HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

Benzer belgeler
HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ VE KARSİNOGENEZ

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

Kanser Tedavisi: Günümüz

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

7. PROKARYOTLARDA GEN İFADESİNİN DÜZENLENMESİ

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

ÜNİTE 19 KANSER VE GENETİK

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME. Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Wnt/β-katenin Yolağı

Epigenetik ve Kanser. Tayfun ÖZÇELİK Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

KARSİNOGENEZ. Prof.Dr.Şevket Ruacan

KANSER GELİŞİMİ VE RİSK FAKTÖRLERİ DR BURÇAK ERKOL HAYDARPAŞA NUMUNE EAH TIBBİ ONKOLOJİ

KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı

Hücre bölünmesinin asal görevleri

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

b. Amaç: Gen anatomisi ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

DNA ONARIMI VE MUTASYON. Merve Tuzlakoğlu Öztürk Bakteri genetiği dersi Sunum

GENETİK I BİY 301 DERS 7

DÖNEM I DERS KURULU I

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

Notch/Delta Yolağı. Oldukça korunmuş ve gelişim için oldukça önemli olan bir yolak5r.

Artan bilgi ile birlikte hasta ve ailelerin bilinçlendirilmesi

KANSER NEDİR? ONKOGEN VE KANSER. Hücre döngüsü. Siklin-Siklin Kinaz 1/30/2012 HÜCRE DÖNGÜSÜ. Siklin Kinaz inhibitörleri BÜYÜME FAKTÖRLERİ

8. KONU: VİRAL KOMPONENTLERİN BİYOLOJİK FONKSİYONU Kodlama: Her virüs kendine özgü proteini oluşturmakla birlikte, proteinde nükleik asidi için

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

24- HÜCRESEL RADYASYON CEVABININ GENETİK KONTROLÜ

Hücrede Genetik Bilgi Akışı

Kök Hücre ve Farklılaşma

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) BES BAHAR

MİTOZ ÇALIŞMA KÂĞIDI A. Aşağıdaki resimli bulmacayı çözünüz.

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

ayxmaz/biyoloji 2. DNA aşağıdaki sonuçlardan hangisi ile üretilir Kalıp DNA yukarıdaki ana DNAdan yeni DNA molekülleri hangi sonulca üretilir A B C D

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

Farmasötik Toksikoloji Nükleik asitler ile etkileşim MUTAJENİK (GENOTOKSİK) ETKİ. Hedef moleküller

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

Biyoteknoloji ve Genetik I Hafta 13. Ökaryotlarda Gen İfadesinin Düzenlenmesi

Kanser Oluşumu ve Risk Faktörleri. Doç. Dr. Mustafa Benekli Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

ÖZEL TOKSİK ETKİLER KİMYASAL MUTAJENEZİS, KARSİNOJENEZİS, TERATOJENEZİS KAYNAKLAR: 1. Toksikoloji, Prof. Dr. Nevin VURAL

ADIM ADIM YGS LYS. 91. Adım KALITIM -17 GENETİK VARYASYON MUTASYON MODİFİKASYON ADAPTASYON - REKOMBİNASYON

DÖNEM I DERS KURULU 3 GENOM VE KALITIM

2017 / 2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21

ADIM ADIM YGS-LYS 44. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-4 BAKTERİLER ALEMİ-2

GENETİK I BİY 301 DERS 6

TEOG1 DENEME SINAVI 1 ( DNA, Mitoz, Mayoz Kapsamlı)

HÜCRE BÖLÜNMESİ A) MİTOZ BÖLÜNME a) Hazırlık evresi:

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK ANABİLİM DALI

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

Yard. Doç. Dr. Ercan ARICAN. İ.Ü. FEN FAKÜLTESİ, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

1. BÖLÜM: GENETİK BİLİMİNE GİRİŞ 2. BÖLÜM: MENDEL VE KALITIMIN İLKELERİ

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #5

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4

MAHMUT ASLAN - FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 10. Sınıf 1 MİTOZ BÖLÜNME EŞEYSİZ ÜREME

hendisliği BYM613 Genetik MühendisliM Tanımlar: Gen, genom DNA ve yapısı, Nükleik asitler Genetik şifre DNA replikasyonu

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I III. KURUL

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

MOLEKÜLER BİYOLOJİ DOÇ. DR. MEHMET KARACA (5. BÖLÜM)

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme

Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Boğaziçi Üniversitesi

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

MAYOZ VE EŞEYLİ YAŞAM DÖNGÜLERİ

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

Doç. Dr. Fadime Akman

GEN TEDAVİSİ VE SON GELİŞMELER

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI. Ders adı : Endokrin çevre bozucular ve tarama programı

