Ünite 3 Prof. Dr. Sebahattin BEKTAŞ Planlamaya girdi oluşturan çeşitli etmenler beş ana grupta toplanabilir. Bu etmenlerin en önemlileri şunlardır: Doğal etmenler; Zemin yapısı ve toprağın niteliği, topografya, yönlenme (arazi eğimli ise önemli), iklim, arazinin silueti/görülebilirliği, bakı(manzara) noktaları/aksları, kıyı kaynakları, yerüstü ve yer altı doğal kaynaklar (flora, fauna, yer altı suyu, maden ve mineral rezervleri), vb. Yapay etmenler; yerleşmenin çevre yerleşmelerle ilişkisi, yerleşmenin mevcut durumu (arazi kullanımı, yapı yoğunluğu ve yapıların niteliği, ulaşım ağı, ulaşım sisteminin ve teknik altyapının niteliklileri ve sınırları, vb.), mülkiyet dokusu, çevre sorunları(gürültü, hava, su, toprak ve görsel kirlilikler), kent ve kent alt birimlerine kimlik vere/verebilecek olan ve/veya yerleşmenin tarihinin günümüzdeki izlerini oluşturan sembolik ifadeler, elemanlar, tek yada grup yapılar, vb. 1
Sosyal ve ekonomik etmenler; nüfus büyümesi, demografik yapı, istihdam yapısı ve değişimi, sosyo-ekonomik yapı ve yaşam biçimleri, kentsel işlevler ve alt işlevler arası ilişkiler, arazi değerleri ve emlak pazarı, belediye kaynakları, toplumsal örgütlülük, toplumun ve toplum kesimlerinin yerleşmeden beklentileri ve öncelikleri, vb. Hukuksal etmenler ve siyasal tercihler; imar ile ilgili yasalar, yaşam kolaylaştırıcı fiziksel konfor standartları ve normlar, mülkiyet yapısında parçalılık, vb. Teknolojik etmenler; bilgiye erişme ve işleme teknolojileri, toplumun bilgiye erişme ve işlemedeki teknoloji düzeyi,kent teknik altyapı (yaşam sistemi) ağı, vb. Değişik ölçekte planlama çalışmalarında ve planlama sürecinin değişik aşamalarında, ağırlıkları farklı da olsa bu etmenler planlamanın ana girdilerini oluşturur. Bu etmenler konusunda kentsel bilgiye sahip olmanın, planlama sürecine başlıca katkıları şunlardır; Kent gelişme formunun ve yerleşmeye açılacak alanların sağlıklı belirlenmesi, çeşitli kentsel işlevlere alan tahsisinin toplum yapısına uygun yapılabilmesi, Belirlenen yerleşme alanlarında iklime uygun ve çevre ile dengeli planlama kararlarının oluşturulabilmesi, Toplumun yaşam biçimine uygun, gerçekleşebilirliği yüksek planlama kararlarının oluşturulabilmesi, 2
Yerleşmenin mevcut dokusunun ve stoklarının ( konut, işyeri, arsa, kültür varlıkları, vb.) en sağlıklı şekilde değerlendirilmesi, Kentin kimlikli gelişebilmesi için kent bütünü ölçeğinde, tasarım açısından kritik noktaların ve/veya alanların belirlenmesi, Zemin kalitesi uygun olmayan Jeolojik sakıncalı yerlere, (heyelan riski olan, fay hattı üzerinde bulunan, kaygan zeminler) Genellikle %20 ye kadar olan eğimde yerleşme düşünülebilir. %20 ile %40 eğimli yerlerde ise özel düzenlemeler ile yapılaşma düşünülebilir. Toplumun koşullarına en uygun planlama yaklaşımının ve planlama yöntemlerinin seçilmesi, varsa dar boğazların bilinmesidir. Topoğrafik yapısı itibarı ile arazinin eğimi %40 dan fazla olan yerlerde yerleşim yapılması uygun değildir, eğim %50 yi geçtiğinde erozyondan korunma önem kazanır. Vadi tabanı, dere yatağı gibi su baskınına açık yerlere yerleşilmesi uygun değildir, Nemin, rutubetin, hava kirliliğinin yoğunlaştığı ve biriktiği yerler, v.b. Yoğunluk Kavramı: Bir hektara düşen nüfus. Brüt Yoğunluk: Kentin ölçeğine göre kentin planlama sahasının tamamına düşen nüfus. (yeşil alan, donatı, hepsini içine alır) Net Yoğunluk: Yeşil alanlar, donatılar dışarıda kalacak şekilde sadece konut alanlarının yoğunluğudur. 3
