Judith Butler ISBN 975-539-442-7



Benzer belgeler
KAY REDFIELD JAMISON Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi T p Fakültesi nde psikiyatri profesörü ve skoçya daki St. Andrews Üniversitesi

Ian Craib, 1994 ISBN

ROBIN HAHNEL Robin Hahnel, yirmi y l aflk n bir süredir Washington daki Amerikan Üniversitesi nde siyasal iktisat dersleri veriyor.

PHILIP GOODCHILD Philip Goodchild, Lancaster University de Chaos and Eternity: Gilles Deleuze and the Question of Philosophy [ Kaos ve Sonsuzluk:

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

JUDITH BUTLER 90 lı yılların başından itibaren özellikle toplumsal cinsiyet üzerine yazdığı kitaplarla büyük yankı uyandıran feminist kuramcı Judith

PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri ngiltere

ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

FRANK FUREDI ngiltere nin Kent flehrindeki Canterbury Üniversitesi nin sosyoloji bölümünde ö retim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

JEREMY GILBERT University of East London da Kültür Araştırmaları bölümü öğretim üyesidir. Ewan Pearson la birlikte Discographies: Dance Music,

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Cümlede Anlam İlişkileri

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

İçindekiler Şekiller Listesi

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

JULIA KRISTEVA 1941 y l nda Bulgaristan da do du. Sofya Üniversitesi nde dilbilim ö renimi gördü. Gazeteci olarak çal flt ve 1966 y l nda doktoras n

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVLARI LE SERBEST MUHASEBEC MAL MÜ AV RL K STAJA BA LAMA SINAVINA HAZIRLIK KURSLARI ÇERÇEVE PROGRAMI

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

Genel Yay n S ra No: /14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

6 MADDE VE ÖZELL KLER

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

Degisimi_Yonetmek 4/19/10 5:12 PM Page 1 De iflimi Yönetmek

Üç-fazlı 480 volt AC güç, normalde-açık "L1", "L2" ve "L3" olarak etiketlenmiş vida bağlantı uçları yoluyla kontaktörün tepesinde kontak hale gelir

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

NTERNET ÇA I D NAM KLER

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tekdüzen Hesap Sistemi ve Çözümlü Muhasebe Problemleri

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

MEZUNİYET ANKETİ. İTÜ, Çevre Mühendisliği Bölümü. Bu önemli geri bildirim için TEŞEKKÜR EDERİZ! Adı Soyadı Öğrenci Numarası Adresi

3- Kayan Filament Teorisi

Cümlelerin mantıksal özellikleri

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

Yrd.Doç.Dr. Mustafa Ya ml / Yrd.Doç.Dr. Feyzi Akar. Alternatif Ak m Devreleri & Problem Çözümleri

KÜRE YAYINLARI / 68. Kitap. FELSEFE SÖYLEfi LER 1. Türkiye de/türkçede Felsefe Üzerine Konuflmalar

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

Entelektüel sermaye; Organizasyonun. faaliyetini sürdürebilmesini sağlayan maddi olmayan varlıkların tümüdür. (Brooking, 1996). ( Edvinsson, 1996).

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

Yaz ma Aziz Nesin in özyaflamöyküsü Böyle Gelmifl Böyle

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

ÖĞRENME FAALĠYETĠ GELĠġMĠġ ÖZELLĠKLER

KÜLTÜR SANAT VE ADALET

Transkript:

JUDITH BUTLER 90 l y llar n bafl ndan itibaren özellikle toplumsal cinsiyet üzerine yazd kitaplarla büyük yank uyand ran feminist kuramc Judith Butler, 1956 y l nda ABD nin Cleveland eyaletinde Yahudi bir ailenin üyesi olarak dünyaya geldi. lk felsefe e itimini evinin yak n ndaki bir sinagogda alan Butler, felsefe alan ndaki yüksek lisans e itimini Bennington College de, doktoras n ise 1984 y l nda Yale Üniversitesi nde tamamlad. Özellikle 1990 da yay mlanan Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity adl kitab yla feminist elefltiriye yeni bir soluk getiren Butler, eserlerinde kendisinden önceki feministlerin verili kabul etti i diflil-eril konumlar n sorgulam fl, cinsel öznelli in bu tür statik kategoriler yerine ak flkan kimliklerden hareketle tart fl lmas gerekti ini savunmufltur. Butler a göre cinsel öznenin ve arzunun bu ak flkanl, cinsel kimli in oluflumunda bir grup özsel nitelikten çok performans n, yani tekrar eden pratiklerin ön plana ç kmas na yol açmaktad r. fiu anda California-Berkeley Üniversitesi ndeki Retorik ve Karfl laflt rmal Edebiyat bölümlerinde ö retim görevlisi olarak çal flan Butler, ayn zamanda European Graduate School da da ders vermektedir. Eserleri: Subjects of Desire: Hegelian Reflections in Twentieth Century France (1987), Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity (1990), Feminists Theorize the Political (1992, Joan W. Scott ile birlikte), Bodies that Matter: On the Discursive Limits of Sex (1993), Feminist Contentions: A Philosophical Exchange (1995, fieyla Benhabib, Drucilla Cornell ve Nancy Fraser ile birlikte), Excitable Speech: A Politics of the Performative (1997), The Psychic Life of Power: Theories of Subjection (1997), What s Left of Theory? New Work on the State and Politics of Literary Theory (1999, John Guillory ve Kendall Thomas ile birlikte), Contingency, Hegemony, Universality: Contemporary Dialogues on the Left (2000, Ernesto Laclau ve Slavoj Z iz ek ile birlikte), Antigone s Claim: Kinship Between Life and Death (2000), Precarious Life: Powers of Violence and Mourning with Verso Press (2004), The Judith Butler Reader (2004, antoloji, der. Sara Salih), Undoing Gender (2004)