Hücrelerde Sinyal İletimi ve İletişim

Hücre Proliferasyonu ve Testleri

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

2n n. Kromozom sayısı. Zaman

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

Sınıf ; Çalışma yaprağı 3

Heperan Sülfat Proteoglikan (HSPG) Miktarının Kanserli Hücrelerdeki Değişimi. Kemal SÖNMEZ

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

TRANSKRİPSİYON AŞAMASINDA KROMATİN YAPININ DÜZENLENMESİ

Transkript:

HÜCRE DÖNGÜSÜNÜN DÜZENLENMESİ VE KANSER

Başlıklar 1. Kanser somatik hücre seviyesinde genetik bir hastalıktır 2. Kanser hücrelerinde genom kararlılığı, DNA onarımı ve kromatin düzenleme mekanizmalarında bozukluklar bulunur 3. Kanser hücrelerinde hücre döngüsü düzenleme mekanizmalarında bozukluklar bulunur 4. Kanser hücrelerinde proto-onkogenler ve tümör baskılayıcı genler değişime uğrar 5. Kanser hücreleri metastaz yapar ve diğer dokulara yayılır 6. Bazı kanserlere yatkınlık kalıtılabilir 7. Virüsler insan ve hayvanlarda kansere katkı yapar 8. Çevresel etmenler insan kanserlerine katkı yapar

Giriş Kanser batı ülkelerinde birincil ölüm nedenidir. Kanser tüm yaştaki insanları etkiler ve her üç insandan birine, yaşamının bir döneminde kanser tanısı koyulur Kanserler arasında en öldürücü olanı akciğer kanseridir, bunu meme, prostat ve kolon kanserleri takip eder. 3

1. Kanser somatik hücrelerdeki genetik bir hastalıktır Kanser, hücresel işlevleri kontrol eden genlerdeki mutasyonlar sonucu ortaya çıkan genetik bir hastalıktır. Kanser, hücrelerin kontrolsüz büyüme ve yayılmasına neden olan onkogenlerle, tümör baskılayıcı genlerin karşılıklı etkileşimi sonucunda oluşur Kanserle ilişkili genomik değişimler; tek bir nükleotidin yer değiştirmesinden, büyük ölçüde kromozomların yeniden düzenlenişleri, çoğalmaları ve silinmelerine kadar uzanmaktadır. 4

1. Kanser genetik bir hastalıktır 5

1. Kanser genetik bir hastalıktır Genellikle somatik hücrelerde meydana gelen mutasyonlar kansere yol açmaktadır. Kanserlerin yaklaşık % 1 i, zigot oluşumundan itibaren, hücre bölünmesi ve dokuların meydana gelişi (germ-line) sırasında gerçekleşen ve kişilerin yatkınlıklarını artıran mutasyonlarla ilgilidir. Kanser ile diğer genetik hastalıkların bir diğer farkı, kanserin genelde tek bir mutasyonla değil genellikle çok sayıda mutasyondan (6-10 arası) kaynaklanmasıdır. DNA onarımı, Hücre bölünmesi Apoptoz Hücre farklılaşması Hücre göçü Hücre-hücre iletişimi 6

1.1 Kanser nedir? Klinik olarak kanser; Köken aldıkları hücre tiplerine bağlı olarak değişik davranışlar gösteren, çok sayıda kompleks hastalığı kapsayan (100 kadar) bir olgu olarak tanımlanır. Kanserler; Başlangıç yaşlarına, büyüme oranlarına, yayılımlarına, evrelerine ve tedaviye verdikleri tepkilere göre çeşitlilik göstermektedir. Yine de tüm kanserler moleküler düzeyde bazı benzer özellikler gösterir 7

1.1 Kanser nedir? Tüm kanser hücreleri iki temel ortak özelliği paylaşırlar: Hücre büyümesi ve bölünmesi (hücre çoğalması) ile Hücrelerin yayılmasını ve istilasını (metastaz) engelleyen kontrol mekanizmalarındaki anormallikler. Normal hücrelerde bu olayları düzenleyen genler, olması gerektiği zamanda ve yerde ifade edilir Kanser hücrelerinde ise bu genler ya mutasyona uğramıştır ya da ifade düzeylerinde anormallik vardır. 8

