DÝL VE ANLATIM 11. SINIF

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DÝL VE ANLATIM 11. SINIF"

Transkript

1 ORTAÖÐRETÝM DÝL VE ANLATIM 11. SINIF DERS KÝTABI YAZARLAR Lütfi ERGÜL Mediha ACAR Naim BAÞKAYA Halil ÖZMEN Ayhan TERGÝP Mercan BÝLGEN Adem Hakan ALPTEKÝN DEVLET KİTAPLARI BEŞİNCİ BASKI

2 MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI YAYINLARI...: 4390 DERS KÝTAPLARI DÝZÝSÝ...: ?.Y Her hakký saklýdýr ve Millî Eðitim Bakanlýðýna aittir. Kitabýn metin, soru ve þekilleri kýsmen de olsa hiçbir surette alýnýp yayýmlanamaz. Editör Prof. Dr. Muhammet YELTEN Program Geliþtirme Uzmaný Muharrem Hilmi AKBULUT Ölçme ve Deðerlendirme Uzmaný Serdar KARAMAN Rehberlik ve Psikolojik Danýþma Uzmaný Sema KOCATOPUZ Görsel Tasarým Eyüp DUMAN Dizgi - Bilgisayar - Matbaa Erol BÜYÜKKARA ISBN Millî Eðitim Bakanlýðý, Talim ve Terbiye Kurulunun gün ve 86 sayýlý kararý ile ders kitabý olarak kabul edilmiþ, Yayýmlar Dairesi Baþkanlýðýnýn gün ve 886 sayýlý onayý ile beşinci defa adet basýlmýþtýr.

3

4

5 .. MUSTAFA KEMAL ATATURK

6

7 ÝÇÝNDEKÝLER I. ÜNÝTE METÝNLERÝN SINIFLANDIRILMASI Metinlerin Sýnýflandýrýlmasý II. ÜNÝTE ÖÐRETÝCÝ METÝNLER Mektup Günlük (Günce) Aný (Hatýra) Biyografi (Hayat Hikâyesi), Otobiyografi Gezi Yazýsý (Seyahatname) Sohbet (Söyleþi) Haber Yazýlarý Fýkra Deneme Makale Eleþtiri (Tenkit) III. ÜNÝTE SÖZLÜ ANLATIM Röportaj Mülakat (Görüþme) Söylev (Hitabet, Nutuk) EKLER 1. EK Tasarý (Proje) Çalýþmasý Örnek Formu EK Tasarý Deðerlendirme Ölçeði EK Tasarý Öz Deðerlendirme Formu EK Baþarým (Performans) Ödevi Örnek Formu EK Baþarým Ödevi Dereceli Puanlama Anahtarý EK Baþarým Ödevi Öz Deðerlendirme Formu EK Lise-1 ve Lise-2 deki Konularla Ýliþkilendirilecek Soru ve Etkinlikler Tablosu.190 TERÝMLER SÖZLÜÐÜ KAYNAKÇA VII

8 Bu bölüm iþlenecek konu adlarýný gösterir. Yeni bilgilerin öðrenilmesi amacýyla yapýlacak hazýrlýk çalýþmalarýný, ders için gerekli materyallerin istenmesini, incelenecek konuyu ve metni sezdirmeye yönelik ön bilgilerin harekete geçirilmesini kapsar. Metni yapý, tema, dil ve anlatým bakýmýndan çözümleme süreciyle birlikte; eleþtirel düþünme, keþfettirme, iletiþim, araþtýrma, problem çözme, bilgi teknolojilerini kullanma, Türkçeyi doðru, etkili ve güzel kullanma becerilerini geliþtirmeye yönelik süreci kapsar. Mavi renkli etkinlikler, öðrencilerin sýnýf içinde derse yönelik etkin katýlýmlarý için okul dýþýnda hazýrlýk yapmalarýný gerektiren süreci kapsar. Yapý, tema, dil ve anlatým ögelerinin iç içe girerek oluþturduklarý birliðin anlam deðerleri ile bu anlamýn oluþmasýný saðlayan ögeler arasýndaki süreci ve güncel hayatla iliþkilendirme sürecini kapsar. Kýrmýzý renkli etkinlikler, öðrencilerin sýnýf içinde derse yönelik etkin katýlýmlarýný kapsar. Öðrencilerin, bilgilerini sýnýflandýrmalarýný, karþýlaþtýrma yapmalarýný, bilgiler arasýnda iliþkilendirme kurmalarýný, yeni bilgileri yorumlamalarýný, kendilerini deðerlendirmelerine yönelik çalýþmalarý kapsar. VIII

9 Öðrencilerin lise-1 ve lise-2 de iþlenen konularla iliþkilendireceði etkinlik ve sorularý gösterir. Öðrencilerin, ünite ile ilgili öðrenmiþ olduðu bilgilerin boþluk doldurmalý, çoktan seçmeli sorular ve doðru-yanlýþ sorularý yoluyla deðerlendirilmelerine yönelik çalýþmalarý kapsar. Dersle ilgili yapýlacak örnek tasarý konularýný ve tasarý iþlem basamaklarýný kapsar. Sadece bir konu için örnek verilmiþtir. Öðrenci ve öðretmen tarafýndan uygun görülen tasarý konularý geliþtirilecektir. Ayrýca tasarý ile ilgili öðretmen için Tasarý Deðerlendirme Ölçeði, öðrenciler için Öz Deðerlendirme Formu ek olarak verilmiþtir. Örnek baþarým ödevlerini ve bu ödevlerin yapýlmasýyla ilgili iþlem basamaklarýný kapsar. Sadece bir ünite için örnek verilmiþtir. Diðer üniteler için de ayrýca geliþtirilecektir. Baþarým ödevleriyle ilgili olarak öðretmen için Dereceli Puanlama Anahtarý, öðrenciler için Öz Deðerlendirme Formu ek olarak verilmiþtir. Öðrencilerin, konuyla ilgili eksikliklerinin ve yeterliliklerinin ortaya çýkarýlmasýna yönelik kendi kendilerine deðerlendirme yapabilmelerini saðlar. Lise-3 te iþlenen konularýn hangilerinin lise-1 ve lise-2 de iþlenen konularla iliþkilendireleceðini gösteren sorular ve etkinlikler tablosu. Açýklama Ölçme ve Deðerlendirme bölümlerinde eþleþtirmeli, boþluk doldurmalý sorular ile doðru-yanlýþ sorularýnýn üzerinde yönergeleri verilmiþtir. Bu sorularýn yönergeler dikkate alýnarak çözülmesi uygun görülmüþtür. Çoktan seçmeli, eþleþtirmeli, boþluk doldurmalý sorular ile doðru-yanlýþ sorularýnýn çözümü kitap üzerine yapýlmalýdýr. IX

10

11 1

12 2

13 1. Bilimde sýnýflandýrmaya niçin ihtiyaç duyulmuþtur? 2. Sýnýflandýrma yapýlýrken nelere dikkat edilir? 3. Edebiyattaki kurmaca ve gerçeklik ten ne anlýyorsunuz? 4. Göstermeye baðlý türler ve anlatmaya baðlý türler ifadeleri size neleri çaðrýþtýrýyor? 5. Dil, günlük hayatta daha çok hangi iþlevde kullanýlýr? ESKÝ ANKARA Yozgat tan ayrýldýktan beþ gün sonra kimi yerlerde kala kala Ankara ya geldik. En son duraðýmýz Asý Yozgat Köyü (bugünkü Elmadað ilçesi) olmuþtu. Ankara Lisesi, þimdi Hacettepe Üniversitesinin bulunduðu Yayvan Tepe üzerinde, Abdülhamit Döneminde yapýlmýþ bu tür yapýlarýn ortak özelliðini taþýyordu. Yontma taþtan meydana getirilmiþ saðlam bir yapýydý. Zemin katta bir kýsým sýnýflar, üst katýn bir kanadýnda yöneticilerin odalarý ve öðretmenler odasý, birkaç dershane, öteki kanadýnda ise yatakhaneler yer almýþtý. Pencereleri, yapýnýn geniþliðine oranla küçük ve seyrek olduðundan, binanýn içi, en güneþli günlerde bile biraz loþ olurdu. Bahçesi, Ankara iklimine göre oldukça yeþildi. Pek çok akasya aðacýnýn yanýnda tek tük meyve, özellikle ayva aðacý vardý. 3

14 Okula bu bahçenin ortasýndaki yoldan geçilerek girilirdi. Ana giriþ kapýsý, epeyce geniþ ve loþ bir hole açýlýrdý. O tarihte Ankara da bizim okula en çok benzeyen yapý, yine yontma taþtan inþa edilmiþ vilayet konaðý (Restore edilmiþ biçimiyle hâlâ bugün vilayet binasýdýr orasý.) idi. Bu yapýlarda baca olmadýðýndan, kýþýn soba borularý, pencere camlarýndan bir karenin yerine geçirilmiþ sac veya tenekeye açýlan delikten dýþarýya çýkarýlýr ve bir dirsekle yukarýya verilirdi. Biz eskiden coðrafya dersinde Ankara yý Engürü olarak bellemiþtik. Bu kent hakkýndaki bilgimiz þöyleydi: Engürü, Anadolu nun ortasýnda nüfuslu bir vilayet merkezidir. Kayseri, Kýrþehir, Çorum, Yozgat mutasarrýflýklarý bu vilayete baðlýdýr. Arazisinin mühim bir kýsmý bozkýr ve çoraktýr. Kýzýlýrmak ýn suladýðý yerler münbit ve mahsuldardýr (verimlidir). Tiftik keçisi, balý, armudu meþhurdur. Vilayetin merkezi olan Ankara þehrinin kurulduðu tepede eski devirden kalma bir kale vardýr. Meþhur âlim ve mutasavvýf Hacý Bayram Velî Ankara da kendi ismine izafe edilen caminin yanýndaki türbede medfundur (gömülüdür). Þehrin etrafýndaki tepelerde baðlar, bahçeler vardýr. En mühim mahsulatý tiftik ve buðdaydýr. O tarihte 13 bin nüfuslu küçük ve bakýmsýz bir kasaba olan Yozgat tan ve yollarda kaldýðýmýz harap köy evleri ve hanlardan sonra, gözlerimize büyük bir kent gibi göründü Ankara. Ýzinli saatlerimizde birkaç arkadaþ þehri dolaþmaya baþladýk. Ýlk iþimiz kaleye çýkmak oldu. Oradan bütün Ankara yöresindeki tepeler çepeçevre görünüyordu. Kalenin bulunduðu tepenin kuzeyindeki tepe (bugünkü Altýndað ilçesinin bulunduðu yer) bomboþtu. Yalnýz tam doruðunda, aralýklý sütunlar üzerine oturtulmuþ, sadece üstü kubbeli ve etrafý açýk -küçük Roma tapýnaklarý gibi- bir yapý görünüyordu. Yanlýþ olarak Timurlenk in Mezarý adýyla tanýnýrdý. Þehrin dolaylarýndaki tepelerde bulunan baðlar, çýplak Asya doðasýnýn boz rengi üzerinde hâkimiyet kuramayan bodur aðaçlarýyla, uzaktan donuk bir bozkýr yeþilliði hâlinde görünüyordu. Kuzeyde Keçiören, güney yönde Dikmen, Çankaya, az doðuya doðru Küçükesat, Ýncesu, Cebeci baðlarý Ankara nýn belli baþlý baðlarýydý (Hepsi þimdi birer mahalle oldu.). Yazýn bað sahipleri bütün aileleriyle birlikte oralara göçerlerdi. At, araba veya eþekle bu baðlardan kimisine bir, kimisine iki-üç saatte ulaþýlabilirdi. Akþam serinliði çýkýnca bað sahipleri yiyecek alýþveriþi yapýp hayvanlarýna binerek tozlu bað yollarýna yöneldikleri zaman, Ankara Ovasýnýn, özellikle Küçükesat, Çankaya ve Dikmen e doðru uzanan bölümünü (yani bugünkü Yeniþehir in bulunduðu düzlüðü) durgun havalarda, sis gibi bir toz bulutu kaplardý. Okulumuzun bahçe duvarýna çýkarak ovaya hâkim olan bu yerden manzarayý seyrederdik. Yine kaleye dönelim. Kalenin güneye bakan yönüne gelinince, Elmadað ýn ucu görünüyordu. Bu dað, bizim Çorum un Kösedað ý gibi yavan, basýk bir dað görünümündeydi. 4

15 Doðu ve güneydoðudan gelen derelerin iki kýyýsýnda kümelenmiþ olan aðaçlýk, bostan ve bahçeler, Ankara Ovasý nýn doðasýna hâkim boz rengi yýrtan iki kalýn yeþillik çizgisi hâlinde göze çarpýyordu. Bent Deresi ve Hatip Çayý, Ankara halkýnýn, baðý, bahçesi olmayan çoðunluðunun yazlýk gezinti, piknik ve eðlence yerleriydi. Ulus Meydaný ný tren istasyonuna, dar ve bozuk bir þose baðlýyordu. Düzlüðe inilince, þosenin özellikle sol yaný (yani bugünkü Gençlik Parký alaný) kurbaðalarýn ve sivrisineklerin kaynaþtýðý geniþ bir bataklýktý. Ankara halkýnýn çoðu sýtmalýydý. Bu hastalýða orada ben de yakalanmýþ iki yýl çekmiþtim. Tren istasyonunda, Haydarpaþa-Baðdat Demiryolu Ýdaresince, yani Almanlar tarafýndan yapýlmýþ düzgün birkaç kârgir bina vardý. Bunlardan biri, sonradan, bir süre Mustafa Kemal Paþa nýn konutu ve karargâhý olmuþtu. Cebeci nin arkasýndaki tepede bulunan Abidinpaþa Köþkü, þehrin içinde öðretmen okulu, Taþhan, Sanayi Mektebi, sonradan Türkiye Büyük Millet Meclisi binasý olan Ýttihat ve Terakki Kulübünün tamamlanmamýþ yapýsý (þimdiki TBMM müzesi) basýk bir tepede bulunan Ziraat Mektebi, o devrin Ankarasý nýn belli baþlý yapýlarýydý. Atatürk ün Ankara ya geliþinde oturduðu bina ve ilk karargâhý iþte bu Ziraat Mektebi olmuþtu. Hacý Bayram Camii o zaman da bugünkü durumunda olmakla birlikte, yanýndaki Augustos Tapýnaðý yöresinde þimdi baþka kalýntýlar, eski görünümü az çok deðiþtirmiþ bulunuyor. Ankara daki yaþantýlarýmdan en önemlisi, Mustafa Kemal Paþa'nýn Ankara ya geliþinde onu karþýlamamýz ve sonra kendisinin bizim okulumuzu ziyaret etmesi; benim, 23 Nisan 1920 tarihinde açýlan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisindeki memurluðumdur. Millî Mücadele yýllarýnda Ankara dan iki kez ayrýlýp iki kez yine oraya döndüm. Hýfzý Veldet VELÝDEDEOÐLU Anýlarýn Ýzinde 1. Yukarýdaki metin estetik zevk vermek ya da heyecan uyandýrmak için mi yoksa bilgi vermek için mi yazýlmýþtýr? 2. Metinde verilen bilgilerin doðruluðunun ya da yanlýþlýðýnýn kanýtlanabilirliðini açýklayýnýz. 3. Metinde anlatým türlerinden hangilerinin kullanýldýðýný belirleyiniz. 4. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 5

16 MÝRAS KEÇE Biz insanlar, þu etrafýmýzdaki cansýz þeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarýmýzýn bir tarafýnda yahut baþucumuzda duran þu komodin, içinde yattýðýmýz þu karyola, üzerinde yemek yediðimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülâsa evimizi teþkil eden bu þeyler hakkýnda bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sýfýr!.. Geçen sene ailemize bir taraftan küçük bir miras hissesi düþtü. Çini bir soba ile dört boru, iki kanat perde, ayaklý bir gaz lambasý, beþ altý tencere, boþ bir sandýk. Yani davalý bir mirasta karþý tarafýn gönderebileceði birtakým þeyler... Affedersiniz; birçok defalar yaptýðým gibi, yine unutuyordum: Bir de küçük bir keçe parçasý. Evdekiler âdet veçhile, bütün bunlarý didik didik ettikten sonra: Doðrusu, Paþa nýn karýsý tam ümit ettiðimiz gibi çýktý, dediler. Ayol bunlarý eskici bile kabul etmez. Haklarý vardý. Çini soba, mirasýna konduðumuz Paþa nýn 310 da evlendiði zaman aldýðý sobaydý. Sandýk da hanýmýn ilk çeyizlerini sakladýðý sandýk. Perdeler lime lime olmuþtu. Yalnýz birisinin korniþi duruyordu. Birisinin de uç tarafýndaki iþlemeler henüz çürümemiþti. Tencereler kalaysýzdý! Ya þu keçe parçasý... Halam: Vallahi utansýnlar, dedi. Bu keçe parçasý da gönderilir mi kardeþ? Annem: Deli olmuþlar, dedi. Hiç olmazsa Paþa nýn Yemen dönüþü getirdiði caným Hicaz iþlerinden bir tanecik kor insan. Halam: Kuzum Hanife, dedi. Allah aþkýna þu keçe parçasýný uþakla yollayýp bahçe duvarlarýndan içeriye attýr. Ve sonra, iç kapýnýn hemen önünde odaya atýlývermiþ olan keçe parçasýna terliklerinin ucuyla þöyle bir dokundu: O, dedi. Keçe deðil, pislik yuvasý. Ertesi günü, bizim küçük mirasý çöpçü bile kabul etmedi. Arabayý abur cuburla dolduramam hanýmefendi! dedi. Yalnýz, Aþçý Mehmet baþka bir þey yaptý. Keçeyi beþ altý su yýkadý. Tele astý. Kuruttu: Hanýmefendiciðim, dedi. Ýsterseniz yemek odasýnýn kapýsý altýna seriverelim. Kuru tahtayý da kapamýþ oluruz! Keçe bir müddet orada kaldý. Belki beþ altý ay, hizmetçi kýz haftada iki defa çýnar aðacýnýn altýna asýyor; elinde bir deðnek, bir taraftan var kuvvetiyle dövüyor, bir taraftan da: Ýllallah bu keçeden, diyordu. Evin bütün tozlarýný yer, tutar! Sonra bir gün mutfakta çamaþýrcýnýn küçük iskemlesi üzerinde gördüm. Orada dört kat edilip býrakýlmýþtý. Kýþ gelince bir iki ay kümesin üstüne örtüldü. Birkaç hafta bahçede sürünüp kaldý. Bir gün, sokak kapýsýnýn önünde, baktým paspas vazifesini görüyor. Nihayet geçen hafta annem þöyle dedi: Bu ufak tefeklerden býktým usandým, çocuklar! Annemin ufak tefek dediði þeyler Paþa nýn mirasýndan çini soba ile borular, ayaklý gaz lambasý, bir yýðýn 6

17 Fransýzca mecmua, eski bir dolap, birkaç da tencereydi. Küçük odaya bunlardan girilmiyor doðrusu. Satmaktan baþka hiç çare yok! Eskici iki yahudi ile anlaþamadýk. Ertesi günü getirdiðim biri de topuna birden üç buçuk lira verince annem: Dilenciye veririm de bu heriflere yine satmam, dedi. Adamý da kapý dýþarý etti. Sadece eskiler tüccarýný kapýya doðru uðurluyordum ki birdenbire durdu. Beyim, dedi. Bunu satmýyor musunuz? Hangisini? Þu keçeyi caným! Annem: Allah Allah, dedi. Adam çýldýrmýþ galiba! Ayol kaç para verirsin ona sen! Dört lira vereyim haným! A, a, a, sen sahiden aklýný oynatmýþsýn ayol. Caným çini soba ile sedirlere on lirayý çok gör de pis keçeye dört lira!.. Halam merdivenlerden acele acele indi. Zannedersem annemin koluna bir çimdik atmýþ olacak ki ikisi birden yan odaya daldýlar. Ben de kapý ile sofa arasýnda kulaklarýmý onlara verdim. Halam: Aman Hanifeciðim, bu iþte bir þey olacak, diyordu. Adam ya hiçbir þeyden anlamýyor yahut bu keçe bir þey? Ben: Caným, dedim, uzatmayýn Allah aþkýna. Böyle eskiciler vardýr. Bir eve girdiler mi en umulmayacak þeye para verirler. Ama blöftür ha; alaydýr, verin bakalým alýyor mu? Bununla beraber üçümüz, daha doðrusu, ben, annem, halam, hizmetçi kýz, aþçý miras keçenin üzerine birdenbire eðilmiþtik. Ayaklarýmýzýn altýnda günlerce paspas vazifesi gören keçe, bana gerinip uyanýyor gibi geldi. Âdeta þahrem þahrem dökülen kenarlarý, binlerce ayak gibi kýmýldýyor. Ayaklarýmýzla yara içinde kalan göðsü, tuhaf bir þifa merhemiyle iyileþmiþ kadar teneffüs ediyor; ötesinde berisinde bir iki çiçek kýrýntýsý tarhlarý yeni yapýlmýþ bir bahçede sanki gözlerini açýyordu. Sanki bir iki dakika daha geçerse birdenbire aramýzda ayaklanacak; parmaklarýmýzýn arasýndan fýrsatýný bulduðu dakika, cins bir at gibi süratle uzaklaþýp gidecekti. Fakat annem uzatmadý: Bana bak, dedi. Bizim alayla düzenle iþimiz yok. Hepsine on lira ver, al git!.. Adam, diðer eþyalarýn bulunduðu odaya girmeden keçeyi derleyip topladý. Koltuðuna aldý: Hanýmcýðým, dedi. Þimdi bir araba getirip ötekileri de alýrým! Miras keçenin müþterisini ancak bir hafta sonra görebildik. Daha kapýdan girer girmez: Sormayýnýz, dedi. Daha iki dakika duracak olsaydým, sizin keçeden tam iki yüz lira kazanýyordum. Bir dakika durdu: Müzeden aldýlar, dedi. Benim yirmi beþ liraya sattýðým adam tam yüz yetmiþ beþ lira kazandý. Halam koltuða yýðýldý. Annem biraz kolonya ister gibi oldu. Ben de soðuk su ile yüzümü bir iyice yýkadým! Halamdan aþçýya kadar, gece gündüz üç gün bizim keçe konuþuldu. Ýçimizde hiçbirimiz inanmýyor. Halam: Gözlerimle görmeliyim, diyordu. Bizim keçe... Paþa nýn mirasý... Ýki yüz lira... Vallahi yalan... Bu muhaverenin ertesi günü halamla annem önde, ben arkada, hizmetçi kýzla aþçý daha geride Topkapý Sarayý nýn yeni açýlan eski iþlemeler ve halýlar müzesinden içeri girdik. Her nedense hepimizde tuhaf bir titreme vardý. Hizmetçi kýz aþçýya sokuluyor, çýnar aðacýnýn altýnda, miras keçeyi deðnekle saatler saati dövdüðü, suya vurduðu, ýslattýðý, tekrar kuruttuðu, tekrar dövdüðü günleri düþünüyordu. Halam birdenbire durdu: 7

18 Çocuk, dedi. Ýþte, iþte Hakikaten bizim keçeydi. Bir sedirin üzerinde duruyordu. Tek baþýnaydý. Yukarýdan açýk bir pencereden, yüzüne hafif bir gün ýþýðý vurmuþtu. Âdeta bacak bacak üstüne atmýþtý, gururlu bir hâli vardý. Hepimiz bir adým geri çekildik. Zaten kalýn bir kordon bizi birbirimizden ayýrýyor; aramýza, âdeta denizler, okyanuslar, servetler ve asýrlar koyuyordu. Ben biraz eðildim ve keçe hazretlerinin hemen üzerine býrakýlmýþ olan levhayý okumaya çalýþtým: Dokuzuncu asýr mamûlatýndan (Hicrî 1090) Anadolu Selçukîleri zamanýna ait Halam duramadý. Elini uzatmak; parmaklarýyla yoklamak istedi. Fakat birdenbire yan tarafýmýzda odacýlardan biri atýldý: Haným, dedi, bak, peþin haber vereyim. El sürmek, dokunmak yasak. Bunlar antika þeylerdir çünkü. Sonra yavaþ yavaþ annemle halamýn arasýna girdi: Müzeye geleli bir hafta oluyor, dedi. Ama bin senelik... Yazýk ki maldan anlamayan kiþiler eline düþmüþ. Ýnsanlar deðil, eþekler kullanmýþ. Þu örmeðe bakýn... Þu sarý renge, þu toz pembesine... Hayvan olsa bunlarý görür insan be?.. Keçenin karþýsýnda ne kadar kaldýðýmýzý bilmiyorum. Yalnýz benim baþýmýn içinde bir sinema hilesi gibi keçe, deðnek, paspas üstünde tepinen ayaklar, çamaþýrlýktaki iskemle, kümesin üstü, tozlar, sonra tekrar deðnek, yine paspas üstünde tepinen ayaklar, halam, hizmetçi kýz, hepsi birbirine karýþýyor; bu oda içindeki bütün eþyalarý alýp götüren bir sel hýzlý hýzlý akýyordu. Aman, evinizdeki eþyalara dikkat edin Ne olur ne olmaz! Kenan Hulusi KORAY Kompozisyon Sanatý 1. Yazar, Miras Keçe hikâyesini okuyucuya bilgi vermek amacýyla mý yoksa okuyucuyu kendi kurduðu dünyaya çekmek amacýyla mý yazmýþtýr? 2. Eski Ankara ile Miras Keçe metinlerini öðreticilik ve sanatsal iþlev yönünden karþýlaþtýrýnýz. 3. Eski Ankara ve Miras Keçe metinlerinde kiþi, zaman, mekân ve olaylarda deðiþiklik yapýlýp yapýlamayacaðýný belirleyiniz. Belirlediðiniz sonuçlar sizi öðretici ve sanatsal metinlerin hangi özelliðine götürmektedir? 4. Eski Ankara ve Miras Keçe metinlerinden hangisinde üslup kaygýsý ön plandadýr? 5. Dil, Miras Keçe metninde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 6. Miras Keçe metninde hangi anlatým türleri kullanýlmýþtýr? Bu türlere metinden örnekler gösteriniz. 7. Eski Ankara ve Miras Keçe metinlerinin sorularýna verdiðiniz cevaplardan hareketle öðretici ve sanatsal metinlerin özelliklerini maddeler hâlinde yazýnýz. 1. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Birinci grup Eski Ankara, diðer grup Miras Keçe metnindeki kelimeleri anlam bakýmýndan (gerçek, mecaz, yan ve deyim anlam) inceler. Gruplar, ulaþýlan sonuçlarýn öðretici ve sanatsal metinlerin hangi özelliðini gösterdiðini belirtir. 8

19 KÝÞÝLER: 1. HASTA BAKICI 2. ÞAPKALI KADIN 3. AKILLI ÇANTALI ADAM 4. AKILLI FAVORÝLÝ GENÇ DIÞARDAKÝLER (Bir sinir hastalýklarý uzmanýnýn muayenehanesi... Buraya karþýda, saða yakýn kapýdan girilir. Antre bekleme yeri olarak kullanýlmaktadýr. Saðda, dipte tuvalet kapýsý, onun yanýnda kör aydýnlýk penceresi... Soldaki bölme üzerindeki kapýdan doktorun aydýnlýk, ferah, oldukça iyi döþenmiþ sayýlabilecek muayene odasýna geçilir. Bekleme yerinin bütünüyle bakýmsýz, hor bir görünüþü vardýr, miadýný çoktan doldurmuþ koltuk eskileri, çarpýk ayaklý bir masa, Nuh nebiden kalma dergi artýklarý vb. Oyunun kiþileri, bir karikatüristin elinden fýrlamýþ gibidir. Hepsi canlý, renkli, giyiniþ ve davranýþlarýnda ölçüyü az buçuk da olsa kaçýrmýþ kimselerdir. Bununla birlikle itici bir hâlleri yoktur, tersine günlük hayatýmýzda, adým baþýnda karþýlaþtýðýmýz insanlarý hatýrlattýklarý için bize sempatik görünürler. Perde açýldýðý zaman sahne boþtur, dýþarýda konuþmalar duyulur. Hasta bakýcý girer, bekleme odasýnýn bakýmsýzlýðý ile çeliþen beyaz üniformasý içinde, cesaret kýrýcý, ciddi mi ciddi bir görünüþü vardýr. Yirmi beþ sularýnda bir taze... Mini etek, ahu gözler. Beklemeye bir adým atar, sonra arkasýna dönüp bakar, insana neþelenmek arzusu vermeyen bir sesle, geriye doðru konuþur: Giriniz! Önde Þapkalý Kadýn, arkasýnda, I. Akýllý görünürler. Kadýn kýrk yaþlarýnda, fazla boyalý... Baþýnda eþine az rastlanan tüylü, kuþlu dehþet bir þapka, kulaklarýnda, kollarýnda, boynunda zincir, boncuk karýþýmý küpeler, bilezikler, at nalý büyüklüðünde bir madalyonun tutturulduðu kolyeler... Bunlar, kadýn hareketsiz durduðu zaman doðanýn deðiþmez kanunlarýna boyun eðmiþ görünerek sakinleþirler fakat en küçük kýpýrdanýþýnda hep birden harekete gelirler. Kýlýðý da buna uygun. Bütünüyle þaþýrtýcý bir görünüþü vardýr. Erkek ona göre, daha gençtir yalnýz kendini koyuvermiþ görünmektedir. Yüzünde yorgun ve bezgin bir ifade... Þapkalý Kadýn içeri girince, gözünü karanlýða alýþtýrmak için birden duraklar, 1. Akýllý kendisine çarpýnca kadýn dönüp hýþýmla ona bakar, adam ürkmüþ gibi gerilir.) ÞAPKALI KADIN: Doktor? HASTA BAKICI: Üçte gelir. 1. AKILLI (Saatine bakarak): Üçü beþ geçiyor. 9

20 HASTA BAKICI: Klinikte hastasý var. (Gergin adýmlarla yürüyerek çýkar.) ÞAPKALI KADIN (Boþ çuval gibi kendini en yakýn koltuða býrakmaya davranan adamý görünce çýðlýðý basar): Oturma! 1. AKILLI (Sýçrayarak doðrulur.): Niçin? ÞAPKALI KADIN: Görmüyor musun? (Tiksindiðini belli edecek bir harekette bulunur, sonra koltuklarý dikkatle inceler, ötekini iþaret eder.) Þuna geç! (Adam gösterdiði yere geçip oturur, kendini býrakmaya davranýr, kadýn yeniden çýðlýðý basar.) Yaslanma! 1. AKILLI: Niçin? ÞAPKALI KADIN: Yaslanma dedim, o kadar AKILLI: Peki. ÞAPKALI KADIN: Oturunca hemen kendini koyuverirsin. 1. AKILLI: Öyle. (Puflar.) ÞAPKALI KADIN: Cevap verme! Bunun kadar rahat insan görmedim. (Onu açýk bir nefretle süzer, adam bakmadýðý hâlde bunu sezmiþ gibidir. Bakýþlarýný tavanda, duvarlarda dolaþtýrýr, gözü dergilere takýlýnca uzanýp almak ister, kadýnýn çýðlýðýný duyunca duraklar.) Sürme, elini sürme! (Adam ateþe dokunmuþ gibi ellerini çeker, nereye koyacaðýný kestiremiyormuþ gibi, önce cebine sokar, sonra kollarýný kavuþturur.) Tiksinme diye bir þey yok bu adamda. (Onun baktýðýný görerek.) Yalan mý? 1. AKILLI (Çok sakin): Ne diye bu þapkayý kondurdun baþýna? Gelen geçen dönüp bize baktý. (Kadýn kýzgýnlýðýný belli eden bir ses çýkarýr.) Otobüste arkamýzda oturanlar gülüþtüler. (Dýþardan Hasta bakýcý'nýn çýngýraklý kahkahasý duyulur, telefon zili çýnlar, Hasta bakýcý girer.) HASTA BAKICI (Telefonda): Efendim? (Deðiþik tonda.) Buyurun! (Favorili Genç görünür, üstünde henüz moda dergilerinde görülmemiþ bir elbise, uzun saçlar, uçlarý dudak kenarýndan sarkan býyýklar, ayaklarýnda yumurta ökçeli çizmeler ve gerekli aksesuar...) FAVORÝLÝ GENÇ: Kim? HASTA BAKICI (Alýcýyý avucuyla kapayarak): Doktor. (Telefonda) Ýki kiþi... Bir çift... Baþka gelen olmadý... Evet? FAVORÝLÝ GENÇ: Ne diyor? HASTA BAKICI (Susmasýný iþaret eder, telefonda): Affedersiniz, duyamadým... (Sinirlenmiþ gibi bir hareket yapar.) Hayýr, telefon etmediler... Peki baþüstüne. (Telefonu kapar.) Duyamadým diyorum, hemen tersliyor... FAVORÝLÝ GENÇ: Aldýrma! Ne dedi? HASTA BAKICI: Gecikecekmiþ, onu haber veriyor. ÞAPKALI KADIN: Ne kadar?... Nâzým KURÞUNLU Türk Dili Dergisi 1. Ýncelediðiniz metinlerden hareketle anlatmaya ve göstermeye baðlý metinlerin ortak ve farklý yönlerini belirleyiniz. 2. Göstermeye baðlý metinlerdeki parantez içi açýklamalarýn anlatmaya baðlý edebî metinlerde kullanýlýp kullanýlamayacaðýný açýklayýnýz. 3. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 2. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz metinleri kullanýlan dilin iþlevlerine göre gruplandýrýnýz. 10

21 3. ETKÝNLÝK Mektup, günlük, aný, biyografi, gezi yazýsý, sohbet, haber yazýlarý, fýkra, deneme, makale, eleþtiri, röportaj, mülakat, söylev, fabl, masal, hikâye, roman, tiyatro, konferans, açýk oturum, sempozyum, forum, münazara Yukarýdaki türleri þemadaki uygun yerlere yazýnýz. Metinlerin Sýnýflandýrýlmasý Sözlü Anlatým Yazýlý Anlatým Öðretici Metin Sanat (Kurmaca) Metni Göstermeye Baðlý Metin Anlatmaya Baðlý Metin ETKÝNLÝK ÝKÝ BUÇUK Ýþte gene hiç sevmediði bir duruma düþmüþtü! Bin kez söylemiþti kendi kendine ki Dolmuþa bindiðim zaman deðil, inerken parayý vereceðim bundan sonra! Olmuyordu, olmuyordu Allah belasýný versin. Bundan önce bir deðil, belki de on, on beþ, yirmi sefer hep ayný duruma düþmüþ, þoförle takýþmýþtý. En temizi, dolmuþtan ineceði yere gelince, inmeden önce parayý vermekti. Bir süre öyle yapmýþtý. Ama bu sefer, bu sonuncu sefer... Durak kalabalýktý. Birkaç kiþi koþmuþtu, çevik bir davranýþla girivermiþti arabaya. Solunda iki kiþi. En saðdaydý. Yanýndaki bozuk paralarýn en küçüðü iki buçukluk. Þoför almýþ, ötekilerin iki buçuk, beþliklerinin üzerini vermiþ onunkini... Bu sýrada en saðdaki inip bir baþka yolcu binmeseydi þoför herhâlde parasýnýn üstünü verecekti. Çünkü davranýþý öyleydi. Ama yolcu Caðaloðlu deyince þoför yeni müþteriyle konuþmaya dalmýþ, iki buçuðun üstünü unutmuþtu.... Orhan KEMAL Orhan Kemal e ait Ýki Buçuk adlý hikâyenin giriþ bölümü yukarýya alýnmýþtýr. Giriþ bölümü alýnan bu hikâyeyi tamamlayýnýz. Tamamladýðýnýz bölümlerin farklý olmasýnda anlatmaya baðlý metinlerde anlatýcýnýn ve öykülemenin rolünü belirtiniz. 11

22 5. ETKÝNLÝK ALP ARSLAN DÖNEMÝ Tuðrul Bey in çocuðu yoktu. Yerine Çaðrý Bey in büyük oðlu Süleyman ýn geçmesini vasiyet etmiþti ancak Süleyman ýn hükümdarlýðýný kabul etmeyen kardeþi Alp Arslan, kendisini sultan ilan etti. Bu sýrada taht için hak iddia eden Kutalmýþ da Alp Arslan a karþý ayaklandý. Bu ayaklanma hayatýný kaybetmesi ile sonuçlandý (1064). Selçuk un oðlu Arslan Yabgu nun soyundan gelenlerle Mikail in soyundan gelenler arasýndaki taht mücadeleleri uzun süre devam etti. Alp Arslan vezirliðe Nizamülmülk ü getirdi. Nizamülmülk devlet teþkilatýnýn düzenlenmesinde ülkenin iç ve dýþ siyasetinin belirlenmesinde önemli rol oynadý. Alp Arslan ilk seferini Tuðrul Bey in batý siyasetine uygun olarak Azerbaycan ve Kafkasya üzerine yaptý. Doðu Anadolu ya girerek Kafkaslarýn kapýsý sayýlan saðlam surlarla çevrili Ani Kalesi ni þiddetli bir kuþatma sonucu aldý (1064). Bizans ýn önemli kalelerinden olan Ani nin fethi Ýslam dünyasýnda büyük yanký uyandýrdý. Abbasî halifesi Alp Arslan a ebul feth (fetih babasý) unvanýný verdi. Alp Arslan, aðabeyi Kavurd un isyan etmesi üzerine onun yönettiði Kirman üzerine sefere çýktý. Kendisinden özür dileyen Kavurd u affederek görevine devam etmesine izin verdi yýlýnda doðu seferine çýkan Alp Arslan, Hazar Denizi nin Mangýþlak Yarýmadasý civarýnda yaþayan Türkleri itaat altýna aldý. Buradan atalarýnýn daha önce yaþamýþ olduðu Cent e giderek dedesi Selçuk un mezarýný ziyaret etti. Selçuklu topraklarýna giren Batý Karahanlýlar üzerine sefer düzenleyen Alp Arslan onlarý anlaþma yapmaya zorladý. Baþlayan dostane iliþkilerin devamý için oðlu Melikþah ý Karahanlý hanedanýndan olan Terken Hatun ile evlendirdi yýlýnda yeniden Gürcistan a yürüyen Alp Arslan, Gürcistan ýn önemli kalelerini fethetti. Gürcü kralýnýn kendisine baðlýlýðýný bildirmesi üzerine geri döndü. Anadolu akýnlarý Alp Arslan zamanýnda da devam etti. Afþin ve Gümüþtekin gibi Selçuklu beyleri Marmara kýyýlarýna kadar ulaþtýlar. Nihat ÇETÝN - Mustafa KUTLUAY - Mestan AVLAR Yukarýdaki öðretici metin i kurmaca metin hâline getiriniz. Oluþturduðunuz sanat metni ile öðretici metni öykülemenin rolü açýsýndan karþýlaþtýrýnýz. Sanat metinleriyle öðretici metinler arasýndaki farklýlýklarý belirtiniz. 6. ETKÝNLÝK Resimde gördüklerinizi öðretici ve kurmaca metin olarak yazýya dökünüz. Yazdýklarýnýzý arkadaþlarýnýza okuyarak onlarýn düþüncelerini alýnýz. 12

23 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Metinlerde dil, göndergesel iþlev de kullanýldýðýnda varlýk ve eþyalarý... ifade eder. Sanat metinlerinde dil daha çok... iþlevinde kullanýlýr. Sanat metinleri... ve... olmak üzere gruplandýrýlýr. Kelimeler öðretici metinlerde genelde... anlamda kullanýlýr. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Sanat metinleri bir iletiþim çeþididir. ( D ) ( Y ) Anlatmaya baðlý metinler öðretici metinler ve sanat metinleri olmak üzere ikiye ayrýlýr. ( D ) ( Y ) Edebî metinlerde dil daha çok dil ötesi iþlevinde kullanýlýr. ( D ) ( Y ) Öðretici metinlerde dil daha çok göndergesel iþlevinde kullanýlýr. ( D ) ( Y ) Metinleri kullanýlan dilin iþlevlerine göre gruplandýrmak mümkün deðildir. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi göstermeye baðlý edebî metin türüdür? A) Roman B) Biyografi C) Hikâye D) Tiyatro E) Mektup 4. Metinleri aþaðýdakilerden hangisiyle gruplandýrmak mümkün deðildir? A) Gerçeklikle iliþkileri bakýmýndan B) Kullanýlan dilin iþlevleri bakýmýndan C) Yazýlýþ amaçlarý bakýmýndan D) Kullanýlan anlatým türleri bakýmýndan E) Paragraflarýnýn uzunluklarý bakýmýndan 5. Aþaðýdakiler sanatsal ve öðretici metinler olarak gruplandýrýlýrsa hangisi dýþarýda kalýr? A) Makale B) Fabl C) Gezi Yazýsý D) Hikâye E) Hatýra 13

24 6. Gerçeklik-öðretici kavramlarý aþaðýdaki edebî türlerden hangisi ile ilgilidir? A) Fabl B) Roman C) Tiyatro D) Makale E) Masal 7. Memidik söðüt yapraðý býçaðýný olanca hýzýyla kýnýndan çekti, býçak ay ýþýðýnda bir þimþek mavisinde parlayarak havada geniþ bir yay çizdi. Memidik in bütün bedeni avýna atýlmaya hazýr kaya atmacalarý gibi gerildi. Olduðu yerde bir sýçradý, sonra gene gergin, gerilmiþ bacaklarý titreyerek öyle kalakaldý. Bedeni tepeden týrnaða aðýr bir kurþun külçesine dönmüþtü. Öyle kýpýrtýsýz... Çalýnýn içine yumulmuþ titriyordu. Hem titriyor hem de söðüt yapraðý sapýný var gücüyle sýkýyordu. Yukarýdaki parçanýn anlatýmýnda aþaðýdakilerden hangisi kullanýlmýþtýr? A) Öyküleme - Açýklama B) Betimleme - Öyküleme C) Betimleme - Tartýþma D) Açýklama - Tartýþma E) Betimleme - Açýklama 8. Sözcüklerin temel ve yan anlamlarýnýn yaný sýra bir de duygu deðeri vardýr ki kimi sözcüklerde bu bulunmayabilir. Söz gelimi açý, üçgen, teðet sözcüklerinin duygusal bir deðeri yoktur; kimi sözcüklerde ise çeþitli tasarým ve duygularý içeren bir ayrý katman var gibidir. Onlarý duyduðumuzda ya da okuduðumuzda temel anlamlarýyla birlikte bu duygusal yönleri de zihnimizde canlanýr, bizde kimi çaðrýþýmlar uyandýrýr. Dil, yukarýdaki parçada hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? A) Göndergesel iþlevinde B) Alýcýyý harekete geçirme iþlevinde C) Heyecan bildirme iþlevinde D) Kanalý kontrol iþlevinde E) Þiirsel iþlevinde 9. Sanat eserinde konunun esas deðil, sadece bir vesile olduðunu birçok þairin ayný konularý iþlemeleri de gösterir. Leyla ve Mecnun konusu üzerinde birçok þairimiz eser vermiþlerdir ama bunlardan en çok Fuzulî ninki yaþamakta ve gerçek bir deðer taþýmaktadýr. Baudelaire, Kötülük Çiçekleri ndeki þiirlerinden pek çoðunun konusunu, romanlarý dilimize bol bol çevrilmiþ olan Xavier de Montépin in Alçýdan Kýzlar adlý bayaðý þiir kitabýndan almýþtýr. Bugün Montépin in þiirlerini kim okuyor, hatta kim hatýrlýyor? Ayný konular Baudelaire de yaþayarak yepyeni içeriklerle zenginleþmemiþ midir? Yukarýdaki parçanýn anlatýmýnda düþünceyi geliþtirme yollarýndan hangisi daha aðýr basmaktadýr? A) Tanýmlama B) Karþýlaþtýrma C) Tanýk gösterme D) Örneklendirme E) Benzetme 14

25 Öz Deðerlendirme Formu Konuyla ilgili daha önce bildiklerim Konuyla ilgili öðrendiklerim Konuyla ilgili tam öðrenemediklerim Konuyla ilgili öðrenmek istediklerim Konuyla ilgili okuduðum kitaplar Konuyla ilgili okumayý düþündüðüm kitaplar Konuyla iliþkilendirdiðim diðer konular Bu konuyu arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Konuyla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 15

26 1. Aþaðýda verilen cümlelerdeki boþluklarý uygun þekilde doldurunuz. Kurmaca metinlerde... amaçlanýr. Kelimeler... metinlerde yazarýn okuyucuya sunmak istediði yaþam ve yaþantýya göre düzenlenir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Öðretici metinler sözü edilen konu hakkýnda bilgi vermeyi amaçlar. ( D ) ( Y ) Kurmaca metinlerde dil duygusal ve çaðrýþýmsal bir nitelik taþýr. ( D ) ( Y ) Sanat metinlerinde anlatýlanlar olduðu gibi yaþanmýþtýr. ( D ) ( Y ) 3. Kuþlar arasýnda yarasa ne ise düþünceler arasýnda da kuþku da odur; ikisi de hep alaca karanlýkta uçarlar. Kuþkularýmýzý baský altýna almak, hiç deðilse gözaltýnda bulundurmak zorundayýz çünkü kafamýzý bulandýrýr, arkadaþlarýmýzý yitirmemize yol açar, iþimizi alt üst eder, çýðýrýndan çýkarýrlar. Gönlümüzün deðil, kafamýzýn bir yetersizliðidir kuþkular. Kuþku, en yiðit yaratýlýþta bile kendini gösterir. Yalnýz bu yaratýlýþtaki kiþilere kuþkunun pek zararý dokunmaz çünkü böyleleri çoðunlukla enine boyuna düþünür, haklý bir neden bulmadýkça bir konuda kuþkuya kapýlmazlar. Korkak yaradýlýþlarda ise kuþku çok kolay kök salar. Yukarýdaki paragrafta hangi anlatým türünden yararlanýlmýþtýr? A) Açýklayýcý B) Öyküleyici C) Tartýþmacý D) Betimleyici E) Fantastik 4. Meþe biten toprakta hemen hemen hiç baþka aðaç gözükmez. Dað taþ, dere tepe sýrf meþedir. Meþeler kalýn, kýsa gövdelidir. Dallarý güdüktür. En uzun dalýn uzunluðu bir metreyi geçmez. Toprakta, saðlam, topraða bütün gücüyle yapýþmýþ dururlar. Hiçbir güç onlarý oradan ayýrmayacakmýþ gibi gelir. Yukarýdaki paragrafta hangi anlatým türünden yararlanýlmýþtýr? A) Açýklayýcý B) Öyküleyici C) Tartýþmacý D) Betimleyici E) Fantastik 5. Atalarýmýzýn bizlere aktarmaya çalýþtýðý özelliklerden biri de hoþgörüleridir. Hoþgörü denilince de akla, yüzlerce yýl yurdumuzda yaþamýþ ulularýmýzdan Yunus Emre, Mevlâna Celaleddini Rumi, Hacý Bektaþ Veli ve Nasrettin Hoca gelir. Onlarýn diðer alanda olduðu gibi hoþgörü konusundaki sözleri de bizler için yol gösterici olmaya devam ediyor. Yunus Emre Kamu âlem birdir bize. Mevlâna Ne olursan ol, gene gel. Hacý Bektaþ Veli Yetmiþ iki millete ayný can gözüyle bakmalý. derken hoþgörünün önemini açýkça vurgulamýþtýr. Yukarýdaki paragrafta düþünceyi geliþtirme yollarýndan hangisi kullanýlmýþtýr? A) Tanýmlama B) Karþýlaþtýrma C) Örnekleme D) Tanýk gösterme E) Ýliþki kurma 16

27 6. Aþaðýdakilerden hangisi öðretici bir metnin belirgin özelliði olamaz? A) Dilin daha çok göndergesel iþlevinde kullanýlmasý B) Kiþi, mekân, anlatýcý gibi hikâye ögelerine yer verilmemesi C) Kaynaðýný hayal dünyasýndan deðil, gerçek dünyadan almasý D) Okuyucu üzerindeki etkisi açýsýndan anlatýmýn akýcý, duru-açýk ve yalýn olmasý E) Fýkra, gezi yazýsý ve fablýn öðretici metne örnek olmasý 7. Edebî metinlerin öðretici metinler ve sanatsal metinler þeklinde sýnýflandýrýlmasýnda aþaðýdakilerin hangisinin en az etkili olduðu söylenebilir? A) Yazarýn amacýnýn B) Dilin kullanýlan iþlevinin C) Metnin ana düþüncesinin D) Kullanýlan düþünceyi geliþtirme yönteminin E) Anlatýlanlarýn gerçek hayatla iliþkisinin 8. Aþaðýdakilerden hangisi göstermeye baðlý metinlerin özelliklerinden biri deðildir? A) Dilin aðýrlýklý olarak alýcýyý harekete geçirme iþlevinde kullanýlmasý B) Genellikle sahnede sergilenmek üzere yazýlmasý C) Kahramanlarýn hareketlerinin parantez içinde verilen açýklamalar ile belirtilmesi D) Amacýnýn okuyanlara bilgi vermek olmasý E) Monologlardan ve diyaloglardan oluþmasý 9. Aþaðýdakilerden hangisi sanatsal metinle öðretici metnin ortak özelliklerinden biridir? A) Okuyucuya edebî zevk vermesi B) Kurgulanabilir olmasý C) Dilin daha çok göndergesel iþleviyle kullanýlmasý D) Kelimelerin genellikle mecaz anlamýnda kullanýlmasý E) Belirli planlara uyularak yazýlmasý 10. Aþaðýdakilerden hangisi öðretici metninlerin bir özelliði olamaz? A) Dilin göndergesel iþlevinde kullanýlmasý B) Üslup kaygýsýnýn ön planda olmasý C) Kelimelerin genellikle gerçek anlamda kullanýlmasý D) Amacýn bilgi vermek ve bir konuyu açýklamak olmasý E) Aðýrlýklý olarak öyküleyici ve betimleyici anlatým türünün kullanýlmasý 11. Aþaðýdakilerden hangisi anlatmaya baðlý bir sanatsal metin deðildir? A) Hikâye B) Fabl C) Masal D) Tiyatro E) Þiir 17

28 12. Aþaðýdakilerden hangisi sözlü bir anlatým türü deðildir? A) Mülakat B) Röportaj C) Sohbet D) Sempozyum (Bilgi þöleni) E) Forum 13. I. Açýklayýcý anlatým II. Öyküleyici anlatým III. Epik anlatým IV. Tartýþmacý anlatým Öðretici metinlerde yukarýdaki anlatým türlerinden hangileri aðýrlýklý olarak kullanýlýr? A) I-III B) II-IV C) I-IV D) III-IV E) II-III 14. Bir dil yanlýþýndan dolayý daha ilk sayfalarda elimden býraktýðým romanlar olmuþtur. "Sen benim dilimi býrak da anlattýklarýmý oku." diyemez bana hiçbir romancý, diyememelidir. Ben bir romaný, neyi anlattýðý için deðil, onu nasýl anlattýðýný merak ettiðim için okurum. Böyle düþünen bir okurun roman karþýsýndaki tutumu için aþaðýdakilerden hangisi söylenemez? A) Okuyacaðý kitabý seçmede belirli ölçütlerinin olduðu B) Üsluba önem verdiði C) Anlatým bozukluklarýný hoþ görmediði D) Konu seçiminde titizlik gösterdiði E) Baþladýðý her romaný bitirdiði 1988-ÖSS 15. Sofraya hep birlikte otururduk. Tahtadan, yuvarlak bir yer sofrasýna, ayaklarýmýzý altýmýza alýp yan oturarak yaklaþýrdýk. Sofra örtüsünü dizlerimizin üzerine çekerdik. Babam baðdaþ kurarak baþ köþede otururdu. Beni saðýna, kýz kardeþimi de soluna alýrdý. Karþýsýnda annem otururdu. Babam, yemeðe baþlamadan içimizden biri yanýlýp da yemeðe uzanacak olursa hiç acýmadan kaþýðýnýn tersini, uzanan elin sýrtýna indirirdi. Bu parçanýn anlatýmýnda aþaðýdakilerin hangisinden yararlanýlmýþtýr? A) Betimleme-öyküleme B) Öyküleme-örnek verme C) Betimleme-açýklama D) Açýklama-öyküleme E) Açýklama-örnek verme 1997-ÖSS 18

29 19

30 20

31 1. Þarký, türkü ve maniler deki ifadelerden hareketle mektubun geçmiþteki ve günümüzdeki yerini belirtiniz. 2. Bir iþ baþvurusu yapmak ya da resmî makamlardan bir talepte bulunmak için ne yaparsýnýz? 3. Elektronik posta ve kýsa mesaj yoluyla gönderilen iletilerin mektubun iþlevini yerine getirdiðini düþünüyor musunuz? Açýklayýnýz. 4. Mektup kiþiliðinizin bir aynasýdýr. sözüyle ilgili düþüncelerinizi açýklayýnýz. 1. ETKÝNLÝK Büyüklerinizin mektuplaþmayla ilgili hatýralarýný derleyerek arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 2. ETKÝNLÝK Çeþitli konularda yazýlmýþ mektup örnekleri bularak sýnýfta okuyunuz. Okuduðunuz ve dinlediðiniz mektuplar hakkýndaki düþüncelerinizi söyleyiniz. 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda mektup türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (19. etkinliðe yöneliktir.). 21

32 17 Mayýs 1977 Sevgili Özgeciðim, Mektubunu bu sabah aldým. Bana böyle uzun ve güzel bir mektup yazdýðýn için teþekkür ederim; Ahmet Mithat Efendi-Hüseyin Rahmi hikâyesini de çok beðendim. Yalnýz bazý yerlerinde - helecan dan olacak- kelimeleri eksik ya da fazla yazmýþsýn ( göndelirmi, mektubunuzu alýnýnca gibi) Bunlar önemli deðil; asýl dilbilgisi -yazýnkurallarýnda bazý hatalar yapýyorsun; benim kýzýmýn yazýlarýnda böyle þeyler olmamalý. Meselâ Efendi ye derken arada apostrof gerekli deðil. Ayrýca þýk'ý (roman adý) derken tek týrnak ( apostrof gibi) yazýlýrsa daha iyi olur ve asýl önemlisi týrnak içinde sadece özel isim bulunur -þýk da büyük harfle baþlar; yani þöyle olur: Þýk ý, ya da senin gibi yazarsak: Þýk ý. Sonra Ýnglizce deðil Ýngilizce. Ayrýca bazý Osmanlýca kelimeler kullanmýþsýn, olabilir; ama cerzebe deðil cerbeze yazýlýr. Yazýlýþta kuþkun olursa hemen Yazýn Kýlavuzuna ya da sözlüðe bakacaksýn. (Ben bile cerbeze için hemen sözlüðe baktým þimdi.) Bir önemli nokta da, dahi anlamýna gelen de ve da larýn ayrý yazýlmasý. Sen bazý yerlerde, özellikle özel isimlerden sonra bu kelimeleri apostrofla ayýrmýþsýn-yanlýþ. Sadece ayrý yazýlýr. ( Ahmet Efendi de romanýn sonunu da baþý kadar beðenmiþ. apostrof olmayacak. O zevat'ta derken apostrof olmayacak ve ayrý yazýlacak ve ta deðil da.) Müziðimde kýrýk deðilmiþ. deðil Müziðim de kýrýk deðilmiþ. olacak. Sonra, baþkalarýnýn konuþmalarý týrnak içinde verilirken, týrnak kapanmadan bir virgül konulur: Meselâ, Bunu tamamla, sonra neþredelim, demiþ. (Ayrýca el yazýsýnda [<<] deðil, [ ] kullanýlýr.) Bu kadar eleþtiriyorum diye bana kýzmýyorsun, deðil mi? Çünkü kazýk kadar adamlar daha beter yazýn hatalarý yapýyorlar; benim kýzým zamanýnda öðrensin de onlar gibi olmasýn istiyorum. Bir iki nokta daha var: Bir kere ayýn 23 de deðil, ayýn 23 ünde olacak; en iyisi üþenmemek: ayýn yirmi üçünde yazmak. Bir de -son olarak- çok uzun cümle yazmaya özeniyorsun; cümlenin baþý sonunu tutmuyor. Bütün bunlarý senin daha doðru ve güzel yazman için söyledim. Yetenekli ve akýllý bir kýzsýn; böyle yanlýþlar yüzünden yazdýklarýnýn deðeri azalsýn istemiyorum. Okulda derslerinin iyi gitmesine çok sevindim. Aferin benim çalýþkan ve akýllý kýzým! Benim burada bir yýl kalma iþim olmuþ diyorlar, fakat formaliteler bir türlü bitmiyor ve bana resmî bir yazý göndermiyorlar. Ýngiltere de altý ay kalma iznim de bir ay sonra bitiyor. Ýngiltere hükûmetinden tekrar izin alabilmem için de böyle bir yazýya ihtiyacým var. Geçen ay buradaki doktorum Mr. Morgan (Morgýn) beni tekrar gördü, iyi buldu. Gelecek hafta gene görecek ve filim çektirerek kontrol edecek. Ben de daha iyi hissediyorum kendimi; ama daha -arada- baþ aðrýlarý ve yorgunluklar oluyor. Doktor bunlarý da normal buldu. Ýlâçlarýmý da azalttý. Televizyon seyrediyorum, sinemaya ve parklara gidiyorum. Biraz da okuyorum. Ýþte böyle caným kýzým! Seni de çok özlüyorum. Bu mektubun bana çok iyi geldi. Söz verdiðin gibi sýk sýk ve uzun uzun yaz bana, olur mu? Seni hasret ve sevgiyle çok çok öperim. Oðuz ATAY (Yayýmlanmamýþ mektubudur.) 22

33 Antalya, 20 Eylül 1958 Kardeþim, neymiþ senin bu Antalya? Ýki gündür buradayým, beni allak bullak etti. Akdeniz iþte, bütün hâliyle Akdeniz. Su, hava, ýþýk, bitki. Ýnsanlarýn yumuþak huyu, her þey o. Serviler, palmiyeler, portakal, limon... Her þey Akdeniz in diliyle konuþuyor. Burdur dan buraya gelirken Kepez denilen bir mevkiden þehir ve deniz göründü. Oradan itibaren yolu asfaltlamýþlar. Þehir az çok imar görmüþ. Ama buraya ne yapýlsa az. Dün Manavgat Þelâlesi ni, Side Harabeleri ni ve Aspendos u gezdim. Doðru dürüst bir müzeleri yok ya, þehirde ve Side kazý yerinde enfes parçalar var. Biz, Halil Bedi Yönetken le, özel bir araba ile, Ýstanbul dan yola düzüldük, buraya kadar geldik. Balýkesir, Edremit, Bergama, Soma, Bodrum, Muðla, Burdur... Nihayet Antalya. Ne mi yapýyoruz? Halk oyunlarýmýzý ama þimdiye kadar bilmediklerimizi yahut bilinenlerin yeni þekillerini arýyoruz. Ýþimiz cenk ü çegane. Ama çok yerde hayal kýrýklýðýna uðradýk. Yerli kültürümüz en güzel taraflarýyla çöküyor. Henüz bir folklor enstitüsü olsun kuramadýk. Kurulsa ne olacak? Hiç olmazsa, ilmî bakýmdan bu kaybolan þeylerin tespitine çalýþýlýr. Görsen, kýyafet bakýmýndan öyle sefil bir derekeye düþmüþüz ki insanýn içi cýz ediyor. Seninle birlikte yaptýðýmýz seyahatler ne hoþtu, ne güzeldi. Bu da genel olarak güzel geçti diyebilirim. Geçti. diyorum çünkü yarýn dönüþ yolu baþlýyor. Hiç durmadan Ýstanbul a doðru akacaðýz. Üç hafta oluyor evden ayrýlalý, üç hafta daha da gezebilirim. Ne var ki iþ mevsimi geldi çattý. Ýmtihanlar olmasa daha kalabilirim. Bu kadar da az deðil. Niyetimiz, bizim halk oyunlarý tesisi adýna gelecek yazýn bir festival hazýrlamak. Bunlarýn faydasý oluyor, gelenekler dikkati çekiyor. Sanat kaynaklarý keþfediliyor. Þimdi Tophane denilen bir mevkide bir parkta oturuyoruz. Kaç gündür seyrine doyamadýðým o güzelim daðlar karþýmýzda. Âdeta tanrýsal bir opera dekoru... Günün her saatinde baþka baþka hâlleri var. Eski liman altýmýzda. Tekneler uyukluyor. Eylülün bu çaðýnda hâlâ aðustos böcekleri konserlerine devam ediyor. Kale içi denilen eski mahalleler, aðaçlar, serviler arasýnda eski bir kabartma gibi duruyor. Eski sur parçalarý, eski duvarlar... Masmavi bir deniz. Masmavi, uzun ve durgun... Kardeþim Bedri, arkadaþlar yaný baþýmda, sabýrsýzlanýyor. 15 kilometre mesafede bir tahtacý köyüne gidilecek, orada kadýn-erkek, müþterek oyun görülecek. Antalya da sen ve Hamdi, daima beraberimdesiniz. Sana ve bütün ev halkýna muhabbetlerimi sunuyorum. Annenin ellerinden öperim. Ahmet Kutsi TECER Güzel Yazýlar Mektuplar ADRES 1. Ýncelediðiniz özel mektuplarýn giriþ, geliþme ve sonuç bölümlerinde nelere deðinildiðini belirtiniz. 2. Oðuz Atay ýn 17 Mayýs 1977 de kýzýna yazdýðý mektupta belirttiði imla ve noktalama kurallarýnýn günümüz imla ve noktalama kurallarýyla ne gibi farklýlýklar gösterdiðini belirtiniz. 4. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz mektuplarda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 23

34 Ankara, 27 Ocak 1944 Kardeþim Kaplan, Bir yýðýn can sýkýntýsý, üzüntü ve yorucu iþ arasýnda mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o güzel makalene de vaktinde teþekkür etmek lazýmdý. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten güzel makaleydi. Artýk birinci sýnýf bir muharrir olduðuna hiç þüphe etmiyorum. Sana çok baðlý olduðum için bundan mesudum. Orhan Seyfi biraderimiz, daha doðrusu Yusuf Ziya Bey in biraderi, Raks manzumesi için yaptýðý latif tenkitten sonra, bu sefer de senin yazdýðýna cevap vermiþ. Ben okumadým. Yine kafiyelere çatýyormuþ. Tabii görüþlerimiz ayrý. Münakaþaya deðmez. Hakikat þu ki ben kafiyeye baðlýyým. Yani bir ses müþabehetini mýsraýn sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrýca kafiyenin ve þekl-i kafiyenin þiirde yeri olduðuna inanýrým. Tedaiyi açar. Fakat çok defa bir aksan müþabehetini, kafiye benzerini tercih ederim. Benim þekil dediðim þey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve tasavvurun, hülasa kendisini tamamlamýþ yahut tamamlamamýþ idee poetique (ide poetik)in kendisidir. Mest kendi güler altýndaki rahþ oynardý mýsraý tek baþýna kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayýf yüzlerce mýsra tanýrým ki güzeldir. Fakat onlarýn anladýklarý kafiye bende yoktur. Merhum Cenab ýn dediði gibi, baston sapý gibi mýsradan ayrý kafiye. Hülasa kendi zaviyelerine göre haklýdýrlar. Fakat ben onlarýn haklarýndan bir þey anlamadým. Ne ise... Kitabýn müsveddelerini göndereyim. Mahur Beste adlý bir yolculuða çýktýk, Ülkü de caným neler, ne tembellikler istiyor, ben neler yapýyorum. Çok yorgunum. Baþýmda bir de Erzurum yazýsý var. Behice ye çok selam ve dostluklar. Senin de gözlerinden öperim kardeþim. ADRES Ahmet Hamdi TANPINAR Güzel Yazýlar Mektuplar 1.Ýncelediðiniz özel mektuplarýn dil ve cümle yapýsýnda gönderici ile alýcýnýn birbirlerine karþý özel durumunun yanýnda ele alýnan konunun da bir etkisi olup olmadýðýný belirtiniz. 2. Ýncelediðiniz özel mektuplarýn yazýlýþ amaçlarý nelerdir? Bu amaçlarýn nasýl gerçekleþtiðini açýklayýnýz. 3. Ahmet Hamdi Tanpýnar ýn Mehmet Kaplan a yazdýðý mektupla Oðuz Atay ýn kýzýna yazdýðý mektubu gönderici-alýcý iliþkisi ve konu yönünden karþýlaþtýrarak bu unsurlarýn mektuplarýn dil ve cümle yapýsýna nasýl etkisi olduðunu açýklayýnýz. 5. ETKÝNLÝK Ahmet Hamdi Tanpýnar ýn Mehmet Kaplan a yazdýðý mektupta anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 24

