Zigana'da çýð felaketi

Transkript

1 YIL:4 SAYI: YKR 27 OCAK 2009 SALI GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: Ev Tel: Zigana'da çýð felaketi Zigana"da meydana gelen çýðdan kurtulan Rahmi Keleþ, CNN e yaptýðý açýklamada, yürüyüþ yaptýklarý sýrada üzerlerine gelen kar kütlesinden kaçamadýðýný, kendisini çýð altýndan grupta bulunan Yonca Yýlmaz"ýn kurtardýðýný söyledi. Karadeniz Teknik Üniversitesi"nde tedavisi süren ve hayati tehlikesi bulunmayan Rahmi Keleþ (60), Trabzon Tenis ve Daðcýlýk Ýhtisas Kulübü olarak her hafta bir etkinliklerinin bulunduðunu belirtti. Trabzon"dan 08.00"da 17 kiþi olarak yola çýktýklarýný ve Maçka"da yemek yediklerini, saat 09.15"te Zigana"ya ulaþtýklarýný anlatan Keleþ, daha sonra Kadýrga"ya doðru yürüyüþe geçtiklerini kaydetti. Fazla kar bulunduðundan tek sýra olarak yürüyüþ yaptýklarýný ifade eden Keleþ, "Yukarýdan aþaðýya doðru çýð geldi ancak kaçamadýk. Ben orta sýralardaydým, çýð beni sürükledi. 2 DE Sözleþmeli öðretmenliðin iptali için fetva istedi Açýköðretim de türbanlý sýnav ZONGULDAK'ta yapýlan Açýköðretim Lisesi sýnavlarýnda türbanlý öðrencilerin okullara giriþine izin verildi. Eðitim- Sen Çaycuma Temsilcisi Ýsmet Akyol, okul giriþlerinde hiçbir uyarýyla karþýlaþmayan türbanlý öðrencilerle ilgili tutanak tuttuklarýný söyledi. 7 DE Türk Eðitim Sen den yapýlan açýklamada, sendika tarafýndan sözleþmeli öðretmenlik uygulamasýnýn çok önemsendiði belirtilerek, sözleþmeli öðretmenliðin iptali için çalýþma yapýldýðýna deðinildi. Sözleþmeli öðretmenliðin kazanýlmýþ haklarýn kaybedilmesine neden olduðu belirtilerek, Ancak, Türk Eðitim Sen olarak tüm gayretlerimize raðmen, ülkeyi yöneten insanlarýn sözleþmeli öðretmenliði iptal etmelerini, onlarý kadroya geçirmelerini saðlayamadýk. Sözleþmeli öðretmenler bakýmýndan, hukuðu, insan haklarý ihlallerini, haksýzlýðý hep gündemde tuttuk. Yaþanan haksýzlýða dinimizin bakýþ açýsýný, bu haksýzlýðý yapan devlet adamlarý yönünden Müslümanlýðýn hangi hükmü verdiðini öðrenmek için Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn görüþünü istedik denildi. 3 DE Metin Kaya: Anlatýlan yüz binlerin hikâyesidir Aklý fikri sinemada olan Zonguldaklý bir fotoðrafçý Metin Kaya. Uzun yýllar belgesel fotoðrafla ilgilenmiþ. Bir yandan yaþadýðý kentin olanaksýzlýklarý, diðer yandan birlikte çalýþabileceði ekibi bir türlü oluþturamamasý, sinema düþlerini erteletmiþ yýllarca. Daha sonra kendisi gibi sinema heveskârý birkaç arkadaþ bulunca, kýsa film denemeleri yapmýþ. Ortaya çýkan ürünleri þimdi pek beðenmese de bu denemeler iyi bir pratik olmuþ onun için. Son olarak çektiði 100 Bin Kiþiydiler belgeselinde Zonguldaklý madencilerin 4 Ocak 1991 de Ankara ya doðru baþlattýðý büyük yürüyüþü anlatmýþ. 5 DE DR. OSMAN ÖZTÜRK DR. AKÝF AKALIN Ýngiltere de Halk Hastanelerini korumak için mücadele eder Söyleþi Bedri Baykam Köþe yazýsý Köþe yazýsý 4 DE Ezber bozma (1): Çözüm Anýtkabir Deðil! Emel Sungur 7 DE NASIL HATIRLAMAM SENÝ ASAF KOÇAK 3 DE Bu kamuflajýn gizlenmekle ilgisi yok! Erkek bukalemunlar genellikle soluk kahverengi ya da yeþil renktedirler. Ancak beyinleriyle doðrudan baðlantýlý olan deri hücreleri sayesinde bukalemunlar çok hýzlý bir þekilde parlak yeþil, sarý hatta pembe renge dönüþebilirler. 8 DE Onlarýn tatil armaðaný da bu! Pazar ve pazartesi günleri kurulan pazar yerinde, el arabalarý ile vatandaþlarýn sebze ve meyvesini taþýyan çocuklar, gün içinde yaklaþýk 50 TL para kazanýyor. El arabalarý ile pazar yerinde müþteri arayan çocuklar, soðuk nedeniyle zor saatler yaþarken, yemek molasýnda yaktýklarý ateþin etrafýnda toplanýp ýsýnmaya çalýþýyorlar. 6 DA

2 2 27 Ocak 2009 Salý Zigana'da çýð felaketi Seçimler Trabzon Tenis Daðcýlýk Kulübü TEDAK a baðlý sporcular olduklarý belirtilen daðcýlar bu sabah iki grup halinde Gümüþhane nin Torul ilçesi Zigana Daðý ndaki Gümüþhane Valiliði nin Kar Festivali kapsamýnda günübirlik bir týrmanýþ gerçekleþtirdi. Ancak Kepenek zirvesi bölgesinde 1200 metre yükseklikte çýð düþmesi sonucu 17 kiþilik daðcý grubu kar altýnda kaldý. Görgü tanýklarýndan bazýlarý çýðýn bir silah sesi sonrasýnda düþtüðünü iddia etti. "ÇIÐDAN KAÇAMADIK" Zigana"da meydana gelen çýðdan kurtulan Rahmi Keleþ, CNN e yaptýðý açýklamada, yürüyüþ yaptýklarý sýrada üzerlerine gelen kar kütlesinden kaçamadýðýný, kendisini çýð altýndan grupta bulunan Yonca Yýlmaz"ýn kurtardýðýný söyledi. Karadeniz Teknik Üniversitesi"nde tedavisi süren ve hayati tehlikesi bulunmayan Rahmi Keleþ (60), Trabzon Tenis ve Daðcýlýk Ýhtisas Kulübü olarak her hafta bir etkinliklerinin bulunduðunu belirtti. Trabzon"dan 08.00"da 17 kiþi olarak yola çýktýklarýný ve Maçka"da yemek yediklerini, saat 09.15"te Zigana"ya ulaþtýklarýný anlatan Keleþ, daha sonra Kadýrga"ya doðru yürüyüþe geçtiklerini kaydetti. Fazla kar bulunduðundan tek sýra olarak yürüyüþ yaptýklarýný ifade eden Keleþ, "Yukarýdan aþaðýya doðru çýð geldi ancak kaçamadýk. Ben orta sýralardaydým, çýð beni sürükledi. Sað elim altta kaldý, sol elimle yüzümü açtým. Nefes almaya baþladým ve imdat diye baðýrmaya baþladým" dedi. Keleþ, "imdat" sesleri üzerine grupta bulunan Yonca Yýlmaz"ýn yanýna hemen geldiðini kaydederek, "Bilincimi kaybetmemiþtim ve tek baþýma çýkma imkaným yoktu. Elleriyle karý eþeleyerek önce sol bacaðýmý sonra da sað bacaðýmý kurtardý. Yonca olmasa kurtulamazdým. Vücudum tamamen kardan çýktýðýnda kar üstünde 6-7 kiþi gördüm. Benim kurtulduðumu görenler de diðerlerini kurtarmaya doðru gittiler. Erhan Terzi"yi çýkardýlar. Ona kalp masajý yaptýlar, ancak kurtarýlamadý. Çok üzgünüm" dedi. Keleþ, silah sesi nedeniyle çýð meydana gelen iddialara iliþkin olarak ise, "Herhangi bir ses duymadýk. Böyle birþey yok" diye konuþtu ÝHMAL ÞÜPHESÝ AKUT yöneticisi Nasuh Mahruki bölgede hava koþullarýnýn ýsýnmasý nedeniyle çýð riskinin artmýþ olabileceðini belirterek Belli ki çýð testini yapmadan yola çýkmýþlar. Elbette biraz tecrübe de gerek. Ama kiþinin ayný anda çýð altýnda kalmasý çok zor görülen bir durum. Ekip baþýndaki insanlarýn kar testi yapmasý gerekirdi. Burada bir ihmalden söz edilebilir dedi. Torul kaymakamý Þafak Gürçam son bir haftadýr hava koþullarýnýn mevsim normalleri üzerinde seyrettiðini ifade ederek, "Hava sýcaklýðý çýðý tetiklemiþ olabilir" dedi. AKUT yönetim kurulu üyesi Yýlmaz Sevgül, mevsim geçiþi nedeniyle Zigana Daðýndaki kar yapýsýnýn yumuþadýðý ve çýða elveriþli hale geldiðini söyledi. Sevgül, ayný noktada fazla sayýda insanýn bulunmasýnýn da çýðý tetikleyebileceðini belirterek "Yapýlan bütün hatalarýn toplamýyla bu acý olay yaþanmýþtýr" dedi. ERZÝNCAN DAN HELÝKOPTER GELDÝ Trabzon Valisi Nuri Okutan yaptýðý açýklamada, çýð düþmesi sonucu 11 kiþinin yaþamýný yitirdiðini belirtti. Okutan, Zigana"da iki grup halinde daðcýlarýn yürüyüþ yaptýðýný, gruplardan birinin üzerine çýð düþtüðünü belirtti ve 17 kiþinin çýð altýnda kaldýðýný ifade etti. Okutan, Gümüþhane ve Trabzon"dan olay yerine giden sivil savunma, Karayollarý ve diðer ilgili ekiplerin arama kurtarma çalýþmalarýný gerçekleþtirdiklerini kaydetti. Öte yandan, Bayýndýrlýk ve Ýskan Bakaný Faruk Özak da bölgeye gelerek, yetkililerden bilgi aldý. Bakan Özak, Zigana Daðý"nda kurtarma çalýþmalarýný izledikten sonra yaptýðý açýklamada, olayýn Zigana köyü