1.1 Kanser nedir? Kanser hücrelerini tehlikeli yapan, denetlenemeyen hücre çoğalması ve metastatik yayılmanın birleşimidir.. Bir hücre, hücre büyümesi üzerindeki genetik kontrolünü kaybederse, çok hücreli bir yığın oluşabilir (iyi huylu bir tümörbenign tumor). Bu tip tümör ameliyatla alınabilir ve ciddi bir hasara yol açmaz. Eğer tümördeki hücreler (birincil tümör); Bu yapıdan kurtulabilme, Kan dolaşımına girebilme, Diğer dokuları istila edebilme ve İkincil tümörler oluşturabilme (metastaz) yetisini kazanmışlarsa, o zaman malignant (kötü huylu, tehlikeli) tümörler olurlar. Malignant tümörlerin tedavileri zordur ve hayati tehlike oluşturabilirler. 9

1.2 Kanser hücrelerinin klonal kökeni Birincil ve ikincil tümörlerdeki tüm kanser hücreleri klonaldir tek bir hücrenin klonları Kanserli hücreler, çok sayıda özgül mutasyon biriktirmiş olan ortak bir ata hücreden köken almışlardır. 10

1.2 Kanser hücrelerinin klonal kökeni ÖRNEK: Burkitt lenfoma Karşıklı kromozomal translokasyonlar birçok kanserin karakteristik özelliğidir. Burkitt s lenfoma hastalarından alınan kanser hücreleri; kromozom 8 ile 2., 14. ya da 22. kromozom arasında karşılıklı translokasyonlar göstermektedir. Her Burkitt s lenfoma hastası, bu kromozomlarda kendine has kırılma noktalarına sahiptir. Buna karşın aynı hastadaki her lenfoma hücresi özdeş kırılma noktaları içerir. Bu da, Burkitt s lenfoma daki tüm kanser hücrelerinin tek bir hücreden ortaya çıktığını kanıtlamaktadır. 11

1.3 Çoklu-adım süreci: kanser çoklu mutasyonlar gerektirir Bir tek mutasyon, normal bir hücreyi kanserli hücreye dönüştürmek için yeterli değildir. Birinci kanıt: İnsanlarda, 10-6 oranında mutasyon meydana gelir. Bir insan vücudunda yaşam boyunca yaklaşık 10¹⁶ hücre bölünmesi olmaktadır. Bir insan, hayatı boyunca vücudunun herhangi bir yerinde gen başına 10¹⁰ oranında mutasyona maruz kalabilir. Bununla beraber, üç kişiden yalnızca biri kanserden olmaktadır. 12

1.3 Çoklu-adım süreci: kanser çoklu mutasyonlar gerektirir İkinci kanıt: Bir çok kanserin meydana gelme sıklığı yaşla birlikte katlanarak ortaya çıkar. Bu mutasyonların birikmesi gerektiğinin bir göstergesidir. Eğer tek bir mutasyon yeterli olsaydı yaştan bağımsız olarak ortaya çıkmalıydı. Yaş ile bağlantılı olarak malignant bir kanserin ortaya çıkması için yaklaşık 10 kadar bağımsız mutasyonun meydana gelmesi gerekmektedir. 13

Üçüncü kanıt: karsinojenlere (kansere yol açan ajanlar) maruz kalma ve kanserin ortaya çıkışı arasındaki gecikmedir. Örneğin; Hiroşima ve Nagazaki deki patlamalarda radyasyona maruz kalmış insanlarda lösemi başlangıçları 5 ila 8 yıllık inkübasyon döneminden sonra olmuştur. 14

Mutasyonlu hücre Displazi Anormal büyüme, hücreler anormal İyi huylu Kanser Aynı doku içinde Kötü huylu kanser Başka organlara yayılma Hiperplazi Anormal büyüme, hücreler normal Tümörigenez (kanserli bir tümörün gelişimi), hücrelerin çoğalma ve yayılmaya karşı normal çalışan kontrollerden kaçmalarını sağlayan bir ya da daha fazla genetik değişikliğin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. 15

2. Kanser hücreleri, genomik kararlılığı ve DNA tamirini etkileyen genetik kusurlar taşır Kanser hücreleri kromozomal anormallikler, genomik kararsızlık ve normale göre daha yüksek mutasyon oranları gösterirler. Genomik bütünlüğün yitirilmesi; Hücre çoğalması, Programlı hücre ölümünü ve Hücre-hücre bağlantısını çeşitli yönlerden kontrol eden bazı özel genlerde mutasyonlara yol açar. Bu süreçleri kontrol eden genlerdeki mutasyon birikimleri kansere yol açmaktadır. 16

