BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ KORUNMASI VE KULLANIMI
|
|
- Alp Karakuş
- 9 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ KORUNMASI VE KULLANIMI Alptekin KARAGÖZ 1 Nusret ZENCİRCİ 2 Ayfer TAN 3 Tuncer TAŞKIN 3 Hamit KÖKSEL 4, Muzaffer SÜREK 5 Cengiz TOKER 6 Kürşad ÖZBEK 7 ÖZET Değişen çevre koşullarına karşın hızla büyümekte olan dünya nüfusunun beslenmesi sorunu, genetik kaynakların önem ve değerini biraz daha arttırmaktadır. Genetik kaynaklar onbinlerce yıllık gelişme süreci boyunca birçok baskı koşullarına karşı dayanıklılık geliştirdiklerinden günümüzde karşı karşıya olduğumuz sorunları aşmada sigorta ve anahtar durumunda olup birçok uluslar arası sözleşmenin de konusudur. Bunların en geniş kapsamlısı olan Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi nin üç temel prensibi bu kaynakların korunması, sürdürülebilir kullanımı ile kaynakların kullanımından doğacak yararların paylaşımıdır. Bu bildirinin amacı biyolojik çeşitlilik unsurlarının en önemlilerinden biri olan bitki genetik kaynaklarının koruma ve kullanım konularında ülkemizde yapılan çalışmaların bir özetini vermektir. Türkiye bitki genetik çeşitliliği bakımından çok özel bir konumda bulunmaktadır. Avrupa ve Asya Anakaralarına yayılmış toplam 78 milyon ha alanda i endemik olmak üzere toplam takson barındırmaktadır. Bitkisel genetik çeşitliliğin zenginliği temel olarak, topografya, iklim ve diğer çevre koşullarının kısa mesafeler içinde değişen büyük bir çeşitlilik göstermesinden kaynaklanmaktadır. Biyolojik çeşitlilik unsurlarının en önemlilerinden biri olan bitki genetik kaynakları temel olarak ex situ ve in situ stratejilerle korunmaktadır. Ex situ yöntemler içinde yer alan tohum gen bankalarımızda toplanmış olan tohum örnekleri temel (uzun süreli) ve aktif (kısa ve orta süreli) koleksiyonlar halinde, vejetatif materyal ise çeşitli enstitü arazilerinde oluşturulmuş olan tarla gen bankalarında korunmaktadır. Son yıllarda ülkemizde ultra soğuk koşullarda koruma çalışmalarının başlatılması için altyapı oluşturulmaktadır. İn situ yöntemlerle de hektar alan koruma altındadır. Bitki genetik kaynaklarının korunması konusunda bölgemizde önder bir konumda olmamıza rağmen bu değerli hazinenin kullanımı konusunda fazla bir yol kat edilememiştir. Korumayla doğrudan ya da dolaylı ilişkili birçok yasal düzenlemeler olmakla beraber bu yasaların aksine hükümler taşıyan düzenlemeler de vardır. Buna ek olarak koruma işiyle görevli kurumlar arasındaki eşgüdüm eksikliği de kaynakların akılcı bir şekilde korunması ve kullanımı önünde engeldir. Koruma ve sürdürülebilir kullanım bakımından üzerinde durulması gereken diğer bir konu da kültür bitkilerinin yerel çeşitlerinin durumudur. Tohumculuk üzerine yapılan yasal düzenlemeler, sadece kayıt altına alınmış tohumlukların ticaretine izin vermektedir. Yasada belirtilen geçiş süresi 2011 yılı sonlarında dolmaktadır. Bu durumda da çiftçi çeşitlerinin tohumluklarının üretimi ve ticaretini kolaylaştıracak yeni yasal düzenlemelere acilen gerek duyulmaktadır. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin amaçlarından bir olan biyolojik çeşitlilik unsurlarının kullanımından doğan yararların eşit ve adil paylaşımı konusu üzerinde bir ilerleme sağlanamamıştır. Gerek gelecekte oluşturulması olası uluslar arası düzenlemeler gerek yerel çeşitlerin tohumluklarının ticaretinin önünün açılması için başta çiftçi çeşitlerimiz olmak üzere tüm bitki genetik kaynaklarımızın yasal düzenlemeyle kayıt altına alınması gerekmektedir. Günümüzde genetiği değiştirilmiş organizmaların biyolojik çeşitlilik yanında insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri olduğu bildirilmektedir. Buna karşın henüz ülkemizde biyogüvenliğin sağlanmasına ilişkin bir yasa çıkarılmadan, Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik adında bir yasal düzenlemeye gidilmiştir. Bu Yönetmeliğe dayanak olması gereken Biyogüvenlik Yasasının da bir an önce çıkarılması gereklidir. Anahtar sözcükler: Bitki genetik kaynakları, koruma, kullanım 1 Yrd. Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bl. Aksaray 2 Doç., Dr. İzzet Baysal Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bl. Bolu 3 Dr., Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, İzmir 4 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Gıda Müh. Bl. Bşk., Ankara 5 Zir.Yük. Müh. TAGEM (Emekli), Ankara 6 Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Antalya 7 Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü, Ankara 155
2 1. GİRİŞ Küresel ısınma ve iklim değişikliği şeklinde kendini gösteren küresel sorunlar, genetik kaynakların önemini ve değerini bir kez daha ortaya koymuştur. Artan dünya nüfusunun gıda gereksinimi günümüze dek bir ölçüde girdi kullanımı ve yüksek verimli çeşitler geliştirmek yoluyla karşılanmıştır. Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısı, çevre sorunlarının sınır aşan niteliğinin tüm dünyada belirgin bir şekilde hissedilmesine paralel olarak, uluslararası düzeyde çözümlerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların da yoğunlaştığı bir dönem olmuştur. Biyolojik çeşitlilik, başta gıda olmak üzere insanların temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. İnsan faaliyetleri sonucu oluşan kirlilik kadar, doğal kaynakların sürekli ve yanlış kullanımı nedeniyle küresel biyolojik çeşitliliğin 2020 yılına kadar %20 sinin kaybedileceği tahmin edilmektedir. Biyolojik çeşitlikte meydana gelen kayıplar, bunların sağladığı ekolojik hizmetlerde de kayba neden olmaktadır. Bitkisel biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden olan Türkiye, değişik olumsuz etkenler nedeniyle biyolojik çeşitlilik kaybıyla karşı karşıyadır. Sonuçta ortaya çıkacak olumsuz etkiler dikkate alındığında, yaşam formlarının bileşimindeki sürekli ve şiddetli değişimin olası etkileri, haklı olarak uluslararası kuruluşların kaygı duymalarına neden olmuştur de imzaya açılan Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi doğal kaynakların korunmasına yönelik küresel taahhütlerden birisidir. Fosil yakıt kullanımı, sanayileşme, hızlı nüfus artışı, enerji üretimi, ormansızlaşma gibi etkiler sonucunda atmosfere salınan gazlar sera etkisi yaratmaktadır. Bu durum dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına ve küresel ısınmaya yol açmaktadır. Küresel ısınmanın kaçınılmaz etkisi iklim değişikliğidir. İklimdeki önemli değişimler ve bunun etkileri şimdiden küresel ölçekte görülmeye başlanmış olup, bu etkilerin gelecekte daha da belirgin hale gelmesi