Sarkoidozlu 50 Olgunun Deðerlendirmesi

Benzer belgeler
SARKOİDOZ lu hasta yönetimi

Sarkoidozda Cilt Tutulumu: 42 Olgunun Analizi

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

Akciðer kanseri tanýsý alan olgularýmýzýn Retrospektif deðerlendirilmesi

İnterstisyel hastalıklar. klarında klinik değerlendirme. erlendirme

DR.ENVER YALNIZ İZMİR DR. SUAT SEREN GÖĞÜS HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

1/3 Üst Üst loblar AL süp. seg. 2/3 Alt. Gurney JW. Radiology 1988;167: Ventilasyon %30 Perfüzyon %5 Lenf akımı: TB,Sarkoidoz Silikoz, E.G.

Sarkoidozda Klinik, Laboratuvar, Fonksiyonel Parametreler ve Prognoz #

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Siirt Verem Savaþ Dispanserinde tüberküloz tanýsýnda hatalý radyolojik yaklaþýmlar

Erken Evre Akciğer Kanserinde

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

SARKO DOZDA REM SYON VE NÜKS: S STEM K KORT KOSTERO D TEDAV LE VE TEDAV S Z TAK P SONUÇLARI

Merih Tepeoğlu1, Özgür Ekinci2, Nalan Akyürek2, Leyla Memiş2, Nurdan Köktürk3

Löfgren Sendromu LOFGREN SYNDROME. Summary. Olgu

YATAÐINDA GÖÐÜS HASTALIKLARI KONSÜLTASYONU SONUÇLARI

Sarkoidozda Evrelere Göre Klinik Özellikler ve Tanısal Yaklaşım #

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Küçük hücreli dýþý akciðer kanserinde cilt metastazý: Beþ olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi

Dönem 3 Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri: Konu: Amaç: Öğrenim Hedefleri:

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Küçük hücreli dýþý akciðer kanserli olgularda preoperatif - postoperatif taný uyumluluk oranlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý

Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

SARKOİDOZ Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Sarkoidozda Klinik, Radyolojik, Laboratuvarla lgili Parametreler ve Tan Yöntemleri

Sarkoidozda Radyolojik Evre le Solunum Fonksiyon Testi, Serum Angiotensin Converting Enzim ve Galyum-67 Sintigrafisi Arasındaki liki

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Bir üniversite hastanesinde tanı konulan sarkoidoz hastalarının klinik özellikleri

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D.

Akciğer Sarkoidozunda Radyolojik Bulgular, Solunum Fonksiyon Testleri ve Bronkoalveoler Lavaj Bulguları Arasındaki İlişki #

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

ENFEKSİYON SEKELLERİ

Sarkoidoz Olgusunun Yönetimi. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

Farklı Açılardan Sarkoidoz: Bir olgu üzerinden

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

TRANSBRONŞİAL İĞNE ASPİRASYONU (TBNA) Dr. Z. Toros Selcuk Hacettepe Ü. Tıp F. Göğüs Hastalıkları ABD.

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Kaviter Akciðer Hastalýklarýna Yaklaþým

Maligniteyi taklit eden asemptomatik bir tüberküloz olgusu

PET/CT findings in sarcoidosis: Analysis of 53 cases

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Sarkoidoziste Antikardiolipin Antikor Düzeyleri #

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU


Lenf Bezi Tüberkülozu #

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

ÖZGEÇMİŞ. ...(Pejman Golabi)...Göğüs Hastalıkları Uzmanı. : Acıbadem Maslak hastanesi, Büyükdere Caddesi No:40 Maslak Sarıyer İstanbul

mrcc Tedavisinde Olgular Eşliğinde Tartışma

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

OLGU SUNUMU/SENSİTİF MUTASYONLAR

Kronik Ürtikerli 31 Hastada Otolog Serum Deri Testi ve Etyolojik Faktörlerin Araþtýrýlmasý

Gazi Üniversitesi ne Başvuran 100 Sarkoidoz Hastasının Retrospektif İncelenmesi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Eğitim Yılı. Dönem V. Göğüs Hastalıkları. Staj Eğitim Programı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 4 GÖĞÜS HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

SOLİTER PULMONER NODÜL

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Yaþa Baðlý Makula Dejenerasyonunda Risk Faktörleri

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ABD. Dr.Rashad Rzazade

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir.

Kutanöz Sarkoidozlu 15 Hastanın Geriye Dönük Analizi A Retrospective Analysis of 15 Patients with Cutaneous Sarcoidosıs

Mardin ili ilköðretim okullarýnda 6-15 yaþ grubu öðrencilerde kilo fazlalýðý ve obezite prevalansý

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Radyoloji Dersleri 3: Behçet Hastalığında Akciğer Tutulumu

Ýleri evre küçük hücreli dýþý akciðer kanserinde sað kalýmý etkileyen faktörlerin analizi

Erciyes Üniversitesi Öðrencilerinde Sigara Ýçme Durumunun Yýllarý Arasýndaki Deðiþimi

İnterstisyel akciğer hastalığının tanısında VATS: Beş olgu sunumu

Yüksek Rezolüsyonlu Bilgisayarlý Tomografi ile Bronþektazi Saptanan Hastalarda Akciðer Grafisi ve Dinleme Bulgularýnýn Tanýsal Verimliliði

Sarkoidozlu Bir Olguda Mide Tutulumu*

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

PULMONER GÖRÜNTÜLEME. Radyografi planlanması

Kliniðimizde Taný Konulan 189 Akciðer Kanserli Olgunun Retrospektif Olarak Ýncelenmesi

Çocukluk çaðý baþ aðrýlarýnýn prospektif deðerlendirilmesi


LENF NODU ve DİĞER DOKU BİYOPSİLERİNDE TÜBERKÜLOZ BASİLİ İZOLASYONU

Periferik Akciðer Tümörlerinde Transbronþiyal Ýðne Aspirasyonu

Olgu sunumu. Dr. Fatma Şen İstanbul Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bilim dalı

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Olgularla Lenfoma ve Myelomada PET/BT Agresif NHL. Doç. Dr. Metin Halaç İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı

Akciðer Kanserinde 99 Tc m -MIBI Tutulumunun Taný Deðeri

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

OLGU SUNUMU-1. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

OLGU SUNUMU. DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Transkript:

