ATATÜRK ÜN BULGAR BASININDAKİ ÖNEMLİ BİR POLEMİK HAKKINDAKİ BİLGİ VE GÖRÜŞLERİ VE ULUSAL DIŞ POLİTİKA ÜZERİNE. Dr. Vahdet KELEŞYILMAZ



Benzer belgeler
ATATÜRK'ÜN BULGAR BASININDAKİ ÖNEMLİ BİR POLEMİK HAKKINDAKİ BİLGİ VE GÖRÜŞLERİ VE ULUSAL DIŞ POLİTİKA ÜZERİNE

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

Cümlede Anlam İlişkileri

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ İDARİ ŞARTNAME WEB SAYFASI YAPIM İŞİ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Brexit ten Kim Korkar?

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

ALKİM KAĞIT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. / ALKA [] :56:31

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

BOLU ÇĠMENTO SANAYĠĠ A.ġ. ESAS SÖZLEġME DEĞĠġĠKLĠK METNĠ

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

HAKSIZ REKABET KURULU ÇALIŞMA RAPORU ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ANTALYA HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU FAALİYET RAPORU

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

5651 Sayılı Kanun Sayılı Kanun Maddesinin Amacı

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bakanlığından: GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞININ KONTROLÜNE TABİ ÜRÜNLERİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2013/5)

Avrupa Adelet Divanı

ADANA BİLİM ve TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK ve DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ LİSANS EĞİTİMİ STAJ YÖNERGESİ

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

Bu feryadımı askeriyeden atılan subayların feryadına bir tercüman olması hasebiyle dile getiriyorum.

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

Sirküler 2015/ Eylül 2015

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

Tekrar ve Düzeltmenin Erişiye Etkisi Fusun G. Alacapınar

AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE. Helsinki Zirvesi

OMURGA GAYRİMENKUL PORTFÖY YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİ 2015 YILI ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU OMURGA GAYRIMENKUL PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş

33. BÖLÜM İLK VE SON SORUŞTURMA İNŞAAT SAHİBİNE PARA CEZASI İNŞAATA YIKIM KARARI VE BU KARARIN İPTALİ SUÇLAMA; KARARA İTİRAZ ETMEMEK!

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

GÜMRÜK ETKİNLİKLERİ BİLGİ ŞÖLENİ

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

ZİRVE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ABD

Bu tarihte İngiliz idaresi altında Kıbrısta ilk defa

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ. ÇİFT ANADAL ve YANDAL PROGRAMI YÖNERGESİ

Araştırma Notu 15/177

1111 SAYILI ASKERLİK KANUNUNUN 35/E MADDESİNE GÖRE SEVKLERİ TEHİR EDİLECEK SPORCULARA İLİŞKİN ÖZEL YÖNERGE

YETERLİ VE UYGUN KİŞİ BİLGİ FORMU UYRUK HANGİ YOLLA EDİNİLDİ

Yukarıdaki şartları taşıyan Abone, hat başına sadece 1 (bir) adet Dect Telefonu ( Ürün ) için talepte bulunabilir.

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

İklim Değişikliği ile Mücadelede Medya Üstüne Düşeni Yapıyor mu?

DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

WEB SAP (ORION) STAJ BAŞVURU KULLANICI DÖKÜMANTASYONU. Süheyla GÜVEN

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

İçindekiler Şekiller Listesi

ULUSLARARASI ANTALYA ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

Ödettirilecek tazminat miktarı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

TÜRKİYE DE ÇALIŞAN KADINLAR: SORUNLARI, BEKLENTİLERİ VE SENDİKALARA KARŞI TUTUMLARI

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

REKABET KURULU KARARI

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

özelde İçişleri Bakanlığında ve ve valiliklerde hukuk hizmetlerinin

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/01. Konu: E-DEFTER GÖRÜNTÜLEYİCİ PROGRAMI İLE SÖZ KONUSU PROGRAMA İLİŞKİN KULLANIM KILAVUZU YAYINLANMIŞTIR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Müsteşarlığı. Sayı : B.O8.0.MÜB.O / /06/2007

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİTİRME TEZİ YÖNERGESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KEPENEKLİOĞLU VE CANPOLAT - TÜRKİYE. (Başvuru no: 35363/02) KARAR STRAZBURG.