17

2. Kanser hücreleri, genomik kararlılığı ve DNA tamirini etkileyen genetik kusurlar taşır Kanser hücreleri genellikle kanserin tipini ve aşamasını tanımlamada yararlanılan özel kromozom hataları gösterir. Örneğin, kronik miyelojenik lösemi (CML) hastalarından alınan lösemili beyaz kan hücreleri, Kromozom 9 üzerindeki C-AML geni ile kromozom 22 üzerindeki BCR geni arasında özgül bir translokasyona sahiptir. 18

2. Kanser hücreleri, genomik kararlılığı ve DNA tamirini etkileyen genetik kusurlar taşır Bu translokasyon, Philadelphia kromozomu olarak bilinen bir yapıyı oluşturur. BCR-ABL füzyon geni, birleşik BCR-ABL proteinini kodlar. Normal ABL proteini, büyüme faktörü sinyallerini dış çevreden çekirdeğe ileten enzimdir. BCR-ABL proteini, hücreleri sürekli olarak çoğalmaları için uyaran, anormal bir sinyal iletim molekülüdür. 19

2. Kanser hücreleri, genomik kararlılığı ve DNA tamirini etkileyen genetik kusurlar taşır Kalıtsal polipozis-olmayan kolorektal kanser (HNPCC), DNA tamirini kontrol eden genlerdeki mutasyonlar sonucunda oluşmaktadır. HNPCC, her 200 insandan birini etkileyen otozomal baskın bir sendromdur. Hastalarda kolon, yumurtalık, uterus ve böbrek kanserlerinin gelişme riski yüksektir. En az sekiz gen HNPCC ile ilişkilidir ve bu genlerden dördü yanlış eşleşme tamir mekanizmasını kapsamaktadır. Bu dört genden herhangi birinin inaktivasyonu, genom boyunca mutasyonların hızlı birikimine, sonuçta da kolorektal ve diğer kanserlerin gelişimlerine yol açar. 20

(Kaynak: Genetik Kavramlar, Klug, Cummings & Reece) 21

3. Kanser hücreleri hücre döngüsünün düzenlemesini etkileyen genetik kusurlar içerir Yetişkin çok hücreli canlılarda bulunan bir çok hücre bölünmez ve farklılaşmış bir yapıda kalırlar. ÖR: hasarlı bir dokunun yerini alabilmek için bile büyüyemeyen ve bölünemeyen sinir hücreleridir. Diğer yandan, karaciğer ve böbrek hücreleri gibi bir çok farklılaşmış hücre, hücre dışı sinyaller ve büyüme faktörleri tarafından uyarıldıklarında büyüyebilme ve bölünebilme yeteneğine sahiptir. Bu yolla, ölü veya hasarlı dokular yenilenir. 22

3. Kanser hücreleri hücre döngüsünün düzenlemesini etkileyen genetik kusurlar içerir Hücre çoğalması üzerindeki normal düzenleme, Hücre döngüsü aşamalarını, Hücre ölümlerinin programlanmasını ve Aşırı büyüme sinyallerine karşı hücrelerin cevaplarını kontrol eden çok sayıdaki gen ve ürünlerinin varlığını gerektirir. Kanserli hücrelerde, bu işlevleri kontrol eden bir çok gen mutasyona uğramıştır ya da yanlış (normalden az veya fazla) ifade edilirler. 23

3.1 Hücre döngüsü ve sinyal iletimi Bir hücre bölünmesinden diğerine kadar geçen süreçte meydana gelen hücresel olaylar, hücre döngüsünü oluşturur. interfaz aşaması, mitoz bölünmeler arasındaki süreçtir. Bu arada, hücre büyür ve DNA sını kopyalar. G 1 sırasında hücre, DNA kopyalanması için gerekli olan enzim ve molekülleri biriktirerek DNA sentezi için hazırlık yapar. S evresi: hücrenin kromozomal DNA sı kopyalanır G 2: hücre büyümeye devam eder ve bölünmeye hazırlanır. M evresi: mitoz 24

3.1 Hücre döngüsü ve sinyal iletimi Devamlı olarak bölünen hücreler, hücre döngüsünden çıkmaz, ama G 1, S, G 2 ve M aşamalarında büyümelerini durdurmaları için bir sinyal alana dek ilerlerler. Hücre çoğalmayı durdurursa, hücre döngüsünün G 0 fazına girer. G 0 esnasında hücre, metabolik olarak aktiftir fakat büyüyemez ya da bölünemez. Kanser hücrelerinin G 0 fazına girmekten kaçınma yolları vardır. G 0 daki hücreler, dış büyüme sinyallerince hücre döngüsüne yeniden girmeleri yönünde uyarılabilirler Büyüme faktörü ve Hormonlar 25