beklenmektedir. Tarımsal etkinlikler, ormancılık, yapılaşma, sanayileşme, iklim değişikliği, ekosistem parçalanması gibi biyolojik çeşitlilik üzerine olumsuz etkilerde bulunan etmenlerin gelecekte biyoçeşitliliğin durumunu ne ölçüde etkileyeceği sorusunun yanıtını almak için hazırlanan bir takım senaryolarda 2000 yılında % 45 düzeyinde olan potansiyelin 2030 yılında % arasındaki bir düzeye kadar düşeceği hesaplanmıştır (Alkemade ve ark., 2009) yılına kadar ortalama küresel sıcaklığın 1,4 5,8 C artacağı öngörülmektedir. Dünyadaki doğal denge, insanlardan kaynaklanan yoğun bir ısınma süreciyle bozulmakta ve bu durum dünyadaki hayatın büyük bölümünün tabi olduğu iklimin değişmesine yol açmakta. Sera etkisi yaratan gazların salımı hemen kesilse bile, bu etkinin uzun yıllar devam etmesi kaçınılmazdır. Avrupa Birliği ülkelerinde biyoçeşitlilikte yaşanan kayıpların hızının aşağıdaki önlemlerle bir ölçüde azaltılabilmesi mümkün olacağı bildirilmektedir (Alkemade ve ark., 2009): Daha etkin gıda üretimi Enerji ormanı tesisi Et tüketiminin azaltılması Enerjinin etkin kullanımı ve tasarrufu yoluyla iklim değişikliğinin hızının azaltılması Azot birikiminin önüne geçilmesi Ekosistem parçalanmasının önüne geçilmesi Korunan alanların artırılması Günümüzde tüm yaşam bitkilere bağlıdır. Besinlerimiz ya doğrudan doğruya bitkilerden, ya da bitkilerle beslenen hayvanlardan sağlanan ürünlerden oluşmaktadır. Bitkiler aynı zamanda doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak insanların yağ, ilaç, giyim v.b. gereksinimlerini karşılamaktadır. Dünyada birçok bitkisel madde yapay olarak elde edilebilmiştir. Örneğin, doğal pamuk ya da keten lifleri yerine sentetik lifler, doğal kauçuk yerine sentetik kauçuk yapılmıştır. Fakat dünya nüfusunun % 75 inin temel gıdasını oluşturan buğday, mısır, pancar, patates, çeltik, fasulya v.b. besin maddelerini sentetik yoldan elde etmek mümkün olmamıştır (Wilkes, 1983). Hızla artan dünya nüfusu, her gün sofraya oturan daha fazla sayıda insanın beslenme sorununu ortaya çıkarmakta ve 156
3 dünyamızda beslenme yetersizliği ve açlıktan ölümler devam etmektedir. Mevcut çeşitler ve ıslah hatlarındaki genetik farklılıkların kullanılması, sorunun çözümü için yeterli olamamaktadır (Şehirali ve ark., 2005). Tarımsal üretimde amaç, bitkinin verim potansiyeline ulaşabilmesi için gerekli girdileri sağlayarak en üstün verimi elde etmektedir. Ancak, tüm gelişmiş tekniklerin uygulanmasına hızla artan dünya nüfusunun gereksinimlerini karşılayacak, tarımsal üretim artışını sağlayacak yeni çeşitlerin geliştirilmesi zorunludur. Bu yönden yapılacak çalışmalarda ıslahçının en büyük yardımcısı Bitkisel Gen Kaynakları dır (Şehirali ve Özgen, 1987). Şüphesiz ıslahçı geçmişe oranla günümüzde daha geniş genetik kaynağa gerek duymaktadır. Standart çeşitler ve kendilenmiş hatlar yanında yabani türler, ilkel kültür çeşitleri ya da yerel ırklar, bitkilerin kültüre alındığı dağlık yörelerde ve ormanlarda bulunmaktadır. Anılan geniş genetik tabanlı çeşitlerin geliştirilmesi genetik değişim miktarı ile sınırlıdır (Frankel, 1973; Arnold, 1978). Günümüzde genetik kaynaklar konusu çok sayıda ülkede hükümetlerin yüksek düzeyde dikkatini çekmektedir. Konu uluslar arası düzeyde tartışılmaktadır. Genetik kaynaklara karşı ilgi ve duyarlılık büyümektedir. Yıllardır toprağı, suyu ve havayı temel doğal kaynak olarak göz önünde bulundurduk. Ancak yakın bir geçmişte bunlara dördüncü temel doğal kaynak olarak ta genetik kaynakları ekledik. Dünyamızı güneş sisteminde eşsiz yapan, genetik kaynaklardır. Genetik kaynaklar, canlıların gelişimini yönlendiren genleri içerir. Bu genlerin farklı kombinasyonları geçmişte ve günümüzde yapılmış, gelecekte yapılacak bitki ıslahı çalışmaları için son derece önemli olan genetik çeşitliliğin oluşumunu sağlamaktır. Bu alanda çalışanlar olarak, bu çok değerli genlerin gelecek için korunmasından sorumluyuz. Bitki ıslahçıları ve biyoteknologlar, tohumların canlılığı, genetik stabilitesi özellikleri bakımından ürettiğimiz araştırma sonuçlarını dikkate alacaklardır. Bitki genetik kaynakları yönünden kendine yeterli olmak, bütün ana germplasm sistemlerinin hedefidir. Ancak bunu hiçbir ülke tek başına gerçekleştiremez. Bu nedenle uluslararası ve ulusal kuruluşlar (Bioversity Int. v.b.) oluşturulmuş ve görev yapmaktadırlar. Hemen bütün bilim adamları bitki genetik kaynaklarını, gıda, yem, lif, süs ve endüstri bitkilerinin ıslahı ve geliştirilmesinde serbestçe kullanabilmektedirler. Bilim adamları aynı zamanda genetik kaynakların gelecek için korunması ve saklanması amacıyla paylaşılmaları gereğini de kavramışlardır. Genetik kaynakların korunması güncel haberlerde yerini almıştır. Oysa bu yeni bir fikir değildir. Tohumların sonraki ekim için toplanması ve saklanması, en az yazılı tarih kadar eskidir. Örneğin M. Ö lü yıllarda Sümerler gül, incir ve üzüm çeşitlerini toplamak için Anadolu ya gelmişlerdir. M. Ö yıllarındaki bir kayıtta ise Mısır kraliçesi bazı ağaç türlerini toplamak amacıyla Somali ye adamlarını göndermiş; toplanan bu bitkiler Nil nehri boyunca saksılar içinde aşağıya taşınmış ve saray bahçelerine dikilmiştir. Bu bilgilerin Thebe tapınağının duvarlarında yazıldığı bildirilmektedir (Fitzgerald, 1989). Daha sonra Avrupalı kâşifler, 16. yüzyıl sonlarında ve 17. yüzyıl başlarında yenidünyada insanların kullandığı doğal ürünler ve bitkileri belirleyerek bunları Avrupa ya taşımışlardır. İlk botanik bahçeleri 16. ve 17. yüzyılda kurulmuştur (1545 te Paris ve 1690 da Edinburg). N. I. Vavilov, bitkilerin çeşitliliği ve yabani akrabaların önemini ilk açıklayan ve onları toplayan kişidir. Kendisinin bu çalışmaları, bitkilerin Orijin Merkezleri hipotezini formüle etmeyi sağlamıştır. Daha sonra J. Harlan ın arpa; Kuckuck un buğday; J. Hawkes in patates üzerindeki çalışmaları, diğer bitki genetik kaynak koruyucularına ilham oluşturmuş ve sistemik geziler düzenlenerek bitki genetik kaynaklarının zenginliği incelenmiştir. Türkiye de bitki genetik kaynaklarının toplanması ve değerlendirilmesi konusunda çalışmalar XX. Yüzyılın ilk çeyreğinde başlamıştır. Türk bilim adamı Mirza Gökgöl, Dünya da genetik kaynakların öneminin henüz anlaşılmaya başlandığı dönemlerde, bu konuda söz sahibi olan Vavilov ve Harlan ve Zhukovsky gibi ilim adamları ile eş zamanlı olarak, Türkiye nin her yanından topladığı binlerce buğday örneklerini karakterize ederek in üzerinde farklı tip ve bunların arasından da 256 adet yeni buğday varyetesi belirlemiştir. Gökgöl, Türkiye de bulunan çiftçi çeşitlerinin, bitki ıslahçıları için sonsuz bir hazine olduğunu belirtmiştir (Gökgöl,1935; 1939). 157