GÖZETMENLERİN SINAVLARDA UYACAĞI KURALLAR

Yurda Oönen İşçi Çocukları için Açılan Uyum Kursları ve Düşündürdükleri

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

MY16 Bulut PBX Benimseme Teklifi Hüküm ve Koşulları

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

Transkript:

ATATÜRK ÜN BULGAR BASININDAKİ ÖNEMLİ BİR POLEMİK HAKKINDAKİ BİLGİ VE GÖRÜŞLERİ VE ULUSAL DIŞ POLİTİKA ÜZERİNE Dr. Vahdet KELEŞYILMAZ Mustafa Kemal Atatürk ün Sofya Ataşemiliterliği, Osmanlı Devleti nin o dönemdeki uluslararası ilişkileri, stratejik gelişme ve değerlendirmeler göz önüne alındığında son derece önemli bir görevdir. Bu önemli görevin bir gereği olarak da jeopolitik, strateji ve uluslararası ilişkiler açısından önemli değerlendirmeleri içeren kimi raporlar kendisi tarafından ilgili birimlere sunulmuştur. Bu önemli raporlardan biri de Bulgarca Mir gazetesinin yapmış olduğu yayınla başlayan önemli bir polemik hakkındadır. Edirne ve Şarkî Trakya için Rusya nın Bulgaristan a vaki teklifi hakkında Mir gazetesinde yapılan yayınlar üzerine Sofya Ataşemiliteri Mustafa Kemal Bey den bilgi ve görüş istenmiştir 1. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi İkinci Şubesine, 8 Nisan 330 tarih ve 300 numaralı tahrirata yanıt olarak 28 Nisan 330 tarihli yazısını göndermiştir 2. Buna göre: Mir gazetesi 31 Mart 1914 tarihli nüshasında Romanya Kralının Beyanatı serlevhasıyla yazdığı başmakalede Kral Karol un Matin gazetesi baş yazarına vuku bulan demecini söz konusu etmiştir. Bu makalede, Kavala nın Yunanistan a bırakılmasının Almanya nın ısrarıyla meydana geldiği beyanından sonra, Slav düşmanı olan Almanya nın Edirne yi ve Şarkî Trakya yı yeniden almak üzere Türkleri teşvik ettiği iddia edilmiştir. Ve Rusya nın Edirne yi ve Şarkî Trakya yı Bulgaristan a temin etmek fikrinde olduğuna ve bu hususta Bulgaristan hükûmet-i hazırasına iki defa teklifte bulunduğuna fakat liberal hükûmetin o teklife kulak asmadığına değinilmiştir. Ayrıca...bizim hükûmet ise Rusya nın bu teklifine cevab vermeğe bile tenezzül etmemiştir. Elbette cevab vermez; çünkü Avusturya ve O nun müttefiki olan Almanya yı gücendirmek istemez ifadesiyle mevcut hükûmete çok ağır bir eleştiri yöneltilmiştir. Bunun üzerine Matbuat İdaresi, bu teklife ilişkin mehafil-i resmiyede adem-i 1 ATASE Arşivi, K:1663, D:34, F:13. (Bundan sonra arşiv adı verilmeyecektir. K: Klasör, D: Dosya, F: Fihrist anlamında kullanılmıştır.) 2 K:1663, D. 34, F: 13/1.