Sarkoidozlu 50 Olgunun Deðerlendirmesi AN EVALUATION OF 50 SARCOIDOSIS CASES Ayþegül KARALEZLÝ*, Meftun ÜNSAL**, Cem GÜNDOÐDU***, Güngör DURSUN*, Yýlmaz BAÞER* * Dr.,Atatürk Göðüs Hastalýklarý ve Cerrahisi Merkezi, ANKARA ** Dr.,Ondokuz Mayýs Üniversitesi Týp Fakültesi Göðüs Hastalýklarý AD, SAMSUN *** Dr.,Bayýndýr Týp Merkezi, ANKARA Geliþ Tarihi: 20.03.1997 Özet Bu çalýþmada, 1990-1995 yýllarý arasýnda Atatürk Göðüs Hastalýklarý ve Göðüs Cerrahisi Merkezi nde taný alan, ortalama yaþlarý 44(15-71) olan 34 kadýn, ortalama yaþlarý 36(19-66) olan 16 erkek olmak üzere toplam 50 sarkoidoz olgusu deðerlendirildi. Hepsinde taný histopatolojik olarak konulmuþtu. Olgularýn %38 i transbronþial akciðer biyopsisi (TBAB) ile taný almýþken, %32 si skalen lenf bezi biyopsisi, %16 sý açýk akciðer biyopsisi, %12 si periferik lenf bezi biyopsisi ile taný almýþtý. En sýk görülen semptomlar; nonprodüktif öksürük (%48) ve nefes darlýðý (%48) idi. Ekstrapulmoner tutulum olarak; periferik lenf bezi (%12) ve cilt tutulumu (%10) en fazla oranda olup, olgularýn %54 ü radyolojik olarak evre I, %40 ý evre II ve %6 sý evre III idi. PPD olgularýn %82 sinde negatif idi. Serum anjiotensin konverting enzim (ACE) düzeyi 26 olgunun %23 ünde yüksek bulunurken, bronkoalveoler lavaj (BAL) ACE düzeyi 10 olgunun %60 ýnda yüksek bulundu. Ga 67 sintigrafisinde 20 olgunun % 85 inde Ga tutulumu saptandý. Tedaviye alýnan evre I olgularýn % 87.5 unda evre II olgularýn % 77 sinde tam remisyon saptandý. Anahtar Kelimeler: Sarkoidozis, Klinik taný, Serum anjiotensin konverting enzim, BAL anjiotensin konverting enzim, Ga 67 sintigrafisi, Karbon monoksit difüzyonu (DLCO), Solunum fonksiyon testi, Tedavi T Klin Týp Bilimleri 1998, 18:245-254 Yazýþma Adresi: Dr.Ayþegül KARALEZLÝ Toraks Derneði 1. Yýllýk Kongresinde sunulmuþtur. Summary In this research, 34 female and 16 male patients, diagnosed as sarcoidosis at Chest Disease and Thoracic Surgery Center, were studied. The mean age of female patients was 44(15-71) and of male patients was 36(19-66). All of the cases were diagnosed histopathologically. While 38% of cases were diagnosed by transbronchial lung biopsy (TBAB), 32% were diagnosed by scalen lymph node biopsy, 16% by open lung biopsy and 12% by peripheric lymph node biopsy. The most frequent symptomps were nonproductive cough (48%) and dyspnea (48%). The mostly seen extrapulmonary involvement was peripheric lymph nodes (12%) and skin (10%) respectively. Radiologically, 54% of cases were defined as stage I, 40% as stage II and 6% as stage III. PPD was negative in 82% of cases. While in 23% of 26 cases serum angiotensin converting enzyme level was high, broncoalveolar lavage angiotensin converting enzyme level was found to be high in 60% of 10 cases. Ga uptake was seen in 85% of 20 cases. It s observed that 87.5% of cases in stage I and 77% of cases in stage II have gone to complete remission with treatment. Key Words: Sarcoidosis, Clinical features, Diagnosis, Serum angiotensin converting enzyme, Broncoalveolar lavage angiotensin converting enzyme, Ga 67 scanning, Carbon monoxide diffusing capacity (DLCO), Pulmonary function testing, treatment T Klin J Med Sci 1998, 18:245-254 Sarkoidozis etyolojisi bilinmeyen, birçok organý tutabilen, kazeifikasyon göstermeyen granülomlarla karakterize bir hastalýktýr. Sýklýkla genç kadýnlarda görülür, hiler adenopati, pulmoner infiltrasyonlar, göz ve cilt bulgularýyla ortaya çýkabilir (1). Hastalýðýn etyolojisi bilinmemekle birlikte, çam polenleri, mikobakterium tüberkülozis, atipik mikobakteriler, funguslarýn etken olabileceði düþünülmüþtür. Ailede birden çok kiþide bulunmasý T Klin J Med Sci 1998, 18 245

ve ikizlerde görülmesi ise genetik yatkýnlýðý akla getirmiþtir (2,3). Akut, subakut ve kronik olmak üzere üç klinik formu vardýr. Birçok vaka asemptomatik iken tesadüfen çekilen akciðer grafisinde anormallik saptanmýþtýr. Fizik muayene, radyolojik bozukluða raðmen genellikle normaldir(1-3). Biz çalýþmamýzda 5 yýllýk sürede taný konulan sarkoidoz olgularýný semptomlarý, taný yöntemleri, ekstrapulmoner tutulumlarý, radyolojik evreleri, PPD sonuçlarý, serum kalsiyum düzeyleri, GA 67 sintigrafileri, PA akciðer grafileri ile toraks bilgisayar tomografileri arasýndaki uyumu ve tedavileri yönünden deðerlendirdik. Materyel ve Metod 1990-1995 yýllarý arasýnda taný alan 50 sarkoidoz olgusu deðerlendirildi. Yaþ ortalamasý 44(15-71) olan olgularýn 34 ü kadýn, yaþ ortalamasý 36(19-66) olan olgularýn 16 sý erkek idi. Olgularýn hepsi semptomlarý, semptomlarýn baþlangýç süresi, taný yöntemleri, radyolojik evreleri, ekstrapulmoner tutulumlarý açýsýndan araþtýrýldý. Ekstrapulmoner tutulumda batýn ultrasonografisi, göz ve cilt bulgularý, el-bilek grafileri deðerlendirildi. Solunum fonksiyonlarý 50 olgunun 34 ünde yapýlmýþtý, bulgular bölümünde belirtilen deðerler saptandý. Olgular P-A akciðer grafilerine göre evrelendirildi. Sadece hiler lenfadenopati olan olgular evre I, hiler lenfadenopati yanýsýra parankim infiltrasyonu olanlar evre II ve bal peteði akciðer görünümü olanlar evre III olarak deðerlendirildi. Bu olgularýn P-A akciðer grafileri ile toraks bilgisayarlý tomografileri arasýndaki uyum araþtýrýldý. PPD yapýlan olgularda, 10 mm ve üzerindeki endurasyon pozitif olarak alýndý. Kan kalsiyum düzeyi 10.5 mg/dl nin üzerinde olanlar yüksek olarak deðerlendirildi. Ga 67 sintigrafisi yapýlýrken Galyum sitratýn 5. dozda intravenöz injeksiyonundan 48-72 saat sonra görüntüler alýndý. CO difüzyon kapasitesine single breath yöntemiyle bakýldý. Serum ve BAL ACE düzeyi RIA yöntemiyle çalýþýldý. Normal referans aralýðý 5-10 Ü/lt olarak alýndý. Olgulardan tedaviye alýnanlarýn nüks oranlarý araþtýrýdý ve kortikosteroid tedavi kesildikten en az bir yýl sonra bulgularý tekrarlayan olgular nüks olarak deðerlendirildi. Tedavi dozu azaltýldýðýnda yada kesildiðinde 1-2 ay içinde aktive olanlar ise relaps olarak kabul edildi. Bulgular Olgularýn hepsine taný histopatolojik olarak konulmuþtu. Tablo 1'de taný yollarý gösterilmiþtir. En çok görülen semptomlardan nefes darlýðý ve nonprodüktif öksürük, olgularýn %48 inde saptandý. Semptomlar Tablo 2 de belirtilmiþtir. Solunum sistemi dýþý tutulumda periferik lenf bezi, birinci sýradaydý (%12).Tablo 3 de ekstrapulmoner tutulum yerleri gösterilmiþtir. Ekstrapulmoner tutulum saptanan olgularýn tümünde Tablo 1'de belirtilen taný yöntemlerinden biriyle daha önce sarkoidoz tanýsý kanýtlanmýþtý. Semptomlar, olgularýn %36 sýnda (18 olgu) akut baþlangýç gösterirken, %64 ünde (32 olgu) 2 aydan daha uzun süreli idi. Radyolojik olarak 27 olgu ( %54 ) evre I, 20 olgu (%40) evre II, 3 olgu (%6) evre III idi. P-A akciðer grafisi ile Toraks BT arasýndaki uyum araþtýrýidý. Radyolojik olarak evre I kabul edilen olgularýn 23 üne Toraks BT çekilmiþti. Bunlarýn %79 u (18 olgu) akciðer grafisi ile uyumlu iken, %21 (5 olgu) uyumlu deðildi. Bu 5 olguda hiler ve mediastinal lenfadenopati yanýsýra, P-A ak- Tablo 1. Sarkoidoz olgularýnda taný yöntemleri Olgu Taný Yöntemi sayýsý % Transbronþiyal akciðer biyopsisi 19 38 Skalen lenf bezi biyopsisi 16 32 Açýk akciðer biyopsisi 8 16 Periferik lenf bezi biyopsisi 6 12 Mediastinoskopi 1 1.8 246 T Klin Týp Bilimleri 1998, 18