civarlarýnda saat sularýnda meydana geldiðini belirterek, "Olaydan hemen sonra Jandarma"ya haber verildi. Jandarma ve ekiplerimiz olayýn hemen sonrasýnda olay yerine geldi. Maalesef 11 kardeþimizi kaybettik, bir kardeþimiz de yaralandý. Zaten 5 kiþi olayýn baþýnda kurtuldu. Erzincan"dan hem helikopter hem de arama kurtarma köpekleri geldi. Ýsimleri ise netleþtikten sonra Gümüþhane Valimiz Enver Saliloðlu daha sonra açýklayacak" diye konuþtu. *** Farklý gruplar çalýþmaya katýldý DaðcIýIk Federasyonu Baþkanvekili Prof. Dr. Okay Vural, çýð altýnda kalan kiþilerin kurtarýlmasý için daðcý ve sivil savunma ekiplerinden oluþan farklý gruplarýn mücadele ettiðini kaydetti. Vural, "Bölgeye helikopterle Erzurum"dan sivil savunma ve daðcý ekibi gönderildi; Trabzon, Rize ve Gümüþhane"den de ekipler müdahale etti. Erzurum Sivil Savunma Müdürlüðü"ne baðlý bir ekip de destek vermek üzere askeri helikopterle bölgeye hareket etti. Bölge Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Baþhekimi Doç. Dr. Fazlý Erdoðan, çýð düþmesinin ardýndan hastane pistindeki helikopterinin yardým için bölgeye gönderildiðini kaydetti. Ýçiþleri Bakanlýðý Kriz Merkezi, Zigana"da meydana gelen olayýn ardýndan Sivil Savunma Genel Müdürü Atilla Özdemir"in baþkanlýðýnda bölgedeki çalýþmalarý koordine etti. Ýçiþleri Bakaný Beþir Atalay ý da çalýþmalarla ilgili Genel Müdür Özdemir bilgilendirildi. Arama kurtarma çalýþmalarýna Trabzon ve Rize"den katýlan profesyonel ekipler de destek verdi. *** Türkiye de son 50 yýlda çýð felaketinde 850 kiþi yaþamýný yitirdi TürkÝye de yaþanan çýð olaylarýna iliþkin ilk kez 1958 den bu yana tutulan resmi istatistiklere göre, son 50 yýlda çýð olaylarýnda toplam 850 kiþi yaþamýný yitirdi. Afet Ýþleri Genel Müdürlüðü, Afet Etüd ve Hasar Tespit Daire Baþkanlýðý nýn verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye deki çýð olaylarýnýn büyük kýsmý aralýk ve mart aylarýnda meydana geliyor. Çýð olaylarý aðýrlýklý olarak Doðu ve Güneydoðu Anadolu nun daðlýk kesimleri ile Karadeniz Bölgesi"nin bazý kesimlerinde yaþanýyor. Arazi yapýsý, güneþin etkisi ve bölgede esen hakim rüzgarlarýn yönleri aralýk-mart aylarýnda çýð felaketlerinin meydana gelmesinde etkili oluyor. Türkiye topraklarýnýn yaklaþýk yüzde 35 i çýð afetine maruz kaldýðý da yapýlan araþtýrmalar sonucu saptandý. Yapýlan araþtýrmalara göre, çýð olaylarýnýn Türkiye de aðýrlýklý olarak görüldüðü bölgeler þöyle belirlendi: Karadeniz bölgesinde: Küre ve Soðanlý Daðlarý,Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgelerinde: Tecer, Yama, Otlukbeli, Munzur, Karagöl, Palandöken, Kargapazarý, Aras Güneyi, Muþ Güneyi, Kavuþþahap, Van Doðusu ve Hakkari Daðlarý. Deðerlendirmelere göre, çýð olaylarýnýn en fazla görüldüðü iller sýrasýyla þöyle: Bingöl, Tunceli ve Bitlis. Ölümcül çýð olaylarýnýn büyüklüðü açýsýndan sýralamada da þöyle: Þýrnak, Tunceli, Bayburt, Hakkari, Bitlis ve Siirt. Yapýlan araþtýrmalara göre, Doðu, Güneydoðu ve Kuzey Anadolu yerleþim bölgelerinde meydana gelen çýð olaylarý, can kaybý açýsýndan deprem felaketinden sonra ikinci derecede yeralýyor. Verilere göre, Türkiye de 1958 yýlýndan beri afet kayýtlarýna geçmiþ 448 adet çýð olayý bulunuyor. Bu olaylarda toplam 850 kiþinin hayatýný kaybettiði resmi kayýtlarda yeralýyor. Türkiye de çýð felaketinin en yoðun yaþandýðý yýllar ise kýþ mevsimi olarak belirlendi. Bu yýllarda yaþanan çýð felaketlerinde toplam 328 kiþinin hayatýný kaybetti. ANKA *** Ölü ve yaralýlarýn bazýlarýnýn kimlikleri Zigana da yürüyüþ yaptýklarý sýrada çýð düþmesi nedeniyle ölen ve yaralananlardan bazýlarýnýn kimlikleri açýklandý. Yürüyüþ yaptýklarý sýrada çýðýn altýnda kalarak yaþamlarýný yitiren daðcýlardan kimliði belirlenenler þöyle: Özlem Timurcuoðlu, H. Ali Ýsaoðlu, Deniz Eroðlu, Gül Piyale, Dursun Ýnan, Burçak Sevim, Erhan Terzi ve Davut Akdeniz. Yaralý olarak kurtarýlan daðcýlarýn ise Ural Ayar, Hasan Anahar, Hasan Çiftçi, Yonca Yýlmaz, Emel Þimþek, Rahmi Keleþ ve Hüseyin Osmanoðlu olduðu öðrenildi. YEREL YÖNETÝMLERE SOL BAKIÞ yaklaþtý. Sol un inandýrýcý olmasý yerel seçimlere nasýl baktýðý ile de ilgili. Yerel seçimlere soldan bakýþ a fikri katký oluþturmasý düþüncesi ile gazetemiz de yayýnlanmak üzere yazýlarýnýzý bekliyoruz. Gönderdiðiniz yazýlarý bu sayfada yayýnlamaya baþladýk. Göndermeyi düþündüðünüz yazýlarýnýnýzý bilgisayar ortamýnda yazmanýz önemli. Yazýlarýnýzý sulucakarahoyuk@gmail.com elektronik postasýna gönderebilirsiniz. HACIBEKTAÞ BELEDÝYE BAÞKANI NASIL OLMALIDIR? Katýlýmcý,çoðulcu,þeffaf,denetlenebilir, halkýn belediyede söz, karar ve yetki sahibi olacaðý bir yönetim anlayýþýný temel alan, Belediye hizmetlerinde gelir düzeyi düþük kesimleri koruyan, Tarafsýzlýk, dürüstlük ve kararlýlýk içinde olan, Çalýþmalarda plan ve programa dayalý bir anlayýþ sergileyecek, kaynak israf etmeyecek Belediye bütçesini, gelir ve giderleri detaylý olarak belirli dönemlerde halka duyuracak, Çalýþmalardan herkesi haberdar etmeye çalýþacak, þeffaf bir yönetim sergileyecek, Yetkiyi halkýn doðrudan yönetime ve kararlara katýlýmýný temin edecek þekilde toplumsallaþtýrýlacak, Meclis toplantýlarýný ve gündemi önceden halka duyurularak halkýn toplantýlara katýlýmýný saðlayacak ve toplantýlarda görüþ bildirmelerini temin edecek, Ýhaleleri halka açýk yapacak ve anýnda hoparlörlerden halka dinlettirecek, Ýhalelerde tercih mekanizmasýný kesinlikle iþletmeyecek, sadece Hacýbektaþ ýn çýkarlarýný gözeecek, Ýhalelerin sonuçlarýný çeþitli yollarla halka duyuracak, Her yýl sivil toplum kuruluþlarý, partiler vb. örgütlerin katýlýmýyla bir Hacýbektaþ kurultayý toplayacak, Belirli dönemlerde kahve toplantýlarý düzenlenerek genel gidiþat hakkýnda bilgi ve görüþ alýþ-veriþinde bulunacak, Belediye çalýþmalarýyla ilgili olarak Hacýbektaþ halkýnýn gözlem ve deðerlendirmesini almak amacýyla kamuoyu araþtýrmasý yapacak, Hacýbektaþ ýn belirlenen merkezi noktalarýnda duvar panolarý kurarak ve bu panolarda ihaleler, bütçe, harcamalar vb konularda halka bilgi sunacak, halkýn deðerlendirmelerinin yazýlmasýný temin edecek, Belediyeye seçimle iþ baþýna gelen belediye baþkaný ve meclis üyelerinin göreve baþladýðý andan itibaren mal beyannamesi vereceði, Kaynak tüketen deðil, kaynak yaratan bir anlayýþ sergilenyecek, Belediyede yetkinin tekelleþmesi yani beni halk seçti, ben ne dersem o olur felsefesi yerine, yönetimi belediye çalýþanlarýyla paylaþarak karar noktalarýnda yönetime katkýlarýný saðlayacak, Belediye hizmetlerinin halka ulaþtýrýlmasýnda hizmetin en iyi þekilde ve adil olarak sunulmasýna azami titizlik gösterecek, Turizmdeki gerilemenin ekonomik hayata dair olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik turizmi teþvik amaçlý nitelikli yatýrýmlarýn desteklenmesi, tanýtým ve reklam sayesinde daha fazla turistin ilçemize çekilmesini hedefleyen, Hacýbektaþ ta yaþayan herkesin yerli yabancý ayrýmý olmadan kardeþçe bir arada yaþadýðý bir kent olmasýný temel ilkesi edinecek, Bu ilkeler doðrultusunda, tüm kurumlar (dernek,sendika, birlik,kanaat önderleri, odalar ve düþünce yakýnlýðý olan siyasi partilerle yerel yönetim seçimlerinde birlikte eþit koþullarda hareket etmek isteyen belediye baþkaný ile meclis üyelerinin secilmesi HACIBEKTAÞ KAMUOYU NUN ÖZLEMÝDÝR...

