Günümüzde otomatik makinelerce yapılan



Benzer belgeler
Çocukluk Çağında Akut Myeloid Lösemi

MİYELODİSPLASTİK SENDROM

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Acıbadem Labmed Hematoloji Network

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

(İlk iki harfleri - TR)

PAROKSİSMAL NOKTURNAL HEMOGLOBİNÜRİ TANI ve TEDAVİ. ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 Yard. Doc. Dr. Gülali Aktaş İnt.Dr. Elif Uzuner Nisan 2014

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

LÖSEMİ MORFOLOJİSİ. Dr. Namık ÖZBEK Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EAH

Çocukluk Çağı AML de Tanı ve Tedavi

Sıvı bazlı (Hematopatoloji) FISH uygulaması değerlendirmelerine temel bakış. Prof Dr Melek Ergin Çukurova Üni Tıp Fak Patoloji AD

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Akut Myeloid Lösemide Prognostik Faktörler ve Tedavi

OLGU 5. Dr.Gülşah KAYGUSUZ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

HAİRY CELL LÖSEMİDE GÜNCELEME. Dr. Harika ÇELEBİ Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH

Flow Sitometrinin Malign Hematolojide Kullanımı. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji/Onkoloji BD Antalya

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

Grup adı: MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM- ANADAL UZMANLIK EĞİTİMİNDE HEMATOLOJİ

Dr.Ceyhun Bozkurt Dr.Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH Çocuk Onkoloji Bölümü

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

Plazma Hücreli Lösemi. Prof.Dr.Ercüment Ovalı

Fanconi Anemisinde Hematopoetik Kök Hücre Transplantasyonu

MATÜR T- HÜCRELİ LENFOMALAR TANISI PATOLOG GÖZÜYLE

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

ENG Mesleki İngilizce-I İNGİLİZCE ENG Mesleki İngilizce-I İNGİLİZCE

LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM. Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya

Raporlamayla İlgili Düzenleme ve Tartışmalar. Beyhan DURAK ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi GeneCk AD

Paroksismal Nokturnal Hemoglobinürinin Flow Sitometrik Tanısı

Hastalık hemolitik ve hipoplastik tip olarak iki ana klinik tabloda incelenebilir.

HEMATOLOJİDE AKIŞ SİTOMETRİSİ

Dr. Işınsu Kuzu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. TPHD Kemik TPHD İliği Kemik İliği Yetmezliği, Sempozyumu Nisan, Samsun

OLGU-2. Dr. Mustafa Büyükavcı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji-Onkoloji Ünitesi Erzurum

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III SİNDİRİM VE HEMOPOETİK SİSTEMLERİ III

Lösemi: Tanı ve ayırıcı tanı. Prof. Dr. Lebriz Yüksel Soycan

DONÖR LENFOSİT İNFÜZYONU(DLI) Hülya Baraklıoğlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Merkezi

Minimal Kalıntı Hastalık (MRD)

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

KEMİK İLİĞİİĞİ BASKILANMIŞ HASTALARDA TRANSFÜZYON

KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

Kan Kanserleri (Lösemiler)

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

LİSTEYE EKLENENLER DEĞİŞİKLİK YAPILANLAR

TROMBOSİTOPENİ. Doç.Dr.Itır Şirinoğlu Demiriz SBÜ Bakırköy Dr Sadi Konuk EAH İç Hastalıklar ABD ve Hematoloji Kliniği

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

H e r y ö n ü y l e Prof Dr Ö Devecioğlu

KAN HASTALIKLARI. Lösemi. Lösemi. Lösemi 19/11/2015 KAN HASTALIKLARI. Pıhtılaşma Bozuklukları. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

Vaka 1 MT, 25 yaş, Mardin 10 Eylül 2006 Normal doğum yaptı Doğumdan 3 saat önce hematokrit %27, trombosit sayısı mm3 Doğumda aşırı kanama oldu

26 Eylül 2014 Cuma (Mavi Salon)

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ. bölüm

Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

İÇ HASTALIKLARI. 2.GÜN Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK Üriner sistem semiyolojisi N.Y. SELÇUK

PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ

Çocukluk Çağında Miyelodisplastik Sendrom

TRANSPLANT ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME VE HAZIRLIK AŞAMASI

Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEMATOLOJİ, İMMUNOLOJİ VE ONKOLOJİ DERS KURULU SINAV GÜNLERİ. 1. KURUL SORUMLUSU ve SINAV SALON BAŞKANI: 1. KURUL SORUMLU YARDIMCISI :

BAZOFİLLER (BA) Analiz Materyali: Tam kan. Alternatif Materyal: --- Stabilitesi: Oda ısısında yaklaşık 4-6 saat. Normal değerler: ---

Lösemide İmmünfenotipleme. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji BD / Antalya

Sağlıklı kemik iliği ve kan örneklerinde akım sitometri uygulamaları

Nötropenik Çocuk Hastaya Yaklaşım

Prostat kanserinden uzun süre sonra gelişen kompleks karyotipik anormali ile seyreden akut myeloblastik lösemi olgusu