3.1 Hücre döngüsü ve sinyal iletimi Genel olarak kanser hücrelerinin sinyal iletimleri kusurludur Anormal hücre yüzey reseptörleri ya da sitoplazmik sinyal iletim molekülleri, çekirdeğe, dış büyüme sinyallerinin yokluğunda bile sürekli büyüme sinyalleri gönderebilir. Veya dışarıdan gelen çoğalmayı durdurucu sinyallere tepki vermezler çünkü bu iletim adımlarındaki proteinleri kusurludur. 26

3.2 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları Hücrenin kendi iç dengesini izlediği ve kontrol ettiği en az üç farklı nokta vardır. Bunlar, G 1 /S, G 2 /M ve M kontrol noktalarıdır. 27

3.2 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları G 1 /S kontrol noktasında hücre, kendi boyutunu gözden geçirir ve DNA sının hasar görüp görmediğine karar verir. Eğer hücre uygun boyuta ulaşmayı başaramamış ya da DNA sı hasar görmüş ise, hücre döngüsü, bu koşullar düzeltilene kadar durdurulur. Eğer hücre boyutu ve DNA bütünlüğü normal ise, G 1 /S kontrol noktası geçilmiş olur ve hücre S aşamasına ilerler. 28

3.2 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları İkinci önemli kontrol noktası, mitoza giriş için hücredeki fizyolojik koşulların izlendiği G 2 /M kontrol noktasıdır. Eğer DNA kopyalaması ya da herhangi bir DNA kusurunun onarımı tamamlanmamışsa, bu süreçler tamamlanıncaya kadar hücre döngüsü durdurulur. 29

3.3 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları Üçüncü ve en büyük kontrol noktası mitoz sırasında ortaya çıkar ve M kontrol noktası olarak adlandırılır. Bu kontrol noktasında, hem iğ iplikçikleri sisteminin oluşması hem de iğ iplikçiklerinin kromozomlar ile bağlantısı kontrol edilmektedir. Eğer iğ iplikçikleri uygun bir şekilde biçimlendirilmemiş ya da bağlanmaları uygun olmamış ise, mitoz durdurulur. 30

3.3 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları Hücre döngüsü, döngüyü ilerleten ya da baskılayan genlerin karşılıklı etkileşimleri tarafından düzenlenmektedir. Hücre döngüsünü kontrol eden herhangi bir gende oluşan mutasyon ya da yanlış ifade, bir çok yoldan kanserin gelişimine katkıda bulunur. Örneğin, G 1 /S ya da G 2 /M kontrol noktalarını denetleyen genler kusurluysa, hücre DNA hasarını onarmadan döngüde ilerlemeye devam edebilir. Bu durum genlerde daha fazla mutasyon birikmesine ve böylece kontrolsüz çoğalma ve metastaza neden olabilir. 31

3.3 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları Normal hücrelerde eğer DNA replikasyonu, DNA onarımı ya da kromozom düzenlenmesinde hata ya da sapma olursa, Apoptoza girmiş bir hücre (üstte) Hücreler, koşullar düzenleninceye dek döngüdeki ilerlemelerini durdururlar. Buna rağmen, eğer DNA hasarı ya da kromozomlardaki hasar onarımı imkansız derecede ciddi ise, hücre kendini öldürür; apoptoz ya da programlı hücre ölümü adı verilir. Apoptoz genetik olarak, süreci tetikleyen ya da engelleyebilen özel gen ürünlerinin düzenlenmesi ile kontrol edilmektedir. 32

3.3 Hücre döngüsü kontrolü ve kontrol noktaları Programlanmış hücre ölümü, hasarlı hücreleri ortadan kaldırır Bir sonraki nesle kalıtım yoluyla geçecek ve kansere sebep olabilecek olası genetik mutasyonların sayısını azaltmaktadır. Eğer apoptozu düzenleyen genlerden bir veya daha fazlası hasarlı veya ifadeleri hatalı olursa, hücrelerde yanlış giden hiçbir süreç durdurulamayacak ve hücre bu hasarları daha da biriktirerek çoğalmaya devam edecektir Bir çeşit kısır döngü 33

4 Proto-onkogenler ve tümör baskılayıcı genler Kanser hücrelerinde, Proto-onkogenler ve Tümör süpresör (baskılayıcı) genler olmak üzere iki genel gen kategorisi mutasyona uğrar ya da yanlış ifade edilir. 34

