Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine makinelerin kullanılmalarının önünü açmıştır. Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Üretimde makinelerin kullanılmaya başlanması ile atölyeler yeniden organize edilerek fabrikalara evirilmeye başlamıştır. Atölye tipi üretimde ana üretim aracı konumunda olan el tezgahları, fabrika sistemi ile birlikte makineler yolu ile devinir hale gelmiş, bunun bir sonucu olarak emeğin üretkenliği yoğun bir biçimde artmıştır.
Fabrika: Üretimde alet yerine makinelerin kullanıldığı, üretim araçları ile işçilerin mekânsal birliğinin bulunduğu, yoğun işbölümü sonucunda üretimin parçalara ayrılarak sistematikleştiği bir üretim sürecini ifade etmektedir. İlk fabrikalar, buhar makinesinin üretimde kullanılmasından önce, su gücü ile üretim yapan fabrikalardır. Bu fabrikalar akar su kaynaklarının kenarında kurulmuş, suyun akış gücünün makineleri hareket ettirmesi yoluyla üretim yapan imalathaneler olmuştur. Bu nedenle ilk fabrikalar, İngilizce değirmen anlamına gelen «mill» kelimesi ile ifade edilmiştir. 1719 John Lombe Derby, İngiltere => Su gücüyle çalışan ilk «mill» fabrika prototibi.
Üretimde yaşanan bu hareketlilik ve teknolojik ilerlemeler ile birlikte buhar makinesinin üretimde kullanılması, bütün bu gelişmeleri büyük çaplı bir «devrime» dönüştürerek, kapitalist fabrika sistemini sanayi devriminin ve kapitalist üretim sürecinin merkezine oturtmuştur.
Buhar Makinesi Buhar Makinesi Sanayi Devrimi için önemli bir itici güç olmuştur. Üretimde buhar makinesinin, insan gücü ve su gücü yerine kullanılmaya başlaması ile modern anlamda fabrikalar ortaya çıkmış ve bu süreç bir devrime dönüşmüştür. Sanayi devriminin temel çıkış noktası kapitalist fabrika sistemidir. Fabrika sisteminin temelini de buhar makinesi oluşturmaktadır.
İlk buhar makinesi 1698 yılında İngiliz mühendis Thomas Savery tarafından yapılmıştır. Ancak bu makinenin yakıt sarfiyatının yüksek olması ve güvenli bulunmaması sonucunda ticari olarak kullanılmamıştır. Yine de kendisinden sonraki buharlı makinelere öncü bir prototip olmuştur.
1720 yılında Thomas Newcomen daha basit çalışan ve daha güvenli bir makine yapsa da bu makine de sınırlı bir kullanım alanı bulmuştur.
1781 yılında James Watt, ticari anlamda kullanılan ilk buhar makinesini icat etmiştir. 10 beygir gücüne sahip ve dairesel hareket sunan bu makine ilk olarak tekstil sektöründe kullanılmış daha sonra diğer bütün sektörlere yayılarak sanayi devriminin ateşleyicisi olmuştur.
Buhar makinesinin icadı ve yaygın bir şekilde kullanılmasıyla birlikte maden çıkarma işlemleri daha pratik hale gelmiştir. Buhar makinesi ayrıca taşımacılık ve tekstil sektörünün gelişimini tetikleyen yeni icatlara yardımcı olan bir enerji sağlayıcı haline dönüşmüştür. Bütün bu gelişmeler sonucunda makinelerin, özellikle de buhar makinesinin üretimde kullanılmasıyla ortaya çıkan ilerlemeler, bir bütün olarak Sanayi Devrimi şeklinde ifade edilebilir.
Sanayi Devrimi: Üretimde buhar makinesinin kullanılmaya başlamasıyla Avrupa da 18. ve 19. yüzyıllarda ortaya çıkan süreçtir. Sanayi Devrimi ilk olarak İngiltere de ortaya çıkmış daha sonra Batı Avrupa ve Amerika ya oradan da dünyanın diğer kısımlarına yayılmıştır.
Sanayi Devriminin Nedenleri Sanayi devriminin nedenlerini üç temel başlık altında incelemek mümkündür. 1) Ekonomik Nedenler 2) Teknolojik Nedenler 3) Sosyal Nedenler
1) Ekonomik Nedenler Sanayi devrimini ortaya çıkaran ekonomik nedenlerin başında sermaye birikimi yer almaktadır. 10 ve 11. yüzyıllarda Avrupa da kentlerin ortaya çıkma ve büyüme süreçleri Avrupa tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Tüccarların ve zanaatkarların kentlerde konumlanmaları ile birlikte kentlerde ekonomik açıdan hareketlenme ve birikim süreci başlamıştır. Yeni bir kentli sınıfın ortaya çıkması ve bu sınıfın ekonomik birikim ile siyasal dönüşümler gerçekleştirmesi sanayi toplumunun da tohumlarını atmıştır.
