Ekstrapiramidal Sistem ve İstemsiz Hareketler. Dr.Eşref AKIL. Nöroloji AD



Benzer belgeler
HAREKET SİSTEMİ. Yrd. Doç.Dr. Ertuğrul UZAR. Aktif hareket: Kişinin iradesi dahilinde ve kendi katkısı ile olandır. İstemli hareket.


PARKİNSON HASTALIĞI. Dr Efdal AKKAYA Nöroloji ABD Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Tikler Tik bozuklukları: Tik davranışlarını arttıran etmenler: Tik bozukluğuna yol açabilen diğer durumlar:

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

TREMOR FİZYOLOJİSİNE GENEL BAKIŞ

KORE. Yrd.Doç.Dr.M.Uğur Çevik D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

HAREKET BOZUKLUKLARI VE ÇALIŞMA HAYATI. Dr. Gül Yalçın-Çakmaklı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

NÖROLOJİK BELİRTİ ve BULGULAR Y Ü Z Ü N C Ü Y I L Ü N İ V E R S İ T E S İ N Ö R O L O J İ A B D

HAREKET BOZUKLUKLARI DİSTONİ KORE TREMOR BALLİSMUS ATETOZ TİK MYOKLONUS TARDİV DİSKİNEZİ

Dr Banu Cahide Tel. Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakoloji Ab.D., Sıhhiye Ankara. Parkinson Hastalığı

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan

Parkinson hastalığı beyindeki hücre dejenerasyonu (işlev kaybı ile hücre ölümü) ile giden bir nörolojik

Nigrostriatal sistem, Hareketin Kontrolü: Parkinson Hastalığı

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ

Multipl Skleroz da semptomatik tedavi

Narkolepsi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

genellikle istemli hareketle agrave olur (aksiyon distonisi) veya spesifik hareketle ortaya çıkar (yazıcı krampı) belli hareketlerle azalabilir veya

PARKİNSON HASTALIĞI: SORU CEVAP. Prof Dr. Dilek İnce Günal Marmara Üniversitesi Tıp Fak. Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Antipsikotik ilaçlar

Uyku skorlama-2 (Temel EEG grafo elemanlar)

Elektrofizyolojik Kayıt Yöntemleri

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

Sekonder Kore-Ballizm: Otoimmün: Sydenham koresi (Romatik kore) Gebelik koresi (Korea gravidarum) Sistemik lupus eritematozus Periarteritis nodoza

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN

Santral (merkezi) sinir sistemi

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

PROPRİOSEPTİF NÖROMÜSKÜLER FASİLİTASYON (PNF)

Uykunun Evrelendirilmesi ve. Uykunun Evrelendirilmesi Yöntemleri

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Subakut Sklerozan Panensefalit SSPE

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

Uyku Nörofizyolojisi. Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi

Hemispherium cerebri. Fissura longitudinalis cerebri ile serebral hemisferler birbirinden ayrılırlar.

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ Ģubat 2012

Uykunun Skorlanması. Prof. Dr. Murat AKSU

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

ÇOCUKLUK ÇAĞI HAREKET BOZUKLUKLARI Prof.Dr.Burak TATLI Hareket bozukluğu istemli ya da istemsiz hareketler esnasında görülen normal dışı hareketler

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

UYKU EVRELERİNİN SKORLANMASI. Dr. Selda KORKMAZ

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Yrd.Doç.Dr.Adalet ARIKANOĞLU D.Ü.T.F.Nöroloji A.B.D

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

Dopamin. n Motor striatumdaki dopaminerjik innervasyon: SNpcompacta A9 hücre grubu

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Hemikore İle Prezente Olan İskemik İnme:Olgu Sunumu Ischemic Stroke Presented With Hemichorea: Case Report. Yakup TÜRKEL Erbaa Devlet Hastanesi, Tokat

MOTOR ÖĞRENMENİN FİZYOLOJİK BOYUTLARI

SİNİR SİSTEMİ. Santral Sinir Sistemi. Periferik Sinir Sistemi

Dilek İnce GÜNAL Marmara Üniversitesi Tıp Fak. Nöroloji AD

Bölüm 10 Ders sunumu. Vücut Hareketlerinin Kontrolü. Eric P. Widmaier Boston University Hershel Raff Medical College of Wisconsin Kevin T.