malûmat beyan olunduğunu yazarak Mir in iddiasını tekzip etmiştir. Bu tekzip sonrasında Mir, kendisinin vermiş olduğu havadisi doğrudan doğruya tekzip etmesiiçin hükûmete bir çağrıda bulunmuş ve bu konuda resmî kanıtlar sunabileceğini yazmak suretiyle iddiasında ısrar etmiştir. Bundan sonra 3 yarı resmî gazetelerden olan Dolya 11 Nisan 1914 tarihli nüshasında Muğfil Yalanlar serlevhasıyla bir başmakale yazarak Mir in iddiasını yine yalanlamıştır. Bu tekzip yazısında, mevcut hükûmete belirtildiği şekilde bir teklif olmadığı Mir in bu asılsız iddialardan maksadının hükûmeti avam ahalinin gözünden düşürmek için partizanlık yapmak olduğu belirtilmiştir. Dolya nın bu başmakalesi üzerine Mir yine ortaya atılmıştır. 13 Nisan 1914 tarihinde eski iddiasını daha da ileri götüren Mir hükûmet gazetelerine hitaben şöyle seslenmiştir: Hariciye Nezareti nin hazine-i evrakında bulunan vesaikten 1913 senesi Ağustosuna aid olanları mütalaa ediniz. Bahusus o senenin Ağustosunun nısf-ı evvelindeki muharreratı dikkatle okuyunuz. Ve hele 10 Ağustos 1913 tarih ve 797 numerosuyla Petersburg dan keşide olunmuş olan telgrafnameyi pek ziyade dikkatle piş-i mütalaaya alınız. Mir in bu iddiası üzerine Dolya o tarihteki telgraflar arasında o mealde bir telgraf olmadığını beyan ederek anılan telgrafın mealini yayınlaması için Mir e çağrıda bulunmuştur. Matbuat idaresi de gazetelere verdiği bir bildirimde, Geşof Partisi nin merkez kurulundan gönderilecek olan bir temsilciye bu telgrafnamenin ibraz edileceğini bildirmiştir. Fakat bu telgrafnamenin meali Mir in iddiasına uygun çıkmazsa Mir gazetesinin aldatıldığını belirtmesini de şart koşmuştur. Bu teklif üzerine Mir yazarlarından biri Hariciye Nezareti ne giderek söz konusu telgrafı görmüştür. Bunun üzerine Mir 16 Nisan tarihli nüshasında şu açıklamayı yapmıştır: Muharririmizin kanaati şu ki Rusya Londra müsalehenamesinin icrasına çalışmak için hazır imiş fakat bunu Bulgaristan a ihtar ettikten sonra maateessüf müşahade etmiş ki gerek bizzat Bulgaristan ve gerek Bulgaristan ın 3 K: 1663, D:34, F:13/2.

dostları bu müsalehenamenin icrasını istememişler. Bu husus 10 Ağustos tarihli olan telgrafnamede sarahaten beyan ediliyor, fakat, hafi evsafı istidlâl olunuyor. Bu keyfiyeti daha evvel tarihli olan iki telgrafnamede beyan olunur ki bu 10 Ağustos tarihli olan telgrafnameyi de izah eyliyor. 4 18 Nisan 1914 tarihli nüshasında Mir, Müdhiş Telgrafnameler serlevhasıyla yazdığı bir başmakalede - yine söz konusu soruna dönerek- yalnız o telgraf ile iddiasının meydana çıkmayacağını, bunun için 5 Ağustos 1913 tarih ve 746 numaralı ve 7 Ağustos 1913 tarih ve 782 numaralı telgrafların da değerlendirmeye alınmasını istemiştir. Mir in iddiasına göre, bu telgraflar yorumlanınca Türkiye yi Londra antlaşmasıyla çizilen sınıra çekmek için; Rusya nın bir nümayiş-i askerî yapacağını fakat bunun için Avusturya nın da bu nümayişe iştirak etmesini, mesela onun da bahren nümayişte bulunmasını talep eylediği anlaşılacak imiş. Zira Türkiye aleyhine yapılacak bir nümayiş-i askerîde Avrupa nın iki zümre-i düveliyesinden birer mümessilin birlikte hareket etmesi lâzım imiş. İttifak-ı Müselles Devletleri nden bu iş için en münasibi de Avusturya imiş. Zira Balkanlarla en ziyade alâkası olan o imiş. Yine Mir in iddiasına göre, Rusya nın bu teklifi o vakit mevcut hukûmet tarafından da iyi karşılanmış ve Avusturya ya başvurularak Edirne ve Şarkî Trakya nın temini için onun da Rusya ile birlikte Türkiye aleyhine nümayiş-i bahriye yapması istirham olunmuş ise de Avusturya buna kulak asmamış ve bu sorunda Türkiye yi tercih eylemiştir. Mir in bu ısrarı üzerine 5, Matbuat İdaresi yeni bir bildirimde bulunarak Mir in beyan eylediği o iki telgrafnamede dahi kendisine zâhir olarak bir devlet-i muazzama bulmak için Rusya hükûmetinin Bulgaristan ı davet ettiğine dair birşey olmadığını duyurmuştur. Bununla da yetinmeyen Matbuat İdaresi bütün gazete idarehanelerinden birer temsilci çağırarak Mir in tarih ve numaralarını belirtmiş olduğu üç telgrafı onlara okumuştur. Böylece Mir in iddiasını onaylayacak mealde olmadıklarını onlara anlatmak isteyen Matbuat İdaresi, çağrılıların bu telgraflardan not almalarına veyahut onların 4 K: 1663, D:34, F:13/3. 5 K: 1663, D:34, F:13/4.

