Sepsis Patofizyolojisi



Benzer belgeler
Sepsis Patogenezi. Rıdvan KARAALİ, Fehmi TABAK. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Sepsis Fizyopatolojisi ve Alternatif Tedaviler. Sepsis Fizyopatolojisi

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

SEPSİS TANIM ve PATOGENEZ. Yrd.Doç.dr. Orhan Tokgöz Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

Sepsis Patogenezi. Dr. Özlem Acicbe Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezioloji ve Reanimasyon Kliniği Yoğun Bakım Ünitesi

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

Hücresel İmmünite Dicle Güç

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

Sepsis ve Septik Şok:

SEPSİS. Prof.Dr.Halis Akalın

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

SİSTEMİK İNFLAMASYON VE NÖRONAL AKTİVİTE

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

Sepsis Patofizyolojisi Prof. Dr. Mois Bahar

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

Bilimsel Makalenin Anatomisi. Giriş Yöntem

Regülatör T hücreleri ve İnsan Hastalıkları

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

Transfüzyon İlişkili Akut Akciğer Hasarı Prof.Dr.İdil YENİCESU Gazi Üniversitesi- Tıp Fakültesi

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

Koagülasyon Mekanizması

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Sadık Yurttutan, Ramazan Özdemir, Fuat Emre Canpolat, Mehmet Yekta Öncel, Hatice Germen Ünverdi, Bülent Uysal,Ömer Erdeve, Uğur Dilmen Zekai Tahir

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

Sepsis ve İlgili Tanımlamalar

Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

Doç. Dr. Erdinç DEVRİM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı

Romatoid Artrit Tedavisinde MAP Kinaz İnhibitörleri MAP Kinase Inhibitors in Rheumatoid Arthritis Prof Dr Salih Pay 12 Mart 2011

DENEYSEL AKUT İNFLAMASYON MODELİNDE EİKOSANOİDLERİN BİRBİRLERİNİN OLUŞUMU ÜZERİNE ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sepsis, Yunanca da çürüme, bozulma,

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa

KOAGÜLASYON TESTLERİ

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

SEPSİS VE SEPTİK ŞOK. Dr.Özcan Deveci. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D

Tüberküloz Basilinin Evrimi

HUMORAL İMMUN YANIT 1

DOĞUġTAN BAĞIġIKLIK (INNATE IMMUNITY)

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

İNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE YENİ MOLEKÜLLER. Dr.Hülya Över Hamzaoğlu Acıbadem Fulya Hastanesi Crohn ve Kolit Merkezi

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

Doç.Dr.Tuba Dal Yıldırım Beyazit Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Ankara

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Cisplatine Bağlı Akut Böbrek Yetersizliğinde İnterleukin-33 ün Rolü. Uzm. Dr. Kültigin Türkmen S.Ü.M.T.F Nefroloji B.D

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu

SEPSİSLİ OLGULARDA ATRİYAL VE BEYİN NATRİÜRETİK PEPTİT, TROPONİN I, C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİNİN PROGNOSTİK DEĞERİ

MEME KANSERİ HASTALARINDA JAM-A VE LFA-1 GEN VARYASYONLARININ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

DOĞAL BAĞIŞIKLIK. Enfeksiyonlara Karşı Erken Savunma Sistemi

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011)

LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ. ve İNFLAMASYON Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

PROJE ADI: BİTKİLERDE AŞILAMA

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

DOĞAL BAĞIŞIKLIK. Prof. Dr. Dilek Çolak

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

Diyabette Bakteri Endotel İlişkisi ve Bakteriyel Adherans. Doç. Dr. Hüseyin BASKIN Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Omega-3 terimi ("n-3", "ω-3" olarak da kullanılır) ilk çift bağın, karbon zincirin ucundaki (ω) metil grubundan itibaren sayılınca 3.