Planlamada Topoğrafyanın Önemi Arazinin estetik açıdan değerlendirilmesi, farklı uzaklıklardan çeşitli nokta ve akslardan nasıl algılandığının kent veya kent alt birimlerine kişilik katacak olumlu nitelikli topoğrafik özelliklerin neler olduğunun nerelerde yer aldığının bilinmesi planlamanın tasarım boyutu açısından vazgeçilmezdir. Planlamada Topoğrafyanın Önemi Yerleşilecek arazinin eğimi; yapılaşma maliyetini (yapı-+altyapı maliyeti) etkilediği, yerleşmede bazı teknik altyapı sorunları doğurduğu, doğal hava hareketlerini değiştirdiği mikro klima sağladığı için önemlidir. Planlamada Topoğrafyanın Önemi Genelde yapılaşma maliyeti en düşük araziler, eğimi %10 dan az olan arazilerdir. Arazi eğimi arttıkça teknik nedenlerle, özellikle yol ve kanal yapım maliyetleri artmaktadır. Örneğin; (Simpson, 1983)ün bir çalışmasına göre %20 eğimli bir arazideki yol ve kanal yapım maliyeti %5 eğimli arazidekine göre sırasıyla 1,5 ve 2 kat fazla olmaktadır. Planlamada Topoğrafyanın Önemi Konut yerleşimleri açısından %20 den az eğimli araziler sorun teşkil etmez. %21-30 eğimli arazilerde atık suyun uzaklaştırılması, temiz su temini, v.b. konular çözülebilir, ancak teknik sorunlarla karşılaşılabilir. Arazide teraslama tedbirleri gerekebilir. %31-40 eğimli arazilerde gerek mimari gerekse çevre düzeyinde özel çözümlere gidilerek arazi kullanılabilse de teknik altyapının maliyeti çok yüksektir. %41 den büyük eğimli araziler ise ekonomik olarak yerleşmeye uygun yerler değildir. 4
Planlamada Topoğrafyanın Önemi Planlama süreci aşağıdaki aşamalardan geçecektir. P L A N L A M A i. Hedef Belirleme ii. Amaçlar iii. Tanımlar iv. Plan Yapma v. Seçenek Planlar vi. Değerlendirme vii. Uygulama viii. İzleme Planlama; kavram olarak, belirlenen bir hedefe ulaşabilmek amacıyla, harekete geçmeden önce yapılan hazırlıklar, karar verme, seçim yapma sürecidir. Planlama, harekete öncülük yapacak olan düşünce sistemini oluşturur ve böylece eyleme öncülük eden kuramsal-teorik, varsayımsal yapıyı getirir, düşünce tarzını saptar. Ülke Planı; bir ülkenin hizmet, altyapı ve sanayii yatırımlarını, doğal, ekonomik tüm kaynak ve imkanlarını araştırarak belirleyen ve izlenecek ekonomik, sosyal, kültürel politika hedefleriyle uyumlu öneriler içeren bir planlama türüdür. Bölge Planı; ekonomik, sosyal ve doğal bakımdan benzerlikler gösteren mekanların, uyumlu ve dengeli kalkınmasını sağlamak amacıyla yapılan planlardır. 5
Çevre Düzeni Planı; konut,sanayi,tarım,turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan, idareler arası koordinasyon esaslarını belirleyen, 1:25000, 1:50000, 1:100000 veya 1:200000 ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan planlardır. Metropol Planlama; fiziksel, ekonomik ve sosyal açıdan geniş kapsamlı, esnek ve uzun süre gelişme eğilimlerine uyan yerleşme, altyapı programları içeren planlardır. Kent Planlama; üst düzeydeki planların ve kentin verilerine göre konut, ulaşım, çalışma, dinlenme gibi gereksinimleri, kentsel fonksiyonlar göz önünde tutularak olanaklar ölçüsünde en iyi karşılamak amacıyla hazırlanan yerleşme ve gelişme ilkelerini belirleyen planlama türüdür. Yerel Planlama; değişik büyüklükteki yerleşik alanların ya da bazı yöreleri turizm, sosyal toplu konut, kıyı şeridi düzenlemesi gibi amaçlar için planlanmasıdır. 6
