İKTİSADİ KRİZLER- IMF POLİTİKALARI İLİŞKİSİ VE FINANCE AND DEVELOPMENT DERGİSİNDEKİ YANSIMALARI



Benzer belgeler
Economic Crises and IMF s Economic Policies: The Reflections on a Quarterly Publication of IMF and World Bank Finance and Development

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BASIN BÜROSU


Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. porselenden Seramikten musluk taşõ, lavabo, küvet, bide, pisuar vb. diğer.

BİLGİ TOPLUMUNA DÖNÜŞÜM POLİTİKASI

Makina İmalatõ Sektöründe İş Mükemmelliği ve Elektronik İş Stratejileri

Girdilerin en efektif şekilde kullanõlmasõ ve süreçlerin performansõnõn yükseltgenmesi,


İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMA KURULUŞLARINDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2007 OCAK - HAZİRAN

The Consequences of IMF s Policies in the Globalization Process: The Case of Azerbaijan

KENTSEL ULAŞIM SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (BALIKESİR ÖRNEĞİ)

Finansal İstikrar ve Finansal İstikrara Yönelik Kamusal Sorumluluk Çerçevesinde Para Politikasõ: Türkiye Analizi

SAYILARLA TÜRKİYE EKONOMİSİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Daha yeşil bir gelecek için suyun

Türkiye Cumhuriyeti KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAM

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE SİAD PLATFORMU 7. SİAD ZİRVESİ AÇILIŞ KONUŞMASI

üçüncü değerlendirme raporu

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN TÜRKİYE'DE GİRİŞİMCİLİK RAPORU TANITIM TOPLANTISI KONUŞMASI

Türkiye deki Yabanc lar için Gazeteler

2002 YILI KATILIM ÖNCESİ EKONOMİK PROGRAMI

İSTANBUL BOĞAZI NDAKİ KÖPRÜLERİN ETKİLERİ

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Teminatlandõrma ve Kar/Zarar Hesaplama

ALAN YATIRIM. Migros 1Ç 2006 Sonuçları. 18 Temmuz Cirodaki Yüksek Artõş Karlõlõğõ Olumlu Etkiliyor

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN YÜKSEK İSTİŞARE KONSEYİ KONUŞMASI

27 Şubat 2003 TS/BAS/ TÜRKİYE DE GİRİŞİMCİLİK ÖZET BULGULAR

ÜLKEMİZDEKİ HUZUREVLERİNİN DAĞILIMI VE BU DAĞILIMIN

BİTKİSEL ÜRETİM ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU SÜS BİTKİLERİ ALT KOMİSYON RAPORU

İÇİNDEKİLER. İÇİNDEKİLER... i. KISALTMALAR... iv. ŞEKİLLER... vi. TABLOLAR... vii. GİRİŞ... viii 1. FİNANSAL KRİZLER... 1

İSTANBUL TİCARET ODASI NA KAYITLI FİRMALARIN KURULUŞUNDA YABANCI ORTAK ve SERMAYE DURUMU 2006 YILI DEĞERLENDİRMESİ

Almanya daki Türkler Entegrasyon veya Gettolaflma

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖMER SABANCI NIN AVRUPA BİRLİĞİ KONFERANSI KONUŞMASI

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU

KARSAN (KARSN.IS) 12 aylõk hedef fiyat: ABDc0.68 Aylin Çorman 12/02/ ! Yeni modellerin piyasaya sürülmesiyle kapasite

ORTA ÖLÇEKLİ BANKALAR Finansbank, TEB, Dõşbank

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!! SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ!!!

KENTİÇİ OTOBÜS TAŞIMACILIĞINDA BİR MODEL ÖNERİSİ, SİMÜLASYON TEKNİĞİ İLE PERFORMANS DEĞERLEMESİ

Kõrgõzistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türk Cumhuriyetleri hakkõnda genel bilgiler veren yayõndõr.

MERKEZ BANKASINA ALTERNATİF BİR YAKLAŞIM OLARAK PARA KURULU SİSTEMİ, DÜNYADAKİ UYGULAMALARI VE TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN IN 34. GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI

ANADOLU EFES (AEFES.IS)

Şubat Ankara Ticaret Odasõ. Editör Önder DOĞAN Tel:

Makroskop. Paçalarõ Sõvadõk, Dere Nerede?... Haftalõk Ekonomi ve Strateji Raporu. 31 Temmuz 6 Ağustos 2006

1994 yõlõnda yaşanan derin bir ekonomik krizin en önemli nedenlerinden

24 OCAK 1980 ve 5 NİSAN 1994 İSTİKRAR PROGRAMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

TÜRKİYE BİR TOPLUİĞNE BİLE YAPAMIYORDU

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP) Nihai Rapor CİLT VII: KURUMSAL GELİŞME

YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖMER SABANCI NIN ADANA SİAD KONUŞMASI

YENİ BİR ORTA VADELİ İSTİKRAR PROGRAMINA DOĞRU

Türk Telekomünikasyon Sektöründe Reform: Özelleştirme, Düzenleme ve Serbestleşme

sahiptir. 450 kişilik oturma kapasitesi bulunan kütüphanede, 15 adet Internet bağlantõ noktasõ

Önemli Finansallar. Önemli Rasyolar T 2004T F/K F/DD

BULUNULAN YAŞA GÖRE HAYATTA KALMA İHTİMALLERİ

KOSGEB STRATEJİK PLANI ( )

DOĞU ANADOLU PROJESİ ANA PLANI

GPS İLE HAREKET HALİNDEKİ ARAÇLARDAN ELDE EDİLEN GERÇEK ZAMANLI VERİLERİN ORTA ÖLÇEKLİ CBS ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLİRLİĞİ

DEVLET YARDIMLARINI DEĞERLENDİRME

BİLGİ VE DOKÜMAN YÖNETİMİ ŞUBESİ BİLGİ BÜLTENİ. Nisna 2007 MERKEZİMİZE GELEN YENİ YAYINLAR

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

ALAN YATIRIM. Hürriyet 1Ç 2006 Sonuçları. 5 Haziran Reklam Sektöründeki Büyümeye Paralel Olarak Artan

POMPALARDA ENERJİ TASARRUFU

DOĞU KARADENİZ BÖLGESEL GELİŞME PLANI (DOKAP)

7. İŞ GÜVENLİĞİ YÖNETİMİ

ÇİN, AVRUPA VE RUSYA İLE YAŞAMAK

DPT Bünyesindeki Kurullar:

KAMU YÖNETİMİ REFORMU: GENEL EĞİLİMLER VE ÜLKE DENEYİMLERİ

SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI DPT: 2584 ÖİK: 596 ULAŞTIRMA ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU RAPORU HAVA YOLU ULAŞTIRMASI ALT KOMİSYONU RAPORU

SERMAYE PİYASASI KURULU

ISTANBUL TİCARET ODASI PLASTİK SEKTÖR RAPORU HAZIRLAYAN SERAP ALP

MEVCUT DURUM VE POLİTİKALAR

İçindekiler kısa tablosu

TEMEL YAPISAL DEĞİŞİM PROJELERİ

AVRUPA(LAR) Albert Camus GİRİŞ

KOBİ STRATEJİSİ ve EYLEM PLANI. SME STRATEGY and ACTION PLAN

Sağlõklõ Bir Gelecek: Sağlõk Reformu Yolunda Uygulanabilir Çözüm Önerileri başlõklõ çalõşma, Özet Bulgular

KARSAN. Şirket Raporu 17 Nisan Yeniden yapõlanmanõn. TSKB Araştõrma

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

GİRİŞ... 1 REHBERİN AMACI VE KAPSAMI... 3 TANIMLAR A- STRATEJİK PLAN, PERFORMANS PROGRAMI ve BÜTÇE... 9

yaşlõlara olanaklar sunan, destekleyici ortamlarõn sağlanmasõ konusunda bilgiler veren yayõndõr.