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

Gebelik ve Trombositopeni

KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONU VE ENDİKASYONLARI

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Giriş Hematoloji Uzmanlık Derneği, the Leukemia & Lymphoma Society(LLS)'e tarihinde çevirisi

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

* Merkezimiz hafta içi ve cumartesi günleri saat saatleri arasında hizmet vermektedir. * Listede yeralan tüm testler merkezimizde

HEREDİTER SFEROSİTOZ TANISINDA EOZİN 5-MALEİMİD BAĞLANMA TESTİ, OSMOTİK FRAJİLİTE VE KRİYOHEMOLİZ TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Günümüzde malign hematolojik hastalıklarda spesifik

Pediatrik Hastalarda Antifungal Tedavi Yaklaşımları

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012

Kronik Myeloid Lösemi ve Diğer Myeloproliferatif Hastalıklar

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

[GÜLSÜN KARASU] BEYANI

çocuk hastanesi

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Kronik Miyelositer Lösemi

DR ALPAY AZAP ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD

Kemik İliği Nakli Merkezi Kemik İliği (Kök Hücre) Nakli Merkezi

9. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi Basın Bülteni Konuşmacılar:

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

Primer Kemik Lenfomaları Olgu Sunumu. Prof. Dr. Mustafa Benekli Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Ankara

Transkript:

Tanısal Hematoloji: Çok Fazla Test Yapmayın N. Mustafa YENEREL İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Hematoloji Bilim Dalı, İstanbul Günümüzde otomatik makinelerce yapılan tam kan sayımı sonuçları gerek eritrositlerin ve trombositlerin morfolojileri gerekse lökositler ve alt grupları hakkında ayrıntılı bilgiler verebilmekte ve birkaç biyokimyasal parametrenin yardımıyla bazı selim hematolojik hastalıkların tanısı için yeterli olabilmektedir. Ancak hematoloji pratiğinde pek çok hastalık için ilk inceleme çevre kanı yaymalarının değerlendirilmesiyle başlar. Kan sayımıyla birlikte basit bir çevre kanı yayması hematolojik hastalıkların hemen çoğunda yol gösterici ve tanı koydurucudur. Özellikle habis hematolojik hastalıklar söz konusu olduğunda ise en önemli tanı aracımız kemik iliği aspirasyon ve/veya biyopsi örneklerinin değerlendirilmesidir. Son 15 yılda özellikle monoklonal antikor teknolojisinin ve immünhistokimyasal boyama yöntemlerinin gelişimiyle birlikte immunofenotipleme bunu takiben de akım sitometrik incelemeler tanısal hematolojide vazgeçilmez bir yer kazanmıştır. Ayrıca yine son 10 yılda özellikle hematolojik malignitelerin tanı ve prognozunu belirlemede olmazsa olmaz incelemeler arasına girdiği için, sitogenetik incelemelerden de burada bahsedilecektir. Çevre kanı yayması Çevre kanı yaymaları bu konuda deneyimli hekim veya laboratuvar çalışanları tarafından yapıldığı takdirde tanı koydurucu ve ayırıcı tanıda yol gösterici, son derece önemli bir laboratuvar incelemesidir. Deneyimli olmayan kişiler tarafından yapıldığında otomatik kan sayım makinelerinin raporlarından daha öte bilgi elde edilemeyeceği gibi bazen hasta ve hekimleri gereksiz endişeye ve tetkiklere yöneltebildiği de unutulmamalıdır. Bazen hekimler çevre kanı yayması endikasyonunu sadece kan sayımı raporlarındaki sonuçlara bakarak koymakta veya konsültasyon istemektedirler. Bu konudaki açığı farkeden Uluslararası Laboratuar Hematolojisi Derneği bir çalışma yaparak kan sayım raporlarındaki değişikliklerin hangilerinde çevre kanı yayması ile değerlendirme gerektiği konusunda rehberler hazırlamıştır (www. islh.org). Kan sayım raporlarındaki değişiklikler dışında çevre kanı yaymasının incelenmesini gerektiren çeşitli klinik tablolar ve laboratuvar bulguları vardır (Tablo 1). Bu endikasyonlar arasında en önemlileri lenfadenomegali, splenomegali, hemolitik anemi gibi klinik tablolarla lökosit ve trombositlerin sayı ve nicelik kusurlarıdır. Lenfadenomegali ve splenomegali durumlarında çevre kanı yaymasının incelemesi rutin olmalıdır. Bu şekilde infeksiyöz mononükleoz veya diğer viral hastalıklara ait reaktif lenfositler veya kronik lenfositik lösemi, splenik villöz lenfoma, tüylü hücreli lösemi veya diğer yavaş seyirli lenfomalar veya akut lösemi gibi habis hastalıklara ait bulgular kolaylıkla görülebilir. Yine hemolitik anemilerin her şeklinde yararı olsa da özellikle herediter eritrosit membran kusurlarının tespitinde son derece değerlidir. Bazen anemisi dahi olmayan hastalarda çevre kanı yaymasıyla kolaylıkla herediter eliptositoz tanısı konulabilmektedir. Yine özellikle mikrosferositoz ve/veya parçalanmış eritrositlerin görülmesi trombotik trombositopenik purpura, akut veya kronik yaygın damar içi pıhtılaşması gibi ciddi klinik tabloları düşündürmesi yönünden önemlidir. Makrositik anemilerin araştırılmasında da çevre kanı yayması çok önemlidir. Morfolojik olarak tek başına makrositozun görülmesi karaciğer hastaığı, hipotiroidi veya alkolizmi düşündü- 16 5. İLK BASAMAK KURSU

