YENİDOĞAN SARILIKLARINDA TRANSKUTAN BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ İLE TOTAL SERUM BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ ARASINDAKİ KORELASYONUN ARAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YENİDOĞAN SARILIKLARINDA TRANSKUTAN BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ İLE TOTAL SERUM BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ ARASINDAKİ KORELASYONUN ARAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ÜMRANİYE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Koordinatör: Prof. Dr. Ahmet GÖÇMEN Tez Danışmanı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klinik Şefi Uzm. Dr.Müferet ERGÜVEN YENİDOĞAN SARILIKLARINDA TRANSKUTAN BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ İLE TOTAL SERUM BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ ARASINDAKİ KORELASYONUN ARAŞTIRILMASI Uzmanlık Tezi Dr. Mehmet Fatih ŞİMŞEK İstanbul 2009

2 ÖNSÖZ Hastanemizde huzurlu, güvenli ve verimli çalışma ortamı sağlayan Başhekim Sayın Doç. Dr. Eyüp GÜMÜŞ e Uzmanlık eğitimim süresince üzerimizden emeği hiç eksik olmayan, bilgi ve deneyimlerini bize aktaran, davranış ve kişiliği ile örnek olan, Aile Hekimliği Koordinatörü ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefi Sayın Prof. Dr. Ahmet GÖÇMEN e Mesleki ve klinik deneyimlerinden yararlanma fırsatı bulduğum, her zaman teorik ve pratik bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşarak iyi bir hekim olmamız için üstün gayretler sarfeden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klinik Şefi Sayın Uzm. Dr. Müferet ERGÜVEN e Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Klinik Şefi Sayın Doç. Dr. Ömer Faruk AKINCI ya Haydarpaşa Numune Eğitim Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi Sayın Doç. Dr. Refik Demirtunç a Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Sayın Doç. Dr. Mustafa Bilici ye Tezimin hazırlık aşamasında hiçbir yardımını esirgemeyen, insani, mesleki ve bilimsel açıdan kendisinden çok şey öğrendiğim, kendisiyle tanışmış ve birlikte çalışmış olmaktan onur duyduğum, bilgi ve tecrübelerini fedakarca bizlerle paylaşan, bundan sonraki mesleki hayatımda özlemini duyacağım Uzm. Dr. Fatma Kaya Narter e Tezimin hazırlık çalışmalarında en büyük desteği aldığım fedakar arkadaşım Dr. Hacer Hicran Beyca ya Geceli gündüzlü her zorlukta birlikte çalıştığımız, her güzelliği birlikte paylaştığımız asistan arkadaşlarıma Yaşamım boyunca gösterdikleri sevgi, sabır ve destekleriyle, bugünlere gelmemde en büyük emeği olan aileme teşekkür ederim. Dr. Mehmet Fatih ŞİMŞEK İstanbul-2009 ii

3 İÇİNDEKİLER ŞEKİLLER LİSTESİ iv TABLOLAR LİSTESİ v KISALTMALAR vi ÖZET vii GİRİŞ VE AMAÇ 1 GENEL BİLGİLER 2 Bilirubin metabolizması 2 Sarılıkta Genetik, Etnik, Çevresel Etkiler 7 Anne Sütüyle Beslenme ve Sarılık 10 Yenidoğan Bebeklerde İndirekt Hiperbilirubinemi 13 Yenidoğanın Fizyolojik Sarılığı 16 Patolojik Hiperbilirubinemi 18 Bilirubin Ensefalopatisi ve Nörotoksisite 20 Sarılıkta Tanısal Yaklaşım 23 Yenidoğan Sarılığında Tedavi 28 JM 103 Teknik Özellikleri 34 MATERYAL VE METOD 35 BULGULAR 37 TARTIŞMA 51 SONUÇ 56 KAYNAKLAR 57 iii

4 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1 Şekil 2 Şekil 3 Şekil 4 Şekil 5 Şekil 6 Şekil 7 Şekil 8 Şekil 9 Şekil 10 Şekil 11 Şekil 12 Şekil 13 Şekil 14 Şekil 15 Şekil 16 Şekil 17 Hem den bilirubin oluşum Bilirubin 4Z, 15Z ve 4E,15E izomerleri Bilirubin metabolizması Kramer in dermal zonlarına göre yaklaşık bilirubin 35 haftalık yenidoğanlarda zaman ve bilirubin seviyelerine göre risk nomogramı Yenidoğan sarılığına yaklaşım Gestasyon yaşı 35 olan yenidoğanlarda fototerapi kılavuzu Gestasyon yaşı 35 olan yenidoğanlarda kan değişimi kılavuzu JM 103 bilirubin ölçüm mekanizması Vakaların Cinsiyetlere Göre Dağılımı Vakaların Kan Gruplarının Dağılımı Vakalarda Kardeşte sarılık öyküsünün dağılımı Vakaların Postnatal Yaşlarının Dağılımı Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ve Total Serum Bilirubin dağılım grafiği Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ve Total Serum Bilirubin sınıflaması dağılımı Total Serum Bilirubin ölçümleri ile Transkutan Bilirubin Alın düzeylerinin ilişkisi Total Serum Bilirubin ölçümleri ile Transkutan Bilirubin sternum düzeylerinin ilişkisi iv

5 TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1 Patolojik indirekt hiperbilirubinemi nedenleri Tablo 2 Bilirubinin tetiklediği nörolojik disfonksiyon skorlama sistemi Tablo 3 Kernikterus klinik bulguları Tablo 4 Sarılıklı yenidoğanlarda ek laboratuar değerlendirme Tablo 5 Yenidoğanlarda hiperbilirubinemi gelişimi açısından risk faktörleri Tablo 6 Vakaların Epidemiyolojik Özellikleri Tablo 7 Vakaların Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ve Total Serum Bilirubin ve Hematokrit Değerleri Tablo 8 Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ve Total Serum Bilirubinin ölçüm aralıklarına göre vaka sayılarının dağılımı ve bilirubin düzeyi ortalaması Tablo 9 Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ve Total Serum Bilirubin düzeylerinin korelasyonu Tablo 10 Fototerapi amacıyla yatış yapılan ve yapılmayan vakalarda; Total serum bilirubin ölçümleri ile Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ve düzeylerinin ilişkisi Tablo 11 Vakaların yatış durumuna göre Total Serum Bilirubin ile Transkutan Bilirubin ölçüm farkının değerlendirilmesi Tablo 12 Transkutan Bilirubin Alın, Transkutan Bilirubin Sternum ölçüm aralıklarına göre Total Serum Bilirubin ile korelasyonu Tablo 13 Total Serum Bilirubin düzeylerine göre Total Serum Bilirubin ve Transkutan Bilirubin (Alın, sternum) ölçümleri arasındaki farkların median, ort±sd düzeyleri Tablo 14 Vakaların Postnatal yaşlara göre Total Serum Bilirubin ve Transkutan Bilirubin farklarının ortalama ve median değerleri Tablo 15 Vakaların postnatal yaşlarına göre Total Serum Bilirubin ve Transkutan Bilirubin ölçümlerinin ortalama ve median değerleri v

6 KISALTMALAR TSB TKB Hct JM-103 CO UDPGT UDP UGT G6PD AAP BIND DB İB ETCOc İVİG TİT NSD C/S Ort SD n h Std Pn gr hf : Total Serum Bilirubin : Transkutan Bilirubin : Hematokrit : Minolta AirShields Jaundice Meter : Karbonmonoksit : Uridildifosfat glukuronil transferaz : Üridin difosfat : UDP-glukuronil transferaz : Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz : Amerikan Pediatri Akademisi : Bilirubinin tetikledigi nörolojik disfonksiyon : Direk bilirubin : İndirek bilirubin : End tidal karbon monoksit konsantrasyonu : İntravenöz immunglobulin : Tam idrar tahlili : Normal spontan doğum : Sezeryan sectio : Ortalama : Standart deviasyon : Örneklem sayısı : Saat : Standart : Postnatal : gram : hafta vi

7 ÖZET YENİDOĞAN SARILIKLARINDA TRANSKUTAN BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ İLE TOTAL SERUM BİLİRUBİN ÖLÇÜMÜ ARASINDAKİ KORELASYONUN ARAŞTIRILMASI Hiperbilirubinemi yenidoğan bebeklerde çoğunlukla selim seyreden ancak bazen ciddi sekellere neden olan bir klinik durumdur. Yüksek total serum bilirubin (TSB) düzeyleri kernikterus dolarak bilinen beyin hasarına neden olabilir. Yenidoğan sarılığının değerlendirilmesi ve takibinde kullanılan esas yöntem serum bilirubin düzeyinin ölçülmesidir. Son yıllarda dünya genelinde yenidoğan bebeklerin hastaneden erken taburcu olma eğilimi artmıştır. Bu da bebeklerin hiperbilirubinemi açısından kolay ve invaziv olmayan bir yöntem olan transkutan bilirubin ölçümü ile izlenmesini gündeme getirmiştir. Bu çalışmada term ve terme yakın sağlıklı yenidoğanlarda transkutan bilirubin (TKB) ölçümleriyle total serum bilirubin ölçümleri arasındaki korelasyonu saptamayı ve TKB cihazının hiperbilirubinemi ölçümünde kullanımını değerlendirmeyi amaçladık. Çalışma, hastanemizde doğmuş olan 129 u (%51,6) kız, 121 i (%48,4) erkek toplam 250 yenidoğan üzerinde yapıldı. Transkutan bilirubin ölçümü için JM-103 bilirubinometre cihazı kullanıldı. Transkutan bilirubin cihazı ile ölçümler alın ve sternum bölgelerinden ayrı ayrı yapılarak sonuçlar değerlendirildi. Transkutan ve eş zamanlı serum bilirubin değerleri alınarak korelasyonlar araştırıldı. TSB düzeyleri ile TKB alın ölçümleri arasında pozitif yönde ilişki olup (%87,3), istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlılık vardı(p<0,01). Aynı şekilde TSB düzeyleri ile TKB sternum ölçümleri arasında da pozitif yönde ilişki olup (% 88,5) istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlılık mevcuttu (p<0,01). TSB ile TKB alın ölçümleri arasındaki farkın ortalaması TSB 5 in mg/dl altında olan grupta 1,4 ± 1.1 mg/dl, 5-10 mg/dl arasında olanlarda 2,8 ± 1.5 mg/dl, mg/dl arasında olanlarda 4,1 ± 2.1 mg/dl, 15 mg/dl üzerinde olanlarda ise 6 ± 2,5 mg/dl olarak saptandı. Postnatal yaşa göre TSB ile TKB alın arasındaki farkın ortalaması saat olanlarda 3 ± 2.1 mg/dl, saatte arasında olanlarda 3.5 ± 2.2 mg/dl, saat olanlarda 4.6 ± 1.8 mg/dl, saat olanlarda 4.4 ± 3.1 mg/dl, 120 saat üstünde olanlarda ise 4,4 ± 2,3 mg/dl vii