Tablo 2. Olgularýn semptomlarý Olgu Semptom sayýsý % Nefes darlýðý 24 48 Nonprodüktif öksürük 24 48 Prodüktif öksürük 8 16 Gece terlemesi 4 8 Eklem aðrýsý 3 6 Zayýflama 2 4 Tablo 3. Olgularýn ekstrapulmoner tutulum yerleri Olgu Tutulan organ veya doku sayýsý % Periferik lenf bezi 6 12 Cilt: E. Nodosum 3 L: Pernio 1 10 Subkutan nodül 1 Üveit 3 6 Artrit ve artralji 3 6 Hepatomegali 2 4 Kemik tutulumu 1 2 Tablo 4. Ga tutulumu olan bölgeler ve radyolojik evreleri Ga tutulan böige Radyolojik evre Sayý Bilateral hiler I 8 Bilateral oküler I 1 Bilateral hiler+parankim I 2 II 3 III 1 Parankim II 1 III 1 ciðer grafisinde saptanmayan parankim lezyonlarý da saptandý. Evre III olgularýn ise 12 sine Toraks BT çekilmiþti. Bu olgularýn %92 si P-A akciðer grafisiyle uyumlu idi. Uyumlu bulunmayan bir olguda, P-A akciðer grafisinde parankimde minimal retiküler infiltrasyon gözlenmiþken, Toraks BT de sadece hiler lenfadenopati görüldü. PPD, yapýlan 9 olgunun %82 sinde (24 olgu) negatif bulundu. Serum Ca düzeyi 30 olguda deðerlendirilmiþ ve bir olguda yüksek olarak saptandý. Hastalarýn 12'sine asido-rezistan basil (ARB) bakýldý. Hiçbirinde tüberküloz ile temas hikayesi yoktu. Kemik tutulumunu araþtýrmak amacýyla 17 olgunun çekilen el-bilek grafilerinden sadece birinde kemik lezyonlarý saptandý. Bu olgunun sað el 2.3. metakarpal kemik proksimal kýsmýnda litik lezyonlar görüldü. Solunum fonksiyon testi 34 olguya uygulanmýþtý ve 20 olguda (%68) obstrüktif ve restriktif ventilasyon defekti saptanýrken, 6 olguda (%12) restriktif ventilasyon defekti saptandý. 8 olguda (%16) ise normal solunum fonksiyonlarý bulundu. CO difüzyon testi yapýlan 9 olgunun 2 sinde (%22) hafif derecede alveolokapiller blok, 1 inde (%11) ileri derecede alveolokapiller blok saptanýrken, olgularýn 4 ünde (%44) normal CO difüzyonu saptandý. Serum ACE düzeyi çalýþýlan 26 olgunun 6 sýnda ( %23 ) yüksekti. Bu olgulardan 5 i evre I, 1 i ise evre II idi. BAL ACE düzeyi 10 olgunun 6 sýnda (%60) yüksek idi. BAL ACE düzeyi yüksek olan 2 olguda serum ACE düzeyi de yüksek iken, diðer 4 olguda serum ACE düzeyi normaldi. Ga 67 sintigrafisinde 20 olgunun %15 inde (3 olgu) Ga tutulumu saptanmadý. Olgularýn %85 inde (17 olgu) ise belirli bölgelerde Ga tutulumu görüldü. Tablo 4 de Ga tutulan bölgeler belirtilmiþtir. Oküler tutulum bulunan olgunun göz muayenesinde üveit saptandý, herhangi bir göz yakýnmasý ise yoktu. Ga tutulumu olmayan 3 olgunun 2 si evre I, 1 i ise evre II idi. Ga tutulumu olan evre I4 olgunun ayný zamanda serum ACE düzeyi de yüksekti. Evre I olgularýn 18 i 40 mg/gün dozda kortikosteroid (KS) tedaviye alýnmýþtýr. Bunlardan takip edilebilen 8 olgunun %87.5 ü tam remisyona girerken, bir olgu nüks göstermiþtir. Nüks gösteren olguya KS tedavi yaklaþýk 1 yýl süreyle devam ediimiþ ve kesildikten 1 yýl sonra hiler lenf bezlerinde büyüme ortaya çýkmýstýr. Evre II olgularýn ise 20 si de KS tedaviye alýnmýþ, ancak bunlarýn 13 ü takip edilebilmiþtir. Takip edilenlerin %77 si tam remisyona girerken, %15 inde nüks olmuþ, %7.7 si ise stabil kalmýþtýr. T Klin J Med Sci 1998, 18 247