Ayr nt : 468 nceleme dizisi: 207 ktidar n Psiflik Yaflam Tabiyet Üzerine Teoriler Judith Butler ngilizceden çeviren Fatma Tütüncü Yay ma haz rlayan Kerem Eksen Kitab n özgün ad The Psychic Life of Power Theories in Subjection Stanford University Press/1997 bas m ndan çevrilmifltir. Judith Butler Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir Kapak illüstrasyonu Sevinç Altan Kapak düzeni Arslan Kahraman Düzelti Mehmet Celep Bask ve cilt Sena Ofset (0 212) 613 38 46 Birinci bas m 2005 Bask adedi 2000 ISBN 975-539-442-7 AYRINTI YAYINLARI www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr Dizdariye Çeflmesi Sk. No.: 23/1 34400 Çemberlitafl- st. Tel.: (0 212) 518 76 19 Faks: (0 212) 516 45 77

Judith Butler ktidar n Psiflik Yaflam Tabiyet Üzerine Teoriler

N C E L E M E D Z S fienl KL TOPLUM/I. Illich Ë YEfi L POL T KA/J. Porritt Ë MARKS, FREUD VE GÜNLÜK HAYATIN ELEfiT R S /B. Brown Ë KA- DINLIK ARZULARI/R. Coward Ë FREUD DAN LACAN A PS KANAL Z/S. M. Tura Ë NASIL SOSYAL ZM? HANG YEfi L? N Ç N T NSELL K?/R. Bahro Ë ANTROPOLOJ K AÇIDAN fi DDET/Der: D. Riches Ë ELEfiT REL A LE KURAMI/M. Poster Ë K B N E DO RU/R. Williams Ë DEMOKRAS ARAYIfiINDA KENT/K. Bumin Ë YARIN/R. Havemann Ë DEVLETE KARfiI TOPLUM/P. Clastres Ë RUSYA DA SOVYETLER (1905-1921)/O. Anweiler Ë BOLfiEV KLER VE fiç DENET M /M. Brinton Ë EDEB YAT KU- RAMI/T. Eagleton Ë K FARKLI S YASET/L. Köker Ë ÖZGÜR E T M/J. Spring Ë EZ LENLER N PEDAGOJ S /P. Freire Ë SA- NAY SONRASI ÜTOPYALAR/B. Frankel Ë fikencey DURDURUN!/T. Akçam Ë ZORUNLU E T ME HAYIR!/C. Baker Ë SES- S Z YI INLARIN GÖLGES NDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard Ë ÖZGÜR B R TOPLUMDA B L M/P. Feyerabend Ë VAHfi SAVAfiÇININ MUTSUZLU U/P. Clastres Ë CEHENNEME ÖVGÜ/G. Vassaf Ë GÖSTER TOPLUMU VE YORUMLAR/G. Debord Ë A IR ÇEK M/L. Segal Ë C NSEL fi DDET/A. Godenzi ALTERNAT F TEKNOLOJ /D. Dickson Ë ATEfi VE GÜNEfi/I. Murdoch Ë OTOR TE/R. Sennett Ë TOTAL TAR ZM/S. Tormey SLAM IN B L NÇALTINDA KADIN/F. Ayt Sabbah Ë MEDYA VE DEMOKRAS /J. Keane Ë ÇOCUK HAKLARI/Der: B. Franklin Ë ÇÖKÜfiTEN SONRA/Der: R. Blackburn Ë DÜNYANIN BATI- LILAfiMASI/S. Latouche Ë TÜRK YE N N BATILILAfiTIRILMASI/C. Aktar Ë SINIRLARI YIKMAK/M. Mellor Ë KAP TAL ZM, SOS- YAL ZM, EKOLOJ /A. Gorz Ë AVRUPAMERKEZC L K/S. Amin Ë AHLÂK VE MODERNL K/R. Poole Ë GÜNDEL K HAYAT KILA- VUZU/S. Willis Ë S V L TOPLUM VE DEVLET/Der: J. Keane Ë TELEV ZYON: ÖLDÜREN E LENCE/N. Postman Ë MODERNL - N SONUÇLARI/A. Giddens Ë DAHA AZ DEVLET DAHA ÇOK TOPLUM/R. Cantzen Ë GELECE E BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel Ë MEDYA, DEVLET VE ULUS/P. Schlesinger Ë MAHREM YET N DÖNÜfiÜMÜ/A. Giddens Ë TAR H VE T N/J. Kovel ÖZ- GÜRLÜ ÜN EKOLOJ S /M. Bookchin Ë DEMOKRAS VE S V L TOPLUM/J. Keane Ë fiu HA N KALPLER M Z/R. Coward Ë AK- LA VEDA/P. Feyerabend Ë BEY N FAL fiebekes /A. Mattelart Ë KT SAD AKLIN ELEfiT R S /A. Gorz Ë MODERNL N SI- KINTILARI/C. Taylor Ë GÜÇLÜ DEMOKRAS /B. Barber Ë ÇEK RGE/B. Suits Ë KÖTÜLÜ ÜN fieffafli I/J. Baudrillard Ë ENTELEKTÜEL/E. Said Ë TUHAF HAVA/A.Ross Ë YEN ZAMANLAR/S. Hall-M. Jacques Ë TAHAKKÜM VE D REN fi SANAT- LARI/J.C. Scott Ë SA LI IN GASPI/I. Illich Ë SEVG N N B LGEL /A. Finkielkraut Ë K ML K VE FARKLILIK/W. Connolly Ë ANT POL T K ÇA DA POL T KA/G. Mulgan Ë YEN B R SOL ÜZER NE TARTIfiMALAR/H. Wainwright Ë DEMOKRAS VE KAP - TAL ZM/S. Bowles-H. Gintis Ë OLUMSALLIK, RON VE DAYANIfiMA/R. Rorty Ë OTOMOB L N EKOLOJ S /P. Freund-G. Martin Ë ÖPÜfiME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZER NE/A. Phillips Ë MKÂNSIZIN POL T KASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER Ç N HA- YAT B LG S EL K TABI/R. Vaneigem Ë CENNET N D B /G. Vassaf Ë EKOLOJ K B R TOPLUMA DO RU/M. Bookchin Ë DE- OLOJ /T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRK YE/A. nsel Ë AMER KA/J. Baudrillard Ë POSTMODERN ZM VE TÜKET M KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry KAMUSAL NSANIN ÇÖKÜfiÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLE N Y T REN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARfiI HAYAT/N. O. Brown Ë S V L TAATS ZL K/Der.: Y. Coflar Ë AHLÂK ÜZER NE TARTIfiMALAR/J. Nuttall Ë TÜKET M TOP- LUMU/J. Baudrillard Ë EDEB YAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard ORTAK B R fieyler OLMAYANLARIN ORTAKLI I/A. Lingis Ë VAK T ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AfiKI/M. Viroli Ë K ML K MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZER NE/S. Lynch Ë K fi SEL L fik LER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë T RAF ED LEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZER NE/A. Phillips Ë FELSEFEY YAfiAMAK/R. Billington Ë POL T K KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHUR YETÇ L K/P. Pettit Ë POSTMODERN TEOR /S. Best-D. Kellner Ë MARKS ZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHfiET KAV- RAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJ K DÜfiÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ET K/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL C NS - YET VE KT DAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAfiLIK/W. Kymlicka Ë KARfiIDEVR M VE SYAN/H. Marcuse Ë KU- SURSUZ C NAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAfiTIRILMASI/G. Ritzer KUSURSUZ N H L ST/K.A. Pearson Ë HOfiGÖRÜ ÜZER NE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARfi ZM /Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ET /G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETEC L KTE ET K SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DE ER /J. Harris Ë POST- MODERN ZM N YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DE fit RMEK ÜZER NE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YEN DEN DÜfiÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJ /A. Game & A. Netcalfe EDEPS ZL K, ANARfi VE GERÇEKL K/G. Sartwell Ë KENTS Z KENTLEfiME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARfiI/P. Feyerabend Ë HAK KAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. nceo lu Ë ANARfi Z- M N BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOL KADINDIR/D. Binkert Ë S YAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODER- N ZM, EVRENSELL K VE B REY/fi. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYAL ZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN V CDANI/R. Sennett Ë KÜ- RESELLEfiME/Z. Bauman Ë ET E G R fi/a. Pieper Ë DUYGUÖTES TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEB YAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë MAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAfiAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇA I/J. Kovel Ë KOLONYAL ZM POSTKOLONYAL ZM/A. Loomba Ë KREfiTEK YABAN /A. Phillips Ë ZAMAN ÜZER NE/N. Elias Ë TAR H N YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAfiLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARfi ZM N S YASET FELSEFES /T. May Ë ATE ZM/R. Le Poidevin ËAfiK L fik LER /O.F. Kernberg Ë POSTMODERNL K VE HOfiNUT- SUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE D ER HAYAT STRATEJ LER /Z. Bauman Ë TOPLUM VE B L NÇ- DIfiI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUfi DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFER /B. Sanders ËEDEB YATIN YARATILIfiI/F. Dupont Ë PARÇALANMIfi HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKS ZM VE D L FELSEFES /V. N. Voloflinov Ë MARX IN HAYALETLER /J. Derrida Ë ERDEM PEfi NDE/A.MacIntyre Ë DEVLET N YEN DEN ÜRET M /J. Stevens Ë ÇA DAfi SOSYAL B L MLER FELSEFES /B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë P YASA/J. O Neill Ë ANNE: MELEK M, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL NSAN/G. Agamben Ë B L NÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAfiADI IMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAfiAMA SANATI FELSEFES /A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë E T MDE ET K/F. Haynes Ë DUYGUSAL YAfiANTI/D. Lupton Ë ELEfiT REL TEOR /R. Geuss Ë AKT V ST N EL K TABI/R. Shaw Ë KARAKTER AfiINMASI/R. Sennett Ë MODERNL K VE MÜPHEML K/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: B R AHLÂK KARfiITININ ET /P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, K ML K VE S YASET/Nafiz Tok Ë AYDINLANMIfi ANARfi /M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLER /D. Crane Ë B L M ET /D. Resnik Ë CEHENNEM N TAR H /A.K. Turner Ë ÖZGÜRLÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEfiME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë S YASAL KT SADIN ABC si/r. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ET /P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEfiMES /P. Singer Ë MODERNL N SOSYOLOJ S /P. Wagner Ë DO RUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Baflaran Ë FOUCAULT NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVEN /J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë KT DARIN PS fi K YAfiAMI/J. Butler

