Her ne kadar doğum yapan kadınların mutlu olmaları beklense de, çoğu depresyondadır. Brockington I. Lancet; 2004. Gavin NI. Obstet Gynecol; 2005.
Postpartum blues (PPB) Puerperal dönemde disfori (üzüntü, ağlama isteği ve ankisyete), uykusuzluk ve konsantrasyon azalması gibi hafif depresif semptomların varlığı olarak tanımlanır ve %40-80 oranında izlenir. Tipik olarak, postpartum 5. günde en şiddetlidir; 2 hafta içinde semptomlar kaybolur. Wisner KL. N Engl J Med; 2002. Gavin NI. Obstet Gynecol; 2005. Postpartum depresyon (PPD) Tanısal kriterler non-puerperal minör veya majör depresyon tanı kriterleri ile aynıdır. PPD, doğum öncesinde veya sonrasında başlayabilir. Dennis CL. Cochrane Database Syst Rev; 2013.
Bilinmiyor. Hormonal değişimler rol oynuyor olabilir. Antepartum depresif semptomlar Çocuk bakımı konusunda stres Psikososyal zayıflık Premenstruel duygu-durum değişiklikleri (PMS) Ailede depresyon öyküsü Postpartum blues olgularında postpartum minör veya majör depresyon görülme olasılığı artmıştır. O'Hara MW. Arch Gen Psychiatry; 1991. Harris B. BMJ; 1994. Bloch M. Am J Psychiatry; 2000. Nappi RE. Obstet Gynecol; 2001.
Prevalans: %8-15. Wisner KL. JAMA; 2006. Milgrom J. J Affect Disord; 2008. Pearson RM. JAMA Psychiatry; 2013. Hastalar genellikle durumun farkında değildir çünkü semptomların çoğu postpartum dönemde ortaya çıkan bulgular ile benzerdir (yorgunluk, uyku bozuklukları, azalmış libido vb.) Ayrıca hastalar doğum yapan annelerin mutlu olması gerekir sosyal beklentisi nedeniyle genellikle sıkıntılarını ortaya koymaktan çekinirler. PPD annelerinin sadece %32 si PPD u olduğunu düşünürken, %80 i semptomlarını doktora ifade etmemektedir. Whitton A. Br J Gen Pract; 1996.
The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fourth Edition (DSM-IV) e göre PPD: Doğumu takip eden 4 hafta içinde başlar. Ancak sıklıkla tanı doğumu takip eden 6. hafta ile 3. ay arasında konur.
Depresyon öyküsü Fiziksel veya cinsel taciz öyküsü İstenmeyen gebelik Genç yaş Subklinik depresyon Göçmen olmak Evliliğinde sorun yaşamak (doğum öncesi son 1 yıl içinde) Gebeliği sonlandırma planı olmak Tek başına olmak veya gebelik sürecinde terk edilmek Sosyal veya parasal desteğin olmaması Aile içi şiddet İşsizlik veya gebelikte işini kaybetmek Pregestasyonel veya gestasyonel diyabet Bebekte konjenital malformasyon Emzirmenin olmaması Çocuk bakımı konusunda endişe veya yetersizlik hissi Psikiyatrik hastalıklara ait aile öyküsü Sık antenatal takip veya zor doğum Kişilikle ilgili problemler
PUFA (poliansature yağ asitleri) ve PPD İnsan vücudu 2 esansiyel uzun zincirli yağ asidini sentezleyemez: n-3 ve n-6 PUFA. Bu nedenle diyetle n-3 ve n-6 PUFA veya bunların öncüleri olan α-linolenik asit ve linoleik asit alınmalıdır. n-3 PUFA balık yağında yoğun olarak bulunurken, α-linolenik asit ise keten tohumu ve cevizde yoğun olarak bulunur. n-6 PUFA ekili hububat ile beslenen hayvansal gıdalarda yoğun olarak bulunurken, linoleik asit ise bitkisel yağlarda (mısır, ayçiçek, soya vb.) yoğun olarak bulunur. Koletzko B. J Perinat Med; 2008.
Gebelikte maternal n-3 PUFA, özellikle DHA (dokosaheksaenoik asit) azalır. Gebelikte annenin DHA depolarında %50 azalma gözlenirken, doğumu takip eden 6 ay içinde bu durum düzelmez. Holman RT. Proc Natl Acad Sci U S A; 1991. Otto SJ. Eur J Clin Nutr; 1997. Yetersiz balık tüketimi ve düşük anne sütü DHA düzeyi ile PPD arasında oldukça kuvvetli bir ilişki mevcuttur. Hibbeln JR. J Affect Disord; 2002. Hibbeln in çalışmasını takiben yapılan 5 gözlemsel çalışmanın üçünde n-3 PUFA seviyesi ile PPD arasında negatif bir korelasyon bulunurken, diğer iki çalışmada fark bulunmamıştır.
n-3 PUFA ve perinatal depresyon (gebeliğin 2. trimesteri ile postpartum 4 ay arasında) arasındaki ilişkiyi sorgulayan 8 çalışmanın 6 sında n-3 PUFA ile PPD arasında koruyucu bir ilişki bildirilmezken, diğer iki çalışmada n-3 PUFA verilmesinin (DHA) PPD u azaltığı bildirilmektedir. DHA, PPD un önlenmesinde koruyucu etkiye sahip olabilir ancak bu etki konusunda herkes hemfikir değil. Miyake Y. J Affect Disord; 2006 Browne JC. J Affect Disord; 2006. Ayrıca DHA PPD nin önlenmesinde faydalı gibi görünse de, PPD tedavisinde etkisidir. Peet M. Drugs; 2005. Freeman MP. Acta Psychiatr Scand; 2006.
Karbonhidratlar beynin temel enerji kaynağıdır. Doğumu takiben, insülin seviyesindeki azalma serotonin düzeyindeki azalmayı tetikleyerek depresyon nedeni olabilir. Chen TH. Med Hypotheses; 2006. GDM olan ve diyet uygulayan annelerde standart tedavi görmeyen annelere oranla daha az PPD gözlenmektedir. Crowther CA. N Engl J Med; 2005. Diyet ile tüm esansiyel aminoasitlerin alınması nörotransmitter sentezine yardımcı olacaktır. Özellikle triptofan duygu-durumda önemli rolü olan serotonin üretimini artırır.
Çalışma az sayıda B vitamini eksikliği ile PPD arasında ilişki zayıf. Vitamin B6, B9 ve B12 ile PPD arasında ilişki yok. Vitamin B2 alımı ile PPD arasında negatif bir ilişki mevcut. Miyake Y. J Affect Disord; 2006. D vitamini düzeyi ile ile PPD arasında negatif bir ilişki mevcut. Ancak veriler tek bir çalışmanın sonuçlarını içerdiği için kesin bir sonuç vermek mümkün değil. Murphy PK. J Am Psychiatr Nurses Assoc; 2010.
Postpartum anemi ile PPD arasında bir ilişki mevcuttur. Anemisi olan annelerde demir desteği PPD semptomlarında azalmaya neden olur. Corwin EJ. J Nutr; 2003. Beard JL. J Nutr; 2005. Folik asit ve PPD arasında anlamlı bir ilişki bildirilmemiştir. Miyake Y. J Affect Disord; 2006.
Çinko ve PPD Çinko seviyesinin azalması ile postpartum depresif semptomlar artmaktadır. Selenyum ve PPD Gebelikte selenyum desteği PPD riskini azaltmaktadır. Maes M. Biol Psychiatry; 1997. Wo jcik J. Pharmacol Rep; 2006. Mokhber N. J Matern Fetal Neonatal Med; 2011. Leung BMY. BMC Pregnancy and Childbirth; 2013.
Postnatal yeterli beslenme, doğum sonrası dönemin meydana getirdiği olumsuz duygu-durum değişikliklerinin önlenmesinde kilit rol oynayabilir. Yeterli miktarda karbonhidrat ve esansiyel aminoasitleri içeren proteinden zengin bir diyet postpartum depresif semptomların önlenmesinde rol oynayabilir. Postnatal aneminin önlenmesi PPD gelişimine karşı koruyucu olabilir. DHA, EPA, selenyum, folik asit, çinko, D ve B vitamininin PPD u önlediğine dair kanıtlar yetersizdir. Ayrıca elimizde PPD nin önlenmesi amacıyla herhangi bir besin desteğinin diyete eklenmesini önerebileceğimiz yeterli kanıt da bulunmamaktadır.