4 Vavilov tarafından 1926 yılında ortaya konan Bitkilerin gen merkezleri ve menşei teorisi, bu bitkilerin menşeinin saptanmasında, yakın çevrelerinde yabani akrabalarının bulunup bulunmadığını dikkate almayarak, kökeninin ve gen merkezlerinin varyete zenginliğinin bulunduğu yerler olduğunu iddia ediyordu. Buna göre diploid buğdayın gen merkezinin Anadolu, tetraploid buğdayların Hindistan ın kuzeyinde Himalaya etekleri ve hekzaploid buğdayın da Afganistan ve Doğu İran orijinli oldukları iddia ediliyordu. Ancak Gökgöl (Mayıs 1939) ve Flaksberger (Ağustos 1939) buğdayın menşeinin birbirinden binlerce kilometre uzaktaki üç ayrı bölgeden değil, Ön Asya içerisinde başta Anadolu olmak üzere Güney Kafkasya, Irak ve Batı İran gibi çok geniş bir bölge olduğunu öne sürdüler. Vavilov bu itirazları haklı bularak öne sürülen fikirleri kabul etmiştir. Bu şekilde Vavilov un dünyaca ünlü teorisine yeni bir yön verilmiştir (Gökgöl ve Taşan, 1978). Modern çağımızda da tarımsal üretimi arttırmak, yüksek düzeyde stabilize etmek için genetik kaynakların toplanması, saklanması ve kullanımı giderek artan önem ve duyarlılık kazanmış, gelecek için bitki genetik kaynaklarının korunmasında daha fazla gecikmemenin gerektiği çok açık bir şekilde anlaşılmıştır. Geçmişte dünyamızın ve ülkemizin değişik yerlerinden toplanmış olan bitkisel genetik kaynaklarını; gelecekte gereksinim olduğunda doğada bulamayabiliriz. Geçmişte ülkemizin büyük kısmı ormanlarla kaplıydı. Tarih boyunca Türkiye, çok sayıda uygarlığın geçiş yolu olarak kullanılmış ve bunlardan bazılarına da ev sahipliği yapmıştır. İnsan topluluklarının hareketi, çok sayıda kültür bitkisinin yabani türlerinin bir yerden bir yere taşınmasına yol açmış, bu yolla genetik çeşitliliğin artmasına katkıda bulunulmuştur. Bitki genetik kaynakları üzerindeki tehditler nüfusun artmasıyla başlamış, son yüzyılda ise farklı nedenler bu değişikliğin artışında etken olmuştur, bunlar: Tarımsal çalışmalar (Mera alanlarının sürülmesi, aşırı otlatma, anızın yakılması, aşırı gübre ve tarımsal ilaç kullanımı, yüksek verimli çeşitlerin çiftçi çeşitlerinin yerini alması), Şehirleşme, endüstrileşme, yol ve baraj yapımları, Doğadan aşırı bitki toplama ve sökümü, Aşırı orman kesimi ve orman yangınları, İkinci konut edinimi ve turizm sektöründeki hızlı gelişmeler, Yetişmiş insan eksikliği, şeklinde sıralanabilir. Genetik kaynaklar konusunda çalışacak kadroların doldurulmasında da sorunlarımızın olduğu bilinmektedir. Ulusal sistem geliştikçe sistemde görev alanlara uygun yetki ve sorumlulukları verilmelidir. Sistemin etkin çalışmasını sağlamak için sistem, iyi eğitilmiş nitelikli insanlar için çekici hale getirilmelidir. Hükümet, Enstitüler ve halkın bitki koleksiyonlarının oluşturulması ve saklanmasının önemini daha iyi kavramasıyla, tüm bunlar kendiliğinden gerçekleşecektir. İnsanoğlunun gelecekteki varlığı ve refahı için tarımsal üretimi koruma ve iyileştirmenin tek yolu genetik çeşitliliğin var olmasıdır (Şehirali ve ark., 2005). 2. TÜRKİYE DE BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ DURUMU Türkiye bitki genetik kaynakları yönünden çok özel bir konumda bulunmaktadır. Vavilov (1994) un açıklamış olduğu çeşitlilik ve orijin merkezlerinden Akdeniz ve Yakın Doğu Merkezleri Türkiye de örtüşmektedir. J. Harlan a göre ülkemizde 100 den fazla türün geniş değişim gösterdiği 5 mikro-gen merkezi bulunmaktadır (Demir 1990). Bu merkezler ve yaygın bitki türleri çizelge 1 de özetlenmiştir. 158
5 Mikrogen Merkez Trakya-Ege Güney-Doğu Anadolu Samsun-Tokat-Amasya Çizelge 1. Türkiye deki Mikrogen Merkezleri ve Yaygın Türler Türler Buğday (ekmeklik, makarnalık, turnagagası, topbaş, kaplıca, kavuzlu), kaba tahıl, kavun, mercimek, nohut, adi fiğ, lüpenler, üçgüller. Kaplıca, gernik, Ae. speltoides, sakız kabağı, karpuz, kavun, salatalık, asma, fasulya, mercimek, nohut, bakla, yem bitkileri. Meyve cins ve türleri, fasulya, mercimek, bakla, baklagil yem bitkileri. Kayseri ve civarı Ağrı ve civarı Elma, badem, armut, meyve türleri, asma, mercimek, nohut, yonca, korunga. Elma, kayısı, vişne, kiraz, kavun, baklagil yem bitkileri. Türkiye ve Doğu Ege Adalarının Florasının verildiği 11 ciltlik kaynak eserin yayınlanmasından sonra yapılan yüzlerce yeni kayıtla ilgili yayınların taranması ve yeni türlerin gözden geçirilmesi sonucu 2007 yılı sonu itibarıyla yurdumuzda bulunan bitki taksonları sayısının ya ulaştığı belirlenmiştir. Bu sayının %32.7 sine karşılık gelen adedi endemiktir (Davis, ; Davis ve ark., 1988; Güner ve ark., 2000; Vural, 2003; Erik ve Tarıkahya, 2004; Özhatay ve Kültür, 2006; Özhatay ve ark., 2009). Bir başka deyişle Türkiye çok sayıda önemli kültür bitkisi ve diğer bitki türlerinin orijin ya da çeşitlilik merkezidir (Şehirali ve ark., 2005). İki ayrı gen ve çeşitlilik merkezinin örtüştüğü yerde bulunan Türkiye nin gen ve orijin merkezi olduğu bazı önemli kültür bitkileri şöylece sıralanabilir: Triticum, Hordeum, Secale, Avena, Linum, Allium, Cicer, Lens, Pisum, Medicago ve Vicia. Türkiye de buğdayın (Triticum ve Aegilops) 25, arpanın (Hordeum) 8, çavdarın (Secale) 5 ve yulafın (Avena) da 8 adet yabani akrabası vardır. Türkiye yemeklik tane baklagiller ve yem bitkilerini yabani akrabaları bakımından da zengindir. Mercimeğin (Lens) 4, nohutun (Cicer) 10, üçgülün (Trifolium) 11 tanesi endemik olmak üzere 104, yoncanın (Medicago) 34, korunganın (Onobrychis) 42, fiğin (Vicia) 6 tanesi endemik olmak üzere 60 türü ülkemizde bulunmaktadır (Açıkgöz ve ark., 1998). Türkiye aynı zamanda Amygdalus spp., Cucumis melo, C. sativus, Cucurbita moshata, C. pepo, Malus spp., Pistachio spp., Prunus spp., Pyrus spp. ve Vitis vinifera türlerinin mikro gen merkezidir (Tan, 1998). Türkiye de yapılan çeşitli arkeolojik kazılardan sağlanan bilgiler tahıl tarımının yaklaşık yıl önce Anadolu da başladığını kanıtlamıştır. Bu yönden sağlanan bilgiler Çizelge 2 de özetlenmiştir (Harlan,1995; van Zeitz ve de Roller, 1995). Yaklaşık tarih (MÖ) Çizelge 2. Türkiye de Bazı Kazı Alanlarından Çıkarılan Bitki Kalıntıları ve Bunların Ait Oldukları Dönemler (Harlan 1995, Van Zeitz Ve De Roller, 1995). Kazı yerleri Bitki kalıntıları 7500 Aşıklı Höyük Siyez, gernik, makarnalık buğday, arpa, mercimek, burçak, bezelye, nohut Çayönü Yabani siyez, gernik ve arpa; kültüre alınmış siyez, gernik, bezelye, mercimek, fiğ ve keten 6750 Hacılar Yabani siyez; kültüre alınmış gernik 6500 Can Hasan Yabani siyez; kültüre alınmış siyez, gernik, buğday, arpa (2 sıralı), mercimek, fiğ Çatal Höyük Kültüre alınmış siyez, gernik, buğday, arpa (çıplak), bezelye, fiğ Erbaba Kültüre alınmış siyez, gernik, buğday, arpa (2 sıralı ve çıplak), bezelye, mercimek, fiğ Buğday ve arpanın ilk kez Verimli Hilal (İsrail, Filistin, Suriye nin batı kısımları, Türkiye nin güneydoğusu, kuzey Irak ve İran ın batı kısmını kapsayan alan) olarak bilinen alanda kültüre alındığı yaygın şekilde kabul görmüştür. Önceki bilgilerimize ek olarak son yıllarda yayınlanmış olan çok sayıdaki araştırma bulguları, buğday tarımının dünyada ilk kez Verimli Hilal içinde yer alan Karacadağ 159