Tanısal Hematoloji: Çok Fazla Test Yapmayın YENEREL M. N. Tablo 1. Çevre kanı yayması endikasyonları Anemi incelemesi veya orak hücreli anemi şüphesinde Açıklanamayan sarılıklarda Trombositopeni veya trombosit fonksiyon bozukluklarında Nötropenilerde Lenfoma veya diğer lenfopoliferatif hastalıkları düşündüren klinik bulgular varlığında (Lenfadenomegali ve diğerleri) Miyeloproliferatif hastalıkları düşündüren klinik tablolarda (Splenomegali ve diğerleri) Göz dibi incelemesi sonrası retinal kanama, eksüdasyon, hiperviskozite bulgusu, optik atrofi gibi durumlarda Çevre kanı yaymasıyla tanı konulabileceği düşünülen bakteriyel veya parazitik infeksiyonlarda Yaygın solid organ malignitesi düşündüren bulgularda (kilo kaybı halsizlik, kemik ağrıları) rebileceği halde ovalo-makrositoz ve beraberinde nötrofillerdeki hipersegmentasyonun görülmesi megaloblastik anemiler için son derece değerlidir. Özellikle yaşlı hastalarda makrositoz görüldüğünde miyelodisplastik sendrom düşünülmeli ve tanının ancak morfolojiyle konulacağı unutulmamalıdır. Mikrositik anemilerin ayırıcı tanısında da çevre kanı yaymasının önemi vardır, ancak serum demiri, total demir bağlama kapasitesi veya ferritin sonuçlarıyla demir eksikliği tanısı konulmuş olan olgularda çevre kanı yaymasının özellikle incelenmesine gerek yoktur. Tanıda şüphe olan durumlarda veya uygun tedaviyle düzelmeyen olgularda, çevre kanı yayması özellikle bazofilik noktalanma, papenheimer cisimciklerinin veya dimorfik eritrosit morfolojisinin araştırılması açısından gereklidir. Trombositopenilerde ve trombosit fonksiyon bozukluklarında da çevre kanı yayması ilk yapılması gereken incelemedir. Splenektomi yaptırılmış pseudotrombositopeni olguları, kronik immun trombositopenik purpura tanısıyla steroid tedavisi uygulanan Bernard-Soulier olguları çevre kanı yaymasının iyi değerlendirilmemesi sonucu karşımıza çıkmaktadır. Açıklanamayan lökositoz, lenfositoz veya monositoz durumlarında çevre kanı yayması gereklidir. Lökopeni varlığında akut lösemi ve tüylü hücreli lösemi gibi habis hastalıkların tanısı yada lökoeritroblastoz ve gözyaşı damlası şeklindeki eritrositlerle birlikte miyelofibroz tanılarının konulması çevre kanı yaymalarıyla son derece kolaydır. Günümüzde hematolojik hastalıkların tanısında kullanılabilecek son derece gelişmiş laboratuvar yöntemleri olsa da çevre kanı yayması hala hematoloji pratiğinin ilk yapılması gereken en değerli incelemesidir. Kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi Kemik iliği aspirasyon ve biyopsisi genellikle çevre kanı yayması ile şüphelenilen ve gerek kemik iliğinin hücresel özelliklerini gerekse solid organ tümörü veya hematolojik habis hastalıklara ait tutulumları ortaya koymak için yapılan önemli incelemelerdir. İnvazif laboratuvar incelemeleri arasında belki de en az komplikasyon görülen incelemeler olsa da endikasyonları iyi belirlenmelidir. Kemik iliği aspirasyonu daha kolaydır ve bazen tek başına yeterlidir. Özellikle çeşitli sitopenilerin incelenmesi sırasında gerekli olabilen bu inceleme, splenomegalisi olan bir hastada hipersplenizmi veya dimorfik anemisi olan bir olguda sideroblastik veya megaloblastik anemiyi tespit etmek için gerekebilir. Kemik iliği aplazisinden şüphelenilen durumlarda daha başlangıçta kemik iliği aspirasyonunun, kemik iliği biyopsisiyle birlikte yapılması önerilir. Yeterli örnek alınabilirse, akut löseminin tanısı ve remisyon kontrolünde kemik iliği aspirasyonu yeterli olur. Kronik miyeloid lösemi şüphesinde kemik iliği aspirasyon ve biyopsisinin tanıda çok fazla yararı yoktur. Ancak, sitogenetik inceleme için kemik iliği örneğinin daha değerli olması nedeniyle kemik iliği aspirasyonu önerilmektedir. Diğer miyeloproliferatif hastalıkların tanı aşamasında kemik iliği biyopsisi daha değerlidir. Multiple miyelom tanısında kemik iliği aspirasyonu genellikle tek başına yeterli olurken miyelom olgularının kemik iliğinde yamalı infiltrasyon yapabilmesi nedeniyle şüphede kalınan durumlarda kemik iliği biyopsisi yapılmalıdır. Diğer hastalıklar arasında Hodgkin hastalığı ve Hodgkin dışı lenfomaların tanı ve takip aşamasında da kemik iliği biyopsisi çok daha değerlidir. İmmun nedenlere bağlı olduğu düşünülen sitopenilerin seyri sırasında bazen kemik iliği aspirasyonu gerekebilir ancak biyopsi yapılmasına gerek yoktur. Burada özellikle kronik immun trombositopenik purpuradan (İTP) bahsetmek gereklidir. Eskiden trombosit sayısı kaç olursa olsun kemik iliği aspirasyonu yapılmadan kronik İTP tanısı konulmaz iken günümüzde sadece ileri yaştaki miyelodisplastik sendrom (MDS) şüphesi olan hastalar ile splenektomi yapılacak dirençli olgularda splenektomi öncesi kemik iliği aspirasyonu önerilmektedir. Kemik iliği aspirasyonu ile kemik iliğinden ne aspire edildiği görülür, geride nelerin kaldığı ise ancak biyopsi ile belli olur. Fakat biyopsi daha invazif bir girişimdir ve hastalar için nadir de olsa hayatı tehdit edici hemoraji gibi riskleri vardır. Bu nedenle kesin endikasyonu olmadan yapılması öne- 5. İLK BASAMAK KURSU 17