8 olarak saptanmıştır. Çalışmamızda TKB değeri 15 mg/dl üzerinde veya yatış gerektirecek kadar ciddi hiperbilirubinemi olan yenidoğanlarda TSB düzeyi ile TKB arasında korelasyon kaybolmaktaydı. Bu nedenle TKB değeri 15 mg/dl veya fototerapi kararı verilecek vakalara mutlaka TSB düzeyi ölçülmelidir. Çalışma sonuçlarımıza göre kolay ve hızlı bir şekilde bilirubin düzeyini değerlendiren JM 103 cihazı ile hem sternumdan hem alından ayrı ayrı ölçüm yapılmalıdır. Yaklaşık total serum bilirubin düzeyini tahmin etmek için sonucu yüksek olan değer baz alınarak bu ölçüme postnatal yaşına göre ilk saat içinde olan bebeklerde ortalama 2 mg/dl, postnatal yaşı 48 saat üzerinde olan bebeklerde ise ortalama 3 mg/dl gibi bir fark eklenmelidir. Serum total bilirubin açısından tahmin edilen bu değer bebeğin postnatal saatine göre fototerapi değerine yakınsa fototerapi kararı için mutlak TSB düzeyi ölçülmelidir. Postnatal yaşı daha büyük bebeklerde sternumdan yapılan TKB ölçümleri alından yapılan TKB ölçümlerine göre TSB değerleri ile korelasyonunun daha yüksek, TSB-TKB farkının ise daha düşük olduğu gözlenmiştir. Ancak istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. Transkutan bilirubin ölçümleri yapılan vakaların % 32,8 inin fototerapi ihtiyacı olduğu saptandı. TKB değeri 5mg/dl altında olan vakalarımızın hiçbirinin fototerapiye ihtiyacının olmadığını saptadık Bu da bize 5mg/dl altında TKB değerleri olan bebeklerimizin ciddi hiperbilirubinemi riskinin düşük olduğunu ve bu bebeklerimizi doğum sonrası ilk saat içerisinde güvenle erken taburcu edebileceğimizi düşündürdü. Çalışmamız yenidoğanlarda transkütan bilirubin ölçümü ile yenidoğan pratiğinde sarılık taramasının güvenilir, hızlı, kolay bir şekilde yapılabileceğini ve düşük riskli bebeklerin saptanabileceğini gösterdi. Ayrıca yenidoğanlardan gereksiz kan almayı önlemede de yardımcı olacağı sonucuna varıldı. Ancak bu konuda farklı toplumlarda yapılmış cut off değerlerini belirleyen çok daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır. viii

9 GİRİŞ ve AMAÇ Sarılık, hem katabolizması ve karaciğerin fizyolojik immatüritesi nedeniyle yenidoğan döneminde en sık görülen klinik bulgulardan biridir(1,2). Sağlıklı term bebeklerin %60 ında yaşamın ilk haftasında klinik olarak sarılık vardır ve yaklaşık %2 sinde ise total serum bilirubin (TSB) düzeyi 20 mg/dl düzeyine çıkmaktadır (84). Hiperbilirubinemi, ciddi sekellere neden olabilir. Genellikle tedavi gerektirmeden kendiliğinden gerilemektedir. Ancak TSB düzeyindeki ciddi yükselmeler ise kernikterus olarak bilinen beyin hasarına neden olabilir (85). Bundan dolayı sarılık, uzun yıllar olduğu gibi günümüzde de önemini korumaktadır (3,4). Yenidoğan sarılığının tanı ve takibinde en sık kullanılan yöntem serum bilirubin düzeyinin ölçümüdür. Birçok faktörden etkilenmekle beraber, yenidoğanda patolojik sarılık sıklığı %3.5 ile %24 arasında değişir (74). Son zamanlarda dünya genelinde bebeklerin erken dönemde taburcu edilme eğilimi gelişmiştir. Total serum bilirubin düzeylerinin hayatın 3. ile 5. günleri arasında zirve yaptığı göz önüne alınırsa, erken taburcu olan bebeklerin sarılık açısından izleminin güvenli bir şekilde yapılmasının önemi artmıştır. Yenidoğanlarda total bilirubinin transkutan ölçümü kolay, hızlı, ucuz, invaziv olmayan bir yöntemdir. Bu nedenlerden dolayı transkutan bilirubinometre cihazlarının yenidoğan sarılığının tarama ve takibinde kullanımının önemi artmıştır. Bu çalışmada term ve terme yakın sağlıklı yenidoğanlarda transkutan bilirubin (TKB) ölçümleriyle total serum bilirubin ölçümleri arasındaki korelasyonu saptamayı ve TKB cihazının hiperbilirubinemi ölçümünde kullanımını değerlendirmeyi amaçladık. 1

10 GENEL BİLGİLER Sarılık kanda total serum bilirubin (TSB) miktarının artması ve bilirubinin dokularda birikmesi sonucu, deri ve mukoza renginin sarıya boyanmasıdır. Erişkinlerde serum TSB in 2 mg/dl den fazla olması durumunda, yenidoğanda ise damarsal dağılımın özelliği nedeniyle 5-7 mg/dl üzerindeki serum TSB değerlerinde sarılık görünür hale gelir (5,6 ). Yenidoğan sarılığı yaşamın ilk haftasında miadında doğan bebeklerin yaklaşık %60 ında, preterm doğanların %80 inde gözlenmektedir (7,8). Genellikle geçici bir durum olmakla birlikte yenidoğan sarılığı doğum sonrası ilk hafta içinde hastaneye yatışların en sık nedenidir (9). Sarılıkların büyük bir kısmı selim seyirli olup sekelsiz iyileşir. Ancak yüksek indirekt bilirubin seviyesi nörotoksik etkisiyle yenidoğanda kalıcı hasarlara neden olmaktadır. BİLİRUBİN METABOLİZMASI Bilirubin, başlıca hemoglobin gibi hemoproteinlerin yıkımı sonucu meydana gelen bir üründür. Bilirubinin % 75 i dolaşımdaki eritrositlerin yıkımından, % 25 i ise yetersiz eritropoez ile myoglobin, sitokrom, katalaz, siklooksijenaz, guanilsiklaz, nitrik oksit sentaz ve peroksidaz gibi diğer hemoproteinlerin yıkımından meydana gelir. Retiküloendotelyal sistemde toplanan ve parçalanan eritrositlerden önce globin zincirleri ayrılır. Daha sonra hem oksijenaz enzimi aracılığıyla hem halkasındaki x- karbon atomu ayrılır ve karbonmonoksit (CO) olarak akciğerlerden atılır. Demir tekrar kullanıma girerken, hem önce biliverdine ve daha sonra biliverdin redüktaz enzimi aracılığıyla bilirubine dönüşür (Şekil 1). ŞEKİL 1: Hem den bilirubin oluşumu 2

11 Bilirubin, üç tek karbon köprüsüyle birbirine bağlanmış dört pirol halkasından oluşur. Ortadaki karbon köprüsü, orta 2 pirol halkasına tek olarak bağlanır, yanlardaki 2 karbon köprüsü ise diğer iki pirol halkasına çift bağla bağlanır. Bu çift bağlarda 2 farklı konfigürasyon olabilir. Bunlardan birine Z (Almanca zusammen = beraber), diğerine E (Almanca entgegen=karşılıklı) denir. Ana molekül olan hemde bu çift bağlar Z konumunda olduğu için bilirubin de 4Z, 15Z bilirubin IX α adını alır (Şekil 2). Bu molekülün üç boyutlu yapısında, bütün polar gruplar molekül içinde bulunduğundan hidrofobik ve lipofilik bir özellik kazanır (10). ŞEKİL 2: Bilirubinin 4Z,15Z ve 4E,15E izomerleri Membranlardan geçişi kolaylaştıran bu lipofilik özellik intramoleküler hidrojen bağları sayesinde ortaya çıkar. Lipofilik özellik intrauterin dönemde plasenta yoluyla temizlenmeyi sağlarken postnatal dönemde kan-beyin bariyerini kolayca geçebilmesine ve zararlı etkilerin ortaya çıkmasına neden olur. Retiküloendotelyal sistemde meydana gelen bilirubin albumine bağlanarak karaciğere taşınır. Her bir albumin molekülüne 2 3

12 bilirubin molekülü bağlanabilir. 1 g albuminin teorik olarak bağlama kapasitesi 8,5 mg bilirubindir (9). Bilirubin serumda 4 değişik halde bulunabilir: 1) Albumine bağlı konjuge olmamış bilirubin 2) Albumine bağlanmamış serbest bilirubin 3) Konjuge bilirubin (Safra ve böbrek yoluyla atılabilir), 4) Albumine kovalan bağlı konjuge bilirubin (Delta bilirubin). Serumda bilirubin analizi sırasında delta bilirubin ölçülemez. Konjuge bilirubin direkt bilirubin olarak ölçülürken, albumine bağlı ve serbest olan konjuge olmamış bilirubinin tamamı indirekt bilirubin olarak ölçülür. Karaciğere gelen albumine bağlı bilirubin, karaciğer hücre yüzeyinde albuminden ayrılır ve membran reseptörlerine bağlanır. Hepatosit içine geçen bilirubin sitozolde bulunan ligandin veya Y protein (glutatyon S-transferaz B) adı verilen reseptöre bağlanarak düz endoplasmik retikuluma taşınır. Hepatosit içindeki bir diğer reseptör olan Z proteininin (yağ asidi bağlayıcı protein) bilirubin afinitesi zayıftır. Bilirubinin bu sitozolik proteinlere bağlanması bilirubinin hücre dışına geri çıkışını önler. Bilirubinin safra içerisine salgılanması ve vücuttan atılımı için daha suda çözünür hale gelmesi gerekmektedir. Düz endoplasmik retikuluma gelen bilirubin IX α (ZZ) uridildifosfat glukuronil transferaz (UDPGT) enzimi yardımıyla suda eriyen iki glukuronil grubunun bilirubinin bir veya her iki propiyonik ucuna eklenmesi ile mono ve diglukuronid şekline dönüşür. Enzim eşliğinde meydana gelen bu glukuronidasyon vücuttaki en önemli detoksifikasyon mekanizmalarından biridir (10). Bilirubin 12. gestasyon haftasından sonra amniotik sıvıda tespit edilebilir, ancak gestasyon haftasından sonra kaybolur. Fetal karaciğerin bilirubini dolaşımdan uzaklaştırması ve konjugasyonu çok kısıtlıdır. Fetal karaciğerde gestasyon haftasında üridin difosfat(udp) glukuronil transferaz aktivitesi erişkinin ancak %0.1 idir, fakat gestasyon haftasında 10 kat artarak erişkin değerinin %1 ine ulaşır. Doğum sonrası UDP-glukuronil transferaz(udpgt) aktivitesi gestasyon yaşından bağımsız olarak artarak haftada erişkin düzeyine ulaşır (18). Preterm yenidoğanda doğumda UDPGT aktivitesi term yenidoğandan düşük olmasına rağmen hızla artarak uterus içindeki olgunlaşma hızını geçer. Bu karaciğerdeki UDPGT nin 4

