu bildirimlerinden kaynaklanmaktadır. Grant (2006), piromani tanısı koyduğu 18 yaşındaki bir hastanın bilişsel davranışçı terapi ile birlikte uygulanan topiramat tedavisine (75 mg/gün) yanıt verdiğini bildirmiştir. Kontrollü bir çalışma olmadığı için çok dikkatle değerlendirilmesi önerilen bu olguda, topiramatın BDT ile birlikte kortiko-mezolimbik dopamin işlevini düzenleyici etkisi ile piromani gibi davranışsal bağımlılık bozukluklarının tedavisinde etkili olabileceği ileri sürülmüştür. Grant ve arkadaşlarının (2007) bildirdiği 21 olguluk piromani çalışmasında, tedavi alan 14 hastanın tamamının çeşitli psikotrop ilaçlar kullanmış olduğu, fakat bunlardan sadece 2 sinde tedavinin özgül olarak piromaniye yönelik olduğu bildirilmiştir. Altı hastada piromanik dürtüler ya da davranışta kismi ya da tam remisyon gözlenmiştir. Kısmi ya da tam remisyona neden olan psikotrop ilaçlar topiramat, essitalopram (2 olguda), sertralin, fluoksetin ve lityumdu. Bu olguların 3 ünde piromani belirtileri tedavinin bırakılması sonrası yeniden ortaya çıktı. Tedaviye yanıt vermeyen 8 olgunun kullandığı ilaçlar arasında; fluoksetin, valproik asit, lityum, sertralin, olanzapin, sitalopram, essitalopram ve klonazepam bulunmaktaydı. Parks ve arkadaşları (2005) psikotik belirtileri ve epileptik nöbetleri olan evsiz 20 yaşındaki piromanik erkek bir hastada, sodyum valproat (800 mg/gün) ve olanzapin (10mg /gün) tedavisi ile psikotik belirtilerin düzeldiği, epileptik nöbetlerin tekrarlamadığını ve yangın çıkarma davranışının tamamen ortadan kalktığını bildirmiştir. Bourget ve Bradford (1987) ise ateşe fetişizmi olan, piromani ve cinsel parafili tanısı alan iki erkek hastanın antiandrojen tedavisine yanıt verdiğini aktarmıştır. Bunlar dışında, dürtü kontrol bozukluklarındaki olası etkinliklerine dayanılarak opioid antagonistlerinin (naltrekson, nalokson, nalmefen, levallorfan) piromanide etkin olabileceği öne sürülmüştür (Kim 1998) Sonuç Dürtü kontrol bozukluklarının tedavisine yönelik ilaç çalışmaları son yıllarda giderek artmaktadır. Bu artan ilginin bir sonucu olarak bu grupta yer alan bozuklukların bir kısmında SSGİ ler ve opioid antagonistlerinin etkili olabilecekleri bildirilmiş ve bazı çift kör sağlam yöntemi olan çalışmalarla bu tezler desteklenmiştir. Bozuklukların nispeten nadir görülmesi ya da hastalar tarafından açığa vurulmaması mevcut çalışmalarda olgu sayısının oldukça az sayıda kalmasına neden olmaktadır. Hekimler arasında farkındalığı arttıracak bozuklukların klinik özellikleri ve gidişinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak tanımlayıcı ve eğitici çalışmaların artması bu bozuklukların tedavi arayışına yeni bir ivme kazandıracaktır. 1099

12 1100 Kaynaklar Black DW (2004) An open-label trial of bupropion in the treatment of pathological gambling. J Clin Psychopharmacol, 24: Black DW, Arndt S, Coryell WH ve ark. (2007) Bupropion in the treatment of pathological gambling: a randomized, double-blind, placebo-controlled, flexible-dose study. J Clin Psychopharmacol, 27: Black DW, Shaw M, Forbush KT ve ark. (2007) An open-label trial of escitalopram in the treatment of pathological gambling. Clin Neuropharmacol, 30: Blanco C, Petkova E, Ibanez A ve ark. (2002) A pilot placebo-controlled study of fluvoxamine for pathological gambling. Ann Clin Psychiatry, 14:9-15. Bohne A, Keuthen N, Wilhelm S (2005) Pathologic hairpulling, skin picking, and nail biting. Ann Clin Psychiatry, 17: Bourget D, Bradford J (1987). Fire fetishism, diagnostic and clinical implications: a review of two cases. Can J Psychiatry 32, Bradford JM, Gratzer TG (1995) A treatment for impulse control disorders and paraphilia: a case report. Can J Psychiatry 40:4-5. Christenson GA, Crow SJ, Machenzie TB (1994b) A placebo-controlled, double-blind study of naltrexone for trichotillomani. Paper presented at the 147 th annual meeting of the American Psychiatric Association, Philadelphia, PA. Christenson GH, Machenzie TB, Mitchell JE (1991a) A placebo-controlled, double-blind cros- over study of fluoxetine in trichotillomania. Am J Psychiatry 148: Christenson GA, Machenzie TB, Mitchell JE (1994a) Adult men and women with trichotillomania. A comparison of male and female characteristics. Psychosomatics 35: Christenson GA, Pophin MK, Machenzie TB ve ark. (1991b) Lithium treatment of chronic hair pulling. J Clin Psychiatry 52: Coccaro EF (2000) Intermittent explosive disorder. Current Psychiatry Reports 2: Coccaro EF (2003) Intermittent explosive disorder: Taming temper tantrums in the volatile, impulsive adult. Current Psychiatry 2: Coccaro EF, Danehy M (2006) Intermittent explosive disorder. In Clinical Manual of Impulse Control Disorders (Eds E Hollander, DJ Stein), 1st ed., American Psychiatric Publishing, Arlington, pp Coccaro EF, Kavoussi RJ (1997) Fluoxetine and impulsive aggressive behavior in personality disordered subjects. Arch Gen Psychiatry 54: Cowdry RW, Gardner DL (1988) Pharmacotherapy of borderline personality disorder: alprazolam, carbamazepine, trifluoperazine, and tranylcypromine. Arch Gen Psychiatry 45: Crockford DN, el-guebaly N (1998) Naltrexone in the treatment of pathological gambling and alcohol dependence. Can J Psychiatry, 43:86. Dannon PN, Iancu I, Grunhaus L (1999) Naltrexone treatment in kleptomanic patients. Hum Psychopharmacol 14: Dannon PN, Lowengrub K, Aizer A ve ark. (2006) Pathological gambling: Comorbid psychiatric diagnoses in patients and their families. Isr J Psychiatry Relat Sci 43: Dannon PN, Lowengrub K, Musin E ve ark. (2005) Sustained-release bupropion versus naltrexone in the treatment of pathological gambling. A preliminary blind-rater study. J Clin Psychopharmacol 25: Dannon PN, Lowengrub K, Musin E ve ark. (2007) 12-month follow-up study of drug treatment in pathological gamblers. A primary outcome study. J Clin Psychopharmacol 27: DeSousa A (2008) An open-label pilot study of naltrexone in childhood-onset trichotillomania. J Child Adolesc Psychopharmacol, 18: Dougherty DD, Loh R, Jenike MA ve ark. (2006) Single modality versus dual modality treatment for trichotillomania: Sertraline, behavioral therapy, or both? J Clin Psychiatry 67: Epperson CN, Fasula D, Wasylink S ve ark. (1999) Risperidone addition in serotonin reuptake inhibitor-resistant trichotillomania: three cases. J Child Adolesc Psychopharmacol 9:43-49.