Nüks olan olgu, 2 yýl önce lupus pernio kliniðindeki cilt lezyonlarý nedeniyle bir cildiye kliniðinde takip edilmiþ, KS tedavi kesildikten 1 yýl sonra ise cilt ve solunum sistemi yakýnmalarýyla kliniðimize baþvurmuþtur. Nüks saptanan diðer olguya ise baþlangýçta 30 mg/günlük KS tedavi verilmiþ olup yaklaþýk 1 yýl süreli tedavi almýþtý. Ancak 2 yýl aradan sonra nüks saptanmasý üzerine gene 30 mg/gün KS tedavi verildi. Dokuz aylýk tedaviden sonra ilacý kesilen olgu, 2 yýldýr ilaçsýz takiptedir. Evre III olgulardan birine ise 40 mg/gün KS tedavi yaklaþýk 3 ay süreyle uygulandý, ancak cevap alýnmamasý üzerine tedavi kesildi. Evre III 1 olgunun 40 mg/gün KS tedavisi sýrasýnda gastrointestinal yakýnmalarý ve melananýn ortaya çýkmasýyla tedavi kesildi. Tedaviye 75 nci gün siklofosfamidle 5 ay devam edildi Ancak lezyonlarda progresyon olmasý üzerine tekrar KS tedavi baþiandý. Sekiz ay sonunda remisyon saðlanmasý üzerine tedavi sonlandýrýldý. Daha sonra nüks saptanmadý. Onbir olgu ilaçsýz takibe alýndý. Sadece 2 olgu düzenli olarak izlenebildi. Bunlardan birisi 9 ay sonra, diðeri ise 1 yýl sonra radyolojik tam remisyona girdi. Tablo 5 de olgularýn radyolojik evrelerine göre klinik ve laboratuvar bulgularý gözlendi. Tartýþma Sarkoidozis gecikmiþ tip hipersensitivitenin bozulduðu, immunglobuiinlerin arttýðý ya da anormal immunglobulinlerin ortaya çýktýðý granülomatöz bir hastalýktýr. Teþhis, klinik ve radyolojik bulgular yanýsýra histolojik olarak nonkazeifiye granülomlarýn gösterilmesiyle olur (4). Ülkeler arasýnda ve farklý coðrafik bölgeler arasýnda karþýlaþtýrmalý olarak prevalans çalýþmalarý yapmak zordur. Hastalarýn bir kýsmý zaten asemptomatiktir ve bunlarý saptamak da düzenli bir akciðer grafisi taramasý olmadýkça mümkün deðildir. Birçok çalýþmada 3. ve 4.dekatta yuksek insidans saptanmýþtýr. Kadýnlarda daha çok görülmektedir (4). Özellikle lupus pernio ve eritema nodozumla birlikte olan formu kadýnlarda sýktýr (1). Bizim olgularýmýzýn da %68 i (34 olgu) kadýndý. Tablo 5. Olgularýn radyolojik evrelerine göre semptomlarý, solunum fonksiyon testleri, CO difüzyon testi, ACE, BAL bulgularýnýn deðerlendirilmesi RADYOLOJÝK EVRE Total sayý I II III (%) SEMPTOMLAR 7 27 31 65(48) EKSTRAPULMONER TUTULUMLAR Periferik lenf bezi Cilt 2 1 2 5(10) Üveit 1 3(6) Artrit ve artralji 1 2 3(6) Hepatomegali 2 2(4) Kemik tutulumu 1 1(2) CO DÝFÜZYON TESTÝ Hafif derecede bozukluk 1 1 2(22) Ýleri derecede bozukluk 1 1(11) Normal 2 2 4(44) SFT Kombine 11 9 20(68) Restriktif 4 2 6(12) ACE SERUM ACE YÜKSEK 5 1 6(23) BAL ACE YÜKSEK 2 3 1 6(60) TANI YÖNTEMLERÝ Transbronþiyal akciðer biyopsisi 5 13 1 19(38) Skalen lenf bezi biyopsisi 10 6 16(32) Açýk akciðer biyopsisi 6 1 1 8(16) Periferik lenf bezi biyopsisi 6 6(12) Mediastinoskopi 1 1(1.8) Bunlarýnda %14 ünde eritema nodozum, subkutan nodül, lupus pernio saptandý. Sarkoidozisin ailevi eðilim gösterdiði üzerinde durulmaktadýr. Monozigot ikizlerde dizigot ikizlerden daha sýk görülmüþtür (24). Bizim olgularýmýz arasýnda ailevi bir hastalýk saptanmamýþtýr. Çalýþmada deðerlendirilen hastalarýn tümünün aile bireylerinin (anne, baba, çocuk, kardeþler) anamnezleri ve P-A akciðer grafileri deðerlendirildi. Olgularýn 1/3 ü asemptomatiktir. Baþka bir nedenle çekilen akciðer grafisinde ortaya çýkar (2).1992 de Ýspanya da yapýlan bir çalýþmada 14 olgunun %35 i, ayný yýl Japonya da yapýlan bir baþka çalýþmada 125 olgunun %50 si ve Ýtalya da yapýlan bir baþka çalýþmada ise 109 sarkoid olgusunun %10 u asemptomatik iken tesadüfen saptan- 248 T Klin Týp Bilimleri 1998, 18

mýþtýr (5-7). Bizim olgularýmýz arasýnda asemptomatik olan yoktu. Ateþ, gece terlemesi ve kilo kaybý gibi semptomlar, olgularýn %25-40 ýnda ortaya çýkar (2). Bizim olgularýmýzýn %8 inde gece terlemesi ve %4 ünde kilo kaybý yakýnmasý vardý. Pulmoner semptomlar sýklýkla öksürük, nefes darlýðý, göðüs grafisidir ve 1/3 olguda ortaya çýkar. Hemoptizi sýk deðildir, ancak bronþektazi veya aspergilloma geiiþmesine baðlý olarak ortaya çýkabilir. Cilt tutulumunda eritema nodozum en sýk görülen bulgudur. Mevsimsel olarak E.nodozum daha çok bahar aylarýnda ortaya çýkar. Birkaç yýl boyunca tekrarlamalar gösterebilir. Ýspanya da yapýlan bir araþtýrma da E.nodozum %28.5, Ýtalya - daki bir baþka araþtýrmada %25 olarak saptanmýþtýr (5,8). Bizim olgularýmýzýnsa %6 sýnda saptandý. Lupus pernio sarkoidozisin kronik olduðunu göstermektedir. Burun, kulak, yanakta menekþe renkli, kalýcý lezyonlardýr ve kadýnlarda sýktýr (1). Bizim lupus perniolu olgumuz radyolojik olarak evre II idi ve 2 yýl kadar önce cilt lezyonlarýyla ortaya çýkmýþtý. Subkutan nodül, sarkoidozisin bir baþka cilt bulgusudur; bu da kronik gidiþi göstermektedir. Bizim subkutan nodüllerle seyreden olgumuzun bu nodüllerden yapýlan biyopsisinin histopatolojik incelemesi sonucu da sarkoidozisle uyumlu bulundu. Olgu radyolojik olarak evre I idi. Cilt lezyonlarý aðrýlý olup, steroid tedaviyle kýsa sürede gerilemekte fakat, kesilince tekrarlamaktaydý. Cilt lezyonlarý ve göz ve kemik tutulumu saptanan olgularda torakal tutulum açýsýndan olarak transbronþiyal akciðer biyopsisi ile sarkoidoz tanýsý konuldu. Göz tutulumu olgularýn %25 inde ortaya çýkmaktadýr (2).En sýk görülen göz bulgusu anterior üveittir. Akut ve kronik iridosiklit þeklinde olabilir (1). Bizim anterior üveitli 3 olgumuzun herhangi bir göz yakýnmasý yoktu. Taný aldýktan sonra yapýlan göz muayenesinde saptanmýþtý. Göz tutulumu Ýtalya da yapýlan bir çalýþmada %15 olarak saptanmýþtýr (8). Bizim serimizde ise %6 olarak bulundu. Kemik tutulumu %3 oranindadýr ve genellikle cilt ve diðer organ tutulumlarýyla beraberdir. Sýklýkla el, ayak kemikleri tutulur. Nadiren de temporal, frontal kemikler veya sert damak tutulabilir. Yumuþak doku þiþliði, eklem sertliði ve aðrýsý da olabilir. Kemik tutulumu ve anormal kalsiyum metabolizmasý arasýnda bir korelasyon yoktur (1,3). Araþtýrmamýzda bir olguda sað el 2., 3. metakarpal kemiklerde litik lezyonlar saptandý. Radyolojik olarak evre I olan bu olgularýn baþka bir organ tutulumu yoktu. Karaciðer tutulumu hastalýðýn seyri esnasýnda herhangi bir zamanda, olgularýn %20 sinde ortaya çýkabilir. Hepatomegali olmadan da aspirasyon biyopsisi %75 oranýnda granülomlarý gösterebilir. Karaciðer tutulumunun en tipik bulgusu, uzun süreli ateþ ve sað üst kadran aðrýsýdýr. Portal fibrozis ve hepatik ven obliterasyonu portal hipertansiyon yapabilir (l,3,4). Bizim hepatomegalisi olan 2 olgumuzdan birinin batýn ultrasonografisinde V.porta komþuluðunda hiperekoik bir alan saptandý. Ancak yapýlan aspirasyon biyopsisi yeterli deðildi. Yüzeyel lenf bezi tutulumu servikal, supraklavikular, pre-postaeurikular, aksillar, inguinal, femoral, epitroklear bölgelerde olabilir. Daha çok muayene sýrasýnda saptanýr (4). Bizim periferik lenf bezi tutulumu olan 6 olgumuzdan yalnýzca bir tanesi boyunda þiþlik farketmiþti. Bunlarýn hepsinde de taný periferik lenf bezi biyopsisi ile konulmuþtu. Palpabl lenf bezi olmasa bile skalen yað yastýðýnýn kör biyopsisi geçmiþte hastalarýn %75 inde tanýsal olmuþtur (4). Dereli ve arkadaþlarýnýn bir araþtýrmasýnda da skalen lenf bezi biyopsisi ile olgularýn %71 ine taný konulmuþtur (9). Bizim çalýþmamýzda ise skalen lenf bezi biyopsisi olgularýn %32 sinde tanýsaldý. Sinir sistemi patolojisi olgularýn %4-7 sinde oluþur. Tek baþýna fasial paralizi ya da diðer kafaçifti tutulumu birlikte olabilir. Nörosarkoidozis hastalýðýn mortalitesini artýrýr. Periferik nöropati, myopati, menenjit, epilepsi, serebellar ataksi, hipopituitarizm ve diabetes insipitusa yol açabilir (1,3,4). Bizim olgularýmýzda nörolojik bozukluk saptanmadý. Taný, tutulan organ veya dokudan alýnan biyopsinin histopatolojik incelemesiyle olur. Biyopsi yerinin seçimi olguya göre deðiþir. Deri, mukoza T Klin J Med Sci 1998, 18 249