Kalkınma Planları; Sanayinin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızlı gelişmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirmesini yaparak verimli şekilde kullanılması hedeflenerek yapılan planlardır. Plan Çeşitleri Üst Düzey Planlar Genel İmar Planları Genel Planlama Stratejileri (15 Yıllık Perspektif Planlar) Beş Yıllık Kalkınma Planı Bölge Planı Altı Bölge Planı Metropolitan Alan Nazım Planı Çevre Düzeni Planı Nazım İmar Planı Uygulama İmar Planı Kalkınma Planları ile kent planları arasında direkt ilişki olmadığından Kalkınma Planının kararları nazım plana aktarılamamaktadır. İmar Planları Tamamlayıcı İmar Planları Özel İmar Planları Revizyon İmar Planı Ek İmar Planı Mevzii İmar Planı Islah İmar Planı Boğaziçi İmar Planı Turizm Amaçlı Uygulama İmar P. Koruma Amaçlı Uygulama İmar P. Kıyı-Sahil İmar Planı Köy Yerleşim Planı İmar Kanunu nun ilgili maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu sistematik bir biçimde tanımlanmasa da 3 ana plan kademesinin oluşturulduğu görülmektedir. Bunlar; 1) Bölge Planları, 2) Çevre Düzeni Planları ve 3) İmar planlarıdır. İmar Planları Ülkemizde yürürlükte olan 3194 sayılı İmar Kanununun 7. maddesinin b fıkrasında; Son nüfus sayımında, nüfusu 10.000'i aşan yerleşmelerin imar planlarının yaptırılmaları mecburidir. Son nüfus sayımında nüfusu 10.000'i aşmayan yerleşmelerde, imar planı yapılmasının gerekli olup olmadığına belediye meclisi karar verir. İfadesi yer almaktadır. 7
Plan Kademelenmesi (Uygulamada en çok karşılaştığımız plan türleri) 5 Yıllık Kalkınma Planı Bölge Planı Çevre Düzeni Planı Nazım İmar Planı Uygulama İmar Planları Revizyon İ. P. İlave İ. P. Mevzi İ. P. Bölge Planı İmar Kanunu nun 8. maddesinde Bölge Planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulmasıyla ilgili Bölge planları; sosyo-ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır ifadesine yer verilmiş ancak bölge planların içeriği kapsamı, ölçeği vb. ile ilgili konulara değinilmemiştir. Bölge Planı Bölge Planı, ülke planı doğrultusunda hazırlanan ve daha alt ölçekteki Çevre Düzeni Planı ve Nazım İmar Planlarını yönlendiren plandır. Çevre Düzeni Planı Çevre Düzeni Planları; 2008 tarihli Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelikte, Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan, 8
Çevre Düzeni Planı 1985 tarihli (2001 değişik) Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte; Konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan, idareler arası koordinasyon esaslarını belirleyen, 1/25000, 1:50000, 1:100000, veya 1:200000 ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan plan şeklinde tanımlanmaktadır. Bölge Planı Genel olarak bir değerlendirme yapıldığında; havza ve bölge bazında 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planları o zamanki adıyla Çevre ve Orman Bakanlığınca ve Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik esasınca yapılırdı. Diğer yandan, il bazında 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planları ise Valilik bünyesinde İl Özel İdaresince Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik esaslarınca yapılırdı. 2011 yılı itibarı ile tüm planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının olmuştur. Belde halkının sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamayı, sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturmayı, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen ve bu amaçla beldenin ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, tarihsel, fiziksel özelliklerine ilişkin araştırmalara ve verilere dayalı olarak hazırlanan, kentsel yerleşme ve gelişme eğilimlerini alternatif çözümler oluşturmak suretiyle belirleyen, arazi kullanımı, koruma, kısıtlama kararları, örgütlenme ve uygulama ilkelerini içeren pafta, rapor ve notlardan oluşan belgedir. şeklinde tanımlanmıştır. İmar planları, nazım imar planı uygulama imar planı olmak üzere iki aşamadan oluşur. 9