ERP nin A B C si. diyalog 2002 ERP nin ABC si 1. Hazõrlayan : Cengiz Pak. diyalog Bilgisayar Üretim Sistemleri Yazõlõm ve Danõşmanlõk Ltd. Şti.

Makroskop. Haftalõk Ekonomi ve Strateji Raporu. İlgi, Bilgiyi Döver mi?... Kurumsal Bankacõlõk Küresel Piyasalar Ekonomik Araştõrmalar ve Strateji

STANDART CONSTRUCTION MANAGEMENT SERVICES AND PRACTICE 3 rd Edition İNŞAAT (PROJE) YÖNETİMİNİN HİZMET VE UYGULAMA STANDARDI.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİNYIL BİLDİRGESİ

E-Business ve B2B nin A B C si

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ

YEREL YÖNETİMLERDE KENT BİLGİ SİSTEMİNİN KULLANIMINI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN YAZILIM GELİŞTİRME

YAZICILAR HOLDİNG A.Ş.

TMMOB TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ TMMOB DEMOKRASİ KURULTAYI BİLDİRGESİ 21 MAYIS 1998 ANKARA

YAZICILAR HOLDİNG A.Ş.

SERVİS SİSTEMLERİNDE ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır.

ÜRÜN TANIMI VE KAPSAMI

POMPALARDA TAHRİK ÜNİTELERİ

İYELİK TAMLAMASINDA ÇOKLUK ÜÇÜNCÜ KİŞİ SORUNU

SINIRLANDIRILMASI * mevcuttur. Ama konu, devlet gücünün sõnõrlandõrõlmasõ ile ilgili olduğundan, bu yayõnlarõn

Transkript:

İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yõl.13, Sayõ.144, 1998, ss.48-61. Copyright 1998 İKTİSADİ KRİZLER- IMF POLİTİKALARI İLİŞKİSİ VE FINANCE AND DEVELOPMENT DERGİSİNDEKİ YANSIMALARI Alkan SOYAK * - Cengiz BAHÇEKAPILI ** ABSTRACT Economic Crises and IMF s Economic Policies : The Reflections on a Quarterly Publication of IMF and World Bank Finance and Development Since the beginning of the economic crises in the capitalist system, the causes of the crises have been particularly important issue for many economists. Many economists have analysed the dynamics of the crises from the different theoretical perspectives such as Marxist, Neo-classical and Keynesian. This study aims to draw attention to another aspect of the crises related with IMF-World Bank s economy policies and their publication activities. The main purpose of this paper is determine the reflections of their insistent economy policies on Finance and Development in the crisis periods. GİRİŞ Dünya ekonomisinde yaşanan krizlerin salõnõmlarõ 1970 lerden bu yana giderek sõklaşma eğilimine girmiştir. Yaşanan krizlerin dinamiklerini kavramaya yönelik yapõlan çalõşmalar da iktisadõn önemli bir alt disiplinini biçimlendirmiş gözükmektedir. Krizi analiz etmeye yönelik birçok yaklaşõm ve bakõş açõsõ geliştirilmekte, Marksist kuramdan keynezyen ve neoklasik kurama, yaşanan bu krizlerin dinamiklerini açõklamaya yönelik kendi içlerinde tutarlõ bir çok kuramsal tartõşma ileri sürülmektedir. Kuramsal çabalarõn yanõ sõra Kriz İktisadõ, birçok iktisat okulunda ayrõ bir ders ya da bazõ temel iktisat derslerinin önemli bir parçasõ olarak ele alõnmaktadõr. * Yrd. Doç Dr., MÜ, İİBF, İktisat Bölümü, ** Arş.Grv, MÜ, İİBF, İktisat Bölümü 1

Bu çalõşmada dünya ekonomisinde yaşanan krizlere yönelik kuramsal tartõşmalara ve krizin dinamiklerini anlama çabalarõna girilmekten çok bir başka boyut üzerinde yoğunlaşõlacaktõr. Bu boyut, uluslararasõ finans kuruluşlarõndan IMF in krizi meşrulaştõrma ve krizi yaygõnlaştõrma adõna yapmõş olduğu faaliyetlerden biri olarak kabul ettiğimiz, Fon un ve Dünya Bankasõ nõn 1 yayõn organõ niteliğinde olan Finance and Development dergisinin konularõna göre analiz edilmesini kapsamaktadõr. Genel olarak finans ve gelişme konusundaki makalelerin dönemsel yoğunluk değişimini belirleyebilmek amacõyla derginin 1970-1997 dönemi içersindeki tüm sayõlarõ taranarak, kapitalizmin krizlerinin dergide nasõl bir yansõma bulduğu belirlenmeye çalõşõlacaktõr. Bu yapõlõrken özellikle gelişme iktisadõnõn zaman içinde önemini yitirmesi ve yaşanan krizin nitelikleri ile dergide yayõnlanan makalelerin finans ve gelişme konularõ açõsõndan ağõrlõğõndaki dönüşüm arasõnda bir ilişki kurulmaya çalõşõlõp, IMF in krizlerdeki rolü ve tutumu da gözler önüne serilecektir. Çalõşma sonucunda finans ve gelişme alanlarõnda iş bölümü içersinde gözüken IMF ve Dünya Bankasõ nõn, ortak çõkartmõş olduklarõ bu derginin konu ağõrlõğõndaki dönüşüme göre, aralarõndaki güç dengelerinin ne yönde değiştiğini de görebilmek mümkün olacaktõr. 1. IMF- DÜNYA BANKASI VE İKTİSADİ GELİŞME ANLAYIŞLARI İkinci Dünya Savaşõ nõn ardõndan dünya ekonomisi, ABD ekonomisi önderliğinde yaklaşõk 20-25 yõl süren bir genişleme dönemine girmiştir. Bu genişlemenin kaynaklarõ talep ve üretim artõşõna neden olan etkenlerdir. Kõsaca özetlemek gerekirse üretim cephesinde, teknolojik gelişme ve işgücü verimliliğindeki artõş, işgücü arzõ fazlalõğõndan kaynaklanan ücretlerin düşük olmasõna yönelik baskõlar ve bunun yanõ sõra ilksel ürün fiyatlarõnõn düşük olmasõ; talep cephesinde ise devlet harcamalarõnda (yatõrõm ve askeri harcamalar) meydana gelen artõş bu uzun süreli büyümenin kaynaklarõnõ oluşturmuştur. 2 Sanayileşmiş ülkeler İkinci Dünya Savaşõ sona ermeden önce 1944 yõlõnda dünya ticaretinin serbestleştirecek, ülkeler arasõnda çok yanlõ denkleşmeyi sağlayacak, savaşta yõkõlan ekonomilerin onarõmõnõ hõzlandõracak bir süreç oluşturmak amacõyla New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kasabasõnda düzenlenen bir konferansta bir araya gelişmişlerdir. IMF ve onun ikiz kuruluşu niteliğinde olan Dünya Bankasõ bu konferansta tasarlanmõştõr. ABD savaş sonrasõ döneminin en güçlü ve en zengin ülkesi olmasõ nedeniyle, bu kuruluşlarõn tasarõmõnda etkin bir rol oynamõştõr. Özellikle Fon un kuruluş amacõ Avrupa ülkelerinin kõsa dönemli borç ihtiyaçlarõnõ karşõlamak ve dolayõsõyla parasal istikrarõ sağlamakla sõnõrlandõrõlmõşken, Dünya Bankasõ na, yõkõlan Batõ Avrupa nõn imarõna yönelik faaliyetlerde bulunma görevi verilmiştir. Bretton Woods konferansõnda üçüncü dünyanõn iktisadi gelişme problemleriyle ilgilenilmemiştir. Bunda rol oynayan unsurlardan en önemlisi, 1 IMF ile Dünya Bankasõ arasõndaki ilişkiye yönelik haklõ bazõ karõştõrmalar yapõlmaktadõr. Her iki kuruluşta 1944 de Bretton Woods ta kurulmuştur. Kuruluşlarõn genel merkezleri de Washington da yan yanadõr. Yõllõk toplantõlarõ daima ortak olarak gerçekleşmekte ve çalõşmamõza konu olan ve kuruluşlarõn felsefelerini ve projelerini yaygõnlaştõrmayõ amaçlayan Finance and Development isimli dergi de 1964 yõlõndan itibaren ortak olarak çõkarõlmaktadõr. 2 Bernard Rosier, İktisadi Kriz Kuramlarõ, İletişim Yayõnlarõ, 1991, s.58-62. 2