veya yüzeyel lenf bezi muayenesi mutlaka yapýlmalýdýr. Yüzeyel lezyonlar yoksa, bronkoskopik olarak transbronþiyal akciðer biyopsisi(tbab) veya transbronþiyal iðne aspirasyonu (TBÝA) yapýlmalýdýr. Bu iki yöntemle hastalarýn %60-90 ýnda nonkazeifiye granülomlar gösterilebilir (10). Maj Carlos ve arkadaþlarýnýn bir çalýþmasýnda evre I olgularýn %60 ý TBAB ve %53 ü TBÝA ile taný almýþtý. Bu iki taný yöntemi birlikte kullanýldýðýnda ise taný oraný %83 e çýkmýþtýr. Evre II olgularýn %76 sý TBAB ve %48 i TBÝA ile taný almýþken kombine kullanýmda oran %86 olmuþtur. Bu nedenle TBAB ve TBÝA nun birlikte kullanýmý önerilmektedir (11). Bizim ise olgularýmýzýn %38 (19 olgu) TBAB ile taný almýþtý. Mediastinoskopi, mediastinal lenf nodu tutulumunda materyalin yeterli alýnmasý açýsýndan deðerlidir. Periferik biyopsi ve bronkoskopik yöntemlerle taný alamayan olgularda yapýlabilir (10). Fernandez ve arkadaþlarý mediastinoskopi ile olgularýn %14 üne taný koymuþlardýr (5). Biz 50 olgunun birinde mediastinoskopi ile tanýya gittik. Açýk akciðer biyopsisi de taný yöntemierindendir. Deðiþik yollarla tanýya gidilemeyen olgularda uygulanabilir. Fernandez ve arkadaþlarý olgularýnýn %14 üne açýk akciðer biyopsisi ile taný koymuþlardýr (5). Biz de, olgularýmýzýn 16 sýna (8 olgu) açýk akciðer biyopsisi ile taný saðladýk. Sarkoidozis radyolojik olarak evrelendirildiðinde, olgularýn %8 i evre 0, %43 ü evre I, %35 i evre II, % 14 ü ise evre III olarak saptanmýþtýr (12). Hosoya ve arkadaþlarý 125 olgunun %9.6 sýný evre 0, % 33 ünü evre I, %43 ünü evre II ve %12.8 ni evre III olarak deðerlendirmiþlerdir (6). Karabýyýkoðlu ve arkadaþlarý ise olgularýnýn %42~sini evre I, %38 ini evre II, %19 unu evre III olarak bulmuþlardýr (13). Biz olgularýn %54 ünü (27 olgu) evre I, %40 ýný (20 olgu) evre II, %6 sýný (3 olgu) evre III olarak saptadýk. TBAB ile taný konmuþ olgularýn radyolojileri %69 oranýnda evre II, %26 oranýnda evre I, %5 oranýnda evre III 'tür. TBAB ile taný konmamýþ olgularda ise, %71 oranýnda radyolojik evre I, %23 oranýnda evre II, %6 oranýnda evre III saptanmýþtýr. Bilgisayarlý tomografi, konvansiyonel göðüs radyografisinin tamamlayýcýsýdýr. Atipik sarkoidozis, plevral efüzyon, fokal plevral kalýnlaþma, soliter pulmoner nodül, aspergillozis gibi lezyonlarý daha iyi izah edebilir. Bronþektazi ve bronkostenozu göstermede de yardýmcý olabilir (1). BT ile endoskopik bulgular ve patolojik korelasyon çalýþmalarý yapýlmýþtýr. Bir çalýþmada BT nin bronþ anormalliklerinin %65 ini gösterdiði, BT ve endoskopinin %58 uyum saðladýðý saptanmýþtýr. BT 14 olguda anormal bronþ Iümenini gösterirken, bunlarýn 12 sinde endoskopik olarak mukozal kalýnlaþma görülmüþtür. Granülomatöz bronþ biyopsisi bulgularý bulunan 37 olgunun BT sinde %84 oranýnda bronþ duvarýnda kalýnlaþma ve %35 oranýnda lümen anormallikleri saptanmýþtýr (14). Biz evre I olgularýmýzýn %79 unun, evre II olgularýn ise %92 sinin Toraks BT ile uyum gösterdiðini saptadýk. Radyolojik evrelemede Toraks BT nin tamamlayýcý bir unsur olarak kullanýlmasý gerektiðini düþünmekteyiz. Sarkoidozlu olgularda genellikle deri anerjisi vardýr. Birçok çaýþmada akut sarkoidli olgularýn 2/3 ünde 100 TÜ ne karþý düþük cilt reaksiyonu saptanmýþtýr (4). Diab ve arkadaþlarýnýn yaptýðý araþtýrmada, 20 hastalýk bir seride PPD, tüm olgularda negatif bulunmuþtur (8). Karabýyýkoðlu ve arkadaþiarý da 47 olgunun 11 inde PPD pozitifliði saptamýþlardýr (13). Biz de, PPD uygulanan olgularda %82 oranýnda negatiflik bulduk. Sarkoidoziste anormal kalsiyum metabolizmasý sonucu Ca absorbsiyonu artmýþtýr ve hiperkalsemi olabilir. Olgularýn %20 sinde serum Ca düzeyleri artmýþ olarak bulunur. Kortikosteroid tedavi ile hýzla düzelme beklenir. Kortikosteroid tedaviye cevap azsa hiperparatiroidizm düþünülmelidir. Hiperkalsiüri, nefrokalsinozise yol açabilir. Bazen de renal yetmezlik geliþebilir. Hiperkalsiüri hiperkalsemiden daha fazla görülür (1,3,10). Serum Ca düzeyi bir çalýþmada %3.6 oranýnda yüksek bulunmuþken, hiperkalsiüri oraný ise %23.4 bulunmuþtur (15). Karabýyýkoðlu ve arkadaþlarý ise %19 oranýnda hiperkalsemi saptamýþlardýr (12). Biz araþtýrmamýzda %3.3 oranýnda hiperkalsemi saptadýk. Sarkoidoziste spirometrik ölçümlerde restriktif deðiþiklikler olursa da ayný zamanda obstrüktif hava yolu hastalýðý da olabilir. Hava yolu obstrüksiyonu endobronþial hastalýk yada peribronþial fibrozis nedeniyle olabileceði gibi hiler nodlarýn bronþ basýna baðlý da olabilir. Birkaç olguda astmaya benzeyen hava yolu hiperreaktivitesi saptanmýþtýr (10). 250 T Klin Týp Bilimleri 1998, 18