4.1 Proto-onkogenler Proto-onkogenler, ürünleri hücre büyümesini ve bölünmesini ilerleten genlerdir. Hücreler sessiz döneme girdiklerinde ve bölünmeyi sona erdirdiklerinde, bir çok proto-onkogen ürününün ifadesi de baskılanır. Kanser hücrelerinde bir ya da daha fazla proto-onkogen değişmiş olup, bunların aktiviteleri kontrol edilemez. Bunun nedeni, proto-onkogenin mutasyonu sonucu anormal davranan bir proteinin üretilmesi olabilir. veya, normal protein ürünleri kodlamasına rağmen, Proto-onkogenler aşırı ifade edilir ya da Doğru zamanda transkripsiyonu baskılanmazsa kanser oluşumuna yatkınlık olabilir 35

4.1 Proto-onkogenler Bir proto-onkogen: Mutasyona uğradığında ya da Hatalı ifade edildiğinde ve kanser gelişimine katkıda bulunduğunda onkogen (kansere sebep olan gen) adını alır. Onkogen oluşumu için sadece bir proto-onkogen allelinin mutasyona uğramış ya da yanlış ifade edilmiş olması yeterli olabilir. Bu yüzden onkogenler, baskın bir kanser fenotipine neden olurlar. 36

4.2 Tümör baskılayıcı genler Tümör baskılayıcı genler, ürünleri hücre döngüsü kontrol noktalarını düzenleyen ve apoptoz sürecini başlatan genlerdir Normal hücrelerde tümör baskılayıcı genler tarafından kodlanan proteinler, DNA hasarına ya da dış çevreden gelen büyümeyi baskılayan sinyallere yanıt olarak hücre döngüsü sürecini durdurur. Tümör baskılayıcı genler mutasyona uğradıklarında ya da inaktive olduklarında hücreler, Hücre döngüsü kontrol noktalarına yanıt verme ya da artan DNA hasarında hücreyi ölüm programına geçirme yeteneklerini kaybederler. 37

4.2 Tümör baskılayıcı genler Sonuçta; Mutasyonlarda artış gözlenebilir, Hücre, apoptoza giremez veya Hücre, sessiz döneme girme yetisini yitirebilir 38

4.3 ras proto-onkogenleri İnsan tümörlerinde sıklıkla mutasyona uğrayan genlerin bazıları ras gen ailesindendir. Bu genler insan tümörlerinin % 40 ında mutasyona uğramışlardır. Ras gen ailesi, hücre zarı ile ilişkili ve hücre büyümesini ve bölünmesini düzenleyen sinyal iletim moleküllerini kodlar. Ras proteinleri normalde, dış büyüme faktörlerine yanıt olarak hücrenin bölünmesini uyaran sinyallerin hücre zarından çekirdeğe iletilmesini sağlamaktadır. 39

(Kaynak: Genetik Kavramlar, Klug, Cummings & Reece) Hücre çoğalmasını tetikleyen genlerin ifadesi artar Durduran genlerin ifadesi azalır 40

4.3 ras proto-onkogenleri Proto-onkogen ras ı onkogene dönüştüren mutasyonlar Ras proteinini sürekli açık konumda tutarak hücreyi sürekli bölünmeye teşvik ederler. Normal ve kanser hücrelerindeki Ras proteinlerinin amino asit dizilerinin karşılaştırılması, onkogenik Ras proteinlerinin hem 12. hemde 61. pozisyonlarında tek amino asit değişimleri içerdiğini göstermektedir. 41

42

4.4 p53 tümör baskılayıcı gen İnsan kanserleri içinde en sık mutasyona uğrayan (tüm kanserlerin %50 sinden fazlasında mutasyona uğradığı gözlenen gen) p53 dür. p53 geni 50 den fazla farklı genin transkripsiyonunu uyaran ya da baskılayan bir transkripsiyon faktörüdür 43

4.4 p53 tümör baskılayıcı gen p53 proteini DNA hasarına karşı iki farklı yanıtı başlatmaktadır; DNA onarımı için hücre döngüsünün durdurulması DNA onarılamaz ise hücrenin apoptoza yönlendirilmesi İşlevsel p53 kaybı olan kanser hücrelerinde, hasara karşı hücre döngüsü kontrol noktalarında tutulamazlar ya da DNA hasarına karşı apopitoza yönelemezler. Sonuç olarak hücreler, DNA nın durumunu göz önünde bulundurmadan, hücre döngüsü boyunca kontrolsüz bir şekilde ilerlerler. 44

4.4 p53 tümör baskılayıcı gen p53 ün eksik olduğu hücrelerde mutasyon oranları yüksektir. Bu hücrelerde, kansere neden olan farklı tipte mutasyonlar ile kromozomal anomaliler birikir. Genomik bütünlük açısından p53 geninin önemini vurgulamak için bu gene genomun gardiyanı adı verilir. 45