kuruluş döneminde Latin Amerika ülkelerinin dõşõnda, üçüncü dünya ülkelerinin çoğunun sömürge konumunda olmalarõdõr. 3 1950 ler Fon un temel amacõ olan parasal istikrarõ sağlamanõn yanõ sõra özellikle ekonomik liberalizm felsefesiyle uyumlu bir gelişme ideolojisinin de üretildiği dönemlerdir. Bu dönemlerde, Fon un en güçlü üyesi olan ABD nin serbest ticaret ideolojisini yansõtan Laissez Faire anlayõşõ doğrultusunda, sermaye ve mal hareketi üzerine konan engellemelerin kaldõrõlmasõyla ülkelerin bundan yarar sağlayacağõ görüşü egemen kõlõnmaya çalõşõlmõştõr. Fon un gelişme konusundaki temel felsefesi, piyasa güçlerinin işlevini yerine getirebilmesi için mümkün olan en fazla serbestinin sağlanmasõ ve bunu engellemeye yönelik fiyat teşvikleri, yurtiçi sanayinin korunmasõ gibi fiyat sistemini ve serbest piyasa ilişkilerini çarpõtan devlet müdahalelerinin ortadan kaldõrõlmasõnõ öngörmektedir. Bununla birlikte çarpõklõk kavramõnõn, kullanõlmak için seçilen modelden ayrõ olarak içinin doldurulamayacağõ ve zengin ülkelerin uygulamalarõndan kaynaklanan ticaret korumacõlõğõ gibi piyasa çarpõklõklarõna Fon un hiç bir tepkide bulunmamasõnõn yarattõğõ eşitsiz güç ilişkilerinin bu kavram içinde nasõl değerlendirileceği önemli tartõşma konularõdõr. Özellikle 1960 larda Fon un Ortodoks iktisadi görüşleri Latin Amerika Okulu 4 olarak bilinen yapõsalcõ iktisatçõlar tarafõndan eleştiriye maruz kaldõktan sonra, eğer iktisadi gelişmeye bir alternatif olarak sunuluyorsa, parasal istikrarõn bir politika olarak küçük bir çekiciliğe sahip olduğu kabul edilmek zorunda kalmõştõr. Buna karşõn yine de özellikle IMF Staff Papers dergisinin o dönem çõkan çeşitli sayõlarõnda belirtildiği gibi, Fon un fakir ülkelerin gelişmesinin gerçek şampiyonu olduğu ve yalnõzca kaynak temin ettiği için değil, borçlanma koşullarõnõ da belirlediği için bu ülkelerin Fon a müteşekkir olmalarõ gerektiği ifade edilmektedir. 5 Bu cümleden, Fon un 1960 larda, kendi ideolojik gelişme kavramõ doğrultusunda, finansmanõnõ sağlayõp geri ödeme koşullarõnõ da belirleyerek üçüncü dünya ülkelerinin iktisadi gelişme süreçlerini biçimlendirmeye başladõğõ sonucunu çõkarmak yanlõş olmayacaktõr. Diğer yandan başlangõçta savaşta yõkõma uğramõş Batõ Avrupa nõn imarõna yönelik faaliyet göstermeyi amaçlayan Fon un ikiz kuruluşu Dünya Bankasõ ise, Marshall Planõ nõn yürürlüğe girmesiyle birlikte, 1950 lerin sonunda faaliyetlerini Azgelişmiş ülkelere (AGÜ) kaydõrmõş ve özellikle verdiği kredilerle, bu ülkelerdeki özel sektörün geliştirilmesini ve dolaysõz yabancõ sermaye yatõrõmlarõnõn kanalize edilmesini hedeflemiştir. Bununla birlikte, Dünya Bankasõ nõn kredi açtõğõ projelerin 6, AGÜ lerin gelişme çabalarõna ne derece katkõda bulunduğu ile ilgili bazõ şüpheler bulunmaktadõr. Genellikle ülke ekonomisine uymayan öneriler getiren ve ülkeyi çok iyi tanõmayan Dünya Bankasõ uzmanlarõnõn yanlõş yönlendirmelerinin neden olduğu olumsuz sonuç 3 Cherl Payer, The Debt Trap: IMF and The Third World, Middlesex: Penguin Books, 1974, s.22. 4 Latin Amerika kökenli yapõsalcõ tezlerin içeriğine yönelik kuramsal bir tartõşma için bkz; Fikret Başkaya, Kalkõnma İktisadõnõn Yükselişi ve Düşüşü, Ankara: İmge Yayõnlarõ, 1994, ss.72-79. 5 Payer, a.g.e., s. 25-26. 6 Dünya Bankasõ faaliyete geçtiği dönemden 1994 yõlõna kadar 140 ülkede yaklaşõk 5000 projeye destek vermiş ve 300 milyar dolardan daha fazla kaynak sağlamõştõr. Ayrõntõlõ bilgi için bkz; Sven Sandrom, Poverty Reduction: Learning the Lessons of Experience, Finance and Development, Vol.31, No.3, September, 1994, s.30. 3