35 6. ETKÝNLÝK Okuduðunuz özel mektup örneklerinden birini karþýlýklý konuþma hâline getiriniz. Özel mektuplarýn karþýlýklý konuþmadan farklýlýklarýný belirleyip maddeler hâlinde yazýnýz. 7. ETKÝNLÝK Özel mektuplarýn þekil özelliklerini (tarih, yer, ad, soyad, imza, hitap, adres) aþaðýdaki mektubun ilgili yerlerine yazýnýz. Oðlum, Buralara bahar geldi. Ýlk güzden beri gelecem diye gözümüzü yolda býraktýn. Güzden ayva, nar sakladým. Belki Kurban Bayramý nda gelir diye; ayvalar, narlar askýda oldu; zehir olsun dilimize sürdüysek... Bu sýrada harýmda diktiðin enginarlar büyüdü, yozup gider; sen yoksun diye piþirip de içimize sine sine yiyemiyoruz. Gelirsin de göðsüne sokarsýn diye, sümbülü, nergizi kimselere vermediydim. Gelmedin; akranlarýna verdim. Göðüslerine soktular. Þimdi karanfiller, güller açtý. Yine de gelecem diye söz vermiyorsun. Baban, her oduna gidiþinde, daðdan tutam tutam dað lalesi getirir. Oðlan gelince sokunsun diye. Onlar da ellerin göðsünde kurudu... Bayramda, menentlerin el öpmeye geldiler; seni sordular. Dünya baþýmýza dar geldi. Halillerin düðünü var. Aliko, evlenecek. Babana, bayraktar senin oðlaný yapalým dediler. Baban da: Gelirse her þeyiniz olsun, velâkin gelemez benim oðlan. dedi. Sarý inek doðurdu. Sakar bir buzaðýsý var. Onun aðýzýndan da nasip olmadý sana. Koca inek akþamlýk sabahlýk, onun aðýzýndan da nasip olacaða benzemiyor. Hýdrellez geliyor. Bütün oba, hazýrlýkta. Hamdolsun, ele güne karþý Allah ne verdiyse biz de hazýrladýk. Keþkeði çifte kazanlara vuracaðým. Toðgayý sana adaðýmýn yerine piþireceðim. Helis eben de, üç yaþlý bir horoz adamýþ, kesecek Hýdrellez günü. Hýdrellez de bari gel oðlum. Bu gurbetlik yetti gayri bize. Kardeþlerine gönderdiðin resmi gösterdim. Ellerine alýp sokaða çýktýlar, aðabeyim geliyor, aðabeyim geliyor diye baðýrmaya baþladýlar. Sevinçlerinden o akþam yemek bile yemediler; aç uyudular. Aynanýn üstünde asýlý resmini gösteriyorlar. O zaman gözlerimden yaþ, dolu gibi iniyor. Baban, çok aðlýyorsun diye bazý bazý bana söyleniyor. Ekinler baþaða geldi. Kabaklar çoktan döktü. Baklalar geçiyor gayrý burda. Her yer yemyeþil. Yoðurt çiçeði ortalýðý sardý bürüdü. Ýlaç için bir avuç kara toprak göremezsin. Bir buçuk aya kalmaz, akça armutlarý yetiþir. Arkasýndan kavun, karpuz, üzüm gelecek. Bize söz kes de geleceðini bildir. Bu gurbetlik yetti gayrý bize. Kâðýt düzeninin mektuplarda neden önemli olduðunu tartýþarak belirleyiniz. 25

36 Türk Dil Kurumuna Çankaya / Ankara Kurumunuz tarafýndan yayýmlanan ve aþaðýda ismi yazýlý eserleri, verilen adrese göndermenizi arz ederim. Bedeli posta havalesi ile hesabýnýza gönderilmiþtir. Saygýlarýmla Tekirdað Lisesi Tekirdað Sezgin HAYIR Yazým Kýlavuzu Tükçe Sözlük : 50 adet : 60 adet 1. Yukarýdaki mektubun kime ve ne amaçla yazýldýðýný söyleyiniz. 2. Yukarýdaki iþ mektubunu özel mektuplarla karþýlaþtýrarak iþ mektubunun nasýl yazýlmasý gerektiðini belirtiniz. 3. Ýþ mektuplarýnda hangi anlatým türünün kullanýldýðýný belirtiniz. 4. Ýncelediðiniz özel mektup ve iþ mektubunu karþýlaþtýrarak bunların hitap ve ifade tarzýnýn özelliklerini belirleyiniz. 8. ETKÝNLÝK Yukarýdaki iþ mektubunda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 26

37 T.C. ATATÜRK ÜNÝVERSÝTESÝ KÂZIM KARABEKÝR EÐÝTÝM FAKÜLTESÝ DEKANLIÐINA 17 Kasým 2006 Fakültenizin Türk Dili ve Edebiyatý Bölümü 3. sýnýf numaralý öðrencisiyim. Erzurum Büyükþehir Belediyesine burs baþvurusunda bulunmak üzere öðrenci belgesi düzenlenerek tarafýma verilmesini istiyorum. Gereðini arz ederim. Meryem ERGÜL Bakýrcýlar Mah. Okul Yolu Sok. Çiçek Apt. Nu: 4/7 Yeniþehir / ERZURUM 1. Yukarýdaki dilekçeyi dil ve anlatým yönünden inceleyerek dilekçelerde dil ve anlatýmýn nasýl olmasý gerektiðini belirtiniz. 2. Ýncelediðiniz iþ mektubu ve dilekçeyi þekil özellikleri ve konu bakýmýndan karþýlaþtýrarak bunlarýn farklýlýklarýný söyleyiniz. 3. Yukarýdaki dilekçeden hareketle dilekçelerin þekil özelliklerini belirleyiniz. 9. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz dilekçede anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 10. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz mektuplarda hangi anlatým türlerinin kullanýldýðýný metinlerden örnekler bularak gösteriniz. Mektuplarda kullanýlan anlatým türlerinin mektup yazanla yazýlan kiþi arasýndaki iliþkiye göre deðiþip deðiþmediðini açýklayýnýz. 11. ETKÝNLÝK Özel mektup, iþ mektubu ve dilekçede dil daha çok hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? Bu kullanýmlara metinlerden örnekler veriniz. 27

38 12. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz iþ mektubunu, dilekçeyi ve özel mektubu tablodaki özelliklere göre deðerlendiriniz. Açýk Bir Anlatýmýn Özellikleri Deðerlendirme Özel Mektup Ýþ Mektubu Dilekçe Ýfadenin hiçbir engele uðramadan akýp gitmesi Akýcýlýk Gereksiz söz tekrarýndan kaçýnýlmasý Ses akýþýný bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmemesi Duruluk-Açýklýk Yalýnlýk Gereksiz ifadelere yer verilmemesi Anlaþýlmasý güç cümle kullanýlmamasý Metnin dil ve ifadesinin sade ve süssüz olmasý Duygu ve düþüncenin kýsa ve kesin ifadelerle dile getirilmesi Deðerlendirme sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýðýn mektubun anlaþýlmasýna katkýlarýný açýklayýnýz. 13. ETKÝNLÝK Okuduðunuz ve incelediðiniz mektuplardan hareketle mektup türlerini belirleyerek bu türlerin özelliklerini þemaya yazýnýz. Mektup Özellikleri Özellikleri Özellikleri

39 14. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz mektuplarda ses düþmesine uðrayan kelimeleri bularak bu kelimelerdeki ses olaylarýnýn nedenlerini tabloya yazýnýz. Ses Düþmesine Uðrayan Kelimeler Ses Düþmesinin Nedeni 15. ETKÝNLÝK Tebrik, davetiye, kayýp ilaný, teþekkür ve taziye yazýlarý da birer mektuptur. Belirtilen bu türlere birer örnek yazarak beðenilenleri sýnýf panosunda sergileyiniz. 16. ETKÝNLÝK Özel mektup yazýnýz. Yazdýðýnýz mektuplarý arkadaþlarýnýzla paylaþarak onlarýn düþüncelerini alýnýz. 17. ETKÝNLÝK Okul yýllýðý basýmý için matbaalardan fiyat teklifi almak üzere bir iþ mektubu yazýnýz. 18. ETKÝNLÝK Herhangi bir talebinizle ilgili dilekçe yazýnýz. 19. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda mektup türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 29

40 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Bir kiþinin bir dileðini iletmek yahut bir þey istemek amacýyla yazýp gönderdiði yazýlara... denir. Özel mektuplarýn giriþ bölümünde... geliþme bölümünde ise... bahsedilir. Dilekçeler üst makama..., alt makama... eþit makamlar arasýnda yapýldýðýnda ise... þeklinde sona erer. Mektup,... mektup,... mektubu ve... diye üçe ayrýlýr. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Dilekçede isim ve imza sað alt köþeye yazýlýr. ( D ) ( Y ) Dilekçeyi alt makam, üst makama yazmýþsa arz ederim diye bitirir. ( D ) ( Y ) Edebî mektuplar özel mektup olarak kabul edilir. ( D ) ( Y ) Ýþ mektuplarýnda kurum ve firmalarýn adlarý ve adresleri yazýlmaz. ( D ) ( Y ) Ýþ mektubuna, kendisine yazýlan kiþinin ya da iþ kurumunun adresiyle baþlanmaz. ( D ) ( Y ) Dilekçelerde adres sol alt köþeye yazýlýr. ( D ) ( Y ) Dilekçelere cevap verilmesi gerekmez. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi iþ mektubunun özelliklerinden biri deðildir? A) Kýsa ve özlü bir anlatýmýn olmasý B) Sol alt köþeye açýk adresin yazýlmasý C) Ýsteklerin yapmacýklýða kaçmadan, ciddi bir hava içinde belirtilmesi D) Yazýya kâðýdýn dörtte birinin boþ býrakýlarak baþlanmasý E) Kâðýdýn saðýnda ve solunda boþluk býrakýlmasý 4. Aþaðýdakilerden hangisi dilekçenin özelliklerinden biri deðildir? A) Sol alt köþeye açýk adresin yazýlmasý B) Sað alt köþeye ad ve soyadýn yazýlmasý C) Sol alt köþeye tarihin yazýlmasý D) Resmî bir dilin kullanýlmasý E) Gereksiz ayrýntýlara yer verilmemesi 30

41 5. Aþaðýdakilerden hangisi mektup türünün amaçlarýndan deðildir? A) Haber vermek B) Bir meseleyi tartýþmak C) Bir yardým istemek D) Sevinç ya da üzüntü bildirmek E) Bir kiþiyi tanýtmak 6. Aþaðýdaki altý çizili kelimelerden hangisinde ses düþmesi yoktur? A) Minicik elleriyle ellerini tuttu. B) O da sevdiðine kavuþacaðý günü bekliyor. C) Bu olay benim sabrýmý taþýrýyor. D) Lütfen bu bahsi kapatalým. E) Anlatýlanlarý bir türlü aklým almýyor. 7. Aþaðýdaki kelimelerden hangisi ünlü ile baþlayan bir ek geldiðinde hece düþmesine uðramaz? A) Fikir B) Burun C) Göðüs D) Hüküm E) Birim 8. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde ünsüz benzeþmesi vardýr? A) Sýrtýmda yün yastýðým, elimde bir bardak çayým var. B) Geride býraktýðým günleri özlemle arýyorum. C) Bu kýþ günü hava ilkbaharý andýrýyordu. D) Bu soruyu Haliç i izleyerek yazýyorum. E) Düþünceler beynime kurþun gibi saplanýyor. 9. Kardeþ, görmüyorum ama hâlâ duyabiliyorum. Geçmiþ zamanlar geleceklerden parlak deðil. Vakte þehadet edercesine yükselmiþ. Akþam parýltýsýndan, bütün zaferler üzerine, Daðlar dalgalanmakta, bayrak deðil. Yukarýdaki dizelerde kaç kelimede ses düþmesi vardýr? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5 31

42 Öz Deðerlendirme Formu Mektupla ilgili daha önce bildiklerim Mektupla ilgili öðrendiklerim Mektupla ilgili tam öðrenemediklerim Mektupla ilgili öðrenmek istediklerim Mektup türünde okuduðum kitaplar Mektup türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Mektupla iliþkilendirdiðim diðer konular Mektubu arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Mektupla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 32

43 1. Yaþadýklarýnýzý ve gördüklerinizi günü gününe yazma ihtiyacý duyuyor musunuz? Niçin? 2. Geçmiþte yazdýklarýnýzý bugün okuduðunuzda neler hissediyorsunuz? 1. ETKÝNLÝK Günlük örnekleri bulunuz, bunlarý okuyunuz. 2. ETKÝNLÝK Bir hafta boyunca yaþadýklarýnýzý günü gününe tarih atarak yazýnýz. 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda günlük türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (11. etkinliðe yöneliktir.). DÜNYADA BÝR GÜN 30 Ocak, Ankara Saat sekizde kalktým. Her günkü uyanýþýmdan iki-üç saat geç. Kýrk yýlda bir böyle uyanýrým. Ayný çoraplarý giydim. Bugün evdeyim. Çayý demledim, sütü ocaða koydum. Süt kaynayýncaya deðin jimnastik yaptým. Süt iki bardaklýk. Birini kahveyle içtim, öbürüne yoðurt çaldým. 33

44 Kahvaltý: Yarým dilim ekmek, iki yeþil, iki siyah zeytin, kâðýt gibi bir dilim kaþarla rokfor. Hemen hemen þekersiz bir çay. Yýkanýp odama geçtim. Perdeleri açtým, masadayým. Bir bardak daha þekersiz çay içiyorum. Düþünüyorum. Saat 09.00: Koca evde yalnýzým ve yazacak hiçbir þeyim yok. Otlar gibiyim. Bir resmin yerini deðiþtiriyorum. Yerdeki bir kitabý düzeltiyorum. Saat 09.30: Nefti kadife pantolonumu, nefti botlarýmý giydim. Týraþ oldum. Bir portakal yedim. Masadayým yine. Bakýyorum. Hava puslu. Gökyüzü bulanýk. Bir kuzey göðü gibi de düz. Bir kuþ havayý yararak geçti. Uzakta kayboldu. Þimdi havada týs yok. Saat 10.00: Bir kahve yaptým, Ortadirek i okuyorum sayfadayým. Zil. Sucu geldi, küpü yýkatýp doldurttum. Ortadirek e devam. Saat 11.30: Kapýcý geldi, marul, yoðurt, biftek ýsmarladým. Gazetenin baþlýklarýna baktým. Havalar daha da soðuyacak. Komer üstüne bir haber okudum. Gazeteyi dürüp kaldýrdým. Bahçede kapýcýnýn karýsý süprüntüleri döküyor. Saat 12.00: Tarhana çorbasý yaptým. Salça, pek az yað koydum. Kapýcý eti, yoðurdu, marulu getirdi. Bol maydanozlu marul salatasý yaptým. Bol limon sýktým. Çorba, yarým dilim ekmek, biftek, barbunya, salata yedim. Bulaþýklarý yýkadým, tabaklarý yerine koydum. Yine masadayým. Doða üstüne þiirler yazmayý düþünüyorum. Kýsa, yalýn þiirler. Çin þiirleri gibi. Telefon, Edibe yemeðimi yiyip yemediðimi soruyor. Saat 13.30: Varlýk tan mektup geldi. Yaþar Nabi, Dünya Þiiri Antolojisi ni basacaðýný yazýyor / TL. Bir kahve yaptým. Paris radyosunu, haberleri dinliyorum. Saat 15.00: Pikaba W. B. Yeats (Yits) in bir plaðýný koydum. Yeats, öksürükler, aksýrýklar içinde iki üç þiirini okudu. Kitaptan asýllarýyla izledim. Sevgili ihtiyar ses! Gökyüzü hâlâ kapalý ve puslu. Bir elmayý soyuyorum, kalýn kabuklu. Yazacak hiçbir þeyim yok. Ortadirek ten otuz sayfa daha. Tek düzeli bir anlatýþ. Yinelemelerin de arkasý gelmiyor. Saat 16.00: Sýkýldým. Fethi Naci nin Ortadirek üstüne bir yazýsý. Masayý biraz geriye çektim, üstünü düzelttim. Kitaplarýn tozunu aldým, salona geçtim, Ortadirek e devam. Saat 18.00: Fransýz Kültür Merkezinde M. P. Eblin (Eblin) in bir konuþmasý. Saat 19.00: Bulvarda dolaþýyorum. Bir çocuk bana çarparak geçti. Sanatsevenler Kulübü Fahir Aksoy, Dündar Elburuz, Sunullah Arýsoy. Mustafa Yalçýn ve Hülyalarýn yanýna oturdum. Fahir, balýklarý anlatýyor. Ýlk kez dinliyorum. Saat 20.30: Atilla Sav geldi. Ocakbaþý Konuþmasý nda okunacak þiirlerim üstüne konuþtuk. Saat 21.00: Evdeyim. Edibe yatmýþ. Üç ýzgara köfte, yoðurt, salata yedim.... Ýlhan BERK El Yazýlarýna Vuruyor Güneþ YAZMAK ÜSTÜNE 1 Þubat, Ankara Ne zaman yazarým? Çoðun, sabahleyin. Sonra nerde kaldýmsa sürdürmeye çalýþýrým. Sürdürebilirsem. Baþladýðým þiiri hemen bitirmek isterim. Ama yazýk ki çabuk bitiremem. Yýlda 3-4 þiir ancak çýkar elimden. 34

45 Ýki yýldýr da ayný konuyu iki üç kez yazdýðým oldu. Ýki yýldýr Karadeniz üstüne yazmak istediðim þiir bir türlü bitmedi. Kýsaca, kolay yazamam. Bir þiir için, bir sonnet örnekse kâðýt harcarým. Her yazdýðým satýrý makinede görmedikçe de tadýna varamam. Zaten mýsra mýsra kurarým þiiri. Ölçülü yazdýðým zaman eni konu terlerim. Uyak hece sýkar çünkü beni ama ölçülü þiir de baþka türlü yazýlmadýðý için, uyarým ister istemez. En çok, son yazdýðým þiirler terletmiþtir beni (Nigâri, Anka, Orhan Duru, Hamsi). Nedeni de hiç alýþmadýðým bir biçimde yazmamdýr, sanýrým. Ýki yýlda yazdým bu dört þiiri. Bir þiiri yazamazsam daha doðrusu yazdýðýmý beðenmezsem saklamam. Uðraþtýrýr çünkü beni, yakarým. Eskiden benim konularým, özgürlük, aþk, mutluluk, baskýya karþý koyma ve Anadolu ydu. Sonra bunlarýn yerini salt aþk aldý. Çivi yazýsý, Otað da aþk a yalnýzlýk da karýþtý. Çivi yazýsý, Otað hemen hemen ayný tarihlerden çýkmýþtýr. Þimdilerde konularým somut nesneler. Hamsi yi yazmak için yüzlerce hamsi üstüne yazý okumam gerekti. Bir yüz kadar da hamsi resmi yaptým. Haftalarca hamsiler, bir tabakta, orada, masanýn üstünde durdular. Bir aya yakýn bir zaman ev balýk koktu. Hamsi nin en az 30 kopyasý var. Anka þiiri de bir yýldan fazla bir zamanýmý aldý. Yýrtýp yýrtýp attým. Bir altý ay önce bir sabah uyandýðýmda Bitti. dedim. Bir þiire baþladýðým zaman sonunu getirmedikçe sinirliyimdir. Her þey beni sýkar, kavga ararým. Þiiri bitirince de en çok iki üç gün dinlenirim, bir yenisine baþlarým. Zaten hiç yazacaðým bitti demedim kendi kendime. Þimdilerde bütün yeryüzündeki canlýlarý, cansýzlarý yazmak istiyorum. Dünyaya yeni gelinmiþ gibi her þeyi var etmek istiyorum. Yazarken okuru düþündüðümü hiç mi hiç sanmýyorum. Beni oldum bittim yazacaðým þiir düþündürmüþtür. Bence þiir, istediðim biçimi alýnca iþ biter. Gerisi beni ilgilendirmez. Ama çýkan þiirin okuyanlarda uyandýrdýðý etkiyi merak ederim. Gördüklerime sorarým. Kimi zaman kendimi salt þiire býrakýrým. Þiirin çizdiði çizgiyi sürdürürüm. Bu, yazmak eyleminin kendisini sevme olayýdýr. Konuyu bir yana atarak þiirin götürdüðü yere gitmek. Anlamdý, anlamsýzlýktý hiçbir þey düþünmemek. Salt yazma tadý. Beni zaten çoðu zaman da bu ilgilendirmiþtir. Þimdilerde buna daha da baðlýyým diyebilirim. Yazmak hiçbir neden, amaç, tür düþünmeden. Yazmak için yazmak. Çoðun kurþun kalem kullanýyorum. Mürekkebe oldum bittim ýsýnamadým. Kâðýtlara bayýlýrým. Belli bir boyu, rengi olmayan bir kâðýda þiirimi yazýp gönderemem. Makinede çok kâðýt harcarým ama gereðince temiz yazamam yine de. Hiç kimsenin önünde yazamam, düþünenem. Büyük bir yalnýzlýk iþidir benim için yazmak. Bir þiiri bitirince çarþýlara giderim. Özellikle de pazarlarý dolaþýrým. Herhalde konuþmak isterim. Þiirlerimde düþünmediðim anlamlarý bulanlara bayýlýrým. Büyür þiir gözümde. Ýlhan BERK El Yazýlarýna Vuruyor Güneþ 35

46 1. Okuduðunuz ve dinlediðiniz günlüklerin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Günlüklerde anlatýlanlarýn yaþanma zamaný ile yazýlma zamaný arasýnda fark olup olmadýðýný belirtiniz. 3. Yazar günlükleri kendisi için mi yoksa okuyucu için mi yazmýþtýr? 4. Günlükte anlatýlanlarý inandýrýcý bulup bulmadýðýnýzý nedenleriyle belirtiniz. 5. Ýncelediðiniz günlüklerde gözlem ve kiþisel dikkatin önemli olup olmadýðýný tartýþarak belirleyiniz. 6. Yazar günlükte gördüklerini ve yaþadýklarýný anlatýrken nasýl bir anlatým tavrý takýnmýþtýr? 7. Okuduðunuz günlüklerde metne hâkim olan duyguyu (temayý) bulunuz. 8. Okuduðunuz günlüklerde kullanýlan anlatým türlerini belirleyerek bu anlatým türlerine örnekler veriniz. 9. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 4. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz ve okuduðunuz metinlerin tema ve anlatýmýndan hareketle günlüklerin özelliklerini belirleyiniz. Belirlediðiniz özelliklerden faydalanarak günlüklerin ne tür metinlerde kullanýlabileceðini belirtiniz. 5. ETKÝNLÝK Dünyada Bir Gün metninde anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 6. ETKÝNLÝK Dünyada Bir Gün isimli günlüðü tabloda belirtilen ölçütlere göre inceleyiniz. Ýnceleme sonuçlarýný ve bu sonuçlarla ilgili örnek cümleleri tablodaki uygun yerlere yazýnýz. Ölçütler Deðerlendirme Dünyada Bir Gün Akýcýlýk Duruluk-Açýklýk Yalýnlýk 36

47 7. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz günlüklerde gözleme ve kiþisel dikkate dayalý bölümleri bulunuz. Bu bölümleri metinden çýkararak metni yeniden okuyunuz. Metni okuduðunuzda ayný etkiyi uyandýrýp uyandýrmadýðýný belirtiniz. Çalýþmalarýnýzdan hareketle günlüklerde gözlem ve kiþisel dikkatin önemini açýklayýnýz. 8. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz günlüklerde kullanýlan gerçek ve mecaz anlamlý kelimeleri ve bu kelimelerin metne kazandýrdýklarýný tabloya yazýnýz. Gerçek Anlamlý Kelimeler Metne Kazandýrdýklarý Mecaz Anlamlý Kelimeler Metne Kazandýrdýklarý 9. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz günlüklerde ses düþmesi ve ses türemesi olan kelimeleri ve bu kelimelerdeki ses olaylarýnýn sebeplerini tablodaki uygun yerlere yazýnýz. Ses Düþmesi Olan Kelimeler Ses Düþmesinin Sebebi Ses Türemesi Olan Kelimeler Ses Türemesinin Sebebi 1. Geleceðin usta kalemlerinin yetiþmesinde, günlük tutmanýn rolünü arkadaþlarýnýzla tartýþarak belirleyiniz. 2. Yazma alýþkanlýðý kazanma ile günlük tutma arasýnda nasýl bir iliþki olduðunu açýklayýnýz. 3. Günlük yazmanýn kiþisel geliþim açýsýndan önemini açýklayýnýz. 37

48 10. ETKÝNLÝK 2. etkinlikte yazdýðýnýz günlükleri; a. Anlatým bozukluðu bulunup bulunmamasý, b. Kullanýlan anlatým türleri, c. Gözleme yer verilip verilmemesi, ç. Anlatýmýn açýk, duru ve yalýn olmasý, d. Kullanýlan dilin iþlevi yönlerinden deðerlendiriniz. 11. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda günlük türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Yazarlarýn yaþadýklarý önemli olaylarý, duygu ve düþünceleri bir deftere günü gününe yazarak oluþturduklarý eserlere... denir. Günlüklerde... önemli bir yeri vardýr. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Günlüklerde, insanlarýn günü gününe yaþadýklarý olaylarýn yanýnda daha önce yaþadýklarý olaylara da yer verilir. ( D ) ( Y ) Günlüklerin yalýn, açýk, içten bir anlatýmý vardýr. ( D ) ( Y ) Günlük, edebiyatýmýzda Ýslam öncesinden beri var olan bir türdür. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdaki yazarlardan hangisinin günlük türünde eseri vardýr? A) Nurullan Ataç B) Halit Ziya Uþaklýgil C) Necip Fazýl Kýsakürek D) Ahmet Hamdi Tanpýnar E) Haldun Taner 4. Aþaðýdakilerden hangisi günlüklerin özelliklerinden biri deðildir? A) Ýddia ve ispat yazýlarý olmamasý B) Yaþananlarýn günü gününe anlatýlmasý C) Yazýldýðý günün tarihinin mutlaka yazýlmasý D) Gözlemin pek öneminin olmamasý E) Ýçten, yalýn bir üslubunun olmasý 38

49 Öz Deðerlendirme Formu Günlükle ilgili daha önce bildiklerim Günlükle ilgili öðrendiklerim Günlükle ilgili tam öðrenemediklerim Günlükle ilgili öðrenmek istediklerim Günlük türünde okuduðum kitaplar Günlük türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Günlükle iliþkilendirdiðim diðer konular Günlüðü arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Günlükle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 39

50 1. Unutamadýðýnýz bir olayý anlatýnýz. 2. Eski fotoðraflarýnýza baktýðýnýzda neler hissedersiniz? 3. Önem verdiðiniz anlarý kayýt altýna almanýzýn sebepleri nelerdir? 4. Kimlerin anýlarýný okumak istersiniz? Niçin? 1. ETKÝNLÝK Büyüklerinizin anýlarýný derleyerek bunlardan beðendiklerinizi sýnýfta okuyunuz. 2. ETKÝNLÝK Atatürk le ilgili anýlar araþtýrarak bunlarý sýnýfa getiriniz. Ýlim, sanat, edebiyat, spor vb. alanlarda tanýnmýþ kiþilerin yazdýklarý anýlarý bulup okuyunuz. Beðendiðiniz bir aný yazýsýný arkadaþlarýnýzla paylaþarak bu anýyý neden beðendiðinizi açýklayýnýz. Arkadaþlarýnýzdan dinlediðiniz anýlarýn okuduðunuz anýlardan farklýlýklarýný söyleyiniz. 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda aný türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (19. etkinliðe yöneliktir). 40

51 AÐAÇKAKAN KUÞU VE BAÞKALARI Çocukluðumda, köyümüz, geniþ ormanlarýn kýyýsýndaki bir yamaçta; evimizin bahçesinde de yüksek aðaçlar, sýk çalýlýklarla bir orman gibi idi. Bir gün, babam ile eniþtem deðirmene bir oluk yapmak için, uzamýþ gitmiþ, epeyce kartlaþmýþ bir karaaðacý kesip devirdiler. Aðaç yere düþerken yanýndaki aðaçlardan birkaçýnýn dallarýný kýrdý, bir uzun aðacýn da kabuðunu sýyýrdý. Bu, bir güz gününde olmuþtu. Ertesi yaz, ben oralarda dolaþtýkça bir ses iþitiyorum. Sanki birisi, bir tahta kabýn içine bir çuvaldan ceviz dökermiþ gibi bir ses. Biraz duruyor, yeniden gene baþlýyor. Bakýnýyorum, uzaklara bakýyorum, hiçbir þey göremiyorum. Aramaya baþladým. Ses, beni epeyce yanýlttýktan, arattýktan sonra geçen güz yalýndaki aðaç kesilirken kabuðu soyulan aðacýn yanýna getirdi. Aðaca baktým ki o kabuðu soyulan yer kurumuþ. Belki de içi kofalanmýþ. Bir aðaçkakan kuþu da bu kuru yerinden aðacý delmeye çalýþýyor. Ben, aðaçkakan kuþunu tanýrým ama aðaç deldiðini o güne kadar hiç görmemiþim. Kuþ, sert týrnaklarýný kuru aðaca geçirmiþ, kýsa kuyruðuna da dayanmýþ, keskin gagasýyla aðaca vuruyor. Bu vuruþtan sanki aðaç titriyormuþ gibi bir ses çýkýyor. Baktýkça anladým ki aðaca yalnýz bir kere vuruyormuþ gibi görünüyorsa da arka arkaya birçok kereler vuruyor. Çabuk çabuk vurduðu için yalnýz bir vuruþ gibi görünüyor. Kuþ çalýþtý, ben seyrettim. Biraz sonra, belki yorulmuþtur, uçtu. Uçarken de kýsa, sert bir çelik tele vurulmuþ gibi bir ses çýkardý. Bu kuþu tanýmýyorsanýz kendi gövdesine bakarak ne kadar güçlü, kuvvetli, sert bir hayvan olduðunu kestiremezsiniz. Týrnaklarýný tutturabildiði bir aðaç üstünde, aþaðý yukarý, sanki düz yerde imiþ gibi gezinir, kendisine yiyecek kurt arar. Bunun için de aðaçlarý kurtlanmýþ, kocalmýþ ormanlar içinde daha çok bulunur. Birkaç gün sonra, kuþun delmeye çalýþtýðý aðacýn yanýna gittim. Aðaca, bir cevizden biraz büyükçe ve çok düzgün yuvarlak bir delik açmýþ olduðunu gördüm. Ýlkin, bu deliðin içine kendine yuva yapacaðýný sandým. Kuþ ortada yok. Belki içerdedir? Nasýl da aðacý delmiþ? Kalýn bir aðacýn gövdesini delip içerisine bir yuva yapmak kolay deðil. Bu yuvayý görmek istedim. Yuva iki üç adam boyu yüksekte. Yanýndaki aðaca týrmandým. Aðaçlar sýk, dallar birbirine yakýn. Yuvaya sokuldum. Anladým ki aðacýn dýþý kurumuþ, içi de çürümüþ. Kuþ orada deðil. Aðaç çürüðü dolu. Belki aðaçkakan burada bir aðaç kurdu bulup yemiþ. Kurdun, orada olduðunu nasýl anlamýþ olabilir ki aðacý kemirirken kurdun çýkardýðý sesi duymuþ olsun! Deldiði kabuk bir santimden daha kalýn deðil. Aðacýn ortasý da belki bir bilek kalýnlýðýnda çürümüþ. Daha doðrusu kurt yemiþ. Ýyice anlayamadým. Kuþun orayý deldiðine, sonra da býrakýp gittiðine bakýlýrsa aðaç kurdunu yemek için bir iki gün çalýþýp bu deliði deldiðine inanmak gerek. Eðer bu doðru ise demek oluyor ki bu kuþ yaþ aðaçlarýn üstünden kurtlarý topladýðý gibi kuru aðaçlarý da delip içindeki kurtlarý da yemekle geçiniyor. 41

52 Ormanlara yakýn yerde oturuyorsanýz bu aðaçkakanýn bir aðacýn kabuðuna pençeleri ile tutunup ve aþaðý inip yukarý çýkarak aðacý gözleri ile, gagasý ile yoklayýþýný seyrediniz. Görülecek bir þeydir. Ben, bütün hayvanlarýn nasýl yaþadýklarýný, nasýl yerlere yuvalarýný yaptýklarýný bilmek ve kendi yaþayýþlarý içinde onlarý seyretmekten hoþlanýrým. Arasýra, o delinmiþ aðaca giderek aðaçkakanýn oraya yuva yapýp yapmadýðýný anlamaya çalýþýyorum. Bir gün gördüm ki bu delikten bir taraklý kuþu çýktý. Bu kuþa bizde çavuþkuþu da derler, ibibik denilen yerler de vardýr Uzunca ince bir gagasý, tepesinde de açýp kapadýðý güzel tüylerden bir taraðý vardýr. Bu taraðýný toplayýp arkaya yatýrýnca o da gagasý kadar ince olur ve sanki kafasýnýn arkasýnda bir gagasý varmýþ gibi durur. Hü, hü diye bir ötüþü de vardýr. Bu ötüþ için olacaktýr ki Ýran da bu kuþa hüthüt derler. Ýsrail tarihinin Süleyman bahsindeki efsanelerde adý geçer. Ben, bu kuþun duvar ve aðaç kovuklarýna yuva yaptýðýný biliyordum. Onu bu aðaç kovuðunda görünce buraya yuva yaptýðýný anladým. Orada biraz durunca anladým ki yuvasýný yeni yapýyor. Diþisi erkeði gidip gelip çöpler, otlar taþýyorlar. Sonra da öðrendim ki sincaplar da aðaçkakanlardan kalan bu deliklere yuva yaparlarmýþ. Taraklý iki üç gün içinde yuvasýný yaptý. Sýra yumurtlamasýna geldi. Ben, bu kuþun yumurtasýný hiç görmediðim için aðaca týrmandým, yuvaya baktým ama yumurtalarýný göremedim. Biraz derince bir yere yumurtlamýþ olacak. Taraklý, aðaçlar arasýndaki yollar boyunca inip geziniyor ve topraðý gözden geçiriyor, yer içine sokulmuþ böceklerin, alidayýlarýn ufak deliklerini arýyor. Bunlardan birini bulunca gagasý ile bu deliði açýp büyütüyor, içinde bulduðu kurdu alýp uçuyor. Böyle bir delik ben de bulayým, içinden çýkacak kurdu göreyim, dedim. Birkaç ufak delik de buldum, içinden bir þey çýkmadý. Taraklý ise benim gözümün önünde bulup çýkarýyor. Arkasýný býrakmadým, araya araya günün birinde ben de bir böcek buldum. Koyu kahverengi, ayaklarý çengel gibi, bir fýndýk büyüklüðünde, bir böcekten çok alidayýya benzer bir kurt. Sonra anladým ki bu kurttan yeþil aðustos böceði çýkýyormuþ. Bunlar yerde olduðu aylarda taraklýnýn da yavrularý çýkmýþ bulunuyor. Ormanlar arasýndaki yollarda ve otsuz kuru topraklarda pek bol olan bu hayvancýklarý bulmak için taraklý güçlük çekmiyor. Benim gördüðüme kalýrsa her yedi sekiz yahut on dakika da birini bulup yuvasýna götürüyor. Bu, belki bunun gibi baþka baþka böcekler de yerde kalmayýnca taraklýnýn da buralardan göçüp sýcak ülkelere gitmesi günleri gelmiþ oluyor. Bu böcekler yerde kalmýyor, ne oluyorlar diye düþünmeye, arasýra durup bunlara bakmaya baþladým. Bir gün, Hasan adýnda bir arkadaþým ile evimizin inek ahýrlarý önünde oturur, ekmek katýk yerken gördüm ki bu kurtlardan biri yerden çýkmýþ yürüyor, duvara doðru gidiyor. Ayaklarý elveriþli olmadýðý için yerde güçlükle yürüyen bu kurt, duvara sokulunca týrmandý, bir arþýn kadar da yükseðe çýktý. Nereye gidiyor, diye bakmaya baþladýk. Daha yükseðe çýkmak istemedi. Orada çengel ayaklarý ile tutunup titremeye baþladý. Hasan, dedi ki: Kesildi, titriyor, düþecek! Biraz sonra gördük ki bu kurdun sýrtý yarýlýyor, içinden yemyeþil, filiz yeþili bir þey görünüyor. Ben soluðumu tutmuþtum. Hasan, gene baðýrdý: Sýrtý yarýldý! dedi. Bu yarýk büyüdü, içinden yeþil bir böcek çýktý ve sýrtýna doðru tersine kývrýlýp aðaca tutundu. Bu sefer de o titremeye baþladý. Sýrtý yarýlmýþ olan boþ kabuk da olduðu yerde kaldý. Biz, yeþil böceðe bakmaya baþladýk. Bu yeþil böcek içinden çýktýðý kýzýl kara böceðe benziyordu. Yalnýz bunun sýrtýnda titreyen iki kývrýntý vardý. Biraz daha geçince gördük ki titreyen bu kývrýntýlar açýlýyor, böceðin içinden bunlara can yürüyor. Benim yüreðim vuruyordu, Hasan ýn da benzi solmuþtu. Bu kývrýmlar yavaþ yavaþ açýldý, üst 42

53 kýyýlarý kalýn, kalan yerleri damarlý zardan dört iri, güçlü kanat oldu. Biraz sonra da kýsýk kýsýk cýzladý. Aðustos böceði dediðimiz çekirge ve sineklerden birinin bu olduðunu anladýk. Ses, hayvanýn ensesinden geliyor. Baþý ile boynu arasýnda keskin kenarlý kemiðe benzer sert bir zar var, bu zar titriyor, ses de bundan çýkýyor. Böcek sustu. Biz, yeniden sesini çýkartmasý için bir çöple dokunacak olduk. Böcek, birdenbire uçup yanýmýzdaki menengeç aðaçlarýnýn yapraklarý arasýna girdi, hýzlý uçuþu da bizi biraz korkuttu. Birkaç gün sonra aðaçlar üstünde cýzlayan böcek sesleri çoðaldý. Duvarlarýn boyu, aðaçlarýn gövdeleri de içinden yeþil böcekleri çýkmýþ boþ kabuklarla doldu. Bu kabil yeþil böcekleri aðaçlarýn yapraklý dallarý arasýnda bulup görmek kolay deðildir. Rengi, güneþ vuran yapraklarýn rengine benzer. Demek oluyor ki taraklý, bunlardan yiyebildiðini yiyip doyuyor, yemedikleri de yeþil aðustos böceði olup aðaçlarýn üstünde cýzlayýp duruyorlar, diye düþündüm ama iþ bu kadarý ile kalmadý. Birkaç gün sonra idi, gördüm ki bizim samanlýk duvarýnda açýlmýþ bir delikte yuvasý olan bir karga bu aðustos böceklerinden birini yakalamýþ, yuvasýna getirdi. Aðaçlý bir yerde yaþýyorsanýz bu gök kargalarý tanýrsýnýz. Kargaya benzer, sesi de çirkindir ama rengi tatlý gök rengindedir. Sýrtýnýn biraz yeri de nohut renginde olur. Kuzgun soyundan bir kuþtur. Seslerinden anladým ki yuvada yavrularý var. Bir merdiven koyup yavaþça çýktým, dört tüysüz, uyuz, çirkin yavru birbirine sokulup oturmuþlar, soluk aldýkça ince, zar gibi ince derileri þiþip iniyor. Yuvanýn aðzý da bu böceklerin kanatlarý ile dolu. Anlaþýlýyor ki bu kuþ böceðin kanatlarýný kopardýktan sonra kalan gövdeyi bu çirkin yavrularýna yediriyor. Bundan birkaç gün sonra da kalan kanatlarý karýncalarýn taþýyýp yuvalarýna götürdüklerini gördüm. Birkaç karýnca bir kanadýn birer yanýndan tutmuþ çekiþtiriyorlar. Sanýyorsun ki bu çekiþtirmelerle kanat olduðu yerde dönüp duracak, bunu yuvalarýna götüremeyecekler. Bu sanýþ doðru deðildir. Bu sefer sanýyorsun ki bu kanadý yuvanýn deliðinden içeri sokamayacaklar. Bu sanýþ da doðru çýkmýyor. Kanadý epeyce döndürdükten ve çekiþtirdikten sonra ince ucunu yuvanýn aðzýndan sokuyorlar. Kanadýn geniþ olan yaný yumuþak olduðu için içerden çekince incelip delikten giriyor ve kayboluyor. Anlaþýlýyor ki gök kargalar da yeþil aðustos böceklerinin hepsini yiyip bitiremiyorlar. Birçoðu gene aðaçlar üstünde kalýyor. Yalnýz bilmiyorum ki bunlar aðaçtan inip toprak içine yumurta mý býrakýyor, yoksa kendileri mi topraða girip orada ipekböceðinin kozanýn içine kapanýp ilkin alidayý, sonra kelebek olduðu gibi bunlar da o kýzýl kara renkli alidayýlar mý oluyorlar? Memduh Þevket ESENDAL Tahran Anýlarý ve Düþsel Yazýlar 1. Sýnýfa getirdiðiniz aný metinleri ile incelediðiniz aný metninin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Okuduðunuz anýda anlatýcý ile yazarýn ayný olup olmadýðýný belirleyiniz. 3. Ýncelediðiniz anýda anlatýcýnýn konuyu kaçýncý aðýzdan anlattýðýný metinden örnekler göstererek belirtiniz. 4. Ýncelediðiniz metinden hareketle aný türünün dil ve anlatým özelliklerini belirleyiniz. 4. ETKÝNLÝK Aný yazarýnýn anlattýklarýný kanýtlayýp belgelerle ifade etmek zorunda olup olmadýðýný tartýþarak belirleyiniz. 43

54 5. ETKÝNLÝK Aný yazarlarý anlattýklarý zaman dilimiyle ilgili her türlü kaynaktan yararlanýr. Ýncelediðiniz anýda olay, kiþi ve dönem hakkýndaki bilgi, gözlem ve izlenimlerin neler olduðunu belirleyiniz. Ýncelediðiniz anýda yazar ne tür kaynaklardan yararlanmýþtýr? Bu kaynaklara metinden örnekler veriniz. Okuduðunuz anýlarýn yazýldýklarý dönemle ilgili belge deðeri taþýyýp taþýmadýðýný tartýþarak belirtiniz. 5. Yazarýn bilgi ve izlenimlerini doðrudan doðruya anlatmasýnýn metnin ifadesine neler kazandýrdýðýný açýklayýnýz. 6. Ýncelediðiniz anýda hangi anlatým türleri kullanýlmýþtýr? Bu anlatým türlerine örnekler gösteriniz. 7. Dil, metinde aðýrlýk olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 6. ETKÝNLÝK Metinden mecaz anlamlý kelimelere örnekler gösteriniz. Bu kelimelerin metnin anlamýna katkýlarýný yazýnýz. 7. ETKÝNLÝK Kelimelerin gerçek ve mecaz anlamýnýn yaný sýra bir de duygu ve çaðrýþým deðerleri vardýr. Savaþ kelimesi bizde deneyim ve yaþantýlarýmýza göre deðiþik duygu deðerleri (ürküntü, korku, acý vb.) uyandýrýr. Bu duygu deðerlerinin dýþýnda savaþ kelimesi bize ordu, asker, silah, füze gibi kelimeleri çaðrýþtýrýr. Çaðrýþým ve duygu deðerleri insandan insana ve göstergenin kullandýðý andaki duruma, koþullara göre deðiþebilir. Tabloda verilen kelimelerin metinde ve sizde uyandýrdýðý çaðrýþým ve duygu deðerini yazýnýz. Kelimeler Metindeki Duygu Deðeri Sizdeki Duygu Deðeri Sizdeki Çaðrýþým Deðeri Orman Deðirmen Yuva Aðustos böceði Ses Aðaç 44

55 8. ETKÝNLÝK... Bir gün gördüm ki bu delikten bir taraklý kuþu çýktý. Bu kuþa bizde çavuþkuþu da derler, ibibik denilen yerler de vardýr Uzunca ince bir gagasý, tepesinde de açýp kapadýðý güzel tüylerden bir taraðý vardýr. Bu taraðýný toplayýp arkaya yatýrýnca o da gagasý kadar ince olur ve sanki kafasýnýn arkasýnda bir gagasý varmýþ gibi durur. Hü, hü diye bir ötüþü de vardýr. Bu ötüþ için olacaktýr ki Ýran da bu kuþa hüthüt derler. Ýsrail tarihinin Süleyman bahsindeki efsanelerde adý geçer. Ben, bu kuþun duvar ve aðaç kovuklarýna yuva yaptýðýný biliyordum. Onu bu aðaç kovuðunda görünce buraya yuva yaptýðýný anladým. Orada biraz durunca anladým ki yuvasýný yeni yapýyor. Diþisi erkeði gidip gelip çöpler, otlar taþýyorlar. Sonra da öðrendim ki sincaplar da aðaçkakanlardan kalan bu deliklere yuva yaparlarmýþ. Taraklý iki üç gün içinde yuvasýný yaptý. Sýra yumurtlamasýna geldi. Ben, bu kuþun yumurtasýný hiç görmediðim için aðaca týrmandým, yuvaya baktým ama yumurtalarýný göremedim. Biraz derince bir yere yumurtlamýþ olacak. Taraklý, aðaçlar arasýndaki yollar boyunca inip geziniyor ve topraðý gözden geçiriyor, yer içine sokulmuþ böceklerin, alidayýlarýn ufak deliklerini arýyor. Bunlardan birini bulunca gagasý ile bu deliði açýp büyütüyor, içinde bulduðu kurdu alýp uçuyor. Böyle bir delik ben de bulayým, içinden çýkacak kurdu göreyim, dedim. Birkaç ufak delik de buldum, içinden bir þey çýkmadý. Taraklý ise benim gözümün önünde bulup çýkarýyor. Arkasýný býrakmadým, araya araya günün birinde ben de bir böcek buldum. Koyu kahverengi, ayaklarý çengel gibi, bir fýndýk büyüklüðünde, bir böcekten çok alidayýya benzer bir kurt. Sonra anladým ki bu kurttan yeþil aðustos böceði çýkýyormuþ. Bunlar yerde olduðu aylarda taraklýnýn da yavrularý çýkmýþ bulunuyor. Ormanlar arasýndaki yollarda ve otsuz kuru topraklarda pek bol olan bu hayvancýklarý bulmak için taraklý güçlük çekmiyor. Benim gördüðüme kalýrsa her yedi sekiz yahut on dakika da birini bulup yuvasýna götürüyor. Bu, belki bunun gibi baþka baþka böcekler de yerde kalmayýnca taraklýnýn da buralardan göçüp sýcak ülkelere gitmesi günleri gelmiþ oluyor.... Aðaçkakan Kuþu ve Baþkalarý isimli parçadan alýnan yukarýdaki metni akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýk bakýmýndan inceleyiniz. Ýnceleme sonuçlarýný maddeler hâlinde yazýnýz. 9. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz metinden hareketle aný türünün özelliklerini aþaðýdaki þemaya yazýnýz. Aný Türünün Özellikleri 45

56 10. ETKÝNLÝK Metinde yer-yön ve zaman bildiren kelimeleri bulunuz. Bunlardan hangilerinin zarf olduðunu belirtiniz. Yer-yön ve zaman zarflarýnýn aný türüne katkýsýný açýklayýnýz. 11. ETKÝNLÝK Aðaçkakan Kuþu ve Baþkalarý adlý anýda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 12. ETKÝNLÝK Aðaçkakan Kuþu ve Baþkalarý metninde ses düþmesi, ses türemesi ve ses benzeþmesi olan kelimeleri aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Ses Düþmesi Olan Kelimeler Ses Türemesi Olan Kelimeler Ses Benzeþmesi Olan Kelimeler Bulduðunuz ses olaylarýnýn nedenlerini aþaðýdaki boþluklara yazýnýz. Ses düþmesinin sebebi: Ses türemesinin sebebi: Ses benzeþmesinin sebebi:

57 13. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz günlük ve anýyý konu, tema, dilin iþlevi, anlatým özellikleri ve anlatým türlerine göre karþýlaþtýrýnýz. Karþýlaþtýrma sonuçlarýný maddeler hâlinde yazýnýz. 14. ETKÝNLÝK ANKARA DA TÜRK OCAÐI TÝYATROSUNUN AÇILIÞINDA Marmara Köþkü nde 11 Nisan 1930 Cuma akþamý Gazi Mustafa Kemal Paþa nýn önünde sanatçýlarýn geçirdikleri bu gece, can çekiþen, kýsýrlaþmaya yüz tutmuþ Türk tiyatrosuna yeni bir çehre ve umut açmýþtýr. Gazi gibi büyük bir insan elbette bizi aðýrlamak için oraya çaðýrmaz. Oyunlarýmýzý en sýcak bir ilgiyle izledikten sonra bize verilecek bir emri, söyleyecek bir sözü vardý. Nitekim okyanus dalgalarý gibi geniþ ve birbiri arkasýndan aðýr aðýr gelen iltifatlarýndan sonra baþ baþa kaldýðýmýz zaman: Siz, buyurdular, benim ta ataþemiliterlik çaðýmdan beri memleketimizde görmeyi candan özlediðim bir hayali gerçekleþtirdiniz. Böylesine birbirine baðlý bir sanatçý topluluðunu kendi yeteneklerinizle hazýrlayýp bize getirdiniz, gösterdiniz. Þimdi ben devlet baþkaný olarak size soruyorum: Hükûmetten ne gibi bir yardým istersiniz? Böyle bir soru karþýsýnda hükûmetten istenecek neler neler vardý. Önce o zamanlar yüzde otuz beþi bulan vergiler, daha neler istenmezdi. Maddî ve manevî sýkýntýlarýmýz sonsuzdu. Fakat o anda, Gazi Hazretlerinin engin gözlerine baktýðým zaman, memleketin olduðu kadar tiyatronun da ileri günlerini düþündüm. Geçmiþin deðil, geleceðin de önemini hatýrladým. Biz veremli bir bayraktarý Büyükada Mezarlýðý na daha yeni gömmüþtük, biri de sanatoryumda tedavi edilecekti. Böyle giderse birkaç yýl sonra Türk tiyatrosundan sýra sýra mezar taþlarýndan baþka bir þey kalmayacaktý. Beni en çok ilgilendiren tiyatronun bizden sonraki durumuydu. Onun için benden cevap bekleyen Gazi Mustafa Kemal e: Bir tiyatro okulu istiyorum Paþa m, diyebildim. Bu karþýlýkla o günlerde beynimin içini saran yüklü düþünceden sanki bir anda kurtulmuþ gibi hafifledim. Gazi Hazretleri hemen, vaktin geç olmasýna raðmen, Baþbakan Ýsmet Paþa ya haber gönderdi ve çaðýrttý: Paþa m, sizi rahatsýz ettim, buyurdular fakat önemli bir hususu size arz etmek istiyoruz, diye beni tanýþtýrdý. Bana da: Haydi isteðinizi Paþa ya tekrarlayýn, buyurdular. Bir tiyatro okulu istiyoruz Paþa m, dedim. O akþam Gazi Hazretleri, genç Türkiye Cumhuriyeti nin bütün büyükleri arasýnda Türk tiyatro sanatçýlarý için cömertçe daðýttýklarý bin bir iltifattan sonra söyledikleri nutku þöyle bitirmiþlerdi: Efendiler; hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaþkaný olabilirsiniz! Fakat sanatçý olamazsýnýz. Hayatlarýný büyük bir sanata veren bu çocuklarý sevelim. Muhsin ERTUÐRUL Okuduðunuz anýdan hareketle Atatürk ün kiþiliði ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? 47

58 15. ETKÝNLÝK Atatürk le ilgili getirdiðiniz anýlarda onun hangi yönlerinin öne çýktýðýný belirtiniz. Seçtiðiniz anýlarý okul ve sýnýf panosunda sergileyiniz. 16. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz anýnýn da içinde bulunduðu bir kitap için kapak tasarýmý yapýnýz. Beðenilenleri sýnýf panosunda sergileyiniz. 17. ETKÝNLÝK Aný türünde bir metin yazacak arkadaþýnýz için bu türle ilgili tavsiye cümleleri oluþturunuz. 18. ETKÝNLÝK Çocukluk yýllarýnda yaþadýðýnýz ve unutamadýðýnýz bir olayý aný türünün özelliklerine baðlý kalarak yazýnýz. Yazdýðýnýz bu anýyý sýnýfta okuyunuz ve anýnýzla ilgili arkadaþlarýnýzýn düþüncelerini alýnýz. 19. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda aný türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Anýlarda, abartýlý, yapay bir anlatýmdan sakýnýlýr; içten, akýcý, açýk ve anlaþýlýr bir dil kullanýlýr. ( D ) ( Y ) Anýlarýn bir iþlevi de yaþandýklarý döneme ayna tutmaktýr. ( D ) ( Y ) Anýlar da günlükler gibi günü gününe ve belgelere dayanýlarak yazýlýr. ( D ) ( Y ) 2. Aþaðýdaki eserlerden hangisi aný türündedir? A) Çankaya B) Fatih-Harbiye C) Devlet Ana D) Korkuyu Beklerken E) Anadolu Notlarý 48

59 3. Aþaðýdaki tabloda verilen yazar ve eserleri eþleþtiriniz. a Magosa Hatýralarý Abdülhak Þinasi Hisar b Þehir Mektuplarý Cenap Þahabettin c Türk ün Ateþle Ýmtihaný Namýk Kemal ç Boðaziçi Yalýlarý Halit Fahri Ozansoy d Edebiyatçýlar Geçiyor Ahmet Rasim e Hac Yolunda Halit Ziya Uþaklýgil f Saray ve Ötesi Halide Edip Adývar 4. Aþaðýdakilerden hangisi anýnýn özelliklerinden biri deðildir? A) Bugünü deðil, geçmiþi anlatmasý B) Tarihe ýþýk tutmasý C) Ýddia ve ispat yazýlarý olmamasý D) Bilgi, belge ve yazýlý kaynaklara baþvurulmamasý E) Gözlemlerden geniþ ölçüde yararlanýlmasý 5. Aþaðýdakilerden hangisi anýnýn özelliklerinden biri deðildir? A) Anýlarda geçen olaylarýn ben etrafýnda anlatýlmasý B) Kiþisel deneyimlerden ve gözlemlerden yararlanýlmasý C) Tanýnmýþ kiþilerin edebî yönlerine ve hayatlarýna ýþýk tutmasý D) Olayýn geçtiði tarih ve mekânýn sað üst köþede belirtilmesi E) Kelimelerin yazara özgü bir duygu ve çaðrýþým deðerinin olmasý 6. Bir vapur yanaþýyor Eminönü'ndeki vapur iskelesine. Martýlar ona çýðlýklarýyla eþlik ediyor. Günün ilk ýþýklarýyla birlikte insanlar birer ikiþer dolduruyorlar kaldýrýmlarý. Yol kenarlarýndaki taksiler, gecenin yorgunluðunu atýyor. Caminin avlusunda güvercinler Galata Köprüsü ndeki emektar kahvede sabah çaylarý içiliyor; buharlar yükseliyor bardaklardan, pencereden içeriye dolan güneþle birlikte. Ah, bir de bu deniz kokusu Bu parçanýn anlatýmýnda aþaðýdakilerden hangisi yoktur? A) Nesnelere, insanlara özgü nitelikler yükleme B) Betimleyici bir yol izleme C) Çeþitli duyulara seslenme D) Gözlem gücüyle ayrýntýlar seçme E) Örneklerden ve karþýlaþtýrmalardan yararlanma 1997-ÖSS 49

60 Öz Deðerlendirme Formu Anýyla ilgili daha önce bildiklerim Anýyla ilgili öðrendiklerim Anýyla ilgili tam öðrenemediklerim Anýyla ilgili öðrenmek istediklerim Aný türünde okuduðum kitaplar Aný türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Anýyla iliþkilendirdiðim diðer konular Anýyý arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Anýyla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 50

61 1. Þuara tezkiresi, tercüme-i hâl tamlamalarýnýn anlamlarýný araþtýrýnýz. 2. Hayat çizgisi kavramýnýn sizdeki çaðrýþýmlarýný söyleyiniz. 3. Ýnsanýn hayatýný konu alan filmler izlediniz mi? Bu filmlerde ilginizi çeken þeyler nelerdi? 4. Kiþiliðinizin oluþmasýnda nelerin etkili olduðunu düþünüyorsunuz? 5. Bilim, sanat, spor vs. gibi alanlarda baþarýlý olmuþ insanlar hakkýndaki bilgileri nereden öðreniyorsunuz? 6. Ýyi bir hayat hikâyesi yazmak o hayatý yaþamak kadar zordur. sözüyle vurgulanmak istenen nedir? 1. ETKÝNLÝK Belge ve bilgi toplama biliminin ne olduðunu ve bu bilimin hangi ihtiyaçtan doðduðunu araþtýrýnýz. 2. ETKÝNLÝK Ýlim, sanat ve edebiyat alanýnda eser ve çalýþmalarýyla tanýnmýþ kiþiler hakkýnda yazýlmýþ ve belgesel hâlinde düzenlenmiþ biyografiler bulunuz (10. etkinliðe yöneliktir.). Atatürk ün hayatýný anlatan Sarý Zeybek belgeselini izlemek için sýnýfa getiriniz (11. etkinliðe yöneliktir.). 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda biyografi türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (15. etkinliðe yöneliktir.). 51

62 ÖMER SEYFEDDÝN Ömer Seyfeddin, Gönen kasabasýnda doðdu. Babasý Daðýstan dan muhacir gelen bir Türk ailesinin çocuðu, Ömer Þevki Bey dir. Ömer Þevki Bey binbaþý rütbesine kadar yükselebilen alaylý bir subaydýr. Yazarýn annesi Fatma Haným, Ýsfendiyaroðullarý ndan topçu kaymakamý Mehmet Bey in kýzýdýr. Ömer Þevki Bey ile Fatma Haným ýn dört çocuðu olmuþtur. Ömer Seyfeddin in Güzide adlý bir ablasý, Hasan adlý bir kardeþi, bir de küçük yaþta ölen bir kýz kardeþi vardýr. Kaþaðý ve Ýlk Namaz baþlýklý hikâyelerinde kardeþleriyle ilgili bazý hatýralarýndan geniþ ölçüde yararlanmýþtýr. Kaleme kâðýda ilgisi çok erken yaþlarda baþlayan Ömer i, dört yaþýnda iken mahalle mektebine verirler. Daha iki, üç yaþýnda iken yalnýz kâðýt ve kurþun kalemle oynardý. Bunu gören bir kadýn hoca, annesine, Maþallah çocuðun hevesi var, bana yollasanýz da okutmaya baþlasam demiþ. Ýþte böyle bir teklifle Ömer, dört yaþýnda o kadýncaðýzýn mektebine baþlamýþtýr. (Ali Canib Yöntem, Ömer Seyfeddin, Hayatý-Eserleri, Ýstanbul, 1947, s. 8) Yazarýn babasý bu yýllarda askerlik þubelerinde çalýþýr. Gönen den baþka Ýnebolu ve Ayancýk kasabalarýnda da görev almýþtýr. Ömer Þevki Bey, bu kasabalara da ailece gitmiþtir. Ancak yazarýn annesi Fatma Haným 1892 yýlýnda yanýna Ömer i de alarak Ayancýk tan ayrýlýp babasýnýn Kocamustafapaþa daki konaðýna yerleþir; Ömer Seyfeddin de Yusufpaþa daki Mekteb-i Osmanîye kaydolunur. (Sadýk Tural, Ömer Seyfeddin in Hayatý ve Eserleri, Doðumunun 100. Yýlýnda Ömer Seyfeddin, Marmara Ü. Yay. Ýst. 1984, s. 9). Fatma Haným ýn bu hareketinin arkasýnda oðlunun daha iyi öðrenim görmesi isteði yatmaktadýr. Zira Mekteb-i Osmanî, yeni usulde öðretim yapan, yabancý dil olarak da Fransýzca okutan özel bir okuldur. Ömer Seyfeddin Mekteb-i Osmanîde bir yýl okur. Babasý oðlunun asker olmasýný ister. Mekteb-i Osmanîde sürdürülen eðitim oldukça serbesttir. Ömer Seyfeddin ise son derece hareketli ve yaramaz bir çocuk. Çocuðunun daha disiplinli yetiþmesi arzusuyla, belki de kötü alýþkanlýklar kazanmasýna engel olur düþüncesiyle Ömer Þevki Bey, oðlunu 1893 ders yýlý baþýnda Eyüp teki Askerî Baytar Rüþtiyesinde subay çocuklarýna ayrýlan özel sýnýfa yerleþtirir. Bu okuldaki dört yýllýk öðrenimi bitirenlerden, Ömer Seyfeddin in devam ettiði özel sýnýftakiler Kuleli Askerî Lisesinde öðrenimlerini sürdürürlerdi. Ömer Seyfeddin, kendi isteðiyle, Enis Avni (Aka Gündüz) ile birlikte Edirne Askerî Lisesine kaydolur. Yazar, hayatý boyunca dost olarak kalacaðý arkadaþlarýndan bir kýsmýný Baytar Rüþtiyesinde tanýr. Bunlardan biri Aka Gündüz dür. Aka Gündüz, Ömer Seyfeddin in çocukluðu hakkýnda Tahir Alangu ya þunlarý anlatmýþtýr: Çocuktuk, Yunan Muharebesi oluyordu. Bizim gibi babalarý askerde olan çocuklar için Ýplikhâne de bir sýnýf-ý mahsus açmýþlar, bizi de oraya koydular. Ömer le orada tanýþtýk. Ondan evvel kendisini tanýmazdým. Yatýlý mektep olduðu için devamlý arkadaþlýðýmýz vardý. Zekâsýndaki cevvaliyet daha o zaman görülür, her gün dikkati celbeden yeni bir zekâ eseri göstermezse rahat edemezdi. Orijinal bir çocuktu. O zamanlar arkadaþlarý arasýnda henüz komik olmanýn çerçevesini aþamamýþtý. Ömer Seyfeddin in Baytar Rüþtiyesinde okuduðu yýllarda yazý yazmaya çalýþtýðýný, ayný eserden öðreniyoruz: O zamanlar okumaktan ziyade, seyrederdik. O devrin edebî modasý tiyatro idi. Öyle edebiyat dergileri filan takip edilmezdi. Manakyan ýn oyunlarýna pek düþkündük... Kendisini gayet hýrçýn, afacan, çabuk konuþur, bir yerde duramaz sanýrdý. Aklýna geleni söylerdi fakat þer çocuk deðildi, herkese kendini sevdirirdi. Ýçimizde en iyi yazanlardan biriydi, piyes yazardý, beni de bu yola teþvik ederdi. Ömer Seyfeddin, Diyorlar ki sahibine verdiði cevapta, edebiyatla ilgisini þu cümlelerle ifade eder: Daha çocukken evimizde birçok divanlar vardý. Onlarý okuya okuya edebiyata heves ettim. Fakat eski edebiyatýn çeþnisini, zevkini tattýðýmý iddia edemem. Çünkü bunun için baþka bir ilim, baþka bir tahsil ister. Pek genç iken gazeller filan da yazdým fakat tabii saçma þeylerdi. O vakitten aklýmda Leyla ile Mecnunlar kaldý. Demek hakikatte yalnýz onlarý anlayabiliyormuþum. Bugün artýk edebiyat-ý atikamýza hiç taraftar kalmadýðý için, bu bahse bile deðmez sanýrým. Divan edebiyatý! Ýþte nihayet edebiyat tarihi için bir saha! Daha fazlasý- 52

