pecya Akatizide Serum Demir Düzeyleri GIRIŞ



Benzer belgeler
PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

14 Aralık 2012, Antalya

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Antipsikotik ilaçlar

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

pecya Parkinson Hastal ığında Psikoz

Klozapin ve Þizofreni Saðaltýmýndaki Yeri

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

YATARAK TEDAVİ GÖREN ŞİZOFRENİK HASTALARDA OLANZAPİNLE RİSPERİDONUN KARŞILAŞTIRILMASI

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Emzirme Döneminde İlaç Kullanımına Dair Kanıta Dayalı Bireysel Risk Değerlendirme Raporu

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

Psikiyatride Şiddeti Önlemenin Klinik Önlemleri

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

Tardiv diskinezi (TD), şizofrenik hastalarda fenotiazin grubu nöroleptik

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

pecya Şizofreni ve Sigara Ba ğıml ılığı Çağatay KARŞIDAĞ *, Nihat ALPAY **, Ahmet KOCABIYIK * ÖZET

NÖROLEPTİK İDAME TEDAVİS İN İN KESILMESI Doç. Dr. Oğuz ARKONAÇ*, Dr. Faruk ASLANER**, Dr. Arif VERIMLI***

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

TRSM de Rehabilitasyonun

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Tedavi Uyum. Alper Şener Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Çanakkale

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Psikofarmakolojiye giriş

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Projede istatistik analiz planı

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

Antipsikotik tedaviler ve şizofrenide tedaviye uyum

pecya Atipik Nöroleptikler

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Hastalarında Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı Tedavisi Sonrası Kaybolan veya Yeni Ortaya Çıkan Uykuda Periyodik Bacak

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

YAYIN ATIF/ATIFLAR YAZAR/YAZARLAR. Sayf alar (1) 12(2 ) (2) (3)

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Ayşe Devrim Başterzi. Son iki senedir ilaç endüstrisi ve STO ile araştırmacı, danışman ya da konuşmacı olarak herhangi bir çıkar çatışmam yoktur.

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi. Figen Karadağ Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

Hemodiyaliz Hastalarının Psikolojik Dayanıklılık Durumları ve Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Tıpta Doktora Farmakoloji Marmara Üniversitesi 1989

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Major Depresif Bozukluk (MDD) Dünyada maluliyete sebep olan en sık ikinci hastalık Amprik tedavi yaklaşımı İlaca yanıt Yan etki bireysel farklılıklar

ÜÇ TANI SİSTEMİNE GÖRE ALTTİPLENDİRİLMİŞ ŞİZOFRENLERDE STANDART DOZ ANTİPSİKOTİK TEDAVİYE YANIT

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

Doç. Dr. Fisun Akdeniz EÜTF Psikiyatri

Açıklama Araştırmacı: Danışman: Konuşmacı:

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

PARAMETRİK OLMAYAN İSTATİSTİKSEL TEKNİKLER

GİRİŞ. Bilimsel Araştırma: Bilimsel bilgi elde etme süreci olarak tanımlanabilir.

HEMODİALİZ HASTALARINA VERİLEN DİYET VE SIVI EĞİTİMİNİN BAZI PARAMETRELERE ETKİSİ

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Hastaların Sosyodemografik Özellikleri ile Tanı Grupları Arasındaki İlişki

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Transkript:

Ali ÇAYKÖYLÜ, Irfan CO ŞKUN, Orhan DENIZ, Hülya AKSOY, Füsun SEVIMLI, İsmet KIRPINAR ÖZET Akatizi nöroleptik alanlarda sık görülen, rahatsız edici ve patogenezi bilinmeyen bir yan etkidir. Demir yetersizliği akatizide bir risk faktörü olarak ileri sürülmüştür. Nöroleptik tedavisi alan hastalarda demir metabolizmas ı değişiklikleri ile akatizi geli şmesi arasındaki ilişkiyi araştırmak amac ıyla, 30 akatizili hasta eşleştirilmiş 30 akatizisi olmayan hastayla karşılaştırıldı. İki grup arasında serum demiri, transferrin, satürasyon yüzdesi ve ferritin düzeyleri aç ıs ından anlamlı fark yoktu. Ancak total demir ba ğlama kapasitesi akatizili grupta anlamlı olarak daha yüksekti. Bu bulgular demir metabolizmas ı değişiklikleri ile akatizi arasındaki ilişkiyi araştıran ek çalışmalara ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Akatizi, demir, nöroleptikler Düşünen Adam; 1977, 10 (): 0-5 SUMMARY Akathisia is a common and distressing side effect of neuroleptics with unknown pathogenesis. Iron deficiency have been proposed as a risk factor in akathisia. In order to study the relationship between iron metabolism changes in patients with having neuroleptic and akathisia development, we have compared 30 patients with akathisia to 30 matched patient without akathisia. There were no significantly differences in serum iron, transferrin, percentage saturation and ferritin levels between two groups. But total iron-binding capacity was higher in patients with akathisia than patients without akathisia. There findings indicate the requirement of,,further studies research the association between akathisia and iron metabolism changes. Key words: Akathisia, neuroleptics, iron GIRIŞ Akatizi s ık görülen ve patofizyolojik temeli belirsiz bir ekstrapiramidal belirtidir. Klinik olarak huzursuzlğun öznel ve nesnel i şaretleri ve hareket etme dürtüsü ile belirli olup, s ıklıkla antipsikotik tedavinin bir yan etkisi olarak ortaya ç ıkar (1,3). Gibb ve Lees akatizi teriminin tarihçesini verdikleri yazılarında Yunanca'da "oturamama" anlam ına gelen akatizi teriminin, ilk defa 190 y ılında Haskovec tarafından, anksiyete ve histeri gibi psikolojik durumlara bağl ı olarak ortaya ç ıkan bir görüngü olarak kullanıldığın ı, Sicard' ın benzer bir sendromu idiyopatik ve postensefalitik Parldnson sendromunda gösterdi ğini ve Sigwal ve ark. 1947'de belki de ilk defa, promethazine alan hastalarda ilaca ba ğlı akatiziyi tan ımladığın ı belirtmektedirler (4). Bugün için patogenezi tam olarak ayd ınlatılarnamıştır. Parkinson hastal ığı tablosunun bir komponenti olarak ortaya ç ıkması, normal dopaminerjik etkinliğin bozulmas ımn sorumlu oldu ğunu düşündürmektedir. Tipik anti-ekstrapiramidal sendrom ilaçlan, akatiziyi düzeltmede tam etkili de ğildir. En Atatürk Üniversitesi T ıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal ı 0

