HORLAMA VE UYKU APNELERİ



Benzer belgeler
OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU. Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D.

CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon)

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR

PROF. DR. TÜLİN TANER

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

GÖĞÜS HASTALIKLARI UYKU LABORATUVARI HASTA DEĞERLENDĠRME FORMU. Genel Bilgiler

OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR

Horlama hastalığı umutsuz değil

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

Dr. Oğuz Köktürk. Tablo-1: Uykuda solunum bozuklukları

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı?

ÇOCUKLARDA OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU VE MEDİKAL TEDAVİ

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

Genel Önlemler. Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

UAS da Oto CPAP Titrasyonu

Tarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları. Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi

ÜST SOLUNUM YOLU. Dr. Zeynep Zeren Uçar. kları ve Cerrahisi

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği

Uyku Fizyolojisi Uyku Hijyeni Obstrüktif Uyku-Apne Sendromu

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Burun yıkama ve sağlığı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Prof. Dr. Mehmet Ünlü. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD.

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Tüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:.

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ Ģubat 2012

Öksürük. Pınar Çelik

Polisomnografi Raporunun Hazırlanması ve Yorumlanması

Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK

CPAP KABULÜNDE-UYUMUNDA SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ

Uyku Hastalıklarında PAP Tedavisi. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Türk Uyku Tıbbı Derneği. Akreditasyon Başvuru Formu

Uykuda Solunum Olayları Skorlaması. Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi

Gündüz Uykuluğunu Değerlendiren Nesnel Yöntemler

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Dr.İbrahim Öztura. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

Ses Kısıklığı Nedenleri:

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

Uykuya Bağlı Solunumsal Hastalıkların Sınıflaması ve Tanımlar

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

UYKU APNE SENDROMUNUN KLİNİĞİ -Olgunun Değerlendirilmesi- Dr. Özen KAÇMAZ BAŞOĞLU 21 Mart 2009, Ankara TTD Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu

BÖLÜM UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

Nurhak Demir İbrahim Öztura Barış Baklan Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Klinik Nörofizyoloji Bilim Dalı

Doç. Dr. Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D.

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

POLİSOMNOGRAFİ İÇİN HASTANIN HAZIRLANMASI. Dr.Ender Levent Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. İstanbul

A) Solunumsal uyku hastalıklarında NĐMV cihazları verilme ilkeleri;

Uyku Bozuklukları Merkezi

Obstruktif Sleep Apne de Ortodontik Yaklaşımlar: Vak a sunumu & Klinik Öneriler

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

Çocuklarda ve Gençlerde Uykuda Solunum Bozuklukları. Dr. Uğur Özçelik Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

OBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU

Uykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar

Uykuda Solunumsal Skorlama; Geçmişten Günümüze. Dr. Hikmet Fırat

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

POLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

Uykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama

TIKANMAYA BAĞLI UYKU APNESİ HASTALARI VE BASİT HORLAYANLARDA HORLAMA SESLERİNİN SPEKTRAL ZARF ANALİZİ

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Uykuda Solunum Bozuklukları Merkezimize Başvuran Hastaların Demografik Özellikleri, Tedavi Yöntemleri ve Tedaviye Uyumları

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

BIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları. Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

MEKANİK VENTİLASYON - 2

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı SOLUNUM - DOLAŞIM BLOĞU

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

OVERLAP SENDROMU. Dr. Gökhan Kırbaş. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi

Dr Çağlar Çuhadaroğlu


Solunumsal Olayların Skorlanması

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.


UAS da CPAP Titrasyonu

Arousal & Kardiyak Skorlama MUSTAFA GAZİAYGÜNEŞ UYKU TEKN.

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Kor Pulmonale hipertrofi dilatasyonu

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

Tıkayıcı uyku apne sendromunun ve sürekli pozitif havayolu basıncı titrasyonunun evre 3 ve REM uykusuna etkisi

Transkript:

HORLAMA VE UYKU APNELERİ Uyku fizyolojisi: Normal bir erişkinin uyku ihtiyacı 7.5-8.5 saat civarındadır. Bu süreyi belirleyen bazı faktörler mevcuttur. Kişinin genetik yapısı, sirkadyen ritm çalar saat gibi istemli kontrol bu süreyi belirlemektedir. Uykunun başlıca iki evresi vardır. NREM (Non-REM);uykunun sessiz evresidir, bu evrede kişi sakin, nabız, solunum ve TA düşüktür. REM (Rapidly eye movement- hızlı göz hareketleri) uykusunde ise paralize vücutta yüksek aktiviteli beyin mevcuttur. Bu evrede ismi veren hızlı konjuge, göz hareketleri mevcuttur. Artmış otonomik aktiviteye bağlı olarak; tansiyon arteriyel, nabız ve solunum sayısı artmıştır. Muskuler aktivite ise azalma mevcuttur. Epidemiyoloji: Horlama toplumda oldukça sık bir şekild karşılaşılan sosyal bir problemdir. Erkeklerde %40-45, bayanlarda ise %28-30 oranında görülür, yaşla beraber bu sıklık artar. 7. dekatta erkeklerde %85, kadında ise %75 oranında horlama gözlenmektedir. Obstrüktif sleep apnea- Tıkayıcı uyku apnesi horlamaya gore 10 da 1 oranında görülmektedir. Erkeklerde % 4, kadınlarda ise % 2 oranında izlenmektedir. Sınıflama: Horlama Üst Solunum Yolu Kapanma Sendromu Üst Havayolu Rezistans Sendomu (UARS) Obstrüktif Uyku Hipopne Sendromu (OSHS) Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) Üçünde de artmış ventilatuar efor ve gün içinde uykuya eğilim olur Horlamadan OSAS a kademeli ya da atlayarak geçiş Sleep apne sendromu uyku sırasında apne ataklarıyla seyreden ve bunun getirdiği bazı sistemik bozukluklar içeren bir sendromdur. Bu sendromdaki apne, uyku sırasında ağız ve burun seviyesinde en az 10 sn süre ile hava akımının kesilmesi olarak tarif edilir. Bir saatteki apne sayısına apne indeksi denir. Apne ataklannın hem REM hem de non-rem uykusunda görülmesi ve apne indeksinin 5 veya daha fazla olması sleep apne sendromu için diagnostiktir. Ancak klinik semptomları olan hastalarda genellikle apne indeksi 30'dan fazladır. Apne periodları genellikle 20-30 sn içinde sona erer. Ancak nadiren de olsa 100 saniyeyi aşar. Apne periodları REM uykusunda daha sık ve şiddetlidir. Sleep apne sendromunun (SAS) 3 tipi vardır. 1

Obstrüktif Sleep Apne: Hava akımının kesilmesi üst solunum yollarındaki bir obstrüksiyona bağlıdır. İnspirasyon için çaba harcanması vardır. Santral Sleep Apne: Daha seyrek görülür. Solunumun merkezi kontrolündeki bozukluk sonucu hava akımı durduğu gibi solunum kaslarının inaktivitesine bağlı olarak inspirasyon eforu da sarfedilmez. Poliomyelit, ensefalit, beyin sapı tümörleri buna neden olabilir. Mikst Sleep Apne: Her iki komponentte mevcuttur. Santral apne olarak batlar ancak süratle obstrüktif apne halini alır. Burun ve ağız seviyesinde hava akımının devam etmesi, ancak oksijen desatürasyonuna neden olacak kadar azalmasına hipopne denir. Hipopne de SAS teşhisinde kriter olarak kabul edilir. KBB hekimi için daha önemli olan tip, obstrüktif apne serıdromudur. Fizyopatoloji: Üst solunum yollarında obstrüksiyon gelişmesinde 3 ana faktör rol oynar. Bunlar, faringeal kasların tonusu, inspirasyon sırasında oluşan negatif basınç ve üst solunum yollarının anatomisidir. Özellikle inspirasyon sırasında üst solunum yollarında oluşan negatif basıncın hava yollarında kollaps oluşturması, faringeal kasların tonusu sayesinde önlenir. Eğer bu kasların aktivitesinde bir patoloji varsa kollaps sonucu apne gelişir. Üst solunum yolları nostrilden subglottik bölgeye kadar olan kısımdır. Bu bölgedeki bir obstrüksiyon, inspirasyon için daha fazla negatif basınç oluşmasını gerektirir. Bu da obstrüktif apneye neden olur. Bu obstrüksiyon tonsiller hipertrofi, yumuşak damak genişliği, büyük uvula, dil kökünde hipertrofı veya faringeal mukozada darlığa yol açan plikalar sonucu olabilir. Apne sırasında arteryel CO2 basıncı (PaC02) artar, buna karşılık arteryel 02 basıncı (Pa02) düşer. 60 sn süren apnelerde Pa02 % 35-50 ye kadar düşebilir. Oksijen satürasyonunun dütmesi pulmoner ve sistemik hastalarda kan basıncının artmasına yol açar. Apne sırasında hastalarda bradikardi gelişir. Şiddetli apnelerde dakika kalp atım sayısı 30'a kadar düşebilir. Ancak hasta uyanınca taşikardi olur. Prematür ventıiküler atım olabilir. Sleep apne sendromu myokard infarktüsü ve kardiak arreste neden olabilir. Apne indeksinin 20'den fazla olması bu ihtimali arttırır. Tüm apne atakları sonucunda hasta uyanır. Ancak hasta solunumun durduğunun ve uyandığının farkına varmaz. Gece yeterli uyuyamayan hastada gündüz uyumaları görülür. Bu uyuklamalar çalışırken, başkasıyla konuşurken ya da araba kullanırken görülebilir. Bu nedenle hastanın sosyal hayatını etkiler. Oksijen satürasyonunun düşmesi ile beyin fonksiyonları da etkilenir ve hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği, dikkat toplayamama gibi nörolojik bozukluklar ortaya çıkar. 2