13 olgunlaşmasında iki komponent(19) olduğunu göstermektedir: 1. Kronolojik olgunlaşma 2. Doğumla ilgili hızlanmış olgunlaşma. Yenidoğanda UDPGT düzeyleri düşüktür, ancak doğumdan sonra bütün bebeklerde enzimin aktivitesi hızlı bir şekilde artar ve 1-2 hafta içinde erişkin düzeye ulaşır. Glukuronidle konjugasyon, bilirubin atılımının % 90 ını oluşturur. Kalan bilirubin ise glukoz, ksiloz, taurin gibi başka maddelerle konjuge olarak veya oksidasyon, hidroksilasyon, veya indirgenme reaksiyonlarına girerek suda erir hale gelir ve atılır. Konjuge edilen bilirubin enerji harcayan bir taşıyıcı sistem aracılığıyla kanaliküler membrandan safra içine atılır. Safra kanalındaki bilirubin konsantrasyonu hepatosit içindekinin 100 katına kadar ulaşır. Safra kanalı aracılığıyla bağırsağa geçen konjuge bilirubin tekrar emilemez ancak konjuge olmamış bilirubin safra, safra tuzları, fosfolipidler, kolesterol, tiroksin ve diğer bazı maddelerle birlikte enterohepatik dolaşıma geçer. Bilirubinin monoglukuronid ve diglukuronid formları stabil moleküller olmadığı için bağırsaktaki alkali ortamda nonenzimatik olarak, mukoza yüzeyindeki β- glukuronidaz ile de enzimatik olarak hemen konjuge olmamış bilirubin haline dönüşür. Bu bilirubin de enterohepatik dolaşımla karaciğere geri döner. Yenidoğanlarda β-glukuronidaz enziminin yüksek konsantrasyonda olması nedeniyle enterohepatik dolaşım erişkinlere oranla daha fazla olmaktadır. Bağırsaktaki bilirubin en çok duodenum ve kolondan emilir. Emilen miktar, diyetin cinsine ve miktarına göre değişmekle birlikte, bağırsağa geçen bilirubinin yaklaşık %25 inin geri emildiği düşünülmektedir. Yenidoğanda bağırsak florasının henüz gelişmemiş olması, bilirubinin urobilinojene dönüşümünü azalttığı için bağırsaktaki bilirubin yükü artar (8). Erişkinde ise bağırsağa gelen bilirubinin çoğu bakteriler tarafından bilirubinoidlere (sterkobilin, urobilinojen) dönüşürler. Sterkobilin feçesle, ürobilinojen idrarla atılır. Çok az bir bölüm ise hidrolize olarak indirekt bilirubine dönüştürülür ve enterohepatik dolaşımla karaciğere geri döner (9). Fetal bilirubinin başlıca atılım yolu plasentadır. Fetal plazma bilirubininin neredeyse tümü indirekt bilirubin olduğundan plasentadan kolayca geçip, anne dolaşımına geçmekte ve sonra da maternal karaciğer tarafından atılmaktadır. Bu nedenle yenidoğanlar ağır hemolitik hastalık dışında nadiren sarı doğarlar. Direkt bilirubin ise plasentayı geçemez ve fetal plazma ve diğer dokularda birikebilir (18). 5

14 Şekil-3 de bilirubin metabolizması gösterilmiştir. ŞEKİL-3 Bilirubin Metabolizması 6

15 SARILIKTA GENETİK, ETNİK, ÇEVRESEL ETKİLER Yenidoğanlarda bilirubin düzeylerini etkileyen bir çok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi genetik ve etnik farklılıklardır. Fizyolojik sarılık şiddeti farklı etnik gruplar arasında anlamı farklılıklar göstermektedir. Çinli, Japon, Koreli, Amerikalı Hintli ve Asyalı diğer miyadında doğan yenidoğanlarda ortalama maksimum TSB düzeyi mg/dl arasında olup beyazların ve Afrikalı-Amerikalıların yaklaşık iki katı düzeyindedir. Bilirubin toksisitesi olarak otopside kanıtlanmış kernikterus sıklığı da Asyalı bebeklerde anlamlı olarak fazladır(12). Bazı çalışmalarda beyazlarda ve Afrikalı Amerikalılarda karbondioksit üretiminin hafifçe bilirubin sentezinin artışını düşündürse de bu dramatik farklılığı açıklayacak artmış hemoliz ile ilişkili klinik kanıt yoktur (23, 24 ). Yine Hispaniklerde (başlıca Meksikalı) bebeklerin %31 inde TSB düzeyi 15 mg/dl den yüksekken(25) diğer toplumlarda bu oran %3-10 dur (29,11). Amerika ve İngiltere de siyah bebeklerde beyaz bebeklere göre TSB düzeyleri daha düşüktür(16, 30, 31) Khoury ve arkadaşlarının 3301 yenidoğanda yaptıkları çalışmada kardeşinde 12 mg/dl veya 15 mg/dl den daha yüksek bilirubin düzeyi bulunanlarda benzer serum bilirubin düzeyi riski böyle bir kardeş öyküsü olmayanlara göre kat fazla bulunmuştur(26). Bazı coğrafi toplumlar da hemolizle birlikte olmayan indirek hiperbilirubinemide artış göstermektedir. Bazı Yunan adalarında, Asya grubunda olduğu gibi, glukoz-6-fosfat dehidrogenaz(g6pd) eksikliği, diğer Yunanlılardan da farklı olarak artmıştır. Ancak TSB artmış yenidoğanların çoğunda bu bulunmamaktadır. Yine bu Yunan adalarında eğer agresif olarak fenobarbital profilaksisi, fototerapi ve kan değişimi uygulanmazsa kernikterus riski de fazladır (19). Asya da ve bazı coğrafi bölgelerde artmış yenidoğan hiperbilirubinemi insidansında annenin aldığı bazı etnik bitkisel yiyecek, ilaçlar gibi çevresel faktörlerin veya bilirubin metabolizması, transportunda yavaş olgunlaşmaya neden olan genetik eğilim olabileceği ileri sürülmüştür. Amerika da yaşayan Asyalılarda yenidoğan sarılığının Asya dakine benzer şiddette olması, coğrafi faktörlerin tek belirleyici olmadığını düşündürmüştür. Ağır hiperbilirubinemi sepsis veya genetik eğilimi varsa (örneğin G6PD eksikliği) bazı kimyasallara (naftalin gibi), ilaçlara (sıtma ilaçları, sülfonamidler, sülfonlar, antipiretikler, analjezikler) bağlı hemoliz nedeniyle olabilir. İntramusküler vitamin K3 (menadion) enjeksiyonu veya hava tazeleyicilerde bulunan 7

16 diklorobenzen gibi şüphe çekmeyen maddelere de bağlı olabilir. Yine yenidoğanın hemolitik ajanlara maruz kalması transplasental, anne sütü ile veya direkt inhalasyon, injeksiyon ile olabilir(19). Gilbert sendromunun yenidoğanlarda belirgin ve uzamış indirekt hiperbilirubinemide katkısının olduğu artan sıklıkta bildirilmektedir(21 27). UGT nin promotorunda TA tekrarların sayısında varyasyonların da UGT aktivitesinde değişiklikle sonuçlandığı gösterilmiştir(28) Gilbert sendromu nda UDPGT genini kodlayan promotordaki varyasyon enzim aktivitesinde üçte iki azalmaya neden olur. Bu sendrom sıktır ve homozigot durumda toplumun %5-10 unu etkiler. Toplumun %42 inde bulunan heterozigot durumun hiperbilirubinemiye katkıda bulunduğu gösterilmiştir (29). Gilbert genotipi ile G6PD eksikliği arasındaki genetik etkileşimi, tek başına bulunmalarına göre hiperbilirubineminin daha ağır seyrinden sorumludur (21). Japon, Kore ve Çin toplumlarında gösterilen UGT geninde (Gly71 Arg) mutasyonunun yenidoğan hiperbilirubinemisi ile ilişkili olduğu ve yaklaşık %20 insidansı artırdığı gösterilmiştir (32). Bu yüzden farklı toplumlarda yenidoğan TSB seviyelerinde görülen fenotipik farklılıkların kısmen genetik heterojeniteden kaynaklandığının kanıtları artmaktadır (19) SERUM BİLİRUBİN DÜZEYİNİ ETKİLEYEN DİĞER FAKTÖRLER Anne yaşı ve parite: Anne yaşının 25 yaş ve üzerinde olması ve annenin primipar olması yenidoğanın serum bilirubin seviyesini artırdığı kabul edilmiştir (29). Annede diyabet: İnsüline bağlı diyabetik annenin makrozomik bebeği kontrole göre daha fazla sararmaktadır (33). Bu durum makrozomi derecesiyle direkt ilişkili olan bilirubin üretimindeki artışa bağlıdır (18). Bu bebeklerde artmış eritropoezin kanıtı olarak eritropoetin seviyesi yüksek olup efektif olmayan eritropoez ve polistemi artmış bilirubin üretiminden sorumludur (34, 18). Diyabetik annelerin sütünde üç kat fazla β-glukuronidaz bulunması nedeniyle enterohepatik reabsorbsiyon da artmıştır(34). Ayrıca makrozomik bebeklerde doğum travması riski yüksek olduğundan sefal hematom veya ekimozlardaki kanın rezorbsiyonu da bilirubin artışına yol açabilir(33). Doğum şekli: Vajinal olarak doğan term bebeklerin sezaryenle doğanlara göre daha yüksek TSB seviyesi olduğu bildirilmişse de (35) düşük doğum tartılı bebekleri de 8