Kırsal nüfustan bağımsız bir kentli sınıfın ortaya çıkması, yönetim tipinde, üretim ve bölüşüm ilişkilerinde, toplumsal ilişkilerde, kısacası ekonomik ve sosyal hayatın tüm alanlarında ciddi dönüşümler meydana getirmiştir. Ticaretin gelişmesi sonucunda kentlerde biriken sermaye, sanayi devriminin ekonomik temellerinden biri olmuştur. Ayrıca coğrafi keşifler yoluyla Avrupa ya aktarılan değerli madenler de devrime giden süreçteki bir diğer birikim kaynağını oluşturmuştur. Sermaye birikiminin yanı sıra Avrupa nüfusundaki değişimler, kapitalist üretim biçiminin ortaya çıkmasıyla feodal kırsal üretim yapısının bozulması ve şehirlere doğru gerçekleşen göç hareketleri işçi sınıfının da oluşmasına olanak tanımıştır.
2- Teknolojik Nedenler Sanayi devrimi birçok alandaki teknolojik ilerlemeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Özellikle maden, metalürji ve ulaşım alanlarında meydana gelen teknolojik ilerlemeler, Sanayi devriminin oluşumuna büyük katkı sağlamıştır. Başta tekstil olmak üzere, tüm sektörlerde buharlı makinelerin kullanılmaya başlaması makineli üretimi ortaya çıkarmıştır. Makineli üretim ile birlikte fabrika üretimi artmış, verimlileşmiş ve daha kaliteli ürün üretimi mümkün hale gelmiştir.
Metalurji alanında çeşitli madenlerin işlenebilir hale gelmesi ile ulaşım alanında büyük ilerlemeler ortaya çıkarmıştır. Özellikle demiryolu ve gemicilik alanında ortaya çıkan bu gelişmeler, gerekli hammaddelerin üretimi, taşınması ve dağıtılmasını mümkün hale getirmiştir. Buhar makinesinin madencilik alanında kullanılmaya başlanması ile kömür üretimi artmış, kömürün üretimde kullanılmaya başlanması ile üretim maliyetlerinde ciddi bir düşüş ortaya çıkmıştır. Böylece buhar makinesi kullanımı devamlı bir nitelik kazanmış ve sanayi devriminin de devamlılığı sağlanmıştır.
3- Sosyal Nedenler Kapitalizmin gelişim sürecinde Avrupa da ortaya çıkan dinsel hareketler sanayi devrimini sosyal açıdan etkilemiştir. Sanayi devrimini ortaya çıkaran önemli düşünsel etmenlerden biri de «Protestan Ahlakı» kavramıdır. Protestanlık 16. yüzyılda Katolik kilisesine ve Papa nın otoritesine karşı girişilen reform hareketleri sonucunda doğmuştur. Bu anlayış çerçevesinde ortaya çıkan protestan ahlakı: başarılı bir ekonomik hareketi, istenen şekilde gerçekleştirme amaçlı dini bir faaliyet olarak tanımlanmaktadır. Bu doğrultuda protestan birey dini inanışları gereği çok çalışacak, dünyevi isteklere karşı koyması gerekliliği sonucunda az ve ölçülü harcayacak, birikimlerini etkisiz ve hareketsiz bırakmama gerekliliği sonucunda da yatırıma yönelmek durumunda kalacaktır.
Protestan ahlakı, çok üretimin, az tüketimin ve tekrar yatırımın kurgulandığı bir inanç sistemi olarak burjuva sınıfının ekonomik hareket tarzını rasyonelleştirerek, bu sınıfın ekonomik hareketlerinin sosyal bir temelini oluşturmuştur. Bu durum süreç içerisinde bireylerin ekonomik hayatının her alanına etki ederek sanayi devriminin oluşumuna katkıda bulunmuştur.
Bir Yaşam Alanı Olarak Fabrika ve Sosyal Politikanın Doğuşu Fabrika sistemi ve sanayi devrimi salt ekonomik yaşamı değil, sosyal yaşamı da derinden etkilemiştir. Fabrika, uzun ve olumsuz çalışma saatlerini de beraberinde getirmiştir. Fabrika sistemi aynı zamanda katı kuralların ve çok sıkı bir denetim sürecinin de ortaya çıktığı ve işçiler için katlanılması zor bir yaşam pratiği ortaya çıkarmıştır. Makinelerin soğuk dünyası içerisinde çalışmak zorunda kalan işçiler, kapitalist rekabet anlayışı doğrultusunda üretimin durmaması ilkesi sonucunda vardiyalı çalışmaya başlamışlar ve böylece sosyal hayatın fabrika ile birlikte yeniden planlanması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Ücretlerin düşük olması sebebiyle, kadın ve çocukların da çalışma hayatına girmesi, Sanayi devrimi ile birlikte ciddi olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Uzun çalışma saatleri sonucunda iş kazalarının ortaya çıkması, iş kazaları sonucunda işçilere ücret cezaları ve hatta kırbaçlamaya kadar varan kimi yaptırımları da beraberinde getirmiştir.