çindekiler Girifl................................................ 9 Tutkulu ba l l klar.................................. 14 kirciklilik......................................... 18 Tabiyet/maduniyet.................................. 19 Psiflenin düzenlemeleri............................... 25 I. NATÇI BA LILIK, BEDENSEL TAB YET Mutsuz bilinç üzerine Hegel i yeniden okumak.............. 37 Hegel ve özkölelefltirmenin üretimi..................... 40 Hegel sonras tabiyetler.............................. 56

II. KARA V CDANIN ÇEVR MLER Nietzsche ve Freud.................................... 64 Nietzsche nin kara vicdan izah........................ 71 Freud, narsisizm ve düzenleme........................ 77 III. TAB YET, D RENME, YEN DEN ANLAMLANDIRMA Freud ile Foucault aras nda............................ 82 IV. V CDAN HEP M Z ÖZNE YAPAR Althusser in tabiyeti.................................. 102 V. MELANKOL TOPLUMSAL C NS YET/ REDDED LEN ÖZDEfiLEfiME........................ 126 HAREKET SÜRDÜRMEK Judith Butler n Melankoli toplumsal cinsiyet / Reddedilen özdeflleflme si üzerine bir yorum.............. 143 Adam Phillips....................................... 143 ADAM PHILLIPS N MELANKOL TOPLUMSAL C NS YET/ REDDED LEN ÖZDEfiLEfiME YORUMU ÜZER NE.... 151 VI. PS fi K BAfiLANGIÇLAR Melankoli, ikirciklilik, öfke............................ 157 Dizin.............................................. 185

ktidar n Psiflik Yaflam Tabiyet Üzerine Teoriler

TEfiEKKÜR Bu çal flma Berkeley deki California Üniversitesi nden ald m Befleri Bilimler Bilimsel Araflt rma bursu ile cömert bir biçimde desteklendi. Baz bölümleri derinlemesine okuyan arkadafllara ve meslektafllara müteflekkirim: Wendy Brown, William Connoly, David Palumbo-Liu, Kaja Silverman, Anne Norton, Denise Riley, Hayden White ve Berkeley de Toplumsal Özneler/Psiflik Durumlar dersine kat lan ö renciler. Adam Phillips e, Psychoanalytic Dialogues daki fikir al flveriflimizin bu ba lamda yeniden bas lmas na izin verdi i için teflekkür ederim. Ayr ca Helen Tartar a çok titiz, zeki ve kusursuz düzeltisi için ve Gayle Salamon a da bask ya verdi im metne yard m için teflekkür ederim.

Girifl Tabiyeti kendi maddili inde, öznelerin kuruluflu olarak kavramaya çal flmal y z. Michel Foucault, Two Lectures Öznenin bölünmüfllü ünde kendili in kendisi için mevcut oluflu yaln zca bir momenttir ve bu momentin iflleyen dönüfllülü ü öznenin tabi k l n fl n n dayanak noktas d r. Özneyi saran uçsuz bucaks z ve bedensel suçluluk, kendi hakk nda çok az fley bilen hummal bir ses halindeki bu özbilinç, ça rma [interpellation] denilen derin içsel kontrolün sürdürülmesinde belirleyicidir. Francis Barker, The Tremulous Private Body: Essays on Subjection Tabiyet Bir monark n ya da baflka egemen veya yüce gücün alt nda, ona tabi olma eylem ve durumu; tabi olma ya da bir baflkas n n egemenli i alt nda olma; boyun e me Tabi olma, maruz kalma, yükümlü olma durumu; yükümlülük.mant k. Bir yükleme bir özne temin etme edimi. Oxford English Dictionary Bir iktidar biçimi olarak tabiyet [subjection] paradoksald r. Birinin d flsal bir güç taraf ndan bask alt na al nmas bilindik ve st rapl bir iktidar biçimidir. Öte yandan, biri nin ne oldu unun ve özne olarak nas l kuruldu unun bir anlamda tam da bu iktidara ba l oldu unu ortaya koymak oldukça farkl d r. ktidar, özneye d flar dan bask kuran, özneyi madun eden [subordinate], özneyi afla bir düzeye indirip daha düflük bir düzene yerlefltiren bir fley gibi düflünmeye al flk n z. fiüphesiz bu, iktidar n bir k sm n n ne yapt n n adil bir tarifidir. Ama e er Foucault yu takip ederek iktidar öznenin kurucusu, varolufl koflulu ve onun arzusunun yörüngesi olarak anlarsak, o zaman iktidar yaln zca karfl koydu umuz de il, ayn

