SYGM ÇEVRE MÜHENDİSİ SEMİH EMLEKÇİ
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME İÇERİK SUYUN ÖNEMİ TÜRKİYE DE SU AVRUPA BİRLİĞİ NDE SU KAYNAKLARI AB SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİNİN ANA PRENSİPLERİ TÜRKİYE DE SU YÖNETİMİNE İLİŞKİN SORUNLAR KENTSEL ATIKSU YÖNETİMİ
o Suyun; tüm canlılar için taşıdığı önem, suların korunması konusunu insanlık tarihindeki en eski çevre koruma ödevi haline getirmiş ve suların hukuki düzenlemelere konu olmasını sağlamıştır. SULAMA TAŞIMA ENERJİ KULLANMA BİTKİLER İÇME SU HAYVANLAR o Su koruma hukuku bu bağlamda, çevre hukukunun en eski alanı olarak görülebilir.
HAVA Çevre doğal kaynaklar açısından bir bütündür. TOPRAK ÇEVRE SU Bir kaynağa yapılan müdahale diğerlerini etkiler, bu nedenle su kaynakları yönetiminin çevre bütünü içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Enerji, tarım, sağlık ve çevre gibi sosyoekonomik kalkınmanın başlıca sektörleri için itici güç olan su kaynaklarının, çevreyle uyumlu ve entegre yönetimi, sürdürülebilir kalkınmanın temel bileşenlerinden biridir.
TÜRKİYE DE SU: Türkiye, su kaynaklarının kıt olduğu bir bölge Ortadoğu da yer almaktadır 2000 li yıllardan önce su zengini kabul edilebilecek durumda iken, günümüzde su sıkıntıları yaşayan ülkeler grubunda bulunmaktadır Su sorununun nedenleri; artan nüfus ve artan su talebi, küresel iklim değişikliği Su yönetimindeki yanlışlar, uygulanan su politikaları
TÜRKİYE DE SU KAYNAKLARI YÖNETİMİNE İLİŞKİN SORUNLAR Su kirliliği ile ilgili sorunlar Evsel ve endüstriyel atıklar Arıtma sistemlerinin olmaması Plansız kentleşme, tarım alanlarının sanayi ve yerleşim alanlarına dönüşmesi Atık suların iyileştirilip alıcı ortamlara verilmemesi ve tekrar kullanılmaması Su kaynaklarının kullanımı ile ilgili sorunlar Kurumlar arası koordinasyon ve işbirliği eksikliği Aşırı su kullanımı ve su kayıpları Kaçak su kullanımı Suyun fiyatlandırılması Kurumlar arası koordinasyon eksikliği ve kaynakların etkin kullanılmaması Yasa ve yönetmeliklerin çok eski tarihli olması, güncellenmemesi, birbiri ile örtüşmesi Farklı birimler arasında yetki ve sorumlulukların net olarak paylaşılmaması
Bu sorunların, AB tarafından kabul edilen Su Çerçeve Direktifinin (SÇD) ülke koşullarına adapte edilmesiyle çözüleceği düşünülmektedir. Su yönetimiyle ilgili; Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır Mevcut mevzuat gözden geçirilmelidir
AVRUPA BİRLİĞİ NDE SU KAYNAKLARI Avrupa çapında yeraltı su kaynaklarının %65 i içme suyu amaçlı kullanılmaktadır. Avrupa Birliği ndeki yüzey sularının %20 si ciddi kirlilik tehdidi altındadır Avrupa şehirlerinin %60 ı kendi yeraltı su kaynaklarını aşırı kullanmışlardır. Sulak alanların %50 si yeraltı sularının aşırı kullanımı ve yüzey sularının kirliliği nedeniyle tehlike altındadır. Güney Avrupa daki sulanan alanlar 1985 den bu yana %20 artmıştır.
AB MEVZUAT ÇALIŞMASI Avrupa Birliği için artık ana amaç oluşan bu kaynaklarının kirliliğin önlenmesi olmuştur. Avrupa Birliği, 1970 li yılların başından beri giriştiği çabalar sonucunda suların korunmasına ilişkin oldukça geniş kapsamlı hukuki düzenlemeler oluşturmuştur. Bu amaçla çıkarılan mevzuat içerisinde, su yönetimi ile ilgili Avrupa Birliği nin politikasının çerçevesini oluşturması bakımından Su Çerçeve Direktifi özel önem taşımaktadır.
SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ 22 Aralık 2000 tarihinde yürürlüğe giren 2000/60/EC sayılı Su Çerçeve Direktifi ni (SÇD) oluşturma fikri AB de ilk olarak 1988 yılında ekolojik kaliteyi korumayı ve düzenlemeyi amaçlayan bir yönergeye ihtiyaç duyulması ve Hollanda Hükümeti nin de bu çalışmaya öncü olması sonucunda ortaya çıkmıştır.
SU ÇERÇEVE DİREKTİFİNİN HEDEFİ Daha fazla bozulmayı engelleyecek düzeyde bir çevresel koruma İhtiyatlılık prensibinin uygulanması, Etkin ve sürdürülebilir su kullanımının sağlanması, İçme suyu kaynaklarının korunması, Kazalara bağlı kirlilik etkilerinin azaltılması ve önlenmesi, Kirliliğin kaynakta yok edilmesi ve kirleten öder prensibinin hayata geçirilmesi, Suyun adil ücretlendirilmesidir.
SÇD DE SÜRDÜREBİLİRLİK
AB SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ NDEN BAZI TANIMLAR Yerüstü suyu: Yer altı suyu hariç iç sular; geçiş suları ve kıyı suları, bölgesel suları da içeren kimyasal statü hariç, anlamına gelir. Yer altı suyu: Toprak yüzeyinin altında doygunluk katmanında bulunan ve toprak yada toprak altıyla doğrudan irtibat içinde bulunan bütün sular anlamına gelir. Geçiş suları: Nehir ağızları civarındaki, kıyı sularına yakın olmaları ancak aynı zamanda tatlı su akıntılarından önemli ölçüde etkilenmeleri sonucunda kısmen tuzlu olma özelliğine sahip yerüstü suyu kütleleridir.
AB SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ NDEN BAZI TANIMLAR Kıyı suları: kıyı hattının karaya dönük yüzündeki yerüstü suyu olup, her noktası, bölgesel suların genişliğinin ölçüldüğü sınır hattına en yakın noktadan bir deniz mili deniz tarafında olan, uygun olan hallerde geçiş sularının dış sınırına kadar uzanan sular anlamına gelir. Yapay su kütlesi : İnsan aktivitesiyle yaratılan yerüstü suyu kütlesi anlamına gelir. Ağır biçimde değiştirilmiş su kütlesi: İnsan aktivitesiyle yapılan fiziksel değişikliklerin bir sonucu olarak özellik bakımından önemli ölçüde değişmiş, EK II hükümlerine uygun olarak Üye Devlet tarafından tahsis edilmiş yerüstü su kütlesi anlamına gelir.
SU ÇERÇEVE DOĞRULTUSUNDAKİ ADIMLARIN DETAYLI ŞEMASI Su yapısı Su Çeşidi Ekolojik sınıflandırma Karakterizasyon Mevcut durum izleme izleme Referans koşullar 2015 te beklenen durum Fayda-Maliyet Analizi Boşluk analizi Önlem programları Çevresel hedeflerin gerçekleştirilmesi izleme Yürütme aşaması
6 YILLIK DÖNGÜ İlk olarak,su kütlelerinin gelecekte ne durumda olacağı (kimyasal ve biyolojik) tahmin edilecektir. Bir boşluk analiz ile bu tahmini durum çevresel hedeflerle karşılaştırılacaktır. Her bir su tipi için hedefler belirlenecektir. Eğer hedeflere ulaşılması mümkün görünmüyorsa önlemler alınmalıdır. Her altı yılda bir tüm bunların yeniden analiz edilmesi gerekmektedir.
Referans İzleme Nehir havzası yönetim planı 6 yıllık döngü Tepki Durum Ölçümler Rapor Baskı Etki Ekonomi
SU ÇERÇEVE DİREKTİFİNİN ANA PRENSİPLERİ
SÇD ÜYE ÜLKELER İÇİN TANIMLANAN İLKELER
SÇD ve NHYP SÇD nin önemli bir kavramı da entegre nehir havzası yönetimidir. Entegre yaklaşım aşağıdakilerden oluşmaktadır. havza bazında bir yaklaşım; farklı tip ve formdaki sulara dikkat etme; arazi ve su kaynakları ilişkisine dikkat; doğal sınırlamaların, sosyal ve ekonomik ihtiyaçların, politik ve idari süreçlerin entegrasyonu.