metin ve ibarelerini belleklerinde tutabilmelerine engel olmak için bazı önlemler de almıştır. Mir, Matbuat İdaresi nin bu yaptıkları karşısında da sessiz kalmayarak 19 Nisan 1914 tarihli nüshasında anılan telgrafların ibarelerinden bazılarına aynen yer vermiştir. Buna göre, 5 Ağustos tarihli ve 674 numaralı telgrafta şu ifade yer alıyormuş: İmparatorluk hükûmeti (Rusya) yalnız olarak harekete geçmek fikrinde bulunmuyor. Rusya, Türkiye meselesini pek mühim addettiği için diğer devletlerle beraber o mesele hakkında vesait-i diplomatika ile ciddî olarak sarf-ı mesaiye amadedir. Eğer Avusturya tarafından tedabir-i zecriye veya müdahale için bir teklif vaki olursa, o teklifi Rusya nın tehâlükle kabul edeceği zannolunur. 7 Ağustos tarihli ve 782 numaralı telgrafta, Eğer Avusturya tarafından bir teklif vaki olursa diğer devletlerle beraber malî boykottan daha şiddetli harekette bulunmaktan Rusya hükûmeti imtina etmeyecektir deniyormuş. 10 Ağustos tarihli ve 797 numaralı telgrafta ise 6 Londra muahedesini icraya Türkiye yi mecbur eylemek üzere diğer bir devlet-i muazzamanın daha bulunmadığına Rusya nın müteessif olduğu bildiriliyormuş. Mustafa Kemal (Atatürk), Mir gazetesinin iddiasıyla başlayan ve Bulgar kamuoyunu uzunca bir süre meşgul eden tartışmaları geçirdiği aşamalarda birlikte aktardıktan sonra bu konuda kendi görüşünü şöyle açıklamıştır: İşte Mir gazetesinin iddiası üzerine Rusya nın mahûd teklifi hakkındaki münakaşat bâlâdaki safhalardan geçerek hitama ermiştir. Fakat Mir in iddiası tamamıyla sâbit olamamıştır. Zira: Mir in iddiası Rusya hükûmetine zâhir olmak için Bulgaristan ın bir devlet-i muazzama daha bulunmasına ve bu devlet-i muazzamanın müzaheretiyle Rusya, Trakya ve Edirneyi Bulgaristan a temin etmeğe çalışacağına dair idi. Halbuki Mir in istinad etmek istediği telgrafnameler meali O nun o iddiasını tamamen teyid etmiyor. Binaenaleyh Rusya nın Bulgaristan a böyle bir teklifte bulunduğu anlaşılmıyor. 6 K:1663, D:34, F:13/5.