zamanda varoluflumuz için güçlü bir flekilde ba l oldu umuz, varl m z n içinde bar nd rd m z ve saklad m z bir fley olacakt r. Bu süreci al fl lagelmifl yoldan anlayan model flöyledir: Üzerimizde etkide bulunan iktidar n zoruyla zay f düfler, iktidar n flartlar n içsellefltirir ya da kabulleniriz. Ancak böyle bir anlay fl n ortaya koymakta yetersiz oldu u bir nokta vard r: Bu flartlar kabul eden biz, kendi varl m z için onlara göbekten ba lanm fl zd r. Herhangi bir biz in aç k seçik ortaya konulabilmesi için söylemsel koflullar yok mudur? Tabiyet, kesinlikle kendi seçimimiz olmayan, ama paradoksal bir flekilde failli imizi aç a ç kar p sürdüren bir söyleme olan bu temel ba ml l ktan oluflur. Tabiyet yaln zca iktidar taraf ndan madun b rak lma sürecini de il, ayn zamanda özne olma sürecini de ifade eder. Gerek Althusser ci anlamda bir ça rmayla, gerekse Foucault cu anlamda söylemsel bir üretkenlik dolay m yla özne, iktidara ilksel bir boyun e iflle yaflama bafllar. Foucault böylesi bir formülasyondaki ikirciklili i tespit etmekle birlikte, öznenin nas l boyun e erek [submission] olufltu una iliflkin özel mekanizmalar aç klayacak ayr nt lara girmez. Böylece Foucault nun teorisinde bütün bir psifle alan na büyük ölçüde de inilmemifl olunur ve iktidar n madun k lma ve üretme biçimindeki çifte de erlili i aç klanmaz. O halde, e er boyun e me tabiyetin bir koflulu ise, flu soruyu sormak anlaml d r: ktidar n ald psiflik biçim nedir? Böylesi bir proje, hem Foucault cu, hem de psikanalitik ortodoksluklar n uzak durdu u bir görevi, yani iktidar teorisi ile psifle teorisini bir arada düflünmeyi gerektirir. Elinizdeki bu inceleme büyük bir sentez önerme vaadinde bulunmamakla birlikte, her iki teorinin birbirine fl k tuttu u de iflime aç k bak fl aç lar n ortaya koymay amaçl yor. Bu proje Freud ve Foucault ile bafllamayaca gibi, onlarla bitmeyecek de; tabiyet sorunu ve öznenin boyun e mekle nas l olufltu u, Hegel in Phenomenology of Spirit [Tinin Görüngübilimi] * eserinde kölenin özgürlü e yaklaflmas n n ve hayal k r kl na u rat c bir mutsuz bilince ulaflmas n n izini süren bölümde derinlemesine ele al nm flt r. Bafllang çta köleye d flsal gibi görünen efendi, kölenin kendi vicdan * Bkz. Tinin Görüngübilimi, çev.: Aziz Yard ml, dea Yay., 2004. 10

olarak yeniden ortaya ç kar. Ortaya ç kan bu mutsuz bilinç, kölenin kendi kendini suçlamas d r ve efendinin flekil de ifltirip psiflik gerçekli e bürünmesinin sonucudur. Özbilincin srarc gövdeselli ini slah etme aray fl nda olan kendini afla lamalar, kara vicdan n [bad concience] tesis edilmesini sa lar. Kendi kendine düflman kesilen bu bilinç figürü, On the Genealogy of Morals ta [Ahlak n Soykütü- ü Üstüne] * Nietzsche nin hem bask ve düzenlemenin birbirine örtüflmüfl vicdan ve kara vicdan olgular n nas l biçimlendirdi i, hem de kara vicdan n öznenin oluflum, kal c l k ve süre enli i nas l temel teflkil etti i konusundaki de inisine delalet eder. Bu durumlar n her birinde, bafllang çta özneye d flsal gibi görünen, bask yapan ve onu boyun e meye zorlayan iktidar, öznenin özkimli ini kuran psiflik bir biçim kazan r. ktidar n ald bu biçim, sürekli olarak bir dönüfl figürüyle, kiflinin kendine karfl dönüflü ya da kendi üzerine öfkeyle dönüflü figürüyle gösterilir. Bu figür, öznenin nas l üretildi i konusundaki aç klamalar n bir parças olarak ifllerlik kazan r ve dolay s yla, bu dönüflü yapan gerçek anlamda bir özne yoktur. Tam tersine, bu dönüfl öznenin mecazi [tropological] bir ifadeyle devreye sokulmas gibi bir ifllev görür; ontolojik statüsü hep belirsiz kalan kurucu bir moment ifllevidir bu. Böylesi bir nosyonu öznenin oluflumuna iliflkin aç klamalara dahil etmek, imkâns z olmasa bile, oldukça zordur. Döndü ü söylenen nedir ya da kimdir? Böyle bir dönüflün nesnesi nedir? Özne nas l olur da ontolojik olarak belirsiz bir dönüfl biçiminden hareketle ortaya ç kar? Belki de bu figürün belirifliyle öznenin oluflumuna bir aç klama getirme zahmetinden kurtulmufl oluruz. Daha ziyade, bir aç klama getirmekle birlikte bunun s n rl - l klar n da gösteren mecazl tahminlerle karfl karfl ya kal r z. ktidar n özneyi nas l üretti ini, öznenin nas l kendi bafllang c n sa layan iktidar n içinde yer ald n araflt rmaya bafllad m z anda, bu mecazl ikirciklili in içine düflmüfl görünürüz. E er öznenin oluflumunun bir aç klamaya ihtiyac varsa, öznenin bir içsellefltirme * Bkz. Ahlak n Soykütü ü Üstüne Bir Kavga Yaz s, çev.: Ahmet nam, Say Yay., 2003. 11