17 içeren kontrollü çalışmalarda bu sonuç bulunamamıştır (18). Forsepsle doğan bebeklerle karşılaştırıldığında vakum kullanımı ile daha fazla klinik sarılık görülmesine rağmen fototerapi gerektiren bebek sayısını artırmamaktadır (18). İndüksiyon: Multipl çalışmalarda ve bazı kontrollü çalışmalarda doğumu başlatmak veya ilerletmek üzere oksitosinin kullanımının mekanizması bilinmese de yenidoğan sarılığı insidansını arttırdığı bildirilmiştir. Mekanizması tam olarak bilinmemektedir (48, 18). Plasental Transfüzyon ve Hiperviskozite: Yüksek hematokritin yenidoğan sarılığında bir risk faktörü olduğu düşünülse de, kontrollü çalışmalarda parsiyel Exchange yapılan semptomatik hiperviskoziteli bebeklerle kontrol grubu arasında hiperbilirubinemi riski açısından fark saptanmamıştır (9, 19). Bir çalışmada kordon geç klampe edilirse 72.saatte ortalama TSB 7.7 mg/dl iken erken klampe edilenlerde 3.2 mg/dl bulunduğu bildirilmiştir (18). Doğum Ağırlığı ve Gestasyon Yaşı: Düşük doğum ağırlığı ve gestasyon yaşının küçük olması artmış hiperbilirubinemi riski ile birliktedir. Terme yakın nearterm olarak tanımlanan gestasyon haftası arasındaki yenidoğanlarda hiperbilirubinemi riski full-term yenidoğanlara göre anlamlı artmıştır. Ağır hiperbilirubinemi nedeniyle tekrar hastaneye başvurma 38. gestasyon haftasında 4 kat, gestasyon haftasında 7-8 kat, 36. haftanın altında olanlarda ise 13 kat artmış olduğu gösterilmiştir (36). Cinsiyet: Erkek bebeklerin kızlara göre daha yüksek bilirubin seviyesine sahiptir olduğu bildirilmiştir (18). Alınan kalori ve kilo kaybı: Az kalori alımı hayvanlarda ve insanlarda serum bilirubininde artışa neden olmaktadır. Primer mekanizma enterohepatik dolaşımın artmasıdır (18). Doğum sonrası ilk günlerde kilo kaybı ile hiperbilirubinemi arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (37, 38, 36, 39). Taburculuk öncesi yaşa spesifik TSB seviyesi: Bhutani ve arkadaşları 1999 yılında farklı etnik gruplardan oluşan sağlıklı term bebeklerden doğum sonrası saatlik yaşa göre bilirubin persantil eğrilerini geliştirmişlerdir. Taburculuk öncesi bu bilirubin eğrilerini kullanarak hiperbilirubinemi gelişme riski doğru olarak tahmin edilebilmektedir. TSB i 95. persantil ve üzerinde (yüksek riskli bölge) ise ciddi hiperbilirubinemi (17 mg/dl ve üzeri) gelişme riski %57 dir. TSB i persantil 9

18 arasında ise (yüksek-orta riskli bölge) ciddi hiperbilirubinemi gelişme riski %13 tür. Bu risk TSB i persantil arasında (düşük-orta riskli bölge) ise %2.1; 40. persantil ve altında ise yoktur (18). Doğum sonrası ilk 24 saatte sarılık: Doğum ağırlığı 2000 g ve en az 36 gestasyon haftasında yenidoğanı içeren bir cohort çalışmada ilk 18 saatte sarılık olguların yalnızca %2.8 inde; ilk 24 saatte ise %6.7 sinde görülmüştür. İlk 24 saatte sararanlar sararmayanlara göre çok daha sık fototerapi almışlardır ( %18.9 e karşın %1.7 e) ve bilirubinin 25 mg/dl e çıkma olasılığı üç kat artmıştır (58). Bu nedenle ilk 24 saatte sarılık görülmesi daha sonra ciddi hiperbilirubinemi gelişimi açısından anlamlı bir risk faktörüdür ve TSB ölçülmeli ve bilirubin artış temposu ve klinik seyir çok yakından izlenmelidir (40). ANNE SÜTÜYLE BESLENME VE SARILIK Anne sütüyle beslenme ve artmış yenidoğan hiperbilirubinemisi arasında kuvvetli bir ilişki saptanmıştır (41)). Anne sütüyle beslenen yenidoğanlarda formüla ile beslenenlere göre üç kat daha fazla orta derecede sarılığın (TSB 12 mg/dl), altı kat daha fazla ise ciddi sarılık ( TSB 15 mg/dl ) saptanmıştır (42). Anne sütüyle beslenen bebeklerde %5-%12 sinde bilirubin düzeyi 15 mg/dl üzerine çıktığı görülmektedir (43). Normal toplumdaki TSB seviyelerinin daha önce bildirilenden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Üç yeni çalışmada normal toplumdaki TSB seviyelerinin üst limitleri ile ilgili benzer sonuçlar bulunmuştur bebeği içeren çalışmada 95. persentil 17.5 mg/dl idi (44). Bu toplumun %43 ü beyaz, %41 i siyah, %4 ü Asyalı olup %59 u tam veya parsiyel anne sütü almaktaydı. Diğer bir çalışmada da 95. Persentil 17.5 mg/dl saptanmıştır (11). ABD, Hong Kong, Japonya, İsrail de 36 hafta ve daha büyük bebeklerde yapılan multisentrik çalışmada 96 ± 6.5 saatte ortalama pik değerinin 2SD üzeri 17 mg/dl; 95. persentil ise 15.5 mg/dl olarak saptanmıştır (45). Bu sonuçlar şimdi farklı toplumlarda normalin üst limiti olarak yaklaşık mg/dl in kabul edilebileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle 4-5 günlük anne sütü alan bir bebekte mg/dl TSB seviyesinde neden sarardığını araştırmak için laboratuar testi gerekli değildir; ancak yakın izlem, bilirubinin aşırı artışını tespit etmek açısından gereklidir (44). 10

19 Ciddi hiperbilirubinemi nedeniyle ilk iki haftada tekrar hastaneye yatırılan bebeklerin %90 veya fazlası tam veya kısmen anne sütü almakta olduğu bildirilmiştir (36, 18). Kuzey Carolina toplumunda, tek başına anne sütü ile beslenenlerde, formula ile beslenenlere göre 6 kat daha fazla 25 mg/dl den daha fazla TSB seviyesi saptanmıştır (31). Kernikteruslu 61 term ve terme yakın bebeğin 59 unun anne sütü aldığı, formula alan 2 bebekte ise G6PD eksikliği olduğu saptanmıştır (46). Bertini ve arkadaşları TSB i 12.9 mg/dl den büyük TSB i ile tartı kaybı ve formula ile suplementasyon gerektiren fazla tartı kaybı (24 saatten sonra %4, 48 saatten sonra %8, 72 saatten sonra %10 ) arasında pozitif korelasyon bulmuşlardır (62). Başarılı emzirilip, çok az tartı kaybeden bebekler formula ile beslenenlerden daha fazla sararmaya eğilimli olmadığı; formula suplementasyonu gerektirenlerin ise daha fazla sarardığını saptamışlardır. Eğer anne sütü alan bebekler doğumdan itibaren etkin emerlerse, formula ile beslenenlerden daha fazla sararmayacaklardır. Bu kalori alımının sarılık gelişiminde önemli bir rolü olduğunu desteklemiş ve doğumdan sonra ilk günlerde anne sütüyle beslenmeyle ilgili sarılığa açlık sarılığı veya anne sütüyle beslenememe sarılığı/breast-nonfeeding jaundice/ breastfeedind failure jaundice terimlerinin kullanılmasına neden olmuştur (18). Anne sütü sarılığı /breast milk jaundice ise anne sütünün yapısı veya bileşimindeki bir değişiklik ile ilişkilidir. Her iki tipte de açlık veya sütün yapısı nedeniyle bilirubinin enterohepatik dolaşımının artışı primer mekanizmadır (18, 19). UGT1A1 genindeki mutasyonların (Gilbert sendromu) da patogenezde rolü olduğu (uzamış anne sütü sarılığı) düşünülmektedir (18). İlk 2-4 günde anne sütü ile beslenme ile ilgili sarılık anne sütüyle beslenme sarılığı sendromu, anne sütü ile beslenme ile ilişkili sarılık veya anne sütü ile beslenme yetersizliği sarılığı, daha geç çıkan (4-7. günde başlayan ve uzamış sarılık) sarılık ise anne sütü sarılığı sendromu, anne sütü sarılığı olarak adlandırılmaktadır (18, 47). Bu iki tanımlama üst üste gelebilir ve erken tipte sarılıkta kalori açliğı temel rolü oynasa da iki ayrı sendromu destekleyen kanıtlar yetersizdir. İlk 3-5 gün daha yüksek TSB seviyesine sahip olmalarına ilave olarak (48), grup olarak da anne sütü alan bebekler en az 3-6 hafta formula ile beslenenlere göre daha yüksek TSB seviyesine sahiptirler (18). Bunlar ilk hafta yüksek bilirubin seviyesine sahip aynı bebeklerdir ve 2-3. haftada hala sarı olan bebeklerin ayrı bir grup olduğuna inanmak güçtür (18). Aslında anne sütü ile beslenme yetersizliği sarılığı ve anne sütü sarılığının 11

20 bazı klinik benzerlikleri vardır. Anne sütü alan bebeklerin %50 den fazlasında abartılı ve uzamış sarılık mevcuttur. %1 den azında TSB seviyesi endişe duyulacak seviyelere (20 mg/dl nin üzerinde) çıkar. Vakaların öyküleri ciddi anne sütü hiperbilirubinemisi olan yenidoğanların aynı zamanda ilk 3-5 günde de nedeni açıklamayan yüksek TSB seviyelerinin olduğunu göstermektedir. Bu yenidoğanların açlığa bağlı artmış bilirubin emiliminden (anne sütü ile beslenme yetersizliği sarılığı) dolayı geniş bilirubin havuzu geliştirdikleri ihtimalini düşündürmektedir. Daha sona matür süt alımı (5. gün ve sonrasında) barsaktan bilirubin emilimini artırır (anne sütü sarılığı), bilirubin havuzunu daha da fazlalaştırır ve TSB seviyesini artırır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde erken açlığı önleyecek şekilde daha etkili emzirme yalnız anne sütü ile beslenme yetersizliği sarılığı insidansını değil aynı zamanda anne sütü sarılığının şiddetini de azalttığı da düşünülmektedir (19). Anne sütüyle beslenen tüm bebeklerin %20-30 da uzamış indirekt hiperbilirubinemi (2-3 haftadan uzun) gelişir ve bazı bebeklerde bu durum 3 aya kadar devam edebilir (18). Anne sütüyle beslenen Adana bölgesindeki 282 sağlıklı Türk bebekte 28. ve 33. günde TSB ölçülmüş ve %20.2 sinde 5 mg/dl den büyük, %6 sında 10 mg/dl den büyük saptanmıştır (49). Son kanıtlar UGT1A1 genindeki mutasyonların (Gilbert sendromu) anne sütüyle beslenen bebeklerde görülen uzamış sarılığın patogenezinde rol oynadığını düşündürmektedir (50, 27 ). Erken başlangıçlı anne sütü ile beslenme yetersizliği sarılığı (breastfeeding failure jaundice) Anne sütü ile beslenme yetersizliği sarılığı anne sütü ile beslenen bebeklerde ilk haftada görülür. Uygun olmayan teknik, göğsün şişmesi, meme başında çatlak, yorgunluk gibi anneye ait faktörler etkili emzirmeyi bozabilirler. Etkili emmeme gibi yenidoğana ait faktörler de emzirme girişimlerini engelleyebilir. Anne emzirmede deneyimli, bebek istekli bile olsa doğum sonrası ilk saatte süt az miktarda kolostrumla sınırlıdır. Seyrek emzirme süt üretimi için az uyarıya neden olduğu gibi formula eklenmesi de laktasyonu bozar. Tek başına anne sütü alanlar bu nedenle relatif olarak formüla ile beslenenlere göre azalmış hidrasyon ve malnutrisyon riskindedirler. Bu nedenle bilirubinin enterohepatik dolaşımı artmıştır. Bu nedenle oluşan sarılığı önlemek için anneye emzirme danışmanlığı verilmeli, sık beslenme (günde en az 8-12 kez) önerilmeli; su ve glukoz solüsyonlarından sakınılmalıdır (19). 12