6 ve yöresinde başladığını vurgulamaktadır (Heun ve ark., 1977; Diamond, 1997; Nesbit ve Samuel, 1998; Lev-Yadun ve ark., 2000; Özkan ve ark., 2002). Türkiye, aynı zamanda, farklı bitki coğrafya bölgelerine de sahiptir. Bunlar Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan bölgeleridir. Avrupa-Sibirya Bölgesi Kuzey Anadolu da boydan boya ve Trakya Bölgesinin Karadeniz e bakan kısımlarında uzanmaktadır. En yağışlı iklim bölgesidir, geniş kısmı ormanlarla kaplıdır. Bölgenin karakteristik bitkilerinden bazıları: Abies nordmanniana, Acer campestre, Alnus glutinosa, Argyrolobolium calcynicum, Calamintha grandiflora, Carpinus betulus, Coryllus avellana, Coryllus colurna, Crataegus microphylla, Diospyros lotus, Euphorbia amygdaloides, Fagus orientalis, Galium odoratum, Hypericum bupleuroides, Lathyrus roseus, L. aureus, Lilium ponticum, Lycopodium spp., Papaver lateritium, Picea orientalis, Pinus nigra, P. sylvestris, Primula cortusifolia, Pyrola spp., Quercus spp., Ranunculus brutius, Rhododendron spp., Salvia glutinosa, Smilax excelsa, Trachystemon orientale, Tilia tomentosa ve Valeriana alliariifolia olarak sıralanabilir (Şehirali ve ark., 2005). Akdeniz Bitki Coğrafya Bölgesi, Akdeniz e kıyısı olan tüm yöreler ile Trakya nın batı kısımlarını kaplar. Bu bölgelerin özellikle yüksek kısımlarında endemizm bakımından ortaya çıkan önemli floristik farklılıklar vardır. Bu farklılık özellikle, Toros dağları üzerinde Batı Anadolu ya oranla daha belirgindir. Herdem yeşil çalı türleri, kızılçam ve maki, Akdeniz bölgesini kaplayan baskın bitkilerdir. Bu bölgenini karakteristik bitkilerinden bazıları Amygdalus orientalis, Arbutus spp., Cedrus libani, Ceratonia siliqua, Cistus creticus, Juniperus oxycedrus, Laurus nobilis, Lavandula stoechas, Myrtus communis, Nerium oleander, Olea europaea, Pinus brutia, P. nigra, P. pinea, Pistacia lentiscus, P. terebinthus, P. atlantica, Sarcopoterium spinosum, Prunus microcarpa, Pyrus elaeagnifolia, Quercus spp., Styrax officinalis, Thymbra spicata ve Vitex agnus-castus olarak sıralanabilir (Şehirali ve ark., 2005). İran-Turan bölgesi, Bitki Coğrafya Bölgelerinin en genişidir ve Orta Anadolu dan başlayarak Moğolistan a kadar uzanır. Bölgede karasal iklim ve step bitkileri baskındır. Bölgenin karakteristik türlerinden bazıları Acantholimon spp., Achillea spp., Artemisia spp., Astragalus spp., Bromus spp., Crataegus orientalis, Euphorbia tinctoria, Isatis glauca, Juniperus excelsa, Linum hirsutum, Medicago spp., Noaea mucronata, Onobrychis spp., Peganum harmala, Phlomis armeniaca, Pistacia khinjuk, Poa bulbosa, Prunus spp., Pyrus spp., Quercus spp., Rhamnus spp., Stipa spp. ve Teucrium orientale olarak sıralanabilir (Şehirali ve ark., 2005). Öte yandan Türkiye, barındırdığı bitki türlerinin endemizmi yönünden de zengindir. Bu türler çoğunlukla Anadolu da yaygındır. Türkiye nin Avrupa yakası endemizm yönünden son derece fakirdir. Endemik bitki türleri özellikle dağlık kısımlarda yoğunlaşmaktadır. En fazla endemik bitki türü barındıran yörelerimiz. Toroslar (özellikle orta Toroslar), Amonos, Kaz dağları, Antitoroslar, Kuzey Geçit Bölgesi, Doğu Anadolu nun Kuzey ve Güneyi ile Tuz Gölü civarıdır. Türkiye nin % 26 sı günümüzde ormanlarla kaplıdır (20.2 mil. ha). Bu alanların % 44 ü (8.4 mil. ha) verimli ormanlardır. Kalan kısmı derecelendirme dışı orman olarak kabul edilmektedir (Anonim, 1989). Türkiye deki den fazla bitki türünün hemen yarısı Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır. Bu tür zenginliğinin asıl nedeni, bölgenin arızalı topoğrafik yapıya ve farklı iklim koşullarına sahip olmasıdır. Bu yönden bakıldığında 564 odunsu türün 76 tanesi endemik olarak saptanmıştır. Yalnızca Türkiye ye özgü 23 gymnosperm türü bulunmaktadır (Kaya ve ark. 1997). Türkiye orman alanlarında bulunan bazı önemli ağaç türleri şunlardır: Çam türleri (Pinus brutia, P. nigra, P. sylvestris, P. halepensis ve P. pinea; göknar türleri (Abies nordmanniana subsp. nordmanniana, A. nordmanniana subsp. bornmulleriana, A. nordmanniana subsp. equitrojani, A. cilicica subsp. cilicica, A. cilicica subsp. isaurica), sedir (Cedrus libani), kayın (Fagus orientalis), doğu ladini (Picea orientalis), ıhlamur (Tilia), kara ağaç (Alnus spp.,2 tür), ardıç (Juniperus spp., 8 tür), meşe (Quercus spp., yaklaşık 20 tür) olarak sıralanabilir (Şehirali ve ark., 2005). Türkiye'nin florası ve özellikle tohumsuz bitkiler yeterince araştırılmamıştır. Yerli ve yabancı bilim adamları daha çok tohumlu bitkiler üzerinde durmuşlardır. Dolayısıyla, ülkenin tohumsuz bitkileri hakkındaki bilgiler yetersizdir. Bu bitkiler hakkındaki sınırlı bilgileri aşağıda özetlenmiştir. Türkiye'nin alg varlığı bunların kuşkusuz çok üzerinde olup 4500 olarak tahmin edilmektedir. Dünyada türü olduğu bilinen mantarlardan Türkiye'de hangi türlerin yetiştiği kesin olarak 160
7 bilinmemektedir. Ancak, şapkalı mantarlardan 500'e yakın türün Türkiye'de yetiştiği tahmin edilmektedir. Bu şapkalı mantarlardan kuzu göbeği (Morchella esculenta) en çok tutulan bir türdür. Doğadan toplanan öteki mantar türleri; Şampiyon (Agaricus campestris), Kanlıca (Agaricus salmonicolor), Cücekız, Kayın ve Horoz mantarı diye bilinen Cantharellus cibarius tur. Bunlardan başka Penicillum ve Aspergillus gibi yeşil küf mantarları ve çavdar mahmuzu (Claviceps purpurea) 'nın da bulunduğu bilinmektedir. Algler ile mantarların bir araya gelmesinden oluşan, canlı ve ölü ağaçlar üzerinde yaşayan liken türleri arasında Manna Likeni ya da Kudret helvası denilen Leonora esculenta Güneydoğu Anadolu'da çok yaygın olup ve burada bir besin maddesi olarak kullanılır. Ülkede yetişen liken türleri ile bunların yayılışları hakkında yeterli bilgilerimiz yoktur. Bununla birlikte, ülkedeki likenlerin daha çok Kabuksu Likenler olduğu bilinmektedir. Yapraksı ve Çalımsı likenler ise pek azdır (Kün ve ark., 1996). Türkiye'de ciğer yosunları (Hepaticae) ve yaprak yosunları (Musci) olarak iki sınıfa ayrılan kara yosunları üzerindeki çalışmalarla, yaklaşık 250 türü saptanmıştır. Kara yosunları, nemli bir iklime sahip olan Karadeniz, özellikle Doğu Karadeniz bölgesi ile, kıyı bölgelerimizde ve yüksek dağ ve yaylalarımızda çayırlar arasında, ağaç gövdeleri, kayalar üzerinde ve sulak yerlerde yaygındır. Türkiye'deki kara yosunları türleri 400'ün üzerinde olacağı sanılmaktadır. Eğreltiler yurdun ormanlık ve dağlık bölgelerinde yayılmışlardır. Özellikle Doğu Karadeniz bölgesi eğreltiler bakımından oldukça zengindir. Bu bitki grubu içerisinde önemli olarak Atkuyruğu (Equisetum) cinsinden 7 türün, kibrit otları (Lycopodium) cinsinden 5 türün, Hakiki eğreltilerden (Filicales) ise 23 cins içerisinde 60 türün bulunduğu bilinmektedir. En yaygın olan eğrelti türü Dryopteris filix-mas olup Doğu Karadeniz bölgesinde yetişir (Kün ve ark., 1996). Bütün dünyada gittikçe azalan açık tohumlular, yeryüzünün değişen ekolojik koşullarına uyum sağlayamayan türlerini kaybetmiştir. Bu grubun en önemli familyası Çamgiller'in (Pinaceae) dört cinsi, Selvigiller (Cupressaceae) familyasının 2, Porsukgiller (Taxaceae) ve Denizüzümleri (Ephedraceae) familyalarının da birer cinsi Türkiye'de bulunmaktadır. Bu bitki grubu içerisinde 8 ardıç (Juniperus), 5 çam (Pinus), 2 göknar (Abies cinsinin 2 alt türü bulunmaktadır) ve birer de ladin (Picea), porsuk (Taxus), selvi (Cupressus) ve sedir (Cedrus) türü Türkiye'de bulunmaktadır. Denizüzümü'nün (Ephedra) ise üç türü vardır. Denizüzümü türleri daha çok bozkır formasyonunun taşlık kayalık kesimlerinde, öteki cinsler ise ormanlarda yer almaktadır. Davis ( ), açık tohumlu bitkiler grubunda Türkiye'de 22 bitki türünün bulunduğunu bildirmektedir (Kün ve ark., 1996). 3. TÜRKİYE DE BİTKİ GENETİK KAYNAKLARINI KORUMA ÇALIŞMALARI Yasal Düzenlemeler Ülkemizde bitki genetik kaynaklarının korunmasıyla ilişkili Orman Kanunu (1956), Çevre Kanunu (1983), Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu (1983), Milli Parklar Kanunu (1983), Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu (1995), Mera Kanunu (1998), Bitki Genetik Kaynaklarının Toplanması Muhafazası ve Kullanılması Hakkında Yönetmelik (1992), Doğal Çiçek Soğanlarının Sökümü, Üretimi ve İhracatına Ait Yönetmelik (2004 yılında güncellenmiştir) (1995), Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği (2005), Tarım Arazilerinin Korunması ve Kullanılmasına Dair Yönetmelik (2003), İyi Tarım Uygulamalarına İlişkin Yönetmelik (2004) gibi birçok yasal düzenlemeler vardır. Anayasamızda bitki genetik kaynaklarının korunmasına doğrudan değinen bir madde bulunmamakla birlikte, 63. madde ile hükümetin tarihi, kültürel ve doğal değerleri ve kaynakların korunması ile bu konuda halkın bu değerleri koruması yönündeki çabalarının desteklenmesi öngörülmüştür (Şehirali ve ark., 2005). Türkiye, doğal ve biyolojik kaynakların korunması, değişimi ve ticaretini konu alan birçok uluslar arası anlaşma, antlaşma, sözleşme ve protokole de imza atmıştır. Bunlar; Bern Sözleşmesi (Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi) (1984), Akdeniz de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol (1983), Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşları Yaşama Alanı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi) (1994), Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) (1996), Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1997), Özellikle Afrika' da, Ciddi Kuraklık ve/veya Çölleşmeye Maruz Ülkelerde Çölleşme ile Mücadele İçin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (1998), Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (2003), BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) (2004), Cartagena Biyogüvenlik Protokolü (2004), Gıda ve Tarım Bitki Genetik Kaynakları Uluslararası Antlaşması (2006). 161
8 Türkiye bu alandaki çalışmaları süresince çok sayıda uluslar arası kuruma da üye olmuştur. Bunlar: Dünya Bankası; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO); Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Uluslararası Birliği (IUCN); Dünya Doğa Fonu (WWF); Avrupa Konseyi- Naturopa Merkezi; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO); Bioversity International; Uluslararası Kuru Tarım Alanları Araştırma Merkezi (ICARDA); Uluslararası Mısır ve Buğday Islah Merkezi (CIMMYT); Uluslararası Orman Araştırma Organizasyonu Birliği (IUFRO); Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP); Avrupa Birliği Genetik Kaynakları Ağı İşbirliği Programı (ECP/GR); Avrupa Orman Genetik Kaynakları Programı (EUFORGEN) olarak sıralanabilir (Şehirali ve ark., 2005). Tarım ve Köyişleri (TKB) ile Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB) canlı doğal kaynakların korunmasıyla ilgili olarak çıkarılan her türlü yasal düzenlemelerin uygulanmasından sorumlu temel kuruluşlardır Bitki genetik kaynaklarını Koruma Teknikleri Koruma, gen havuzunda bulunan genetik çeşitliliğin insanlığın kullanımına sunulması amacıyla yapılan saklama işlemini ifade eder. Genetik kaynak materyali olarak muhafaza edilecek olan yabani ve kültür bitkileri üç ana grupta toplanabilir (Taşkın, 2008): a. Tohumları düşük ısı ve nem içeren ortamlarda uzun süre saklanan bitkiler. Orthodox tip denilen bu tohumlar 20ºC veya daha düşük ısılarda ve % 5 7 nem içeren ortamlarda uzun süre saklanabilirler. b. Nem miktarları düştüğü zaman canlılıkları azalan dolayısıyla depolanamayan ve kısa ömürlü tohumlara sahip bitkiler. Bu tip tohumlara da recalcitrant (inatçı) tip tohum adı verilmektedir. c. Heterozigot yapıda olan ve tohumla üretilmeleri istenmeyip vejetatif olarak üretilen bitkiler. Yukarıda sözü edilen bitki grupları için her biri farklı yöntemler içeren iki temel koruma stratejisi vardır. Bunlar yerinde (in situ) ve yeri dışında (ex situ) korkuma stratejileridir. Bu iki uygulama Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinde şöyle tanımlanmaktadır (Anonim, 1996): Ex-situ koruma, biyolojik çeşitlilik elemanlarının kendi doğal yaşam ortamları dışında korunması anlamındadır ; In-situ koruma, ekosistemlerin ve doğal yaşam ortamlarının korunması, yaşayabilir tür popülasyonlarının doğal çevrelerinde; evcilleştirilmiş veya kültüre alınmış türlerin ise ayırt edici özelliklerini geliştirdikleri çevrelerde muhafazası ve geri kazanılması anlamındadır. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi yabani türler yanında çiftçilerin yüzyıllardır nesilden nesile aktardıkları çiftçi çeşitleri de her iki tanımın da içine girmektedir Yeri dışında (ex-situ) koruma Yeri dışında korumayla ilgili teknikler 1960 lı ve 1970 li yıllarda (Frankel ve Bennet, 1970; Frankel 1973; Frankel ve Hawkes 1975) geliştirilmiş ve bu gelişim, 1974 yılında IBPGR (International Board for Plant Genetic Resources) nın kurulmasını sağlamıştır. Daha sonra bu kuruluş adını önce IPGRI (International Plant Genetic Resources Institute) ve daha sonra Bioversity International olarak değiştirmiştir. Yerinde koruma teknikleri, doğal yaşam içindeki evrimleşme sürecini sağladığı için nispeten daha kolay olan yeri dışında korumaya göre tercih edilmesi gereken tekniklerdir. Yine de en ideal olanı bu iki stratejinin birbirinin destekçisi ve tamamlayıcısı olarak kullanılmasıdır. Genetik materyalin yapay koşullarda uzun süre muhafaza edilmesi amacıyla araştırmalar halen sürdürülmektedir. İn vitro kültür teknikleri de bu araştırmaların sürdüğü bir alandır. İn vitro tekniklerden yararlanarak meristem, sürgün ucu ve tomurcuk gibi bitkisel genetik materyalin muhafazasında genel olarak iki yol mevcuttur. a. Kültürün gelişimini yavaşlatarak muhafaza (bitki materyalinin mineral yağ içinde muhafazası, düşük basınç ve oksijenli ortamlarda muhafaza, şekerin besin ortamından çıkartılması, dehidratasyon (suyun azaltılması), besin ortamına absisik asit (5-10 mg/l) katılması, besin ortamına mannitol (% 3-5) katılması, besin ortamına suksinik asit (50 mg/l) katılması, düşük sıcaklık ortamında muhafaza, 162
TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM. Özet
TÜRKİYE DE BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE ENDEMİZM Mesut Uyanık 1*, Ş. Metin Kara 2, Bilal Gürbüz 1, Yasin Özgen 1 1 Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Dışkapı-Ankara 2 Ordu Üniversitesi,
BİTKİ ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 11. Ders
BİTKİ ISLAHI Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 11. Ders BİTKİ GEN KAYBAKLARI* *Bitki Islahı, 2004, Orhan KURT, OMÜ, Ziraat Fakültesi
YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK
YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK Dünyada kültüre alınıp yetiştirilmekte olan 138 meyve türünden, yaklaşık 16'sı subtropik meyve türü olan 75'e yakın tür ülkemizde
BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı
BÖLÜM 3 Artvin de Orman Varlığı Özgür EMİNAĞAOĞLU Orman, oldukça geniş bir alanda kendine özgü bir iklim oluşturabilen, belirli yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçlar, ağaçcık, çalı ve otsu bitkiler, yosun,
ARDAHAN İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI
İKTİSADÎ ARAŞTIRMALAR VAKFI ARDAHAN İLİNİN EKONOMİK KALKINMASI SEMİNER İSTANBUL, 1998 DOÇ.DR. NASİP DEMİRKUŞ: Sayın Vali'm, Sayın İktisadi Araştırmalar Vakfı Yetkilileri, Saygıdeğer Misafirler, Değerli
BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ KORUNMA VE KULLANIMI
BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ KORUNMA VE KULLANIMI Sezen ŞEHİRALİ 1, Murat ÖZGEN 2, Alptekin KARAGÖZ 3, Muzaffer SÜREK 4, Sait ADAK 5, İsmail GÜVENÇ 6, Ayfer TAN 7, Masum BURAK 8, H. Çağlar KAYMAK 9 ÖZET
GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ
GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ Bekir ENGÜRÜLÜ Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Haziran 2016 SUNUM PLANI DÜNYADA TARIMIN GÖRÜNÜMÜ TÜRKİYE TARIMINA BAKIŞ
Yönetmelik. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Yönetmelik Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: Tarımsal Üretici Birliklerinin Kuruluş Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik Amaç ve kapsam BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Bu Yönetmeliğin
TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA
TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros
/ Ocak Sayı : YÖNETMELİK. Tarımsal Üretici Birliklerinin Kuruluş. Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM
16.01.2005 / 25702 16 Ocak 2005 Resmî Gazete Sayı : 25702 YÖNETMELİK Tarımsal Üretici Birliklerinin Kuruluş Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve
ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE
TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DERS 5 TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 1-Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının
Dolu Teminatı için Sigortaya Son Kabul Tarihleri
Dolu Teminatı için Sigortaya Son Kabul Tarihleri Ana Sınıf Ürün adı Alt Sınıf İL TARİH Tarla Ürünleri Buğday (Makarnalık) Tahıllar Adana, Osmaniye, Mersin, Antalya, Muğla 31.Mar Tarla Ürünleri Buğday (Makarnalık)
ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR
ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında
YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER
YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI (10-12.05.2017-MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER Dr. Nilgün SEZER AKMAN Türkiye Tohumculuk Sektöründe Önemli Gelişmeler 1923-1960 Geleneksel tedarik 1961
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER A-HAYVANCILIK DESTEKLERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Bakanlar Kurulu Kararı MADDE 4- (1) Birime Destek 1 Sütçü ve kombine
SİVAS İLİ TARIM VE HAYVANCILIK RAPORU
SİVAS İLİ TARIM VE HAYVANCILIK RAPORU HAZIRLAYAN DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ TOBB SİVAS İLİ AKADEMİK DANIŞMANI Sivas İli 28.6 bin metrekarelik toprağı ile ülkemizin toprak büyüklüğü sıralamasında 2. sıradadır.
DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3
DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar
Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.
1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları
Genetik materyal olarak tohum depolamanın üstünlükleri
Genetik materyal olarak tohum depolamanın üstünlükleri 1. Pratik açıdan tohum depolama bitkinin vejatatif kısımlarını depolanmaktan daha kolaydır. 2. Tohumlar oldukça küçük, oldukça fazla depolanabilir
Dr. Vehbi Eser Türkiye Tohumcular Birliği
Dr. Vehbi Eser Türkiye Tohumcular Birliği ب Neden proje? Hızla artan nüfusun gelecekte yaşayacağı en önemli problemlerden biri yeterli ve sağlıklı beslenme problemidir Tarım alanlarının artışının söz konusu
Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla
Düzce ve Batı Karadeniz Bölgesindeki Endemik ve Nadir Bitki Taksonlarının Ex-situ Korunması Amacıyla Küçük Ölçekli Botanik Bahçesi Oluşturulması ve Süs Bitkisi Olarak Kullanım Olanaklarının Belirlenmesi
BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ KORUNMA VE KULLANIMI. GEN KAYNAKLARI ALĠ ADNAN DEMĠRER TARIMSAL BĠYOTEKNOLOJĠ BÖLÜMÜ aliadnandemirer.52@gmail.