edimi gerçeklefltirdi ini varsayamay z. Sözünü etti imiz figür henüz varl k kazanmam flt r ve do rulanabilir bir aç klamadan mahrumdur; bununla birlikte ona yapt m z göndermeler belli bir anlam ifade etmeye devam eder. Tabiyet paradoksu, göndermede bulunman n çeliflkisine yol açar: Henüz var olmayan bir fleye gönderme yapmak zorunda kal r z. Ontolojik zorunluluklar m z ask ya ald m z gösteren bu figür vas tas yla öznenin nas l var oldu unu aç klama çabas na girifliriz. Bu figürün kendisinin bir dönüfl oluflu, retorik aç dan ve performatif olarak son derece heyecan vericidir; dönüfl Yunancada trope anlam na gelir. Böylece dönüfl ün mecaz, jestin mecaz olma statüsünü hem gösterir, hem de örneklendirir. 1 Tabiyet, mecazl ifadeyi bir flekilde devreye mi so- 1. Hayden White, Tropics of Discourse (Baltimore: John Hopkins University Press, 1978) kitab nda flöyle der: Tropik sözcü ü tropikos, tropos tan türetilmifltir. Klasik Yunanca da dönüfl ve Karma Yunanca da yol ya da usul anlam na gelir. Modern Hint Avrupa dillerine Klasik Latince de metafor ya da konuflma figürü ve Geç Latince de özellikle müzik teorisine uyarland nda duygu durumu ya da ölçü anlam ndaki tropus fleklinde gelmifltir.(s.2) White, mecaz nosyonunu söylem çal flmas n hem kurgu hem de mant k çal flmalar ndan ay rmak üzere yorumlad bir kavram olan stil ile birlefltirir. Mecazlar al fl lm fl dilden sapma lard r ama onlar da konuflma ya da düflünce figürleri üretirler (Bu ayr m Quintillianus un anlay fl nda da önemlidir.) Bu anlamda bir mecaz ne al fl ld k ne de mant ki olarak düflünülen kavramlar aras nda bir ba lant meydana getirebilir. Bizim için bunun anlam bir mecaz n, gerçekli in kabul edilen versiyonlar na s k flt r lmayacak tarzda iflledi idir. Ayn zamanda e er mecaz n gelenek ve mant ktan ayr l fl böylesi bir ayr l fl biçiminde fark edilmezse, mecaz iflleyemez, yani yeni anlamlar ve ba lant lar üretemez. Bu anlamda mecaz, iflleyifli aç s ndan gerçekli in kabul edilen versiyonunu bafltan varsayar. Ancak Nietzsche ye göre mecazlar n yeniden dolafl m ve tortulaflmas dilin al - fl ld k biçimde kullan l fl n n olabilirlik kofluludur. Asl nda Nietzsche, mecazlar n, içlerinden literal ve kavramsal dilin ortaya ç kt fleyler (maddeler) olduklar n belirtir. Al fl lm fl dil gibi bir fley, yaln zca dilin mecazi statüsünün bir anlamda unutulmas yoluyla ifli yürütür. Geleneksel dil, mecazlar n tortulaflma ya da donuklaflma s n n sonucudur. Bu iddia hem argümantatif hem de retorik bir tarzla Friedrich Nietzsche nin On Truth and Lie in an Extra-Moral Sense, On Rhetoric and Language, der. Sander Gilman vd. (New York: Oxford University Press,1989) adl makalesinde aç klanm flt r. Dönüfl, 17. ve 18. yüzy llarda mecaz karfl l nda kullan lan ngilizce bir kavramd ve konuflmadaki baz sözdizimsel figürlere gönderme yaparken kullan l rd. Richard Lanham, mecaz n, sözcü ün anlam n de ifltiren özel türde bir figür oldu unu yazar. (A Handlist of Rhetorical Terms, Berkeley: University of California Press,1991) Yazar, baz lar birden fazla sözcü ün anlam n de ifltiren kavramlar için figür kavram n kullanmak taraftar d r. Quintillianus bu ayr ma karfl ç karak, anlam de ifliminin tekil ya da ço ul sözcüklere indirgenemeyecek oldu- unda srar eder ve mecaz anlam de iflmesi olarak tarif eder, buna karfl n figür biçimdeki de ifliklik için kullan l r (örne in, konuflma yap s n n biçimi ya da hatta yaz türü). Bu dönüflün do urgan ya da üretken olarak düflünülmesi, özellikle öz- 12

