1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı



Benzer belgeler
RADYOTERAPİ TEKNİKERİNİN TEDAVİDEKİ ROLÜ

DİYARBAKIR MEMORİAL HASTANESİ ONUR HAS RADYOTERAPİ TEKNİKERİ

TOMOTERAPİ CİHAZI İLE PROSTAT KANSERİ TEDAVİSİ

11:30-12:30 RADYOTERAPİ TEKNİKERLİĞİ GÜNCEL DURUM DEĞERLENDİRMESİ Oturum Başkanı: Yavuz ANACAK

DERYA ÇÖNE. Radyoterapi Teknikeri Kozyatağı Acıbadem Hastanesi Radyoterapi Bölümü

AKCİĞ İĞER CA TEDAVİSİ GÜLFER KARAKURT ANKARA ONKOLOJİ HASTANESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ KLİNİĞİ

İÜ ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ RADYOTERAPİ İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

MESLEK KAVRAMI VE MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

IMRT (YOĞUNLUK AYARLI RADYOTERAPİ)

PROSTAT RADYOTERAPİSİNDE. İmmobilizasyon, CT Simülasyon ve IGRT SERCAN GÜNEŞ

Akciğer SBRT Planlamalarında Hareket Takibi

Radyoterapi Teknikerlerinin Eğitimi. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Radyoterapi Teknikeri Derya ÇÖNE

Akciğer SBRT Planlama Ve Plan Değerlendirme. Fiz.Müh.Yağız Yedekçi Hacettepe Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi A.D

BAŞ-BOYUN TÜMÖRLERİNDE CYBERKNIFE UYGULAMALARI. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ANABİLİM DALI Kemal ERDOĞAN Radyoterapi Teknikeri

RPM TEKNİKLERİNİN TEKNİKER YÖNÜYLE İNCELENMESİ

Akciğer Radyoterapisinde RPM. Berna Savaş Özel Onkomer Onkoloji Merkezi, İzmir

Meme Kanseri Planlama Tecrübesi ( 3D konformal planlama + field-in-field ) Bülent Yapıcı Acıbadem Maslak Hastanesi

BAŞ BOYUN KANSERLERİNDE ADAPTİF RADYOTERAPİ. Medikal Fizik Uzmanı Yonca YAHŞİ

RADYOTERAPİDE PLANLAMA. Dr Ayşe Hiçsönmez AÜTF Radyasyon Onkolojisi Mart 2015

MLC LERİN IMRT GAMMA ANALİZİNE ETKİSİ: Tongue and Groove, Hız ve Pozisyon Hatalarının Kliniğe Etkisi

OPERE PROSTAT KANSERLİ HASTALARIN RİSK ALTINDAKİ ORGAN DOZLARININ PLANLAMA VE CONE BEAM BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ DOZ HESAPLAMALARIYLA KARŞILAŞTIRILMASI

KHDAK IMRT sinde Tedavi Planlama Sistemlerinin Monte Carlo Yöntemi ile Karşılaştırılması

PROSTAT KANSERİNDE TEK ARK VE ÇİFT ARK İLE YAPILAN IMAT PLANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Dr. Fiz. Nezahat OLACAK

IMRT PROGRAMININ OLUŞTURULMASI VE UYGULANMASI KALİTE KONTROL AÇISINDAN DEĞERLENDİRME

Radyoterapi Teknikeri Gözüyle Medikal Dozimetristlik. Derya ÇÖNE

RADYOTERAPİ TEKNİKERLERİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

MEHMET SONER ERUL KERİ ANKARA DR.ABDURRAHMAN YURTASLAN ONKOLOJİ EĞİTİM M ve


Sayı Editöründen Editorials. Temel Radyasyon Fiziği Basic Radiation Physics

SRC/SBRT Temel Eğitim Kursu. Kaan OYSUL - kaan@oysul.com

(1) MESİ MEDİKAL A.Ş.- Akdeniz Üniversitesi Doktora Programı (2) ANTAKYA ÖZEL DEFNE HASTANESİ - Çukurova Üniversitesi Doktora Programı

ALİ HİKMET ERİŞ TIBBİ RADYOFİZİK UZM. BEZMİALEM VAKIF ÜNİV.TIP FAK

Dr. Fiz. Nezahat OLACAK

Lineer Hızlandırıcı Tabanlı SRS/SRBT Uygulamalarında QA. Dr. Bahar Dirican GATA Radyasyon Onkolojisi AD

MEDİKAL FİZİĞİN GÜNCEL DURUMU VE ÖZLÜK HAKLARI RADYOLOJİ GÖRÜŞÜ

HIZLANDIRICILARIN MEDİKAL

Aydın ÇAKIR,Ph.D. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü

MEDİKAL FİZİK KONGRESİ TRABZON. NAMIK KAYALILAR M.Sc. Medikal Fizik Uzmanı NEOLIFE TIP MERKEZİ İSTANBUL

Jinekolojik Kanserli Hastaların Tedavisinde, Farklı Planlama Tekniklerinin Dozimetrik ve Radyobiyolojik Karşılaştırması

T1 Glottik Larenks Kanserli Hastalarda, Farklı Tedavi Planlama Tekniklerinin Dozimetrik Değerlendirmesi ve TCP ile NTCP Açısından Karşılaştırması

Radyoterapi Tedavi Planlarının Optimizasyon Problemleri

Dr. Gönül Kemikler İ. Ü. Onkoloji Enstitüsü

Murat Köylü(1), Burcu Gökçe(2), Yusuf Ziya Hazeral(1), Serra Kamer(1), Nezahat Olacak(1), Yavuz Anacak(1)

Prof.Dr Fulya Ağaoğlu Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi

RADYOTERAPĠ UYGULAMALARINDA GÜNCEL YAKLAġIMLAR. Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD.

Nazmiye Dönmez 1, Derya Yücel 1, Murat Okutan 1, Merdan Fayda 2, Musa Altun 2, Rasim Meral 2, Hatice Bilge 1

Radyoterapi Tedavi Planlarının Değerlendirilmesi ile İlgili Protokoller

Varian Clinac IX lineer hızlandırıcı cihazında cone-beam bilgisayarlı tomografi fonksiyonlarının incelenmesi

RADYOTERAPİ TEKNİKERLİĞİ MESLEK STANDARTLARI

SRS-SBRT FİZİĞİ. NADİR KÜÇÜK Medikal Fizik Uzmanı 23 Mayıs 2015

Sağlık Fizikçisi (TIBBİ RADYASYON FİZİKÇİSİ)

Dr. Ersin Arslan KINIYORUZ

Radyoterapi Teknikerliği Programı Ders İçeriği

Dr. Gökhan Özyiğit Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı

IGRT TEKNİĞİNİN HAKLILIĞI HER HASTAYA IGRT YAPILMALI MI? KİME IGRT KİME DEĞİL????

IGRT de 2D verifikasyon-kv+mv, 3D verifikasyon-cbct Avantajları ve dezavantajları nelerdir? Hangisini seçelim?

Son yıllarda radyoterapi alanında hızlı teknolojik gelişmeler. Radyoterapide Teknik Gelişmeler ve IGRT (Görüntü Kılavuzluğunda Radyoterapi) DERLEME

CYBERKNİFE TEDAVİ METODLARI VE KLİNİK UYGULAMALARI

İntrakranyal Yerleşimli Tümörlerin CyberKnife ile Tedavisinde Göz Lensi ve Tiroid Dozlarının Araştırılması

F.Ü. SHMYO Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Selami SERHATLIOĞLU

RADYOTERAPİDE VOLÜM TANIMLAMALARI DR. FADİME AKMAN DEÜTF RADYASYON ONKOLOJİSİ

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Radyofizik Bilim Dalı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı

MEDİKAL FİZİKÇİNİN EĞİTİMİ. Hatice Bilge Becerir

Radyoterapide Kalite Güvenilirliği (QA)

AAPM NĠN TG-51 KLĠNĠK REFERANS DOZĠMETRĠ PROTOKOLÜ VE UYGULAMALARI

Tıpta Uzmanlık Öğrencisinin: Adı ve Soyadı: Tıpta Uzmanlık Eğitimine Başlama Tarihi: Tıpta Uzmanlık Eğitimine Bitirme Tarihi:

YOĞUNLUK AYARLI RADYOTERAPİ(YART) TEKNİĞİNDE YAPRAK HAREKETLERİNİN TEKRARLANABİLİRLİGİNİN DAVID İN-VİVO DOZİMETRİK SİSTEMİ İLE İNCELENMESİ

RADYOTERAPIDE TEDAVI TEKNIKLERI VE KLINIK SONUÇLARA ETKISI

DAVET. Değerli Meslektaşlarımız,

RADYOTERAPİ CİHAZLARINDAKİ GELİŞMELER. Hatice Bilge

MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU TIBBİ GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ

Sağlık Bakanlığından: HEMŞİRELİK YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete: BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Mekanik MLC QA Fiz.Y. Müh. Haluk Orhun MEDICANA International Ankara Hastanesi

İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU RADYOTERAPİ PROGRAMI DERS İZLENCESİ

Ulusal Proton Hızlandırıcı Çalıştayı

RADYASYON ONKOLOJİSİNDE MEDİKAL FİZİKÇİNİN EĞİTİMİ. Hatice Bilge

Radyoterapi Cihazlarının Teknik Özelliklerinin Hasta Seçimindeki Etkisi. Basri Günhan (Ph.D) Tıbbi Radyofizik Uzmanı Neolife Tıp Merkezi

IMRT Hastalarının n Kalite Kontrolü: : 2D-Array Deneyimi

ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ RADYOLOJİ ALANI RADYOLOJİ TEKNİSYENLİĞİ DALI BECERİ EĞİTİMİ DEĞERLENDİRME FORMU

Doğukan Akçay¹, Fadime Akman², Zafer Karagüler², Kadir Akgüngör³. XIV. Ulusal Medikal Fizik Kongresi Antalya, 2013

Medikal Dozimetristlik & Mesleki Yeterlilik

Resmî Gazete YÖNETMELİK. Sağlık Bakanlığından: HEMŞİRELİK YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

RADYOTERAPİDE HEDEF VOLÜM VE DOZ TANIMLANMASI-ICRU. DR. FADİME AKMAN DEÜTF RADYASYON ONKOLOJİSİ Haziran 2011

RADYOLOJİ İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

CyberKnife Radyocerrahi Cihazı

IGRT de Kalİte Kontrol. Yrd Doç Dr Hilal ACAR Medipol Üniversitesi Sağlık Fiziği ABD

D.E.Ü. TIP FAKÜLTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ A.D ÇALIŞANLARININ SAĞLIK TARAMALARI VE ÇALIŞMA KOŞULLARI İZLEMİ

TIBBİ RADYOFİZİK UZMANI FADİME ALKAYA ÖZEL MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL HASTANESİ 10.ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ NİSAN ANTALYA

YÜKSEK ENERJİLİ X- IŞINLARIYLA YAPILAN TEDAVİLERDE KARBON FİBER MASANIN CİLT VE İZOMERKEZ DOZUNA ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Diller İngilizce

Radyolojik incelemelerde fetus dozu değerlendirmesi

IMRT de Hasta Bazlı Kalite Kontrol: Niçin ve Nasıl?

YÜKSEK DERECELİ GLİAL TÜMÖR TEDAVİSİNDE GÜNCEL YAKLAŞIM. Dr. Melek Nur Yavuz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Tarih: Sayı: 62. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanlığı na,

Medikal Fiziğin Güncel Durumu ve Özlük Hakları. NÜKLEER TIP GÖRÜŞÜ Prof.Dr.Mustafa Demir İstanbul Üniversitesi Nükleer Tıp ABD

HIZLANDIRICILARIN TIPTA UYGULAMALARI. Doç.Dr. Bahar DİRİCAN

Prostat Kanserinde Prostat Spesifik Membran Antijen 177. Lu-DKFZ-617 ( 177 Lu-PSMA) Tedavisinde Organ ve Tümör Dozimetrisi: ilk sonuçlar

X. THM YUUP ÇALIġTAYI PROGRAMI 9 11 Aralık A.Ü. Hızlandırıcı Teknolojileri Enstitüsü Ankara Üniversitesi 50. Yıl Kampüsü, Gölbaşı, ANKARA

SPECT/BT MAYIS 2015 XV ULUSAL MEDİKAL FİZİK KONGRESİ TRABZON

Transkript:

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı Kongreye katkısı olan dernek ve firmalara Radyoterapi Teknikerleri Derneği yönetim kurulu adına TEŞEKKÜR EDERİM. Gökhan ÖZUYNUK Radyoterapi Teknikerleri Derneği Başkanı

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı Kongreye katkısı olan dernekler Kongreye katkısı olan firmalar

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı Değerli meslektaşlarımız Derneğimiz sizleri bilimsel ve teknolojik gelişmelerden haberdar etmeyi ilke edinmiştir. Gerçekleştirdiğimiz 2 seminer amacımıza ulaşmada bir basamak olmuştur. Ancak yapılan seminerlerin bölgesel olması ve sizlerden yurt genelini kapsayacak bir organizasyon yapılması yönündeki istek ve görüşleriniz, bizleri de bu yönde çalışmaya cesaretlendirmiştir. 10-12 Mayıs 2013 tarihleri arasında İstanbul da ilkini düzenleyeceğimiz kongremizi siz meslektaşlarımıza duyururuz. Sadece radyoterapi teknikerlerini değil, asistan doktor, medikal fizikçi ve hemşire meslektaşlarımızı da aramızda görmek bizleri onurlandıracaktır. Bilimsel ve sosyal yönden verimli bir kongre geçirmeniz dileklerimizle, Radyoterapi Teknikerleri Derneği Yönetim Kurulu

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı BİLİMSEL KURUL Fadime Akman Ayşe Hiçsönmez Şefik İğdem Hatice Bilge Zafer Karagülle Kadir Yaray Muharrem Yanar Cafer Atar Derya Çöne KONGRE HAZIRLIK KURULU Gökhan ÖZUYNUK Volkan ÇAKIR Sevil ÖZCAN YILMAZ A.Kadir ARSLAN Muharrem YANAR Cafer ATAR Abidin TECİK BİLİMSEL SEKRETARYA RT Sevil ÖZCAN YILMAZ Uludağ Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi AD/BURSA Telefon:537 236 68 49 rttder2013@hotmail.com

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 10.Mayıs.2013 Cuma

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 12.00-13.00 KAYIT 13.00-13.30 AÇILIŞ KONUŞMALARI 13.00-13.10 Prof. Dr. Sedat KOCA Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı 13.10-13.20 Doç. Dr. İsmail ÖZBAY Medikal Fizik Derneği Başkanı 13.20-13.30 RT Gökhan ÖZUYNUK Radyoterapi Teknikerleri Derneği Başkanı

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 1.OTURUM 13.30-15.00 RADYOTERAPİDEKİ GELİŞMELER OTURUM BAŞKANLARI Prof. Dr. Gönül KEMİKLER İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Ph. D Dr. Radyofiz. Uzm. Tülay ERCAN Florence Nightingale Metropolitan Hast. RT Abidin TECİK John Hoppkins Anadolu Sağlık Merkezi 13.30-13.45 Simulasyondaki Gelişmeler KONUŞMACI RT Nurgün ARİFOĞLU İstanbul Üniversitesi Onk Enst 13.45-14.05 Radyoterapi Cihazlarındaki Gelişmeler KONUŞMACI Prof. Dr. Hatice BİLGE İstanbul Üniversitesi Onk Enst 14.05-14.25 Yoğunluk Ayarlı RT (IMRT) tedavi planlaması KONUŞMACI Dr. Kadir YARAY Erciyes Üniversitesi 14.25-14.45 Görüntü Kılavuzluğunda RT (IGRT) tekniklerindeki gelişmeler KONUŞMACI Yard. Doç. Dr. Songül KARAÇAM Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 14.45-15.05 IMAT, SBRT UYGULAMALARI 15.05-15.10 TARTIŞMA KONUŞMACI Uzm. Med. Fiz. Nadir KÜÇÜK Anadolu Sağ Mer

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 2.OTURUM 15.15-15.55 FORUM: RADYOTERAPİ EĞİTİM PROGRAMLARI OTURUM BAŞKANLARI Prof. Dr. Sedat KOCA Doç. Dr. İsmail ÖZBAY 15.15-15.20 DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü KONUŞMACI Uzm. Med. Fiz. Zafer KARAGÜLER 15.20-15.25 ANKARA ÜNİVERSİTESİ KONUŞMACI Doç. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU 15.25-15.30 ERCİYES ÜNİVERSİTESİ KONUŞMACI Dr. Kadir YARAY 15.30-15.35 ÖZEL ACIBADEM ÜNİVERİSTESİ KONUŞMACI Uzm. Med. Fiz. Mine DOYURAN 15.35-15.40 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KONUŞMACI Öğrt. Gör. Gözde YAPICI 15.40-15.45 TRAKYA ÜNİVERSİTESİ KONUŞMACI Uzm. Med. Fiz. Şule PARLAR 15.45-15.50 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KONUŞMACI Prof. Dr. Hatice BİLGE 15.55-16.10 KAHVE ARASI

3.OTURUM 16.10-17.25 RADYOTERAPİ TEKNİKERİNİN GÖREV ve SORUMLULUKLARI OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Hatice BİLGE İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü RT Gökhan ÖZUYNUK Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 16.10-16.25 Radyoterapi teknikerinin eğitiminin iş hayatına etkileri KONUŞMACI RT Derya ÇÖNE Özel Acıbadem Kozyatağı Hastanesi 16.25-16.40 Radyoterapi teknikerinin özlük hakları KONUŞMACI RT Tarık YAĞIBASAN Dokuz Eylül Üniversitesi 16.40-16.55 Radyoterapi teknikerinin tedavideki rolü KONUŞMACI RT Cafer ATAR Ankara Onkoloji Hastanesi 16.55-17.10 Baş Teknikerin radyoterapideki yeri 17.10-17.25 Tartışma 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı KONUŞMACI RT Ahmet ARSLAN Uludağ Üniversitesi

17.25-18:30 PROSTAT KANSERİ OTURUM BAŞKANLARI 4.OTURUM Prof. Dr. Fazilet Öner DİNÇBAŞ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Doç. Dr. Şefik İĞDEM Florence Nightingale Metropolitan Hast. 17.25-17.40 Hasta hazırlığının yeri ve önemi KONUŞMACI Şeref YILMAZ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 17.40-17.55 Klinisyen yönüyle RT uygulamaları KONUŞMACI Doç. Dr. Fulya AĞAOĞLU İstanbul Üniversitesi Onk Enst 17.55-18.05 Görüntü Kılavuzluğunda RT uygulaması-1 MV görüntüleme KONUŞMACI RT Sibel TUNCER Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 18.05-18.15 Görüntü Kılavuzluğunda RT uygulaması-2 kv ve CBCT ile görüntüleme 18.15-18.30 Tartışma 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 19.00 Açılış Kokteyli KONUŞMACI RT Çiğdem POYRAZ Ankara Onkoloji Hastanesi

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 11.Mayıs.2013 Cumartesi

09.00-10.00 AKCİĞER KANSERİ OTURUM BAŞKANLARI 5.OTURUM Doç. Dr. Didem Çolpan ÖKSÜZ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi RT Murat DIRAZ Gülhane Askeri Tıp Akademisi 09.00-09.15 Serbest nefes tekniği (RapidArc) KONUŞMACI RT Gökhan ÖZUYNUK 09.15-09.30 Tümör takip tekniği (CyberKnife) KONUŞMACI RT Mehmet Soner ERUL 09.30-09.45 Active Breath Control (ABC) tekniği 09.45-10.00 Tartışma 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ankara Onkoloji Hastanesi KONUŞMACI RT Muharrem CANITEZ Gülhane Askeri Tıp Akademisi

6.OTURUM 10.00-11.00 BAŞ-BOYUN KANSERİ OTURUM BAŞKANLARI Prof. Dr. Fadime AKMAN Dokuz Eylül Üniversitesi RT Sevil YILMAZ Uludağ Üniversitesi 10.00-10.15 Klinisyen yönüyle IMRT ve Adaptif tedavi uygulamaları Hastanesi 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı KONUŞMACI Prof. Dr. Melahat Garipağaoğlu Özel Acıbadem Kozyatağı 10.15-10.30 Adaptif tedavide IGRT tekniğinin önemi KONUŞMACI RT Figen MOLLAOĞLU Anadolu Sağlık Merkezi 10.30-10.45 CyberKnife ve Novolis uygulamaları 10.45-11.00 Tartışma 11.00-11.15 Kahve Arası KONUŞMACI RT Kemal ERDOĞAN Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

11.15-12.15 MEME KANSERİ OTURUM BAŞKANLARI 7.OTURUM Doç. Dr. Yıldız GÜNEY Ankara Onkoloji Hastanesi RT Muharrem YANAR Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 11.15-11.30 Tedavi modelleri KONUŞMACI Prof. Dr. Ayşe HİÇSÖNMEZ Ankara Üni Tıp Fakültesi 11.30-11.45 Intraopreatif uygulamada RT nin rolü KONUŞMACI RT Nazım KILIÇ Ankara Onkolojisi Hastanesi 11.45-12.00 Derin nefes tutma tekniğini uygulanması 12.00-12.20 Tartışma KONUŞMACI RT Seda GÜLEKİM Amerikan Hastanesi 12.20.13.00 PEDİATRİK KANSERLER OTURUM BAŞKANLARI 8.OTURUM Prof. Dr. Lütfi ÖZKAN Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi RT Volkan ÇAKIR Kocaeli Devlet Hastanesi 12.20-12.35 Pediatrik hastaya yaklaşım KONUŞMACI Uzm. Psi. Dr. Dilek GÜNTEPE 12.35-12.50 Radyoterapi tedavi teknikleri 12.50-13.00 Tartışma 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı KONUŞMACI Uzm. Dr. Ayça İRİBAŞ İstanbul Üniversitesi Onk Enst 13.00-14.00 Öğle Yemeği

9.OTURUM 14.00-15.00 RADYOTERAPİE BAĞLI YAN ETKİLER OTURUM BAŞKANLARI Prof. Dr. İsmet ŞAHİNLER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Rıza ÇETİNGÖZ Dokuz Eylül Üniversitesi 14.00-14.15 Pelvis bölgesi KONUŞMACI Uzm. Dr. Selvi DİNÇER 14.15-14.30 Baş-Boyun bölgesi Okmyedanı Eğtm. Araşt. Hastanesi KONUŞMACI Uzm. Dr. Banu ATALAR Özel Acıbadem Maslak Hastanesi 14.30-14.45 Göğüs bölgesi 14.45-15.00 Tartışma 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı KONUŞMACI Uzm. Dr. Arzu ERGEN Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 10.OTURUM 15.00-16.00 RADYASYON GÜVENLİĞİ OTURUM BAŞKANLARI Dr. Ayşe KOCA Medical Park Göztepe Hastanesi Dr. Nazmi OĞUZ İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü 15.00-15.20 Radyasyondan korunma KONUŞMACI Uzm. Med. Fiz. Evren Ozan GÖKSEL Özel Acıbadem Kozyatağı Hastanesi 15.20-15.40 Radyasyon güvenliği mevzuatındaki değişiklikler KONUŞMACI Dr. Salih GÜRDALLI Neolife Tıp Merkezi 15.40-16.00 Radyasyon kazaları 16.00-16.15 Kahve arası KONUŞMACI Uzm. Med. Fiz. Şule PARLAR Trakya Üni Tıp Fakültesi 11.OTURUM 16.15-18.30 RTTDER GENEL KURULU OTURUM BAŞKANLARI Yönetim kurulu 16.15-16.20 Genel durum bildirimi Gökhan ÖZUYNUK RTTDER Başkanı 16.20-16.25 Mali rapor Abdulkadir ARSLAN Sayman 16.25-16.30 Bilimsel rapor Muharrem YANAR Bilimsel Etkinlik Koordinatörü 16.30-18.30 Dilek ve görüşler 20.00-00.00 Yemek