Çayköylü, Co şkun, Deniz, Aksoy, Sevimli, K ırpınar etkili ilaçlar beta adrenerjik reseptör antagonistleri olarak bildirilmektedir (15,6). Akatizi, s ık olarak ilaca ba ğlı bir yan etki olarak ortaya ç ıkmaktadır. Bu konuda ilk geni ş araştırma 1961'de Ayd tarafından antipsikotik ilaç alan geni ş bir hasta grubunda yap ılmıştır. Araştırmac ı, 3775 antipsikotik ilaç kullanan hastay ı değerlendirdi ği çalışmas ında akatizinin görülme s ıklığın ı % 1. olarak tespit etmi ştir (7). Sachdew (8) farklı antipsikotik ilaç kullanan hastalarda ortaya ç ıkan akut akatizi oranlarını değerlendirdi ği gözden geçirme yaz ısında klozapinle % 0-39, remoksipridle % 0-81, sülpiridle % 7.9-44 ve amisülpiridle % 1.5 oranlar ında akatizi göstermi ştir. Sachdev (9) ilaca bağlı akatizi epidemiyolojisi üzerine yaptığı bir başka çalışmas ında antipsikotik ilaç uygulamas ında kronik akatizi görülme s ıklığın ı genel olarak % 5 (% 10-75) olarak bildirmiştir. Nöpoleptik ilaç kullan ımına bağlı olarak ortaya ç ıkan akatizinin akut, geç ve yoksunluk diye 3 tipi tanımlanmıştır. Tedavinin ilk 3 ay ında görülen akut akatizi, 3 aydan daha geç dönemde ortaya ç ıkan ise geç akatizi olarak tan ımlanmaktad ır (,10). Antipsikotik uygulamas ında s ık ortaya ç ıkmas ına ramen, akatizi sadece bu ilaçlara özgü bir yan etki değildir. Seçici serotonin geri al ım inhibitörleri (SSRI), serotonin antagonistleri, heterosiklik antidepresanlar, karbamazepin, etosüksimid, kalsiyum kanal blokerleri ve lityumla da akatizi olgular ı bildirilmi ştir. Ayrıca beyin hastal ıklarında da (ensefalitis letarjika, Parkinson, travmatik beyin lezyonlan, subtalamus ve bazal ganglionlan tutan abseler) görülebilmektedir. Antipsikotik alan olguların alkol almalanmn akatizi olas ılığını arttırdığına, sigara için kad ınlarda akatizinin nesle belirtilerinin daha s ık oldğuna dair çal ışmalar vard ır. Ayrıca akatizi ve geç diskinezi aras ında bağ olduğu kabl edilmektedir (33,11 ). Akatizi ekstrapiramidal belirtiler içinde bugün bile nedenleri en az anla şılan ıdır. Akatiziyi açddayaeak inandırıc ı nöroanatomik ba ğ. ıntılar gösterilememi ştir. Genellikle yüksek doz antipsikotik uygulanmas ı veya dozdaki ani yükseltmelerin akatizi eğilimini artırdığı kabul