kar? Yoksa mecazlar n devreye sokma görevini, öznenin var oluflunu aç klamaya çal flt m zda zorunlu olarak anmam z m gerekir? Bu soruya incelememizin sonunda, melankolinin kendi tan mlad mekanizmaya nas l kat ld n aç klarken tekrar dönece iz. Althusser in önerdi i ça rma sahnesi toplumsal öznenin dilsel araçlar yoluyla nas l üretildi inin izah edilmesi konusundaki yar kurgusal çaban n bir örne idir. Althusser in ça rma teorisi aç kça Foucault nun öznenin söylemsel üretimi ne iliflkin görüfllerine bir zemin sunar. fiüphesiz Foucault, öznenin varolufla konuflulmad ve iktidar matrislerinin ve söylemin, özneyi oluflturan üretken eylemleri itibar yla biricik ya da egemen olmad klar konusunda srarl d r. Buna ra men, Althusser ve Foucault assujetissement [özneleflme] sürecinde temel bir maduniyetin var oldu u konusunda hemfikirdirler. Althusser, deoloji ve Devletin deolojik Ayg tlar * makalesinde, öznenin maduniyetinin dil yoluyla, yani bireye seslenen otoriter sesin etkisiyle meydana geldi ini söyler. Althusser in verdi i kötü üne sahip örnekte, bir polis caddeden geçmekte olan bir kifliye seslenir; o da döner ve ça r lan n kendisi oldu unu fark eder. Tan nman n bildirildi i ve kabul edildi i bu de- ifl tokuflta Althusser in ça rma dedi i fley, yani toplumsal öznenin söylemsel kuruluflu vuku bulur. Dikkat çeken bir nokta, Althusser in, bireyin sesin kendisine yöneldi ini anlayarak ve bu sesin dayatt maduniyet ve normalleflmeyi kabul ederek dönüp bakmas - n n nedeni konusunda herhangi bir ipucu vermemesidir. Özne neden yasan n sesine do ru döner? Bu dönüflün toplumsal öznenin kuruluflundaki etkisi nedir? Özne suçlu mudur? E er öyleyse nas l bu hale gelmifltir? Ça rma teorisi bir vicdan teorisini mi gerektirir? Devlet otoritesinin kurucu bir yönelimle özneyi ça rmas yaln zca telkine maruz kalma sürecinin önceden yafland n de il, ay- nenin üretilmesi ya da do ufluna iliflkin düflüncelerimiz aç s ndan uygun görünüyor. Mecaz n yapt yaln zca do urmak de ildir; ayn zamanda bu do urganl - n aç klan fl da mecazlar n kullan m n gerektirir. Dilin iflleyifli indirgenemez bir flekilde mimetik ve performatif olup, aç klamaya çal flt do urganl hem yans t r hem de harekete geçirir. * deoloji ve Devletin deolojik Ayg tlar, çev.: Yusuf Alp ve Mahmut Öz fl k, letiflim Yay., [1978], 1994. 13

n zamanda düzenleyici bir normun psiflik iflleyifli biçiminde anlafl lan vicdan n, ça rman n ba l oldu u ama hiçbir aç klama getiremedi i iktidar n, özel bir psiflik ve toplumsal iflleyifli oldu unu varsayar. Ayr ca, Althusser in iktidar modeli otoriter sese, yapt r - m n sesine, dolay s yla da konuflma biçimindeki dil nosyonuna performatif bir güç atfeder. Yaz l bir söylemin ya da sesi veya imzas olmaks z n dolafl mda bulunan bürokratik söylemin gücünü nas l aç klayabiliriz? Son olarak, Althusser in görüflleri yararl oldu u halde, gizliden gizliye ilahi otoriteye göre modellenmifl, sözü eylemine denk olan merkezi bir devlet otoritesi nosyonu ile s n rlanm flt r. Foucault nun söylem nosyonu, bir yan yla Althusser inki gibi ça r c konuflman n egemen model oldu u teorilere karfl ç kar, ayn zamanda da söylemin etkinli ini, söylenmifl söz biçiminde somutlaflmas ndan ay rarak de erlendirir. Tutkulu ba l l klar Öznenin kendi maduniyetine tutkuyla ba l oldu u konusundaki srar, madun olan n iddialar n n içyüzünü ortaya ç karmak amac nda olanlar taraf ndan alaya al nm flt r. E er özne madun statüsünü kendi istiyor ya da sürdürüyorsa, bu mant k sonuçta öznenin maduniyetinden öznenin kendisini sorumlu tutmaya kadar gider. Bu görüfle karfl, tabi k l nmaya ba l l n iktidar n iflleyifli sonucu olufltu- unu, iktidar n bu tarz iflleyiflinin bu psiflik etkide aç kl a kavufltu- unu ve bunun da iktidar n yap p ettiklerinden en sinsisi oldu unu iddia ediyorum. E er özne, Nietzsche ci anlamda, kendisine karfl dönen bir irade ile biçimleniyorsa ve bu, dönüfllü bir biçim varsay yorsa, o halde özne, kendine dönen bir iktidar n kipli idir; özne geri tepen iktidar n sonucudur. Ayn anda hem kurulan hem de madun olan özne, psikanaliz sahnesinde zaten var kabul edilmifltir. Foucault nun, maduniyeti yaln zca özne üzerinde bask kuran de il, özneyi de kuran, yani öznenin kuruluflu yoluyla bask kuran bir fley olarak yeniden formüle edifli, öznenin do uflundaki ikirciklili i ima eder. E er özerklik et- 14