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Turet Bozukluğu(ses ve çoğul hareket tiklerinin bir arada olduğu tik bozukluğu) Tourette Sendromu ( ses ve çoğul hareket tiki bozukluğu)

YÜKSEK KORTİKAL FONKSIYONLAR. Dr.Adalet ARIKANOĞLU DAVRANIŞ NÖROLOJİSİ

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji

Demans ve Alzheimer Nedir?

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ

Özellikle beyin sapı ve serebellumun tutulumu ile karakterize, kalıtımsal geçiş gösteren dejeneratif bir hastalıktır.

Ders Yılı Dönem-V Nöroloji Staj Programı

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Duyuların değerlendirilmesi

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Küçük Damar Hastalığı; Semptomatoloji. Kürşad Kutluk Dokuz Eylül Üniversitesi 27 Mayıs 2017, İzmir

EKLEM HASTALIKLARI. Romatizmal Eklem Hastalığı

TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni

Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Acile Başvuru Şikayetleri ve Gözümüzden Kaçanlar. Doç. Dr. Evvah Karakılıç MD, PhD.

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur.

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Parkinson Hastalığı- Etyopatogenez

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

Biyomedikal Mÿýhendisliÿýi ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

Transkript:

Ekstrapiramidal Sistem ve İstemsiz Hareketler Dr.Eşref AKIL Nöroloji AD Hareketin düzenlenmesindeki üç suprasegmental sistem: Piramidal sistem Ekstrapiramidal sistem Serebellar sistem Bunlara ek olarak duyusal girdiler de hareketin düzenlenmesinde önemli rol alırlar. Tüm bu sistemlerin toplam sonucu son ortak yol denen 2. Motor nöron (alfa motor nöron) ile kaslara ulaşır. Motor yolları kabaca ikiye ayırmak münkündür. İnen yollar (kortikospinal, kortikobulber, kortikopontin) ;doğrudan uygulatıcı, Geri dönen (re-entren) yollar; kontrol edici, modüle edici fonksiyon görür. İki tane geri dönen devre mevcuttur. kortiko-bazal gangliyo-talamo-kortikal yol, kortiko serebellar talamo kortikal yol. Bazal ganglion yapıları kaudat nükleus, putaman, globus pallidus, substansiya nigra ve subtalamik nücleustur. Bazal ganglionlar istemli motor hareketi module etmenin yanında hareketin emosyonel yönü ile ilişkili limbik sistem ve okulomotor sistemle bağlantıları vardır. Anatomi Korpus striatum: kaudat, putamen, globus pallidus Striatum: kaudat nükleus ve putamen: BG lara primer afferent yer. Lentiform çekirdek: globus pallidus ve putamen. Primer efferent yerleri: globus pallidus interna ve substansiya nigra pars retikülata. Bazal ganglionların Başlıca bağlantı ve yolları: 1: Nigro-striyatal yol (Dopamin) Subtansiya nigra striatuma dopaminerjik lifler gönderir. Dopamin reseptörüne göre eksitasyon veya inhibisyona neden olur. D1 reseptörüne dopamini etkisi eksitatör (direk yol), D2 reseptörüne dopaminin etkisi inhibitördür (indirek yol). Bazal ganglionların Başlıca bağlantı ve yolları: 2: Kortiko-striatal yol (Glutamat)