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 12.MAYIS.2013 PAZAR

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı 12.OTURUM 09.00-10.00 KANSERLİ HASTAYA YAKLAŞIM ve TÜKENMİŞLİK SENDROMU OTURUM BAŞKANLARI RT Aydın ÖZKAYNAK Amerikan Hastanesi RT Nurşad KORKMAZ Anadolu Sağlık Merkezi 09.00-09.15 Kanserle yaşamak KONUŞMACI Füsun ONAN Bursa Onkoloji Dayanışma Derneği Başkanı 09.15-09.30 Tükenmişlik sendromu 09.30-10.00 Tartışma 10:00-10:15 Kahve arası KONUŞMACI Uzm. Psi. Dr. Dilek GÜNTEPE

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı SERBEST BİLDİRİ PROGRAMI 1.OTURUM 10.00-11.00OTURUM BAŞKANI Doç. Dr. Meriç ŞENGÖZ Uzm. Med. Fiz. Zafer KARAGÜLER RT Derya ÇÖNE SB1 D.E.Ü.T.F Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı Çalışan İş Doyumu Ve Memnuniyeti Araştırması İdil Akman, Semra yakan, Yüksel Özmen, Fadime Akman Dokuz Eylül Üni. SB2 D.E.Ü.T.F Radyasyon Onkolojisi Kliniğinde Radyasyonla Çalışan Personelin Sağlık Taraması Ve Çalışma Ortamın Analizi Yüksel Özmen, Semra Yakan, Alp Ergör, Özay Işık, Sabriye Özcan, Candan Kıyman, Gül Algüller, Sevinç Uz, Fadime Akman Dokuz Eylül Üni SB3 Konturlama Teknikleri Ve Önemi Nergiz Yüksel, Sibel Tuncer, Şeyma Duman Ankara Tıp SB4 Hasta Set-up larında Masa Değeri Sapma Miktarlarının Farklı Hastalık Grupları İçin Değerlendirilmesi Dilek Uzunismail, Gülsüm Uzun, Şule Parlar, Nükhet Kürkçü, Cem Uzal Trakya Üni SB5 Radyoterapi Uygulanan Standart Baş-boyun Maskeli Ve Omuz Tutuculu Maskeli Hastaların Set-up Hatalarının Karşılaştırılması Barbaros Aydın, Bahar Kanatlı, Çiğdem Çoban, Fadime Akman 9 Eylül Üni. SB6 Dinamik Wedge Ve Fiziksel Wedgelerin Tedaviyi Verme Sürecinde Tedavi Zamanı Açısından Değerlendirilmesi Çilem DUMAN*, Elif SÖNMEZ TEZER*,Emine Süreyya EYMİR*, Leyla DEMİRKOPARAN* Turkan DUMAN*, Yıldıray ÖZGÜVEN*, Betül ÖZYÜREK*, Mehmet Fuat EREN* Cumhuriyet Üniversitesi,Sivas SB7 Selçuk TEKİN. Gamma Knife Radyocerrahisi Acıbadem Kozyatağı Hastanesi 10.55-11.15Tartışma 11.15-11.30Kahve arası

2.OTURUM 11.30-12.15OTURUM BAŞKANI Prof. Dr. Ayşe HİÇSÖNMEZ Dr. Öznur ŞENKESEN RT Abdül Kadir Arslan 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı SB8 kv-cone Beam CT (CBCT) Rehberliğinde Yapılan Prostat Kanseri Radyoterapisinde Barsak Ön Hazırlığı ve Yeri Şeref Yılmaz, Can Akdeniz, Yasemin E. Bağcı, Arzu Ergen, Didem Çolpan Öksüz, Fazilet Öner Dinçbaş İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı SB9 Prostat Kanseri Radyoterapisinde Kemik Anatomi ve İntraprostatik Altın İşaretleyicilere göre Volümetrik IGRT Değerlendirmesi Dilek KAMAN, Erhan ÖZTÜRK, Zehra YILDIRIM, Ezgi BÜYÜKTAŞ, İlkay SERBEZ ACIBADEM MASLAK SB10 kv-cone Beam CT (CBCT) ile IGRT yapılan Prostat Kanserli Olguların Radyoterapisinde Prostat İçi Kalsifikasyonların Referans olarak kullanımı Özgül Yurtdaşseven, Gökhan Özuynuk, Kadriye Taşçı, Didem Çolpan Öksüz, Songül Karaçam, Fazilet Öner Dinçbaş,, Sedat Koca İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı SB11 Kraniospinal Işınlamanın Tedaviyi Verme Sürecinde Geometrik Setup Kontrolü Çilem DUMAN*, Türkan DUMAN*, Yıldıray ÖZGÜVEN*, Betül ÖZYÜREK*, Birsen YÜCEL* Cumhuriyet Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi A.D.,Sivas SB12 Konvansiyonel Port Film Görüntü Tekrarlarının Geriye Dönük Değerlendirmesi Sevil Yılmaz, Muharrem Yanar, Ahmet Arslan, Sema Tunç, Lütfi Özkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D., BURSA SB13 Sol Meme Kanserli Hastalarda Derin Nefes Tutma Tekniğinin Uygulanması Zeynep Aydın, Zafer Kaya, Servet İpek, Günel Hacı, Banu Gürbüz, Derya Öztürk, Arzu Ergen, Didem Çolpan Öksüz, Fazilet Öner Dinçbaş İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı SB14 Varıan 2100 C/D Ve Elekta Synergy Lineer Hızlandırıcıları İçin Berlirli Masa Gantry Kombinasyonlarında Çarpma Durumlarının İncelenmesi Gazi Yıldırım, Şule Parlar, Yavuz Aksoy, M. Cem UZAL Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı 12.15-12.30Tartışma

PB1 POSTER BİLDİRİLERİ Port Görüntülerinin Geometrik Kontrolü H.Karaca M.Doğan Ş.Parlar S.Çakına C.Arslan M. Cem Uzal Trakya Üni PB2 Stereotaktik Vücut Radyoterapisinde kv-kv ve CBCT Görüntüleme ile Elde Edilen IGRT Değerlerinin Karşılaştırılması Sabiha Kaptan, Hande Sertkaya, Pınar Üçer, Sümeyye Atçı Acıbadem Maslak PB3 Radyoterapide Radyasyon Kazaları Ve İş Akış Sürecinde Rt Teknikerinin Görev Ve Sorumlulukları Sinan Gökmen, Ümit Can Çetinkaya Ankara Tıp PB4 Dual Enerjili Lineer Hızlandırıcı Cihazında Yüksek Enerjili X-Işınlarının Doz Veriminin Gün İçindeki Değişiminin Araştırılması Sıdıka Okutan, Nazmiye Kesen, Murat Okutan, Aydın Çakır, Hatice Bilge İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü İstanbul PB5 Radyoterapi Teknikeri Gözüyle Tomoterapi Nazım KILIÇ,, Cafer ATAR, Yasin KARAKOÇ Süheyla ASLAN, Yıldız GÜNEY Ankara Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği PB6 Termoplastik Imrt Maske Uygulaması Özlem İşler, Cafer Atar, F. Çiğdem Poyraz, Nurhan Yiğiter, Gülfer Karakurt, Ankara Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği PB7 1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi Bilimsel Programı Tekniker Gözüyle Radyoterapide Anestezi Uygulamalı Hasta Tedavisi Tuba Çardak, Cafer Atar, Bülent Küçükplakçı, Yıldız Güney Ankara Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 Radyoterapi Teknikerinin Eğitimi Derya Çöne Özel Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Mesleki yeterlilikler çerçevesinde her yönden yeterli donanıma sahip radyoterapi teknikeri eğitimini üç ana bölüme ayırabiliriz : Birincisi; temel eğitim olarak adlandırdığımız yükseköğretim kurumları tarafından verilen mesleki eğitimdir. Bu eğitim içerik olarak zorunlu dersler, mesleki dersler, seçmeli dersler ve staj uygulamalarını kapsar. Radyoterapi teknikeri Avrupa Birliği Eğitim ve Bologna süreci ilkelerine uygun olarak hazırlanmış modüler öğretim programları çerçevesinde ders dağılımı, müfredat ve program yeterlilikleri belirlenmiş ve bu koşulların ışığında dört dönemi ve iki staj dönemini kapsayan bir eğitim sürecinden geçer. Alınan bu eğitim akademik personel, radyasyon fizikçileri ve radyasyon onkolojisi alanında uzmanlaşmış tıp doktorları tarafından verilmektedir. Bu süreci başarıyla tamamlayanlar radyasyon onkoloğu, radyasyon fizikçisi ve diğer sağlık personelinden oluşan bir disiplinin parçası olurlar. İkincisi; Kurum içi eğitim olarak adlandırabileceğimiz, okulda alınan temel eğitimin pratiğe dönüştürüldüğü ve rutin olarak radyoterapi teknikerleri tarafından uygulanan teorik ve pratik bilgilerin hatasız uygulanması için yapılan eğitimdir. Bu eğitim, radyasyon onkoloğu, radyasyon fizikçisi ve radyoterapi teknikerleri tarafından kendi sorumlu olduğu konularda rutin bir şekilde ve belirli periyotlarla verilir. Üçüncüsü ise; Bilgi tazeleme eğitimi diyebileceğimiz, teknolojik ve bilimsel gelişmelere paralel olarak yeni bilgilere sahip olmak için yapılan eğitimlerdir. Yurtdışı ve yurtiçinde yapılan seminerler, kongreler ve kurslar bu eğitim kapsamında değerlendirilir. Bu eğitimler konusunda uzman kişiler tarafından yerinde verilebileceği gibi kurum içerisinde de verilebilir. Sonuç olarak; Planlanan tedavinin doğru ve hassas bir şekilde hastaya uygulanmasını sağlayan radyoterapi teknikerinin eğitimi son derece önemlidir. Son teknoloji ve bilimsel gelişmeler ışığında bilgileri devamlı güncel olmalı ve hatasız uygulayabilmelidirler. Ayrıca eğitimin her kademesinde yer alıp daha etkin, daha bilgili, standartların üzerinde daha kaliteli yeni radyoterapi teknikerleri yetiştirebilmek için radyoterapi teknikerlerinin akademik alanda da ilerleyebilmesi amacıyla mevcut durumun yeniden gözden geçirilip gereken düzenlemelerin yapılmasının, hem verimliliği hem de motivasyonu ve başarıyı arttıracağı unutulmamalıdır.

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 Radyoterapi Teknikerinin Tedavideki Rolü Cafer ATAR Ankara Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği Kanser tedavisinde radyoterapinin başarısının en önemli koşulu ilgili bölümler arasındaki iş birliğidir. Multidisipliner yaklaşım olarak adlandırdığımız bu iş birliği radyoterapide hasta için önem taşımaktadır. Hatalı ve eksik yaklaşımlarla yapılan tedaviler geri dönüşü olmayan sorunlara neden olabilmektedir. Bu doğrultuda bu ekipte görev alan radyoterapi teknikerinin tedavideki rolü büyük önem içermektedir. Radyasyon onkoloğu, sağlık fizikcisi ve radyoterapi teknikeri; radyoterapi ekibinin ayrılmaz parçalarıdır. Radyoterapi teknikerinin tedavideki rolü mesleki tanımında da belirtildiği üzere, radyasyon onkoloğunun hazırladığı ışın tedavi programını hastaya uygulamaktır. Bu uygulamayı yaparken görev, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde hareket ederek günümüz standartlarında uygulamayı yapabilmeli ve ihtiyaç duyulan bilgi, beceri ve davranışları gösterebilmelidir. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Dünya Bankası arasında yürütülen istihdam ve eğitim projesi kapsamında meslek standartları komisyonu araştırma ve teknik hizmetler birimi 2000 yılı revizyon1.0 yayınında radyoterapi teknikerliğinin meslek tanımı, yaptığı görev ve işlemler tanımlanmış ancak bu tanım taslak olarak proje kapsamından öteye gidememiştir. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinin 142.maddesinde Radyoterapi Teknikeri, Radyasyon Onkolojisi uzmanının direktifi ve Radyasyon Fizikçisinin (yoksa uzmanın) ölçü ve hesaplarına göre, iyonizan ışınlı tedaviyi uygulamakla, yükümlüdür.. Poliklinik ve protokol defterini düzenli olarak tutar, servis ve laboratuvarın tıbbi istatistiklerini hazırlar. Cihazların bakım, muhafaza ve en uygun şekilde çalışmasını sağlar. Gördüğü arızaları en kısa zamanda şef veya uzmana haber verir. şeklinde görev ve yetkileri tanımlanmış ve halen yürürlüktedir. 06.04.2011 tarihinde 6225 sayılı kanun ile 11.04.1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı san atlarının tarzı icrasına dair kanuna ek madde olarak tanzim edilen kanunun 9. maddesi ile 26 sağlık mesleğinin tanımı yapılmıştır. Bu çerçevede radyoterapi teknikerliğinin meslek tanımı radyoterapi teknikeri: meslek yüksekokullarının radyoterapi programından mezun; tabibin hazırladığı ışın tedavi programını hastaya uygulayan sağlık teknikeridir. şeklinde yapılmıştır. Ayrıca meslek mensuplarının iş ve görev tanımları; sertifikalı eğitime ilişkin usül ve esaslar sağlık bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir hükmü konulmuştur Bu hüküm gereği 2011 yılında radyoterapi teknikeri çalışma şartları iş, görev ve sorumluluklarının tanımlanması amaçlı sağlık bakanlığınca çalışma başlatılmıştır. Sağlık Bakanlığınca bu çalışma sonucu oluşan taslak üzerinden, meslek örgütlerinin, üniversitelerin, kamu hastaneleri ve ilgili kurumların görüşlerinin alınması ve sonrasında yönetmelikle yayınlanması beklenmektedir.

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 Radyoterapi teknikeri; 1.Radyasyon Onkolojisi uzmanının belirlediği tedavi şekli, pozisyonu ve sağlık fizikçisinin belirlediği ölçü ve hesaplara göre hastalara radyoterapi uygular. 2.Radyasyon Onkolojisi uzmanı ve sağlık fizikçisi tarafından belirlenen fokalize blok dökümü ve diğer mould uygulamaları ile bolus, termoplastik maske ve aparatlarını uygulamaya hazır hale getirir ve uygulamada görev alır. 3.Tüm simülatör cihazlarında radyasyon onkolojisi uzmanı ve sağlık fizikçisi ile birlikte simülasyon işlemlerine katılır ve cihazları kullanır. 4.Hastanın doktoru tarafından belirlenen tedavi alanlarının simülasyon, portal ve dijital filmlerinin çekimi ile ilgili iş ve işlemlerini yapar. 5.Gün içerisinde kullanılacak cihazları kullanıma hazır hale getirir. 6.Radyoterapi sırasında hastayı kapalı devre kamera sistemi ile izler, beklenmeyen bir durumun oluşması halinde ilgili hekim ve sağlık fizikçisine haber verir. 7.Uygulanan tedaviyi, hasta dosyasına yazılı ve elektronik ortamda kaydeder. 8.Hastaları akut radyoterapi komplikasyonları açısından gözlemler ve gerektiğinde doktoru ile paylaşır. 9.Hastanın, doktoruna düzenli olarak kontrole gitmesini sağlar. 10.Görev yaptığı cihazın arızalarını en kısa sürede cihaz sorumlusuna bildirir. 11.Radyoterapide kullanılan cihaz ve ekipmanların düzenli çalışmasını ve muhafazasını sağlar. 12. Herhangi bir nedenle bozulan, kırılan veya kaybolan tedavi aletleri ya da demirbaş malzemeleri birim sorumlusuna bildirir. 13.Radyoterapi eğitimi konusunda destek verir. 14.İmhası gereken artık malzemenin bertaraf edilmesine nezaret eder ve çevreye zararlı olmasını önlemek için gereken tedbirlerin alınmasında görev alır. 15.Radyoterapi esnasında radyasyon güvenliği açısından gerekli tedbirleri alır/alınmasını sağlar. 16.Tehlike anında radyasyon güvenliği kurulunca hazırlanmış olan acil durum planını uygular. 17.Tedavi sarf malzemelerini tedaviden önce hazır bulundurur. Eksilen malzemelerin temini için sorumlusuna bildirir. Bu görev ve işlemler radyoterapi teknikerinin uygulamalardaki asgari standartları arasında yer almaktadır. Bu bakımdan Radyoterapi Teknikerliğini gereklerine ve standartlara uygun olarak yerine getirmek adına; Teknikerin üstlenmesi gereken görev,yetki, sorumluluklar ve sahip olması gereken özelliklerin belirlenerek ulusal meslek standardının oluşturulması gerekmektedir. Baş Sağlık Teknikerliğine Görev Kavramı ve Yönetimdeki Rolü Açısından Bakış Ahmet ARSLAN Uludağ üniversitesi Sağlık Kuruluşları Hastane Baş Sağlık Teknikeri

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 ISO 9001, Sağlık Bakanlığı Kalite Standartları, JCI Akreditasyonu, Yalın Hastane gibi ulusal ve uluslararası standartların gerek kamu gerek özel sektörde benimsenmesi sonucu, görev ve iş tanımlarında da belli standartların oluşması gündeme gelmiştir. Kurumların iş tanımlarını oluşturmaları bir yana TBMM meslek tanımlarına yönelik çalışmalar yapmış ve kanunlaştırmıştır. Bu gelişmeler, sağlık mesleklerinin her branşının ayrı ayrı ele alınarak açık bir şekilde belirlenmiş görev tanımlarına ihtiyacı olduğunu göstermiştir. Sağlık meslekleri içerisinde henüz profesyonel meslek olamamış sağlık teknikerliği ise kendi içinde bilinen 27 değişik meslek grubuna ayrılmıştır. Henüz görev tanımları yapılmamış Sağlık teknikerliği grupları dururken, hemen hemen tüm kurumlarda yerleşmiş bizim bazlı baş teknikerlik kavramıyla; ilgili meslek grubunun çalışma düzenini sağlaması, iş organizasyonunu yapması ve özlük hakları düzenlenmeye çalışılmıştır. 2007 yılında JCI tarafından Akretidite edilen Üniversite Hastanemizde ise birim bazlı baş teknikerlik görev tanımlamaları biryana Hastane Baş Sağlık Teknikerliği birimi kurulmuştur. Hastane Baş Sağlık Teknikeri Hastane Başmüdürüne bağlı olarak çalışmakta ve Hastane başmüdürünün yaptığı iş bölümü ile kendisinin sorumluluğuna verilen görevlerin zamanında eksiksiz ve düzen içinde yapılmasını sağlamak görev tanımına sahiptir. Ülkemizde ilk defa uygulamaya geçirilen Hastane Baş Teknikerliği birimi, şimdi İnsan Kaynakları departmanı ile koordine bir şekilde çalışan hastane yönetim kadrosunun bir parçası haline gelmiştir. Hastane Baş Sağlık Teknikerinin temel yetki ve sorumlulukları ise görev tanımıyla belirlenmiştir. Bu görevler arasında; İlgilendiği tüm birimlerin sorumluları ile görüşmek, günü planlamak, varsa sorunları önceliklerine göre çözmek, İlgilendiği birimleri ziyaret etmek ve hizmetleri yerinde izlemek, Sorumluluk alanındaki birimlerin ihtiyaçlarını tespit etmek, Sorumluluk alanındaki personellerin çalışma listelerini düzenlemek, sorunlarını dinlemek, ilgili birimleri tekrar dolaşıp hizmetlerin devamlılığını izlemek yer almaktadır. Sağlık alanında yürütülen politikalarla birlikte yerleşen farklı bir kavramda sağlık kurumları işletmeciliğidir. Bu kavramın, sağlık kurumlarının birer işletme gibi görülmesini sağlaması dışında sağlık yöneticileri yetişmesine katkısı olmuştur. Artık zarar eden sağlık kurumları yerine karlılığı düşünen işletmeler oluşmaya başlamıştır. Karlılığı göz ardı ederek Sağlık yönetimi ve kalite unsurları bir arada düşünüldüğü zaman, profesyonel meslek olgusu ve mesleki standartlar çerçevesinde ilgili mesleklere ait bir birimin her kurumda olması gerektiği kanaatindeyim. SİMÜLASYONUN TARİHÇESİ Nurgün ARİFOĞLU İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkolojisi Radyasyonun tedavi için kullanıldığı ilk yıllarda yalnızca açık ve görülebilen yaralar tedavi edildiğinden tedavi alanları görerek belirlenirdi. İlerleyen yıllarda tedavi alanları doktorların anatomik bilgileri ışığında, palpasyonla ve çekilen röntgenlerle belirlenmeye başlandı. Bunlar simülasyonun ve radyoterapinin ilk adımlarıydı. Daha sonraları röntgen cihazları, cetveller ve kurşun teller yardımıyla bir çeşit

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 simülasyon cihazı görevi gördüler. Hastaların tedavi alanları hastaların hareket ettirilmesiyle ve tellerle işaretlenerek belirlenirdi. Teknoloji geliştikçe tedavi makinalarının benzeri olan simülatörler geliştirildi ve tedavi alanları bir çeşit hareketli röntgen cihazı da diyebileceğimiz konvansiyonel simülatörlerle yapılmaya başlandı. Bu cihazlar hastayı iki boyutlu olarak görüp planlama yapmamızı sağlıyordu. Ama zamanla iki boyut yeterli gelmemeye başladı. Gelişen teknoloji artık hastaları üç boyutlu olarak planlamamızı sağlayan BT simülatörleri hayata geçirdi. BT simülatörle birlikte hastalarımızı 3 boyutlu olarak görüp planlama yapmaya, tüm doz dağılımlarını tüm organlar üzerinde görerek daha hassas ve artık radyoterapinin temel kuralı olan sağlam dokulara en az ve tümöre en uygun dozu vererek yapmaktayız. TEDAVİ GELİŞMELER Prof. Dr. Hatice BİLGE CİHAZINDAKİ İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü - İSTANBUL X- ışınları 1895 yılında Alman fizikçi Wilhem Conrad Rontgen tarafından tesadüfen keşfedildikten sonra tanı ve tedavi amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. X- ışınlarının keşfinden hemen sonra 1896 yılında Henri Becquerel tarafından doğal radyoaktivite keşfedilmiş ve iyileşmeyen yaraların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.1910-1950 yılları arasında kilovoltaj X-ışını üniteleri radyoterapide kullanılmış, 1950 den sonraki yıllarda C0-60 teleterapi cihazları kullanılmaya başlanmıştır. 1970 li yıllarda lineer hızlandırıcılardan üretilen yüksek enerjili X-ışınları ve elektron ışınları kullanılmaya başlanmıştır. 1960 lı yıllara kadar radyoterapi daha çok gözleme dayalı başarı oranı düşükbir tedavi yöntemi iken 1980 li yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte başarı şansının yüksek olduğu bir tedavi yöntemi olmaya başlamıştır. 1990 lı yıllarda çok yapraklı (MLC) kolimatörlerin üretilmesiyle 3 Boyutlu konformal tedaviler yapılmaya başlanmış ve tümörün daha iyi belirlenebilmesi için Bilgisayarlı tomografiler simulayon için kullanılmaya başlanmıştır. Bilgisayar dünyasındaki hızlı gelişmeler tedavi planlama sistemlerindeki doz hesaplama algoritmalarında değişikliğe neden olmuş, konvansiyonel algoritmalar yerini konvansiyonel algoritmanın tam tersi yöntemle doz hesaplamaları yapan planlama sistemlerine bırakmıştır. 2000 li yıllardan itibaren tersten planlama yapan tedavi planlama sistemleri sayesinde lineer hızlandırıcılara özel yazılım ilave edilerek tedavi planlama sisteminde hazırlanan MLC dizaynlarını otomatik olarak lineer hızlandırıcıya aktarmak mümkün olmuştur. Böylece doz yoğunluğu ayarlanabilen (IMRT)tedavilerin yapılması gerçekleşmiştir. Bu tedavi tekniği ile birlikte tümöre istenen doz verilirken etrafındaki riskli organ dozlarını organ fonksiyonlarının korunabileceği seviyede tutulması sağlanmıştır. IMRT nin uygulanmaya başlaması radyoterapide yeni bir devri başlatmıştır. Gelişmiş tedavi tekniklerinin kullanılması

