ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

Benzer belgeler
BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ

Rasyonel Beklentiler Hipotezinin Testi: Enflasyon, Faiz ve Kur 1

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

TÜRKİYE DE ELEKTRİK TÜKETİMİ, İSTİHDAM VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

THE CAUSALITY RELATION BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND STOCK PRICES: CASE OF TURKEY. Abstract

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

NET YABANCI İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDA UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ VAR MIDIR? Cüneyt AKAR (*)

HİSSE SENEDİ FİYATLARI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

Hisse Senedi Fiyatlarıyla Yabancı İşlem Hacmi Arasında Nedensellik:

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ:

RASYONEL BEKLENTLER DOAL ORAN HPOTEZ Türkiye çin Zaman Serisi Bulguları

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

Paper prepared for the EY International Congress on Economics I "EUROPE AND GLOBAL ECONOMIC REBALANCING" Ankara, October 24-25, 2013

Enflasyonun Borsa Performansı Üzerindeki Etkisi

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Satın Alma Gücü Paritesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan İçin Geçerliliği: Birim Kök ve Eşbütünleşme Analizi

TÜKETİMİN TESADÜFİ YÜRÜYÜŞÜ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Mevsimsel Kointegrasyon Analizi: Güney Afrika Örneği. Seasonal Cointegration Analysis: Example of South Africa

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara e-posta: Geliş Tarihi/Received:

Eurasian Journal of Researches in Social and Economics Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi ISSN:

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

TÜRKİYE DE DÖNEMİNDE KAMU VE ÖZEL SEKTÖR ÜCRETLERİ ÜZERİNE AMPİRİK BİR UYGULAMA

Türkiye de Faiz Kanalı İle Parasal Aktarım Mekanizması

KAMU HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN WAGNER VE KEYNES HİPOTEZİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ

Erkan Özata 1. Econometric Investigation of the Relationships Between Energy Consumption and Economic Growth in Turkey

Reel Kesim Güven Endeksi ile İMKB 100 Endeksi arasındaki dinamik nedensellik ilişkisi

HİSSE SENEDİ FİYATLARI, ALTIN FİYATLARI VE HAM PETROL FİYATLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN ANALİZİ

AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi. Cilt : 6 Sayı : 15 Sayfa: Kasım 2018 Türkiye. Araştırma Makalesi

YAPISAL KIRILMALAR VE KARBON EMİSYONU: KITA AVRUPA ÜLKELERİ İÇİN AMPİRİK BİR UYGULAMA. Ali ACARAVCI

EŞANLI DENKLEMLİ MODELLER

Turizm Talebi ve Döviz Kuru Şokları: Türk Turizm Sektörü İçin Ekonometrik Bir Analiz

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

ÇOKLU DOĞRUSAL BAĞLANTI

Türk İmalat Sanayinde Sektörler Bazında Verimlilik Çıktı İlişkisi: Verdoorn Yasası

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

İMKB de Fiyat-Hacim İlişkisi - Asimetrik Etkileşim

ENFLASYON ve DOLAYLI VERGĐLERDEN ELDE EDĐLEN GELĐRLER ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐNĐN VAR YÖNTEMĐYLE ANALĐZĐ

VAR YAKLAŞIMI İLE VERİMLİLİK ŞOKLARININ ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ

AKADEMİK BAKIŞ Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X Sayı: 10 Eylül 2006

Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme Arasındaki Đlişkinin Ampirik Bir Analizi: Türkiye Örneği

Zekeriya Yıldırım ENFLASYON REJİMLERİ VE ÜRETİCİ ENFLASYONUNDAN TÜKETİCİ ENFLASYONUNA GEÇİŞKENLİK

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Ekonomik Yaklaşım 2015, 26(94): doi: /ey.35602

Sabit Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme: Ampirik Bir Analiz

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

Metal (Çelik) Kullanım Yoğunluğu Hipotezinin Türkiye Ekonomisi için Sınanması Intensity of Metal (Steel) Use Hypothesis: A Test for Turkish Economy

Türkiye de Elektrik Tüketimi Büyüme İlişkisi: Dinamik Analiz

CAGAN IN PARA TALEBİ MODELİ VE ENFLASYON İLİŞKİSİ: AMPİRİK ANALİZ ( ) *

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

Türkiye de Büyükbaş Hayvan Sayıları ve Nüfus Arasındaki Nedensellik İlişkisi. Şenol Çelik

HAM PETROL FİYATLARININ BİST 100 VE BİST ULAŞTIRMA ENDEKSLERİ İLE İLİŞKİSİ

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

PETROL FİYATLARININ İMKB ENDEKSLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ IMPACT OF OIL PRICES ON ISE INDICES

YAPISAL KIRILMA DURUMUNDA SAĞLIK HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR UYGULAMA

Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller. Mehmet Vedat PAZARLIOĞLU

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : scavdar@yildiz.edu.tr Istanbul-Turkey

Birim Kök Testleri. Random Walk. Bir stokastiksürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

BİR YATIRIM ARACI OLARAK ALTIN İLE HİSSE SENEDİ ENDEKSİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ: TÜRKİYE ÜZERİNE AMPİRİK UYGULAMA 1

TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU KANALININ İŞLEYİŞİ: VAR MODELİ İLE BİR ANALİZ. Seyfettin ERDOĞAN * Durmuş Çağrı YILDIRIM **

FİRMALARIN BANKA KREDİSİ KULLANIMINDA GÜVEN FAKTÖRÜNÜN ETKİSİ * THE EFFECT OF CONFIDENCE FACTOR ON USED OF BANK CREDIT BY FIRMS

NONLINEAR DYNAMICS IN FINANCIAL TIME SERIES AND UNIT ROOT TESTS: CASE OF BORSA ISTANBUL SECTORAL PRICE EARNING RATIOS

TÜRKİYE DE FISHER ETKİSİNİN GEÇERLİLİĞİ: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME YAKLAŞIMI

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASINDA DEĞİŞKENLİĞİN (VOLATİLİTENİN) ARCH-GARCH YÖNTEMLERİ İLE MODELLENMESİ

Para Talebinin Belirleyenleri ve İstikrarı Üzerine Bir Uygulama: Türkiye Örneği

Belirsizliğin Özel Tüketim Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği

ULUSAL HİSSE SENETLERİ PİYASASI NDA ETKİNLİK

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

Gönderim Tarihi: Kabul Tarihi:

Türkiye de Petrol Tüketimi İle Reel GSYİH Arasındaki Uzun Dönem İlişkinin Johansen Eş-Bütünleşme Yöntemi İle Analiz Edilmesi

Türkiye de Dış Borçlanma-Ekonomik Büyüme İlişkisi: Dönemi


DÖVİZ KURU VE HİSSE SENETLERİ FİYATLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ

Bölgesel Bazlı Konut Fiyat Endeksi İle Ekonomik Güven Endeksi Arasındaki İlişkinin Ekonometrik Analizi: Türkiye Örneği

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'de İktisadi Özgürlük ve İstihdam İlişkisi: Bir Panel Veri Analizi

Discussion Paper, Turkish Economic Association, No. 2008/10

AMPİRİK BAĞLAMDA TOPLAM VE ALT KALEMLER BAZINDA KAMU HARCAMALARI VE KAMU GELİRLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

İTHALATA DAYALI BÜYÜME: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Crude Oil Import and Economic Growth: Turkey

White ın Heteroskedisite Tutarlı Kovaryans Matrisi Tahmini Yoluyla Heteroskedasite Altında Model Tahmini

ÜRETİCİ FİYATLARINA GEÇİŞ ETKİSİNDE ARA MALLARI İTHALATININ ROLÜ

Transkript:

45 ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ Zehra ABDİOĞLU * ÖZET Bu çalışma Türkiye için 2005-2012 dönemi iibariyle ara malı, dayanıklı ükeim malı, dayanıksız ükeim malı, enerji ve sermaye malı gibi ana imala sanayi gruplarına ilişkin verimlilik ayarlı nominal ücre düzeyleri ile üreici ve ükeici fiyaları arasındaki nedensellik ilişkilerini araşırmakadır. Bunun yanı sıra, bu çalışmada Türk imala sanayi verimlilik ayarlı oplam nominal ücre düzeyleri ile üreici ve ükeici fiyaları arasındaki ilişki 1997-2012 dönemi için analiz edilmişir. Toda-Yamamoo nedensellik esi verimlilik ayarlı oplam nominal ücre düzeyleri ile üreici ve ükeici fiyaları arasında çif yönlü nedensellik ilişkisi olduğu yönünde güçlü bir kanı sağlamışır. Çalışmada incelenen ana sanayi gruplarının çoğunda nedensellik ilişkisinin yönü nominal ücrelerden fiyalara doğrudur. Sadece aramalı imalaında verimlilik ayarlı nominal ücreler ile fiyalar arasında çif yönlü bir nedensellik ilişkisi sapanmışır. Anahar Kelimeler: Ücre-fiya spirali, verimlilik, nedensellik analizi. JEL Sınıflandırması: E31, J31, C22 THE WAGE-PRICE SPIRAL: THE CASE OF TURKISH MANUFACTURING INDUSTRY ABSTRACT This sudy invesigaes he causal relaionship beween produciviy-adjused nominal wages of he main manufacuring indusry groups such as inermediae goods, consumer durables, consumer non-durables, energy and capial goods and producer and consumer prices in Turkey during he period of 2005-2012. In addiion, in his sudy he relaionship beween aggregaed produciviyadjused nominal wages and producer and consumer prices are analyzed for he period of 1997-2012 in Turkish manufacuring indusry. Toda-Yamamoo causaliy es have yielded a srong evidence for bidirecional causaliy beween aggregaed produciviy-adjused nominal wages and producer and consumer prices. In mos of he indusries examined he direcion of causaliy runs from nominal wages o prices. Only in inermediae goods manufacuring bidirecional causaliy is found beween produciviy-adjused wages and prices. Keywords: Wage-price spiral, produciviy, causaliy analysis. JEL Classificaion: E31, J31, C22 * Karadeniz Teknik Üniversiesi İİBF Ekonomeri Bölümü, maraszehra61@homail.com

46 1. GİRİŞ Ücre ve fiyalar arasındaki ilişki makro ekonomik dinamikler açısından son derece önemli olduğu için geçmişen günümüze kadar ikisa lieraüründe üzerinde sıklıkla durulan konuların başında gelmişir. Lieraürde ücre-fiya spirali olarak isimlendirilen bu dinamik ücre ve fiya ayarlama kuralları neicesinde oplam alep şoklarının ekonominin reel değişkenleri üzerinde ekide bulunup bulunmayacağı konusundaki arışmaların odak nokasını oluşurmuşur. Nominal ayarlamaların mal ve işgücü piyasalarının geneline yayılma ekisi ücre-fiya spirali olarak adlandırılmakadır (Kandil, 2003: 3). Ücre-fiya spirali eoremine göre, oplam alepeki bir arış firmaları daha yüksek fiya, işçileri ise daha yüksek ücre alep emeye sevk ederek bir ücre-fiya döngüsünün oluşmasına neden olur ve bu döngü sonucu çıkı ve isihdam arar. Bu durum sadece alep enflasyonu reel para arzını ekili bir biçimde azalığında son bulur ve ekonomi am isihdam denge seviyesine geri döner. Ücre-fiya spiralinin bir diğer oraya çıkış mekanizması şu şekildedir: Olumsuz arz şokları ile karşılaşıldığında işçiler daha yüksek reel ücre ya da firmalar daha yüksek kar marjı alep ederler, ya da şok öncesindeki ücre ve fiya düzeylerini korumak iserler. Bu durum maliye enflasyonuna neden olur ve enflasyonun reel para arzı üzerindeki ekisi ekonomik durgunluğa yol açar. Ücre-fiya spiralinin işleyişi ekonomik birimlerin beklenileri ile yakından ilişkilidir. Şöyle ki, eğer ekonomik birimler rasyonel bekleniye sahipse işçiler ve firmalar üm reel ücrelerde ve kar marjlarında eş zamanlı bir arış olmayacağını bilmekedirler. Toplam alepeki bir arış nominal ücreleri ve fiyaları eş zamanlı olarak arıracakır ve böylece oplam alepeki bir değişim çıkı üzerinde herhangi bir ekiye sahip olmayacakır. Ücre-fiya spiralinin işleyişi üm fiya ve ücre ayarlamalarının eş zamanlı olmadığı bir ekonomide farklılık arz emekedir. Reel ücreler ile kar marjlarının alepeki değişime karşı kaılık dereceleriyle fiya aale düzeyi arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Ürün alebindeki değişimin kar marjları ve işgücü alebindeki değişimin reel ücreler üzerindeki ekisi ne kadar küçük ise nominal fiya düzeyinin oplam alep şoklarına ayarlanması o kadar yavaş olmakadır. Nominal fiya düzeyinin ayarlanma hızı yavaş olduğu için nominal para arzındaki değişimin reel para arzı ve oplam alep üzerindeki ekisi o kadar uzun olacakır. Bu durumda oplam alep şokları ekonominin reel değişkenleri üzerinde ekide bulunacakır (Blanchard, 1985: 1). İkisa eorisine göre nominal ücreler uzun dönemde fiyalar genel seviyesindeki arış oranında arırılmalıdır. Kısa dönemde ise bu denge ilişkisinden sapmalar söz konusu olabilir. Nominal ücreler enflasyonis baskıların yanı sıra işgücünün verimliliği dolayısıyla da arabilir. Ayrıca nominal ücreler sekörlere özgü karakerisik özellikler sergilemekedir. Herhangi bir sekördeki ücreler nispi olarak diğerlerine göre daha fazla arırılabilir. Çünkü bu sekör için ürün alebindeki değişimler sadece enflasyonla ilgili değildir. Bunun yanı sıra sekördeki işgücü verimlilik düzeyi de nominal ücrelerin