5. Kanser hücreleri metastaz yapar Kanser hücreleri; Orijinal tümör bölgesinden ayrılıp, Kan veya lenf sistemine girip, Çevre dokuları istila edip, ikincil tümör oluşturma özelliğine, yani metastaz yapma yeteneğine de sahiptir. 46

5. Kanser hücreleri metastaz yapar Tümör hücreleri diğer dokuları istila edebilmek için hücre-dışı matriks ve bazal lamina bileşenlerini parçalamak zorundadır. Hücre istilasının (invazyon) mekanizması normal hücrelerde ve kanser hücrelerinde muhtemelen benzerdir. Aralarındaki tek fark, normal hücrelerde istila mekanizmasının çok sıkı şekilde kontroledilmesi, Kanser hücrelerinde ise bu kontrolün tamamen kaybolmuş olmasıdır. 47

5. Kanser hücreleri metastaz yapar Metastaz, hücre tutunma molekülleri ve parçalayıcı enzimleri kodlayan çok sayıda gen tarafından kontrol edilir Örneğin, normal dokularda hücre-hücre tutunması için gerekli olan E-kadherin glikoproteini, epitel tümörlerde normal seviyeden daha az bulunmaktadır. Ayrıca, parçalayıcı enzimler malignant tümörlerde normal seviyenin çok üstünde bulunurlar. 48

6. Bazı kanserlere yatkınlık kalıtımsal olabilir İnsandaki pek çok kanser tipi nadir görünen tiptedir Buna karşılık, tüm kanserlerin çok az bir kısmı da (%1-2 si kadar ) kalıtımsal ya da aileseldir. Bugün neredeyse 50 ye yakın kalıtımsal kanser tipi olduğu bilinmektedir. 49

6. Bazı kanserlere yatkınlık kalıtımsal olabilir Hücrenin tümör oluşumuna doğru yönlenmesi için aynı genin diğer kopyasında en az bir somatik mutasyon daha oluşmalıdır. Buna ek olarak, tam bir kanser fenotipinin ortaya çıkması için, genellikle diğer genlerde de mutasyonların oluşması gerekmektedir. Bir tümör baskılayıcı gendeki kalıtımsal mutasyonlar, bireylere çeşitli kanserlerin gelişimini hazırlar ve yatkın kılar. 50

6. Bazı kanserlere yatkınlık kalıtımsal olabilir Bir tümördeki ikinci allelin mutasyonu, heterozigotluğun kaybı olarak bilinmektedir. Her ne kadar bu kalıtımsal kanserlerin ortaya çıkışında heterozigotluğun kaybı temel ve en gerekli ilk basamak olsa da, Tümör hücrelerinin tam malignant özelliğe kavuşması için diğer proto-onkogenlerde ve tümör baskılayıcı genlerde de bazı mutasyonların oluşması gerekmektedir. 51

6.1 kolon kanseri Heterozigot APC mutasyonun varlığı; Kolon epitel hücrelerinin hücre döngüsü kontrolünden kısmen kaçmasına ve Hücrelerin bölünerek polip ya da adenoma olarak isimlendirilen küçük bir hücre yığınını oluşturmasına neden olur. 52

6.1 kolon kanseri Bu gen açısından heterozigot olan bireylerde yaşamlarının erken dönemlerinde (genç yaşlarda) yüzlerce ya da binlerce kolon ve rektal polip oluşumu gözlenir. 120

6.1 kolon kanseri APC gen mutasyonu içeren poliplerdeki ikinci mutasyon, ras proto-onkogeninde gerçekleşir. DCC gen ürününün, hücre tutunma ve farklılaşmasında görevli olduğu düşünülmektedir. Geç-evre adenomlarının kanser yapıcı adenomlara dönüşmesi için p53 geninde işlev kaybı olmalıdır. 54

7. Virüsler insan ve hayvanlarda kanser oluşumuna katkıda bulunur Hayvan virüslerinin pek çoğu retrovirüsler olarak bilinen RNA virüsleridir. Hücreleri kanser hücrelerine çevirdikleri için akut transforme edici (dönüştürücü) retrovirüsler olarak bilinirler. Retrovirüs RNA genomu, enfeksiyon sırasında virüs tarafından DNA ya dönüştürülür. Daha sonra kopya DNA, enfekte olan hücrenin çekirdeğine girer ve konak hücre genomuna rastgele yerleşir. viral DNA, uçlarındaki dizilerinde yer alan çok güçlü kuvvetlendirici ve promotor elementlerine sahiptir 55