edilmektedir (3,7,8,1). Patofizyolojik temeli aç ıklamak üzere ileri sürülen etkenlerden di ğeri ise demir yetersizli ğidir. Demir eksikliğinin akatiziye predispozan bir faktör oldu ğu ve akatizi olas ılığın ı artt ırdığına ilişkin çal ışmalar yay ınlanmıştır (3,10,13-16). Nöroleptik tedavinin ya serum demir ve transferrin seviyelerini dü şürerek akatiziye neden oldu ğu, ya da ba şlang ıçta dü şük olan demir ve transferrin düzeylerinin nöroleptik tedavinin ilk haftalar ında akatizi e ğilimini art ırdığı ileri sürülmektedir ( 16). O'Loughlin ve ark. akut akatizi geli şen 8 hastada başlangıçta normal s ınırlarda olan demir ve transferrin düzeylerinin -3 haftal ık izleme sonunda akatizi skorlanndaki yükselmeye e şlik eden dü şü şler gösterdiğini bulmuşlard ır. Ancak akatizi geli şen psikiyatrik hastalarda, serum demiri veya transferrin düzeyleri gibi demir metabolizmas ına ilişkin değişkenlerde farkl ılık bulmayan çal ışmalar da vard ır (8,9). Biz bu çal ışmada nöroleptik tedaviye uyumu bozan önemli bir yan etki olan akatizinin patofizyolojisini aç ıklamak üzere öne sürülen ve önceki çal ışmalarda çelişkili sonuçlar yay ınlanan demir metabolizmas ına ilişkin deği şiklikler ve akatizi geli şimi aras ında bağ kurulabileceği şeklindeki varsay ımım ızı smadık. GEREÇ ve YÖNTEM Bu çal ışma May ıs 1996-Ocak 1997 tarihleri aras ında Atatürk Üniversitesi T ıp Fakültesi Ara ştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği'nde yarinlarak tedavi alt ına al ınan, DSM-IV tan ı ölçütlerine göre şizofreni tan ısı alan hastalarda gerçekle ştirildi ( 17). Çalışma için seçilen hastalar ya daha önceden nöroleptik kullanmam ış veya aydan fazla düzenli nöroleptik kullanma öyküsü olmayan ve en az ay hiç ilaç almayan hastalard ı. Nörolojik ve dahili bir hastal ığı bulunan hastalar çalışma dışı tutuldu. Çal ışmaya kat ılan hastalara nöroleptik ve biperidenden ba şka ilaç verilmedi. Ek ilaç alma zorunlulu ğu doğan hastalar çal ışmadan ç ı- karıldı. Hastaların sosyodemografik özelliklerini kendi oluşturduğumuz bir formla kaydettik. Bu koşulları taşıyan hastalara klinik özellikleri gözönünde bulundurularak, ayn ı stratejiler izlenerek nöroleptik ilaç uygulandı. Hastalara verilen ortalama nöroleptik 1