Mir in bu davadan maksadı sırf partizanlık olduğu anlaşılıyor, zira avam ahaliye karşı bu suretle demek istiyor ki: Bakınız şimdiki hükûmet ne kadar haindir. Trakya ve Edirne yi Bulgarlara temin etmek için Rusya O na bir zâhir bulmasını teklif ettiği halde, O işitmek bile istemedi. Yahut Avusturya ya müracaat ettiyse bile Avusturya O na kulak asmadı. İşte görünüz Rusya mı Bulgaristan ın hayırhahı yoksa Avusturya mı? Burası meydanda iken şimdiki hükûmet, yine Rusya yı bırakıp Avusturya nın arkasından gidiyor. Böyle hain hükûmete itimad olur mu? Geliniz bizi Russofillleri tutunuz!... Sofya Ataşemiliteri Erkan-ı Harbiye Kaimakamı Mustafa Kemal 7 (imza) Atatürk ün Bulgar basınında meydana gelen bu polemik ve geçirdiği aşamalar hakkında verdiği bilgiler ile sunduğu kendi değerlendirmesi, gerek Balkan Savaşları sonrasındaki gelişmeleri sağlıklı olarak anlayabilmek ve gerekse I. Dünya Savaşı nın çıkmasına yalnızca birkaç ay kalmışken Osmanlı Devleti nin ne gibi kaygılar taşıdığını görmek bakımından son derece aydınlatıcıdır. Atatürk ün yazışmasının gerçekleştiği zamanda zaten mevcut olan Üçlü İtilaf ve Üçlü İttifak bloklarının mensuplarından olan Rusya ile Avusturya- Macaristan imparatorluğu arasında -yakın gelecekte Saraybosna suikasti sonrasında meydana gelerek karşılıklı savaş ilanlarıyla I.Dünya Savaşı na yol açan türden- bir sıcak çatışma Balkan Savaşları esnasında engellenebilmişti. Ancak bu gönülsüz barışın bu devletlerin Balkanlarla ilgili politikalarının karşılıklı uzlaşmazlık ve kaygıları içeren hassas dengeler üzerine kurulmuş olduğu gerçeğini değiştirmediği ortadaydı. Bundan dolayıdır ki gelecekte yaşanabilecek olan bir buhranda taraflar açısından Bulgaristan ın hangi yanda yer alacağı sorunu stratejik açıdan büyük bir önem taşıyordu. Bulgaristan da, I. Balkan Savaşı nda büyük ölçüde ele geçirdiği Osmanlı 7 K:1663, D:34, F:13/5.

Makedonyası nın II. Balkan Savaşı nda Sırbistan ve Yunanistan a ve ayrıca Güney Dobruca nın da bu ülkelerle birlikte hareket eden Romanya ya kaptırılmış olmasından kaynaklanan bir hayal kırıklığı ve buna engel olmayan Rusya ya karşı bir kırgınlık olması doğaldı ve bu durum bu ülkedeki Germanofillerin durumunu kuvvetlendiriyordu. Bu da Russofillerin en büyük handikapıydı. Bundan ötürü Russofillerin Bulgar kamuoyunu kazanabilmek için Rusya, Yunanistan ve Sırbistan ı kaybetmemek için fazlaca baskı yapamadığından Bulgaristan ı tatmin için Türklerin Edirne Vilayeti biçilmiş kaftandı- Edirne ve Doğu Trakya yı gündeme getirmeleri kendileri açısından anlaşılabilir bir yaklaşımdır. Çünkü II. Balkan Savaşı nın çıkmasından yararlanan Türkler de bu topraklarını geri almışlardı. İşte bu bağlamda Mir in iddiası Rusya nın Doğu Trakya ve Edirne yi Bulgarlarda bırakmak için çalıştığı ancak ister Bulgar Hükûmeti nin basiretsizliği isterse Avusturya nın destek vermemesi gibi nedenlerle bunun gerçekleşemediği yolunda olmuştur. Konu ile ilgili olarak Atatürk ün değerlendirmesi son derece nesnel ve sağlıklıdır: Bulgar basınındaki polemik Russofillerin Bulgar kamuoyunu kazanmaya dönük bir operasyonunun yansımalarından ibarettir. Rusya nın anılan teklifinin tam olarak netleşmeyen içeriği tümüyle Mir in iddia ettiği tarzda olsa bile bu Russofiller açısından yalnızca bir dayanak noktası ve önemli bir propaganda malzemesi olabilirdi ve nitekim olmuştur da. Fakat bu durum Bulgarlara Makedonya nın ya da Güney Dobruca nın kaybını hazmettirecek ve buna engel olmayan Rusya ya duyulan kırgınlığı giderecek bir gerçek olamazdı. Nitekim I. Dünya Savaşı başladıktan sonra da İtilaf Devletleri nin Bulgaristan ı kendi saflarına çekebilmek için Edirne ve Doğu Trakya yı gündeme getirmeleri, Bulgarların II. Balkan Savaşı ile koskoca Makedonya yı kaybettikleri ve bu telafi edilmedikçe çıkarlarının İtilaf Devletleri yanında yer alan Sırbistan ve (daha sonra bu yana katılacak olan) Yunanistan la bağdaşamayacağı gerçeği karşısında etkisiz kalmış ve Bulgarlar da İttifak Devletleri ne katılmışlardır. Burada tartışılabilir olan bir husus da, diğer etkenlerin yanı sıra, Bulgarları Cermenlerin bulunduğu bloka yaklaştırabilecek olan başka nedenlerin de var olup olmadığı sorunudur. Hem bu soruna ışık tutabilecek ve hem de Atatürk ün ulusal dış