YENEREL M. N. Tanısal Hematoloji: Çok Fazla Test Yapmayın Tablo 2. Kemik iliği biyopsi endikasyonları Aspirasyonla yeterli örnek alınamaması durumunda Hücreselliğin değerlendirilmesi istendiğinde (Aplastik anemi, MDS) Fokal kemik iliği tutulumundan şüphelenilen durumlarda (lenfoma, miyelom ) Lenfoma ve Hodgkin hastalığının tanı, tutulum şekli ve evrelenmesinde Miyeloproliferatif hastalıklar ve miyelodisplastik sendromda tanı ve kemik iliğinin durumunu belirlemede Fibroz, seröz atrofi ve diğer stromal değişikliklerin belirlenmesinde Rezidüel normal hematopoyezin değerlendirilmesinde Tedavi cevabının belirlenmesinde Kemik iliği transplantasyon öncesi kemik iliği durumunun tespitinde Diğerleri: İnfeksiyonlar, granülomatöz hastalıklar, amiloidoz, vasküler hastalıklar, sebebi bilinmeyen ateş, metabolik bozukluklar ve depo hastalıkları Tablo 3. Akım sitometrik incelemenin vazgeçilmez veya sık kullanıldığı durumlar 1) Hematolojk habis hastalıkların immünofenotiplemesi Akut lenfoblastik lösemi (ALL), akut miyeloid lösemi (AML) ve alt gruplarının tanısı, bifenotipik akut lösemiler B hücreli lenfoproliferatif hastalıklarda klonalitenin gösterilmesi ALL olgularında prognozun belirlenmesinde (Örn. 11q23) Akut lösemi ve lenfoproliferatif hastalıklarda minimal rezidüel hastalığın ortaya konulmasında. B ve T hücreli lenfoproliferatif hastalıkların alt gruplarının belirlenmesinde 2) Trombosit hastalıkları Antitrombosit antikorların, trombosit aktivasyonunun tespiti Trombosit fonksiyon bozukluklarının tespiti (Glanzmann trombastenisi, Bernard Soulier sendromu) 3) Eritrosit hastalıkları Retikülosit sayımı, Paroksismal noktürnal hemoglobinüri klonu 4) Kök hücre nakil işlemlerinde kök hücre miktar tayini (CD34+ hücre saymı) rilmez. Kemik iliği biyopsisinin endikasyonları da Tablo 2.de özetlenmiştir. Kemik iliği biyopsisinin önemli bir endikasyonu kemik iliği aspirasyonuyla yeterli örneğin alınamadığı durumlardır. Böyle durumlarda biyopsi örneğinden baskı, imprint yaymalarının yapılması da oldukça yararlı olur. Kemik iliği biyopsi endikasyonu olan bir olguda aspirasyon örneğinin incelenmesi ek bulgular verecek ise biyopsi sırasında aspirasyonun da birlikte yapılması önerilir. Bu arada daha hızlı ve doğru tanı için kemik iliği aspirasyon yaymalarının hastayı izleyen hematolog tarafından değerlendirilmesi önerilir. Ancak, kemik iliği biyopsi kesitlerinin bu konuda uzmanlaşmış hematopatologlar tarafından değerlendirilmesi gerekir. Akım sitometrik incelemeler Lökositlerin yüzeyinde hücreye özel antijenik yapıya sahip olan moleküllerin saptanmasıyla neoplastik hücrelerin incelenmesinde immünolojik yöntemler de kullanılmaya başlanmıştır. İmmunhistokimyasal boyama yöntemleri kullanarak lösemik hücrelerin fenotiplerinin tespit edilmesi işlemi de immünofenotipleme olarak adlandırılır. Çevre kanı ve kemik iliği aspirasyon yaymalarının immünohistokimyasal boyama yöntemleriyle boyanması şeklinde başlayan bu incelemeler akım sitometri cihazıyla birlikte ivme kazanmış ve günümüzde hematolojik habis hastalıkların tanısında vazgeçilemez yöntemlerinden biri haline gelmiştir. Cihazın temel çalışma prensibi kısaca özetlenecek olursa, tek hücre gurubundan oluşan bir süspansiyon hazırlanır ve laminar akım ile bu süspansiyonun küçük bir kesiti görülebilecek şekilde düzenli olarak akışı sağlanır. Daha sonra, hücreler bir lazer ışık kaynağı ile aydınlatılır. Hücrelerin büyüklüğüne, granül yapılarına göre tüm yönlere yansıttığı ışık çekirdekleri farklı tarayıcılarla algılanarak elektrik sinyallerine dönüştürülür ve bu veriler bir bilgisayarda toplanır. Kullanılan antikorun floresan boyanma paterni değerlendirilerek rapor hazırlanır. Hematolojinin pek çok alanında kullanım olanağı bulmuş olan akım sitometrisinin rutin olarak kullanıldığı hastalıklar Tablo 3.de özetlenmiştir. Bunların arasında en önemlisi yukarıda da bahsedildiği gibi immünofenotiplemedir. İmmünofenotipleme özellikle B hücreli ve T hücreli ALL, AML M0, AML-M6, AML-M7 ve AML-M3 olgularının tanısı için son derece yararlıdır. Yine bifenotipik lösemilerin tanısı da ancak immünofenotipleme ile konabilir. Akut lösemi immünofenotiplemesine ait özellikle Tablo 4.de özetlenmiştir. İmmünofenotiplemenin vazgeçilmez olduğu ikinci grup hastalık Hodgkin dışı lenfomalardır. Kronik lenfositik lösemi, foliküler lenfoma, mantle cell lenfoma, marginal zon lenfoması ve tüylü hücreli lösemi gibi küçük hücreli lenfomaların tanıları morfoloji ile belirlense de immünofenotipleme ile kesinleştirilmektedir. 18 5. İLK BASAMAK KURSU