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

(ZORUNLU) MOLEKÜLER İMMÜNOLOJİ I (TBG 607 TEORİK 3, 3 KREDİ)

Mikrop vücudumuza girdiği zaman

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA İNFLAMASYON. Dr.Mahmut İlker Yılmaz. 25 Eylül 2010, Antalya

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

SIÇANLARDA LİPOPOLİSAKKARİT İLE OLUŞTURULAN SİSTEMİK İNFLAMASYONA EŞLİK EDEN TERMOREGÜLATUVAR DEĞİŞİKLİKLER

Tarifname OBEZİTEYİ ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ BİR KOMPOZİSYON

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

Transkript:

Sepsis Patofizyolojisi Kaya YORGANCI* * Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, ANKARA Pathophysiology of Sepsis Key Words: Sepsis, Pathophysiology, Intensive care. Anahtar Kelimeler: Sepsis, Patofizyoloji, Yoğun bakım. Sepsis ve septik şok, cerrahi ve dahiliye yoğun bakım üniteleri (YBÜ) nde en sık görülen ölüm nedenidir [1,2]. İnfeksiyon nedeniyle ortaya çıkan inflamatuvar yanıtı azaltarak sepsisi tedavi etmek amacıyla birçok antiinflamatuvar ilaç denenmiştir. Ancak bu tedavi yöntemlerinin hemen tümü başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Başarısızlığın önemli nedenlerinden biri sepsise olan konakçı yanıtının fizyopatolojik ve genetik temellerinin tam olarak bilinmemesidir. Gelecekte sepsise bağlı ölümlerin azaltılması, sepsise neden olan etkenin öncelikle ortadan kaldırılması yanında patofizyolojinin iyi anlaşılması ve bu sürece etkili ilaçların geliştirilmesiyle mümkün olacaktır. Sepsis, var olan infeksiyona karşı konakçının aşırı ve düzensiz yanıtı olarak tanımlanabilir. Klinik bulguların ortaya çıkışı genellikle Yazışma Adresi: Doç. Dr. Kaya YORGANCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, 06100, Sıhhiye-ANKARA e-mail: yorganci@hacettepe.edu.tr Makalenin Geliş Tarihi: 19.06.2004 Makalenin Kabul Tarihi: 26.06.2004 80 sinsidir. Ateş, bilinç bulanıklığı, geçici hipotansiyon, idrar miktarında azalma veya nedeni açıklanamayan trombositopeni şeklinde ortaya çıkabilir. Eğer gerekli önlemler alınmaz veya tedavi edilmezse solunum ve böbrek yetmezliği, koagülasyon bozuklukları ve tedaviye yanıtsız hipotansiyon gelişebilir. Sepsise neden olan infeksiyonlar genellikle pnömoni, intraabdominal nedenler, üriner sistem infeksiyonu ve bakteremidir. Olguların yaklaşık yarısında mikrobiyolojik etken ayırt edilir ve %60 olguda gram-negatif bakteriler sorumludur. Geri kalan %40 olguda ise gram-pozitifler etkilidir [1,2]. SEPTİK SÜRECİ BAŞLATAN MİKROBİYOLOJİK ETKENLER Septik süreci başlatan mikrobiyolojik etkenlerin bilinmesi, sepsis fizyopatolojisinin daha iyi anlaşılması yanında olası tedavi yöntem