21 Geç başlangıçlı anne sütü sarılığı (breast milk jaundice) Geç anne sütü ilk 3-5 günden sonra gelişir ve üçüncü hafta ve sonrasına kadar devam edebilir. Epidemiyolojik çalışmalarda anne sütü alan bebeklerin %10-30 unda haftalarda ve bazılarında ise üçüncü aya kadar sarılık devam edebilir. Bazı ciddi etkilenen yenidoğanlarda mg/dl gibi yüksek değerlere çıkabilir. Hemoliz bulgusu yoktur, sağlıklıdırlar; kilo alımları ve barsak fonksiyonları normaldir. Bir progesteron metaboliti olan ve anne sütünde bulunan pregnan-3-α, 20-β-diol ün tarihsel olarak in vitro UGT nin yarışmacı inhibitörü olduğu gösterildiği için bu hastalığın nedeni olduğu düşünülmüştür. Yine daha yakın çalışmalarda anne sütünde yüksek konsantrasyonda bulunan uzun zincirli yağ asitlerinin hepatik UGT aktivitesini inhibe ettiği ileri sürülmüştür. Ancak ne anne sütünde bulunan pregnan-3-α, 20-β-diol ün ve ne de anne sütünde yüksek konsantrasyonda bulunan esterleşmemiş uzun zincirli yağ asitlerinin in vivo hepatik konjugasyonu inhibe etmedikleri gösterilmiş ve anne sütü sarılığı sendromundaki rolleri şüpheli kalmıştır (19). Farelerde bilirubinin enterohepatik dolaşımıyla ilgili yeni çalışmalarda yenidoğanların anne sütündeki β-glukuronidazın bilirubini dekonjuge edip barsaktan bilirubin emilimini artırdığı ve karaciğere gelen bilirubin yükünü artırdığı gösterilmiştir. Barsaktan bilirubin emiliminin artmasıyla 2-3.haftalardaki hafif orta derecedeki indirekt hiperbilirubinemi ile yakın bir ilişki gösterir. Anne sütü alan yenidoğanların %50 sinden fazlasında bu etki gözlendiğinden bu normal bir fizyolojik gelişim ve erken yenidoğan dönemindeki fizyolojik sarılığın uzaması şeklinde yorumlanmaktadır (19). YENİDOĞAN BEBEKLERDE İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİ İndirekt hiperbilirubinemi ve buna bağlı olarak gelişen sarılık yenidoğan bebeklerde sıklıkla görülen ve çoğunlukla selim seyir gösteren bir problemdir. Doğumu takiben, yenidoğan bebeğin bilirubin metabolizması esas olarak yağda çözünen bilirubinin plasenta aracılığıyla kandan temizlendiği fetal evreden, bilirubinin karaciğerde konjuge edilerek suda çözünür hale getirildiği ve safra yolları aracılığıyla gastrointestinal sisteme aktarıldığı erişkin evreye geçer. Yenidoğanda indirekt hiperbilirubinemi bir çok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Hemolitik anemiler, polisitemi, immaturite veya transfüzyona bağlı olarak eritrositlerin ömürlerinin kısa olması, artmış enterohepatik dolaşım ve infeksiyon 13

22 karaciğerin metabolize etmesi gereken bilirubin yükünü arttırarak; genetik yetersizlikler, hipoksi, infeksiyon, olasılıkla hipotermi ve tiroid bezi yetersizliği transferaz enzimlerinin aktivitesini düşürerek; çeşitli ilaçlar (vitamin K3, novobiosin) ve diğer bazı maddeler glukuronik asit konjugasyonu için bilirubinle yarışarak veya konjugasyonu durdurarak; çeşitli genetik defektler, düşük doğum ağırlığı ve prematurite konjugasyon için gerekli enzimlerin yetersiz çalışmasına veya hiç çalışmamasına neden olarak yenidoğanda indirekt hiperbilirubinemiye neden olabilirler (13). Erkek cinsiyet, yüksek rakım, polisitemi, sefal hematom, yetersiz kalori alımı, dehidratasyon ve mekonyum çıkışının gecikmesi de bilirubin düzeyinin artmasında etkilidir (13,14,4). Erkek bebeklerde kız bebeklere oranla daha yüksek bilirubin değerleri görülür (16,14). Annede diyabet varlığı, anne yaşının ileri olması, annenin sigara kullanıyor olması, annede oksitosin indüksiyonu yapılması ve doğum şekli (vaginal yolla doğan bebeklerde sezaryen ile doğan bebeklere göre daha yüksek bilirubin değerleri görülür) bebeğin bilirubin seviyelerinin daha fazla yükselmesine neden olur (16,11,14,16,4). Anne sütü ile beslenen bebeklerde indirekt hiperbilirubinemi formül süt ile beslenen bebeklere göre daha fazla görülür. İndirekt hiperbilirubinemi bazı ırklarda (Çinli, Japon, Koreli ve Amerika Yerlileri) daha fazla görülmektedir. Daha önce aile bireylerinde ciddi hiperbilirubinemi saptanmış olması da yenidoğanda indirekt hiperbilirubinemi için risk faktörüdür. Sarılık, nedene bağlı olarak, doğum anından itibaren tüm yenidoğan dönemi boyunca herhangi bir anda ortaya çıkabilir. Genellikle önce yüzde fark edilir, bilirubinin serum seviyesi arttıkça karın cildi ve bacaklarda da gözlemlenir (13). (Şekil 4) ŞEKİL-4 Kramer in dermal zonlarına göre yaklaşık bilirubin değerleri 14

23 Amerikan Pediatri Akademisinin (AAP) 2004 yılında yayınladığı klinik uygulama kılavuzuna göre gestasyon haftası 35 hafta olan yenidoğanlarda hiperbilirubinemi gelişimi açısından risk faktörleri tanımlanmıştır. Major, minör ve azalmış risk grubu olarak tanımlanan faktörler şunlardır (Tablo 5) (17): Major Risk Faktörleri: 1- Hastaneden taburcu edilmeden önceki total serum bilirubini veya transkutanöz bilirubin düzeyinin yüksek riskli zonda olması, 2- Sarılığın ilk 24 saatte görülmesi, 3- Kan grubu uygunsuzluğu bulunması, 4- Gestasyonel yaşın hafta arası olması, 5- Daha öncesinde başka kardeşin fototerapi almış olması, 6- Sefal hematom veya belirgin ezilmeler, 7- Sadece anne sütü ile beslenme (özellikle emzirme iyi gitmiyor ve aşırı tartı kaybı varsa) 8- Doğu Asya ırkı, Minör Risk Faktörleri: 1- Hastaneden taburcu edilmeden önceki total serum bilirubini veya transkutanöz bilirubin düzeyinin yüksek-orta riskli zonda olması, 2- Gestasyonel yaşın hafta arası olması, 3- Hastaneden taburcu edilmeden önce sarılık gözlemlenmesi, 4- Daha önceki kardeşte sarılık öyküsü olması, 5- Diyabetik annenin makrozomik çocuğu, 6- Anne yaşının 25 yaş olması, 7- Erkek cinsiyet, Azalmış Risk Faktörleri: 1- Total serum bilirubini veya transkutanöz bilirubin düzeyinin düşük riskli zonda olması, 2- Gestasyonel yaşın 41 hafta olması, 3- Sadece formül süt ile beslenme, 4- Siyah ırk, 5- Hastaneden taburculuğun doğum sonrası 72. saatten sonra yapılmasıdır. 15

24 ŞEKİL 5 : 35 haftalık yenidoğanlarda zaman ve bilirubin seviyelerine göre risk Nomogramı YENİDOĞANIN FİZYOLOJİK SARILIĞI Normal koşullarda umblikal kord kanındaki indirekt bilirubin miktarı 1-3 mg/dl dir ve doğumun hemen sonrasında günde 5 mg/dl den daha düşük bir hızla artmaya başlar. Böylece 2-3. gününde gözle görülebilir sarılık oluşur. Yükselen indirekt bilirubin 2-4. günlerde 5-6 mg/dl seviyesinde zirve yaparak sonrasında giderek düşmeye başlar. İndirekt bilirubin 5-7. günlerde 2 mg/dl nin altına düşer. Term bebeklerde indirekt bilirubin seviyeleri günde erişkin değeri olan 1 mg/dl nin altına düşer. Bu değişikliklerle ilişkili olarak tespit edilen sarılık fizyolojik sarılık olarak tanımlanmıştır ve karaciğerdeki geçici bilirubin konjugasyon yetersizliğine bağlı olduğu düşünülmektedir. Yenidoğanın fizyolojik sarılığı için kriterler: 1- Sarılığın ilk saatten sonra başlaması, 2- Serum total bilirubin seviyesinin artış hızının 5 mg/dl/gün den az olması, 16