Çayköylü, Co şkun, Deniz, Aksoy, Sevimli, K ırpınar dozlarını bunların haloperidol e şdeğeri olarak belirledik. 3 hafta sonunda Barnes Akatizi Skalas ı ve Simpson-Angus Skalas ı ile akatizi derecelerini saptad ık. Barnes Akatizi Skalas ı ( 18) akatizinin şiddetini 6 itemle (0-akatizi yok, 1- şüpheli akatizi, -hafif akatizi, 3-orta derecede akatizi, 4-belirgin akatizi, 5- şiddeli akatizi) belirten bir ölçektir. Simpson-Angus Ekstrapiramidal Belirti Ölçe ği ( 19) ise Parkinsoniyen sendrom, akatizi ve distoni alt ölçeklerinden olu ş- mu ş olup akatizi 0-3 aras ında derecelendirilmi ştir. Barnes Akatizi Skalas ı'ndan en az ve daha fazla puan alan hastalar akatizili olarak kabul edildi. Simpson-Angus akatizi alt ölçe ği ise iki grubun akatizi ortalama de ğerlerini karşılaştırmak için kullan ıldı. Çal ışman ın yapıldığı 9 ay süresince akatizi gözlenen 30 ve gözlenmeyen 30 hastadan nöroleptik tedavinin başlamas ından 3 hafta sonra sabah saatlerinde kan örnekleri oturma pozisyonunda ve turnikesiz olarak alınd ı. Bu kan örnekleri derhal biyokimya laboratuannda, 5000 devirde 10 dk santrifüj edilip 0 C'de deep freezde topland ı. 9 ay sonunda toplanan serumlarda demir ferritin, satürasyon yüzdesi, TDBK ve transferrin düzeyleri bir biyokimya uzman ı tarafından ölçüldü. istatistiksel değerlendirmeler için iki ortalama arasındaki fark ın anlamlilık testi olan Student t testi, kikare testi ve regresyon analizi ki şisel bilgisayarda statgraph paket program ı kullanılarak yap ıldı. BULGULAR Tablo 1. Akatizili ve akatizili olmayan hastalar ın demografik ve klinik özellikleri Yaş Cinsiyet Erkek Kad ın Medeni durum Evli Bekar-dul Sosyo-ekonomik düzey İyi Orta Kötü Eğitim düzeyi Yok İlk Orta Yüksek Alköl Var Yok Sigara Var Yok Antipsikotik dozu** Angus-Simpson ölçe ği Ortalama değeri Barnes akatizi ölçe ği Ortalama değeri Akatizili grup 34.86±11.65 11 19 14 16 6 8 18 8 14 16 18.66±1.96 4.3±0.58.63±0.19 A: anlamlı, AD: anlaml ı değil, * Yates düzeltmeli, ** Haloperidol e şdğeri. Hastalara ait sosyodemografik ve antipsikotik ilaç dozlarıyla ilgili veriler Tablo l'de gösterilmi ştir. Akatizi görülen ve görülmeyen hastalar ın belirlenen kan tetkiklerinin ortalama sonuçlar ı Tablo 'de gösterilmiştir. Bizim çal ışmamızda yüksek potensli nöroleptikler kullan ıldı ve akatizili ve akatizis hasta gruplar ı aras ında nöroleptik dozlan bakım ından istatistiksel olarak anlaml ı bir farkl ılık yoktu. Her iki grupta da doz yükseltilmesi ayn ı stratejiler takip edilerek yap ıldı. Her iki grup aras ında akatizi için birer risk faktörü olduğu iddia edilebilecek ya ş, cinsiyet, sosyoekonomik durum sigara kullan ımı gibi değişkenler ara- Akatizili olmayan grup 34.46±11.70 9 1 11 19 4 0 6 5 17 6 3 7 1 18 0.33±1.66 1.6±0.44 0.36±0.09 p değeri 0.894 AD 0.784 AD 0.601 AD 0.683 AD 0.436 AD 0.640 AD* 0.794 AD* 0.51 AD <0.0001 A <0.0001 A