Bazal ganglionların Başlıca bağlantı ve yolları: 3: Pallido-talamo-kortikal yollar Bazal ganglionların Başlıca bağlantı ve yolları: 4: Striato-pallidal yollar İşlevleri Kas tonusunun düzenlenmesi Motor hareketlerin otomatikleşmesi İstem dışı hareketlerin frenlenmesi Direk dopamin yolu Direk yolda globus pallidus internusa giden sitriatopallidal lifler inhibitördür (GABAerjik). Striatumdan globus pallidus internusa direk yol projeksiyonu ; inhibitör özellikli pallidotalamik yolu inhibe eder Direk devre pallidotalamik yolu inhibe ederek kortekse giden talamik projeksiyonları eksite eder. Net kortikal etki; fasilitasyon ve eksitasyona neden olur. İndirek dopamin yolu İndirek yolda, striapallidal lifler globus pallidus ekternusa projekte olarak inhibisyona neden olur. Globus pallidus eksternus subtalamik fasikülüs aracılıgıyla subtalamik nükleusa inhibitör dopaminerjik lifler gönderir. Subtalamik nükleus daha sonra globus pallidus internusa projekte olur fakat lifleri eksitatördür. Subtalamik nükleus gpi un talamusa inhibitör projeksiyonunu artırır ve talamokortikal yolda net olarak aktivite azalmasına neden olur. İndirek yol neticede kortikal aktivasyonu inhibe etmiş olur. Kortikal aktivasyon normal ise istemli hareketler normal, Kortikal aktivasyonda patolojik net azalma varsa istemli hareket inhibe olur. PH olduğu hipokinetik hareket bozukluğu oluşur. Kortikal aktivasyonda patolojik net artış olursa hareketler artar ve kore gibi hiperkinetik hareket bozukluğuna neden olur.

Ekstrapiramidal sistem lezyonlarında belirtiler: HİPERKİNETİK BOZUKLUKLAR (DİSKİNEZİLER): Kore Atetoz Ballismus Tremor Distoni Miyoklonus HİPOKİNETİK BOZUKLUKLAR: Akinezi Bradikinezi Rigor (Rigidite) Hipotoni Rigor (Rigidite) Hem agonist hem de antagonist kaslarda tonus artışının olduğu durumdur. Harekete sürekli ve iki yönde de direnç algılanır. Muayene bulguları: Dişli çark rijiditesi: Pasif hareket yaptırılarak tonus muayenesi yapılırken hem ekstansiyon hem de fleksiyonda tonus artışı vardır ve üzerine bu pasif hareket sırasında tremor hissedilir. PH da görülür. Kurşun boru belirtisi: Pasif hareketlerde hem fleksiyon hem ekstansiyonda hareket boyunca gerginlik artmış olarak algılanır. Ekstrapiramidal sistem hastalıkları ve Hareket bozuklukları Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm Huntington koresi Sydenham koresi, Korea gravidarum, Wilson hastalığı, Torsiyon distonisi, blefarospazm Akut distonik reaksiyon, Tardive distoni, Tardive diskinezi, Nöroleptik malign sendrom Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm Parkinson hastalığında(ph) temel klinik belirtiler: Tremor (İstirahat tremoru) Rigidite Akinezi-bradikinezi