25 3- Serum total bilirubin seviyesinin term infantlarda 12 mg/dl yi, prematürelerde 15mg/dL yi geçmemesi, 4- Serum direkt bilirubin seviyesinin <2 mg/dl olması, 5- Sarılığın term bebeklerde 1 haftadan az, premature bebeklerde günden az sürmesidir. Miadında yenidoğanda fizyolojik sarılık kord kanındaki yaklaşık 2 mg/dl olan bilirubinin beyazlarda ve Afrika-Amerika lı bebeklerde çoğu saatlerde ortaya çıkan saatler arasında ortalama 5-6 mg/dl ye, Asya-Amerika lı bebeklerde saatler arasında mg/dl ye ilerleyen serum bilirubiniyle karakterizedir. Daha sonra yine hızla azalarak beyazlarda ve Afrika-Amerika lı yenidoğanlarda 5. günde, Asya-Amerika lı bebeklerde günde serum bilirubini yaklaşık 3 mg/dl civarına iner. Fizyolojik sarılığın bu erken dönemi fizyolojik sarılığın birinci fazıdır. Bunu faz iki fizyolojik sarılık izler ve beyaz, Afrika-Amerika lı bebeklerde gün arasında yavaş minimal azalma ile serum bilirubini 2 mg/dl düzeyinin altına iner (12). Tek başına anne sütüyle beslenenlerde serum bilirubini geç pik yapar ve sarılıkları uzun devam eder. Prematürelerde 5-7. gündeki daha yüksek pik serum bilirubin seviyesi ve 2-4 hafta süren daha uzun faz 2 görülür (21). Prematür yenidoğanlarda fizyolojik sarılık teriminin değeri çok azdır. Bazı yüksek riskli, düşük doğum tartılı yenidoğanlarda mg/dl pik bilirubin düzeylerinde akut bilirubin ensefalopatisi veya kernikterus ile birlikte olabileceğinden prematüre yenidoğanlarda görünür sarılıkların tümü yakın olarak izlenmelidir ve tam araştırılmalıdır. Bugün için yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki term ya da preterm bebekler için fizyolojik sarılık teriminin anlamı, yararlılığı yoktur ve terk edilmelidir (18). Pretemlerde normal TSB düzeyi birçok vakada bir aydan önce normale dönmez. Prematüreliğin sınırında olan bebeklerde bile sarılık artmaktadır. Bir populasyon çalışmasında 37 haftalık bebeklerde 12,9 mg/dl üzerinde bilirubin seviyesi 40 haftalık bebeklere göre dört kat fazla görülmüştür (22). 17

26 PATOLOJİK HİPERBİLİRUBİNEMİ 1. İndirekt hiperbilirubinemi ilk saatten önce başlamışsa, 2. Total Serum Bilirubin seviyesinin artış hızı 5 mg/dl/gün den fazla ise, 3. Total Serum Bilirubin seviyesi term infantlarda 12 mg/dl yi, prematürelerde 15 mg/dl yi geçmişse, 4. Serum direkt bilirubin seviyesi >2 mg/dl ise veya sarılık term bebeklerde 1 haftadan, prematüre bebeklerde günden fazla sürüyorsa patolojik hiperbilirubinemi düşünülmelidir. Bu bulguların dışında ailede hemolitik hastalık hikayesi varlığı, yenidoğanda solukluk, anemi, hepatomegali, splenomegali, kusma, letarji, beslenme problemleri, aşırı tartı kaybı, apne, bradikardi, vital bulgularda bozukluk, açık renkli dışkılama, kernikterus bulguları varlığında, idrarda bilirubin varlığında patolojik yenidoğan sarılığı düşünülmelidir. Fototerapiye rağmen bilirubin seviyesinin yetersiz düşüşü veya yükselmesi de patolojik sarılığı düşündürmelidir (5). 18

27 TABLO 1: Patolojik indirekt hiperbilirubinemi nedenleri ARTMIŞ ÜRETİM veya KARACİĞER HÜCRESİNE ARTMIŞ BİLİRUBİN YÜKÜ HEMOLİTİK İmmün RH ALLOİZOİMMÜNİZASYONU ABO VE DİĞER KAN GRUBU UYGUNSUZLUKLARI Herediter Eritrosit Enzim Defektleri G6PD EKSİKLİĞİ PİRÜVAT KİNAZ EKSİKLİĞİ Eritrosit Membran Defektleri KALITSAL SFEROSİTOZ ELİPTOSİTOZ PİROPOİKİLOSİTOZ STOMATOSİTOZ Hemoglobinopatiler ΒTALASEMİ, αtalasemi STABİL OLMAYAN HEMOGLOBİNOPATİLER KONJENİTAL HEİNZ BODY HEMOLİTİK ANEMİ SEPSİS DİC KANIN EKSTRAVAZASYONU (Hematom, pulmoner abdominal serebral kanama) POLİSİTEMİ DİABETİK ANNELERİN MAKROZOMİK BEBEKLERİ Artmış Enterohepatik Dolaşım ANNE SÜTÜ SARILIĞI PİLOR STENOZU (patogenezde azalmış klirens de rol alır) BARSAK TIKANIKLIĞI VEYA İLEUS AZALMIŞ KLİRENS PREMATÜRİTE G6PD EKSİKLİĞİ HİPOTROİDİ HİPOPİTUİTARİSM Doğumsal Metabolik Hastalık: CRİGLER-NAJJAR SENDROMU TİP I VE II GİLBERT SENDROMU GALAKTOZEMİ TİROZİNEMİ 19

28 BİLİRUBİN ENSEFALOPATİSİ VE NÖROTOKSİSİTE Bilirubin ensefalopatisi, bilirubin toksisitesisinin neden olduğu merkezi sinir sistemi bulgularını tarif eder. Kernikterus ise beyin sapı nukleusları ve serebellumun bilirubinle boyanmasını gösteren patolojik tanıdır. Karışıklığı önlemek ve literatürle tutarlılıgı saglamak isteyen Amerikan Pediatri Akademisi nin (AAP) hiperbilirubinemi alt komitesi; ilk bir haftada görülen bilirubin toksisitesi bulguları için akut bilirubin ensefalopatisi terimini, kronik ve kalıcı sekel için kernikterus terimini kullanmayı önermektedir (51). Nonkonjuge bilirubinin beyini sarıya boyadığı ilk kez 1847 de Harvieux tarafından tanımlanmıştır. Kernikterus terimi ise bazal gangliyonların sarıya boyanması anlamında ilk kez 1903 te Schmorl tarafından kullanılmıştır (52). Görüntüleme metotlarının gelişmesi ve yapılan otopsiler ışığında, nonkonjuge bilirubinin bebeğin nöroprotektif defans mekanizmalarını aştığında; özellikle bazal gangliyonlar, santral ve periferik işitsel yollar, hipokampus, subtalamik nukleuslar, diensefalon, orta beyin, serebellum ve nörohumoral fonksiyon gösteren beyin sapı nukleuslarında nöronal hasar yapmaktadır. Bunun yanı sıra nonpigmente alanlar da zarar görebilmektedir. Nöron kaybı, reaktif glioz ve etkilenen ileti sistemlerinde atrofi hastalığın uzun dönemli kronik sekellerinin patogenezinde yer almaktadır (51,9). Hiç süphe yok ki, merkezi sinir sisteminde patoloji gelişiminde en önemli etken serum bilirubinidir (53). Nonkonjuge bilirubin düzeyinin yanı sıra, albumin bağlama kapasitesi, serbest bilirubin düzeyi, kan beyin bariyeri, nöronların duyarlılığı gibi birçok faktör de kernikterus patogenezinde rol oynamaktadır ve halen bu etkenler kısmen aydınlatılabilmiştir (54). Son otuz yılda yapılan vaka sunumları incelendiğinde, nadir olmasına karşın kernikterus tablosu en az %10 mortalite, %70 uzun dönem morbiditeye sahiptir (8). Hangi bebekte hangi indirekt ya da serbest bilirubin düzeyinin toksik olacağı hala ön görülememekle birlikte, sağlıklı term bir bebekte kernikterus, hemoliz olmadan 25 mg/dl nin altında çok nadir görülmektedir. Daha önceden sağlıklı, anne sütüyle beslenen bebeklerde kernikterus, bilirubin düzeyleri 30 mg/dl yi aştığında görülmüştür. Ayrıca toksik etkilerin ne kadar süre sonunda çıktığı da henüz bilinmemektedir (9). Kernikterus belirti ve bulguları genelde term bebekte doğumdan 2-5 gün sonra, prematüre bebeklerde ise 7. günden sonra ortaya çıkar. Fakat hiperbilirubinemi yenidoğan döneminin herhangi bir zamanında bu sendroma yol açabilir. Erken dönem 20

29 bulguları sepsis, asfiksi, hipoglisemi, intrakranial kanama ya da diğer sistemik hastalık bulgularından ayırt edilemeyebilir (9). Bu amaçla bilirubinin tetiklediği nörolojik disfonksiyon (BIND) skorlama sistemi geliştirilmiştir (55,56) (Tablo 2). TABLO 2: Bilirubinin tetiklediği nörolojik disfonksiyon skorlama sistemi. KLİNİK 1 PUAN 2 PUAN 3 PUAN Mental Durum Uyuklama, Emmede zayıflama Letarji, irritabilite Semikoma, konvulziyon Kas tonusu Hafif azalmış Hiper/hipotoni, hafif kemer pozisyonu Belirgin azalma/artma, opistotonus, bisiklet hareketi Ağlama Yüksek sesli Tiz sesli/ seyrek ağlama Durdurulamayan/ sadece uyaranla ağlama 1-3 puan = minimal ensefalopati belirtileri 4-6 puan = progresif fakat reversibl ensefalopati belirtileri 7-9 puan = ileri, çogunlukla irreversibl ensefalopati (tedaviyle ciddiyeti azaltılabilir) Akut bilirubin ensefalopatisinin erken fazında ağır sarılığı olan bebekler letarjik ve hipotonik hale gelir ve emmeleri bozulur. Orta faz stupor, özellikle ekstansor kas gruplarını ilgilendiren hipertoni ve irritabilite ile karakterizedir. Bebeğin ateşi olabilir. Bunu uyuklama ve hipotoni takip edebilir. Hipertoni, retrokollis (boynun arkaya yaylanması) ve opistotonus (gövdenin arkaya yaylanması) şeklinde ortaya çıkabilir. Bu spastisite değildir, çünkü tonus artısı kortikospinal değil ekstrapiramidal kökenlidir (55). Bu evrede acil kan değişimi bazı vakalarda merkezi sinir sistemi değişikliklerini geri döndürebilir. Büyük bir olasılıkla merkezi sinir sistemi hasarının irreversibl olduğu faz, belirgin retrokollis, opistotonus, tiz sesle ağlama, beslenememe, apne, ateş, derin stuporkoma, bazen konvulziyon ve koma ile karakterizedir (51). Ciddi belirtilerin ortaya çıktığı term bebeklerin çoğu kaybedilir, yasayanların bir kısmında ise 2-3 ay içinde kısmi bir iyileşme görülür. Fakat yaşamın ilk yılında derin tendon reflekslerinde artma, 21