lerinin geliştirilmesinde de önemlidir. Vücudun doğal (innat) immünitesi tarafından algılanan ve tanınan bakteri ürünlerine, patojen-bağımlı moleküler yapılar [Pathogen-Associated Moleculer Patterns (PAMPs)] denir [3]. Patojen-bağımlı moleküler yapılar içerisinde en önemlisi kuşkusuz lipopolisakkarid (LPS) dir. Gram-negatif bakteri hücre duvarında var olan LPS (endotoksin olarak da bilinir) septik sürecin başlamasında ve ilerlemesinde etkin rol oynar. LPS üç farklı yapıdan oluşur [4]. O-polisakkarid zinciri molekülün dış yüzeyinde bulunur ve her bakteri türü için spesifik özellikler taşır. O-polisakkarid tek başına inflamatuvar bir reaksiyon oluşturamaz. Ancak koruyucu özelliklere sahip immünglobulin (Ig) M sentezine neden olur. LPS nin orta kısmında hegzoz ve heptoz şekerler vardır. Son olarak lipid A kısmı LPS nin etkilerini oluşturan üçüncü yapısıdır. Lipid A kısmı LPS nin bakteri duvarına yapışmasında da önemli bir rol oynar. Gram-pozitif bakterilerde endotoksin yoktur, ancak hücre duvarında peptidoglikan ve lipoteikoik asit içerir. Bu iki moleküler yapı hücre yüzeyindeki reseptörlere bağlanma yeteneğindedir ve inflamasyonu arttırıcı (proinflamatuvar) özellik gösterir [5]. Ancak LPS ye göre etkinlikleri çok daha azdır. Peptidoglikan ve lipoteikoik asidin sepsis fizyopatolojisindeki etkileri henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Deneysel araştırma modellerinde dolaşımda tespit edilebilmelerine karşın, klinik çalışmalarda benzer sonuçlar elde edilememiştir [6]. Ancak bazı gram-pozitif bakteri ekzotoksinlerinin septik şoka neden oldukları bilinmektedir. En iyi bilinen örnekleri toksik şok sendromuna neden olan Staphylococcus aureus un ekzotoksini toksik şok sendromu toksin-1 (TSST-1) ve Streptococcus pyogenes in pirojenik ekzotoksinidir. Bu ekzotoksinler herhangi bir ön uyarı olmadan ortaya çıkar ve yüksek mortaliteye neden olur. Toksik şok sendromları septik şokun en akut ve ağır klinik tablolarıdır. İlginç bir nokta da gram-pozitif bakterilerin süperantijenik toksinlerinin LPS ye olan aşırı duyarlılığı arttırmasıdır. Stafilokoksik bir toksin olan TSST-1 in, tavşanlarda LPS aşırı duyarlılığını yaklaşık 50.000 kat arttırdığı