47 arışını ekilemekedir. Haa bazı sekörler iibariyle verimlilik arışıyla ilişkili olmayan yüksek düzeyde nominal ücre arışları söz konusu olabilmekedir (Rissman, 1995: 17). Dolayısıyla herhangi bir ekonomi için ücre-fiya spirali sadece ekonomi geneli ücre ve fiya düzeyleri arasında değil özellikle sekörler iibariyle de incelenmelidir. Lieraürde ücreler ile fiyalar arasındaki ilişki çok sayıda çalışmaya konu olmuşur. Çalışmaların büyük bir çoğunluğu ekonomi geneli ücre düzeyi ile fiyalar genel seviyesi arasındaki nedensellik ilişkisini ve bu ilişkinin yönünü belirlemeye yönelik olarak gerçekleşirilirken (Bardsen, Hurn ve McHugh, 2002; Broersma ve Buer, 2001; Golinelli ve Orsi, 2000; Hess ve Schweizer, 2000; Hoxha, 2010; Josheski, Foov, Lazarov ve Koeski, 2011; Kandil, 2003; Mein ve Üçdoruk, 1998; Moschos, 1983; Ranciere, 2000; Welfe, 1996) çok sınırlı sayıda araşırmacı (Rissman, 1995) sekörler iibariyle ücre-fiya spiralini es emişir. Ayrıca çalışmaların büyük bir çoğunluğu verimlilik dolayısıyla ücrelerde meydana gelen değişimi dikkae almışır. Bu çalışmada Türkiye için ücre-fiya spirali hem genel imala sanayi nominal ücre düzeyleri hem de aramalı imalaı, dayanıklı ükeim malı imalaı, dayanıksız ükeim malı imalaı, enerji ve sermaye malı imalaı olmak üzere beş ana sanayi grubuna ilişkin nominal ücre düzeyleri kapsamında incelenmişir. Rissman (1995) izlenerek nominal ücrelerde verimlilik ayarlaması yapılmışır. Verimlilik ayarlı nominal ücrelerle üreici ve ükeici fiyaları arasındaki nedensellik ilişkileri ana sanayi grupları iibariyle 2005-2012, oplam imala sanayi iibariyle 1997-2012 dönemi için araşırılmışır. Türkiye için ücreler ve fiyalar arasındaki ilişkiyi sekörel anlamda inceleyen herhangi bir çalışma söz konusu olmadığından bu çalışmanın lieraüre kakıda bulunduğunu söylemek mümkündür. Çalışmanın sonraki bölümlerinde öncelikle ücre-fiya spiralini ampirik olarak es eden çalışmaların bulgularına ilişkin lieraür özei sunulmuşur. Ardından çalışmada kullanılan ekonomerik yönemler ve veri sei anıılarak edinilen bulgular yorumlanmışır. Son olarak bulgulara ilişkin genel değerlendirmeler yapılmışır. 2. LİTERATÜR Ücre ve fiyalar arasındaki ilişki çok sayıda ekonomi için araşırılmışır. Moschos (1983) un çalışması bu çalışmalardan biridir. Moschos (1983), 1951-1978 dönemi iibariyle ABD için fiyaların ücre ve verimlilik değişimlerine verdiği epkiyi hem kısa hem de uzun dönem iibariyle es emişir. Uzun dönemde fiya, ücre ve verimlilik arasında bir ilişki olduğunu kısa dönemde ise ücrelerin fiyalar üzerindeki ekisinin verimliliken daha güçlü olduğunu sapamışır. Rissman (1995), sekörler iibariyle ücreler ve fiyalar arasındaki ilişkinin farklılık arz edeceğini ileri sürerek ABD için enflasyon ile verimlilik ayarlı nominal ücre arış hızları arasındaki ilişkiyi 1964-1994 dönemi iibariyle inşaa, madencilik, imala sanayi, dayanıklı ve dayanıksız ükeim malı imalaı, finans, sigora ve reel gayrimenkul, hizmeler, perakende ve opan icare ve ulaşım sekörlerine ilişkin veri sei ile incelemişir. Sekörlerin büyük bir çoğunluğunda fiya ve ücreler arasındaki nedensellik