BİTKİ GENETİK KAYNAKLARININ KORUNMA VE KULLANIMI GEN KAYNAKLARI ALĠ ADNAN DEMĠRER TARIMSAL BĠYOTEKNOLOJĠ BÖLÜMÜ aliadnandemirer.52@gmail.com 1 O Günümüzde bitki genetik kaynakları konusu çok sayıda ülkede
Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler
KORUNAN ALANLAR Korunan alanlar incelenip, değerlendirilirken ve ilan edilirken yalnız alanın yeri ile ilgili ve ekolojik kriterler değil, onların yanında tarih, kültürel ya da bilimsel değerleri de dikkate
Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı
Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı 07.10.2016 Özge YILDIZ Gıda Yük. Müh. Aydın İMAMOĞLU, Seda PELİT Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İzmir Proje:
(Bin ha) Ekilen Alan 18.868 67,7 18.207 69,0 18.123 68,2 17.440 67,9 16.217 66,8 16.333 67,4 15.692 67 15.464 65
Tarım Alanları 1990 2000 2002 2006 2009 2010 2011 2012 (Bin ha) % (Bin ha) % (Bin ha) % (Bin ha) % (Bin ha) % (Bin ha) % (Bin ha) % (Bin ha) % Ekilen Alan 18.868 67,7 18.207 69,0 18.123 68,2 17.440 67,9
TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)
TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk) Çoğunlukla boylu çalı ender 20 m boy, sık dallı, yuvarlak tepeli, kırmızı_kahverengi kabuk gelişi güzel çatlar ve dökülür İğne yapraklar 1-2.5
Ağaç Fizyolojisi (2+0)
Ağaç Fizyolojisi (2+0) Prof. Dr. Ünal AKKEMİK İ.Ü.Orman Faku ltesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Ağaç Fizyolojisi neden önemlidir? Orman; geniş bir alanda, kendine özgu bir iklim yaratabilen, belirli bir
2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER
03 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Suni Tohumlama 3 Hayvan Başı Ödeme 4 Tiftik Üretim 5 Süt Primi( TL/lt) 6 İpek Böceği Sütçü ve kombine ırklar ve melezleri ile
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL UYGULAMA DENEYİMİ
1 T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL UYGULAMA DENEYİMİ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK=BİYOLOJİK KAYNAK Ekosistem Tür Gen 2 3 Bozulmamış
Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi
Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Antakya/HATAY Güney Amerika kökenli bir bitki olan patates
Türkiye`de Hububat Alanları
BUĞDAY DOSYASI Türkiye, birçok ürünün yetiştirilmesine imkan veren iklim ve ekolojik özellikleri nedeniyle tarımsal üretim açısından avantajlı bir ülke olup, toplam istihdamın %24,6`sı tarım sektöründe
2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER
04 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Suni Tohumlama Besilik Materyal Üretim Desteği(baş) 3 Hayvan Başı Ödeme 4 Tiftik Üretim 5 Süt Primi( TL/lt) 6 İpek Böceği Sütçü
TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR
TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA
Türkiye'de Toprakların Kullanımı
On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı
TOHUMLUK İHRACATI UYGULAMA GENELGESİ (2013/4)
TOHUMLUK İHRACATI UYGULAMA GENELGESİ (2013/4) Amaç MADDE 1 (1) Ülkemizden yapılacak tohumluk ihracatı ile ilgili usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 (1) Bu Genelge, ülkemizde üretilen tohumlukların
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı (1. Tahmin Sonuçlarına göre) Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 26/08/2011 tarihinde
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2010 Yılı Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 25/03/2011 tarihinde açıklanan, 2010 yılı Bitkisel
DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI
DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK
Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü. Tohum, Çeşit ve Islah Çalışmaları
Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Tohum, Çeşit ve Islah Çalışmaları Doç. Dr. Masum BURAK Genel Müdür Buğday, Lisanslı Depoculuk ve Vadeli İşlemler Kongresi, 12 Mart 2011, Antalya Tohum, Çeşit ve Islah
TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI
TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MART 2011 Tohumculuk Sanayisi Nedir? Tohumculuk Hangi İş ve Aşamalardan Oluşur? Tohumculuk İçin AR-GE
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TARIM
BÜGEM 2015 1 TÜRKİYE EKONOMİSİNDE TARIM MAKRO GÖSTERGELER Türkiye 2002 2014 TARIM Tarımın Payı (%) Türkiye TARIM Tarımın Payı (%) Nüfus (Milyon) 66,3 22,4 33,8 77,7 - - İstihdam (Milyon) 21,3 7,6 34,9
ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ
TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ
T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza
T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ 30 Havza 1 Sunum Planı 1. Tarım havzalarının belirlenmesi 2. Mevcut durum değerlendirmesi 3. Amaç ve gerekçe
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2. TAHMİN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 23/10/2014 tarihinde 2014 yılı 2. Tahmin Bitkisel Üretim haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre;
Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi
Türkiye nin Yenilebilir Bitkileri
Bilgilendirme Doğada gerçekten de hayatta kalma durumunda kullanabileceğiniz bitkilerin bulunduğu bu içeriklerin, kullanım sorumluluğu tamamen size aittir. Bitkilerin bazıları birbirine benzeyebilir o
SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ
Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla
Biyosistem Mühendisliğine Giriş
Biyosistem Mühendisliğine Giriş TARIM Nedir? Yeryüzünde insan yaşamının sürdürülmesi ve iyileştirilmesi için gerekli olan gıda, lif, biyoyakıt, ilaç vb. diğer ürünlerin sağlanması için hayvanlar, bitkiler,
Sağlıklı Tarım Politikası
TARLADAN SOFRAYA SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı Tarım Politikası Prof. Dr. Ahmet ALTINDĠġLĠ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ahmet.altindisli@ege.edu.tr Tarım Alanları ALAN (1000 ha)
2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ
2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ SUNUM İÇERİĞİ Türkiye de Tarım Tarımsal girdi politikaları Tarımsal kredi politikaları Tarımsal sulama politikaları Tarımda 2023 Vizyonu 2 TÜRKİYE
TÜRKİYE NİN BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİNE ilişkin GENEL BİLGİ
TÜRKİYE NİN BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİ, BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUMA ÇALIŞMALARI VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ VE ULUSAL BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI( UBSEP) TÜRKİYE
A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları
A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları TAHIL ve TAHIL ÜRÜNLERİNİN SINIFLANDIRILMASI Tahıl, Graminiae familyasının tohumları olan buğday, çavdar,
ANADOLUNUN BUĞDAY ÇEŞİTLERİ VE SİYEZ BUĞDAYI PANELİ 26 Temmuz 2017
1 ANADOLUNUN BUĞDAY ÇEŞİTLERİ VE SİYEZ BUĞDAYI PANELİ 26 Temmuz 2017 2 Siyez Buğdayının Ülkemizdeki Adları Siyez Iza Kavılca Kaplıca Gabulca 3 4 20.000 Yıl önce Yabani EİNKORN (Triticum urartu) 5 Urfa
PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN
PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU SEÇERKEN ŞU SORULARIN CEVAPLARI ARANMALIDIR : 1. Proje yapmam için bir gerekçem var mı? 2. Niçin proje yapacağım? 3. Projemin amacı nedir?
BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ
BİTKİSEL ÜRETİM 2. TAHMİN 2014 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretiminin % 6,5 düşüşle 59,6 milyon ton, Sebze üretiminin % artışla 28,7 milyon ton,
TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA
TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA İç Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Çok fazla engebeli bir yapıya sahip olmayan
YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI
YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI Türkiye nin bitkisel zenginliği Ülkemizde 12.500 farklı bitki türü bulunuyor. Bu bitkilerin 4.000 tanesi yaklaşık 1/3 ü endemik (ülkemize
4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ
4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ Ekonomi: İnsanların geçimlerini sürdürmek için yaptıkları her türlü üretim, dağıtım, pazarlama ve tüketim faaliyetlerinin ilke ve yöntemlerini inceleyen bilim dalına ekonomi denir.
Solem Organik / Ürün Kullanımı
Solem Organik / Ürün Kullanımı Bitki Türü Gübre Uygulama zamanı Dozlama / saf gübre Arpa, Buğday, Yulaf, Çavdar, Darı, Süpürge Darısı, Kara Buğday Uygulama Metodları K Ekim Öncesi, Yılda 1 defa 20-200
Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı
Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ EDİRNE İLİNDE YEM BİTKİLERİ EKİLİŞİ, MERALARIN DURUMU
Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO
Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Doğal Ürünler! Bu ürünler tamamen doğal koşullarda üretilen ürünlerdir. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan, doğal tohumlarla üretilirler. Organik Ürünler!
Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.