veren projelerin azõmsayamayacak sayõda olduğu ileri sürülmektedir. Ayrõca Dünya Bankasõ nõn borçlu ülkeye kredi sağlamasõndan sonra, projenin tamamlanmasõ için gerekli olan makine, donanõm ve yardõmcõ hizmetlerin istenilen kaynaktan temini konusunda serbest bõrakõlmasõ gerektiği ilkesine rağmen, uygulamada, proje hizmetleri de Dünya Bankasõ uzmanlarõ tarafõndan veya onlarõn önerdiği firmalarca verilmektedir. Tüm bunlarõn ötesinde, 1970 li yõllardan sonra Dünya Bankasõ nda görevli uzmanlarõn AGÜ lerin iktisadi gelişme süreçlerini biçimlendirmeye yönelik bazõ reçeteler yazdõklarõ, genellikle neoliberal içerikli bu reçetelere uymayan ülkelere kredi verilmesinde olumsuz yaklaşõmda bulunduklarõ iddia edilmektedir. 7 Dünya Bankasõ nõn iktisadi gelişme anlayõşõnda da zaman içinde bir evrim yaşanmõştõr. 1950-60 lõ yõllarda Banka kendi güdümünde hõzlõ sanayileşme ve alt yapõ yatõrõmlarõnõ teşvik edici projelere ağõrlõk verirken, 1970 lerde ilginin fakirliğin azaltõlmasõna doğru değiştiği görülmektedir. Bu yõllarda özellikle AGÜ lerin kentsel ve kõrsal alanlarõnõn entegre biçimde gelişimine yönelik projelere ağõrlõk verilmesiyle fakirliğin azaltõlmasõ hedeflenmiştir. 1980 lerin başõnda üçüncü dünyanõn borç güçlükleri ve makroekonomik istikrarsõzlõklarla çalkanmaya başlamasõyla Banka nõn politika çerçevesini büyümenin restore edilmesine yönlendirmesi söz konusudur. 1990 lara gelindiğinde ise yine fakirlikle savaş temelinde özellikle çevre sorunlarõna eğilen ve kadõnõn bu savaştaki rolünü vurgulayan çalõşmalara ağõrlõk verildiği görülmektedir. 8 Sonuç olarak IMF ve Dünya Bankasõ nõn gelişmiş ülke merkezli iktisadi gelişme yaklaşõmlarõ, üçüncü dünya ülkelerine birer kurtuluş gibi sunulmakta, Dünya Bankasõ nõn önceleri sanayileşme daha sonralarõ fakirlikle mücadele bağlamõnda önerdiği program ve projelerini, IMF in finansal güdülemeleriyle hayata geçirebilmek mümkün olabilmektedir. Bu aşamada her iki kuruluşun kapitalizmin çevrimleri doğrultusunda üçüncü dünyaya sunduklarõ bu gelişme modelini nasõl biçimlendirdiklerini yani önerdikleri iktisat politikalarõnõ gözden geçirmek gerekecektir. 2. DÜNYA EKONOMİSİNDE ÇEVRİMLER, IMF ve DÜNYA BANKASI NIN UYGULADIĞI İKTİSAT POLİTİKALARI IMF ve Dünya Bankasõ nõn temel amacõ, Bretton Woods Sistemi ile oluşturulmaya çalõşõlan daha serbest, dõş denkleşme sorunlarõnõn olmadõğõ, dõş ödeme güçlüklerinin yaşanmadõğõ ve istikrarlõ bir uluslararasõ döviz kuru sisteminin olduğu uluslararasõ ortamõn oluşmasõnõ sağlamak olmuştur. Bretton Woods Sisteminde ayarlanabilir sabit kur sistemi geçerliydi. Buna göre ülkeler paralarõnõ anahtar para konumundaki ABD Dolarõna bağlayacaklardõ. IMF bu sistemin uygulanmasõnda ve çõkabilecek sorunlarõn çözümlenmesinde kilit konumdaki bir kuruluştu. Buna göre eğer üye ülkelerden birinin ödemeler bilançosu açõk verirse, bu ülke önce döviz rezervini kullanacak, daha sonra para 7 Cem Alpar, Tuba Ongun, Dünya Ekonomisi ve Uluslararasõ Ekonomik Kuruluşlar: AGÜ ler Yönünden Değerlendirme, Ankara: Türkiye Ekonomi Kurumu Yayõn No: 1985/3, 1985, s.104-114. 8 Sandrom, a.g.m., ss.30-31. 4

ve maliye politikasõ ile yurtiçindeki toplam harcamalarõnõ kõsacak ve gerekirse IMF den kõsa süreli kredi kullanacaktõr. Bütün bunlara rağmen dõş denkleşme sorunu giderilemezse son çare olarak devalüasyona başvurulacaktõr. Burada dikkat edilirse ödemeler bilançosu denkliğinin sağlanmasõ temel hedeftir ve bunu sağlarken en önemli araç olarak ihracatõn arttõrõlmasõndan ziyade ithalatõn (toplam harcamalarõn kõsõlmasõ kanalõyla) kõsõlmasõna ağõrlõk verilmiştir. II. Dünya Savaşõnõn sonundan 1970 lerin ortalarõna kadar olan dönemde gelişmekte olan ülkelerin izledikleri politikalar bu doğrultuda olmuştur ve ithal ikameci büyüme stratejisi ön plana çõkmõştõr. 1970 lerin başlarõna gelindiğinde, dõş denkleşme sorunlarõnõn artmasõ, dolar bolluğundan kaynaklanan likidite sorunu, ABD ekonomisinin gücünün azalmasõ ile ortaya çõkan ABD dolarõna olan güvenin sarsõlmasõ, ABD nin emisyon kazançlarõ ve AGÜ lerin kalkõnma sorunlarõnõn bu sistemde içinde çözülmesinde yaşanan sorunlar Bretton Woods sisteminin Mart 1973 de yõkõlmasõna neden olmuştur. Fakat, bu sistemin işletilmesini sağlayan IMF ve Dünya Bankasõ bundan sonraki yõllarda, dünya ekonomisindeki gücünü yitirmemiştir. Sisteme gözcülük eden ve sorunlarõn çözümüne ilişkin mekanizmalar üreten bu ikiz kuruluşlarõn faaliyetlerini ve etkinliklerini arttõrarak devam ettirebilmesinin nedenini, 1974 yõlõnda dünya ekonomisinde yaşanan ekonomik krizin ardõndan ortaya çõkan gelişmelerde aramak gerekir. 1974 krizi gelişmiş ülkelerde iki önemli sorunu beraberinde getirmiştir: Dünya ekonomisinin genişleme süreci artõk durmuş ve sonuçta işsizlik ve enflasyon bir arada görülmeye başlamõştõr. AGÜ ler de bu krizden fazlasõyla paylarõnõ almõşlardõr. Gelişmiş ülkelerdeki toplam talep daralmasõ, AGÜ lerin hammaddelerine olan talebi azaltmõş ve buna ek olarak Batõ ekonomilerinde yaşanan enflasyon, az gelişmiş ülkelerin ithalatõnõ çok pahalõ hale getirmiştir. Bu iki unsur bir araya gelince yani ihracat azalõp ithalat artõnca, AGÜ ler ödemeler bilançosu sorunlarõ ile karşõ karşõya gelmişler ve bu ülkelerin dünya finans piyasalarõndan olan fon talepleri artma eğilimine girmiştir. Diğer yandan, 1974 yõlõnda petrol ihracatçõsõ ülkeler birliği OPEC petrol fiyatlarõnõ varil başõna 3 kat arttõrmõş -bazõ iktisatçõlara göre 1974 yõlõ krizinin temel nedeni bu fiyat artõşõdõr ve bu kriz bir petrol krizidir- ve bu yüzden OPEC üyesi ülkelerin elinde oluşan petro-para olarak adlandõrõlan önemli fonlar değerlendirmek üzere başta Avrupa olmak üzere birçok gelişmiş finans piyasasõna arz edilmiştir. Birçok uluslararasõ kuruluşun elinde biriken bu fonlara en önemli talep ise yukarõda açõklanan nedenlerden dolayõ AGÜ lerden kaynaklanmõştõr. Başlangõçta bu fon alõş verişi sorun yaratmamõş, ancak AGÜ lerin içinde bulunduklarõ ekonomik koşullarõn olumsuzluğu nedeniyle vade bitimlerinde bu fonlar geri dönmemeye başlamõştõr. Bu durum dünya ekonomisinde ülkeler ve finans kurumlarõ arasõndaki borç alõş verişlerinin düzenlenmesi ihtiyacõnõn ortaya çõkmasõna neden olmuştur. İşte burada IMF ve Dünya Bankasõ artõk yeni görevlerine başlamaktadõr. Bundan böyle uluslararasõ finans piyasalarõndan borçlanmak isteyen bir ülke IMF nin denetiminden geçecek ve onun onayõnõ alan ülkeye de uluslararasõ bankalar ve ülkeler gönül rahatlõğõyla borç verecektir. Bu güveni sağlamak için IMF, denetimine aldõğõ 5

ülkelerin ekonomilerini kontrol altõnda tutarak bu ülkelerin borçlarõnõ zamanõnda ve eksiksiz ödemelerini sağlamaya yönelik politikalar üretmeye başlamõştõr. Bir ülkeye IMF tarafõndan yeşil õşõk yakõlabilmesi için, ilgili ülkenin IMF tarafõndan oluşturulan standart IMF paketini hazõrlayacağõ niyet mektubu kanalõyla Fon a vermesi ve burada taahhüt ettiği politikalarõ IMF denetiminde uygulamasõ gerekmektedir. Standart bir IMF paketinde ise genel çizgileriyle şunlar yer almaktadõr: 9 Dõş açõk veren ülke devalüasyon yapmalõdõr. Anti enflasyonist politikalar bağlamõnda devlet harcamalarõ kõsõlmalõ, yüksek faiz oranlarõ uygulanmalõ, reel ücretler düşürülmeli ve fiyat kontrolleri kaldõrõlmalõdõr. İhracata dayalõ büyüme stratejisi izlenmeli ve yabancõ sermaye teşvik edilmelidir. Bu son madde bilindiği gibi 1980 sonrasõnda AGÜ lerin izlediği önemli bir sanayileşme stratejisi olarak ortaya çõkmõştõr. Bu yeni dönemle birlikte, 1980 öncesinin ithal ikameci politikalarõnõn terk edilmesi gerekmiştir. Dõşa açõk sanayileşme politikasõnõn ve beraberinde izlenecek diğer liberal ekonomi politikalarõnõn dayanaklarõ şöyle açõklanmaktadõr: AGÜ lerin dõş denge sorunu ancak ihracat artõşõ ile mümkündür, ayrõca ihracat sayesinde ülkedeki işgücünün teknik düzeyi artar, istihdam artar, bu ülkelerin kendilerine olan güvenleri yükselir ve ekonomik bağõmsõzlõk sağlanmõş olur. Tüm bunlarõn gerçekleşebilmesi için teknoloji, yatõrõm ve ticari akõmlara ülkelerin açõk kapõ politikalarõ uygulamasõ, özel sektörün geliştirilmesi ve bu yapõlõrken de fiyat kontrollerinin, tarifelerin ve tarife dõşõ engellerin ortadan kaldõrõlmasõ ve özellikle de elektrik gibi altyapõ yatõrõmlarõnda monopollerin sõnõrlandõrõlmasõ gerekmektedir. Tüm bu faaliyetler, devletin ekonomide rolünün özelleştirme uygulamalarõyla küçültüldüğü bir sistemde, etkin finansal kurumlarõyla bir bütün olarak 10 AGÜ lere sunulmaktadõr. IMF nin izlemiş olduğu politikalar üyelerinin oluşturduğu politikalar olmasõna karşõn, kota sistemi bu kuruluşun tüm politikalarõnõn gelişmiş ülkelerin kontrolünde olmasõna neden olmaktadõr. 11 Dolayõsõyla IMF nin izlediği politikalarõ gelişmiş ülkelerin dünya ekonomisi üzerinde uygulamak istedikleri senaryolarõn uzantõsõ olarak görmek ve yorumlamak yanlõş olmayacaktõr. Gelişmiş ülkelerin AGÜ lere yukarõda çok özet olarak sõralanan iktisat 9 Payer, a.g.e, s.33. 10 Jannik Lindbaek ve J.F.Rischard, Agility in New World Economy, Finance and Development, Vol.31, No.3, 1994, ss.34-35. 11 IMF üyesi ülkelerin kuruluşdaki oy gücü, bu ülkelerin kuruluşta alõnan kararlar ve uygulamalardaki etkenliğinin en temel kriteridir. Kota miktarõndan bağõmsõz olarak her ülkenin 250 oyluk sabit bir oy sayõsõ olmasõna rağmen, asõl oy gücünü etkileyen değişken oy sayõsõ, ülkelerin kuruluştaki kotalarõna göre belirlenir. Buna göre toplam kota içindeki paylar açõsõndan; ABD %18.3, Japonya %5.7, Almanya %5.7, Fransa %5.1 gibi oranlara sahip olup, gelişmiş 11 ülkenin toplam kota içindeki paylarõ %60 larõ bulmaktadõr. Azgelişmiş ülkelerin paylarõ ise çok düşük oranlarda kalmaktadõr. Örneğin Türkiye nin payõ %0.4 tür. Ayrõntõlõ bilgi için bkz, Mahfi Eğilmez, IMF, Dünya Bankasõ ve Türkiye, Finans Dünyasõ Yayõnlarõ, No.2, 1996, ss.28-32. 6

politikalarõnõ uygulatmaya çalõşmasõndaki temel amacõn, bu ülkelerin 1974 de başlayan ve salõnõmlarõ giderek sõklaşan iktisadi krizlerin olumsuz etkilerini AGÜ lere yayarak azaltmaya çalõşmasõ olduğu söylenebilir. Dünya ekonomisinin yaşadõğõ krizlerin temel sebebini kar oranlarõndaki düşüşe indirgemek mümkündür. Buna göre, eğer kapitalist sistemde kar oranlarõ düşükse yatõrõmlarõn artmasõ, istikrarlõ bir büyüme sağlamak, istihdamõ arttõrmak, fiyat istikrarõnõ korumak çok zor hale gelmektedir. O halde kar oranõnõ arttõrmak en temel amaçtõr. İşte burada IMF politikalarõyla gelişmiş ülkeler, AGÜ leri uluslararasõ işbölümünün bir parçasõ haline getirerek azalan kar oranlarõnõ arttõrmayõ amaçlamaktadõrlar. Bu yapõlõrken de, AGÜ lerin IMF politikalarõnõ kabul etme karşõlõğõnda finansman problemleri halledilecektir. Eğer AGÜ ler tekstil, giyim eşyasõ, elektrik ve elektronik malzeme, çelik, otomobil, petro kimya gibi teknolojisi standartlaşmõş ürünlerde uzmanlaşõrlarsa, ucuz hammadde ve işgücü maliyetleri dolayõsõyla bu ürünleri çok ucuza üretebilirler. Gelişmiş ülkeler de bu ürünleri ithal ederek maliyetlerini düşürebilir ve kar oranlarõnõ arttõrabilirler. 12 1980 lerin sonlarõna kadar devam eden bu süreç yaşanan teknolojik, siyasal ve ekonomik gelişmeler dolayõsõyla 1990 lardan itibaren değişime uğramaya başlamõştõr. Teknolojik gelişmeler (bioteknoloji, mikroelektronik, ve enformatik alanõndaki yenilikler) 13, gelişmiş ülkelerde daha liberal ekonomik politikalarõn izlenmesi, uluslararasõ şirketlerin faaliyetlerinin boyutundaki değişmeler, GATT anlaşmasõndaki yenilikler, dünya finans sektörünün büyümesi gibi nedenlerle mal, sermaye ve para akõmlarõnõn önündeki engeller ortadan kalkmaya başlamõş, dünya (emek hariç) daha küresel bir hal almõştõr. Bu gelişmelere paralel olarak 1989 yõlõnda SSCB nin dağõlmasõyla soğuk savaşõn sona ererek dünyanõn Doğu-Batõ ekseninden Kuzey-Güney eksenine dönmesi IMF nin izlediği politikalarõn da değişmesine neden olmuştur. 14 Kapitalist küreselleşme süreciyle birlikte, yaşanan tüm bu gelişmeler, uluslararasõ ticaretin azalmasõna, pazarõn küçülmesine, satõn alma gücünün düşmesi ve kapitalist birikimin görece daralmasõna, kapitalist kar oranlarõnõn görece düşüşüne, üretim kapasitelerinin daralmasõna, resesyonlara, fakirliğin yaygõnlaşmasõna, dünya düzleminde kuzey-güney, toplumsal ölçekte emeksermaye kamplaşmalarõnõn derinleşmesine yol açmõştõr. Dolayõsõyla kar hadlerindeki düşüşler, kapitalistleri üretken yatõrõmlar yerine spekülatif alanlara veya finans oyunlarõna yöneltmeye başlamõştõr. Bu durumda finans 12 Robert Gilpin, The Political Economy of International Relations, New Jersey: Princeton University Press, 1987. 13 1980 ve 90 larda verimliliğe potansiyel etkileri açõsõndan en fazla yayõlan ve dõşsallõklarõ olan jenerik teknolojiler enformasyon ve telekomünikasyon teknolojileridir. Bu hõzlõ değişimin temelinde büyük ölçekli elektronik devrelerde ortaya çõkan sürekli gelişmeler ve bunun olanak sağladõğõ maliyet düşüşleri yatmaktadõr. Freeman, Dosi gibi bazõ iktisatçõlar, içinde bulunulan tekno-ekonomik paradigmanõn büyük ölçüde enformasyon-telekomünikasyon teknolojilerine dayalõ olduğunu söylemektedir. Ayrõntõlõ bilgi için bkz; Alkan Soyak, Teknolojik Gelişme ve Özelleştirme: Telekomünikasyon Sektörü Üzerine Bir Deneme, İstanbul: Kavram Yayõnlarõ, 1996, ss71-73. 14 Cengiz Bahçekapõlõ, Küreselleşme Bölgeselleşmeyi Geride Bõraktõ, İktisat Dergisi, Yõl.30, Sayõ..350, Temmuz, 1994, ss.66-71. 7

sisteminin şişkinleşmesi, sistemin üretken olmayan özelliklerinin güçlenmesine yol açmõştõr. Kapitalizmin finans sektörü de meta üreten firmalar gibi kar amacõ gütmektedir. Bu kurumlarõn gelişimi, fiziki sermaye birikimi ile paralel olduğunda, kapitalist sistemin işlerliği açõsõndan bir problem yoktur. Finansal karlõlõk, üretken fiziki sermayenin karlõlõğõnõn önüne geçtiğinde sistem için problemler başlayacaktõr. 15 Dolayõsõyla finansal sistemde ortaya çõkan dengesizlikler IMF i bu konuda önlemler almaya yönlendirmiştir. IMF artõk dünyada uluslararasõ mal, sermaye ve para akõmlarõnõn önündeki engellerin kaldõrõlmasõna ve daha küresel hale gelen dünyada yer alan ekonomilerin finans piyasalarõnda dengesizliğe neden olabilecek sorunlarõnõ çözmeye yönelik politikalar izlemeye başlamõştõr. Artõk amaç, kapitalist ekonomiye entegre olmaya çalõşan eski Doğu Bloğu ülkelerinin, dünya ekonomisine uyum sürecini hõzlandõrmak, global dünyanõn bir bölgesinde yaşanan veya yaşanacak finansal çalkantõlarõn önüne geçmek ve Kuzey e sorun yaratabilecek, Güney ülkelerini terbiye etmektir. Güney ülkelerinin ekonomileri artõk eski önemlerini yitirmişlerdir. Çünkü artõk teknolojik gelişmeler güneyin hammadde ve işgücü stoklarõnõn gerekliliğini azaltmõştõr. Ayrõca soğuk savaşõn sona ermesi dolayõsõyla da Güney in dünyada nüfuz olanõ olarak kullanõlma gerekliliği de ortadan kalkmõştõr. Bu bağlamda kapitalizmin krizinin içinde bulunulan evresiyle, gelişme iktisadõnõn çöküşü arasõnda da ilişki kurmak mümkündür. Kapitalizmin krizinin üçüncü dünyaya yansõtõlmasõnõn mekanizmalarõ önceden yatõrõm, birikim gibi sanayileşme ve iktisadi gelişme çabalarõnõ gerektiriyorken, şimdi finansal problemleri aşmayõ gerektirmektedir. Artõk kapitalizmin krizleri yaygõnlaştõrmasõ için Gelişme İktisadõna değil Finans İktisadõna ihtiyacõ vardõr. Dolayõsõyla IMF ve Dünya Bankasõ nõn Yeni Dünya Düzeni içindeki rolü de bunu sağlamaya yönelik olacaktõr. Yukarõda anlatõlmaya çalõşõlan bu rol dönüşümünü daha belirgin hale getirmek için, bu kurumlarõn iktisat politikalarõnõ yaygõnlaştõrõldõğõ en önemli yayõn organlarõndan bir olan Finance and Development dergisindeki yazõlarõn gelişme-finans ayrõmõna göre yoğunluk dönüşümünü incelemek bir sonraki bölümün amacõnõ oluşturmaktadõr. 3. FINANCE AND DEVELOPMENT DERGİSİ NİN İÇERİK ANALİZİ Derginin isminden de hareket ederek, dergide yayõnlanan makalelerin iki temel başlõk altõnda toplanmasõna karar verilmiştir; finans ve gelişme. Bu ayõrõm, aynõ zamanda ikiz kuruluş niteliğinde olan IMF ve Dünya Bankasõ nõn hedef fonksiyonlarõ ve uyguladõklarõ iş bölümü açõsõndan da fonksiyonel bir ayõrõm niteliği taşõmaktadõr. 15 Ekonomik kurallara göre hareket etmeyen yüzer gezer para miktarõnõ niteleyen Petro-para miktarõ, 1990 larda ekonomik kurallara göre dolaşan paranõn 10 katõna çõkmõş, 2 trilyon dolarõ bulmuştur. Yalnõzca ABD ile Japonya arasõnda günlük spekülatif eğilimlere göre bir yandan diğer yana akan 200 milyon dolar değerinde petro-para vardõr. Ayrõntõlõ bilgi için bkz; Temel Demirer, Gericilik Döneminde Dünya ve Türkiye, İstanbul: Sorun Yayõnlarõ, 1993, ss.47-49. 8

1970-97 yõllarõ arasõnda yayõnlanmõş olan 107 Finance and Development dergisi taranmõş ve 1500 ü aşkõn makale konu sõnõflandõrõlmasõna tabi tutularak, bu iki ana grubun içine sokulmuştur 16. Buna göre; para, finans, bankacõlõk, borçlanma, özelleştirme gibi genellikle parasal nitelikli konular ile IMF in üye ülkelere önermiş olduğu istikrar ve reform politikalarõna yönelik makaleler Finans başlõğõ altõnda toplanmõştõr. Buna karşõlõk; iktisadi gelişme, büyüme, sanayileşme, teknolojik gelişme, çevre ekonomisi, kentleşme, gelir dağõlõmõ, fakirlikle mücadele ve kadõn sorunlarõ ile sağlõk, eğitim, sosyal güvence gibi alt yapõ kurumlarõna yönelik makaleler ise Gelişme başlõğõ altõnda ele alõnmõştõr. (Ayrõntõlõ bilgi için bkz., Tablo.1) Özellikle 1980 ve 90 larda dünya ekonomisinde yaşanan bazõ önemli olgular karşõsõnda bu kuruluşlarõn takõnmõş olduklarõ tavõrlara yönelik bazõ varsayõmlardan hareketle, bir grup makalenin de değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir. Örneğin 1980 lerin sonundan itibaren planlõ ekonomilerin piyasa ekonomisine geçiş süreciyle birlikte, sistem değişimine yönelik düzenleme programlarõnõ sunmak ve bu sürecin getireceği bunalõmlarõ aşmaya yönelik politikalar üretmek adõna IMF in yapmõş olduğu danõşmanlõk görevinin yansõmalarõ dergideki makaleler de önemli bir biçimde yer almõştõr. IMF in bu ülkeleri yeni birer piyasa olarak gördüğü varsayõmõndan hareketle özellikle piyasa mekanizmasõnõn daha iyi işlemesine yönelik düzenleme ve reform süreciyle ilişkili makaleler Finans ayrõmõ içine sokulmuştur. 16 Buna benzer bir çalõşma için bkz. Prof. Dr. Oktar Türel, ODTÜ İktisat Kongresi ndeki Konuşmasõ, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yõl. 12, Sayõ 140, Kasõm, 1997, ss.24-30. 9

Tablo.1 Finance and Development Dergisi nde Yer Alan Makalelerin Konu Başlõklarõna Göre Sõnõflandõrõlmasõ FİNANS Para ve parasal disiplin, Uluslararasõ Para Sistemi, uluslararasõ parasal ilişkiler, petrol gelirleri ve para sistemi ilişkileri, Avrupa Para Sistemi, SDR; Finans ve finansal liberilizasyon; uluslararasõ finans piyasalarõ, finansal reformlar; Döviz kurlarõ sistemleri, döviz kuru reformlarõ; Uluslararasõ ekonomide enflasyon ve stagflasyon; Bankacõlõk, merkez bankacõlõğõ, iç- dõş borçlanma ve borç yönetimi; IMF istikrar politikalarõ, özelleştirme; Planlõ ekonomilerde reform ve düzenleme süreci; Afrika, Asya ve Latin Amerika da reform ve düzenleme süreci. GELİŞME İktisadi gelişme, iktisadi büyüme, sanayileşme, gelişme planlamasõ, teknoloji transferi, teknolojik gelişme ve verimlilik, sürdürülebilir gelişme, bölgesel gelişme, tarõmsal ve kõrsal gelişme; Çevre ekonomisi, enerji ve ham madde problemleri, kentleşme, dõşsallõklar; Gelir dağõlõmõ, fakirlikle mücadele, kadõn sorunlarõ; Eğitim ve sosyal gelişme, sosyal güvence, aile planlamasõ ve sağlõk; Yapõsal uyum politikalarõ; Beyin göçü ve nitelik sorunlarõ. Kaynak: Finance and Development 1970-1997 tüm sayõlarõ. Yine bu yõllarda üçüncü dünyada artan fakirlik doğrultusunda, özellikle Dünya Bankasõ nõn fakirlikle mücadele programõ çerçevesinde bazõ Afrika ve Latin Amerika ülkelerini kapsayan projeleri bağlamõnda dergiye yansõyan makaleler Gelişme başlõğõ altõnda ele alõnmõştõr. Tablo 2 incelendiğinde finans ve gelişme makalelerinin oransal dağõlõm trendi ile IMF in kriz dönemlerinde uyguladõğõ iktisat politikalarõnõ ve üstlendiği krizi yaygõnlaştõrma-düzenleme rolünün örtüştüğü tespit edilebilmektedir. 1970-80 döneminde Finance and Development dergisinde yayõnlanan makalelerin finans 10

ve gelişme açõsõndan oransal pay değişimine göre, gelişme trendi finans trendinin üstünde bir yükselme eğilimi göstermektedir. Yalnõzca 1974 ve 78 yõllarõnda finans trendinin gelişme trendine yakõnlaştõğõ görülür. Her iki yõl da petrol krizlerinin şokunu içeren ve özellikle bu krizlerden zarar gören AGÜ lerin finansal problemlerin yoğunlaştõğõ yõllar olmuştur. Genel olarak ise II. Dünya Savaşõ nõn sonundan 1970 lerin sonuna kadar olan döneme denk düşen kapitalizmin genişleme sürecine paralel olarak, ithal ikameci politikalar ön plana çõkarõlmõş ve gelişme iktisadõ baş tacõ edilmiştir. Bu dönemin yansõmalarõ Finance and Development dergisinde açõk bir biçimde yerini almõştõr (Tablo.2). Tablo. 2 Finance and Development Dergisinde Yer Alan Makalelerin Dağõlõmõ % YILLAR FİNANS GELİŞME 1970 42,9 57,1 1971 30,0 70,0 1972 29,6 70,4 1973 32,3 67,7 1974 48,6 51,4 1975 40,3 59,7 1976 48,6 51,4 1977 47,1 52,9 1978 48,7 51,3 1979 33,3 66,7 1980 47,2 52,8 1981 56,3 43,7 1982 58,3 41,7 1983 52,1 47,9 1984 53,2 46,8 1985 60,4 39,6 1986 75,0 25,0 1987 70,0 30,0 1988 61,1 38,9 1989 70,2 29,8 1990 53,0 47,0 1991 49,1 50,9 1992 52,6 47,4 1993 56,15 43,85 1994 65,0 35,0 1995 100 0,00 1996 75,0 25,0 1997 82,1 17,9 Kaynak: Finance and Development 1970-1997 tüm sayõlarõ. 11