48 ilişkisinin yönünün fiyalardan ücrelere doğru olduğunu espi emişir. Yalnızca imala sanayi ve perakende icaree ücrelerden enflasyona doğru bir nedensellik ilişkisi olduğunu belirlemişir. Ücre-fiya spiraline ilişkin bir başka çalışma Welfe (1996) ye aiir. Welfe (1996), Polonya için fiya ve ücreler arasındaki ilişkiyi 1964-1989 ve 1990-1993 dönemleri iibariyle es emişir. Nominal ücrelerin fiyalar ve işgücü verimliliği, fiyaların ise ücre arış hızı ve ihala mallarının fiyaları arafından belirlendiğini espi emişir. Mein ve Üçdoruk (1998), 1962-1992 dönemi için Türk imala sanayinde ücre, fiya ve isihdam arasındaki uzun dönem ilişkiyi incelemişlerdir. Uzun dönemde ücre-fiya spiralinin geçerli olduğunu ifade ederek fiyalardaki arışların nominal ücreleri arırdığını ve isihdamın hem nominal ücreleri hem de reel ücreleri belirleyen bir zayıf dışsal değişken olduğunu oraya koymuşlardır. Golinelli ve Orsi (2000), Polonya ve Macarisan için ücre-fiya spiralini 1970-1997 dönemi iibariyle incelemişlerdir. Polonya için ücreler ve fiyalar arasında hem uzun hem de kısa dönemde ilişki olduğunu, Macarisan için ise kısa ve uzun dönemde ücre-fiya ilişkisinin belirsiz olduğunu belirmişlerdir. ABD için ücreler ile fiyalar arasındaki nedensellik ilişkisini inceleyen Hess ve Schweizer (2000), 1960-1999 dönemi iibariyle ücrelerdeki arışın genel fiya düzeyini arırmasından ziyade yüksek fiyaların yüksek ücre arışlarına neden olduğu yönünde bulgular edinmişlerdir. Yine ABD için ücre-fiya spiralini es eden Ranciere (2000), 1964-1998 dönemi için Blanchard (1986) ın firma veya işçi lider modelini ele alarak ücre ve fiyalar arasındaki ilişkiyi oraya koymuşur. Para poliikasının maruz kaldığı bir şokun ekisinin hem firma hem de işçi lider modelleri iibariyle çok küçük olduğunu ve ücre-fiya spiralinin zayıf olmakla birlike arz şoku durumunda firma lider modeli çerçevesinde geçerliliğe sahip olduğunu ifade emişir. Broersma ve Buer (2001), işgücü dalgalanmalarının ücre-fiya spiralini ne şekilde ekilediğini Hollanda için es emişlerdir. Nickell (1987) in ücre-fiya spirali modelini genişleerek Hollanda için işen çıkarılanların sayısındaki sürekli arışın işsizlik oranı üzerinde geçici bir arışa ve ücreler üzerinde ise nispi bir azalışa neden olduğunu espi emişlerdir. Bardsen vd. (2002), ek denklem yaklaşımını eleşirerek 1986-1999 dönemi iibariyle Avusralya için ücreler ve fiya düzeyi arasındaki ilişkiyi es emişlerdir. Oralama işgücü verimliliği, işsizlik oranı, ihala fiyaları ve çıkının rendden sapmasını da dikkae alarak gerçekleşirdikleri eş büünleşme esleri ile her iki değişkenin uzun dönemde birlike hareke eiğini ve karşılıklı olarak fiya enflasyonu ile ücre büyüme hızının birbirlerini önemli düzeyde ekilediğini espi emişlerdir. Kandil (2003), 12 gelişmiş ülke için fiya-ücre spiralini 1960-2000 dönemi iibariyle es emişir. Edinilen bulgulara göre, genişleme döneminde işgücü ve mal piyasasındaki eş zamanlı nominal ayarlamalar reel yaşam sandarlarını korurken çıkı genişlemesini devam eirir. Daralma dönemlerinde ise çıkı daralmaları veya ekonomik birimlerin reel yaşam sandarlarının köüleşmesi üzerinde ücre-fiya spiralinin ekisi sınırlı bir biçimde gözlenmekedir. Hoxha (2010), 27 Avrupa

49 ülkesi için ücre-fiya spiralini 1996-2007 dönemi için inceleyerek ücreler ile fiyalar arasında karşılıklı nedensellik ilişkisi olduğunu gösermişir. Son olarak Josheski vd. (2011), İngilere için fiyalar ve ücreler arasındaki ilişkiyi 1960-2007 dönemi iibariyle es emişlerdir. Reel ücreler ile fiya düzeyi arasında poziif ve anlamlı bir ilişki olduğunu ve nedenselliğin yönünün reel ücrelerden fiya düzeyine doğru olduğunu espi emişlerdir. Tablo 1. Lieraür Özei Yazar Dönem Ülke Yönem Sonuç Moschos (1983) 1951-1978 yıllık ABD En Küçük Kareler (EKK) ve Araç değişken modeli Ücrelerin fiyaları açıklama gücü yüksek Rissman (1995) 1964-1994 üç aylık ABD Granger nedensellik analizi Çoğu sekörde fiyalardan ücrelere doğru nedensellik Welfe (1996) 1964-1989 yıllık 1990-1993 üç aylık Mein ve Üçdoruk (1998) Hess ve Schweizer (2000) 1962-1992 yıllık 1960-1999 üç aylık Ranciere (2000) 1964-1998 üç aylık Golinelli ve 1970-1997 Orsi (2000) üç aylık Broersma ve 1969-1997 Buer (2001) üç aylık Bardsen vd. (2002) 1986-1999 üç aylık Kandil (2003) 1960-2000 üç aylık Hoxha (2010) 1996-2007 üç aylık Josheski vd. (2011) 1960-2007 yıllık Polonya Türkiye Engle-Granger ve Johansen eş büünleşme, haa düzelme analizleri Johansen eş büünleşme, haa düzelme, Granger nedensellik analizleri ilişkisi söz konusu Ücreler ve fiyalar arasında karşılıklı nedensellik ilişkisi söz konusu Uzun dönemde ücre-fiya spirali geçerli ABD Granger nedensellik analizi Yüksek fiyalar yüksek ücrelere neden olur ABD Polonya ve Macarisan Hollanda Avusralya 12 gelişmiş ülke 27 Avrupa ülkesi İngilere Yapısal vekör ooregresif (VAR) modeli Gregory-Hansen eş büünleşme, vekör haa düzelme analizi Görünürde ilişkisiz regresyon analizi VAR, Johansen eş büünleşme analizi EKK analizi EKK ve vekör haa düzelme (VECM) analizleri EKK, Johansen eş büünleşme, VECM analizleri Sınırlı ücre-fiya spirali Polonya için ücre-fiya spirali geçerli İşen çıkarılma ücre-fiya spiralinin önemli bir belirleyicisi Ücreler ve fiyalar arasında karşılıklı nedensellik ilişkisi söz konusu Ücre-fiya spirali ve ekonomik dalgalanmalar arasında önemli bir ilişki var Ücreler ve fiyalar arasında karşılıklı nedensellik ilişkisi söz konusu Reel ücrelerden fiyalara doğru nedensellik söz konusu Ücre-fiya spirali kapsamında ücre ve fiyalar arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar ele alınan dönem, ülke, yönem ve bulgular kapsamında özelenerek Tablo 1 de sunulmuşur. Çalışma bulguları değerlendirildiğinde ülkelerin çok büyük bir kısmı için ücre-fiya spiralinin geçerli olduğu, ücrelerin fiyaları, fiyaların da ücreleri önemli düzeyde açıkladığı dikkaleri çekmekedir. 3.VERİ SETİ VE EKONOMETRİK YÖNTEM 3.1. Veri Sei Çalışmada ilk olarak Türkiye İsaisik Kurumunun (TÜİK) sanayi brü ücre-maaş endeksi (2005=100) verilerinden yararlanılarak beş ana sanayi grubu için nominal ücreler ele alınmışır.

