YÜZEY GERİLİMİ KAPİLER YÜZEYİN ŞEKLİ Üzerine yerçekiminin etki yaptığı bir sıvının yüzey şekli, ele alınmış bölümde sıvının yüzeyinin, onu çevreleyen katı cisimle olan temas hattının düz ve yatay olduğu kabul edilirse, kolaylıkla saptanabilir. Bu durum, örneğin, sıvıya daldırılmış bir düz levhanın yakınında böyle olacaktır. A 2 P 2, köşe etkisinin bahis konusu olamayacağı kadar geniş olan dikey levha olsun. Burada derinlik birimi başına (kağıda dikey) kuvvetler dikkat nazara alınacak ve A 1 A 2, levhadan uzak sıvının standart düzeyi olarak kabul edilecektir. x,y noktasında yüzeyin kavislenmesi olup bu noktada sıvı içinde basınç dolayısıyla dış basınçtan kadar daha azdır. Ama basınç, çevredeki gaza geçit verilmesi halinde, yüzeyin gρy veya g(ρ-ρ o )y kadar düz olduğu nokta da bundan azdır. Böylece yüzey için diferansiyel denklem olup Bunun entegrali dir. Bu itibarla yüzeyin şekli elastica, yani uçlarına eşit ve mukabil kuvvetlerin uygulandığı bir uniform yayın aldığı şekil olacaktır. Denklem, sıvının bir bandının elementer hacmi dikkate alınarak bulunabilir; bu d x hacmi, dış ve iç kenarlarında yüzey kuvvetleri tarafından sıvının normal seviyesinin üstünde tutulmaktadır. Bunların dikey bileşenlerinin farkı σd(sinθ) olup bandın ağırlığı gρyd x tir ama olduğundan aynı sonuç elde edilir. Temas açısının α olması halinde levhada θ nın değeri π/2 - α olur; o halde dir ki bu da sıvının yükseldiği en yüksek irtifa olur. Bir terazinin kolundan asılmış ve doğruca bir sıvıya daldırılmış bir ince cam levha, yüzey geriliminin saptanmasının basit bir yolunu sağlar. Kapilarite etkisiyle sıvının yükselmesi levhanın görünür ağırlığında artışı levhanın yatay uzunluğunun iki katıyla çarpılmış σ ya eşit olur. Aletin hassas kolu Worthington çoğaltıcısı olarak bilinip bunda band bir dikey silindirik spiral şeklinde sarılmıştır.(şek.1) BİR KAPİLER TÜP İÇİNDE YÜKSELME Bir sıvıya daldırılmış bir kapiler tüp, yüzey geriliminin saptanmasının basit bir yöntemini sağlar. Yüzey gerilimi ile sıvının tüp içinde dış yüzeyin seviye tarafından ölçülmüş yükselmesi SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 1
(ya da alçalmasını) birbirine bağlayabilmek için yükselen sıvının etkin ağırlığının, gerilimden ileri gelen toplam kuvvetle eşitliğini yazıyoruz. Şek.2 deki sembollerle etkin ağırlık, olup bu X yarıçapında bir iç silindir için yazılır; burada ρ, sıvının yoğunluğu ve ρ o da çevreleyen gaz ya da buharınkidir. Silindirin sıvı yüzeyinin kenarı çevresince etki yapan yüzey kuvvetinin dikey bileşeni 2πxσsinθ veya 2πxσcosα olup burada θ yüzeyin yatayla oluşturduğu açı, α da temas açısı dır; bu sonuncusu katı yüzeye göre (bu durumda dikey olan) ölçülür. Bu iki ifade birbirlerine eşitlenir. SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 2
olursak h a kıyaslanarak y i toptan ihmal edecek olup o ile r sınırları arasında entegral alacak Bu her iki terim, B noktasında yüzeyin iki yanı arasında basınç farkı için ifadeler olmaktadır. DAR (KÜÇÜK İÇ ÇAPLI) TÜPLER Denklem, bu kavislenmelerin toplamının yükseklikle arttığını gösteriyor; ama h büyük ve y küçük olduğunda (dar tüplerde böyledir) toplam, yaklaşık olarak sabittir. Denklemin diferansiyel şekline geri dönüp sıvının tüpü ıslattığı hali ele alarak, eğri pratik olarak dairesel kabul edilebilir: yarıçapı r dir Buna göre tekabül eden y in değeri ve SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 3
olduğunu akılda tutarak ve müteakip entegraller alarak y in x e göre daha doğruya yakın değerleri elde edilebilir; buna karşılık x de diferansiyel denklemlere ithal edilebilir... Bu tür müteakip yaklaşıklarla Lord Rayleigh, α= 0 hali için denklemini elde etmiştir ki katsayıların, kabullenilen yaklaşıklıkta, doğru oldukları teslim edilir. Bu denklem sadece r in h a göre küçük olması halinde kullanılabilir. Denkleme çok yakın bir yaklaşımın, yüzeyi küçük ekseni dikey olan bir elipsoid olarak kabullenmek suretiyle elde edildiğini zikredelim. Yüzey gerilimini deneysel olarak saptamak için çeşitli yöntemler kullanılmıştır: (a) Yukarıdaki denklemin kullanılmasıyla bir kapiler tüpte yükselme ile. SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 4