NHPY UNSURLARI 1. Nehir havzasının karakterizasyonu; 2. İnsan aktivitelerinin önemli baskı ve etkilerinin özeti; 3. Koruma alanlarının belirlenmesi ve haritalandırılması; 4. İzleme ağlarının haritası; 5. Çevresel hedefler listesi; 6. Ekonomik analiz; 7. Önlemler programı; 8. Daha detaylı önlemelerin listelenmesi ve özetlenmesi; 9. Kamuoyu bilgilendirilmesi ve danışılması ölçeğinin ve sonuçlarının özeti; 10. Yetkili otoritelerin listesi; 11. Kamuoyundan arka plan bilgisi ve yorum edinmek için irtibat noktalarının ve prosedürlerin belirlenmesi.
POLİTİKA DÖNGÜSÜ
PLANLAMA SÜRECİ
HKEP LERİN NHYP LERE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ PROJESİ Proje Süresi: 2014-2017 Projenin Maksadı; Türkiye de su kaynakları yönetimine ilişkin sorunları çözebilmek, Havza Koruma Eylem Planlarının, (2000/60/EC) sayılı Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi ve diğer kardeş direktiflerle uyumlu şekilde Nehir Havza Yönetim Planlarına dönüştürülmesi çalışmasını gerçekleştirmek ve bu süreçte ulusal kapasiteyi geliştirmektir.
NHYP PLANLAMASI Nehir Havza Yönetim Planları 4 havzada (Susurluk, Meriç-Ergene, Konya Kapalı, Büyük Menderes) 2014 yılı Aralık ayı itibariyle hazırlanmaya başlanmıştır. Bulgaristan ve Yunanistan ile işbirliği yapılacaktır. Çevre Faslı AB Su Sektörü Kapanış Kriterlerinden biri sağlanmış olacaktır.
KENTSEL ATIKSU YÖNETİMİ Kentsel atık su bir kentin evsel atık suyu ile endüstriyel atık suyunun ve/veya yağmur suyunun birbirine karıştıktan sonra ortaya çıkan yeni su karışımının adıdır. Kentsel atıksuyun arıtımında Avrupa Birliği çevreyi atık su boşaltımlarının olumsuz etkilerinden korumayı hedefleyen direktifin tüm koşullarını, 2015 yılı sonu itibarıyla tüm AB ülkelerinde tam olarak uygulamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda nüfusu 2000 kişiden fazla olan tüm yerleşim yerlerinde toplama sistemleri kurulması ve toplanan bu atık suların uygun arıtma yöntemleri ile arıtılmasını öngörmektedir.
ATIKSU MEVZUATI
AVRUPA BİRLİĞİ MEVZUAT UYUM ÇALIŞMALARI Kentsel Atıksu Arıtımı Direktifi (21 Mayıs 1991 tarih ve 91/271/EEC Sayı) Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği (08 Ocak 2006 tarih ve 26047 sayılı RG)
TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM
Derin Deniz Deşarjı, Katı Atık, Atıksu Arıtma Tesisi proje toplam bedellerinin (inşaat, kurulum, montaj dahil) %45 i Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır. AB Katılım Öncesi Yardım Araçları (IPA) kapsamındaki altyapı, içme suyu arıtma, atıksu arıtma ve katı atık projelerinin %85 i AB fonundan, %9 u ÇŞB tarafından, %6 sı ise belediyelerin kendi kaynakları ile (İlbank Kredisi vb.) karşılanır. AAT sini çalıştıran ve belgeleyen belediyelere ÇŞB tarafından %50 oranında enerji teşviki sağlanır.
OSB ATIKSU İSTATİSTİKLERİ
ÜLKEMİZDE ATIKSU YÖNETİMİNDE KARŞILAŞILAN BAŞLICA PROBLEMLER Yüksek enerji ve kimyasal sarfiyatı, Tesisin işletilmesi için kalifiye eleman eksikliği, Arıtma sistemlerinin ani yüklere, kapasite artışlarına, debi değişikliklerine uygun olarak tasarlanmamış olmaları, Yaptırım gücü olan merkezler arasındaki koordinasyon ve iletişim eksiklikleri Ülkemizin mevcut durumun sistematik bir veri tabanına dayanmaması Kısa ve uzun vadeli ayrı ayrı master planların yapılması, yeni gelişmelere göre düzenlenmemesi olarak sayılabilir.
