Merih Tepeoğlu1, Özgür Ekinci2, Nalan Akyürek2, Leyla Memiş2, Nurdan Köktürk3 Başkent Üniversitesi Patoloji AD1 Gazi Üniversitesi Patoloji AD2 Gazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları D3
Sarkoidoz, etyolojisi bilinmeyen, akciğer başta olmak üzere lenf nodları, karaciğer, dalak ve deri gibi pek çok organı tutabilen bir multisistem hastalıktır. Sarkoidoz tanısı, klinik, laboratuvar ve patolojik bulguların (non-nekrotizan granülomatöz inflamasyon) korelasyonu ile konur.
Sıklıkla genç-orta yaş grubu olmak üzere her yaş grubunda görülebilir. Sarkoidozun klinik gidiş ve prognozu hastalar arasında farklıklar gösterebilir. Bazı hastalarda, hastalık kendiliğinden veya kısa süreli bir kortikosteroid tedavisinden sonra rezolüsyona uğrarken, bazılarında ise, inflamasyon ve fibrozis devam ederek, kronik progresif bir hastalığa dönüşür. İnflamatuar hücrelerin devamlılığı ve kronikleşerek pulmoner fibrozise neden olan mekanizma hala tam olarak bilinmemektedir.
Apoptozis ya da programlı hücre ölümü, istenmeyen hücrelerin ortadan kaldırılması amacı ile internal veya eksternal uyarılara karşı gelişen, fizyolojik hücresel bir yanıttır. Literatürde, apoptozisin sarkoidoz patogenezi ve prognozu üzerindeki etkisini araştıran çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, apoptozisin sarkoidoz gelişimi ve prognozu üzerindeki etkisini araştırmaktır.
2008-2012 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD ve Göğüs Hastalıkları BD da Sarkoidoz tanısı almış toplam 38 olgu incelendi. Sarkoidoz tanısı; klinik ve radyolojik bulguların, histolojik tanı ile desteklenmesi ile kondu. Histopatolojik tanı: - 26 hastada transbronşiyal akciğer biyopsisi - 12 hastada mediastinal lenf nodu biyopsisi
Hastaların klinik ve radyolojik bulgularına hasta dosyalarından ve epikrizden ulaşıldı. TUNEL yöntemi ile apoptotik indeks araştırıldı.
TUNEL: Terminal deoksinükleotidil transferaz (Tdt)-aracılı deoksiuridin trifosfat (dutp)- biotin nick end-labelling. Apoptozisin bir göstergesi olan DNA fragmanlarının (kırıklarının) in situ olarak saptanması için kullanılan bir boyama yöntemidir.
Apoptotik sinyaller DNA üzerinde kırıklar oluşturmaktadır. Açığa cıkan DNA parçacıklarının serbest 3'-OH uçlarına TdT aracılığı ile biotin ile işaretlenmiş ve işaretlenmemiş deoksinükleotidler eklenir. Daha sonra biotin ile işaretlenmiş nükleotidler, streptavidin-horseradish peroksidaz konjugatı ile tespit edilir. Diaminobenzidine, işaretlenmiş örnek ile tepkimeye girerek DNA kırığı bölgesinde çözünemeyen bir substrat oluşturur. Metil yeşili ile ters boyama yapılarak işlem sonlandırılır.
Pozitif reaksiyon: Kahverengi-siyah nükleerperinükleer boyanma. TUNEL pozitif hücre sayısı: 1 mm 2 lik alanda epiteloid granülomlar içerisinde pozitiflik saptanan inflamatuar hücre (histiyositlenfosit) sayısı
İstatistiksel analiz için Windows SPSS 11,5 (Statistical Programme for Social Sciences) paket programı kullanıldı. Çoklu karşılaştırmalarda Mann-Whitney U Testi yapıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi olarak p<0.05 kabul edildi.