3 27 Ocak 2009 Salý Kimileri için anýmsanmayabilir bu isim ama nasýl unuturum Asaf seni. Arkadaþlýk ve dostluðumuz çok uzun senelere dayanmadý, çok derin muhabbetler ve çok derin dostluk, anýlarýn yaþandýðý yýllarý birlikte yaþadýk diyemem Türkiye tarihinin kara lekesi 2 Temmuz Sivas yaþanmadan 2-3 ay öncesidir birlikteliklerimiz. O zamanlar bütün bu arkadaþlarýn hep birlikte oturabildiði bazen gülmeyi, bazen geçmiþi anmayý, bazense badeyi paylaþtýðý bir ortak mekanýmýz vardý. Gündüz özellikle biz kadýnlarýn rahatlýkla yalnýzda oturabildikleri bu mekanda bazý gecelerde eþimiz, dostumuz ve arkadaþlarýmýzla paylaþýrdýk ayni mekaný. Ýþte böyle bir süreçte hem Pir Sultan Abdal Etkinlikleri yanaþýyor hem de Asaf ýn sergi açýlýþ hazýrlýklarý vardý. Onun telaþ ve heyecaný hem zaten bol esprili olan yaþamýnýn dýþa vurumuna hem de dalgalý olmasýna neden olmuþtu. Sivas etkinlikleri, içeriði ve Asaf ýn sergi davetiyeleri, kimlere ulaþýlacaðý konuþuluyordu. Gün geldi yanlýþ anýmsamýyorsam Atlý Spor Kulübünün karþýsýndaki sanat galerisinde sergi açýldý. Bu gün siyaset perdesinde olan bir kýsým isimler, sendikalardan isimler ve Alevi Dünyasýnýn, örgütlenmesinin isimleri oradaydýk. Bol kahkahalý ve kimsenin ayrýlmak istemediði bir açýlýþ olmuþtu ve uzun sürdü bütün bu birlikteliklerin muhabbeti. Arkadan gelecek bizi, toplumu yakacak 2 Temmuz tarihini elbette düþünemedik ve göremedik. Sergiye ve sergide sergilenen karikatürlere bu gün de gözüm takýldý bolca Deve Kuþu resmi Deve kuþlarýnýn gözleri öylesine etkileyicidir ki. Ýnsaný her bakýþta vuran gözler. Belki de en cazip, en çekici olan yanýdýr gözleri Deve Kuþunun. Aslýnda güzel olduðu kadar iyi gören gözleri ve uzun boynuyla bir periskop gibi çevreyi tarayan deve kuþu baþý kuma gömülü olunca elbette bu özelliklerden mahrum olacaktýr. Asaf ýn sergisinde hep gömülüdür o gözler topraðýn içine çünkü; deve kuþunun baþý gömülüdür topraða. Sergiden aldýðým bir karikatürde evimin salonunda asýlý durur yýllardýr. Belki birilerine inat. Türk Eðitim Sen, sözleþmeli öðretmenlik uygulamasý nedeniyle öðretmenlerin büyük haksýzlýða uðradýðýný ve yapýlan tüm çalýþmalar karþý ülkeyi yöneten insanlarýn sözleþmeli öðretmenliði iptal etmelerini saðlayamadýklarýný bildirerek, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ndan sözleþmeli öðretmenliðin iptali için fetva istedi. ÇALIÞMALAR DÝNEN DEÐERLENDÝRÝLSÝN Türk Eðitim Sen den yapýlan açýklamada, sendika tarafýndan sözleþmeli öðretmenlik uygulamasýnýn çok önemsendiði belirtilerek, sözleþmeli öðretmenliðin iptali için çalýþma yapýldýðýna deðinildi. Sözleþmeli öðretmenliðin kazanýlmýþ haklarýn kaybedilmesine neden olduðu belirtilerek, Ancak, Türk Eðitim Sen olarak tüm gayretlerimize raðmen, ülkeyi yöneten insanlarýn sözleþmeli öðretmenliði iptal etmelerini, onlarý kadroya geçirmelerini saðlayamadýk. Sözleþmeli öðretmenler bakýmýndan, hukuðu, insan haklarý ihlallerini, haksýzlýðý hep gündemde tuttuk. Yaþanan haksýzlýða dinimizin bakýþ açýsýný, bu haksýzlýðý yapan devlet adamlarý yönünden Müslümanlýðýn hangi hükmü verdiðini Seçtiðim karikatürde baþý gömülü deve kuþlarýnýn yanýnda duran DÝK BAÞLI DEVE KUÞU. Ne çok ihtiyacýmýz var yere bakan yüzler yerine, topraða gömülü baþlar yerine DÝK BAÞLILARA Elbette gerektiðinde özümüz darda duracaðýz ama artýk bunca acýdan sonra, her düdük çalýndýðýnda kapýmýz çalýnmadan dahi süngüleri düþürmekten, (eskiden elbise dolabý yerine kullanýlan dolaplar vardý, korniþe basma perde takýp dolap yapýlýrdý) basma dolaplarýn arkasýna sýðýnmaktan yorulmadýk mý? Sadece doðru yazýlý metinleri kendimizin okuduðunu ve yazdýðýný savunmaktan, baþkasý okurken duymamak ve önemsememekten yorulmadýk mý? öðrenmek için Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn görüþünü istedik denildi. Türk Eðitim-Sen Genel Baþkaný Ýsmail Koncuk, tarafýndan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý na gönderilen yazýda, Ülkeyi yöneten insanlarýn, devlet adamý kimliðiyle ortaya koyduðu çalýþmalarýn, inançlarýmýz doðrultusunda Allah indinde deðerlendirileceðine de inanýyoruz. Bu açýklamalar doðrultusunda aþaðýdaki sorularýmýzýn, Kuran da geçen zulüm ve kul hakký yemek kapsamýnda deðerlendirilip deðerlendirilemeyeceðini Yüksek Heyetinizden öðrenmek ve yazýlý olarak fetva almak istiyoruz denildi. KURAN A GÖRE HAK GASPI MI? Emel Sungur sunguruzman@hotmail.com NASIL HATIRLAMAM SENÝ ASAF KOÇAK Artýk ben varsam dünya var iddiasýndan ve höt deyince saklanmaktan vazgeçmeliyiz. Ýzlediðim kadarýyla geçmiþimizin belki bir kez daha gözümüzün önünden geçmesine neden olan operasyonlarda haksýzlýklar bizleri üzüyor ve yoruyor. Ayrýca bu ülkenin iyi vatandaþý olan bizlerin, bu ülkeyi bu topraklarý seven bizlerin yýllar önce yazýlý belgelerle ülkenin asýl sahipleri olan efendilere sunmuþ olduðumuz belge ve bilgilerin ciddiye alýnmamasý bizleri daha da çok yoruyor. Sesleniþlerimize kulak týkamalar bizleri yýldýrýyor. Ama unutulmamalý ki bir çoðumuzun kafamýz topraða gömülü olduðundan kafalarý dik tutmaya kalktýðýmýzda çok geç olacak. Ayrýca yýllarca söylediklerimize, demokrasi, barýþ, özgürlük yolunda Sözleþmeli öðretmenliðin iptali için fetva istedi Sözleþmeli öðretmenlerin, kadrolu öðretmenler gibi eðitim fakültesi mezunu olduðuna iþaret edilen yazýda, öðretmen atamasýnda esas olan KPSS sýnavýnda da baþarýlý olan bu kiþilerin bilgi birikimleri ve aldýklarý derslerin kadrolu öðretmenlerle ayný olduðunun altý çizildi. Sözleþmeli ve kadrolu öðretmenlerin ayný okullarda, ayný öðrencilere ayný dersi verdiklerine ve ayný öðretmen odasýnda yan yana oturduklarýna dikkat çekilerek sözleþmeli öðretmenler ile kadrolu öðretmenlere verilen haklar arasýndaki uçuruma iliþkin bilgi verildi. Yazýda, Yüksek heyetinizin, dinimiz açýsýndan yaþanan bu hak gaspýný deðerlendirmesini ve Kuran da ifade edilen zulüm ve kul hakký yemek kapsamýnda olup olmadýðýnýn, ayrýca ayný özelliklere sahip olan kadrolu ve sözleþmeli öðretmenlere farklý uygulamalar yapan, mevzuatý bu þekilde düzenleyerek haksýzlýðýn oluþmasýna yol açan ve bütün ikazlara raðmen düzeltmek adýna bir gayret ortaya koymayan devlet adamlarýyla ilgili Yüce Dinimizin bakýþ açýsýnýn da yazýlý olarak bildirilmesi istendi. yitirdiklerimize öylesine haksýzlýk yapmýþ olacaðýz ki kalem kýranlar kadar geçmiþin anýlarýný kýracaðýz. Deve kuþlarýnýn en güzel yanlarý gözleridir, topraða gömülü olan kafalar nedeniyle elbette o gözlerden faydalanamaz ve feyiz alamayýz. Yine geçmiþi, yaþanmýþlýklarý düþününce yakýn tarihin önemli bir katliamý olan Ümraniye katliamý nedeniyle derhal örgütümüze üyelerimize sahip çýkmak, onlarýn yanlarýnda olmak için gittiðimiz ve toplandýðýmýz örgüt binamýza girip toplantýyý bitirin, daðýlýn diyen Menzir e verilen bu yetkinin kaynaðý sadece yapmýþ olduðu görevden mi geliyordu? Elbette böylesine bir talimatla bizler orayý, kendi mekanýmýzý terk etmeyecektik ancak bu gücün arkasýný bugün daha fazla düþünme ihtiyacý hissettiðimde ortada duran gerçek. Biz ömrünü hepimizin sýðabileceði ve hepimizin eþit yaþarsak güzelleþeceði bir dünya için harcayanlar deðimliyiz. Bu sessizlik neden. Yoksa bizleri üzecek bazý nüveler olsa da geçmiþimizi bilmek istemiyor muyuz. Yaþam acýmasýz hepimizin geçmiþin de geri dönüldüðünde içimizi burkan, acý veren, gözlerimizi buðulandýran yüreðini yakan ve sýzlatan anýlar ve tarih yok mudur. Ama bütün bunlar o yýllarýn ve anýlarýn geçmiþimiz olduðu gerçeðini göz ardý etmemize neden olabilir mi? Bu sesleniþ herkese; Canlarým, dostlarým kardeþlerim; kaldýrýn baþlarýnýzý yukarý öyle yüzünüz yerde, özünüz darda suçlular gibi durup dururuz. El gövde de kaþýnan yeri bilir bize düþen görev yýllardýr yaþadýðýmýz bütün katliamlara, acýlara, yok sayýlýþlara raðmen baþýmýzý hiç topraða gömmeden dik tutmaktadýr. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ Sos. Yar. ve Day Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd Halk Eðitim Müd Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT T.M.O Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi

4 ARAÞTIRMA 27 Ocak 2009 Salý Ýngiltere de Halk Hastanelerini korumak için mücadele eder DR. OSMAN ÖZTÜRK DR. AKÝF AKALIN Dünyanýn hiçbir yerinde saðlýk sistemi sadece serbest piyasa temelinde yürütülemez. Bunu düzenlemenin bir yolunu bulmak zorundalar; devlet özel sektörün hizmet sunmayacaðý alanlarýn kimisine hizmet sunmak durumunda... John Lister 1984 ten bu yana kesintiler, özelleþtirmeler, piyasa tarzý reformlar ve Britanya Ulusal Saðlýk Hizmeti ndeki Özel Finans Giriþimi ne karþý koymak ve bunlara karþý kampanya düzenlemek konularýnda aktif rol üstlenen sendika destekli bir baský grubu olan London Health Emergency de Enformasyon Direktörü ve baþ araþtýrmacý olarak görev yapýyor. Lister"ýn Ýnsan Saðlýðý ve Eðitim Vakfý (ÝNSEV) tarafýndan Saðlýk Politikasý Reformu-Yanlýþ Yolda mý Gidiyoruz? baþlýðýyla Türkçe ye çevrilen kitabý, küresel ölçekte saðlýk reformlarýný ele alýyor. Geçtiðimiz günlerde Ýstanbul Tabip Odasý nda bir konferansa katýlan Lister la Týp Dünyasý dergisi için yapýlan röportajý kýsaltarak yayýnlýyoruz. - London Health Emergency hakkýnda bilgi verebilir misiniz? London Health Emergency, baþlangýçta hastanelerin kapatýlmasýna karþý oluþturuldu bahar aylarýnda muhafazakâr hükümet tarafýndan dayatýlan çok sayýda bütçe kesintisi söz konusuydu ve Londra çapýnda birçok kampanya sürüyordu. Londra o zaman 6.5 milyonluk nüfusa sahipti ve özellikle de Londra daki hastane kapatmalarla mücadele eden birçok kampanya mevcuttu. Bizimki de bunlarý daha fazla etki yaratacak biçimde bir araya getirmeye yönelik, Büyük Londra Konseyi tarafýndan oluþturulan bir inisiyatifti. Bu þekilde kampanya kaynaklarýnýn çok bol olduðu ve kamuoyuna izahatta bulunmanýn da çok kolay olduðu bir dönemde çalýþmaya baþladýk. Son derece tartýþmalý iþler yapan muhafazakâr bir hükümet vardý ve kampanyayý inþa etmek için bir destek temeli inþa etmeye ihtiyacýmýz olduðunu kavrayarak üye bulmaya, sendikalarý ve diðer örgütlenmeleri bize katýlmaya çaðýrmak üzere bir gazete çýkarmaya baþladýk. Daha sonra Büyük Londra Konseyi 2 yýl sonra laðvedildiði zaman ulusal, bölgesel ve yerel düzeydeki sendikalar ve diðer örgütlenmelerle birlikte 250 ye ulaþan bir að inþa etmeyi baþarmýþtýk ve bu biçimde kampanyayý sürdürdük. Baþlangýçta oldukça politik bir kampanya olarak baþlamýþtýk ama yerel yönetimler için çýkartýlan yönetmelikler, bu yönetimlerin politik açýklamalar yapmasýný yasakladý. Bu yüzden oldukça erken bir tarihten itibaren tezlerimizi güçlü kýlacak olgular bulup daha fazla araþtýrma yapmaya ve daha az parti siyasetine odaklanmaya baþladýk. Muhafazakârlar þöyle yapýyor, Torry ler böyle yapýyor demek yerine, bu siyasetlerin yanlýþ olduðunu söylemeye baþladýk ve bu da oldukça erken bir dönemden itibaren taban inþa edebildiðimiz anlamýna geliyor. - Sizi Saðlýk Politikasý Reformu-Yanlýþ Yolda mý Gidiyoruz? kitabýný yazmaya yönelten þey neydi? 1999 du ve daha geliþmiþ tezler oluþturmakla ilgileniyordum. Tony Blair in Ýþçi Partisi hükümetinin yeni dönemiydi ve bu Ýþçi Partisi hükümetinin de özel sektörü daha fazla kullanmak, piyasaya yönelik yeni geliþmeler saðlamak vs bakýmýndan muhafazakâr hükümete çok benzeyen hatta muhtemelen daha da kötü siyasetler izleyeceði açýktý. Bu tezle ilgili konuþtuðum ilk insanlar, sadece Ýngiltere hakkýnda yazarsam sýkýlacaðýmý, uluslararasý kýyaslamalar yapmamý söylediler ve ben de diðer Avrupa ülkelerine bakmaya baþladým ve onlarýn da Ýngiltere ile çok benzer olduðunu anladým ve daha ayrýntýlý biçimde diðer ülkelere ve Dünya Bankasý nýn bazý malzemeleri ile bu tür deðiþikliklerde sürükleyici olan bazý belgelere bakmaya baþladým. Ortak yollar ve ortak reform dizileriyle ilgili çalýþmaya böyle baþladým ve kitap da gerçekten mevcut yaklaþýmý açýklamaya ve buna karþý alternatif yaklaþým ortaya koymaya çalýþan biçimde ortaya çýktý. - Kitabý yazarken ne tür zorluklarla karþýlaþtýnýz? En büyük sorun farklý ülkeler arasýnda yeterli, güvenilir bilgi elde etmekti. Dünya Bankasý belgelerini okuduðunuzda, sadece tek bir ülkedeki tek bir cepheyi ele alýyorlar, belki bazý sonuçlar çýkartýyorlar ve belki de bazý önerilerde bulunuyorlar ve belki de bunlardan bazýlarýnýn iþe yarar olduðunu düþünüyorsunuz ama asla geriye dönüp ne olduðuna bakmýyorlar. Örneðin 5 yýl önceki bir belgeyle ilgili bilgileri bulup okuyorsun ama bu kayýtlar takip edilmiyor ve saðlýk sistemleriyle ilgili bulabildiðin rakamlarýn ve bilginin büyük bir çoðunluðu eski yýllara ait. Bu da bugünün politikalarýnýn hizmetler üzerindeki etkilerini anlamayý çok zorlaþtýrýyor. Açýkçasý dünyada neler olup bittiði hakkýnda gerçekten bir resim çizmek istiyorsanýz, gerçek bir kýyaslama yapmanýz gerek, bilgi almaya ihtiyacýnýz var. Ayrýca insanlarla konuþmak ve bu iþlerin pratikte nasýl yaþandýðý hakkýnda onlara sorular sormak harika olurdu. Çünkü bazen kâðýt üzerinde iyi gibi görünen bir þey görüyorsun ve bunun iyi bir siyaset olduðunu düþünebilirsin ama insanlarýn gündelik deneyimlerini görmüyorsun. Özellikle saðlýk emekçileriyle durumun ne olduðu hakkýnda temaslarla bulunmak için daha fazla kaynaða ve zamana sahip olmak çok ilginç olurdu. - Saðlýk reformlarýnýn arkasýndaki dinamikler ve güçler hakkýnda vardýðýnýz sonuçlar neler? Dinamikler bu saðlýk reformlarýnýn hastalardan ve saðlýk emekçilerinden çok büyük ticaretin ve bankalarýn ve özel sektörün iþine yaradýðýný gösteriyor. Özel sektörün kârlarýný maksimize etmek, kamu sektörünün bütçelerini paylaþmak yönündeki ideolojik ve pratik kaygýlar tarafýndan sürükleniyorlar. Bu siyasetlerin yaratýldýðý hemen her yerde özelleþtirmenin arkasýndaki gerçek güdünün mevcut kamu sektörünün özelleþtirilmesi biçiminde geliþmediðini, sadece paralel bir özel sektör inþa edildiðini ve bunun da kamu sektörünün bütçelerinden para götürerek gerçekleþtiðini görüyorsunuz. Bu durum parça parça kamu sektörünün altýný oyuyor; personelinin, parasýnýn altýný oyuyor, zamanýný alýyor, yönetici çabalarýný alýyor, çok daha karmaþýk bir sistemi yönetmek gerekiyor. Özel sektörü inþa etmek için kamu sektöründen kaynak aktarýlýyor. Bu her yerde ortaya çýkan küresel bir model. - Ýngiltere deki saðlýk reformlarýnýn temel özelliðini tarif edebilir misiniz? Temel özellikler bütünleþik bir sistemde bölünme, sistemin bütçeyi elinde tutan satýn alýcý ve saðlýk hizmeti sunan tedarikçi arasýnda parçalanmasý. Bu özel sektörün kendisini belirli hizmetlerin tedarikçisi olarak sunmasýnýn önünü açýyor. Öncelikle piyasaya zemin yaratýyorsunuz ve ikinci olarak da bu özel sektörün yayýlmasý için teþvikler yaratýyorsunuz, bunlarla tercihli sözleþmeler yapýyorsunuz. Böylece özel sektörün yayýlmaya baþlayabileceði koþullarý yaratýyorsunuz. Hükümet desteðine ve finansmanýna dayanan yeni tipte bir özel sektör. Ýngiltere de yaþanan bir baþka geliþme Amerikan çokuluslu þirketlerinin içeri alýnmasý ve birincil saðlýk hizmeti sunucusu haline getirilmesi. Bu, Ýngiltere de Amerikan þirketlerinin satýn alma sürecine dâhil olduklarý anlamýna geliyor. Kaynaklarýn nereye daðýtýlacaðý hakkýnda söz sahibi oldular. Eminim ki yakýnda diðer ülkelerde de yaþanmaya baþlanacak, çünkü Ýngiltere bu siyasetlerin deneme yanýlma alaný gibi. - Ýngiltere de kamusal saðlýk hizmetleri saðlýk reformlarýndan nasýl etkileniyor, kamu hastaneleri kapatýlýyor mu? Hayýr, tehditler var ama kapatmalar yok. Bunun nedeni; 1997 den bu yana saðlýk harcamalarý Tony Blair döneminde çok fazla arttý, eskiden olduðunun üç katýna ulaþtý. Bu çok büyük bir artýþ ve sistemde daha fazla para olduðu anlamýna geliyor. Yani genelde hastaneler kapanmýyor. Ama þu anda saðlýk hizmetinde yerel düzeyde yapýlan yeniden yapýlandýrmalar kapatmalarla ilgili bazý yeni tartýþmalarý gündeme getirdi. Yine hastane kapatmalarý gündeme geliyor ve son iki yýldýr ilk kez hastane yataklarýnýn sayýsý yine çok hýzla düþüyor. Bir baþka nokta Ýngiltere de gösteri ya da protestolara neden olacaðýndan emin olmanýz gereken tek þey hastanelerin kapatýlmasý. Halk hastanelerini korumak için dövüþür. Her zaman aynýsý oldu, hiç beklenmedik yerlerde, çok zengin bölgelerde, çok yoksul bölgelerde, insanlar hastanelerini savundular. Belki de bu deðiþiklikleri hastaneleri kapatmadan yapmak zorunda kalacaklar. - Peki kapitalizm ile saðlýk hizmetleri arasýnda bir çeliþki olduðunu düþünüyor musunuz? Evet, en büyük çeliþki de tersine hizmet yasasý olarak adlandýrýlan durum; yani bunlara en az ihtiyacý olan varlýklý bölgelerde saðlýk hizmetlerine en kolay ulaþýlýrken, saðlýk hizmetlerine en fazla ihtiyaç duyulan en yoksul bölgelerde en zayýf ulaþýmýn olmasý. Bunu bir adým ileri götürerek küresel düzeyde de geçerli olduðunu, ülkeler düzeyinde de geçerli olduðunu söyleyebiliriz. Çünkü saðlýk hizmetine en fazla ihtiyaç duyan insanlar bunun için bir piyasa fiyatýný en az ödeyebilecek olanlar. Dünyanýn hiçbir yerinde saðlýk sistemi sadece serbest piyasa temelinde yürütülemez. Bunu düzenlemenin bir yolunu bulmak zorundalar; devlet özel sektörün hizmet sunmayacaðý alanlarýn kimisine hizmet sunmak durumunda. Devletin bunu yapmadýðý yerde insanlar hizmete ulaþamaz. Bu küresel bir kural. Kapitalizm ve saðlýk hizmeti uyuþmuyor. Saðlýk hizmetinin bazý yönlerini metaya benzetebilirsiniz; örneðin kozmetik cerrahi, ya da saç nakilleri gibi. Bunlar metaya benziyor ama saðlýk hizmetlerinin en ciddi yönleri ele alýndýðý zaman bunlar metaya benzemiyor. Çünkü bir malý satýn almadýðýnýzda ölmeniz çok muhtemel deðildir ama yanlýþ saðlýk hizmeti alýrsanýz ya da belirli bir saðlýk hizmetini ödeyemezseniz bu durumda yaþamak ya da yaþamamak gibi bir fark vardýr. Mesela Amerikan týbbýnýn sað kanadýndaki birçok kiþi saðlýk hizmetini piyasada alýnýp satýlan düzenli bir mal gibi görmekten hoþlanýr ama ayný zamanda yaþlýlara ve yoksullara saðlýk hizmeti sunan Medicare in olduðu, acil tedavi ihtiyacý olan insanlara acil tedavi sunan ilçe hastane sistemlerinin olduðu Amerikan saðlýk sistemiyle çalýþmaktan da çok hoþlanýrlar. Bunlar Amerikan týp düzeninin en kârlý olanlarý alýp geri kalaný kamu sektörü tedariki altyapýsýnýn üstüne yýkmasýný saðlar. Bence temel ikilem de budur. Kapitalizm kendi baþýna bir tür düzenleme olmadan aslýnda kapsamlý bir saðlýk hizmeti sunamaz ve sunmayacaktýr. - Ýnsanlar özelleþtirmeye karþý ne yapmalý? Ýki ayrý baþlangýç noktasý var. Ýlk baþlangýç noktasý, bir kamu sektörünüz var ve bunu ya taþeronlaþtýrmaya çalýþýyorsunuz ya da rakip bir özel sektör tedarikçisini içeri almaya çalýþýyorsunuz ve kamu sektörünün yerine özel sektörü koymaya çalýþýyorsunuz. Ama öte yandan bazý alanlarda hiçbir kamu hizmeti yok ve hükümetler, özellikle de geliþmekte olan ülkelerdeki hükümetler, kamu sektörü hizmetini geliþtirmek yerine, özel sektör tedarikçilerine dönmeye çalýþýyorlar. Bence bu baþlangýç noktasýna açýklýk kazandýrýlmalý. Burada bir takas var. Özel sektör tedarikçilerini kullandýðýnýz zaman, ya ayný para için daha az kalite alýrsýnýz çünkü saðlýk emekçilerinin vasýflarýný birbirine nakleder; doktorlarýn iþlerini hemþirelere, hemþirelerinkini asistanlara, vs yaptýrýr. Hizmetler kötüleþir, ayný miktarda parayla kâr elde etmek için ya da daha fazla para isterler çünkü kamu sektörü referans kadrosuyla çalýþmak için para alýrlar ve bunlarýn üstüne kârlý olmayý garantileyecek kârlarý eklerler. Çünkü özel sektör sadece kâr için çalýþýr. Bir baþka deyiþle, özel sektörü getirirseniz, ayný para ile daha az tedavi alýrsýnýz ya da ayný tedavi için daha fazla para ödersiniz ve her iki biçimde de kazanan hasta olmaz. Hastanýn bir insan olarak hiçbir çýkarý yoktur. Bence bu nokta önemli, sendikalar bu noktada sürekli buna iþaret etmeli, politik partiler bunlarý bildiðimizin farkýnda olmalý ve aslýnda hastalarýmýzýn ve saðlýk emekçilerinin çýkarlarýna karþý olan bu politikalarý uyguladýklarý zaman bir bedel ödeyeceklerini politikacýlar da bilmeli. Yani özelleþtirmelere karþý sadece çalýþanlar üzerindeki etkilerine iþaret etmek yeterli deðildir. Çalýþanlarla ilgili konular önemli. Ama çalýþanlar özelleþtirmelere, taþeronlaþtýrmaya karþýysa, bunlarýn sadece ücretler için kötü olacaðýný söylemenin ötesine geçmelisiniz. Bu hizmetleri kullanan insanlarý, kullanabilecek olan insanlarý bunun temel hizmetlere yönelik temel bir saldýrý olduðu ve hastanelerin temizlik hizmetlerinin özelleþtirilmesine izin verilmesi halinde bunun sonucu olacaðý konusunda ikna etmelisiniz. Hijyen geriler, ekipler parçalanýr, kalite geriler, hastanelerdeki insanlar hastane enfeksiyonlarý kapmaya baþlarlar vs. Ýngiltere deki sendikalar özelleþtirmelere karþý kampanyalar yürütürken büyük bir hata yaptý. Hâlâ çalýþanlarýn koþullarý üzerinde yoðunlaþýyorlar ve hizmet sunumu üzerindeki etkileri hakkýnda bir þey söylemiyorlar. Halbuki diðer bütün kampanyalarý bir araya toplamamýz gerek. (Bu röportaj Týp Dünyasý gazetesinde yayýmlanmak üzere yapýlmýþtýr.)

5 27 Ocak 2009 Salý Metin Kaya: Anlatýlan yüz binlerin hikâyesidir AHMET ÖZTÜRK Aklý fikri sinemada olan Zonguldaklý bir fotoðrafçý Metin Kaya. Uzun yýllar belgesel fotoðrafla ilgilenmiþ. Bir yandan yaþadýðý kentin olanaksýzlýklarý, diðer yandan birlikte çalýþabileceði ekibi bir türlü oluþturamamasý, sinema düþlerini erteletmiþ yýllarca. Daha sonra kendisi gibi sinema heveskârý birkaç arkadaþ bulunca, kýsa film denemeleri yapmýþ. Ortaya çýkan ürünleri þimdi pek beðenmese de bu denemeler iyi bir pratik olmuþ onun için. Son olarak çektiði 100 Bin Kiþiydiler belgeselinde Zonguldaklý madencilerin 4 Ocak 1991 de Ankara ya doðru baþlattýðý büyük yürüyüþü anlatmýþ. Enis Rýza nýn danýþmanlýðýný, Ahmet Özer inse müziklerini yaptýðý 68 dakikalýk belgesel, 120 kiþiyle yapýlan yaklaþýk 60 saatlik çekimin sonrasýnda çýkmýþ ortaya. Bu belgeselle yüz binlerin hikâyesini anlattým. Örgütlü güce bir kez daha iman ettim diyen Metin Kaya ile tüm bu serüveni konuþtuk»böyle bir belgesel fikri nasýl çýktý ortaya? Zonguldak ta yaþýyorum. Yürüyüþün en baþýndan sonuna kadar içindeydim grevi ve sonrasýnda yapýlan Ankara yürüyüþü, bu ülkede gerçekleþmiþ en önemli iþçi hareketlerinden biriydi. Yalnýzca bir grev deðil, yaþlý genç, çoluk çocuk, kadýn erkek, iþçi memur demeden bütün bir kentin topyekûn eyleme geçtiði bir halk hareketiydi de ayný zamanda. Ancak sonrasýndaki gerilemeyle ilgili ne kapsamlý bir muhasebe yapýlabildi, ne de geleceðe yönelik dersler çýkarýlabildi. Gönlüm bu duruma asla razý olamazdý. Ben bu belgeselle bir anlamda bu muhasebeyi yapmak istedim.»peki, nasýl bir insandý Þemsi Denizer? Genel Maden Ýþçileri Sendikasý na grev öncesinde henüz genel baþkan olmuþtu. Birden yönetim anlayýþýný deðiþtirmiþ sendikanýn kapýsýný herkese açarak, baþ döndürücü bir geliþme yaþatmýþtý kentte. Hepimiz bir þeylerin deðiþtiðini gözlemliyorduk. Umut doluyduk. Öte yandan, Denizer de, herkes gibi bir insandý; korkularý vardý, vehimleri vardý, yanlýþlarý ve doðrularý vardý. Bunlarý hep tartýþýlabiliriz. Ama tartýþamayacaðýmýz tek þey liderlik vasfýdýr. Bu eylemin gözü kara lideridir o.»biraz da belgeseli hazýrlama sürecinden söz eder misiniz? Dünya üzerinde çok fazla örneði olan bir eylem deðildi madenci grevi. Madenciler büyük bir coþku ve kararlýlýkla yürüyorlardý. O günlerde devrim yaptýðýmýzý zannediyorduk. Dikkat edin o günden bugüne bu boyutta baþka bir baþkaldýrý yok ülkede. Dolayýsýyla grev sürecini içinde dersler bulunan bir öðreti olarak tanýmlayabilirim rahatlýkla. Bu yüzden çalýþmayý sýký tuttuk. Greve katýlan birçok insanla röportaj yaptýk. Yaklaþýk 16 aylýk çalýþmada, 120 kiþiyle görüþtük. 60 saatlik çekim yaptýk onlarla. Röportajlar, Yazar Osman Günay ile Tiyatrocu Yazar Fahri Bozbaþ tarafýndan yapýldý. Ben hep kameranýn arkasýndaydým. Herhangi bir kiþi, kurum veya kuruluþtan hiçbir yardým almadan da bitirdik.»baþlangýçta böyle bir niyetinizin olmadýðýn biliyorum. Sýradan insanlarýn, yürüyüþün adsýz kahramanlarýnýn dilinden anlatmak istiyordunuz grevi. Ancak belgeselde gördük ki, dönemin üst düzey yöneticileri ve politikacýlarýna da çevirmiþsiniz kameranýzý. Bu rota deðiþikliði neden? Herkes ayný öyküyü anlatýyordu ama bütününden, bir büyük cümle çýkarmaktý amacýmýz. Ülke genelinde 100 bin kiþilik yürüyüþ biliniyor ama yürüyüþ öncesinde 36 gün kentin içinde yapýlan yürüyüþleri kimse anýmsamýyor neredeyse. Neresinden bakarsýnýz bakýn çok boyutlu bir olay var karþýmýzda. Baþlarken belgeseli Zonguldak ta bitirebileceðimi zannediyordum. Aynen sorduðun gibi, bu zamana deðin politikacýlar, yöneticiler çok konuþtu. Bunlarý çok dinledik de, o yürüyüþün içindeki yüz binler ne düþünüyordu acaba? Çalýþtýkça önyargýlarýmý yýkarak grevle ilgili tüm deðerlendirmeleri sildim kafamdan. Röportajlar ilerledikçe öykünün kendisi beni yönlendirmeye baþladý. Nereye uzanacaksa, oraya gitmeliyim dedim kendi kendime. Zamanýn baþbakaný Yýldýrým Akbulut, DYP Genel Baþkaný Süleyman Demirel, Çalýþma Bakaný Ýmren Aykut gibi üst düzey yönetici ve politikacýlar da dahil oldular çalýþmaya. Sendika baþkanlarý, eylemi kapsamlý bir þekilde izleyen gazetecilere de ulaþarak bütünlüklü bir grev belgeseli çýkardýk ortaya.»dönemin en önemli aktörlerinden biri olan GMÝS yöneticileri çok az yer almýþ belgeselde. Evet. Bir bölümü konuþmak istemedi. Bir bölümüyse kiþiselleþtirmeye çalýþtý olayý. Ben eylemin kendisine taraftým. Örgütlü hayata çok inanýyordum. Bu dinamizmin nasýl oluþtuðunu, bu kadar insanýn nasýl bir araya gelip, ayný duyguda birleþtiðini anlamak ve analiz etmek istiyordum. Onun için kiþiselleþen görüþlere, elden geldiðince yer vermemeye çalýþtým.»enis Rýza neresinde katýldý çalýþmanýn? 60 saat çekim yaptýk. Tüm bunlarýn deþifre edilmesi gerekiyordu. Ayrýca montajýnýn yapýlmasý için ciddi bir stüdyoya ihtiyaç vardý. Yaþadýðým kentte tüm bunlarý yapmam mümkün deðildi. Yazýlarýný takip ettiðim, bu alandaki bilgisine ve belgeselci ahlakýna güvendiðim Enis Rýza yý arayarak kendisinden yardým istedim. Bu projede bana danýþmanlýk yapmakla kalmadý, stüdyosunun ve ekibini kapýsýný sonuna kadar açtý. Filmin sinematografik açýdan bu kadar düzgün, görselliðin bu kadar yüksek olmasýnda gerçekten payý çoktur Enis Hoca nýn. O açýdan kendisine ne kadar teþekkür etsem az.»ýlk gösterimini yürüyüþün 18. yýlýnda Zonguldak ta yaptýnýz. Baþka nerede gösterilecek? Evet, ilk gösterimini 4 Ocak ta Zonguldak ta yaptýk. Þimdiki hedefimiz 1 Mayýs Ýþçi Filmleri Festivali. Konjonktüre de çok uygun düþeceðine inanýyorum. Ekonomik krizin faturasýnýn tümüyle emekçilere ödetilip, yüz binlercesinin iþsiz býrakýldýðý bir ortamda, bu direniþin belgeseli birçok dersle dolu çünkü. Bence tüm sol partilerin, sendikalarýn mutlaka izleyip, çözümlemeler yapmasý gereken bir film bu. Dünyanýn her yerinde madenci grevleri ürküten eylemlerdir. Son derece yýkýcý sonuçlar doðurur. Þiddet madencinin doðasýnda vardýr çünkü. Bu eylemdeyse, kalp krizi ve trafik kazasýnda ölen iki kiþiyi saymazsak, bir kiþinin burnu bile kanamadý. Tüm bunlar sosyolojik açýdan da ele alýnmasý gereken bir konu. Belgesel bu alanda çalýþmak isteyenler açsýndan son derece zengin bir kaynak sunuyor.»röportajlarýn yanýnda ciddi bir görsel malzeme de var filmde. Bunlara ulaþmak zor oldu mu? Hem de nasýl! Yalnýzca bizim deðil, tüm belgeselcilerin ortak derdi bu. Türkiye de düzenli arþiv tutulmuyor maalesef. Kimi meraklý, tarihe karþý kendini sorumlu hisseden arkadaþlarýmýz da olmasa neredeyse hiç görüntü olmayacaktý elimizde. Birol Üzmez, Alaatin Kara, Mehmet Özer, Mustafa Eyriboyun dan fotoðraf; Ülkü Özen ve GMÝS ten de görüntü aldýk. Þaþarak gördük ki, GMÝS in elinde grev sonrasýnda yaptýrdýklarý belgesel dýþýnda hiçbir görüntü yok. Toplumsal hafýzamýzýn neden bu kadar zayýf olduðunu bundan daha iyi açýklayan bir örnek olamaz bence.»grev günlerindeki Zonguldak tan söz eder misiniz biraz da? Belgeselde de göreceksiniz Süleyman Demirel O vakit Zonguldak ta devlet yoktu. Madenci her þeye hakimdi diyor. Gerçekten yasalarýn rafa kaldýrýldýðý bir kentti Zonguldak. Madenci hiçbir þeyi kýrýp dökmeden iþine ve kentine sahip çýkýyordu. Grev bittikten sonra Zonguldak Emniyeti nin neredeyse tamamý baþka illere tayin edildi. O zamanýn valisi Saim Çotur, süreci çok iyi yönetti. Konuþtuðumuz herkes hakkýný teslim ediyor Saim Bey in. Bu tarafýndan baktýðýnýzda, böylesi toplumsal olaylara nasýl yaklaþýlmasý gerektiði konusunda bir devlet dersi de var o büyük yürüyüþte.»söyleþi için teþekkür ediyorum. Eklemek istediðiniz þeyler varsa onu da almak isterim. Son olarak þunu söylemek isterim. Kitlesini Mengen barikatýndan geri çeviren Denizer, sözleþmeyi bitirmek için müzakereler yapmak üzere Ankara ya gitti. Mengen daðýnda dünyanýn her yerinden kendine muhatap bulan, Baþbakan ý ayaðýna getiren bir iþçi lideri, Ankara da, 20 gün boyunca hiçbir muhatap bulamadý kendine. Bundan çýkarýlacak sonuç sudur. Her þey örgütlü güce baðlýdýr ve seni sen yapan arkandaki kitledir. Arkanda örgütlü bir güç yoksa sen de yoksun demektir. Denizer i yok eden kapitalist kültürün yarattýðý yozlaþmadýr. Kapitalizmle mücadeleyi baþat yapmayan her eylem, kimi kazanýmlar elde etse de son tahlilde yenilmeye mahkûmdur.