KENTSEL ATIKSU YÖNETİMİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR İnsan ve çevre Sağlığının Korunmasında Atıksu Kirliliğinin kaynağında önlenmesi önemlidir. Su kirliliğinin azaltılmasındaki temel politikamız; minimum atıksu deşarj yöntemlerin kullanılması ve kirliliğin kaynağında önlenmesi dir. Bu nedenle; Su kullanımını azaltmak, Su kaybını azaltmak, Alıcı ortam su kalitesinin yükseltilmesi, Kalitesi uygun olmayan su kullanımı sebebiyle oluşan sağlık ve sosyal problemlerin çözümü, Arıtılan atık suyu yeniden kullanmak önem arz etmektedir.
YENİDEN KULLANIM Artan nüfus ve buna bağlı olarak artan su ve su kalitesi talebi, Gelişen sanayi, Yükselen doğal su kaynakları fiyatları Gelişen geri kazanma teknolojileri atıksuların tekrar kullanılmasını hem çevre ve hem de kaynakların ekonomik kullanımını cazip hale getirmektedir.
ATIKSULARIN GERİ KULLANIMI Sınırlı tabii su kaynaklarını nitelikli su gerektiren maksatlar için tahsis edebilmek, Atıksu deşarjları sebebiyle doğabilecek çevre kirlenmesi problemlerini önlemek, Şehir nüfus paylarının artması sebebiyle su ihtiyaçlarının belirli merkezlerde yoğunlaşması, Evsel atıksuların % 99.9 oranında saf su ihtiva ettiği düşünülürse, atıksularında bir su kaynağı gibi düşünülmesinin gereği daha iyi anlaşılır.
ARITILMIŞ ATIKSULARIN KULLANIM ALANLARI Tarımsal, Endüstriyel, Yeraltı suyunun beslenmesi, Dinlenme maksatlı kullanılan bölgelerin beslenmesi, Dolaylı olarak yangın suyu, Tuvaletlerde geri kazanım, Doğrudan içme suyu olarak geri kazanım, Rekreasyonel
TARIMSAL SULAMA
ENDÜSTRİYEL KULLANIM
YERALTI SUYU BESLEMESİ
REKREASYONEL
ATIKSULARIN GERİ KAZANIM TEKNOLOJİLERİ Kentsel atıksular tarımsal veya yeşil alan sulamasında kullanılacak ise iyi bir şekilde dezenfekte edilmiş biyolojik arıtma çıkışı gerekir. Doğrudan veya dolaylı geri kazanım söz konusu ise; Membran teknolojileri, aktif karbon ileri oksidasyon gibi daha ileri arıtma alternatifleri gerekir.
TÜRKİYE DEKİ ATIKSUYUN GERİ KAZANIM UYGULAMALARI Ülkemizde turistik yapılaşmanın ve yatırımların yoğunlaştığı Ege-Akdeniz kesiminde; Arıtma tesislerin çıkış suları sulamada kullanılmaktadır. Bahçe, park sulaması için değerlendirilmektedir. Stabilizasyon havuzlarında biriktirilerek tarımsal amaçla kullanılmaktadır. Diğer kullanımlar (İnşaat, tuzlu su girişiminin önlenmesi, içme suyu gibi)
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Türkiye nin su kaynakları yaygın kanaatin aksine bol değildir. Gelecekte suyun miktarı kadar kalitesi de önemli olacaktır. Bu sebeple; Su kalitesi yönetiminde havza bazlı planlama yapılması, Kirliliğin kaynağında azaltılması, Ekonomik kaynakların doğru yönetilmesi önem arz etmektedir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Arıtma tesisleri planlanırken öncelikle tesisin gerçekleştirileceği bölgenin nüfusu göz önünde bulundurulmalı ve en kısa sürede tamamlanmalıdır. Ulusal bazda çevresel denetimin etkinleştirilmesi, ayrıca yeni, bütünleşik su ve atıksu yasalarının uygulanması gerekmektedir. Oluşan atıksuların arıtma sonrası yeniden endüstride, tarımda ve peyzaj sektöründe kullanılması teşvik edilmelidir