Bulgular Hastalar Olgu sayısı n = 38 Yaş 49.08±11.27 Kadın/Erkek n = 28/10 Sedimentasyon 24.39±18.12 CRP 11.08±10.94 FEV 1 79.50±9.26 ACE 67.84±32.38
Evre Evre I Evre II Evre III Evre IV Olgu sayısı n=20 (52.6%) n=16 (42.1%) n=1 (2.6%) n=1 (2.6%) Evre I: İntersitisyel değişiklikler olmaksızın bilateral hiler lenfadenopati (BHL) varlığı Evre II: BHL ye hiler gölgelenmeler eşlik etmesi Evre III: BHL olmaksızın yaygın gölgelenmeler olması Evre IV: Radyolojik olarak fibrozis görünümü varlığı
Klinik evre TUNEL pozitif hücreler/mm 2 Evre Hasta sayısı Ortalama Minimum Maksimum I 20 10.10 2 24 II 16 9.19 2 18 III 1 2.00 2 2 IV 1 2.00 2 2 Toplam 38 9.29 2 24
TUNEL yöntemi ile saptanan apoptotik indeks ile hastaların evreleri arasında anlamlı istatistiksel fark saptandı (p=0.035) Düşük evreli (Evre I-II) hastalarda apoptotik indeks yüksek iken, İleri evreli hastalarda (Evre III-IV) apoptotik indeks düşük izlendi.
TUNEL yönetimi ile saptanan apoptotik indeks ile hastaların klinik parametreleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Hastaların evreleri ile klinik parametreler arasında anlamlı bir saptanmadı.
Sarkoidozun etyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte, izlenen granülomatöz doku cevabının tanımlanmamış bir antijene karşı gelişmiş hücresel immün bir cevap olduğu düşünülmektedir. Literatürde sarkoidoz patogenezi ve prognozunda apoptozisin etkisi olduğunu savunan çalışmalar mevcuttur.
Granülomatöz hastalıkların regresyonunda apoptozisin önemli bir etkisi olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Cree IA ve ark. Cell death in granulomata: the role of apoptosis. J Clin Pathol 1987. Apoptozis regulasyonunda rol oynayan pek çok molekülün(tnf) sarkoidozda etkili olabileceği ortaya konmuştur. Agostini C ve ark. Cell apoptosis and granulomatous lung diseases. Cur Opin in Pulmonary Medicine 1998.
Sarkoidozisli hastalarda apoptotik indeksin yüksek olduğu ve bunun da hastaların survive ları ile ilişkili olabileceğini savunan çalışmalar mevcuttur. Kunitake R ve ark. Apoptosis in the course of granulomatous inflammation in pulmonary sarcoidosis. Eur Respir J 1999 Dai H ve ark. Increased expression of apoptosis signalling receptors by alveolar macrophages in sarcoidosis. Eur Respir J 1999 Domagala ve ark. Expression on cell in then the Fas antigen in the cells from bronchoalveolar lavage fluid (BALF). Folia Histochem Cytobiol 2000
Apoptotik indeks ile sarkoidozis arasında anlamlı bir bağlantı bulamayan çalışmalar da vardır. Stridh H ve ark. Apoptosis resistant bronchoalveolar lavage (BAL) fluid lymphocytes in sarcoidosis. Thorax 2002 Xaus J ve ark. High expression of P21 Waf1 in sarcoid granulomas: a putative role for long-lasting inflammation. Journal of Leukocyte Biolog 2003;74(2):295-301
Apoptosis, hastalığın uyardığı oto-reaktif T- hücrelerinin delesyonuna neden olarak, granülom rezolüsyonunda kritik bir rol oynayabilmektedir. Sarkoidozda izlenen apoptotik olaylar, inflamasyonun spontan rezolüsyonu ve granülomların ortadan kalkması ile doğru orantılı iken, İleri evre hastalarda izlenen dirençli granülom varlığı da, apoptozis düşüklüğüne bağlanabilir.
Apoptozis regülasyonunda rol oynayan pek çok molekül bilinmektedir. Apoptozisin, bu moleküllerle pozitif veya negatif regülasyonu, hastalığın başlangıcı, ilerlemesi ve doku iyileşmesinde etkili olabilmektedir. Dolayısıyla; Sarkoidoz tedavisinde kullanılabilecek yeni tedavi rejimlerinin belirlenebilmesi için, apoptozisin sarkoidoz üzerindeki etkisini bilmek yol gösterici olabilir. Bizim çalışmamızda, apoptozisin Sarkoidoz hastalarının iyileşmesinde pozitif yönde etkisi olabileceği saptanmıştır. Ancak daha kesin bilgiler ele edebilmek için çok daha fazla sayıda hasta ile yapılan çalışmalara ihtiyaç vardır.