Tanısal Hematoloji: Çok Fazla Test Yapmayın YENEREL M. N. Tablo 4. Akut lösemilerde immünofenotipleme Miyeloid diziyle ilişkili belirteçler MPO, CD13, CD33 Monositik lösemi için CD14 Eritrolösemi için Glikoforin-A Megakaryositik lösemi için CD41, CD61 Lenfoid diziyle ilişkili belirteçler B-ALL HLA-DR, CD10, CD19, CD20, CD22, CD79a, TdT T-ALL CD3, CD7, CD2, TdT Önemli immünofenotipik özellikler AML-M3 HLA-DR negatifliği tanı koydurucudur T-ALL HLA-DR negatif bulunur. Akım sitometrisinin malign olmayan hematolojik hastalıklar arasında en önemli kullanım alanı paroksismal noktürnal hemoglobinüri (PNH) klonu araştırılmasıdır. Günümüzde bu inceleme PNH veya aplastik anemi ön tanılarıyla incelenen hastalarda olmazsa olmaz incelemelerden biri haline gelmiştir. Aplastik anemi tanısıyla tedavi gören hastaların takibinde de LDH ve/veya retikülosit artışı tespit edildiğinde de yine ilk inceleme akım sitometrisiyle PNH klonu araştırılması olmalıdır. Nadir konjenital trombosit işlev bozukluklarından olan Glanzmann trombastenisi ve Bernard-Soulier sendromunun tanıları da sırasıyla trombosit yüzey antijenlerinden GpIIb/IIIa ve GpIb ekspresyonlarındaki kusurun tespitiyle konulabilir. Akım sitometrisi ayrıca gerek periferik kök hücre mobilizasyonu döneminde çevre kanındaki gerekse otolog veya allogeneik olarak toplanan ürün içindeki kök hücre miktarını belirlemede kullanılır. Bu yöntem de kök hücre nakil üniteleri için olmazsa olmaz yöntemlerden biridir. Sitogenetik incelemeler Malign hastalıkların tanısı hasta ve yakınları için oldukça travmatik bir durumdur ve prognozlarının kısa sürede ve güvenilir bir şekilde ortaya konulması çok önemlidir. Çeşitli kromozomal anomalilerin hematolojik habis hastalıkların tanısı, sınıflandırılması ve özellikle de prognozunu belirlemedeki önemi anlaşıldıkça sitogenetik incelemeler de bazı hastalıklar için rutin hale gelmiştir. Kabaca kromozomların mikroskop altında incelenmesi olarak değerlendirilebileceğimiz bu incelemeler özellikle hızlı bölünen hücrelerde daha iyi sonuç verir. Çevre kanından elde edilen örnekler ancak blastik hücre içeriyorsa sonuç verebilir. Bu Tablo 5. Küçük hücreli lenfomalarda immünofenotipleme Belirteç KLL/SLL Mantle cell Foliküler Marginal zon lenfoma lenfoma lenfoma CD19 + + + + CD5 + + - - CD10 - - + - CD20 Soluk + + + CD23 + - +/- - FMC7 - + + + nedenle mümkünse her zaman kemik iliği örneği kullanılmalıdır. Hastaları tekrarlayan kemik iliği aspirasyonlarından koruyabilmek için tanı amaçlı kemik iliği aspirasyonu yapılırken sitogenetik inceleme için de örnek alınması önerilir. Bunun için sitogenetik incelemelerin hangi hastalıklarda gerekli olduğu iyi bilinmelidir. Aşağıda hematoloji kliniklerinde rutin olarak kullanılan sitogenetik inceleme endikasyonları özetlenmiştir. 1) Kronik miyeloid lösemi (KML) ve diğer kronik miyeloproliferatif hastalıklar KML, tedavisi, klinik seyri ve prognozu ile diğer kronik miyeloproliferatif hastalıklardan farklılık gösterir. Dokuzuncu ve 22. kromozomlar arasında translokasyon sonucu gelişen ve Philadelphia (Ph) kromozomu olarak bilinen sitogenetik anomali patognomonik bulgusudur. KML şüphesi olan her hastada araştırılması gereken Ph kromozomu diğer kronik miyeloproliferatif hastalıkların ayırıcı tanısında da bu kez olmadığını göstermek için incelenmelidir. KML olgularının tedavisinde kullanılan ve güçlü bir tirozin kinaz inhibitörü olan imatinib mesilat isimli ilacın ülkemizde sağlık kurumları tarafından karşılanabilmesi için de sitogenetik inceleme ile Ph kromozomunun gösterilmesi zorunludur. İmatinib tedavisi gören hastalarda ayrıca Ph kromozomu kaybolana dek 3 ayda bir, ardından senede bir kemik iliği örneğinden sitogenetik incelemenin tekrarlanması da önerilmektedir. 2) Akut lösemiler Akut lösemilerin tanı ve sınıflaması uzun yıllar morfoloji ve sitokimyasal boyama özelliklerinin dikkate alındığı French-American-British (FAB) sınıflama sistemine göre yapıldı. Dünya Sağlık Örgütün, 2001 yılında hematolojik habis hastalıkların sınıflandırılmasına yönelik yaptığı çalışmada sitogenetik inceleme özellikle AML olguları için temel kabul edildi. Halen bizim merkezimiz 5. İLK BASAMAK KURSU 19