(b) Sentis yöntemi Bir kapiler tüp kısmen sıvıya daldırılır. Sonra dikey olarak çıkarılır ve damla alt uçta asılı kalır; (şek.3). Damla tepesinin A pozisyonu saptanır. Bundan sonra kap içindeki sıvı damlanın tepesine değene kadar yükseltilir (bu arada sütün alçalır) ve yine üst yüzeyi, başta olduğu C ile aynı düzeye gelene kadar tekrar yükseltilir. Bu sırada kap içindeki sıvı B düzeyindedir. Adi metotta AB dikey mesafe h a tekabül eder ama tashihli ifade ile h, negatif olarak alınacaktır. Damlanın genişliğinin bu durumda h a göre küçğk olduğu kabul ediliyor. (c) Jaeger yöntemi Bu yöntemde bir tüpün ağzı ( ucu ) sıvı yüzeyinin hemen altına konup kabarcıklar hasıl olana kadar gaz basıncı artırılır. Gazın maksimum basıncı gözlenir ve saptanır. Burada problem statik değil, gerçekten dinamiktir. Kullanılan formül olup burada ρ max tüpün ucunun içerde ve dışarda düzeyi arasındaki maksimum basınç farkı, r de tüpün iç yarıçapıdır. Kabarcığın iç daire içinde oluştuğu kabul edilir. Tereddütleri ortadan kaldırmak için her iki daireyi mümkün olduğu kadar eşit yapmak önerilir; ancak bu, büyük güçlük arz eden bir deneysel sorundur. Nihai kesinlik başlıca r yarıçapının ölçülmesine bağlıdır. (d) Düşen ağırlık yöntemi Dikkate alınan damlalar bir dar tüpten çıkmış olanlar olduklarına göre bu yöntem bundan öncekine yakın olmaktadır. Bunu, gözlemlerinin sonucunu sair koşullar aynı kalmak kaydıyla, bir sıvı damlasının ağırlığı, içinde oluştuğu tüpün çapıyla orantılıdır. ifadesiyle SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 5
vurgulayan Tate (1864) kullanmıştır. Daha sonra Quincke de bunu kullanıyor ve, sıvının içeriye akışının yeterince yavaş olması kaydıyla, düşmeden hemen önce asılı damlanın ağırlığı olarak 2πrσ değerini veriyor. Ana bölüm düştüğünde damlanın bir bölümü daima geride kalır; ama o, çok küçük damlalar durumunda bunun ihmal edilebileceğini ileri sürüyor. Rayleigh soruna boyutsal açıdan yaklaşıyor. Damlanın M kitlesinin sadece σ yüzey gerilimi; g, yerçekimi ivmesi; ρ, sıvının yoğunluğu ve tüpün α iç yarıçapına bağlı olduğu kabul ediliyor. Rayleigh σa/g nin bir kitle ile aynı boyutları haiz olduğunu ve σ /gpa 2 nin bu saf sayı olduğunu ispat ediyor ve deneysel olarak gm / σa nın yüp çaplarının büyük bir dizisinde sabit olduğunu gösteriyor. Su ve ince cidarlı tüpler için aşağıdaki değerleri elde ediyor. Sabitenin ortalama değeri böylece yaklaşık olarak 3,8 dir (sağlam olmayan kuram bu değer için 2π yi verir). Daha sonra Harkins ile Brown sabitenin, çaplar çok küçülünce, Quincke nin değerine yaklaştığını gösteriyorlar. Her ne kadar yüzey geriliminin ölçülmesi için bu yöntem açıkça tavsiye edilmezse de aynı cins sıvıların kaba kıyaslama değerleri olarak hızlı ve kolay bir yöntem olur. a nın küçük olamaması halinde yukarıdaki yaklaşıklıklar artık uygun olmaktan çıkar. KABARCIKLAR VE DAMLALAR Bunlar da benzer yöntemlerle irdelenebilirler. Bir sıvı içinde hava kabarcıkları herhangi bir boyutta teşekkül edebilir; bunlar, az çok küresel şekilde çok küçüklerden, yassı çörek şeklinde biçimlenmiş genişlere kadar olabilirler. Deneysel olarak kolaylıkla saptanabilen ρ-ρ o basınç fazlası en alt N noktasında kavislenmeyi saptar ki bu 2/R ye eşittir. Daha önce olduğu gibi y yukarıya doğru hesaplandığında SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 6
olur; böylece 2/R, daha önceki problemlerin h/β 2 sinin yerini alır. Çok büyük kabarcıklar için (geniş tüplerde olduğu gibi) ikinci kavislilik ile 2/R ihmal edilerek iyi bir yaklaşıklık elde edilebilir: Eğrinin teğetinin dik olması halinde y in değeri H olursa elde edilir. Günümüzde yine sıvıların yüzey gerilimini ölçmek için çok sayıda güvenilir teknikler geliştirilmiştir. Bunların arasından en yatkın olanları sapsız damla profili, kapiler yükseklik, Wilhelmy levhası, DuNoüy halkası, düşen ağırlık ve maksimum kabarcık basıncıdır. Aşağıdaki tablo birkaç sıvının 20 o C ta yüzey gerilimini verir. SERTLEHİMLEME, Burhan Oğuz, Oerlikon Yayını, 1988 7