6 Onlarýn tatil armaðaný da bu! Kýrþehir'de, yarýyýl tatilinin baþlamasýyla birlikte öðrenciler de harçlýklarýný kazanmak için pazar yerlerine akýn etti. Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Pazar ve pazartesi günleri kurulan pazar yerinde, el arabalarý ile vatandaþlarýn sebze ve meyvesini taþýyan çocuklar, gün içinde yaklaþýk 50 TL para kazanýyor. El arabalarý ile pazar yerinde müþteri arayan çocuklar, soðuk nedeniyle zor saatler yaþarken, yemek molasýnda yaktýklarý ateþin etrafýnda toplanýp ýsýnmaya çalýþýyorlar. Kazandýklarý para ile okul harçlýklarýný çýkardýklarýný ve ev ihtiyaçlarýna destek olduklarýný söyleyen çocuklar, boylarý kadar el arabasý ile taþýmacýlýk yapýp para kazanmanýn kendilerini mutlu ettiðini söylemekten de kaçýnmýyor. kent haber Meteoroloji'den yaðýþ uyarýsý! Devlet Meteoroloji Ýþleri Genel Müdürlüðü, güney bölgelerde yarýn beklenen kuvvetli yaðýþ ve lodos fýrtýnasýnýn neden olabileceði lokal su baskýný, soba zehirlenmesi, çatý uçmasý, deniz ulaþýmýnda yaþanabilecek aksamalar gibi olumsuzluklar ile doðu kesimlerdeki muhtemel çýð tehlikesine karþý dikkatli ve tedbirli olunmasýný istedi. Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Genel Müdürlükten yapýlan açýklamaya göre, Orta Akdeniz üzerinden gelen yaðýþlý hava, yurdun büyük bir bölümünde etkisini sürdürmeye devam ediyor. Yapýlan son deðerlendirmelere göre; yarýn Marmara, Ege, Akdeniz, Ýç Anadolu, Batý Karadeniz, Orta ve Doðu Karadeniz'in iç kesimleri, Güneydoðu Anadolu ile Doðu Anadolu'nun iç ve batý kesimlerinde yaðýþ bekleniyor. Genellikle yaðmur ve saðanak, Güney Ege ve Akdeniz kýyýlarýnda gök gürültülü saðanak þeklinde görülecek yaðýþlarýn, Güney Ege (Ýzmir, Aydýn, Denizli ve Muðla), Akdeniz bölge geneli, Ýç Anadolu'nun doðusu (Kýrþehir, Yozgat, Sivas, Kayseri, Niðde, Aksaray ve Nevþehir) ile Gaziantep, Kilis, Erzincan, Tunceli ve Bingöl çevrelerinde kuvvetli olmasý bekleniyor. Açýklamaya göre, Salý günü yaðýþlý havanýn doðu kesimlerde etkili olduktan sonra yurdu terk edeceði, ancak Çarþamba günü yurdun batý kesimlerinin orta Akdeniz üzerinden gelecek yeni bir yaðýþlý havanýn etkisine gireceði tahmin ediliyor. Hava sýcaklýðýnda yarýn günü yurt genelinde önemli bir deðiþiklik beklenmiyor. Hava sýcaklýðý, Salý günü güneþlenmeyle birlikte batý bölgelerde 1-3 derece artacak, ancak Çarþamba günü baþlayacak yaðýþla birlikte 2-4 derece azalacak. Rüzgar, yarýn güney ve güneybatý (Lodos) yönlerde orta kuvvette, güney, iç ve batý bölgelerde kuvvetli, Ege ve Batý Akdeniz kýyýlarýnda kýsa süreli fýrtýna þeklinde esecek, ancak Salý günü etkisini kaybedecek. Doðu bölgelerinde güneyli rüzgarla birlikte artan hava sýcaklýðýnýn, Doðu Karadeniz'in iç kesimleri ve Doðu Anadolu'da kar örtüsü bulunan yüksek ve eðimli kesimlerde çýð tehlikesine neden olabileceði öngörülüyor. Güney bölgelerde yarýn beklenen kuvvetli yaðýþ ve lodos fýrtýnasýnýn neden olabileceði olumsuzluklar (lokal su baskýný, soba zehirlenmesi, çatý uçmasý, deniz ulaþýmýnda yaþanabilecek aksamalar) ile doðu kesimlerdeki muhtemel çýð tehlikesine karþý dikkatli ve tedbirli olunmasý gerekiyor. kent haber Azerbaycan Devlet Tiyatrosu Kayseri'de Sulucakarahöyük/ KAYSERÝ Kayseri Büyükþehir Belediyesi kültür sanat etkinlikleri çerçevesinde Azerbaycan Devlet Tiyatrosu oyuncularý tarafýndan 'Özümüzü Kesen Kýlýnç' adlý oyun sahnelendi. Büyükþehir Belediyesi Þehir Tiyatrosu'nda gerçekleþen etkinliðe Büyükþehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçýn'ýn yaný sýra belediye yöneticileri ve çok sayýda vatandaþ katýldý. Bahtiyar Vahapzade'nin yazdýðý 'Göktürk ve Çin Hükümdarlýðý' arasýnda gerçekleþen savaþýn konu alýndýðý 2 perdelik oyun, konuklar tarafýndan dakikalarca alkýþlandý. Büyük ilgi gören 'Özümüzü Kesen Kýlýnç' adlý oyun bu akþam Þehir Tiyatrosu'nda yeniden ücretsiz olarak sahneleneceði bildirildi. kenthaber Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Oluþturan bir saðlýk merkezi ile projeye destek veren Nevþehir Belediyesi, 12 yýl süre ile devam edecek kentsel ve kýrsal kesimlerde deðiþen yaþam tarzý ve risk faktörleri ile iliþkili kronik hastalarýn takip edildiði prospektif bir kohort çalýþmasý olarak da deðerlendirilen proje için çalýþmalarýný hýzlandýrdý. Nevþehir Belediyesi Strateji Geliþtirme Müdürlüðü, Türkiye'nin 12 farklý bölgesinde belirlenen 8 ildeki çalýþmalarý yürüten Metabolik Sendrom Derneði iþbirliðinde projenin Nevþehir'de sürdürülmesi için çaba harcýyor. Nevþehir'de projenin saðlýklý bir þekilde yürütülmesi ve sonuçlandýrýlmasý yönünde oluþturulan saðlýk merkezinde, uzman bir heyet kent merkezinde belirlenen alanlardaki kiþilere yönelik araþtýrmalarýna baþladý. Nevþehir'de en az 2 bin bireyin izleneceði projede, araþtýrmaya katýlan bireylerin kronik hastalýklarý, risk faktörleri ve yaþam biçimi deðiþiklikleri saptanacak. Veri toplamada toplum, aile ve birey düzeyinde anketler ve antropometri, EKG, kan basýncý, akciðer fonksiyonu ve kas gücü ölçümleri alýnýrken, bireylerden kan ve idrar örneði de alýnacak. Katýlýmcýlarýn kan ve idrar örneði laboratuar koþullarýnda Türkiye Ulusal Koordinasyon Merkezi tarafýndan saklanacak. Nevþehir Belediyesi ile Metabolik Sendrom Derneði arasýnda yapýlan protokol çerçevesinde, proje Nevþehir il merkezi ile kýrsal kesim bölgesi olmak üzere Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir Belediyesi Kültür ve Sosyal Ýþler Müdürlüðü'nün organizasyonu ile 2007 yýlýndan beri devam eden etkinlikler halkasýna Mardin yöresi türkü ve halk oyunlarý, Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi'nde Nevþehirlilere tanýtýldý. Mardin Gençlik ve Spor Ýl Müdürlüðü Türk Halk Müziði ekibi, Mardin yöresi türkülerini ve halk oyunlarýný sergiledi. Yaklaþýk 3 saati aþkýn süreyle devam eden etkinlik beðeni ile izlendi. Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu, Kahramanmaraþ Valisi Mehmet Niyazi Tanýlýr, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan 27 Ocak 2009 Salý Saðlýk projesine belediye desteði Kanada'da Mc. Master Üniversitesi tarafýndan baþlatýlan ve Türkiye'nin de aralarýnda bulunduðu toplam 15 ülkede uygulamaya konulan Prospektif Kentsel ve Kýrsal Epidemiyolojik Araþtýrma (PURE) isimli projeye Nevþehir Belediyesi de destek veriyor. 2 etapta gerçekleþtirilecek. Nevþehir il merkezinde Esentepe, Kýratlýoðlu ve Sümer mahallelerinde gerçekleþtiriliyor. Projenin Nevþehir kýrsal kesim bölümünde ise merkez ilçeye baðlý Çat beldesi belirlendi. Bu belde de çalýþmalar baþlatýldý. Proje kapsamýnda Nevþehir için ön kontenjan, kent merkezi için 221, kýrsal kesim için de 96 kiþi olarak belirlendi. Projedeki bu bölgelerde öncelikle anket çalýþmalarý ve anket yapýlan kiþilere saðlýk taramasý þeklinde çalýþmalar yürütülüyor. Projenin yürütülmesinde Türkiye ayaðý olan Metabolik Sendrom Derneði'nin Saðlýk Bakanlýðý onayý ile faaliyete baþlattýðý projeye destek veren kurumlar Ýstanbul Göztepe Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Ankara Düzen Laboratuarlar Grubu baþta gelmektedir. Proje süresinde toplanan veriler, yine bu kurumlarýn bünyesindeki akademik unvaný olan uzman hekimler ve doktorlar tarafýndan bilimsel bir düzeyde deðerlendirilecek. kent haber Belediye Türk kültürünü tanýtýyor Nevþehir Belediyesi, Türkiye'nin farklý kültürel birikimlerini Nevþehirlilere tanýtmaya yönelik etkinliklerini sürdürüyor. Ünver'in yaný sýra daire müdürleri ile çok sayýda vatandaþýn katýldýðý Mardin gecesinde, konuklara daðýtýlmak üzere bir de çið köfte yoðruldu. Yaklaþýk bir saat sürede yapýlan çið köfte, Nevþehir Belediyesi ekipleri tarafýndan konuklara daðýtýldý. Mardin'in kendine has Reyhani oyununun yanýnda, sergilenen geleneksel kýna gecesi de izleyenlerin büyük beðenisini kazandý. Mardin yöresine ait türkülerin seslendirildiði gecenin sonunda, Nevþehir Valisi M. Asým Hacýmustafaoðlu, Mardin Gençlik ve Spor Ýl Müdürü Süreyya Yaðlýoðlu'na teþekkür plaketi, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver de topluluk üyelerine çiçek takdim etti. Türkiye'nin oldukça zengin potansiyel oluþturan halk kültürünü daha yakýndan tanýtmayý amaçlayan Nevþehir Belediyesi, daha önceden de Kýrþehir, Yozgat, Þanlýurfa, Manisa, Giresun, Bursa Osmangazi, Hatay, Amasya, Samsun, Artvin ve Adana'nýn da aralarýnda bulunduðu 20'den fazla þehrin halk kültürünü tanýtmýþtý. kent haber