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 beraberinde, hazırlanan karmaşık tedavi planlarının kontrol edilmesi ve tedavi sırasında organ hareketlerinin takibini zorunlu hale getirmiştir. Günümüzde, Organ hareketleri rehberliğinde yapılan tedaviler (IGRT) yaygın olarak kullanılmaktadır. Doz yoğunlu ayarlanabilen tedavi modeliteleri geliştirilmiş; çok yönlü hareket eden robotik lineer hızlandırıcılar (Cyberknife), Bilgisayar tomografi tekniğiyle ışınlama yapabilen tedavi cihazları (Tomoterapi) ve arklar halinde ışınlama yapabien, ışınlama sırasında MLC hızları ve doz hızları değişebilen, Lineer hızlandırıcılar üretilmiştir. IMRT UYGULAMALARI Tıbbi Radyofizik Uzmanı Kadir YARAY Erciyes Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi AD 3D konformal radyoterapinin özel bir formudur. IMRT de amaç, hedef bölgede daha yüksek, daha konformal doz elde ederken normal dokuda daha düşük doz elde etmektir. Kısacası uniform olmayan ışın yoğunluklarının uygulanmasıdır. IMRT nin temel prensibi; PTV nin üzerini saran bir normal yapı varsa, ışın huzmeleri PTV üzerine yönlendirildiğinde normal yapıyı gören ışın huzmesinin ışın yoğunluğu azaltılmakta, huzmenin PTV yi gören kısmında ise ışın yoğunluğu arttırılmaktadır. Tüm ışın huzmeleri için bu gerçekleştirilerek PTV de sıcak nokta oluşturulur. IMRT nin uygulaması bilinen 2D veya 3D konformal radyoterapiden oldukça farklıdır. 3DCRT de forward planning yani önceden planlama yapılır. Yani ışın parametreleri önceden belirlenir ve doz dağılımları hesaplanır. IMRT de ise ters planlama yani invers planning uygulanır. Yani istenen doz dağılımı aritmetik olarak belirtilir. IMRT optimizasyon software ışın ışın parametrelerini, tekrardan en ideal yaklaşık doz dağılımına ulaşmak için ayarlanır. Eğer tüm target volümler ( GTV, CTV,PTV ) eş zamanlı olarak değişik fonksiyonlar kullanılarak tedavi edilecekse IMRT en uygun tedavi yöntemidir. IMRT çeşitli şekillerde verilmektedir. Bunlar; Sabit gantry açılarından, birden fazla huzme ile, standart MLC ( multileaf kolimatör ) kullanılarak Sliding window ( hareketli pencere ) Step and Shoot ( bas ve yolla ) Rotasyon yapan huzmeler ( Tomoterapi ) IMAT ( arc terapi ), dir. IMRT sırasıyla ; hasta hazırlık ( CT çekilmesi ), tedavi dizaynı ( optimizasyon ), leaf dizisi yaratılması, dozimetrik doğrulama, set-up ve ışının verilmesi aşamalarından oluşur. Başarılı tedavi planı geliştirilmiş ve kabul edilmişse, bu plan yoğunluk ayarlayıcı aletler kullanılarak uygulanabilir. Rastgele uniform olmayan hüzmelere, isteğe uygun kurşun alaşımdan yapılmış kompansatörler yerleştirilerek huzmenin her ışını boyunca radyasyonun yeterli miktarı absorbe olarak azaltılabilir. Bu kompansatörlerin kullanımı radyoterapi teknikerinin tedavi odasına girip her hüzme için uygun olan kompansatörü takması gerekir. Bu işlem oldukça emek gerektireceği ve optimum

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 yoğunluk ayarlı tedaviler için sık sık çok sayıda hüzme gerektireceği için çok pratik olmayacaktır. IMRT gibi yoğunluk ayarlı tedaviler oldukça kompleks olmalarına rağmen, bilgisayer kontrollü dinamik multi- leaf kolimatörler kullanılarak, tam, güvenli ve verimli tedaviler yapılabilir. IGRT Uygulamaları Yrd. Doç. Dr Songül Çavdar Karaçam Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Radyoterapi, hasta pozisyonu, hedef hacim ve tedavi hacminin belirlenmesi, kritik organların doz limitleri, toplam dozun belirlenmesi, fraksiyon dozu, doz dağılımı, tedavi cihazı limitleri gibi tüm parametreleri kapsayan tedavi şeklidir. Teknolojinin gelişimiyle birlikte başlangıçta iki boyutlu (2D) olarak belirlenen doz dağılımları, bilgisayarlı tomografi (CT) cihazının keşfi ve bilgisayar teknolojisindeki hızlı gelişmelerle 3 boyutlu konformal radyoterapi (3BKRT) ve yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) ye gelişim göstermiştir. Üç boyutlu konformal radyoterapide maksimum tümör kontrol oranıyla birlikte, en aza indirilmiş normal doku komplikasyonu oranı sağlanır. Yoğunluk ayarlı radyoterapi ise konformal radyoterapinin özel bir formudur. Hızlı doz düşüşü ile hedefe çok yüksek dozlar verilirken hemen yanındaki risk altındaki organlar tolerans dozlarında tutulabilir. Doz düşüşlerinin keskin olması hedefin tam olarak belirlenemediği durumlarda hedefin istenen dozun çok altında doz almasına neden olabilir. Bu nedenle IMRT uygulamalarının hem hedef ve normal doku tanımlamada hem de tedavinin uygulanmasında mutlaka görüntü rehberliğinde radyoterapiyle (Image Guided Radiation Therapy-IGRT) birlikte uygulanmasını gerektirir. Böylece tedavi sırasında oluşabilecek set-up hataları ve organ hareketindeki belirsizliklerin en aza indirgenmesi amaçlanır. IGRT; Planlama CT görüntülerinden oluşturulan DRR ve CT planı ile tedavi cihazının teknik donanımına bağlı olarak tedavi öncesinde, sırasında ya da sonrasında iki ya da üç boyutlu anatomik görüntülemeler alınarak tedavi alanlarının kontrol işlemidir. Böylece tedavi hazırlığındaki hatalar, organ hareketleri, tümör ve normal dokulardaki değişimler gibi belirsizlikler ortadan kaldırılarak tedavi başarı şansını arttırmak hedeflenir. Bu amaçla; radyograflar (MV ya da gantriye monte kv), CT (oda içi diagnostik tarayıcı, CBCT, Tomotherapy helikal MVCT) ve diğer seçenekler (ultrasonografi(bad), video tabanlı, radyofrekans tabanlı, MR tabanlı) kullanılabilir. Uygulamalarda görüntüleme kilovoltaj (kvkv), kv-mv, kv veya megavoltaj (MV) cone beam bilgisayarlı tomografi (CBCT), kv floroskopi kullanılarak yapılır. Cihaz ekipmanına bağlı olarak kullanılan kv kv veya kv-mv görüntülemede cihazın üzerinde ileri geri çekilebilen robotik kollar kullanılarak, kv X-ışını kaynağı ile AP ve lateral filmler alınarak görüntüleme yapılır. CBCT; robotik kolların hasta etrafında farklı açılarda dönüşüyle elde edilen BT görüntülemesidir. Ayrıca son yıllarda teknolojik gelişmelerle birlikte solunum takibi yapılarak tedaviler olanaklı hale gelmiştir. Bu konuda farklı

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 cihaz üreticilerinin farklı çözümleri(rpm- Real-Time Positioning Management System (Varian), ABC- Active Breath Control (Elekta) mevcuttur. Bu uygulamada 4D CT görüntülemesi yapılarak solunumun tüm fazları ya da istenilen fazlar kaydedilebilir ve aynı koşullar tedavi planına bağlı olarak tedavi cihazında oluşturulur. Tüm bu yöntemlerde referans imajlar tedaviden önce ve tedavi boyunca elde edilen imajlarla kıyaslanır. Hastanın bu imajlar temel alınarak hizalanması ve tedavi sırasında tedavi odasında uygulanan iki ya da üç boyutlu anatomik görüntülemeyle tedavi alanlarının kontrol işlemi sağlanır. Planlanan CT ve alınan CBCT görüntüsü; imaj kalitesi, hasta immobilizasyonu, internal organ hareketi, planlanan target volüm (PTV) marjı ve görüntüyü değerlendiren uzmanın deneyimine bağlıdır. Bu sebeple toleranslar her kliniğe ve anatomik bölgeye özgü olarak değişir. CBCT ile görüntü 1-4 dakika arasında alınır. Bu süre aralığında nefes alıp veriş ve abdominal gazların geçişinden kaynaklanan artefaktlar oluşabilir. Bu sebeple imaj görüntü kalitesini kabul kriterleri içerisinde tutarak tedavi sırasında en uygun koşulların sağlanması oldukça önemlidir. IGRT sonrası görüntülerin değerlendirilmesi ve gerekli düzeltmelerin yapılması on-line, off-line ve On-line, Real- time olarak üç farklı şekilde yapılabilir. On-line değerlendirmede, görüntüler tedavi sırasında değerlendirilir, gerekirse düzeltme tedaviden önce yapılır. Off-line değerlendirmede, hasta tedavi sırasında izlenir, tedavi sonunda sistematik hatanın tespiti yapılır ve ardından gerekli düzeltmeler yapılır. On-line, Real- time uygulamada ise tedavi sırasında tümör takibi yapılır. Böylece tedavi sırasında ve tedaviler arasında organ hareketleri, pelvisde peristaltizm, ani gaz geçişleri, mesane ve rektum doluluğu tümörün küçülmesi, yer değiştirmesi, hastanın kilo kaybı sebebiyle oluşabilecek kontur değişimleri gibi birçok faktör değerlendirilebilir. IGRT; özellikle alınan CBCT görüntülerinin değerlendirilmesi ile tedavi devam ederken, değişen vücut ve/veya tümör konturu ile oluşabilecek değişimlerin izlenmesine olanak sağlar ve bu durum 3DCRT/IMRT planların yeniden yapılmasını gerektirir. Adaptif radyoterapi ile sistematik hata, tedavi marjları, sağlam organların aldığı doz ve sağlam organ toksisitesi azalır IGRT; yüksek dozlara çıkılan, küçük emniyet sınırlarının kullanıldığı ve keskin doz düşüşlerine sahip IMRT tedavilerinde güvenle tedavi yapılmasına olanak sağlamaktadır. Böylece radyoterapi daha güvenle uygulanabilen ve bu nedenle de daha etkin bir tedavi metodu haline gelmiştir. Hastaya uygun IGRT görüntüleme yöntemini kullanılarak daha başarılı sonuçlar elde etmek mümkündür. Kaynaklar: 1- Handboook of radiotherapy physics, theory and practice. 1nd ed. Taylor&Francis Group; 2007.s. 943-984 2- Clinical application of image-guided radiotherapy, Cancer/Radiothérapie 2006; s. 252-257 3- The modern technology of radiation oncology: A compendium for medical physicists and radiation

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 oncologists.medical Physics Publishing. Madison, 1999, Chap. 4. 4- Image Guidance: Treatment Target Localization Systems in Meyer JL ed. IMRT, IGRT, SBRT Advances in the Treatment Planning and Delivery of Radiotherapy, 2007, Karger, Basel- Switzerland. s. 72-93. 5- Image-Guided Radiotherapy of Lung Cancer, 2008, Healthcare, s. 19-39 Prostat Kanseri Radyoterapi Uygulamasında Hasta Hazırlığının Önemi Şeref YILMAZ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Prostat mesane arka duvarı ve rektum ön duvarı ile komşuluğu bulunan 20 gr ağırlığında bir organdır. Kanser olguları içinde erkeklerde akciğer kanserinden sonra gelir. Genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde görülmektedir. Prostat kanserli hastaların tedavisinde uygulanan radyoterapi de amacımız prostatın tamamına yüksek doz verirken rektum ve mesanenin radyoterapiden daha az etkilenmesini ve buna bağlı olarak ta yan etkileri en aza indirilmesini tavsiye edilmektedir.. Bu yüzden de barsak ve mesaneyi kontrol altında tutabilmek için bir ön hazırlık yapılması gerekli görülmüştür. prostatın vücut içinde deformasyona uğramaması ve yer değiştirmemesi için amacımız planlama ve tedavi sırasında mesane ve rektumun stabil kalmasını sağlamaktır. Böylece prostatın vücut içinde ki yerini korumuş oluruz. Kliniğimizde de bunu sağlamak için bir ön hazırlık protokolü oluşturduk. Bu prosedürde kullandığımız yöntem mesanenin yarı dolulukta olması ve rektumun boş olmasıdır. Tabi ki başka yöntemler de olmakla birlikte bu yöntem hem kolay hem de ucuzdur. Barsak için hasta bilgilendirmesi : Bunun için planlama tomografisinden 1 hafta önceden başlamak üzere hastalara bazı yiyeceklerden kaçınması konusunda öneriler sunarız. Gaz yapmayan sindirimi kolay yiyecekler yemelerini ayrıca Fiziksel aktivitenin arttırılmasını örneğin yürüyüş gibi öneririz. Gerekli görülürse de hastalara barsak boşaltıcı ve gaz giderici ilaçlar veririz. Tedavi boyunca da bu önerilere uyulmasını hastalardan isteriz. Bu bilgilendirme aynı zamanda yazılı olarak ta hastanın kendisine verilmektedir. Bu konu üzerine yapılan bir çalışmada hastaların diyet uygulamasından önce ki gaz gaita ve hareketli gazın diyet uygulanması ile birlikte ciddi anlamda düşüş göstermesini tabloda görmekteyiz. Buda gösteriyor ki diyet uygulanarak tedaviye alınan hastalar bağırsak boşaltmada daha başarı sağlamakta. Hastalara hiç bir ön hazırlık yapılmadığında bağırsaktaki gaz ve gaita doluluğu olması hem görüntü kalitesini olumsuz etkilemekte hem de prostatın vucut içersinde yer ve şekil değiştirmesine sebep olmaktadır. Ayrıca set-up tekrarı yapılması nedeniyle hem hastanın tedavi konforunu olumsuz etkilemekte hem de tedavi teknikerine zaman ve emek kaybettirmektedir. Tedavi için arzuladığımız bir rektum görüntüsünü görmekteyiz. Ultrason ile mesane takibi: Barsak hareketlerini bu şekilde kontrol ettikten..

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 sonra mesane doluluğunu kontrol etmek içinde mobil bir ultrason cihazı kullanmaktayız kliniğimizde kullandığımız ultrason dokunmatik ekranlı 3.5 mhz frekansında 18 cm derinliğe kadar ölçüm yapabilen bir cihazdır. Peki neden mesane için ultrason cihazına gerek duyduk. Ultrason cihazını kullanmaya başlamadan önce hastalara belirli bir miktar su içirtir ve tuvalete gitme ihtiyacı hissettiklerinde tedaviye alırdık ama zaman içinde gerek radyoterapinin yan etkilerine gerekte hastanın o anki psikolojisine göre hissettikleri doluluk farklı mesane volümleri olarak bizim karşımıza çıkmaktaydı. Bunun sonucunda da mesaneye bağlı olarak prostatın vücut içindeki yeri stabil kalmıyordu. Ultrason kullanmaya başladıktan sonra mesane doluluğu bizim kontrolümüz altına girmiş oldu Mesane doluluğu planlanan volüme ulaştığında hastayı tedaviye alıyoruz. Mesaneden kaynaklanan cbct tekrarını da engellemiş oluyoruz. Aynı şekilde mesanenin de planlanan dolulukta olmaması sebebiyle CBCT tekrarına gidilmektedir. Mesanenin tedavi süresince değişik volümlerde olması mesane için planlanan dozun olması gerekenden daha az veya daha fazla olmasına sebep olmaktadır. Ayrıca prostatında planlanan alan dışına çıkmasına neden olmaktadır. 1 hafta önceden barsak hazırlığına başlattırdığımız hastalar tomografiye geldikten sonra ultrason yardımıyla mesane volümünü de ayarlayıp gereken mesane ve rektum değerlerine ulaştığımızda çekimini yaparız. Yaptığımız çekimden sonra elde ettiğimiz değerleri prostat formuna yazarız. Tedavide de bu form değerlerinde hastayı hazırlarız. Planı bitip tedaviye çağırdığımız hastalar prostat formunda yazan değerler doğrultusunda hazırlanır ve set-up a alınır. Planlama tomografisi çekilen CBCT ile doğrulanarak hasta tedaviye alınır. Bizim kendi hastalarımız üzerinde yaptığımız çalışmada uyguladığımız ön hazırlık prosedürünün büyük oranda başarıya ulaştığını görmekteyiz. Prostat Kanserinde IGRT Uygulamaları Sibel Tuncer Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD Günümüzde modern radyoterapi teknikleri ile birlikte tümör kontrolündeki başarı artmıştır.ancak prostat gibi günlük lokalizasyonu kemik yapıdan bağımsız değişebilen bir organ için IGRT (görüntü kılavuzluğunda radyoterapi) tercih edilir.bu çalışmada IGRT yöntemleri ve prostat kanseri tedavisindeki üstünlüğü araştırıldı. IMRT(yoğunluk ayarlı radyoterapi) ile hedef tümör volümünde yüksek dozlara çıkılırken çevre kritik yapılar için ani doz değişimleri olur.dolayısıyla IMRT avantaj iken kontrolsüz uygulandığında hasta için risk oluşturabilir.tedavi öncesi görüntüleme yöntemleri ile alan kontrolü sağlanmalıdır.günlük olarak tedavi öncesi alınan görüntü online(çevrimiçi) ve offline (çevrimdışı) olarak iki şekilde değerlendirilir. IGRT yöntemleri:2d görüntüleme KV-KV,KV-MV (kilovoltaj imaj) veya MV-MV (megavoltaj imaj)alınır.kv-kv görüntüleme,tedavi cihazına entegre robotik kollar kullanılarak çekilir.mv-mv görüntüleme genelde bütün linaklarda kullanılan yaygın ve pratik bir yöntemdir.3d( üç boyutlu ) görüntüleme

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 10-05-2013 ĊBCT, robotik kolların hasta etrafında 360 derecelik dönüşüyle elde edilir,tümör hakkında volümetrik bilgi verir.prostat bezinin günlük lokalizasyonu,mesane ve rektum gibi komşu organların hacimlerine bağlı olarak değişebilir.yumuşak doku görüntülemede prostatı tespit etmek kolay olmayacağı için altın belirteçler kullanılır.ct çekiminden 5-7 gün önce prostatın içine altın belirteçler yerleştirilir.tedavi öncesi alınan online görüntü ile planlama biriminden gönderilen referans imaj (DRR) eşleştirilir.gerekli görülürse masa hareketleri ile alan oturtulur. Tedavi sırasında hastanın mesane doluluğunun CT deki ile aynı olması prostatın tespiti açısından kritik önem taşır. Kv-Kv görüntüleme,hastanın maruz kaldığı doz tanısal görüntüleme yöntemlerine yakındır,ayrıca kemik yapı eşleştirmede avantajlıdır.mv-mv görüntülemenin en önemli avantajı verilen dozun tedavi dozundan düşülebilmesidir.ancak kötü görüntü kalitesi ve oblik alanlarda değerlendirme zorluğu bakımından yetersizdir.cbct daha yüksek görüntü kalitesi sağlar,ayrıca tümör hakkında üç boyutlu bilgi verir.ancak hasta daha yüksek dozlara maruz kaldığı için hergün çekilmesi klinikte tartışılmalı ve bir prensip oluşturulmalıdır. IGRT yöntemleri ile yapılan prostat kanseri tedavilerinde tedavi kalitesi ve başarının arttığı yapılan çalışmalarda görülmüştür.deneyimli bir radyoterapi teknikerinin IGRT yöntemlerini etkin kullanabilmesi kaybedilen zamanı azatmaktadır. Online görüntüleme teknikleri ile tümörün yeri, özellikle altın belirteç kullanılan hastalarda tam olarak tespit edilmekte ve nokta atışıyla normal dokulara zarar vermeden tedavi yapılmaktadır.prostat kanserli olgularda IGRT, tedavi kalitesi ve başarısı bakımından gereklidir. Prostat Kanserlerinde Igrt Uygulamaları F.Çiğdem POYRAZ, Ayşe EVCİL, F.Zuhal PUSATLIOĞLU, Cafer ATAR, Bülent KÜÇÜKPİLAKÇI, Yıldız GÜNEY Ankara Onkoloji Hastanesi Prostat kanserli hastalar IGRT (görüntü klavuzluğunda radyoterapi) uygulamaları; Tomotherapi cihazında MVCT, RapidArc cihazında KV-KV ile CBCT, CyberKnife cihazında KV-KV görüntüleri ile fizikten gönderilen DRR görüntüleri çakıştırılarak yapılmaktadır. Kliniğimizde uygulanan IGRT teknikleri sunulmuştur. Planlama aşaması CT çekimi ile başlar. Hastaya bir gün önceden ve çekime girmeden hemen önce lavman uygulaması söylenir. Çekim öncesi hastanın yeterli mesane doluluğu için 500 ml suyu 20 dk. İçerisinde içmesi sağlanarak idrara sıkışması beklenir. Hasta hazır olduğunda tedaviye alınacağı cihaza uygun aparatlar kullanılarak (dizaltı vs...) yaklaşık 10 cm lik kısa bir alan çekimi yapılır. Rektum 3 cm ve mesane orta dolulukta ise asıl çekime geçilir. Çekim aralığı aksi söylenmediği takdirde L4-L5 vertebradan başlanıp pubisin 5 cm altına kadar olan ayarlanır. Bunlardan farklı olarak CyberKnife cihazında alınacak hastaya CT çekimi yapılmadan yaklaşık 5-7 gün önce vücut içerisine fiduciallar yerleştirilir.