Çaldıran Tarihçesi: İlçe birçok tarihi medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medler, Bizanslılar, Urartular, İranlılar ve son olarak Osmanlı devleti bu ilçede hâkimiyet sürmüşlerdir. İlçenin tarih içerisindeki
Bitkilerin Adlandırılması
Bitkilerin Adlandırılması Bitki isimlerinin bir yerden diğerine değişmemesi, hangi bitkinin söz konusu olduğunun kesin ve emin bir şekilde anlaşılabilmesi ve dünya üzerinde birlik sağlamak için bitkilerde
Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)
Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Başak Avcıoğlu Çokçalışkan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Biraz ekolojik bilgi Tanımlar İlişkiler
İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı
İspanya ve Portekiz de Tahıl ve Un Pazarı İspanya da 120 un değirmeni olduğu bilinmektedir. Bu değirmenlerin çok büyük bir çoğunluğu yılda 2000 tonun üzerinde kapasiteyle çalışmaktadır. Pazarın yüzde 75
Türkiye nin üretim profiline ve kişi başına tüketimini ise şöyle değerlendirmek mümkündür:
Gıdaya erişim her geçen gün gittikçe zorlaşmaktadır. Dünya nüfusu önümüzdeki 33 yılda, 2 milyar daha artarak 2050 de 9,6 milyara yükselecektir. Bu nüfusu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70 oranında
BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA
BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran
ORMAN AĞACI ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)
ORMAN AĞACI ISLAHI Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY (2015-2016 GÜZ DÖNEMİ) Hızlı nüfus artışı, sanayi ve teknolojideki gelişmeler, küresel ısınmanın etkileriyle birleşerek ekosistem dengesi üzerinde yoğun baskı
T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRÜF ORMANI
T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRÜF ORMANI EYLEM PLANI 2014-2018 O R M A N G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü T R Ü F O R M A N I E Y L E M P L A N I 2 0 1 4-2 0 1 8 Orman Genel Müdürlüğümüzün
Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye
Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle
ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS
31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2. TAHMİN 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 28/10/2016 tarihinde 2016 yılı 2. Tahmin Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2016 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre artacağı;
COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.
2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası
TOHUMCULUKTAKİ GELİŞMELER
TOHUMCULUKTAKİ GELİŞMELER Dilaver ARSLAN Koordinatör TAGEM 23-24 Mart 2016 Kahramanmaraş sunu içeriği Dünyada Tohumculuk Sektörü Uluslararası Ticaret Ülkemizde Tohumculuk Sektörü Önemli Tarihler, Mevzuatlar,
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.
2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI
013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 1 3 MAZOT, GÜBRE VE TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ Mazot Gübre Destekleme Ürün Grupları Destekleme Tutarı Tutarı Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları,9
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 16 Ekim Dünya Gıda Günü Herkesin gıda güvenliğine ve besleyici gıdaya ulaşma
Prof.Dr.İlkay DELLAL
TUSAF 2013 Buğday, Un, İklim Değişikliği ve Yeni Trendler Kongresi İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ENERJİ KISKACINDA TARIM ve GIDA SEKTÖRÜ Prof.Dr.İlkay DELLAL 9 Mart 2013, Antalya GÜNDEM 9 Mart 2013 1. GÜNEŞ (%40)
TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA
TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Bölge geniş ovalar ve alçak platolardan
TARLA BİTKİLERİ ARAŞTIRMALARI DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Biyoçeşitlilik ve Genetik Kaynaklar Çalışma Grubu. Dr. Esin DİLBİRLİĞİ Koordinatör
TARLA BİTKİLERİ ARAŞTIRMALARI DAİRESİ BAŞKANLIĞI Biyoçeşitlilik ve Genetik Kaynaklar Çalışma Grubu Dr. Esin DİLBİRLİĞİ Koordinatör Biyolojik Çeşitlilik ve Genetik Kaynaklar Çalışma Grubu Koordinatörlüğü
Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler
VI. ULUSAL MOLEKÜLER BİYOLOJ VE BİYOTEKOLOJİ KONGRESİ Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler Yrd. Doç. Dr. Yılmaz Kaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tarımsal Biyoteknoloji
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 1. TAHMİN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 22/05/2014 tarihinde 2014 yılı 1. Tahmin Bitkisel Üretim haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre
son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.
TKİ HÜMAS ın Kullanım Zamanı, Şekli ve Miktarı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) HÜMAS; tarla bitkileri, sebzeler, sera bitkileri, süs bitkileri, çim, fide, bağ ve meyve ağaçları olmak üzere bu kılavuzda
BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAVI PROGRAMI 12.01.2016 Salı
Serin İklim Sebzeleri BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI BÜTÜNLEME SINAVI PROGRAMI Botanik Matematik Fizik Kimya Bahçe Bit. Fizyolojisi Proje Haz. Tek. Türkiye Meyveciliği Genel Meyvecilik Genel Bağcılık
Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale
(*)Türkeş, M. ve Koç, T. 2007. Kazdağı Yöresi ve dağlık alan (dağ sistemi) kavramları üzerine düşünceler. Troy Çanakkale 29:18-19. KAZ DAĞI YÖRESİ VE DAĞLIK ALAN (DAĞ SİSTEMİ) KAVRAMLARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir
ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.
YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ
YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya
BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR
BİTKİ TANIMA I Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR 1 PEP101_H02 Abies (Göknar); A. pinsapo (İspanyol Göknarı), A. concolor (Gümüşi Göknar, Kolorado Ak Gökn), A. nordmanniana (Doğu Karadeniz-Kafkas Göknarı), A. bornmülleriana
ÖZET. Yüksek Lisans Tezi MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ. Seval Aknil MERALER
MAHLEP (PRUNUS MAHALEB L.) İN BİTKİ KISIMLARINDA MİNERAL BİLEŞİMİNİN BELİRLENMESİ Seval Aknil MERALER YIL: 2010 Sayfa: 56 Bu çalışmada, Mahlep (Prunus mahaleb L.) bitkisinin yaprak, çiçek, meyve, meyve
Tarım Sayımı Sonuçları
Tarım Sayımı Sonuçları 2011 DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ İstatistik ve Araştırma Dairesi Ocak 2015 TARIM SAYIMININ AMACI Tarım Sayımı ile işletmenin yasal durumu, arazi kullanımı, ürün bazında ekili alan, sulama
DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ
DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ KISALTMALAR KISALTMALAR AB ADNKS AR-GE BÜGEM EB FAO GSMH GSKD ISTA ISF İLO İŞKUR KB KOBİ KOSGEB GKGM TB TÜBİTAK TÜİK TTSM
SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:
Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı
ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1
Uymanız gereken zorunluluklar ÇEVRE KORUMA Dr. Semih EDİŞ Uymanız gereken zorunluluklar Neden bu dersteyiz? Orman Mühendisi adayı olarak çevre konusunda bilgi sahibi olmak Merak etmek Mezun olmak için
TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ
BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2014 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2014 tarihinde 2014 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer
TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,
TOHUMCULUK ÜRETİM Bilindiği üzere, tohumluklar tarımsal üretimin temel girdilerinin başında gelmekte olup, kaliteli tohum kullanımı, verimi ve üretimi artırmasının yanı sıra daha dayanıklı, daha az maliyetli
Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik
TEMEL KAVRAMLAR Doğa, çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik Kavramları Yabanıl Alan, Yabanıllık ve Yaban Hayatı Kavramları Doğa Koruma Kavramı ve Kapsamı Doğal Kaynak Yönetiminin Genel Kapsamı Doğa,
2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU
2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ATATÜRK ARBORETUMU GEZİSİ RAPORU Gezinin Yapıldığı Tarih-Saat : 17/05/2013---09:30-13:00 Geziye Katılan Öğrenci Sayısı : 20 Geziden Sorumlu Öğretmen : Duygu AYDEMİR Gezinin
1926
1926 1926 2011 YILI BİRİME DESTEK MİKTARLARI ALAN BAZLI DESTEKLEMELER (TL/da) 1 Tütüne Alternatif Ürün Desteği 120 2 Toprak Analizi 2,5 3 Organik Tarım Tarla bitkileri, Sebze, Meyve 25 Hayvancılık,
Ekonomik Rapor Tablo 57. Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla. Yıllar Nüfus (1) (000 Kişi) Türk Lirası ( )
Tablo 57. Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Yıllar Nüfus (1) (000 Kişi) Türk Lirası ( ) Cari Fiyatlarla (2) Sabit (1998 Yılı) Fiyatlarla Değişim ABD Doları ($) Değişim Türk Lirası ( ) Değişim 2009
Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak /
Kök gelişimini ciddi oranda desteklediği için, özellikle dikim esnasında granül gübrenin kullanılması tavsiye edilir. Üreticilerin, topraktaki besin ihtiyacını tespit edebilmeleri için toprak analizi yaptırmaları