Postural instabilite (PH da sonra çıkan bulgudur. Parkinsonizm tablolarında ise erken çıkabilir). PH da lezyon nigrostriatal yoldadır. İSTEMSİZ HAREKETLER İstemsiz hareketler çok hetorojen bir grup oluştururlar. Bir bölümü santral sinir sisteminin birbirinden çok farklı yapılarının hastalığı sonucudur. Bazılarından sorumlu nöral mekanizmalar ise iyi bilinmektedir. İSTEMSİZ HAREKETLER Büyük bir bölümü beynin derinliklerinde yer alan ve bazal ganglionlar adı verilen gri madde adacıklarının; dejeneratif, kalıtsal, vasküler, iltihabi ve doğum travmasına bağlı hastalıklarının sonucudur. Parkinson hastalığının tremoru, kore, atetoz ve bazı tip distoniler bu gruba girer. Yine intansiyonel tremor, serebellumun değişik etyolojik nedenlerle hastalanmasına bağlıdır. İSTEMSİZ HAREKETLER Miyokloniler serebral korteksten m. spinalis e kadar uzanan çok geniş bir bölgedeki farklı anatomik yapıların lezyonuyla ilgilidir. Klonik fasyal spazmın ise n. facialisteki irritativ olaylardan kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Tortikolis gibi bazı istemsiz hareketlerin nöral mekanizmalarına ait bilgiler halen çok yetersizdir. İSTEMSİZ HAREKETLER 1. Tremor Statik (istirahat); Parkinson. Aksiyon (kinetik); Cerebellar, Fizyolojik. Kanat çırpma şeklinde tremor (Wilson) 2. Koreik hareketler(nuc. Caudatus lez.) 3. Hemiballismus (Nuc. Subtalamıcus lez.) 4. Atetoid hareketler (corpus striatum lez.) 5. Distonik Hareketler 6. Tikler 7. Myokloniler

8. Fasikulasyonlar Tremor-1 Tremor, birbirine antagonist kasların istemsiz kasılmasına bağlı az veya çok ritmik bir harekettir. Üç tipi vardır: 1)İstirahatte görülen tremor: İstirahat tremoru, statik tremor veya Parkinson tremoru adları da verilir. 2) Bir amaca yönelik hareket sırasında ortaya çıkan tremor. İntansiyonel tremor da denir. 3) Yerçekimine karşı bir postürün devamı sırasında ortaya çıkan tremor. Gergin bir şekilde öne doğru uzatılmış ellerde görülür. Postüral tremor veya aksiyon tremoru olarak adlandırılır. Statik Tremor Parkinson hastalığında görülür. Saniyede 4-7 frekanslıdır. Ellerde hap yapma, para sayma hareketine benzetilir. Ayaklarda olduğu zaman pedal hareketi görünümündedir. Bazen dil, dudaklar ve çene de görülür. Heyecanla şiddetlenir, yani amplitüdü artar. İstemli hareket sırasında bir süre için kaybolur. İntansiyonel Tremor Serebellum hastalıklarında görülür. İstemli hareketin özellikle son aşamasında, yani hedefe yaklaşırken ortaya çıkar. Örneğin parmağın burna dokunacağı sırada veya dolu bir bardağa uzanıp tutarken iki yana doğru oldukça kaba osilasyonlar şeklindedir. İstirahatte kaybolur. Bazen de baş ve gövdede öne arkaya sallanmalar görünümündedir. Başın bu hareketine titübasyon denir. Postüral Tremor Normal insanlarda da yer çekimine karşı bir postürü sürdüren kaslarda ince bir tremorun varlığı ortaya konmuştur. Buna fizyolojik tremor adı verilir. Frekansı saniyede 10-12 dir. Heyecan, ruhi gerginlik, korku, yorgunluk, hipoglisemi, egzersiz ve tirotoksikozda amplitüdü artar, gözle görünür hale gelir. Esansiyel Tremor Postüral veya aksiyon tremorunun oldukça sık görülen patolojik bir şeklidir. Kalıtsal yönü olduğu zaman "familyal tremor", yaşlılıkta ortaya çıktığı zaman "senil tremor" adını alır. Genç yaşlarda ve familyal özellik olmadan görülen şekline ise "esansiyel tremor" adı verilir. Postüral tremorun bu üç tipi muhtemelen birbiriyle ilişkili tablolardır. Bazı yazarlar her üç tipi birden esansiyel tremor adı altında toplamaktadır.