30 opistotonus, kas rijiditesi, anormal hareketler ve konvulziyonlar tekrarlama eğilimindedir. İkinci yılda opistotonus gerilerken, düzensiz ve amaçsız hareketler, kas rijiditesi ve bazı bebeklerde hipotoni yavaş yavaş artar. Üçüncü yılda bilateral koreatetoz, ekstrapiramidal bulgular, konvulziyon, mental gerilik, dizartrik konuşma, yüksek frekanslı işitme kaybı, şaşılık, yukarıya bakış anomalisi ve disenemal displazisinin eşlik edebildiği nörolojik sendrom tablosu oturur. Bazı bebeklerde piramidal bulgular, hipotoni ve ataksi de görülebilir (57). Kernikterus klinik bulguları Tablo 3 de verilmiştir. Bu klasik bulguların gözlendiği bebeklerde, hayatın ileriki yıllarında kronik postkernikterik bilirubin ensefalopatisi gelisir. Ancak bunun tersi doğru değildir. Yüz eritroblastozisli olgunun incelendiği bir çalışmada, yenidoğan döneminde minimal ya da hiç bulgusu olmayan bebeklerin %10 unda sonradan postkernikterik bilirubin ensefalopatisinin klinik bulgularının ortaya çıktığı gözlenmiştir (55). TABLO 3: Kernikterus klinik bulguları. Akut Form Faz1 (0-2 gün) Zayıf emme, stupor, hipotoni, konvulziyon Faz2 (1.hf ortası) Extensör kaslarda hipertoni, opistotonus, ateş, retrokhipertoniollis Faz3 (1.hf sonrası) Hipertoni Kronik Form Birinci yıl Hipotoni, aktif derin tendon refleksleri, zorunlu tonik ense refleksi, motor becerilerin gecikmesi Birinci yıl sonrası Hareket bozuklukları( koreatetoz, hemiballismus, titreme), yukarıya bakış anomalisi, sensörinöral işitme kaybı Klinik bulguların geniş bir spektruma sahip olması sebebiyle kernikterusun gerçek insidansını tahmin etmek zordur. Fakat belirgin nörolojik bulguları olan bebeklerin %75 ten fazlası kaybedilmekte, hayatta kalan bebeklerin %80 inde ise düzensiz kas spazmlarının eslik ettiği bilateral koreatetoz görülmektedir (9). ABD de en genis veritabanını oluşturan canlı doğumu 8 yıl boyunca izleyen Ulusal 22

Dr. Nilay HAKAN Muğla Sıtkı Koçman Üniv. Tıp Fak. Neonatoloji Bilim Dalı Perinatal Medicine Nisan 2017, İZMİR

Dr. Nilay HAKAN Muğla Sıtkı Koçman Üniv. Tıp Fak. Neonatoloji Bilim Dalı Perinatal Medicine Nisan 2017, İZMİR Nedeni Açıklanamayan Patolojik ve Uzamış Sarılığı Olan Yenidoğanlarda UDP- Glukuroniltransferaz 1 (UGT1A1), Hepatik Organik Anyon Taşıyıcısı (SLCO1B) ve Glutatyon S-transferaz (GST) Polimorfizmlerinin

Detaylı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ *Aysun Çakır, *Hanife Köse,*Songül Ovalı Güral, *Acıbadem Kadıköy Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

BİLİRUBİN METABOLİZMASI. Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

BİLİRUBİN METABOLİZMASI. Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD BİLİRUBİN METABOLİZMASI Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Dersin amaçı Bilirubin oluşumunu ve atılımını öğrenmek İndirek ve direk bilirubinin özelliklerini öğrenmek Arttığı ve

Detaylı

Sarılıklı yenidoğanlar: Acil servislerin yeni ziyaretçileri

Sarılıklı yenidoğanlar: Acil servislerin yeni ziyaretçileri Sarılıklı yenidoğanlar: Acil servislerin yeni ziyaretçileri Dr. Zeynep İnce İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı VI.Ulusal Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi 30 Mart-03

Detaylı

Bilirubinin en yüksek olduğu zaman bebek hastanenin dışındadır

Bilirubinin en yüksek olduğu zaman bebek hastanenin dışındadır YENİDOĞAN SARILIĞI ÖNEMİ Hastaneye yeniden yatışların en sık sebebi ilk 2 hft Bilirubinin en yüksek olduğu zaman bebek hastanenin dışındadır Bilirubin güçlü nörotoksik KERNİKTERUS erken ve etkin tedavi

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU İ ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yenidoğan Kliniği, İstanbul. SUNU PLANI I. Giriş ve Amaç II. III. IV. Gereç

Detaylı

YENİDOĞAN SARILIĞI. Doç. Dr. Ayşegül Zenciroğlu. Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

YENİDOĞAN SARILIĞI. Doç. Dr. Ayşegül Zenciroğlu. Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği YENİDOĞAN SARILIĞI Doç. Dr. Ayşegül Zenciroğlu Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Yaşamın ilk 28 gününe "yenidoğan dönemi" denir. Bu dönemde

Detaylı

TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ YENİDOĞAN SARILIKLARINDA YAKLAŞIM, İZLEM VE TEDAVİ REHBERİ 2014

TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ YENİDOĞAN SARILIKLARINDA YAKLAŞIM, İZLEM VE TEDAVİ REHBERİ 2014 TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ YENİDOĞAN SARILIKLARINDA YAKLAŞIM, İZLEM VE TEDAVİ REHBERİ 2014 Prof. Dr. Asuman ÇOBAN Prof. Dr. Münevver TÜRKMEN Doç. Dr. Tuğba GÜRSOY İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 4 1.

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNIVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

T.C. İSTANBUL ÜNIVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI T.C. İSTANBUL ÜNIVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI YENİDOĞAN SARILIĞI TEDAVİSİNDE BEŞİKTE FOTOTERAPİNİN ETKİNLİĞİ (Uzmanlık tezi) Dr. Hamide Sevinç GENÇ Tez Danısmanı:

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN. BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof Dr Zehra AYCAN zehraaycan67@hotmail.com Büyüme Çocukluk çağı, döllenme anında başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eder Bu süreçte çocuk hem büyür hem de gelişir

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ « ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ « Sunum planı Epidemiyoloji Farmakokinetik Klinik özellikler Tanı Tedavi Sonuç Epidemiyoloji

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 HEREDİTER SFEROSİTOZ V. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ Herediter sferositoz (HS);

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

T. C. Sağlık Bakanlığı Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şef: Doç.Dr. Abdülkadir BOZAYKUT

T. C. Sağlık Bakanlığı Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şef: Doç.Dr. Abdülkadir BOZAYKUT T. C. Sağlık Bakanlığı Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şef: Doç.Dr. Abdülkadir BOZAYKUT BİRİNCİ GÜN BİLİRUBİN DEĞERİNİN NEONATAL HİPERBİLİRUBİNEMİ OLGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Tıkanma Sarılığı Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl'yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar. Sarılığa yol

Detaylı

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14 HEREDİTER SFEROSİTOZ İNT.DR.DİDAR ŞENOCAK Giriş Herediter sferositoz (HS), hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı nedeniyle, eritrositlerin morfolojik olarak bikonkav ve santral solukluğu olan disk

Detaylı

Çocuklarda beslenme durumunun değerlendirilmesi. Dr. Ceyda TUNA KIRSAÇLIOĞLU

Çocuklarda beslenme durumunun değerlendirilmesi. Dr. Ceyda TUNA KIRSAÇLIOĞLU Çocuklarda beslenme durumunun değerlendirilmesi Dr. Ceyda TUNA KIRSAÇLIOĞLU Beslenme durumunun değerlendirilmesi 1) Klinik değerlendirme Öykü Fizik inceleme Antropometrik ölçümler 2) Laboratuvar değerlendirme

Detaylı

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ.Dr. Ömer ERDEVE Rehospitalizasyon - TANIM Kim? Ne kadar süre boyunca? Hangi düzey ünite? Maliyet? Mortalite ve morbidite üzerine etkisi? Rehospitalizasyon

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

KLİNİĞİMİZ YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

KLİNİĞİMİZ YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Sami Hatipoğlu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Şefi ve Aile Hekimliği Koordinatörü KLİNİĞİMİZ YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

35 HAFTA VE ALTINDAKİ YENİDOĞANLARDA SARILIĞIN SEFALOKAUDAL PROGRESYONU VE ETKİ EDEN FAKTÖRLER

35 HAFTA VE ALTINDAKİ YENİDOĞANLARDA SARILIĞIN SEFALOKAUDAL PROGRESYONU VE ETKİ EDEN FAKTÖRLER T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 35 HAFTA VE ALTINDAKİ YENİDOĞANLARDA SARILIĞIN SEFALOKAUDAL PROGRESYONU VE ETKİ EDEN FAKTÖRLER Çisil ÇERÇİ KUBUR

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi PLAVİX FİLM TABLET 75 mg KISA ÜRÜN BİLGİSİ 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Farmakogenetik CYP2C19

Detaylı

Hemoglobinopatilere Laboratuvar Yaklaşımı

Hemoglobinopatilere Laboratuvar Yaklaşımı Hemoglobinopatilere Laboratuvar Yaklaşımı Dr. Çağatay Kundak DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU 1949 yılında Orak Hücre Anemisi olan hastalarda elektroforetik olarak farklı bir hemoglobin tipi tanımlanmıştır.

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr. Beslenme Bozuklukları II İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr. Gülden Gökçay Amaç Beslenme durumunun değerlendirilmesi Antropometri Hafif orta

Detaylı

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 1 İlaçların,öncelikle yararlı etkileri için kullanılmaktadır. Ancak bazen ilaç kullanımı yan etkiler gösterebilmektedir. Bazı hastalarda aynı ilaç için

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI Doç. Dr. Nurullah OKUMUŞ Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağ. Ve Hast. Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği ANKARA HASTANEMİZDE EVDE SAĞLIK HİZMETİ Hastanemizde,

Detaylı

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara

FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI. Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara FİBRİNOJEN DEPO HASTALIĞI Yrd.Doç.Dr. Güldal YILMAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Ankara H. K., 5 yaşında, Kız çocuğu Şikayet: Karında şişlik Özgeçmiş: 8 aylıkken karında

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ CEVAP 1: (TOPLAM 9 PUAN) 1.1: Eğer terleme ve su emilimi arasındaki ilişkide ortam sıcaklığının etkisini öğrenmek istiyorsa; deneyi aynı sayıda yaprağa sahip aynı tür

Detaylı

YENİDOĞAN SARILIKLARINDA YAKLAŞIM, İZLEM VE TEDAVİ REHBERİ

YENİDOĞAN SARILIKLARINDA YAKLAŞIM, İZLEM VE TEDAVİ REHBERİ TÜRK NEONATOLOJİ DERNEĞİ YENİDOĞAN SARILIKLARINDA YAKLAŞIM, İZLEM VE TEDAVİ REHBERİ 2014 Prof. Dr. Asuman ÇOBAN Prof. Dr. Münevver TÜRKMEN Doç. Dr. Tuğba GÜRSOY Bu klinik protokol uygulayıcıya konusundaki

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

Anti-Kell Alloimmünizasyonu İlişkili Neonatal Hiperbilirubinemi: Olgu Sunumu

Anti-Kell Alloimmünizasyonu İlişkili Neonatal Hiperbilirubinemi: Olgu Sunumu Hiperbilirubinemi Anti-Kell Alloimmünizasyonu İlişkili Neonatal Hiperbilirubinemi: Olgu Sunumu Doç.Dr. Hilal ÖZKAN, Prof.Dr. Nilgün KÖKSAL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Detaylı

