TUBEROSKLEROZ. Dr. Hikmet ÖZLER ( *) Dr. Nezihe KAVAS ( *) ÖZET. SUMıMARY



Benzer belgeler
Nörofibromatozis Tip 1 Tanılı Olguların Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Türkiye de NF-1 vakalarında klinik izlem konulu diğer bildirilerin özet sunumu. Dr. Sema Saltık İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Epilepsi ayırıcı tanısında parasomniler. Dr. Hikmet YILMAZ CBÜ Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Manisa

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

(Bir vaka dolayısı. Dr. Ayfer SAGLAM (""") ÖZET GİRİŞ

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

Von Hippel-Lindau(VHL) Sendromu, VHL genindeki heterozigot mutasyonların sebep olduğu, otozomal dominant kalıtımlı bir ailesel kanser sendromudur. 3p2

FEBRİL KONVÜLSİYON: Tedavi Edilmeli? / Edilmemeli? Prof. Dr. Hasan Tekgül E.Ü.T.F. Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

SEREBELLAR VE SUBEPENDİMAL KALSİFİYE NODÜLLERLE KARAKTERİZE TUBEROSKLEROZ: 2 OLGU

YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Dr. Can CELİLOĞLU Adana Numune E.A.H. Çocuk Sağ.ve Hast. Kliniği

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

KETOJENİK DİYET OLGU SUNUMU. Yrd.Doç.Dr. Birsen DEMİREL British University of Nicosia Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D.

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı

Fatma Burcu BELEN BEYANI

Tarih : Sayı : 006 BASIN BÜLTENİ. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. NİLGÜN ȘENTÜRK

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Tuberoz Skleroz Kompleksi, İki Olgu Sunumu

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Tuberosklerozlu 19 olgunun geriye dönük olarak değerlendirilmesi

KANSER ERKEN TANI VE TARAMA PROGRAMI

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuk Epileptik sendrom kavramı ve West

HEMORAJİK İNME. Yrd. Doç. Dr. Aysel MİLANLIOĞLU Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

TUBEROZ SKLEROZ KOMPLEKSİ*

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III DERS YILI GÖZ - SİNİR VE PSİKİYATRİ SİSTEM DERS KURULU

Topaloğlu R, ÖzaltınF, Gülhan B, Bodur İ, İnözü M, Beşbaş N

Hasta kişi ile cinsel temas, Gebelerde anneden bebeğe geçiş ( konjenital Sifilis ), Kan teması ile bulaşır.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

KONVÜLSİYON (NÖBET) GEÇİREN ÇOCUK. Dr.Ayşe SERDAROĞLU Gazi ÜTF Çocuk Nöroloji

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

AKRABA EVLİLİGİ OLAN 101 GEBEDE UL TRASONOGRAFİK BULGULARI(*) ÖZET SUMMARY. Akraba evlilikleri, arkabalık derecesine

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEKOKULU GÜZ DÖNEMİ DERS TANITIM FORMU FZR 3035 PEDİATRİK FİZYOTERAPİ I

Pediatrik Uyku Evrelemesi Ve Yetişkinle Karşılaştırması

İki Epileptik Ölüm Olgusunda Postmortem Tanı: Tuberoskleroz Kompleksi Two Epileptic Death Cases with Postmortem Diagnosis: Tuberosclerosis Complex

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Doç.Dr. Mehmet Güngör KAYA

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

IV. FAKTÖR VII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI -2 PROF. DR. SARPER ERDOĞAN

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Çocuklarda işitme kaybı-azlığı ve nörolojik hastalıklar. Prof. Dr. Yüksel Yılmaz Marmara Üniv. Tıp Fak. Çocuk Nörolojisi BD.

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

Dr.Ceyhun Bozkurt Dr.Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH Çocuk Onkoloji Bölümü

Ders Yılı Dönem-V Nöroloji Staj Programı

Sistinozis ve Herediter Multiple Ekzositoz Birlikteliği

Anemi modülü 3. dönem


KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Kardiyoloji BD Olgu Sunumu 29 Haziran 2017 Cuma

taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-1 taşınması, elektrokortikal aktivitelerin oluşumu-2

TPOG İSKİP Merkez Çalışma Kodu: Hasta TC Kimlik No Hasta İsim, Soyadı. Gönüllü Bilgilendirilmiş Onam Formu. Sayın Anne Babalar,

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

Transkript:

TUBEROSKLEROZ (Bıl 1R OLGU NıEOENl;Yıl:E} Dr. Ziyaeddin AKBAY ( *) Dr. Hikmet ÖZLER ( *) Dr. Nezihe KAVAS ( *) Dr. Yıldırım GÜNEŞ ( *) ÖZET Tüberoskleroz, nörokütonöz hastalıklar grubu içine girer. Bu hastalığın erken tanınması sadece komplikasyonların önlenmesi açısından değil, genetik danışma ve aile sağlığı açısından da önem kazanmak.. tadır. Kliniğimizde tanı koyup izlediğimiz olguyu bu açıdan önemli bulduğumuz için sunmayı uygun bulduk. SUMıMARY Tuberous sklerosis is characterized by mentaı deficiency, adenoma sebaceum, with foci of intracranial aclcification. The diagnosis can be established on the basis of the triad of seziures, mental defiency, and adenoma sebaceum. Radiographs ofte nshow intracranial calcifications and small cystic lesions in the distal phalanges of the hands and feet. Treatement is symptomatic. GiRİŞ Tüberoskleroz, nörokütanöz hastalıklar grubu içine giren, deri bulguları, mental retardasyon ve konvülsiyonlarla karakterize bir hastalıktır. Bu grup içine giren hastalık ve sendromlar genellikle otosomal dominant geçişli kalıtsal hastalıklardır. Nörokütonöz displazi veya do- ( * \ Zeynep-Krur41 Hastanesi Çocuk Kliniği. 181

ZEYNEP KAMİL TIP BÜLTENi ğum işareti anlamına gelen fakomatözler olarak da tanımlanabilen bu grupta 40'tan fazla sendrom bildirilmjştir. Fakat bunlardan tüberoskleroz dışında önemi olan 5 tanesi şunlardır : ı. Nörofibromatesiz (Van Recklinghausen hastalığı), 2. Sturge-Weber-Dimitri hastalığı, 3. İnkontinensiya pigmenti, 4. Ataksi telenjiektazi (Louis-Bar hastalığı), 5. Von-Hippel~Lindau hastalığı. OLGU S. Y. Prot. No.: 23289, 10 yaşında erkek çocuk. Yakınması: Kliniğimiz büyük çocuk servisine 15.6.1984 tarihinde jeneralize konvülsiyon nöbeti nedeniyle yatırıldı. Öyküsü: Bir buçuk yaşına dek hiçbir yakınması olmayan hasta.. mızda bu yaştan itibaren genellikle ateşle ilişkisi olmayan kısa süreli konvülsif nöbetler oluşmaya başlamış, ilk dönemlerde kısa süreli olan nöbetlerin giderek uzadığı ifade edildi. Çeşitli sağlık kuruluşu ve doktorlara başvuran hastarnıza 1977 yılında EEG çekilerek epilepsi olmadığı söylenmiş ve ismini hatırlamadıkları bazı ilaçlar önerilmiş, fakat tedaviye karşın nölletlerin süre ve şiddeti artmaya başlamış, 1,5 sene önce tekrar EEG çekilmiş ve bu kez epilepsi tanısı konularak anti epileptik ilaçlar önerilmiş. Bu ilaçları düzensiz olarak kullanan ve nöbetleri devam eden hastamız son nöbetin çok uzun sürmesi üzerine tetkik ve tedavi edilm ek üzere servisimize ya tırıldı. Özgeçmişi : Yürüme ve konuşmanın gecikmesi dışında, özellik yok. Soy geçmişi: Hastamız birinci derecede akraba olan anne ve babanın üçüncü çocuğu idi, amcasında epileptik nöbetler olduğu bildirildi. Fizik muayene : Konvülslf nöbet sonrasında yapılan ayrıntılı fizik muayenede şu bulgular dikkati çekiyordu: 30 kg ağırlığında, 132 cm boyunda olan hastamız, normal fizik gelişim gösteriyordu. Genel durum iyi, şuur açıktı, sorulanlara geç ve güç yanıt verdiğinden iletişim 182

AKBAV-ÖZLER- GÜNEŞ KAVAS kurmakta. güçlük çekiliyordu. Ateş 36.2, turgor tonus normal, ödem siyanoz asit yoktu. Fizik muayenede en dikkat çekici bulgular deride gözlenen lezyonlardı. Bunlar özellikle burun kanatları ve yanaklara doğru yayılan çaplan 2-10 mm arasında değişen sarımtrak pembe renkteki papillamatöz oluşumlardı. Benzer oluşumlar daha seyrek olarak çene ve alında gözleniyordu, özellik gösteren deri bulgularının bir kısmı da lumbosakraı bölgede yer almıştı. Buradaki lezyonlar daha açık renkte olup buruşuk dert izlenimini veriyordu. Sırtta ve kollarda ise bir iki sütlü kahverenginde deri lekesi yani cafe au lait dikkati çekiyordu. Diğer sistemlerin muayenesinde bir özellik saptanmadı. Sinir sistemi muayenesinde ise hasta hafif mental retardasyon izlenimi veriyordu, kas kuvveti normal KVR simetrtk ve canlıydı, ince motor hareketler yetersizdi. Laboratuvar Bulguları : Hematolojik değerler ve biyoşimik kan tablosu bir özellik göstermiyordu. EKG normaldı. Radyolojik bulgular : Akciğer grafilerinde bir özellik yoktu, kraniografideki bulgular ise oldukça dikkat çekiciydi. Şöyle ki: özellikle lateral grafide belirgin olan yer yer kalsifikasyon ve laküner imajlar ayrıca falanks grafilerinde küçük kistik imajlara rastlandı. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız öykü, fizik ve klinik bulguların ışığında, yani epileptik nöbetler, tipik deri bulguları, kranial kalsifikasyon ve mental retardasyon izleniminin varlığı hizi tüberoskleroz tanısına yöneltti. Tanıyı kesinleştirmek için araştırmalanmızı biraz daha genişlettiğimizde şu bulgularla karşılaştık: Klinik olarak tanımlanan jenera~ lize konvüls1f nöbetler EEG bulgusu olarak epilepsiye uyuyordu. Lumbosakral bölgedeki deri lezyonundan aldoğumuz biopsi örneği Çapa Tıp Fakültesi Patoloji Bölümünde değerlendirildi. 20.6.1984 tarih, 8154/84 Prot. No.'lu patoloji raporunun sonucu da bu oluşumların fibroepi1telial selim adenom olduğunu vurguluyordu. Hastamıza yaptırdığımız zeka testleri normalin alt sınırı düzeyini gösteriyordu. bir zeka Tüberoskleroz için oldukça önemli olan kranial bulguları BBT ile daha iyi yorumlama olanağı bulduk, BBT rapor sonucuna göre her iki serebellar kortekste ve periventriküler alanlarda kontrast madde tutmayan değişik büyüklükte kalsifiye nodüller saptandı. Bu tetkikler so- 183

ZEYNEP - KAMİL TIP BÜLTENİ nucunda hastamızın tanısı kesinlik 'kazandı. Yapılan göz konsültasvonunda retinal tümör olusumuna rastlanmadı. v ~ İst. G.K.D.C.M.'de yaptırdığımız ekokardiografide kalpte tümoral bir oluşuma rastlanmadı. Tedavi olarak nörologlarca epdantoin önerilen hastamız 28.6.1984 tarihinde bir süre sonra kontrol e gelmek üzere ve genetik danışma mer.. kezine gitmesi önerilerek taburcu edildi. TARTISMA... Tüberoskleroz, Bourneville hastalığı, pringle-bpurnevile sendromu, epiloia gibi eş isimlerle de anılmaktadır. Falkoınötöz ismi ise ilk kez 1920'de Have adlı araştırfacı tarafından kullanılmıştır, hastalık ilk kez 1860 tarihinde Virchov tarafından serebrum skleroması olarak tanım~ lanmış olup, 1880-1900 yılları arasında Bourneville ve arkadaşları hastalığın serebral lezyonları yanında sistematik belirtiler de gösterdiğini ileri sürmüşlerdir. 1967 yılında Gomez ve lıagöz mental retardasyona dikkati çekmişlerdir. de yapılan çalışmada saptanan 71 hastdn % 38'in1n zeka düzeyinin normayan bazı olgulara da literatürde rastlanılmaktadır. Mayo kliniğin.. ri sürülmektedir, çünkü konvülsiyon dışında hijbir klinik bulgusu ol- Otozomal dominant geçişli olan hastalığın insidensi 100.000'de 5-7 arasında değişmektedir. Fakat bu insidensin çok güvenilir olmadığı ııe.. Klinik bulgular hastanın yaşı ve tutulan organa göre değişebilir, mutasyon oranı % 50-80'dir. Yapılan ilk çalışmalarda hastalığın triadı olarak menatl rctardasyon, adenen1osebaceum ve nöbetler bildirilmiş fakat son çalışmalarda hastalığın klinik bulgu spektrumu giderek genişlemiştir. l'biuoa'zar '.rıpıarpi9pj.19p l'8iuoaz9i l{jlsij9~<l{'bj'bl{ ua UJÖJ l{ll'b'.j.s'bh birkaç tipte olabilir, bunlardan biri de pigmante lekelerdir. Deriden ml olduğu bildirilmiştir. daha açık renkte ve genellikle çınar yaprağı şeklindedir (Ash-Leaf). Bunlar daha çok gövdede görülürler, hastamızda rastlamadığımız cilt lezyonları genellikle ilk 1-2 yaş içinde ortaya çıkıp 3-5 yaşından sonra ltaybolabilirler. Açık renkli kişilerde ancak Wood lambasıyla görülebi- lirler. Cafe au lait lekeleri hastaların % 5~10'unda görülebilir. Lezyonların en önemlisi adenomasebaceumdur ve hastaların % BO'inde bulu~ 184

AKBAY - ÖZLER GÜNEŞ - KAVAS Resiın I: BBT'de kronial kalsifikasyon görünümü 185

ZEYNEP - KAMİL TIP BÜLTENi Resim II : BBT' de Kronial kalsifi'l~~syon görünümü 186

AKBAV ÖZLER GÜNEŞ KAVAS Resim III : Sağ yanakta görülen deri belirtileri nur.. 10 yaşından sonra ve erişkinlerde ortaya çıkar, lokalizasyon olarak genellikle hastamızda olduğu gibi burun kanatları yanında yanaklara yayılırlar, bunlar 2-3 mm'den 10 mın'ye kadar ulaşan çapta san pembe renkte papillomlardır. Son yıllarda adenomasemaceum tanımının yanlış olduğu ve bunların fibroanjiomatö olduğu anlaşılmıştır. Gövdede özellikle lumbosakral bölgede yer alan deri lezyonları ise daha açık renkte ve deri nedbesi şeklindedir. Bunlara Shagreen lekeleri veya deri fıtıkları adı verilebilir. Hastaların % 20-50'sinde görülebilir. 187

ZEYNEP~ KAMİL TIP BÜLTENi Resim IV : Sırtta görülen lezıyonlar NÖBETLER : Tüberosklerozlu hastaların doktora geliş nedenleri genellikle konvülsiyonlardır, hastaların % 90'ınında görülür. Bunlar bebeklik döneminde 1nfantil spazm daha sonra da foka! motor veya jeneralize nöbetler şeklinde ortaya çıkar, nöbetler genellikle antikonvülzonlara dirençlidir. Mental retardasyon hastaların % 10-20'sinde var~ dır ve nöbet sıklığıyla artan bir ilişki gösterir. Hastalığa adını veren beyin lezyonları yani tüberler en sık gri korteks ve bazal ganglionlaı da bulunur, tüberl er genellikle astrositlerden oluşan türnoral yapılardır ve nadiren bos dolaşımını da boza- 188

AKBAY ÖZLER GÜNEŞ KAVAS rak hidrosafalusa neden olurlar. Bu tümoral oluşumlar zamanla kalsifiye olarak tipik kranial röntgen görünümünü yaratırlar. Tüberosklerizdaki selim tümörler beyinden başka birçok organda lokalize olabilirler, bunlardan en sık görülenleri böbrek, kalp, akciğer, karaciğer ve d.alaktır. TANI Tanı, belirleyici deri lezyonları, konvülsif nöbetler, zeka geriliği, organ tümörlerinin varlığı ile konur. Hastalık nörolojik belirti vermeden de!bulunabileceğinden kuşkulu çocukların anne ve babalan araştınlmalıdır. Nöroradyolojik çalışmalar klinik tanıyı doğrular, kafatası grafi..!erinde % 60 oranında kranial kalsifikasyonlar görülür, BBT tanı da çok yararlıdır, EEG'de herhangi bir epilepsiyi gösteren bulgu olabilir, konvülsiyon deri bulgusu ve zeka geriliği her zaman bir hasta bulunmayabilir, bunlardan yalnız biir olau hastanın anne, baba ve kardeşleri deri bulguları bakımından araştırılmalıdır. TEDAVİ VE PROGNOZ özgün bir tedavisi yoktur, yaklaşım bozukluğun belirtilerine yöneliktir. Mental retardasyonu olanlarda yeterli eğitim programı uygulanmalıdır. Hastalar özellikle tümör komplikasyonu bakımından dikkatle iz.. lenmelid.ir. Bebeklerdeki myoklonik spazmlar için son zamanlarda ACTH ve prednison önerilmektedir, jeneralize nöbetler için clonezapam, nitrozepam önerilebilir, fakat nöbetler genellikle antiepileptiklere dirençlidir. Prognoz olgudan olkuya çok değişir, hafif olanların yaşam süresi uzundur, fakat özellikle nöbetleri sık ve ağı rgeçenler 10~15 yaşından önce ölürler, ölüm nedenleri status epileptikus beyin tümörü, kalp tü.. mörü ve renal yetmezlik-tir. KAYNAKLAR l Current pediatric diagnosis and treatmwt. 6th ediıtion. C. Henıy Kempl. MD., H. K. Silver M.D., p. 600. 189

ZEYNEP KAMİL TIP BÜLTENi 2. Menkes, J. H.: The pkokamatöz (Neurocutane syndromes) in textbook of children neuırology. 1974, p : 408-414. S. Renda, Y., Yı-:ılaz, K., özdirim, E., Aysun, S, : Pediatrik nöroloji, s. 275. 4- Pampiglion, G., Monahan, E. S.: The tuberoseloros syndrome Clinical an.el EEG studies in 100 children: J. Neurologogy psohia.try; 39~608, 1976. 190