50 TÜİK, Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyelerin İsaisiki Sınıflamasına (NACE REV:2) uyarak imala sanayi faaliyelerini malların ipine göre aramalı, enerji, sermaye malı, dayanıklı ükeim malı ve dayanıksız ükeim malı olmak üzere beş ana sanayi grubuna (MIGS) ayırmışır ve 2005 yılı sonrasında kısa dönemli iş isaisikleri çerçevesinde yayınlamaya başlamışır. Her bir ana sanayi grubuna göre sanayi ücre endeksleri (2005=100) ile ükeici fiya endeksi (TÜFE (2003=100)) ve üreici fiya endeksi (ÜFE (2003=100)) serileri kullanılarak 2005:01-2012:02 dönemi iibariyle nominal ücreler ile fiyalar arasındaki ilişki araşırılmışır. İmala sanayi ana sanayi grupları için ücre verilerinin frekansı üç aylık olup sadece 2005-2012 dönemi için mevcuur. İlgili ücre verileri için daha uzun bir zaman dilimine ulaşma imkanı olmadığı için ücreler ve fiyalar arasındaki ilişki bu dönem için incelenmişir. Çalışmada ikinci olarak imala sanayi oplam nominal ücre düzeyleri ile üreici ve ükeici fiyaları arasındaki ilişki araşırılmışır. Toplam ücreler ile genel fiya düzeyleri arasındaki ilişki 1997:01-2012:02 dönemi üçer aylık verilerle incelenerek 2005-2012 dönemi için söz konusu olan veri kısıdının olumsuz ekisinden kaçınılmaya çalışılmışır. Bu amaçla imala sanayi üreimde çalışılan saa başı ücre endeksi (1997=100) ile TÜFE (1994=100) ve opan eşya fiyaları endeksi (TEFE (1994=100)) ele alınmışır. İlgili veriler Türkiye Cumhuriyei Merkez Bankası Elekronik Veri Dağıım Siseminden derlenmişir. Çalışmada Rissman (1995: 19) ın yaklaşımı izlenmişir ve ücre serileri verimliliken arındırılarak kullanılmışır. Bu şekilde ücre değişimlerinin emel nedenlerinden biri olan işgücü verimliliği dolayısıyla nominal ücrelerde meydana gelen değişimler serilerden dışlanmışır. Nominal ücre serilerini verimlilik ayarlamasına abi umak amacıyla öncelikle verimlilik serileri oluşurulmuşur. (1) numaralı eşilik yardımıyla oplam imala sanayi ve ana sanayi gruplarına ilişkin verimlilik düzeyleri hesaplanmışır. Qi Zi ( ) *100 (1) L h i i (1) numaralı eşilike Z i ; i ana sanayi grubundaki verimlilik düzeyini, Q i ; i ana sanayi grubundaki reel üreim düzeyini, L i ; i ana sanayi grubunda çalışan işçi sayısını ve h i ; i ana sanayi grubunda oralama çalışma saaini gösermekedir. Toplam imala sanayi nominal ücre düzeyi iibariyle verimlilik düzeyinin hesaplaması için reel üreim düzeyi olarak imala sanayi üreim endeksi (1997=100), çalışan işçi sayısı için imala sanayi üreimde çalışanlar endeksi (1997=100) ve oralama çalışma saai için imala sanayinde çalışılan saa endeksi (1997=100) verisi kullanılmışır. Ana sanayi gruplarına göre nominal ücre serileri için verimlilik düzeyinin hesaplanmasında her bir ana sanayi grubu için sanayi üreim endeksi (2005=100), isihdam endeksi (2005=100) ve çalışılan saa endeksi (2005=100) verilerinden yararlanılmışır. Verimlilik düzeyi hesaplandıkan sonra nominal ücreler için verimlilik ayarlaması (2) numaralı eşilike görüldüğü şekilde gerçekleşirilmişir. W i ; nominal ücre düzeyini, W adj ; verimlilik ayarlı nominal ücre düzeyini gösermekedir.