Predispozan Faktörler: Aşırı kilo sleep apne sendromunda en sık görülen predispozan faktörlerden biridir. Birçok normal kilolu kişide de SAS görülmesine rağmen,hastalar genellikle kiloludur. Kilo fazlalığı ne kadar çoksa SAS'ın şiddeti de o kadar fazladır. Erkekler kadınlara göre 8 kez daha fazla hastalığa yakalanırlar. Bu, testosteronun solunumu inhibe etmesine, progesteronun ise stimüle etmesine bağlı olabilir. Hipertrofik tonsillere bağlı olarak çocuklarda da SAS görülebilmesine rağmen, hastalar genellikle 40 yaşın üstündedir. Yaş arttıkça SAS şiddeti artmaz ancak insidansı artar. Boyun yapısı apne oluşumunda etkilidir. Kısa boyunlu kişilerde uyurken hava yolu obstrüksiyonu daha kolay gelişir. Adenotonsiller hipertrofı, makroglossi, yumuşak damak genişliği, uvula büyüklüğü, dil kökü hipertrofisi, epistaksis nedeniyle nasal tampon konması, kranyofasial anomaliler, hava yolu obstrüksiyonu yaparak SAS gelişimini kolaylaştırırlar. Alkol kullanımı ve sedatif ilaçlar alınması solunumu deprese ederek sleep apneye neden olabilirler. Klinik Bulgular Hastayı hekime getiren şikayetler kendisi tarafından olduğu kadar yakınları tarafından da belirlenir. En sık şikayet horlamadır. Bu genellikle hastanın eşi tarafından belirlenir. Horlama yumuşak damak vibrasyonuna bağlıdır. Yumuşak damak kaslarının gevşemesi ve negatif basıncın oluşturduğu türbülan akım horlamanın daha gürültülü olmasına neden olur. Bazen hastanın eşi çok net şekilde gürültülü horlamayı takiben solunumun ve horlamanın kesildiğini bir süre sonra uyandığını anlatır. Gündüz uyuklamaları, konsantrasyon bozukluğu hastanın sık şikayetçi olduğu durumlardır. Anamnez alırken hastanın aldığı ilaçlar, alışkanlıkları, yüz ve boyun travmaları sorulmalı, mümkünse solunumun durduğu periodların sıklığı ve süresi öğrenilmeüdir. Fizik Muayene Sleep Apne Sendromlu hastaların fizik muayenesinde ilk dikkat çeken bulgu kilo fazlalığı ile kısa ve kalın boyundur. Fizik muayene, burun, nasofarinks, oral kavite, orofarinks, hipofarinks ve larinks muayenelerini içermelidir. nasal kavitede septum deviasyonu, nasofarinkste kist, tümör, adenoid hipertrofi, oral kavitede makroglossi, orofarinkste tonsil hipertrofisi, genit yumutak damak ve uvula, dil kökü hipertrofisi, hipofarinks tümörleri ve larinksteki obstrüktif lezyonlar belirlenmelidir. Hastalann sistemik muayenesinde hipertansiyon, kronik akciğer hastalığı, kardiomegali gibi bulgular saptanabilir. Müeller Manevrası: Ağız ve burun kapalı iken zorunlu inspiratuar efor uygularken havayolunun orofarenks-yumuşak damak ve hipofarenks-dil kökü düzeylerinde fiberoptik nazofaringolarengoskop ile gözlenmesidir. Otutur ve yatar pozisyonda yapılmalıdır. 3