gösterilmiştir [6]. Öte yandan, LPS nin TSST-1 ile eş zamanlı enjeksiyonu, her birinin tek başına enjeksiyonundan daha fazla oranda tümör nekroz faktörü (TNF) salınımına neden olmaktadır. Bu nedenle herhangi bir hastada var olan infeksiyon gram-pozitif bakteriler nedeniyle ortaya çıkmış olsa dahi LPS lerin olası etkileri gözardı edilmemelidir. Deneysel araştırmalarda diğer bazı bakteri ürünlerinin de proinflamatuvar etki göstererek şok benzeri tablo oluşturabildikleri gösterilmiştir. Flagellin ve curli gibi hücre duvar ürünleri bunlara örnek olarak verilebilir [7,8]. KONAKÇININ MİKROBİYOLOJİK ETKENLERİ TANIMASI LPS nin septik süreci başlatabilmesi için konakçı hücrelerinde LPS-bağlayıcı protein (LBP) ve CD14 opsonik reseptörün varlığı gerekir [9]. CD14 hücre membranında olduğu gibi (mcd14) dolaşımda da görülebilir (scd14). Hücre yüzeyinde CD14 reseptörü olmayan dendritik hücreler, fibroblastlar, düz kas hücreleri gibi hücreler scd14 ile etkileşime girerek LPS ile uyarılır. scd14 sağlıklı bireylerin serumlarında da vardır. Ancak sepsiste düzeyleri belirgin olarak artar [10]. Deneysel modellerde CD14 e karşı geliştirilen antikorların septik şok mortalitesini azalttığı gösterilmiştir [11]. CD14 ün keşfi ile konakçının LPS ye olan yanıtı daha iyi anlaşılmış olsa da mcd14 ün hücre içine bir uzanımı yoktur. Dolayısıyla LPS-LBP kompleksinin hangi yolla hücreleri aktive ettiğini açıklamak mümkün olmamıştır. Bu belirsizlik Toll-like reseptörler (TLR) in keşfi ile ortadan kalkmıştır [12,13]. Kısa zamanda birçok TLR bulunmuştur. Bakteriyel ve fungal kaynaklı birçok proteine karşı reseptörler tanımlanmıştır. TLR-4, LPS reseptörüdür. TLR-2 esas olarak gram-pozitif hücre duvar yapılarını tanır [14]. Tek bir TLR, tek bir mikrobiyolojik yapıya değil birden çok hatta farklı türdeki mikroorganizmalara karşı da reseptör görevini görür. TLR lerdeki bu çeşitlilik aslında belli bir infeksiyöz etkene karşı değişik olguların farklı yanıtlar vermesini de açıklayabilir. Sinyallerin Amplifikasyonu Mikroorganizma ve konakçının ilk karşılaşmasından sonra doğal immün sistemde humoral ve hücresel immüniteyi kapsayan yaygın bir aktivasyon başlar. Bu noktada mononükleer 81