Çayköylü, Co şkun, Deniz, Aksoy, Sevimli, K ırpınar Tablo. Demir metabolizmas ı değişkenlerinin ortalama değerlerinin kar şılaşt ır ılmas ı Akatizili grup Akatizili ol, mayan grup p değeri Serum demir 84.43±4.53 9.03±8.67 0.440 AD Serum transferrin 38.8±6.66 9.73±6.05 0.318 AD Ferritin 104.3±15.68 114.68±1.95 0.609 AD TDBK 340.93±7.03 30.66±5.37 0.05 A Satürasyon % 7.16±1.64 30.1±.7 0.301 A AD: anlaml ı değil, A: anlaml ı. s ında anlamlı istatistiksel farkl ılık bulunamad ı. Bu verilerin analizi sonucunda akatizili grupta nonakatizik gruba göre TDBK istatistiksel olarak anlaml ı derecede yüksek bulunmu ştur. TARTIŞMA Nöroleptiklerin hem akut hem de kronik kullan ımları sıras ında ortaya ç ıkan ve s ıkıntı verici bir içsel motor huzursuzluk ve yerinde duramama ile belirgin olan akatizi, önemli ekstrapiramidal yan etkilerdendir. Antipsikotik tedaviyi güçle ştiren ve hasta hekim i şbirliğini etkileyen, hastalar ı sald ırganl ık ve intihar davran ışı içine sokabilen önemli bir sorun kayna ğıdır (,4,1,0,1,). Etiyopatogenezle ilgili birtak ım varsay ımlar ileri sürülmü ştür. Bunlardan biri ve en çok üzerinde durulan ı demir metabolizmas ıyla ilgili bir bozukluk olduğu varsayım ıdır. Son zamanlarda akatizi ve demir aras ındaki ili şkinin varlığı tartışmaya aç ılmıştır (3,14,16,3,4). Brown ve ark. ( 15 ) 13 kronik akatizili hastada serum demir konsantrasyonu ve satürasyon yüzdesini anlamlı olarak dü ştüğünü, total demir bağlama kapasitesinin (TDBK) artt ığını göstermiştir. Barton ve ark. (5) 15 akatizi geli şen hastay ı ayn ı sayıda nonakatizik hasta ile kar şılaştırd ıldan çalışmalarında, plazma ferritin düzeylerinin akatizisi olanlarda anlaml ı olarak dü şük olduğunu ve plazma demir düzeyleri ile akatizi şiddeti aras ında anlaml ı bir ters ilişki bulunduğunu gösterdiler. O'Loughlin ve ark. ( 16) nöroleptik tedavisi alan 30 akut psikiyatrik hastada tedavinin ba şlang ıc ı ve 16. gününde yap ılan ölçümlerle akatizi geli şen hastalarda serum demir ve transferrin düzeylerinde aka- tizi geli şmeyenlere göre anlaml ı dü şmeler geliştiğini gösterdiler. Barnes ve ark. ( 13) uzun süredir tedavi gören 105 şizofrenik hasta üzerinde yapt ıkları çalışmada kronik akatizi ve serum demir konsantrasyonlan aras ında anlaml ı ilişki bulamazken, öznel huzursuzluk belirtisi olmayan "psödoakatizi"lilerde serum demir ve satürasyon yüzdelerinin kronik akatizili hastalara göre anlaml ı olarak yüksek oldu ğunu gösterdiler. O'Loghlin ve ark. ( 16) demir ve akatizi aras ındaki ilişkiyi aç ıklamak üzere iki kuram üzerinde durmaktadır. Bunlardan biri nöroleptik tedavinin giderek serum demir ve transferrin seviyelerini etkilemesi ile akatizi geli ştiği, diğeri ise başlangıçta düşük olan demir ve transferrin seviyelerinin nöroleptik tedavinin ilk birkaç haftas ında akatizinin gelişmesine neden oldu ğudur. Her iki durumda da akatizili olgularda serum demirinin dü şüklüğü söz konusudur. Araştırmac ılar akatizili ve akatisiz grup aras ında nöroleptik tedaviye ba şlamadan önce demir ve transferrin seviyelerinin farkl ı olmadığın ı ancak nöroleptik tedavinin ikinci haftas ı sonunda akatizi gelişen grupta demir ve transferrin seviyelerinin ilk ölçümlere göre anlaml ı olarak dü şü ş gösterdiğini bulmu şlardır. Çal ışmac ılar akatiziyi daha çok nöroleptiklerin transferrin seviyesini dü şürmesine bağlamıştır. Transferrin insan vücudunda demirin esas ta şıyıc ı proteinidir ve insan beyninde demir metabolizmas ının regülasyonunda yeral ır. Böylece transferrin seviyesindeki dü şme birtakım beyin bölgelerinde mevcut demirde göreceli bir azalmaya neden olabilecektir. Nöroleptikler taraf ından akut reseptör blokaj ı ile sinaptik aral ıkta taşıyıc ı protein azalmas ından dolayı demirin görece eksikli ği baz ı hastalarda akatizi durumuna ba ğlanabilir ( 16). Bizim çal ışmamızda akatizili hastalarla akatizisi olmayanlar aras ında serum demir ve transferrin seviyeleri bakımından anlaml ı bir fark bulamad ık. Ancak serum demirinde anlaml ı olmayan dü şmeye karşılık transferrin yine anlaml ı olmayan bir art ış vard ı. Ayrıca akatizik hastalar ın TDBK, akatizik olmayanlardan anlaml ı şekilde daha yüksekti. TDBK 3