Hipofarenkste Müeller manevrasının anlamlı olması için dil kökünün posterior farengeal duvara yapışması ve larengeal oluşumların görülmesine izin vermemesi gerekir. Teşhis: Tethis,anamnez ve fizik muayene ile büyük ölçüde konur. Ancak bazı objektif araştırma yöntemleri de vardır. Polisomnografi Polisomnografi, sleep apne sendromunun teşhisinin konması ve şiddetinin belirlenmesinde kullanılır. Bu tetkik uyku sırasında, hastanın birçok fonksiyonunun takibinin yapılması ile olur. Bu takipler, elektroensefalografi (EEG), elektrokardiografi (EKG), elektrookülografi (EOG), submental elektromyografi (EMG), nasal ve oral hava akımının ölçülmesi ve arteryel oksijen satürasyonunun ölçülmesini içerir. EEG, EMG, EOG uyku evrelerini gösterir Oral-nazal hava akımı ölçümü apne ve hipopne ataklarını belirler Pletismografi-torakoabdominal hareket kayıtları apne ataklarının tipinin ayrımı (Solunum eforu) Pulse oksimetri apne atağında saturasyonu EKG aritmi bradikardiyi Polisomnografi teşhis ve şiddetin saptanması ile hekimin seçeceği tedavi yönteminin belirlenmesine de yardım eder. Multiple Sleep Latency Test (MSLT) Bu test, hastanın uykuya olan meylinin objektif olarak ölçümünü sağlar. Uykuya dalmak için geçen süreyi ölçer. Normal kitilerde ortalama uykuya dalma süresi 10-15 dakikadır. Obstrüktif SAS'ta bu süre oldukça kısadır. 1-2 dakika bile olabilir. Diğer Tetkikler Akciğer fonksiyon testleriyle de obstrüktif bulgulann varlığı araştırılabilir. Uyku sırasında yapılan videoendoskopik muayene, üst solunum yollarındaki mekanik yapıların uyku sırasındaki hareketlerini incelemeye olanak tanır. CT yine obstrüktif, semptomları araştırmak için faydalıdır. Rinomanometri, nasat kavitedeki direnci ölçmek için kullanılabilir 4

Ayırıcı Tanı: Sleep Apne Sendromunun teşhisi anamnez ve fizik muayene bulgulan ile genellikle kolaydır. Ancak bazı hastalıklarla karışabilir. Narkolepsi; kısa süreli ani uykuya dalma episodları ile karakterize bir hastalıktır. Sleep Apne Sendromuyla gündüz uyuklamaları nedeniyle kanşabilir. Narkolepside uyku episodları genellikle 15 dakika civarında sürer. Hastalığın başlangıcı sıklıkla 10-20 yaş arasındadır. Konjestif kalp yetersizliği, KOAH ve pulmoner fibrosis gibi hastalıklarda, SAS bulgularını taklit edebilir. Ancak iyi bir anamnez, fizik muayene ve kardiopulmoner testler ayıncı tanıyı sağlar. Tedavi : SAS tedavisi medikal veya cerrahi olabilir. Tedavinin tür ve yoğunluğu hastalığın şiddetine göre belirlenir. Hafıf belirtiler kilo verilmesi ile düzeltilebilirken, şiddetli obstrüktif apneye bağlı cor pulmonale kalıcı trakeotomi gerektirebiliı: Medikal Tedavi Hastalarda önce alkol veya solunumu deprese eden sedatiflerden uzak durması istenir. Şişman hastalarda kilo verilmesi hastalığın semptomlarını önemli derecede azaltmaktadır. Aynca apne periodları supin pozisyonda daha kolay geliştiği için yastıkların yükseltilmesi ve pozisyonların ayarlanması istenir. SAS tedavisi için kullanılan bazı ilaçlar da vardır. Protriptilin, nonsedatif trisiklik. Antideprasandır. Hafif ve orta şiddetteki SAS'ta faydalı olabilir. REM uykusunun süresini kısaltarak REM'e bağlı apnelerin sayısını azaltır. Ayrıca faringeal kasların aktivitesini de azaltarak obstüksiyonu önlemeye yardım eder. Yatmadan 1 saat önce 5 mg dozuyla başlanır. 10-15 mg'a kadar çıkılabilir. Ağız kuruluğu, üriner retansiyon, kabızlık gibi yan etkileri vardır. Medroksiprogesteron; santral SAS'ın tedavisinde faydalı olabilir. Solunumu stimüle edici özelliğinden dolayı kullanılır. Ancak obstrüktif SAS'ta terapötik etkisi yoktur ve libido azalması, impotans ve alopesi gibi yan etkileri vardır. Asetazolamid ve Teofilin'de SAS tedavisinde zaman zaman kullanılmasına rağmen etkinlikleri kanıtlanmış değildir. Oksijen tedavisi: kronik akciğer hastalığı olan hipoksemik hastalarda faydalı olmasına rağmen SAS'ta rolü tartışmalıdır. Oksijen verilmesinin apne süresini uzatma ve hiperkapni seviyesini arttırma gibi yan etkileri vardır. normokapneik hastalarda düşük akımlı oksijen tedavisi faydalı olabilir. 5