Esansiyel tremorun başlıca belirtisi ellerdeki titremedir. Genellikle tek elden başlar ve yıllar içinde çok yavaş ilerler. Hasta ellerini uzattığında belirgin hal alır. İlerlemiş olgularda yazı bozulur, fakat Parkinson hastalığında olduğu gibi mikrografi görülmez. Tanı bakımından önemli bir nitelik alkol alındığında tremorun azalıp kaybolmasıdır. Hastaların bir bölümünde ellerdeki tremora ek olarak veya bağımsız şekilde başta tremor görülür. Bu titreme vertikal veya horizontal plandadır. Bazı hastaların seslerinin titrediği dikkati çeker. Gövde ve bacaklarda titreme nadirdir. Asteriksis Hasta elini ve parmaklarını gergin bir şekilde tutarak kollarını öne uzattığında bileğin ekstensor kaslarındaki tonik kontraksiyonun geçici olarak ortadan kalkmasıyla (periyodik inhibisyon) eller aşağı doğru düşer ve hızla ilk pozisyonuna veya onun biraz üstündeki bir plana çıkar. Kas kontraksiyonunun inhibisyonu sonucu olan ellerin yere doğru düştüğü sırada ekstensor kasların EMG'sinde elektrofizyolojik bir sessiz periyod görülür. Bu hareketler bir dakika içinde birçok kez tekrarlar. İlk olarak hepatik ensefalopatisi olan hastalarda tanımlanan bu istemsiz harekete, kanat çırpmaya benzetildiğinden "flapping tremor" adı verilmiştir. Üremide, seyrek olarak bazal ganglionların lokal hastalıklarında ve Wilson hastalığında da görülebilir. Kore Amaçsız ve düzensiz ani ve hızlı hareketlerdir. Ellerde ayaklarda oranla daha sık görülür. Bazen de dil, dudak, yüz ve omuz hareketleri görünümündedir. Ağır şekillerinde hastanın yazı yazma, yemek yeme gibi günlük aktiviteleri etkilenebilir. Sydenham koresi: Akut eklem romatizmasının major belirtilerindendir. Kızlarda daha sık olmak üzere çocukluk yaşlarında ortaya çıkar. Tekrarlamalar nadir değildir. Huntington Koresi Otosomal dominant (OD) geçişli kalıtsal bir kore şeklidir. Çoğunlukla 20-50 yaşları arasında başlar. Özelliği, koreik hareketlere ilerleyici bir demansın eşlik etmesidir. Mental belirtiler sinirlilik, geçimsizlik, kavgacılık gibi kişilik değişiklikleriyle başlayabilir. Atetoz

Çoğunlukla ellerde ortaya çıkan, birbirini izleyen kıvrılma hareketleri şeklindedir. Ayaklar ve yüzde de görülebilir. Koreik hareketlerden ani ve hızlı olmayışlarıyla ayrılırlar. Bununla beraber, bazı istemsiz hareketlerin hem koreye hem de atetoza benzeyebileceğini unutmamak gerekir. Bu durum da koreatetozdan söz edilir. Doğuştan beyin hasarlı çocuklarda kernikterusta ve bazı dejeneratif bazal ganglion hastalıklarında görülür Hemibalismus Vücudun bir yarısında görülen, kol ve bacağı tümüyle tutan, geniş amplitüdlü, şiddetli istemsiz hareketlerdir. Hareketin şiddetinden hasta kolunu-bacağını duvara çarpıp kendini yaralayabilir, yatak yüzeyine sürtünme sonucu derileri soyulabilir. Daha çok vaskuler olaylarda görülür. Nuc.subtalamicus lezyonlarında görülür. Torsiyon Spazmı Ekstremiteler, gövde ve boynun uzun aksları üzerinde geniş amplitüdlü yavaş kıvrılma hareketleri şeklindedir. Baş bir tarafa döner ve hasta vücudunun torsiyon hareketleriyle bükülüp garip bir postür alır. Torsiyon hareketlerine katılan kasların zamanla hipertrofik bir görünüm aldığı dikkati çeker. Spazmodik Tortikolis (servikal distoni) Boyun kaslarının ve özellikle sterno-mastoid kasın zaman zaman ortaya çıkan spazmodik kasılmalarıyla başın karşı tarafa doğru dönme hareketleridir. Bazı hastalarda ise boynun geriye doğru büküldüğü görülür. Bu tabloya da retrokolis adı verilir. Nedeni çok iyi bilinmemektedir. Bazılarının, torsiyon spazmının parsiyel bir şekli olduğu, bir bölümünün de psikojen nedenlerden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Ayrıca boyun vertebraları ve sterno-mastoid kasın lokal patolojilerine bağlı sürekli tortikolis olguları da vardır. Tedavi: Botox