63 na aklým ermez. Þinasi den sonraki edebiyata gelince: Kemal Bey i çok sevdim. Evrak-ý Perîþan dan sayfalar ezberledim. Bana hayatiyet veren, beni iyiye, doðruya, güzele samimiyetle alakadar eden Kemal dir sanýyorum. Ne yalan söyleyeyim, Hamid i pek o kadar anlayamýyorum. Ekrem Bey e gelince Nejad ý için yazdýðý þeylere hâlâ bayýlýrým, ne müessir þeylerdir! Fikret!.. Ýþte bana mükemmellik iþtiyakýný veren! Ýdadiye mektebinde iken hep Rebab ý okuyordum. Halid Ziya, bizim ilk üstadýmýzdýr. Ben bir gece hiç uyumamýþ, sabaha kadar Bir Ölünün Defteri ni okumuþtum. (Ruþen Eþref, Diyorlar ki, Ýst. 1918, s. 241). Bu cümlelerden Ömer Seyfeddin in gençlik yýllarýnda divan edebiyatý na ait eserler okuduðu ama bunlardan pek zevk almadýðýný; edebiyat dünyasýyla ciddi ilgisinin Tanzimat sonrasý edebiyatçýlarýnýn eserleriyle geliþtiðini öðreniyoruz. Tahir Alangu nun Aka Gündüz den naklettiðine göre, þiir yazma denemelerine de Edirne Ýdâdîsine devam ettiði yýllarda baþlamýþtýr. Onun yayýmlanan ilk yazýsý Yad adlý manzumedir, 1900 de Mecmua-i Edebiye de çýkmýþtýr yýllarý arasýnda Edirne de Askerî Ýdadiyi bitiren Ömer Seyfeddin, Aka Gündüz ile birlikte Ýstanbul a döner ve Mekteb-i Harbiye-i Þâhâne ye katýlýr. Ömer Seyfeddin, Harbiyede daha çok sporla meþgul olur. Bir arkadaþýyla yaptýðý kavga yüzünden, alaya çýkma (okuldan atýlma) tehlikesiyle karþý karþýya gelir... Bu sýrada Makedonya nýn karýþmasý sebebiyle, Harbiye-i Þâhâne idaresi 1310 lularý sýnýf-ý müstacele, diye imtihansýz mezun eder (22 Aðustos 1903). Harbiye de öðrenci olduðu yýllarda yazdýðý þiirlerde Edebiyat-ý Cedide zevkini devam ettirir; daha sonralarý edebî zevkinde ve dil anlayýþýnda deðiþiklikler olacaktýr. Mülâzým-ý sânî (üsteðmen) olarak Harbiye den mezun olan Ömer Seyfeddin in kur a ile Ýzmir e ve Kuþadasý redif taburuna tayin olunduktan sonra, doðrudan doðruya taburunun Rumeli de görevlendirildiði mevkie gönderildiðini ve taburuyla birlikte, 1904 Eylülü nde Ýzmir e döndüðünü kabul etmek gerekir. (Ö. Faruk Huyugüzel, Ömer Seyfeddin in Ýzmir Yýllarý ve Bu Devrede Yazdýðý Hikâyeler, Doðumunun 100. Yýlýnda Ömer Seyfeddin, Ýst. 1984, s. 81). Yazarýn Ýzmir den ayrýldýðý tarih kesin olarak bilinmemektedir. Ancak 1909 Ocak ýna kadar Ýzmir de kaldýðý tahmin edilmektedir. Zira Ö. Faruk Huyugüzel in tesbitine göre, onun Ýzmir de yayýnlanan son yazýsý, 19 Ocak 1909 tarihli Serbest Ýzmir dedir. Buna göre, Ömer Seyfeddin 6 Eylül 1904 ten 1909 Ocak ýna kadar Kuþadasý ve Ýzmir de yaklaþýk dört buçuk yýl kalmýþ ve bu sürenin üç yýla yakýn bir kýsmýný Kuþadasý nda, geri kalanýný da Ýzmir de geçirmiþ olmaktadýr. (age, s. 85) Ö. Faruk Huyugüzel, Ýzmir de çýkan gazetelerden hareketle Ömer Seyfeddin in bu þehirdeki basýn hayatý hakkýnda bilgi vermektedir: Hikâyecimizin bu devrede Ýzmir gazetelerinden Haftalýk Ýzmir (daha sonraki isimleriyle Uþbuî Ýzmir, Haftalýk Serbest Ýzmir, Edebî Serbest Ýzmir), 11 Temmuz ve Ahenk gazetelerinde yazýlarýnýn yayýmlandýðýný biliyoruz. Hatta Haftalýk Ýzmir in 19 ve 26 Temmuz 1324 tarihli 46 ve 47. sayýlarýnda gazetenin yazý iþleri müdürü olarak da çalýþmýþtýr... Bütün bu gazetelerde Ömer Seyfeddin in kullandýðý takma adlar sýrasýyla þunlardýr: Ö (ayýn), H, Ö. S., Süheyl Feridun, Perviz, Feridun. Ömer Seyfeddin in asýl faaliyeti bunlardan Haftalýk Ýzmir Gazetesi nde olmuþtur. Býçakçýzade Hakký nýn 1896 Haziraný ndan 1905 sonuna kadar yayýmladýðý bu gazete o yýl kapanýnca 5 Aðustos 1907 de Hüseyin Hilmi ve Ýsmail Suphi tarafýndan yeniden çýkarýlmaya baþlanýr. Edebî karakteriyle dikkati çeken ve çok satýlan gazetenin bu devresinde Celal Sahir, Þahabeddin Süleyman, Enis Avni, Ali Süha, Ýlyas Macit, Salih Keramet, Hakký Tarýk ve Necip Türkçü gibi imzalar dikkati çeker. Fakat gazetede daha çok Baha Tevfik ve Ömer Seyfeddin in yazýlarý vardýr. Yakup Kadri nin ifadesiyle askerlikten ziyade fikrî ve bediî meselelerle meþgul olan yazarýmýzýn bu çevrede daha çok Batý kültürünü ve Fransýzca yý iyi bilen Baha Tevfik ve Türk dili üzerinde çok ciddi bir þekilde duran Necip Türkçü ile temasta olduðu bilinmektedir. Baha Tevfik in onda Batý edebiyatý ve Fransýzca bilgisini artýrmak, Necip Türkçü nün de Türkçe ve Türk edebiyatýna farklý bir açýdan bakmak, dilde sadelik ve millî edebiyat konularý üzerinde düþünmesini saðlamak ve bazý temel fikirleri vermek bakýmýndan etkili olduklarýný biliyoruz. Ömer Seyfeddin in bu gazetede çýkan makalelerinden Servet-i Fünûn edebiyatýna ve bu edebiyatýn önde gelen hikâyecilerine karþý tenkitçi bir tavýr aldýðýný görüyoruz. (Ö. Faruk Huyugüzel, age, s ) 53

64 Ömer Seyfeddin in Ýzmir de bulunduðu yýllar Fransýzca öðrendiðini Aka Gündüz söylemektedir: Ömer Seyfeddin Ýzmir de aktif politikayla ve siyasi tartýþmalarla vakit geçirmez, daha çok edebî ve fikrî çalýþmalara aðýrlýk verir. Ýzmir de geçirdiði yýllar, edebiyata ve fikrî hayata hazýrlandýðý devredir. Nitekim Ýzmir de yazdýðý son eserleri Ay Sonunda, Yaþasýn Dolap çok sade ve neredeyse terkipsiz bir dille yazýlmýþlardýr. Ýzmir de, altýsý telif, ikisi tercüme olmak üzere sekiz hikâye neþretmiþtir. Bunlardan Çeyiz Bir Köpek ve Kadýn Mektuplarý tercümedir. Ýlk Namaz, Sahir e Karþý, Sebat, Erkek Mektubu, Çirkin Bir Hakikat, Ay Sonunda adlý hikâyeler teliftir. Ayrýca bu devrede Yaþasýn Dolap adlý bir perdelik bir komedi de yazmýþtýr Ocak ýndan sonra Ömer Seyfeddin, Ýzmir den Balkanlar a tayin edilir; Selanik teki Üçüncü Ordu ya baðlý birliklerde görev verilir. Bu yýllarda Rumeli, sürekli bir karýþýklýðý bütün boyutlarýyla yaþamaktadýr. Balkanlar da yaþayan Müslüman olmayan kavimler milliyetlerini idrak etmenin heyecaný içinde, Batýlý devletlerin teþvik ve desteðiyle ayaklanmakta, Türklere saldýrmaktadýr. Ömer Seyfeddin böyle bir dönemde Rumeli nin muhtelif þehir, kasaba ve köylerinde görev alýr. Görev mahalleri arasýnda Makedonya da Serez Mutasarrýflýðýna baðlý Menlik kazasý, Manastýr ýn Pirlepe kazasý, Velmefce, Osenova, Ýþtip, Babina, Demirhisar, Cumayý Balâ, Razlýk, Köprülü Köy gibi yerler bulunmaktadýr. Ayrýca bir süre daðlarda eþkýya takibinde, köylerde silah aramalarýnda da görevlendirilmiþtir. Balkanlar daki görevleri Ömer Seyfeddin üzerinde etkili olmuþtur: Balkan milletlerinin millî uyanýþ ve istiklal hareketlerinin en kýzgýn bir çaðýnda, Bulgar çetelerinin en çok faaliyet gösterdikleri yerlerde görev alan ve dolaþan Ömer Seyfeddin, onlarý bu hareketlere götüren düþünceleri ve nedenleri yakýndan görmek ve incelemek fýrsatýný buldu. Hikâyelerinde bunlarýn etkilerini ve motiflerini açýkça görebildiðimiz kadar, ondaki duygu ve düþünce geliþimlerinin iþleyiþini de yakýndan izleyebiliyoruz. Sýnýr bölgesinde yer yer komitacý çevrelerine yanaþýrken o sýralarda Rumeli Türkleri arasýnda uyanmaya baþlayan, Balkan gerçekleri ve geliþmelerinden etkilenen Yeni Türk Milliyetçi Düþünce akýmýnýn zorlayýcý nedenlerini aþaðýdan gelen örnekler ve uygulamalardan öðreniyoruz. Bulgar ve Makedonya komitalarýnýn kendi millî ülküleri uðruna yaptýklarý hareketlerin lejantlarý ve aðýzdan aðıza dolaþa dolaþa büyüyen hikâyeleri, o sýrada Rumeli deki asker ve sivil bütün aydýnlarý olduðu gibi Ömer Seyfeddin i de sarýyor, onun da yolunu ve yönünü bulmasýnda baþlýca iteleyici güç oluyordu. En ünlü bazý hikâyelerinin malzemesini veren gözlemlerini, hayatýnýn bu en meþakkatli olduðu kadar en hareketli geçen yýllarýnda derlemiþti. Sonralarý dilde ve düþüncede belli bir yeni yolun öncülüðünü yaparken ortaya koyduðunu göreceðimiz ilkelerin, onda, bu sýralarda filizlendiðini görüyoruz. Balkanlar daki askerî görevi ve buna baðlý olarak sürdürdüðü her yönüyle hareketli hayat içinde bile Ömer Seyfeddin; tercüme yapmaya, bazý edebî denemelere giriþmeye vakit bulur. Manastýr ve Selanik civarýndaki edebiyat meraklýsý gençlerin Bahçe, Kadýn, Hüsn ve Þiir gibi dergilerinde tercüme ve telif olmak üzere hikâye, þiir ve çeþitli konularda kaleme alýnmýþ yazýlar yayýmlar. Balkan devresinin ilk yýllarýnda Edebiyatý Cedide zevkini devam ettiren manzumeler yazan Ömer Seyfeddin, 1910 yýlýnda, sýnýrdaki Yakorit kasabasýndan Ali Canip Bey e yazdýðý mektupta, yeni bir arayýþ içinde olduðunu ortaya koyar. Bu arayýþýn arkasýnda, Ýzmir deki aydýn çevresinden hususiyle Türkçü Necip Bey ve Baha Tevfik ten gelen tesirler; Fransýz edebiyatýndan okuduðu eserlerden kazandýklarý ve Balkanlar daki müþahadelerinden çýkardýðý neticeler ile Harbiye Mektebinde kazandýðý terbiye vardýr. Onun Genç Kalemler de yayýmladýðý Bahar ve Kelebekler hikâyesi, edebî alanda kesin deðiþikliðin ifadesidir. Bu hikâye, Ömer Seyfeddin in edebî hayatýnda olduðu kadar Türk hikâyeciliðinin geliþmesinde de önemli bir merhaleyi iþaret eder. Bu hususu Mehmet Kaplan þöyle belirtiyor:... Dergide çýkan hikâyenin baþýnda yeni lisanla kaydý vardýr. Hikâyenin daha sonraki baskýlarýnda bu kayýt, kaldýrýlmýþtýr. Basit gibi görünmekle beraber, bu kayýt Bahar ve Kelebekler hikâyesi ile Ömer Seyfeddin in büyük bir heyecan ve talakatle müdafaa ettiði yeni lisan tezi arasýnda bir münasebet olduðunu gösterir. Gerçekten de, hikâye ile makale arasýnda sýký bir münasebet vardýr ve bu münasebet sadece hikâyenin yeni lisan ile yazýlmýþ olmasýndan ibaret deðildir. Ömer Seyfeddin, hikâyesinde de makalesinde olduðu gibi yeni bir hayat görüþü nü müdafaa eder. Bu yeni hayat görüþü, Türk kültür ve edebiyatýna o zamana kadar hâkim olan Ýran ve Batý taklitçiliðine karþý 54

65 millî ve çaðdaþ bir dil, edebiyat ve kültür yaratma gayesine yöneliktir. (Mehmet Kaplan, Bahar ve Kelebekler in Tahlili, Doðumunun 100. Yýlýnda Ömer Seyfeddin, Ýst. 1984, s. 41). Selanik te Ziya Gökalp, felsefi planda düþündüklerini, cisimleþmiþ bir þekilde, sýnýr boylarýndan gelen görgüsü ile idealist, kabiliyeti ile realist Ömer Seyfeddin de bulur. Ömer Seyfeddin ise yaþadýklarýný sistematize edilmiþ bir hâlde Gökalp ın sohbetlerinde dinleme imkâný elde eder. Birlikte vücut verdikleri Yeni Hayat Kadrosu, yeni lisanýn açtýðý yoldan yavaþ yavaþ bir gençlik akýmý hâlinde geliþip zenginleþir. Ömer Seyfeddin, yeni lisanla yeni hayatýn edebiyatýný yapmaya koyulur. Bu yeni hayat terkibi, memleketin problemlerine çaðdaþ bir düþünce ve millî bir endiþe ile yaklaþmak, bizi biz yapan deðerleri yorumlayarak onlarý zenginleþtirmek esasýna dayanýr. Ömer Seyfeddin Genç Kalemler de 5 Nisan 1910 ile 10 Temmuz 1912 arasýnda iki yýlý aþkýn bir sürede ilki Bahar ve Kelebekler olmak üzere altý hikâye yayýmlar. Ýkinci hikâye Pamuk Ýpliði adýný taþýr. O, bu hikâyesiyle açýkça Edebiyatý Cedide zevkinden ayrýldýðýný ortaya koyar. Ýrtica Haberi, 1909 da yaþanan bir olayýn Rumeli deki aydýnlara aksediþini hareket noktasý almýþtýr. Genç Kalemler de yayýmlanan dördüncü hikâye Bomba dýr. Ömer Seyfeddin, Primo-Türk Çocuðu, And ve Aþk Dalgasý adlý hikâyelerini Selanik e yerleþtikten sonra yazmýþ ve Genç Kalemler de yayýmlamýþtýr. Genç Kalemler çevresinde Ziya Gökalp, Ömer Seyfeddin ve Ali Canib etrafýnda toplanan gençler, Balkan Savaþý nýn baþlamasý üzerine daðýlýrlar. 24 Aðustos 1328/1912 tarihinden sonra çýkan Genç Kalemler dergilerinde M. Nermi Bey ile Suphi Edhem den baþka kimsenin imzasýna rastlanmaz. Ömer Seyfeddin Balkan Savaþý na katýlýr ve esir düþer. Onun hayatýnýn bu devresini anlatan hatýralarý, acý ve ýstýrapla geçirdiði aylarý, esir olarak Nafliyon da hissettiklerini sergiler. Ömer Seyfeddin, Kendisini doktormuþ gibi göstererek savaþ kargaþalýðýnda öldürülmekten kurtulmuþtur. O, Nafliyon daki esareti sýrasýnda boþ durmaz; okur, daha sonra yazacaklarýna hazýrlýk yapar ve arkadaþlarýyla mektuplaþýr. Ömer Seyfeddin, 15 Teþrinisani 1329 da gemi ile Nafliyon dan Ýstanbul a hareket eder. Dört gün sonra da Ýstanbul a varýr; on ay esir hayatý yaþamýþtýr. Onun yazarlýk hayatýnýn en verimli devresi, esirlikten kurtulup Ýstanbul a dönüþü ile ölümü arasýnda geçen yedi senelik süredir. Hayatýný düzene koyma ve büyük eser verme arzusuyla kývranan yazara; devrin siyasi ve sosyal þartlarý içinde bir misyon adamý olmanýn getirdiði mesuliyet, geçim derdi ve kýsa süren evliliði bu fýrsatý vermemiþtir. Ömer Seyfeddin Ýstanbul a dönüp profesyonel yazar olarak çalýþmaya baþladýktan sonra, devrinin modasýna uyarak, mizah dergilerinde ve magazinlerde yayýmlanacak cinsten hikâyeler yazar. Bunlarýn ilki Kolleksiyon adýný taþýr. Ancak o, bu tip hikâyelerinde de memleketin temel problemlerinden uzaklaþamaz. Bize has deðerlerden uzaklaþmýþ aydýnlarýn yaþama biçimi ve tatlý su frenkleriyle iliþkileri mizahi hikâye için hazýr konu durumundadýr. Baþyazarlýðýný yaptýðý Türk Sözü gazetesinin ömrü pek kýsa olmuþ, yazar da istediði gibi yazý yayýmlayacaðý bir basýn organý bulamamýþtýr. Ömer Seyfeddin in muhayyilesinde uzun bir hazýrlýk devresi geçiren Beyaz Lale adlý hikâyesi 1914 yýlýnda Donanma dergisinde çýkar. Bu hikâyede, Harbiye Mektebi öðrencisi iken Makedonya da cereyan eden olaylar, yazarýn asker olarak Balkanlar da görev aldýðý yýllara ait tecrübeler ile birleþtirilmiþtir. Ömer Seyfeddin 1915 ve 1916 yýllarýnda hikâye yayýmlamamýþtýr yýlýnda Kabataþ Sultanîsine öðretmen olarak tayin edilmiþtir. Öðretmenlik hayatýna rahatlýkla intibak ettiði söylenemez. O, hikâyelerinde hayatýnýn her döneminden yararlanmasýný; devrine ait çeþitli görünüþ ve olaylarý edebî türün imkânlarýný pek zorlamadan yazýlarýna yerleþtirmesini bilen bir sanatkârdýr. Meþrutiyet dönemi olaylarýný ele aldýðý Efrûz Bey serisinde, öðretmenlik hayatýna dair müþahedelerini kullandýðý görülür. O; hikâyelerinde de, öðretmenlik hayatýnda da yabancý kültür ve eðitimin Türkiye de yayýlmasýna karþýdýr. Yabancý okullarýn yerini millî olanlara býrakmasý gereðine inanýr. Hikâyeci, edebiyat öðretmeni olarak, düþüncelerini sevdirerek kabul ettirmeye gayret gösterir. Ömer Seyfeddin in öðretmenlik hayatý, 1914 ten hastalýk sebebiyle yataða düþeceði aylara kadar, yani 1920 yýlýna kadar devam eder. Onun, Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda Saint Joseph (Sen Jozef) Lisesi binasýnda açýlan Ýstanbul Erkek Muallim Mektebinde edebî kýraat dersi verdiði de bilinmektedir. 55

66 Ömer Seyfeddin, 1913 yýlýnda, esirlikten dönüþünden kýsa bir müddet sonra annesini kaybeder, yalnýz kalýr. Zira babasý yeniden evlenmiþtir. Ýyice çalýþmak, düþündüklerini gerçekleþtirmek için aile rahatlýðýna ihtiyaç duyan yazar, Ýttihat ve Terakki Fýrkasý ileri gelenlerinden Doktor Besim Bey in kýzý Calibe Haným ile evlenir (1915). Calibe Haným, Kadýköyü ndeki Saint Euphemie (Sen Öfhem) Okulunda okumuþ, Avrupai tarzda yetiþmiþ, devrin yüksek sosyetesine mensup bir genç kýzdýr. Ne kültür ve yaþama biçimi, ne de fizik olarak hikâyecinin benimsediði ve beðendiði kadýn tipidir. Bir yýl sonra kýzý Güner dünyaya gelir. Güner henüz iki yaþýný bitirmeden bu evlilik son bulur ve Ömer Seyfeddin, hoþlanmadýðý bekâr hayatýna döner. Bundan sonraki hayatý, Câvid Paþa nýn olan, Kalamýþ Koyu nda deniz kenarýndaki küçük köþklerden birinde geçer. Yazar bu eve Münferit Yalý adýný vermiþtir. Buraya Ali Canib den baþka zamanýn tanýnmýþ sanatkârlarý da gelerek Ömer Seyfeddin in evini bir edebî mahfil hâline çevirirler. Ömer Seyfeddin, ömrü boyunca rahat bir çalýþma ortamý bulamaz. Yunanistan dan döndükten sonra bir türlü Ýstanbul a gönlünce yerleþemez. Bu bakýmdan da kendisini istediði ve düþündüðü gibi edebiyata verme imkâný bulamaz. Ancak o, yýllarý arasýnda, bildiðimiz hikâyelerinin büyük çoðunluðunu yazar. Yani, edebiyatýmýzdaki yeri bu üç yýl içerisindeki edebî faaliyetlerinin sonucu gibidir. Ömer Seyfeddin, Yeni Mecmua dýþýndaki faaliyetlerinde, Yeni Hayat anlayýþýna uygun insan tipini araþtýrmaya yöneliktir. Bir Meþrutiyet devri aydýný olarak Ömer Seyfeddin, çevresinde namuslu adamýn örnek tipini araþtýrýrken çaðýna deðil de çok gerilere gitmek gereðini duyuyordu. Pembe Ýncili Kaftan daki Muhsin Çelebi, Diyet teki Koca Ali, daha sonra Câbî Efendi, tarihten gelen saðlam adam örnekleridir. Onun bu seçimi, çaðýna ve takýmýna karþý güven ve umutlarýný yitirdiðinin bir ifadesidir. (Tahir Alangu, age, s. 451) Ömer Seyfeddin, hayatýnýn son yýllarýnda oturduðu Kadýköy, Moda, Bahariye, Kalamýþ çevresindeki yüksek sosyetenin alafranga yaþayýþýný, millî deðerlerden uzaklýðýný, mizahi hikâyelerinde malzeme olarak kullanýr. Bu hikâyelerinin bir kýsmýnda, sosyal problemleri mizaha imkân hazýrlayan bir kuruluþ içinde dikkatlere sunduðu görülür. Hatta denilebilir ki Ömer Seyfeddin, hikâyeleriyle Birinci Dünya Savaþý sonlarýndaki Türk insanýndaki deðiþmeyi tespit etmiþtir. Bu yazýlarda modern yaþama biçimi ile alýþýlmýþ hayat tarzý arasýndaki çatýþma asýl unsur olarak karþýmýza çýkar. Çirkinliðin Esrarý, Antiseptik, Havyar, Tos adlý hikâyeler bu bakýmdan önemlidir. Ayný yýllarda, yazarýn, çocukluk cennetine sýðýndýðýný düþündüren hikâyeler kaleme aldýðýný da görüyoruz: Kaþaðý ve Ýlk Cinayet. Mizahi hikâye yazarý için, Birinci Dünya Savaþý sonrasýnda Türk toplumunun sürdürdüðü yaþama kargaþasý sayýsýz denecek ölçüde konu sunmaktadýr. Otorite yokluðunun sebep olduðu düzensizlik, millî, sosyal ve ahlaki deðerlerdeki çözülmeler bir taraftan modern çevrelerdeki alafranga yaþama biçimini sürdüren insanlarýn hayat tezahürlerine zemin hazýrlamakta; bir taraftan da halkýn batýl inançlara saplanmasýna imkân vermektedir. Aslýnda bu iki farklý yaþama biçimi, gerçekten kaçýþýn ifadesi olmalarý bakýmýndan ayný ihtiyaçtan kaynaklanýr. Ömer Seyfeddin bu dönemde yaþama biçiminin yeni hayat söz grubuyla kýsaca ifade edilen esaslar çevresinde düzenlenmesini ister. Bu da, bize ait deðerlerin zamana açýk biçimde, ihtiyaçlara göre yorumlanmasý ve yeniden þekillenmesine; millî endiþelerin ön plana çýkarýlmasýna ihtiyaç gösterir. Arzu edilen bu yaþama biçimi ile yazarýn müþahedeleri arasýndaki çatýþma, mizahi hikâyelerinin temeli durumundadýr. Kýsacasý bu hikâyelerde, yazarýn düþüncesine göre, olmasý gereken ile mevcut olan karþý karþýya getirilir. Olmasý gerekene ters düþen tavýr ve hareketler, gücünü müþahede ve hatýralardan alan, bu sebeple de okuyucuda rahatlýkla gerçeklik duygusu uyandýran olaylar ve bu olaylarýn ortaya çýkmasýna sebep olan insanlar çevresinde dikkatlere sunulur. Yirminci yüzyýlýn baþlarýndaki Türk ailesini konu alan Harem, Fon Sadriþtayn ýn Karýsý, Horoz, Dünyanýn Nizamý adlý hikâyeleri birlikte okunduðunda yazarýn bu husustaki dikkati ve kanaatleri daha iyi anlaþýlýr. Ömer Seyfeddin in bütün hikâyelerini ayný dikkatle incelemek bizi, onun eserlerine þekil veren temel güce götürür. Bu, düþünülen ve arzu edilen ile gerçekleþenin çatýþmasýdýr. Yazar, zihninde ve gönlünde olaný açýkça ortaya koymaz; buna uymayaný, hatýralarýndan, müþahedelerinden ve tarih kitaplarýndan okuduklarýndan yararlanarak hikâyeleþtirir. Dikkati aktüel hayata ve halkýn yaþayýþ tarzýna yöneldiðinde, hikâyeleri mizahi karakter kazanýr. Bunun için onun mizahi hikâyelerini diðer eserlerinden ayrý düþünmek hatalý olur. Zira onun bütün yazýlarý ve edebî faaliyeti, düþüncesine göre, olmasý gereken ile gerçekleþen arasýndaki çatýþmada düðümlenir. Hikâyelerinin yapý ve 56

67 anlatma bakýmýndan tahlili, bu temel gücün; kültür, müþahede ve hayat tecrübesiyle zenginleþerek kendisini dýþa aksettiriþini gözler önüne serer. Onun Efrûz Bey adlý roman denemesi de bu çerçeve içinde rahatlýkla deðerlendirilebilecek bir eserdir. Hemen belirtmek gerekir ki yazar, realist edebî terbiye ile yetiþmiþ biridir. Gördüklerini, okuduklarýný ve tecrübelerini bu temel güç etrafýnda þekillendirirken sözünü ettiðimiz edebî terbiyeden yararlanmakta, Türkçenin imkânlarýný türe has teknikle birleþtirmektedir. Az önce sözünü ettiðimiz temel güç, Efrûz Bey tipi ile Câbî Efendi tipi birlikte düþünüldüðünde çok daha iyi anlaþýlmaktadýr. Onun hikâye tekniðinde Guy de Maupassant (Guy Dö Mopasan) ýn tesiri olduðu açýktýr. Bu Fransýz yazarý, II. Meþrutiyet sonrasý Türk hikâyeciliðine tesir etmiþtir. Fransýz hikâyecisinin kendi ana dilinden kelime seçiþindeki dikkati ile Ömer Seyfeddin in Türkçe karþýsýndaki tavrý arasýndaki benzerlik de dikkati çekmektedir. Ömer Seyfeddin, Yeni Lisan hareketini baþlatan yazýsýnda ifade ettiði düþüncelerini, o yýllarda ve daha sonra yazdýðý hikâyelerinde uygulayarak Türkçenin her türlü hayat tezahürünü yapmacýða baþvurmadan anlatabilecek geniþliðe ve esnekliðe kavuþmasýna hizmet etmiþtir. Bu, Avrupai tarz hikâyenin yazýlmasý için gerekli olduðu gibi, ilmî yazýlarýn kaleme alýnmasý, sosyal problemlerin ortaya konulmasý ve geniþ kitle ile iletiþim saðlanmasý için de gerçekleþmesi zaruri bir iþti. Yazý ve hikâyeleriyle millî devletin kurulmasýna zemin hazýrlayan insanlardan biri olan Ömer Seyfeddin, Anadolu da Millî Mücadele nin devam ettiði günlerde, iþgal altýndaki Ýstanbul da asabi þeker krizlerinin pençesi altýnda kývranmaktadýr. Mütareke yýllarýnda Ýstanbul un sahne olduðu bazý olaylarýn ýstýrabýný da derinden derine yaþayan Ömer Seyfeddin, 6 Mart 1920 Cumartesi günü, Haydarpaþa Hastanesinde hayata gözlerini yumar. Önce Kadýköy-Kuþdili ndeki Mahmut Baba Mezarlýðý'na defnedilir. Bu mezarlýðýn yerinin tramvay garajý hâline getirilmesi üzerine, arkadaþlarýnýn himmetiyle, Zincirlikuyu Asrî Mezarlýðý na nakledilir. Eserleri: Þiir: Ömer Seyfeddin in Þiirleri Broþür: Vatan! Yalnýz Vatan, Yeni Lisan ve Bir Ýstimzaç Hatýra: And, Balkan Harbi Ruznamesi, Ömer Seyfeddin in Aný Defterinden: Yahya Kemal ve Ömer Seyfeddin, Ömer Seyfeddin: Türklük Ülküsü Tiyatrolarý: Canlar ve Patlýcanlar, Ýhtiyar Olsam da, Mahçupluk Ýmtihaný Fikrî Eserler: Millî Tecrübelerden Çýkarýlmýþ Amelî Siyaset, Türklük Mefkûresi Roman: Ashab-ý Kehfimiz, Efruz Bey, Harem, Yalnýz Efe Hikâye: Yüksek Ökçeler, Gizli Mabed, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale, Asilzadeler, Bomba, Dalga, Ýlk Düþen Ak, Nokta, Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür. Prof.Dr. Þerif AKTAÞ Büyük Türk Klasikleri 1. Okuduðunuz biyografilerin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Ýncelediðiniz biyografide Ömer Seyfeddin hangi yönleriyle ele alýnmýþtýr? 3. Ömer Seyfeddin in kiþiliðinin oluþmasýnda ailesinin, çevresinin ve öðreniminin ne gibi etkilerinin olduðunu metinden hareketle söyleyiniz. 4. Yukarýdaki metinde biyografisi yazýlan kiþi hakkýnda ne tür bilgiler toplanmýþtýr? Bu bilgiler toplanýrken hangi belgelerden yararlanýlmýþtýr? Bunlardan hareketle bilgi ve belgenin biyografi yazýlarýndaki önemini açýklayýnýz. 5. Ýncelediðiniz biyografi bilgi ve belgelere dayandýrýlmadan yazýlsaydý sonuç ne olurdu? 6. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 7. Biyografide anlatýcý ile onu yazan kiþinin ayný olup olmadýðýný belirtiniz. 57

68 4. ETKÝNLÝK Metnin ilk beþ paragrafýný inceleyerek paragraflar arasýndaki yapý ve anlam iliþkisinin nasýl saðlandýðýný açýklayýnýz. 8. Topluma mal olmuþ kiþilerin hayat hikâyelerinin günümüze kadar ulaþmasýnýn kültür tarihindeki yerini ve önemini açýklayýnýz. 9. Okuduðunuz aný ve günlükleri incelediðiniz biyografiyle anlatým yönünden karþýlaþtýrarak farklýlýklarýný belirleyiniz. 10. Metinde kullanýlan anlatým türlerini belirleyerek bu anlatým türlerine metinden örnekler gösteriniz. 5. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz biyografide ses düþmesi, ses türemesi ve ses benzeþmesi olan kelimeleri aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Ses Düþmesi Olan Kelimeler Ses Türemesi Olan Kelimeler Ses Benzeþmesi Olan Kelimeler Bulduðunuz kelimelerdeki ses olaylarýnýn nedenlerini aþaðýdaki boþluða yazýnýz. Ses düþmesinin sebebi: Ses türemesinin sebebi: Ses benzeþmesinin sebebi:

69 6. ETKÝNLÝK Aný ve biyografilerde anlatýcýnýn kim olduðunu ve anlatým tavrýný belirleyerek aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Türler Anlatýcý Anlatýcýnýn Anlatým Tavrý Aný Aðaçkakan Kuþu ve Baþkalarý Biyografi Ömer Seyfeddin Anýdaki anlatýmla biyografideki anlatýmýn farkýný belirleyerek bu farklýlýðýn nedenlerini söyleyiniz. 7. ETKÝNLÝK... Ömer Seyfeddin Ýstanbul a dönüp profesyonel yazar olarak çalýþmaya baþladýktan sonra, devrinin modasýna uyarak, mizah dergilerinde ve magazinlerde yayýmlanacak cinsten hikâyeler yazar. Bunlarýn ilki Kolleksiyon adýný taþýr. Ancak o, bu tip hikâyelerinde de memleketin temel problemlerinden uzaklaþamaz. Bize has deðerlerden uzaklaþmýþ aydýnlarýn yaþama biçimi ve tatlý su frenkleriyle iliþkileri mizahi hikâye için hazýr konu durumundadýr. Baþyazarlýðýný yaptýðý Türk Sözü gazetesinin ömrü pek kýsa olmuþ, yazar da istediði gibi yazý yayýmlayacaðý bir basýn organý bulamamýþtýr. Ömer Seyfeddin in muhayyilesinde uzun bir hazýrlýk devresi geçiren Beyaz Lale adlý hikâyesi 1914 yýlýnda Donanma dergisinde çýkar. Bu hikâyede, Harbiye Mektebi öðrencisi iken Makedonya da cereyan eden olaylar, yazarýn asker olarak Balkanlar da görev aldýðý yýllara ait tecrübeler ile birleþtirilmiþtir.... Prof. Dr. Þerif AKTAÞ... Havadaki (atmosfer) su buharýnýn yoðunlaþmasý sonucu oluþan nemle yüklü bulutlarýn yeryüzüne deðmesi demek olan sis, görüþ alanýný büyük ölçüde sýnýrlar. Denizler ve karalarda zaman zaman görülen koyu sisler, motorlu taþýtlardan, birkaç metre ilerisinin bile görünmesini engeller. Böyle günlerde gemiler limanlara giriþ-çýkýþ yapamazlar. Özellikle Ýstanbul Boðazý nda, Rumeli ve Anadolu kýyýlarý arasýndaki Boðaz hatlarý deniz ulaþtýrmasý durdurulur. Sisli havanýn daðýlmasý beklenir. Bu arada, Çanakkale Boðazý nda çarpýþmalar ve karaya oturmalar þeklinde sýk sýk gemi kazalarý meydana gelir.... Prof. Dr. Hayati DOÐANAY Yukarýdaki paragraflarý akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýk bakýmýndan deðerlendiriniz. Deðerlendirme sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýðýn bir metin için önemini belirtiniz. 59

70 8. ETKÝNLÝK Ömer Seyfeddin biyografisinde anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 9. ETKÝNLÝK HAYATIM 1313 (1897) tarihinde Ýstanbul da doðmuþum; ocak ayýnýn 23 ü imiþ. Anam, Japonya dan dönüþte batan Ertuðrul Firkateyni nin süvarisi Tekirdaðlý deniz yarbayý Ali Bey in kýzý Bayan Neyyire; babam, Trabzonlu Hasan Âli Efendi (eski posta ve telgraf nazýrý) nin oðlu Bay Ali Rýza dýr. Ýlköðrenimimi Yeþiltulumba da Yolgeçen Topkapý da Taþ Mektep mahalle mekteplerinde ve özel bir rüþdiye olan Mekteb-i Osmanî de yaptým. Rüþdiye diplomasýný aldýktan sonra Vefa Ýdadisine girdim. Ýki yýl sonra lise oldu. Son sýnýftan, yedeksubay olmak üzere 1331 (1915) tarihinde ayrýldým. Terhisten sonra edebiyat fakültesi felsefe bölümüne girdim ve 1920 yýlýnda bitirdim. Edebiyat fakültesinde on bir ay kadar süren inzibat memurluðu yaptým. Ýzmir in geri alýnmasý üzerine, Muallim Mektebi (öðretmen okulu) edebiyat öðretmenliðine atandým. Bir yýl bitince Ýstanbul a geldim; Kuleli Askerî Lisesi edebiyat, Ýstanbul Erkek Lisesi felsefe öðretmeni oldum; 1925 yýlý baþýnda Kuleli deki dersim Galatasaray Lisesine aktarýldý tarihinde Millî Eðitim Bakanlýðý genel müfettiþliðine atandým. Bu görevim tarihine kadar sürmüþtür. Bu sýrada ikincisi bir yýl sürmek üzere, iki kez Millî Eðitim iþlerini incelemek üzere Avrupa ya gönderildim. Fransa da Kültür Ýþleri adlý kitabým, bu incelemelerin ürünüdür. Bir yandan teftiþ görevim sürmekte iken öbür yandan Türk Dili Tetkik Cemiyeti Merkez Heyetinde çalýþýyordum. Bu sýralarda Ankara Gazi Eðitim Enstitüsünde de vekil olarak yedi sekiz ay müdürlük ettim tarihinde Millî Eðitim Bakanlýðý Orta Öðretim Genel Müdürlüðüne atandým. Bu görevde tarihine kadar kaldým. Ayrýlmamýn nedeni, Ýzmir milletvekilliðine seçilmemdir. Milletvekili olduktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Heyetine üye seçildim. Son günlerde Türk Tarih Kurumunda asli üye olarak görev almýþ bulunuyorum. Hasan Âli YÜCEL Ömer Seyfeddin in biyografisi ile Hasan Ali Yücel in otobiyografisini karþýlaþtýrarak ortak ve farklý yönlerini belirleyiniz. 1. Bir gün biyografiniz yazýlacak olsa onda nelerin yer almasýný istersiniz? 2. Biyografi yazýlarýnýn bir toplumun geliþmesine ve kalkýnmasýna katkýlarýný tartýþýnýz. Tartýþma sonuçlarýný sözlü olarak ifade ediniz. 10. ETKÝNLÝK Hazýrlýkta getirdiðiniz belgesel hâlinde düzenlenmiþ biyografileri sýnýfta seyrediniz. Bunlarda biyografi türünün özelliklerinden hangilerini gördüðünüzü arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 60

71 11. ETKÝNLÝK Sarý Zeybek belgeselini sýnýfta izleyiniz. Atatürk ün, Sarý Zeybek te anlatýlan özelliklerini þemadaki boþluklara yazýnýz. Atatürk ün Biyografik Þemasý Kronolojisi Kiþisel Özellikleri Hayatýndaki Önemli Olaylar Atatürk ün Türk Milleti Üzerinde Býraktýðý Etki Düþünce Hayatý ile Ýlgili Çýkarýmlarýnýz Sarý Zeybek belgeselinde anlatýlanlarla ilgili düþüncelerinizi aþaðýya yazýnýz

72 12. ETKÝNLÝK Yakýndan tanýdýðýnýz bir insanýn biyografisini yazýnýz. Kendi yazdýðýnýz biyografiler ile arkadaþlarýnýzýn yazdýðý biyografileri karþýlaþtýrarak bunlarla ilgili görüþlerinizi dile getiriniz. 13. ETKÝNLÝK Aþaðýdaki kimdir bu? sorularýna cevap veriniz. Hikâyelerinde konu ve olaydan çok, þiirsel söyleyiþ ve etkiye önem verir. Zaman parçalarý üzerinde durmayý seven, bu anlarý incelemekte büyük baþarý gösteren yazar, bir Ýstanbul hikâyecisi idi. Ada ve deniz hikâyelerinde kahraman sayýsý az ve belli; þehir hikâyelerinde ise dikkati daðýtacak kadar bol ve çeþitlidir. Sanatçý, yýðýnlar içindeki gizli dramlarý bulup çýkardýðý gibi tabiat senfonisini de derinlere iþleyen bir ustalýkla yaþatmasýný bildi. Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Son Kuþlar, Semaver gibi hikâye kitaplarý vardýr. Kimdir bu? Beþ Hececiler in önde gelen þairlerindendir. Millî edebiyat hareketine de katýlan þair heceyi ve aruzu ustaca kullanmýþ; hikâye, roman ve tiyatro da yazmýþtýr. Anadolu nun gerçeklerini konu alan þiirler yazarak memlekete yönelen edebiyat anlayýþýnýn oluþumunda önemli rol oynamýþtýr. Aþk, tabiat sevgisi, vatan ve millet aþký en çok iþlediði temalardýr. Þiir kitaplarýndan bazýlarý Þarkýn Sultanlarý, Dinle Neyden, Çoban Çeþmesi, Han Duvarlarý dýr. Kimdir bu? Türkçeyi güzel ve akýcý bir þekilde kullanan, güçlü bir üsluba sahip olan yazarlarýmýzdan biridir. Bir tahlil romancýsý olan yazar, romanlarýnda þahýslara ve eþyaya psikolojik bir dikkatle bakar. Eserlerinde kiþi-toplum çatýþmalarýný, ahlak bunalýmlarýný, maddi ve manevi ýstýrap çeken insanlarý, vicdan azaplarýný konu edinmiþtir. Server Bedii takma adýyla da eserler veren romancý, zengin bir kültüre sahiptir. Kimdir bu? Siz de Kimdir bu? sorularý hazýrlayarak sýnýfta yarýþma düzenleyiniz. 14. ETKÝNLÝK Aþaðýdaki seçeneklerden birini uygulayýnýz. Sýnýfça belirlenen bir edebî þahsiyetin biyografisini dramatize ediniz. Otobiyografiyinizi monolog þeklinde sýnýfa sununuz. 15. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda biyografi türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 62

73 1. Aþaðýda verilen cümledeki boş bırakılan yeri uygun þekilde doldurunuz. Topluma mal olmuþ bir insanýn kendi yaþam öyküsünü anlattýðý eserlere... denir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Biyografilerde derlenen bilgilerin bilimsel araþtýrma yöntemiyle bir araya getirilme zorunluluðu yoktur. ( D ) ( Y ) Biyografi yazarýnýn objektif olma zorunluluðu yoktur. ( D ) ( Y ) Otobiyografilerin en belirleyici yönü, yazarýn kendi özel dünyasýyla sýnýrlandýrýlmýþ olmasýdýr. ( D ) ( Y ) Biyografisi yazýlan kiþinin yaþadýðý olay ve olgular onun davranýþlarýný belirleyecek bir akýþ içinde iþlenir. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi biyografilerin yararlarýndan biri deðildir? A) Sözü edilen kiþinin hayatýnýn, düþüncelerinin ve yaptýðý iþlerin öðrenilmesi B) Sözü edilen kiþinin yaþadýðý dönemin özelliklerinin öðrenilmesi C) Biyografiler sayesinde kendi deneyimlerimize bir yaþam deneyiminin daha katýlmasý D) Sözü edilen kiþinin baþarýlarýndan hareketle nasýl baþarýlý olunacaðýnýn öðrenilmesi E) Biyografilerin makale kadar kýsa, bazen bir kitap olacak kadar uzun olduklarýnýn öðrenilmesi 4. I. Belgelere dayanýr. II. Rivayetlere ve tartýþmalara yol açacak bilgilere yer verilmez. III. Biyografi yazýlarýnda gözlem önemli bir yer tutar. IV. Her insan hakkýnda yazýlabilir. Yukarýdaki numaralanmýþ cümlelerden hangi ikisi biyografinin özelliklerindendir? A) I - II B) I - III C) II - IV D) III - IV E) I - IV 5. Aþaðýdaki dizelerin hangisinde özne-yüklem uyuþmazlýðý vardýr? A) Gözümün deðdiði yere gül düþer. B) Dinle de gönlümü alýver gitsin. C) Yeryüzünde bir sen bir ben varým. D) Ýstersen dünyayý çaðýr imdada. E) Arkandan gelecek hep ayak sesin ÖSS 63

74 Öz Deðerlendirme Formu Biyografiyle ilgili daha önce bildiklerim Biyografiyle ilgili öðrendiklerim Biyografiyle ilgili tam öðrenemediklerim Biyografiyle ilgili öðrenmek istediklerim Biyografi türünde okuduðum kitaplar Biyografi türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Biyografiyle iliþkilendirdiðim diðer konular Biyografiyi arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Biyografiyle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 64

75 1. Seyahatname ve seyyah kelimelerinin anlamýný araþtýrýnýz. 2. Yediðin içtiðin senin olsun; gezip gördüðünü anlat. sözüyle vurgulanmak istenen nedir? 3. Görmediðiniz yerlerle ilgili bilgilere nasýl ulaþýrsýnýz? 4. Sizde, bir yeri görme isteði uyandýran etkenler nelerdir? 5. Gezilen yerlerle ilgili izlenim ve bilgilerin niçin yazýldýðý konusundaki düþüncelerinizi belirtiniz. 6. Yurt içinde veya yurt dýþýnda seyahat etmenin insana saðlayacaðý kültürel yararlar sizce nelerdir? 1. ETKÝNLÝK Farklý dönemlerde yaþamýþ yazarlarýn gezi yazýlarýný araþtýrýnýz. Bunlardan Evliya Çelebi nin Seyahatname sini sýnýfa getiriniz (12. etkinliðe yöneliktir.). Beðendiðiniz bir gezi yazýsýný arkadaþlarýnýza okuyunuz ve bu yazýyý niçin beðendiðinizi açýklayýnýz. Arkadaþlarýnýzdan dinlediðiniz gezi yazýlarýnýn okuduðunuz gezi yazýlarýndan ne gibi farklýlýklar taþýdýðýný belirtiniz. 2. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda gezi türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (13. etkinliðe yöneliktir.). 65

76 JAPONYA Yenilikleri çabuk kapýyorlar; ürünlerini pazarlamasýný biliyorlar; fabrikalarý çok verimli çalýþýyor; bir iþçi, söz gelimi bir Hollanda iþçisine göre ayda beþ misli fazla TV tüpü üretiyor; robotizasyon ve otomatizasyonu çok ilerletmiþler. Millet olarak ideolojileri farklý, millet deðil þirket gibi çalýþýyorlar; iþçi-iþveren yok, baba ve evlatlar var; hele bir erkek eve, akþam erken gelsin; mahalle ayýplar. Gece on birde iþ yerlerinin çoðunun ýþýðý açýktýr. Hatta bazýlarý, gece eve gitmeye üþenip büroda sabahlar. Babalarýn eþleri ve çocuklarý ile aile yaþamý sürdürmesi olanaksýz. Þirketlerin arkasýnda büyük mali çevreler var; istedikleri zaman, ucuz faizle borçlanýyorlar; yönetim de kendilerini ayný aileden saydýklarý için birbirlerine güveniyorlar; sorunlarý kimseyi kýrmadan çözümlemeyi beceriyorlar ve baþarýlý oluyorlar. Ýnsanlar birbirine çok saygýlý. Sorumluluk duygusu çok geliþmiþ. Bir iþ yerinin müdürü, orada çalýþanlarýn tüm sorumluluðunu üstleniyor. Temizlik çok önemli; evler, iþ yerleri, taþýt araçlarý, sokaklar, parklar pýrýl pýrýl. Evler bir yana, bazý lokanta ve dükkânlara bile ayakkabý ile girmek yok. Aile yaþamý çok önemli. Boþanmak zor. Birbiri ile geçinemeyen çiftler önce boþanma bürosuna baþvuruyor. Oradaki memur tüm aileyi sorguya çektikten sonra gerek görürse onlarý mahkemeye gönderiyor. Boylarýnýn kýsa olmasý onlarý tedirgin ediyor. Bu yüzden boy uzatýcý ilaç ve yöntemler arýyorlar dan bu yana, boy ortalamasý 17 cm artmýþ. Elbette bunda iyi beslenmenin payý da küçümsenemez. Kimlerden söz ettiðimi hemen anladýnýz deðil mi? Evet, Japonlardan... Zaten bu sýraladýðým özellikleri barýndýran baþka bir ulus var mý ki? Ama gelin, isterseniz daha az kiþinin bileceði bir þeyden söz edelim. Ameterasu dan. Beyaz zeminli Japon bayraðýnýn tam ortasýnda bulunan kýpkýrmýzý bir güneþ var ya, iþte ondan. 124 Japon imparatorunun atasý sayýlan Pirinç Tanrýsý Nini-gi-Nomikot nun büyükannesi, Güneþ Tanrýçasý. Ýþte bu inanç yüzünden Japon imparatorlarý sýnýr tanýmaz ama sorumluluk da yüklenmez. Ýktidarlarýna dinsel bir boyut eklemek için de güneþin oðlu olduklarýný ileri sürerler. 124 imparator görmüþ Japonya ama hiçbiri öldürülmemiþ. Hatta uluslararasý dünyada da ayrýcalýklý da ölen imparator Hirohito, Ýkinci Dünya Savaþý nýn son günlerinde Pasifik te uðradýklarý aðýr yenilginin ardýndan 1946 da Tanrýnýn Oðlu olduðunu yadsýyarak ABD li komutan Mc Arthur (Mak Artur) ile yaptýðý sýký pazarlýk sonucu tahtýnda kaldý. Üstelik savaþ suçlusu sayýlmadý. Neredeyse tahtýnda yarým asýr daha yaþadý. Japonlar, galip devletlere kayýtsýz þartsýz teslim olmuþtu ama teslim olmayan tek kiþi Hirohito ydu. Ona dokunmadýlar. Hirohito dan sonraki yeni Ýmparator Akihito. Bugün o var tahtta. Ve Japon takvimi Hirohito nun ölümüyle sýfýrlanmasýnýn ardýndan Akihito nun tahta çýkýþýyla bir diye yeniden baþladý. Çünkü Japonya da her imparatorla birlikte takvim yenileniyor. Konuya imparatorlardan girdiðimize göre, bir þeyler daha eklemek yerinde olur sanýyorum. Meþhur Ýmparator Meji nin anýsýna Tokyo da yapýlan tapýnaða yurdun dört bir yanýndan gelenler birer aðaç dikmiþ. Bugün tapýnaðýn çevresi 126 bin aðaçlýk bir orman. Japonlar, ülkenin her tarafýndan gelip imparatorun bahçesinde gönüllü çalýþýyor. Japonya nýn resmî adý Japonya, ama millî adý Nippon (Nipýn). Toplam 377 bin kilometrekarelik bir ülke, dört adadan oluþuyor ve 123 milyon nüfusu var. Ýrili ufaklý adalarýn bütünü Japonya ama büyük adalar Hokkaido, Hondo, Þikoku, Kiyuþiyo... Bu küçük ülkeye 123 milyon insaný sýðdýrmak için Japonlar sanki tüm doðayý iþgal etmiþler... Üstelik ülkenin % 88 i daðlýk ve ormanlýk. Kýrsal görüntüler Yanagata dan hemen sonra bitiyor. Sonra biri bitmeden öteki baþtan uçsuz bucaksýz banliyöler, kasabalar. Topraðýn her karýþý kullanýlýyor. Arsa ve arazi fiyatlarý korkunç. Dünyanýn en pahalý arsasý Tokyo nun Ginza sýnda. Bir metrekarenin fiyatý üç yüz bin dolara yakýn. Japoncanýn konuþulduðu ülkede, baþkent Tokyo, para birimi de yen. Bugün ülkede 124 gazete yayýmlanýyor ve bin kiþiye altý yüz gazete düþüyor. Dünyanýn en çok satan gazetesi Japonya da: Yomiuri. Tirajý on üç milyon ve hemen hemen herkesin telefonu var. Baþlýca kentleri, Tokyo, Yokohama, Osaka, Napoya, Sapporo, Kyoto, Kobe, Fukuoka, Kavasaki, Hiroþima, Kitaküþü. En kalabalýk kent Tokyo nun nüfusu sekiz milyonun üzerinde. On beþ yaþ ve üzerindeki okuryazarlýk oraný % 100. Japonca çok zor bir dil, bir tek nokta bile anlamý deðiþtiriyor. Bir Çinli ile bir Japon ancak yazarak anlaþabilirmiþ. Ýþte size birkaç kelime Japonca: Dozo hayaku: Lütfen çabuk; Hoçi moçi: Merhaba; O hayo: Günaydýn. 66

77 Japon insanýna doðduðu günden itibaren sabýr öðretildiði için sövmek nedir bilmiyorlar. Yine de bir tek de olsa kötü sözleri var. Baka... Aptal anlamýna geliyor. Görüyorsunuz ya, ben de Japoncamý bir hayli ilerlettim! Ha, bir de din olgusu var. Japonya nýn nüfusunun % 92 si Þintoist ve Budist. Geriye kalanlarda Hristiyanlar çoðunlukta. Japonya da çocuk çok önemli. Japon ulusu ve yönetim yeni kuþaklarýn üstüne titriyor, iki çeþit alfabeleri var. Biri kýrk sekiz harfli, öteki 2145 harfli; harfler deðiþik sesler veriyor. Japonca zor olduðundan okuma yazma kolay deðil. Çocuklar önce okumayý yazmayý kýrk sekiz harfli alfabe ile öðreniyorlar. Üçüncü sýnýftan sonra 48 harfli alfabe ile çalýþmaya baþlýyorlar. Zorunlu öðretim dokuz yýl. Bundan sonra öðrenime devam etmek isteyenler, ya devletin ucuz liselerine ya da bizdeki gibi Ýngilizce öðretim yapan pahalý kolejlere gidiyor. Aileler çocuklarýný iyi okutmak için Türk ailelerini aratmaz bir tutumla onlarý çalýþtýrýyorlar. Okullarda eðitim görenler zaten günde sekiz saat çalýþýyor. Çok da ödev veriliyor. Yaz tatili kýrk gün olmasýna karþýn, öðrenciler tatil süresince bile okula gidip ödevlerini gösteriyorlar. Tatil içinde baþka kente gitmek için izin almak gerekiyor. Öðrenciler tek tip okul giysileri içinde, minik askerler gibi. Sýk sýk okul gezisi yapýlýyor, derste öðrenilen bilgiler yerinde görülüp inceleniyor. Fabrikalar, limanlar, atölyeler, inþaatlar geziliyor; müzeler tek tek inceleniyor. Çocuklar güzel sanatlara yönlendiriliyor. Elbette bu durumdan yakýnan ana babalar var. Öðrencilerin yüzde yirmisi üniversiteye girebiliyor. Üniversiteye girme sýnavý daha önce yokmuþ, son yýllarda koymuþlar. Üniversiteyi bitirenler bile sözlük olmadan gazete makalesi yazamýyor. Japonyada, insan ömrü ortalamasý yetmiþ yýl; bir baþka deyiþle bizden ortalama on yýl daha fazla yaþýyorlar. Geleneklerine sýký sýkýya baðlý Japon halkýnýn ünlü yönetmen Akira Kurosawa (Akira Kurusava) nýn Yedi Samuray filmine olan ilgisi inanýlmayacak kadar fazla. Ýyi dövüþen, saygýn savaþçýlara verilen Samuray adýnýn Japonca da asýl anlamý hizmet eden kiþi dir. Genellikle feodal beyleri koruyan ve onlar adýna savaþ veren özel þövalyeler olan samuraylar Japon tarihinin en renkli kahramanlarý arasýnda yer alýyor. Turizm açýsýndan çok hareketli bir ülke olan Japonya da bazý yerlerde turistler için özel Samuray gösterileri de düzenleniyor. Üstelik bazý maðazalarda da antika Samuray kýyafetleri satýlýyor. 12. yüzyýldan 19. yüzyýla kadar uzanan Samuray devrine ait giysilerin fiyatlarý da oldukça yüksek. Örneðin, 16. yüzyýldan kalma bir miðfer 700 milyon liraya alýcý bulabiliyor. Japonya da dört kiþiye bir araba düþüyor; trafik çok yoðun. Tehlikeli yýlanlar gibi sarmaþ dolaþ olmuþ yollar; üst yollar, alt yollar... Ama gene de trafik sýkýþýklýðýndan arabalar yol alamýyor. Bir otomobil bir milyon yen civarýnda. Garajýnýz yoksa araba satýn alamýyorsunuz üstelik. Ehliyet almak da o kadar kolay deðil. Bin dolara mal oluyor. Taksi þoförleri asker gibi üniformalý, beyaz eldiven takýyorlar. Taksilerin döþemeleri beyaz dantel örtülerle kaplý... Japonlar demiryolu konusunda Fransýzlarla yarýþýyor de saatte beþ yüz km hýz yapan treni (ünlü ucu sivri tren) kullanmaya baþladýlar. Raylarda ek yeri yok. Çünkü sýcak ve soðukta genleþmeye uðramayan özel alaþýmlardan yapýlmýþ. Japon Mucizesi Yirmi-otuz yýl öncesine kadar Japonlar, batý teknolojisini öðrenmek için Avrupa ve Amerika ya akýn ediyorlardý. Þimdi ise Japon Mucizesi nin sýrrýný çözmek için herkes Japonya ya koþuyor. Gerçekten de teknolojide dünyada bir numara olan Japonlar, çoktandýr Batýlý ekonomiler için tehdit oluþturur hâle geldi. Ýkinci Dünya Savaþý ndan sonra kayýtsýz þartsýz teslim olan Japonya, ordu bile kuramýyor uluslararasý antlaþmaya göre ama teknoloji ordusuyla, deðil Batýlý ülkeleri, Amerika yý bile iþgal etmiþ durumda. Japonlarý anlatmak için aslýnda tarih koridorlarýnda kýsa bir gezinti yapmanýn da yararý var: Japon toplumu yüzyýllarca feodal bir biçimde yönetilmiþ ve dýþa kapalý yaþamýþ. Japonya da dünyaya açýlma, modernleþme yolunda ilk adýmlar 1868 den itibaren Meji Restorasyonu Döneminde atýlmaya baþlamýþ. Bu ataktan sonra Batý uygarlýðýna ve özellikle Batý nýn sanayileþme hareketine ayak uydurmada olaðanüstü bir baþarý göstermiþler. Bunda eðitime verilen büyük önemin, iþ bilen kadrolarýn yetiþtirilmesinin ve ülkede, istikrarlý bir yönetimin kurulmasýnýn büyük payý var. Japonlar doðal kaynaklardan yoksun ancak nüfusça zengin ve çalýþkanlar. Atýlýmlarý bir ara, Ýkinci Dünya Savaþý Döneminde duraklamýþ ama sonra hepimizin bildiði gibi þaha kalkmýþlar. 67