hücreler klasik proinflamatuvar sitokinleri salarak [interlökin (IL)-1, IL-6 ve TNF gibi] kilit rol oynar (Tablo 1). TNF ve IL-1 inflamatuvar sitokinlerin prototipini oluşturur ve LPS ye bağlı septik şok tablosunun oluşmasında son derece etkilidir. LPS ortaya çıkmasından 30 ile 90 dakika içerisinde salınır ve ikinci sıra sitokinlerin, lipid mediatörlerin ve reaktif oksijen metabolitlerinin salınımına neden olur. Anti-TNF veya anti- IL-1 ajanların kullanımının sepsiste mortaliteyi önleyememesinin belki de en önemli nedeni bu konuda klinik çalışmaların yapılamamasıdır. Genellikle hastalar septik sürecin ileri safhalarında gelmektedir ve erken dönemde aktive olan bu sitokinlerin blokajı herhangi bir yarar sağlamamaktadır. High Mobility Group B1 (HMGB1), makrofajlarda üretilen sitokin benzeri bir yapıdır ve TNF ve IL-1 e göre sepsisin daha geç evrelerinde ortaya çıkar. Bu yapının bloke edilmesi ile septik şoklu deneklerde mortalitede azalma gösterilebilmiştir [15]. KOAGÜLASYON KASKADI Son yıllarda sepsis fizyopatolojisinin aydınlatılmasında en önemli gelişme koagülasyon kaskadının sepsis sürecindeki öneminin anlaşılmasıdır. Sepsiste sitokinler koagülasyonu tetikleyici bir etki gösterir. Bu tür hastalarda koagülasyon bozukluklarına sık rastlanır ve hastaların %30-50 sinde dissemine intravasküler koagülasyon gibi ileri dönem koagülasyon bozuklukları görülür [16]. Koagülasyon yolları ve mononükleer ve endotel hücrelerindeki doku faktörü, LPS ve diğer mikrobiyolojik ürünler tarafından aktive edilir. Doku faktörü daha sonra bir dizi proteolitik kaskadı aktive eder ve protrombin trombine ve nihayetinde fibrinojenden fibrin oluşumuna neden olur. Eş zamanlı olarak normal fibrinolitik mekanizmalarda da bir yetmezlik söz konusudur. Bunun en önemli nedeni plazminojen-aktivatör inhibitör tip 1 (PAI-1) in artmasıdır. Bahsedilen olaylar sonucunda fibrin yapımında net bir artış ve yıkımında da bir azalma söz konusudur. Böylece küçük kan damarlarında fibrin tıkaçlar oluşur. Yetersiz doku perfüzyonu ve organ yetmezliği gelişir. Özellikle IL-1 ve IL-6 gibi proinflamatuvar sitokinler güçlü bir şekilde koagülasyonu tetikler. IL-10 monositlerden doku faktörü salınımını inhibe ederek koagülasyonu düzenler. Sepsiste koagülasyonu tetikleyici diğer etkenler antitrombin, protein C ve doku faktörü gibi doğal olarak vücutta var olan antikoagülanların azalmasıdır. Bu doğal antikoagülanlar pıhtılaşmayı baskılamaları yanında antiinflamatuvar özellikleri ile de dikkati çeker. Bahsedilen doğal antikoagülanlar içinde protein C önemlidir. Endotel membran glikoproteini olan trombomodulin ile trombinin ortak bir kompleks oluşturması sonucu aktive olur. Aktive protein C (APC) oluştuktan sonra protein S ye bağlanmadan önce endotel protein C reseptörü (EPCR) nden ayrılır. Böylece faktör Va ve VIIIa inaktive, koagülasyon kaskadı bloke olur. Yakın zamanda APC nin EPCR yi koreseptör olarak kullandığı bulunmuştur [6]. Sep- Tablo 1. Sepsis fizyopatolojisinde etkili makrofaj kaynaklı ürünler. Mediatörler Sitokinler; IL-1, IL-6, IL-12, IL-15, IL-18, TNF, MIF, HMGB, IL-10 Kemokinler; IL-8, MIP-1α, MIP-1ß, MCP-1, MCP-3 Lipid mediatörler; PAF, prostaglandinler, lökotrienler, tromboksan, doku faktörleri Oksijen radikalleri; süperoksit ve hidroksil radikaller, nitrik oksit Temel etkileri Nötrofil, lenfositler ve vasküler endotelin aktivasyonu; hücresel adezyon moleküllerinin aktivasyonu, prostaglandinlerin indüksiyonu, nitrik oksit sentaz ve akut faz proteinlerinin aktivasyonu, ateş (IL-10 bu etkilerin hepsini engelleyici bir etkiye sahiptir) Özellikle nötrofillerin harekete geçirilmesi ve aktivasyonu, makrofajların aktivasyonu Vasküler endotelin aktivasyonu, vasküler tonusun düzenlenmesi, ekstrensek koagülasyon kaskadının aktivasyonu Antimikrobiyal etkiler, vasküler tonusun düzenlenmesi MIF: Migration inhibitory factor, HMGB: High mobility group B, MIP: Macrophage inflammatory protein, MCP: Macrophage chemotactic protein, IL: İnterlökin, TNF: Tümör nekroz faktörü, PAF: Platelet aktive edici faktör. 82

tik hastalarda APC düzeyleri düşüktür ve endotel kaynaklı trombomodulin ve EPCR düzeyleri de düşmüştür [17]. Bu nedenle APC replasmanının sepsis tedavisinde etkili olabileceği düşünülebilir. KARŞI İNFLAMATUVAR YANIT Sepsiste ortaya çıkan aşırı inflamatuvar yanıt, zıt etki gösteren molekül, mediatör ve sitokinlerle dengelenmeye, düzenlenmeye çalışılır. Kontrinflamatuvar sitokinlere örnek olarak solubl TNF reseptörleri ve IL-1 reseptör antagonistleri verilebilir. IL-10 antiinflamatuvar sitokinlerin prototipidir. Bu yanıtlara ek olarak metabolik aktivitede belirgin bir artış (kortizol üretiminde artma, katekolamin salınımında artma), akut faz proteinlerinin indüksiyonu, endotel aktivasyonu, adezyon moleküllerinin artışı, prostanoidler ve trombosit aktive edici faktörün salınımı da meydana gelir. Septik hastalarda bağışıklığın baskılanmasının önemli bir nedeni de lenfosit apopitozisidir. İlginç olarak lenfosit apopitozisinde benzer artış yoğun bakımdaki septik olmayan hastalarda da görülür [18]. Septik hastalar genellikle lenfopeniktir. Ek olarak bu hastalarda B ve CD4 lenfosit subgruplarında da azalma görülür [19]. Septik hastaların önemli bir kısmında görülen T-hücre yanıtında azalma ve anerji, ilk başta ortaya çıkan proinflamatuvar yanıtı dengelemeye yönelik aşırı bir karşı yanıttır. Bu durum aynı zamanda daha sonra ortaya çıkabilecek organ yetmezliğinin gelişimine de neden olabilir. Değişik araştırmacılar, ortaya çıkan immünsüpresyonun önlenmesinin sepsis tedavisinde bir rolü olabileceğini öne sürmüştür. Deney hayvanlarında çekal ligasyon ve delme sonrası ortaya çıkan sepsiste lenfosit apopitozisisin önlenmesinin mortaliteyi azalttığı gösterilmiştir [20]. İnterferon gama tedavisinin kullanıldığı ufak bir çalışmada ise septik hastalarda nispeten daha iyi bir sağkalım elde edilmiştir [21]. GENETİK YATKINLIĞIN SEPSİS FİZYOPATOLOJİSİNDEKİ YERİ Son yıllarda genetik çalışmaların tüm tıp alanına girmesi ile sepsiste de genetik yatkınlık ve vektörler kullanılarak gen tedavisi çalışmaları gündeme gelmiştir. Yakın zamanda yayınlanan bir araştırmada, TLR-4 teki mutasyonların gram-negatif sepsise duyarlılığı arttırdığı gösterilmiştir [22]. Sepsis fizyopatolojisinin genetik özellikleri ile ilgili yapılacak çalışmalar muhtemelen fizyopatolojinin daha iyi aydınlatılmasında oldukça yardımcı olacaktır. ORGAN YETMEZLİĞİ GELİŞİMİ Sepsisteki bir hasta büyük olasılıkla çoklu organ yetmezliği ile kaybedilir. Hastada tipik olarak önce tek organ yetmezliği gelişir. Daha sonra sepsis nedeni ortadan kaldırılmazsa çoklu organ yetmezliği gelişir. Hastaların yoğun bakıma ilk geldiklerindeki organ disfonksiyonlarının şiddeti ve yoğun bakımdaki izleminde organ yetmezliği sayısı ile mortalite arasında yakın bir ilişki vardır. Eğer dört veya beş organ yetmezliği varsa, yapılan tedavinin türüne ve yoğunluğuna bakılmaksızın mortalite %90 ın üzerindedir. Organ yetmezliğinin patogenezinde birçok faktör etkilidir ve tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Yukarıda da belirtildiği gibi fibrin birikimine bağlı olarak mikrovasküler oklüzyon, doku eksüdasının birikimi ile oksijenizasyonun daha da bozulması ve platelet aktive edici faktör (PAF), histaminler ve prostanoidler gibi vazoaktif ajanların mikrovasküler homeostazisi bozması temel etkenler olarak görülebilir. Özellikle nötrofillerden salınan lizozomal enzimler ve serbest oksijen radikalleri dokuyu doğrudan hasara uğratır. Değişik etkilerle tetiklenen indüklenebilir nitrik oksit sentaz enzimi nitrik oksit yapımını aşırı derecede arttırır. Aşırı nitrik oksit salınımı hem vasküler instabiliteye hem de miyokard depresyonuna neden olur [23]. Sepsiste ortaya çıkan oksijen açığı ile sağkalım doğrudan ilişkilidir. Dokuya oksijen sunumunu arttıran her türlü girişim sağkalımı da olumlu yönde etkiler. Bazen oksijen sunumu normal olsa da hücrelerin oksijeni kullanmalarında sorun olabilir. Bu aşamada artık mitokondriler oksijen kullanamaz hale gelmiştir. SONUÇ İnfeksiyon varlığında birçok etken konakçı inflamatuvar hücrelerini uyarır. Bakteriyel endotoksin konakçıda inflamatuvar süreci tetikleyen en tipik ve üzerinde en fazla çalışılmış yapıdır. Konakçıda uyarılan makrofaj ve nötrofiller inflamatuvar sitokinler salar. Bu durum daha fazla inflamatuvar uyarıya ve ek medi 83