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 Bütün tedavi cihazlarında fizik planlaması tamamlanan hastalar tedaviye alınmadan önce CT çekimindeki koşullar sağlanır ve pozisyonlandırılır. Tomotherapy cihazında planlama CT görüntüsü üzerinde PTV alanını içerecekşekilde ayarlanarak, MVCT görüntüsü alınır. Hasta pozisyonu, rektum ve mesane doluluğu uygun bulunan hastaya KVCT ve MVCT görüntüsü cihaz tarafından otomatik çakıştırılır. Eğer bu kaydırma cihaz kriterlerinde ise kaydırma yapılıp tedaviye başlanır. RapidArc cihazında ise önce KV-KV görüntüleri alınır. Planlamadan gönderilen DRR görüntüleriyle çakıştırması yapılır. Uygun bulunan kaydırma değerleri cihaza uygulatılır. Ardından CBCT çekilir ve DRR görüntüleri ile çakıştırılır. Kaydırma değerlerine göre uygun pozisyon verilerek tedaviye başlanır. CyberKnife cihazında da ilk KV-KV görüntülerini aldıktan sonra planlamadan gönderilen DRR görüntüleriyle çakıştırma işlemi yapılarak fiducial konumlaması sağlanmaya çalışır. Fiducial konumlamasından emin olana kadar hizalama tekrarlanır. Fiduciallar cihaza doğru tanımlatıldıktan sonra tedaviye başlanır. Konvansiyonel ve konformal tedavilere göre IGRT uygulamalarında özellikle rektum akut yan etkileri daha az görülmekte ve hastanın günlük yaşam kalitesi bozulmamaktadır. Akciğer Kanserinde Serbest Nefes Tekniği Uygulaması RT Gökhan ÖZUYNUK Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolijisi AD Akciğer kanseri radyoterapisinde tümör ve kritik organların solunumla hareketi nedeniyle ya geniş emniyet sınırları verilmekte ya da tam olarak bilinmeyen hareket mesafesi nedeniyle hedef volümün bir kısmı alan kenarlarından kaçırılmaktadır. Solunum hareketini, duruş şekli (dik, sırt üstü, yüz üstü, yan), solunum tipi (göğüsten, karından), nefes tipi (yüzeysel, normal, derin) gibi faktörler etkilemektedir. Ayrıca, klasik bilgisayarlı tomografi görüntülemesinde solunum hareketine bağlı blur, duplicate, overlapping, incomplete gibi artefaktlar görülmektedir. Tüm bu nedenler hem hedef hacmin istenilen doz veya ideal doz dağılımında ışınlanmamasına veya büyük alanlar sonucunda çevre normal dokuların daha fazla doz almasına yol açmaktadır. Eğer tümör hareketini doğru tespit ve kontrol edersek, tümöre yüksek dozlarda ışın verirken normal dokuları koruyabilir ve daha iyi tedavi sonuçları elde edilir. Doğru hareketi tanımlayabilmek için tedavi planlama görüntülemesinde hareket kapsayıcı metod olan *Slow CT görüntüleme, *Nefes tutturarak CT ve *4D CT/solunum ilişkili CT kullanılır. Eksternal işaretleyici ile nefes takibi: Eksternal işaretleyici ile nefes takibi yapabilen sistemlerden biri Varian firmasının kullanıma sürdüğü Real-Time Position Management (RPM) sistemidir. RPM; tedavi sırasında solunumla yer değiştiren hedef volümün farklı fazlardakiyer değişimini belirleyerek, solunumun belli bir fazını seçebilmeye ve sadece seçilen fazda ışınlama yapılmasına izin verir. Hastanın uygulama sırasında öksürmesi, hıçkırması nefes döngüsünü olumsuz etkileyen faktörlerdir. Nefes

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 eğitimi birçok yönde yararlı olabilir ve hastanın simulasyon ile tedavi süresince aynı şekilde nefes almasına olanak sağlar. Nefes kontrolü iki şekilde sağlanır. 1.Sesli: Hastaya nefes al, nefes ver komutu verilerek solunum döngüsünün düzenli olması sağlanır. 2.Görüntülü: Hastaya 3 boyutlu gözlük takılır. Gözlükte nefes alış-veriş döngüsünü gören hastaya istenilen aralık tanımlanır ve hasta şekil olarak gördüğü hareketli çubuğu belli bir aralık içinde tutarak nefes alış verişini düzenler. Hastadan nefes kontrol eğitiminde gösterilenlere hem simülasyonda hem de tedavide uygulaması istenir. RPM sisteminde eksternal işaretleyici olarak 2-6 noktalı kızıl ötesi yansıtıcı özelliğe sahip kutu kullanılır. Bu kutu hastanın üzerine orta hattına ve manibrium ile sternumun alt ucu arasına konulur. Kesin konumu için AP solunum hareketinin maksimum olduğu yer seçilir. Kızıl ötesi kameranın doğru sinyal alabilmesi için masaya paralel olmasına dikkat edilir. Kamera BT simülasyonda hareket etmeyecek bir yere sabitlenir. (BT masası veya duvara) İstenmeyen kamera hareketi sistem tarafından nefes hareketi olarak algılanır. Görüntüleme aşamasında kutununyeri hasta cildine işaretlenir ve tedavi sırasında konumlama aynı şekilde yapılır. Ayrıca kutunun yeri anatomik referans belirtilerek not edilir. (Ör. Sternum alt ucundan 2 cm. yukarı, 1 cm sola) 4D CT görüntüleme prosedürü: Solunum hareketlerinin görüntülemesinde yüksek kaliteli BT verileri elde etmek için 4D CT kullanılır. 4D görüntüleme ile solunum izleme yaparak ortalama tümör konumu, tedavi planlaması için tümörün hareket aralığı ile diğer organlarla olan komşuluğunun belirlenmesi sağlanır. 4D- CT solunum artefaktlarını azaltır. 4D-CT de Cinemod görüntülemeyle her rotasyonda 2.5 mm kesit kalınlığı ile görüntü alınır. Görüntüleme süresi yaklaşık 1 dakikadır. Görüntüleme süresi nefes hareketinden veya veri aktarımında olabilecek gecikmeler göz önüne alınarak nefes döngüsü süresi 1 sn eklenerek belirlenir. Hasta, akciğer görüntülemede 50 mgy, abdomen görüntülemede 75-100 mgy den daha düşük doz alır. Görüntüleme elde etmek için gerekli olan süre, hastanın düzenli nefes alıp vermesine bağlıdır. Düzensiz solunum, görüntüleme süresini uzatabilir ve/veya nefes döngüsünün yanlış bölümünden kesitler alınmasına yol açabilir. Tedavi: Tedaviden önce kutu simülasyondaki pozisyonuyla hastanın üzerine konur. Hastanın rahat olması ve referans görüntü ile aynı şekilde nefes alıp vermesi sağlanır. Simülasyonda sesli ve/veya görsel yönlendirmelerin aynısı kullanılarak görüntüleme sırasındaki aynı koşullarla ışınlama başlatılır. Hastanın pozisyonunun doğruluğu planlama BT sinden oluşturulan Digitally Reconstructed Radiographs (DRRs) ile tedavi radyografi (Cine Mod), MV port ve/veya Cone Beam CT (CBCT) görüntülerinin eşleştirmesi yapılarak kontrol edilir. Sistemin kontrol mekanizması doğru ışınlama yapmak için oldukça güvenlidir. Ancak solunum düzensizliği ya da

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 simülasyondan farklı solunum gibi olasılıklar sebebiyle radyoterapi teknikerinin kullanılan teknik ile ilgili bilgi ve deneyimi olması önemlidir. Kaynak: AAPM Task Group 76 Report AAPM Task Group 76a Report Cyberknıfe Cihazında Synchrony Solunum Takip Sistemi M.Soner ERUL, F.Çiğdem POYRAZ, Cafer ATAR, Yıldız GÜNEY Ankara Onkolojisi Hastanesi Radyasyon Onkoloji Kliniği Radyoterapinin temel hedefi; tümöre maksimum dozu verirken normal dokuların minimum doz almasının sağlanarak yan etkileri azaltmaktır. Teknolojik gelişmelere paralel olarak IMRT, Arcterapi ve Radyocerrahi gibi yeni radyoterapi teknikleri geliştirilmiştir. Bütün bu gelişmeler, doğru zamanda doğru yere doğru dozu verebilmek için görüntü kılavuzluğunda (IGRT) tedavi yapılması gerekliliğini doğurmuştur. IGRT yi tanımlarsak; her tedavide organ hareketlerini de dikkate alarak alınan görüntülerle doğru yerin tedavi edilmesini sağlayan bir tekniktir. Tümör ve kritik organlar zaman içerisinde hareket edebilmekte ve bu hareketler bazı durumlarda klinik açıdan önemli olabilmektedir. Hareketler solunum gibi periyodik ve kontrollü, prostat gibi düzensiz, ya da tümörün küçülmesi gibi sürekli olabilmektedir. Tüm bu etkileri göz önünde bulundurduğunuzda doğru yere radyoterapi uygulanmasında oldukça önemli hale gelir. Eğer tedavi tekniğiniz, yüksek dozu bir veya bir kaç fraksiyon da veren Stereotaktik Radyocerrahi ve Stereotaktik Radyoterapi ise IGRT vazgeçilmezdir. Bu çalışmada, bu tür tedavileri yapan Robotik kollu Cyberknife cihazında IGRT tekniklerinden synchrony tümör takip sistemi ve deneyimlerimizi aktaracağız. Tüm vücutta tedavi yapabilen Cyberknife (Sunnyvale, Accuray) cihazı, diğer radyoterapi cihazlarından farklı olarak kendi geliştirdiği yöntemler ile gerçek zamanlı görüntü alarak tümörü kendi bulmakta ve takip etmektedir. Cyberknife, tümörün yerini bulmayı ve tümörü takip etmeyi, dışardan yerleştirilen altın işaretleyicilerden yararlanıp hasta nefesini takip ederek tümörün yerini bulan ve takip eden Synchrony tümör takip yöntemi ve 4D tümör takip yöntemleriyle yapmaktadır. Synchrony tümör takip sisteminde solunum takibini kolaylaştırmak için hasta vücudunu tümden saran yelek ve bu yelek üzerine yerleştirilen solunum hareketlerini, algılayıcı kameraya gönderen 3 adet led kullanılır. Synchrony tümör takip sistemi ile hasta solunuma ait model oluşturma, bu oluşturulan model sayesinde yüksek hassasiyetle doğruluğundan emin olunduktan sonra tedaviye başlanmakta ve tedavi boyunca alınan görüntüler ile sistem otomatik olarak düzeltmeleri kendi yapmaktadır. Bozulan solunum model tekrar oluşturularak tedaviye devam edilmektedir.

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 Her geçen gün artan hasta sayımız ve tecrübemiz ile IGRT yapan diğer radyoterapi cihazlarımızdan da elde ettiğimiz deneyimlerimize göre, Cyberknife cihazında IGRT ile solunum takibi yapılan tedaviler yüksek hassasiyette doğru ve güvenilirdir. 1. IGRT, gelişmiş radyoterapi tedavilerinde doğruluğun ve güvenirliğin sağlanmasında vazgeçilmez bir tekniktir. 2. Cyberknife cihazında IGRT ile solunum takibi yapılan tedaviler yüksek hassasiyette doğru ve güvenilirdir. 3. Hasta tedavi uygulamalarında tekniker bilgi ve deneyimi ön plandadır. 4. Hastaya tedaviden önce solunum egzersizi yaptırılarak tedavinin en iyi şekilde geçmesi sağlanır. 5. Kendi tümör takip sistemi olduğundan dolayı tedavi süresince teknikerlerin görüntüyü ve hastayı takip etmesi çok önemlidir. Aktif Nefes Kontrolü Sisteminin Radyoterapi Pratiğinde Kullanımı. Muharrem CANITEZ ve Murat DIRAZ GATA Rad. Onk. AD. Bşk.lığı Aktif nefes sisteminin amacı; özellikle toraks ve abdomen yerleşimli tümörlerde solunum hareketine bağlı hedef tespitinde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırmak ve çevre sağlam dokulara verilen zararı azaltmak. Kliniğimize başvuran akciğer ve meme bölgesi kanser hastalarından uygun olanların tedavisinde abc(active breathing control) sistemi kullanılmaktadır. Ct simülatörde sistemin tanıtılması ve uygulatılması hastaya belirli bir eğitim verilerek yaptırılır. Tedavi aşamasında da aynı yöntem izlenir. Akciğer kanserli hastaların tedavisinde orta derin inspirasyonda nefes tutma ile abc sisteminin kullanılması tümör hareketlerini azaltır ve hastanın solunum fazında tekrarlanabilir tedavisini sağlar. Sol meme kanserli hastalarda göğüs duvarı ve kalp arasındaki mesafe artışına ve akciğerlerin ekspirasyonuna yol açarak kritik organ korumasına katkı sağlar. Orta derin inspirasyonda nefes tutma ile abc sisteminin kullanılması seçilmiş akciğer ve meme kanserli hastaların tedavisinde kritik organ korumasını arttırmaktadır. Klinisyen Bakış Açısıyla Baş- Boyun Kanserlerinde Imrt- Adaptif Radyoterapi Prof. Dr. Melahat Garipağaoğlu, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı,İstanbul Baş- boyun bölgesinde önemli işlevleri olan organlarımız vardır ve anatomisi komplekstir. Bu bölgenin tümörleri sıklıkla lokal- bölgesel daha az sıklıkla uzak metastaz yaparlar. Lokal- bölgesel kontrol artan radyasyon dozuyla artmaktadır. Ancak baş- boyun bölgesinde yer alan doz sınırlayıcı kritik organlar nedeniyle hedefte tümör kontrolünü sağlamada yeterli radyasyon dozlarına ulaşmak her zaman mümkün değildir. Ayrıca beş duyumuz, konuşma, çiğneme gibi işlevler yanında kozmetik olarak yüz- baş görüntümüzde

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 sosyal iletişimimiz belirler. Bu nedenle hastaların tedavi sonunda elde edilen sağkalım, lokal kontrol oranları yanında yaşam kalitelerini belirleyen fonksiyonel ve kozmetik sonuçlar da önemlidir. Başboyun kanserlerinde sıklıkla kemoterapiradyoterapi eş zamanlı kombine tedavi olarak uygulanır. Bu da tedavi sırasında yan etkilerin başarıyla kontrol edilerek tedavinin ara vermeden tamamlanmasını zorlaştırır. Erken yan etkilerin de geç yan etkiler kadar dikkate alınması planlanan tedavinin uygulanması tedavi başarısında etkilidir. Risk altındaki kritik organlar (OAR) ın maruz kaldığı dozdaki düşüş ile radyoterapiye bağlı erken yan etkilerin azalması tedaviye toleransı artırır. Üç boyutlu konformal radyoterapinin daha da ileri bir şekli olarak tanımlayabileceğimiz IMRT baş- boyun kanserlerinde tedavi başarısında çok katkı sağlar. IMRT tekniğiyle hedefte yeterli ve homojen doz elde edilmesi yanında hedef komşuluğunda hızlı doz düşüşü elde edilir. Bunun klinik karşılığı lokal kontrol ve sağkalım oranlarında artış elde edilmesi yanında OAR ın maruz kaldığı dozdaki düşüş ile radyoterapiye bağlı erken ve geç yan etkilerin azalmasıdır. Planlanan tedavinin aynı şekilde doğru olarak uygulanması tedavi başarısında esastır. Hedef ve RAO da olan hareketlilik bazen bu konuda zorluklar oluşturur. Ancak baş- boyun bölgesinde organ hareketleri sınırlıdır. Holow organlar yoktur, solunum hareketleriyle larenks organ yer değiştirmesi gözlenmez. Yutkunma sırasındaki değişiklikler sayılmaz ise önemli bir hareket gözlenmez. Set-up doğrulmasında önemli bir sorun yaratmaz. Bu da keskin doz düşüşüne sahip IMRT uygulamalarında önemli bir avantaj sağlar. Baş- boyun bölgesinde en sık görülen maligniteler nazofarenks, paranazal sinüsler, nazal kavite, oral kavite, orofarenks, hipofarenks ve kanserleridir. Bu tümörler medulla spinalis, beyin sapı, beyin, orbita, optik sinirler, tükrük bezleri, oral kavite, iç ve orta kulak, sağlıklı oral kavite mukozası, mandibula, temporomandibuler eklemin gibi risk altındaki organların yanında veya yakın. komşuluğunda yer alır. IMRT, RAO ın tolerans dozları içinde tutularak hedefte yeterli doz elde edilmesi önemli bir avantaj sağlamıştır IMRT uygulamalarında tedavi sırasında hedef ve OAR de olan değişikliklerin izlenmesi çok önemlidir. Bu hacim ve yer değişiklikleri tedavi planının değiştirilerek, adaptif tedavi uygulanmasını gerektirebilir. Bir çok çalışmada baş- boyun bölgesinde yer alan tümörlerde tedavi sırasında hedef ve OAR de önemli değişiklikler olduğu bildirilmiştir. Değişiklikler başlıca üç nedene bağlıdır: tümör hacminde büyüme- küçülme, hastanın mukozit ve tedaviye bağlı emezis nedeniyle yeterli beslenememesine bağlı kilo kaybı veya tükrük bezlerinde ödem. Hastaların tedavi boyunca hacimsel görüntüleme (CBCT) ile yakından izlenerek, yer değiştirme varsa doz planlarıyla değerlendirilerek gerektiğinde plan değiştirilmesi (adaptif radyoterapi) yapılmalıdır. Hacim değişiklikleri en çok nazofarenks, paranazal kanserlerde önemli target ve oar doz değişimine neden olur. Bu nedenle özellikle bu hasta grubunda haftalık CBCT alınarak doz dağılımının CBCT üzerinde değerlendirilmesi kritiktir. Bununla birlikte hipofarenks, larenks yada

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 oral kavite tümörlerinde de maruz kalınan dozda değişiklikler olabilir. Bazı durumlarda adaptif plan yapılmaz ise hedefte yeterli doz elde edilemeyebilir ve OAR başlangıçta tanımlanan doz sınırlamalarından daha yüksek doza maruz kalabilir. Baş-Boyun Kanserinde Adaptif Tedavide IGRT Tekniğinin Önemi Figen Mollaoğlu Anadolu Sağlık Merkezi Radyasyon Onkolojisi Baş-Boyun kanserli hastaların tedavisinde radyoterapi önemli rol oynar. Günümüzde IMRT (Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi), VMAT (Voulmetrik Radyoterapi) gibi gelişmiş radyoterapi teknikleri ile hedef hacimlerin çoğunlukla kompleks yapılı ve kritik organlara yakın olduğu baş-boyun kanserlerinde hedef hacimler istenilen yüksek dozla kapsanabilirken, kritik organ dozları tolerans değerlerinin çoğunlukla altında tutulabilir. Böylece potansiyel lokal kontrol oranı arttırılmış olur. Tedavinin başlangıcında alınan planlama tomografisi sonrasında 5-7 hafta boyunca süren radyoterapi süresünce hastaya bağlı ya da tedavi set-up kaynaklı değişimleri gözlemlemek IGRT (Görüntü Rehberli Radyoterapi) tekniği ile mümkündür. Lineer hızlandırıcılara entegre edilmiş kv kaynağı ve kolu ile, Elektronik Portal Device (EPİD) ile alınan kv-kv, MV-MV, kv-mv, MV Computed Tomografi (CT) ve Cone Beam Computed Tomograhpy (CBCT) gibi görüntüleme teknikleri kullanılarak tedavi sırasında veya tedavi boyunca alınan görüntüler ile hastaya bağlı ya da set-up farklılıklarından kaynaklı hatalar tespit edilir ve düzeltme yapılır. Böylece hedef hacimlerin ve kritik organların lokalizasyonu doğru bir şekilde tespit edilmiş olur. Tedavi doğruluğu ve doğruluğun sağlanması mümkün olur. Lineer hızlandırıcılara entegre CBCT görüntüleri ile fraksiyonlar arası kilo kaybı, tümör küçülmesi, büyümesi ya da rotasyon hatası kaynaklı anatomik değişimleri 3 Boyutta tomografik olarak tespit edilmiş olur. Hedef hacimlerde ve kritik organlarda olan bu değişimin IGRT ile belirlenmesi Adaptif Radyoterapiye olanak sağlar. Adapif Radyoterapi sonucunda anatomik değişimler dikkate alınarak yapılan replan sonunda hedef hacime istenen doz daha doğrulukla verilirken kritik organların koruması daha iyi yapılmış olur. Böylece lokal kontrol arttırılırken yan etki oranı azaltılmış olur. Adaptif radyoterapi uygulanacak hastaların daha önceden belirlenmesi ve klinik olanaklar dahilinde tedavi süresince alınacak CBCT anatomik değişimlerin belirlenmesi, tekrar konturlama ve tekrar planlama yapılması klinik olarak değerlendirilmelidir. Adaptif IMRT tedavi süresince anatomik değişimin sıklıkla gözlendiği baş-boyun hastalarında tedavi başarısını arttırırken yan etki oranı azaltılmış olur. Baş_Boyun Tümörlerinde Cyberknıfe Uygulamaları Kemal Erdoğan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkoljisi AD Cyberknife,tüm vücutta milimetreden daha hassas doğrulukta kanser tedavisi yapmak için tasarlanmış dünyadaki ilk ve

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 tek robotik radyocerrahi sistemidir. Bu sistem sayesinde radyasyon demetleri odak sal olarak kullanılarak, beyin ve vücuttaki kanserli bölgeler yüksek dozla tedavi edilebiliyor.aynı zamanda normal dokular, radyasyonun etkilerinden maksimum oranda korunabiliyor. Cyberknife Robotik Radyocerrahi -Benzeri görülmemiş hedefleme - Emsalsiz doz komformalitesi -IGRT tekniği ile sürekli hasta hareketi ve tümör takibi yapabilme-1200 den fazla değişik noktadan ışın gönderebilme - İzosentrik veya izosentrik olmayan tedavi -Solunum takip sistemi (synchorny)-dual x-ray kameralar yardımıyla 3 boyutlu - IGRT Robotik masa ile 6 boyutlu hareket özelliği HEDEF İZLEME TEKNİKLERİ 1) 6D Skull (kafatası izleme tekniği) 2) Solunum senkronizasyonu 3) X-sight spine ( omurga izleme tekniği) 4) X-sight lung (akciğer izleme tekniği) 5) Fiducial işaretleyici izleme tekniği Cyberknife ile baş-boyun bölgesinin tüm lezyonlarında, yerleşim ve büyüklük sınırlamaları olmaksızın kullanılabiliyor. Radyocerrahi olarak adlandırılan tek seanslık yüksek dozlu tedavilerin, özellikle zarar görmesi muhtemel riskli organlara yakın yada bitişik olan tümörlerde stereotaktik radyoterapi şeklinde güvenle kullanılabiliyor. Cyberkife beyinde; iyi ve kötü huylu beyin tümörleri, metastazlar, arteriovenöz malformasyonlar ve bazı hastalıkların tedavisinde de kullanılan bir cihaz. Göz çevresinde bulunan ve cerrahi olarak gözün alınması gerektiren tümörler ve çok hassas olan omurilik hastalıklarında tercih edilir. Baş-boyun tümörlerinde Cyberknife hedef izleme tekniklerinden 6d skull (kafatası izleme tekniği)ve x-sight spine (omurga izleme tekniği)kullanılmakta.6d Skull uygulama hastanın yüzüne termoplastik maske yerleştirilerek, hastaya cerrahi girişim yapılmadan uygulanıyor. Hasta tedavi sırasında 6 boyutlu olarak hareket edebilen robot kontrollü bir masada yatıyor. X-Ray kameralar yardımıyla anlık x-ışını görüntüleri, planlamadan gelen DRR görüntülerini karşılaştırılarak 3 doğrusal ve 3 acısal değerler vererek 0,5 mm altında hassasiyetle tedavi. X-sight spine tekniğinde kafatasını karşılaştırmak yerine omurga yapısı referans alınır. Cyberknife da X-ray kameralar yardımıyla 3 boyutlu IGRT ( görüntü kılavuzluğunda radyoterapi).igrt tekniği ile tedavi süresince hasta hareketi ve tümör takibi yapabilmektedir. Klasik radyoterapi ile tedavi edilemeyen, kompleks bir operasyon gerektiren veya operasyonu mümkün olmayan tümörlerin tedavisinde uygulanır. Güvenli ve milimetrik ışın tedavisi, hedef tümöre maksimum, çevre normal dokulara ise minimum doz. Meme Kanserinde Radyoterapi Teknikleri Prof Dr Ayşe Hiçsönmez AÜTF Rad Onk AD Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Uygulanacak tedavi hastalığın evresine, histopatolojik özelliklerine ve hastanın klinik durumuna göre seçilir. Radyoterapi, cerrahi ve sistemik tedavi ile