78 Japonya, gelir daðýlýmý açýsýndan dengeli ülkelerin baþýnda geliyor. Aylýk ortalamasý 1500 dolarý bulan güçlü bir orta direk var (Halkýn % 91 i kendini orta direk kabul ediyor.). Enflasyon % 2, kiþi baþýna ulusal gelir on bin dolarýn üstünde. Japonlar baþarýlarýný biraz da üretimlerini dýþ piyasalara göre düzenlemelerine borçlular. Bu tutumla daha 1960'larda bellerini doðrultmayý baþarmýþlar. Bu konuda bir örnek vermek gerekirse; Japonya da üretilen saatlerin % 82 si, videolarýn % 76 sý ihraç ediliyor. Üretilen yaklaþýk 10 milyon arabanýn yarýsý da. Yurtdýþýna satýlan arabalar, gemilere parça olarak yerleþtiriliyor. Ýki üç ay süren yolculuk sýrasýnda parçalar birleþtiriliyor. Araba istenen ülkeye vardýðýnda pýrýl pýrýl teslim ediliyor. Ancak yiyecek, özellikle et ve meyve bu ülkede çok pahalý. Et son derece kýt ve pahalý olunca, mutfaðýn temel gýdasý balýk... Büyük maðazalarda, akla gelebilecek her tür biçimde ambalajlanmýþ çeþitli balýk türleri satýlýyor. Bu ülke denizden doyuyor. Deniz ürünleriyle varlýðýný sürdürüyor. Meyve ise âdeta lüks, örneðin, bir kavunu, ev sahibine deðerli bir armaðan olarak sunabilirsiniz. Ýstikrarlý yönetim dedik... Evet, bu konuda da çok baþarýlýlar. Birçok Asya ülkesinin aksine 40 yýldan beri demokrasinin tadýný çýkarýyorlar. Gerçi Asya da millet meclisine sahip olmuþ ilk ülke Japonya. Ama 1890 da kurulan Diet imparatorun egemenliði altýnda olduðu için ülke yine de mutlakiyetle yönetiliyormuþ. Japonya nýn demokratik bir anayasaya kavuþmasý, ancak Ýkinci Dünya Savaþý ný kaybetmesinden sonra mümkün olmuþ. Zaten yasalarýn çoðu 1947 tarihini taþýyor. Japonlarýn demokrasi konusundaki baþarýlarý, ekonomik alandaki baþarýlarýndan aþaðý deðil. Japonya nýn siyasal yaþamýna son 35 yýldýr Liberal Demokratik Parti egemen. Ortanýn saðýndaki bu parti baþarýlý yönetimi sayesinde iktidarý kaybetmiyor. Hatta Lockheed (Lokhid) Skandalý bile bu iktidarýn devrilmesine neden olmamýþ. Bu da halkýn istikrarýn bozulmasýný istememesinden kaynaklanýyor olsa gerek. Tabii bir de bünyesindeki çeþitli kanatlarla birlikte bir kitle partisi olabilmesinin etkisi küçümsenemez. Japonya da her yýl, nisanda kiraz aðaçlarýnýn çiçek açmasýyla birlikte iþçi sendikalarý bahar hareketliliði kazanýyor. Genellikle istenen zam, enflasyon oranýnýn biraz üstünde ve iki taraf, Japonlara özgü hoþgörü sýnýrlarý içinde tartýþýp çoðu zaman çok kýsa süren toplantýlarla uyuþuyorlarmýþ. Japonya 1945 te atom bombasý felaketini yaþamýþ bir ülke. Ondan sonra da hiçbir devlet, bu bombayý kullanmaya cesaret edemedi zaten. Nagasaki ve Hiroþima ya atýlan iki bomba Ýkinci Dünya Savaþý nýn yazgýsý olduðu kadar, Japonyanýn yazgýsýný da deðiþtirmiþ. Ama felaketlere alýþmýþ bir ulus Japonlar. Bir kez deprem kuþaðýndalar. Deprem ve tayfun. Örneðin, 1923 Tokyo depreminde tam 140 bin kiþi ölmüþ. Baharla birlikte ilginç bir olay yaþanýyor Japonya da. Sakura seyretmek, yani kiraz çiçeði seyretmek için Japonlar hasýrlarýný alýp kýrlara koþuyor. Bildiðiniz gibi kiraz çiçeðinin ömrü 3-4 gün. Hele bir yaðmur yaðsa hemen dökülüyorlar. Ama ne gam! Japonlarda bu gelenek olmuþ artýk... Dünyanýn en geliþmiþ inci endüstrisi Japonya da bulunuyor. Ýnci; sert, krem renginde, yuvarlak sedef tanecikleridir. Kabuklu bir deniz hayvaný olan istiridye tarafýndan yapýlýr. Ýstiridyenin içine giren çok küçük yabancý maddelerin, örneðin, bir kum taneciðinin, hayvanýn ürettiði özel bir salgýyla çevrilmesiyle belli bir süre sonra inci oluþur. Bu süre, genelde altý senedir. Japonlar, bu süreyi kýsaltmak için deðiþik yöntemler uyguluyorlar. Özel olarak yetiþtirilen istiridyelerin içine çok az miktarda yabancý maddeyi enjekte ederek suni yoldan inci üretimi yapýyorlar. Dünyanýn en büyük inci tarlalarý, Basra Körfezi, Hindistan kýyýlarý, Kýzýldeniz de ve en büyük inci endüstrisine sahip olan Japonya da bulunuyor. Denize dalýp istiridyeleri çýkaran dalgýçlarýn ise hemen hepsi, kadýn. Çünkü kadýnlar daha uzun süre su altýnda kalabiliyorlar. Ýncilerin, nadir bulunduðu için en deðerli sayýlan türü ise siyah renkte olanlarý. Japonya da ev yaþamý çok basit. Halkýn çoðunluðu arsa sýkýntýsý yüzünden iki odalý evlerde yaþýyor. Hemen herkesin evinde, renkli televizyon, video, çamaþýr makinesi, buzdolabý var. Evler küçük olduðundan çamaþýr makineleri çoðunlukla balkonda bulunuyor... Evlerdeki her eþya gerekli; bizdeki gibi Sakla samaný gelir zamaný. diyecek ortam yok. Yataklar ya yerde veya açýlýr kapanýr tipte. Evler çoðunlukla soba ile ýsýtýlýyor. Yani bizim Japon Sobasý dediðimiz verimli, geliþmiþ sobalarla. Japonya da ev gezmesi kýsýtlý... Zaten pek vakitleri yok. O kadar yorgunlar ki ancak doðum ve ölüm gibi olaylar; aileler, komþular arasýnda gidip gelmelere neden oluyor. Orhan KURAL Küçük Dünyada Büyük Adýmlar 68

79 1. Okuduðunuz ve dinlediðiniz gezi yazýlarýnýn ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Ýncelediðiniz gezi yazýsýnda yazarýn ilgisini çeken unsurlar nelerdir? 3. Gezi yazýlarýnda, görülen her þeyin anlatýlýp anlatýlamayacaðýný tartýþarak belirleyiniz. Ulaþtýðýnýz sonuçlarý maddeler hâlinde yazýnýz. 4. Ýncelediðiniz metinden tanýmlama, betimleme ve açýklama cümleleri bulunuz. Bunlar olmadan yazýnýn ayný etkiyi gösterip göstermeyeceðini açýklayýnýz. 5. Ýncelediðiniz gezi yazýsýndaki bütünlüðün hangi ögeler etrafýnda saðlandýðýný açýklayýnýz. 6. Okuduðunuz gezi yazýlarýnýn üzerinizde býraktýðý etkileri arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 7. Okuduðunuz gezi yazýsýnda anlatýlan yerlerle ilgili ne tür bilgilere ulaþýyorsunuz? Bunlardan hareketle gezi yazýlarýnýn okuyucuya saðladýðý yararlarý belirtiniz. 8. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 3. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz gezi yazýsýndaki paragraflarý yapý ve anlam bakýmýndan birbirine baðlayan unsurlarýn neler olduðunu tespit ediniz. 4. ETKÝNLÝK Japonya adlý gezi yazýsýnda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 5. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz gezi yazýsýný tabloda belirtilen ölçütlere göre inceleyiniz. Ýnceleme sonuçlarýný ve bu sonuçlarla ilgili örnek cümleleri tablodaki uygun yerlere yazýnýz. Ölçütler Deðerlendirme Japonya Akýcýlýk Duruluk-Açýklýk Yalýnlýk Ýnceleme sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk, yalýnlýðýn gezi yazýsý için önemini açýklayýnýz. 69

80 6. ETKÝNLÝK ERZURUM Erzurum da beni titreten bir soðuða ben buz! diyorum. Ama Erzurumlu: Seççer gibi beð, seççer gibi hava mübarek!.. Isýcacýk. diyor. Ne denir, Erzurumlu bu... Saðlamlýk, yiðitlik, dayanýklýlýk hamurunun mayasý... Ben görmeyeli epeyce deðiþiklik olmuþ Erzurum da, istasyonda park yapýlmýþ, yeni yeni büyük binalar yükselmiþ, Ýstasyon Caddesi nin sonundaki caminin etrafý açýlýp küçük bir meydan olmuþ. Eskiden gözükmeyen, birtakým eciþ bücüþ dükkânlar arasýnda sýkýþýp kaybolan cami þimdi meydana çýkmýþ, açýlan meydaný küçültmüþ yutuvermiþ. Sanki gülüp: Meydan dediðiniz de bu mu ki? demek istiyor. Meydandaki köþe baþýna büyük bir levha dikilmiþ, çiftçi vatandaþlarý Pancar Kooperatifine üye olmaya davet ediyor da açýlacak olan þeker fabrikasýna þimdiden hazýrlýk baþlamýþ. Fabrika evleri bitmek üzereymiþ. Çiftçi vatandaþ kooperatife üye olmayýp da ne yapacak? Fabrika da kooperatif de medeniyet iþareti!.. Türk çiftçisi de medeniyet nimetlerinden istifade etmeye layýk. Hatta tarihi, coðrafyasý icabý mecbur. Birçok büyük þehirlerimizde tez ulaþma vasýtasý, yol týkama aracý, cana kýyan cambaz, lüks ve gösteriþ meraklýlarýnca geçerli övünme silahý otomobil, Erzurum da raðbet görmemiþ. Otobüs de az. Çoðu yokuþ, sayýlý bir iki caddesi olan Erzurum da sokak durumu Ýstanbul un Kadýköy ü ile yarýþ edecek kadar bozuk. Kaðný ile fayton arabasý burada alabildiðine bol. Gördüðüm þehirler içinde kaðnýnýn en çok itibar gördüðü þehir Erzurum dur dersem mübalaða etmiþ sayýlmam. Hani bizim istanbul da bir zamanlar sýk sýk görülen otomobilli satýcýlar vardý. Nasýr ilacýndan týraþ kremine, diþ tozundan verem dermanýna kadar üstünde delik açýlmýþ taksilerde satýþ yaparlardý ya... Þimdi bu iþin daha antikasýný Erzurum'da gördüm. Sabah saat 8.30 da Taþ Maðazalar denilen yerde, bir faytonun etrafýna büyükçe bir kalabalýk toplanmýþtý. Yaþý elli beþlik þiþman bir satýcý ile otuz yaþlarýnda bir adam, bir de yirmi yaþlarýnda güneþ gözlüðü takmýþ bir delikanlý. Üç ahbap çavuþlar... Sesleri kýsýlmýþ olduðu hâlde yine de gýrtlaklarýný zorlaya zorlaya baðýrýyorlardý. Ýbrahim MÝNNETOÐLU ERZURUM Sabahleyin uyandýðýmýzda, akþam yaðan dolular tümüyle erimiþti. Hava o kadar güzel, güneþ o derece yakýcý ki arkamýzdaki paltolar bile aðýr gelmeye baþladý. Fakat bu da geçici. Erzurum da kaldýðýmýz dört beþ gün içinde, havanýn bir gün olsun akþama dek soðuk ya da sýcak olduðu görülmedi. Sabahleyin güneþ açýyor, akþam þiddetli bir yaðmur baþlýyor, gece ortalýk bembeyaz görünüyor. Bu deðiþiklikler ortasýnda, hiç deðiþmeyen, el deðmemiþliðini ve beyazlýðýný sürekli olarak koruyan bir yer var: Palandöken Daðý... Erzurum, bu beyaz daðýn eteðinde, büyük camileri, güzel minareleri, yüksek yapýlarý, karga yuvalarýyla dolu yüksek kavaklarýyla kocaman bir yýkýntý, akla durgunluk verecek bir yangýn yeri... Kentin bayýndýrlýðý, yýkýntý artýklarý ve duvarlarla, kalan yapýlardan anlaþýlýyor. Ýki katlý kâgir evleri yalnýz Erzurum a özgü bir mimari biçimde. Üst kat çoðunlukla þehniþin biçiminde çýkýntýlý yapýlmýþ, alt bölümleri güzel doðramalarla süslenmiþ. Yapýlarýn bir bölüðü çok saðlam kâgir, bir bölüðü ise adi kerpiç. Kimi evlerin kapýlarý açýlmýþ, içerdekiler görünmemek için kafesler konulmuþ. Erzurum kadýnlarý, üstelik mini mini kýzlar, örtünmeye son derece istek gösteriyorlar. Çoðunlukla caddelerde, mahalle aralarýnda, kýrmýzý çizgili, kimi vakit ipekli, ince hilali çarþaflar içinde alaca giysiler, yeþil ve kýrmýzý güllü þalvarlar giymiþ hanýmlarýn misafirliðe gittikleri görülüyor. Erzurum halký çok zeki ve güler yüzlü. Sözleri düzgün. Esnafý bile anlayýþ sahibi. Onlarýn, gönlünüzü almak için bir: Begim, gözün üstüne gele. deyiþleri var ki bu yalýn cümlelerdeki boyun eðen ve içtenlik dolu 70

81 davranýþlarýna karþý, Anadolu nun bu sýnýr boyu halkýna yürekten bir saygý beslememek elde deðil. Rus saldýrýsý altýnda silahsýz yaþayan, Ermeni zulümlerine çocuklarýný, erkeklerini, üstelik kadýnlarýný kurban veren, iþte bu halk... Erzurum, geniþ ve yeþil ovaya bakan, çekici bir kent. Uzun kavaklarý karga yuvalarýyla dolu. Ara sýra bir kavakta on ikiyi aþkýn yuva görülüyor. Bunlar sanki minare þerefelerini andýrýyor. Kentte Ruslardan biraz tutsak kalmýþ. Bunlar Erzurum Kalesi nin savunmasýnda görevli Rus subaylarýyla genç eþleri. Tutsaklýk yaþamýný hoþ geçirmek için çeþitli eðlencelerden yararlanýyorlar. Parlak semaverleri, çaylarý, kitaplarý, gazeteleri, resimli dergileri, musiki notalarý, hiçbir þeyleri eksik deðil. Bu küçük topluluk, yýkýk yangýn yerinde uygar bir yaþamýn pek az ve eksik olanaklarýyla zamanýný geçirmeye çalýþýyor. Geceleri toplanýyorlar; ellerinde keman, mandolin, balalayka güzel Rus havalarý çalýyorlar. Çaykovski nin seçkin parçalarý Erzurum un yaslar görmüþ, yanýk gönlünde birer aðýt etkisi yapýyor. Ahmet Refik ALTINAY Yukarýda Erzurum u anlatan gezi yazýlarý verilmiþtir. Ayný yeri anlatan bu iki gezi yazýsýndaki benzerlik ve farklýlýklarý bularak bunlarýn sebeplerini belirtiniz. 7. ETKÝNLÝK Japonya metninden ses düþmesi, ses türemesi, ses benzeþmesi ve ses daralmasý olan kelimeleri aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Ses Düþmesi Olan Kelimeler Ses Türemesi Olan Kelimeler Sessiz Benzeþmesi Olan Kelimeler Ses Daralmasý Olan Kelimeler Tablodaki ses olaylarýnýn nedenlerini aþaðýdaki boþ býrakýlan yere yazýnýz. Ses düþmesinin sebebi: Ses türemesinin sebebi: Ses benzeþmesinin sebebi: Ses daralmasýnýn sebebi:

82 8. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz gezi yazýsýyla Aðaçkakan Kuþu ve Baþkalarý adlý aný yazýsýný tabloya göre inceleyiniz. Japonya Aðaçkakan Kuþu ve Baþkalarý Amaç bakýmýndan Üslup bakýmýndan Gözlem tekniði bakýmýndan Dilin iþlevi bakýmýndan Anlatým türleri bakýmýndan 9. ETKÝNLÝK Sýnýfta herhangi bir yeri anlatan belgesel izleyiniz. Ýzlediðiniz belgeselden hareketle gezi yazýsý yazýlýp yazýlamayacaðýný tartýþarak belirtiniz. 10. ETKÝNLÝK...Seyahatname okumanýn tadýný öteden beri bilirim. Bütün çocukluðum onlarý okumakla geçti. Kýþ geceleri dýþarýda rüzgâr ulurken bir gaz lambasýnýn ýþýðýný göz bebeklerimde iki altýn nokta gibi taþýyarak zengin bir ateþ karþýsýnda rahat bir koltukta okuduðum Afrika ve Amerika seyahatnamelerinin masum ve namuslu üslubundan aldýðým tadý bana pek az edebiyat eseri vermiþtir. Ahmet HAÞÝM Yukarýdaki paragrafý göz önünde bulundurarak günümüz teknolojisinin gezi yazýlarýný nasýl etkilediðini tartýþarak belirleyiniz. 72

83 11. ETKÝNLÝK Aþaðýda belirtilenler çerçevesinde bir gezi yazýsý yazýnýz. 12. ETKÝNLÝK Gezilen yerlerin; ekonomik faaliyetleri, doðal güzellikleri, tarihî eserleri, sergi ve fuarlarý, fabrika ve endüstri merkezleri, çalýþma hayatý, eðlence hayatý, eðitim ve öðretimi, sportif faaliyetleri, siyasi hayatý, orijinal özellikleri, bölgenin tarihi ve bölgede kurulan uygarlýklar, bölgede yaþayan insanlarýn ýrklarý, dilleri, yaþayýþlarý, inançlarý. Evliya Çelebi nin Seyahatnamesi nden bildiðiniz bir yöreyi anlatan kýsmý okuyunuz ve o yöreyi bugünkü hâliyle karþýlaþtýrýnýz. Karþýlaþtýrma sonuçlarýný sýnýf panosunda sergileyiniz. 13. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda gezi türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Gezi yazýlarýnda dil aðýrlýklý olarak... iþlevinde kullanýlýr. Türk edebiyatýnda ilk gezi yazýsýný...,... adlý eseriyle ortaya koymuþtur. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Gezi ve aný yazýlýþ amacý bakýmýndan birbirine benzer. ( D ) ( Y ) Gezi yazýsýnda gözlem önemli deðildir. ( D ) ( Y ) Reşat Nuri Güntekin in Anadolu Notları adlı eseri bir gezi yazısı örneğidir. ( D ) ( Y ) 73

84 3. Gezi yazýlarý hangi bilim dalýna kaynaklýk etmez? A) Tarih B) Coðrafya C) Toplum bilimi D) Hukuk E) Sanat tarihi 4. Aþaðýdakilerden hangisi gezi yazýsýnýn özelliklerinden biri deðildir? A) Psikolojik tahlillerin geniþ yer tutmasý B) Gözlem gücünün ürünü olmasý C) Tarih ve uygarlýklardan söz edilmesi D) Yazýlarýn fotoðraflarla desteklenebilmesi E) Okuyucuda gezip görme isteði uyandýrmasý 5. Aþaðýdaki eserlerden hangisi yurt içi gezi yazýlarýna bir örnek olabilir? A) Ankara-Bükreþ B) Bahriye C) Anadolu Notlarý D) Denizaþýrý E) Tuna dan Batýya 6. Afâk-ý Irak, Avrupa Mektuplarý ve Hac Yolunda gibi kitaplarýyla gezi türünde eserler vermiþ olan yazarýmýz aþaðýdakilerden hangisidir? A) Mehmet Âkif Ersoy B) Ahmet Haþim C) Þevket Rado D) Cenap Þehabettin E) Hikmet Birand 7. Gezi türünün baþarýlý örnekleri arasýnda sayýlan Mavi Yolculuk ve Mavi Anadolu adlý eserlerin yazarý aþaðýdakilerden hangisidir? A) Haldun Taner B) Bediî Faik C) Nevzat Üstün D) Melih Cevdet Anday E) Azra Erhat 8. Bu konuda gençleri azýmsamak doðru deðildir. Bu cümledeki anlatým bozukluðunun sebebi aþaðýdakilerden hangisidir? A) Gereksiz sözcük kullanýlmasý B) Bir sözcüðün anlam bakýmýndan yanlýþ kullanýlmasý C) Tamlamanýn yanlýþ yapýlmasý D) Ek eylemin yanlýþ kullanýlmasý E) Yüklemine göre olumsuz cümle olmasý 1996-ÖSS 74

85 Öz Deðerlendirme Formu Geziyle ilgili daha önce bildiklerim Geziyle ilgili öðrendiklerim Geziyle ilgili tam öðrenemediklerim Geziyle ilgili öðrenmek istediklerim Gezi türünde okuduðum kitaplar Gezi türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Geziyle iliþkilendirdiðim diðer konular Geziyi yazýsýný arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Geziyle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 75

86 1. Sohbet, söyleþi, musahabe, hoþsohbet, nükte ve nüktedan kelimelerinin anlamlarýný araþtýrýnýz. 2. Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister; kahve bahane. sözüyle ilgili düþüncelerinizi açýklayýnýz. 3. Hoþsohbet olarak nitelendirilen kiþilerin özellikleri nelerdir? 1. ETKÝNLÝK Sohbet türüne örnekler getiriniz. Radyo ve televizyonda gerçekleþtirilen sohbetleri dinleyiniz. Bu sohbetlerin ilgi çeken yerlerinden arkadaþlarýnýzla paylaþmak üzere notlar alýnýz. 2. ETKÝNLÝK Seçilen öðrencilerden her biri istediði bir konuda sohbet gerçekleþtirir. Yapýlan sohbet çalýþmalarý üzerine öðrenciler düþüncelerini ifade eder. 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda sohbet türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (9. etkinliðe yöneliktir.). 76

87 TAKDÝR DUYGUSU Bana Mustafakemalpaþa kazasýndan birkaç imzalý mektup gönderdiler. Ýçinde bir sual var. Doðrusu her mektupta sorulan suale hemen cevap vermek kolay olmuyor. Bir kere bazý kimseler çok çetin sualler soruyorlar, onlarýn içinden çýkmaya benim bilgim kâfi gelmiyor. Bazý kimseler de serçe gibidir; akýllarý hep darýdadýr. Gönül meselelerinin hâllini benden istiyorlar. Gönül meselesini de ne yazýk ki bilgi ile hâlletmek her zaman mümkün deðildir. Onun için dikkat ederseniz erbabý, bu gibi hâllerde daha çok kahve falýna, el falýna baþvururlar. Fala baktýrmak veya bakmak ise çoktan beri yasak olduðundan onlarýn gönül meselelerine dair suallerini de cevapsýz býrakmak gerekiyor. Sonunda kala kala daha kolayca, mantýkla ve hayattaki tecrübelerle içinden çýkmak mümkün olan suallere cevap vermek iþi kalýyor ki Mustafakemalpaþa kazasýndan bana mektup gönderen vatandaþlarýma önce böyle bir sual sorduklarý için teþekkür ederim. Sonra itiraf edeyim ki Mustafakemalpaþa kazasýnda oturanlardan birkaç kiþi tarafýndan hatýrlanmam da hoþuma gitti. Çünkü bundan hayli zaman önce, çocukluðumda o kasabada on beþ, yirmi gün kadar misafir kalmýþtým. O zaman Ýstiklal Mücadelesi nden yeni çýktýðýmýz için kasaba pek harap bir hâlde idi. Ama çok þirin evleri, yemiþlerle dolu bahçeleri hatýrýmdan bir türlü çýkmaz. Bir daha fýrsat bulup da ziyaret edemediðim Mustafakemalpaþa kazasýndan birkaç kiþinin beni hatýrlayýp bir mesele etrafýnda fikrimi almaya heves etmesi, bilhassa eski hatýralarýmý canlandýrdýðý için pek hoþuma gitti. Bilirsiniz, geçmiþ zamaný bir daha yaþamak ancak hatýralar sayesinde mümkün olabilir ve meþhur tabir ile Geçmiþ zaman olur ki hayali cihan deðer. Mustafakemalpaþa dan mektup yazanlar Ýnsanlarýn büyüklerinden veya karþýlarýndakilerden takdir görmeye ihtiyaçlarý var mýdýr? diye soruyorlar. Tabii sual bu kadarla kalmamýþ, kendi fikirlerini de eklemeyi unutmamýþlar. Onlara göre de çalýþan insanlarý takdir etmek, tebrik etmek lazýmdýr ki þevke gelsinler. Bazen bir tatlý söz insana en büyük mükâfatlardan daha fazla gayret verdiði hâlde zaman olur ki bir gönülsüz bakýþ insaný tuttuðu iþten buzlar gibi soðutuverir. Takdirin gönülde yaptýðý tesir neden ileri geliyor, bize onu, mümkünse etraflýca anlatýnýz, diyorlar. Geçenlerde attan pek iyi anlayan bir dostumla görüþüyorduk. Atlara her þeyi öðretmenin kabil olduðunu söylüyordu. Yeter ki at istenilen bir hareketi yaptýðý zaman mükâfat alacaðýný kavrayabilsin. O hareketi yapmadýðý takdirde cezaya çarpýlabileceðini de anlarsa atýn yapmayacaðý þey yoktur. Fakat ben öyle zannediyorum ki insanlarý iyi hareketler yapmaya teþvik etmekte mükâfatýn, yani takdirin tesiri cezanýn tesirinden daha büyüktür. Size galiba bir kere daha söylemiþtim. Büyük filozof Bertrand Russell (Börtrýnt Rasýl) anlatýr. Adamýn biri kedisini fare tutmaya alýþtýrmak için fareyi ortaya çýkarýr, kedisini de üzerine atlasýn diye teþvik eder, atlamadýðýný görünce sopayý basarmýþ. Bu dayaklý terbiye sisteminin sonu ne olmuþ biliyor musunuz? Kedi fareyi gördüðü zaman dayak korkusundan tir tir titremeye baþlarmýþ! Onun için iyi hareketleri teþvikte cezanýn tesiri takdirin, mükâfatýn çok altýnda kalýr. Yine attan anlayan o dostumuza: Atýn iyi hareketlerine karþýlýk beklediði takdir nedir, diye sordum. Gayet basit, dedi, ya bir topak þeker yahut da suratýnýn okþanmasýndan ibaret. 77

88 At okþanmaktan anlar mý, diyeceksiniz. Hem de öylesine anlarmýþ ki bayýlýr, mest olurmuþ. O hantal vücudu, o küt yapýsýyla bir at takdirden, mükâfattan anlýyor, sýrf o takdiri, o mükâfatý kazanmak için yapýlmasý en zor hareketleri yapmaya giriþiyor da insan neden takdir karþýsýnda bir duvar gibi duygusuz kalsýn? Dünyada insanoðlu bütün güzel hareketleri sadece bir takdir kazanmak için yapmýþtýr. Gerçi para kazanmak, kazandýðýmýz o para ile daha refahlý bir ömür sürerek rahat etmek için çalýþýyoruz gibi görünüyorsak da bütün çalýþmalarýmýzdan zaman zaman takdir edileceðimizi ümit etmesek geçinmek hesabýna bile olsa çalýþmak hevesimiz kalmaz. Daha çocukken henüz bütün kabiliyetlerimizin geliþmediði küçük yaþlarda bizi yattýðýmýz yerden ayaða kaldýran, annemizin, babamýzýn teþvikleri, takdirleridir. Ýlk adýmlarýmýzý atmaya baþladýðýmýz zaman annemizle babamýz bize aferin demeseler, kucakta taþýnacaðýmýzý pekâlâ bildiðimiz o günlerde bizler için çok zor bir þey olan yürümeyi her hâlde çekici bulmayacaktýk. Paranýn insan için manasý olmadýðý çaðlarda bir aferin, bir yaþa, var ol, bir arslaným sözünün göze aldýrmayacaðý fedakârlýk yoktur. Mektepte geçen yýllarýmýz hocalarýmýzýn takdirlerini kazanmak için gayret sarf etmekle geçmiþtir. Öðrenilmesi sahiden zor ve büyük bir kýsmýnýn hayatta yeri olmayan o bilgi yükünü takdir kazanmak, hatta ileride takdir kazanacak bir seviyeye yükselmek uðrunda kafamýza yerleþtirdik. Tiyatroya þüphesiz gidiyorsunuz. Aktörlüðün ne kadar güç bir meslek olduðunu da o vesile ile düþündüðünüz zamanlar her hâlde olmuþtur. Bir kitaptan, iki saat sürecek sözleri, kelimesi kelimesine ezberlemek, sonra sahnede her gece ayný rolü, belki yüz defa tekrar etmek. Bütün bu külfetlere o sanatkârlar sadece maaþlarýný almak için mi katlanýyorlar dersiniz? O kadar gayret sarf eden adam aldýðý maaþý her yerde hak eder. Aktör bütün bu külfete sýrf takdir toplamak için katlanýr. Alkýþ yok mu, hani bizim için hiç de zahmetli ve mahiyeti bakýmýndan hiç de aðýr olmayan, iki elimizi birbirine çarpýp ses çýkarmaktan ibaret olduðu hâlde, lütfetmekte pek hasis davrandýðýmýz o alkýþ! Ýþte aktör o alkýþýn esiri olmuþtur. Sahnenin üstünde yere düþüp ölür ve sizin canýgönülden kendisini alkýþladýðýnýzý duyunca yerinden mesut ve bahtiyar fýrlayarak mükâfatýný almýþ bir adamýn keyfi içinde sizi selamlar. En büyük keþifler, en faydalý icatlar para kazanmak için deðil, insanlýða hizmet edenlerin takdir edildiði bilindiði için yapýlmýþtýr. Öldükten sonra iyi bir isim býrakmak isteyen adam hayatýný feragat içinde, fakirliðe katlanarak fakat namuslu kalmaya gayret ederek geçiriyorsa takdir edilmek istediði içindir. Geçen sene bütün dünya gazeteleri Himalaya Daðlarý nýn en yüksek tepesine çýkmaya çalýþan insanlarýn macerasýný okuyucularýna saati saatine bildirmekle meþguldü. Ýnsan durup dururken Himalaya'nýn buzlu tepelerine týrmanmayý neden istesin? Tehlikelere kendini neden atsýn? Para içinse Himalaya'nýn tepesine çýktýðý için kimse kimseye on para vermez. Fakat Himalaya'nýn tepesine çýkmak bir marifettir. Çünkü bunca senedir oraya çýkmak isteyenler karþýlaþtýklarý tehlikelerden gözleri yýlarak aþaðý indiler. Bu cesaret ve fedakârlýðý kim gösterirse onun takdir edileceðini, alkýþlanacaðýný, bir müddet bile olsa baþ üstünde taþýnacaðýný herkes bildiði için Himalaya'ya týrmanmaya cesaret edenler ortaya çýkar. Çünkü bu iþin sonunda takdir vardýr. Para, hizmetleri, gayretleri ödemek için iyi bir vasýtadýr fakat kâfi deðildir. Feragatler, fedakârlýklar para ile ödenmez; takdirle, alkýþla veya birkaç tatlý cümle ile ödenir. Dünyanýn bütün büyük iþleri de ancak fedakârlýkla yapýlabilir. Þevket RADO Eþref Saat 78

89 1. Okuduðunuz sohbet yazýsý ile dinlediðiniz sohbetlerin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Okuduðunuz ve dinlediðiniz sohbetlerin gerçekleþtirilme amaçlarýný açýklayýnýz. 3. Takdir Duygusu adlý ve ikinci etkinlikte yapýlan sohbetten hareketle yazý ve konuþmalarda sohbetin nasýl gerçekleþtiðini belirtiniz. 4. Takdir Duygusu adlý sohbette nasýl bir üslup kullanýlmýþtýr? Bu üslubun fikirleri ifade etmedeki etkilerini açýklayýnýz. 5. Ýncelediðiniz sohbette paragraflarýn yapý ve anlam bakýmýndan nasýl iliþkilendirildiðini belirleyiniz. 6. Ýncelediðiniz metinde yazarýn, mahallî ve kiþisel söyleyiþlere yer verip vermediðini belirleyiniz. Varsa bunlarýn metne katkýlarýný açýklayýnýz. 7. Ýncelediðiniz sohbet metninin dil ve anlatým özelliklerini maddeler hâlinde yazýnýz. 8. Ýncelediðiniz sohbette hangi anlatým türleri kullanýlmýþtýr? Metinden bu anlatým türlerine örnekler gösteriniz. 9. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 4. ETKÝNLÝK... Bana Mustafakemalpaþa kazasýndan birkaç imzalý mektup gönderdiler. Ýçinde bir sual var. Doðrusu her mektupta sorulan suale hemen cevap vermek kolay olmuyor. Bir kere bazý kimseler çok çetin sualler soruyorlar, onlarýn içinden çýkmaya benim bilgim kâfi gelmiyor. Bazý kimseler de serçe gibidir; akýllarý hep darýdadýr. Gönül meselelerinin hâllini benden istiyorlar. Gönül meselesini de ne yazýk ki bilgi ile hâlletmek her zaman mümkün deðildir. Onun için dikkat ederseniz erbabý, bu gibi hâllerde daha çok kahve falýna, el falýna baþvururlar. Fala baktýrmak veya bakmak ise çoktan beri yasak olduðundan onlarýn gönül meselelerine dair suallerini de cevapsýz býrakmak gerekiyor. Sonunda kala kala daha kolayca, mantýkla ve hayattaki tecrübelerle içinden çýkmak mümkün olan suallere cevap vermek iþi kalýyor ki Mustafakemalpaþa kazasýndan bana mektup gönderen vatandaþlarýma önce böyle bir sual sorduklarý için teþekkür ederim.... Þevket RADO... Yüksek tahsil yapamadýysam suç bende deðil. Belki böyle kestirip atmak da doðru deðil. Belki hukuka devam edebilirdim. Hani devam mecburiyeti yok ya. Bankacýlar arasýnda böyle çok hukuk mezunu vardýr. Benim hatam diplomaya ehemmiyet vermemekte noktalandý. Kiþiliðim, kültürüm, mesleki tecrübem yeter diyordum. Ama yetmedi. Benden sonra gelenler; geldi geçti beni. Hepsi müdür oldu. Ben de olabilirdim ama. Ýþte bir ama daha.... Mustafa KUTLU Yukarýdaki paragraflarý akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýk bakýmýndan karþýlaþtýrýnýz. Karþýlaþtýrma sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýðýn sohbet türü için önemini belirtiniz. 79

90 5. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz sohbette anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 6. ETKÝNLÝK Bazý kimseler de serçe gibidir; akýllarý hep darýdadýr. Gönül meselesini de ne yazýk ki bilgi ile hâlletmek her zaman mümkün deðildir. Onun için dikkat ederseniz erbabý, bu gibi hâllerde daha çok kahve falýna, el falýna baþvurur. Sonunda kala kala daha kolayca, mantýkla ve hayattaki tecrübelerle içinden çýkmak mümkün olan suallere cevap vermek iþi kalýyor ki Mustafakemalpaþa kazasýndan bana mektup gönderen vatandaþlarýma önce böyle bir sual sorduklarý için teþekkür ederim. Sonra itiraf edeyim ki Mustafakemalpaþa kazasýnda oturanlardan birkaç kiþi tarafýndan hatýrlanmam da hoþuma gitti. Mustafakemalpaþa dan mektup yazanlar Ýnsanlarýn büyüklerinden veya karþýlarýndakilerden takdir görmeye ihtiyaçlarý var mýdýr? diye soruyorlar. Onlara göre de çalýþan insanlarý takdir etmek, tebrik etmek lazýmdýr ki þevke gelsinler. Bazan bir tatlý söz insana en büyük mükâfatlardan daha fazla gayret verdiði hâlde zaman olur ki bir gönülsüz bakýþ insaný tuttuðu iþten buzlar gibi soðutuverir. Bu dayaklý terbiye sisteminin sonu ne olmuþ biliyor musunuz? Bütün bu külfetlere o sanatkârlar sadece maaþlarýný almak için mi katlanýyorlar dersiniz? Metinden alýnan yukarýdaki cümlelerde geçen ki, de ve mi nin ayrý ve birleþik yazýlma nedenlerini açýklayýnýz. 1. Her konuþmanýn sohbet olarak deðerlendirilip deðerlendirilmeyeceðini açýklayýnýz. 2. Çaðýmýz iletiþim araçlarýnýn sohbet etmeye ve sohbet türüne etkilerini belirtiniz. 7. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Bir grup küresel ýsýnmanýn sebepleri ve sonuçlarý ; diðer grup teknolojinin insan hayatýndaki olumlu ve olumsuz sonuçlarý üzerine sohbet yazýsý yazar. Gruplar yazdýklarý sohbet yazýlarýný üslup, dil ve anlatým özellikleri, akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýk bakýmýndan karþýlaþtýrýr. Karþýlaþtýrma sonucunda beðendiðiniz üç sohbet yazýsýný sýnýf panosunda sergileyiniz. 8. ETKÝNLÝK Çevrenizde hoþsohbetiyle tanýnmýþ insanlarý sohbet etmesi için sýnýfa davet ediniz. Sohbetin konusunu ve amacýný söyleyiniz. Yapýlan sohbetteki mahallî ve kiþisel söyleyiþleri belirleyiniz. Bunlarýn sohbete katkýlarýný açýklayýnýz. Sohbet edenin üslubunu belirleyiniz. 80

91 9. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda sohbet türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Sohbet türünde dil aðýrlýklý olarak... iþlevinde kullanýlýr. Ýçtenlik, doðallýk... en belirgin özelliklerindendir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Sohbette herkesin ilgileneceði konular seçilmelidir. ( D ) ( Y ) Bir doktorun, o gün yaptýðý ameliyatý, teknik terimlerle yüklü olarak anlatmasý iyi bir sohbettir. ( D ) ( Y ) Sohbette nükteli sözlere, herkesin bildiði fýkralara, atasözü ve halk deyiþlerine yer verilir. ( D ) ( Y ) Sohbette konular gündelik olaylardan, sanat ve edebiyat dünyasýndan, bir de herkesin paylaþtýðý ortak yaþantýlardan ve deðerlerden seçilir. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi sohbetin özelliklerinden biri deðildir? A) Bir plan dahilinde yazýlmasý B) Karþýlýklý konuþma havasýnýn hâkim olmasý C) Belirli bir konusunun olmamasý, her konuda yazýlabilmesi D) Mahallî söyleyiþlere yer verilmesi E) Sohbetlerde nüktedanlýða yer verilmemesi 4. I. Ahmet Rasim II. Namýk Kemal III. Þevket Rado IV. Ömer Seyfettin Yukarýdaki yazarlardan hangileri sohbet türünde eser vermiþtir? A) I - III B) I - II C) II - III D) III - IV E) I - IV 5. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde ki nin yazýmýyla ilgili bir yanlýþlýk yapýlmýþtýr? A) Mademki kaybedilen, kaybedilmiþtir, bu acýlarý eþelemek neye yarar? B) Duydum ki unutmuþsun gözlerimin rengini. C) Âlemdeki en kýymetli þey benim. D) Gözlerindeki nemi kurutamadým ben. E) Hayalimde ki her þey gerçek oldu. 81

92 Öz Deðerlendirme Formu Sohbetle ilgili daha önce bildiklerim Sohbetle ilgili öðrendiklerim Sohbetle ilgili tam öðrenemediklerim Sohbetle ilgili öðrenmek istediklerim Sohbet türünde okuduðum kitaplar Sohbet türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Sohbetle iliþkilendirdiðim diðer konular Sohbeti arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Sohbetle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 82

93 1. Gazete, haber, sütun, sürmanþet, manþet, muhabir, ajans, köþe yazýsý, tekzip, asparagas ve sansasyonel kavramlarýnýn anlamlarýný araþtýrýnýz. 2. Gazete çýkarmanýn, televizyon ve radyoda haber bülteni hazýrlamanýn amaçlarýnýn neler olabileceði üzerine düþüncelerinizi belirtiniz. 3. Ýnsanlar niçin haber alma ihtiyacý duyar? 4. Bir köpek, bir adamý ýsýrýrsa bu bir haber deðildir fakat bir adam bir köpeði ýsýrýrsa bu bir haberdir. sözüyle ilgili düþüncelerinizi açýklayýnýz. 5. Gazete ve televizyonda ne tür haberlerin ilginizi çektiðini gerekçeleriyle açýklayýnýz. 1. ETKÝNLÝK Ýçinde haber kelimesi geçen deyim ve atasözleri bularak bunlarý arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 2. ETKÝNLÝK Spor, eðitim, ekonomi ve politikayla ilgili; okuyucuda merak uyandýrýcý, hoþgörü telkin edici, okuyucularý günlük hayatýn dýþýna çýkarýcý, olaðanüstü özellik taþýyan olaylarý; çocuklarý, hayvanlarý konu alan haberleri gazetelerden araþtýrýnýz. Bulduðunuz haberlerle sýnýf panosu oluþturunuz. 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda gazetenin tarihsel geliþimini araþtýrýnýz (18. etkinliðe yöneliktir.). 83

94 1. Metin Burgazada, çöp yangýnýyla faciadan döndü Yazar Sait Faik Abasýyanýk ýn tabii güzelliklerini hikâyelerinde anlattýðý Marmara Denizi ndeki Burgazada, çöplükten çýkan yangýnla büyük tehlike atlattý. Marmara nýn en yeþil ve üçüncü büyük adasý olan Burgazada da yangýn rüzgârýn etkisiyle yerleþim birimlerine kadar ilerledi. Büyük panik yaþayan vatandaþlar, adanýn sahil kesiminde toplandý. Bir faytoncu kalp krizinden öldü. Yangýn gece saat sularýnda ancak söndürüldü. Ada sakinlerinden Reha Sayýn, kontrollü olarak yakýlan çöplerden tedirgin olduklarýný ve yangýn tehlikesini sürekli hissettiklerini kaydetti. Sadece üç itfaiye aracýnýn olmasý yangýnýn kýsa sürede büyümesine yol açtý. Deniz Kuvvetleri Komutanlýðýna ait iki çýkarma gemisi Bostancý dan, bir çýkarma gemisi de Yenikapý dan adaya paletli iþ makinesi götürdü. Adadaki yangýnla ayný saatlerde Çanakkale, Edirne, Kýrklareli ve Bolu'da da orman yangýnlarý meydana geldi. Yetkililer, sabotaj ihtimalini araþtýrýyor. Bostancý dan iki deniz otobüsü ile Sirkeci den bir adet arabalý vapur da adaya takviye personel, araç ve motopomp iletti. Ayrýca Ýzmir ve Marmaris ten birer helikopter, Kayseri den C-130 tipi bir uçak bölgeye intikal etti. Ancak yoðun duman ve rüzgâr yangýn söndürme çalýþmalarýný uzun süre aksattý. Kýzýlay ekipleri de bölgeye sevk edildi. Adalar Belediye Baþkaný Coþkun Özden, yangýnýn birkaç yerde ayný anda baþladýðýný ve bu durumu araþtýracaklarýný söyledi. Gece sularýnda açýklama yapan Ýstanbul Orman Bölge Müdürü Faruk Çebi, adadaki yangýnýn söndürüldüðünü bildirdi. Çebi, yangýn sonucu yaklaþýk 40 hektar alanýn tahrip olduðunu belirtti. Öðle saatlerinde çýkan yangýn hava kararýrken ancak kontrol altýna alýnabildi. Saat sularýnda tamamen söndürülen yangýnýn soðutma çalýþmalarýnýn ise sabaha kadar süreceði açýklandý. Faruk Çebi, yangýnda, 7-8 evin ve çamlýk alandaki bazý yapýlarýn yandýðýný bildirdi. Çebi, yangýnýn sabotaj sonucu çýkmadýðý kanaatinde olduðunu ifade etti. Sait Faik, Burgazada ile özdeþleþmiþti. Ada nýn nüfusu 500 ile bin kiþi arasýnda deðiþiyor. Yazýn ise 12 bine çýkýyor. Adadaki yazlýkçýlarýn tamamýnýn ayrýlmadýðý belirtiliyor. Burgazada, Ýstanbul un Adalar ilçesine baðlý adalardan metre uzunluk ve 1300 metre geniþlikte 1,5 kilometrekarelik alana sahip. Heybeliada ile arasýnda metre geniþliðinde yer alan sýð kanal burada korunaklý bir liman oluþturmuþ ve bu özelliði ile ilk çaðlarda emin liman anlamýnda Panormos diye adlandýrýlmýþ. Ýstanbul'un fethinden sonra buraya Rumcada kale burcu anlamýna gelen Burgaz ismi verildiði söyleniyor. Adanýn fethi ise Ýstanbul un fethinden altý hafta önce 17 Nisan 1453 te Kaptan-ý Derya Baltaoðlu Süleyman Bey tarafýndan gerçekleþtirilmiþ. Burgazada nýn sakinlerinden birisi de ünlü yazar Sait Faik Abasýyanýk yýlýnda vefat eden Abasýyanýk, þimdi müze hâline getirilen Burgaz Çayýrý Sokak taki 15 numarada ikamet etmiþ. Basýndan - 7 Ekim

95 Kök Hücreden Minyatür Karaciðer 2. Metin Ýngiliz bilim adamlarý, kök hücreden minyatür karaciðer geliþtirdiler. Daily Mail (Dayli Meyl) Gazetesi ne göre mini-karaciðerler, ilaçlarýn test edilmesinde kullanýlabilir ve gelecekte organ nakli için de bir ilk adým oluþturabilir. Gazetenin haberine göre Newcastle (Nevkasýl) Üniversitesi bilim adamlarý, kordon kanýndan elde edilen kök hücreyi laboratuvar ortamýnda, madeni para büyüklüðünde bir karaciðere dönüþtürmeyi baþardý. Bilim adamlarý, zamanla daha büyük karaciðer parçalarý üretmenin yolunun açýldýðýný belirterek 15 yýl içinde, tam bir karaciðer elde etmenin mümkün olabileceðini söylediler. Önümüzdeki 5 yýl içinde de, laboratuvarda üretilecek karaciðer parçalarýnýn karaciðer bekleyen hastalara nakledilebileceðine dikkat çekildi. Bilim dünyasý, gelecekte hastanýn kendi kök hücrelerinden geliþtirilecek organla nakil bekleyen karaciðer hastalarýnýn sorununu çözmeyi umuyor. Araþtýrma Prof. Colin McGuckin (Kolin Mak Gakin) ve Dr. Nico Forraz (Niko Foras) liderliðinde yürütüldü. Bilim adamlarý, daha önce de laboratuvarda kök hücreden karaciðer hücresi elde etmiþti, ama ilk kez kayda deðer bir büyüklükte doku yetiþtirilmiþ oluyor. Kök hücrelerin NASA nýn geliþtirdiði yer çekimsiz "biyoreaktör"de çoðalttýðý, karaciðer dokusuna dönüþmesi için kimyasal madde ve hormon ilave ettiði bildirildi. Basýndan - 01 Kasým 2006 Kuzey Kutbu nda 9 ayda Türkiye kadar buzul eridi! Amerikan Havacýlýk ve Uzay Dairesi (NASA) nin araþtýrmalarýna göre, Kuzey Kutbu ndaki buzullar eskisinden daha hýzlý eriyor. NASA nýn 2004 ve 2005 uydu verilerine göre, Kuzey Kutbu nun tüm yýl boyunca kalan kalýn daimi buzullarý yüzde 14 oranýnda azaldý. NASA uzmanlarý, bunun Türkiye nin yüzölçümü kadar bir buzul kitlesinin Kuzey Kutbu nda erimesi anlamýna geldiðini belirtiyorlar. Son yýldýr Kuzey Kutbu nda eriyen yaz buzul oranýnýn da yýlda yüzde 0,7 olduðunu belirten bilim adamlarý, bu etkili erimenin kýsmen 2005 teki alýþýlmamýþ rüzgarlardan ya da Kuzey Kutbu nun sýcaklýðýnýn yükselmesinden kaynaklanmýþ olabileceðini kaydediyorlar. Kuzey Kutbu, Yerküre nin diðer bölgelerine oranla iki kat fazla ýsýnýyor. Kuzey Kutbu nun ince buzullarla kaplý bölümü ile daimi buzullarýnýn endiþe verici düzeyde eridiðini ve dünya ile okyanusun hassas ekosistemini etkileyeceðini gösteren bu araþtýrma, Geophysical Research Letters (Ceografikýl Resörç Letýrs) Dergisinde de yayýmlandý. NASA nýn Eylül 2005 teki uydu fotoðraflarýna göre, ilk uydu kayýtlarýnýn alýnmaya baþlandýðý 1978 den bu yana en ince buzul örtüsü kaydedilirken 3 metre kalýnlýða varan daimi buzul örtüsünün de önemli ölçüde azaldýðý tespit edildi. Basýndan - 14 Eylül Metin

96 1. Okuduðunuz haber yazýlarýnýn ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Bir okuyucu olarak iyi bir haber yazýsýnda hangi özelliklerin olmasýný istersiniz? 4. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz haber yazýlarýný aþaðýdaki ölçütlere göre deðerlendiriniz. Ölçütler 1. Metin 2. Metin 3. Metin Kolay anlaþýlýr Ýlginç Önemli Doðru Güncel Ýyi bir haber yazýsýnda tablodaki ölçütlerden baþka ne gibi ölçütlerin olmasý gerektiðini belirtiniz. 5. ETKÝNLÝK 5N 1K kuralýnýn ne olduðunu araþtýrýnýz. Kök Hücreden Minyatür Karaciðer adlý haberi 5N 1K kuralýna göre deðerlendirerek tabloya yazýnýz. Sorular Deðerlendirme Kök Hücreden Minyatür Karaciðer Ne Neden Nerede Nasýl Ne zaman Kim 86

97 3. Haberin; sosyal, siyasal, kültürel ve günlük hayattaki yerini tartýþarak belirleyiniz. 6. ETKÝNLÝK Üç grup oluþturulur. Birinci grup 1. metni; ikinci grup 2. metni; üçüncü grup 3. metni akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýk bakýmýndan inceler. Gruplar inceleme sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýðýn haber yazýlarý için önemini belirtir. 7. ETKÝNLÝK Ýyi bir haber yazýsýnda olmasý gereken özelliklerden hareketle, haber yazýsý bulunmayan günlük gazete olup olmadýðýný araþtýrýnýz. Araþtýrma sonuçlarýný sýnýfa sununuz. 8. ETKÝNLÝK Herhangi bir günlük gazetedeki haberleri haber kaynaklarýna göre (resmî, ajans, özel) gruplandýrýnýz. 9. ETKÝNLÝK Burgazada Çöp Yangýnýyla Faciadan Döndü baþlýklý haber yazýsýndaki kelimelerin anlam deðerlerini (ilk anlam, yan anlam, mecaz anlam, terim anlam ve deyim anlam) belirleyiniz. Bu kelimelerin haberde kullanýlýþ amacýný ve haber yazýsýna katkýlarýný açýklayýnýz. 10. ETKÝNLÝK Haber yazýlarýnda yapý ve anlam bakýmýndan ne tür cümlelerin kullanýldýðýný belirleyiniz. Bu tür cümlelerin habere katkýlarýný açýklayýnýz. 4. Ýncelediðiniz haber yazýlarýnda kullanýlan anlatým türlerini belirleyerek bu türlere metinlerden örnekler veriniz. 5. Dil, incelediðiniz metinlerde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 6. Ýncelediðiniz haber metinlerinde anlatýcýnýn tavrýný belirleyiniz. 11. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz haber yazýlarýnda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 12. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz haber yazýlarýndaki imla ve noktalama yanlýþlarýný bulunuz. Bulduðunuz imla ve noktalama yanlýþlarýný düzeltiniz. Haber yazýlarýnda noktalama iþaretlerinin kullanýlma nedenlerini belirleyiniz. 87

98 1. Haber yazýlarýnýn günlük, doðru, kolay anlaþýlýr ve ilginç olmasýnýn neden önemli olduðunu tartýþarak belirleyiniz. 13. ETKÝNLÝK Arkadaþlarýnýzýn iyi bir haber metni yazmalarý için tavsiye cümleleri oluþturunuz. 14. ETKÝNLÝK a. Spor b. Mizah c. Hayvanlar alemi ç. Aktüalite d. Olaðanüstü özellikler taþýyan olaylar e. Çocuklar f. Politika g. Eðitim Verilen baþlýklarla ilgili konularda duyduðunuz ve þahit olduðunuz olaylarla ilgili bir haber yazýnýz. Yazdýðýnýz bu haberlerle bir sýnýf gazetesi çýkarýnýz. 15. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Birinci grup özgürlük ve gazete ; ikinci grup özgürlük ve birey üzerine araþtýrma yapar. Gruplar araþtýrma sonuçlarýndan hareketle gazetenin birey açýsýndan önemi üzerine ortak çalýþma yaparak bir sunum hazýrlar. 16. ETKÝNLÝK Çeþitli gazetelerden farklý konularda haber metinleri bulunuz. Bulduðunuz bu haberlere uygun manþetler oluþturunuz. Manþetleri oluþtururken nelere dikkat ettiðinizi arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 17. ETKÝNLÝK Gazete ve dergilerde her türlü haberin yayýmlanmasý uygundur/uygun deðildir. konusunu münazara kurallarýna uygun olarak tartýþýnýz. Tartýþma sonuçlarýný maddeleyiniz. 18. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Birinci grup gazetenin Türk edebiyatýndaki yeri ve önemi ile ilgili bir sunum; diðer grup ayný konu ile ilgili teknoloji sýnýfýnda sunulmak üzere slayt gösterisi hazýrlar. 88

99 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. 5N 1K açýlýmý...,...,...,...,... ve... Gazetelerin, radyo ve televizyonlarýn haber kaynaklarý...,..., Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Haberler; günlük, doðru, kolay anlaþýlýr, ilginç ve önemli olmalýdýr. ( D ) ( Y ) Haber yazýlarýnda açýk, anlaþýlýr bir dil kullanýlýr. ( D ) ( Y ) Haber yazýlarýnda dilin göndergesel işlevi kullanılır. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdaki bilgilerden hangisi yanlýþtýr? A) Kaynaklarýna göre haberler dörde ayrýlýr. B) Haber ilginç ve önemli olmalýdýr. C) Hiçbir yayýn organý habersiz düþünülemez. D) Haberin kaynaðý yaþamdýr. E) Haber toplayana ve yazana muhabir denir. 4. Aþaðýdakilerden hangisi haber yazýlarýnýn belirleyici özelliklerinden biri deðildir? A) Haberin giriþinde olayýn birkaç cümle ile özetlenmesi B) Haberde ilginçliðin çok önemli olmamasý C) Haberin duyulmamýþ olmasý D) Haberin önemli olmasý E) Haberin tarafsýz ve yorumsuz olmasý 5. Okuma tutkularýn en soylusudur. Ekmek nasýl bedeni beslerse o da öylece ruhu besler. Alponse Karr ( ) okuma için Tatlý tatlý kendinden geçme ( ) demiþtir. Büyük yazarlar ömürlerinin yarýsýný okumakla geçirmiþlerdir. Montesquieu ( ) Çeyrek saatlik bir okumanýn gideremediði keder olmamýþtýr ( ) der. Bir kitap her zaman güvenilebilecek bir dosttur. Yas içinde bir ahbabýna, Alponse Daudet ( ) Güzel kitaplar okuyun. demiþtir. Yukarýdaki paragrafta parantezli yerlere hangi noktalama iþaretleri konmalýdýr? A) (,) (.) (,) (.) ( ) B) (,) (,) (:) (.) ( ) C) (;) (.) (,) (,) ( ) D) (,) (.) (:) (.) ( ) E) (;) (,) (:) (.) ( ) 89

100 Öz Deðerlendirme Formu Haber yazýlarýyla ilgili daha önce bildiklerim Haber yazýlarýyla ilgili öðrendiklerim Haber yazýlarýyla ilgili tam öðrenemediklerim Haber yazýlarýyla ilgili öðrenmek istediklerim Haber yazýlarýyla ilgili okuduðum kitaplar Haber yazýlarý türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Haber yazýlarýyla iliþkilendirdiðim diðer konular Haber yazýlarýný arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Haber yazýlarýyla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 90

101 1. Son zamanlarda dikkatinizi çeken olaylar hakkýndaki düþüncelerinizi söyleyiniz. 2. Kelebeðin ömrü, göz alýcýlýðý ve zarafeti yanýnda ne kadar kýsa ise köþe yazýsýnýn da ömrü o kadardýr. sözü ile anlatýlmak istenen nedir? 3. Kalýcýlýk, günübirlik, güncelliðini yitirmek, suya yazý yazmak kavramlarýný açýklayýnýz. 4. Fýkra kelimesi size neleri çaðrýþtýrmaktadýr? 1. ETKÝNLÝK Öðretmen tarafýndan güncel bir konu belirlenir ve konu hakkýnda öðrencilerin düþünceleri alýnýr. Ayný konu ile ilgili öðretmenin sýnýfa getirdiði köþe yazýsý okunur. Öðrenciler, köþe yazýsýný okuduktan sonra konu ile ilgili düþüncelerinin deðiþip deðiþmediðini açýklar. 2. ETKÝNLÝK Gazetelerden fýkra örnekleri bularak sýnýfa getiriniz. Bulduðunuz fýkralarý okuyarak bunlar hakkýndaki düþüncelerinizi ifade ediniz. 3. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda fýkra türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (12. etkinliðe yöneliktir.). 91

102 KAYBOLAN KELÝME Bu bayram, dilimizin bir kelime kaybettiðine iyice inandým. Tandýr gibi kaðný gibi artýk yaþanan hayatta, yeri kalmamýþ, þöyle böyle bir kelime deðil; zarif, ince, medeni bir kelime. Kapýyý çalan çöpçünün pos býyýklarý arasýnda onu aradým. Yok!.. Bahþiþini alan bekçinin kavlak dudaklarýndan onu bekledim. Yok!.. Bakkalýn çýraðýndan, sebzecinin yamaðýndan, kasabýn oðlundan onu iþitmek istedim. Yok!.. Ýpek mendilini alan oðlan, eþarbýný kývýran kýz, iki buçukluðu cebine indiren manav, üç gün kapýmýzý kim çaldýysa hediyesini kim aldýysa bana o beklediðim kelimeyi vermeden gitti! Ýki yüz kuruþ yazan taksinin þoförüne iki yüz elli kuruþ veriyorsunuz. Taþ gibi bir sükût! Kitabýndan sevgiyle bahsettiðiniz genç adamla karþýlaþýyorsunuz. Hakarete benzer hissiz bir selam! Tramvayda, ayakta kalmýþ bir kadýna yerinizi veriyorsunuz. Yüzünüze, burun delikleriyle yüksekten bir bakýþ! Ve hiçbirinin dilinde aradýðýnýz o ince, o kibar, o insaný insan yapan güzel kelime yok! Geçen yýl, Atina da bindiðim bir otomobilin þoförü, bana bu kelimeyi on kuruþluk bahþiþ için söylemiþti: Hem baþýndan kasketini çýkararak hem de kelimenin baþýna bir çok ilave ederek. Roma nýn en büyük otelinde oda hizmetçisi kýz, yine küçük bir hediye karþýlýðý zarif vücudunu nezaketle kýrarak bu kelimeyi dudaklarýnda tebessümle süslemiþti. Bir kelime deyip geçmeyiniz. Cemiyet hayatýmýzdaki birçok þikâyetleri bu kelimenin yokluðuna baðlamak bile mümkündür. Düþünüyorum: Artýk lügat kitaplarýnda beyaz kâðýdýn kefenlediði bu ölü kelimeyi nasýl diriltsek? Acaba belediye, bu kelime için bir fiyat listesi yapamaz mý? Hiç olmazsa çarþýda, pazarda, iþ hayatýnda canýmýz istediði zaman listeye bakar, parasýný verir ve içimizin özlediði bu üç heceli sözü duyarýz! Haaa! Affedersiniz, deminden beri, yana yakýla hasretini çektiðim bu kelimenin ne olduðunu söylemedim deðil mi? Teþekkür! Yusuf Ziya ORTAÇ Büyük Türk Klasikleri 92

103 1. Okuduðunuz fýkralarýn ortak özelliklerini söyleyiniz. 2. Okuduðunuz fýkralarýn konularýný belirleyerek hangi konularda fýkra yazýlabileceðini söyleyiniz. 3. Kaybolan Kelime fýkrasýnýn konusunu belirleyerek bu konunun özelliklerini maddeler hâlinde yazýnýz. 4. Ýncelediðiniz fýkrada yazarýn ele aldýðý konuyu kesin bir sonuca baðlayýp baðlamadýðýný belirtiniz. 5. Metinde yazarýn ortaya koyduðu dikkat, görüþ ve düþünceler nelerdir? Bu dikkat, görüþ ve düþüncelerin özelliklerini belirtiniz. 6. Yazarýn dikkat, görüþ ve düþüncelerini açýklarken herhangi bir kanýt gösterip göstermediðini ve nasýl bir dil kullandýðýný belirtiniz. 7. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 8. Ýncelediðiniz fýkrada, anlam kaymasý, anlam geniþlemesi, anlam daralmasý, anlam aktarmasý (deyim ve ad aktarmasý) olan kelimelerin bulunup bulunmadýðýný belirtiniz. Varsa bunlarýn ortaya çýkýþ nedenlerini açýklayýnýz. 4. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz ve okuduðunuz fýkralardan hareketle fýkralarda hangi anlatým türlerinin kullanýldýðýný belirtiniz. Kaybolan Kelime fýkrasýnda yazar bu anlatým türlerinden hangilerini kullanmýþtýr? Fýkralarda, seçilen konuya göre anlatým türlerinin deðiþip deðiþmediðini açýklayýnýz. 5. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz fýkrayý tabloda belirtilen ölçütlere göre inceleyiniz. Ýnceleme sonuçlarýný ve bu sonuçlarla ilgili örnek cümleleri tablodaki uygun yerlere yazýnýz. Ölçütler Deðerlendirme Kaybolan Kelime Akýcýlýk Duruluk-Açýklýk Yalýnlýk Ýnceleme sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýðýn fýkra yazýlarý için önemini açýklayýnýz. 93

104 6. ETKÝNLÝK Beðenerek takip ettiðiniz bir yazarýn üç fýkrasýný okuyunuz. Okuduðunuz fýkralardan hareketle yazarýn özelliklerini belirleyiniz. Bir fýkra yazarýnda bulunmasý gereken özelliklerin neler olduðunu söyleyiniz. 7. ETKÝNLÝK Kaybolan Kelime fýkrasýnda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 8. ETKÝNLÝK Sözlü kültürün ürünü olan fýkralarla gazetede yayýmlanan fýkralarý karþýlaþtýrarak bunlarýn farklýlýklarýný belirtiniz. 9. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Birinci grup Eðitimin Millî Özellikleri, ikinci grup Eðitimin Ýnsan Hayatýndaki Önemi konulu fýkra metinleri bulur. Bu fýkralar sýnýfta okunur. Gruplar, ortak çalýþarak eðitimin millî özelliklerini ve insan hayatýndaki önemini belirler. 1. Toplumu yönlendirmede fýkralarýn nasýl bir etkisinin olduðunu tartýþarak belirleyiniz. 10. ETKÝNLÝK Okulun güncel sorunlarýný dile getiren fýkra yazýlarý yazýnýz. Yazdýðýnýz fýkralarý; okuduðunuz ve incelediðiniz fýkralarla karþýlaþtýrarak elde ettiðiniz sonuçlarý arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. Beðendiðiniz fýkralarý okul gazetesinde veya sýnýf panosunda yayýmlayýnýz. Arkadaþlarýnýzýn yazdýðý fýkralar hakkýndaki düþüncelerinizi söyleyiniz. 11. ETKÝNLÝK Farklý yazarlardan ayný konuyu ele alan fýkralar bulunuz. Ayný konunun farklý bakýþ açýlarýyla anlatýlmasýnýn sebeplerini söyleyiniz. 12. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda fýkra türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 94

105 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Fýkra yazýlarý... yayýmlanýr. Fýkra yazýlarýnda yazar... konularla ilgili görüþlerini yalýn ve yoðun bir anlatýmla ele alýr. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Fýkra yazarý, okuyucusunu sosyal, politik ve toplumsal bir sorunun önemine inandýrmaya çalýþýr. ( D ) ( Y ) Fýkra türünün öteki yazý türleri gibi belirli bir planý yoktur. ( D ) ( Y ) Edebî fýkralar günlük olaylarý ele alsalar da üsluplarý itibariyle kalýcýdýr. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi fýkra yazarýnýn özelliklerinden biri deðildir? A) Güncel bir konudaki görüþ ve düþüncelerini samimi bir dille anlatmasý B) Günlük konularý ele almasý C) Konu ile ilgili görüþlerini birtakým delillerle ispatlamasý D) Konu ile ilgili sorunu ortaya koymasý ve konuyu geliþtirmesi E) Konuyu yalýn ve etkili bir anlatýmla anlatmasý 4. Aþaðýdaki yazarlardan hangisi fýkra türünde eser vermemiþtir? A) Falih Rýfký Atay B) Ahmet Rasim C) Þevket Rado D) Oktay Akbal E) Yakup Kadri Karaosmanoðlu 5. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde anlam geniþlemesine uðramýþ bir kelime vardýr? A) Hayat rastlantýlarla doludur. B) Ebru Haným bu gece hiç uyumadý. C) Az kalsýn uçaðýn burnu yere sürtüyordu. D) Þu günlerde paraya çok ihtiyacý vardý. E) Hayalleri gerçeklerle örtüþmedi. 95

106 Öz Deðerlendirme Formu Fýkrayla ilgili daha önce bildiklerim Fýkrayla ilgili öðrendiklerim Fýkrayla ilgili tam öðrenemediklerim Fýkrayla ilgili öðrenmek istediklerim Fýkra türünde okuduðum kitaplar Fýkra türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Fýkrayla iliþkilendirdiðim diðer konular Fýkrayý arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Fýkrayla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 96