YENEREL M. N. Tanısal Hematoloji: Çok Fazla Test Yapmayın Tablo 6. Akut lösemilerde sık görülen sitogenetik anomaliler Translokasyon FAB tipi Önemi t(12;21) ALL İyi prognoz t(1;19) ALL İyi prognoz t(9;22) ALL Kötü prognoz t(v;11q23) ALL Kötü prognoz t(8;14); t(2;8); ALL Kötü prognoz t(8;21) AML-M2 iyi prognoz t(15;17) AML-M3 iyi prognoz Inv(16) AML-M4Eo iyi prognoz Sayısal anomaliler AML Kötü prognoz -7 AML Kötü prognoz -5 veya del(5q) AML Kötü prognoz Krom. 8 anomalileri AML Kötü prognoz de dahil pek çok merkez, terminolojideki kolaylığı nedeniyle FAB sınıflamasını kullanmaya devam etse de tanı, tedavi, sınıflama ve prognozu belirleme deki yararları nedeniyle sitogenetik inceleme, akut lösemi tanısı sırasında da rutin bir işlem haline gelmiştir. Tablo 6.da akut lösemi olgularında sık rastlanan ve prognostik önemi olan sitogenetik anomaliler özetlenmiştir. ALL olguları için de en önemli sitogenetik anomali Ph kromozomudur. Kötü prognostik özelliği olan bu bulgu tedavi yaklaşımlarını da etkilemiştir. Daha yoğun tedavi protokollerinin uygulandığı bu hasta grubunda doku grubu uygun kemik iliği vericisi saptananlarda erken dönemde transplantasyon kararı alınmaktadır. Bu nedenle ALL olgularının tanısı sırasında diğer incelemeler yapılamasa bile Ph kromozomunun tespiti çok önemlidir. Tablo 6. da da görüldüğü gibi AML olguları arasında iyi prognoza sahip 3 önemli sitogenetik anomali bildirilmiştir. Bunların içinde t(15;17) anomalisinin ayrı bir yeri vardır. Akut promiyelositer lösemi öntanısıyla yatırılan olgularda muhakkak yapılması gereken bir incelemedir. Bu olgular yaygın damar içi pıhtılaşmasıyla erken dönemde kaybedildikleri için eskiden en kötü prognozlu alt grup olarak kabul edilirdi. Günümüzde all-trans retinoik asit (ATRA) olarak adlandırılan farklılaşmayı uyaran bir ajan sayesinde bu dönemi daha rahat atlatabildikleri için en iyi prognozlu alt gruplarından biri haline gelmiştir. ATRA tedavisine karar verebilmek için son derece önemli olan bu inceleme takipte de önemini korumaktadır. Hastalığın takibi sırasında konsolidasyon öncesinde negatifleştiğinin görülmesi prognoz yönünden daha iyi kabul edilse de konsolidasyon tedavisi sonrasında sitogenetik inceleme yapılması yeterlidir. Takip sırasında tekrar tespit edilmesi nüksün erken habercisi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle idame tedavisi ve sonrasında senede bir tekrarlanmasının yararı olabilir. Diğer iyi prognoz kriteri anomali t(8;21) dir ve FAB sınıflamasına göre AML-M2 ye uyan olgularda görülmektedir. Tedavi sonrası kaybolabilir, sebat edebilir veya takipte yeniden ortaya çıkabilir. Ancak erken nüks habercisi olarak kabul edilmez bu nedenle tedavi sonrası sitogenetik inceleme ile düzenli olarak takibine gerek yoktur. Üçüncü iyi prognoz kriteri inv16 anomalisidir. Bu anomali de eozinofillerden zengin olan AML-M4 olguları için (AML-M4Eo) karakteristik bir bulgudur. Bu olguların önemli bir özelliği merkezi sinir sistemi (MSS) tutulumlarının sık olmasıdır. Bu nedenle ALL olgularındaki gibi MSS profilaksisi önerilir. Bu anomalinin de remisyon sonrasında düzenli olarak sitogenetik incelemelerle takibine gerek yoktur. Sitogenetik incelemelerle ortaya konulabilen bu anomaliler bazen kromozomların görüntüsünün kötü olması nedeniyle yanlış negatif olarak yorumlanabilirler. Bu nedenle şüpheli durumlarda daha hassas olan moleküler yöntemler veya FISH yöntemiyle olgunun değerlendirilmesi önerilir. Sitogenetik incelemeler hastalığın etyolojisi konusunda dahi bilgi verebilirler. Çeşitli nedenlerle daha önceden kemoterapi veya radyoterapi gören ve bu tedavilere bağlı olarak gelişen AML olgularında sıklıkla klonal sitogenetik anomaliler tespit edilmektedir. Özellikle alkilleyici ilaç kullanımı sonrası genellikle 3 yıldan sonra gelişen AML olgularında 5 ve 7. kromozomlarda del(5q), del(7q), veya -7 gibi anomaliler oldukça sık görülür. Yine özellikle antrasiklin ve epipodofilotoksinler gibi topoizomeraz inhibitörlerine bağlı gelişen akut monositik-monoblastik lösemilerde de sıklıkla 11q23 bandını ilgilendiren anomaliler saptanmaktadır. 3) Miyelodisplastik sendrom (MDS) MDS olgularında hem yapısal hem de sayısal kromozom anomalileri sık görülür. Primer MDS olgularında %40-60 oranında sitogenetik anomali bildirilirken sekonder olanlarda bu oran %80 lere çıkmaktadır. MDS ile ilgili tipik kromozom değişiklikleri içinde en önemlisi 5q- dır. Genellikle trombositozun eşlik ettiği refrakter anemili genç kadın hastalarda sık rastlanan bu anomali, bu tipik özellikleriyle birlikte WHO sınıflamasında ayrı bir altgrup olarak kabul edilmiştir. Y kromozomunda 20 5. İLK BASAMAK KURSU