Çayköylü, Co şkun, Deniz, Aksoy, Sevimli, Kuptnar kandaki mevcut transferrinin total miktar ını yans ıtır. TDBK'nin art ışı s ıklıkla demir eksikli ğine i şaret eder (6). Akatizili hastalarda serum demirindeki dü şüşün akatizisiz hastalara göre anlaml ı bulunmamas ı nöroleptik uygulamas ında akut etkiyle serum demirindeki dü şüşün yan ında akut dönemde TDBK'nin anlaml ı olarak yükselerek demir dü şüşünü kompanse etmesiyle aç ıklanabilir. Akatizi ve demir aras ıdaki ili şkiyi ara ştıran çalışmalarda demirin iki farkl ı yolla beyin i şlevlerini etkileyebilece ği bildirilmiştir. Bunlardan birisi demirin dopaminerjik sistemde oynad ığı rol ve ikincisi demirin aksonlann myelinizasyonu üzerindeki etkisidir (7). Beyindeki demir düzeyi azal ırsa elektriksel bir impuls olu şur ve dopamin sal ınım ına neden olur. Dopamin ya postsinaptik olarak, yani bir sonraki sinir hücresi taraf ından ya da orijinal hücre tarafından perisinaptik olarak ba ğlanır. Eğer bir sonraki sinir hücresi taraf ından bağlamrsa, dopamin D reseptörüne ba ğlanır ve sinir hücresini uyararak impuls bir hücreden di ğerine itilir. Eğer dopamin ayn ı hücre tarafından bağlanırsa D1 reseptörüne bağlan ır ve hücreden daha fazla dopamin salınım ını engelleyen negatif bir feed back olu ştrur. Demir eksikliği vakalarında D reseptörlerinin say ısı ve duyarl ılığı azal ır. Bunun sonucunda dopaminin bir sonraki hücreyi uyarıc ı etkisi azalarak iletilen impulslann say ısı da azal ır. D reseptörlerinin say ısındaki ve duyarl ılığındaki azalmaya yol açabilecek olaylar üzerinde 3 muhtemel aç ıklama üzerinde durulmaktad ır. 1. Demir nörotransmitterlerin ba ğlandığı dopamin reseptör alan ının bir parças ı olabilir.. Reseptörün yerald ığı membran-lipid tabakas ı ile demirin ilişkisi halen tart ışılmaktad ır. 3. Demirin D reseptörlerinin sentezine kat ıldığına ilişkin kan ıtlar bulunmaktad ır (13,15,16,3,4,7-30). Bir akatizi varyant ı olarak ortaya ç ıktığı ileri sürülen tardiv diskinezili olgularda da demir metabolizmas ı değişikliklerinin rolü oldu ğu son zamanlarda ileri sürülmü ştür (,31,3). D dopamin reseptörlerinin demir içeren bir protein olduğu ve düşük serum demirinin D reseptörlerinde hipofonksiyona sebep oldu ğu ve buun da antipsikotik ilaç kullanan hastalar ı akatiziye daha duyarl ı kıldığı bildirilmiştir (89,301. Yine antipsikotik ilaçların demirle bağlanma kapasitesinin akatizi oluşturabilmelerine bağlı olduğu ortaya konmu ştur (3,4). Ayrıca antipsikotik tedavinin belirli beyin bölgelerinde demirin birikmesine yol açabilmesi ihtimali, merkezi sinir sisteminde demirin ba ğlanmas ı ve bunu izleyerek depolanmas ına bağlı olarak demirin işlevsel azalmas ıyla sonuçlanabilir (31,3). Bu varsay ımlar ın en güçlüsü hangi nedenle olursa olsun beyinde D reseptörlerinin inaktivasyon ve hipofonksiyonu hipotezidir (1,,4,10,14,16,3,4). Braude ve Barnes () bunun dopamin reseptör blokaj ı şeklinde anlatılmas ının kolay olmadığın ı bildirmi ştir. Bizim çalışmam ızda buldu ğumuz demir ve ferritin seviyelerindeki dü şmeye kar şın transferrin seviyelerinde anlaml ı olmayan yükselmeler, nöroleptiklerin toksik etkiyle kan-beyin bariyerinden aşırı demir geçi şini sağlayarak beynin baz ı bölgelerine demir art ışın ı sağlarken serum demirinde anlaml ı olmayan dü şmelere neden oldu ğunu bulan çalışma sonuçları ile uyumlu görülmektedir (31 ). Bu, ya beyne aşırı miktarda geçen demirin oksik etkisiyle dopamin D reseptör hipoaktivitesi olu ş- turmas ı ya da demirin beynin baz ı bölgelerinde a şırı birikmesi sonucu D reseptörü i şlevinin yerine getirilmesi için ortamda yeterince kalmamas ıyla aç ıklanabilir ( 13,31,33). Çal ışmam ızdaki demir metabolizmas ı ölçümlerinin serumda ve tedaviye başlanmadan önce yap ılmam ış olmas ı sonuçları kıs ıtlayıc ı etrnenlerdir. Konunun iyi tasarlanm ış ileri dönük çal ışmalarla ve özellikle beyin-omurilik s ıvısında yapılacak ölçümlerle irdelenmesi, nöroleptik uygulanmas ı sıras ında ortaya ç ıkan bu ciddi sorunun önlenebilmesi yan ında nöroleptiklerin etki düzene ği ile ilgili ek bilgilere de ulaşmam ızı sağlayacaktır. KAYNAKLAR 1. Riley DE, Lang AE: Movement disorders. Neurology in Clinical Practise. Second Edition. USA, Butterworth-Heinernann, 1996.. Eadie Neuroleptic-induced movement disorders. First Edition. Drug therapy in neurology. Longman Group UK Lirnited, 4