atörlerin salınımına neden olur. Bu süreç içerisinde nitrik oksidin aşırı salınımı vasküler tonus kaybına ve kalp kontraktilitesinde azalmaya neden olur. Gelecekte sepsis fizyopatolojisinin daha iyi anlaşılabilmesi ile etkin tedavi yöntemlerinin uygulanabilmesi mümkün olabilecektir. KAYNAKLAR 1. Angus DC, Linde-Zwirble WT, Lidicker J, et al. Epidemiology of severe sepsis in the United States: Analysis of incidence, outcome, and associated costs of care. Crit Care Med 2001;29:1303-10. 2. Alberti C, Brun-Buisson C, Burchardi H, et al. Epidemiology of sepsis and infection in ICU patients from an international multicentre cohort study. Intensive Care Med 2002;28:108-21. 3. Janeway CA Jr, Medzhitov R. Introduction: The role of innate immunity in the adaptive immune response. Semin Immunol 1998;10:349-50. 4. el-salmalouti VT, Hamann L, Flad HD, et al. The biology of endotoxin. Method Mol Biol 2000; 145:287-309. 5. Wang JE, Jorgensen PF, Almlof M, et al. Peptidoglycan and lipoteichoic acid from Staphylococcus aureus induce tumor necrosis factor alpha, interleukin 6 (IL-6), and IL-10 production in both T cells and monocytes in a human whole blood model. Infect Immun 2000;68:3965-70. 6. Cohen J. The immunopathogenesis of sepsis. Nature 2002;420:885-91. 7. Eaves-Pyles T, Murthy K, Liaudet L, et al. Flagellin, a novel mediator of Salmonella-induced epithelial activation and systemic inflammation: I kappa B alpha degradation, induction of nitric oxide synthase, induction of proinflammatory mediators, and cardiovascular dysfunction. J Immunol 2001;166: 1248-60. 8. Herwald H, Morgelin M, Olsen A, et al. Activation of the contact-phase system on bacterial surfaces-a clue to serious complications in infectious diseases. Nat Med 1998;4:298-302. 9. Wright SD, Ramos RA, Tobias PS, Ulevitch RJ, Mathison JC. CD14, a receptor for complexes of lipopolysaccharide (LPS) and LPS binding protein. Science 1990;249:1431-3. 10. Landmann R, Zimmerli W, Sansano S, et al. Increased circulating soluble CD14 is associated with high mortality in gram-negative septic shock. J Infect Dis 1995;171:639-44. 11. Leturcq DJ, Moriarty AM, Talbott G, et al. Antibodies against CD14 protect primates from endotoxin-induced shock. J Clin Invest 1996;98:1533-8. 12. Aderem A, Ulevitch RJ. Toll-like receptors in the induction of the innate immune response. Nature 2000;406:782-7. 13. Vasselon T, Detmers PA. Toll receptors: A central element in innate immune responses. Infect Immun 2002;70:1033-41. 14. Takeuchi O, Hoshino K, Kawai T, et al. Differential roles of TLR2 and TLR4 in recognition of gram-negative and gram-positive bacterial cell wall components. Immunity 1999;11:443-51. 15. Wang H, Bloom O, Zhang M, et al. HMG-1 as a late mediator of endotoxin lethality in mice. Science 1999;285:248-51. 16. Levi M, ten Cate H. Disseminated intravascular coagulation. N Engl J Med 1999;341:586-92. 17. Faust SN, Levin M, Harrison OB, et al. Dysfunction of endothelial protein C activation in severe meningococcal sepsis. N Engl J Med 2001;345:408-16. 18. Hotchkiss RS, Swanson PE, Freeman BD, et al. Apoptotic cell death in patients with sepsis, shock, and multiple organ dysfunction. Crit Care Med 1999;27:1230-51. 19. Hotchkiss RS, Tinsley KW, Swanson PE, et al. Sepsis-induced apoptosis causes progressive profound depletion of B and CD4+ T lymphocytes in humans. J Immunol 2001;166: 6952-63. 20. Hotchkiss RS, Tinsley KW, Swanson PE, et al. Prevention of lymphocyte cell death in sepsis improves survival in mice. Proc Natl Acad Sci USA 1999;96: 14541-6. 21. Docke WD, Randow F, Syrbe U, et al. Monocyte deactivation in septic patients: Restoration by IFNgamma treatment. Nat Med 1997;3:678-81. 22. Lorenz E, Mira JP, Frees KL, Schwartz DA. Relevance of mutations in the TLR4 receptor in patients with gram-negative septic shock. Arch Intern Med 2002;162:1028-32. 23. Landry DW, Oliver JA. The pathogenesis of vasodilatory shock. N Engl J Med 2001;345:588-95. 84