kisi maduniyetle koflulland r l rsa ve kurucu maduniyet ya da ba- ml l k fliddetli bir flekilde bast r l rsa, özne bilinçd fl yla birlikte ortaya ç kar. Hiçbir öznenin temelde ba ml oldu u fleylere karfl tutkulu bir ba l l k göstermeksizin do amayaca n düflündü ümüzde her ne kadar bu tutku psikanalizde olumsuz bir anlama gelse de öznenin maduniyetini ve özne olarak oluflumunu bir arada tan mlayan Foucault cu tabiyet önermeleri özel bir psikanalitik de er kazan r. Bir çocu un ba ml l al fl ld k herhangi bir anlamda politik bir maduniyet olmamakla birlikte, ba ml l k içinde oluflan ilksel tutku çocu u maduniyet ve sömürüye karfl savunmas z b rak r. Bu konu son zamanlardaki politik söylemlerin meselelerinden biri haline gelmifltir. Ayr ca bu ilksel ba ml l k, öznelerin politik oluflum ve düzenlemelerini de koflulland r r ve onlar n tabiyetlerinin arac haline gelir. E er öznenin oluflumu, öznenin madun oldu u kiflilere tutkulu bir flekilde ba lanmas olmadan mümkün olam yorsa, maduniyetin öznenin oluflumu aç s ndan merkezi oldu u ortaya ç kar. 2 Özne oluflun bir koflulu olarak maduniyet, zorunlu bir boyun e me süreci içinde olufla delalet eder. Ayr ca, hayatta kalmak arzusu, olmak arzusu yayg n bir flekilde sömürülebilen bir arzudur. Daimi bir varolufl vaadine dayanan kifli hayatta kalma arzusu üzerinde oynar. Hiç var olmamaktansa, madun olarak var olmay tercih ederim formülasyonu, ( ölüm ün de bir risk olarak mümkün oldu u bir durumda) bu ç kmaz n, bu nahofl durumun bir formülasyonudur. Bu, çocuklar n cinsel yönden suiistimali konusundaki tart flmalarda suiistimalin niteli inin neden yanl fl anlafl ld n n bir göstergesidir. Mesele basitçe, ne yetiflkin taraf ndan tek yönlü bir cinselli in dayat lmas d r, ne de belli bir tür cinselli in çocuk taraf ndan tek yönlü hayal edilmesidir. Sömürülen, çocu un sevgisidir; varoluflu için gerekli olan bir sevgidir bu; kötüye kullan lansa çocuktaki tutkulu ba l l kt r. fiöyle bir durum düflünelim: Özne yaln zca maduniyet içinde var olmam fl, ayn zamanda bu maduniyet, öznenin sürmekte olan 2. Ba l l k tart flmam, Wendy Brown n States of Injury: Freedom and Power in Late Modernity deki Wounded Attachments adl makalesine borçluyum. (Princeton: Princeton University Press, 1995) 15

varl k koflulunu sa lar hale gelmifl olsun. Çocu un sevgisi, yarg ve karardan önce gelir: Yeterince iyi bir flekilde beslenip bak lm fl bir çocuk önce sevecek, ancak daha sonra sevdikleri aras nda bir ayr m yapabilme yetisi gelifltirecektir. Bunun anlam, çocu un körce sevdi i de il (çünkü sezgi ve önemli ölçüde bilgiçlik çok erken bafllar), e er çocuk psiflik ve toplumsal anlamda ayakta kalmakta sebat edecekse, bir ba ml l k ve ba l l k biçiminin zorunlu olaca d r: Sevgi yaflam n gerekliliklerinden ayr lmaz olunca, sevmeme olas l yoktur. Çocuk neye ba land n bilmez; ama hem bebek, hem de çocuk kendinde ve kendisi gibi var olmay sürdürmek için ba lanmak zorundad r. 3 Hiçbir özne böylesi bir ba lanma olmaks z n var olamaz. Fakat yine hiçbir özne oluflum sürecinde bunu tamamen görebilme yeterlili ine sahip de ildir. Bu ba l l k ilksel haliyle hem varl a ulaflmak, hem de inkâr edilmek zorundad r. Onun öznenin oluflumu için varl a ulaflmas k smen bir inkâr da içermelidir. En erken sevgi nesneleriyle karfl lafl ld nda ebeveynle, bak - c larla, kardefllerle vb. bu durum yetiflkinlerin anlad anlamda bir afla lama ile izah edilir. Gecikmifl bir onursuzluk duygusuyla flöyle denir: Böyle birini sevmifl olamam. Söylenen söz inkâr etti i olas l gizler, ben in kuruluflunu bu kat hayali imkâns zl a ve onun taraf ndan temellenen d flta b rakma sürecine dayand r lm fl gibi gerçeklefltirir. Böylece ben, temelde bu (imkâns z) sevginin yeniden ortaya ç kmas heyulas ile tehdit edilir ve bu sevgiyi bilinçalt nda yeniden gündeme getirmekle suçlanmaya devam eder. Ben, bu skandal, bu imkâns zl tekrar tekrar yaflar ve farkl mecralara tafl r; bu tehdidi kiflinin ben olma duygusuna uyumlu hale getirir. E er görünürde sevmifl oldu um gibi sevdiysem ben ben olamam, ben kendim olmay sürdürebilmek için inkâra devam etmeliyim. Fakat bununla birlikte bilinçd fl nda gündelik yaflam m için en feci olacak st rab kabul etmeliyim. Gündelik yaflam n d fl nda b rak lan n travmatik tekrar ben i tehdit eder. Bu 3. On Narcissism de Freud narsis ve ba ml [anaclitic] aflk biçimlerini birbirinden ay rarak, ilkinin ben i büyüttü ünü ya da fliflirdi ini, ikincisinin ise ben i küçülmeye ve yoksullaflmaya itti ini belirtir. [Narsisizm Üzerine ve Schreber Vakas, çev.: Saffet Murat Tura ve Banu Büyükkal, Metis Yay., 1998] 16