7 27 Ocak 2009 Salý Bedri Baykam Açýköðretim de türbanlý sýnav Zonguldak taki Açýköðretim Lisesi sýnavlarýna türbanlý öðrencilerin girmesine izin verildi. Eðitim Sen: Yargý kararlarýna uyulmuyor 7 Ezber bozma (1): Çözüm Anýtkabir Deðil! Televizyonda Obama nýn iktidarý devralma þenliklerini imrenerek izliyorum. Darýsý bizim baþýmýza! Aman ha Bedri! Dikkatli konuþ! Sonra zemin hazýrlýyor bak diye baþýna çorap örmeye kalkarlar ha(!) Tanrý þahit ki, bu iktidar gittiði gün yaþanacak bayram, Obama yý bile kýskandýrabilir! Birkaç haftadýr sarsýlmýþ durumdayým. En yakýn ve en eski arkadaþlarýmdan biri, yalnýz kendisinin bildiði sebeplerle, Paris te yaþamýna son verdi Hem de hayatýnda nihai ve entelektüel dünyanýn gerilimleri olmamasýna karþýn. Ýçimde açýlan yaranýn kapanabileceðini sanmýyorum. Bazen insanlar intihar eder, bazen de ülkeler Ýleride 1980 den günümüze yaþananlara bakan tarihçiler, bu ülkenin göz göre göre, milyonlarca insanýn ikaz davullarý arasýnda nasýl intihar ettiðini hiç anlayamayacaklar. Aynen bir tek yargý mensubuna, hangi mantýkla, demokrasiyi tek baþýna alt üst edip durdurma noktasýna getirebilecek gücün nasýl verilebildiðini anlayamayacaklarý gibi! Sevgili Hýncal Uluç da geçen hafta dayanamamýþ, hem de Sabah ta içini dökmüþ: Bu polisin nasýl Ordu yu yýpratmada kullanýldýðýný, devlet televizyonunun nasýl o gün polisin nereleri basacaðýný önceden bilebildiðini, o malum kazýlar yapýlýrken, nasýl o operasyonlarda yalnýzca TRT ye izin verildiðini ve Atatürkçülerin bu ülkede sindirilmesini hedef alan her komployu, sansürsüz kaleme almýþ Hem de bu cesareti gösterme gücünün bugün olduðunu haykýrarak Þu andan itibaren neler yazacaðýmý lütfen dikkatle okuyun. Bazý ezberlerinizi bozacak, ama bunlarý söylemeye mecburum. Unutmayýn ki bu satýrlarýn yazarýnýn yayýnlanmýþ 21 kitabý arasýnda en az altýsý, Atatürkçülük ve onun çizgisindek Sosyal Demokrasiyi anlatýyor; ömrümde bu konuda binlerce makale yazdým, konferans verdim. Bunlarý hatýrlayarak okuyun. Amerikalýlar, dünyanýn geri kalan kýsmý gibi olmasa da, George Bush un yarattýðý kanlý senaryoyu, çirkin savaþ dünyasýný, kendi ülkelerinden ve pasaportlarýndan utanarak yaþadýlar. Her ülkenin kendi gerçekleri vardýr. Bush un dünyaya kustuðu ölüm, kin ve dehþet günlerini durdurma ümidiyle, demokrat Amerikalýlar, umutlarýný, George Washington veya Abraham Lincoln un anýt mezarlarýna giderek ayakta tutmaya çalýþmadýlar. Bu dünyada, günümüz gerçekleri ile yaþadýðýmýzý bilerek kendi durumlarýna el attýlar. Baþ aþaðý yuvarlandýðýný gördükleri ülkelerini tekrar gün ýþýðýna çýkarmak için iktidar aradýklarýný biliyorlardý. Bunun yolunun da yeni liderlerini yaratmaktan, ona enerji ve baðlýlýk aktarmaktan, onu yüceltip, onunla beraber yükselmekten geçtiðini çok iyi biliyorlardý. Onlar, bizim bir türlü eriþemediðimiz parti içi demokrasi koþullarýnda, liderlerini seçip onunla yürüdüler ve karanlýðýn ardýndan bugünkü görkemli manzaralara ulaþtýlar Ülkemizde Atatürk ün yeri ve önemi, baþka hiçbir ülke alýnmasýn, hiç kimseyle kýyaslanamaz. Ne George Washington la, ne De Gaulle le, ne de Lenin le! Bunun da çok karmaþýk ve derin nedenlerini esas biz biliriz. Bu nedenle de dünya, ölümünden 70 sene sonra, Atatürk ün nasýl hala bizim için en heyecan uyandýran konu ve insan olduðunu pek anlayamaz. Ancak bir türlü göremediðimiz bir gerçekle artýk yüzleþme zamaný geldi: 10 Kasýmda, 29 Ekimde ve 23 Nisanda Anýtkabir i doldurup taþýralým. Her içimizden geldiðinde de, kendimiz için veya kurumumuz için Anýtkabir e gidelim. Ama yaþadýðýmýz dramatik siyasi akýþ konusunda, Atatürk e durumumuzu þikayet etmek için gitmeyelim! AB veya ABD ile iliþkilerimizi anlatmak ve ona bu sloganlarýmýzý duyurmak için gitmeyelim. Bu iktidarýn hukuktan sapýþý, laikliði yýpratýþýna karþý yapýlan o görkemli Cumhuriyet Mitinglerinin ardýndan da Anýtkabir e uðramayalým: buna benzer durumlarda kaderini deðiþtiren ve tarih yazan dünya halklarý nereye yürümüþlerse, oraya yürüyelim. Örneðin yeni liderimiz olarak görmek istediðimiz bir insanýn evinin ya da partisinin önüne Ya da birini protesto edeceðimiz bir alana Atatürk bu Cumhuriyeti kurdu ve bizlere emanet etti. Ama bu þekilde gençliðe sorumluluklarý da devretti. O gençlik, Anýtkabir e dönüp Bursa Nutkunu, zaten kendisi yazmýþ olan Atasýna geri okuduðu zaman, Atatürk kabrinde dört dönüp kahroluyor Atatürkçülük bu deðil. Türkiye Cumhuriyeti böyle korunmaz. Acil kararlarla, yeni liderlerle, demokratik alan sonuna kadar terletilerek sahada korunur, Anýtkabir de deðil. Dünya bu formülü uyguladýðý için, Lulalar ýný, Chavezler ini, Obamalar ýný buluyor Bizde ise köktendinciler bile, bu dünyanýn insanlarýna kendi geleceklerini teslim ederken, bizler kurtuluþu Atatürk te arýyoruz. Hem de her birimizin O nun düne ve bugüne iliþkin potansiyel yorumlarý hakkýnda farklý inançlara sahip olmamýza raðmen! Karþý taraf ise, enerjisini tek partiye ve canlý liderlere devrettiði için, bizi kukla yerine koyup, ülkeyi istediði gibi yönlendiriyor. Bilmem anlatabildim mi? Anýtkabir bizim kökümüz, kalbimiz Ama bu sevgiyi yanlýþ kullanmak, bugün artýk Atatürk ün Türkiyesini ölüme ya da intihara sürüklüyor! ZONGULDAK'ta yapýlan Açýköðretim Lisesi sýnavlarýnda türbanlý öðrencilerin okullara giriþine izin verildi. Eðitim- Sen Çaycuma Temsilcisi Ýsmet Akyol, okul giriþlerinde hiçbir uyarýyla karþýlaþmayan türbanlý öðrencilerle ilgili tutanak tuttuklarýný söyledi. Zonguldak'ta, dün ve bugün yapýlan Açýköðretim Lisesi sýnavlarýnda türbanlý öðrencilere müdahalede bulunulmadý. Ýl merkezi ile Çaycuma Ýlçesi'ndeki sýnavlarda türbanlý öðrencilerin okullara giriþlerine izin verildi. Zonguldak Ýmam Hatip Lisesi'nde yapýlan sýnavda, giriþ kapýsýnda görevli polis ve öðretmenlerin hiçbir uyarýsýyla karþýlaþmayan türbanlý öðrenciler, sýnýflarýna giderek sýnava girdi. Çaycuma'daki Oktay- Olcay Yurtbay Anadolu Lisesi, Barbaros Kutlutaþ Ýlköðretim Okulu ve Mimar Sinan Ýlköðretim Okulu'nda yapýlan sýnavlarda da türbanlý öðrencilerin giriþlerine izin verildi. Eðitim- Sen Çaycuma Temsilcisi Ýsmet Akyol, Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü tarafýndan sýnavda görevli öðretmenlere, sýnava baþý açýk girme zorunluluðunu kaldýran Milli Eðitim Bakanlýðý Merkezi ÝZMÝR"de düzenlenen Arý Kovaný Operasyonu"nda, Çýkar amaçlý çete kurmak, Ýhaleye fesat karýþtýrmak", Belediyeyi zarara uðratmak, Ýmar Kanununa muhalefet", Görevi kötüye kullanmak, Ýrtikap ve rüþvet ve Tehdit suçlamalarýyla gözaltýna alýnýp adliyeye sevkedilen 37 zanlýdan aralarýnda Belediye Sýnav Yönergesi'nin gönderildiðini, ancak bu yönergenin yürütmesinin, Eðitim- Sen'in açtýðý dava sonucu 10 Ekim 2006'da Danýþtay 8'inci Dairesi'nce durdurulduðunu belirterek, yargý kararýnýn uygulanmadýðýný söyledi. Görevli olduðu okulda türbanlý olarak sýnava giren öðrenciler hakkýnda tutanak tuttuðunu belirten Akyol, þöyle dedi: Çaycuma'da yapýlan 1'inci Dönem Açýköðretim Lisesi sýnavlarýnda Danýþtay kararýnýn uygulanmasý için sýnav öncesinde Kaymakamlýða dilekçe verdik. Dilekçemiz Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðü'ne havale edildi. Dilekçe vermemize raðmen, yargý kararýnýn uygulanmasý yönünde somut bir adým atýlmadý ve Açýköðretim Lise sýnavlarýna bazý bayan öðrenciler türbanlý girdiler. Geçmiþ yýllarda olduðu gibi, bu yýl da Danýþtay'ýn Açýköðretim Lisesi sýnavlarýnda türbana izin vermeyen kararý yok sayýlarak açýkça suç iþlendi. Fiili durum yaratýlarak hukukun önüne geçildi ve yargý kararlarý hiçe sayýldý. Sýnavlarda görevli öðretmenlerimiz durumu tutanakla saptamak zorunda býrakýldýlar. (dha) AKP li Buca Belediye baþkaný tutuklandý Baþkaný AKP"li Cemil Þeboy"un da bulunduðu 18 kiþi tutuklandý. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcýsý Murat Gök"ün talimatýyla Ýl Jandarma Komutanlýðý ekipleri, geçen salý günü düzenledikleri Arý Kovaný Operasyonu"nda, Cemil Þeboy"un da bulunduðu 37 zanlýyý gözaltýna aldý. Belediyedeki tüm evraklara el koyan jandarmanýn 4 gün gözaltýnda tutup ifadalerini aldýðý zanlýlar, önceki gün sabah saatlerinde, adliyeye sevkedildi. Zanlýlardan 3"ü savcýlýk sorgusunun ardýndan serbest býrakýldý. Yaklaþýk 24 saat süreyle adliyede tutulan zanlýlardan, aralarýnda Belediye Baþkaný Þeboy"un da bulunduðu 18"i tutuklandý. Diðer 16 zanlý tutuksuz yargýlanmak üzere serbest býrakýldý. birgün

8 Bu kamuflajýn gizlenmekle ilgisi yok! Bukalemunlarýn en önemli özelliðini herkes bilir, çok hýzlý bir þekilde renk deðiþtirerek kendilerini kamufle edebilirler. Fakat PLoS Biology dergisinin 2008 Ocak sayýsýnda yayýmlanan bir makale, bukalemunlarýn bu ününe gölge düþürüyor. Erkek bukalemunlar genellikle soluk kahverengi ya da yeþil renktedirler. Ancak beyinleriyle doðrudan baðlantýlý olan deri hücreleri sayesinde bukalemunlar çok hýzlý bir þekilde parlak yeþil, sarý hatta pembe renge dönüþebilirler. Yapýlan araþtýrma, bukalemunlarýn bu renk deðiþimini kavga sýrasýnda diðer erkek bukalemunlarýn gözünü korkutmak ya da flört ederken diþilere daha cazip görünmek için yaptýklarýný söylemektedir. Bununla birlikte biyologlar arasýnda bile renk deðiþiminin bukalemunlarýn kendilerini avlayan kuþlardan gizlenmesine yaradýðý inancý devam etmektedir. Melbourne Üniversitesi nden zoolog Devi Stuart-Fox ve KwaZulu Natal Üniversitesi nden biyolog Adnan Moussalli, Güney Afrika daki 21 cüce bukalemun türü üzerinde bir araþtýrma yapmýþlardýr. Bu türlerden bazýlarý aralarýnda insan gözünün göremediði ultraviyole renklerin de bulunduðu çok geniþ renk yelpazelerine sahiptir. 100 YILLIK VERÝLER Araþtýrmacýlar, erkek bukalemunlarý birbirileriyle dövüþtürmüþ ve bu sýrada ortaya çýkan renkleri spektrometre ile ölçmüþlerdir. Ölçülen bu renkler her türün kendi yaþam alanýndaki çevresinde bulunan renklerle karþýlaþtýrýlmýþtýr. Araþtýrmacýlar bu renklerin diðer bukalemunlara ve avcýlara nasýl göründüðünü belirleyebilmek için bir bilgisayar programý kullanmýþlardýr. Sonuçta bukalemunlarýn görme becerileri ile ürettikleri renkler arasýnda açýk bir iliþki olduðu, dahasý kuþlarýn da bu kontrast renkleri fark edebildikleri belirlenmiþtir. Bu bulgular ýþýðýnda araþtýrma ekibi, parlak renklerin bukalemunlarý daha görünür hale getirdiðini söylemektedir. Woods Hole Deniz Biyoloji Laboratuvarý ndan davranýþsal ekolog Roger Hanlon, araþtýrma sonuçlarýnýn bukalemunlardaki renk deðiþiminin temel olarak iletiþim amaçlý olduðuna dair güçlü deliller saðladýðýný söylemektedir. Bu alandaki 100 yýllýk verileri gözden geçirmiþ olan Hanlon, literatürde bukalemunlardaki renk deðiþikliðinin kamuflaj amaçlý olduðunu gösterebilen bir çalýþmanýn bulunmadýðýný belirtmektedir. Leman Saymanýn karmaþýk evrimi Farkýnda olmayabilirsiniz fakat markete gidip altý kiþilik aileniz için yarým düzine yumurta isterken, ilkel bir numaralama sistemi kullanmaktasýnýz. Antropologlar yarým düzen ya da altý gibi nesnelere özgü sayma kelimelerinin ayný miktarý gösterdikleri fakat farklý nesnelere atýfta bulunduklarýný ve herhangi bir rakamýn herhangi bir nesneyi tanýmlayabildiði soyut bir sayma sistemini yansýttýklarýný söylemektedirler. Pasifik Adasý dilleriyle yapýlan yeni bir çalýþma sayma sistemlerinin daha da nesneye özgü olacak þekilde bunun tersini de içerebileceklerini göstermektedir. Mangareva Polynesian Adasý ndaki insanlar nesneye özgü sayma sistemini oldukça sýra dýþý bir þekilde kullanmaktadýr. Örneðin olgunlaþmamýþ ekmekaðacý meyvesi gibi bazý þeyleri sayarlarken ayný sayý dizisini, olgunlaþmýþ ekmekaðacý meyvelerini ya da ahtapotlarý sayarken ise baþka bir sayý dizisi kullanmaktadýrlar. Ayný zamanda ada halký farklý nesneleri bir arada sayarken de Ýngilizce konuþanlarýn kullandýklarýna benzer bir soyut sayma sisteminden yararlanmaktadýrlar. Kültürel evrimse nesneye özgü sayma sistemlerinin soyut sayma sistemlerine öncülük ettiðini gösteren pek çok delil mevcuttur. Ayný kültürde ilkel ve geliþmiþ kabul edilen sayma sistemlerinin bir arada kullanýlýyor olmasý Freiburg Üniveristesi nden psikolog Sieghard Beller ve antropolog Andrea Bender in ilgisini TAHRAN - Ýran'ýn en büyük futbol kulüplerinden Ýstiklal'de erkeklerle kadýnlarýn maç yaptýðý iddiasý ülkeyi karýþtýrdý. Ýstiklal'e kadýnlarýn erkeklerle birlikte spor yapmasý yasaðýný deldiði iddiasýyla soruþturma açýldý. Ýranlý kadýnlar arasýnda oldukça popüler olan kadýnlar futbol ligini erkeklerin izlemesi yasak. Ayrýca kadýnlarýn erkeklerin futbol maçlarýný izlemesi de yasalara aykýrý. Ancak iddiaya göre geçen salý günü kapalý kapýlar ardýnda Ýstiklal takýmýnýn kadýn ve erkek takýmý Margubkar Stadyumu'nda karþýlaþtý. Maç erkek takýmýnýn 7-0'lýk galibiyetiyle sonuçlandý. Bu iddialarýn yayýlmasýnýn ardýndan Ýstiklal Teknik Direktörü Alirýza Mansuriyan, hangisi takýmýn üstün geleceðini görmek için iki takýmý maç yapmaya zorlamakla suçlandý. Yönetim maçý yalanlamasýna karþýn kadýnlar, profesyonel ve gençlik takýmý teknik direktörleri para ve uzaklaþtýrma cezasý çekmiþtir. Science dergisinin 2008 ocak sayýsýnda yayýnlanan makalede araþtýrmacýlar ilkel gibi görünenin aslýnda hiç de ilkel olmayabileceðini iddia etmektedirler. Araþtýrmacýlar Mangarevan ve üç Melanezya dilini günümüzde artýk kullanýlmayan ve diðer dördünün köken aldýðý Proto-Oceanic diliyle karþýlaþtýrmýþlardýr. Pek çok bilimci Proto- Oceanic dilinin soyut bir sayma sistemine sahip olduðuna inanmaktadýr. Fakat Mangarevan ve diðer kardeþ diller atalarýndan daha az soyut olan nesneye özgü sayma sistemlerini kullanmaktadýr. Araþtýrmacýlar bu beklenmedik geriye dönüþü kültürel bir gereklilik olarak yorumlamaktadýr. Ýki dil de yazýlý kayýttan yoksundur ve nesneye özgü sayý dizileri -bazý belirli nesneler ikili, dörtlü, sekizli birlikler halinde sayýlmaktadýr- zihinsel aritmetiði basitleþtirmeye dayanmaktadýr (örneðin 72 den 24 ü çýkarmaktansa 6 düzineden 2 düzineyi çýkarmak daha kolaydýr). Adalar önemli ticaret merkezleri olduklarý için bu tür aritmetik iþlemler önem taþýmaktadýr. Potsdam Üniversitesi nden dil bilimci Heike Wiese çalýþmanýn rakamlarýn birer araç olduðuna dikkat çektiðini söylemektedir. Bir sayý sistemi kültür onun daha iyisini üretemediði için deðil, onu o haliyle daha faydalý bulduðu için basit kalabilir demektedir. birgün Ýran'ýn gündemi kadýn-erkek futbol maçý Ýstiklal'in kadýn ve erkek takýmlarýnýn maç yaptýðý iddiasýna hükümet soruþturma baþlattý aldý. Yetkililer iki takýmýn antreman saatlerinin çakýþtýðýný ve yalnýzca 10 dakika bir arada kaldýklarýný öne sürüyor. Ýþini kaybetme tehlikesiyle karþý karþýya kalan Mansuryan "Ýstiklal takýmý ahlaki deðerlere önem verir. Ben o sýrada statta deðildim ancak yasalara aykýrý davrananlar gerekli cezayý alacaktýr" diye konuþtu. Ýstiklal hakkýndaki iddialar konusunda hükümet de soruþturma baþlattý. Þah döneminde Taç ismini taþýyan kulüp, 1979'daki Ýslami Devrim'den sonra Ýstiklal ismini almýþ ve 2 kez Asya Þampiyonluðunu kazanarak büyük baþarýlara imza atmýþtý. Radikal