107 1. Deðiþik konularla ilgili duygu ve düþüncelerinizi yazmaktan hoþlanýr mýsýnýz? Niçin? 2. Nurullah Ataç ýn Deneme ben in ülkesidir. sözüyle ilgili düþüncelerinizi belirtiniz. 3. Bir yazýyý okumanýz için, o yazýnýn hangi özellikleri taþýmasý gerekir? 1. ETKÝNLÝK Farklý yazarlardan üç deneme örneði getirip bunlarý sýnýfta okuyunuz. Okuduðunuz denemeler hakkýndaki düþüncelerinizi söyleyiniz. 2. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda deneme türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (13. etkinliðe yöneliktir.). YALNIZLAR Günlük olaylar, bir sürü yazýlar beni yalnýzlýk üzerinde düþündürürdü. Gerçek yalnýzlýðýn, tek baþýna odasýna kapansa bile topluluðu türlü istekleri ile içinde taþýyan insanda deðil, topluluðun ortasýnda yaþadýðý hâlde onun aðlarýndan kurtulmuþ olan insanda olduðunu düþündüm. 97

108 Ýnsanlar, içinde bulunduklarý topluluðun kurulmuþ düzenine uyarak yaþýyorlar. Bu düzen yalnýz göreneklerde deðil, düþünme ve duyma gibi iç davranýþlarda bile kendini göstermekten geri kalmaz. Üzerinde durulmasý gereken nokta bence budur iþte. Her þeyi topluluk hayatýna borçlu deðil miyiz? Onun dýþýnda ne insaný ne de eserini tasarlamaya imkân vardýr. Böyle olmakla beraber, insaný yücelten toplum onu alçaltýyor da. Büyüklük de küçüklük de hep o kaynaktan geliyor. Ýçerideki hâlimizle dýþarýdaki hâlimiz bir deðil. Kafamýzdaki düþüncelerle kâðýda geçiþleri birbirini tutmuyor. Kendimiz için ayrý, baþkalarý için ayrý yaþýyor; ayrý düþünüyoruz. Böylece bizi yaþatan toplum, bizi kendimizden, kendimiz olmaktan uzaklaþtýrýyor. Yazýsýný tamamladýktan sonra bir müddet býrakýp da tekrar eline alan yazarýn yaptýðý deðiþtirmelerde yalnýz söyleyiþ kaygýsý deðil, bu müddet içinde gelip geçen olaylarýn da tesiri aranmalýdýr. Ýnsanýn kendi kendisi ile baþ baþa kalabilmesi öyle pek kolay iþlerden deðildir. Bir yandan toplumun tepkilerine uðramak, öbür yandan kendi boþluklarýna yuvarlanmak korkusu, birçok yazarý ne iseler öyle olmaktan alýkoymuþtur. Bu bakýmdan, yalnýzlýkla kahramanlýk bir gibidir. Bu satýrlarý yazarken Stephane Mallarmé (Stefýn Malarme) hayalimde canlanýverdi. Öyle ya, kim onun kadar bir yandan alaylara ve yermelere göðüs germesini, bir yandan da boþlukla karþýlaþmayý gözüne alarak kendi içine eðilmesini bilmiþti. Toplumun aðlarýndan kurtulduðu için þiirlerini okuyucularýna göre deðil, okuyucularý þiirlerine göre tasarlamýþ, yaþadýðý zamanýn dýþýna demir atmýþtý. Elbette Mallarmé bir kahramandýr. Ýnsanýn hayatta ve sanatta, içini dolduran engellerle savaþmasýndan özüne varmak için arýnmaya çalýþmasýndan daha büyük kahramanlýk mý olur? Bu savaþta insan kendi hiçliði, toplumun sert tepkileri ile karþýlaþabilir. Ama bunlar göze alýnmadýkça gerçekten varlýk da yaratýcýlýk da yoktur. Donkiþotluk, insanýn yalnýz içinden geçirebildiði bazen bunu bile yapmaktan çekindiði þeyleri, her þeyi göze alarak yüksek sesle söylemenin sembolüdür. Ýlim ve sanat, bu uðurda savaþanlarýn emekleri ile yüceliyor. Yunus, bu insanlardan biri idi. Baudelaire (Bodler) de bunlardan biridir. Ýlk halkasý dünlerin, son halkasý yarýnlarýn sisleri içinde gömülen bu kahramanlar zinciri, hayatý kendi kendisi olmaktan alýkoyan þeylerle savaþ hâlinde geçen Gide in ölümü ile bugün kýrýlmýþtýr. Boþlukta sarkan iki uç, yeni bir halka ile birbirine ne zaman kavuþacak? Ýnsanlýk, bu yalnýzlardan, bu savaþçýlardan, bu Don Kiþotlardan birini ne zaman görecek? Cevapsýz kalacak bir sual ama gene de bunu sormaktan kendimizi alamýyoruz. Suut Kemal YETKÝN Edebiyat Üzerine 98

109 1. Okuduðunuz ve dinlediðiniz denemelerin ortak özelliklerini belirleyiniz. 3. ETKÝNLÝK Yalnýzlar adlý denemenin dil ve söyleyiþ özelliklerini belirleyiniz. Dil ve söyleyiþ özelliklerini verebilecek üç soru oluþturunuz. Sorulara verilen cevaplardan yararlanarak denemenin dil ve söyleyiþ özelliklerini özetleyen bir paragraf yazýnýz. 4. ETKÝNLÝK Yalnýzlar metni size neler düþündürdü? Okuduðunuz metinde yalnýzlýk temasý soyut bir kavram olarak mý verilmiþ yoksa günlük hayatla iliþkilendirilerek mi ele alýnmýþtýr? Metinde, yazar bireyin toplum ve zaman karþýsýndaki tavrýný, felsefeye özgü ciddiyetle mi yoksa ilmî yazýlara özgü kesinlikle mi ele almýþtýr? Denemenin rahat okunabilen bir düþünce yazýsý olduðuna katýlýyor musunuz? Sorulara verdiðiniz cevaplardan hareketle deneme yazýlarýnýn amaçlarýný belirleyiniz. GÖRGÜ Bir dalkavuk nezaketi vardýr ki güzel deðildir. Ama zaten o nezaket de deðildir. Bana öyle geliyor ki bile bile yapýlan þeylerin hepsi nezaketin dýþýnda kalýr. Mesela gerçekten nazik bir adam, kötü ve huysuz bir insana kötü davranýrsa -hatta þiddet de gösterebilir- bu nezaketsizlik deðildir. Düþünerek yapýlan iyi muamele de nezaket deðildir, hesaplý övmeler nezaket deðildir. Nezaket, sadece düþünmeden yapýlan ve bizim ifade etmeyi düþünmediðimiz birtakým þeyler ifade eden hareketlere denir. Aklýna geleni yapan, aklýna geleni söyleyen, hemen ilk hissine kendini kaptýran, daha ne hissettiðini bile anlamadan hayret, iðrenme, haz hislerini ifade eden adam, nezaketsiz bir adamdýr. Böyle biri, daima özür dilemek zorunda kalýr çünkü hasta olmadan baþkalarýný rahatsýz eder, üzer. Alain Solent

110 Farkýnda olmadan anlattýðý þeylerle birini gücendirmek, hoþ bir þey deðildir. Nazik adam, iþ iþten geçmeden rahatsýz ettiðini fark edip derhâl yolunu deðiþtirir ama neler söyleyeceðini ve neler söylememek gerektiðini önceden tahmin etmek, daha büyük bir nezakettir. Bütün bunlar, istemeden kötülük etmemek içindir çünkü maksadý, tehlikeli bir insaný bam telinden yakalamaksa bunu yapmakta serbesttir. O zaman hareketi nezaketten çok ahlak konusunu ilgilendirir. Nezaketsizlik daima beceriksizliktir. Birine yaþýný hissettirmek kötü bir þeydir ama bunu istemeden iþaretle yüz ifadesiyle ya da düþünülmemiþ bir sözle yapmýþ olan, nezaketsizlik etmiþ demektir. Birinin ayaðýna basmak, kasten yapýlmýþsa bir terbiyesizliktir. Ýstemeyerek yapýlmýþsa nezaketsizliktir. Nezaketsizlikler beklenmedik olaylardýr, nazik adam bunlardan sakýnýr ve ancak dokunmak istediði þeye dokunur, onun için de iyi dokunur. Nazik, muhakkak dalkavuk demek deðildir. Demek oluyor ki nezaket bir itiyat iþidir. Nezaketsiz adam, yapmak istediðinden baþka türlü þeyler yapan insandýr, söylemek istediðinden baþka þeyler söyleyen ya da kaba, tonu gereksiz yere yükseltilmiþ sesi ile tereddüt veya kekelemeyle kastettiðinden baþka anlamlar hissettiren insandýr. Onun için nezaket de eskrim gibi öðrenilebilir. Atak bir adam, kasýtlý taþkýnlýklarla ne dediðini bilmeden bir þeyler diyen adamdýr. Bir sýkýlgansa atak olmak istemeyen fakat hareket ve sözlerin önemini hissettiði için ne yapacaðýný da bilmeyen adamdýr. O yüzden de bir þey söylememek, bir þey yapmamak için ezilip büzüldüðünü görürsünüz. Kendi üzerinde harcadýðý bu büyük çaba; onu titreyen, terleyen, kýpkýrmýzý kesilen ve tabii hâlinden daha beceriksizleþen bir insan hâline koyar. Hiç kimseyi gücendirmeyen bir hareket ve söz rahatlýðý, mutlu olmak için çok önemli bir meziyettir. Bu yaþama sanatýný hiçbir zaman ihmal etmemelidir. Alain PAZARLIK Para vermekten haz duyarým; omuzlarýmdan bir yük atmýþ, bir çeþit kölelikten kurtulmuþ gibi olurum. Ayrýca para verirken doðru bir iþ yapmanýn, baþkasýný memnun etmenin keyfini duyarým. Ama hesap, kitap pazarlýk isteyen alýþveriþlere yanaþmam; bu türlüsünü benim yerime yapacak kimse olmadý mý, iþin uzamasýna meydan vermem. Tabiatýma çok ters gelen o iðrenç konuþmalara düþmektense býrakýr kaçarým. Dünyada pazarlýk kadar iðrendiðim bir þey yoktur. Montaigne 100

111 RUH VE BEDEN Güzellik, insanlar arasýnda çok tutulan bir þeydir. Aramýzda ilk anlaþma onunla baþlar. Ýnsan ne kadar vahþi ne kadar kötü yaradýlýþlý olursa olsun onun büyüsüne kapýlmaktan kendini alamaz. Bedenin varlýðýmýzdaki payý ve deðeri büyüktür. Bu bakýmdan onun yapýsýna ve düzenine verilen önem pek yerindedir, iki temel taþýmýzý (ruh ve bedeni) birbirinden ayýrmak, koparmak istiyenler yanýlýyorlar; tam tersine onlarý çiftleþtirmek, birleþtirmek gerek. Ruhtan istenecek þey bir köþeye çekilmek, kendi kendine düþünmek, bedeni hor görüp kendi baþýna býrakmak deðil (Hoþ, bunu ancak sahte bir çeþit maymunlukla yapabilir ya.), ona baðlanmak, onu kucaklamak, sevmek, ona arkadaþlýk ve kýlavuzluk etmek, öðüt vermek, yanlýþ yola saptýðý zaman geri çevirmek, kýsacasý onunla evlenmek, ona gerçekten bir koca olmaktýr. Ta ki ikisinin hareketleri arasýnda baþkalýk ve karþýtlýk deðil, uygunluk ve benzerlik olsun. Montaigne BÝLGÝ VE DÜÞÜNCELER Auguste Rodin - Düþünen Adam Öðrenilen kazancýmýz daha iyi ve daha akýllý olmaktýr. Epiharmus der ki insan düþünce ile görür ve duyar; her þeyden faydalanan, her þeyi düzene sokan, baþa geçip yöneten düþüncedir; geri kalan her þey kör, saðýr ve cansýzdýr. Þu muhakkak ki çocuða kendiliðinden bir þey yapmak özgürlüðünü vermemekle onu korkak bir köle hâline sokuyoruz. Retorik ve gramer üstüne, Cicero'nun þu veya bu cümlesi üstüne öðrencisinin ne düþündüðünü kim sormuþtur? Bunlarý Tanrý sözü gibi belleðimize basmakalýp yapýþtýrýrlar; harfler ve kelimeler, anlatýlan þeyin kendisi hâline gelir. Ezber, bilmek deðildir; hafýzamýza emanet edilen bir þeyi saklamaktýr. Ýnsan kendiliðinden bildiði her þeyi ustasýna bakmadan, kitaptaki yerini aramadan istediði gibi kullanýr. Tamamýyla kitaptan bir bilgi ne sýkýcý bir bilgidir; böyle bir bilgi bir süs olarak kullanýlsýn ama temel olarak deðil. Nitekim Platon, gerçek felsefenin saðlam irade, inanç ve dürüstlük; amaçlarý baþka olan öteki bilimlerinse sadece süs olduðunu söyler. Montaigne 101

112 5. ETKÝNLÝK Okuduðunuz ve incelediðiniz denemelerin konularýna göre hangi deneme çeþidine ait olduðunu þemaya yazýnýz. Konularýna Göre Denemeler Kiþisel Duyarlýlýk ve Dikkati Konu Alan Denemeler Öðretici-Eleþtirel Denemeler Sosyal ve Felsefi Konularda Bireysel Düþünceyi Ýfade Eden Denemeler Özellikleri Özellikleri Özellikleri ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz Yalnýzlar adlý denemeyi tablodaki özelliklere göre deðerlendiriniz. Açýk Bir Anlatýmýn Özellikleri Deðerlendirme Yalnýzlar Ýfadenin hiçbir engele uðramadan akýp gitmesi Akýcýlýk Gereksiz söz tekrarýndan kaçýnýlmasý Ses akýþýný bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmemesi Duruluk-Açýklýk Gereksiz ifadelere yer verilmemesi Anlaþýlmasý güç cümle kullanýlmamasý Yalýnlýk Metnin dil ve ifadesinin sade ve süssüz olmasý Duygu ve düþüncenin kýsa ve kesin ifadelerle dile getirilmesi Deðerlendirme sonuçlarýndan hareketle akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýðýn metnin anlaþýlmasýna katkýlarýný açýklayýnýz. 102

113 2. Ýncelediðiniz denemelerde hangi anlatým türleri kullanýlmýþtýr? Metinlerden bu anlatým türlerine örnekler gösteriniz. 3. Dil, Bilgi ve Düþünceler adlý denemede aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 7. ETKÝNLÝK Üç grup oluþturulur. Birinci grup okuduðu ve incelediði denemede dilin doðru ve güzel kullanýlýp kullanýlmadýðýný; ikinci grup düþüncenin nasýl verildiðini ve kültür alanýna özgü bilginin olup olmadýðýný; üçüncü grup yazarýn kendi doðrularýnýn dýþýnda baþka doðrularýn varlýðýný kabul edip etmediðini deðerlendirir. Gruplar ortak çalýþarak sonuçlarý deðerlendirir ve deneme yazarýnýn özelliklerini belirler. 8. ETKÝNLÝK Deneme ve sohbet türünü aþaðýdaki ölçütlere göre karþýlaþtýrýnýz. Ölçütler Sohbet Deneme Dil Tema Söyleyiþ-Üslup 9. ETKÝNLÝK Yalnýzlar adlý denemede eþ anlamlý, eþ sesli ve zýt anlamlý kelimelerin kullanýlýp kullanýlmadýðýný belirtiniz. Metinde kullanýlan bu kelimelerin kullanýlma nedenlerini açýklayýnýz. 10. ETKÝNLÝK Yalnýzlar adlý denemede anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 103

114 1. Deneme okumak insana neler kazandýrýr? 2.Baþkalarýnýn fikirlerinin de doðru olabileceðini kabul etmenin kiþisel geliþiminize etkisini söyleyiniz. 3. Okuduðunuz ve incelediðiniz denemeleri göz önünde bulundurarak Deneme daha çok kültürlü insanlara seslenir. görüþünü arkadaþlarýnýzla tartýþýnýz. Tartýþma sonuçlarýný maddeler hâlinde yazýnýz. 11. ETKÝNLÝK Belirlenen bir konuda deneme yazýnýz. Yazdýðýnýz denemeleri arkadaþlarýnýza okuyunuz. Okuduðunuz ve dinlediðiniz denemelerle ilgili düþüncelerinizi ifade ediniz. 12. ETKÝNLÝK Ýyi bir deneme nasýl yazýlmalýdýr? sorusuna cevap olacak tavsiye cümleleri oluþturunuz. 13. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda deneme türünün önemli temsilcileri ve eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlede boþ býrakýlan yeri doldurunuz. Denemeler rahat okunabilen.. yazýlarýdýr. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Denemede yazar kendisiyle konuþuyor gibidir. Bu yönüyle sohbete benzemesine raðmen düþünceleri açýklayýþý, çözümlemelere giriþiyle sohbetten ayrýlýr. ( D ) ( Y ) Ahmet Haþim deneme türünde eser vermiþtir. ( D ) ( Y ) Dünya edebiyatýnýn en tanýnmýþ deneme yazarlarý Montaigne ve Bacon dýr. ( D ) ( Y ) 104

115 3. Aþaðýdakilerden hangisi deneme yazýlarýnýn amaçlarýndan biri deðildir? A) Zevk vererek okuyucuyu düþünmeye yöneltmesi B) Pratik hayatýn gerçekleriyle kiþi iliþkisini ortaya koymasý C) Ýnsanýn toplum karþýsýndaki tavrýný felsefeye özgü ciddiyetle ele almasý D) Ýnsanýn toplum karþýsýndaki tavrýný ilmî yazýlara özgü kesinlikle ele almasý E) Kültür alanýndaki deðiþme ve geliþmelerle insanýn nasýl zenginleþtiðini ifade etmesi 4. Aþaðýdakilerden hangisi deneme türünün özelliklerinden biri deðildir? A) Daha çok geniþ kitleyi ilgilendiren günlük olaylar üzerine yazýlmasý B) Samimi, kývrak, akýcý ve insaný sýkmayan bir üslubunun olmasý C) Ele alýnan konunun kanýtlanma ve belgelerle ispatlanma zorunluluðunun olmamasý D) Her türlü konuyu bireysel dilin saðladýðý rahat ve duygu yönü olan bir söyleyiþle anlatmasý E) Her türlü konuda yazýlabilmesi 5. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) Sorunlara, onun daha nesnel bir tavýrla yaklaþacaðýný ve çözüm getireceðini umuyordum. B) Son günlerde tanýk olduðum bazý olaylar, onunla ilgili görüþlerimin deðiþmesine yol açtý. C) Amaçlarýna ulaþabilmek için her türlü engeli aþmaya çalýþan bu gençlere imreniyorum. D) Araþtýrmamý istediðim yönde sürdürebilmem için öncelikle, yararlanacaðým kaynaklarý saptamalýyým. E) Bu soru, ben ve benim gibi sýnava girmiþ olan birçok kiþinin kafasýný karýþtýrdý ÖSS 6. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) Dürüst biri olduðundan dün de bugün de kuþkuya düþmüyorum. B) Hukukçu olmadýðýmdan, iþin bu yönünü sizinle tartýþamam. C) Bu konuda bir araþtýrma yapýlmasýný, hazýrlanacak raporun ilgili kuruluþlara gönderilmesini istedim. D) Ben, öyle olduðunu düþünüyor, öyle olduðuna inanýyorum. E) Anýmsanacaðý gibi, bir yýldan beri bu konuda yazýlar yazýyor, ilgilileri uyarýyorum ÖSS 105

116 Öz Deðerlendirme Formu Denemeyle ilgili daha önce bildiklerim Denemeyle ilgili öðrendiklerim Denemeyle ilgili tam öðrenemediklerim Denemeyle ilgili öðrenmek istediklerim Deneme türünde okuduðum kitaplar Deneme türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Denemeyle iliþkilendirdiðim diðer konular Denemeyi arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Denemeyle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 106

117 1. Gözlem, tarafsýzlýk, ispat, nesnellik, bilimsellik, didaktik, baþyazý, baþyazar gibi kavramlarýn size çaðrýþtýrdýklarýný söyleyiniz. 2. Söylediklerinizi inandýrýcý kýlmak için hangi yollara baþvurursunuz? 1. ETKÝNLÝK Gazete ve dergilerden sosyal, siyasal ve günlük olaylarla ilgili makaleler bulunuz. Okuduðunuz bu makaleler hakkýndaki düþüncelerinizi belirtiniz. 2. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda makale türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (14. etkinliðe yöneliktir.). KÜRESEL ÇEVRE KÝRLENMESÝ Günümüzün dünyasýnda çevre kirliliði, tüm gezegeni kaplayan boyutlara ulaþmýþ durumda. Dünyanýn birçok bölgesinde insanlar, çevre felaketine karþý korumasýz, nükleer tehdit ve radyasyondan habersiz bir yaþam sürmektedir. Bilim adamlarý ise bu olumsuzluklarýn devamý hâlinde dünyadaki tüm canlýlarýn ciddi biçimde tehdit altýnda olduðunu vurguluyorlar. 107

118 Hâlbuki insanoðlunun geliþimi baþlarda yaþam ve doðal çevre ile uyum içinde sürmüþtür. Ancak dünyadaki toplumsal ve teknolojik geliþmelerin hýzla artýþý karþýsýnda ekolojik sistemin bu hassas dengesi giderek bozulmuþtur. Bu tehlikeli geliþmenin seyircisi durumunda olan insanlýk ise dünyada dengeli bir çevrenin korunamamasý hâlinde tüm canlýlarýn varlýðýnýn sürmesinin olanaksýzlýðýný acaba ne zaman anlayacak? Bu yýlýn yaz baþlarýnda baþlayan yaðmur dönemi dünyayý etkisi altýna aldý. Barajlarý, setleri ve köprüleri yýkan seller ölümcül sonuçlara yol açtý. Bir süre önce Trabzon'da yaklaþýk üç saat süren yaðmur, Sürmene ilçesi ve haritadan silinen Beþköy beldesinde büyük mal ve can kaybýna neden oldu, ocaklarý söndürdü... Yaðýþlarýn etkili olduðu bir baþka ülke olan Çin in birçok bölgesinde barajlar yýkýldý. Harekete geçirilen askerî birlikler setleri yýkarak sel sularýnýn kýrsal kesime yayýlmasýný saðlamaya çalýþtýlar. Sel, eylülün ortasýnda da Meksika nýn Chiapas (Çiapas) eyaletinin Valdivia (Valdivya) köyünü yok etti. Dünyadaki benzer sel baskýnlarýnýn verdiði zararlar ürkütücü boyutlara ulaþtý. 240 milyon kiþiyi etkilediði söylenen bu yaz selleri, resmî açýklamalara göre þimdiye kadar 2 binin üzerinde insanýn ve sayýsý bilinmeyen diðer canlýlarýn yaþamlarýna mal oldu. Yaklaþýk 14 milyon kiþi evini terk etmek zorunda kaldý. Bu durum, insana, Çinlilerin Su ile þaka olmaz. özdeyiþini hatýrlatýyor. Gün geçmiyor ki çevre felaketi haberlerde yer almasýn. Büyük Okyanus ta 30 metreye kadar yükselen dalgalar sahilleri yerle bir etti. Deniz dibindeki deprem ya da yanardaðlarýn patlamasýndan meydana geldiði söylenen bu dev dalgalara karþý uyarý aðlarý da para etmiyor. Hatýrlanacaðý gibi bu dev dalgalar, 1993'te Endonezya da bir adanýn tamamýný kapladý ve 2 bin kiþinin yaþamýný yitirmesine yol açtý. Yine Gine de yaþamýný yitirenlerin sayýsý ise 3 bini aþtý. Dev dalgalara yol açan depremin merkezi Büyük Okyanus ta idi. Ama yer kabuðu, dünyanýn baþka bölgelerinde harekete geçecek þekilde etki alanýný geniþletti. Örneðin, haziran baþýnda baþlayan depremlerin, dünyanýn dört bir yanýný salladýðý ortaya çýktý. Ülkemiz de bundan nasibini aldý. Bu ve buna benzer felaketler bize, geleceðimizi bugünden tahmin etmenin olanaksýzlýðýný gösteriyor. Ozondaki delinme ve hava kirliliðinin yaþamda olumsuzluklara neden olabileceði ve doðal yaþamýn temellerini dinamitleyeceðini küresel gözlükle niçin göremiyoruz? Küresel çevre sorunlarýnýn çözümü konusunda her ülkenin, çaðdaþ yöntemlerle halkýný bilgilendirmesi bir görev olmalýdýr. 108

119 Sanayinin kent içinden uzaklaþtýrýlmasýna ve millî parklarýn gereði gibi korunup doðal hâli ile tutularak toplumun yararlandýrýlmasýna öncelik verilmelidir. 3 binli yýllarýn insanlarý için, doðayla çok daha büyük uyum içinde yaþanacak rüzgâr güneþ enerjisinden yararlanacak doðal konut yapýmýna geçilemez mi? Bu sahada yeni arayýþlar içinde olmalýyýz. Doðanýn intikamýnýn daha büyük olmamasý ve acýnýn yoksul ülkelere çektirilmemesi için insanlarýn bir an önce kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor. Ölümcül etkileri yýllardýr sürmekte olan Çernobil olayýndan kim sorumlu? Bugün Çernobil den on misli daha tehlikeli olacak, radyoaktif atýklarýn bulunduðu söylenen Sibirya nýn batýsýndaki Karaçay Gölü, bir saatli bombadan farksýzdýr. Gölün altýnda, yaklaþýk yüz metre derinlikte 5 milyon metreküp radyoaktif tozlardan oluþan kütlenin varlýðý bilinmektedir. Ýnsanlarýn yazgýlarý ile ilgili dehþet dolu olasý tehlikelere karþý evrensel yurttaþ giriþimlerinin etkinliði artýrýlmalýdýr. Hepimizin paylaþtýðý bu dünyayý, bu gezegeni gelecek kuþaklara kirli ve çirkin býrakmaya hakkýmýz var mý? Geleceðe bir borcumuz yok mu? Hatalarýmýzýn bedelini henüz doðmamýþlara ödetmemeliyiz. Doðanýn yasalarýna yeterince duyarlýlýk göstermeli ve doðal afetlerini ciddiye almalýyýz. Doðal zenginliklerle dolu olmasý gereken bir dünyadan daha fazla yoksun olmamalýyýz. Þaban Ali YAÞAROÐLU Basýndan - 3 Ekim Okuduðunuz ve dinlediðiniz makalelerin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Küresel Çevre Kirlenmesi adlý makalenin yazýlýþ amacýnýn ne olduðunu söyleyiniz. 3. Okuduðunuz ve incelediðiniz makalelerden hareketle makale türünün kimlere hitap ettiðini belirleyiniz. 3. ETKÝNLÝK Gazetenin çýkarýlma ihtiyacýný göz önünde bulundurarak makalenin toplum hayatýndaki rolünü araþtýrýnýz. Araþtýrma sonuçlarýný arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 109

120 4. Okuduðunuz ve incelediðiniz makalelere göre, bir makale yazarýnda bulunmasý gereken özellikleri belirleyiniz. 5. Küresel Çevre Kirlenmesi makalesini gazetelerdeki haber ve diðer yazýlardan ayýran niteliklerin neler olduðunu söyleyiniz. 6. Küresel Çevre Kirlenmesi makalesini düþünce birliklerine ayýrýnýz ve bu birliklerde ifade edilen düþünceleri belirleyiniz. 7. Metinde ana düþünce etrafýnda dile getirilen diðer düþüncelerin nasýl birleþtiðini açýklayýnýz. 8. Okuduðunuz makalenin giriþ, geliþme ve sonuç bölümlerini belirleyerek bu bölümlerde nelerden bahsedildiðini belirtiniz. 9. Ýncelediðiniz makalenin nasýl baþladýðýný, geliþtiðini ve sonuçlandýðýný belirtiniz. 10. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 4. ETKÝNLÝK Küresel Çevre Kirlenmesi adlý makalede kullanýlan anlatým türlerini bulunuz. Bu anlatým türlerinin özelliklerini belirtiniz. Bu anlatým türleri arasýndaki iliþkiyi açýklayýnýz. 5. ETKÝNLÝK... Bu yýlýn yaz baþlarýnda baþlayan yaðmur dönemi dünyayý etkisi altýna aldý. Barajlarý, setleri ve köprüleri yýkan seller ölümcül sonuçlara yol açtý. Bir süre önce Trabzon'da yaklaþýk üç saat süren yaðmur, Sürmene ilçesi ve haritadan silinen Beþköy beldesinde büyük mal ve can kaybýna neden oldu, ocaklarý söndürdü... Yaðýþlarýn etkili olduðu bir baþka ülke olan Çin in birçok bölgesinde barajlar yýkýldý. Harekete geçirilen askerî birlikler setleri yýkarak sel sularýnýn kýrsal kesime yayýlmasýný saðlamaya çalýþtýlar. Sel, eylülün ortasýnda da Meksika nýn Chiapas (Çiapas) eyaletinin Valdivia (Valdivya) köyünü yok etti. Dünyadaki benzer sel baskýnlarýnýn verdiði zararlar ürkütücü boyutlara ulaþtý. 240 milyon kiþiyi etkilediði söylenen bu yazýn selleri, resmî açýklamalara göre þimdiye kadar 2 binin üzerinde insanýn ve sayýsý bilinmeyen diðer canlýlarýn yaþamlarýna mal oldu. Yaklaþýk 14 milyon kiþi evini terk etmek zorunda kaldý. Bu durum, insana, Çinlilerin Su ile þaka olmaz. özdeyiþini hatýrlatýyor. Gün geçmiyor ki çevre felaketi haberlerde yer almasýn. Büyük Okyanus ta 30 metreye kadar yükselen dalgalar sahilleri yerle bir etti. Deniz dibindeki deprem ya da yanardaðlarýn patlamasýndan meydana geldiði söylenen bu dev dalgalara karþý uyarý aðlarý da para etmiyor. Hatýrlanacaðý gibi bu dev dalgalar, 1993'te Endonezya da bir adanýn tamamýný kapladý ve 2 bin kiþinin yaþamýný yitirmesine yol açtý. Yine Gine de yaþamýný yitirenlerin sayýsý ise 3 bini aþtý.... Küresel Çevre Kirlenmesi isimli parçadan alýnan yukarýdaki metni akýcýlýk, duruluk-açýklýk ve yalýnlýk bakýmýndan inceleyiniz. Ýnceleme sonuçlarýný maddeler hâlinde yazýnýz. 6. ETKÝNLÝK Küresel Çevre Kirlenmesi adlý makalede anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 110

121 7. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Birinci grup incelediði fýkra ile makale; ikinci grup deneme ile makale arasýndaki benzerlik ve farklýlýklarý tespit eder. Gruplar inceledikleri türlerin benzerlik ve farklýlýklarýný gösteren dövizler hazýrlar. 8. ETKÝNLÝK Makale türünün özelliklerini öðrenmek amacýyla soru cümleleri oluþturunuz. Oluþturduðunuz sorularý cevaplandýrýnýz. Sorulara verilen cevaplardan hareketle makalenin tanýmýný yapýnýz. 9. ETKÝNLÝK ATATÜRKÇÜ DÜÞÜNCEDE EÐÝTÝM SÝSTEMÝ 1. Hedefler : Atatürk, cumhuriyet eðitiminin hedefleri için iki temel ilkeye dikkatleri çekmiþ; bunlarýn önemini ve nasýl gerçekleþtirileceðini þu ifadelerle ortaya koymuþtur. Millî eðitim iþlerinde kesinlikle zafere ulaþmak lazýmdýr. Bir milletin gerçek kurtuluþu ancak bu þekilde olur. Bu zaferin saðlanmasý için: Birincisi, eðitimin sosyal hayatýn ihtiyaçlarýna cevap vermesi; diðeri ise çaðýn gereklerine uygun olmasýdýr. 2. Bilimsellik: Atatürk, eðitim sisteminin; eðitim programlarýnýn bilimsel olmasýnýn önemi üzerinde durmuþtur. Ona göre, Çaðýn ve toplumun ihtiyaçlarýna cevap verecek bir eðitim sistemi, bilimsel yöntemlere aðýrlýk vermelidir. Okullarýmýzda, temel ve uygulamalý bilimlere, araþtýrmaya önem verilmelidir. Eðitim programlarý, bilim alanýndaki en yeni geliþmeleri göz önünde tutmalýdýr. Atatürk, uygarlýk yolunda baþarý ile ilerlemenin sýrrýný, aklýn ve bilimin yol göstericiliðinde görmüþtür. Dünyada her þey için, medeniyet için, hayat için, baþarý için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. Ýlim ve fennin dýþýnda yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doðru yoldan çýkmaktýr. 3. Geliþmelere Açýk Olma: Atatürk, eðitim sisteminin temelini oluþturan eðitim programlarýnýn geliþmelere açýk olmasýný önemle belirtmiþtir. Ýlim ve fennin yaþadýðýmýz her dakikadaki safhalarýnýn geliþimini anlamak ve ilerlemeleri zamanýnda takip etmek þarttýr. Binlerce yýl önceki bilim ve fen ile ilgili kaide ve kurallarý þu kadar bin yýl sonra olduðu gibi uygulamaya kalkýþmak þüphesiz bilim ve tekniðin içinde bulunmak deðildir. 4. Uygulamaya Yönelik Olma: Atatürk, uygulamalý eðitimi eðitim sisteminin temeli olarak görmüþtür. Ona göre, Bir yandan bilgisizliði ortadan kaldýrmaya uðraþýrken bir yandan da memleket evladýný toplumsal ve ekonomik hayatta aktif þekilde etkili ve verimli kýlabilmek için zorunlu olan ilk bilgileri uygulamalý bir biçimde vermek metodu eðitimimizin temelini oluþturmalýdýr. Atatürk, uygulamalý eðitimin yýllarca ihmal edildiðini ve bunun sonuçlarýný da dile getirmiþtir. Geçmiþte devletin eðitim iþlerini yürütenler, sanat ve ticaret gereksizmiþ gibi düþünmüþlerdir. Ülkenin yoksul, harap; halkýn bilgisiz kalmasý bu yüzdendir. Oysa eðitim programýnýn temelini, yaþamamýz için gerekli þeyleri süratle, kolayca yapmayý öðretmek teþkil etmelidir. Bu durumun gerçekleþmesi için Atatürk ün önerileri son derece önemlidir. Yaparak öðrenmeye dayanan ve yaygýn bir eðitim-öðretim için yurdun önemli merkezlerinde yeni kitaplýklar, çeþitli bitkileri ve hayvanlarý içine alan bahçeler, konservatuvarlar, iþ yerleri, müzeler, galeriler, sergi salonlarý kurmak gerekli olduðu için ilçe merkezlerine kadar bütün yurdun basýmevleriyle donatýlmasý gerekmektedir. Atatürk, uygulamalý eðitimin hedeflerini, niçin gerekli olduðunu ve hangi eðitim kademesinden itibaren baþlamasý gerektiðini de þöyle ifade etmiþtir: Toplumsal hayatta bizzat faal ve faydalý, verimli elemanlar yetiþtirmek lazýmdýr. Bu da ilk ve ortaöðretimin uygulamalý bir þekilde olmasýyla mümkün olur. Ancak bu sayede, toplumlar iþ adamlarýna, sanatkârlarýna sahip olur. Elbette millî dehamýzý geliþtirmek, hislerimize layýk olduðu dereceye çýkarmak için yüksek meslek sahipleri de yetiþtirmeliyiz. Öte yan- 111

122 dan, Atatürk, uygulamalý eðitimin, özellikle ilk ve ortaöðretimde nasýl verilmesi gerektiðini ayrýca vurgulamýþtýr. Ýlk ve ortaöðrenim mutlaka insanoðlu ve medeniyetin gerektirdiði ilim ve fenni versin fakat o kadar pratik bir þekilde versin ki çocuk okuldan çýktýðý zaman aç kalmaya mahkum olmadýðýna emin olsun. Eðitimin uygulamalý þekilde yapýlmasýnda en önemli faktör, eðitim sürecinden birinci derece sorumlu olan, öðretmenler ve eðitimcilerdir. Bunun böyle olduðunu çok iyi bilen Atatürk, öðretmen ve eðitimcilerin öðretim sürecinde gerçekleþtirecekleri etkinliklerin nasýl olmasý gerektiðini ve bunun sonuçlarýna dikkatleri çekmiþtir. Her profesör ve öðretmenin aþýlayacaðý fikirler, ideal gayelere hizmet edecek þekilde olmalýdýr. Kitaplarýn cansýz teorileri ile karþý karþýya gelen genç beyinler, öðrendikleriyle memleketin gerçek durumu ve çýkarlarý arasýnda iliþki kuramýyorlar. Yazarlarýn ve teorisyenlerin tek taraflý dinleyicisi durumunda kalan Türkiye nin çocuklarý hayata atýldýklarý zaman bu iliþkisizlik ve uyumsuzluk yüzünden tenkitçi, karamsar, millî þuur ve düzene uyumsuz kitleler meydana getirirler. 5. Üretkenliðe Yönelik Olma: Atatürk ün eðitim sisteminin temeline koyduðu ilkelerden biri de üretime yönelik olmadýr. O, eðitimin hayatla iliþkili olmasýný ve eðitimin ekonomik hayatý etkilemesini istemiþtir. Atatürk e göre, Eðitim ve öðretimde izlenecek yol, bilgiyi günlük yaþamda baþarýlý olmayý saðlayacak, uygulamalý ve kullanýlmasý mümkün bir araç hâline getirmektir. Bu, gerçekleþtiði takdirde Kültürlü insanlar sorunlarýný, öðrendiði, uygulayacaðý ve geliþtireceði bilgi ve teknoloji ile çözmeye çalýþmalýdýr. Faaliyetleri sonunda ortaya bir ürün koymalýdýr. Bu da hayal olan cansýz teorilerle deðil, gerçekle ilgili, gerçeði açýklayan teorilerle mümkündür. 6. Uygulanacak Yöntemler ve Nitelikleri: Atatürk, o güne kadar izlenen eðitim-öðretim yöntemlerinin, milletimizin gerileme tarihinde en önemli etken olduðu kanýsýndadýr. Atatürk e göre, Eðitim ve öðretimde uygulanacak yöntem, bilgiyi insan için bir süs, bir baský aracý yahut medeni bir zevkten çok, maddî hayatta baþarýlý olmayý saðlayan pratik ve kullanýlabilir bir araç durumuna getirmektir. Bu sözler hem geleneksel eðitimin bir eleþtirisi hem de eðitimle ilgili yeni düzenlemelerde hayattan ve hayatýn ihtiyaçlarýndan kopuk bir yola girme ihtimallerine karþý bir ikazdýr. 7. Disiplin: Atatürk e göre, Hayatýn her çalýþma safhasýnda olduðu gibi özellikle öðretim hayatýnda sýký disiplin baþarýnýn esasýdýr. Müdürler ve öðretim kadrolarý disiplin saðlamaya, öðrenciler ise disipline uymaya mecburdur. Bu, korku ve fiziki etkileme þeklinde bir disiplin anlayýþý deðildir. Öðrencilerin, öðrendiklerini isteyen, benimseyen, duyan ve kurallara uyan bir anlayýþtýr. Atatürk, bu konuya þöyle açýklýk getirmektedir. Korku ile verilen eðitim, makbul bir eðitim deðildir. Böyle bir eðitime güvenilmez. Atatürk, eðitim sisteminde eski dönemlerin dayaða dayanan düzen ve disiplin anlayýþý yerine, sevgiye dayanan bir düzen ve disiplin anlayýþýnýn yerleþtirilmesinden yanadýr. Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇOBAN Yedi grup oluþturulur. Atatürkçü Düþüncede Eðitim Sistemi adlý metinden hareketle birinci grup Türk millî eðitiminin hedefleri; ikinci grup bilimselliði; üçüncü grup geliþmelere açýk olmasý; dördüncü grup uygulamalara yönelik olmasý; beþinci grup üretkenliðe yönelik olmasý; altýncý grup uygulanacak yöntemler ve niteliklerinin bulunmasý; yedinci grup Türk millî eðitiminin disiplinli olmasý konularýnda teknoloji sýnýfýnda sunulmak üzere slayt gösterisi hazýrlar. 10. ETKÝNLÝK Ýki grup oluþturulur. Birinci grup Atatürk ün millî eðitim politikasýyla ilgili görüþlerini ; ikinci grup çeþitli gazetelerde millî eðitimin nasýl olmasý gerektiði ile ilgili makale örneklerini araþtýrýr. Gruplar Atatürk ün millî eðitim politikasýyla ilgili görüþlerini ve bulduklarý makaleleri sýnýfta okur. Gruplar, ortak çalýþarak millî eðitimin özelliklerini tespit eder. 112

123 11. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz makaledeki kelime gruplarýný ve bunlarýn nasýl oluþtuðunu tablodaki uygun yerlere yazýnýz. Kelime Gruplarý Kelime Gruplarýnýn Oluþumu Belirtili isim tamlamalarý Belirtisiz isim tamlamalarý Zincirleme isim tamlamalarý Edat gruplarý Baðlama gruplarý Sýfat gruplarý Ünlem gruplarý Unvan gruplarý Birleþik fiil gruplarý Ýsim fiil gruplarý Zarf-fiil gruplarý Sýfat-fiil gruplarý Sayý gruplarý Bulduðunuz kelime gruplarýný ve kullanýldýklarý yerlerdeki görevlerini aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Kelime Grubu Kullanýldýðý Yerdeki Görevi Kelime Grubu Kullanýldýðý Yerdeki Görevi 113

124 12. ETKÝNLÝK Üç grup oluþturulur. Birinci grup Küresel Çevre Kirlenmesi isimli makalede yer alan kelimelerin; ikinci grup kelime gruplarýnýn; üçüncü grup cümlelerin anlam deðerlerini belirler. Gruplar ortak çalýþarak kelime, kelime gruplarý ve cümlelerin makaledeki önemini açýklar. 1. Gazetelerde makale yazýlarýnýn bulunmasýnýn önemini açýklayýnýz. 2. Bir yazarýn düþüncelerini öðrenmek istiyorsanýz o yazarýn makalelerini okuyunuz. ifadesi ile vurgulanmak istenen düþünce nedir? 13. ETKÝNLÝK Belirlenen bir konuda makale yazýnýz. Yazdýðýnýz makaleleri arkadaþlarýnýza okuyunuz. Okuduðunuz ve dinlediðiniz makalelerle ilgili düþüncelerinizi ifade ediniz. 14. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda makale türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Makalede temel öge... Makale... ve... yayýmlanýr. Gazetelerin ilk sayfasýnýn birinci sütununda yayýmlanan; günlük olaylar ve ülke sorunlarý ile ilgili temel görüþleri yansýtan yazýlara..., yazarýna ise... denir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Edebiyatýmýzda ilk makaleyi Þinasi yazmýþtýr. ( D ) ( Y ) Makalede üçüncü tekil anlatým yer almaz. ( D ) ( Y ) Her konuda makale yazýlamaz. ( D ) ( Y ) Makale yazarý genel kültürü yanýnda geniþ ve köklü bir bilgiye, saðlam bir dünya görüþüne sahip olmalý, sorunlara tarafsýz bir gözle bakmalýdýr. ( D ) ( Y ) 114

125 3. Aþaðýdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi makale yazarlarýndandýr? A) Namýk Kemal B) Þemsettin Sami C) Mehmet Kaplan D) Ahmet Mithat Efendi E) Hüseyin Cahit Yalçýn 4. Aþaðýdakilerden hangisi makale yazarken dikkat edilmesi gerekenlerden biri deðildir? A) Giriþ bölümünde konunun belirtilmesi B) Ýddia edilen fikrin yazýnýn sonuç bölümünde ortaya konmasý C) Görüþ ve düþüncelerin ispatý için hazýrlýk yapýlmasý D) Ele alýnan konunun ana fikrinin belirlenmesi E) Yazýda konuyla ilgili terimlere gerek duyulmasý 5. I. Kelime oyunlarýna ve dolaylý anlatýmlara yer verilmez. II. Birinci tekil anlatým kullanýlýr. III. Aðýrbaþlý, açýk ve akýcý bir dil kullanýlýr. IV. Öne sürülen düþünce, yazýnýn giriþinde açýk seçik yazýlýr. V. Nesnel bir anlatým vardýr. Yukarýdaki yargýlardan hareketle hangisi makalenin özelliklerinden biri deðildir? A) I B) II C) III D) IV E) V 6. Elbette onunla birlikte gitmiþ olabilirler. Bu cümledeki anlatým bozukluðunun nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? A) Öge eksikliði B) Özne yüklem uyuþmazlýðý C) Öznenin belirtilmemiþ olmasý D) Ayný anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanýlmasý E) Anlamca çeliþen sözcüklerin birlikte kullanýlmasý 1996-ÖSS 7. Çocuðun üstü baþý yýrtýlmýþ, karný acýkmýþ, iyice yorulmuþtu. Bu cümledeki anlatým bozukluðunun nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? A) Çatý uyuþmazlýðý B) Yardýmcý eylemin gereksiz kullanýlmasý C) Özne eksikliði D) Nesne eksikliði E) Tamlayan ekinin gereksiz kullanýlmasý 1996-ÖSS 115

126 Öz Deðerlendirme Formu Makaleyle ilgili daha önce bildiklerim Makaleyle ilgili öðrendiklerim Makaleyle ilgili tam öðrenemediklerim Makaleyle ilgili öðrenmek istediklerim Makale türünde okuduðum kitaplar Makale türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Makaleyle iliþkilendirdiðim diðer konular Makaleyi arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Makaleyle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 116

127 1. Eleþtirme ve eleþtirilme ile ilgili düþüncelerinizi belirtiniz. 2. Hiciv, taþlama, eleþtiri, tenkit ve kritik kelimelerinin anlamlarýný sözlükten bulunuz. 3. Bir eser veya kiþiyle ilgili fikirlerin dile getirilmesi niçin önemlidir? 4. Herkes düþüncelerime katýlýrsa yanýlmýþ olmaktan korkarým. sözüyle vurgulanmak istenen nedir? 5. Sinema eleþtirilerinin film tercihinizde ne kadar etkili olduðunu belirtiniz. 1. ETKÝNLÝK Edebiyat, resim, müzik konularýyla ilgili eleþtiri yazýlarýný araþtýrarak sýnýfta arkadaþlarýnýza okuyunuz. Bunlar hakkýndaki düþüncelerinizi ifade ediniz. 2. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda eleþtiri türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (16. etkinliðe yöneliktir.). 117

128 BUGÜNKÜ TÜRK DESTANI Fazýl Hüsnü Dağlarca nýn son eseri Üç Þehitler Destaný 1949 yýlýnda Ýstanbul da basýlmýþ. Yüz kuruþa satýlan altmýþ iki sayfalýk bir kitap. Ýkinci Ýnönü Savaþý sýrasýnda Üç Þehitler Tepesi nin nasýl altý kere kazanýlýp kaybedildiðini anlatýyor. Çoðu üç kýtayla altý dörtlük arasýnda deðiþen kýrk dokuz parçadan meydana gelmiþ. Bir iki istisna bir yana, bütün kýtalar dörder dizelik. Bu dizelerin birincileriyle üçüncüleri ara sýra ama ikincileriyle dördüncüleri her zaman uyaklý. Herhangi belli bir ölçü kullanýlmamýþ. Büsbütün de serbestliðe kaçýlmamýþ. Her parçanýn taþýdýðý duygu ve düþünce yüküne denk düþürülmüþ bir biçim ve düzeni var. Bu duygu ve düþünce yükü nedir ki diyeceksiniz? Son rütbesi vatan havalarýndan kapanacak olan þehitlerin, iliklerine kadar þahadetle tok gazilerin, vurula devrile çarpýþanlarýn, neydi sað kalanlarýn iþi diye bekleþenlerin içlerinden geçirdikleri: insan takatinden baþka gerçekler. Çünkü bu eser, bir milletin en karanlýk gecesinde giriþtiði ölüm kalým savaþýnýn destanýdýr. Biçim sorulursa bunun kaygýsý Daðlarca da eskiden beri vardý. Ýlk þiirlerinden bu yana serbest nazýmdan kaçýndýðý bellidir. Örneðin, bu kitabýnda da dörtlü kýtalarý türlü türlü deniyor. Bu dörtlükler ilk bakýþta Avrupa halk destanlarýnýn kýtalarýný andýrýyor. Hatta týpký onlar gibi dördüncü dizeler kimi zaman deðiþmeden tekrarlanýyor, kimi zaman ufak bir deðiþikliðe uðruyor. Ama çoðu büsbütün deðiþik; Daðlarca nýn ustalýðý da orada kendini gösteriyor. Çünkü bu dördüncü dizelere verdiði deðiþiklikle onlarýn eski destancýlar gibi soluk alma ve dinleyicileri oyalama aracý olarak kullanmayý býrakýyor. Daðlarca nýn dörtlük sonlarý öylesine baðlamalar ki Alpler e týrmananlarýn her kademe sonunda bel iplerini güvenilir bir noktaya dolayýp kendilerini de ardlarýndakileri de saðlama baðlamalarýný andýrýyor. Örnek diye birkaç þiire bakalým; bu baðlamalarýn ne kadar ustaca ne kadar deðiþik ilmikler olduðu hemen kendini belli edecek. Girmiþiz ovalarca, tepelerce sipere. Gönüllerimizde bir vatan, zabit nefer Ýnönü nde bu ikinci savaþ olacak, Saldýrýrlarsa eðer. (Ýnönü Dolaylarýnda Düþünceler) Ýþte bir þiir bitimi ki yaklaþan bir cengi haber veriyor. Düþman kuvvetlerini toplamýþ, biz de hazýrlanabileceðimiz kadar hazýrlanmýþýz. Öyleyse savaþ olacak mý demektir? Ozan, sonradan hatýrlamýþ gibi ekliyor: Saldýrýrlarsa eðer. Bu küçücük þart cümlesi sanki hem savaþlarýn keyfiliðini belirtmiþ hem de kopacak kýyametin sorumluluðunu düþmana yüklemiþtir. Ýnönü dolaylarýnda bütün düþüncelerin ve bütün davranýþlarýn, gerçekten, düþmanýn saldýrmasýna baktýðý düþünülürse bu þiiri baðlama için bu iki kelimeden daha yerinde bir son düðüm bulunamazdý. Her þiirin kendi için gerekli kýldýðý biçim ayrýdýr, kanýsýna en güzel örneklerden biri de þu dörtlüktür: Söyletemezsin derdini savaþ gecelerinde, yasak, Darýlýr baðlamalarda telin. Hem ne sözü olabilir, þehitlere, Ecelin. (Savaþlar, Geceler, Sevdalar Üst Üste) Bu tek kelimelik son dize, dörtlüðün bütün öncesine bir contre-poids, (kontrapuan) bir karþý yük. O, önce ne mi? Henüz sað olan Konyalý Ahmet in istekleri, hayata baðlýlýðý, uzak düþtüðü zevklere sevdalara özlemi. Bu demektir ki terazinin kefelerinde karþýlaþan hayatla ölümdür. Hayat bin bir andýr, bin bir istektir, bin bir renktir. Ölümse her þeyinde tektir, bir lahzalýktýr. Ýnönü de bütün hayatý dilsizleþtirip donduran ecel, bu dörtlük sonuna da o eksiksiz, artýksýz gerekliliði veriyor. 118

129 Üç þehitler tepesi var ol, Eksilmemiþ üzerinde bu þanlý rüzgâr Sayýsýz þehitlerinde yaþa, Memleket kadar. (Atsýz Tepe, Üç Þehitler Tepesi) Ýþte bir baþka dörtlük sonu ki memleket sözünün anlamýndan, kadar kelimesinin de ahenginden faydalanarak bir sonu gelmezliðin ifadesi hâline getirilmiþtir. Bu ifadeyi kazanan dize ise ruhça artýk önceki dizelerden kýsa deðildir. Belki onlarýn hepsinden uzundur. Bu iþçiliðin tersi bir iþçilikle de ozanýn amacýna ulaþabileceðini görmek istersek iþte bir baþka dörtlük: Seçtik gelenleri, atlýsý Kemâlettin Sami Bey, Arslan fýrka kumandanýmýz. Alay kumandaný Salih Bey, yayasý, Toplandý birdenbire ta hücrelere, daðýlmýþ canýmýz. (Bir Pýrýltý) Dörtlükte, son dizeye gelinceye kadar bir olaðanüstülük yok ama orada birdenbire yedi yedi üçlük bir söz dizisi, o vakte kadar bitkin, umutsuz, daðýnýk, kendini hücre küçüklüðünde ve hücre güçsüzlüðünde duyan bir ordu askerin toparlanýþýný, kumandanlarýnýn gülümseyiþinden can bulmasýný, geniþ bir solukla anlatýyor. Daðlarca nýn çetrefil, kimi zaman anlaþýlmaz ve kýlçýklý bir hâl alan dili de bu eserde, özelliðini yitirmeksizin, öylesine uslanmýþ ki Ýnönü deki erlerin aðzýnda bile yadýrganmýyor. Ozanýn çelik inatçýlýðýnda bir üslubu vardý. Üç Þehitler Destaný gösteriyor ki sanat kaygýsý o çeliði dövebilecek bir þahmerdan gücündeymiþ. Daðlarca nýn hesaplý sanatý, dörtlüklerinden baþlýklarýna kadar kendini her yerde gösteriyor. Bu baþlýklar sade, edaca öbür ozanlarýn baþlýklarýndan ayrýlmakla kalmýyor, onlarýnkinden daha baþka bir iþ de görüyor. Çünkü bu adlar salt birer özet, birer sembol deðildir. Þiire yeni bir þey katan, anlamýný bütünleyip açýklayan gerekli bir parçadýr. Örneðin, bir þiir þunlarý anlatýyor: Cengin en buhranlý, en umutsuz bir anýnda, düþman taburlarca taze güçle saldýrýrken topçusu durmadan ateþ yaðdýrýrken karþýsýnda biz kala kala bir Veli Çavuþ kumandasýnda altmýþ sekiz kiþi kalmýþýz. Ne tek bir nefer takviye geliyor ne de atacak tek bir mermi kalmýþ. Kahrolarak taþ kesilmekten baþka yapacak bir þey yok. Öylesine yaslý bir durum ki. Ayaðýmýz baþýmýzdan sýkýlýyordu, Elimizden utancý vardý kolumuzun. Daðlarca, iþte bu þiirin adýný Besmelenin Bittiði Yer koyuyor. Bu, kuru bir ad koyuþ deðil, umudun durakladýðýný anlatan þiire, imanýn da güçsüzlüðe düþtüðünü söyleten, en azýndan bir þiirlik, bir taze güçtür. Bu sözlerin niyeti, kitabýn yalnýz bir sýra doruk þiir olduðunu söylemek deðildir. Arada düzlükler de var: 28 Mart 337, Adsýz Tepenin Düþmesi, Ýþte Ýlk Þehidimiz ve Kolsuz Bilek gibi. Bu düzlüklerde kýraçlara bile rastlandýðý oluyor. Ozanýn bir dörtlükte baþardýðýný ikinci, üçüncüsünde baþaramadýðý da var. Herkes Memleketi Kadar böyle bir þiir. Arada biraz daha tekçe kabilinden ifade düþüklükleri de bulunup çýkarýlabilir. Ama bu eseri ozanýn bizde az görülmüþ bir bileþimcilikle yazdýðý da söz götürmez. Dizeler, dörtlükler için, dörtlüklerle baþlýklar þiir için, her þiir de destan için çalýþýyor. Enstantane görüþler hâlinde durmasýna raðmen eserin gerçek bir destan oluþu da bu sayededir. Örneðin, kitabýn 38. sayfasýnda Mustafa Kemal diye sekiz satýrlýk bir parça var. Burada verilse belki deðeri gereðince anlaþýlmaz. Çünkü artýk kafalarda ölçülere sýðmaz belli kalýplardan taþar bir kavram hâlinde Atatürk büyüyor. Oysa ozanýn bileþimciliðinin sýrrýna varýn. Mustafa Kemal i destanýn ortasýnda, ulusun Kurtuluþ Savaþýnýn kargaþasýndan esinlenen kabartmanýn içinde bir kýsým olarak görün. Yani, mümkünse onu baþkumandan, kurtarýcý, devlet baþkaný, devrimci, politika adamý olarak görmeyi býrakýn da; Ýnönü günlerinde ancak yeni yeni efsaneleþmeye baþlayan bir telkinci deha olarak nasýl içe doðabileceðini, düþlere girebileceðini kestirmeye çalýþýn. O vakit göreceksiniz ki, þu otuz yýl içinde Mustafa Kemal için yazýlanlar birer anakronizm, birer tarih tepmesi imiþ; insaný aðlatacak kadar temli olan tek þiir, Daðlarca nýn Üç Þehitler Destaný adlý eserinin 38. sayfasýnda Aha! diye düþünü anlatan Anadolulu nefere nasipmiþ. Ýþte böylesine bileþimci bir görüþle Fazýl Hüsnü Daðlarca, Kurtuluþ Savaþý nýn ilk acýlý günlerini destanlaþtýrýyor. Bilmeyiz Nazým Hikmet Ran köþesinde Dumlupýnar ile ne yapýyor. Duyabildiðimiz parçalarý güzel soylu þeyler. O da destanýný Daðlarca gibi, uzun bir bütün yerine, Bedrettin tertibini daha yetkin- 119

130 leþtirerek birer anlýk parçalar hâlinde yazýyor galiba. Yahya Kemal Beyatlý nýn terkibi bend hâlinde yýðýlan Yavuz Destaný da tarihimizin, dilimizin ve edebiyatýmýzýn öbür ucundan bir büyük yapý hâlinde yükseliyor. Bir çað ki içinde, öldürseniz övmek için þiir yazmayacak üç büyük ozan bir ulusun tarihini dile getirmeye koyulsun. Hem her biri tarzý selefe takaddüm edip bir baþka lisan tekellüm etsin, hem de tarihin akýþý içinde sonuncu, ortadakinin; ortadaki, öncekinin; tabii bir sonucu olsun, insaný bu görünüþ hayran etmez de ne eder? Yahya Kemal, Nazým Hikmet, Fazýl Hüsnü Daðlarca üçlüðü yüzü suyu hürmetine Türk þiiri bugün bir ulus þiiri olarak hiçbir gününde eriþemediði çeþitliliðe ve bütünlüðe eriþmiþtir. Kendimizi mutlu bilelim. Orhan BURÝAN Türkçede Yazýnsal Eleþtiri 1. Okuduðunuz ve incelediðiniz eleþtiri yazýlarýndan hareketle eleþtiri yazýlarýnýn ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Bugünkü Türk Destaný adlý eleþtiri metninin yazýlýþ amaçlarýný belirleyiniz. 3. Okuduðunuz Bugünkü Türk Destaný adlý metinde eleþtirmen hangi sorunu konu olarak ele almýþtýr? 4. Eleþtirmenin, eseri açýklamak ya da çözümlemek için Fazýl Hüsnü Daðlarca nýn hayatýna ve kiþilik özelliklerine baþvurup vurmadýðýný metinden göstererek açýklayýnýz. 5. Eleþtirmenin Bugünkü Türk Destaný nýn oluþumunu etkileyen tarihsel ve sosyal koþullarý bulmaya ve bunlar yardýmýyla eseri açýklamaya yönelip yönelmediðini belirleyiniz. 6. Eleþtirmen, eseri kendi beðenisine göre mi yoksa belli kriterlere göre mi eleþtirmiþtir? 7. Okuduðunuz eleþtiri yazýlarýndan hareketle eleþtiri yazýlarýnýn yazýlýþ amaçlarýnýn neler olduðunu belirtiniz. 3. ETKÝNLÝK Bugünkü Türk Destaný metnini göz önünde bulundurarak esere dönük eleþtiri yazýlarýnda metnin yapýsýný oluþturan ögeleri açýklayýnýz. Yazarýn Bugünkü Türk Destaný eleþtirisinde eserin yapýsýyla ilgili eleþtirileri bularak tabloya yerleþtiriniz. Metnin Yapýsý Deðerlendirme Konu Anlatým biçimi Olay örgüsü Simgeler Üslup Þiirin anlam özellikleri Þiirin þekil özellikleri 120

131 8. Ýncelediðiniz eleþtiri yazýsýnda kültürel alana özgü bilimsel yazý ve çalýþmalardan yararlanýlan bölümleri bularak bunlarýn metne katkýsýný açýklayýnýz. 9. Kitabýnýzdaki deneme örnekleriyle incelediðiniz eleþtiri yazýsý arasýndaki farklýlýklarý belirtiniz. 10. Okuduðunuz eleþtiri yazýlarýndan hareketle bir eleþtiri yazarýnda bulunmasý gereken özellikleri maddeler hâlinde yazýnýz. 11. Ýncelediðiniz eleþtiride kullanýlan anlatým türlerini belirleyerek bu türlere metinden örnekler veriniz. 12. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 4. ETKÝNLÝK Bugünkü Türk Destaný adlý eleþtiride anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 5. ETKÝNLÝK... Daðlarca nýn hesaplý sanatý, dörtlüklerinden baþlýklarýna kadar kendini her yerde gösteriyor. Bu baþlýklar sade, edaca öbür ozanlarýn baþlýklarýndan ayrýlmakla kalmýyor, onlarýnkinden daha baþka bir iþ de görüyor. Çünkü bu adlar salt birer özet, birer sembol deðildir. Þiire yeni bir þey katan, anlamýný bütünleyip açýklayan gerekli bir parçadýr. Örneðin, bir þiir þunlarý anlatýyor: Cengin en buhranlý, en umutsuz bir anýnda, düþman taburlarca taze güçle saldýrýrken, topçusu durmadan ateþ yaðdýrýrken karþýsýnda biz kala kala bir Veli Çavuþ kumandasýnda altmýþ sekiz kiþi kalmýþýz. Ne tek bir nefer takviye geliyor ne de atacak tek bir mermi kalmýþ. Kahrolarak taþ kesilmekten baþka yapacak bir þey yok. Öylesine yaslý bir durum ki. Ayaðýmýz baþýmýzdan sýkýlýyordu, Elimizden utancý vardý kolumuzun. Daðlarca, iþte bu þiirin adýný Besmelenin Bittiði Yer koyuyor. Bu, kuru bir ad koyuþ deðil, umudun durakladýðýný anlatan þiire, imanýn da güçsüzlüðe düþtüðünü söyleten, en azýndan bir þiirlik, bir taze güçtür. Bu sözlerin niyeti, kitabýn yalnýz bir sýra doruk þiir olduðunu söylemek deðildir. Arada düzlükler de var: 28 Mart 337, Adsýz Tepenin Düþmesi, Ýþte Ýlk Þehidimiz ve Kolsuz Bilek gibi. Bu düzlüklerde kýraçlara bile rastlandýðý oluyor. Ozanýn bir dörtlükte baþardýðýný ikinci, üçüncüsünde baþaramadýðý da var. Herkes Memleketi Kadar böyle bir þiir. Arada biraz daha tekçe kabilinden ifade düþüklükleri de bulunup çýkarýlabilir.... Orhan BURÝAN Yukarýdaki parçada bulunan kelime ve kelime gruplarýný anlamlarý bakýmýndan inceleyiniz. 6. ETKÝNLÝK ECE AYHAN Neden seçtim Ece Ayhan üzerine genel çizgileriyle onun þiirini saptayan bir yazý yazmayý. Hem kolay hem de zor olduðundan, bir þiir anlayýþýný hem yýkýp hem de bir yenisini kurduðundan. Ece Ayhan 1950 kuþaðý içinde okuyucuyu kendinden ve okuduklarýndan kuþkulandýran ilk addýr. O her okuyanda bir yadýrgatma duygusu uyandýrmýþtýr. Bu yadýrgatma, belli bir amaca yönelmiþ midir? Bunu rahatlýkla evetle karþýlayamam. Birçok okuyucu onun yaptýklarýný bir snobizm olarak niteleyebilir, zorluðu burada baþlýyor 121