Solunum fonksiyon testleri hastalarýn kliniði ile uyumlu olmadýðý gibi, radyografik bulgularla da uyumlu degildir. Röntgenografik infiltrasyonlara raðmen normal deðerler bulunabilir. Solunum fonksiyon testleri hastalýðýn aktivitesini veya reversibilitesini göstermemektedir. Ancak hastalarýn takibi için objektif bir veri olarak kullanýlabilir (10,16,17). Biz olgularýmýzýn %68 inde kombine ventilasyon bozukluðu saptadýk. Kombine ventilasyon bozukluðu saptanan olgularýn %55 i (ll olgu) evre I, % 45 i (9 olgu) evre II idi. Restriktif ventilasyon defekti olan olgularýn ise %66 sý (4 olgu) evre 1, %44 ü (2 olgu) evre II idi. CO difüzyon kapasitesi sarkoidoziste azalabilirse de, difüzyon kapasitesi, yaygýn akciðer infiltratlarýna raðmen minimal bozulabildiði gibi, tersine radyografik olarak sadece hiler adenopati saptanan olgularda da düþük olarak bulunabilir (1,3,10). Bizim araþtýrmamýzda, ileri derecede azalmýþ CO difüzyonu (D LCO ) saptanan olgu radyografik olarak evre III idi. Hafif derecede alveolokapiller blok saptanan 2 olgudan biri evre I, biri evre II olup, D LCO normal olan 4 olgunun 2 si evre I, 2 si evre II idi. Artmýþ alveolokapiller difüzyon gösteren 2 olgu da evre I idi. Bu artýþ testin yapýlýþ tekniðine baðlandý. Serum ACE sini sarkoidozlu olgularda artmýþ olarak ilk defa saptayan, 1975 de Lieberman dýr. Sensitif ve spesifik bir belirleyici olarak ümit edilmiþse de bir seride sarkoidoz dýþý olgularda %20 oranýnda yalancý pozitiflik saptanmýþtýr. Sarkoidoziste steroid tedaviyi takiben yada hastalýðýn doðal seyri esnasýnda serum ACE seviyesinde düþme olabileceði gibi radyolojik ve klinik kötüleþmeye raðmen serum ACE düzeyi yükselmeyebilir. Ya da serum ACE seviyesi düþmeden klinik ve radyolojik düzelme saptanabilir (4). Adamowich ve arkadaþiarýnýn bir çalýþmasýnda serum ACE aktivitesi tüberkulozlu olgularýn %41 inde ve nonspesifik inflamatuar hastalýklarda %56.3 oranýnda yüksek bulunmuþtur (18). Biz serum ACE düzeyini olgularýn %23 ünde yüksek bulduk. Bunlardan 5 olgu evre I, 1 olgu evre II idi. Schiotfeld ve arkadaþlarý BAL ACE düzeyinin aktif sarkoidozlu olgularda iyi birbelirleyici olduðunu vurgulamýþlardýr (19). Bunun yanýsýra BAL ACE düzeyinin nonspesifik bir test olduðunu gösteren çalýþmalar da vardýr. Walojtys-Rode tüberküloz, sarkoidozis ve akciðer kanserli olgularýn BAL larýnda ACE düzeylerine bakmýþlar ve bu tüm gruplarda yüksek olarak saptamýþlardýr (20). Biz 10 olgunun 6 sýnda (%60) BAL ACE düzeyleri yüksek olarak bulduk. Bu olgulardan 2 sinde serum ACE düzeyi de yüksekti ve olgular evre I idi. BAL ACE düzeyi yüksek olan diðer olgulardan 3 tanesi evre II, 1 olgu ise evre III idi. Galyum sintigrafisi sarkoidoziste kullanýlan nonspesifik bir testtir. Enfeksiyonlarda, hipersensitivite pnömonileri, pnömokonyoz, ARDS, DÝF de de Ga tutulumu olabilir (21). Gupta ve arkadaþlarý bir çalýþmalarýnda, Ga skeninin %97 sensitivite ve %29 spesifite saptayarak klinik aktivite belirleyicisi olarak kullanýlamayacaðýný ifade etmiþlerdir. Ýnaktif olgularda %87 oranýnda negatif sken saptayarak, klinik inaktivite kriteri olarak daha yararlý bulmuþlardýr (22). Ga skeni transbronþial biyopsi yapýlacak yerin seçiminde yol gösterici olarak faydalý olabilir (23). Hiler nodlarýn tutulumunu göstermede akciðer grafisinden daha sensitiftir. Siemsen ve arkadaþlarý Ga skeninde parankimal tutulumun, hastalarýn %25 inde radyolojiye daha fazla olduðunu belirtmiþlerdir. Alveolit derecesiyle fizyolojik testler ve Ga skeni arasýnda iyi bir korelasyon olmadýðý saptanmýþtýr. Niden ve arkadaþlarý, baslangýç Ga skeni daha anormal olan olgularýn pulmoner fonksiyon kaybýnýn daha fazla olduðunu, oysa ki normal olanlarýn fonksiyon kaybýnýn olmadýðý saptamýþlardýr. Birçok klinik çaiýþmada Ga skeninin, hastalýk aktivitesi ve steroid tedaviye cevap ile kuvvetli korelasyon gösterdiði bulunmuþtur. Tedaviye cevabi saptamada radyolojik deðiþiklik olmadan Ga skeninde düzelme saptanabilir (21). Araþtýrmamýzda, Ga skeni yapýlan olgularýn %15 inde (3 olgu) normal sken saptandý. Bu olgularýn ikisi evre I, biri evre II idi. Bilateral hiler tutulum 8 olguda saptandý. Bunlar radyolojik olarak evre I idi. 6 olguda hiler ve mediastinal tutulum yanýsýra, parankim tutulumu da vardý. Radyolojik olarak ise bunlarýn 2 si evre I, 3 ü evre II, 1 i evre III idi. Sadece parankim tutulumu olan 2 olgunun ise 1 i evre II, biri evre II idi. Ekstratorasik olarak bir olguda, bilateral oküler Ga tutulumu vardý. Bu olguda uveit saptandý. T Klin J Med Sci 1998, 18 251