51 W adj W Z (2) i i Çalışmada ele alınan veriler için kısalmalar şu şekildedir: ARAMAL; aramalı imalaı, DAYAN; dayanıklı ükeim malı imalaı, DAYANSIZ; dayanıksız ükeim malı imalaı, ENERJİ; enerji, SERMAYE; sermaye malı imalaı kapsamında verimlilik ayarlı nominal ücre düzeylerini ifade emekedir. UCRET; imala sanayi oplam verimlilik ayarlı nominal ücre düzeyini, TÜFE, ÜFE ve TEFE fiya endekslerini gösermekedir. Çalışmada kullanılan üm veriler harekeli oralama yönemi ile mevsimselliken arındırılmışır. Tüm veri sei logarimik ransformasyona abi uulmuşur. Analizlerin gerçekleşirilmesinde Eviews 5 ve Ras 6.35 pake programlarından yararlanılmışır. 3.2. Ekonomerik Yönem Nominal ücreler ile fiyalar arasındaki ilişkinin belirlenebilmesi için öncelikle serilerin enegrasyon derecelerinin belirlenmesi gerekmekedir. Regresyon analizlerinde durağan olmayan serilerin kullanılması sahe regresyon problemine neden olacağı için serilerin durağan oldukları seviyelerin önceden belirlenmesi önem arz emekedir. Çalışmada kullanılan serilerin durağan oldukları seviyelerin espiinde yapısal kırılmayı dikkae alan Zivo ve Andrews in (ZA) birim kök esi ele alınmışır. Zivo ve Andrews (1992), zaman serilerindeki yapısal kırılmayı dikkae almayan geleneksel birim kök eslerinin seride birim kök olduğunu ifade eden hipoezin kabulüne eğilimli olacaklarını iddia emişlerdir. Kırılmanın dışsal olarak belirlenmesi yaklaşımına karşı çıkarak kırılmanın içsel olarak belirlenebileceği bir birim kök esi gelişirmişlerdir. Zivo ve Andrews (1992), gelişirdikleri birim kök esini 3 model kapsamında açıklamakadırlar. Model (A): y ˆ A ˆ A DU (ˆ) ˆ A ˆ A y k A 1 ĉ j y j ê (3) j 1 Model (B): y ˆ B ˆ B DT (ˆ) ˆ * B ˆ B y k B 1 ĉ j y j ê (4) j 1 Model (C): y ˆ C ˆ C DU (ˆ) ˆ C ˆ C DT (ˆ) ˆ * C y k C 1 ĉ j y j ê (5) j 1 Yukarıdaki modellerde DU (ˆ ) ; eğer > T ise 1, değilse 0, DT * (ˆ ) ; eğer > T ise T, değilse 0 değerleri verilerek oluşurulan kukla değişkenlerdir. T gözlem sayısını gösermek üzere =1,2,3,,T ve T =T B dir. (T B /T) kırılma nokasını, T B ise kırılma zamanını gösermekedir. Model A, sabieki kırılmayı, Model B, renddeki kırılmayı, Model C ise hem sabi hem de renddeki kırılmayı incelemekedir. Bu yönemde ele alınan her seri yukarıdaki modeller dahilinde j=2/t den

52 i j=(t-1)/t ye kadar EKK ile ahmin edilmekedir. 1 i es emek amacıyla isaisikleri hesaplanarak isaisiğin en küçük olduğu dönem kırılma dönemi olarak belirlenmekedir (Zivo ve Andrews, 1992: 254-255). Hesaplanan minimum isaisikleri Zivo ve Andrews (1992) ablo kriik değerleri ile karşılaşırılarak karar verilmekedir. Eğer hesaplanan isaisiğinin mulak değeri ablo kriik değerinin mulak değerinden büyük ise serinin birim kök içerdiğini ifade eden sıfır hipoezi reddedilir ve serinin yapısal kırılma dolayısıyla durağan olduğuna karar verilir. Çalışmada ücre-fiya spiralini es emek için Toda-Yamamoo (1995) nun nedensellik analizi kullanılmışır. Toda ve Yamamoo (1995) ya göre ekonomik zaman serileri birinci farklarında durağan iken aralarında herhangi bir eş büünleşme ilişkisi yoksa VAR sisemi serilerin birinci farkları üzerinden ahmin edilebilir ve böylece VAR daki hipoez esleri için geleneksel asimpoik eori geçerlidir. Eğer seriler birinci farklarında durağan iken aynı zamanda uzun dönem ilişkiye de sahipse bu durumda VAR sisemi üzerinden bir vekör haa düzelme modeli ahmin edilebilir. Ancak çoğu uygulamalarda serilerin enegrasyon ve eş büünleşme dereceleri konusunda önsel bir bilgi söz konusu değildir. Dolayısıyla VAR modelinin ahmininden önce mulaka ekonomik zaman serilerinin birim kök içerip içermediklerinin ve eş büünleşme ilişkisine sahip olup olmadıklarının önceden es edilmesi gerekmekedir. Sims, Sock ve Wason (1990) ve Toda ve Phillips (1993) serilerin düzey değerleri üzerinden gerçekleşirilen Granger esinin nedensellik ilişkisi olmadığını ifade eden sıfır hipoezi için genel Wald es isaisiğinin sandar olmayan asimpoik bir dağılıma sahip olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bunun yanı sıra eğer süreç serilerin birinci farkları üzerinden yürüülmeke ise genel anlamda problemli paramerelerin elde edilebileceğini savunmuşlardır. Mosconi ve Giannini (1992) ve Toda ve Phillips (1993), birinci farklarında durağan olan seriler iibariyle gerçekleşirilecek Granger nedensellik esi için Johansen in haa düzelme ahminine başvurmuşlardır. Wald esinin gerçekleşirilebilmesi için seriler arasındaki eş büünleşme ranklarının önceden es edilmesi gerekmekedir ve bu prosedürlerin gerçekleşirilmesi kolay değildir. (Toda ve Yamamoo, 1995: 226). Bu nedenlerden dolayı Toda ve Yamamoo (1995), VAR siseminin serilerin durağan, herhangi bir dereceden enegre ve uzun dönem ilişkiye sahip olup olmadıklarını önceden es emeden uygulanabilen bir nedensellik yaklaşımı gelişirmişlerdir. Buna göre serilerin seviye değerleri üzerinden bir VAR sisemi ahmin edilip Wald isaisiği ile kasayılar üzerindeki lineer ve lineer olmayan kısıları es ederek değişkenler arasındaki nedensellik ilişkileri belirlenebilir. Toda-Yamamoo (1995) nedensellik esinde, VAR modeli için Akaike ve Schwarz gibi krierler yardımı ile belirlenen opimal gecikme uzunluğuna (k) sisemdeki serilerin sahip olduğu en yüksek enegrasyon derecesinin (d max ) ilave edilmesi ile elde edilen yeni gecikme uzunluğuna (k+d max ) göre öncelikle VAR modeli ahmin edilir 1. Daha sonra son d max gecikme vekörlerinin kasayı marisleri göz 1 d max derecesinin belirlenebilmesi için serilerin durağan oldukları seviyelerin önceden espi edilmesi gerekmekedir.