Çayköylü, Co şkun, Deniz, Aksoy, Sevimli, Ktrp ınar 199. 3. Buckley PF, Meltzer HY: Treatment of schizophrenia. Textbook of psychopharmacology. First Edition, Washington, American Psychiatric Press Inc 1995. 4. Gibb WRG, Less AJ: The clinical phenornenon of akathisia. J Neurol Neurosurg 49:861-66, 1986. 5. Zembilci N: Ilaçlann etkisiyle olu şan hareket bozukluklar ı. Sinir sistemi hastal ıklar ı. 3. baskı, Istanbul Univ Bas ımevi ve Film Merkezi, 1995. 6. Stanilla JK, Simpson GM: Drugs to treat extrapyramidal Side effects. Textbook of psychopharmacology. First Edition. Washington, American Psychiatric Press Inc 1995. 7. Ayd F: A survey of drug-induced extrapyramidal reactions. JAMA 175:1054-60, 1961. 8. Sachdew P: The epidemiology of drug induced akathisia: Part I. Acut akathisia. Schizoprenia Bulletin 3:431-49, 1995. 9. Sachdew P: The epidemiology of drug induced akathisia: Part Il. Chronic, tardive, and withdraval akathisias. Schpizophrenia Bulletin 3:451-61, 1995. 10. Yüksel N: Antipsikotiklere bağl ı hareket bozukluklar ı ve tedavisi. 3P Dergisi 4:19-6, 1996. 11. Marder SR, Van Putten T: Antipsychotic medications. Textbook of psychopharmacology. First Edition. Washington, American Psychiatric Press Inc 1995. 1.Braude WM, Barnes TRE, Gore SM: Clinical characteristics of akathisia. A systematic investigation of acute psychiatric inpatient admissions. Br J Psychiatry 143:139-50, 1983. 13.Barnes TRE, Halstead SM, Little PWA: Relationship between iron status and chronic akathisia in an in-patient population with chronic schizophrenia. Br J Psychiatry 161:791-96, 199. 14. Barton AC: Plasma iron and trace element status in neuroleptic induced akathisia. Msc Thesis Univ of Aberdeen, 1988. 15. Brown KW, Glen SE, White T: Low-serum iron status and akathisia. LAncet i:134-36, 1987. 16. O'Louughlin V, Dickie AC, Ebmeier KP: Serum iron and transferrin in acute neuroleptic induced akathisia. J Neurol Neurosurgery Psychiatry 54:363-64, 1991. 17. American Psychiatric Association. DSM-IV diagnostic and statistical manuel of mental disorders. Fourth Edition. APA, Washington, 1994. 18. Barnes TRE: Arating scale for drug-induced akathisia. Br J Psychiatry 154:67-76, 1989. 19.Simpson GM, Angus JWS: A rating scale for extrapyramidal side-effects. Acta Psychiatr Scand 44:11-19, 1970. 0. Brent DA, Kupfer DJ, Bromet EJ, et al: The assessment and treatment of patient at risk for suicide. Rev Psychiatry. Vol 7, Washington, American Psychiatric Press Inc 1988. 1. Adler LA, Angrist B, Reiter S, et al: Neuroleptic induced akathisia: a review. Psychopharmacology 97:1-11, 1989.. Barnes TRE, Braude WM: Akathisia variants and tardive dyskinesia. Arch Gen Psychiatry 4:874-78, 1985. 3. Pall HS, Williams AC, Blake DR: Iron, akathisia, and antipsychotic drugs. Lancet 7:1496, 1986. 4.Blake DR, Williams AC, Pall H: Iron and akathisia. Br Med J 9:1393, 1986. 5. Barton A, Bowie J, Ebmeier K: Low plasma iron status and akathisia. J Neurol, Neurosurgery Psychiatry 53:671-74, 1990. 6. Massey AC: Differential diagnosis and management of iron deficiency anemia. The Clinics of North America, First Edition. Philadelphia, WB Saunders Co, 199. 7. Baumgartner J: Çocuklarda demir eksikli ği ve mental problemler. Sempozyum,. bölüm, 16-3, 1996. 8. Ben-Shachar D, Finberg JPM, Youdim MBH: Effect of iron chelators on dopamine D receptors. J Neuroschemistry 145:999-1005, 1985. 9. Ben-Sahachar D, Jabowitz D, Youdim MBH: Dopamine D receptor modulation my brain non-haem iron. Br J Pharmacol 90:, 1987. 30. Ben-Shachar D, Moudim MBH: Neurpleptic induced doparnine receptor supersensitivity and tardive dyskinesia may involve altered iron metabolism. Br J Pharmacol 90:95, 1987. 31.Campell WG, Raskind MA, Gordon T, et al: Iron pigment in the brain of a man with tardive dyskinesia. Am J Psychiatry 14:364-65, 1985. 3.Yehuda S, Youdim MBH: Brain iron deficiency: biochemistry and behaviour. In: Youdim MBH (ed). Topics in neurochemistry and neuropharmacology. Yaylor and Francis, 1988. 33.Hunter R, Blackwood W, Smith MC: Neuropathological findings in three cases of persistent dyskinesia following phenothiazine medication. J Neurochemistry 7:63-73, 1968. 5