7.1 Retrovirüs-kanser ilişkisi Bir retrovirüs kansere iki farklı yolla neden olabilir: 1. proviral DNA şans eseri hücrenin normal proto- onkogeni yakınına entegre olabilir. Provirüsteki güçlü promotor ve kuvvetlendiriciler, protoonkogenin yüksek miktarlarda ya da hiç uygun olmayan zamanlarda transkripsiyona uğratılmasına ve böylece konak hücre çoğalmasının uyarılmasına neden olur. 2. retrovirüs, konağın proto-onkogeninin bir kopyasını kendi genomuna ilave eder - onkogene dönüşebilir Bu v-onc genlerini taşıyan retrovirüsler diğer hücreleri enfekte ederek, normal hücreleri tümör hücrelerine transforme ederler. 56

Prof. Dr. Bektaş TEPE (Kaynak: Genetik Kavramlar, Klug, Cummings & Reece) 57

Virüs enfeksiyonu tek başına insan kanserlerini tetiklemek için yeterli olmamaktadır. Bir ya da daha fazla hücrenin onkogenlerinde ve tümör baskılayıcı genlerindeki mutasyonların birikimi ve DNA hasarı gibi diğer faktörler gerekmektedir 58

8. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere neden olmaktadır Çevremizde doğal ya da yapay pek çok kanserojen bulunmaktadır. Bunlar; Kimyasallar, Radyasyon, Bazı virüsler ve Kronik enfeksiyonlar Sigara dumanı 59

8. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere neden olmaktadır Epidemiyologlar, insanlarda kansere bağlı ölümlerin yaklaşık %30 unun sigara kullanma ile ilişkili olduğunu tahmin etmektedirler. Sigara dumanı, ras gibi proto-onkogenlerde ve p53 gibi tümör baskılayıcı genlerde mutasyona neden olan pek çok kanserojenik kimyasal içermektedir. Kırmızı et ve hayvansal yağ içerikli besinlerin tüketimi kolon, prostat ve ya meme kanseri gibi bazı kanserlerle ilişkilidir. Bu maddelerin nasıl kansere neden olduğunu gösteren mekanizmalarla ilgili bilgiler net değildir. Fakat, hormonlar yoluyla hücre döngüsünün teşvik edilebileceği ya da pişirme esnasında kanserojenik maddelerin oluşabileceği düşünülmektedir. 60

8. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere neden olmaktadır Alkol ise karaciğerde yangıya ve karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Mutajenik olması nedeniyle potansiyel olarak kanserojenik olan maddelerden çoğu doğal süreçlerle meydana gelen maddelerdir. Örneğin; aflatoksin, yer fıstığı ya da mısırların üzerinde büyüyen küflerin bir bileşimidir ve bilinen en önemli karsinojenlerdendir. 61

8. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere neden olmaktadır Pek çok kimyasal karsinojen alkilleyici, aralkilleyici ve arilhidroksilamin sınıfına dahildir. Bunların her bir türü DNA ile etkileşir. Her ne kadar, bu maddelerin nitrozaminler gibi bazıları insan tarafından üretilse de, pek çoğu doğal olarak meydana gelmektedir. Örneğin, bitkilerde bulunan doğal pestisit ve antibiyotikler karsinojenik olabilirler. İnsan vücudu bağırsağın asidik ortamında alkilleyici ajanlar üretmektedir. insanlar tarafından oluşturulan yapay pestisit ya da asbest gibi karsinojenler. Ayrıca DNA hasarlarına neden olan ultraviyole ve X ışınları da kansere neden olan etkenler arasında yer alır. 62

8. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere neden olmaktadır Normal metabolizmanın meydana getirdiği oksidatif son ürünler, DNA, protein ve lipitlere zarar verebilirler. İnsan vücudunun, her gün, serbest oksijen radikallerinin faaliyetlerine bağlı olarak meydana gelen 10.000 DNA hasarıyla karşı karşıya olduğu tahmin edilmektedir. DNA tamir enzimleri bu hasarın büyük bir kısmıyla başarıyla başa çıkmaktadır. Fakat, bazı DNA hasarları kalıcı mutasyonlara neden olur. 63

8. Çevresel etmenler insanlarda çeşitli kanserlere neden olmaktadır DNA replikasyon sürecinin kendisi de mutajeniktir. Büyüme faktörleri ve hormonlar gibi hücre bölünmesini uyaran maddeler de mutajenik ve belki de karsinojeniktirler. Enfeksiyona bağlı kronik inflamasyon, sürekli doku tamiri ve hücre bölünmesini teşvik eder. Her replikasyonda DNA hasarlarının birikimi söz konusu olur. 160