53 ardı edilerek ilk k kasayı marisleri üzerindeki lineer ve lineer olmayan kısılar sandar Wald esi ile es edilir (Toda ve Yamamoo, 1995: 246). Wald esi k serbeslik derecesi ile asimpoik Ki-kare dağılımına sahipir ve bu durum serilerin durağanlık ve eş büünleşme derecelerine bağlı değildir (Toda ve Yamamoo, 1995: 230). Çalışmada seriler arasındaki nedensellik ilişkilerinin araşırılması için VAR siseminde aşağıdaki denklemlerin ahmin edilmesi sureiyle Toda ve Yamamoo (1995) nun yaklaşımı uygulanmışır. LP 0 k i 1 1i LP d max k d max i 2 jlp j 1i LW i 2 jlw j v (6) j k 1 i 1 j k 1 LW 0 k i 1 1i LW d max k d max i 2 jlw j 1i LP i 2 jlp j u (7) j k 1 i 1 j k 1 (6) ve (7) numaralı denklemlerde LP ve LW; sırasıyla fiya ve ücre düzeylerinin logarimik değerlerini gösermekedir. 0 ve 0 sabi erimleri, 1i, 2 j, 1i, 2 j, 1i, 2 j, 1i ve 2 j ; değişken kasayılarını, v ve u ise haa erimlerini ifade emekedir. (6) numaralı denkleme göre ücrelerden fiyalara doğru Granger nedensellik ilişkisinin var olduğunu söyleyebilmek için 1i lerin bir büün olarak sıfırdan farklı olması gerekmekedir. Aynı şekilde (7) numaralı denkleme göre fiyalardan ücrelere doğru nedensellik ilişkisi Wald esi ile es edilmesi ile belirlenmekedir. 1i lerin isaisiksel olarak birlike sıfırdan farklı olup olmadığının 4. BULGULAR Grafik 1 de 2005-2012 dönemi için 5 ana imala sanayi grubu iibariyle verimlilik ayarlı nominal ücre büyüme oranları ile üreici ve ükeici fiyalarına dayalı enflasyon oranlarının seyri göserilmekedir. Ele alınan dönemde ana sanayi grupları iibariyle oralama olarak en düşük nominal ücre arışına sahip mal grubu (oralama 0.0238) enerji iken en yüksek oralama nominal ücre arış oranı dayanıklı ükeim mallarına (oralama 0.0352) aiir. Dönemler iibariyle her ne kadar nominal ücre enflasyonları ile üreici ve ükeici fiya enflasyonları genel anlamda benzer eğilimler sergileseler de grafiğe bakarak ükeici ve üreici fiya enflasyonlarının spesifik mal gruplarına ilişkin nominal ücre enflasyonlarına göre daha az dalgalandığını söylemek mümkündür. Özellikle de global ekonomik krizin Türkiye yi önemli bir düzeyde ekilemeye başladığı 2008 yılının son çeyreğinde dayanıklı ükeim malı imalaı, sermaye malı imalaı ve aramalı imalaında nominal ücrelerde önemli oranda azalış söz konusu iken üreici ve ükeici fiyaları enflasyonunda dikka çekici bir değişim söz konusu değildir.

54 Grafik 1. Verimlilik Ayarlı Nominal Ücre Enflasyonu ve Fiya Enflasyonu Nominal ücreler ile fiyalar arasındaki ilişkinin Toda-Yamamoo nedensellik esi kapsamında belirlenebilmesi için serilerin sahip oldukları en yüksek enegrasyon derecesinin espi edilmesi gerekmekedir. Bu nedenle öncelikle kullanılan üm serilerin durağan oldukları dereceler araşırılmışır. Bu amaçla verimlik ayarlı nominal ücre serileri ile fiya serileri için yapısal kırılmaları dikkae alan ZA birim kök esi uygulanarak Tablo 2 de analizlerin sonuçları göserilmişir. Durağanlık analizi sonuçlarına göre gerek 2005-2012 dönemi için ana sanayi grupları bazında gerekse de 1997-2012 dönemi için oplam imala sanayi nominal ücre serilerinin amamı seviyesinde durağandır. Fiya endeks serileri iibariyle ise 2005-2012 dönemi için ÜFE ve TÜFE serilerinin birinci farkında 2, 1997-2012 dönemi için TÜFE ve TEFE serilerinin seviyelerinde durağan olduğu espi edilmişir. 2 2005-2012 dönemi için ÜFE serisi ZA esine göre seviyesinde sadece sabie kırılmayı göseren modele göre %5 düzeyinde durağan olarak espi edilmişir. Aynı seri için birinci fark alındığında yine sadece sabie kırılmayı göseren model kapsamında %5 düzeyinde durağanlık belirlenmişir. Serinin durağan olduğu seviyenin açıkça belirlenebilmesi için Dickey ve Fuller (1979) arafından gelişirilen Genişleilmiş Dickey-Fuller (ADF) birim kök esi ile Phillips ve Perron (1988) arafından gelişirilen Phillips-Perron (PP) birim kök esi uygulanmışır. Buna göre serinin seviyesi için sabili modelde (ADF;-0.5568, PP;-0.2848), sabili-rendli modelde (ADF;-3.0127, PP;-2.5495) şeklinde bulgulara ulaşılırken, birinci farkında sabili modelde (ADF;-4.2844 a, PP;-3.2864 b ), sabili-rendli modelde (ADF;-4.1209 b, PP;-3.1209) şeklinde sonuçlar edinilmişir. Buna göre ADF ve PP birim kök esleri serinin en az %5 anlamlılık düzeyinde birinci farkında durağan olduğunu gösermişir.

55 Tablo 2. ZA Birim Kök Tesi Model A Model B Model C Dönem TB TB TB LARAMAL 2005-2012 -6.7033 a (0) 2010:04-6.1825 a (0) 2011:02-9.0475 a (0) 2010:04 LDAYAN 2005-2012 -6.7315 a (0) 2007:04-6.2136 a (0) 2009:01-6.6717 a (0) 2007:04 LDAYANSİZ 2005-2012 -5.9601 a (0) 2010:04-5.8258 a (0) 2010:03-8.5776 a (0) 2010:02 LSERMAYE 2005-2012 -6.8321 a (0) 2008:02-6.1215 a (0) 2008:03-7.0804 a (0) 2008:02 LENERJİ 2005-2012 -6.5063 a (0) 2006:03-5.7208 a (0) 2008:02-11.1123 a (0) 2006:03 LÜFE 2005-2012 -5.0704 b (0) 2009:02-3.9953 (1) 2008:03-4.9707 (1) 2009:02 LTÜFE 2005-2012 -3.0772 (0) 2010:02-3.2385 (0) 2009:02-3.3805 (0) 2009:01 ΔLÜFE 2005-2012 -4.6487 b (1) 2008:03-4.0834 (1) 2009:02-4.5533 (1) 2008:03 ΔLTÜFE 2005-2012 -6.4520 a (3) 2009:01-6.2622 a (3) 2011:02-6.2464 a (3) 2009:01 LTEFE 1997-2012 -9.3787 a (0) 2009:01-8.9030 a (0) 2006:04-9.7391 a (0) 2009:01 LTÜFE 1997-2012 -8.3795 a (0) 2008:02-8.4363 a (0) 2004:01-8.3615 a (0) 2003:04 LUCRET 1997-2012 -5.6234 a (1) 2004:01-5.9675 a (1) 1999:03-4.9945 (1) 1999:03 Tablo kriik değerleri A modeli için %1; -5.34, %5;-4.80, B modeli için %1; -4.93, %5; -4.42 ve C modeli için %1; -5.57, %5;- 5.08 dir. Opimal gecikme uzunlukları paranez içinde göserilmişir. Opimal gecikme uzunlukları Schwarz bilgi krierine göre belirlenmişir. a ve b sırasıyla serinin %1 ve %5 anlamlılık seviyesinde durağan olduğunu gösermekedir. L; serilerin logarimik ransformasyona abi uulduğunu, Δ ise serilerin birinci farklarının alındığını ifade emekedir. Tablo 3. Toda-Yamamoo Nedensellik Tesi Nedensellik Dönem k dmax LM(1) LM(4) Whie 2 İs. Prob. Karar LARAMAL LTÜFE 2005-2012 4 1 2.97 3.83 57.76 4.64 0.32 Nedensellik yok LTÜFE LARAMAL 2005-2012 4 1 2.97 3.83 57.76 3.25 0.51 Nedensellik yok LARAMAL LÜFE 2005-2012 3 1 2.76 0.41 51.95 7.40 c 0.06 Nedensellik var LÜFE LARAMAL 2005-2012 3 1 2.76 0.41 51.95 8.50 b 0.03 Nedensellik var LDAYAN LTÜFE 2005-2012 4 1 2.77 1.05 63.41 4.66 0.32 Nedensellik yok LTÜFE LDAYAN 2005-2012 4 1 2.77 1.05 63.41 4.75 0.31 Nedensellik yok LDAYAN LÜFE 2005-2012 1 1 5.51 4.74 26.52 4.07 b 0.04 Nedensellik var LÜFE LDAYAN 2005-2012 1 1 5.51 4.74 26.52 1.75 0.18 Nedensellik yok LDAYANSİZ LTÜFE 2005-2012 4 1 4.26 3.51 68.06 11.69 a 0.01 Nedensellik var LTÜFE LDAYANSİZ 2005-2012 4 1 4.26 3.51 68.06 4.79 0.30 Nedensellik yok LDAYANSİZ LÜFE 2005-2012 2 1 4.35 6.32 34.15 3.73 0.15 Nedensellik yok LÜFE LDAYANSİZ 2005-2012 2 1 4.35 6.32 34.15 2.39 0.30 Nedensellik yok LSERMAYE LTÜFE 2005-2012 4 1 1.75 1.90 56.56 8.20 c 0.08 Nedensellik var LTÜFE LSERMAYE 2005-2012 4 1 1.75 1.90 56.56 2.82 0.58 Nedensellik yok LSERMAYE LÜFE 2005-2012 3 1 1.74 0.68 58.08 5.96 c 0.10 Nedensellik var LÜFE LSERMAYE 2005-2012 3 1 1.74 0.68 58.08 2.44 0.48 Nedensellik yok LENERJİ LTÜFE 2005-2012 3 1 7.51 7.32 41.60 6.06 c 0.10 Nedensellik var LTÜFE LENERJİ 2005-2012 3 1 7.51 7.32 41.60 3.42 0.33 Nedensellik yok LENERJİ LÜFE 2005-2012 1 1 4.36 3.00 25.76 1.68 0.19 Nedensellik yok LÜFE LENERJİ 2005-2012 1 1 4.36 3.00 25.76 0.00 0.96 Nedensellik yok LUCRET LTÜFE 1997-2012 9 0 0.99 2.55 119.15 49.33 a 0.00 Nedensellik var LTÜFE LUCRET 1997-2012 9 0 0.99 2.55 119.15 24.94 a 0.00 Nedensellik var LUCRET LTEFE 1997-2012 9 0 3.19 1.37 100.04 34.57 a 0.00 Nedensellik var LTEFE LUCRET 1997-2012 9 0 3.19 1.37 100.04 20.18 a 0.01 Nedensellik var VAR siseminde opimal gecikme uzunluğu Akaike, Schwarz, Hannan-Quinn bilgi krieri ile En son ahmin haa krieri (FPE) birlike değerlendirilerek belirlenmişir. a, b ve c sırasıyla %1, %5 ve %10 düzeyinde seriler arasında nedensellik ilişkisi olduğunu ifade emekedir. Tablo 3 de hem 2005-2012 dönemi iibariyle ana sanayi grupları ayrımına göre hem de 1997-2012 dönemi iibariyle oplam ücreler ve fiyalar arasındaki nedensellik ilişkisinin belirlenebilmesi için uygulanan Toda-Yamamoo nedensellik esine ai bulgular sunulmuşur. Tabloda VAR siseminin ookorelasyon (LM esi) ve değişen varyans (Whie esi) problemi içermemesine dikka edilmişir ve ookorelasyon problemi içeren VAR modellerinde gecikme uzunluğu arırılarak problem oradan