SAS'lı hastalarda uyku sırasında hava yolunu açık tutmak için bazı mekanik aletler de geliştirilmiştir: Skapula civarına pinpon topu şeklinde bir cisim yerteştirmek, hasta sırt üstü yattığı zaman uyanmasını sağlayarak, özellikle supin pozisyonda apnesi olanlar için faydalıdır. Dili bastıran aletlerin takılması apne ve horlamayı azaltabilir ancak buna uyum sağlamak zordur Dişlere takılan ve ağız içi ile ekstraoral basıncı dengeleyen boru şeklinde iki alet kullanılması hafif ve orta şiddetteki SAS'da faydalı olabilir Nasal Continuous Positive Air Pressure (CPAP): son yıllarda geliştirilen en etkili noncerrahi tedavidir. (Şekil-1)Hasta uyurken nasal bölgeye bir maske takar ve bu maske ile sürekli 7-15 cmh2o basıncında hava verilir. Bu hava inspirasyon sırasında oluşan negatif basıncı azaltır. Bu tedavi vakalann çoğunda apne periodlarını, oksijen satürasyonunu ve gündüz uyuklamalarını düzeltir CPAP cerrahi tedavi ile kombine edilebilir. Dezavantajları; bazen alete uyumsuzluk görülmesi, maskenin çıkardığı gürültüye alışamama ve nasal mukozal irritasyondur. Şekil-1: Nazal CPAP Cerrahi Tedavi SAS'ta cerrahi tedavinin endikasyonları ve ne tür bir cerrahi uygulanacağı tartışmalıdır. Ancak tüm vakalarda önce konservatif davranılmalıdır. Adenotonsillektomi: özellikle çocuklarda görülen SAS tedavisinde başarılıdır. Ancak erişkinlerde de tonsiller hipertrofi varsa uygulanır. Bazı çocuklarda, havayolu kollapsına meyil nedeniyle başarılı olunmaz. Septal deviasyon, konka hipertrofisi, nasal polip gibi durumlarda bu obstrüksiyonu düzeltmek için yapılan nasal cerrahi yöntemleri sleep apne semptomlarını azaltmakta faydalıdır. Şiddetli SAS'ta uvulopalatopharyngoplasti ile birlikte yapılabilir. Uvulopalatopharyngoplasti (UPPP). SAS tedavisinde en etkili cerrahi müdahaledir. (Şekil-2) Kür oranı % 50-60 olarak bildirilmiştir. Bu tekniğin 3 amacı vardır. 1. Orofaringeal girişin lateral çapını arttırmak için posteriör plikayı lateralize etmek 2. Palato-nasopharygeal kasların sfinkterin etkisini ortadan kaldırmak 3. Yumuşak damağı, velofaringeal yetersizlik oluşmasını önlemek amacıyla, kas tabakasına zarar vermeden kısaltmak. 6

Şekil-2 : UPPP'de tonsilla palatinalar alındıktan sonra arka plikalar ön plikaya sütüre edilir. Uvula ve yumuşak damağın alt kenarından bir kısmı da eksize edilir. UPPP'nin en önemli komplikasyonu palatal fonksiyonların bozulmasıdır. Bunun sonucu olarak konuşma sırasında hava kaçışı olur ve yutma sırasında yiyecekler nasal kaviteye geçebilir. Bu durum birçok vakada geçici olarak gelişebilir ancak bir kaç gün veya 2 hafta içinde düzelir. Kalıcı yetersizlik, aşırı eksizyon yapılmamışsa seyrektir. UPPP'nin diğer nadir komplikasyonu ise nasofaringeal stenozdur. Hastalarda bazen boğaz kuruluğu ve orofarinkste sekresyon hissi gelişebilir. UPPP COz laser ile de yapılabilir. Trakeotomi. UPPP'de geçici olarak ya da aşırı şişman kardiopulmoner disfonksiyonu olan kişilerde kalıcı olarak uygulanabilir. SAS tedavisinde ayrıca dil kökü hipertrofisinin laser eksizyonu, kranyofasial anomalilerde maksillo-mandibuler kitlenin öne çekilmesi teknikleri, hyoid süspansiyonu yöntemi kullanılabilir. 7