ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Benzer belgeler
Güz Döneminde Besiye Alınan Hindilerde Askorbik Asit Uygulamasının Besi Performansı ve Bazı Karkas Özelliklerine Etkileri

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

2006 / Br 09 Sayfa : KANATLI BESLEMEDE ANTİBİYOTİKLERE DOĞAL ALTERNATİFLER AGRİMOS

Kanatlı. Selko-pH Uygulamasının Broylerlerde Canlı Ağırlık ve Yem Tüketimine Etkisi

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri

2.3. ZOOTEKNİ VE HAYVAN BESLEME BÖLÜMÜ HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

Hayvan besleme ve yem teknolojilerinde biyoteknoloji

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

Kanatlı. Bacillus Amyloliquefaciens in Enzim Aktivitesi

Kanatlı. Hindilerde salmonellanın başarıyla azaltılması

Dördüncü Jenerasyon Bütrat : Gustor N RGY

BAĞIRSAK YANGISINDA ÖNLEYiCi ETKi. Bağırsak Sağlığı Yem Sindirilebilirliği Hayvan Sağlığı Yüksek Performans Bitki Ekstraktı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ

Kanatlı Beslemede Yemler Antibesinsel Ögeler ve Etkileri

PROBİYOTİK Lactabasillus Acidophilus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Rhamnosus 1.25 milyar CFU Lactabasillus Casei 1.25 milyar CFU Bifidobacterium

KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı. Dr. Züleyha KAHRAMAN Ünvan. Mühendis Telefon Doğum Tarihi - Yeri Karaman

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

HUMAT VE ETERİK YAĞ ASİDİ İÇEREN ORGANİK ASİT KARIŞIMLARININ BROYLERLERDE BESİ PERFORMANSI, KARKAS KALİTESİ VE BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİLERİ

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Stabilize Rumen Ekstraktının Japon Bıldırcınlarının (Coturnix coturnix japonica) Büyüme Performansı Üzerine Etkisi

RASYON TANIM, KİMYASAL BİLEŞİM, VE RASYON HAZIRLAMA PROF. DR. AHMET ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

Kanatlı. Üçüncü Jenerasyon Bütiratlar

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

KATALOG Küplüpınar Mah. İstanbul Caddesi No:15 Osmangazi/BURSA Tel Website.

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

FİZYOLOJİ ANABİLİM DALI

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ

Merinos Kuzulara Vitamin ve İz Mineral Verilmesinin Besi Performansı Üzerine Etkisi

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

ÖZEL EGE LİSESİ PROBİYOTİK MEYVE SUYU

PROF. DR. ADNAN ŞEHU. Yemlerin Tanımı, Sınıflandırılması ve Yemlerin Değerliliğini Etkileyen Faktörler

Ülkemizde lider markalardan biri olan Vimar, geniş uluslararası bayi ağı sayesinde 25 ülkeye ihracat yapan global bir şirket haline gelmiştir.

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı/Nilüfer-BURSA

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU BROYLERLERİN PERFORMANSI ÜZERİNE SEÇMELİ YEMLEMENİN ETKİSİ

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü

NUTRI -PASS. Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı DAHA İYİ

PROBİYOTİKLER VE SAĞLIK

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ

Vitaminlerin yararları nedendir?

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

[XV. ULUSAL SU ÜRÜNLERİ SEMPOZYUMU, Temmuz 2009, Rize]

Ülkemizde lider markalardan biri olan Vimar, geniş uluslararası bayi ağı sayesinde 25 ülkeye ihracat yapan global bir şirket haline gelmiştir.

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar

Mısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri

(A Research on the Effects of Only Barley Ration Added Urea As A Protein Source on the Fattening Performance of Lambs).

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

ÖZGEÇMĠġ. : 12 : musakaraalp@gumushane.edu.tr MEZUN OLDUĞU ÜNĠVERSĠTELER. Mezuniyet Tarihi. : Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Türden türe değişkenlik gösterir. *İnsanın sadece barsak mikroflorasında 100 türün üzerinde 100 trilyondan fazla bakteri mevcuttur.

Kanatlı Hayvan Beslemede Alternatif Yem Katkı Maddeleri ile Yapılan Çalışmalar

Kanatlı. Broilerlerde Kesimden Bir Hafta Önce Selko ph Uygulaması

Fitik asit gıdaların fonksiyonel ve besinsel özellikleri üzerine önemli etkileri olan doğal bileşenlerin kompleks bir sınıfını oluşturmaktadır.


Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Prof. Dr. Filiz Özçelik. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

DİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ. Duygu PELİSTER

ESERLER LİSTESİ. Kuzu rasyonlarına katılan organik selenyumun besi performansı, karkas

KAPLANMIŞ KALSİYUM BÜTİRAT IN SİNDİRİM SİSTEMİ SAĞLIĞI VE FONKSİYONLARI ÜZERİNE ÇOKLU ETKİSİ

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ)

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

Büyükbaşlarda Mineral Emilimi ve Kullanımını Etkileyen Faktörler. Smart Minerals. Smart Nutrition.

RASYON ÇÖZÜMÜNDE TEMEL KRİTERLER

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Transkript:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ MISIR-SOYA ESASLI ETLİK ERKEK HİNDİ YEM KARMALARINA KATILAN AVİLAMYCİN, BİO-MOSS, CYLACTİN, YUCCA SCHİDİGERA EKSTRAKTININ BESİ PERFORMANSI, KESİM SONUÇLARI İLE BAZI KAN VE BAĞIRSAK PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİLERİ Nezaket CÖMERT ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ANKARA 2004 Her hakkı saklıdır

ÖZET Doktora Tezi MISIR-SOYA ESASLI ETLİK ERKEK HİNDİ YEM KARMALARINA KATILAN AVİLAMYCİN, BİO-MOSS, CYLACTİN, YUCCA SCHİDİGERA EKSTRAKTININ BESİ PERFORMANSI, KESİM SONUÇLARI İLE BAZI KAN VE BAĞIRSAK PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİLERİ Nezaket CÖMERT Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Danışman : Prof. Dr. Şahibe ÇALIŞKANER Bu araştırma, antibiyotiklerin yerine kullanılabilecek yem katkı maddelerinin besi performansı, kesim sonuçları, bazı kan ve bağırsak parametreleri üzerine etkilerini incelemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada 240 adet 7 haftalık etlik erkek hindi palazı 5 grup ve her grup için 4 tekerrür yapılarak (5x4=20 alt grup) her alt grupta 12 hayvan bulunacak şekilde yer sisteminde tesadüfi olarak dağıtılmıştır. Araştırmada kontrol ve kontrol rasyonuna antibiyotik, prebiyotik, probiyotik ve bitki ekstraktı ilave edilerek hazırlanan 5 grup rasyon kullanılmıştır. Su ve yem serbest (ad libitum) olarak verilmiştir. Deneme 14 hafta sürmüştür. Araştırma sonunda, grupların ortalama canlı ağırlıkları arasında istatistik olarak önemli farklılıklar tespit edilmemiştir. Ortalama canlı ağırlıklar; kontrol, antibiyotik, prebiyotik, probiyotik ve bitki ekstraktı için sırayla 7374, 7479, 7513, 7433 ve 7347 g; ortalama canlı ağırlık artışları 6320, 6418, 6420, 6394 ve 6307 g olarak tespit edilmiştir. Ortalama canlı ağırlık artışı bakımından gruplar arasında istatistik olarak önemli farklılık bulunmamıştır. Araştırma sonunda grupların yem tüketimine ait farklılıklar istatistik olarak önemsiz bulunmuş, grupların ortalama yem tüketimleri sırayla; 27106, 27151, 27665, 27351 ve 27523 g, yem değerlendirme sayıları; 4.295, 4.241, 4.305, 4.282 ve 4.365 olarak belirlenmiştir. Ortalama karkas ağırlıkları sırayla 5417, 5587, 5813, 5506, 5794 (P<0.05), ortalama karkas randımanı sırayla %72.68, 74.67, 76.15, 74.21, 78.03 olarak bulunmuştur (P<0.05). Grupların ortalama karaciğer, taşlık, abdominal yağ ağırlıkları ve incebağırsak viskozite değerleri bakımından farklılıklar istatistik olarak önemli bulunmamıştır. İncebağırsak ph değerleri arasındaki fark istatistik olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). Grupların kan serumunda, ortalama total kolesterol, trigliserid ve HDL değerleri, göğüs etinde % yağ ve su miktarları, altlık nem ve ph değerleri bakımından aralarındaki fark istatistik olarak önemli bulunmamıştır. Araştırmadan elde edilen verilere göre; avilamycin e (antibiyotik)alternatif olarak; Bio-Mos (prebiyotik), cyclactin (probiyotik) ve Yucca schidigera ekstraktının (bitki ekstraktı) kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. 2004, 57 sayfa ANAHTAR KELİMELER: Etlik hindi, antibiyotik, prebiyotik, probiyotik, Yucca schidigera ekstraktı, kan parametreleri, kesim sonuçları, besi performansı. i

ABSTRACT Ph. D. Thesis THE EFFECTS OF AVILAMYCIN, BIO-MOSS, CYLACTIN AND YUCCA SCHIDIGERA EXTRACT ADDED TO THE CORN-SOYBEAN MEAL BASED DIETS ON FATTENING PERFORMANCE, SLAUGHTER RESULTS AND SOME BLOOD AND INTESTINAL PARAMETERS OF MALE BROILER TURKEY Nezaket CÖMERT Ankara University Graduate School Naturel and Applied Sciences Department of Animal Science Supervisor : Prof.Dr. Şahibe ÇALIŞKANER This experiment was conducted to search the effects of some feed additives which can be used as an alternative to the antibiotics, on fattening performance, slaughter results and some blood and intestinal parameters. In the experiment, 240 seven weeks old the male turkey poults were randomly distributed on the ground system. There were 5 groups and 4 replicates made for each subgroup (5x4=20 subgroup) has 12 turkeys. Experimental diets were formulated by suplementation of antibiotic, prebiotic, probiotic and plant extract into the control diet. The experiment in which feed and water were given ad libitum continued to 14 weeks. At the end of the experiment, the average live weights differences among the groups were found not to be statistically significant. The avarage live weights for control, antibiotic, prebiotic, probiotic and plant extract were recorded as 7374, 7479, 7513, 7433 and 7347 g respectivelly. The average live weight gains were 6320, 6418, 6420, 6394 and 6307 g. The average live weight gain differences among the groups were found not to be statistically significant. Feed consumption data differences among the groups were not statistically significant at the end of experiment. The average feed consumption of the groups were 27106, 27151, 27665, 27351 and 27523 g respectively. The feed conversion ratios were 4.295, 4.241, 4.305, 4.282 and 4.365 respectively. The average carcass weights were found as 5417, 5587, 5813, 5506 and 5794 g respectively (P<0.05). Carcass yields were measured as 72.68, 74.67, 76.15, 74.21 and 78.03 % respectively (P<0.05). The average liver, gizzard, abdominal fat weights and small intestine viscosity values were found not to be statistically significant. The average small intestine ph values were found statistically significant (P<0.01). Differences regarding the average total cholesterol, triglyseride and HDL values in blood serum, fat and water percentage in breast meat, and litter moisture and ph values were statistically insignificant. The experiment results showed that Bio-Mos (prebiotic), cyclactin (probiotic), Yucca schidigera extract (plant extract) can be used as alternative to the avilamycine (antibiotic) in male broiler turkey diets. 2004, 57 pages Key Words: Broiler turkey, antibiotic, prebiotic, probiotic, Yucca schidigera extract, blood parameters, slaughter results, fattening performance. ii

TEŞEKKÜR Doktora eğitimim ve tez çalışmalarım süresince yakın ilgi ve önerilerde bulunan Doktora danışman hocam Sayın Prof.Dr. Şahibe ÇALIŞKANER e (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi), Tez İzleme Komitesi toplantılarında destekleyici önerilerde bulunan Sayın Prof.Dr. Ekin TOKER (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi) ve Sayın Prof.Dr. Ahmet ERGÜN (Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi) hocalarıma, Araştırma olanağı sağlayan Sayın Dr. Hüseyin VURGAN a (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü) ve Ziraat Mühendisi Sayın Cenk DOĞAN ve elemanlarına (Keskin Hindicilik Üretme İstasyonu), Hayvan materyalinde cinsiyet tayini için uzman gönderen Pınar Hindi yöneticilerine, yem katkı maddelerinin sağlanmasındaki yardımlarından dolayı Roche Firmasının yetkililerine, yem karmalarının yapıldığı Sayın Mehmet ALTIN a (Kırşehir Altın Yem Fabrikası), Laboratuvar çalışmalarımda yakın ilgi ve yardımlarını gördüğüm Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Ankara İl Kontrol Laboratuvarı yetkililerine, Yaşamımın her aşamasında hep yanımda olan aileme ve hayatta olmayan sevgili babam Sayın Hüseyin CÖMERT e, teşekkür ederim. Nezaket CÖMERT Ankara, Temmuz 2004 iii

İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... ii TEŞEKKÜR... iii SİMGELER DİZİNİ... vi ÇİZELGELER DİZİNİ... vii 1. GİRİŞ... 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ... 4 2.1. Antibiyotikler... 4 2.2. Antibiyotiklerin Hayvanlar Üzerindeki Etki Mekanizmaları... 4 2.2.1. Hastalıklardan korunma ve bağışıklık sistemi... 4 2.2.2. Besi performansı ve yemden yararlanma... 5 2.2.3. Yem tüketimi ve mineral denge... 5 2.2.4. Hayvansal ürünler üzerindeki etkisi ve direnç mekanizması... 5 2.2.5. Bağırsak mikroflorasındaki etki mekanizması... 6 2.3. Kanatlı Hayvan Yemlerinde Antibiyotik Kullanımının Etkileri... 6 2.4. Mannanoligosakkaritler (Prebiyotikler)... 10 2.4.1. Genel yapıları ve etki mekanizmaları... 10 2.4.2. Kanatlı hayvan yemlerinde mannanoligosakkarit kullanılmasının etkileri 12 2.5. Probiyotikler... 16 2.5.1. Genel yapıları ve etki mekanizmaları... 16 2.5.2. Kanatlı hayvan yemlerinde probiyotik kullanılmasının etkileri... 17 2.6. Bitki Ekstraktları... 19 2.6.1. Yucca schidigera ekstraktının genel yapısı ve etki mekanizmaları... 20 2.6.2. Kanatlı hayvan yemlerinde Yucca schidigera ekstraktının kullanılmasının 21 etkileri... 3. MATERYAL VE YÖNTEM... 24 3.1. Materyal... 24 3.1.1. Hayvan materyali... 24 3.1.2. Yem materyali... 24 3.2. Yöntem... 24 iv

3.2.1. Deneme gruplarının 24 oluşturulması... 3.2.2. Yem karmalarının hazırlanmasında uygulanan yöntemler... 25 3.2.3. Denemenin kurulması, yürütülmesi ve değerlendirilmesinde uygulanan 29 yöntemler... 3.2.3.1. Denemenin yürütülmesinde uygulanan yöntemler... 29 3.2.3.2. Hayvanların kesiminde uygulanan yöntem... 29 3.2.3.3. İncebağırsak ph ve viskozite değerlerinin belirlenmesi... 30 3.2.3.4. Kan serumunda total kolesterol, trigliserid ve HDL düzeylerinin 30 belirlenmesi... 3.2.3.5. Altlık nem ve ph değerlerinin belirlenmesi... 30 3.2.3.6. Göğüs etinde yağ ve su miktarlarının belirlenmesi... 30 3.2.4. İstatistiki analizlerin yapılması ve sonuçların değerlendirilmesi... 31 4. ARAŞTIRMA BULGULARI... 32 4.1. Yemleme Denemesi Sonuçları... 32 4.1.1. Canlı ağırlık... 32 4.1.2. Canlı ağırlık artışı... 34 4.1.3. Yem tüketimi... 35 4.1.4. Yem değerlendirme sayısı... 35 4.1.5. Ölüm oranı...... 36 4.1.6. Altlık nem ve ph değerleri... 36 4.2. Kesim Sonuçları... 37 4.2.1. Kesim öncesi canlı ağırlık, karkas ağırlığı ve karkas randımanı... 37 4.2.2. Karaciğer, taşlık ve abdominal yağ ağırlığı... 38 4.2.3. İncebağırsak viskozitesi ve ph değerleri... 38 4.2.4. Kan serumunda total kolesterol, trigliserit ve HDL düzeyleri... 39 4.2.5. Göğüs etinde yağ ve su miktarları... 39 5. TARTIŞMA VE SONUÇ... 40 KAYNAKLAR... 46 ÖZGEÇMİŞ... 57 v

SİMGELER DİZİNİ HDL LDL NDO NRC PHA VRE Yüksek yoğunluklu lipoprotein Düşük yoğunluklu lipoprotein Sindirilemeyen oligosakkaritler National Research Council Toksik lectin phytohemoglutinin Vancomycin dirençli enterococcus faecium vi

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 3.1. Yem hammaddelerinin besin maddeleri analiz sonuçları... 26 Çizelge 3.2. Büyütme döneminde (7-18. hafta) deneme gruplarına verilen yem karmasının bileşimi ve analitik değerleri... 27 Çizelge 3.3. Bitiş döneminde (19-22. hafta) deneme gruplarına verilen yem karmasının bileşimi ve analitik değerleri... 28 Çizelge 4.1. Deneme gruplarına ait ortalama canlı ağırlıklar (g)... 32 Çizelge 4.2. Deneme gruplarının iki haftalık dönemlere ve tüm deneme dönemine ait ortalama canlı ağırlık artışları (g)... 34 Çizelge 4.3. Deneme gruplarının iki haftalık dönemlere ve tüm deneme dönemine ait ortalama yem tüketimleri (g)... 35 Çizelge 4.4. Deneme gruplarının iki haftalık dönemlere ve tüm deneme dönemine ait ortalama yem değerlendirme sayısı... 36 Çizelge 4.5. Deneme gruplarındaki hayvanların altlık ortalama nem ve ph değerleri... 36 Çizelge 4.6. Deneme gruplarının kesim öncesi ortalama canlı ağırlık, sıcak karkas ağırlığı ve karkas randımanı... 37 Çizelge 4.7. Deneme gruplarına ait ortalama karaciğer, taşlık ve abdominal yağ ağırlıkları... 38 Çizelge 4.8. Deneme gruplarına ait ortalama incebağırsak viskozite ve ph değerleri... 38 Çizelge 4.9. Deneme gruplarındaki hayvanlara ait kan serumlarında ortalama total kolesterol, trigliserid ve HDL değerleri (mg/dl)... 39 Çizelge 4.10. Deneme gruplarındaki hayvanların göğüs etindeki ortalama yağ ve su miktarları (%)... 39 vii

viii

1. GİRİŞ Çağımızda insan sağlığını tehdit eden ve hayvansal kaynaklı gıdalarla alınan kolesterolün özellikle kırmızı et tüketiminden kaynaklanıyor olması, insanları beyaz et tüketimine yönlendirmiştir. Özellikle 1990 lı yıllarda kanatlı etinin diğer hayvan türlerine göre daha ekonomik üretiliyor olması, piliç üretiminde büyük entegrasyonların kurulması ve sözleşmeli üretim modelinin gelişmesiyle yıllık % 10 düzeyinde üretim artışının sağlandığı tavukçuluk sektörü, beyaz et kaynağı olarak talep görmüştür (Anonim 1999a). Globalleşen dünyada tüm gelişmiş ülkeler 21. yüzyıla bilgi ve endüstri toplumu olarak girmeye hazırlanırken, diğer yandan da bitkisel ve hayvansal üretimi artıracak akılcı ekonomik politikalar geliştirip, ulusal üretimde istikrarı sağlamaya ve önemli bir dış satımcı ülke konumunda kalmaya çalışmaktadırlar (Anonim 1999b). Türkiye nin Avrupa Birliği ne tam üyelik için mücadele verdiği bu yüzyılda, tüm sektörlerde olduğu gibi hayvancılık sektöründe de Avrupa Birliği standartlarını model alarak hayvansal ürün mamullerini çeşitlendirmek ve kaliteyi yükseltmek zorundadır. Bu nedenle, özellikle son yıllarda ülkemizde hayvansal protein açığının kapatılması için piliç etine alternatif olarak hindi üretimine hız verilmiştir. Günümüzde kanatlı etinin ciddi bir şekilde kırmızı et endüstrisini tehdit ettiğinden söz edilmekte; piliç, ördek ve kaza oranla daha düşük düzeyde enerji içeriğine sahip olan hindinin kırmızı et üretiminin en önemli kaynağı olan sığırın rolünü üstlenebileceği ileri sürülmektedir (Nixey 1986). Hindi eti proteince ve çeşitli vitaminlerce (vitamin B 1, B 2, nicotinamid, pantotenik asit ve folik asit) zengin olduğu, yağsız oluşu ve yapısında çok az kolesterol bulunması nedeniyle özellikle hastaneler için uygun olduğu bildirilmektedir (Koçak 1984). 21. yüzyılda dünyadaki ve özellikle gelişmiş ülkelerde bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak tüketiciler; insan sağlığı, tükettikleri gıdaların güvenli olması ve çevre gibi konularda oluşabilecek potansiyel tehlikelere karşı, giderek artan bir ilgi göstermektedir. Bu nedenle özellikle son yıllarda bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretiminde sentetik kimyasallardan çok, doğal ürünlerin kullanımına doğru bir eğilim olmuştur. Dolayısıyla organik ürünlerin üretim ve tüketimine olan talep, hayvansal 1

üretimde doğal yem katkı maddelerinin kullanımıyla ilgili tartışmalara yol açmıştır. Hayvansal üretimde bu maddelerin kullanılması; yemden yararlanmayı artırmak, hayvansal ürünlerin miktar ve kalitesini yükseltmek, hayvanların ve insanların sağlıklarını korumak, elde edilen ürünün maliyetini düşürmek içindir. 1940 lı yıllarda antibiyotikler, kanatlıları genellikle sindirim kanalı içerisindeki patojen ve patojen olmayan enterik mikroorganizmaların olumsuz etkilerinden korumak için yem katkı maddesi olarak karma yemlerde kullanılmaya başlanmıştır. Antibiyotiklerin etlik piliçlerin (Miles ve Harm 1984, Woodward vd 1988) ve hindilerin (Salmon ve Stevens 1990, Waibel vd 1991) yemden yararlanmasını ve büyümesini geliştirdikleri bildirilmiştir. Son 30 40 yıl içerisinde, kanatlı ve diğer hayvanların karma yemlerinde büyümeyi teşvik edici olarak kullanılan antibiyotiklerin, uzun süreli kullanımları sonucunda insanlarda antibiyotiğe dirençli patojen mikroorganizmaların potansiyel gelişmelerinden dolayı bazı bilim adamları ve resmi birimler tarafından gittikçe artan araştırmalar yapılmıştır (Philips 1999, Ratcliff 2000). Bu nedenlerle, Avrupa Birliği kanatlı hayvanların karma yemlerinde büyümeyi uyarıcı olarak kullanılan avoparcin in vancomycin dirençli Enterococcus faecium (VRE) oluşumunda artışa neden olduğunu belirterek avoparcin, tylocin phosphate, virginiamycin, zinc bacitracine, spiramycin gibi antibiyotiklerin kullanımını yasaklamıştır (Anonim 1999b). Ülkemizde Tarım Bakanlığı tarafından 10.06.1996 da yayınlanan Yemlik Preparat ve Mineral Yemlerin Satış ve Tescil İşlemlerinde Uyulması Gereken Hususlar Hakkındaki Tebliğ in 14. maddesine istinaden 30.06.1999 dan itibaren virginiamycin, avoparcin, zinc bacitracine, tylocin phosphate, spiramycin, carbadox ve clangundox büyütme faktörleri listesinden çıkarılmıştır (Anonim 1999c). Ancak günümüzde Avrupa ve Türkiye de avilamycin ve flavomycin kullanımı serbesttir. Antibiyotiklerle ilgili tartışmalar ve getirilen yasaklamalar sonucunda kanatlı hayvan endüstrisinin antibiyotiklere alternatif enzimler, organik asitler, esansiyel yağlar, probiyotikler, prebiyotikler ve bitki ekstraktları gibi yem katkılarının geliştirilmeye başlandığı bildirilmektedir (Ball 2000). Tüm yem katkı maddelerinin, tüketicinin 2

korunmasında güvenilir uygun önlemlerin alınması ve kullanılmalarıyla ilgili sıkı kontrollerin olmasının zorunlu olduğu bildirilmiştir (Schwarz 1997). Antibiyotiklerin yasaklanmasının gerekliliği, alternatif büyütme faktörlerinin araştırılmasına ve daha çok çalışma yapılmasına yol açmıştır. Bu araştırmanın amacı da; Amerikan Bronz etlik erkek hindi yem karmalarına katılan prebiyotik, probiyotik ve bitki ekstraktlarının besi performansı, kesim sonuçları ile bazı kan ve bağırsak parametreleri üzerine etkilerini, ülkemizde yasaklanmamış bir antibiyotik olan avilamycine karşı incelemektir. 3

2. KAYNAK ÖZETLERİ 2.1. Antibiyotikler Antibiyotikler; funguslar, bakteriler ve aktinomisetler gibi çeşitli mikroorganizmalar tarafından üretilen ve sentetik olarak da hazırlanan patojen mikroroganizmaların gelişmesini durduran ya da öldüren kimyasal maddelerdir. 1928 de Alexander Fleming in Penicilin i keşfine kadar antibiyotikler hakkında çok fazla bilgi yoktu. 1944 yılında, Amerikalı toprak mikrobiolojisti Wakeman ın streptomycin i keşfi ile birlikte streptomycin ve penicilin insanlarda hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlandı. Stoksad ve Jukes 1949 yılında kanatlı hayvanlar üzerinde yaptıkları bir deneme sırasında, tesadüfen Aureomycin rezidülü yemi tüketen hayvanlarda büyüme artışı gözlemlemişlerdir. Bu olay, çiftlik hayvanlarının yemlerinde antibiyotiklerin kullanılmasının başlangıcı olmuştur (Ensminger vd 1990). 1950 li yıllarda hayvansal üretimin artmasıyla birlikte antibiyotiklere olan ilgi artmıştır. Ancak son yıllarda; hayvanların et, süt ve yumurta gibi ürünlerinde zararlı kalıntıların birikmesi, insanlarda antibiyotik dirençli bakterilerin gelişmesi riskleri oluştuğu için antibiyotiklerin karma yemlerde kullanımı tartışma konusu olmuş (Anonim 1986) ve Smith (1990) önceleri kullanımına izin verilen antibiyotiklerin yem katkı maddesi olarak kullanılmasına yasaklamalar getirildiğini bildirmiştir (Ferket vd 2001). 2.2. Antibiyotiklerin Hayvanlar Üzerindeki Etki Mekanizmaları 2.2.1. Hastalıklardan korunma ve bağışıklık sistemi Antibiyotikler, evcil hayvanların fizyolojilerini olumsuz yönde etkileyen amonyak gibi antagonistik mikrobiyal metabolitlerin üretimini azaltırlar (Zimber ve Visek 1972). Kanatlı hayvanlara zararlı olarak bilinen mikropların (Colostrodium perfringens) gelişmesini engelleyerek kontrol ederler (Truscott ve Al-Sheikly 1977). Klinik olarak kullanılan antibiyotikler, patojenik mikroorganizmayı yıkma gücüne sahip geniş bir spektrum aktivitesi göstermeli, konakçının normal florasını elemine etmemeli, 4

kullanımı kolay, kimyasal olarak stabil ve mikroplara karşı dirençli olmalıdır (Lawrance 1998). Antibiyotiklerin yem katkı maddesi olarak kullanılmasının nedeni, üretimi geliştirmek ve subklinik seyreden enfeksiyonların yoğunluğunu azaltarak ölüm oranlarını düşürmektir (Mateos vd 2001). 2.2.2. Besi performansı ve yemden yararlanma Antibiyotikler bağırsakta sindirimi, karbonhidratların ve yağların emilimini artırırlar (Eyssen ve De Somer 1963a, b). Aminoasitlerin ve B kompleksi vitaminlerin sentezini artırıp bazı enzim sistemlerini stimüle ederek yemden yararlanmayı iyileştirip besi performansını artırırlar (Church ve Pont 1988). 2.2.3. Yem tüketimi ve mineral denge Antibiyotikler Ca, P ve Mg gibi inorganik elementlerin emilimini artırırlar. Yem ve su tüketimini olumlu yönde etkileyerek büyümeye katkıda bulunurlar (Belyavin vd 1991, Türker 1995). Antibiyotikler, besin maddelerinin emilim düzeyini yükselterek, aminoasit ve vitaminler gibi besin maddelerinin ekonomik kullanımını sağlayıp bu besin maddelerinin yetersizliğinde noksanlık belirtilerinin ortaya çıkmasını geciktirirler (Ergün 1996). 2.2.4. Hayvansal ürünler üzerindeki etkisi ve direnç mekanizması Antibiyotik katkılı karma yemle beslenen hayvanlarda antibiyotikler; et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlere geçerek, bu ürünleri tüketen insanların sağlığını olumsuz yönde etkilemektedirler (Greenberg 1985). Antibiyotiklerin yoğun kullanımı, antibiyotiklere karşı direnç kazanan mikroorganizma popülasyonlarını artırarak, çapraz dirençli bakterileri çoğaltmaktadır (Lange ve Ek 1995). 5

2.2.5. Bağırsak mikroflorasındaki etki mekanizması Antibiyotikler, gastrointestinal sistemde bakterilerin ürettiği bileşikleri azaltarak mikrobiyal aktiviteyi kontrol altına alırlar. Bağırsak duvarının morfolojisini değiştirirler ve patojen mikroroganizmaların bağırsak duvarında koloni oluşturmasını engelleyerek epitel hücrelere zarar vermesini önlerler (Kırkpınar ve Erkek 2000). 2.3. Kanatlı Hayvan Yemlerinde Antibiyotik Kullanımının Etkileri Çalışkaner (1971), hindi yem karmalarında antibiyotik kullanımının bağırsak florasını faydalı mikroorganizmalar lehinde düzelterek yemden yararlanma ve büyüme üzerinde olumlu etkisinin olduğunu bildirerek; 1 ton yeme 42 g düzeyinde katılan bacitracinin sindirim sisteminde absorbe edilmediğini, bağırsak iltihabı gibi düzensizlikleri ve bazı arazları yok ettiğini, ayrıca mısırın hindi yem karmalarında iyi bir yem hammadesi olarak ekonomik düzeyde kullanılabileceğini, öncelikle soya küspesi olmak üzere yerfıstığı ve PTK, balık unu, tavuk sanayii kalıntıları, et-kemik unu karışımlarının başlıca protein kaynağı yemler olduklarını, aminoasit dengesinin özellikle soya ve soya danesi ile sağlandığını belirtmiştir. Tortuero (1973) yaptığı bir araştırmada, broyler kontrol rasyonuna probiyotik (içme sularına Lactobacilli acidophilli), antibiyotik (20 gr/ton Zinc-bacitracin) ve Lactobacilli + antibiyotik kombinasyonunun kullanılmasının ortalama günlük yem tüketimi, yem değerlendirme oranı ve günlük canlı ağırlık artışı üzerine etkisini araştırmıştır. Araştırma sonunda muamele gruplarının bu parametreler üzerine önemli bir etkisinin olmadığını bildirmiştir. Watkins ve Miller (1983) tarafından yapılan bir araştırmada, broyler rasyonlarına ilave edilen antibiyotik ve probiyotiğin yemden yararlanmada kontrol grubuna kıyasla istatistiki olarak önemli bir fark oluşturmadığını bildirmişlerdir. Stutz vd (1983), broyler rasyonlarına ilave edilen antibiyotiğin yemden yararlanma oranında kontrol grubuna göre önemli bir iyileşme meydana getirdiğini bildirmişlerdir. 6

Berger vd (1984), hindi rasyonlarında uygulanan Bacitracinin besinin ilk dönemlerinde canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanmada kontrol grubuna göre önemli artış sağladığını, ancak daha sonraki dönemlerde bu etkinin görülmediğini saptamışlardır. Buresh vd (1986) yaptıkları bir araştırmada, hindi rasyonlarına ilave edilen dört farklı antibiyotiğin (Zinc bacitracin, Flavomycin, Virginiamycin ve MD) besi dönemi sonunda kontrol grubuna göre istatistiki olarak önemli düzeyde canlı ağırlık artışı sağladığını, yemden yararlanmayı artırdığını, antibiyotik uygulanan gruplar arasındaki farklılığın önemli olmadığını, yemden yararlanmada virginiamycin uygulanan grubun diğerlerinden daha iyi olduğunu bildirmişlerdir. Jiraphocakul vd (1990) tarafından yapılan bir araştırmada, Büyük Beyaz Nicholas erkek hindilerde antibiyotiklerin ve kuru Bacillus subtilis probiyotik kültürünün performans ve bağırsak mikroflorası üzerine etkisi incelenmiştir. 0-20 haftalık besi döneminde kontrol grubu ve kontrol grubu yem karmasına 44 mg/kg Zn-bacitracin, 2.2 mg/kg Bambermycins ve Bacillus subtilis kültürü eklenerek veya eklenmeksizin hazırlanan yem karmaları verilmiştir. 12 haftalık yaşa kadar Bacillus subtilis içeren yem karmalarıyla beslenen erkek hindilerde canlı ağırlığın azaldığı (P<0.01); ancak 20. haftada yemden yararlanmanın geliştiği (P<0.05) bildirilmiştir. 12-16 haftalık yaşta Bambermycin ilaveli yem karmaları Zn-bacitracin ve kontrol grubu yem karmalarıyla karşılaştırıldığında canlı ağırlığı artırdığını (P<0.05) açıklamışlardır. Hindilerin ölüm oranlarının muamelelerden etkilenmediği bildirilmiştir. Al-Batshan vd (1992), hindi rasyonlarında kullanılan virginiamycinin özellikle besinin ilk dönemlerinde canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu saptamışlardır. Alp vd (1993) tarafından yapılan bir araştırmada, bazı antibiyotikler ve probiyotik ile bunların kombinasyonlarını broyler rasyonlarına ilave etmişler; araştırma sonucunda bu uygulamaların broylerlerde kontrol grubuna kıyasla performans, abdominal yağ, kan 7

kolesterolü ve incebağırsak ağırlığı üzerine istatistik olarak önemli bir fark olmadığını bildirmişlerdir. Herstad (1993), hızlı büyüyen hindi ırkları (iki cinsiyette) üzerinde farklı protein düzeylerini (başlangıç %28, büyütme 1 %25, büyütme 2 %21 protein) içeren rasyonlara antibiyotik olarak ilave edilen avoparcin in canlı ağırlık artışı, yem değerlendirme oranı ve karkas kalitesi üzerine etkilerini incelemiştir. Araştırma sonucunda avoparcin in kontrol rasyonuna göre incelenen parametrelere önemli bir etkisinin olmadığını, ancak büyütme 1 (%25 protein) rasyonunun erkek hindilerde önemli canlı ağırlık artışı sağladığını, iki cinsiyette yem değerlendirme sayısını önemli düzeyde geliştirdiğini, büyütme 2 (%21 protein) rasyonunun ise iki cinsiyette kesim ağırlığını düşürdüğünü bildirmiştir. Waldroup vd (1993a) tarafından yapılan bir araştırmada, büyük beyaz erkek ve dişi hindilerin monensinli bitirme yem karmalarına ilave edilen 50-90 g/ton BMD nin (Bacitracin Methylen Disalicylate) her iki cinsiyette yemden yararlanmayı ve canlı ağırlık artışını geliştirdiğini ve deneme süresince ölen hindilerin sayısında rasyonel uygulamaların etkilerinin olmadığını bildirmişlerdir. Lee vd (1993), broyler rasyonlarına ilave edilen antibiyotik ve probiyotiğin yem tüketimi ve yemden yararlanma oranı üzerine önemli bir etkisinin olmadığını, ancak abdominal yağ miktarında azalma olduğunu belirtmişlerdir. Baidya vd (1994), 6 haftalık yaşa kadar broyler rasyonlarına ilave edilen antibiyotik (aureomycin) ve probiyotiğin (lactobacillus sporogenes + alpha-amylase) tek başlarına veya kombinasyon halinde uygulanmalarının etkilerini incelemişlerdir. Araştırma sonucunda muameleler arasında canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yem değerlendirme oranı, karkas ve hematolojik değerler bakımından istatistik olarak önemli bir fark bulunmadığını bildirmişlerdir. Çalışkaner vd (1995) tarafından, 243 adet günlük yaşta broyler civcivi üzerinde çavdar içeren broyler rasyonlarına %0.01 düzeyinde antibiyotik ve %0.1, 0.5, 0.2 düzeylerinde 8

enzimin ve aynı düzeylerdeki enzime ilave edilen antibiyotiğin besi performansı ve bazı bağırsak parametrelerine etkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda, antibiyotik ilaveli grubun 0-3 haftalık dönemde canlı ağırlık artışını ve yem değerlendirmeyi artırdığı, 3-6 ve 0-6 haftada ise etkisiz kaldığı saptanmıştır. Karkas randımanı, karaciğer ve taşlık ağırlıkları ve bağırsak ph değerleri bakımından gruplar arasında farklılığın olmadığı, bu kriterlerin antibiyotik ve enzim ilavesinden etkilenmediği, ancak bağırsak viskozitesinin düşük olduğu bildirilmiştir. Vladimirova vd (1997), 108 adet günlük yaşta French Isa broiler erkek civcivler üzerinde, 49 günlük besi süresince 5-25 mg/kg avilamycin in canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma ve hayvanların sağlığı üzerinde etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonucunda 5 mg/kg avilamycin içeren grupta kontrol grubuna göre yemden yararlanmada % 9, canlı ağırlıkta % 10-15 artış sağlandığı, ölümlerin olmadığı belirlenmiştir. 25 mg/kg avilamycin ilave edilen grupta ise incelenen kriterler bakımından daha yüksek artışların sağlanamadığı bildirilmiştir. Konca vd (1999) tarafından yapılan bir araştırmada, entansif şartlarda besiye alınan bronz hindilerin rasyonlarına ilave edilen bazı antibiyotiklerin (virginiamycin, avilamycin, Zinc-bacitracin) besi performansı ve karkas özelliklerine etkisi incelenmiştir. Hindiler, kontrol rasyonuna 20 mg/kg virginiamycin, 5 mg/kg avilamycin ve 100 mg/kg Zinc-bacitracin ilave edilerek 16 hafta süreyle yemlenmişlerdir. Araştırma sonunda ilave edilen antibiyotiğin kontrol grubuna göre canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yem değerlendirme sayısını önemli derecede (P<0.01) etkilediği saptanmıştır. Ancak, antibiyotik uygulamalarının karkas ağırlığı (dişiler hariç), karkas randımanı, yenilebilir iç organ ağırlıkları (karaciğer, kalp ve taşlık ağırlığı) ve abdominal yağ ağırlığı (erkek + dişi için) arasındaki farklılıklara ve ölüm oranlarına etkisi önemli bulunmamıştır (P>0.05). 9

2.4. Mannanoligosakkaritler (Prebiyotikler) 2.4.1. Genel yapıları ve etki mekanizmaları Rasyonlarda antibiyotik ve sentetik hormon kullanımının insanlar üzerinde olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasıyla oluşturdukları antipati nedeni ile antibiyotik kökenli büyütme faktörlerinin doğal bir alternatifi olarak mannanoligosakkarit gibi kompleks karbonhidratların kullanımı ile ilgili araştırmalar gündeme gelmiştir. Bu bileşiklerin, genç hayvanların ve kanatlıların bağırsaklarındaki patojenlerin etkilerini azalttıkları bildirilmiştir (Lyons 1998, Pagan vd 1999a, Pagan vd 1999c). Prebiyotiklerin en yaygın olan formları sindirilemeyen oligosakkaritler (NDO), inulin, oligofruktoz, mannanoligosakkaritler, glukooligosakkaritler ve galaktooligosakkaritlerdir. Oligosakkaritler memelilerin ince bağırsaklarında var olan enzimler tarafından sindirilemez, fakat ruminant olmayan hayvanların bağırsaklarında mevcut olan bakteriler tarafından fermente edilirler. İnulin ve oligofruktozlar buğday, arpa ve yerfıstığı kabukları gibi yem hammaddelerinde ölçülebilir miktarlarda bulunurlar. Prebiyotiklerin hayvanlarda; bağırsak mikrobiyal ekolojisini ve dışkı kalitesini zenginleştirme, besi performansı ve sağlıklarını geliştirme gibi etkileri vardır (Flickinger ve Fahey 2002). Maltoz, laktoz, sakkaroz gibi oligosakkaritlerin laktik asit düzeyini artırdığı, sindirim sistemi ph sını yükselttiği ve yararlı bakterileri artırdığı bilinmektedir. Oligosakkaritlerin fermentasyonu sonucu açığa çıkan uçucu yağ asitlerinin peristaltisi stimule ederek geçiş zamanını azaltma eğiliminde oldukları bildirilmiştir (Iji ve Tivey 1999). Mannanoligosakkaritler, hayvanın sindirim sistemi mikroflorasının dengesinin sağlanmasında, bağışıklık sisteminin uyarılmasında ve mikotoksinlerin bağlanmasında etkilidirler. 10

Maya hücre duvarının önemli komponentleri glukagon, mannan ve chitin dir. Hücre duvarının temel yapısı % 30 mannan, % 30 glukagon ve % 12.5 proteinden oluşur. Bio- Mos un saccharomyces cerevisiae isimli maya hücresinin hücre duvarından elde edildiği ve bu duvarın asit sindirimine karşı dayanıklı olmasının birçok hayvan türü için biyoaktif bir madde olarak düşünülmesinde etkili olduğu belirtilmektedir (Spring ve Privulescu 1998, Pagan vd 1999b). Rasyonlara Bio-Mos ilavesiyle, patojenlerin büyük ölçüde mannanoligosakkaritlere bağlanacağı ve bağırsak epiteline tutunarak kolonize olan patojenlerin sayısında azalma olacağı saptanmıştır. Ayrıca Bio-Mos un laktobacillus, bifidobacterium gibi yararlı bakteriler tarafından enerji kaynağı olarak kullanılabildiği, ancak patojen bakteriler (Salmonella, E.coli ve Compylobacter) tarafından kullanılamadığı bildirilmiştir (Anonim 1998, Pagan vd 1999a, Pagan vd 1999b). Mannanoligosakkaritlerin intestinal mukozayı iyileştirdiği, villileri artırdığı, özellikle jejunumda maltaz, aminopeptidaz ve alkali fosfataz aktivitesini artırdığı bilinmektedir (Iji ve Tivey 1999). Waldroup vd (1993b), fruktooligosakkaritlerin etlik piliçlerde performans üzerine olumlu etkisini saptamazken, Iji ve Tivey (1998) yem tüketimi ve canlı ağırlığı artırdığını saptamışlardır. Hayat vd (1993), Bradley (1994), Bradley ve Savage (1995) tarafından yapılan birçok araştırmalarda, kümes hayvanlarının maya kültürüyle yemlenmesinin performansı iyileştirdiği bildirilmiştir (Ferket vd 2001). Mannanoligosakkaritlerin hindilerde plazma IgA salgı konsantrasyonunu %25 oranında artırdığı bildirilmiştir (Savage ve Zakrzewska 1996). Hindi palazlarının toksik lectin phytohemagglutinin e (PHA) karşı oldukça sakin reaksiyon gösterdikleri saptanmıştır (Cotter 1997). Bu durum, hiper duyarlılığın bir göstergesi olup, Bio-Mos un ruhsal ve hücresel bağışıklığı artırdığını göstermektedir. 11

Yapılan araştırmalarda, rasyonlarına Bio-Mos ilave edilen broylerlerde canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma oranı (Peterson 1998, Sanchez ve Ayaya 1998) ve selüloz sindirilebilirliğinin önemli oranda arttığı bildirilmiştir (Kumprecht vd 1997). 2.4.2. Kanatlı hayvan yemlerinde mannanoligosakkarit kullanılmasının etkileri Savage vd (1996a) yaptıkları bir araştırmada, devekuşu yemlerine 12-29 haftalar arasında ilave edilen mannanoligosakkaritlerin canlı ağırlık, yem değerlendirme ve bazı kan parametreleri üzerine etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, ilave edilen mannanoligosakkaritlerin canlı ağırlık ve yem değerlendirme üzerine herhangi bir olumlu etkisinin olmadığını, ancak plazma trigliserit ve kan bikarbonat düzeyinde düşüşe neden olduğunu tespit etmişlerdir. Savage vd (1996b), hindi yemlerine %0.1 oranında ilave edilen mannanoligosakkaritlerin performans ve bağışıklık sistemi üzerine etkilerini araştırmışlardır. Mannanoligosakkarit ilave edilen grubu kontrol grubu ile karşılaştırdıklarında, deneme sonu ve 8. haftada canlı ağırlık ve yem değerlendirmede önemli derecede iyileşme olduğunu saptamışlardır. Ayrıca, mannanoligosakkaritlerin immunoglobin düzeyinde artışa neden olduğu da belirlenmiştir. Savage vd (1997), hindi palazlarının yemlerine ilave edilen 1.1 g/kg Bio-Mos un canlı ağırlık artışını maksimum yaptığını, fakat yem değerlendirme oranında önemli derecede düşme olduğunu bildirmişlerdir. Alltech Inc (1994) tarafından bildirilen diğer raporlarda da, hindi palazı yemlerine ilave edilen Bio-Mos un stafac gibi diğer sentetik ürünlerle karşılaştırıldığında, karkas kalitesinde önemli gelişmeler yaptığı bildirilmiştir (Iji ve Tivey 1998). Olsen (1996), ticari hindi yemlerine ilave edilen Bio-Mos un hindi palazlarının yaşama kabiliyeti, altlık kalitesi ve serum titre düzeylerini içeren performans parametrelerine etkilerini incelemiştir. Araştırma sonucunda; Bio-Mos ilave edilmesinin yem değerlendirme üzerinde olumlu etki yaptığı, ancak canlı ağırlık, altlık kalitesi ve serum titre düzeylerini önemli derecede etkilemediği ortaya çıkmıştır. 12

Iji ve Tivey (1998) tarafından bildirildiğine göre, broyler yemlerine 7. günden 30 günlük yaşa kadar 1, 3, 5 g/kg Bio-Mos ilave edilmiştir. Bio-Mos un ilave edilen bütün miktarları canlı ağırlık artışını geliştirmiştir. Fakat en düşük düzeyde Bio-Mos içeren grupta daha fazla yem tüketimi olup, yem değerlendirme oranı düşük bulunmuştur. Gruplar arasında canlı ağırlık artışındaki gelişmeler, bağırsak viskozitesi, altlık nemi gibi parametreler bakımından istatistiki olarak önemli farklılık bulunmamıştır (Choi vd 1994, Okumura vd 1994). Sims ve Sefton (1999), hindi yemlerine mannanoligosakkarit, bacitracin ve her ikisini birlikte ilave ederek 18 haftalık yaşa kadar canlı ağırlık ve yem değerlendirme üzerine olan etkilerini araştırmışlardır. Araştırma sonunda hem mannanoligosakkarit, hem de bacitracin ilave edilen yemleri tüketen hindilerin canlı ağırlıkları kontrol grubuna göre önemli düzeyde (P<0.05) daha yüksek bulunmuştur. Benzer sonuçlar yem değerlendirme sayısı bakımından elde edilmiştir. Mannanoligosakkarit ve bacitracin kombinasyonu ise hem canlı ağırlık, hem de yem değerlendirme bakımından en iyi performansa sahip bulunmuştur (P<0.05). Fairchild vd (1999) hindilerde yaptıkları bir araştırmada, mannanoligosakkaritlerin flavomycin yerine etkili bir şekilde kullanılabileceğini bildirmişlerdir. Stanley vd (1999), yumurta tavuklarında % 17 ham protein içeren rasyona ilave edilen % 0-0.1 Bio-Mos un kontrol grubuna göre kanın total kolesterolünü ve LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) kolesterolünü düşürdüğünü bildirmişlerdir. Aynı zamanda Bio- Mos un toplam yumurta kolesterolünü de düşürdüğü tespit edilmiştir. Albuz (2001) yaptığı bir araştırmada, mısır-soya esasına dayalı ticari etlik piliç rasyonu (kontrol grubu) ve rasyona antibiyotik (flavomycin) ile mannanoligosakkarit (Bio-Mos) ve probiyotik (primalac) ilave ederek karşılaştırmıştır. Araştırma sonunda en yüksek canlı ağırlık flavomycin içeren grupta olmuş, bunu probiyotik, kontrol ve mannanoligosakkarit içeren gruplar takip etmiştir. Deneme boyunca ortalama yem tüketimi en yüksek mannanoligosakkarit içeren yemlerle beslenen grupta olmuştur. Bunu sırayla kontrol, flavomycin ve probiyotik içeren gruplar izlemiştir. Haftalar 13

itibariyle incelenen yem değerlendirme sayıları bakımından gruplar arasında görülen farklılık önemli bulunmamıştır. Grupların karkas randımanları incelendiğinde, kontrol grubu diğer üç gruba göre istatistik olarak önemli düzeyde daha yüksek karkas randımanı göstermiştir (P<0.05). Karaciğer ağırlığı bakımından ise gruplar arasında istatistik olarak önemli farklılık görülmemiş, ancak prebiyotik grubunda sayısal olarak yüksek çıkmıştır. Valancony vd (2000) tarafından erkek hindiler üzerinde yapılan bir araştırmada, yemlerine Bio-Mos ve avilamycin ile sularına laktik asit katılmasının hindilerin canlı ağırlık artışı ve yem etkinliği üzerine etkileri incelenmiştir. Araştırma sonucunda Bio- Mos ilave edilen grupta kontrol grubuna göre canlı ağırlık artışı ve yem değerlendirme fazla olurken, avilamycin ve laktik asit ilave edilen grupla eşit bulunmuştur. Valancony vd (2001) yaptıkları bir araştırmada, 4-16 haftalık deneme süresince, hindi palazı yemlerinde avilamycin, prebiyotik (Bio-Mos), esansiyel yağ ile bitki ekstraktı karışımı (Crina HC) ve organik asit karışımı (Acid Lac dry) içeren gruplar ve kontrol grubunun kesim ağırlığı ve karkas özelliklerine etkileri incelenmiştir. Araştırma sonucunda, gruplar arasında incelenen parametreler bakımından istatistik olarak önemli farklılıkların görülmediği bildirilmiştir. Ferket vd (2001) tarafından yapılan bir araştırmada, 20 haftalık yaşa kadar Large White erkek palazların mısır-soyaya dayalı rasyonlarına ilave edilen Bio-Mos (6 haftalık yaşa kadar 1 kg/ton, 6 haftadan sonra 0.5 kg/ton) bambermycin (2g/ton), virginiamycin 20 g/ton, Bio-Mos + bambermycin, Bio-Mos + virginiamycin in canlı ağırlık, yem değerlendirme, ölüm oranları ve incebağırsak ph sına etkilerini incelemişlerdir. Bio- Mos, bambermycin ve virginiamycin muameleleri canlı ağırlığı ve yem değerlendirme sayısını olumlu yönde etkilemiştir. 20 haftalık yaşa kadar Bio-Mos, bambermycin ve virginiamycin muameleleri canlı ağırlığı artırmış, 20. haftada Bio-Mos diğer muamelelere göre en iyi canlı ağırlığı sağlamıştır. 12. haftada bambermycin, virginiamycin ve Bio-Mos + bambermycin ilaveli gruplarda canlı ağırlık artmış, fakat 15. haftada bu farklılıklar görülmemiştir. 0-3 haftalık dönemde muameleler yem değerlendirme sayısını artırmış, 3-6 haftalık yaştan sonra vinginamycin, Bio-Mos + 14

bambermycin yem değerlendirme sayısını artırmıştır. Muamelelerin ölüm oranlarına etkisi olmamıştır. Antibiyotik içeren gruplar jejunal ph yı kontrol grubuna göre artırmıştır. Bununla birlikte Bio-Mos, virginiamycin ve bambermycin in aksine jejunal ph yı düşürmüştür. Sonuç olarak muamelelerin performansı geliştirdiği bildirilmiştir. Ferket vd (2001) yaptıkları diğer bir araştırmada, Hibrit ticari dişi palazların mısırsoyaya dayalı yemlerine ilave edilen Bio-Mos (1kg/ton 6 haftaya kadar, 0.5 kg/ton), virginiamycin (20 g/ton), Bio-Mos + virginiamycin (Bio-Mos 0-6 haftaya kadar, sonra virginiamycin 6-14 hafta aynı oranlarda) besi performansı ve karkas parametrelerine etkilerini 1-14 haftalık yaşa kadar incelemişlerdir. Bio-Mos ilave edilen grubun canlı ağırlığı diğer gruplara göre önemli derecede düşük çıkmıştır. Virginiamycin ile besleme kontrol grubuyla karşılaştırıldığında canlı ağırlığı önemli derecede (P<0.05) artırmıştır. 0-3 haftalık periyotta kontrol grubuyla, Bio-Mos + virginiamycin ve sadece Bio-Mos tüketen grup karşılaştırıldığında istatistik olarak önemli derecede (P<0.05) düşük canlı ağırlık artışı olmuştur. Virginiamycin ilaveli grupta 0-3, 3-6 ve 6-9 haftalarda kontrol grubuna göre önemli derecede canlı ağırlık kazancı sağlanmıştır. Virginiamycinin aksine 0-3 ve 3-6 haftalık dönemlerde Bio-Mos ilaveli grupta önemli derecede düşük canlı ağırlık artışı bulunmuştur. 0-3 haftada virginiamycin ilave edilen grupta, kontrol ve diğer gruplara göre yem değerlendirme sayısı önemli derecede düşük bulunmuştur. Bio-Mos grubunda yem değerlendirme sayısı 0-3 haftada kontrol grubuna göre önemli derecede yüksek bulunurken, Bio-Mos + virginiamycin ilave edilen grupta ise kontrol grubuyla aynı bulunmuştur. 3-6 haftada, Bio-Mos ilaveli grupta yem değerlendirme sayısı diğer gruplara göre daha düşük olmuştur. Canlı ağırlık artışı ise Bio-Mos tüketen grupta diğer gruplara göre bütün haftalarda düşük bulunmuştur. Bio-Mos tek başına kümülatif yem tüketimini etkilememiştir. Gruplar arasında karaciğer, dalak ve bursa ağırlıkları bakımından istitistik olarak önemli bir fark bulunamamıştır. Ancak Bio-Mos ilaveli gruptaki karaciğer ağırlığı kontrol ve virginiamycin ilaveli gruptakinden daha yüksek çıkmıştır. Araştırmanın sonucunda Bio-Mos un hindicilik ve diğer kanatlı hayvan endüstrisinde antibiyotiklere alternatif olarak kullanılabileceği bildirilmiştir. Hulet (2002), dişi hindi palazlarında antibiyotiklerin yerine (virginiamycin / bacitracin) ilave edilen mannanoligosakkaritin (Bio-Mos) canlı ağırlık, yem değerlendirme ve ölüm 15

oranları üzerine etkisini araştırmıştır. İlk dört hafta kontrol rasyonuna 55 mg/kg bacitracin, 4-12 haftada 22 mg/kg virginiamycin ve 1.0 g/kg Mos (Bio-Mos) ilave etmiştir. 8-12 haftalarda palazlara koksidiostat (Cobain) verilmiştir. Araştırma sonucunda palazların canlı ağırlıklarında muameleler arasında istatistik olarak önemli bir farklılık bulunamamıştır. Kontrol grubu, bacitracin ve virginiamycin ilaveli yemlerle beslenen palazlar, Bio-Mos içeren yemlerle beslenenlerle karşılaştırıldığında yem değerlendirme sayısında istatistik olarak önemli gelişme olmuştur. 0-2 haftada ölüm oranı Bio-Mos ve kontrol grubunda, antibiyotik gruplarına göre daha yüksek çıkmıştır. Bio-Mos ilaveli grupta 0-12 haftada yem değerlendirme sayısındaki gelişmeyle paralel olarak canlı ağırlık artışında artış olduğu bildirilmiştir. 2.5. Probiyotikler 2.5.1. Genel yapıları ve etki mekanizmaları Probiyotikler, verildiği hayvanın bağırsaklarında patojen mikroorganizmalara karşı antagonistik etki gösteren, bağırsak mikroflorası üzerine yararlı etkiler oluşturan patojen olmayan gram (+) ve fakültatif anaerob olan, laktik asit üreten canlı, doğal bağırsak bakterileri, maya kültürleri ve hücreleri ile mantarlar, enzimler ve endüstriyel fermentasyon yan ürünlerini içeren doğal yem katkı maddeleridir (Dawson 1993, Pal 1999). Probiyotik mikroorganizmalar bağırsak epitel hücrelerine implante olarak çoğalırlar ve tabaka oluştururlar. Probiyotik mikroorganizmalar lipaz, proteaz, amilaz, β-glukanaz gibi enzimler salgılayarak ve B grubu vitaminleri sentezleyerek sindirime yardımcı olurlar. Laktik asit, asetik asit, formik asit gibi organik asitler ile hidrojen peroksit üretip ortamın ph sını düşürerek E.coli ve salmonella gibi patojenler üzerine inhibitör etki oluştururlar. Son yıllarda probiyotik mikroorganizmaların bağışıklık sistemini güçlendirici, tümör ve kanser önleyici etkilerinin olduğu da bildirilmektedir (Dicks 1993, Gedek 1999). Son yıllarda et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlerde antibiyotik ve hormon kalıntıları sonucunda bunları tüketen insanlarda toksisite, kanser gibi sorunlar 16

görülmeye başladığı için, bu olumsuz etkileri ortadan kaldıracak alternatif kaynak olarak probiyotikler gündeme gelmiştir. Çiftlik hayvanları ve evcil kanatlılarda performansın geliştirilmesi, büyümenin teşviki, stres durumlarında bozulan bağırsak flora dengesinin düzenlenmesi amacıyla probiyotik kullanımı yaygınlaşmıştır (Watkins ve Kratzer 1982, Sainsbury 1991). Probiyotiklerin, prebiyotik (mannanoligosakkaritler) veya antimikrobiyal büyütme faktörleri ve diğer yem katkılarıyla birlikte kullanımının da performansı artırdığı bildirilmiştir (Gedek 1999). 2.5.2. Kanatlı hayvan yemlerinde probiyotik kullanılmasının etkileri Owings vd (1960) yaptıkları bir araştırmada, broylerlerin yemlerine ilave edilen probiyotiğin yemden yararlanma, canlı ağırlık ve abdominal yağ miktarına etkisini incelemişlerdir. Araştırma sonunda, kontrol grubuna göre probiyotik içeren grupta yemden yararlanma ve canlı ağırlıkta bir iyileşmenin, abdominal yağ miktarında ise azalma olduğunu saptamışlardır. Dilworth ve Day (1978), broylerlerin yemlerine iki lactobacillus kültürünü içeren probiyotiği belirli dozlarda kullanmışlardır. Deneme sonunda kontrol grubuna göre probiyotiğin farklı dozlarda verildiği gruplarda canlı ağırlıkta ve yemden yararlanmada önemli bir iyileşme saptamışlardır. Fethiere ve Miles (1987) tarafından yapılan bir araştırmada, broyler civcivlerinde antibiyotik (10 ppm/ton virginiamycin), probiyotik (1 kg/ton L.acidophilus) ve antibiyotik + probiyotik katılan rasyonların canlı ağırlık, yemden yararlanma ve incebağırsak ağırlığı üzerine etkileri karşılaştırılmıştır. 21 gün süren çalışma sonunda broylerlerde canlı ağırlık bakımından gruplar arasında istatistik olarak bir fark bulunmamasına rağmen, yemden yararlanma bakımından antibiyotik ve antibiyotik + probiyotik verilen gruptan daha iyi sonuçlar alınmıştır. Antibiyotiğin tek başına veya probiyotiklerle kombine kullanılması durumunda bağırsak ağırlığında önemli düşme 17

olmuş (P<0.05), probiyotik tek başına yemden yararlanmayı ve bağırsak ağırlığını etkilememiştir. Jiraphocakul vd (1990) yaptıkları araştırmada, büyük beyaz dişi Nicholas hindi palazlarını 0-16. haftalık yaşa kadar kontrol, 44 mg/kg penicilin-streptomycin (1/3), 44 mg/kg Zn-bacitracin ve kuru Bacillus subtilis kültürü içeren yemler verilmiştir. 12. ve 16. haftalarda antibiyotik içeren grupta diğer muamelelere göre canlı ağırlık artmıştır. Canlı ağırlık ve yemden yararlanmada B.subtilis içeren grupta önemli bir etkilenmenin olmadığı saptanmıştır. Baidya vd (1994), broylerlerin performansı ve hematolojik değerleri üzerine antibiyotik (aureomycin) probiyotik (Lactabacillus sporogenes) ve kombinasyon şeklinde kullanımların etkisini incelemişlerdir. Araştırma sonucunda canlı ağırlık artışı, yem değerlendirme, karkas ve hematolojik değerler bakımından muameleler arasında önemli bir fark olmadığı belirtilmiştir. Mohan vd (1996), Vencobb broyleri civcivlerin; 100 mg/kg probiyotik, 100 mg/kg antibiyotik (flavop hospholigol) ve probiyotik + antibiyotik içeren yemlerle beslemenin canlı ağırlık ve serum kolesterolü üzerine etkilerini 6 haftalık sürede araştırmışlardır. Araştırma sonucunda en fazla canlı ağırlığı 1. sırada kombinasyon grubu, 2. sırada antibiyotik içeren grup, 3. sırada ise probiyotik içeren grup sağlamıştır. Serum kolesterol düzeyi probiyotik içeren grupta diğer gruplara göre daha düşük bulunmuştur (P<0.01). Araştırmacılar, probiyotiklerin bağırsakta kolesterolün emilimini azaltarak serum kolesterol düzeyini düşürdüğünü bildirmişlerdir. Jin vd (1997), kanatlı yemlerine probiyotik katılmasının performansta iyileşme sağladığına dair pek çok kanıt olmasına rağmen, bazı araştırmalarda olumlu sonuçlar alınamadığı gerçeğine de işaret etmişlerdir. Araştırmacılar patojen mikroorganizma çeşidi, stabil uygun probiyotik konsantrasyonunun sağlanması, işletme koşulları, mevcut bağırsak florası, hayvanın sağlık durumu ve yemin kompozisyonu gibi pek çok faktörün probiyotik kullanımında başarıyı etkileyebileceğini bildirmişlerdir. 18

Erdoğan (1999) tarafından yapılan bir araştırmada, zinc bacitracin ve iki farklı probiyotiğin (Thepax R, Fastrack R ) broyler piliçlerde; canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma oranı, karkas randımanı, incebağırsak ve abdominal yağ ağırlığı ile serum kolesterol düzeyi üzerine etkileri incelenmiştir. Kontrol grubu Thepax R %0.05 ve %0.10, Fastrack R %0.16 ve %0.20, zinc bacitracin %0.01 oranlarında ve iki probiyotik iki farklı oranda zinc bacitracin ile birlikte ilave edilmiştir. Araştırma sonunda muamele gruplarının canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma, incebağırsak ağırlığı ve serum kolesterol düzeyi üzerine önemli bir etkilerinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Deneme gruplarında sıcak karkas randımanı kontrolden belirgin olarak yüksek bulunmuştur (P<0.05). Thepax R ve zinc bacitracin abdominal yağ ağırlığında kontrol grubuna göre belirgin bir artışa (P<0.01) neden olurken, Fastrack R ın etkisinin önemsiz bulunduğu bildirilmiştir. Maiorka vd (2001), 45 günlük yaşa kadar olan broyler civcivleri üzerinde antibiyotiklere alternatif prebiyotik, probiyotik ve prebiyotik + probiyotik kombinasyonunun besi performansı üzerine etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta; prebiyotik + probiyotik kombinasyonunun en iyi canlı ağırlık artışını sağlamış, bu grubu antibiyotik, prebiyotik ve probiyotik ilave edilen gruplar takip etmiş, en az canlı ağırlık artışı kontrol grubunda olmuştur. Yemden yararlanmanın kontrol grubunda diğer muamele gruplarına göre düşük olduğu bildirilmiştir. 2.6. Bitki Ekstraktları Son yıllarda antibiyotiklere alternatif olarak kullanılan doğal yem katkı maddeleri arasında bitki ekstraktları da araştırılmaktadır. Bitki ekstraktlarının da diğer mikrobiyal yem katkıları gibi gastro-intestinal sistemin ekolojik dengesini bozan patojen mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyerek yemden yararlanma ve performans üzerine olumlu etkilerinin ne düzeyde olduğuna dair araştırmalar yapılmaktadır. Bitki ekstraktlarının performans üzerine etkilerinin dışında, hayvanlarda diğer fizyolojik olaylara etkisinin de incelenmesi gereklidir. 19

2.6.1. Yucca schidigera ekstraktının genel yapısı ve etki mekanizmaları Bitkilerden elde edilen fenolik yapıdaki bileşiklerin (kaffeik, sinnamik, ferulik asit, gallik asit, olöropin, timol, ögenol), organik asitlerin (benzoik, sorbik, sitrik, asetik asitler) ve esansiyel yağların antimikrobiyal etki gösterdikleri bilinmektedir (Kırkpınar ve Erkek 2000). Yucca schidigera, yucca bitkisinin bir türü olup çöl alanlarda yetiştirilen bir bitkidir. Yucca schidigera ekstraktı, yucca bitkisinin kurutulup öğütülmesiyle veya mekanik yolla suyunun çıkarılmasıyla elde edilen doğal bir yem katkı maddesi olup amonyak bağlayıcı bir özelliğe sahiptir (Headon 1991). Yucca schidigera ekstraktı yüksek düzeyde doğal steroit saponin içermektedir (Cheeke ve Nakuae 1993). Yucca saponinlerinin bağırsakta mikroorganizma faaliyetlerini kontrol ederek (antiprotozoa, selektif antibakteriyel veya antistimulant etki) amonyağı bağladığı, patojen bakteri ve protozoaları bağırsakta kontrol altına alarak ve yararlı mikroorganizmaların sayısını artırarak kanatlı ve ruminant hayvanların besin maddelerinden daha iyi yararlanmalarını sağladığı ve besi performansını artırarak hayvanların sağlığını olumlu yönde etkilediği bildirilmektedir (Al-Bar vd 1992). Amonyak, hidrojen sülfit ve diğer gazlar, kanatlı hayvan ve domuz barınaklarında çalışan kişiler ile hayvanlar için zararlıdır. Yucca schidigera ekstraktının kapalı yerlerdeki amonyak (NH 3 ) düzeyini de düşürdüğü belirtilmiştir (Headon vd 1991). Rasyona ilave edilen Yucca schidigera ekstraktının yapısındaki saponinlerin kan kolesterol düzeyini düşürdüğü ve özellikle insan beslenmesinde önemli olduğu bildirilmektedir. Buna ilişkin önemli araştırmalardan birisi Malinow (1997) tarafından Oregon da yapılarak saponinlerin kolesterol düşürücü özelliklerinin olduğu gösterilmiştir (Cheeke 1998). 20