13 Feder (1999) Treatment of intermittent explosive disorder with sertraline in 3 patients. J Clin Psychiatry 60: Ferra YA, Almeida VP, Bedin RN ve ark. (2006) Impulsivity and compulsivity in patients with trichotillomania or skin picking compared with patients with obsessive-compulsive disorder.compr Psychiatry, 47 : Fishbain DA (1988) Kleptomanic behavior response to perphenazine-amitriptyline HCL combination. Can J Psychiatry, 33: Fong T, Kalechstein A, Bernhard B ve ark. (2008) A double-blind, placebo-controlled trial of olanzapine fort he treatment o videopoker pathological gamblers. Pharmacol Biochem Beh, 89: Gabriel A (2001) A case of resistant trichotillomania treated with risperidone-augmented fluvoxamine. Can J Psychiatry, 46: Gadde KM, Wagner HR, Connor KM ve ark (2007) Escitalopram treatment of trichotillomania. Int Clin Psychopharmacol, 22: Grant JE (2005) Outcome study of kleptomania patients treated with naltrexone: a chart review. Clinical Neuropharmacol, 28,: Grant JE (2006) SPECT imaging and treatment of pyromania. J Clin Psychiatry 67, 998. Grant JE (2006) Understanding and treating kleptomania: new models and new treatments. Isr J Psychiatry Relat Sci, 43: Grant JE, Kim SW (2002a) Adolescent kleptomania treated with naltrexone:a case report. Eur Child Adolesc Psychiatry, 11: Grant JE, Kim SW (2002b) An open-label study of naltrexone in the treatment of kleptomania. J Clin Psychiatry, 63: Grant JE, Kim SW (2002c) Clinical characteristics and associated psychopathology of 22 patients with kleptomania. Compr Psychiatry, 43: Grant JE, Kim SW (2007) Clinical characteristics and psychiatric comorbidity of pyromania. J Clin Psychiatry 68: Grant JE, Kim SW, Hartman BK (2008) A double-blind, placebo-controlled study of the opiate antagonist naltrexone in the treatment of pathological gambling urges. J Clin Psychiatry, 69: Grant JE, Kim SW, Potenza MN ve ark (2003) Paroxetine treatment of pathological gambling: a multi-centre randomized controlled trial. Int Clin Psychopharmacol 18: Grant JE, Potenza MN (2004) Impulse control disorders: clinical characteristics and pharmacological management. Ann Clin Psychiatry: 16, Grant JE, Potenza MN (2006) Escitalopram treatment of pathological gambling with co-occuring anxiety: an open-label pilot study with double-blind discontinuation. Int Clin Psychopharmacol, 21: Grant JE, Potenza MN, Hollander E ve ark (2006) Multicenter investigation of the opioid antagonist nalmefene in the treatment of pathological gambling. Am J Psychiatry, 163: Gulli LF, Nasser B (2002) Intermittent Explosive Disorder. In Gale Encylopedia of Mental Disorders, Thomson, Gale. Gupta MA, Gupta AK (2000) Olanzapine is effective in the management of some self-induced dermatoses: Three case reports. Cutis, 66: Haller R, Hinterhuber H (1994) Treatment of pathological gambling with carbamazepine. Pharmacopsychiatry, 27:129. Hocaoğlu Ç, Kandemir G (2004) Kleptomani tedavisinde seçici serotonin gerialım engelleyicisi (SSGİ) kullanımı: Üç olgunun sunumu. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 14: Hollander E, Berlin H, Stein DJ (2008) Impulse-Control Disorders Not Elsewhere Classified. In Textbook of Psychiatry (Eds. RE Hales, SC Yudofsky, GO Gabbard), 5th ed. American Psychiatric Publishing, Arlington VA, pp Hollander E, DeCaria CM, Finkell JN ve ark. (2000) A randomized double-blind fluvoxamine/placebo crossover trial in pathological gambling. Biol Psychiatry, 47: Hollander E, DeCaria CM, Mari E ve ark (1998) Short-term single-blind fluvoxamine treatment of pathological gambling. Am J Psychiatry, 155:

14 Hollander E, Pallanti S, Allen A ve ark. (2005) Does sustained-release lithium reduce impulsive gambling and affective instability versus placebo in pathological gamblers with bipolar spectrum disorders? Am J Psychiatry, 162: Hollander E, Tracy KA, Swann AC ve ark. (2003) Divalproex in the treatment of impulsive aggression: efficacy in cluster B personality disorders. Neuropsychopharmacology 28: Iancu I, Weizman A, Kindler S ve ark. (1996) Serotonergic drugs in trichotillomania: treatment results in 12 patients. J Nerv Ment Dis,184: Jefferys D, Burrows G (2008) Reversal of trichotillomania with aripiprazole. Depr Anxiety, 25: Jenkins SC, Maruta T (1987) Therapeutic use of propranolol for intermittent explosive disorder. Mayo Clin Proc 62: Kemph JP, DeVane CL, Levin GM ve ark. (1993) Treatment of aggressive children with clonidine: results of an open pilot study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 32: Kim SW (1998) Opioid antagonists in the treatment of impulse-control disorders. J Clin Psychiatry, 59: Kim SW, Grant JE (2001) An open naltrexone treatment study in pathological gambling disorder. Int Clin Psychopharmacol, 16: Kim SW, Grant JE, Adson DE (2001) Double-blind naltrexone and placebo comparison study in the treatment of pathological gambling. Biol Psychiatry, 49: Kim SW, Grant JE, Adson DE ve ark. (2002) A double-blind placebo-controlled study of the safety of paroxetine in the treatment of pathological gambling. J Clin Psychiatry, 63: Kindler S, Dannon PN, Iancu I ve ark. (1997) Emergence of kleptomania during treatment for depression with serotonin selective reuptake inhibitors. Clin Neuropharmacol, 20: Kmetz GF, McElroy SL, Collins DJ (1997) Response of kleptomania and mixed mania to valproate. Am J Psychiatry, 154: Koran LM, Aboujaoude EN, Gamel NN (2007) Escitalopram treatment of kleptomania: an open-label trial followed by double-blind discontinuation. J Clin Psychiatry, 68: Kraus JE (1999) Treatment of kleptomania with paroxetine. J Clin Psychiatry, 60, 793. Lepkifker E, Dannon PN, Ziv R ve ark. (1999) The treatment of kleptomania with serotonin reuptake inhibitors. Clin Neuropharmacol, 22: Links PS, Steiner M, Boiago I ve ark. (1990) Lithium therapy for borderline patients: preliminary findings. J Pers Disord 4: Lochner C, Seedat S, Niehaus DJ ve ark. (2006) Topiramate in the treatment of trichotillomania: an open-label pilot study. Int Clin Psychopharmacol, 21: Mattes JA (1990) Comparative effectiveness of carbamazepine and propranolol for rage outbursts. J Neuropsychiatry Clin Neurosci 2: Mattes JA (2005) Oxcarbazepine in patients with impulsive aggression: a double-blind,placebo-controlled trial. J Clin Psychopharmacol 25: Mattes JA (2008) Levetiracetam in patients with impulsive aggression: a double-blind, placebo-controlled trial. J Clin Psychiatry 69: McElroy SL, Nelson EB, Welge JA ve ark. (2008) Olanzapine in the treatment of pathological gambling: a negative randomized placebo-controlled trial. J Clin Psychiatry, 69: McElroy SL, Pope HG, Hudson JI ve ark. (1991) Kleptomania: a report of 20 cases. Am J Psychiatry, 148: McElroy SL, Soutullo CA, Beckman DA ve ark. (1998) DSM-IV intermittent explosive disorder: a report of 27 cases. J Clin Psychiatry 59: Meroni MC, Lo Giudice A, Kotzalidis GD ve ark. (2004) Improvement of pathological gambling symptoms after administration of sertralin: A case report. J Clin Psychopharmacol, 24: Nomikos GG, Damsma G, Wenkstern D ve ark. (1992) Effects of chronic bupropion on interstitial concentrations of dopamine in rat nucleus accumbens and striatum. Neuropsycopharmacology, 7:7-14. Olvera RL (2002) Intermittent explosive disorder: epidemiology, diagnosis and management. CNS Drugs 16:

15 Özcan YD, Özcan H, Ensari H (2003).Trikotillomani tedavisinde hidroksizin in etkinliği: Bir açık çalışma. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 13: Padala PR, Madaan V, Satar SP (2007) Bupropion therapy for pathological gambling. Ann Pharmacotherapy 41:529. Pallanti S, Quercioli L, Sood E ve ark. (2002) Lithium and valproat treatment of pathological gambling: a randomized single-blind study. J Clin Psychiatry, 63: Parks RW, Green RDJ, Girgis S ve ark. (2005) Response of pyromania to biological treatment in a homeless person. Neuropsychiatric Disease and Treatment 1: Pathak S, Danielyan A, Kowatch RA (2004) Successful treatment of trichotillomania with olanzapine augmentation in an adolescent. J Child Adolesc Psychopharmacol,14: Pollard CA, Ibe IO, Krosanher DN ve ark. (1991) Clomipramine treatment of trichotillomania: a follow-up report on four cases. J Clin Psychiatry, 52: Ravindran AV, Lapierre YD, Anisman H (1999) Obsessive-compulsive spectrum disorders: Effective treatment with paroxetine. Can J Psychiatry, 44: Reist C, Nakamura K, Sagart E ve ark. (2003) Impulsive aggressive behavior: open-label treatment with citalopram. J Clin Psychiatry 64: Saiz-Ruiz J, Blanco C, Ibanez A ve ark (2005) Sertraline treatment of pathological gambling: a pilot study. J Clin Psychiatry, 66: Senturk V, Tanriverdi N (2002) Resistant trichotillomania and risperidone. Psychosomatics, 43: Sheard M, Manini J, Bridges C ve ark. (1976) The effect of lithium on impulsive agressive behavior in man. Am J Psychiatry 133: Soloff PH, Cornelius J, Anselm G ve ark. (1993) Efficacy of phenelzine and haloperidol in borderline personality disorder. Arch Gen Psychiatry 50: Soloff PH, George A, Nathan RS ve ark. (1986) Paradoxical effects of amitriptyline in borderline patients. Am J Psychiatry 143: Stein DJ, Bouwer C, Maud CM (1997) Use of the selective serotonin reuptake inhibitor citalopram in treatment of trichotillomania. Eur Arch Psychiatry Clin Neurosci, 247: Stein DJ, Hollander E (1992) Low-dose pimozide augmentation of serotonin reuptake blockers in the treatment of trichotillomania. J Clin Psychiatry, 53: Stewart RS, Nejtek VA (2003) An open-label, flexible-dose study of olanzapine in the treatment of trichotillomania. J Clin Psychiatry,64: Streichenwein SM, Thornby JI (1995) Along-term, double-blind, plasebo controlled crossover trial of the efficacy of fluoxetine for Trichotillomania. Am J Psychiatry, 152: Swedo SE, Leonard HL, Rapaport JL (1989) A double-blind comparison of clomipramine and desimipramine in the treatment of trichotillomania. NEJM, 321: Tamam L (2007) Başka Türlü Sınıflandırılmamış Dürtü Kontrol Bozuklukları. Köroğlu E, Güleç C, Şenol S (Ed.) Psikiyatri Temel Kitabı. MedicoGraphics Matbaası, Ankara. Tamam L (2008) Dürtü kontrol bozuklukları. Güncel Psikiyatri Temel Kitabında (Ed E Işık, E Taner, U Işık) 1.baskı, Analiz, Ankara. Van Ameringen M, Mancini C, Oakman JM ve ark. (1999) The potential role of haloperidol in the treatment of trichotillomania. J Affect Disord, 56: Volkow ND, Wang GJ, Fowler JS ve ark (1999) Prediction of reinforcing responses to psychostimulants in humans by brain dopamine D 2 receptor levels. Am J Psychiatry, 156: Zack M, Poulos CX (2007) A D 2 antagonist enhances the rewarding and priming effects of a gambling episode in pathological gamblers. Neuropsychopharmacology, 32: Zanarini MC, Frankenburg FR (2001) Olanzapine treatment of female borderline personality disorder patients: a double-blind, placebo-controlled pilot study. J Clin Psychiatry 62: Zimmerman M, Bren RB, Posternak MA (2002) An open-label study of citalopram in the treatment of pathological gambling. J Clin Psychiatry, 63:

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur. Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur. Travma Sonrası Stres Bozukluğu Askerî Harekâtlar Sonrası Ortaya Çıkan Olguların Tedavisi Bir asker, tüfeğini

Detaylı

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya

Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar. Doç Dr Selim Tümkaya Anksiyete Bozukluklarının Tedavisinde Antidepresanlar Doç Dr Selim Tümkaya ANKSİYETE BOZUKLUKLARI Anksiyete bozukluklarının yaşam boyu prevalansı yaklaşık %29 dur. Kessler ve ark 2005 Uzunlamasına çalışmalar

Detaylı

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi Dr. Berker Duman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri AD, Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları

Detaylı

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ Sosyal Anksiyete Bozukluðunun Farmakolojik Tedavisi Dr. Ali ÖZGEN*, Prof. Dr. Sunar BÝRSÖZ* Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ ortamýnda toplumla iliþkide bulunma yeteneklerini direkt etkileyen

Detaylı

Kleptomanide Tedavi Seçenekleri Treatment Options in Kleptomania

Kleptomanide Tedavi Seçenekleri Treatment Options in Kleptomania PSIKIYATRIDE GÜNCEL YAKLAȘIMLAR-CURRENT APPROACHES IN PSYCHIATRY 2009; 1:1-10 Kleptomanide Tedavi Seçenekleri Treatment Options in Kleptomania Okan Çalıyurt 1, Lut Tamam 2 1 Doç. Dr., Trakya Üniv. Tıp

Detaylı

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN Depresyonda Güncel Tedaviler Doç. Dr. Murat ERKIRAN Akış Major depresif bozuklukta yeni antidepresanlar Major depresif bozukluk tedavisi Psikotik özellikli depresyon tedavisi Geliştirme aşamasında olan

Detaylı

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo OKB DE KOMORBİDİTE Komorbiditenin değerlendirilmesi klinisyen için çok önemli. Komorbid durumların varlığı hastalığın klinik seyrini,

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ 6 Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com Doç. Dr. Cem GÖKÇEN in katkılarıyla BPB Manik ve depresif durumlar arasında

Detaylı

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Obsesif Kompulsif Bozukluk Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5. Sınıf Dersi Sunum Akışı Tanım Epidemiyoloji Klinik özellikler Tanı ölçütleri Nörobiyoloji

Detaylı

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi Yavuz Ayhan, Ayşe Elif Anıl Yağcıoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Araştırmacı Danışman Konuşmacı

Detaylı

Dirençli obsesif kompulsif bozukluklu hastalarda tedaviye olanzapin eklenmesi 1

Dirençli obsesif kompulsif bozukluklu hastalarda tedaviye olanzapin eklenmesi 1 Atmaca ve ark. 215 Dirençli obsesif kompulsif bozukluklu hastalarda tedaviye olanzapin eklenmesi 1 Murad ATMACA, 2 Murat KULOĞLU, 2 A.Ertan TEZCAN 3 ÖZET Amaç: Serotonin geri alım inhibitörleri (SGİ),

Detaylı

Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete Bozuklukları 10. Bölüm Anksiyete Bozuklukları Nurgül Özpoyraz, Lut Tamam Temel Hedefler Anksiyete bozukluğunun iki uçlu bozukluk ile birlikte bulunması belirtilerin karmaşıklaşmasına, kötü gidişe, sağaltıma yanıtın

Detaylı

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI Yrd. Doç. Dr. Faruk KILIÇ Süleyman Demirel Üniversitesi Psikiyatri AD Sağaltımdaki Temel Hedefler Ağır seviye depresyon: Depresyon tanı ölçütlerinde belirtilen semptomlardan

Detaylı

Paroksetin ve Depresyon

Paroksetin ve Depresyon Paroksetin ve Depresyon Nevzat Yüksel 1 1 Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara Giriþ Genel toplumda major depresyon yaygýnlýðý %3-5 kadardýr. Bazý araþtýrmalarda bu

Detaylı

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri Lityum psikiyatri 1950 1980lerde lityum bazı antikonvülzanlara benzer etki Ayrı ayrı ve yineleyen nöbetler şeklinde ortaya çıkan manik depresyon ve epilepsi Böylece

Detaylı

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010:

Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010: Kurum ve Kuruluşlarla İlişki Bildirimi Araştırmacı olarak: 2008: Janssen Cilag 2009: Janssen Cilag 2010: Janssen Cilag Danışmanlık: 2008: 2009: 2010: Konuşmacı olarak: 2008: 2009: 2010: RASYONEL ANTİDEPRESAN

Detaylı

Dürtüsellik ve Tedavisi Impulsivity and Its Treatment

Dürtüsellik ve Tedavisi Impulsivity and Its Treatment Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2012; 4(3):293-314 doi:10.5455/cap.20120418 Dürtüsellik ve Tedavisi Impulsivity and Its Treatment Pınar Güzel Özdemir, Yavuz Selvi, Adem

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ-5. ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ-5 ANTİDEPRESANLAR Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com DEPRESYONUN NÖROKİMYASI Dopamin Çok az olumlu afekt (mutluluk, neşe, ilgi, haz, uyanıklı,

Detaylı

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme

Az sayıda ilaç. Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması. Hastayı bilgilendirme İzleme Temel farmakoterapi ilkeleri Az sayıda ilaç Daha önce kullanılan veya ailede kullanılan ilaç Uzun süreli koruyucu kullanım İlaç değişiminin uzun sürede olması Psikolojik desteğin de sağlanması Hastayı

Detaylı

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şizofreniye bağlı davranım bozuklukları bireyi ve toplumları olumsuz etkilemekte Emosyonları Tanıma Zorluğu Artmış İrritabilite Bakımverenlerin

Detaylı

Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır.

Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır. 1 2 + Nöroloji servisine yatan hastalarda yüksek oranda psikiyatrik hastalıklar görülür. Prevalans %39-64 arasındadır. + + Üçüncü basamak nöroloji yataklı servisinde psikiyatrik görüşme ile tespit edilen

Detaylı

OKB tedavisinde güncel psikofarmakolojik yaklaşımlar

OKB tedavisinde güncel psikofarmakolojik yaklaşımlar OKB tedavisinde güncel psikofarmakolojik yaklaşımlar D O Ç. D R. E R H AN E R T EKİN İ. Ü. İ S TA NBUL T ı P FA KÜ LT ES I P S I K I YAT R I A N A BI L I M D A L ı P S I KO N E V R OZ - P S I KOT E R A

Detaylı

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 AÇIKLAMA 2012-2017 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok Olgu 60 yaşında kadın, evli, 2 çocuğu var,

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA KOMBİNASYON TEDAVİLERİ. Dr.Nesrin DİLBAZ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara AMATEM

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA KOMBİNASYON TEDAVİLERİ. Dr.Nesrin DİLBAZ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara AMATEM ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA KOMBİNASYON TEDAVİLERİ Dr.Nesrin DİLBAZ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ankara AMATEM Anksiyete Bozuklukları Spesifik Fobiler Panik bozukluk Agorafobi Sosyal Anksiyete

Detaylı

Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması

Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması 6. ULUDAĞ NÖROLOJİ GÜNLERİ Mart 2011 - BURSA Nöropatik Ağrı Tedavi Algoritması Dr. Aslı Tuncer Kurne Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nöropatik Ağrı -Tanım Somatosensorial sistemi

Detaylı

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar

Antidepresanlar. Duygu durumu dengeleyici ilaçlar. Timoleptik ilaçlar Antidepresanlar Duygu durumu dengeleyici ilaçlar Timoleptik ilaçlar Ebru Arıoğlu İnan, PhD Dersin hedefleri: 1. Depresyonu tanımlamak 2. Depresyona bağlı olarak sinir ucunda nörotransmitterlerdeki değişimleri

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989 Adı Soyadı: Mehmet Emin Ceylan Doğum Tarihi: 25 08 1956 Unvanı: Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Diploması Lisans Eğitimi Sivas Tıp Fakültesi Hacettepe Tıp Fakültesi Cumhuriyet

Detaylı

Sosyal Anksiyete Bozukluğunda Tedavi Başarısı Yanıt ve Yanıtsızlığın Belirleyicileri

Sosyal Anksiyete Bozukluğunda Tedavi Başarısı Yanıt ve Yanıtsızlığın Belirleyicileri Sosyal Anksiyete Bozukluğunda Tedavi Başarısı Yanıt ve Yanıtsızlığın Belirleyicileri Prof.Dr.Hatice Özyıldız Güz Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD Ana Başlıklar SAB tedavisinde yanıta nasıl karar

Detaylı

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008 2009. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2008 2009 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK SİLAHLI ÇATIŞMA İLE İLİŞKİLİ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA DİĞER BİYOLOJİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Cemil ÇELİK Sunumun hedefleri Silahlı

Detaylı

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ağrı Hoş olmayan bir uyaran Duygusal Algısal Bilişsel ve davranışsal Biyopsikososyal

Detaylı

2012 2013 yılları İlişki Bildirimi

2012 2013 yılları İlişki Bildirimi MAJOR DEPRESİF BOZUKLUK TANISI ALAN ERGENLERDE REMİSYON SÜRESİ TEDAVİ İÇİN KULLANILAN İLAÇ SAYISI VE CİNSİYETTEN ETKİLENEBİLİR ANCAK EŞ TANI SAYISINDAN BAĞIMSIZ GÖRÜNMEKTEDİR: BİR ÖN ARAŞTIRMA Zehra Topal*,

Detaylı

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci Sunum Özeti Neden Ebeveynlerde Psikiyatrik Hastalıklar? Madde Bağımlılığı olan Hastaların Ebeveynlerinde

Detaylı

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ Hazırlayan: PSİKİYATRİ Anabilim Dalı 1 PSİKİYATRİ STAJI TANITIM REHBERİ Ders Kodu Dersin

Detaylı

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş,

3. Ulusal Bağımlılık Kongresi Poster Ödülleri Birincilik: Mır sal, H., Ö.A. Kalyoncu, Ö. Pektaş, ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı: YASİN GENÇ Doğum Tarihi: 03 Aralık 1976 EĞİTİM: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tıp Fakültesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp 1999 Fakültesi Y. Lisans

Detaylı

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi *Kenar İ. Ayşe Nur, **Sezai Üstün Aydın, *Alper Zıblak *Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Farmakolojik Ajanların Uyku Üzerine Etkisi. Dr. Sinan Yetkin

Farmakolojik Ajanların Uyku Üzerine Etkisi. Dr. Sinan Yetkin Farmakolojik Ajanların Uyku Üzerine Etkisi Dr. Sinan Yetkin 5-HT 5-HT 1A /5-HT 1D agonizm 5-HT 1A /5-HT 1B antagonizm 5-HT 2 agonizm 5-HT 2 antagonizm 5-HT 3 agonizm α 2 agonizm α 1 antagonizm α 2 antagonizm

Detaylı

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu D O K U Z E Y L Ü L Ü N I V E R S I T E S I N Ö R O L O J I A N A B I L I M D A L ı ( D a m l a Ç e l i k, Ö z l e m A k d o ğ a n, N u r h a k D e m i r, U l u

Detaylı

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. DEPRESYON-ANKSİYETE BOZUKLUKLARI İLE ALKOL BAĞIMLILIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ARAŞTIRILMASI Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M. ÖZET Alkol bağımlılığı ve diğer psikiyatrik

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

Anksiyete Bozukluklarına eşlik eden alkol madde kullanım bozukluğu tedavi yaklaşımları

Anksiyete Bozukluklarına eşlik eden alkol madde kullanım bozukluğu tedavi yaklaşımları Anksiyete Bozukluklarına eşlik eden alkol madde kullanım bozukluğu tedavi yaklaşımları Figen Karadağ Maltepe Üniversitesi tıp Fakültesi Psikiyatri AD 43000 yetişkin MKB olanları %17.7 sinde herhangi bir

Detaylı

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır. Lohusalık döneminde ruhsal hastalıklar: risk etkenleri ve klinik gidiş Doç.Dr. Leyla Gülseren 25 Eylül 2013 49. Ulusal

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA GİRİŞ: Yaygın anksiyete bozukluğu, birtakım olay ya da etkinliklerle ilgili olarak, bireyin denetlemekte zorlandığı,

Detaylı

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması

Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması Bipolar bozukluğun ve şizofreninin remisyon ve psikotik belirtili dönemlerindeki hastaların bilişsel işlevler açısından karşılaştırılması Deniz Ceylan, Berna Binnur Akdede, Emre Bora, Ceren Hıdıroğlu,

Detaylı

Dürtü Kontrol Bozuklukları. Dürtü Kontrol Bozuklukları (Devam) Kleptomani 30.03.2015. Kleptomani. Yard. Doç. Dr. Emrah SONGUR.

Dürtü Kontrol Bozuklukları. Dürtü Kontrol Bozuklukları (Devam) Kleptomani 30.03.2015. Kleptomani. Yard. Doç. Dr. Emrah SONGUR. Dürtü Kontrol Bozuklukları Dürtü Kontrol Bozuklukları Yard. Doç. Dr. Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Dürtü kontrol bozukluklarının (DKB) ortak özelliği;

Detaylı

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD 1 Psikiyatride İlaç Etkisinin Hastalık merkezli Modeli 2 Alternatif İlaç merkezli İlaç Modeli 3 Fiziksel Tedaviler Ve Hastalık merkezli Model 1 Psikiyatride

Detaylı

Uzm.Dr. Kayhan Bahalı. Çocuk Psikiyatri Birimi

Uzm.Dr. Kayhan Bahalı. Çocuk Psikiyatri Birimi Uzm.Dr. Kayhan Bahalı SB Mersin KD ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Psikiyatri Birimi 19.ANADOLU PSİKİYATRİ GÜNLERİ ESKİŞEHİR 2010 Araştırmacı: ( ) Açıklama 2008 2009 Danışman: ( ) Konuşmacı: ( )

Detaylı

Zor Durumlarda Tedavi Yaklaşımı (Psikotik Bozukluklar) Prof.Dr.Aslı SARANDÖL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Zor Durumlarda Tedavi Yaklaşımı (Psikotik Bozukluklar) Prof.Dr.Aslı SARANDÖL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Zor Durumlarda Tedavi Yaklaşımı (Psikotik Bozukluklar) Prof.Dr.Aslı SARANDÖL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Sunum Akış Tedaviye dirençli şizofreni kavramı Tedavi seçenekleri/klozapin

Detaylı

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ GİRİŞ Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB); hiperaktivite, dikkatsizlik,

Detaylı

ÇOCUK VE ERGENLERDE ANTİDEPRESAN İLAÇ KULLANIMI: ARTILAR VE EKSİLER Uzm Dr Betül Mazlum Erişkin psikiyatri hastalarında uzun zamandır yaygın olarak kullanılan antidepresan ilaçların çocuk ve ergen hastalarda

Detaylı

Araştırma Makalesi / Re se arch Ar tic le

Araştırma Makalesi / Re se arch Ar tic le 238 Araştırma Makalesi / Re se arch Ar tic le Doi: 10.4274/npa.y5934 Im pulse Control D isorders in a G roup of University Exam Preparatory Course Students Gonca KARAKUŞ, Lut TAMAM, Zehra ÖZTÜRK*, Meliha

Detaylı

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs KISSADAN HİSSE SUNUM PLANI Genel değerlendirme EKT TMU tdcs ŞİZOFRENİ TEDAVİSİNDE PSIKOFARMAKOLOJİ DIŞI YAKLAŞIMLAR Biyopsikososyal Yaklaşım Etyoloji ve Patofizyoloji Psikolojik Faktörler B i r e y s e

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem V Psikiyatri Staj Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Baran GENCER Yrd. Doç. Dr. Oğuz GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: -

AÇIKLAMA Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka. Konuşmacı: - Danışman: - AÇIKLAMA 2014-2017 Araştırmacı:Abdi İbrahim Otsuka Konuşmacı: - Danışman: - Şizofreni ve Bilişsel İşlev Bozuklukları Prof. Dr. Berna Binnur Akdede Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD OLGU

Detaylı

Kişilik Bozukluklarında İlaç Tedavisi

Kişilik Bozukluklarında İlaç Tedavisi Reviews / Derlemeler DOI: 10.5455/jmood.20120328094704 Kişilik Bozukluklarında İlaç Tedavisi Demet Güleç Öyekçin 1, Deniz Yıldız 2 ÖZET: Kişilik bozukluklarında ilaç tedavisi Giriş: Kişilik bozukluğunun

Detaylı

Duygudurum bozuklukların tedavisinde amaç, Tedaviye Dirençli Bipolar Hastalarda Lamotrijin Kullanımı

Duygudurum bozuklukların tedavisinde amaç, Tedaviye Dirençli Bipolar Hastalarda Lamotrijin Kullanımı A. S. Gönül, A. O uz,. Yabano lu, E. Eflel Tedaviye Dirençli Bipolar Hastalarda Lamotrijin Kullanımı Dr. Ali Saffet Gönül, Dr. Aslan Oğuz, Dr. İhsan Yabanoğlu, Dr. Ertuğrul Eşel 1 ÖZET: TEDAV YE D RENÇL

Detaylı

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ* İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 25 TÜRKİYE DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:25-30 PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Detaylı

Çocuk ve Ergenlerde Depresyonun İlaçla Tedavisi: Bir Gözden Geçirme

Çocuk ve Ergenlerde Depresyonun İlaçla Tedavisi: Bir Gözden Geçirme Gözden Geçirme / Review Çocuk ve Ergenlerde Depresyonun İlaçla Tedavisi: Bir Gözden Geçirme Mustafa Deniz Tutkunkardaş 1, Ayşe Kılınçaslan 1 ÖZET: Çocuk ve ergenlerde depresyonun ilaçla tedavisi: Bir gözden

Detaylı

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD tayfunturan@hotmail.com Müracaat eden herkese muayenede uyku durumu sorulmalı İnsomnia (Uykusuzluk)

Detaylı

Bipolarite ve İmpulsivite. Prof. Dr. Sermin Kesebir Üsküdar Üniversitesi, NPİstanbul Beyin Hastanesi

Bipolarite ve İmpulsivite. Prof. Dr. Sermin Kesebir Üsküdar Üniversitesi, NPİstanbul Beyin Hastanesi Bipolarite ve İmpulsivite Prof. Dr. Sermin Kesebir Üsküdar Üniversitesi, NPİstanbul Beyin Hastanesi bireysel değişkenler yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, mizaç, ççt, genel tıbbi durum Xu 2014, Volkert 2014,

Detaylı

Bir Bağımlılık Merkezinde Yatarak Tedavi Gören Hastaların Sosyodemografik Özellikleri

Bir Bağımlılık Merkezinde Yatarak Tedavi Gören Hastaların Sosyodemografik Özellikleri Klinik Araştırma www.firattipdergisi.com Bir Bağımlılık Merkezinde Yatarak Tedavi Gören Hastaların Sosyodemografik Özellikleri Rabia BİLİCİ a1, Görkem KARAKAŞ UĞURLU 2, Evren TUFAN 3, Tuğba GÜVEN 1, Mustafa

Detaylı

ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARA TEDAVİ UYGULAMALARI

ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARA TEDAVİ UYGULAMALARI ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARA TEDAVİ UYGULAMALARI TREATMENT APPROACHES IN A CHILD AND ADOLESCENT PSYCHIATRIC OUTPATIENT CLINIC Dursun KARAMAN, Koray KARA, İbrahim DURUKAN

Detaylı

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı

DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı DEHB Erişkinliğe Yansımalar ve Eş Tanı Doç. Dr. Cengiz TUĞLU 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi 08 Ekim 2010, İzmir Açıklama Konuşmacı Araştırma Danışma Kurulu Janssen Cilag X X Eli Lilly X X X BMS X AstraZeneca

Detaylı

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri:

Konu: Davranışın Nörokimyası. Amaç: Bu dersin sonunda öğrenciler davranışın biyokimyasal mekanizmalarını öğreneceklerdir. Öğrenim hedefleri: Tıp 1 Konu: Ruhsal Gelişim ve Psikopatoloji Kuramları Amaç: Öğrencilerin ruhsal gelişim ve psikopatoloji kuramlarının neler olduğunu öğrenmeleri ve kuramların temel özelliklerini genel hatları ile ifade

Detaylı

ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUKTA ARİPİPRAZOL KULLANIMI: OLGU ÖRNEKLERİ

ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUKTA ARİPİPRAZOL KULLANIMI: OLGU ÖRNEKLERİ ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUKTA ARİPİPRAZOL KULLANIMI: OLGU ÖRNEKLERİ H. Tuna ULAY * ÖZET Aripiprazol özgül farmakolojik özelliklere sahip yeni bir antipsikotik ilaç olup, kısmi dopamin

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tıp Fakültesi Ankara Üniversitesi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tıp Fakültesi Ankara Üniversitesi ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Beril Taşkın Unvanı: Yrd. Doç. Dr.; ve Hastalıkları Uzmanı Doğum Tarihi: 23 Aralık 1967 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tıp Fakültesi

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindekipayı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 Akılcı İlaç Kullanımı;

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

Açıklama 2012-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2012-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK Duygudurum Bozukluklarında Gelecek Sınıflandırma ve Tedaviler Kürşat Altınbaş Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri

Detaylı

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE Psikiyatrik hastalığı olan bireylerde MetabolikSendrom (MetS) sıklığı genel popülasyona

Detaylı

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geropsikiyatri Birimi Geriatrik depresyon 65 yaş ve üzerinde yaşlı popülasyonda

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINA EŞLİK EDEN BİPOLAR BOZUKLUK VE FARMAKOTERAPİSİ. Uzm Dr Özlem Kuman Tunçel Ege Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINA EŞLİK EDEN BİPOLAR BOZUKLUK VE FARMAKOTERAPİSİ. Uzm Dr Özlem Kuman Tunçel Ege Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARINA EŞLİK EDEN BİPOLAR BOZUKLUK VE FARMAKOTERAPİSİ Uzm Dr Özlem Kuman Tunçel Ege Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD YAYGINLIK Çok yaygın BPB olanların yaklaşık yarısında yaşam

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

Migren hastasının tedavi öncesi değerlendirimi

Migren hastasının tedavi öncesi değerlendirimi Migren tedavisi Migren hastasının tedavi öncesi değerlendirimi Tanıyı doğrulama Genel-fiziki değerlendirme Migren ataklarının özellikleri! Tetik faktörler Atak fazları & semptomları en çok rahatsızlık

Detaylı

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi Selçuk Özdin 1, Aytül Karabekiroğlu 2, Arzu Alptekin Aker 2, Recep Bolat 2, Servet

Detaylı

YETİŞKİN DEHB NİN TOPLUMDAKİ YAYGINLIĞI. Dr. Hasan Herken Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği

YETİŞKİN DEHB NİN TOPLUMDAKİ YAYGINLIĞI. Dr. Hasan Herken Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği YETİŞKİN DEHB NİN TOPLUMDAKİ YAYGINLIĞI Dr. Hasan Herken Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lundbeck (Sertindol Çalışması Türkiye Koordinatörü 2008

Detaylı

Psikiyatride Şiddeti Önlemenin Klinik Önlemleri

Psikiyatride Şiddeti Önlemenin Klinik Önlemleri Psikiyatride Şiddeti Önlemenin Klinik Önlemleri Kürşat Altınbaş Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilimdalı 49.Ulusal Psikiyatri Kongresi 27 Eylül 2013, İzmir Açıklama 2012-2013

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANTİEPİLEPTİKLER Karbamezepin Okskarbazepin Lamotrijin Riluzol Valproik

Detaylı

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal

Detaylı

Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi

Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi Ahmet Hamdi ALPASLAN 1, Uğur KOÇAK 2, Cansu ÇOBANOĞLU 3, Yasemin GÖRÜCÜ 3 1 Yrd. Doç. Dr.,

Detaylı

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk

BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk BİPOLAR YAŞAM DERNEĞİ http://www.bipolaryasam.org/ Bipolar II Bozukluk Doç. Dr. Sibel Çakır İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları Birimi Açıklama 2012-2013 Araştırmacı: ELAN Danışman:

Detaylı

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı Doç.Dr.Vesile Altınyazar Tüm dünyada ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı ortalama %24,9 Ülkemizde bu oran 2000 yılı için %33,5 DSÖ tahminlerine

Detaylı

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TEDAVİ YAKLAŞIMLARI. Nermin GÜNDÜZ

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TEDAVİ YAKLAŞIMLARI. Nermin GÜNDÜZ TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TEDAVİ YAKLAŞIMLARI Nermin GÜNDÜZ Travma Travmatik olaylar kişinin yaşamını veya yaşamsal bütünlüğünü tehdit eden olaylardır. Örnekler??? Travmatik olayların sınıflanması;

Detaylı

Bipolar bozukluk idame tedavisi: duygudurum düzenleyiciler mi atipik antipsikotikler mi? Prof. Dr. Cengiz AKKAYA

Bipolar bozukluk idame tedavisi: duygudurum düzenleyiciler mi atipik antipsikotikler mi? Prof. Dr. Cengiz AKKAYA Bipolar bozukluk idame tedavisi: duygudurum düzenleyiciler mi atipik antipsikotikler mi? Prof. Dr. Cengiz AKKAYA Bipolar Bozukluk Ömür Boyu Süren Bir Hastalıktır 1. Ömür boyu idame tedavisi 2. Atak tedavisi

Detaylı

Panik bozukluðu, etiyolojisi iyi bilinmeyen, nedensiz

Panik bozukluðu, etiyolojisi iyi bilinmeyen, nedensiz Birinci Basamakta Panik Bozukluðu Tedavisi Prof. Dr. Tunç ALKIN* Panik bozukluðu, etiyolojisi iyi bilinmeyen, nedensiz ve aniden ortaya çýkan þiddetli, paroksismal anksiyete ataklarý ile karakterize bir

Detaylı

YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLARDA PSİKOFARMAKOLOJİ: SON ON YILIN YAZIN BİLGİLERİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLARDA PSİKOFARMAKOLOJİ: SON ON YILIN YAZIN BİLGİLERİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLARDA PSİKOFARMAKOLOJİ: SON ON YILIN YAZIN BİLGİLERİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ Özlem YILDIZ ÖÇ*, Işık KARAKAYA*, Şahika GÜLEN ŞİŞMANLAR* ÖZET Amaç: Yaygın Gelişimsel Bozukluk (YGB)

Detaylı

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü Dr. Fatma Fariha Cengiz, Dr. Gülhan Cengiz, Dr. Sermin Kesebir Erenköy RSHEAH, İstanbul 29 Mayıs Hastanesi,

Detaylı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli

Detaylı

2014

2014 2014 DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU (DEB) ve MentalUP İçerik DEB e Klinik İlgi DEB Nedir? DEB in Belirtileri DEB in Zihinsel Sürece Etkileri DEB in Psikososyal Tedavisi MentalUP tan Faydalanma MentalUP İçeriği

Detaylı

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir:

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir: Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ ağrı tanımlaması şöyledir: Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, Dr. Selcan ENVER DİNÇ AÜTF ACİL

Detaylı

DOĞUM SONRASI DEPRESYON. Prof.Dr. Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

DOĞUM SONRASI DEPRESYON. Prof.Dr. Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD DOĞUM SONRASI DEPRESYON Prof.Dr. Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Biyolojik değişiklikler Fizyolojik bir süreç bastırılmış ve çözülmemiş çatışmalar karmaşık

Detaylı

Agomelatin: Yeni Antidepresan İlaç ve Yeni Bulgular

Agomelatin: Yeni Antidepresan İlaç ve Yeni Bulgular Reviews / Derlemeler DOI: 10.5455/jmood.20120924064532 Agomelatin: Yeni Antidepresan İlaç ve Yeni Bulgular Fisun Akdeniz 1 ÖZET: Agomelatin: Yeni antidepresan ilaç ve yeni bulgular Agomelatin melatoninerjik

Detaylı

ÜSKÜDAR ÜNIVERSITESI NP- İSTANBUL HASTANESI KLINIK FARMAKOLOJI UYGULAMALARI

ÜSKÜDAR ÜNIVERSITESI NP- İSTANBUL HASTANESI KLINIK FARMAKOLOJI UYGULAMALARI ÜSKÜDAR ÜNIVERSITESI NP- İSTANBUL HASTANESI KLINIK FARMAKOLOJI UYGULAMALARI DOÇ D R. E S R A KÜSDÜL SAĞLAM Ü S K Ü D A R Ü N I V E R S I T E S I N P İ S T A N B U L H A S T A N E S I F K L I N I K F A

Detaylı

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Obezitede Anksiyete Bozuklukları ve Depresyon Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD. Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Sanofi Danışman: Teva, BMS Konuşmacı: Lundbeck Obezite giderek artan bir toplum sağlığı

Detaylı

Depresyonda İşlevsel İyileşme ve Brintellix

Depresyonda İşlevsel İyileşme ve Brintellix Depresyonda İşlevsel İyileşme ve Brintellix Ömer Aydemir Celal Bayar Üni. Tıp Fak. Psikiyatri A.D. Depresyonda sonlanım Depresyonda Tam İyileşmeyi Sağlamak Belirtili dönem sonrası tam düzelme sağlama Kalıntı

Detaylı

ANTİDEPRESSAN İLAÇLAR. Prof. Dr. Alaattin Duran

ANTİDEPRESSAN İLAÇLAR. Prof. Dr. Alaattin Duran ANTİDEPRESSAN İLAÇLAR Prof. Dr. Alaattin Duran ANTİDEPRESSAN İLAÇLAR 1950 lerin başlarında klorpromazinin psikotik hastaların tedavisinde etkili olduğu anlaşıldığında, iminodibenzillerin farmakolojik özelliklerine

Detaylı

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi, (TPD, 2017) 3-7 Ekim 2017 Bursa, Türkiye SS: 0167 5 Ekim, 2017 18.00 Özkıyım girişimi öyküsü olan ve olmayan bipolar bozukluk olgularının mizaç ve klinik özelliklerinin

Detaylı

YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR. Sayf alar 99-104 7(1) 12(2 ) 281-286 131-135 7(2) 54-55 3(3) 277-282

YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR. Sayf alar 99-104 7(1) 12(2 ) 281-286 131-135 7(2) 54-55 3(3) 277-282 YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR Sıra No YAYIN ADI DERGİ DERGİ KATEGORİS İ (SI/SI- E/SSI/ SSI- E/DİĞER ULUSALAR ARASI/ ULUSAL HAKEMLİ/ DİĞER ULUSAL ULAK BİM GRUB U Yıl Sayı Sayf alar 00 00 00 00 006 00

Detaylı

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz)

( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) ÇOCUKLARDA BİPOLAR DUYGULANIM BOZUKLUĞ ( iki uçlu duygulanım bozukluğu, psikoz manik depresif, manik depresif psikoz) Bipolar duygulanım bozukluğu ; iki uçlu duygulanım bozukluğu, manik depresif psikoz

Detaylı