Serum ACE düzeyi ve Ga skeni arasýnda bir korelasyon saptanmýþtýr (22). Bizim araþtýrmamýzda da Ga tutulumu saptanan 12 olgunun 4 ünde serum ACE düzeyi yüksek olarak bulunmuþtur (%33). Sarkoidozisin 2 farklý klinik tipi vardýr. Bunlardan,akut baþlangýç gösteren, histolojik olarak eksudatif yapýya sahip, Kweim testi pozitif olgularýn 2 yýl içinde spontan remisyona girdiði bildirilmiþtir. Steroidlere cevap ve prognoz da iyidir. Oysa ki kronik baþlangýç gösteren, tekrarlayýcý þikayeti olan, histolojik olarak fibrotik yapýya sahip, serum ACE düzeyi normal, Kweim testi negatif olanlarda ise tedaviye raðmen prognoz kötüdür. Hiler adenopati ve eritema nodozumun birlikte olduðu klinik tipte deri lezyonlarý baþlangýçtan itibaren 1 ay içinde gerilemesine raðmen, hiler adenopati 1 yýlda geriler. Eritema nodozum ve hiler adenopatinin birlikte olduðu durumlarda rekurrens ve sekel nadirdir. Kalýcý deri lezyonlarý pulmoner fibrozisle beraberdir ve azami tedaviye raðmen cevap azdýr. Gene, kemik kistleriyle birlikte olan olgularda da cevap azdýr. Bu olgularda akciðer radyografisinde saptanan deðiþiklikler ancak olgulalarýn 1/3 ünde düzelir. Göz tutulumu ile beraber akciðer tutulumu olanlarýn akciðer grafisindeki bulgularýn rezolusyonu ise olgularýn %50 sinde saptanýr (1). Göz tutulumu eðer anterior üveit þeklinde ise lokal kortikosteroidli damlalarla tedavi edilebilir, sistemik tedavi gerekmeyebilir. Posterior üveit ise sistemik tedavi gerektirir; hatta laser tedavisi uygulanabilir (1). Karaciðer, dalak, sinir sistemi, myokard tutulumu, hiperkalsemi ve hiperkalsiüri, kas-iskelet sistemi tutulumunda kortikosteroid tedavi gereklidir (1,10). Tedavide kullanýlan en önemli ilaç kortikosteroidlerdir. Prednison ve prednisolon baþlýca ajanlardir. Deðiþik dozda kullanýlabilirlerse de prednisolon tedavisi genellikle 40 mg/gün dozun üstünde gerekmemektedir. 15 mg/gün doza inilince 6 ay kadar bu dozda devam edilir. Rekurrensler bu dozun altýna inilince ortaya çýkar. KS tedavi ile cevap dramatiktir ve birkaç gün içinde solunum semptomlarý kaybolur. Radyolojik düzelme ise 2 hafta içinde geliþbilir. Ýlk 2-3 ayda objektif düzelme saptanmazsa tedavi azaltýlarak kesilir. Seri olarak 67 yapýlan BAL, Ga skeni, serum ACE düzeyi ile hastalarý takip etmeye gerek yoktur. Relaps genellikle tedavi kesildikten sonra 1-2 ay içinde olur ve olgularýn 2/3 veya 2/4 ünde ortaya çýkar. Bazen 5-20 yýl, bazen ömür boyu tedavi gerektirebilir. Jonhs ve arkadaþlarý kronik hastalýk nedeniyle 5 yýldan daha uzun sureli KS tedavi alan 171 olguyu sunmuþlardýr. Bunlarýn %75 inde relaps geliþirken, %50 sinde rekurrens olmuþtur. Relapslarý önlemek için %53 olguya uzun sureli düþük dozda KS tedavi verilmiþtir. Bunlarda ortalama tedavi suresi 8 yýldýr. Siyah ýrkta rekurrens ve relaps daha sýktýr (10). Young ve arkadaþlarý 25 hastada yaptýklarý bir araþtýrmada, steroid tedavisi verdikleri ve tedavisiz býraktýklarý olgularý 1-2 yýl takip etmiþler ve VC, D LCO, istirahat ve egzersizdeki PaO 2 arasýnda fark bulmamýþiardýr. Bu olgularýn 17 si 10-15 yýl takip edilmiþ; sonuçlarýn deðiþmeden kaldýðý, tedavi kesildikten sonra kötüleþme olmadýðý da saptanmýþtýr (24). Yüzelliüç Japon hastayý kapsayan bir çalýþmada, KS lerle tedavi edilenlerde edilmeyenlere oranla 3 ve 6. aylarda en iyi radyolojik düzelme görülmüþ. Tedavi kesildikten 18 ay sonra ise radyolojik rezoiüsyonda fark görülmemiþtir (24). British Thoracic Society nin sarkoidozis komitesinin bir araþtýrmasýnda; 149 sarkoid olgusunun 33 üne ilk taný konulduðunda þiddetli semptomlarý nedeniyle KS tedavi verilmiþ. Bu þiddetli semptomlarý olan olgularýn takibinde, yalnýzca 6 olguda normal akciðer grafisi elde edilmiþ ve olgularýn 1/3 ünde ise fibrozis geliþmiþtir. Hafif semptomlarý olan 116 olgu 6 ay ilaçsýz takip edilmiþ, bunlardan 58 i spontan remisyona girmiþse de %29 unda normal akciðer grafisi elde edilmiþtir. Bu olgularýn 20 si ayný zamanda eritema nodozum da saptanmýþ. Tedavisiz regresyona girmeyen geri kalan 58 olgunun 27 sine uzun süreli (18 ay) düzenli prednisolon tedavisi verilmiþ, 31 ne ise semptomlarý azaltacak þekilde düzensiz KS tedavi verilmiþtir. Bu iki gruptan, düzenli tedavi görenlerde iyileþme daha iyiyken, düzensiz tedavi verilenlerde daha fazla fibrozis saptanmýþtýr (25). P-A akciðer grafisine göre evre I sarkoidoz olgularýnýn %60-80'i spontan remisyona uðrayabilir. Evre I olgularda ilerleyici dispne ve diðer semptomlarýn belirgin hale gelmesi, solunum fonksiyon 252 T Klin Týp Bilimleri 1998, 18