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel İntrauterin Büyüme Geriliği (İUBG) Hesaplanan gebelik haftasında beklenen fetal ağırlığın 10. persentilden daha düşük olması Fetusun büyüme potansiyelini olumsuz yönde etkileyen

Detaylı

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ 2009-2010,Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun Dersin amacı Eritrositlerin yapısal özellikleri Fonksiyonları Eritrosit yapımı ve gerekli maddeler Demir metabolizması Hemoliz Eritrosit

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir HD e yeni başlayan hastaların 1/3 de neden diyabetik nefropati Yeni başlayan

Detaylı

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar Prof. Dr. Lemi İbrahimoğlu İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji Bilim Dalı Gestasyonel Diyabetes

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

ÜNİTE 17 YENİDOĞAN SARILIKLARI VE TEDAVİSİ & NEONATAL SEPSİS ve MENENJİT

ÜNİTE 17 YENİDOĞAN SARILIKLARI VE TEDAVİSİ & NEONATAL SEPSİS ve MENENJİT ÜNİTE 17 YENİDOĞAN SARILIKLARI VE TEDAVİSİ & NEONATAL SEPSİS ve MENENJİT Doç.Dr. Canan Aygün 17.1. YENİDOĞAN SARILIKLARI VE TEDAVİSİ Öğrenme Hedefleri 1. Yenidoğanda bilirubin metabolizmasını söyleyebilmek

Detaylı

IV. BÖLÜM GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IV. BÖLÜM GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ IV. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ

Detaylı

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN KARBONHİDRATLAR Normal diyet alan kişilerde enerjinin % 55-60 ı karbonhidratlardan sağlanır. Bitkiler karbonhidratları fotosentez yoluyla güneş ışığının yardımıyla karbondioksit ve sudan yararlanarak klorofilden

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

Yenidoğan, süt çocukluğu ve çocukluk döneminde sık olarak karşımıza çıkar

Yenidoğan, süt çocukluğu ve çocukluk döneminde sık olarak karşımıza çıkar ye Yaklaşım Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Önemi : Tekrarlayan ve uzun süren hipoglisemi atakları Beyin hasarı * mental gerilik * Konvülziyon Tanımı : Kan şekeri

Detaylı

Gestasyonel Diyabet (GDM)

Gestasyonel Diyabet (GDM) Gestasyonel Diyabet (GDM) Tanım, Sıklık Gebelikte ortaya çıkan veya ilk defa tespit edilen glikoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır (WHO 2012; ACOG, 2013). Aşikar diyabet kriterlerini içermeyen ve gebeliğin

Detaylı

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ)

I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3 KREDİ) T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL TEMEL BİYOKİMYA I (B 601 TEORİK 3, 3

Detaylı

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

VAY BAŞIMA GELEN!!!!! VAY BAŞIMA GELEN!!!!! DİYABET YÖNETİMİNDE İNSÜLİN POMPA TEDAVİSİNİN KAN ŞEKERİ REGÜLASYONUNA OLUMLU ETKİSİ HAZIRLAYAN: HEM. ESRA GÜNGÖR KARABULUT Diyabet ve Gebelik Diyabetli kadında gebeliğin diyabete

Detaylı

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI I. YARIYILI T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI B 601 Temel Biyokimya I Zorunlu 3 0 3 4 B

Detaylı

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Doç.Dr. Gülay Sain Güven Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Dahiliye Ünitesi 24 Mayıs 2008, Antalya Sunum Planı Gebelik-hipertansiyon

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

4 Boyutlu ultrasonla normal ve riskli gebeliklerdeki fetal davranışın belirlenmesi DOÇ.DR. ALİN BAŞGÜL YİĞİTER

4 Boyutlu ultrasonla normal ve riskli gebeliklerdeki fetal davranışın belirlenmesi DOÇ.DR. ALİN BAŞGÜL YİĞİTER 4 Boyutlu ultrasonla normal ve riskli gebeliklerdeki fetal davranışın belirlenmesi DOÇ.DR. ALİN BAŞGÜL YİĞİTER NORMAL GEBELİKTE FETAL DAVRANIŞ Fetusun gözlenebilen aksiyonu veya dış uyarana verdiği reaksiyondur.

Detaylı

G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-iv).

G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-iv). Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz Enzim Eksikliği Tanı ve Tedavi Kılavuzu Eritrositlerin normal yaşamlarını devam ettirebilmek için enerjiye gereksinimleri vardır. Eritrositlerde mitokondri bulunmadığından,

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Genelde hepsi kalıtsal ve otozomal resesifir

Detaylı

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; TALASEMİ Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; Talasemi kırmızı kan hücrelerinin üretimini bozan genetik hastalıklardır. Ülkemizde çok sık görülmektedir. Hastaların kırmızı

Detaylı

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/2018-18/01/2019) Saat 12/11/2018 08: 30 10: 20 Pediatri Stajının İşleyişi 13/11/2018 14/11/2018 15/11/2018 16/11/2018 Poliklinik ve servis Poliklinik

Detaylı

T.C SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADĠ KONUK EĞĠTĠM VE

T.C SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADĠ KONUK EĞĠTĠM VE T.C SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADĠ KONUK EĞĠTĠM VE ARAġTIRMA HASTANESĠ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLĠNĠĞĠ Klinik ġefi: Uzman Dr. Sami Hatipoğlu HASTANEMĠZ YENĠDOĞAN ÜNĠTESĠNDE ĠNDĠREKT HĠPERBĠLĠRUBĠNEMĠ

Detaylı

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir. TİROİD HORMON SENTEZİ Dishormonogenezis Hasta ötroid? Şiddetli açlıkta, kronik hastalıkta, akut hastalıkta, cerrahi esnasında ve sonrasında T4--- T3 azalır Propiltiourasil, kortikosteroid, amiodaron propnalol

Detaylı

YENĠDOĞAN DÖNEMĠNDE ANNELERĠN SIK SORDUĞU SORULAR. Başkent Üniversitesi Adana Seyhan Hastanesi Yenidoğan Bilim Dalı Dr.

YENĠDOĞAN DÖNEMĠNDE ANNELERĠN SIK SORDUĞU SORULAR. Başkent Üniversitesi Adana Seyhan Hastanesi Yenidoğan Bilim Dalı Dr. YENĠDOĞAN DÖNEMĠNDE ANNELERĠN SIK SORDUĞU SORULAR Başkent Üniversitesi Adana Seyhan Hastanesi Yenidoğan Bilim Dalı Dr. Hande Gülcan Bebeğimi ne sıklıkta emzireyim? Bebeği doğar doğmaz ilk saatte emzirmeye

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl Karaciğer ve safra yolu hastalıklar klarında laboratuvar bulguları Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 5.Yarıyıl 2006-2007 2007 eğitim e yılıy Karaciğer ve safra yolu hastalıklarında

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 15 Şubat 2017 Çarşamba

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 15 Şubat 2017 Çarşamba Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 15 Şubat 2017 Çarşamba Ar. Gör. Dr. Mine Esin Eruyar Dr. Mine Esin ERUYAR Şikayeti : Ciltte solukluk

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Yağ Asitleri Uzun karbon zincirine sahip

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar TRANSFERRİN Transferin kanda demiri taşıyan bir proteindir. Her bir trasferrin molekülü iki tane demir taşır. Transferrin testi tek başına bir hastalığı göstermez. Beraberinde serum demiri, ferritin, demir

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM YILI DÖNEM IV ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ EĞİTİM PROGRAMI Eğitim Başkoordinatörü: Doç. Dr. Erkan Melih Şahin Dönem Koordinatörü:

Detaylı

Prof Dr Davut Albayrak. Ondokuz mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi KAN MERKEZİ VE ÇOCUK HEMATOLOJİ BÖLÜMÜ SAMSUN KMTD KURS-2012

Prof Dr Davut Albayrak. Ondokuz mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi KAN MERKEZİ VE ÇOCUK HEMATOLOJİ BÖLÜMÜ SAMSUN KMTD KURS-2012 Prof Dr Davut Albayrak Ondokuz mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi KAN MERKEZİ VE ÇOCUK HEMATOLOJİ BÖLÜMÜ SAMSUN KMTD KURS-2012 KAN GRUBU ANTİJENLERİ Kan grubu kırmızı kan hücrelerinin üzerinde bulunan ve

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Zeynep Eras, Banu Özyurt, Ömer Erdeve, Evrim Şakrucu, Suna Oğuz, Emre Canpolat, Uğur Dilmen ZTB Kadın Sağlığı

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

HĠPERBĠLĠRUBĠNEMĠLĠ YENĠDOĞANLARDA SERUM TAU VE S100B PROTEĠN DÜZEYLERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

HĠPERBĠLĠRUBĠNEMĠLĠ YENĠDOĞANLARDA SERUM TAU VE S100B PROTEĠN DÜZEYLERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ T.C. TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Rıdvan DURAN HĠPERBĠLĠRUBĠNEMĠLĠ YENĠDOĞANLARDA SERUM TAU VE S100B PROTEĠN DÜZEYLERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.

Detaylı

HEREDİTER SFEROSİTOZ TANISINDA EOZİN 5-MALEİMİD BAĞLANMA TESTİ, OSMOTİK FRAJİLİTE VE KRİYOHEMOLİZ TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

HEREDİTER SFEROSİTOZ TANISINDA EOZİN 5-MALEİMİD BAĞLANMA TESTİ, OSMOTİK FRAJİLİTE VE KRİYOHEMOLİZ TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI HEREDİTER SFEROSİTOZ TANISINDA EOZİN 5-MALEİMİD BAĞLANMA TESTİ, OSMOTİK FRAJİLİTE VE KRİYOHEMOLİZ TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Esin Özcan, Yeşim Oymak, Tuba Hilkay Karapınar, Salih Gözmen, Yılmaz Ay,

Detaylı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri (HBOC) %5-10 arası kalıtsaldır Erken başlama

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

Tdap Aşıları (Difteri, Toksoid ve Cansız Boğmaca)

Tdap Aşıları (Difteri, Toksoid ve Cansız Boğmaca) Tdap Aşıları (Difteri, Toksoid ve Cansız Boğmaca) Erişkin ve büyük çocuklarla kıyaslandığında, 12 ay altındaki infantlar gerçek anlamda yüksek boğmaca oranlarına ve boğmaca ile ilişkili ölümlerin geniş

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya Gebelikte diyabet taraması Prof. Dr. Yalçın Kimya Gestasyonel diyabet İlk defa gebelik sırasında saptanan diyabet Diagnosis and classification of diabetes mellitus. Diabetes Care 2010;33(Suppl 1):S62 9.

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı Kolesterol Metabolizması Prof. Dr. Fidancı Kolesterol oldukça önemli bir biyolojik moleküldür. Membran yapısında önemli rol oynar. Steroid hormonların ve safra asitlerinin sentezinde öncül maddedir. Diyet

Detaylı