132 Ece'nin, kolaylýðýna gelince: Bu kadar yeni bir þiir, bu kadar kapalý bir þiir olunca, hele üzerine yazýlanlar yok denecek kadar azsa... Ece Ayhan üzerine verilen genel yargýlar ayný ölçüde doðruya ve yanlýþa yakýndýr. Þairin kullandýðý ham madde, yalnýz eleþtirmenlerin çözümleri için ilginç deðil, þairler için de o oranda ilgi çekicidir. Çünkü o zengin malzeme, yalnýz Ece'nin yazdýðý gibi yoðrulmaz, baþka bir sanatçý da bu malzemeden yararlanabilir. Özgün þairin ilk þiirlerinden bugüne kadar yazdýklarýna çýraklýktan, acemilikten ustalýða giden bir geliþme yoktur, o da iþe usta olarak baþlamýþtýr. Yukarýdaki zengin malzeme deyimini neden kullandýðýmý da açýklayayým biraz. Ayhan'ý edebiyatýn varlýðý doyurmaz, sanatýn diðer kollarý da onun açlýðýnýn giderilmesinde, ham maddesinin kullanýlmasýnda yararlanacaðý kaynaklardýr. Belki de türlerin karýþýmý, en baþarýlý örneklerini Ece Ayhan ýn þiirlerinde bulur. Ece AYHAN Çok þey söylemez þair, sanki sözcüklerden ekonomi baþlýca dileðidir. Ýlk Kitabý Kýnar Haným ýn Denizleri sözcük yýðýný yerine kavramlaþmýþ sözcükler kullanýlan bir þiir kitabýdýr. Sözgelimi sahibinin sesi der, fayton der, sizi yolun baþýnda býrakýr, artýk þiir bilginize göre önünüzdeki yollardan birini seçeceksiniz. Ne saklayayým, Ece Ayhan ýn þiiri geliþkin bir þiirdir, bir kültür þiiridir. Ýncelik, geliþkinlik, güçlük emekle ve çabayla anlaþýlýrlýk onun þiirinin ayrýlmaz ögeleridir. Açýkçasý Ece Ayhan þiiri deyince akla ilk gelenleri bunlardýr. Bu özellikleridir onun þiirini yücelten, beraberinde de orta okuyucu kitlesini ondan uzaklaþtýran. Ýlk kitabýndan bu yana þiirleri için söylenen görüntü deyimine ben de katýlýyorum. Görüntü ama ne cins görüntü. Ýþte bu yargýnýn ayrýntýlarýna inilmedi. Görüntüler bir sessiz film tekniði taþýrlar. Her þey anlatýlmadan anlaþýlacakmýþ gibi bir sessiz film tekniði taþýrlar. Her þey anlatýlmadan anlaþýlacakmýþ gibi bir duygu uyandýrýrlar bizde, hatta þairi bundan gizli bir tat alýr. Ýþte son yýllarýn filme yardýmcý ögelerine -sesti, müzikti- alýþanlar korkarým Ece nin sessiz þiirlerini anlamakta zorluk çekeceklerdir.... Ayhan bir dizesinde Anlatmak diye bir þey yoktur burada. der. Gerçekten de anlatmayan bir þiirdir onun þiiri. Ortaya görüntüyü atan, bu görüntüyü netliðe kavuþturmadan da çekip giden, ortadan kaybolan birisidir. Bir tablonun, resmin önünde onun size anlatýlmasýný istemek, ressamý ve eleþtirmeni buna zorlamak ne oranda olumluysa Ece nin þiirlerini de bu yönteme yanaþtýrmak o oranda olumludur.... Görüntülerinin ilk malzemesi eþ ve yakýn anlamlý sözcüklerdir ama onu öyle bir istife sokar ki bu kadar birbirine yakýn nüanslý renkler bile þaþýrtýcýlýðýný kaybetmez. Gene birbirine yakýn deyimlerdir ama þaþýrtýcýdýr, ustalýðý buradan gelir. Atonal kantolar ýn özlemi içindedir. Ýlk okuyuþta þaþýrtýcý gelen bu deyim araþtýrdýkça bilinçle, akýlla kurulmuþ þiirsel bir görüntüdür çünkü ikisi de müziðe ait kavramlardýr. Ama ancak Ayhan bu iki müzik deyimini böylesine kullanýr. Ýþte buradan Ece Ayhan'ýn kliþeciliðe karþý takýndýðý karþýt tavýr anlaþýlabilir. Sözcükleri, baþýboþ býraktýðý izlenimi uyandýrýr okuyanda ama aslýnda onu þiirinin gizli prangalarýyla tutsak etmiþtir. Gene de sizin þiir yorumunuzun yönetimini elden býrakmak istemez. O alýþýlagelmiþin, gündeliðin, kliþeleþmiþin o kadar karþýsýndadýr ki sözlükteki anlamýyla bir sözcüðe zor rastlarsýnýz onda, yalnýz baþýna bile kalsa sýfatlarla o gene kaydýrýlmýþtýr.... Gördünüz ki Ece Ayhan þiiri nden çok Ece Ayhan olayý ndan söz ettim size. Çünkü 1950 ve sonrasý kuþaðýnýn þiirini övmek isteyenlerin de yerenlerin de kalkaný odur. Bu yazýyý Ece Ayhan ý bilmeyenler, hiç okumayanlar, adýný duymayanlar için yazmadým. Ben de onun okurlarý arasýnda olduðumdan, onu anlamaya çabaladýðýmdan size bir okuyucu mektubu karaladým. Doðan HIZLAN Ece Ayhan eleþtirisinden hareketle sanatçýyý ele alan eleþtiri yazýlarýnýn özelliklerini belirleyiniz. 122

133 7. ETKÝNLÝK ORHAN KEMAL ÝN ÖYKÜCÜLÜÐÜ ÜZERÝNE... Eti ve kemiði ile olduðu kadar düþüncesi ve varsa eylemi ile de bu sýnýfa baðlý kalmýþ; bu sýnýf insanýnýn alýn yazýsý ve geleceði ile ilgilenmiþ ve bunlara yararlý olabilmek için çaba harcamýþtýr. Bu sýnýfýn insanlarýný bilinçlendirmek için çalýþmýþtýr. Gecekondu mahallerinde, iþçilerin, esnafýn, küçük memurlarýn oturduðu yörelerde yaþayan deðiþik bölgelerin deðiþik gelenekleri ve anlayýþlarý olan insanlarýn dünyasýný, alýn yazýlarýný anlatmýþtýr. Bu deðiþik anlayýþ ve yapýda olan topluluk içinde çocuklarýn, genç kýzlarýn durumunu, kötülüðe itiliþini, gözlemlere dayanarak öykülerinin örgüsüne katývermiþtir. Özellikle, ekonomik yapýdaki düzensizliðin, gittikçe pahalýlaþan eþya ederlerinin ortaya koyduðu aðýr geçim yükünün insanlarý nasýl kötülüklere, yalan ve dolana, töresel çöküþe götürdüðüne, bütün iyi niyetlere karþýn dinin etkisiz kalan rolüne deðinir.... Bütün bu kiþiler, kiþilerle ilgili olaylar, yaþanmýþ anýlara, gözlemlere ve izlenimlere dayanmaktadýr. Bu birikimi verirken karþýt olarak, küçük kent soylu kesime de geniþ yer verir öykülerinde. Sabahattin Ali nin kýrsal alana daha dönük öykücülüðünü, Adana ve Ýstanbul gibi büyük iki sanayi kentimizin gecekondu yörelerine ve fabrikalarýn insaný tüketen, törpüleyen ortamýna getirmiþtir. Sabahattin Ali nin yaþadýðý günlerde büyük bir sanayi atýlýmý yoktu elbette; bu nedenle, Sabahattin Ali, kýrsal alanda yaþayanlarý öyküleþtirmiþti. Orhan Kemal, sanayileþen bir ülkenin içinde, bu geçiþ döneminde yaþamýþtýr. Bu geçiþ döneminin çeþitli sýkýntýlarý, iþçilerin toplumsal güvenceden ve güvenlikten yoksun yaþamlarý, köylerden gelip önceleri geçici sürelerle çalýþan, sonralarý yavaþ yavaþ mahalleler kurarak fabrikalarýn çevresinde kümeleþen, geceleri mantar gibi yerden bitiveren yörelerde bir yandan ekmek ve öte yandan da konut savaþý veren insanlar yansýtýlmýþtýr Orhan Kemal in öykülerinde. Her ikisinin öykülerindeki temel benzerliðe karþýn, toplumsal görüþe karþýn böyle bir renk ve doku ayrýlýðý görülür ve bu da doðaldýr. Doðup yaþadýðý yere sýký sýkýya baðlý, orayý kutsal bir yermiþ gibi kabul eden ve sýla özlemine dayanamayan köylümüzün iþçiliðe geçiþinde, bütün dünyada olduðu gibi elbette bazý sýkýntýlar, dalgalanmalar ve fýrtýnalar olacaktý. Ýþte Orhan Kemal, yaþadýðý süre içinde bunlarý da yansýtmýþtýr. Önceleri öz yaþamýna dayanan öykülerinin ekseni, sonralarý gene de kendisi olmuþtur denilebilir ancak bu sonraki öykülerde onun kendi öz yaþamý eritilmiþtir. Muzaffer UYGUNER Orhan Kemal in Öykücülüðü Üzerine adlý eleþtiriden hareketle topluma yönelik eleþtiri yazýlarýnýn özelliklerini belirleyiniz. 8. ETKÝNLÝK SULTAN GELÝN Ankara Sanat Topluluðu, Cahit Atay ýn Sultan Gelin ini oynuyor. Bütün oyun yazarlarýmýz bir yana, Cahit Atay öbür yana. Cahit Atay, doðuþtan oyun yazarý; tiyatromuzu edebiyat ve þiir çizgisine en çok yaklaþtýrabilen o. Sultan Gelin kýsa bir köy oyunu. Anasýnca, babasýnca bir baþ hayvaný kadar deðer verilmeden bir mal gibi açýk artýrma ile satýlan, satýldýðý hastalýklý kocanýn düðün gecesi ölümü; sonra ölenin beþ yaþýndaki kardeþiyle evlendiriliþi; on yýl kocaya dadýlýk; bebek büyüyüp tam evlenecekken bir baþkasýna kaçýþý, üçüncü kez yeni doðmuþ en küçük kardeþe varýþ. Ýþte Anadolu kadýnýnýn sonsuz çilesi. Cahit Atay ýn ustalýðý, oyununun konusu önemli bir toplum sorunu olduðu hâlde, gazeteciliðe, fýkra yazarlýðýna veya toplum söylevciliðine özenmeden oyun yazarlýðýný bilmesi. Konusunu bir þair gibi duyup duyurmasý. Oyununu genelle açýp özelde sürdürmesi. Öyle ya filanca yerde bir uçak düþtü veya bir gemi battý da yüz kiþi öldü dendiðinde kýlýmýz kýpýrdamaz. Oysa bir tanýdýðýn ölümü ya da ben veya o romanýnýn kahramanýnýn baþýna bir þey gelse bu olayý bir uçak dolusu insanýn yoðunluðu ve gücüyle duymaz mýyýz? Ýþte Cahit Atay da böyle yazýyor. Önce köylü çevresini, anlayýþýný, huyunu, suyunu tanýttýktan sonra bu çevre içinde çileli kahramanýný seçiyor, onun beþ dakikacýk bile mutluluðu tadamayan alýn yazýsýný bir destan 123

134 gücüyle dile getirip bize duyuruyor. Oyunda yalnýz bu geliþme deðil fakat güldürü ve aðlatý ögelerinin dengeli bir biçimde bir araya getiriliþi de bir usta yazar iþi. A.S.T. nin bu yerli oyunu, sahnelerine baþarýyla çýkarmasýyla artýk ayaklarý bu topraklara deðer oldu. Bu köþenin en çok umut baðladýðý, bu umut yolunda da en çok hýrpaladýðý bu ciddi topluluðun bu olumlu adýmýný büyük bir sevinçle karþýladým. Asaf Çiyiltepe, oyunu saðlam bir düzen üzerine oturtmuþ, bu düzende Anadolu ve onun insanlarýnýn sesi en inandýrýcý bir biçimde duyuluyor. Bu baþarýda kýsa olan oyuna bir boy ve boyut katan Muammer Sun un müziðinin büyük payý var. Karma, eþliksiz koro için düzenlediði ve Ankara Radyo Korosunun büyük bir güçle söylediði bu parçalar, þimdiye dek bestecilerimizin Türk köylü müziðinden yararlanarak yazdýklarý müzikler içinde en oturmuþu, en iyi, en uyumlusu. Oyunun iniltisini, aðýtsý sesini veriyor. Ayrýca oyuna katýlan aslýndan, türkü ve oyun havalarý baþarýyla seçilmiþ, hele Ýðdeli Gelin in konusu, oyuna tam denk düþüyor. Yücel Tanyeri nin mavi ýþýktan bir gerelti önünde kurduðu iki köy evinin ikisi de güzel. Fakat temsilin en güçlü yönü Sultan Gelin i oynayan Elif Türkan Atamer, en azla, en çoðu veren tutumlu oynayýþý, iç yaþayýþýyla, erkeksi, boðuk sesiyle Sultan Gelin in bütün acýsýný veriyor. Zaten temsilde kadýn oyuncular daha baþarýlý. Ýþte Zelha da Serap Tayfur, Yenge Kadýn da Aysan Sümercan, Zeynep te Nermin Yücel, Hacer de Ülkü Ongan. Erkekler içinde erkek çocuk isteyen aða kimliðinde Ali Özoðuz ölçülü, anlayýþlý bir yorum çýkarýyor. Tümüyle övgüye deðer bir temsil Sultan Gelin. Metin AND Sultan Gelin adlý eleþtiriden hareketle eseri konu alan eleþtiri yazýlarýnýn özelliklerini belirleyiniz. 9. ETKÝNLÝK... Necati Cumalý nýn geçen gün bir kitabý geldi, bir þiir kitabý: Güzel Aydýnlýk kendisi göndermiþ sanmayýn, þiiri býrakmamýþ ama düþünmüyor eski ahbaplarý. Zarar yok, o beni düþünse de olur, düþünmese de, ben onun þiirlerini gene okurum. Necati Cumalý günümüzün önemli Türk þairlerinden biri midir? Bilemiyorum. Önemlidir desem omuz silkersiniz, adý çok geçmiyor ki kendini hemen beðendirmiyor ki... Ama önemsizdir, küçük bir þairdir de diyemiyorum. Adýnýn çok geçmemesine, kendini birdenbire beðendirememesine ne bakarsýnýz? Þairler vardýr, yazdýklarýnýn güzelliði, deðeri yýllarca sonra anlaþýlýr. Bu çaðda bir iki þair sivriliverir, yalnýz onlarýn þiirleri, onlar gibi yazanlarýn þiirleri okunur, hep o þiirler üzerinde durulur. Necati Cumalý nýn þiirleri ise günümüzün sivrilmiþ adlarý çok anýlan þairlerininkine benzemez, kendine vergi, yalnýz kendinin olan bir deyiþi var onun. Öyle parlak deðil ama okudukça sarar bizi, yavaþ yavaþ sarar. Bir kere okuyup geçersiniz pek bir þey anlamazsýnýz, çekivermez gözlerinizi, sizin de daha bir özenle ilgilenip durmanýzý ister. Güzel Aydýnlýk ý okuyorum þimdi, her þiiri bir daha, bir daha okuyorum, her okuyuþumda baþka bir þey buluyorum hepsinde. Biliyorum kimini beðenmeyeceðim, onuncu, yüzüncü okuyuþta da beðenmeyeceðim, ama kimi de var, çok güzel birer þiir olduklarýný daha þimdiden sezdiriyor. Nurullah ATAÇ Nurullah Ataç ýn eleþtirisinden hareketle okuyucuyu konu alan eleþtiri yazýlarýnýn özelliklerini belirleyiniz. 10. ETKÝNLÝK Yapmýþ olduðunuz çalýþmalardan hareketle eleþtirileri konularýna göre gruplandýrýnýz. Konularýna Göre Eleþtiriler

135 11. ETKÝNLÝK Okuduðunuz eleþtiri metinlerini yazarýn tavýr ve tutumundan hareketle nesnel ve öznel olmalarý bakýmýndan aþaðýdaki þemaya gruplandýrýnýz. Nesnel ve öznel eleþtirilerin özelliklerini þemaya yazarak bunlarýn farklýlýklarýný söyleyiniz. Eleþtirmenin Tavýr ve Tutumuna Göre Eleþtiriler Öznel Eleþtiri Nesnel Eleþtiri Özellikleri Özellikleri ETKÝNLÝK Sanatçýyý, eseri, dönemi ve okuyucuyu birlikte ele alan eleþtiri yazýlarýnýn olup olmadýðýný araþtýrýnýz. Araþtýrma sonuçlarýný arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 1. Eleþtirmenin bir sanat eserini eleþtirirken eserin yazýldýðý dönemin güzellik, gerçeklik, bütünlük, olgunluk ve sadelik gibi kriterlerini dikkate almamasýnýn sonuçlarýný deðerlendiriniz. 125

136 13. ETKÝNLÝK Sanatçý Eser Okur TOPLUM Yukarýdaki þemadan hareketle sanatçý, eser, okur ve toplum iliþkisini yorumlayýnýz. 14. ETKÝNLÝK TEK HECE Var mý beni içinizde tanýyan? Yaþanmadan çözülmeyen sýr benim. Kalmasa da þöhretimi duymayan, Kimliðimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanýmla ötüþtü. Bir gül için can evinden tutuþtu. Yüreðine Toroslar dan çýð düþtü. Yangýnýmý söndürmedi kar benim... Niceler sultandý, kraldý, þahtý. Benimle deðiþti talihi bahtý, Yerle bir eylerim tac ile tahtý, Akýl almaz hünerlerim var benim... Kâmil iken cahil ettim âlimi, Vahþi iken yahþi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim i, Her oyunu bozan gizli zor benim... Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadý çaremi. Aslý için kül eyledim Kerem i. Ýbrahim in atýldýðý kor benim... Sebep bazý Leyla, bazý Þirin di. Hatrým için yüce daðlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... Ýlahimle Mevlânâ yý döndürdüm. Yunus umla öfkeleri dindirdim. Günahýmla çok ocaklar söndürdüm. Mevla'daným, hayýr benim, þer benim... Kimsesizim hýsmým da yok, hasmým da. Görünmezim cismim de yok, resmim de. Dil üzmezim, tek hece var ismimde. Barýnaðým gönül denen yer benim... Benim için yaratýldý Muhammed. Benim için yaðdýrýldý o rahmet. Evliyanýn sözündeki muhabbet. Enbiyanýn yüzündeki nur benim... Cemal SAFÝ Cemal Safi nin Tek Hece adlý þiiri ile ilgili bir eleþtiri yazýnýz. Yazdýðýnýz eleþtiri hangi tür eleþtiriye örnek olabilir? 126

137 15. ETKÝNLÝK Toplumda gördüðünüz bir aksaklýðý, aþaðýdaki yöntemlerden birini kullanarak eleþtiriniz. Yaptýðýnýz çalýþmalarý sýnýfa sununuz. a. Bir paragraf yazýnýz. b. Bir karikatür çiziniz. c. Fotoðrafýný çekiniz. ç. Olayý canlandýrýnýz. d. Eleþtirel bir þiir yazýnýz. 16. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda eleþtiri türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Eseri açýklamak, aydýnlatmak ya da çözümlemek için sanatçýnýn yaþamýnýn, bu yaþamý besleyen olaylarýn, durumlarýn çýkýþ noktasý yapýldýðý eleþtiriye... denir. Eleþtiri yazýlarý, yazarýn eser karþýsýndaki tavýr ve tutumuna göre... ve... olmak üzere iki gruba ayrýlýr. Sanat, edebiyat ya da düþünce eserinin içeriðini, bu içeriðin iþleniþ ve geliþtiriliþ biçimini anlatan, deðerli ve deðersiz yönlerini, belgelere ve örneklere baðlayarak belirten edebî türe... denir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Eleþtirmen, bir esere ön yargýlarla deðil, nesnel bir tutumla yaklaþmalýdýr. ( D ) ( Y ) Eleþtiri yazýlarý da makale gibi giriþ, geliþme ve sonuç bölümlerinden oluþur. ( D ) ( Y ) Namýk Kemal ve Recaizade Mahmut Ekrem Cumhuriyet Dönemi eleþtiri yazarlarýdýr. ( D ) ( Y ) Eleþtiri yazarlarýna eskiden münekkit, bugün ise eleþtirmen, eleþtirici, veya tenkit yazarý denilmektedir. ( D ) ( Y ) 3. Eleþtirmen, bir edebiyat eserinin oluþumunu etkileyen tarihsel ve toplumsal koþullarý bulmaya, bunlar yardýmýyla eseri açýklamaya yönelir. Baþka bir deyiþle eserin yazýldýðý tarihsel ve toplumsal ortamýn koþullarýný ölçüt olarak kullanýr. Yukarýda sözü edilen eleþtiri türü aþaðýdakilerden hangisidir? A) Çaðdaþ eleþtiri B) Topluma dönük eleþtiri C) Okura dönük eleþtiri D) Sanatçýya dönük eleþtiri E) Esere dönük eleþtiri 127

138 4. Eleþtirmen, kendini eserin okuruyla özdeþleþtirir. Bir okur olarak eserin kendi üzerinde uyandýrdýðý etkiyi eleþtirinin çýkýþ noktasý yapar. Belli bir ilke ve kuralý ya da ölçüleri yoktur. Bu tür eleþtirinin tek ölçütü yazarýn kendi beðenisidir. Beðendim, beðenmedim, hoþuma gitti ya da gitmedi. türünden yargýlar eleþtiriye egemendir. Yukarýda sözü edilen eleþtiri türü aþaðýdakilerden hangisidir? A) Okura dönük eleþtiri B) Sanatçýya dönük eleþtiri C) Esere dönük eleþtiri D) Topluma dönük eleþtiri E) Tarihsel eleþtiri 5. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde anlam aktarmasýna uðramýþ bir kelime vardır? A) Uçak Yeþilköy'e bir saat geç inecekmiþ. B) Düdüklüdeki yemeði hafif ateþte piþirmeli. C) Þu sýralar Peyami Safa'yý okuyorum. D) Çok konuþaný az dinlemeli. E) Gözlerinden ameliyat olacak. 6. Elbette onunla birlikte gitmiþ olabilirler. Bu cümledeki anlatým bozukluðunun nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? A) Özne eksikliði B) Özne-yüklem uyuþmazlýðý C) Öznenin belirtilmemiþ olmasý D) Ayný anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanýlmasý E) Anlamca çeliþen sözcüklerin birlikte kullanýlmasý 1996-ÖSS 7. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) O yýllarda hepimiz tiyatro tutkunuyduk ve çalýþmaya susamýþtýk. B) Film, bir ailenin sýradan olaylar karþýsýndaki þaþýrtýcý tutumunu ustalýkla yansýtýyor. C) Festivalin bu bölümünde, müziðin farklý türlerinde adýný duyurmuþ sanatçýlar sahneye çýkacak. D) Sanatçýnýn bu karikatürleri, baþta Berlin ve Paris olmak üzere Avrupa nýn çeþitli kentlerinde sergilenecek. E) Bu kameralar, rahatça kullanýlabildiði ve taþýnmasýnýn kolay olmasý nedeniyle tercih ediliyor ÖSS 128

139 Öz Deðerlendirme Formu Eleþtiriyle ilgili daha önce bildiklerim Eleþtiriyle ilgili öðrendiklerim Eleþtiriyle ilgili tam öðrenemediklerim Eleþtiriyle ilgili öðrenmek istediklerim Eleþtiri türünde okuduðum kitaplar Eleþtiri türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Eleþtiriyle iliþkilendirdiðim diðer konular Eleþtiriyi arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Eleþtiriyle ilgili kullandýðým araç ve gereçler 129

140 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz.... yazýlan kimsenin yakýnlýk derecesine göre, yapmacýklýða kaçmadan sade, içten bir dille yazýlmalýdýr. Haber toplayan ve haber yazan kiþilere... denir. Edebiyatýmýzda yazýlan ilk makale... Eserin yapýsýný oluþturan ögelerin birbirleriyle baðlantýlarýnýn, bunlarýn iþlevlerinin ve eserin oluþumuna katkýlarýnýn ele alýndýðý eleþtirilere... denir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Özel mektuplarda günün tarihi ve mektubun yazýldýðý yerin adý kâðýdýn sað üst köþesine yazýlýr. ( D ) ( Y ) Özel mektuplar yazýlan kiþiye ilgi ve yakýnlýk derecesine göre bir hitap cümlesi ile baþlamaz. ( D ) ( Y ) Biyografi yazarken kaynak olarak -yaþýyorsa- ünlü kiþinin kendisine ulaþýlýr; eserleri, anýlarý incelenir. ( D ) ( Y ) "Çankaya" deneme türünde bir eserdir. ( D ) ( Y ) Makale yazarýnýn, yazýsýný okunabilir ve inandýrýcý kýlmak için düþüncelerini somut duruma getirmesine gerek yoktur. ( D ) ( Y ) Eleþtiri, ele alýnan ve deðerlendirilmesi yapýlan esere baðlý olmalý, eserin deðerini ya da deðersizliðini gösteren yargýlar eserden seçilecek örneklerle yapýlmalýdýr. ( D ) ( Y ) 3. Ahmet Hamdi Tanpýnar, Yahya Kemal'e hayrandýr. Ancak bu hayranlýk onun nesnel yargýlarda bulunmasýný engellemez. Tanpýnar'a göre Yahya Kemal'in þiiri, zamanýný ve yerini tam olarak bulmuþ bir þiirdir. Yine Yahya Kemal, þiirimizde öteden beri var olan krizi sona erdirmiþtir. Ne aruz tarafýnda ne de hece tarafýnda þiir tamamlanmýþtýr. Ona kadar eksik olan þey þiir diliydi. Þair, bunu Avrupa'da öðrenmiþ ve Türk þiirine uygulamýþtýr. Yukarýdaki parça hangi edebî türden alýnmýþtýr? A) Sohbet B) Makale C) Eleþtiri D) Fýkra E) Deneme 4. Baþkalarý insanoðlunu yetiþtiredursun ben onu anlatýyorum ve kendimde, pek fena yetiþmiþ bir örneðini gösteriyorum. Bu örneðe yeniden biçim vermek elimde olsaydý onu elbet olduðundan çok baþka türlü yapardým. Bir defa yapýlmýþ artýk. Þunu söyleyeyim ki kendimi anlatýrken söylediklerim deðiþik ve deðiþken olmamakla beraber hiç gerçeðe aykýrý deðil. Yukarýdaki parça aþaðýdaki edebî türlerden hangisine örnek olabilir? A) Fýkra B) Deneme C) Eleþtiri D) Aný E) Günlük 130

141 5. Aþaðýdakilerden hangisi fýkranýn özelliklerinden deðildir? A) Yalýn, içten ve okuru etkileyen bir dilin kullanýlmasý B) Yazarýn ele aldýðý konuyu kendi görüþleri doðrultusunda iþlemesi C) Güncel konularýn ele alýnmasý ve iþlenmesi D) Fýkranýn, doða, toplum, politika, enflasyon, eðitim gibi geniþ bir konu alanýnýn olmasý E) Fýkrada öne sürülen sav ya da düþüncenin çeþitli þekillerde kanýtlanmasý 6. Genel anlamda tarým, topraðý ve tohumu kullanarak bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi ve bunlarýn çeþitli aþamalarda deðerlendirilmesidir. Üretim kaynaklarý, toprak, emek ve sermaye gibi fiziki girdiler ile üretkenlik artýþý saðlayan teknolojiden oluþur. Tarýmsal üretimin nicelik ve nitelik yönünden arttýrýlmasýnda su, gübre, ilaç, tohumluk vb. girdilerin üretken biçimde kullanýlmasýnýn payý büyüktür. Oysa çiftçimizin gübre, traktör vb. temel tarým girdilerini vaktinde ve uygun bir fiyatla saðlamasý 1976 baharýnda önemli bir darboðaza girmiþtir. Yukarýdaki parça aþaðýdaki edebî türlerden hangisine örnek olabilir? A) Makale B) Deneme C) Fýkra D) Eleþtiri E) Sohbet 7. Bu tür, gazeteciliðin, ana kollarýndan birisidir. Hele sinemadan, televizyondan, radyodan sonra da önemi gittikçe arttý. Þu andaki Batý gazeteciliði, bu türle farklý bir gazeteciliðe dönüþtü. Haber bir soyutlama, geniþ bir çerçeve iþidir. Haber bir yaþam deðildir, belki de yaþamýn geniþ bir gölgesidir. Gazetecilikte haber, radyodan, televizyondan da önce okuyucuyu doyurmuyordu. Ancak bu tür çýkýnca okuyucu yaþamla, yaþamýn, olaylarýn özüyle karþý karþýya gelebildi. Haber, gerçeðin kaba yansýmasý; bu tür ise yaþamýn özüne, gerçeðin özüne doðru bir iniþtir. Yukarýdaki parçada yazarýn sözünü ettiði edebî tür aþaðýdakilerden hangisidir? A) Aný B) Röportaj C) Sohbet D) Eleþtiri E) Fýkra 8. Bazý zamanlar insanýn içini dökmeden edemediði anlar olur. Bir dost, bu anlarda eriþilmez bir deðer kazanýr. Ama her þeyi dostla paylaþamayýz ki Onun için, hele bir insan yazarsa içinin gizli kývrýmlarýný görmesini biliyorsa masanýn baþýna geçip kalemi eline almadan edemez. Ýþte bu tür, yazarýn kendi kendisiyle alçak sesle konuþmasýndan doðmuþtur. Yukarýdaki parçada yazarýn sözünü ettiði edebî tür aþaðýdakilerden hangisidir? A) Aný B) Deneme C) Fýkra D) Günlük E) Sohbet 9. Yaþanmakta olaný deðil, yaþanmýþý anlatýrlar. Ýster istemez belleklerinde, akýllarýnda kalaný yansýtýrlar. Bunun için de bir tür geçmiþin tanýðý olurlar. Geçmiþe uzanmasý, yaþanmýþ olaný yansýtmasý, zaman zaman tarihçilerle ayný sofraya oturtur, daha doðrusu tarihle yollarý kesiþir. Yukarýdaki parçada sözü edilen edebî tür aþaðýdakilerden hangisidir? A) Röportaj B) Haber yazýsý C) Aný D) Biyografi E) Günlük 10. Aþaðýdaki eserlerden hangisi tür yönüyle diðerlerinden farklýdýr? A) Avrupa da Bir Cevelan B) Denizaþýrý C) Anadolu Notlarý D) Hac Yolunda E) Çankaya 131

142 11. Yakup Kadri, Manisa'da geçirdiði bu çocukluk yýllarýnda bir yandan annesinin okuduklarýyla, bir yandan kendi okuduklarýyla fikren beslendiðini, evde arkadaþlarýyla oynamak üzere çok basit, çocukça piyesler kaleme aldýðýný, hiçbir zaman neþretmediði þiirler yazdýðýný hikâye eder. Bütün bunlar yazarýn his ve fikir terbiyesinde aile muhitinin nasýl bir rol oynadýðýný gösteriyorsa da edebiyatý meslek olarak seçmesinin asýl sebebidir denilemez. Edebiyatýn hakiki bir ihtiras hâline gelmesi için Ýzmir Ýdadisinde geçireceði üç yýlý beklemek lazýmdýr. Yukarýdaki parça aþaðýdaki edebî türlerin hangisinden alýnmýþ olabilir? A) Eleþtiri B) Aný C) Otobiyografi D) Sohbet E) Biyografi 12. Yazar, ilginç þeyleri araþtýracak, ayrýntýlarýyla görmesini bilecek, gördüklerini ilgi çekici bir dille anlatacaktýr. Gerektikçe izlenimlerini, yorumlarýný da katar gördüklerine. Okuyucuda görme özlemini karþýlarken bir yandan da eðlenceli bir anlatýlma, daha doðrusu asýk suratlý olmayan, bilimsel bir görünüþe bürünmeyen bir anlatýmla kimi gerçekleri de anlatýr. A) Röportaj B) Fýkra C) Gezi yazýsý D) Deneme E) Makale 13. Sanatçýya dönük eleþtiride biyografik diyebileceðimiz bir eleþtiri yöntemi büyük yer tutar. Fakat biyografik eleþtirinin de çeþitleri vardýr. Bunlardan biri bir yazarýn ya da þairin hayatýný yazmaktýr. Ne var ki bundan gaye ne sanatý ne de sanat eserini aydýnlatmak deðil sadece ilginç görünen bir adamýn hayatýný incelemektir. Bu tarz biyografi yalnýz sanatçýlar için yazýlmaz, büyük bir kumandan, bir devlet adamý, bir bilim adamý gibi herhangi bir alanda ilgi çeken birisi hakkýnda da yazýlabilir. Yukarýdaki parçada dil hangi iþlevinde kullanýlmýþtýr? A) Göndergesel iþlevi B) Alýcýyý harekete geçirme iþlevi C) Kanalý kontrol iþlevi D) Heyecana baðlý iþlevi E) Dil ötesi iþlevi 14. I. Anlatým yalýn ve yoðundur, nesnel bir nitelik taþýr. II. Yazar öne sürdüðü düþünceleri ispatlamak zorunda deðildir. III. Dil tabiidir, günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir. IV. Yazar, soru-cevaplý cümlelerle konuþuyormuþ hissi verir. Yukarýdaki cümlelerle aþaðýdaki edebî türlerden hangisinin özelliði verilmemiþtir? A) Sohbet B) Aný C) Makale D) Fýkra E) Deneme 15. Aþaðýdaki yazarlardan hangisinin fýkra türünde yazýlarý yoktur? A) Ahmet Rasim B) Falih Rýfký Atay C) Ahmet Haþim D) Hüseyin Cahit Yalçýn E) Ahmet Hamdi Tanpýnar 16. I. Kýrk Yýl II. Saray ve Ötesi III. Çankaya IV. Magosa Mektuplarý V. Þehir Mektuplarý Yukarýdaki numaralandýrýlmýþ eserlerin türü aþaðýdakilerden hangisidir? A) Gezi B) Aný C) Fýkra D) Sohbet E) Deneme 132

143 17. Kýrk bir kiþi koþarak kapýya geldi. Ýþte artýk sarayýn içinde idiler. Kür Þad'la Bögü Alp sarayýn içini, Çin kaðanýnýn ve Urku nun dairelerini biliyorlardý. Beþ altý basamak merdiven çýktýktan sonra çok büyük bir odaya gelmiþlerdi. Ýþte soldaki büyük kapý kaðanýn dairesine giden kapýydý. Fakat ihtilalciler merdivenleri çýkarken Çince birkaç haykýrýþ iþitilmiþ, sonra tokmaklarýn tunç levhalara vurulmasýndan doðan sesler bütün sarayý çýn çýn öttürmüþtü. Bu tunç sesleri tehlikeyi bildiren, yardým isteyen seslerdi. Yamtar artýk kendisine aðýr gelmeye baþlayan iri taþý var gücü ile kaðanýn kapýsýna indirmiþ, bunu Yumru'nunki takip etmiþti. Paragrafýn anlatýmýnda aþaðýdaki anlatým türlerinin hangilerinden faydalanýlmýþtýr? A) Öyküleme-Açýklama B) Betimleme-Açýklama C) Açýklama-Tartýþma D) Öyküleme-Betimleme E) Betimleme-Tartýþma 18. Ateþçi o gayyada tutuþurken bütün gün, Aldýðý para ile doymuyor karný bile!.. Mezardan yeni çýkmýþ bir iskelet hâlinde, Ateþe hýz veriyor terini sile sile Yukarýdaki dörtlükte aþaðýdaki ses olaylarýndan hangisinin örneði yoktur? A) Sert sessiz benzeþmesi B) Sert sessiz yumuþamasý C) Sessiz türemesi D) Ünlü düþmesi E) Ünlü darlaþmasý 19. Kalbinden kalbime akan bir sesti Akþam gölgesinde çaðlayan o su; Sesini en tatlý yerinden kesti Bizi sonsuzluða baðlayan o su Yukarýdaki altý çizili kelimelerde görülen ses olaylarý aþaðýdakilerin hangisinde vardýr? A) O su, bir sýr gibi mýrýldanýrdý. Göðsünde bir sarý ay yýkanýrdý. B) Geceleri dinleyen; boþlukta hasret aðlar; Kaybetmiþiz hepimiz ruha vatan diyarý C) Þimdi ne akþam var, ne ses, ne dere; Yolumuz ayrýldý baþka ellere D) Benzetti bizi bir kýrýk mermere Ruha zehir gibi damlayan o su E) Gösterme sararan alnýný bana; Anlamam hicranlý, öz bakýþýný 20. Gezi yazýlarý konu ve anlatým özellikleri bakýmýndan aþaðýdakilerden hangisine benzer? A) Makale B) Röportaj C) Fýkra D) Eleþtiri E) Tiyatro 21. Aþaðýdaki eserlerden hangisi tür yönüyle farklýdýr? A) Bizim Akdeniz B) Anadolu Notlarý C) Tuna'dan Batýya D) Tuna Kýyýlarý E) Çankaya 133

144 22. Aþaðýdakilerden hangisi gazete dendiðinde akla gelen ilk türdür? A) Sohbet B) Makale C) Mektup D) Fýkra E) Deneme 23. I. Dili doðru ve güzel kullanmasý II. Kendi doðrularý dýþýnda doðrularý kabul etmemesi III. Düþünce ufku açýk, kültür alanýna özgü bilgi birikiminin olmasý IV. Kiþisel duyarlýlýk ve dikkat yerine toplumsal duyarlýlýk ve dikkatinin olmasý Yukarýdaki numaralý cümlelerden hangilerinde deneme yazarýnýn özellikleri verilmiþtir? A) I - III B) II - III C) II - IV D) I - IV E) III - IV 24. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük, türetilirken bir ünlü kaybýna uðramýþtýr? A) Bu çiçeðin yapraklarý çok çabuk sararmýþ. B) Geçen yýl dikilen bu elbise iyice daralmýþ. C) Uykusuzluktan gözlerinin altý morarmýþ. D) Kilo alýnca iyice pembeleþmiþ. E) Saçlarý son aylarda çok beyazlamýþ. 25. Örttü üstüne yýldýzlý yorganýný gece Bir baþýndan baþýna göðün Bu dizelerde aþaðýdakilerden hangisi yoktur? A) Ses düþmesi B) Ünsüz yumuþamasý C) Kaynaþtýrma harfi D) Ýyelik eki almýþ bir sözcük E) Ünsüz benzeþmesi 1993-ÖSS 1988-ÖSS 26. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde sürekli sert ünsüzlerin yumuþamasýna bir örnek vardýr? A) Gelecek ay yayýmlanacak dergimizin kapaðý, öðrencilerimiz tarafýndan hazýrlanacak. B) Bu araþtýrma sonuçlarý, öðrencilerin görüþlerini yansýtmaktadýr. C) Siyasal reklamcýlýk Türkiye nin siyasal kültürüne yeni bir boyut getirmiþtir. D) Son yýllarda demokrasi, bir siyasal sistem olarak yeni anlamlar kazanmýþtýr. E) Anketteki ilk soru, seçmenlerin cinsiyetiyle ilgilidir ÖSS 27. Genç saçlarýna ak düþmemiþ, þiirimize, hikâyeciliðimize taptaze bir hava getiren isimlerdi bu saydýklarým. Bu cümlede hangi sözcükten sonra virgül (,) konursa anlam karýþýklýðý giderilmiþ olur? A) genç B) saçlarýna C) bu D) getiren E) hikâyeciliðimize 1982-ÖSS 134

145 28. Aþaðýdaki dizlerin hangisinde ulama ya bir örnek vardýr? A) Sabahtan uðradým ben bir fidana, B) Çýkýp þu daðlara yaslanmalýdýr. C) Gönlümüz baðlandý zülfün teline. D) Al benim derdimi götür yâre ver. E) Telgrafýn tellerine kuþlar mý konar? 1989-ÖSS 29. Gökbilim ve coðrafya ile ilgili konularýn anlatýmýnda, dünya ile öteki gezegen adlarý, güneþ ve ay sözcükleri büyük harfle yazýlýr. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamýþtýr? A) Ay, Dünya nýn çevresini yirmi dört saatte dolaþýr. B) Sabahleyin dünyayý dolaþtým ama istediðimi bulamadým. C) Camlardan içeriye Güneþ girdi. D) Her zaman dünya bir yana, çocuðum bir yana derdi. E) Yapýlan deney, Güneþ tutulmasý ile ilgiliydi ÖSS 30. Bu konuyu baþka bir açýdan alalým (I) Örneðin (II) son on beþ yirmi yýlýn bazý sorunlarýný hatýrlayalým (III) Ýlköðretim seferberliði, çok partili hayata giriþ, tarýmýn makineleþmesi gibi. Parçada numaralandýrýlmýþ olan yerlere, sýrasýyla, getirilebilecek en uygun noktalama iþaretleri aþaðýdakilerden hangileridir? A) (.) (:) (;) B) (.) (,) (:) C) (:) (,) (.) D) (.) (:) (.) E) (;) (,) (:) 1982-ÖSS 31. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde, bitiþik yazýlmasý gereken de ayrý yazýlmýþtýr? A) Size bu mektupla birlikte bir öykü de gönderiyorum. B) Eksik olmasýn; beni de düþünüp bir tane göndermiþ. C) Uzun cümlelerin de bir tadý, bir güzelliði vardýr. D) Su, hava, ýþýk, bitki, bir de insanlarýnýn yumuþak huyu... E) Sýkýntýlý günlerim de arkadaþlarýma giderim ÖSS 32. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanýmý ile ilgili bir yazým (imla) yanlýþý vardýr? A) Karayel kuzeybatýdan eser. B) Doðu Anadolu'da kara iklimi etkilidir. C) Türkiye'nin Güneyi genellikle yaðýþlýdýr. D) Amerika'nýn kuzey komþusu Kanada'dýr. E) Arjantin bir Güney Amerika ülkesidir ÖSS 135

146 33. Ek olan -ki kendinden önceki kelimeye bitiþik yazýlýr ve ünlü uyumlarýna uymaz. Baðlaç olan ki ayrý bir kelimedir. Kendinden önce ve sonra gelen cümleleri baðlar ve ayrý yazýlýr. Bu kurala göre aþaðýdaki cümlelerden hangisinde ki nin yazýmý (imlasý) yanlýþtýr? A) Türk tiyatrosundaki bu duraklamanýn nedenleri üzerinde durmak gerek. B) Öyle sanýyorum ki zevk kadar kiþiden kiþiye deðiþen bir kavram yoktur. C) Yazýda o kadar çok terim kullanýlmýþ ki sýk sýk sözlüðe bakmak gerekiyor. D) Kitabýn baþýndaki þiirlerden onun dünyaya bakýþ açýsý hemen anlaþýlýr. E) Görülüyorki o, yazýlarýnda yeni düþünceler sunan bir kiþi deðildir ÖSS 34. Tabak tabak yemek yedi; ama gene de doymadý. Yukarýdaki cümleye, altý çizili sözün kattýðý anlam aþaðýdakilerden hangisinde vardýr? A) Çocuklar, onar onar saymayý öðrendiler. B) Bahçede tatlý tatlý sohbet ediyorlar. C) Koþa koþa istasyona geldik. D) Kýrlara gidip kucak kucak çiçek topladýk. E) O yöreyi adým adým dolaþtýk. 35. I. Bu roman bizi Ortaçað Avrupasý'na götürüyor. II. Kardeþini bu akþam tiyatroya götürecekmiþ. III. Dinlediðim müzik beni yýllar öncesine götürdü. IV. Ellerini aðrýyan baþýna götürdü ÖSS Götürmek sözcüðünün ayný anlamda kullanýldýðý iki cümle, aþaðýdakilerden hangisinde bir arada verilmiþtir? A) I - II B) I - III C) I - IV D) II - III E) III - IV ÖSS 36. Geç kaldýk, arabalýya yetiþemeyeceðiz. cümlesindeki arabalý sözcüðü, araba vapuru anlamýnda kullanýlmýþtýr. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde buna benzer bir kullaným yoktur? A) Bundan sonra dergimiz, birinci hamura basýlacak. B) Ön kapý açýlmýyor, arkadan ineceksiniz. C) Bu arabayý iki yýl önce iki milyona almýþtýk. D) Bu tablo, onun yaptýðý son yaðlý boyadýr. E) Otobüs saat 12.30'da hareket edecek ÖSS 136

147 37. I. Onun böyle davranmasýna önce bir anlam veremedim. II. Bir zamanlar ben de seyahati severdim. III. Bu iþe yýllarca emek vermiþ bir insandý. IV. Çoktandýr böyle güzel bir film izlememiþtim. V. Eskiden burada yemyeþil bir orman vardý. Bu cümlelerin hangilerindeki altý çizili sözler birbirine yakýn anlamdadýr? A) I ve IV B) II ve III C) II ve V D) III ve IV E) III ve V 1989-ÖSS 38. Kitap okurken önemli gördüðü noktalarý unutmadan, sýcaðý sýcaðýna not ediyordu. Altý çizili sözün bu cümleye kattýðý anlam aþaðýdakilerin hangisinde vardýr? A) Elini çabuk tutmalýsýn. B) Daha hýzlý yürümelisin. C) Olanlarý ona hemen anlatmalýsýn. D) Söylenenleri dikkatle dinlemelisin. E) Bu konu üzerinde önemle durmalýsýn. 39. Sen güle güle git,...; ben ona çok iyi bakarým ÖSS Bu sözlerin, anlamca en uygun biçimde tamamlanabilmesi için, boþ býrakýlan yere aþaðýdakilerden hangisi getirilmelidir? A) bir dediðini iki etme B) baþýný boþ býrakma C) ne hâli varsa görsün D) gözün arkada kalmasýn E) baþýnýn çaresine baksýn 40. Kendimi bildim bileli onlar bu evde oturur. Altý çizili sözün bu cümleye kattýðý anlam aþaðýdakilerden hangisinde vardýr? 1990-ÖSS A) O, alýþkanlýklarýna baðlý bir kimsedir. B) Çocukluðumda bu tür oyunlarý hiç oynamadým. C) Onun bize gerçeði söylediðine inanýyorum. D) Sizinle ilk karþýlaþtýðým günü hiç unutamýyorum. E) Bu köy öteden beri balýkçýlýkla geçinir. 41. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) Toplantýya katýlýrsak biz de düþüncelerimizi açýklayacaðýz. B) Sorunu çözebilmek için sizden de bilgi isteyeceðiz. C) Bu konuyla ilgili açýklamayý yarýn yapacaðýz. D) Oraya zamanýnda varabilmek için erkenden yola çýkacaðýz. E) Bu haberin ne kadar doðru olup olmadýðýný öðreneceðiz ÖSS 1995-ÖSS 137

148 42. (I) Bu dönem tiyatro yazarlarý, okunsun diye deðil, sahnede oynansýn diye oyun yazarlardý. (II) Tiyatro oyunlarý, deðerli edebiyat örnekleri sayýlmadýðý için bunlar genellikle yayýmlanmazdý. (III) Bugün çoðunluk için film senaryolarý neyse, o sýralarda yazýlan tiyatro oyunlarý da oydu. (IV) Ýþte bu yüzden o çaðda üretilen tiyatro oyunlarýnýn çoðu yok olup gitti. (V) O dönemde yazýlanlardan elimizde sadece bu oyunlar kaldý. Yukarýda numaralanmýþ cümlelerin hangilerinde, altý çizili sözcüðün atýlmasý cümlede anlam deðiþmesine yol açar? A) I - li B) I - III C) II - III D) III - IV E) IV - V 1995-ÖSS 43. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) Þiirlerinde bol bol abartýlmýþ sözcükler seçmesi yüzünden hitabet havasý taþýmaktadýr. B) Günümüzde dergiler ve gazeteler, deneme türünün geliþip yaygýnlaþmasýna uygun bir ortam hazýrlamaktadýr. C) Osmanlý Ýmparatorluðu nda Lale Devrinde çeviri çalýþmalarý yapýldýðý biliniyor. D) Bence edebiyat eleþtirisinin edebiyat incelemesiyle bir arada, iç içe düþünülmesi gerekir. E) Sanatýn baþlýca amacýnýn güzellik olduðunu savunan yazarýn, bu konuda söylediklerine bir göz atalým ÖSS 44. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) Bu iþi onun baþaracaðýný sanýyorum. B) Yapýlanlarý doðru bulmadýðýma inanýyorum. C) Alýnan kararlarý sana da bildiriyorum. D) Yaptýklarýnýn yeterli olmadýðýný anlatmaya çalýþýyorum. E) Kamuoyunun bu konuda aydýnlatýlmasý gerektiðini düþünüyorum ÖSS 45. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde anlatým bozukluðu, cümlenin uygun bir yerine ona sözcüðü eklenerek giderilebilir? A) Elbiseler dolaplara özenle yerleþtirilir, güve yemesin diye elbise aralarýna naftalin konurdu. B) Çocuk bir yandan yaralý kuþa korkuyla bakýyor, bir yandan da onu sevmek istiyordu. C) Annesi çocuðunun aç olmadýðýný biliyor ama yine de pastadan yemesini istiyordu. D) Ali, arkadaþý Mustafa'yý hem çok seviyor, hem de kimi davranýþlarýndan dolayý kýzýyordu. E) Otobüsler buraya gelince duruyor, bekleyen yolcular bindikten sonra yeniden yola koyuluyordu. 46. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde aþaðý yukarý sözü gereksizdir? A) Bu iþ yerinde aþaðý yukarý üç dört yýldan beri çalýþýyorum. B) Aþaðý yukarý beþ yýl önce yine böyle þiddetli bir kýþ yaþamýþtýk. C) Buralarda ekinler, aþaðý yukarý biçilecek duruma geldi. D) Þubat ayý sonunda bu aðaçlarýn aþaðý yukarý hepsi çiçek açar. E) O gün sýnýfýn aþaðý yukarý yarýsý tören alanýnda toplanmýþtý ÖSS 1996-ÖSS 138

149 139

150 140

151 1. Bir eþyanýn kullaným aþamasýna gelinceye kadar geçirdiði evreleri merak eder misiniz? Niçin? 2. Röportaj, derin haber kavramlarýnýn anlamlarýný bulunuz. 1. ETKÝNLÝK Bir bölgeyi, belli bir yeri, bir kurumu veya bir insaný konu alan röportajlar bulunuz ve bunlarý okuyunuz. Okuduðunuz röportajlar hakkýndaki düþüncelerinizi arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 2. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda röportaj türünün tarihsel geliþimini, önemli temsilcilerini ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (11. etkinliðe yöneliktir.). ARDANUÇ Erzurum-Ardanuç yolu, yamaçlardan dikkatlice ilerleyen, virajlar yüzünden hýzýný arttýramayan bir minibüs irisiyle bile insana, olduðundan çok daha kýsa geliyor. Ýyi ki klima kapalý. Tavandaki havalandýrma kapaðýndan çiçek kokulu ýlýk dað havasý biraz hoyrat bedenime çarpýyor. Yolcu sayýsý az. Bir sað cama, bir sol cama geçiyorum. Ýki cephede de bitmek bilmez sarp daðlar, yükseltilerini görmeme izin vermeyerek Haddini bil. der gibi dikiliyorlar. Kimi yerde katmer katmer diziliyor, kimi yerde büklüm büklüm buruluyor, bazen iþlemeye hazýr devasa bir testere gibi sýralanýyor bazen az ileride kucaklayýverecek bir kol gibi boylu boyunca tekdüze uzanýyorlar. Minik bir fiskeyle yuvarlanýverecekmiþ gibi görünen kocaman kayalar, nasýl 141

152 olup da üstümüze yýðýlývermeden yamaç boyu serildiðine akýl sýr erdiremediðim kumlaþmýþ toprak örtüsü, önlerinden tozu dumana katarak kaçmamýza raðmen Þaka yaptým. dercesine kýpýrtýsýz ardýmýzdan bakýyor. Her dönemeçte yeni bir resim, alýþýp gevþemek olanaksýz. Çoruh Nehri ni bir saðýmýza bir solumuza alýyoruz. Benim bildiðimi o da mý biliyor diye acý bir merak sarýyor içimi. Çoruh yakýnda baraj göllerinde tutsak kalacak! Berta Köprüsü nde inmeliyim. Tamam. diyor þoför. Buralarda herkes þu veya bu ölçüde yöresinin tarihini, hiç deðilse söylencelerini biliyor. Ne demek Berta, nece? diye soruyorum. Önde oturanlardan biri Bir Osmanlý köprüsüymüþ, galiba 1850 den sonra yapýlmýþ ama adý kimine göre Ermenice, kimine göre Gürcücedir. diye bildiriyor. Köprünün, Artvin in Ortaköy ilçesindeki iki ayrý Ýncil in yazýldýðý önemli bir Gürcü manastýrýyla adaþ olduðunu sonradan öðreniyorum. Artvin e baðlý Ardanuç un dað yollarý dýþýnda tek giriþi Berta Köprüsü nden geçiyor. Koca Çoruh Vadisi yle birlikte bu köprü de 90 metre Deriner Barajý sularýnýn altýnda kalacak. Ardanuç yoluna girdikten sonra ancak dikkatli bir göz sað açýklýktaki Ferhatlý Kalesi ni seçebilir. Kaya çýkýntýlarý burçlara paralel, bej renkli kireçtaþlarýyla ve sararmýþ otlarla öyle uyarlanmýþ ki sanki üzerine kurulduðu kaya tepenin bir parçasý. Yöre halký bu gizemli kaleye Ferhat ile Þirin söylencesini yakýþtýrmýþ. Gözcü veya ilk savunma noktasý olduðunu düþündüren kale, Ýberya (Gürcistan) Kralý Vahtang tarafýndan yaptýrýldý. Bugün define avcýlarý veya arkeolojik eser kaçakçýlarý tarafýndan harap edilmiþ hâlde el uzatanýný bekliyor. Çok geçmeden kocaman görüntüsüyle üstümüze doðru eðilen 200 metrelik dik duvarlarýyla ürkünç bir kanyona giriyoruz. Kireçtaþlarýnýn erimesiyle oluþan bu olaðanüstü doða armaðaný yaklaþýk beþ kilometre sürüyor. Burasý Cehennem (Ardanuç) Deresi Kanyonu. Üzerimdeki huþu henüz daðýlmadan karþýmda kesilmiþ dev bir aðaç gövdesinin düzlemine kurulmuþ gibi duran bir kara adasý görünümüyle görkemli Gevhernik Kalesi beliriyor. Gürcü Bagratlý Hanedanlýðý tarafýndan yaptýrýlan bu kale, bugün Adakale denilen eski Ardanuç un yerleþtiði yamacýn tam tepesinde. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanoðullarýnýn eline geçmiþ. Ardanuç u (eski adýyla Artanuçi) fethederek 1551 de ilk Ardanuç sancaðýný (vilayet) kuran Erzurum Beylerbeyi Çerkez Ýskender Paþa dýr ve bundan sonra 93 Harbi diye anýlan Osmanlý-Rus Savaþý na dek Osmanlý nýn egemenliðinde kalacaktýr. Adakale Mahallesi ndeki cami, Ýskender Paþa nýn adýný taþýmaktadýr. Kim bilir eskiden nasýl çýkýlýrdý bu kaleye! Þimdi anca çýkanýn inene yol vermek zorunda kalacaðý geniþlikte ve dik bir demir merdiven var. Çýkýlýrsa bir iç kale veya kilise ile onu çevreleyen surlardan oluþtuðu gözlenebilir. Bu mimari, yörede yalnýzca Gevhernik Kalesi nde var. Bu topraklardan, Hurilerden Urartulara, Ýskitlerden Arsaklýlara, Gürcülerden Emevilere, Moðollardan Romalýlara sayýsýz kavim, hanedanlýk, krallýk gelip geçmiþ. Ardanuç kerelerce baþkent olmuþ. Bütün Kafkasya gibi, Ardanuç da bir kaleler diyarý. Doðuda Klarcet Kalesi (Bereket köyü), güneyde Tanzot Kalesi (Aydýn köyü), kuzeybatýda Petoban Kalesi (Aþaðý Irmaklar köyü), onun ilerisinde Kutlu Köyü Kalesi ve baþka pek çok kale, 142

153 bölgenin nasýl akýnlarla, fetihlerle dolu bir tarihi yüklendiðinin belgeleri. Yalnýzca yapýlar deðildir onlardan bize kalan. Dað, yayla adlarý, dere, nehir, köy, köprü, bitki, hayvan adlarý ve halklarýn birbirlerine aktardýðý yüzlerce sözcük üstüne titrememiz gereken insanlýk mirasýdýr. Ardeþen, Arhavi, Artvin, Ardanuç, Ardahan adlarýndaki ar böyle bir mirasýn henüz sýrrý çözülmemiþ ilginç bir örneðidir. Tüm köy adlarý bir þekilde deðiþtirilmiþ. Oysa elle tutulur kalýntýlardan çok, bu zengin tarihi hissetmemize, anlamamýza yardým edecek olan, belki asýl bunlardýr. Böyleyken yerli veya yersiz belli kaygýlarla bu kutsal mirasa aymaz kalýyoruz. Bilbilan Yaylasý Yaylalar yüksektir. Serindir. Havasý temiz ve kokuludur. Yükselmeyle birlikte azalan oksijeni daha çok yakalayabilmek için kalp atýþlarý artar, solunum sýklaþýr ve derinleþir. Birkaç günde alyuvar sayýsý katlanýr, kýlcal damar sayýsý artar. Canlanan kan dolaþýmýyla birlikte deri kendine gelir. Kaslar toplanýr, bedeni daðýn þart koþtuðu çevikliðe hazýrlar. Eskiden olduðu gibi þimdi de hasta, zayýf kiþiler saðlýk kazansýn diye özellikle yaylaya çýkarýlýr. Güneþ, yükseldikçe gölgede karartacak kadar etkisini arttýrýr. Su ve idrar gereksinmesi artar ve yayla, hiç eksik olmayan bol mineralli, duru kaynak sularýyla yanýnýzdadýr. Bilbilan Yaylasý nýn Sugözü bunlardan biridir; karpuz çatlatan soðuklukta, kendine özgü tatta su sunan bir pýnardýr. Þirin Ardanuç ilçe merkezinde, her yabancýya gösterilen itibar ve konukseverlikle aðýrlandýk. Hayvancýlýðýn yerini tarýmýn almasý, ticaret ve sanayinin geliþmesi sonucunda Adakale yamacýndan giderek daha fazla düzlüðe taþýnmýþ yeni Ardanuç ta bir gece geçirip sabah, Bilbilan Yaylasý na ve oradan Kutul Yaylasý na geçeceðiz. Hava sýcaklýðýnýn geceleri ani düþmesinden korunmak için yanýmýza uygun giysiler alýyoruz. Dehidrasyona uðramamak için bolca su içip gölgede yanmaktan korunmak için kremlendikten sonra 30 kilometre içinde 600 metreden 2 bin 500 metreye yükseliveren sert bir çýkýþa hazýrýz. Bilbilan a birleþen iki yol var. Biri Rus yolu, öbürü Türkiye nin en yüksek karayolu geçidi olan (2 bin 600 metre) yeni Ardanuç-Ardahan yolu. Yýlan hikâyesine dönen bu yolun öyküsü 1954 te baþlatýlan YSE (Yol Su Elektrik) nin çalýþmalarýna uzanýyor. Otuz beþ kilometrelik yolun yapýmý otuz dört yýldýr sürüyor. Bu þantiyelerde iþe baþlayýp emekli olan iþçiler varmýþ. Bulanýk köyü yolumuzun üzerinde, sonra Güleþ, daha sonra Geçitli köyü. Öbürleri gibi Bulanýk da tomruk evlerden oluþmuþ, yeþillikler içinde bir köy. On dokuzuncu yüzyýlda Gürcü Bagratlý kültürünün özgün bir örneði olduðuna inanýlan Yeni Rabat Kilisesi burada. Ýç mimarisinin tahrip olmasýna, duvarlarýnda yer yer büyükçe yýkýklar bulunmasýna raðmen yaný baþýndaki ihtiyar ceviz aðacýyla birlikte engin daðlarý seyrediyor. Kutul a, Rus yolundan gidiyoruz. Ardanuç u Ardahan a baðlayan tek yol bu. Osmanlý-Rus Savaþýndan galip çýkarak 40 yýl boyunca yöreyi iþgal eden Ruslar tarafýndan yapýlmýþ. Hâlâ kullanýlan, engebeli ve uçurumlara korunaksýz Rus yolu, derecelik bir eðimde sabit kalarak köknar, ladin ve daha yukarýda sarýçam aðaçlarýyla kaplý Yalnýzçam Daðlarý ný kývrýla kývrýla geçiyor. Eskiden düzgün ve taþ döþemeliymiþ. Yer yer bu döþemelere rastlýyoruz. 143