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 birlikte uygulanır. Radyoterapi ile lokal bölgesel kontrol artışı sağlanırken sağkalımda da iyileşme görülür. Meme koruyucu cerrahi sonrası ve lokal ileri hastalıkta radyoterapi standart tedavi şeklidir. Meme kanserli hastalarda beklenen sağkalımın uzun olması, radyoterapiye bağlı ciddi yan etkiler görülebilmesi ve kozmezisin önemli olması nedeniyle radyoterapi teknikleri ve uygulamaları önem kazanmaktadır. Hedef volüm erken evre meme kanserinde meme iken, lokal bölgesel evrede meme+göğüs duvarı+ bölgesel lenf nodları (supraklavikuler, aksiler, mammaria interna lenf nodları) dır. Planlamada lokal kontrol ve kozmezisi iyileştirmek için hedef volümdeki homojen doz dağılımının sağlanması ve riskli organ tolerans dozlarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla hastalar geçmişten günümüze ilerleyen tekniklerle tedavi edilmektedirler. Bu teknikler 2 boyutlu konvansiyonel radyoterapiden, 3 boyutlu konformal radyoterapiye (MLCçok yapraklı kolimatör), solunum kontrollü radyoterapiye, yoğunluk ayarlı radyoterapiye (YART) (statik-field and field veya dinamik) doğru geçiş göstermektedir. Işınlama tekniğinden bağımsız olarak hastaların tedavi öncesi immobilizasyonunu sağlamak, baş-boyun, omuz eklemi ve kol pozisyonunun sabit kalarak hergün tekrarlanabilir standart pozisyonun verilebilmesi için meme tahtası (board) ile hasta simülasyona hazırlanır. Konvansiyonel radyoterapide; konvansiyonel simülatörde hastaların kemik yapıları dikkate alınarak alanlar belirlenir. Meme veya göğüs duvarı wegde li veya wedge siz tanjansiyel alanlardan ve koltuk altı lenf nodları level 1-3 dahil edilerek alanlar belirlenir ve 2 boyutlu planlama yapılır. Konvansiyonel uygulamada meme ve göğüs duvarı değişik varyasyonlar gösterdiği için, hedef volüm hava ve vücut konturu arasında yerleştiği için ve lenf nod alan sınırlaması zolukları nedeniyle birçok güçlük ve belirsizlikler yaşanmaktadır. 3 boyutlu konformal radyoterapide hastaya simülasyon pozisyonunda BT (bilgisayarlı tomografi) çekilir. Her bir kesitte hedef volüm ve riskli organlar belirlenerek volümler tanımlanır. Genellikle çoklu alanlarla ve normal doku korunarak istenilen hedef volümde homojen doz dağılımı sağlanabilir. Daha dikkatli ve doğru planlamalar yapılabilir. Yoğunluk ayarlı radyoetrapi ile (YART) doz homojenitesi ve konformalitesinde artış sağlanırken, kritik organlarda da toleransın aşılmaması sağlanır. Her fraksiyonun doğru verildiğinin görüntülenmesi (IGRT) (port film, elektronik portal görüntüleme, kv görüntüleme, Cone beam CT) tedavi kalitesini artımaktadır. Yine solunum hareketine bağlı farksiyonlar arası değişiklik solunum ayarlı RT ile (Respiratory Gating solunum siklusunun belli bir fazında RT, Active Breathing Control-solunumun sabitlendiği, Deep Inspiration Breath Hold) kontrol altına alınabilmektedir. Gelişen teknikler ile amaç hedef volümde doz homojenitesi ve konformalitesini artımak, riskli organları korumakdır. Bunun için doğru planlama ile beraber titiz ve doğru uygulama çok önemlidir.

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 Radyoterapide Uygulamalar İntraoperatif Nazım Kılıç, Cafer Atar, Gülhan Güler, Bülent Küçükplakçı, Yıldız Güney Ankara Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Kliniği İntraoperatif Radyoterapi (IORT) Ameliyat sırasında Tümör yatağını ya da kalan tümörü doğrudan tedavi etmek için tek doz elektron kullanılarak yapılan bir tür kanser tedavisidir. IORT yöntemi geleneksel radyoterapi de olduğu gibi lineer hızlandırıcı ile yapılıyor. IORT de kulandığımız Mobetron marka mobil lineer akseleratör cihazı sadece elektron enerjisi üreten, çalışan personel açısından çok fazla koruma gerektirmeyen amaliyathane ortamında kullanılan bir cihazdır. Kliniğimizde tekniker gözüyle IORT uygulamalarını ve işleyişi sunulmuştur. İntraoperatif Radyoterapi yöntemiyle ameliyat sırasında yapılan tek doz uygulama ile bazı kanser türlerinde radyoterapi tamamlanabiliyor. Bu sayede hasta günlerce hastaneye gitmek durumunda kalmıyor. Ameliyatı gerçekleştiren cerrahi ekip ile birlikte radyasyon onkolojisi uzmanı medikal fizik mühendisi ve radyoterapi teknikeri de ameliyathanede hazır bulunuyor. Operasyonda tümör çıkarıldıktan sonra cihazdaki özel aplikatör tümörlü bölgeye yerleştiriliyor. Gerekli ölçümlerin ardından yüksek doz ışın sadece bu bölgeye veriliyor. Bu yöntemle en sık tedavi edilen kanserler başta meme olmak üzere mide, mesane ve pankreas kanserleridir. Diğer başka kanserlerde de az da olsa kullanılabilmektedir. Ancak her hasta için uygun değil. Yöntemin hangi hasta için uygun olduğuna doğrudan hasta ile ilgilenen radyasyon onkoloğu, cerrah ve pataloğun birlikte karar vermesi gerekiyor. Bu kararda hastanın yaşı, tümörün büyüklüğü ve tümörün diğer patolojik özellikleri belirleyici faktörlerdir. İntraoperatif Radyoterapi de Seçilmiş hastalarda 6-8 hafta sürecek olan tedavi süreci 2-3 dakika gibi kısa bir sürede sonlanıyor. Bu sayede hasta günlerce hastaneye gelip gitmek zorunda kalmıyor. Tedavi cerrahi operasyon sırasında tümörün çıkartıldığı bölgeye doğrudan uygulandığı için ışınlanan tümör yatağının tespiti daha doğru oluyor. Sağlam dokular rahatlıkla korunuyor. Hastanın uzun tedavi sürecinde oluşacak cilt reaksiyonları yan etkileri minimuma indirilmiş oluyor. Örneğin Meme hastalarında meme koruyucu cerrahi sayesinde meme estetiği rahat gerçekleşiyor ve çok daha mükemmel kozmetik sonuç elde edilebiliyor. Pediatrik Kanserlerde Radyoterapi Teknikleri Ayça İRİBAŞ İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Çocukluk çağı kanserleri erişkin yaş kanserlerinden farklılık göster mektedir ve çoğu embriyonal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinde uzun dönem sağ kalım oranları %80 lere ulaşırken tedaviye bağlı grade 3-4 morbidite riski artmaktadır. Ortopedik problemler RR % 54, sekonder malignensi % 14,8, kognitif bozukluklar %10,4 e ulaşmaktadır. Çocuklar RT ile indüklenen

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 tümörlere erişkinlerden daha duyarlıdır ve ikincil tümörlerin yüzde 65 i RT alanı içinde olmaktadır.gelişen radyoterapi teknikleri ile hedefe yüksek dozu verirken normal dokuyu korumak amaçlanmıştır. Çocuk hastaların set-up larında stabilizasyon erişkin hastalara kıyasla daha zordur.çoğu zaman anestezi altında simulasyon ve set-up uygulan ması gerekmektedir. 2 boyutlu konvansiyonel RT tekniği ile kemik yapılara göre,kare ve dikdörtgen alanlar ve üniform olmayan doz dağılımı kullanılırken,3 boyutlu konformal radyoterapide; bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler BT ve MR görüntüleme yöntemleri kullanılarak irregüler alanlarda üniform doz dağılımı sağlanmaktadır. YART ile üç boyutlu planlama sistemleri ile dinamik multilif kollimatör sistemli linear akseleratörlerin geliştirilmesi ile radyasyon yoğunluğunun değiştirilerek tümöral dokuya maksimum doz verilirken radyasyona duyarlı normal dokuları korumak mümkün olmaktadır.radyasyon yoğunluğu demet boyunca değiştirilmekte ve bu amaçla inverse planlama(ters planlama) algoritmalarından yaralanılmaktadır. Çok sayıda tedavi sahası kullanımı düşük doz alan doku hacmini arttırırken monitor unit artışı ise toplam vücut dozunu 3-B konformal tedaviye göre arttırmaktadır. Çocuk hastalarda YART standart tedavi değildir; ikincil malignite riski nedeniyle seçilmiş hastalara uygulanmalıdır. TOMOTERAPİ ve VMAT ile YART ve görüntü kılavuzluğunda radyoterapi kullanılarak daha az PTV marjı ile alan çakıştırma problemi olmadan vertebralarda uniform doz dağılımı sağlanılır. STEREOTAKTİK RADYOTERAPİ bir çok farklı açıdan aynı merkeze yönelen ışın demetleri prensibine dayanmaktadır. Hedef hacimde yüksek doz hedef dışı normal dokuda hızlı doz düşüşü sağlanmaktadır. RT sonrası nüks olan, rezeke edilemeyen kritik organa komşu rezidü tümörlerde kullanılmaktadır. Uzun tedavi süresi immobilizasyon zorluğuna ve anestezi süresinin uzamasına sebep olmakta; hipofraksiyine tedavinin normal biyolojik dokulara etkisi bilinmemektedir. PROTON ile yüksek doz; tedavinin belirlenen hedef hacimle sınırlanırken düşük giriş ve çıkış dozları olması pediatrik tümörlerin tedavisinde avantajlı görülmekle beraber uzun dönem takiplerine gereksinim vardır. Sonuç olarak pediatrik olgularda 3-B konformal RT standarttır. Yeni teknolojiler kullanılırken dikkatlice karar verilmelidir. Yeni teknolojiler için uzun izlem sürelerine gereksinim vardır. Pelvis Bölgesi-Radyoterapiye Bağlı Yan Etkiler Dr.Selvi DİNÇER Okmeydanı Eğit. Araşt. Hast. Onkoloji Kliniği Pelvis bölgesinden köken alan kanserler tüm kanserlerin % 1 idir.konvansiyonel yöntemlerle uygulanan radyoterapiye bağlı ciddi yan etkiler,radyoterapi alanındaki teknolojik gelişmelere parelel olarak oldukça azalmıştır.pelvis bölgesinde en çok görülen kanserler ;prostat,serviks,mesane uterus ve rektumla ilgili olup,bunların %50 sine radyoterapi uygulanmaktadır ve

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 tedaviye bağlı yan etkiler sağkalım süreleri uzadıkça daha da önem kazanmaktadır. Pelvik radyoterapiye bağlı komplikasyonlar radyoterapi uygulanan alana,tedavi süresine, uygulanan fraksiyona,radyasyon enerjisine,toplam doz ve kullanılan tekniğe bağlıdır. Tedavi sırasında görülen akut yan etkiler diyare, ince barsak hareketlerinin artması, sık dışkılama ve abdominal kramplardır.bu yan etkiler sıklıkla gecicidir ve radyoterapinin tamamlanmasından birkaç hafta sonra iyileşir.akut yan etkiler aktif bölünen hücrelerin durdurulmasına bağlıdır.ince barsakta mukozal hücrelerin kaybı yağ,karbonhidrat,protein ve safra tuzlarının emiliminin bozulmasına sebep olur.tedavi sırasında yapılan incelemelerde sıklıkla iltihaplı,ödemli ve kırılgan bir mukozaya rastlanır.barsak mukozası radyoterapiyi takiben 1-3 ay içinde iyileşir.ince barsakla ilgili yan etkiler RT alanının içindeki barsak hacmi ile de ilişkilidir(1). Eksternal radyoterapi esnasında çeşitli derecelerde üriner yan etkiler de görülür.sistit ve üretrite bağlı sık idrara gitme, acil işeme ihtiyacı,idrar akım gücü azlığı ve ağrılı idrar yapma şeklindedir.bu belirtiler de tedavi bitiminden itibaren 2-4 hafta içinde düzelir.gec yan etkiler nadirdir, fakat sistit,hematüri,üretral yapışıklık ve / veya mesane kontraktürü görülebilir. Tedaviye bağlı akut semptomların varlığı, gec yan etkiler için en önemli risk faktörüdür(2). Radyoterapiyi takiben 6-18 ayda meydana gelir, geç yan etkiler daha az görülür fakat daha ciddidir.inatçı diyare, perine ve skrotumda hassasiyet,proktit,anastomoz hattında darlık,ince barsak obstrüksüyonu, yara iyileşmesinde gecikme,üriner inkontinans ve mesane atrofisi görülebilir.patofizyolojisinde damar ve destek dokuların hasarı yer alır. Pelvik radyoterapiyi takiben kemik fraktürleri nadirdir(3). Testislerin alan içi veya alana yakın olması durumunda testesteron seviyesi düşer. Seksüel disfonksiyon eksternal pelvik radyoterapi sonrası 1-2 yıl içinde görülebilir(4). İkincil kanserler açısından bakıldığında 10-15 yıl gibi uzun sağkalım süreleri,erken evrede tanı konulması,tedavilerin daha etkin hale gelmesi ve beklenen yaşam süresinin uzaması riski artırır(5).doz yükseltme çalışmaları sonrasında normal doku toksisite riski arttığı için IMRT gibi yeni tedavi teknikleri daha da önem kazanmıştır.imrt normal dokulardaki dozu düşürürken tümörde konformal bir doz dağılımı sağlar.bu da kliniğe yan etkilerin azalması şeklinde yansır.ortalama 10 yıllık takip sonrasında gastrointestinal yan etkiler üç boyutlu konformal radyoterapi ile % 13 iken IMRT ile % 5 e kadar düşmüştür(6). 1.Jereczek-Fossa BA, Badzio A, Jassem J: Factors determining acute normal tissue reactions during postoperative radiotherapy in endometrial cancer. Analysis of 317 consecutive cases. Radiother Oncol 2003; 68:33-39. 2.Creutzberg CL, van Putten WL, Koper PC, et al: The morbidity of treatment for patients with stage I endometrial cancer. Results from a randomized trial. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2001; 51:1246-1255 3.Tai P, Hammond A, Dyk JV, et al: Pelvic fractures following irradiation of endometrial and vaginal cancers a case

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 series and review of literature. Radiother Oncol 2000; 56:23-28. 4.Yoon FH, Perera F, Fisher B, et al: Alterations in hormone levels after adjuvant chemoradiation in male rectal cancer patients. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2009; 74:1186-1190. 5.Brenner DJ, et al: Second malignancies in prostate carcinoma patients after radiotherapy compared with surgery. Cancer 2000; 88:398-406 6.Zelefsky MJ, et al: Incidence of late rectal and urinary toxicities after threedimensional conformal radiotherapy and intensity-modulated radiotherapy for localized prostate cancer. Int J Radiat Oncol Biol Phys 2008; 70:1124-1129 Baş-Boyun Kanserlerinde Radyoterapiye Bağlı Yan Etkiler Banu Atalar Özel Acıbadem Maslak Hastanesi Radyasyon onkolojisi bölümü Baş boyun kanserlerinde radyoterapi hem cerrahi ile eşit sonuçlar vermesi hem de pekçok fonksiyonal ve duysal organ koruyucu tedavilere imkan verebilmesi açısından çok önemlidir. Bu bölgedeki kanserler başlıca konuşma, yutkunma, beslenme, nefes alma, tad alma, çiğneme, görme ve duymada bozulma gibi hayat kalitesininde ciddi kötüleşmeye sebep olabilecek belirtiler verebilirler. Ne yazık ki aynı şekilde tedavilere bağlı yan etkilerde belirtilen fonksiyonları akut veya kronik olarak etkileyebilirler. Ayrıca hastalığın ve uygulanan tedavilerin yol açtığı kozmetik ve fonksiyonel sorunlar önemli psikolojik etkilere sebep olabilirler. Erken evre baş boyun kanserlerinde tedavi oranının %90 lara ulaştığı düşünülürse özellikle geç yan etkilerin önemi daha da artmaktadır. Baş-boyun bölgesine ait başlıca erken yan etkiler; -Cilt toksisitesi: %80-90 olasılıkla görülür, sıklıkla hiperpigmentasyon, eritem, ödem ve kuru soyulma şeklindedir. Bunların %10-15 i ıslak soyulma ile sonuçlanır. Geçirilmiş operasyon, eşzamanlı kemoterapi, kıyafetlerin sürtünmesi, sigara kullanımı ve kötü beslenme cilt reaksiyonlarını artırır. -Mukozit: En sık görülen yan etkidir. Yüksek doz ve eşzamanlı kemoterapi ile şiddeti artar. Ağrılıdır ve enfeksiyonlar oluşabilir. -Ağız kuruluğu: Tükrük salgısı radyoterapinin ilk haftalarında %50-60 azalır. Tükrük salgısının büyük kısmı parotis bezinden kaynaklanır ve bu bölgenin RT alanında olması (>25 Gy) kalıcı ağız kuruluğuna yol açabilir. -Kilo kaybı: Ağız kuruluğu ve ağrılı mukozitler yada tümörün yerleşim yeri nedeniyle oluşabilecek fonksiyonel bir bozukluk nedeniyle ciddi kilo kaybı olabilir. Böyle hastalarda mutlaka enteral veya parenteral beslenme desteği sağlanmalıdır. Baş-boyun radyoterapisine bağlı başlıca geç yan etkiler; -Ciltte fibrozis, kıkırdak veya cilt nekrozu -Ağız kuruluğu -Ağız ve diş sağlığında bozulma -Ses kısıklığı veya ses kalitesinde değişme -Yutma ve çiğneme bozukluğu -Tiroid fonksiyon bozuklukları Yan etkileri en aza indirmek için; 1.3 boyutlu konformal veya yoğunluk ayarlı

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 RT teknikleri ile normal doku tolerans dozlarına uygun bir planlama yapmak ve görüntü rehberliğinde tedavi doğrulaması yapmak 2.Amifostin gibi tükrük bezi koruyucu ajanları kullanmak 3.Özellikle tedavi sırasında hastanın alkol veya sigara kullanımının önlenmesi 4.Hastanın sekonder enfeksiyonlardan korunması 5.Ağız ve diş bakımı gereklidir. Meme Ve Akciğer Kanseri Radyoterapisine Bağlı Gelişen Yan Etkiler Dr. Şefika Arzu ERGEN Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Radyoterapi hem akciğer kanserinde hem de meme kanserinde oldukça sık kullanılan bir tedavi modalitesidir. Akciğer kanserinde ışınlanan alan toraks bölgesidir. Radyoterapi sırasında komşuluk nedeni ile radyasyona hassas organlar cilt, akciğerler, özafagus, spinal kord, kalp ve ana damarlar, brakial pleksus,tiroid ve meme dokusudur. Akciğer ışınlamalarında gelişen erken yan etkiler cilt reaksiyonları, ösafajit ve radyasyon pnömonisi; geç yan etkiler ise akciğer fibrozisi, özafagus striktürü / perforasyonu, myelit, brakiyal pleksopati, kardiak sekeller (radyasyon perikarditi), kosta kırıkları olarak görülebilir. Aynı şekilde meme kanserinde de ışınlama alanı göğüs duvarı veya meme dokusu ve aksilla, supraklavikuler bölge gibi periferik lenfatiklerdir. Risk altındaki organlar ise akciğerler, kalp ve ana damarlar, cilt, brakial pleksus, tiroid ve karşı meme dokusudur. Meme kanserinde görülen erken yan etkiler ise cilt reaksiyonları, radyasyon pnömonisi ve supraklavikuler bölge ışınlamalarında özafajit iken, geç yan etki olarak yine akciğer fibrozisi, brakiyal pleksopati, kardiak sekeller, lenfödem, ciltte fibrozis ve ikincil kanserler görülebilir. 1-Radyasyon pnömonisi Radyoterapi sonrası genellikle 1-3 ay içinde ateş, nefes darlığı ve kuru öksürük ile görülen bir tablodur. Göğüs duvarına veya toraks bölgesine radyoterapi uygulanan olgularda %5-20 oranında görülür. Radyasyonun dokulardaki hasarına enflamasyon eşlik eder ve üzerine bakteriyel enfeksiyon da eklenebilir. Tedavide kortikosteroidler (ve antibiyotik) kullanılır. Geç dönemde fibrozis gelişebilir. Kronik tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH) benzeri bir tablo yapabilir. Akciğer fonksiyon testlerinde bozulma görülebilir. 2-Özafajit: Alan içinde kalan özafagusun hasarı ve buna bağlı enflamasyonu sonucunda oluşur. Akut özafajit genellikle tedavinin 2-3. haftasında başlar. Hastada yutma güçlüğü (disfaji) ve ağrılı yutma (odinofaji) görülür. Tablo ilerledikçe yutmadan bağımsız, sürekli bir ağrı (retrosternal) gelişir. Beslenme bozukluğuna, kilo kaybına ve hastanın tedaviye uyumunun bozulmasına neden olur. Akut özafajit semptomları sıklıkla tedavi bitimi sonrasında 1-6 hafta daha sürebilir.

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 :Geç dönemde özafajit ise 3-8 aya kadar uzayabilir. Eşzamanlı kemoradyoterapi veya akselere radyoterapi uygulamalarında daha sık ve daha ciddi özafajit gelişebilir. Tadavide yumuşak diet, topikal analjezikler; gerekirse intravenöz hidrasyon, paranteral nutrisyon ve sistemik narkotik analjezikler de kullanılabilir. 3-Cilt reaksiyonları: Meme kanseri nedeni ile radyoterapi uygulanan hastalarda en sık (%10-15) görülen yan etki cilt reaksiyonlarıdır. Ciltte ilk 2 hafta sürecinde önce kızarıklık gelişir, beraberinde yanma ve batma olabilir. Sonrasında genellikle 3.- 4. haftada kuruluk ve peeling (soyulma) görülebilir ve kaşıntı yapabilir. Daha sonra radyasyonun etkisi sonucunda hücrelerde pigment üretiminin artması ile ciltte koyulaşma olabilir. Tedavinin sonlarına doğru özellikle aksilla, meme altı sulkusu gibi cildin katlantı yaptığı bölgelerde yaş deskuamasyon (ıslak soyulma) gelişebilir. Cildin bu dönemde irritasyondan uzak ve temiz tutulması önemlidir. Geç dönemde ise ciltte fibrozis, atrofi, telenjiektazi, nekroz gibi tablolar gelişebilir 4-Kardiak komplikasyonlar: Radyoterapi kalpte hem akut, hem de geç dönemde hasar oluşturabilir. Akut ve subakut dönemde perikardit daha sık görülürken, geç dönemde koroner arter hastalığı, myokard enfarktüsü, kapak hastalıkları, kardiomyopati gelişebilir. 5-Lenfödem ve brakiyal pleksopati : Kol ödemi (lenfödem) fizyolojik ve fonksiyonel bir morbiditedir. Cerrahi (aksiller diseksiyon) ve aksiller bölgeye radyoterapi uygulanmasına bağlı olarak görülme sıklığı %5-25 arasında değişir. Erken dönemde fark edilip tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Özel egzersizler ve basınçlı bandajla tedavi yapılabilir. Brakiyal pleksopati ağrı, duyu kaybı (hipoestezi, parestezi) ve motor kayıp (güç kaybı) ile ortaya çıkan bir tablodur. Brakiyal pleksusun yüksek doz (> 50 Gy) aldığı durumlarda izlenebilir. Toplam doz/günlük radyoterapi dozu ve kemoterapi kullanımı oluşmasını etkileyen risk faktörleridir. 6-İkincil kanserler: Nadir olmakla birlikte radyoterapi uygulanan meme kanserli hastalarda zaman içerisinde saçılan doza bağlı karşı memede yeni kanser oluşumu veya ışınlama alanı içinde yumuşak doku sarkomları ya da anjiosarkom gelişebilir. Yine komşuluk sebebi ile özafagus kanseri veya aynı tarafta akciğer kanseri gelişebilir. Günümüzde radyoterapi cihazlarında ve tekniklerindeki gelişmelere paralel olarak normal dokular 3 boyutlu konformal radyoterapi yöntemleri ile daha iyi tanımlanmakta ve IMRT-IGRT-RPM gibi tekniklerle riskli organlar daha iyi korunabilmektedir. Böylece her bir organın aldığı dozlar bilinmekte ve tolerans dozlarını aşmamasına özen gösterilmektedir. Bu sayede artık görülen erken ve geç yan etkilerin sıklığı ve şiddeti de daha az olmaktadır. KAYNAKLAR: 1-Dörr W. Pathogenesis of normal tissue side-effects In: Joiner M, Van der Kogel A editors. Basic Clinical Radiobiology.4th eds. Edward Arnold; 2009, p169-190 2- Abram Recht Breast cancer: stage T1-and T2 In: Gunderson LL. and Tepper JE editors Clinical Radiation Oncology. Second edition Elsevier

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 Churchill Livingstone. 2007, p937- p1489 3-Dinçbaş FÖ. Radyasyonun erken ve geç yan etkileri Radyasyon Onkolojisinde Temel Yaklaşımlar.2012 ;p17-27 4-Constine LS, Milano MT, Friedman D et al. Late effects of cancer treatment on normal tissues. In: Halperin EC. Perez CA, Brady LW (eds.) Perez and Brady s Principles and Practise of Radiation Oncology.5th ed. Philadelphia. Pa: Lippincott Williams & Wilkins; 2008:320-355. 5-Atasoy BM. Radyasyona bağlı normal doku hasarı ve klinik bulgular In: Çetingöz R et al.(eds) Temel ve Klinik Radyoterapi.TROD yayınları.2013;p31-37 RADYASYON KAZALARI Öğr.Gör. Şule PARLAR Trakya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Radyasyon kazası, bir radyasyon kaynağından veya iyonizan radyasyonlarla yapılan bir uygulama sırasında meydana gelen ve sonucunda insanların veya malzemenin ışınlanmasına, zarar görmesine neden olan, beklenmeyen veya istenmeyen olaydır. Bu kaza nükleer tesiste, özellikle de bir nükleer reaktörde gerçekleşirse nükleer kaza olarak isimlendirilir. Radyolojik kaza ise kapalı veya açık bir radyasyon kaynağından, çevreye ve insanlara iyonizan radyasyonun veya radyoaktif materyalin kontrolsüz şekilde salınması olarak tanımlanır. Radyasyon kazalarının tesisler açısından dağılımı incelendiğinde kazalar %48 endüstriyel alanlarda, %9 medikal alanda, %4 ışınlama tesislerinde, %5 enerji amaçlı kullanım alanlarında, %1 askeri tesislerde, %1 atık tesislerinde olurken %32 diğer alanlarda oluşmaktadır. Tıbbi kazalarda radyoterapi uygulamaları %70 ile bu olayların başında gelmektedir. İkinci sırada ise sterilizasyon amaçlı ışınlamalar (%15) ve girişimsel radyoterapi ve nükleer tıp kazaları sırasıyla izlenmektedir. Radyoterapide tedavi sürecinin başından planlanan tedavinin uygulanmasına kadar son yıllarda meydana gelen teknolojik gelişmeler ile birlikte bir çok değişimler meydana gelmiştir. Komplike hale gelen tedavi cihazları, üç boyutlu bilgisayarlı planlama sistemleri, çok yapraklı kolimatörler ve tüm bu cihazlara veri sağlayan yazılımlar nedeni ile cihaz kalite kontrol süreçleri son derece kapsamlı hale gelmiş, ayrıca gelişmiş tedavi teknikleri de her hasta planı için ayrı ayrı dozimetrik kontrolü zorunlu hale getirmiştir. Birçok uluslar arası kuruluş radyoterapide meydana gelen kazalar ve kaza ihtimalleri konusunda farklı raporlar yayınlamışlardır. Yapılan araştırmalara göre 1976 ile 2007 yılları arasında radyoterapide meydana gelen kazalar nedeni ile 3125 hasta etkilenmiş, bu hastaların yaklaşık %1 inde (n=38) yüksek radyasyon dozu nedeni ile ölüm bildirilmiştir. Ayrıca 1992 ve 2007 yılları arasında 4500 den fazla (n=4616) kaza ihtimali meydana geldiği de literatürlerde bildirilmiştir. Kazaların oluş nedenleri incelendiğinde ise meydana gelen hataların çoğunlukla personelin eğitim ve deneyim eksikliği nedeni ile meydana geldiği bunun yanı sıra ulusal/uluslararası protokollerin

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 uygulanmamasından görülmektedir. kaynaklandığı Gelişen teknoloji ile yeni sistemlerin radyoterapi sürecine dahil olması ile birçok planlama işleminin yazılımlar ile yapılması ve yazılımlara duyulan güvenin kontrol eksikliğini arttıran nedenlerden bir diğeri olduğu görülmektedir. Söz konusu gelişmiş cihazlar için gerekli dokümantasyonların olmayışı veya eksik oluşu da radyoterapide kaza ihtimallerini arttıran sebeplerden biridir. Radyoterapi süreci boyunca tedavi uygulanan tüm hastalarda amaç her zaman maksimum tümör kontrolü sağlarken minimum yan etki ve komplikasyon ihtimali elde edebilmektir. Bunun en iyi şekilde elde edilebilmesi için görevli farklı disiplinlerdeki tüm radyoterapi ekibinin hem kendilerini hem de hastaları istenmeyen ışınlamalardan korumaları için sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekliliği kaçınılmazdır. İstenmeyen radyoterapi dozlarının beklenenin üzerinde reaksiyonlara yol açığı, daha düşük dozların ise tümör tümör cevap ihtimalini düşürdüğü unutulmamalıdır. Radyoterapi ünitelerinde görevli her seviyedeki personelin tanı ve tedavi planlaması kadar, radyoterapinin uygulanmasında yapılabilecek hataları azaltma yönünde de sürekli eğitim içinde olmaları sağlanmalıdır. Kalite güvenliği programlarının oluşturulması, ulusal ve uluslararası düzenlemelere uyulması meydana gelebilecek kazaları minimuma indirecektir. Kaynaklar: 1.Radiation Accidents Over the Last 60 Years, Jean-Claude N enot, J. Radiol. Prot. 29, 2009, 301 320. 2.Towards Safer Radiotherapy, The Royal College of Radiologists, 2008. 3.Radiotherapy Risk Profile, World Health Organization 2008. Radyoterapide Korunma Radyasyondan Evren Ozan Göksel Özel Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Uluslararası radyasyondan korunma komisyonu (ICRP) doz limitlerini mesleki nedenlerle ışınlanan kişiler ve halk için olmak üzere iki ayrı grupta bildirmiştir. Çalışanların alacağı doz 5 yıllık bir periyot boyunca yılda 20 msv ile sınırlanmıştır. Bunun dışında bir yılda efektif dozun 50 msv i geçmemesi gerektiği özel bir koşul olarak belirtilmiştir. Hamile çalışanların hamilelik süresince fetusun aldığı doz kesin bir doğrulukla hesaplanmalıdır. Hamileliğini beyan ettikten sonra, hamileliğin kalan süresi boyunca fetusun alacağı doz 1mSv i geçmemelidir. Yaşı 16-18 aralığında olan mesleki eğitimleri gereği radyasyon alanında bulunması gereken öğrenci veya stajyerlerin aldıkları dozlar kontrol altında tutulmalıdır. Bu kişiler için maksimum doz yılda 6 msv i aşmamalıdır. 18 yaşından küçükler radyasyon alanlarında çalıştırılamaz. Eksternal radyoterapide radyasyondan korunmada radyoloji bölümlerinde kullanılan kurşun önlük, kurşun camlı gözlük gibi personel dozu azaltma gereçleri kullanılmaz. Radyoterapi bölümlerinde, radyasyon yayan yüksek enerjili tedavi

1.Radyoterapi Teknikerleri Derneği Kongresi-2013 11-05-2013 cihazlarının konulacağı odaların proje sırasında cihaza uygun şekilde zırhlanması personel dozunun düşürülmesini sağlar Kurallara uygun olarak çalışıldığı takdirde, radyoterapi bölümlerinde uygulanan dozlar radyoloji bölümlerinde uygulanandan daha yüksek olsa da personel dozu oldukça düşük seviyelerdedir. Günümüzde daha yaygın kullanılan Lineer hızlandırıcılar radyasyon açısından, radyoaktif kaynak içeren cihazlara göre daha güvenlidir. Radyoaktif kaynak içeren cihazlarla çalışanlar mutlaka kullandıkları cihazın acil durum planını öğrenmeli ve kaza olasılıklarına karşı tatbikat yapmalıdırlar. Bu cihazlarda kaynağın açık kalması gibi hem hastayı hem de teknikeri etkileyecek ve yüksek doza maruz kalmalarına neden olacak kazaların olma olasılığı vardır. Lineer hızlandırıcılarda ise hastaların yüksek doza maruz kalmasına neden olacak kazaların olma olasılığı teknikerlere göre daha yüksektir. Lineer hızlandırıcılarda çalışan teknikerlerin düşük radyasyon dozlarında oluşabilecek stokastik etkilere maruz kalma olasılıkları daha yüksektir. IMRT-VMAT, SRS-SBRT gibi tedavilerde sınırlı bölgelere yüksek dozlar verildiği unutulmamalı ve hastaların radyasyondan korunması açısından en yüksek dikkat gösterilmelidir. Teknikerler bu tekniklerde kullanılan dozlara, enerjilere, monitor unit değerlerine, tekniğe özel sabitleme gereçlerine, MLC hareketlerine ve kullandıkları cihaza aşina olmalı en küçük tereddütünde tedaviye başlamadan önce sorumlu fizikçi ve hekim ile iletişime geçmelidir. Hastaların radyasyondan korunması, onların uygun şekilde tedavi edilmesi ile gerçekleşir. Hastaların sadece yükek doza maruz kalmaları değil, tedavi dozundan düşük doz almaları da kabul edilemez. Tedavi kalitesini attırmak için en iyi tedavi planının yapılması yeterli değildir. Bu tedavi planlarının hastaya uygulanması ancak iyi eğitimli teknikerlerle sağlanabilir. Bu nedenle teknikerlerin görev ve sorumlulukları çok fazladır. Doğru bir tedavinin temel şartı tedavi cihazlarının düzgün çalışmasıdır. Hasta tedavileri yapılmadan önce, radyoterapi cihazlarının tüm periyodik kalite kontrol testlerinin (günlük, haftalık, aylık, üç aylık, yıllık, vs.) yapıldığından emin olunmalıdır.

SÖZLÜ BİLDİRİ

D.E.Ü.T.F. Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı Çalışan İş Doyumu Ve Memnuniyet Araştırması İdil Akman, Semra yakan, Yüksel Özmen, Fadime Akman 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi A.D. Amaç: D.E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı Çalışan Sağlığı ve Memnuniyeti Grubu tarafından gerçekleştirilen bu araştırmada; çalışanların iş doyumu ve memnuniyeti hakkındaki durumunun saptanması, görüşleri doğrultusunda gerekli düzenleme olanaklarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç/Yöntem: Araştırmada motivasyon teorilerinden biri olan psikolog Abraham Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı ndan faydalanılmıştır. Bu kurama ilişkin olarak personel motivasyonu beş temel özellik kapsamında değerlendirilmiştir. Fizyolojik İhtiyaçlar, Güvenlik İhtiyacı, Sosyal İhtiyaçlar, Saygı İhtiyacı, Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı. Araştırmada ihtiyaçlara yönelik hazırlanan önermelerin personel tarafından 1-5 arasında değerlendirilmesi istenmiştir. Buna göre; 1-kesinlikle katılmıyorum, 2-katılmıyorum, 3-kararsızım, 4- katılıyorum, 5-kesinlikle katılıyorum ifadesini temsil etmektedir. Fizyolojik ihtiyaçlar, personelin çalışma ortamı koşullarına uyarlanarak çalışılan mekanın fiziksel özellikleri olarak değerlendirilmiştir. Güvenlik ihtiyacı ise, güvencesi olan bir iş hayatı, maaş, sigorta primleri ve iş ortamındaki güvenlik şartlarının gerçekleştirilmesi gibi beklentilerden oluşan koşullara göre değerlendirilmiştir. Çalışma 2012 Temmuz ve Ağustos ayları arasında yürütülmüştür.toplamda 33 personeli kapsayan anket sonuçlarının değerlendirilmesi de anketi hazırlayan sosyolog tarafından gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Çalışılan mekanın fiziksel özellikleri olarak, personel genel olarak çalışılan binanın yapısı, donanımı ve kaynak konularında memnun olmadığını ifade etmiştir (%53). Güvenlik ihtiyaçlarından biri olarak, personelin yaklaşık yarısı aldığı maaşın hak ettiği kadar olmadığını düşünmektedir. Performansa dayalı ek ödemelerin de hak edilen kadar olmadığı personelin %80 i tarafından ifade edilmiştir. Yine büyük bir çoğunluk (%78) izin alırken ücret kesintisi endişesi duymaktadır. Sosyal ihtiyaçlar konusunda personel ekip içi yardımlaşma ve dayanışmadan memnundur (%84). Personelin çoğunluğu kurumsal kültürün amaç ve hedeflerine inandıklarını ve paylaştıklarını ifade etmişlerdir (%63). Saygı ihtiyacı bakımından personelin %76 sı meslektaşları tarafından, %73 ü yöneticiler tarafından takdir gördüklerini de ifade etmişlerdir. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı ile ilişkili olarak, bilgiye erişim konusunda, personelin % 70 i yeni uygulamalar konusunda bilgilendirildiğini ve yaptığı işten doyum aldığını ifade etmiştir. Sonuç: Memnuniyet ve iş doyumu ile ilgili sonuçların olumlu anlamda yüksek olmasında; sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasının, saygı ve takdir görme ihtiyacının karşılanmasının pozitif etkisi olduğu görülmüştür. Fiziksel mekana ve güvenlik ihtiyacına ilişkin sonuçlar ise bu konuda ki ihtiyaçların yeterince giderilemediğini ortaya koymaktadır. Yine değerlendirmeler sonucu personelin güvenlik ihtiyacının da yeterince giderilemediği saptanmıştır. İş doyumu ve memnuniyeti araştırması sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda saptanan sorunların çözümlenebilir olanları ile ilgili girişimlerde bulunulmuştur. Çalışılan mekanın fiziksel özellikleri ile ilgili alt yapı yenilenmesi ve şartların düzenlenmesi için gerekli görüşmelerin başlatılması kararı alınmıştır.

D.E.Ü.T.F Radyasyon Onkolojisi Kliniğinde Radyasyonla Çalışan Personelin Sağlık Taraması Ve Çalışma Ortamın Analizi Yüksel Özmen, Semra Yakan, Alp Ergör, Özay Işık, Sabriye Özcan, Candan Kıyman, Gül Algüller, Sevinç Uz, Fadime Akman 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi A.D. Amaç: Sağlık iş kolunda radyasyonla çalışanların rutin kontrollerinin yapılması ve kayıt altında tutulması, ulusal, yasal düzenlemelerimizde zorunlu kılınmıştır. Bu çalışma ile D.E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı çalışanlarının sağlık takiplerinin yapılması, çalışma ortamı analizlerinin değerlendirilmesi ve kayıt altında tutulması amaçlanmıştır. Materyal-Metod: 2012 Haziran ayında radyasyon onkolojisi klinik çalışanları, hastane bünyesinde görev yapan D.E.Ü. Çalışan Sağlığı Birimine başvurmuşlardır. Bu amaçla tüm personeli kapsayan yarı nicel ve nitel yöntemleri içeren risk değerlendirme çalışmaları (fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik riskler) ve biyolojik izlemlerini kapsayan çalışma başlatılmıştır. Çalışan sağlığı ekibi tarafından kliniğimizde 2 hafta süresince ölçüm ve değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışanlara ait genel ve mesleki bilgiler, alışkanlıklar, kronik hastalıklar, aile ve iş kazasına ait öyküler, iş doyumu, stres ve radyasyona maruziyet anketleri, bireyin yakınmaları, laboratuvar izlem notları toplanarak değerlendirilmiş ve genel muayeneleri yapılmıştır. Psikososyal riskler, ergonomik riskler, kazalar, kimyasal ve biyolojik riskler açısından değerlendirmeler yapılmıştır. Fiziki alt yapıya bağlı oluşan riskler de araştırmaya dahil edilmiştir. Bulgular: Kliniğimizde; 16 teknisyen/tekniker, 2 hemşire, 8 öğretim üyesi/görevlisi, 8 doktor, 3 sağlık fizikçisi, 9 idari ve yardımcı personel, 1 bilgi işlem personeli olmak üzere toplam 47 çalışan bulunmaktadır. Anamlez ve fizik muayene ile çalışanların; %59 unun kas iskelet sistemine, %13 ünün de tiroide ilişkin patolojisi olduğu saptanmıştır. Laboratuvar bulgularında ise çalışanların %5 inde karaciğer enzim (SGOT, SGPT) yüksekliği, %20 sinde anemi saptanmıştır. Çalışanların; %28 inin cihazlarla alakalı (aksesuar vb.) sıkışma kazaları yaşadığı, %10 unun ise geçmişte kullanılan Co60 cihazında kaynak takılma problemi yaşadığı saptanmıştır. BT ünitesi ve tedavi odalarının iyonizan radyasyon, noniyonizan radyasyon (EMA), elektrik kazası gibi riskler, kimyasal riskler (kurşun alaşımlı bloklarla elle temas), biyolojik riskler (vücut sıvıları ile karşılaşma), ergonomik riskler (ağır kaldırma, ayakta çalışma, uygun olmayan postur) açısından değerlendirildiğinde yüksek riskli olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Yapılan bu çalışmada, kas iskelet sistemi ve tiroit hastalıklarına ilişkin patolojik bulgular saptanmıştır. Çalışılan cihazlarla alakalı tespit edilmiş olan kazalar ve bunların azaltılmasına yönelik fiziki alt yapı ve donanımın yenilenmesi, eğitime ağırlık verilmesi gibi önlemler alınması planlanmıştır. Benzer çalışmaların rutin olarak yurt genelinde yapılması, kayıt altına alınması ve çıkan sonuçlar çerçevesinde ileriye yönelik veri tabanı oluşturulmasının, çalışan sağlığının ve çalışma ortamının iyileştirilmesinde önemli rolü olacağı kanısına varılmıştır. Anahtar Kelime: Çalışan sağlığı ortam analizi

Konturlama Teknikleri Ve Önemi Nergiz Yüksel, Sibel Tuncer, Şeyma Duman Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D. Amaç: Radyoterapide amaç; hedef tümör volümüne yüksek doz verilirken, çevre normal doku ve kritik yapıları korumaktır. Normal doku hasarını en aza indirmek ve yan etkileri azaltmak amacıyla, konturlama büyük önem taşır. Radyoterapinin başarısı konturlama başarısı ile doğru orantılıdır. Kliniğimizde konturlama, radyoterapi teknikerleri; Gtv (Gross Tumor Volume), Ctv (Clinical Target Volume) ve Ptv (Planning Target Volüme) gibi tümör volümü ve planlanan tedavi konturları ise radyasyon onkologları tarafından çizilmektedir. Amaç; normal doku ve kritik organların tolerans dozları aşmaması için doğru, hızlı ve güvenilir konturlama yapılmasıdır. Yaptığımız bu çalışmada; konturlamanın amaç, tekniği ve korunması gereken organlar üzerinde durduk. Ayrıca kliniğimizde kullanılan iki ayrı planlama sistemine ait konturlama programlarını kullanım kolaylığı ve pratiklik bakımından karşılaştırdık.. Gereç -Yöntem: Varıan Eclıpse Planlama sistemi contouring programı, Elekta Synergy Precise Plan tomocon konturlama programı, genel prensip olarak kliniğimizde her yapı farklı bir renk ile çift organlar ise (akciğerler, gözler vs.) right ve left olarak iki ayrı organ yaratarak yine farklı renk kullanarak çizilir. Böylece planlama sırasında ve üç boyutlu görünümde tanımlı organlar, tolerans dozları aşmamak için ayrı ayrı değerlendirme kolaylığı sağlanır. Bulgular: Temmuz 2012- Mart 2013 tarihleri arasında kliniğimizde yaklaşık 470 hastanın konturlaması yapılmıştır. 460 hasta, Eclipse Planlama sistemine ait contouring programında, 10 hasta ise, Precise plan sistemine ait tomocon programında konturlaması yapılmıştır. Bunlardan yaklaşık 90 baş-boyun, 95 akciğer, 50 meme, 20 prostat, 28 mide, 22 lenfoma,18 rektum, 10 sarkom, 10 multipl myeloma, 9 özefagus, 5 all ve 113 diğer. Olguların, kadın/erkek oranı ¾ tür. Yaptığımız çalışmada Eclipse planlama sistemine ait contouring programının, precise planlama sisteminin tomocon programına göre daha iyi kullanım kolaylığı sağladığı, dolayısıyla daha iyi konturlama ve pratik kullanım açısından tercih edilebilir olduğu görülmüştür. Ayrıca contouring programında dış kontur otomatik olarak çizildiği için konturlama zamanını yarı yarıya azaltmaktadır. Sonuç: Normal doku ve kritik yapı konturlaması ile hedef tümör volümün de daha yüksek dozlara çıkılabilmesi, dolayısıyla daha yüksek tedavi başarısı sağlanırken, çevre normal doku hasarını minimuma indirmek ve yan etkileri azaltmak bakımından vazgeçilmezdir. Radyoterapi teknikerinin klinik tecrübe ile anatomi ve görüntüye hakim olması, konturlamada ciddi bir zaman tasarrufu sağlamaktadır. İyi bir konturlama, başarılı bir radyoterapi tedavisinde kritik öneme sahiptir.

Hasta Set-Up larında Masa Değeri Sapma Miktarlarının Farklı Hastalık Grupları İçin Değerlendirilmesi Dilek Uzunismail, Gülsüm Uzun, Şule Parlar, Nükhet Kürkçü, Cem Uzal Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Amaç:Çalışma ile hastaların ilk tedavilerinde hasta verifikasyon sistemine kaydedilen masa değerlerinin tedavi boyunca değişimi, bu değerlerin tolerans limitlerine göre durumu ve bunda hasta sabitleme araçlarının etkisi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Varian 2100C/D cihazında Varis 6.2 hasta verifikasyon sistemi ile tedaviye alınmış 10 akciğer, 5 baş-boyun, 10 tüm beyin ve 10 prostat hastasının tüm tedavileri boyunca her bir fraksiyondaki masa değerleri retrospektif olarak araştırılmıştır. İlk set-up da elde edilen masa değerlerinden boost tedavisine kadar olan her bir fraksiyonda, vertikal (Vrt), longitudinal(lng) ve lateral (Lat) yönde masa kayma miktarları alınmış ve tüm hasta grupları için standart sapma miktarları hesaplanmıştır. Söz konusu bu hasta grubunda kullanılan tüm hasta sabitleme araçları masaya sabitlemeden kullanılmıştır. Bulgular: Wing board hasta sabitleme aparatının kullanıldığı akciğer grubunda, Vrt, Lng ve Lat masa değerleri için standart sapma miktarları sırasıyla 0,3, 4,5 ve 1,7 cm olarak bulunmuştur. Baş ve omuz maskesinin kullanıldığı baş-boyun grubunda, standart sapma değerleri sırasıyla 0, 3,5 ve 1,7 cm bulunmuştur. Baş maskesinin kullanıldığı tüm beyin ışınlamalarında, sırasıyla standart sapmalar 0,01, 6,3 ve 1,8 cm olarak bulunmuştur. Hiçbir ilave hasta sabitleme aracının kullanılmadığı prostat ca. tanılı hasta grubunda ise bu değerler yine sırasıyla 0,2, 6,5 ve 1,8 cm olarak bulunmuştur. Sonuç: Radyoterapi uygulamaları sırasında kullanılan hasta verifikasyon sistemleri, birçok parametre için limit değerlerinin girilebildiği ve bu değerler dışında ancak kullanıcının şifresi ile tedavi sürecine izin verdiği yazılımlardır. Hastanın tüm tedavi süresince her bir fraksiyonda aynı koşulda tedaviye girebilmesi, tedavi kalitesini arttıran en önemli parametrelerden biridir. Hasta verifikasyon sistemimizde, tüm hastalar için masanın Vrt, Lng ve Lat değerleri için tolerans limitleri 1 cm olarak ayarlanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, her masa değeri için limit değerlerinin faklı olması gerektiği çalışmamızda görülmektedir. Ayrıca eğer hasta verifikasyon sistemi izin veriyorsa, bu limit değerlerinin farklı hastalık grupları için ayrı ayrı tanımlanmasının, hastaların her tedavide aynı pozisyonda olması açısından doğruluk getireceği düşünülmektedir. İlave olarak söz konusu hasta grubundaki tüm hasta sabitleme sistemleri hasta masasına sabitlenmeden kullanılmıştır. Hasta sabitleme sistemlerinin ayrıca masaya sabitlemesinin, CT (BT) simülasyondan başlanarak hastanın tüm tedavisi boyunca yapılması gerekliliği elde edilen bu sapma miktarlarının daha aşağılara çekilmesini sağlayacağı görülmekte ve masa sabitleme sistemlerinin mutlaka kullanılmasının gerekliliği tarafımızca önerilmektedir.

Radyoterapi Uygulanan Standart Baş-boyun Maskeli Ve Omuz Tutuculu Maskeli Hastaların Set-up Hatalarının Karşılaştırılması Barbaros Aydın, Bahar Kanatlı, Çiğdem Çoban, Fadime Akman 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi A.D Amaç: Bu çalışmada baş-boyun kanserinin üç boyutlu konformal radyoterapisinde, Elektronik Portal Görüntüleme (EPG) kullanılarak tedaviye giren standart baş-boyun maskeli ve omuz tutuculu maskeli hastalarda set-up hataları ve gözlemciler arasındaki farklılıkların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç/Yöntem: Kliniğimizde 2009-2013 yılları arasında Siemens Primus cihazında radyoterapi uygulanan 24 baş-boyun kanserli hastanın (18 erkek, 6 kadın) farklı günlerde Siemens Primus Beamview model portal görüntüleme cihazı ile çekilen görüntü netliği iyi olan 135 EPG si değerlendirildi. Seçilen referans anatomik noktalara göre, ortalama set-up hataları koordinat sisteminin; x, y ve z eksenlerinde hesaplandı. Digitally Reconstructed Radiography (DRR) görüntüleri ile EPG arasındaki ölçümlerde: Anteroposterior (AP) EPG lerde; mediolateral (ML) ve kraniokaudal (CC) yönde, lateral EPG lerde ise AP ve CC yönde ölçümler yapıldı. Aynı EPG ler birbirinden bağımsız iki ayrı gözlemci tarafından maske türü bilinmeksizin değerlendirildi. Ölçümler sonrasında hastalar maske tipine göre iki gruba ayrılarak (14 hasta omuz tutuculu maskeli, 10 hasta standart baş-boyun maskeli) her iki maske türü için rastgele (σ) hata (RD) (DRR da ölçülen değer-epg de ölçülen değerin sistematik hata değerinden farkı) ile sistematik (Σ) hata (SD) (değerlendirilen tüm EPG lerde büyük standart sapma değerlerinin toplamı / toplam EPG sayısı, bulunan değerin DRR daki uzaklıktan farkı), toplam yer değişimi (TD) (S 2 TD=S 2 SD+S 2 RD) gruplar ve gözlemciler arasındaki ölçüm farklılıkları hesaplandı. İstatistiksel değerlendirmede Statistical Package for the Social Sciences 13.0 paket programı kullanıldı. Gruplar ve gözlemciler arasındaki farkın istatistiksel anlamlılığı paired sample T-testi ile değerlendirildi ve anlamlılık sınırı olarak p<0.05 kabul edildi. Bulgular: Yüzotuzbeş (135) EPG den toplam 563 ölçüm yapıldı. Omuz tutuculu maske ile tedaviye giren hastaların EPG lerinde 383 ölçüm yapılırken, standart baş-boyun maske ile tedaviye giren hastaların EPG lerinde 180 ölçüm yapıldı. Omuz tutuculu baş-boyun maskeli hastalarda rastgele hata; AP:2.20mm, CC:1.72mm, ML:1.38mm sistematik hata; AP:2.74mm, CC:2.81mm, ML:1.80mm, Standart baş-boyun maskeli hastalarda rastgele hata; AP:1.10mm, CC:2.35mm, ML:1.64mm, sistematik hata; AP:1.86mm, CC:3.45mm ve ML:2.45mm olarak hesaplandı. Toplam yer değişimi omuz tutuculu maskeli hastalar için; AP:3.51mm, CC:3.29mm, ML:2.27mm, baş-boyun maskeli hastalar için AP:2.17mm, CC:4.17mm, ML:2.95mm olarak ölçüldü. Kullanılan iki ayrı maske ve iki ayrı gözlemci ölçümleri arasında istatistiksel olarak anlamlılık tespit edilmedi (p>0.05). Sonuç: Görsel olarak yapılan karşılaştırmalar subjektif verilere dayanmakta ve değerlendirene bağlı hata payı mevcuttur. Tüm eksenlerde ortalama alan kayma miktarları 5 mm nin altında olmasına rağmen, 3 mm nin üzerindeki değerler set-up hataları açısından yüksek bulunmuştur. Klinik portal görüntüleme protokollerinin oluşturulması ve gelişmiş EPG lerin kullanılması ile hataları saptamadaki etkinlik artacaktır.

Dinamik Wedge Ve Fiziksel Wedgelerin Tedaviyi Verme Sürecinde Tedavi Zamanı Açısından Değerlendirilmesi Çilem DUMAN*, Elif SÖNMEZ TEZER*, Emine Süreyya EYMİR*, Leyla DEMİRKOPARAN*, Turkan DUMAN*, Yıldıray ÖZGÜVEN*, Betül ÖZYÜREK*, Mehmet Fuat EREN* Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D. Sivas Amaç: Bu çalışmanın amacı, Fiziksel Wedge (FW) ve Dinamik Wedgeler (EDW) ayrı ayrı kullanılarak oluşturulan radyoterapi tedavi planlarının, tedaviyi verme zamanına etkisini değerlendirmektir. Materyal-Metot: Radyoterapi (RT) tedavilerinde, Fiziksel Wedge (FW) ve Dinamik Wedgeler (EDW) hedef hacme uniform doz verebilmek için sıklıkla kullanılır. FW ler alan içindeki dozu belirli açılarda eğebilmek için özel olarak oluşturulmuş metal kamalardan oluşurken, EDW ler, bilgisayar kontrollü olarak kolimatör jawlarının MU ve MU/dak değerlerine bağlı olarak hareketiyle oluşturulmaktadır. FW lerin, (a) Wedge açılarının yetersiz oluşu, (b) alan boyutlarındaki sınırlama, (Y Jaw için: Y1+Y2 20cm), (c) izosentrik tedavilerde tedavi masasına çarpma ihtimali, (d) büyük tedavi MU ları, (e) wedge değişimi sırasında radyasyon çalışanın maruz kaldığı doz vb. gibi dezavantajları vardır. Hasta tedavi planlama sürecinde fiziksel wedge yerine EDW kullanılmasıyla bu problemler giderilebilir. Bu çalışmanın amacı, FW ve EDW ayrı ayrı kullanılarak oluşturulan radyoterapi tedavi planlarının, tedaviyi verme zamanına etkisini değerlendirmektir. Bu amaç doğrultusunda, değişik gantry ve kolimatör açılı, iki, dört ve altı alanlı, her alanlarında FW ve EDW leri kullanan 9 adet RT planı oluşturuldu. Tüm planlar 3 gruba ayrıldı. 1. grup: 2, 4, 6 alanlı, aynı açılı FW (150W R-L-IN-OUT), aynı kolimatör açısı 00. 2. grup: 2,4,6 alanlı, aynı açılı EDW (150EDW IN), kolimatör açılı 00. 3. grup: 2, 4, 6 alanlı, aynı açılı EDW (150EDW IN), farklı kolimatör açılı 00-900. Tüm planlar, sanal fantom üzerinde VARIAN ECLIPSE v 8. 6 tedavi planlama sisteminde gerçekleştirildi. Tüm planlarda gantry, kolimatör, FW ve EDW düzenlemesi, RT Teknikerlerinin (Radyoterapi teknikerinin) hasta alım prosedür ve teknikleri dikkate alınarak Sağlık Fizikçisi tarafından oluşturuldu. Planlar, aynı RT Teknikeri (Radyoterapi teknikeri) tarafından, rutin hasta alma prosedür ve teknikleri uygulanarak VARIAN CLINAC DHX cihazında tedavi verildi. Ölçümler, tedaviyi verme sürecinde en az 3 kronometre eşliğinde gerçekleştirildi. RT (Radyoterapi) cihaz konsolunda BEAM ON ile başlatılıp, son tedavi alanının son MU suna kadar geçen süre Tedavi Zamanı olarak ölçüldü. Bulgular: Tedavi zamanı ölçümlerinin sonuçları, FW ile yapılan planlara göre 2 alanlı EDW li planlarda 2. grupta % 7,59 ve 3. grupta ise % 3,45, 4 alanlı EDW li planlarda 2. grupta % 20,45 ve 3. grupta ise % 2,60, 6 alanlı EDW li planlarda 2. grupta % -22,02 ve 3. grupta ise % 3,67 azaldığı gözlendi. Sonuç: Bu sonuçlara göre, EDW ile yapılan planlar FW ile yapılan planlara göre tedaviyi verme süreci daha kısa sürmüştür. Bu zaman farkı, alan sayısı arttığında daha belirgin hale gelmektedir. Ancak, EDW ile yapılan planlarda kolimatör açısı kullanımı ile bu zaman farkı neredeyse yok sayılacak kadar azalmıştır. Radyoterapi tedavi planlarında EDW nin kullanımının, cihaz açısında düşük MU kullanımı, personel açısından düşük saçılan radyasyon dozu alımı, azalan fiziksel yorgunluk ve hasta açısından düşük cilt dozu gibi avantajları vardır. Bu çalışma sonucunda EDW li planların tedaviyi verme zamanının kısalmasına neden olduğu gözlenmiştir. Tedavi zamanının kısalması hem hasta konforuna hem de kliniğin tedaviye giren günlük hasta sayısına olumlu etkisi olacaktır. Anahtar Kelime: Fiziksel Wedge, Dinamik Wedgeler, Tedavi Zamanı

GAMMA KNİFE RADYOCERRAHİSİ Selçuk TEKİN. Radyo cerrahi, kafa içindeki küçük hacimli hedeflerin tek dozda yüksek radyasyonla irradiye edilmesi, bununla birlikte çevre normal dokuların minimal ışın almasıdır. Radyo cerrahinin karakteristik özelliği hedef dokunun çevresine verilen ışın miktarının lezyondan uzaklaşıldıkça çok hızlı bir şekilde azalmasıdır. Yöntem temel olarak her biri kendi başına normal beyin dokusunu zedelemeyecek enerjiye sahip 195 adet, küresel yerleşimli, ayrı kobalt 60 kaynaklarından gelen ışınların bir noktada birleşerek, çok yüksek enerjiyi lezyonun bulunduğu noktaya aktarması ve yarattığı biyolojik değişikliklerle lezyonlu dokuyu yok etmesi prensibine dayanır. Gamma Knife radyo cerrahisinin uygulanma aşamaları stereotaktik çerçevenin takılması, nöroradyolojik inceleme, doz planlaması, ışının uygulanmasıdır. Radyo cerrahinin kullanım alanlarının arasında sıklıkla kötü huylu tümörü olan hastalar (Metastazlar vb), hareket hastalığı olan hastalar (Parkinson hastalığı, Esansiyel tremor (Titreme) vb), fonksiyonel hastalığı olan hastalar (Trigeminal nevralji, Epilepsi (Sara hastalığı), Kronik ağrı), damarsal bozuklukları olan hastalar (Arteriovenöz malformasyon (AVM-Doğuştan beyin damar yumağı vb), iyi huylu tümörü olan hastalar (Vestibular Schwannoma vb). Gamma Knife radyo cerrahisinin ön önemli avantajları arasında hastanede kalış süresinin kısa olması, tedaviye bağlı ölüm riski %0,5 in altında olması, kalıcı sakatlık riski %2 nin altında olması yer almaktadır. İşlem öncesi hazırlıkların yapılmasında, işlem sırası ve sonrasında hastanın takibinde teknikerin önemli rolleri bulunmaktadır. Hastaya özel bakım planı yapılarak hasta ve yakınlarına bireysel eğitim verilmesini sağlamak teknikerin önemli rolleri arasında yer almaktadır.

kv-cone Beam CT (CBCT) Rehberliğinde Yapılan Prostat Kanseri Radyoterapisinde Barsak Ön Hazırlığı ve Yeri Şeref Yılmaz, Can Akdeniz, Yasemin E. Bağcı, Arzu Ergen, Didem Çolpan Öksüz, Fazilet Öner Dinçbaş Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Amaç: Prostat kanseri nedeniyle radyoterapi uygulanan olgularda, mesanenin ve bağırsakların doluluğu, hareketi, prostatın yer değiştirmesi sebebiyle kemiklerin referans alındığı IGRT teknikleri yeterli değildir. Bu nedenden dolayı yumuşak doku sınırlarının gösterilebilmesi, tedavi öncesi ve sırasında alanların 3 boyutlu olarak görüntülenmesi ve ışınlanan hedef hacim doğruluğunun kontrol edilebilmesi amacıyla IGRT de CBCT kullanılmaya başlamıştır. Çalışmamızda tedavi öncesi uygulanacak gaz giderici ilaçlar ve diyetin, günlük CBCT tekrarlarını azaltıp azaltamayacağının değerlendirilmesi yapıldı. Materyal ve Metod: Çalışmada, Rapid-Arc lineer hızlandırıcı cihazında 2011-2012 yılları arasında, radikal radyoterapi uygulanan 20 prostat kanserli hasta değerlendirildi. 10 hastaya hiçbir ön hazırlık yapılmadan planlama tomografisi ve kv-cbct leri çekildi. Diğer 10 hastaya ise tedavi öncesi ve sırasında diyet (gaz yapıcı yiyeceklerden kaçınma, gıda listesi), su tüketimi ve fiziksel aktivitenin arttırılması önerildi ve defekasyon kolaylaştırıcı ilaçlar kullanıldı. Tüm olgular Eclipse (ver. 8.6) tedavi planlama sistemi ile Dinamik IMRT veya VMAT (rapid-arc) yöntemleri kullanılarak planlandı. Her hastaya tedavi süresinde günlük CBCT çekildi ve on-line olarak prostat üst üste çakıştırılarak hasta tedaviye alındı. Rektum doluluğu nedeniyle prostatınitilmesi veya deformasyonunedeniyleplanlama tomografisi ile tam eşleştirilememesi durumunda hasta kaldırılarak bağırsağın boşaltması için tuvalete yönlendirildi. Bağırsak defekasyonu yapan hasta aynı gün içinde tekrar CBCT çekilerek tedaviye alındı. Bulgular: Ön hazırlık yapılmayan olguların tamamında CBCT tekrarı yapılırken, ön hazırlık yapılan olgulardan sadece 3 olguya CBCT tekrarı yapılmıştır. Tedavi boyunca olgulara ait CBCT tekrar sayıları Tablo-1 de görülmektedir. Ön hazırlık yapılmayan hastalarda rektum boşaltma problemi tedavi boyunca gözlenirken, ön hazırlık yapılan hastalarda 1 olgu dışındaki diğer olgularda 2. haftadan sonra problem yaşanmamıştır. 1.olgu 2.olgu 3.olgu 4.olgu 5.olgu 6.olgu 7.olgu 8.olgu 9.olgu 10.olgu Diyetsiz 11 11 9 6 5 4 4 3 3 3 Diyet 7-4 - - 4 - - - - Sonuç:Diyet listesi uygulanarak hasta hazırlığının CBCT tekrar sayısını önemli oranda azalttığı saptanmıştır. Bu da hem set-up, IGRT süresini kısaltmakta ve hem de tekrar CBCT çekimlerine bağlı olarak hastanın gereksiz yere doz almasını engellemektedir.

Prostat Kanseri Radyoterapisinde Kemik Anatomi ve İntraprostatik Altın İşaretleyicilere Göre Volümetrik IGRT Değerlendirmesi Dilek KAMAN, Erhan ÖZTÜRK, Zehra YILDIRIM, Ezgi BÜYÜKTAŞ, İlkay SERBEZ Acıbadem Maslak Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı* Amaç: Çalışmanın amacı, prostat radyoterapisinde volümetrik görüntü kılavuzluğunda radyoterapi (IGRT) değerlendirmesinin kemik anatomi ve prostat içerisine yerleştirilen altın işaretleyicilere göre yapılması durumunda elde edilen sonuçların karşılaştırılmasıdır. Materyal ve Yöntem: Maslak Acıbadem Hastanesi Radyoterapi Bölümündeki prostat radyoterapi protokolüne göre, hastalara planlama tomografisi öncesi 3 intraprostatik altın işaretleyici yerleştirilir. Tedavi öncesi, IGRT için bu altın işaretleyiciler kullanılarak hastanın pozisyonlanması gerçekleştirilir. IGRT için her fraksiyon öncesinde, lateral (lat) ve anteriorposterior (ap) yönlerde alınan kv görüntü çiftleri kullanılır. Ayrıca ilk hafta her gün, sonrasında haftada bir defa olacak şekilde volümetrik IGRT ile altın işaretleyicilere ek olarak rektum ve mesane doluluklarının uygunluğu kontrol edilerek hasta tedavisi gerçekleştirilir. Çalışmada bölümümüzde tedavi görmüş 5 prostat hastasının toplam 48 volümetrik IGRT görüntüsü değerlendirilmiştir. Yapılan görüntülemeler sonrasında, hastaların öncelikle pubis kemik anatomisine göre kraniokaudal (kk), lateral ve vertikal (ver) yönlerdeki kaydırma değerleri kaydedilmiştir. Bu değerler sıfırlanıp altın işaretleyicilere göre aynı ortogonal yönlerdeki kaydırmalar yapılıp kaydedildikten sonra pozisyon düzeltmesi ile hasta tedavileri gerçekleştirilmiştir. İki farklı bölgeye göre elde edilen kaydırma değerleri karşılaştırılmıştır. Sonuçlar: Kemik anatomi ve altın işaretleyiciler kullanılarak elde edilen kaydırma sonuçlarının longidutinal, lateral ve vertikal yönlerdeki saçılma grafiklerine göre aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon ilişkisi yoktur. Korelasyon katsayıları kk, lat ve ver yönlerde sırasıyla: 0.110, 0.230, 0.060 olarak hesaplanmıştır. Sonuçlar Grafik te gösterilmiştir. Tartışma: Prostat kanseri radyoterapisinde IGRT için kemik anatomi kullanmak hedefin doğru bir şekilde ışınlaması için yeterli değildir. Prostat, kemik anatomiden bağımsız olarak hareket ettiği için bu hareketi tanımlamak amacıyla altın işaretleyiciler yerleştirmek gerekmektedir. Özellikle IMRT gibi doz değişiminin hızlı olduğu tedavi tekniklerinde hedefte planlanan doz dağılımının elde edilmesi amacıyla intraprostatik işaretleyiciler kullanmak büyük önem taşımaktadır. 0.8 0.6 altın işaretleyici 0.4 0.2 0-1.5-1 -0.5 0 0.5 1 1.5-0.2-0.4-0.6-0.8 kemik anatomi -1 R = 0.06 R = 0.11 R = 0.23 vrt lng lat

kv-cone Beam CT (CBCT) ile IGRT yapılan Prostat Kanserli Olguların Radyoterapisinde Prostat İçi Kalsifikasyonların Referans olarak kullanımı Özgül Yurtdaşseven, Gökhan Özuynuk, Kadriye Taşçı, Didem Çolpan Öksüz, Songül Karaçam, Fazilet Öner Dinçbaş, Sedat Koca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Amaç: Cone Beam CT (CBCT), yumuşak dokuları görüntüleme üstünlüğü nedeniyle prostat kanseri radyoterapisi sırasında tercih edilen IGRT yöntemlerinden biridir. Prostat kanserli olguların yaklaşık 1/3 ünde prostat içi kalsifikasyonlar bulunmaktadır. Çalışmamız da bu kalsifikasyonların CBCT ile yapılan IGRT de kullanılıp kullanılmayacağı ve eşleştirmede kolaylık sağlayıp sağlamadığı araştırılmıştır. Gereç-Yöntem: Haziran 2010-Nisan 2011 tarihleri arasında prostat kanseri tanısıyla primer radyoterapi uygulanan 78 hastadan, prostat içi kalsifikasyonu bulunan 15 hasta seçildi. Tüm olgulara Varian CBCT modları olan standart pelvis ile haftada bir ve spotlight ile günlük görüntüleme yapıldı. Prostat referanslı eşleştirmede (online), günlük yapılan CBCT görüntüleri planlama tomografi görüntüleriyle üstüste çakıştırıldı. Gerekli masa kaydırmaları yapıldıktan sonra hastalar tedaviye alındı Kalsifikasyon referanslı görüntü eşleştirmeleri offline ortamında planlama tomografisi ile CBCT görüntüleri kullanılarak Varian Eclipse (Version 8.6) planlama sisteminde yapıldı. Online ve offline kaydırma değerleri ayrı ayrı kaydedilip, ortalama/standart sapma değerleri hesaplandı. Bulguların anlamlı olup olmadığına karşılaştırmalı Wilcoxon testi yapılarak bakıldı. Tüm olgularda düşük doz CBCT ile yapılan görüntülemelerde kalsifikasyonun görünebilirliği incelendi. Ayrıca eşleştirme süresine olan etkisi araştırıldı. Bulgular: 924 CBCT görüntüsünün değerlendirmesinde lateral (x), vertikal (y), longitudinal (z) eksenlerinde online masa kaydırma değerlerinin ortalaması ve standart sapması; x: -0,06±0,25 cm., y: -0,01±0,18 cm., z: 0,07±0,17 cm., offline masa kaydırma değerlerinin ortalaması ve standart sapması; x: -0,07±0,1 y: -0,05±0,11 cm., z: 0,02±0,16 cm. dir. Online ile offline masa kaydırma değerleri arasındaki farkın ortalama ve standart sapması ise; x: 0,01±0,18 cm., y: 0,04 ±0,22 cm., z: 0,05±0,18 cm., olarak hesaplandı. İstatistik değerlendirmede anlamlı bir fark gözlemlenmedi. Düşük doz CBCT görüntülemesinde kalsifikasyonların sınırları net olarak görüldüğü için prostat volümüne bağlı kalmadan görüntü eşleştirme yapılmasına olanak sağladığı tespit edildi. Prostat referanslı eşleştirme ortalama 1 dakika 10 saniyede yapılırken, kalsifikasyon referanslı eşleştirme ortalama 48 saniyede yapıldı. Sonuç: Kalsifikasyonların prostat radyoterapisinde özellikle düşük doz CBCT de referans olarak kullanılabileceği, eşleştirmede kolaylık ve zaman tasarrufu sağlayabileceği saptanmıştır.

Kraniospinal Işınlamanın Tedaviyi Verme Sürecinde *Geometrik Set-up Kontrolü* Çilem DUMAN*, Türkan DUMAN*, Yıldıray ÖZGÜVEN*, Betül ÖZYÜREK*, Birsen YÜCEL* Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D. Sivas Amaç: Kliniğimizde uygulanan kraniospinal ışınlama tedavisi ve Geometrik Set-up Kontrolü tekniğinin avantajları ve dezavantajlarının belirlenmesidir. Materyal-Metot: Beyin ve omuriliğinin belirgin anatomisi nedeniyle ve kranyumun sagital düzleme göre dik olarak ışınlandığı ve medullaspinalisin koronal düzlemde ışınlandığı alanlardan oluşması, iki ayrı düzlem nedeniyle radyoterapinin amacına ulaşmayı zorlaştıran birçok dozimetrik problem doğurmaktadır. Kraniospinal ışınlamayla ilgili problemleri ortadan kaldırmak için, birçok teknik geliştirilmiştir. Tedavi cihazlarının, dozimetrik sistemlerin ve hasta sabitleme sistemlerinin gelişimiyle birlikte, bu yöntemlerin avantaj ve dezavantajları göz önüne alınarak ya yöntemden vazgeçilmiş ya da diğer yöntemler ilave edilerek modifiye edilmiştir. Kliniğimizde birkaç tekniğin birleşimi aynı anda kullanılarak, pratik ve güvenli yöntem elde etmeyi amaçlamaktadır. Kliniğimize özgü bu teknik; asimetrik kolimasyon, diverjans uyum ve hareketli birleşim noktaları tekniklerini içermektedir. Buna göre; 1. Kranium Alanı: SAD Tekniği, Lateral karşılıklı alanlar, üst spinal alan boyutuna uygun kolimatör açısı, asimetrik alanlar, MLC koruma, Field in Field (FiF) tekniği. 2.Üstspinal Alanı: SSD Tekniği, PA yönelimli alan, asimetrik alanlar, MLC koruma, FiF tekniği 3. Altspinal Alanı: SSD Tekniği, PA yönelimli alan, asimetrik alanlar, MLC koruma, FiF tekniği Tedavinin her 1/3 ünde, tedavi alan merkezleri sabit kalacak şekilde tüm birleşim noktaları proksimal ve distal yönlerde 1 cm sadece jawlar hareket ettirilir. Set-up doğrulaması için, Geometrik Setup Kontrolü yapılır. DRR ile Port filmler karşılaştırılır.tedaviyi Verme Süresince bu tekniğe özgü olan dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Özellikle, Kranium, Üstspinal ve Altspinal Alanlarının birleşim yerlerinde cilt gerilmelerinden dolayı Alan merkezinin veya GAP in yer değişmesinden kaynaklanan belirsizlikler oluşmaktadır. Alan birleşim yerlerinde oluşabilecek olan sıcak veya soğuk noktaların ihtimalini düşürmek için bazı kontrol teknikleri geliştirmek gerekmektedir. Kliniğimizde, tedavi öncesi Geometrik Set-up Kontrolü yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde uygulanan kraniospinal ışınlama tedavisi ve Geometrik Set-up Kontrolü tekniğinin avantajları ve dezavantajlarının belirlenmesidir. Geometrik Set-up Kontrolü: i.hasta, tedavi sabitleme araçları kullanılarak tedavi pozisyonunda yatırılır. ii. Hastanın tüm alan merkezlerinin, sagital eksen üzerinde bulunduğu kontrol edilir. (Masa Longitudinal hareketiyle) iii. Tüm alanların merkezlerinin arasındaki uzaklıklar, TPS Planındaki gibi olduğu doğrulanır. iv. Üstspinal Alan merkezi eksenine ayarlanarak alan kenarları, birleşim yerleri kontrolü yapılır. v. Doğruluk sağlandığında, hasta sadece Vertikal ve Longitudinal yönlerde masa hareketiyle ışınlanır. vi. Işınlama sırası; Üstspinal, Altspinal ve Kranium alanları olmalıdır. Bulgular: İlk Set-up tan sonraki fraksiyonda Geometrik Set-up Kontrolü yapılmadan alan birleşim yerleri kontrol edildi. Kranium ve Üstspinal alanlar arasında ±5mm ye varan hata tespit edildi. Omuzların hareketinden dolayı gerilen cildin üzerinde işaretli olan alan merkezi eksenin yer değişiminden dolayı kaynaklanmaktadır. Geometrik Set-up Kontrolü yöntemiyle hata ±1-2mm ye kadar düşürülmüştür. Sonuç:Kraniospinal ışınlama, Radyasyon Onkoloğu, Tıbbı Radyasyon Fizikçisi ve Radyoterapi Teknikerinin ortak dili konuşarak, mekanik ve dozimetrik olarak hataların ve belirsizliklerin en aza indirildiği güvenilir yöntemler kullanılmalıdır. Kliniğimizde uygulanan Geometrik Set-up Kontrolü ile radyoterapi teknikerinin daha güvenilir ve daha doğru bir tedavi sağlandığı görülmüştür. Anahtar Kelime: Kraniospinal ışınlama, Geometrik Set-up Kontrolü

Konvansiyonel Port Film Görüntü Tekrarlarının Geriye Dönük Değerlendirmesi Sevil Yılmaz, Muharrem Yanar, Ahmet Arslan, Sema Tunç, Lütfi Özkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D. BURSA Amaç: Bölümümüzde kullanılan, konvansiyonel tedavi cihazında (Siemens MD-2) hastaların tedavi alanlarının doğruluğunun kontrolünde kullanılan portal film görüntü sonuçlarının, Ocak 2011-Ocak 2012 bir yıllık sürecin klinik içi, değerlendirme sonuçlarının yayınlanması. Materyal-Metot: Uludağ Üniversitesi Sağlık Kuruluşları A.D. konvansiyonel tedavi cihazında (Siemens MD-2) Ocak 2011- Ocak 2012 tarihleri arasında tedaviye giren; Meme ca, mediasten, batın, pelvis, baş-boyun, kranyum hastalarının konvansiyonel portal film görüntü tekrarları çalışmaya dahil edildi. Tüm hastaların BT simülatörde 0.3-0.5 cm aralıklarla aksiyel kesitlerde görüntüleri alındı. Hedef volümler ve riskli organlar ICRU 62 kriterlerine göre işaretlendi. Konvansiyonel simülatörde tedavi alanı belirlenen hastaların direkt grafi görüntüleri alındı. Tedavi planlama işlemi tamamlandıktan sonra konvansiyonel tedavi cihazına aktarılan tüm hastaların ilk set-up larında ve haftalık kontrol konvansiyonel port film görüntüleri alındı. Konvansiyonel portal filmler direkt grafileriyle karşılaştırılarak ayrı ayrı incelenip değerlendirildi. Değerlendirme için Uludağ Üniversitesi Kalite Yönetim Birimi dökümanlarından günlük portal film takip listesinden yararlanıldı. Bu listede; tarih, hasta adı, uyumsuzluk kodu (1. Orta hat- 2. Alan kontrol- 3. Blok kontrol - 4. Tekniker hatası - 5. Alan değişikliği - 6. Masa uyumsuzluğu), portal filmi çeken sorumlu tekniker ve sorumlu doktor film onayları yer aldı. Uludağ Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Radyasyon Onkolojisi A.D. de Ocak 2011- Ocak 2012 arasında tedaviye giren hastaların 109 tanesinde konvansiyonel portal film görüntü tekrarı olduğu anlaşıldı. Bu tekrarların meme ca., mediasten, batın, pelvis, baş-boyun, kranyum hastalarında olduğu belirlendi. Bulgular: Ocak 2011-Ocak 2012 tarihleri arasında yapılan konvansiyonel port film tekrarlarına göre; 64 meme ca. hastanın konvansiyonel port film uyumsuzluk kodu 2, diğer 15 meme ca. hastanın kodu 5 olarak belirlendi. 8 mediasten hastanın uyumsuzluk kodu 2, diğer 2 hastanın kodu 5 olarak belirlendi. 5 batın hastasının uyumsuzluk kodu 2 olarak belirlenmiştir. 5 baş-boyun hastanın uyumsuzluk kodu 2, diğer 1 hastanın kodu 5 olarak belirlendi. 1 kranyum hastanın uyumsuzluk kodu 3, diğer kranyum hastanın kodu 5 olarak belirlendi. 5 pelvis hastanın uyumsuzluk kodu 2, diğer 2 hastanın kodu 6 olarak belirlendi. 2 nolu konvansiyonel port film tekrar uyumsuzluk kodu film çekim kalitesinden kaynaklanmakta olup, sorun olarak belirlendi. 3,5,6 nolu konvansiyonel port film uyumsuzluk kodlarının hasta, cihaz, sabitleme sistemleri ve tedavi teknikerinden kaynaklanan sorunlar olduğu belirlendi. Sonuç: Yaptığımız istatistiksel değerlendirme sonucunda, çalışmalarımız göz önünde bulundurularak, hasta sabitleme (immobilizasyon) araçlarının gelişmiş olması, hasta tedavi bilgilendirilmesi yapılmasına rağmen konvansiyonel tedavi cihazlarında düzgün hasta set-up ı ve doğru tedavi için konvansiyonel port film önemlidir. Uyumsuz olarak saptanan tekrar portlarının belirlenmesi ve sonra düzeltilmesi hasta tedavi kalitesini arttırdığı ortaya kondu. Anahtar Kelime: port film

Sol Meme Kanserli Hastalarda Derin Nefes Tutma Tekniğinin Uygulanması Zeynep Aydın, Zafer Kaya, Servet İpek, Günel Hacı, Banu Gürbüz, Derya Öztürk, Arzu Ergen, Didem Çolpan Öksüz, Fazilet Öner Dinçbaş İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Amaç: Meme kanserinde tarama yöntemlerinin artmasıyla daha erken evrede tanı konması hastanın yaşam süresini uzatmaktadır. Özellikle sol meme kanserli olgularda kalbin hedef volüm içinde veya yakınında olmasından dolayı geç yan etkiyi azaltmak için uygulanan radyoterapi tekniklerinden biri de derin nefes tutma tekniğidir. Kliniğimizde yapılan bu çalışmada sol meme kanserli olgularda derin nefes tutma tekniğinin uygulanabilirliği araştırıldı. Materyal-Metod: Kasım 2012 tarihinden itibaren derin nefes tutma tekniği ile RT uygulanan sol meme kanserli 13 olgu değerlendirildi. Tedavi kararı verilen hastaya tedavi planlaması için çekilen bilgisayarlı tomografi (BT) öncesi nefes alma ve tutma tekniği öğretildi. Hastaya meme bordunda tedaviye uygun pozisyon verildikten sonra nefes tutma skalasını görebildiği Vızux marka 3 boyutlu video gözlüğü ile denemeler yaptırıldı. Denemeler sırasında her hastanın nefesini tuttuğu andaki seviye ve bu seviyenin 2mm aşağısı ve yukarısında olacak şekilde nefes tutma aralığı belirlendi. Bu aralık, hastaya gösterilerek BT çekimi ve tedavi sırasında da aynı aralık içinde nefesini tutması öğretildi. Hastalarda istenilen nefes aralığı sağlandıktan sonra, GE marka Lightspeed 16 BT cihazında 2,5 mm.lik kesit kalınlığı seçilerek görüntüler alındı. Elde edilen görüntüler, Eclipseversion8.6 tedavi planlama sistemine aktarılarak, normal doku ve CTV volümleri tanımlandı. Tedavi planları, tanjansiyel alanlarda field and field tekniği kullanılarak oluşturuldu. Her tedavi öncesi, nefes tutma aralığının planlama öncesindeki referans aralığı ile aynı olması sağlanarak, kv ortogonal alan görüntüleri alındı. Bu görüntüler DRR görüntüleri ile karşılaştırılarak set-up doğruluğu kontrol edildi ve hastalar tedaviye alındı. Bulgular: Hastalara planlama BT si öncesinde verilen nefes tutma eğitimi 30-40 dk sürdü. Eğitim süresinin değişken olmasında; hastanın yaşı, eğitimi, sosyokültürel düzeyinin etkili olduğu gözlendi. Tedavi pozisyonunda 3 boyutlu video gözlüğü ile yapılan denemeler ortalama 5 dk sürdü.13 olgunun, 11 i nefes tutma tekniğiyle tedaviye alındı.1 olgu Türkçe bilmemesi, 1 olgu da istenilen süre içinde nefes tutamadığı için bu teknikle tedavi edilemedi. Hastaların nefes tutma süreleri 40-60 sn arasında değişmekteydi. Tanjansiyel alan ışınlama süresi, ortalama 26sn (20-30sn) idi. Tüm olgularda, nefes tutma süreleri tedavi sürelerinden uzun olduğu için tedaviler başarıyla tamamlanabildi. Sonuç: Planlama ve tedavi öncesi verilen eğitimle hastaların nefes tutma tekniğine rahatlıkla uyum sağladığı gözlendi. Nefes tutma tekniğinin, set-up süresine ve tedaviye etkisinin olmadığı tespit edildi. Ayrıca hastalara bu teknik ile kalbin daha fazla korunacağı bilgisinin verilmesi bize hastaların daha istekli ve daha koordine olmasını sağladığını düşündürmektedir.

Varıan 2100 C/D Ve Elekta Synergy Lineer Hızlandırıcıları İçin Berlirli Masa Gantry Kombinasyonlarında Çarpma Durumlarının İncelenmesi Gazi Yıldırım, Şule Parlar, Yavuz Aksoy, M. Cem UZAL Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Amaç: Bölümümüzde kullanılmakta olan, Varian 2100 C/D ve Elekta Synergy model lineer hızlandırıcı cihazlarında belirli masa yüksekliği ve açılarında gantry ile çarpışma durumlarının bilinmesi, tedavi planlama bilgisayarında hasta planlamaları yapılırken referans oluşturabilir. Bu nedenle bu çalışma ile farklı masa-gantry kombinasyonları için çarpışma durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tüm çarpışma durumları incelemeleri kliniğimizde kullanılan, Varian 2100 C/D ve Elekta Synergy model lineer hızlandırıcılarda yapılmıştır. Tedavi masa açısının 0 olduğu durumda tüm gantry açılarında farklı yan masa hareketlerinde; (Lat=0, -10, +10 cm) ve masanın yükseklik farklılıklarına göre (Vrt=10, 15, 20 cm) çarpışma durumları incelenmiştir. Ayrıca tüm gantry ve masa dikey hareket konumları farklı masa açılarında (-90 /270, +90 ) incelenmiştir. Bulgular: Elekta Synergy model lineer hızlandırıcıda yapılan yan masa hareketlerine göre incelemelerde; Lat= -10 cm de Vrt= 20 cm de gantry açısı 250 ile 230 dereceleri arasında çarpışma gözlenmiştir. Ayrıca masa yüksekliği Vrt= 10 cm de masanın 90, 75 ve 60 nde gantry açısı 60 de çarpma gözlenmiştir. Yine masa yüksekliği Vrt= 10 cm de masanın 270, 285 ve 300 açı değerlerinde gantry açısı 299 ile 288 arasında cihazda çarpma gözlenmiştir. Klinikte kullanımının daha çok olduğu masa değerinin 15 ve 30 gibi küçük sapmalarında masa 15 de iken sadece; Vrt= 10 cm de 120 de, çarpışma gözlenmiş, -15 de yani 345 de Vrt= 10 ve 20 cm de sırasıyla 260 ve 251 ile 233 açıları arasında çarpmalar gözlenmiştir. Varian 2100 C/D için kontrol edilen değerlerde masa; Lat= -10 cm de Vrt= 10, 15 ve 20 cm lerde sırası ile gantry nin 239 ile 235 arasında 215 ile 250 arasında ve 258 ile 197 arasında çarpışma gözlenmiştir. Masa değeri; Lat= 10 iken Vrt= 10 cm de çarpışma gözlenmezken, Vrt= 15 ve 20 cm de sırasıyla gantry nin 114 ile 142 ve 163 ile 104 açılarında çarpma gözlenmiştir. Masa açısının -90 /270 ve +90 aralığında ki tüm açılarda da; Vrt= 10, 15 ve 20 cm lerde tüm gantry açıları değerlendirilmiştir. Sonuç: Her iki cihazda da yapılan tüm masa yükseklik ve yan hareketleri ile masa açısı konumlarında yapılan gantry-masa çarpışma durumlarının incelenmesi sonucunda, bu değerlerin hasta planlamasında referans teşkil edilebileceği düşünülmektedir. Ayrıca elektron tedavilerinde aplikatör kullanıldığı takdirde masa-gantry ve aplikatör çarpışma durumlarının da incelenerek bildirilmesinin, kliniğimiz hasta planlamalarında için kullanılabileceği varsayılmaktadır. Radyasyon onkolojisi kliniklerinde tüm linaklar için bu çarpışma durumlarının incelenmesi, hasta tedavi planlamaları için pratik değerler vereceğinden ve cihaz başında bu değerlerin tekrar kontrol edilmesine gerek kalmayacağından, bu parametrelerin kontrol edilerek kullanılması tarafımızca önerilmektedir.

POSTER SUNUMU

Port Görüntülerinin Geometrik Kontrolü H.Karaca, M.Doğan, Ş.Parlar, S.Çakına, C.Arslan, M. Cem Uzal Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi A.D. Edirne Amaç: Radyoterapide DRR (digitally reconstructed radiograph) görüntülerinin, tedavi öncesi ve tedavi sırasında port film ile karşılaştırılması tedavinin doğruluğu açısından vazgeçilmez bir uygulamadır. Bu çalışmada, port film ölçüm skalasının doğruluğunun ve ışın diverjans simetrisinin katı fantom kullanarak araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Katı fantom üzerine ışın diverjansını ölçmek için farklı boyutlarda iki alan oluşturularak, ışın diverjansına uygun derinliklerde fantom içinde üst üste yerleştirildi. Port film skala kalibrasyonu için başka bir alan katı fantom üzerinde işaretlendi. Katı fantom, tomografi cihazında taratılarak planlama sistemine aktarıldı. Alanların DRR görüntüleri planlama sisteminde oluşturuldu. Linak cihazında katı fantomun set-up işlemleri yapılarak her iki alan için port filmler elde edildi. Bulgular: Port skalası için çektiğimiz port filmi, port skalasıyla ölçtük. DRR da 40mm olan uzunluğu portta 39,97mm olarak ölçtük ve aradaki farkın %0,44 olarak kaydettik. Işın diverjansı için elde ettiğimiz port filmde de DRR da 100 mm olarak oluşturulan alan kenar uzunluğu 100,44 olarak ölçtük ve DRR ile arasında %0,07lik bir oluştuğu görüldü. Sonuçlar: Işın diverjansının kontrolü için oluşturduğumuz DRR ve elde ettiğimiz port film görüntülerinde farklı derinlikteki alanların ışın diverjansına uyum gösterdiği saptandı. Bununla birlikte ölçeklendirme için kullanılan DRR görüntüleri ile çekilen port görüntüleri arasındaki uyumun tolerans değerleri içinde olduğu gözlenmiştir. Radyoterapi sırasında hastalardan alınan port film görüntülerinin geometrik olarak karşılaştırmalarının düzenli aralıklarla yapılması, tedavi kalitesinin sağlanmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: DRR,,port film, diverjans

Stereotaktik Vücut Radyoterapisinde kv-kv ve CBCT Görüntüleme ile Elde Edilen IGRT Değerlerinin Karşılaştırılması Sabiha KAPTAN, Hande SERTKAYA, Pınar ÜÇER, Sümeyye ATÇI Acıbadem Maslak Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı* Amaç: Çalışmanın amacı; stereotaktik vücut radyoterapisinde kv-kv görüntüleme ve Cone Beam CT (CBCT) görüntüleme ile elde edilen görüntü kılavuzluğunda radyoterapi (IGRT) değerlerinin karşılaştırılmasıdır. Materyal ve Yöntem: Çalışmada Maslak Acıbadem Hastanesi Radyoterapi Bölümünde farklı hedef yerleşimleri için fraksiyonları 3 ile 5 arasında değişen, stereotaktik vücut radyoterapisi görmüş 8 hasta yer almaktadır. Hastalardan bir tanesi için 2 farklı hedef ( akciğer ve sürrenaldeki lezyon ) tedavi edildiğinden, çalışmada toplam 9 veri grubu ve 38 fraksiyonluk tedavi bulunmaktadır. Tüm hastalara 8 fazlı CT çekilmiştir. Hedef tanımlaması için 8 fazlı CT de konturlanan GTV ler toplanarak ITV oluşturulmuş ve bu ITV üzerinden PTV oluşturulmuştur. Tedaviler öncesinde hasta pozisyon kontrolü için, anterior - posterior ( AP ) ve lateral ( LR ) yönlerde alınan kv - kv görüntü çifti ile kemik anatomi referans alınarak 3 eksende ( kraniokaudal (kk), lateral (lat), vertikal (vert) ) gerekli masa düzeltmesi yapılmış ve kaydedilmiştir. Referans kemik anatomi olarak, hedef hacmin merkezi seviyesinde bulunan en yakın vertebra kullanılmıştır. Daha sonra hastaya CBCT çekilerek, planlamadan gelen referans görüntüler (DRR), üzerinde çizilmiş olan ITV merkezi ile görüntülenen hedef merkezine göre gerekli masa kaydırmaları 3 eksende kaydedilmiş ve uygulanmıştır. Çalışma kapsamında, CBCT ile verilen kaydırmalardan kv - kv kaydırma değerleri çıkarılarak salt CBCT-IGRT sonuçları elde edilmiş ve başlangıçtaki salt kv- kv IGRT kaydırma değerleri ile karşılaştırılmıştır. İstatiksel olarak iki farklı IGRT yönteminin korelasyonu incelenmiştir. Sonuçlar: CBCT ve kv-kv IGRT sonuçlarının; kk, lat ve ver yönlerdeki saçılma grafiklerine göre aralarında pozitif korelasyon ilişkisi vardır. Korelasyon katsayıları kk, lat ve vert yönlerde sırasıyla; 0.928, 0.940, 0.888 olarak hesaplanmıştır. Bu değerlere göre, kk ve lat yönlerde iki IGRT yöntemi arasında kuvvetli ilişki vardır. Vert yönde farklar daha fazladır. Tartışma: Stereotaktik radyoterapi gibi hedef pozisyonunun yüksek hassasiyetle doğrulanmasını gerektiren tedavilerde, özellikle kemik yapılardan uzak yerleşimli hedeflerin ışınlanmasında, hedef ışınlama geometrisinin hacimsel olarak tanımlanması tedavi doğruluğu açısından gereklidir.