1980 sonrasõnda finans trendi, gelişme trendinin üzerine çõkmakta ve 1991 deki yakõnlaşma haricinde, özellikle de bu yõldan itibaren keskin bir biçimde yükselme eğilimine girdiği görülmektedir. 1980 lerde başlayan ve 1990 larõn birinci yarõsõnda keskinleşen bu trend, sistemde kar oranlarõnda düşme biçiminde yaşanan krizlerin AGÜ lere yansõtõlmasõna yönelik IMF ve Dünya Bankasõ politikalarõnõn iz düşümü niteliğindedir. Gelişmiş ülkelerin kar oranlarõnõ yükseltmek amacõyla AGÜ leri uluslararasõ işbölümünün bir parçasõ olarak görmeye başladõğõ bu dönemde, dõşa açõk liberal politikalarõn dayatõlmaya başlamasõ söz konusudur. Bu politikalarla; üçüncü dünyaya özellikle teknolojisi standartlaşmõş ve emek yoğun ürünlerin sanayileşme adõna dayatõldõğõ, gelişmiş ülkelerin bu ürünleri düşük maliyetle ithal edip, kar oranlarõnõ yükseltebilecekleri bir senaryo tasarlanmõştõr. Özellikle Gelişme İktisadõ nõn çöküşünün bu döneme denk düşmesi tesadüf değildir. 1980 sonrasõ dönemde 1991yõlõndaki trendlerin yakõnlaşmasõ olgusunun altõnda ise şu yatmaktadõr: Dünya Bankasõ bir yandan dağõlan Doğu Bloğu ülkeleri için yapõsal uyum programlarõ üretirken, diğer yandan da üçüncü dünyanõn fakirliği ve çevre sorunlarõyla ilgilenir olmuş ve bunun yansõmalarõ dergide yerini almõştõr. 1991 yõlõndan sonra finans trendinin dramatik bir biçimde gelişme trendinden koparak yükselme eğilimine girdiği görülmektedir. Bu trendin oluşumunda; özellikle yaşanan krizin finansal kesime yansõmasõnõn ve dolayõsõyla salõnõmõ gittikçe sõklaşan para ve finans krizlerinin payõ büyük olmuştur. 1980 lerin sonundan itibaren özellikle enformasyon-telekomünikasyon teknolojilerinde yaşanan teknolojik gelişmeler, GATT anlaşmasõndaki bazõ yenilikler, finans sektörünün büyümesi, dünya ekonomisinin küreselleşme sürecini hõzlandõrmõştõr. Bu dönemde özellikle mal akõmlarõnõn önündeki engellerin yanõ sõra, para ve sermaye önündeki engeller de ortadan kalkmaya başlamõştõr. Enformasyon teknolojisindeki önemli gelişmeler sonucunda şirketlerin uluslararasõ finans piyasalarõndan rahatlõkla fon alõm-satõmõnda bulunabilmesi olanağõ artmõş ve 1990 larda finans piyasalarõnda iktisadi kriterlere göre hareket etmeyen fonlarõn miktarõ çok önemli boyutlara ulaşmõştõr. Özellikle bu dönemde finans sektöründeki karlõlõk, üretken yatõrõmlarõn karlõlõğõnõn üstüne çõkmõş ve finans kesiminde salõnõmlarõ gittikçe sõklaşan krizler artõş eğilimine girmiştir. IMF in yeni rolü ise bu dengesizlikleri mümkün olduğu kadar düzenlemek ve üçüncü dünyaya da bu krizleri yayarak, krizden kaynaklanan gelişmiş ülkelere yönelik olumsuz etkileri en aza indirgemektir. Nitekim Finance and Development Dergisi içerik analizi de bunu destekler niteliktedir. Finans trendinin gelişme trendi üzerinde keskin bir biçimde yükseldiği 1991 sonrasõ dönemde, derginin isminde de Finans kelimesini ön plana çõkaran düzenlemelere gidilmiştir. Finance and Development önceden aynõ karakterdeki harflerle yazõlõrken yeni isim de Finance koyu yazõlarak derginin eğilimi netleştirilmiştir. Finance and Development Dergisi nin içerik analizi aynõ zamanda, ikiz kuruluş olan IMF ve Dünya Bankasõ nõn dünya ekonomisi üzerindeki etkinliklerinin dönüşümüne de işaret etmektedir. Finans trendinin gelişme trendinin üstünde hõzla yükseldiği 1980 sonrasõ dönem ve aradaki makasõn açõldõğõ 1991 sonrasõ dönemde, kendi ideolojileri doğrultusunda üçüncü dünyaya sanayileşmeye yönelik projeleri öneren Dünya Bankasõ nõn, IMF önünde açõk bir biçimde 12

etkinlik kaybõna uğramasõ söz konusudur. Bu dönemde aynõ zamanda Banka nõn sanayileşme temelli iktisadi gelişme yaklaşõmõ yerini daha çok üçüncü dünyanõn fakirlik sorunlarõna ağõrlõk veren ve çevre ekonomisi temelli bir yaklaşõma bõrakmõştõr. SONUÇ YERİNE Bu çalõşmada dünya ekonomisindeki krizlere bir başka boyuttan bakõlmaya çalõşõlmõştõr. Bu boyut; sisteme yönelik problemlerin çözümünde önemli roller oynayan ikiz kuruluşlar IMF ve Dünya Bankasõ nõn, kriz dönemlerinde dayattõğõ iktisat politikalarõnõn, ortak yayõn organlarõ olan Finance and Development Dergisi nde nasõl yansõdõğõ ile ilgilidir. Bu bağlamda, 1970-97 dönemi için Dergi nin içerik analizi yapõlmõştõr. Dergi de yayõnlanan makalelerin Gelişme ve Finans ana başlõklarõ altõnda sõnõflandõrõldõğõ bu analiz sonucunda, gelişme ve finans trentleri elde edilmiştir. Dergi de yayõnlanan gelişme ve finans içerikli makalelerin oransal dağõlõmõnõ gösteren bu trendler yardõmõyla, kriz dönemlerinde bu iki kuruluşun ne tür politikalar uygulamayõ hedefledikleri, dergiye yansõyan makalelerin niteliğinden hareketle tespit edilmeye çalõşõlmõştõr. Yapõlan çalõşma sonucunda, Dergi de yazõlan makalelerin oransal değişim trendleri ile, IMF ve Dünya Bankasõ nõn kriz dönemlerinde dayattõğõ politikalarõn örtüştüğü belirlenmiştir. Bu örtüşme bir yandan Gelişme İktisadõ nõn çöküşü sürecini de içine almakta, diğer yandan da Dünya Bankasõ ve IMF etkinlik dengesinin 1980 lerden itibaren IMF lehine bozulmaya başladõğõnõ gözler önüne sermektedir. 13

KAYNAKÇA Alpar, Cem, Tuba Ongun, Dünya Ekonomisi ve Uluslararasõ Ekonomik Kuruluşlar: AGÜ ler Yönünden Değerlendirme, Ankara: Türkiye Ekonomi Kurumu, Yayõn No. 1985-3,1985. Bahçekapõlõ, Cengiz, Küreselleşme Bölgeselleşmeyi Geride Bõraktõ, İktisat Dergisi, Yõl.30, Sayõ..350, Temmuz, 1994. Başkaya, Fikret, Kalkõnma İktisadõnõn Yükselişi ve Düşüşü, Ankara: İmge Yayõnlarõ, 1994. Demirer, Temel, Gericilik Döneminde Dünya ve Türkiye, İstanbul: Sorun Yayõnlarõ, 1993. Eğilmez, Mahfi, IMF, Dünya Bankasõ ve Türkiye, Finans Dünyasõ Yayõnlarõ, No.2, 1996. Finance and Development, 1970-1997 tüm sayõlarõ. Gilpin, Robert, The Political Economy of International Relations, New Jersey: Princeton University Press, 1987. Lindbaek, Jannik ve J.F.Rischard, Agility in New World Economy, Finance and Development, Vol.31, No.3, 1994. Payer, Cherl, The Debt Trap: IMF and The Third World, Middlesex: Penguin Books, 1974. Rosier, Bernard, İktisadi Kriz Kuramlarõ, İletişim Yayõnlarõ, 1991. Sandrom, Sven, Poverty Reduction: Learning the Lessons of Experience, Finance and Development, Vol.31, No.3, September, 1994. Soyak, Alkan, Teknolojik Gelişme ve Özelleştirme: Telekomünikasyon Sektörü Üzerine Bir Deneme, İstanbul: Kavram Yayõnlarõ, 1996. 14

Türel., Oktar, ODTÜ İktisat Kongresi ndeki Konuşmasõ, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yõl. 12, Sayõ 140, Kasõm, 1997, ss.24-30. 15