Tanısal Hematoloji: Çok Fazla Test Yapmayın YENEREL M. N. delesyon veya 20q da delesyon olan olgular iyi prognozlu kabul edilirken, üçten fazla kromozom anomalisi saptanan olgular veya bir tane de olsa yedinci kromozoma ait anomaliler kötü prognozlu olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle MDS olgularının tanı, sınıflama ve prognozunu belirlemede de sitogenetik incelemeler vazgeçilmez hale gelmiştir. 4) Aplastik anemi Aplastik anemi kemik iliğinin hücreselliğinde azalma ve buna bağlı olarak çevre kanında pansitopeni ile kendini gösteren bir hastalıktır. Kemik iliği hücreselliğinin yetersiz olması nedeniyle sitogenetik incelemeler başarısızlıkla sonuçlanabilir. Fankoni anemisi gibi kromozomlarda kolay kırılmalara yol açan genetik kusurlar hastalığın etyolojisinde önemli bir yer tutar. Bu nedenle özellikle genç olgularda mitomisin C veya diepoksibütan ile uyarılma sonucu kromozom kırıklarında artış olup olmadığının test edildiği sitogenetik incelemeler (DEP testi) önemli bir tanı aracıdır. Yine bu sırada tespit edilebilecek olan 5q-, -7 veya +8 gibi anomaliler MDS veya hiposellüler MDS yi düşündürmelidir. 5) Kök hücre nakil olgularında yamanmanın takibi: Nakil sırasında alıcı ve verici arasında cinsiyet farkı olan olgularda gerek yamanmanın, gerekse alıcıya ait hücrelerin durumu, cinsiyet kromozomlarının akıbetiyle takip edilebilmektedir. Kaynaklar 1. Diagnostic Hematology. A pattern approach. Nguyen D, Diamond L Edts. Butterworth-Heinemann,. a member of Elsevier group. Oxford England, 2000 2. Bain BJ. Bone marrow biopsy morbidity: review of 2003. J. Clin. Pathol. 2005;58;406-408 3. Bain BJ. Diagnosis from the Blood Smear. N Engl J Med 2005;353:498-507. 4. B J Bain. Bone marrow trephine biopsy. J. Clin. Pathol. 2001;54;737-742 5. B J Bain. Bone marrow aspiration. J. Clin. Pathol. 2001;54;657-663 6. Bain BJ. Morbidity associated with bone marrow aspiration and trephine biopsy - a review of UK data for 2004. Haematologica 2006;91:1295-1296 7. Gudgin EJ, Erber WN. Immunophenotyping of lymphoproliferative disorders: state of the art. Pathology (December 2005) 37(6), pp. 457 478 8. Bain BJ, Barnett D, Linch D, Matutes E, Reilly JT. Revised guideline on immunophenotyping in acute leukaemias and chronic lymphoproliferative disorders. Clin. Lab. Haem. 2002, 24, 1±13 9. Jennings CD, Foon KA. Recent Advances in Flow Cytometry: Application to the Diagnosis of Hematologic Malignancy. Blood, Vol 90, No 8 (October 15), 1997: pp 2863-2892 10. Orfao