İlaçlara Bağlı İstemsiz Hareketler-1 Nöroleptikler; birçok akut ve kronik diskinezi ve distoni tablolarına neden olabilir Özellikle, fenotiazin ve butirofenon gruplarından ilaç alanlarda görülen bu iyatrojenik istemsiz hareketlerin birkaç tipi vardır. Akut Distoniler İlaca Bağlı Parkinson Sendromu Tardiv Diskinezi. L-dopa Tedavisinde Görülen Diskineziler İlaçlara Bağlı akut distoni Bunlar ilaca karşı bir tür idyosenkrazi belirtisi olarak tedavinin ilk günlerinde ve hatta tek bir doz almakla ortaya çıkarlar. Yüz, boyun, dil ve çenede ağır distoniler şeklindedir. Tortikolis, çenenin bir tarafa kayması, dilin dışarıya çıkması gibi istemsiz hareketler sık görülür. Bazen de göz kürelerinin bir yöne doğru zorlu deviyasyonu dikkati çeker. Buna akut okülojir distonik kriz adı verilir. Bütün bu hareketlere hastada büyük bir huzursuzluk ve panik hissi eşlik eder İlaca Bağlı Parkinson Sendromu Bazı hastalarda nöroleptik tedavisinin genellikle ilk ayı, bazen de ilk haftası içinde akinezi, rigor ve tremordan oluşan iyatrojenik bir parkinsonizm tablosu ortaya çıkabilir. Metoklopramid ve antipsikotikler en sık nedeni. Tardiv Diskinezi Aylarca süren, genellikle yüksek dozda nöroleptik tedavisi sırasında veya tedavi bittikten sonra ortaya çıkan istemsiz hareketlerdir. Başlıca ağız ve dili tutan çiğneme ve yalanma hareketleri şeklindedir. Ekstremitelerde koreik ve koreatetoid hareketler görülebilir. Antiparkinson ilaçlarla daha da şiddetlenirler.