testlerinde bozulma, CO difüzyon testinde anormallik, ekstrapulmoner tutulum saptandýðýnda sistemik kortikosteroid tedavisi uygulanmalýdýr (26). Bizim araþtýrmamýzda, evre I olgulardan 18 i tedaviye alýndý. Bunlardan 5 olguda serum ACE yüksekliði ile birlikte ilerleyici dispne, birinde þiddetli artralji, birinde üveit, iki olguda cilt lezyonlarý, bir olguda CO difüzyon testinde bozukluk saptandý. 2 olguda saptanan restriktif, 6 olguda da kombine tipteki solunum fonksiyon testlerinde 3 aylýk takip sonrasý bozulma gözlenmesi üzerine tedaviye baþlandý. Tedaviye alýnanlarýn %87.5 unda tam remisyon saðlanmýþken, 1 olgunun tedavisi kesildikten 1 yýl sonra rekurrens geliþmiþtir. Diðer 9 olguda KS tedaviye baþlamak için belirtilen endikasyonlar bulunmadýðýndan ve olgularýn spontan remisyona uðrayabileceði düþünüldüðünden tedavi baþlanmadý. Evre II ve III olgularýn spontan remisyon olma olasýlýðý düþük olduðundan kortikosteroid tedavi önerilmektedir. Bizim evre II ve III olgularýmýzýn hepsinin ilerleyici semptomlarý vardý. Çoðunluðu evre I'de belirtilen kortikosteroid tedaviye baþlama endikasyonlarý ile uyumlu idi (Tablo 5). Evre II olgularýn 20 si de tedaviye alýnmýþ, ancak 13 olgu takip edilebilmiþtir. Bunlarýn %77 si tam remisyona girerken 2 olguda (%15) relaps olmuþtur. Bu olgularýn birisi lupus pernio þeklinde cilt lezyonu olan hasta idi, diðeri ise steroid tedavi kesildikten sonra 2 yýl sonra rekurrensle tekrar baþvurmuþtu. Ýlaçsýz takibe alýnan 11 olgunun (%22) yalnýzca 2 si düzenli takip edilebilmiþtir; bunlardan biri 9 ay sonra, diðeri ise 1 yýl sonra tam remisyona girmiþtir. Sonuç olarak sarkoidozisli olgularda, TBAB, TBiA, skalen lenf bezi biyopsisi ve herhangi bir bölgedeki palpabl lenf bezi biyopsisi olgularýn çoðunda tanýsaldýr. Ülkemizde yapýlan bazý çalýþmalarda (13,27) belirtildiði gibi asemptomatik olsalar bile olgular akciðer dýþý tutulum için deðerlendirilmelidir. Olgularýn daha düzenli takip edilerek relaps ve rekürrens oranlarýnýn daha iyi belirlenmesinin hastalarýn bilinçlendirilmesiyle saðlanabileceði kanýsýna varýlmýþtýr. KAYNAKLAR 1. James DG. Clinical picture of sarcoidosis. ln: Interstitial lung disease. Schwarz MI, King TE JR ed. Sec ed. Toronto: Mosby Year Book, 1993: 159-78. 2. Kotloff MR. Sarcoidosis. In: Pulmonary diseases and disorders. Companion handbook. Fishman AP ed. Sec ed. Signapore: Mc Graw-Hill Book Co, 1994: 3541. 3. Fanburg BL, Pitt EA. Sarcoidosis. ln: Textbook of respiratory medicine. Murray JF, Nadel JA ed. Philadelphia: WB Saunders Company, 1988: 1486-1500. 4. Seaton A, Seaton D, Leitch AG. Crafion and Douglas s respiratory diseases. 4th ed. Oxford: Blackwell Scientific Publications, 1989: 630-59. 5. Villarroya LME, Fernandez JMA, lbanez GJ, et al. Sarcoidosis: Retrospective analysis of 14 cases. Aten Primaria 1992; 9(8):436-8. 6. Hosoya S, Kataoka M, Nakata Y, et al. Clinical features of 125 patients with sarcoidosis: Okayama University Hospital review of a recent 10 years period Acta Med Okayama 1992; 46(1):31-6. 7. Fazzi P, Solfanelli S, Di Pede F, et al. Sarcoidosis in Tuscany. A preliminary report. Sarcoidosis 1992; 9(2): 123-6. 8. Diab SM, Karnik AM, Ouda BA, et al. Sarcoidosis in Arabs: The clinical profile of 20 patients and review of literature.sarcoidosis 1991; 8(1): 56-62. 9. Dereli MÞ, Özsöz A, Öcal A, Tekin A, Yüncü G, Yücel N. 28 sarkoidoz olgusunun analizi.toraks Derneði 1. Yýllýk Kongresi Bildiri Özet Kitabý. Adana: Kemal Matbaasý, 1996; 9. 10.Johns CJ. Sarkoidosis,. In: Pulmonary disease and disorders, ed: Fishman AP. Sec ed. Toronto: Mc Graw-Hill Book Company, 1988: 619-44. 11.Morales MCF, Strollo PJ JR, Schenk DA. Flexible transbronchial needle aspiration in the diagnosis of sarcoidosis. Chest 1994; 106 :709-11. 12.Kýsacýk G, Çöplü L. Diffüz akciðer hastalýklarý: Solunum Hastalýklarý Temel Yaklaþým, ed: Barýþ YÝ.Ankara: Kent Matbaa, 1995: 235-306. 13.Karabýyýkoðlu G, Enacar N, Þimþek C. Sarkoidozisli hastalarýmýzda klinik radyolojik ve pulmoner fonksiyonlardaki deðiþmeler. Tüberkuloz ve Toraks 1987; 35(1):1-7. 14.Lenique F, Brauner MW, Grenier P, et al. CT assessment of Bronchi in sarcoidosis: Endoscopic and patologic correlations. Radiology 1995; 194: 419-23. 15.Pros GT. Characteristics and outcome of pulmonary sarcoidosis. Lijec Vjesn 1993; 115(9-10): 293-8. 16.Fouty W, Pomeranz M, Thigpen P, Martin RJ. Dilatation of bronchial stenosis due to sarcoidosis using a flexible bronchoscope. Chest 1994; 106: 677-80. 17.Miller A, Brown LK, Sloane MF, et al. Cardio-respiratory responses to incremental exercise in sarcoidosis patients with normal spirometry. Chest 1995; 107: 323-29. 18.Adamowich VN, Borisov SE, Zubkov AA, et al. Serum angiotensin converting enzyme in the diagnosis of sarcoidosis and other lung diseases. Probl Tuberk 1991; 10:18-22. T Klin J Med Sci 1998, 18 253

19.Schlotfeldt D, Nowak B, Weist P. Procollagen III- peptide and angiotensin converting enzyme in bronchoalveolar lavage in sarcoidosis. Pneumologie 1992; 46(3):101-6. 20.Walajtys-Rode E, Safianawska A, Grubek- Jaworskalt, et al. Angiotensin converting enzyme in bronchoalveolar lavage fluid and serum from patients with tuberculosis, sarcoidosis and lung cancer. Eur Respir J Annual Congress (Abstr.) 1992; 346-7. 21.Bekerman C,Hoffer PB. The role of Gallium- 67 citrate imaging in the clinical evaluation of pulmonary disorders. In: Pulmonary nuclear medicine. Loken MK ed. California: Appleton and Lange, 1987: 257-89. 22.Guppa RG. Gallium 67 citrate scanning and serum angiotensin converting enzyme levels in sarcoidosis. Radiology 1992; 144:895. 23.Ackart RS. Efficacy of Ga 67 scintigraphy in predicting in diagnostic yield of transbronchial lung biopsy in sarcoidosis. Chest 1982; 82:7. 24.Selroos O. Glucocorticoids and pulmonary sarcoidosis. Thorax 1996; 51: 229-30. 25.Gibson GJ, Prescott RJ, Muers MF, et al. British Thoracic Society Sarcoidosis Study: Effects of long term corticosteroid treatment. Thorax 1996; 51: 238-47. 26.Moller DR. Systemic sarcoidosis. In: Fishman s Pulmonary Diseases and Disorders. Fishman AP, Elias AJ, Fishman JA, Grippi MA ed. New York: Mc-Graw-Hill, 1998, 1055-68. 27.Erdem F, Karacan Ö, Özdemir Ö, Arbak P, Çelik G ve ark. 1988-1995 yýllarý arasýnda izlenen sarkoidozlu olgularda radyolojik bulgular, bronkoskobi ve taný yöntemleri. Tüberküloz ve Toraks 1997; 45(3): 158-61. 254 T Klin Týp Bilimleri 1998, 18