Nazım İmar Planı Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğe göre; Onaylı halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olan, varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hazırlanan ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır. Uygulama İmar Planı Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğe göre Onaylı halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olan ve nazım imar planına uygun olarak hazırlanan ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve esaslarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren ve 1/1000 ölçekte düzenlenen raporuyla bir bütün olan plandır. Uygulama imar planı, yukarıda tanımlanan plan türlerinin aplike edilmesini sağlayan bir araçtır. Bu hukuki belge, fiziki yapılaşmış çevrenin gerçekleşmesini sağlamaktadır. Uygulama İmar Planı Uygulama imar planı 3 e ayrılmaktadır. Revizyon İmar Planı: Her tür ve ölçekteki planın ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı veya sorun yarattığı durumlar ile üst ölçek plan kararlarına uygunluğun sağlanması amacıyla planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi sonucu elde edilen plandır. Uygulama İmar Planı İlave İmar Planı: Yürürlükte bulunan planın ihtiyaca cevap vermediği durumlarda, mevcut plana bitişik ve mevcut planın genel arazi kullanım kararları ile süreklilik, bütünlük ve uyum sağlayacak biçimde hazırlanan plandır. 10
Uygulama İmar Planı Mevzii İmar Planı: Mevcut planların yerleşmiş nüfusa yetersiz kalması veya yeni yerleşim alanlarının kullanıma açılması gereğinin ve sınırlarının belirlenmesi halinde, bu Yönetmeliğin plan yapım kurallarına uyulmak üzere yapımı mümkün olan yürürlükteki her tür ve ölçekteki plan sınırları dışında, planla bütünleşmeyen konumdaki, sosyal ve teknik alt yapı ihtiyaçlarını kendi bünyesinde sağlayan ve raporuyla bir bütün olan plandır. İMAR PROGRAMI VE UYGULAMASI Öncelikle kent gelişmesini etkileyecek plan stratejik kararlarının planlama-kamulaştırma-yatırım işlemlerini, kamu kaynaklarının akılcı kullanarak gerçekleştirilmesini sağlayacak araçtır. İmar Kanununun 10. maddesine göre; belediye, plan yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç 3 ay içersinde planı uygulamak üzere 5 yıllık imar programı hazırlar, programın belediye meclisinde görüşülmesi sırasında yatırımcı kamu kuruluşları temsilcileri görüşleri alınmak üzere hazır bulunurlar. İMAR PROGRAMI VE UYGULAMASI İmar programının sağlayacağı yararlar şunlardır; Yapılacak işler sıralanmış ve öncelikleri belirlenmiş olur, Programa dayanarak baskı ve çıkar gruplarının isteklerine karşı çıkılıp toplum yararı ağırlık kazanır, Kent işlevlerinin gerektirdiği taşınmaz malların zamanında ve ucuza edinimi sağlanır, Yatırımların yıllara dağılması belediyelerin parasal, işgücü, donanım, v.b. Kaynakları çerçevesinde yapılabilir ve halkı bilgilendirmek daha kolay olur (Keleş, 1990). Ünite 3 Teşekkürler Prof. Dr. Sebahattin BEKTAŞ 11