A, Ruiz-Arguelles A, Lacombe F, Ault K, Basso G, Danova M. Flow cytometry. Its applications in Hematology. Haematologica 1995; 80:69-81 11. Dunphy CH. Applications of Flow Cytometry and Immunohistochemistry to Diagnostic Hematopathology. Arch Pathol Lab Med; Vol 128, September 2004, 1004-1022 12. Brown M, Wittwer C. Flow Cytometry: Principles and Clinical Applications in Hematology. Clinical Chemistry 46:8(B) 1221 1229 (2000) 13. Haferlach T, Kern W, Schnittger S, Schoch C. Modern diagnostics in acute leukemias. Critical Reviews in Oncology/Hematology 56 (2005) 223 234 14. Chen Z, Sandberg AA. Molecular Cytogenetic Aspects of Hematological Malignancies: Clinical Implications. Am J of Med Genet (Semin. Med. Genet.) 115:130 141 (2002). 15. J.J.M. van Dongen, V.H.J. van der Velden, D. de Ridder, A.W. Langerak, F.J.T. Staal. Laboratory diagnosis of leukemia: can we replace current molecular diagnostics by novel flow cytometry. Hematology (EHA Educ Program). 2005; 1:36-40 16. Najfeld V. Diagnostic Application of FISH to Hematological malignancies. Cancer Investigation. Vol. 21, No. 5, pp. 807 814, 2003 17. Byrd JC, Mro zek K, Dodge RK, Carroll AJ, Edwards CG, Arthur DC, Pettenati MJ, Patil SR, Rao KW, Watson MS, Koduru PRK, Moore JO, Stone RM, Mayer RJ, Feldman EJ, Davey FR, Schiffer CA, Larson RA, Bloomfield CD. Pretreatment cytogenetic abnormalities are predictive of induction success, cumulative incidence of relapse, and overall survival in adult patients with de novo acute myeloid leukemia: results from Cancer and Leukemia Group B (CALGB 8461). Blood, Vol 100, No 13 ( December 15), 2002: pp 2322-2333 18. Grimwade D, Walker H, Oliver F, Wheatley K, Harrison C, Harrison G, Rees J, Hann I, Stevens R, Burnett A, Goldstone A. The Importance of Diagnostic Cytogenetics on Outcome in AML: 19. Analysis of 1,612 Patients Entered Into the MRC AML 10 Trial. Blood, Vol 92, No 7 (October 1), 1998: pp 2322-2333 20. Gameiro P, Vieira S, Carrara P, Silva AL, Diamond J, De Sousa AB, Mehta AB, Prentice HG, Guimaraes JE, Hoffbrand AV, Foroni L, Parreira A. The PML- RAR alfa transcript in long-term follow-up of acute promyelocytic leukemia patients. Haematologica 2001; 86:577-585 21. Bain BJ. Overview. Best Practice & Research Clinical Haematology. Vol. 14, No. 3, pp. 463±477, 2001 22. Diverio D, Riccioni R, Mandelli F, Lo Coco F. The PML/RAR alfa fusion gene in the diagnosis and monitoring of acute promyelocytic leukemia. Haematologica 1995; 80:155-160 5. İLK BASAMAK KURSU 21