154 Kutul Yaylasý nda masmavi gözlü yaðýz Dursun Aða nýn, eski günlerindeki heybetini çoktan yitirmiþ iki odalý hanýnda konaklýyoruz (Ýnsanlar birbirlerine bey yerine buralarda aða diye hitap ediyor.). Elli yýldýr sahibi olduðu hanýn ve yaylalarýn geçmiþini anlatýyor. Daha on beþ yýl öncesine kadar karþýda iki katlý, kýrk yataklý han varmýþ, hemen yanýnda da bir fýrýn. Güreþler, panayýrlar, boða güreþleri, cirit oyunlarý yapýlýrmýþ. Hanlarla birlikte bunlar da yoka vurmuþ. Bugün karakucak güreþleri Çuruspil Yaylasý nda, Ardanuç un ünlü ozaný Efkari Âþýklar Þenliði nde düzenleniyor. Sað cephede sýrtta yüz, yüz elli koyun otluyor, hepsi onun. Sol tarafta Yalnýzçam ýn köknarlarý görünüyor. Peki bu Yalnýzçam adý nereden gelir? O daðda yalaguz (yalnýz) bir çam vardýr ayrý düþmüþ. Herkes bilir o çamý, çevresinde mal otlatýrlardý. Ondan böyle anýlmýþ. Ardahan-Artvin sýnýrýndaki Bilbilan Yaylasý na dört bir bucaktan yüzlerce insan ürünleriyle gelir, büyük bir pazar kurarlarmýþ. Ýki bin, üç bin mal (hayvan) toplanýrmýþ. Þehir özelliði taþýrmýþ. Geleni gideni aðýrlayan büyük hanlar, dükkânlar, fýrýnlar varmýþ. Çoðunu da Hopalýlar iþletirmiþ. Çevre köyler tüm alýþveriþini buradan yaparmýþ. Buzul göllerine vardýðýmýzda bulutlar haber almýþçasýna güneþi örtüverdi. O muhteþem manzarayý betimlemekten kaçmýyorum. Bir meteorun býraktýðý uçsuz bir çukurluk gibi geniþ ve derin bir vadi. Bir yamacýndan doðan yer altý suyu göllere dönüþüyor. Ýçlerinde kýrmýzý benekli dalgalar kýpraþýyor. Bu göllerden taþan dere, kývrým kývrým, güneþin vurmasýyla ýþýl ýþýl, göz alabildiðine uzanýyor. Geceyi Bilbilan da geçireceðiz. Þimdi bu yaylada cumartesileri eski günleri zor çaðrýþtýran hayvan pazarlarý kuruluyor. Hopa Oteli iþte bu gelenleri aðýrlamak için kurulmuþ ve tam yatak kapasitesiyle çalýþýyor. Burada geceliyoruz. Bilbilan adý üzerinde amansýz bir tartýþma var. Kimi Bülbilan, kimi Bülbülan diyor; Bülbülhan, Bilbolan diyenler de var. Bu kargaþaya kayýtsýz kalarak Ardanuç a ayak bastýðým günden beri merakýmý çekmiþ konuyu soruyorum: Eskiden ömür uzun muymuþ yoksa bu bir söylenti mi? Konuklardan biri: Kesinlikle öyle, babam 90 yaþýndaydý, ben 60 yaþýmdayken onun peþine yürüyemezdim. Eskiden 100 yaþarlardý. Tereyaðýný kaþýk ilen içerlerdi. Eskiden hasta yok idi. Þimdi ev içinde gezinemiyoruz. Onu yemeyeceksin, bunu yemeyeceksin, ne yiyeceðiz bilmiyoruz ki. Kolesterol (kollestirol) düzeyi diyorlar ya korkuyoruz... Karagöl mevkii için ikinci sefere koyuluyoruz. Gene olmadý, bu kez sis bastý. Ama ne sis! Ona raðmen ilerlerken ötede bir çobanýn koyunlarýný telaþlýca bize doðru güttüðünü görüyoruz. Yanýmýzdan geçerken uyarýyor: Sis basacak, yolunuzu kaybedebilirsiniz. Oðuz Tüzün buna raðmen kayalýða yöneliyor. Sen burada bekle. diyor, Bir aksilik olursa birbirimizle haberleþebilelim. Sis yakýnýmýzda, bize dönmesi için yalnýzca kuvvetlice bir rüzgâra ihtiyacý var. Kaygýlanýyorum çünkü gece yayla çok soðuk oluyor. Neyse ki gecikmeden geri geliyor: Dönelim ne olur ne olmaz. Arabayý býraktýðýmýz yere yöneliyoruz. Alçak tepeler birbirini öyle bir gizliyor ki her tepeden sonra yalnýzca uçsuz bucaksýz yaylanýn ortasýnda ve oraya buraya konumlanmýþ taþ ve kayacýklar arasýnda kalakalýyorum. Derken tepenin birini aþýnca bir bakýyorum araba tam 144

155 önümüzde. Cüneyt in topografya bilgisine þapka çýkartýyorum. Karagölleri ardýmýzda býraktýk. Ardanuç a dönüþ zamaný. Bellek Fotoðraflarý Ardanuç anýlara gömülüyor. Ülke genelinde hýzlanan kýrdan kente göç olgusu burada daha da sert iþlemiþ. Kiminle konuþsam ilk konu göç. Artvin Ýl Planlama Raporu na göre Ardanuç un arasýnda nüfus artýþý eksi yüzde 22 iken, ayný dönem tüm Türkiye de bu oran yüzde 18,3 olmuþ. Köylerdeki durum daha vahim, bu dönemdeki köy nüfus artýþ hýzý eksi yüzde 32,5. Bir emekli öðretmen þöyle anlatýyor: Bizim bu bölgede okumayan kimse yoktur. Her haneden en az bir memur çýkmýþtýr. Kimisi emekli olup dönüyor. Babalar eskiden evlatlarýný seçmek zorunda kalýrdý. Mesela benim babam kardeþimi þehre göndermedi. Göçe þu anda katkýda bulunan bir diðer olgu Derinler Barajý. Bir kýsmý arazileri kamulaþtýrýldýðý, bir kýsmý baraj çalýþmalarýndan dolayý arazisi verimsizleþtiði için göçmek zorunda kalmýþ. Köy þairleri göç acýsýný þiire dökmüþler. Anaçlý (Anaçkora) köyünden Ozan Gülnuri Yedek, bakýn ne demiþ: Köyümün sýrrýný söylemem yad a Gençler hep kaçtýlar kimse kalmadý Babalar yaþlandý düþtüler od a Pazar kurdular da kimse almadý. (Þiir, Sevgi Þenol un Ardanuç tan Bir Güldeste kitabýnda yer alýyor.) En korunmuþ köy neresidir? diye soruyorum. Ortak olarak aldýðým yanýt dað köyleri oluyor. Demek ki diyorum, En tepedeki en geçmiþ zaman mekâna nakþedilmiþ. Dað köyleri daha bozulmamýþtýr, düze indikçe kentleþme kendisini daha belirgin gösterir. Peki, hangi köydür bu? Neredeyse herkesin yanýtý Zekerya. Zekerya köyü, Ardanuç un 26 kilometre güneyinde, Erzurum sýnýrýna yakýn. Vardýðýmýzda öðlen olmamýþtý. Herkes mallar için kýþlýk biçmede. Zaten biz de geçmiþe en yakýn olanlarý arýyoruz. Köyde kimse var mýdýr? ses zayýflayarak bize ulaþýyor: Gülbek Emmi var, þu cumbalý ev. Onu bulamýyoruz, tepeye doðru yürüyoruz, çýktýkça aðaç evlerin arasýnda birden iki katlý beton bir ev beliriyor. Ýlk þaþkýnlýðým bu oluyor. Balkonunda, çocuklarýyla bir haným oturuyor. Ricamýzý geri çevirmeyerek oðluyla birlikte bizimle konuþmak üzere iniyorlar. Oðlu 11 yaþýna girecek, köyde okul yok, onu Aþaðý Irmaklar köyündeki okula yatýlý yolluyorlar. Ayda iki gece evine geliyor. Cezve ocaða konmuþken haberimizi almýþ olmalý ki Gülbek Emmi de geliyor. Adý gibi güler yüzlü, 70 yaþlarýnda bir aða. Hemen söze giriyor: Öküz bitti, çift sürmek bitti. Hayvancýlýkla geçiniyoruz, koyun kuzu. Öküzün yerini traktör aldý. Eskiden evlerimiz aðaçtandý, þimdi tuðla çýktý. Çatýlar için eskiden aðacýn kabuðundan bedevra yapardýk. Þimdi çatýlar hep sac. Yaðmurda çok gürültü yapar, yazýn da sýcaktan duramazsýn. Gençler de gitti, evlenecek kimse bulamýyorlar. Burda delikanlýlar var ama 30 unu geçtiler. Dað köyü diye kýz vermiyorlar. Ulaþým yok. Kýþýn greyder açmýyor. Birkaç kýzýmýz var, onlar da köy içinde kalmak istemiyor. Kýzlar giderlerse yazýk, oðlanlar boþta kalacak. Ev sahibi Songül Haným: En son 15 sene önce benim arkadaþým geldi bu köye. Ben 17 yýl önce gelmiþtim, 20 yaþýndaydým. Bu köyde 15 yýldýr düðün yoktur. Bu köyden evlenseler bile burada kalmayýp aþaðý köylere gidiyorlar. Kahvelerimizi bitirmiþ dil ucuyla kaçamak telvesini tadarken 60 lý yaþlarýnda Nazmiye Haným buyurdu. Bir girizgâhtan sonra sohbete o da katýldý. Uzun kýþ günlerinde nasýl zaman geçirirdiniz? diye sordum. Baharý görmeden bize yaz gelir. Kýþ çok uzun olur. Geceleri komþuluða giderlerdi. Kýþ günleri arfana (harfana) yapardýk. Her seferinde baþka bir evde toplanýrlardý. Evveli, erkekler kadýnlarla oynamazdý, kaçarlardý, ayýp sayardýk. Kadýnlar türkü ilen davul zurna ilen oynarlardý. Civeloy oynarlardý. Erkekleri içeri almazlardý. Eðlencelerde piþi, lokma, mafiþ piþirirdik. Etlik piþirir, bunlarý aðaç þiþlere geçirir dilimleyerek daðýtýrlardý. Buna cað denirdi. Bu eðlenceler yýlbaþýnda da yapýlýrdý. Daha eskiden yýlbaþýnda deve oynatýrlarmýþ. Baharda yapýlan bu eðlencelere pancarcý denir. Gülbek Aða katýlýyor: Mey, saz çalýnýr, türkü söylenirdi. Bar oynanýrdý. Bunlar eðlence imecesidir. Herkes gücü yettiðince katýlýrdý. Kurala uymayan suya bastýrýlýrdý, kabul etmezse ziyafet verirdi. Kýþ geceleri iyi hikâye anlatan olursa onu dinlerdik, günlük meseleleri konuþurduk. Kýþlarý çok sert geçerdi, evden eve tünel kazdýðýmýz olurdu. Bütün köylerde eskiden baþlýk parasý varmýþ, Nazmiye Haným da bunu doðruluyor. Beþibirlik veya Reþat altýný takýldýðýný anlatýyor. Þimdi ise diyor kýzlar maaþlý olsun, sigortalý olsun istiyor. Baþka köyden iseler kýz oðlaný, oðlan kýzý görme- 145

156 den evlenirmiþ. Namus anlayýþý çok aðýr basarmýþ. Boþanmalar çok ender olurmuþ. Damatla gelin, bereket getirsin diye düðün gecesini ambarda geçirirlermiþ. Yeniden Songül Haným: Eski her þey tükendi. Ben de göremedim. Her iþin kolayý çýktý ama þimdi de komþuluk kalmadý. Televizyona bakýyorum, dizileri izliyorum. "Ýmece nasýl yapýlýrdý? diye soruyorum. Bugün sadece yün tarama imecesi kaldý. Koyunu kýrktýktan sonra yapak tararýz. Beþ altý kadýn birleþir, her gün birininki taranýr. Bugün baþka bir imece yoktur. Gülbek Aða devam ediyor: Diyelim birisine ev yapýlacak, ona her türlü yardýmda bulunulurdu. Bir çift öküz ile iki yýl yapýlamayacak iþi, herkes öküzlerini getirir, çift öküz koþulur, o kiþinin evinin ihtiyacý, þakalý türkülü, davullu zurnalý, güle eðlene, iki günde, yapýlacaðý yere yýðýlýrdý. Þimdi türlü kolaylýk var, zevk yok. Burada insanlarýn kavgasý da aðlamasý da bir neþeydi. Buradaki insan; ineðinden, tavuðundan, tarlasýndan zevk alýrdý. Akþama dek ter içinde çalýþsa, bedeni yorulsa da beyni tatmin olurdu. Ardanuç ilçe merkezindeyiz. Anlatýlanlarý bir de bir zamanlarýn karakucak þampiyonu Fevzi Pehlivan dan dinliyorum. Diline saðlýk, ayrýntýsýyla saatlerce anlatýyor. Fevzi Pehlivan, çam sakýzý çoban armaðaný, bir yemek tarifi istesem... Bizi bir hýsmýyla birlikte eþine yolluyor: O iyi bilir. Fevzi Pehlivan ýn eþi pek çok tarif veriyor: Harþo, zürbiyet, kalaç, pileki ekmeði, kuymak, lokum, eriþte, þoti, biþi... ikisini seçtim. Biri tutmaç çorbasý. Onu Çiçekli Lokantasý nda içebilirsiniz ama yalnýzca sabahlarý. Öbürü puçuko. Kýsaca þöyle: Taze fasulye kurutuluyor. Kýþýn yenmek üzere saklanýyor. Piþirileceði zaman önce bir tencere su kaynatýlýyor, sonra bu suya fasulyenin yanýnda zevke göre gendima, yani aþurelik buðday katýlýyor. Tavada kýzartýlan soðan, biber ve salça karýþýmýný da ekliyor ve piþmesini bekliyoruz. Hepsi bu. Ýster istemez ben de anýlarýma döndüm. Hatýrlarsýnýz ilkokulda koro hâlinde söylerdik: Orda bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür. Nasýl çýkarabilirdim çocuk aklýmla bu sözlerin anlamýný. Artýk bizim köyümüz yok. Mustafa CEMAL Atlas Dergisi 1. Okuduðunuz röportajlarýn ortak özelliklerini belirtiniz. 2. Ýncelediðiniz röportajda Ardanuç hangi yönleriyle ele alýnmýþtýr? 3. Yazar, röportajda anlattýklarýný inandýrýcý kýlmak için nelerden faydalanmýþtýr? 146

157 BÝR ÇOCUK MASALI Gaz Lambalarý Günümüzde sadece nostaljik bir obje hâline gelen gaz lambalarý, pek çoðumuzun çocukluk gecelerinin yâreni; anýlara saklanan eski bir dostudur. Eski çocuklarýn, eski gecelerinden kalma bir anýdýr idare lambalarý ya da yaygýn adýyla gaz lambalarý. Evin annesi, dadýsý veya hizmetçisi, geceleri çocuklara bakmak için uyandýðýnda, yollarýný bulmalarýný saðlayan, evleri aydýnlatan, uyuyanlarýn baþ uçlarýnda en azýndan idareten bir aydýnlýk veren gaz lambalarý, günümüzde daha çok süs veya koleksiyon amaçlý olarak kullanýlýyor. Gaz lambalarýnýn ilk ortaya çýkýþý, 18. yüzyýlýn baþlarýna denk gelir. Yassýlaþtýrýlmýþ bir fitili gaz tankýnýn içinden geçirerek, en üste ise koruyucu bir þiþe ekleyerek gaz lambalarýna ilk formunu Ýsviçre vatandaþý Argand (Argant) vermiþtir. Tabii, 1775 te Léger ve Alstroemer (Alströmer) tarafýndan ayrý ayrý bulunan yassý fitilin de bu buluþun ortaya çýkmasýna katkýsý büyüktür. Türkiye de ise 1800 lü yýllarýn sonlarýna doðru ev, dükkân ve kahvehanelerde gaz lambalarý ile aydýnlatma yapýldýðýný biliyoruz. Kudret Emiroðlu nun Gündelik Hayatýmýzýn Tarihi baþlýklý eserinden de 1900 lü yýllarýn ortalarýnda Türkiye de beþ milyona yakýn gaz lambasý tanký ve þiþesi üretildiðini öðreniyoruz. Ancak bu tarihlerde üretimine devam edilen bir diðer gaz lambasý çeþidi daha vardý. Bunlar þiþesi olmayan ancak yine gaz yardýmý ile ateþlenen lambalardý. Bu tip lambalar, içine gaz konulan bir tanktan, fitilin dýþarý uzanmasýna yarayan delik veya deliklerden oluþur ve daha çok kandil adýyla anýlýrdý. Gaz lambalarý beþ parçadan oluþur. En altta küçük bir gaz tanký, hemen üzerine eklenmiþ bir gaz ayar çarký, çarký da içine alan gaz deposu, çarkýn içinden geçerek þiþenin içine giren bir fitil ve en üstte, alevi koruyacak ince ve kýrýlgan gaz lambasý þiþesi... Aslýnda gaz lambalarý ile ilgili en önemli ayrýntýlardan birisi de bu þiþelerdir. Çünkü bir gaz lambasýnýn þiþesini deðiþtirmek veya yenilemek lambanýn orijinalliðini bozacaktýr. Cýlýz Iþýða Ödenen Borç Gaz lambalarý konusunu; hem yazar kimliði ile önemli baþarýlara imza atan hem de yýllardýr Türkiye nin ve dünyanýn çeþitli ülkelerinden gaz lambalarý toplayan Adalet Aðaoðlu ile görüþtük. Aðaoðlu, gaz lambalarýný biriktirmeye nasýl baþladýðýný þöyle anlattý: Sahiplik duygusu hiç geliþmemiþ olan ben, çoktan gözden düþmüþ bu þiþesiz, kirli küçük þeye sahip çýktým. O günden baþlayarak da çocukluk gecelerimde beni hiç yalnýz býrakmamýþ, sonuçta gölgeleriyle de dostluk kurduðum bu cýlýz ýþýða borcumu ödemek istedim sanki. Nerede, hangi biçimini görsem, eski bir dostuma rastlamýþým gibi, evime buyur ediyordum. Ama her birinin ya baþý gitmiþ ya kolu kopmuþtu. Yarým karýþ boyundaki þiþeleri, yuvarlaklarý, ince uzunlarýyla yok olmuþtu. O þiþeler... Sýrçadan, kolaycacýk kýrýlýr þeyler... Aðaoðlu'na, gaz lambalarýný toplayarak bir koleksiyon kurgulamakla, kelimeleri ve anýlarý toplayarak öyküleri kurgulamak arasýnda bir bað olup olmadýðýný sorduðumuzdaysa þu cevabý verdi: Kendi adýma gaz lambalarý ile ilgilenmek ile yazarlýk arasýndaki baðýn kaynaðýnýn, romanda yapmaya çalýþtýðým zamanla oynamak ile ilgili olduðunu düþünüyorum. Bu, benim tiyatro yazarlýðýndan roman 147

158 yazarlýðýna geçiþimin nedeni aslýnda. Gaz lambalarýnýn görünmeyeni aydýnlatmasý gibi, romanda görünmeyen, o ana ait olmayan zamanýn aydýnlatýlmasý, zamanla oynanmasý arasýnda bir benzerlikten, bir baðdan söz edebiliriz. Gaz lambalarý nasýl ki karanlýðý aydýnlatabiliyor, karanlýkta küçük bir alan açabiliyorsa roman da zamanla oynamalara, geri dönüþleri aktarmaya alan tanýyordu. Kurgu yapmak konusuna gelince gaz lambalarýný toplamaktaki sýkýntýlardan birisi de çoðu zaman gaz lambalarýnýn þiþe kýsýmlarýnýn kýrýlmýþ olmasýndan kaynaklanýyordu. Bunun için yýllardýr pek çok yere gidip tanklara uygun þiþe aradým; hatta lambalar üzerine kitaplara bakýndým, kendi dönemlerine göre þiþesinin ne olduðunu bulabilmek için. Ancak neticede gaz lambalarýnýn tarihini gösterecek bir eser bulamadým. Kaynak bulamayýnca da aðýz numaralarýna dikkat ederek kendim bazý birleþtirmeler yaptým. Hayalimde canlandýrarak uygun tanklar ile þiþeleri birleþtirmeye çalýþtým. Gaz lambalarý biçimlenebilsin, birbirine uyabilsin, hakiki olabilsin diye. Ýþte ben o þiþe uydurma bahsinde biraz yazarlýk ettim, biraz uydurmalýk ettim... Kalanag ýn Sihirli Lambasý Gaz lambalarýnýn aydýnlatma ve yol gösterme iþlevi, günümüzde bir hayli deðiþmiþtir. Onlar artýk, seri üretimle çoðaltýlan örnekleriyle, sadece tüketime yönelik bir obje hâline gelmiþtir. Bu çaðrýþým deðerlerinin deðiþmesi ile birlikte, Adalet Aðaoðlu da kim bilir hangi evlerde, hangi anýlara þahit olmuþ bu birbirinden deðerli gaz lambalarýný toplamayý býrakmýþtýr. Ancak yine de gaz lambalarýna birçok yerde rastlamak mümkün. Örneðin, Dolmabahçe Sarayý nda... Daha çok süs amaçlý kullanýlmýþ, eþsiz güzellikte pek çok paha biçilmez gaz lambasý bulunuyor sarayda. Gaz lambalarýna rastladýðýmýz bir baþka yer ise illüzyon sanatý yüzyýlýn önemli sihirbazlarýndan Kalanag [asýl adýyla Helmut Ewald Schreiber (Helmut Ývald Þýraybýr)], illüzyon gösterileri sýrasýnda gaz lambalarýný kullanmýþtýr. Ünlü illüzyonist, sýkça tekrarladýðý bir gösterisinde gaz lambasýný þu þekilde kullanmýþtýr: Kalanag, sahneye getirilen gaz lambasýnýn fitilini tutuþturur, sigarasýný da lambanýn aleviyle yakar. Lambayý camdan yapýlmýþ sehpanýn üstüne koyar; lambanýn üstüne ise ortasý delikli, ince bir ipekli örtü örter. Lambanýn camýný da bu delikten dýþarý çýkacak þekilde açýkta býrakýr. Kalanag, lamba ile seyircilere iyice yaklaþýr ve örtüyü hýzla kaldýrýr. Örtünün kalkmasý ile birlikte lamba yok olur. Kalanag, gösterinin sonunda elinde kalan örtüyü seyircilere fýrlatýr. Aslýnda bu gösteri, gaz lambalarýnýn ýþýðýndan duvarlara yansýyan gölgeler ile yaptýðý masum illüzyon gösterilerini çaðrýþtýrmakta, sihirlere ve masallara hayretler içerisinde inandýðýmýz o geçmiþteki günlerden kalma hoþ anýlara bir gönderme yapmaktadýr. Peki gaz lambalarýný bu kadar özel ve unutulmaz kýlan nedir? Sadece görünmeyeni aydýnlatmasý mý yoksa kendiliðinden anýlarýmýza kattýðý hüzün mü? Gaz tankýna yeterli miktarda gaz konulur, çarkýn yardýmý ile fitil bir miktar yukarý çekilir ve ateþlenir. Alevin ani sýcaklýðý ile patlamamasý için önceden elde ýsýtýlmýþ þiþe, çarkýn üstüne geçirilir ve gaz lambasýnýn aydýnlýðýnda gece baþlar. Çocukluðumuzdan geriye kalan anýlarý, zayýf ýþýðý ile belli belirsiz aydýnlatan gaz lambalarýnýn gecesi... Sofrayý aydýnlatan, merdivenli ahþap evlerin basamaklarýný aydýnlatan, masal anlatýcýsýnýn yüzünü aydýnlatan gaz lambalarýnýn duvarlarda yaptýðý gölge oyunlarý ile devam eder gece... Gaz lambalarýnýn titrek ýþýðý, aklýmýzda artýk belli belirsiz yer eden çocukluðumuzu çaðrýþtýrýr. Þiþelerinin kýrýlganlýðý ise hüznü... Týpký yitirdiðimiz anýlarýmýzýn çaðrýþtýrdýðý hüzünler gibi... Yeþim GÖKÇE Skylife Dergisi 1. Okuduðunuz röportajda gaz lambasý nýn hangi özellikleri ön plana çýkartýlmýþtýr? 2. Bu röportajda ilginizi neler çekmektedir? 148

159 SAHNELERÝN ER Ý EROL GÜNAYDIN Sanat yaþamýnda elli yýlý geride býrakan Erol Günaydýn, canlandýrdýðý yüzlerce karakterle halkýn gönlünde taht kurmuþ usta bir oyuncu... Kendi küçük ama namý büyük... Býyýðý bile terlememiþ; 13 yaþýnda var yok... Yatýlý okuduðu Galatasaray Lisesinde teneffüs zili çalar çalmaz arkadaþlarý çevresini sarýyor ve teneffüslerin neþeli soluðu Erol, tijin tijin diye baþlýyor mini gösterisine. Bir kovboyun maceralarýný anlatýrken ne kadar da sahici ve esprili... Ve tezahüratlar: Tijin Erol, bir daha, bir daha!. Sýra Dümbüllü taklitlerine geldiðindeyse, minik seyircilerin mideleri aðrýyor kýkýrdamaktan. Kýsa süre sonra Cep Tiyatrosunda amatör olarak oyunculuða baþlayan Tijin Erol un önünde büyük bir engel vardýr: Okulun yüksek duvarlarý... Akþamlarý okuldan çýkamayan Erol; takma býyýk, kasket ve ceketle okul görevlisi kýlýðýna girip, kapýdan elini kolunu sallaya sallaya çýkar. Dönüþte de kertenkele gibi duvarý týrmanarak girer okula. Doktor olmayý düþünüp de yýllar sonra tüm Türkiye nin sevdiði, saygý duyduðu tiyatro sanatçýsý Erol Günaydýn olacaðýný hiç aklýna getirmeden... O duvardan aþaðý inen ilk kiþi Cahit Sýtký Tarancý ymýþ; çýkan da benmiþim. Okul arkadaþým Tahsin Yücel araþtýrmýþtý bu tarihî kaçýþýn hikâyesini. Sonra okul müdürü vazgeçmeyeceðimi anlayýnca bana akþamlarý giriþ-çýkýþ izni vermeye baþladý. İki ay önce düzenlenen gecede sanat yaþamýnýn 50. yýlýný kutlayan Erol Günaydýn, yarým asýr öncesinden aklýna düþen ilk karelerle baþlýyor söyleþiye. Aileden Gelen Komedyenlik Ruhu Bugün Türkiye nin önde gelen tiyatrocularý arasýnda yer alan, 72 yaþýndaki Erol Günaydýn ýn oyunculuðunun temelinde, sekiz yaþýna kadar yaþadýðý Karadeniz ve bölgenin esprili insanlarý -en baþta da ailesi- var kuþkusuz. Trabzon Akçaabat ta Kizir in Delileri olarak anýlan ailesinden miras, ona oyunculuk genleri. Dedem Kiziroglu Mehmet Aga, çok komik bir adammýþ; fýkralarýyla çok güldürürmüþ insanlarý. Üç yaþýmdayken zatürre geçirmiþtim, yataktan kalkamýyordum. Babam, duvarý maviye boyayýp bir gökyüzü yaptý bana. Sonra uçurtmayý duvara çaktý ve ipini elime verip Hadi uçur. dedi. O da komik bir adamdý. Ancak Günaydýn ýn babasý, Kizir in Delileri lakabýndan pek memnun deðildir. Çocuklarýnýn eðitimini bahane edip 149

160 alýr tasý taraðý, vurur Ýstanbul yollarýna. Erol Günaydýn, sekiz yaþýndadýr büyük þehre geldiðinde. Karadeniz þivesini düzeltmekle geçer ilkokul yýllarý. Ardýndan yatýlý olarak Galatasaray Lisesine girer ve yazýnýn baþýnda kýsaca bahsettiðimiz oyunculuk serüveni baþlar. Tiyatroya olan yeteneðini, edebiyatla besler. En sýký dostlarý, edebiyatçý Tahsin Yücel ve ayaklý kütüphane Mümtaz Zeytinoðlu dur. O dönemde büyük bir edebiyat akýmý vardý. Bütün edebiyatçýlar Lambo nun yerinde toplanýrdý. Özdemir Asaf, Melih Cevdet, Sait Faik, Kemal Tahir ve adýný sayamadýðým daha pek çok edebiyatçý... Burada hep edebiyat konuþulurdu. Biz de takip ederdik.. Beni Sevmiþ Bu Ýnsanlar Profesyonel olarak ilk, Haldun Dormen in sahneye koyduðu Papaz Kaçtý ile yirmi iki yaþýnda tiyatroya baþlayan Günaydýn, iki yýl sonra Devlet Tiyatrosuna girer. Ankara Küçük Tiyatroda bir yýl Kleopatra nýn Mezarý adlý oyunda ter döker. O sýrada Haldun Dormen in kurduðu ekibe katýlarak Ýstanbul Küçük Sahne de oynar. Bu arada Devlet Tiyatrosundan kazandýðý burs sayesinde arkadaþý Ergun Köknarla Fransa ya gider: Çok güzel iþler ortaya koyduk orada. Oyunculuðumuzu beðendiler ve Burada kalýn. dediler. Ben kalmak istedim ama Ergun Vatan hainliði yapma, devlet bursuyla geldik. dedi. Türkiye ye dönünce Muhsin Ertuðrul da Niye döndün? demesin mi! Yine de hiç piþman olmadým döndüðüm için. Çünkü bizim insanýmýzla aramda duygusal bir bað var. 50 yýl sonra anlýyorum ki beni sevmiþ bu insanlar. Ben de onlarý çok seviyorum. Ve hiçbir zaman çok para kazanma gibi bir hýrsým olmadý. Ben tiyatronun eri olarak çalýþtým hep. Döner dönmez, iki tiyatroda birden -Dormen ve Kenterler- çalýþmaya baþlayan Günaydýn, bu dönemde sinemaya da el atar. Yeþil Kurbaðalar Öter Göllerde filminde Muhterem Nur la baþroldedir. Anadolu dan gelmiþ yakýþýklý biriydim filmde. Güzel güzel türküler söylüyordum. Film, o dönemde çok sükse yapmýþtý. Sonra yaz aylarýnda vakit buldukça sinemaya takýldýk. Bir baktým yýllar sonra oynadýðým filmlerin sayýsý neredeyse yüzü buldu. Yazarlýða da soyunan Erol Günaydýn, hem senaryosunu yazdýðý hem de oynadýðý Güzel Bir Gün Ýçin adlý filmle 1965 te, 4. Antalya Film Þenliði nde iki ödülü birden kucaklar: En iyi Senaryo Yazarý ve En iyi Yardýmcý Erkek Oyuncu olarak... Geleneksel Tiyatroya Gönül Verdi Daha çok Batýlý tarzda oyunlarda rol alan Günaydýn, bir süre sonra Türk geleneksel tiyatrosuna yönelecektir. 12 yaþýnda tanýþtýðý, gösterilerini izlediði Ýsmail Dümbüllü nün büyük etkisi vardýr bu yöneliþte. Niye John (Con) larý, Jim (Cim) leri oynuyoruz da; Ahmet i, Mehmet i oynamýyoruz diye bir soru düþtü aklýma. 150

161 Meddahlarý araþtýrdým; konuyla ilgili kaynaklarý inceledim. Baktým ki bizim tiyatromuz derya gibi. Meddahlarýmýz, ellerinde bir deðnek; Anadolu yu adým adým dolaþýp taklitlerle hikâyeler anlatmýþlar. Bunlar büyük adamlar. Karagöz ile Hacivat ýmýz da öyle. Tamamen zekâ ürünü ve inceliklerle dolu. Batý ya tabi ki gidelim ama kendi özelliklerimizi býrakmadan... Günaydýn, 800 yýl kadar önce Anadolu da yaþamýþ olan ve Türk mizahýnýn babasý olarak nitelendirebileceðimiz Nasreddin Hoca yý da yaklaþýk otuz yýl canlandýrmýþ bir oyuncu. Ünlü halk bilgesinin bir zamanlar yaþamýþ olduðu Akþehir e her yýl gidip halk arasýna Nasreddin Hoca olarak çýkmýþ. Nasreddin Hoca, halkýn kalbinin içinde, hatta halkýn zekâsý... Ýþ, sadece onun kýlýðýna girip dolaþmakta deðil... O kavuðu taktýðýn zaman o olmalýsýn ki seni benimsesin halk. Usta tiyatrocu Erol Günaydýn, oynadýðý kadýn rolleriyle de bir hayli ünlüdür. Tatlý Kaçýklar dizisinin Beton Raziye sini, Yaygara 70 müzikalinin Ajans Fahriye sini kim unutabilir... Günaydýn, kadýn rollerindeki baþarýsýný erkek gibi oynamasýna baðlýyor: Kadýnlarý iyi oynarým çünkü kýrýtmam. Her kadýnýn içinde erkek bir taraf vardýr. Televizyonun hayatýmýza girmesiyle bu alanda da çalýþmalara baþlayan Günaydýn ýn çeþitli dizilerde aldýðý roller, sesiyle hayat verdiði karakterler de unutulmayacak. Evcil trafik canavarý Bay Yanlýþ; Efeeeem deyiþiyle miniklerin kalbinde taht kuran sevimli çizgi film kahramaný Ayý Yogi, Çiçek Taksi dizisinin Ramço su bunlardan sadece birkaçý... Ýki ay kadar önce Haldun Dormen den Sezen Aksu ya kadar pek çok deðerli sanatçýnýn katýldýðý gecede, yine sahnedeydi Erol Günaydýn. 50. yýlýnýn þerefine... Böyle geceler genelde bir vedadýr sanatçýlar için. Ama o, üstüne basa basa söylüyor: Sanat yaþamýndan kopmuyorum; devam edeceðim. ve yazýmýzý, deðerli oyuncunun söyleþiye baþlarken kurduðu ilk cümleyle sonlandýralým... Dolu dolu bir elli yýl, dolu dolu... Füsun AKAY Skylife Dergisi 1. Erol Günaydýn röportajýnýn yapýlýþ amacýný belirtiniz. 2. Röportajý yapanýn Erol Günaydýn hakkýndaki duygu ve düþünceleri nelerdir? 3. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz röportajlarý konularý bakýmýndan eþleþtiriniz ve her bir röportajýn özelliklerini þemaya yazýnýz. Konularýna Göre Röportajlar Bir Yeri Konu Alan Röportaj Eþyayý Konu Alan Röportaj Ýnsaný Konu Alan Röportaj Özellikleri Özellikleri Özellikleri

162 4. ETKÝNLÝK Röportajlar, sunuþ biçimi bakýmýndan ikiye ayrýlýr: 1. Amerikan röportajý: Bu tür röportajda, yazýya en kuvvetli yönü ile girilir. En son söylenmesi gereken kelimeler, en önce söylenir. Okuyucunun hiç beklenmeyen bir giriþle karþýlaþmasý, ilk paragrafýn sürpriz uyandýrmasý, giriþ bölümünün âdeta þok bölümü olmasý bu tip röportajýn en belirgin özelliðidir. 2. Alman röportajý: Bu röportajda, yazar konuyu iþlerken yazýya kendini katar; konu hep ben ekseni etrafýnda döner. Yukarýdaki açýklamalar doðrultusunda incelediðiniz röportajlarý sunuþ biçimi bakýmýndan gruplandýrýnýz. Sunuþ Biçimine Göre Röportajlar Ýncelenen Röportaj Metinleri Alman Röportajý Amerikan Röportajý Ardanuç Gaz Lambasý Erol Günaydýn 3. Ýncelediðiniz röportajlara inandýrýcýlýk kazandýran ögeleri belirleyiniz. 4. Ýncelediðiniz röportaj metinlerinde kullanýlan anlatým türlerini belirleyerek bu türlere metinlerden örnekler veriniz. 5. Dil, incelediðiniz metinlerde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 5. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz Bir Çocuk Masalý röportajýnda anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 152

163 6. ETKÝNLÝK... Karagöl mevkii için ikinci sefere koyuluyoruz. Gene olmadý, bu kez sis bastý. Ama ne sis! Ona raðmen ilerlerken ötede bir çobanýn koyunlarýný telaþlýca bize doðru güttüðünü görüyoruz. Yanýmýzdan geçerken uyarýyor: Sis basacak, yolunuzu kaybedebilirsiniz. Oðuz Tüzün buna raðmen kayalýða yöneliyor. Sen burada bekle. diyor, Bir aksilik olursa birbirimizle haberleþebilelim. Sis yakýnýmýzda, bize dönmesi için yalnýzca kuvvetlice bir rüzgâra ihtiyacý var. Kaygýlanýyorum çünkü gece yayla çok soðuk oluyor. Neyse ki gecikmeden geri geliyor: Dönelim ne olur ne olmaz. Arabayý býraktýðýmýz yere yöneliyoruz. Alçak tepeler birbirini öyle bir gizliyor ki her tepeden sonra yalnýzca uçsuz bucaksýz yaylanýn ortasýnda ve oraya buraya konumlanmýþ taþ ve kayacýklar arasýnda kalakalýyorum. Derken tepenin birini aþýnca bir bakýyorum araba tam önümüzde. Cüneyt in topoðrafya bilgisine þapka çýkartýyorum. Karagölleri ardýmýzda býraktýk. Ardanuç a dönüþ zamaný.... Yukarýdaki parçada bulunan kelimeleri yapýlarýna göre inceleyerek gruplandýrýnýz. 1. Ýyi bir röportajýn taþýmasý gereken özellikleri maddeler hâlinde yazýnýz. 2. Haber yazýsýyla röportajýn benzerlik ve farklýlýklarýný tartýþarak belirleyiniz. 7. ETKÝNLÝK Röportaj türünün hangi yüzyýlda, nasýl geliþtiðini araþtýrarak araþtýrma sonuçlarýný sýnýfa sununuz. 8. ETKÝNLÝK Yaþadýðýnýz yerle özdeþleþmiþ eþyayý, tarihî eseri veya kiþiyi konu alan bir röportaj yazýnýz. Arkadaþlarýnýzýn yazdýðý röportajlarý dinleyiniz. Dinlediðiniz röportajlarla ilgili düþüncelerinizi belirtiniz. Beðendiðiniz röportajlarý sýnýf panosuna asýnýz. 9. ETKÝNLÝK Gazete ve dergilerde yayýmlanmýþ röportajlarý araþtýrarak bunlardan beðendiklerinizi okul panosunda sergileyiniz. 10. ETKÝNLÝK Üç grup oluþturulur. Birinci grup haber yazýlarý ile röportajý; ikinci grup bir yeri anlatan röportajla gezi yazýsýný; üçüncü grup bir kiþiyi anlatan röportajla biyografiyi karþýlaþtýrýr. Gruplar bu türlerin farklýlýklarýný ve benzerliklerini maddeler hâlinde yazar. 153

164 11. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda röportaj türünün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserleriyle ilgili bir sunum yapýnýz. 1. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerleri doldurunuz. Bir yeri, bir sanat dalýný, yahut sanatçýyý araþtýrma, inceleme, gezip görme yoluyla tanýtan; ayrýntýlý bilgi veren yahut sorgulayan yazýlara..... denir. Röportaj yazma sanatý.....,..... olmak üzere iki türlü iþleniþ biçimi gösterir. Haber konusu olan eþyayý, her yönüyle tanýtan ve okuyanlarý düþündürecek yönleriyle ele alýp iþleyen röportaj türüne... denir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Röportajlar, yalnýzca bize yaþam gerçeðini, olaylarý ya da sorunlarý göstermekle kalmaz; bunlarýn ardýnda yatanlarý, yönlendirici etkenlerini de gösterir. ( D ) ( Y ) Röportajlar; resim, fotoðraf gibi belgelerle inandýrýcý hâle getirilir. ( D ) ( Y ) Röportajlar XVIII. yüzyýlda gazete ve gazetecilik çevresinde geliþmiþtir. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi röportajý haberden ayýran bir özellik deðildir? A) Haberin geniþletilmiþi olmasý B) Röportaj yapanýn röportaj yazýlarýna kendi görüþ, bilgi ve fikirlerini katmasý C) Röportajda; öðretmenin, tanýtmanýn ve tasvirin önemli olmasý D) Öðrettiklerini yaþatarak öðretmesi E) Röportajlarýn tersine dönmüþ piramit ile yazýlmasý 4. I. Röportaj, gazete haberlerinin daha geniþletilmiþ ve yazarýn kiþisel görüþleriyle zenginleþtirilmiþ hâlidir. II. Röportaj, kültür alanýndaki deðiþme ve geliþmelerle, zamanýn akýþýný gözden uzak tutmadan insanýn nasýl zenginleþtiðini de iþler. III. Röportajýn konusu olan habere, röportajý gerçekleþtiren kiþi, o konu veya yer ile ilgili düþünceleri ilave eder. IV. Röportajlar, insanýn birey olarak zaman ve toplum karþýsýndaki tavrýný felsefeye özgü ciddiyetle, içten, sevecen ve yalýn bir dille anlatýr. Yukarýdaki numaralý cümlelerden hangi ikisi röportajýn özelliklerindendir? A) I - II B) II - III C) III - IV D) I - III E) I - IV 154

165 5. Kendi küçük ama namý büyük... Býyýðý bile terlememiþ; 13 yaþýnda var yok... Yatýlý okuduðu Galatasaray Lisesinde teneffüs zili çalar çalmaz arkadaþlarý çevresini sarýyor. Ve teneffüslerin neþeli soluðu Erol, "tijin tijin" diye baþlýyor mini gösterisine. Bir kovboyun maceralarýný anlatýrken ne kadar da sahici ve esprili... Ve tezahüratlar: "Tijin Erol, bir daha, bir daha." Sýra Dümbüllü taklitlerine geldiðindeyse minik seyircilerin mideleri aðrýyor kýkýrdamaktan. Yukarýdaki paragrafta aþaðýdakilerden hangisinin örneði yoktur? A) Basit kelime B) Türemiþ kelime C) Birleþik kelime D) Özel isim E) Topluluk ismi 6. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde bir anlatým bozukluðu vardýr? A) Olaðanüstü kiþiliði ve sýradýþý dostluðuyla, tanýdýk tanýmadýk herkesi bir sevgi çemberinin içine alýrdý. B) Tek baþýna gerçekleþtirebileceði birçok tasarýya gençleri de katarak bilgisini onlarla paylaþmak isterdi. C) Gerek özgün çalýþmalarý, gerekse yetkin çeviri ve derlemeleriyle, bu alandaki araþtýrmacýlara ýþýk tutmuþtur. D) Onun düþünceleri, bilimle ilgilenen, yapýtlarýný okuyan, anlayan ya da anlamaya çalýþanlar aracýlýðýyla yaþýyor. E) Gençlerin deneyimsizlikten, bilgi eksikliðinden kaynaklanan sorularýný yanýtlayarak yönlendirdi ÖSS 7. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde ilk kez sözü gereksiz kullanýlmýþtýr? A) Onu ilk kez bu kadar üzgün görüyordum. B) Uçaða ilk kez bineceði için çok heyecanlýydý. C) Bu kýyý kasabasýna ilk kez gidiyordum. D) Böyle bir yarýþmaya ilk kez katýlýyorum. E) Onunla ilk kez bir arkadaþ toplantýsýnda tanýþtýk ÖSS 155

166 Öz Deðerlendirme Formu Röportajla ilgili daha önce bildiklerim Röportajla ilgili öðrendiklerim Röportajla ilgili tam öðrenemediklerim Röportajla ilgili öðrenmek istediklerim Röportaj türünde okuduðum kitaplar Röportaj türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Röportajla iliþkilendirdiðim diðer konular Röportajý arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Röportajla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 156

167 1. Bir insanýn tanýnmasýnda yüz yüze görüþmek mi yoksa hakkýnda yazýlan yazýlarý okumak mý daha etkilidir? 2. Mülakat, mülakat yapmak, mülakata katýlmak ve görüþme kelimelerinin anlamlarýný öðreniniz. 3. Kimlerle mülakat yapmak ve mülakat yaptýðýnýz kiþilere neler sormak isterdiniz? 1. ETKÝNLÝK Siyasetçi, sanatçý, edebiyatçý ve iþ adamlarýyla gerçekleþtirilmiþ mülakat örnekleri okuyunuz. Okuduðunuz mülakatlardan hangilerini beðendiðinizi nedenleriyle açýklayýnýz. SELÝM ÝLERÝ ÝLE SÖYLEÞÝ Bir yaz günü. Fakülte birinci sýnýfý bitirmiþ, tatil için memlekete gelmiþim. Þehrin tek kitapçýsýnda gördüðüm an kapaðýna vurulduðum Her Gece Bodrum elimde. Adýný duyduðum ama okumadýðým bir yazarýn kitabý. Yeni baskýsý... Bir arkadaþýmýn evinin bahçesindeyiz. Güvercin uçuruyor arkadaþým. Benimle konuþmak, sohbet etmek istiyor ama ben kitaba dalýp gitmiþim. Vazgeçip bütün ilgisini kuþlarýna veriyor. 157

168 Sýrtým duvara dayalý, toprak zeminde, gölgede, kanat þakýrtýlarý arasýnda kayboluyorum Her Gece Bodrum un içinde. Bitirir bitirmez koþturuyorum kitapçýya. Bir Denizin Eteklerinde yi de görmüþtüm çünkü. Bir tokat da o kitaptan yiyorum. Yine çarpýlýyorum. Yeni bir yazar keþfetmenin o doyulmaz hazzý. Ankara ya döndüðümde diðer kitaplarýyla devam ediyorum serüvenime. Cehennem Kraliçesi, Ölüm Ýliþkileri, Dostluklarýn Son Günü... Sonra Pastýrma Yazý ve Cumartesi Yalnýzlýðý nýn ardýna düþüyorum. Piyasada yok. Pastýrma Yazý ný kütüphanede bulup okuyorum. Cumartesi Yalnýzlýðý na ulaþabilmem için Eski Defterde Solmuþ Çiçekler i beklemem gerekiyor. Ve Aðrý dayým. Ýlk görev yeri. Kitap yok, kitapçý yok. Abone olduðum dergilerle sürdürüyorum edebiyat dünyasýyla olan baðýmý. Dergilerden birinden öðreniyorum Yalancý Þafak ýn çýktýðýný. Postaneye gidip Ankara ya telefon yazdýrýyorum. Birkaç saat bekledikten sonra kýz arkadaþýmla konuþuyorum, Selim Ýleri nin yeni kitabýnýn çýktýðýný söylüyorum. Bir hafta sonra postayla geliyor Yalancý Þafak Ankara dan. Son Yaz Akþamý, bir doðum günü armaðaný olarak yer alýyor kitaplýðýmda. Saz Caz Düðün Varyete yi yazar dostum Kenan Kalecikli den, birlikte askerlik yaparken atýþlarda girdiðimiz bir iddia sonucu kazanýyorum... Yýllar sonra, 2003 yýlýnýn yaz sonu, Selim Ýleri Ankara ya geliyor söyleþi için. Tanýþýyoruz. Okurlar, kitaplarýný okuduklarý yazarlarla tanýþýnca genellikle hayal kýrýklýðýna uðrarlar. Belleklerinde iz býrakmýþ kiþiyle ayný deðildir karþýlarýndaki. Benim için öyle olmadý. Selim Ýleri yle yýllardýr tanýþýyor, konuþuyormuþum gibi duyumsamýþtým o gün. Cumartesi Yalnýzlýðý nýn yeni baskýsýnýn arka kapaðýnda O bildiðiniz cumartesi yalnýzý. yazdýðý gibi, o, bildiðim Selim Ýleri ydi... Nihayet, yaðmurlu bir nisan Ýstanbul u... Yazar arkadaþým Þaban Özüdoðru ile Selim Ýleri nin evindeyiz. Sýcak bir gülümseme karþýlýyor bizi kapýda... Sohbete baþlýyoruz. Ömrünü edebiyata, okumaya, yazmaya vermiþ bir yazarýn sesi kuþatýyor bizi... Son romanýnýz Yarýn Yapayalnýz ile edebiyat gündeminde yerinizi aldýnýz. Bu romanda nihayet kalýcý bir karakter yarattýðýnýzý söylüyorsunuz. Onca roman yazmýþ bir yazar olarak geldiðiniz bu noktayý nasýl deðerlendiriyorsunuz? Öteki romanlarda da belki birtakým karaktere yakýn kiþilikler, kimlikler vardý ama sanki kendim, kendimin dýþýnda bir þeyle yarýþmak istedim. Hepimizin böyle zaman zaman okuyup bitirdikten sonra da hayatýmýzda yeri kalan birtakým roman karakterleri vardýr. Mesela bizim edebiyatýmýzda, Yakup Kadri nin bazý roman kahramanlarý, Kiralýk Konak taki Naim Efendi aklýma geliyor. Ben onu yýllarca yaþadým; Naim Efendi nin o sýkýntýsýný, acýsýný. Ya da Reþat Nuri Bey in Yaprak Dökümü ndeki Ali Rýza Bey i... Batý romanýna bakarsak Gustave Flaubert in Madam Bovary si ya da Tolstoy un Anna Karenina sý gibi. Kendi kitaplarýmda bu tarz belirgin bir þekilde, kitap sona erdikten sonra, insanda o çapta iz býrakan kahraman olmadýðýný hissetmiþimdir. Bu da beni üzmüþtür. Ama bu kez galiba bir ölçüde bunun daha üstüne çýkabildim diye düþünüyorum. Roman bittikten sonra da okurda o karakterin izi kalacak, o karakteri sevecek ya da sevmeyecek; onu kestirmek pek mümkün deðil, tabii okurdan okura deðiþecek... Çok da sevimli bir karakter deðil romanýn baþ kiþisi Handan Sarp. Ama bir iz býrakacak duygusunu taþýyorum. O yüzden de bu kitap mutsuz etmiyor beni. Pek çok kitabýnýzda yazdýnýz ama dergimizin okurlarý arasýnda sizi tanýmayanlar olabilir düþüncesiyle (Çünkü okurlarýmýz arasýnda binlerce öðrencimiz de var.) tekrar sormak istiyoruz: Yazmaya nasýl baþladýnýz? Ben çok baþarýsýz bir öðrenciydim. Bütün eðitim hayatým boyunca. Ýlkokulda da çok baþarýsýzdým. Yalnýz bir kere -dördüncü sýnýftaydým zannediyorum- bir pekiyi aldým, o da þimdiki adýyla kompozisyon dersiydi. Konu sonbahar gibi bir þeydi, þimdi tam hatýrlamýyorum. O zamana kadar yazar olma perisi yoktu ama böyle bir þekilde, diðer derslerden baþarýsýz olup da ondan pekiyi almak bana bir kývanç duygusu getirdi. Galiba onun etkisiyle daha o zamandan beri birtakým yazarlýk tecrübesi yapmaya baþladým. Orta 158

169 okula geçtiðim yýllarda, Galatasarayda hazýrlýk sýnýfýnda okurken bizim çaðdaþ edebiyatýmýzýn öncüleri sayýlabilecek olan Halide Edip, Yakup Kadri, Reþat Nuri, Hüseyin Rahmi gibi romancýlarýmýzý çok iyi okudum yani onlarýn hemen hemen bütün eserlerini. Zannediyorum bu okumalar beni yazý yazmaya itti. Ýki türlü yazarlýk olduðunu düþünüyorum: Birisi, yaþamdan yola çýkarak yazý yazanlar, diðeri eserlerden... Ben daha çok eserlerden yola çýkarak onlardan edindiðim heveslerle yazý yazmaya baþlamýþ birisi sayýyorum kendimi. Ortaokul süresince hep yazdým. Yani öykü yazdým, roman yazdým. Lise çaðýmda da bunlarý dergilere gönderdim ama bunlarýn hiçbirisi yayýmlanmadý; uzun bir süre yayýmlatma mücadelesiyle geçti. Bu okuma süresi içerisinde sizi yönlendiren oldu mu, þunlarý oku gibi? Olmadý. Kendi seçtiðim yolda kendi baþýma gittim. Evimiz, kitap okunan bir evdi ama yine de bu anlamda bir yönlendirme, bir kýlavuzluk söz konusu deðildi fakat lisede iki tane önemli edebiyat öðretmenim oldu. (Galatasaraydan ayrýlmýþ, Atatürk Erkek Lisesine geçmiþtim.) Bunlardan birisi Bakiye Ramazanoðlu adlý bir öðretmendi. Ötekisi hem öðretmen hem de önemli bir edebiyat adamý olan Rauf Mutluay dý. Ayný zamanda Fransýzca hocamýz da Vedat Günyol du. Bu üç kiþinin bir yönlendirmesi oldu tabii. Bütün klasik sayýlabilecek yazarlarýmýzý okumuþtum fakat çaðdaþ edebiyatýmýzýn daha yakýn dönemini pek fazla bilmiyordum. Sabahattin Ali yi, Sait Faik i, Kenan Hulusi yi, -ne bileyim- Tanpýnar ý, Peyami Safa yý, bütün bu yazarlarý hocalarýmýn yönlendirmesiyle okudum. O anlamda yönlendirme daha çok lise çaðlarýnda oldu. Batý edebiyatýnda da pek öyle bir yönlendirme söz konusu deðil. Sadece Galatasaraydayken Fransýz edebiyatý dolayýsýyla belli birtakým yazarlarý okumuþtum. Rus klasikleri Dostoyevski, Tolstoy, bütün bu sonradan çok seveceðim yazarlarý, Ýngiliz romancýlarýný daha sonraki dönemlerde okuma imkâným oldu. Siz de yazý hayatýna hikâyeyle baþlayýp sonra romana geçen yazarlardan birisiniz. Niçin hikâyeden sonra roman? Aslýnda tam öyle deðil. Ben hep roman yazmak istiyordum. Ortaokulda iken dört beþ roman yazdým. Onlara roman denebilir mi bilmiyorum ama roman yazdým. Bu tür kitaplar, bu taslaklar yayýmlanmadý. Gazetelere götürdüm. O zamanlar daha tefrika geleneði sona ermemiþti. Benim çok sevdiðim bir þeydir gazetede roman tefrikasý. Yazýk ki bugün artýk yok... Ama bir kez tattýnýz o duyguyu deðil mi? Hayal ve Istýrap bir gazetede tefrika edilmiþti. Bir kere. Uzun yýllar sonra. Onun acý hikâyesi var. Geçelim. O dönem yazdýklarýmý yýrtýp attým. Tabii bugün çok piþmaným, keþke yýrtmasaydým. Yolun baþlangýcýný görme imkâným olacaktý. Lisedeyken hocamýz Vedat Günyol, Yeni Ufuklar diye bir dergi çýkarýyordu; bana roman bastýrmanýn zor olduðunu, hikâye yazarsam dergide yer verebileceðini söyledi. O yüzden hikâye. Aslýnda benim aklýmda yoktu. Hikâye yazmak beni en çok yoran iþlerden birisidir. Þu ara yeniden bir hikâye üzerinde çalýþýyorum, yýllar sonra. Roman daha kolay çünkü romanda birtakým yerler hantallaþabilir. O da okurun gözüne batmaz. Hatta bazen romancý bile gözünden kaçýrabilir ama hikâye þiire yakýn bir tür. Fazlalýk hemen göze batar. Onu temizlemek, o özü yakalamak, daha özlü bir hâle getirebilmek gerekir. Roman da zor muhakkak çünkü onda da teknik sorunlar var. Mesela bu son romaným üç sene sürdü. Ayný kývamý üç sene sürdürebilmek kolay bir þey deðil. Hikâye daha çok anlar üzerine kurulur. Roman ise, bir an ý bile anlatsa insanda bir ömrü anlatýyormuþ gibi bir iz býrakýr. Roman denilince aklýma hep Attilâ Ýlhan ýn bir mýsrasý gelir: Akþamlar bir roman gibi biterdi / Jezabel kan içinde yatardý... Edebiyat dünyasýnda toplumsal sorunlarý iþleyen roman ve öyküler gündemdeyken siz belli bir aydýn kesimini anlatan bireyci eserler verdiniz. Bugün buradan o döneme baktýðýnýzda zamanýn sizi haklý çýkardýðýný düþünüyor musunuz? Benim o dönem yazdýklarýmýn da gerisinde toplumsal ve siyasal endiþeler vardý diye düþünüyorum fakat o yýllarýn çok kaba bir yaklaþýmý vardý. Bütün bu endiþelerin ille slogan olarak söylenmesi sanýsý vardý; bence bu çok yanlýþ bir þeydi. Gençlik yýllarýmdan itibaren, belki bilinçli deðil ama sevgiyle ondan uzak durmaya 159

170 çalýþtým. Zaten mizaç olarak da, yaratýlýþ olarak da çok yatkýn deðildim. Slogancý edebiyatýn, güdümlü edebiyatýn bir yere götürmediðini; ne yazarý, ne okuru, ne de toplumu fazla besleyemeyeceðine inanýyorum. Çok bilinçli bir biçimde kendi yolumu çizdiðimi iddia edemem, sadece sezgilerim beni öylesi bir yazý alanýndan uzak tutmuþtur. Sonra, zamanla bu benim aleyhimde kullanýldý. 70 lerin sonundan 90'larýn ortalarýna kadar anlatmak, yazmak istediðim þeylerin topluma karþý zararlý olduðu bile ileri sürüldü. O yýllarýn dergilerini karýþtýrýrsanýz aleyhimde sayýsýz yazýyla karþýlaþýrsýnýz. Þimdi geri dönüp baktýðýmda, kendimi haklý görmekten çok, üzüntü duyuyorum. O gün o yazýlarý yazanlarýn hiçbirisi bugün yazarlýk yaþamýna devam etmiyor. Belki onlarýn arasýnda son derece yetenekli yazarlar vardý ama belli birtakým güdümlülükler içine girdiðinizde bir yerden sonra týkanýp kalýyorsunuz. Ben hep bir sentez kiþisi olmayý tercih ettim. Bizim toplum olarak buna ihtiyacýmýz var. Geriye dönüp baktýðýmýzda keþke Nazým Hikmet-Peyami Safa kavgasý olmasaydý diyorsunuz. Ýncir çekirdeðini doldurmayan bir tartýþma aslýnda. Ýkisi de birbirini amansýzca hýrpalamýþ. Kaybeden hem onlar olmuþ hem toplum... Birisi ülkesini terk etmek zorunda kalmýþ, diðeri acýlar içinde bir hayat sürmüþ. Peyami Safa her iktidar tarafýndan hýrpalanmýþ. Aslýnda müthiþ bir yazý emekçisi ama yazý yazacak bir kâðýt bile bulamamýþ, hatta bir takým elbise giyemediði bile söylenir. Bunlar bana hüzün veriyor. Destan Gönüller ile baþlayan romancýlýðýnýz, Her Gece Bodrum, Cehennem Kraliçesi, Ölüm Ýliþkileri ile geliþimini sürdürdü ve sizi edebiyat gündeminin zirvesine taþýdý. Bu romanlarýnýzda küçük bir oba yý anlattýðýnýz vurgulandý. Daha sonraki romanlarýnýzda edebiyat, sanat ve kültür tarihimizdeki gerçek kiþilerden yola çýkarak kendi kurmaca kiþilerinizi yarattýnýz. Bu durum, Selim Ýleri romancýlýðýnda bir kýrýlma noktasý olarak algýlanabilir mi? Algýlanabilir tabii, çok doðru. Her Gece Bodrum la baþlayan popülerleþme diyelim isterseniz, eðer sürüp gitseydi asýl yazmak istediklerimi yazamazdým. Ben okurun ve yayýnevlerinin taleplerini pek yerine getirmedim çünkü üç dört romanda anlatabileceðiniz bir þeydi onlar. Sadece ismi deðiþik, hep ayný, kliþe romanlar çýkýyor ortaya o zaman. Bugün baktýðýmda Bir Akþam Alacasý bile fazla geliyor bana. O, keþke yazmasaydým dediðim bir kitap. Bir Akþam Alacasý, Cehennem Kraliçesi nin, Ölüm Ýliþkileri nin bir tür tekrarý gibi. Zaten o romandan sonra bir daha o kiþilere ve o çevreye dönmeme kararý aldým. Bir süre daha o söylediðiniz kiþileri yazmadým. O arada baþka kitaplar var. Belki beni o noktaya götürecek kitap Ölünceye Kadar Seninim dir. Bu romanda, ismi verilmemekle birlikte, Kerime Nadir den yola çýkarak o söylediðiniz þeyi yaptým. Yine o yýllarda Saz Caz Düðün Varyete kitabým var. Benim tek politik taþlama kitabým. O yýllardaki siyaset adamlarýmýzýn parodisi olsun diye yazdýðým bir kitap. Tipik bir Selim Ýleri kitabý olduðunu düþünmüyorum. Yaþarken ve Ölürken de o arada yazýlmýþ kitaplardan biridir. Ondan sonra söylediðiniz noktaya doðru gittim ben. Demin söylediðim gibi iki tür yazarlýk olduðuna inanýyorum: Yaþadýklarýndan ve okuduklarýndan yola çýkarak yazanlar. Ben ikinci türüm. Yýllarca o kahramanlar bende hep yaþadýlar. Hem yazar olarak hem de yazdýklarýnda yarattýklarý kiþiler olarak. Onlardan öyle tuhaf, çok da bilinçli olmayan bir yapý çýktý ortaya. Ýlki, Mavi Kanatlarýnla Yalnýz Benim Olsaydýn. Ayaðýmý kýrmýþtým. Çok küçük bir evde, bir çatý katýnda oturuyordum; çok sýcak oluyordu; ayaðým kýrýk, hava sýcak, hiçbir þey yapamýyorum. Refik Halit Bey in Nilgün romanýný bir kez daha okuyayým dedim. Nilgün ün tasvirleri, Refik Halit Bey in Türkçesi beni bir kez daha büyüledi. Çeþitli kelimelerle ayný kadýný yeni baþtan o kadar farklý tasvir etmiþ ki yüzlerce tasvir var; bu tasvirlerden yola çýkarak bir deneme yazmaya karar verdim. Hesapta roman falan yoktu fakat yazdýðým þeyin deneme de olmadýðýný, sanki bir romanýn bir parçasý gibi olduðunu fark ettim. Mavi Kanatlarýnla Yalnýz Benim Olsaydýn hiç hesapta olmayan öyle bir yazýyla baþladý ve romanýn ortasýnda bir parça oldu. Yani hiç bilmeden bir romanýn ortasýný yazmýþým ben. Sonra hem benim kiþisel anýlarýmý hem geçip gitmiþ bir dönemi hem kaybolan bir kültürü ve ayný zamanda bizim çok nankörce yaklaþmýþ olduðumuz geçmiþ edebiyatýmýzý da yeniden yaþatma isteði diðer kitaplarla devam etti. Batý toplumlarý bunu yapýyor, biz nedense yapamýyoruz. Mesela Kýrýk Deniz Kabuklarý ný yazdýðým vakit ummuþtum ki Halit Ziya Uþaklýgil in Bir Acý Hikâye adlý aný kitabý yeniden basýlýr; aradan yýllar geçti galiba hâlâ basýlmadý. 160