politika yaklaşımını anlamamıza yardımcı olabilecek 6 Aralık 1913 tarihli bir başka belgeye değinmek bu bağlamda çok yararlı olacaktır 8 : Sofya 23 Teşrin-i Sani 329 Mahsus ve mahremdir Harbiye Nezaret-i Celilesine Bulgar Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi General Fiçef ile vukubulan bir mülakatımda hasbeltemas harb-i ahir harekâtından bahs olunduğu sırada müşarünileyh, o günde sefer-i mezkûre hakkında yazmakta olduğu tarih-i harbin müsveddeleri ve bilcümle dökümanları olduğu halde bir sanatkâr sıfatıyla idare-i kelam ediyor ve diyordu ki: Yaptığım harb planı General Dimitriyef in Lüleburgaz civarında verdiği raporların tesiriyle fikren duçar olduğu tebeddül müstesna olmak üzere harfiyen ve muvaffakiyetli bir surette tatbik olunmuştur. Çünkü ben Osmanlı Erkan-ı Harbiyesinin harb planını ve tekmil tecemmu-ı sevkülceyş hesabatını tamamen öğrenmiştim. Bunların kaffesi mahfuzdur. Bana bu malûmatı veren Alman zabitanından, bilhassa Goltz Paşa dan çok istifade ettik. Tecemmu-ı sevkülceyşiyenin ve harekât-ı harbiyenin cereyanı esnasında dahi Osmanlı Erkan-ı Harbiyesinin her günkü tasavvuratından ve tecemmu-ı sevkülceyş mıntıkasında her gün toplanabilen kuvva ve ahvali hakkında muntazaman malûmat alıyordum. Berlindeki ataşemiliterimiz Almanlar tarafından tamamıyla ve günü gününe... Evet, Bulgar Genelkurmay Başkanı General Fiçef, I. Balkan Savaşında Osmanlı Genelkurmayının savaş planlarını ve bütün stratejik toplanma hesaplarını Alman subaylarından ve özellikle Goltz Paşa dan yararlanarak elde ettiklerini, üstelik savaş harekâtının devamı süresince de bu bilgilenmenin sürdüğünü söylüyordu. Sizce, doğruluğu hâlinde, yalnızca bu durum bile Bulgarların Cermen blokuna güvenmeleri için yeter sebep değil midir? Bu durumda, Türk ordusunda ıslahat ve benzeri amaçlarla 8 K:1660, D:28, F:1.

görev yapmakta olan Almanlara nereye kadar güvenilebilirdi? Bundan dolayı, Mustafa Kemal Atatürk -kuşkusuz doğruluk derecesi yine tam olarak bilinemeyen- bu konudaki sözlerini bağlarken şu anlamlı uyarıyı yapmak gereğini duymuştur:...ancak malûmat-ı mezkûrenin istihsalinde gösterdiği mebani-i yegâne cidden Alman zabitanı ve Alman menbası ise bu hususun âti için şayan-ı dikkat bir mesele olarak nazar-ı ehemmiyete alıması lâzım geleceği mütalaasında olduğum maruzdur. Alman menabisi vasıtasıyla bu maruzat-ı acizanemin General Fiçef tarafından işitilmesi müşarünileyhle tesisine çalıştığım münasebat-ı mahsusayı gayrimümkün kılacağı tabiî olduğundan bu babda icab edenlerin nazar-ı dikkatlerinin celbini istirham ederim. Rahatlıkla anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal hiçbir blokun yanında ya da karşısında değildir. Hiçbir devlete ve millete karşı nedensiz ve gereksiz sempati ya da antipati de duymamaktadır. O, yalnızca ülkesinin ve milletinin yanındadır. Ülkesi ve milleti için ne yapmak gerekirse onu yapmanın idrak ve gayreti içindedir. Atatürk ün, I.Dünya Savaşı nda Almanların Türk ordusunun sevk ve idaresinde söz sahibi olmalarından duyduğu rahatsızlığı anlatmak için- Enver Paşa ya gönderdiği bir rapor bunun en güzel kanıtlarından biridir:...: Bütün Suriye ve Hicaz şimdiye kadar olduğu gibi her hususta, bir Müslüman Osmanlıya ait olur ve bunun taht-ı emrinde olarak Sina cephesinin harekâtını müstakilen diğer bir Osmanlı deruhde eder. İşte menafi-i vataniyeye en muvafık olan şekil budur...ancak bu halde General Falkenhayn ın bütün Suriye ve Hicaz a kumanda eden zatın taht-ı emrine girmesi münakaşaya mütehammil olmayan bir meseledir. Bu halde devlet nazarında en âli mesul bir Osmanlı olup bütün kuva-yı dahiliye ve siyasiye onun elinde ve Falkenhayn münhasıran bir askerî kumandan vaziyetinde kalır. Sevk ve idarenin hutut-ı asliyesi ile beraber bilcümle hidemat ve vilayetlerin ve aşairin idaresi bizim memleketimizin bir öz evladının taht-ı idaresinde bulunur...suriye heyet-i umumiyesinin Falkenhayn a verilemeyeceği meselesinde Almanları kırmak ve onların kuvvet ve lüzumlarını ihmal etmek gibi kısa bir mülahazaya tâbi olmadığıma itimad buyurmalısınız... Bugün Falkenhayn her vesilede herkese karşı Alman olduğunu ve elbette Alman menfaatini en ziyade düşüneceğini söyleyecek kadar mütecasirdir...bu sözü sarf eden bir Alman konsolosu olmayıp yüz binlerce Türk kanı için karar vermek mevkiinde bir kumandan

olursa işin tamamen menafi-i vataniyemize gayr-ı muvafık cereyan edeceğini anlamamak mümkün değildir...memleket kâmilen bizim elimizden çıkarak bir Alman müstemlekesi haline girmiş olacaktır. Ve General Falkenhayn bu maksad için bizim borcumuz olan altınları ve Anadolu dan getirdiğimiz son Türk kanlarını kullanmış olacaktır 9... O nun ifadelerinde görülen ve her zaman ulusal çıkarları vurgulayan bu özelliği, sonraki hayatında da pek çok örnekle görüldüğü üzere devam etmiştir. Milli Mücadele yıllarında Türk-Sovyet, Türk-İtalyan, Türk-Fransız ilişkilerinin akışına bakıldığı zaman yine bağımsız ulusal dış politika yolunda tek kılavuzunun Türk milletinin yüksek çıkarları olduğu görülür. Burada gözetilen hangi devletin hangi rejimle yönetildiği, eskiden dost ya da düşman olduğu değil, Milli Mücadele nin kazanılması için ne gerekiyorsa onun yapılması kaygısı olmuştur. Cumhuriyet döneminden de ulusal dış politikaya ilişkin pek çok örnek verilebilir: II. Dünya Savaşı nın ayak sesleri gelirken Balkanlarda tansiyon yükselmiştir. Bu koşullarda, I. Dünya Savaşı nın zararlarını telafi etmek isteyen devletler revizyonistler, statükoyu korumak isteyen devletler ise anti revizyonistler olarak ayrışmaya yüz tutarken, savaşın acılarını yakından bilen Atatürk yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle, yeni nesillerin, genç fidanların boy vermesi, Cumhuriyet Çınarının köklenmesi için Türk- Yunan dostluğuyla başlayan ve Balkan Antantı ile noktalanan barışı koruma çabalarına öncülük etmiştir. Ancak Hatay söz konusu olduğunda, sağlığının daha da bozulmasını umursamayarak askerî manevralara katılmış, bana çizmelerimi giydirmesinler diyerek ülkesi ve milletinin çıkarlarının gerektirdiği her türlü özveriyi göstermiş, hiçbir şeyi ulusal çıkarların üzerinde tutmamıştır. Atatürk, ülkesi ve milleti için gerektiğinde her zaman savaşmaya hazır bir barışçı olmuştur. 9 Uluğ İĞDEMİR, Atatürk ün Yaşamı, I. Cilt (1881-1918), Ankara,1980, s.153-155.