L-dopa Tedavisinde Görülen Diskineziler L-Dopa tedavisi sırasında ortaya çıkan diskineziler ayrı bir grup oluşturur. Kol ve bacaklarda koreik, atetoid veya karışımı hareketler dikkati çeker. Ayaklarda pedal hareketi, omuz oynatmalar, dil ve çene hareketleri görülür. Hareketler, ilacın etkisi ortadan kalkınca kaybolur. L-Dopa dozunun azaltılmasıyla kontrol altına alınabilir. Miyokloni- Miyokloni veya miyoklonus bir kasın veya bir kas grubunun ani ve şimşekvari kasılmasıyla ortaya çıkan genellikle aritmik sıçrayıcı harekete verilen addır. Miyoklonus bazen çok küçük bir hareket şeklindedir. Bazen de hastanın elindekini düşürmesine veya yere yıkılmasına neden olacak amplitüdde bir hareket doğurur. Miyoklonusların bir bölümü ani ses, ışık, dokunma gibi uyaranlarla provoke edilebilir. Bazen de aktif bir hareket sırasında ortaya çıkarlar (action myoclonus). Uykuya dalarken bacaklarda birkaç miyoklonik kasılma görülmesi fizyolojik sınırlar içinde kabul edilir. Fakat bunlar bazen hastanın uykuya dalmasını engelleyecek düzeye erişirler (nocturnal myoclonus). Miyokloniler bazen epileptik bir fenomendir. Miyokloni ile birlikte konvülsiv nöbetler de görülebilir. Bunlardan bir bölümünde Jüvenil miyoklonik epilepside olduğu gibi nörolojik bozukluk yoktur. Ancak JME de tanı sonrası başlanan antiepileptik ilaç ömür boyu devam edilmelidir. Bir bölümü ise sinir sisteminde ilerleyici dejeneratif değişiklikler ve demansla birlikte giderler. Familyal progresif miyoklonus epilepsisi (Unverricht-Lundborg) buna örnektir. Burada uyarana duyarlı miyoklonus ve epilepsi nöbetleri bir arada bulunur. Sinir sisteminin bazı yavaş virüs infeksiyonları(ve prion) hastalıklarının seyrinde de miyoklonik sıçramalar ortaya çıkar. Bunlardan biri çocukluk yaşlarında görülen ve kızamık virüsüne bağlı olduğu düşünülen subakut skerozan panensefalit (SSPE). Diğeri de ilerleyici bir demans tablosu olan Creutzfeldt Jacob hastalığı'dır. Yumuşak damak miyoklonisi (palatal myoclonus) palatumun sürekli kasılmalarına verilen addır. Özelliği, ritmik oluşu ve kesintisiz bir şekilde uykuda da devam etmesidir. Miyokloni üremik ve anoksik ensefalopatilerde de görülür. Anoksik ensefalopati kalp durması gibi ağır hipoksi veya anoksileri izleyen bir tablodur. Buradaki miyokloniler aktif hareket girişimi sırasında ortaya çıkar ve bazen ardarda tekrarlayarak jeneralize konvülsiv bir nöbetle sonlanabilirler TİKLER

Sıklıkla yüzde, boyun ve omuzda görülen istemsiz hareketlerdir. Göz kırpma, alın kırıştırma, burun çekme, omuz silkme sık görülür. Çocukluk yaşlarında ve gerilimli durumlarda ortaya çıkar. Kompülsiv bir yönü vardır. Yani, hasta tikini kontrol altında tutmak isterse gerilim artar, tikin ortaya çıkması ise geçici bir rahatlık sağlar. Tikler genellikle stereotipik hareketler halindedir. Fakat bir dönem aynı tiki tekrarlayan çocuğun bir zaman sonra bunu terkedip yeni bir tike başladığı görülür. Gilles de la Tourette Sendromu Bu sendromda, mültipl tiklere küfürlü sözler (koprolali) eşlik eder. Tiklerin bir bölümü homurtu, boğaz temizleme gibi solunum tikleri niteliğindedir. Familyal yönü vardır. Klonik Fasyal Spazm (Hemifasyal Spazm) Yüzün bir yarısına zaman zaman gelen kasılmalar olur. Birden başlayıp birden biter. Ağız kommisürü bir tarafa çekilmiş, m.orbicularis oculi kontraksiyonu ile göz kısılmıştır. Bu spazmodik zemin üzerinde kasların kesikli (klonik) kasılmaları dikkati çeker. Heyecan ve gerginlik durumlarında artar. N. facialis üzerindeki vasküler basıya bağlı iritativ bir olaya bağlı olduğu düşünülmektedir. Tedavi: botox Blefarospazm Hastalar, gözlerinin zaman zaman istemsiz olarak kapandığından; okuma, yemek yeme ve hatta yürümenin imkansız hale geldiğinden yakınırlar. Nedeni iyi bilinmemektedir. Bir bölümünün ağız, çene ve dildeki istemsiz hareketlerle birlikte bulunduğu dikati çeker. Meige sendromu veya blefarospazm-oromandibüler distoni adı verilen bu tablo hakkında bilinenler de yetersizdir. Bazı blefarospazm olguları ise psikojen kaynaklıdır.