171 Biliyorsunuz, Michael Cunnigham (Maykýl Kaningým) Saatler adlý, Virginia Woolf (Virjinya Vuf) un Mrs. Dalloway romanýnýn baþ kiþisini ve yazarýn kendisini odaða alan bir roman yazdý; bu roman hem ödül aldý hem sinemaya aktarýldý. Filmin baþ kadýn oyuncusu Nicole Kidman (Nikol Kidmýn) da Oscar aldý. Batýnýn sizin þu an yaptýðýnýz iþe çok önem verdiðini görüyoruz. O roman dünya çapýnda bir olay oldu. Evet, o kitabý da okudum, filmi de izledim. Ama bizde öyle olmuyor. Hatta Kýrýk Deniz Kabuklarý yüzünden çok sevdiðim bir yayýncý dostumla aram açýldý. Bu kitap on yýl sonra da olsa asýl okuruna ulaþabildi. Benim en sevdiðim kitaplarýmdan birisidir Kýrýk Deniz Kabuklarý. Ýstanbul ve belli tatil yöreleri odaklý bir mekân seçiminiz varken Yaþarken ve Ölürken de taþraya açýldýnýz ve gerektiðinde taþranýn da romancýsý olabileceðinizi gösterdiniz. Bu açýlým, o dönem yapýlan bazý eleþtirilerin sonucu muydu? Yok, sanmýyorum. Ben hep taþrayý yazmak istedim, hâlâ -Yaþarken ve Ölürken i tam yazabildiðimi düþünmüyorum ama- kafamda bir taþra romaný var. Taþra bana olaðanüstü çekici geliyor. Orada yaþayan insanlarýn acýsý... Kýstýrýlmýþlýk içerisinde, kente açýlma özlemi içerisinde... Bunu çok iyi hissedebiliyorum; hatta öyle ki yaþamýmýn hemen bütününü büyük kentlerde geçirmiþ olmama karþýn, ne zaman bir taþra kentine gitsem, sanki bundan önce bir hayatým var idiyse, orada yaþamýþým kadar bana yakýn geliyor. Askerliðimi Tokat ta yaptým; sanki Tokat benim doðup büyüdüðüm yermiþ gibi geliyor bana. Irmak kýyýsýndaki bir gazinodan gelen müzik sesinin oradaki insan üzerinde býraktýðý etkinin ne olduðunu ben çok iyi biliyorum. Ama büyük kentin birçok þeyini hiçbir zaman kendime yakýn hissetmedim. Taþra oradan geliyor zannederim. Sinemada da iþledik taþrayý, Ömer Kavur la, Kýrýk Bir Aþk Hikâyesi filminde. Tabii edebiyatýmýzýn taþraya ayrýlmýþ zengin sayfalarýnýn da büyük etkisi var üzerimde. Cahit Külebi nin þiirleri mesela, ya da Kemal Bilbaþar ýn Denizin Çaðrýsý adlý olaðanüstü romaný. Yaþarken ve Ölürken de olduðu gibi deðil de, taþra kadar tekdüze olan bir þey yazmak istiyorum; o ýssýzlýðý, insan ruhu ýssýzlýðýný... Anton Çehovvari bir þey yazmak istiyorum. Cumartesi Yalnýzlýðý, Pastýrma Yazý, Dostluklarýn Son Günü, Bir Denizin Eteklerinde, Son Yaz Akþamý... Bu öykü kitaplarýnýzdan seçtiklerinizle çýkardýðýnýz birkaç hikâye kitabý daha... En son hikâye kitabýnýzý 1983 te çýkardýnýz, bir de geçen yýl Geceyazýsý dergisinde bir hikâyeniz yayýmlandý. Selim Ýleri artýk niçin hikâye yazmýyor? Onun dünyasýnda hikâyenin nasýl bir yeri var? Gelecek yýl bir hikâye kitabý çýkarmayý düþünüyorum. Ýki tane bitmiþ hikâyem var, Geceyazýsý ndakini saymazsak; bir de yazmakta olduðum bir hikâyem var. Hikâye yazmak bana çok zor geliyor, beni çok yoruyor. Daha önce de söyledim, öyküde hiçbir þey sarkmamalý, her þey mükemmel olmalý. Bir de bir oturuþta bitirmek istiyorum hikâyeyi. Roman öyle deðil; son kitabýmda olduðu gibi üç yýla kadar çýkabiliyor ama hikâyeyi o gün bitiremezsem bir daha bitiremeyeceðim gibi bir saplantým var. Hikâye yazarken sosyal hayatla baðým tamamen kopuyor, bir telefon bile beni alýp götürüyor. Hikâye, düþünceden çok duyguyla yazdýðým bir þey galiba... Siz hazýrladýðýnýz Ýlkgençlik Çaðýna Öyküler ve Gençlere Türk Romanýndan Altýn Sayfalar adlý kitaplarla gençliðe zaten yol göstermek istiyorsunuz. Bu yönünüzü dikkate alarak, gençlerimize ve yazar adaylarýna önerileriniz nelerdir? Okumalarý, çok okumalarý. Günün moda deðerleriyle yetinmemeleri. Bir hastalýk hâlinde sadece basýnýn dayattýðý kiþiler kaldý koca bir edebiyattan geriye. Ona çok fazla kapýlmamalarý gerekiyor. Hele yazar olacaklarsa en azýndan, hiç olmazsa son seksen yýllýk edebiyatýmýzý tümüyle okusunlar demiyorum, o da zor bir þey aslýnda ama bir panoramasýný çýkaracak kadar doðrudan doðruya eserleri okumalarýný öneririm. Zincirin neresindeyiz, hangi halkasýyýz, bunun bilincinde olmalýyýz çünkü bakýyorsunuz yeni yazarlara, her þeyi kendilerinin keþfettiklerini sanýyorlar. Oysa geçmiþte onlarýn hepsi yapýlmýþ, gene yapýlýr ama hiç deðilse geçmiþe bir saygý duyularak, oraya bir göndermede bulunularak yapýlmalý. O açýdan en çok arzu 161

172 ettiðim þey gençlerin çok okumalarýdýr. Bu sözünü ettiðiniz antolojileri de edebiyatýmýzýn bir panoramasý ortaya çýksýn amacýyla yaptým. Anne-babalar alýp çocuklarýna hediye ediyorlar bu kitaplarý; onlar ya hediye olarak bir köþede kalýyor ya da gençler anne-baba baskýsýyla okumak istemedikleri için yine sonuçta anne babalar tarafýndan okunuyorlar galiba. Bizde yazarlar da pek okumuyorlar galiba? Evet, evet, bir hastalýktýr o bizde. Bir piyanist sahneye çýkmadan önce nasýl hazýrlanýyor deðil mi? Bir tarihte, Ýdil Biret le tanýþmýþtým, günde sekiz dokuz saat piyano çalýþýyor, yýlda üç defa konsere çýkýyor sonuçta. Özellikle þiirde böyle galiba bu. Þairler de pek okumazlar. Ama mesela Behçet Necatigil çok okurdu, Edip Cansever de öyle, Cemal Süreya öyle... Yýllardýr, yazýlarýnýzda Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkant, Esat Mahmut Karakurt gibi hafife alýnan yazarlarý gündeme getirdiniz. Son olarak da bu yazarlarýn eserlerinin editörlüðünü yaparak bir dizi hâlinde tekrar yayýmlanmasýný saðladýnýz. Edebiyat tarihinde yer almamýþ, muhtemelen gelecekte de yer alamayacak bu yazarlara sizin ilginizin nedeni nedir? Birçok iyi insan Türkiye de özellikle 1940 lý kuþak, 30 lardan 70 lere kadar birçok kuþak bu tür yazarlarýn romanlarýyla beslenmiþ, roman sanatýný sadece bu kitaplardan okumuþtur. Bu yazarlar bize müthiþ bir þekilde roman okuyucusu, kitap okuyucusu kazandýrmýþlardýr. Edebiyat tarihçileri niye onlarý almamýþ, onu da bilmiyorum. Özellikle Kerime Nadir, bugün edebiyat tarihinde yer almýþ birçok romancýmýzýn çok daha üstünde psikolojik tahlil ve anlatým gücüne sahip bir yazardýr. Sanýyorum ideolojik bir küçümseme var orada, daha baþka ideallerin peþinde koþmuþ olan, geleceði daha farklý gören bir toplum, aþký küçümsemiþ; öyle olunca aþk romancýsý piyasa romancýsý olmuþ. Ben o yazarlarýn Türkçelerinin, anlatým güçlerinin edebiyat tarihine geçmiþ deðme yazarlardan aþaðý olduðuna inanmýyorum. Öykü ve romanlar dýþýnda inceleme, eleþtiri ve deneme türünde de eserler vermeye devam ediyorsunuz. Bu tür eserlerinizde özellikle edebiyat tarihinin unutulmaya yüz tutmuþ, günümüzde deðeri bilinmeyen çok önemli isimlerini ön plana çýkardýnýz. Bir anlamda, edebiyat tarihçisi gibi çalýþtýðýnýzý ya da kendinize böyle bir görev yüklediðinizi söyleyebilir miyiz? Okuduklarýnýz size mutluluk veriyorsa, bir güzellik aþýlýyorsa, bir haz veriyorsa, onu baþkalarýyla paylaþýrsak güzel bir þey olur düþüncesiyle yapýyorum; yoksa bir edebiyat tarihçisi olmak amacýyla yapmadým onlarý. Fakat edebiyat tarihlerimizin bir kýsmýný okuduðum vakit oradaki haksýzlýklar sinir sistemimi alt üst ettiðinden zorunlu olarak bazý þeyleri yazdým. Mesela Ethem Ýzzet Benice. Sadece Nihat Sami Banarlý da var, o da bir tek cümle. Oysa çok güçlü bir yazar. Yine mesela Safiye Erol. Þimdi çok þükür yeniden basýldý. O da birkaç kiþinin çabasýyla oldu. Kubbealtý Neþriyat ýn yayýmlamasý, benim yýllardýr süren ýsrarým, Beþir Ayvazoðlu nun, Murat Belge nin çabalarýyla oldu. Halbuki hiçbir edebiyat tarihinde Safiye Erol yok. Oysa Tanpýnar la baþa baþ gidebilecek kadar felsefî boyutu olan bir yazarla karþýlaþýyoruz. Doðu-batý meselesi üzerine çok ciddi tespitleri ve teklifleri olan bir yazar. Kýsacasý edebiyat tarihlerinde yazýlanlara çok fazla güvenmiyorum ben. Siz Uzun Bir Kýþýn Siyah Günleri ve Kamelyasýz Kadýnlar da çok ciddi, araþtýrmaya dayalý bir çalýþma sergilediniz. O tarz çalýþmalar bir yazara þunu getiriyor, sizin dünyanýzýn bir hikâyede, bir romanda yansýtamadýðýnýz yönlerini onlarýn sayesinde yansýtma fýrsatýnýz oluyor. Kendimi anlatmanýn bir baþka yolu olarak görüyorum. Bir de edebiyat tarihlerimizin dörtte üçünde bir kuraklýk hissediyorum; gerek edebiyat tarihçileri gerek eleþtirmenler, yukardan bakýyorlar, kendilerini bir yargý mekanizmasý olarak görüyorlar. Eserin içine girerek, onu özümseyerek, yazarýn ruhunu hissederek yaklaþmýyorlar. Yaratýcý eleþtiri olamýyor bizde bir türlü. Hele edebiyat tarihinde hiç böyle sýcak bir yaklaþým yok. Cahide Sonku Ölüm ve Elmas oyunuyla tiyatro alanýnda da ödül aldýnýz. Senaryo çalýþmalarýnýzý, televizyon programlarýnýzý, yönetmenlik uðraþýnýzý vb. biliyoruz. Bütün bu çalýþmalarý bir 162

173 arada nasýl yürütüyorsunuz? Özetle, Selim Ýleri nin yirmi dört saati nasýl geçiyor? Disiplinli bir insan sayýlýrým. Ziyan edilmiþ bir günüm olursa çok piþmanlýk duyarým, hayatýmdan bir gün çalýnmýþ gibi hissederim. Bunda yazarlýkla yaþamýný sürdürme çabasý da var çünkü hiçbir sosyal güvencesi olmayan bir insaným. Bazý dönemlerde yazarlýk gelir getirmez olunca, bu televizyon çalýþmalarý bir anlamda zorunlu olarak devreye girdi. Televizyon programý yapmak bana göre bir þey deðil. Maddi zorunluluðum olmazsa yapmam. Yirmi dört saate gelince: Aslýnda çok çalýþkan gibi görünüyorum ama deðilim; sabahtan öðleye kadar çalýþýrým, sonra çalýþmam. Kitap okurum, sokaða çýkarým, yapýlacak iþlerim varsa onlarý yaparým ama disiplinliyim; günde iki sayfa yazsanýz senede yedi yüz sayfa eder, eðer profesyonel bir yazarsanýz günde en az bir sayfa yazmanýz gerekir. Böyle bir kararlýlýðým vardýr. Hiçbir þey yapamazsam daha önce yazdýklarýmý, bir gün önce yazdýklarýmý tekrar yazarým. Kendi içinde çoðalta çoðalta giderim. Bazen ayný sayfalarý elli defa yazdýðým olur. Yazdýðým dünyaya ancak bu þekilde girebiliyorum. Anýlar Issýz ve Yaðmurlu da, bütün hayatýnýzý gözler önüne serdiniz. Daha önceki aný kitaplarýnýzda da pek çok þeyi anlatmýþtýnýz ama bu kez tüm yaþantýnýzý bütün çýplaklýðýyla ortaya koydunuz. Bu, sizde bir rahatlama saðladý mý yoksa keþke anlatmasaydým dediðiniz oldu mu? Nasýl bir duygu içindesiniz? Kitap yayýmlandýðýnda anýsýz bir insan gibi hissettim kendimi. Çok tuhaf bir duyguydu ama geçiyor, çabuk unutuluyor. Anýlar bütün çýplaklýðýyla anlatýlabilir mi, bilemiyorum; insan biraz da kendine yontuyor galiba. Orada anlatýlanlar bazý kiþileri üzmüþ olabilir ancak ben onlarý toplumsal hayatýmýza ýþýk tutmasý amacýyla yazdým. Orta hâlliliðimizi, sýkýntýlarýmýzý, baba oðul arasýndaki iletiþimsizliði... Bunlar birçok evde yaþanýyor aslýnda ama yaþanmýyor gibi yapýlýyor. Onlarý yazdýðýma hiç piþman deðilim. Son dönemlerde Ýstanbul ve yemek kültürüne iliþkin kitaplar yayýmladýnýz. Bunlar Selim Ýleri nin yazarlýk serüveni içinde nerede duruyor? Severek yazýyorum o yazýlarý, hatta bir tane daha yapmak istiyorum. Entelektüel çevre tarafýndan önceleri hafifsendi, küçümsendi. Lezzet dergisinin teklifi üzerine baþladým bu kitaplarý yazmaya. Mutfaða girip yemek yapmasýný becerebilen biri deðilim ama gözlemlemekten hoþlanan, ev duygusunu, onun insanlara mutluluk getireceðini bilen birisiyim. Ayrýca bizde yemek kültürünün kaybolduðunu düþünüyorum. Bu da bir fýrsat oldu benim için. Gerçi 1983 ten beri hikâye yazmýyorum ama Rüyamdaki Sofralar da pekâlâ hikâye diyebileceðimiz parçalar var. O kitaplardaki anýlar gerçek zannediliyor, oysa deðil; onlar yazarýn duygusal çalýþmalarý. Size çok ilginç bir þey söyleyeyim: Yemek kitaplarýnýn okurlarý kadýnlar deðil, erkekler... Sizin okurlarýnýzýn çoðunluðunu kadýnlar oluþturuyor deðil mi? Eskiden öyle deðildi, Her Gece Bodrum un yayýmlandýðý zamanlar. Þimdi biraz öyle galiba. Ýmza günlerinde bunu açýklýkla görüyorum. Çoðunluk hanýmlar. Genç erkek okurum pek yok... Zaten Türkiye de erkekler genellikle politika, tarih vb. türlerde okuyorlar. Roman okuyanlar kadýnlar... Kadýnlar sanatla daha ilgili. Eskiden böyle deðilmiþ ama. Mesela, Kerime Nadir in anýlarýnda okuyoruz; o yýllarda Hýçkýrýk romanýný pek çok subay okumuþ, hatta pek çok subay, doðan kýzýna Nalan, oðluna Kenan adýný koymuþ. Ülkemizde yazarlýðý meslek edinmiþ, yazarlýkla geçinen insan sayýsý çok az. Siz de bunlardan birisiniz. Türkiye de kalemiyle geçinmeye çalýþan yazarlarýn sorunlarý nelerdir? Ben bu konuda çok þanslý bir insan olduðumu düþünüyorum çünkü bizden önceki nesille kendimi kýyasladýðýmda, - pek çok insaný tanýdým, Orhan Kemal, Behçet Necatigil, Kemal Tahir- ne kadar þanslý olduðumu görüyorum. Onlar geçinmek için ya yan iþler yaptýlar ya da zaten yazarlýk dýþýnda baþka iþleri vardý; yazarlýðý bir gece mesleði gibi yaptýlar. Ýlk baþta, benim kira sorunum yoktu, sonra senaryo yazarlýðýyla edebiyat yazarlýðýný bir arada götürdüm arasý sadece yazarlýk yaptým. Ama 1985 ten sonra sinemaydý, televizyondu, gazeteydi, derken birtakým yan iþlerle de uðraþtým. Bizde þimdilerde yazarlýk profesyonelleþmeye baþladý ancak bununla birlikte edebiyat elden gitti. Çok ilginçtir, 163

174 yazarlýk meslek hâline gelmeye baþladýkça sanat, edebiyat zayýflamaya baþlýyor. Televizyon desteðiniz olmazsa sov yapmazsanýz ne bileyim, þiir kitabýnýn yanýnda CD vermezseniz, kitabýnýz satmýyor. Düþünsenize, Necatigil televizyona çýkýp þiir okuyabilir miydi? Onlar içe dönük insanlardý, âdeta kendilerini gizlemeye çalýþýrlardý. Bizler bugün onlarýn açtýðý yoldan yürüyoruz. Ben Kemal Tahir i tanýdýðýmda eþi mahalle terziliði yapýyordu, evlerinin geçimi ancak o sayede saðlanabiliyordu. Sizde yazý nasýl doðar, geliþir, sürer ve kâðýda aktarýlýr? Sizin için de yazmak olmazsa olmazlardan mýdýr? Kesinlikle öyle... Bazen insan artýk bir þey yazmayacaðým diyor ama bir yerden sonra geri dönüyorsunuz. Yazý nasýl oluþuyor? Gerek hikâyede, gerek romanda hiçbir plan çýkartmýyorum. Belki bu bir hata, iþi de zorlaþtýrýyor ama plan çýkartýp da o planýn sýnýrlarý içinde kalmak, bir cenderenin içine girmiþ gibi yapýyor beni. Kendi iç maceramý kaybetmiþim gibi oluyorum. Biraz oluruna býrakarak gidiyor sonra baþa dönüp yeni baþtan yazmaya koyuluyorum. Bazen romanýn sonu bellidir. Bazen sonu için oturup bir roman yazarým. Mesela son romaným Yarýn Yapayalnýz ýn sonu kafamda belirgindi, sýrf o sonu yazmak için romanýn geri kalanýný yazdým. Romanýnýz yeni çýktý ama tezgâhta baþka çalýþmalar vardýr diye düþünüyoruz. Yanýlýyor muyuz? Huzur u Yeniden Okumak gibi bir eser düþünüyorum. Okuduðum eserlerden yola çýkarak yakýn dönem edebiyatýmýzla ilgili bir kitap daha var kafamda. Bir de hikâye kitabý var tabii. Edebiyatýn popülerleþmesi konusunda neler söyleyeceksiniz? Bunun toplumu iyi bir yere götürmediðini görüyorum. Çok satan kitaplar furyasý sonucu Türk dilinin kendine özgü sentaksý ortadan kalktý. Bozuk bir Türkçe ortaya çýktý. Batý toplumlarýnda da bu tür durumlar görülüyor ancak onlarda bizdeki gibi haksýz rekabet yok. Kanunla sýnýrlandýrýlmýþ. Çok sayýda yazar çýkýyor ülkemizde ama haksýz rekabet yüzünden kaybolup gidiyor çoðu. Bu durumu benim midem kaldýrmýyor. Son kitabým için çok fazla reklam verdiklerini, bunun gereði olmadýðýný yayýnevine söyledim. Belli bir sýnýrý aþmamak lazým. Ben az önce söylediðim o aziz insanlarý tanýyarak yetiþtim. Behçet Necatigil le son kitabý çýktýðýnda -hayatta gördüðü son kitabýydý- bir röportaj yapmak istemiþtim; pek istekli gözükmedi, Hocam niçin böyle yapýyorsunuz? dedim. Ýleri dedi, Bak birçok arkadaþýn kitabý çýkýyor, benimle bir yýðýn röportaj yapýldý, onlarýn hakkýný yiyemem! Böyle bir anlayýþtan bugünlere geldik. Onun için ben bu dünyayý anlayamýyorum. Ethem BARAN-Þaban ÖZÜDOÐRU 1. Okuduðunuz mülakat metinlerinin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Okuduðunuz mülakat metinlerinden hareketle kimlerle mülakat yapýlabileceðini belirleyiniz. 3. Selim Ýleri ile yapýlan mülakatýn konusunu belirleyerek bu konunun toplumun tümünü mü yoksa bir bölümünü mü ilgilendirdiðini açýklayýnýz. 4. Selim Ýleri ye sorulan sorular ele alýnan konunun açýklanmasýnda uygun ve yeterli midir? 5. Mülakatlarda alýnan cevaplarýn aynen ve yorumlanmadan yayýmlanmasýnýn mülakata etkisini açýklayýnýz. 6. Ýncelediðiniz ve okuduðunuz metinlerden mülakatý yapan kiþinin konu ve mülakat yapýlan kiþi hakkýnda ön hazýrlýk yaptýðýný gösteren örnek cümleler bulunuz. 7. Ýncelediðiniz ve okuduðunuz metinlerde mülakat yapýlan kiþinin nerede ve nasýl tanýtýldýðýný belirleyiniz. 8. Mülakat yüz yüze deðil de yazýþma ile gerçekleþseydi bu durum mülakattaki iletiþimi nasýl etkilerdi? Bundan hareketle iletiþim anýnýn önemini açýklayýnýz. 164

175 2. ETKÝNLÝK Selim Ýleri ile yapýlan mülakattaki iletiþim ögelerini aþaðýdaki iletiþim tablosunda gösteriniz. Gönderici Ýleti Kanal Alýcý Dönüt... Baðlam ETKÝNLÝK Mülakat çeþitlerini araþtýrýnýz, araþtýrma sonuçlarýný sýnýfla paylaþýnýz. 4. ETKÝNLÝK Erol Günaydýn röportajý ve Selim Ýleri ile yapýlan mülakatý karþýlaþtýrarak hangisinde iletiþim ögelerinin daha yalýn olarak ortaya çýktýðýný tartýþarak belirleyiniz 9. Ýncelediðiniz mülakatta hangi anlatým türleri kullanýlmýþtýr? Bu anlatým türlerine metinden örnekler gösteriniz. 10. Dil, metinde aðýrlýklý olarak hangi iþlevde kullanýlmýþtýr? 5. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz mülakatta gerçek anlam, yan anlam ve mecaz anlam da kullanýlan kelimeleri aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Gerçek Anlamlý Kelimeler Yan Anlamlý Kelimeler Mecaz Anlamlý Kelimeler Gerçek anlamlý kelimelerin yan anlam ve mecaz anlamda kullanýlma sebeplerini açýklayýnýz. 165

176 6. ETKÝNLÝK Ýncelediðiniz Selim Ýleri Ýle Söyleþi isimli mülakatta anlatým bozukluðu bulunup bulunmadýðýný belirleyiniz. Varsa cümlelerdeki anlatým bozukluðunun sebebini söyleyiniz. Bu cümlelerdeki anlatým bozukluðunu düzeltiniz. 7. ETKÝNLÝK Selim Ýleri Ýle Söyleþi isimli mülakatý tabloda belirtilen ölçütlere göre inceleyiniz. Ýnceleme sonuçlarýný ve bu sonuçlarla ilgili örnek cümleleri tablodaki uygun yerlere yazýnýz. Ölçütler Deðerlendirme Selim Ýleri Ýle Söyleþi Akýcýlýk Duruluk-Açýklýk Yalýnlýk 1. Mülakat yapan kiþinin sahip olmasý gereken özellikler nelerdir? 2. Mülakat yapmanýn kiþisel geliþime olan katkýlarýný açýklayýnýz. 3. Karþýsýndakini konuþmaya ikna edebilecek beceriye ve kültüre sahip olmanýn mülakattaki önemini tartýþarak belirleyiniz. 8. ETKÝNLÝK Gruplar oluþturunuz. Farklý kiþilerle mülakat yapýnýz. Yaptýðýnýz mülakatlarý karþýlaþtýrarak mülakatlardaki benzerlik ve farklýlýklarýn sebeplerini tartýþýnýz. Tartýþma sonuçlarýný maddeler hâlinde yazýnýz. 166

177 1. Aþaðýda cümlede boþ býrakýlan yeri doldurunuz.... Diyorlar ki ve Anafartalar Kumandaný Mustafa Kemal Paþa ile Mülakat adlý eseri bizde mülakat türünün ilk örneðidir. 2. Aþaðýda verilen cümleleri doðru-yanlýþ durumlarýna göre iþaretleyiniz. Mülakat sorulu cevaplý görüþmelerle sýnýrlý kalýrken röportajlar toplumun ilgisini çeken her çeþit konuyu ve olayý inceler. ( D ) ( Y ) Mülakat; resim ve belgelerle zenginleþtirilerek okura sunulur. ( D ) ( Y ) Mülakat ile röportajın pek farkı yoktur. ( D ) ( Y ) 3. Aþaðýdakilerden hangisi mülakat yapan kiþinin özelliklerinden biri deðildir? A) Görüþme yapacaðý kiþi hakkýnda önceden bilgi edinmesi B) Sorularý tarafsýz bir þekilde önceden hazýrlamasý C) Görüþme sýrasýnda konuþmacýnýn sözünü gereksiz yere kesmemesi D) Görüþme metninde deðiþiklikler yapabilmesi E) Aldýðý cevaplarý düzenleyerek olduðu gibi okura aktarmasý 4. Aþaðýdaki eserlerden hangisi türü yönüyle diðerlerinden farklýdýr? A) Edebiyatçýlar Geçiyor B) Bugün de Diyorlar ki C) Yahya Kemal le Sohbetler D) Edebiyatçýlarýmýz Konuþuyor E) Edebiyatçýlarýmýz Ne Diyorlar? 5. Beyin zarý iltihaplarý iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir. Bu cümledeki anlatým bozukluðu aþaðýdakilerin hangisiyle giderilebilir? A) sara nöbetlerine sözü ile ölüme sözcüðü yer deðiþtirerek B) yol açabilir yerine neden olabilir sözü getirilerek C) sara sözcüðü kaldýrýlarak D) zarý yerine zarýnýn sözcüðü getirilerek E) edilmezse yerine edilmediðinde sözcüðü getirilerek 1990-ÖSS 167

178 Öz Deðerlendirme Formu Mülakatla ilgili daha önce bildiklerim Mülakatla ilgili öðrendiklerim Mülakatla ilgili tam öðrenemediklerim Mülakatla ilgili öðrenmek istediklerim Mülakat türünde okuduðum kitaplar Mülakat türünde okumayý düþündüðüm kitaplar Mülakatla iliþkilendirdiðim diðer konular Mülakatý arkadaþlarýma anlatsaydým konunun püf noktalarý olarak söyleyeceklerim Mülakatla ilgili kullandýðým araç ve gereçler 168

179 1. Hitabet, hatip, söylev, nutuk, jest, mimik, vurgu ve tonlama kelimelerinin anlamlarýný sözlükten bulunuz. 2. Güzel ve etkili konuþmanýn insanlarý etkilemedeki önemini söyleyiniz. 3. Sizce iyi bir konuþmacýnýn taþýmasý gereken özellikler nelerdir? 1. ETKÝNLÝK Söylev örnekleri bularak sýnýfa getiriniz. Bu söylev örneklerini sýnýfta okuyup okunan söylevler hakkýndaki düþüncelerinizi söyleyiniz. 2. ETKÝNLÝK Türk ve dünya edebiyatýnda söylev türünün tarihsel geliþimini, türün önemli temsilcileri ve bunlarýn eserlerini araþtýrýnýz (15. etkinliðe yöneliktir.). BURSA'NIN GERÝ ALINMASI Hanýmlar! Bu kadar acýdan sonra, bu kadar ayrýlýktan sonra, yan yana çektiðimiz bu kadar hasretten sonra, kurtuluþ günleri geldi. Siz bu kurtuluþ günlerini bize kazandýran aziz þehitlerin, gazilerin analarý, arkadaþlarý, kýz kardeþleri! Artýk sevinin, sevinmek hakkýnýzdýr; bayram edin, en büyük bayrama erdiniz, büyük bayramýnýz mübarek olsun! 169

180 Anadolu kadýnlarý! Bu gaza diyarýnda, bin seneden beri, ateþ ve cenk yerlerine oðullarýný koþturan Anadolu kadýnlarý; bin senedir oðullarý daima uzak yerlerde ölen, yetiþtirdikleri oðullarýn mezarlarý nerededir bilmeyen Anadolu kadýnlarý! Kurtuluþ günleri, kavuþma günleri geldi. Sevinin, bayram edin! Cihan harbinden beri ardý arasý gelmeyen bir cenk için, aðzýndan bir þikâyet sözü çýkmadan, nesi varsa hepsini veren, Anadolu kadýnlarý! Erkekleri kan ve ateþ yerlerinde savaþýrken uzak denizlerin kýyýlarýndan orta yaylalara doðru, günlerce haftalarca çýplak ayaklarý, giyimsiz sýrtlar ile kurþunlarý, top mermilerini taþýyan Anadolu kadýnlarý! Batýda, doðuda, kýblede, bütün cephelerin arkasýnda memleketi iþleten, tarlalarý yeþerten, sayýsýz yetim çocuklarý yetiþtiren büyüten sensin, ey Anadolu kadýný! Sýrasý gelince cephaneyi, yaralýyý taþýmak sana yetmedi, silaha sen de sarýldýn, düþman önünde sen de nöbet bekledin, ateþlere sen de girdin, sen de gaza ettin. Erkek arslan arslan olur da, diþi arslan arslan olmaz mý? diyen sensin. Erkeðinle beraber zafere erdirdiðin gazan mübarek olsun. Zafere eren gazanýn büyük bayramý mübarek olsun! Zabitler! Dünyanýn hiçbir ordusunun yüklenemeyeceði kadar aðýr bir vazifeyi genç omuzlarý üstünde taþýyan zabitlerimiz, baba ocaklarýnýn gölgesi altýnda deðil, cenk yerlerinin güneþi ve ateþi içinde yetiþen zabitlerimiz, birçok muharebelerin ateþinden, demir kasýrgalarýndan geçen yýrtýk, yanýk gaza bayraklarý gibi, düþman kurþunlarý ile vücutlarý delik deþik olan zabitlerimiz, milyonlarca delikanlýlarýmýzýn yolunda can verdiði vataný, siz, düþünüp sezmediniz, siz onu haritalar üstünde kitaplar içinde öðrenmediniz. Siz onu adým adým gezdiniz, her avuç topraðýný kanýnýzla suladýnýz. Ey Türk zabiti! Senin gözlerinin içinde, cenubun kýzgýn çölleri tutuþup duruyor. Senin gözlerinin içinde, Kafkas ýn buzlu daðlarý buruþup duruyor. Senin gözlerinin içinde, Malazgirt Ovalarý, Pasin Ovalarý serilip duruyor, vatan senin için yaþýyor. En büyük askerimiz diyordu ki: Zabit muharebeleri yapýyoruz. Zabit muharebeleri, yani fikir muharebeleri yapýyoruz. Sen bir fikirsin. Gevþemez, vazgeçmez, sarp, yalçýn bir fikirsin. Türklük ve istiklâl fikrinin bayraðýný, yangýn kýzýltýsý içinde, demir kasýrgasý ortasýnda yücelten sensin. Düþmanýn milliyet fikrine, milliyet fikrinle karþý çýktýn. Seninki elinkinden üstündü. Her biri, ayrý ayrý kaç adamýn ömrünü doldurmaya kâfi, o kadar acý, tatlý hatýralarla dolu olan genç baþýn, bugün zaferin sabah aydýnlýðý içinde duruyor. Bugün mesutsun, maðrursun, kimin bu saadete, bu gurura senden fazla hakký vardýr. Türk tarihi tükendi, bitti demiþlerdi. O tarihin aþkýyle dolu baðrýndan bir gürleme, bir kükreme sesiyle haykýrdýn: Türk tarihi yeniden baþlýyor, dedin. Senin elinde Türk tarihi yeniden baþladý, vatan kurtuldu. Onu kurtaran sensin. Duyuyor musun? Anadolu nun ufuklarýnda, Sakarya dan Ýnönü ye, Ýnönü nden, Çanakkale ye, Çanakkale den Plevne ye, Mohaç a, Niðbolu ya, Kosova ya kadar eski yeni bütün gazalarýn sancaklarý þimdi geçit yapýyor, takým takým uçuyor. Duyuyor musun? Baþýnýn ucunda rüzgâr dönemeçleri gibi bir ses var. Cenk yerlerinde kalan silah arkadaþlarýnýn ruhlarý seni bin kerre aziz baþýnýn üstünde bu gün tavaf ediyor. Ey Türk zabiti, ey damarlarýnda kan yerine güneþ akan destani kahraman, bayramýn mübarek olsun! Bahriye zabitlerimiz! Gözlerimizden ýrak olduðunuz bugünlerde, zannetmeyiniz ki kalplerimizden de ýraksýnýz. Anadolu harbinin düþman zincirini eritmek için yaktýðý ateþleri, uzak sahillerden siz getirdiniz. Düþman elleri irili ufaklý ne kadar harp gemimiz varsa bizden aldýðý vakit, zannetti ki sizi vasýtasýz býraktý, çaresiz býraktý. Hâlbuki çare sizin kararýnýzda, sizin kalbinizde idi. Baþkalarýnýn bir gezintiye çýkmaða cesaret edemeyeceði, kýrýk, sakat tekneler içinde, denizle oynadýnýz, fýrtýna ile oynadýnýz ve en ziyade canýnýzla oynadýnýz. Karadeniz in, Akdeniz in, Kýzýldeniz in eski kurtlarý olan denizci babalarýnýz içinizde yaþýyor. Deniz yollarýnda ne yaptýðýnýzý denizin içlerine sokulup uzanan Anadolu unutmayacaktýr. Kýraç, çorak yaylalarýn boþluklarý üstünden, sahilleri kuþatan ormanlý daðlarýn sýrtlarýndan size sesleniyorum, bayramýnýz mübarek olsun. Askerler! Milletin göz bebekleri, bin yokluk içinde en büyük varlýðýmýz olan ey Türk askeri! Bu dövüþ olur muydu, eðer sana inanmasalardý, sana güvenmeselerdi? Bu kurtuluþ olur muydu, eðer ortada her zorluðu yenen gücünle sen olmasaydýn? Cihan harbinden sonra Türk askeri kalmadý, tükendi dediler. Ümit azalmýþtý. Dünyamýz kararmýþtý. Bir gün tekrar sen göründün. Sen tekrar göründüðün gün, ümit tekrar göründü. O günden beri talihimiz yeni baþtan bize döndü. 170

181 Ey Türk askeri! Dostun ve düþmanýn, kim seni cenk yerlerinde gördü de sana hayran olmadý, sana gönül vermedi? Hangi sevgi senin kalbine girdi de yanan, tutuþan bir aþk olmadý? Hangi düþünce senin baþýnda yer etti de bir din, bir iman olmadý? Senin sabrýn karþýsýnda hangi inat istediðinden vazgeçmedi? Bize yedi sene süren muharebelerden bahsederler, bize otuz sene süren, yüz sene süren muharebeler anlatýrlar, sen bin sene muharebesini yapýyorsun. Atalardan babalara, babalardan oðullara, oðullardan torunlara miras kalan nihayetsiz bir muharebenin, sen ismi dünyalarý tutmuþ kahramanýsýn! Keþke senin dilin bende olsaydý, istediðin vakit her düþündüðünü Kur'an belagatiyle anlatan o týlsýmlý dilin bende olsaydý. Karþýnda söz söyleyen bu þehir uþaðý, daha sana neler diyecekti. Gönlüm istiyor fakat dilim yetmiyor. Ey Türk askeri yüreðim sevginle dolu... Senden dolayý eriþtiðimiz bu bayram sana mübarek olsun! diyorum. Ýþçilerimizi unutabilir miyiz? Üç senedir, gece gündüz örsünün baþýnda enkaz halinde býrakýlmýþ tüfek ve top parçalarýndan diþlerine kadar silahlanmýþ düþmanlara karþý yýldýrým cihazlarý çýkaran iþçilerimiz... Sizi unutabilir miyiz. Bu zaferde sizin ne büyük bir payýnýz vardýr. Mübarek olsun bayramýnýz sizin de... Hanýmlar, efendiler! Baþýmýzýn üstünde parlayan bu ikindi güneþi, þimdi kurtulan Aydýn ý, Ýzmir i ve Bursa yý aydýnlatýyor. Burada kurtaranlarýn bayramý, orada kurtaranlarýn ve kurtulanlarýn bayramý var... Aydýn a, Ýzmir e, Bursa ya evleri donatan, sokaklarý kýzartan bayraklarýmýzla þafaklar indi. Kurtarýcý askerlerimizin geçtiði yollardan sevgili Bursa mýza selamlar gönderiyoruz. Ben Bursa yý bilirim. Kaç defa camilerinde, türbelerinde uzun uzadýya dalgýn saatler geçirdim, içinde atalarýmýzýn uyuduðu topraklarýndan, yeþil dumanlar gibi tüten servilikleriyle, üstüne daima bir ay ýþýðý vurmuþ gibi bembayaz duran minareleriyle, Bursa da þimdi bayram yapýyor. Sabahlara kadar bu sesler içinde uyuyan Bursa, çamlarýnýn, dede çýnarlarýnýn dallarýnda deniz hýþýltýlarý eksik olmayan Bursa... Ýlkbahar olunca ovalarýna þafaklar devrilmiþ gibi, gelincik bulutlarýyla taraf taraf kýzaran, tutuþan Bursa... Þimdi gözyaþlarý içinde kurtuluþ bayramýný yapýyor. Biraz ötede, gök kubbenin altýnda bir tek olan, zavallý Ýstanbul umuz var. Daha ötede, Tunca nýn, Arda nýn, Meriç in kol kol uzandýðý ovalarýn ortasýnda, baþýnda bir daða benzeyen büyük bir gufran dalgasýyla, Selimiye siyle duran zavallý Edirne miz var. Ýstanbul, kurtulanlarý düþünerek seviniyor ve kurtulmayý bekliyor. Mütareke günlerinden sonra idi. Ýzmir e Yunan askeri çýktýðý vakit, baþýmýza gelen tehlikeyi o, anlamýþtý. Ýstanbul anlamýþtý ki büsbütün karanlýða giriyoruz, belki bu tarih kapanacaktýr, bitecektir. Evlerden, mahallelerden seller gibi çýktýlar, seller birleþerek dereler oldu, dereler birleþerek nehirler oldu. Matemlere bürünmüþ simsiyah bayraklar altýnda toplananlar bir mahþerdi, bir kýyametti. O yerlerde bir daha toplanacaðýz, Ýstanbul umuzun, Edirne mizin kurtuluþuna hamdetmek için toplanacaðýz. Tanrý, yüce Tanrý!.. Bizi cenk iþlerinde muzaffer kýldýn, bizi sulh iþlerinde de muzaffer kýl!.. Karanlýklarýmýz var, aðartacaðýz. Yurdumuz virandýr, þenleteceðiz. Yüz binlerce öksüz yavrularýmýz var, okutacaðýz, büyüteceðiz. Tanrý, ulu Tanrý! Bizi bu iþlerde de muzaffer kýl! Hamdullah Suphi TANRIÖVER Büyük Türk Klasikleri 1. Okuduðunuz söylevlerin ortak özelliklerini belirleyiniz. 2. Okuduðunuz ve incelediðiniz söylevleri göz önünde bulundurarak hangi konularda söylev verilebileceðini belirtiniz. 3.Okuduðunuz ve incelediðiniz söylevlerden hareketle söylevlerin temel amaçlarýný belirleyiniz. 4. Hamdullah Suphi Tanrýöver, söylevde inandýrýcýlýðý saðlamak için nasýl bir dil kullanmýþtýr? 5. Ýncelediðiniz söylevde dinleyicilerin zevk, kültür seviyeleri ve ihtiyaçlarýnýn hatip tarafýndan dikkate alýnýp alýnmadýðýný belirtiniz. 6. Okuduðunuz ve incelediðiniz söylevlerin konularýnýn hangi alanlarla ilgili olduðunu söyleyiniz. 7. Bursa nýn Geri Alýnmasý söylevinde dil hangi iþlevlerde kullanýlmýþtýr? 8. Söylev türünde dilin hangi iki iþlevinin birlikte kullanýlmasý gerektiðini nedenleriyle söyleyiniz. 171

182 3. ETKÝNLÝK ATATÜRK ÜN GENÇLÝÐE HÝTABESÝ Ey Türk gençliði! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kýymetli hazinendir. Ýstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahlarýn olacaktýr. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düþersen, vazifeye atýlmak için, içinde bulunacaðýn vaziyetin imkân ve þeraitini düþünmeyeceksin! Bu imkân ve þerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. Ýstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düþmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiþ bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanýn, bütün kaleleri zaptedilmiþ, bütün tersanelerine girilmiþ, bütün ordularý daðýtýlmýþ ve memleketin her köþesi bilfiil iþgal edilmiþ olabilir. Bütün bu þerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hýyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, þahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düþmüþ olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdý! Ýþte, bu ahval ve þerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktýr! Muhtaç olduðun kudret, damarlarýndaki asîl kanda, mevcuttur! Mustafa Kemal ATATÜRK Birkaç öðrenci Atatürk ün Gençliðe Hitabesi ni sýnýfa hitaben okur. Dinleyiciler, Atatürk ün Gençliðe Hitabesi ni okuyan arkadaþlarýnýn okuma kusurlarýnýn neler olduðunu tespit eder. Bulunan kusurlardan hareketle söylev okurken nelere dikkat edilmesi gerektiði belirlenir. 4. ETKÝNLÝK ATATÜRK ÜN 10. YIL NUTKU Türk Milleti! Kurtuluþ Savaþýna baþladýðýmýzýn 15 inci yýlýndayýz. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yýlýný doldurduðu en büyük bayramdýr. Kutlu olsun! Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuþmanýn en derin sevinci ve heyecaný içindeyim. Yurttaþlarým! Az zamanda çok ve büyük iþler yaptýk. Bu iþlerin en büyüðü, temeli, Türk kahramanlýðý ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun deðerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkarâne yürümesine borçluyuz. Fakat yaptýklarýmýzý asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük iþler yapmak 172

DÝL VE ANLATIM 11. SINIF

DÝL VE ANLATIM 11. SINIF ORTAÖÐRETÝM DÝL VE ANLATIM 11. SINIF DERS KÝTABI YAZARLAR KOMİSYON DEVLET KİTAPLAR BİRİNCİ BASKI..., 2012 MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI YAYINLARI...: 5710 DERS KÝTAPLARI DÝZÝSÝ...: 1535 12.?.Y.0002.4215 Her hakký

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn. ünite1 Türkçe Sözcük - Karþýt Anlamlý Sözcükler TEST 1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? Annemle þakalaþýrken zil çaldý. Gelen Burcu ydu. Bir elinde büyükçe bir poþet, bir elinde bebeði vardý.

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi... ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Fiziksel Özelliklerim............ 10 Duygularým................... 11 1. Haftanýn Testi............... 13 Yapabildiklerim - Hoþlandýklarým.. 15 Günümü Planlarým.............

Detaylı

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim Matematik 1. Fasikül ÜNÝTE 1 Geometriye Yolculuk ... ÜNÝTE 1 Geometriye Y olculuk Çevremizdeki Geometri E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim E E E E E Üçgenler

Detaylı

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden ünite 1 OKUL HEYECANIM TEST 1 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yanlýþtýr? Hayat Bilgisi Vatan ve ulus sevgisinin öðrenildiði yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr?

Detaylı

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma Ýçindekiler 1. FASÝKÜL 1. ÜNÝTE: ÞEKÝLLER VE SAYILAR Nokta Düzlem ve Düzlemsel Þekiller Geometrik Cisimlerin Yüzleri ve Yüzeyleri Tablo ve Þekil Grafiði Üç Basamaklý Doðal Sayýlar Sayýlarý Karþýlaþtýrma

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki seçeneklerden hangisinde bulunan parçayý, yukarýdaki iki parçanýn arasýna koyarsak, eþitlik saðlanýr? A) B) C) D) E) 2. Can pencereden dýþarý baktýðýnda, aþaðýdaki gibi parktaki

Detaylı

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 1. Fasikül TEMA 5 Hayal Gücü TEMA 6 Eðitsel ve Sosyal Etkinlikler r, ýt lý z. Sa ma k l ra atý a S l O ek t Se ek T T ... Ýçindekiler 5. TEMA: HAYAL GÜCÜ Açelyanýn Bir Günü Harf Hece Test 1 Kelime Test

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý TEST 2 Sözcük - Sihirli Sözler 2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? Vaktiyle bir kaplumbaða ve iki kaz arkadaþý vardý. Birlikte bir gölde yaþarlardý. Gel zaman

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. Ahmet, Beril, Can, Deniz ve Ergün bir çift zar atýyorlar. Ahmet Beril Can Deniz Ergün Attýklarý zarlarýn toplamýna bakýldýðýna göre, en büyük zarý kim atmýþtýr?

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ

ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ 210 ÖRNEK RESTORASYONLAR SERGÝSÝ Örnek Restorasyonlar Sergisi Vakýf eseri için restorasyon, adeta ikinci bahar demektir. Zor, çetin ve ince bir iþtir. Bu nedenle, tarihi ve kültürel deðerlerimizin baþarýlý

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Hangi þeklin tam olarak yarýsý karalanmýþtýr? A) B) C) D) 2 Þekilde görüldüðü gibi þemsiyemin üzerinde KANGAROO yazýyor. Aþaðýdakilerden hangisi benim þemsiyenin görüntüsü deðildir?

Detaylı

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ Ders Adý Bölüm Sýnav DAF No. MATEMATÝK TS YGSH YGS 04 DERSHANELERÝ Konu TEMEL KAVRAMLAR - III Ders anlatým föyleri öðrenci tarafýndan dersten sonra tekrar

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

2014 2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ÝLKOKULLAR ARASI 2. Zeka Oyunlarý Turnuvasý 7 Mart Silence Ýstanbul Hotel TURNUVA PROGRAMI 09.30-10.00 10.00-10.45 11.00-11.22 11.35-11.58 12.10-12.34 12.50-13.15

Detaylı

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7 TEST 8 Ünite Sonu Testi 1. 40 m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 2. A noktasýndan harekete baþlayan üç atletten Sema I yolunu, Esra II yolunu, Duygu ise III yolunu kullanarak eþit sürede B noktasýna

Detaylı

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Her yeri altýn kaplý olan bu sarayda onlarca oda, odalarda pek çok

Detaylı

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii) 264 Âbideler Þehri Ýstanbul Saman-i Camii (Çukur Çeþme Camii) camiinin minaresi deðiþik bir biçimde inþâ edilmiþtir. Süleymaniye Camii nin doðusunda arka cephesinde yer alan ve Çukur Çeþme Mescidi olarak

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 3. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Eșek * Matematik: Çevremizdeki Üçgenler * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Gezelim-Görelim: Doğal Yașam Parkı * Alıștırma-Bulmaca: Sıradaki Șekil Hangisi * Doğa: Karıncaların

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. 20,16 ile 3,17 ondalýk sayýlarý arasýnda kaç tane tam sayý vardýr? A) 15 B) 16 C) 17 D) 18 E) 19 2. Aþaðýdaki trafik iþaretlerinden hangisinin simetri ekseni

Detaylı

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu. ünite1 Sözcükte Anlam Türkçe 1. TEST 1 k e l e b e k o v a ç i ç e y d a l g a a u m ü z i k e n a k a ð ý t Bulmacada aþaðýda ý verilen sözcüklerden hangisi kullanýlmamýþtýr? 3. Aþaðýdaki altý çizili

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 20 17 1. =? 2 + 0 + 1 + 7 A) 3,4 B) 17 C) 34 D) 201,7 E) 340 2. Berk tren yolu modeliyle oynamayý çok sever. Yaptýðý tren yolu modelinde, bazý nesneleri 1:87 oranýnda küçülterek oluþturmuþtur.

Detaylı

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri 1 2 1 1 2 Çok Sýcak Soðuk Sýcak Çok Soðuk D B C Çorba Kutuplar Yanardað Sonbahar Yukarýda yer alan 1. ve 2. kutudakiler

Detaylı

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B) Sosyal Bilgiler BİZ VE DEĞERLERİMİZ Hece ve Harf Bilgisi Sözlük Sırası Sözcükte Anlam Konu Kavrama Testi - 1 Ayþe nin gözleri, gördükleri karþýsýnda iri iri açýlmýþtý. Bu okul kocamandý. Köydeki eski okuluna

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Ailemdeki her çocuðun en az iki erkek kardeþi ve en az bir kýz kardeþi vardýr. Buna göre ailemdeki çocuk sayýsý en az kaç olabilir? A) 3 B) 4 C) 5 D) 6 E) 7 2. Þekildeki halkalarýn

Detaylı

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller 1 4 7 10 5 2 3 11 6 8 9 Noktalý kâðýtta bazý geometrik þekiller verilmiþtir. Bu þekillere göre aþaðýdaki ifadelerden doðru olanlarýn yanýna D yanlýþ olanlarýn yanýna Y harfini

Detaylı

Üçgenler Geometrik Cisimler Dönüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz Düþümü

Üçgenler Geometrik Cisimler Dönüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz Düþümü Üçgenler Geometrik isimler önüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz üþümü 119 120 Üçgenler Üçgenler 4 cm 2 cm 2 cm Yukarýdaki çubuklarýn uzunluklarý 4 cm, 2 cm ve 2 cm dir. u üç çubuðun uç noktalarýný

Detaylı

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek söyleyemem. Ýþlerin paylaþýmý yüzünden aramýzda hep kavga

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Leyla nýn 10 tane lastik mührü vardýr. Her mührün üzerinde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarýndan biri yazýlýdýr. Kanguru sýnavýnýn tarihini þekilde görüldüðü gibi yazan Leyla,

Detaylı

A D H I G B C E F 75 lik servis arabasý 100 lük servis arabasý 120 lik servis arabasý 140 lýk servis arabasý 210 luk servis arabasý Çocuk arabasý 25 lik A B C D E F 730 840 780 900 990 560 640 730 690

Detaylı

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM 7. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? 2 1 1 2 A) B) C) D) 3 2 3

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. þaðýdaki þekilde kenar uzunluklarý 4 ve 6 olan iki eþkenar üçgen ve iç teðet çemberleri görülmektedir. ir uðurböceði üçgenlerin kenarlarý ve çemberlerin üzerinde yürüyebilmektedir.

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin. Uður Tok Onaylayan Administrator Çarþamba, 20 Haziran 2007 Son Güncelleme Cuma, 06 Haziran 2008 Besteciler.org ÇOK SEVMÝÞSÝN Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var

Detaylı

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ ÜNÝTE: ÞEKÝLLER VE SAYILAR Nokta...9 Düzlem...10 Geometrik Cisimler ve Modelleri...12 Geometrik Cisimler ve Yüzeyleri...14 Haftanýn Testi...16 Veri Toplama - Þekil Grafiði...18 Tablo...20

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýda verilen iþlemleri sýrayla yapýp, soru iþareti yerine yazýlmasý gereken sayýyý bulunuz. A) 7 B) 8 C) 10 D) 15 2. Erinç'in 10 eþit metal þeridi vardýr. Bu metalleri aþaðýdaki

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet TEOG-2 DE % 1 isabet 1. Geyik Aslan Ot Fare ýlan Atmaca Doðal bir ekosistemde enerji aktarýmý þekildeki gibi gösterilmiþtir. Buna göre, aþaðýdaki açýklamalardan hangisi yanlýþtýr? Aslan ile yýlan 2. dereceden

Detaylı

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik l l l EÞÝTSÝZLÝKLER I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik Çift ve Tek Katlý Kök, Üslü ve Mutlak Deðerlik Eþitsizlik l Alýþtýrma 1 l Eþitsizlik

Detaylı

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR? Kendimi Tanýyorum HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR? Resimdeki kiþilerin fiziksel farklýlýklarý nelerdir? Ýnsanlarý birbirinden ayýran fiziksel ve duygusal özellikleri ile ilgi alanlarý vardýr. Bu farklýlýklar

Detaylı

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE 3 Tudem Eğitim Hiz. San. ve Tic. A.Ş 1476/1 Sokak No: 10/51 Alsancak/Konak/ÝZMÝR Yazarlar: Tudem Yazý Kurulu Dizgi

Detaylı

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi Deðerli Öðrencilerimiz, Bu anket, Isparta Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu'nda eðitim-öðretim kalitesini yükseltmeyi

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE ÝÇÝNDEKÝLER. ÜNÝTE ÇEVREMÝZDEKÝ GEOMETRÝ... Açýlarý Ýsimlendirme... Açýlarý Ölçme... Açý Çeþitleri... Üçgen Çeþitleri... 7 Üçgenlerin iç Açýlarýnýn Ölçüleri Toplamý... 9 Ölçme ve Deðerlendirme... Kazaným

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 10, Romalýlar Mektubu, Onuncu bölüm «Tanrý nýn Mesih e iman yoluyla insaný doðruluða eriþtirmesi» A. Romalýlar Mektubu nun onuncu bölümünü okuyun. Özellikle

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ Vantaan kaupunki Sosiaali- ja terveysvirasto / Puheterapia Monikielisen lapsen puheen ja kielen kehityksen tukeminen ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ turkki ÇOK DÝLLÝ

Detaylı

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Güleç bir yüzle, Kýzým Özlem! Neredesin? diye seslendi. Sesi yumuþak,

Detaylı

ünite1 Hücre 3. Öðretmenin sorularý ve Müge nin yanýtlarý tabloda verilmiþtir: 1. Tabloda öðretmenin sorularý ve Duygu nun yanýtlarý bulunmaktadýr.

ünite1 Hücre 3. Öðretmenin sorularý ve Müge nin yanýtlarý tabloda verilmiþtir: 1. Tabloda öðretmenin sorularý ve Duygu nun yanýtlarý bulunmaktadýr. ünite1 TEST 1 1. Tabloda öðretmenin sorularý ve Duygu nun yanýtlarý bulunmaktadýr. Öðretmenin Duygu nun sorularý yanýtlarý 1 Sitoplazmasý var mý? Var. 2 Hücre çeperi var mý? Yok. 3 Kloroplast organeli

Detaylı

ünite SÖZCÜK ANLAM 3. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük gerçek anlamý dýþýnda kullanýlmýþtýr?

ünite SÖZCÜK ANLAM 3. Aþaðýdaki cümlelerin hangisinde altý çizili sözcük gerçek anlamý dýþýnda kullanýlmýþtýr? ünite 1 SÖZCÜK ANLAM TEST 1 1. Bir sözcüðü yalýn olarak düþündüðümüzde aklýmýza ilk gelen anlama temel anlam denir. Aþaðýdakilerden hangisinde altý çizili sözcük temel anlamýyla kullanýlmamýþtýr? Herkes

Detaylı

ünite doðal sayýsýndaki 1 rakamlarýnýn basamak deðerleri toplamý kaçtýr?

ünite doðal sayýsýndaki 1 rakamlarýnýn basamak deðerleri toplamý kaçtýr? ünite1 TEST 1 Doðal Sayýlar Matematik 4. 10 491 375 doðal sayýsýndaki 1 rakamlarýnýn basamak deðerleri toplamý kaçtýr? 1. Ýki milyon yüz üç bin beþ yüz bir biçiminde okunan doðal sayý aþaðýdakilerden A.

Detaylı

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir. 1. Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir. 1. a, b, c birbirinden farklý rakamlardýr. 2a + 3b - 4c ifadesinin alabileceði

Detaylı

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý CEBÝRSEL ÝFADELER ve DENKLEM ÇÖZME Test -. x 4 için x 7 ifadesinin deðeri kaçtýr? A) B) C) 9 D). x 4x ifadesinde kaç terim vardýr? A) B) C) D) 4. 4y y 8 ifadesinin terimlerin katsayýlarý toplamý kaçtýr?.

Detaylı

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi Deðerli Öðrencilerimiz, Bu anket, Isparta Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu'nda eðitim-öðretim kalitesini yükseltmeyi

Detaylı

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ DERSHANELERÝ Konu Ders Adý Bölüm Sýnav DAF No. MATEMATÝK - II II. DERECEDEN DENKLEMLER - IV MF TM LYS1 08 Ders anlatým föyleri öðrenci tarafýndan dersten

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ 015 016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİL VE ANLATIM İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI EYLÜL ÜNİTE I METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI ÜNİTE 1 İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR HAFTA

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Dünyanýn en büyük dairesel pizzasý 128 parçaya bölünecektir. Her bir kesim tam bir çap olacaðýna göre kaç tane kesim yapmak gerekmektedir? A) 7 B) 64 C) 127 D) 128 E) 256 2. Ali'nin

Detaylı

A teması 1. bölüm. Okul Heyecaným. Hayat Bilgisi. 3. Ders programı yanındadır. Ödevlerini kendi yapar. Okul çantasını akşamdan hazırlar.

A teması 1. bölüm. Okul Heyecaným. Hayat Bilgisi. 3. Ders programı yanındadır. Ödevlerini kendi yapar. Okul çantasını akşamdan hazırlar. A teması 1. bölüm Hayat Bilgisi Okul Heyecaným 1. TEST 1 Okulda baþarýlý olmak için neler yapýlmalýdýr? Öðretmenin sorusuna aþaðýdaki öðrencilerden hangisi yanlýþ yanýt vermiþtir? Okula hazýrlýklý gelinmelidir.

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez? 5. SINIF COÞMY SORULRI 1. 1. BÖLÜM DÝKKT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. Kazan Bardak Tam dolu kazandan 5 bardak su alýndýðýnda kazanýn 'si boþalmaktadýr. 1 12 Kazanýn

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01 Matematik Mantýk Kümeler Sevgili öðrenciler, hayatýnýza yön verecek olan ÖSS de, baþarýlý olmuþ öðrencilerin ortak özelliði, 4 yýl boyunca düzenli ve disiplinli çalýþmýþ olmalarýdýr. ÖSS Türkiye Birincisi

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

ünite1 1. Aþaðýdaki kavram ve gösterimi çiftlerinden hangisi doðrudur? A. ýþýn, B. doðru parçasý, d C. nokta, A D. doðru,

ünite1 1. Aþaðýdaki kavram ve gösterimi çiftlerinden hangisi doðrudur? A. ýþýn, B. doðru parçasý, d C. nokta, A D. doðru, ünite1 Geometri Matematik E 1 3. 1. þaðýdaki kavram ve gösterimi çiftlerinden hangisi doðrudur?. ýþýn, B B. doðru parçasý, d. nokta,. doðru, B Y erilen açýnýn gösterimi aþaðýdakilerden hangisi olabilir?.

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

Yönergeyi dikkatlice oku. Gözden hiçbir þeyi kaçýrmamaya dikkat et. Þifrenin birini testin iþaretlenen yerine ( Adayýn Þifresi ), diðer þifreyi de

Yönergeyi dikkatlice oku. Gözden hiçbir þeyi kaçýrmamaya dikkat et. Þifrenin birini testin iþaretlenen yerine ( Adayýn Þifresi ), diðer þifreyi de ADAYIN ÞÝFRESÝ Eðitimi Geliþtirme Dairesi DENEME DEVLET OLGUNLUK SINAVI ÖÐRENCÝLERÝN BÝLGÝ VE BECERÝLERÝNÝ DEÐERLENDÝRME SEKTÖRÜ Öðrencilerin Bilgi Ve Becerilerini Deðerlendirme Sektörü BÝRÝNCÝ deðerlendiricinin

Detaylı

10. 4a5, 2b7 ve 1cd üç basamaklý sayýlardýr.

10. 4a5, 2b7 ve 1cd üç basamaklý sayýlardýr. 5. ACB + AC BC iþlemine göre, A.C çarpýmý kaçtýr? 0. 4a5, b7 ve cd üç basamaklý sayýlardýr. 4a5 b7 cd A) B) 4 C) 5 D) 6 E) olduðuna göre, c + b a + d ifadesinin deðeri kaçtýr? A) 8 B) C) 5 D) 7 E) 8 (05-06

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10 İÇİNDEKİLER ÜNİTE 1 DİL, DİLLER VE TÜRKÇE... 1 1. Giriş... 2 2. Dilin Özellikleri... 2 3. Yeryüzündeki Diller... 2 4. Türkçenin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri... 4 5. Türk Yazı Dilinin Gelişmesi Eski Türkçe...

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not 1. Anne Özlemi Ýlkbaharýn tatlý güneþi, Yeþilbað köyünde bütün çatýlarý, avlularý, tarlalarý, dað yollarýndaki keçileri ýsýtmaya baþlamýþtý yine. Tuna bu köyde yaþayan çocuklardan biriydi. Ablasý Suna

Detaylı

ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 3. vücudumuzun dik olarak durmasýný saðlayan sistemi elemanýdýr. Verilen cümledeki sembollere aþaðýdakilerden

ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 3. vücudumuzun dik olarak durmasýný saðlayan sistemi elemanýdýr. Verilen cümledeki sembollere aþaðýdakilerden ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 1. TEST 1 Ali, öðretmenin verdiði çizim ödevini yukarýdaki þekilde yapmýþtýr. Buna göre Ali nin çizdiði iskelet bölümü için, I. Kafatasý olarak adlandýrýlýr. II.

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006 KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU GÝRÝÞ KURUMSAL KÝMLÝK HAKKINDA Adýyaman Üniversitesinin misyon ve vizyonuna uygun kurumsal kimlik çalýþmasý bu dökümanda detaylandýrýlarak sunulmuþtur. Kurumsal kimlik oluþturulurken,

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

Bölüm 6: Lojik Denklemlerin Sadeleþtirilmesi

Bölüm 6: Lojik Denklemlerin Sadeleþtirilmesi ölüm : Lojik Denklemlerin Sadeleþtirilmesi. Giriþ: Karnough (karno) haritalarý 9 yýlýnda M. Karnough tarafýndan dijital devrelerde kullanýlmak üzere ortaya konmuþtur. u yöntemle dijital devreleri en az

Detaylı

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir. 1. Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir. 1. 3 2x +1 = 27 olduðuna göre, x kaçtýr? A) 0 B) 1 C) 2 D) 3 E) 4 4. Yukarýda

Detaylı

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI SORU-1) Gazete çevresinde gelişen öğretici metin türleri nelerdir? Yazınız.(10 Puan)

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI. Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman

HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI. Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI Sýnýfýnýzdaki arkadaþlarýnýzýn hepsinin kilosu, boyu, saç ve göz rengi ile ilgi alanlarý ayný mý? Sarýþýn, uzun boylu, zayýf kahverengi gözlü Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman

Detaylı

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası. Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası. Kulplar taktım sicimden, Boyadım bakır gibi; Doldurdum

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖNSÖZ DİL NEDİR? / İsmet EMRE 1.Dil Nedir?... 1 2.Dilin Özellikleri.... 4 3.Günlük Dil ile Edebî Dil Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar... 5 3.1. Benzerlikler... 5 3.2. Farklılıklar...

Detaylı

ÇEVREMÝZDEKÝ GEOMETRÝ

ÇEVREMÝZDEKÝ GEOMETRÝ ÇEVREMÝZDEÝ GEOMETRÝ çýlarý Ýsimlendirme þaðýdaki masa üzerindeki açýlarý gösterelim: çýlar, köþesine yazýlan büyük harfle isimlendirilirler. çý ^ veya sembollerinden biri kullanýlarak gösterilir. Yukarýda

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular. Þekildeki takvim yapraðý bir ayý göstermektedir. Maalesef üzerine mürekkep dökülmüþtür ve günlerden çoðu görülmemektedir. Bu ayýn 7 si hangi güne denk gelir? P S Ç P C C P 3 4 5 6 7

Detaylı

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri. Sessizliktir Her Þeyin Ötesi Aldous Huxley Hani, sýradan hayatlar vardýr; bir ucu hiçliðe yolcu; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn sessizliðini akseder suretleri. O suretlerin en dokunaklý sessizliðini, hiçliðini

Detaylı

2014-2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "4. AKIL OYUNLARI TURNUVASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 4. Akýl Oyunlarý Turnuvasý, 21 Þubat 2015 tarihinde Özel Sancaktepe Okyanus Koleji

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI 013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KDZ.EREĞLİ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI AY: EYLÜL (11 İş Günü Hafta) GÜN SAAT KONULAR ÖĞRENCİLERİN KAZANACAĞI HEDEF VE DAVRANIŞLAR

Detaylı

4. 5. x x = 200!

4. 5. x x = 200! 8. SINIF COÞMY SORULRI 1. ÖLÜM 3. DÝKKT! u bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. adým (2) 2. adým (4) 1. x bir tam sayý ve 4 3 x 1 7 5 x eþitsizliðinin doðru olmasý için x yerine

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı